MEVCUT YAPILARIN İNCELENMESİ VE YAPI DENETİMİ KOMİSYONU RAPORU



Benzer belgeler
Yerleşik Alanlar, Yapılı Kentsel Çevre Çevre Düzeni Planları Nazım İmar Planları 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar

Yrd.Doç.dr. Orhan CERİT

YAPILARIN ONARIM VE GÜÇLENDİRİLMESİ DERS NOTU

Doğal Afetler ve Kent Planlama

ONDOKUZMAYIS İLÇESİ NDE (SAMSUN) AFETE YÖNELİK CBS ÇALIŞMALARI

Firmamız mühendislik hizmet sektöründe kurulduğu 1998 yılından bugüne 16 yılı aşkın sürede faaliyette bulunmaktadır.

YAPI VE DEPREM. Prof.Dr. Zekai Celep

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ

Dr. Ayhan KOÇBAY Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

. TAŞIYICI SİSTEMLER Çerçeve Perde-çerçeve (boşluklu perde) Perde (boşluksuz perde) Tüp Iç içe tüp Kafes tüp Modüler tüp

Geçmiş depremlerde gözlenen hasarlar Güncellenen deprem yönetmelikleri Tipik bir binada depremsellik incelemesi

Yapıblok İle Akustik Duvar Uygulamaları: Digiturk & TV8

BAĞIMSIZ PROJE DENETİMİNİN ESASLARI ve HESAP RAPORU HAZIRLANMASI

BİTİRME PROJELERİ KATALOĞU

TS 500 (2000): Betonarme yapıların hesap ve yapım kuralları TS 498: Yapı elemanlarının boyutlandırılmasında alınacak yüklerin hesap değerleri

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

HABER BÜLTENİ DOSYA. JEOLOJİ VE JEOTEKNİK ETÜT RAPORU VE EKLERİ İLE İLGİLİ ESASLAR'a göre yapılması genelgede

BATMAN ÜNİVERSİTESİ İÇ KONTROL SİSTEMİ İZLEME GÖZDEN GEÇİRME VE DEĞERLENDİRME YÖNERGESİ

Kod numarası tek olanlar güz dönemi, çift olanlar bahar dönemi derslerini belirtmektedir.

Afet Sonrası İyileştirme Planı


MEVCUT KAMU BİNALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE GÜÇLENDİRİLMESİ ÖZEL TEKNİK ŞARTNAMESİ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat SEKTÖREL DEPREM GERÇEĞĠ

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü SAYI: B.07.0.BMK / /02/2009 KONU: Kamu İç Kontrol Standartları

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

BALÇOVA VE SEFERİHİSAR İLÇELERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN YAPI STOĞU ENVANTER VE DEPREM GÜVENLİĞİ ÖN DEĞERLENDİRMESİ PROJESİ

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

TÜRKİYE DEKİ ORTA KATLI BİNALARIN BİNA PERFORMANSINA ETKİ EDEN PARAMETRELER

10 - BETONARME TEMELLER ( TS 500)

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

KIBRIS TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ YASASI (21/2005 Sayılı Yasa) Madde 18 Altında Yapılan Tüzük

KALİTE SİSTEM YÖNETİCİSİ EĞİTİMİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ CERRAHPAŞA YERLEŞKESİ HIZLI DURUM TESPİT ÇALIŞMASI

TEMİZ ENERJİ GÜNLERİ. Binalarda Enerji Verimliliği

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

ÇATI KONSTRÜKSİYONLARINDA GAZBETON UYGULAMALARI Doç.Dr.Oğuz Cem Çelik İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Statiği ve Betonarme Birimi

GAZİANTEP ÇALIŞTAY RAPORU

KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ

KAMU İÇ DENETİMİNDE RİSK DEĞERLENDİRME REHBERİ


İç denetim birimleri, risk değerlendirme çalışmalarına ilişkin hususları bu rehbere uygun olarak kendi iç denetim birim yönergelerinde düzenlerler.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ

1 PLANLAMA ALANININ GENEL TANIMI 2 PLANLAMANIN AMAÇ VE KAPSAMI

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı

6.14 KAMU KULLANIMLARI

PARÇALARIN SİHİRLİ ELLERDE EŞSİZ BÜTÜNLÜĞÜ

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

KAMU İÇ DENETİMİ STRATEJİ BELGESİ ( )

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

RİSKLİ YAPILARIN TESPİT EDİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR. 4- Özel Konular

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

YANGINDAN ETKİLENMİŞ BİR BETONARME GÜÇLENDİRMESİNİN PLANLANMASI ÜZERİNE. erdemli.

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

Bina Envanter Çalışması

BETONARME BĠR OKULUN DEPREM GÜÇLENDĠRMESĠNĠN ĠDE-CAD PROGRAMI ĠLE ARAġTIRILMASI: ISPARTA-KESME ĠLKÖĞRETĠM OKULU ÖRNEĞĠ

DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER

DÖNEMİ KAMU İÇ DENETİM STRATEJİ BELGESİ

ULUSAL PNÖMOKONYOZ ÖNLEME EYLEM PLANI

2009 YATIRIM PROGRAMI GENEL BİLGİLER VE ANALİZLER

ANTALYA İLİ, AKSU İLÇESİ, ATATÜRK MAHALLESİ, ADA 2 PARSELİN BİR KISMINI KAPSAYAN ALANDA HAZIRLANAN 1/1.000 ÖLÇEKLİ İLAVE UYGULAMA İMAR PLANI

PERFORMANS PROGRAMI HAZIRLIK DANIŞMANLIĞI

Çevre Yönetim Sistemleri ve Çevre Boyutu

EK 10 YENİDEN YERLEŞİM EYLEM PLANI FORMATI

TÜRKİYE NİN DEPREM GERÇEĞİ. Deprem Bölgeleri Haritaları ve Deprem Yönetmeliklerinin Tarihsel Gelişimi

T.C. Bayındırlık ve Đskan Bakanlığı. Afet Đşleri Genel Müdürlüğü SAYI : B.09.0.AĐŞ /12297

İNŞAAT TEKNOLOJİSİ PROĞRAMI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL. AİT101 Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 (2+0) AKTS- 2

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Yapı Elemanlarının Davranışı

RİSKLİ BİNALARIN TESPİT EDİLMESİ HAKKINDA ESASLAR 5-Özel Konular

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ

Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması

Ders 1.2 Türkiyede Barajlar ve Deprem Tehlikesi

Afet Yönetimi ve. Sel Risk Değerlendirmesi

TÜRKİYE DENETİM STANDARTLARI RİSKİN ERKEN SAPTANMASI SİSTEMİ VE KOMİTESİ HAKKINDA DENETÇİ RAPORUNA İLİŞKİN ESASLARA YÖNELİK İLKE KARARI

ANTALYA İLİ, KEPEZ İLÇESİ, ŞAFAK VE ÜNSAL MAHALLELERİ 1/ ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI REVİZYONU AÇIKLAMA RAPORU

BİNA VE BİNA TÜRÜ YAPILAR (KATEGORİ 1) İÇİN PARSEL BAZINDA DÜZENLENECEK ZEMİN VE TEMEL ETÜDÜ (GEOTEKNİK) VERİ VE DEĞERLENDİRME RAPORU FORMATI

ŞUBE MÜDÜRLÜKLERİ GÖREV TANIMLARI

80. YILINDA 1935 MARMARA

Planlama Kademelenmesi II

TANITIM SUNUMU. Doç. Dr. Güven KIYMAZ

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI

3. Ulusal Taşkın Sempozyumu, Nisan 2013, İstanbul

DANIŞTAY SAYIN BAŞKANLIĞI NA SUNULMAK ÜZERE İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI NA

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ

İNŞAATLARDA YÜKSEKTE GÜVENLİ ÇALIŞMA. Serkan ÇETİNCELİ İş Müfettişi İnş.Yük.Müh.

T.C. ANTAKYA BELEDİYE MECLİSİ DÖNEMİ HAZİRAN 2016 BİRLEŞİM 13 OTURUM 1 TOPLANTI TARİHİ GÜNDEM MADDE NO 3 KARAR NO 82 ÖZÜ

ŞEHİRSEL TEKNİK ALTYAPI ( ) Prof. Dr. Hülya DEMİR

SU ŞEBEKE VE ARITMA TESİSLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Teşkilat

DEPREM BÖLGELERĐNDE YAPILACAK BĐNALAR HAKKINDA YÖNETMELĐK (TDY 2007) Seminerin Kapsamı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM

Ulusal Kuvvetli Yer Hareketi Kayıt Şebekesi Veri Tabanının Uluslararası Ölçütlere Göre Derlenmesi

Transkript:

MEVCUT YAPILARIN İNCELENMESİ VE YAPI DENETİMİ KOMİSYONU RAPORU 1

İÇİNDEKİLER ÖZET. 12 1. MEVCUT YAPILARIN ENVANTERİ VE İNCELENMESİ... 1.1 GİRİŞ... 14 1.2 MEVCUT DURUM. 15 1.2.1 İncelenecek Bina Sayısının Yüksekliği... 16 1.2.2 Deprem Tehlikesi ve Değerlendirme Yönü. 16 1.2.3 Envanter ve Değerlendirme Yaklaşımları 20 1.3 SORUNLAR 20 1.3.1 Mevcut Yapı Stokundaki Sorunlu Büyüme.. 20 1.3.2 Mevcut Yapı Dokümanları Üzerindeki Kuşku. 21 1.3.3 Ülke ve/veya Bölge/şehir Bazında Tanımı Yapılmış Değerlendirme Dokümanlarının Bulunmaması. 21 1.3.4 Yapılara Girilerek Bilgi Toplamanın Pratik ve Yasal Güçlükleri 21 1.4 ENVANTER VE İNCELEME YÖNTEMLERİ. 22 1.4.1 Yapıların Sınıflandırılması ve Envanter Kapsamı.. 22 1.4.2 Kademeli Değerlendirme.. 26 1.4.2.1 Giriş. 26 1.4.2.2 İDMP 2003 de Öngörülen Kademeli Değerlendirme Yaklaşımları 27 1.4.2.3 Birinci Kademe Değerlendirme Yöntemleri... 27 1.4.2.4 İkinci Kademe Değerlendirme Yöntemleri.. 29 1.4.2.5 Üçüncü Kademe Değerlendirme Yöntemleri. 31 1.4.2.6 Diğer Yöntemler.. 33 1.4.3 Kademeli Değerlendirme İçin Bilgi Toplama Tabloları.. 34 1.5 ÖNERİLER.. 40 1.5.1 Genel.. 40 1.5.2 Yeni Yapılaşma. 41 1.5.3 Yapıların İncelenmesi ve Güçlendirilmesi İçin Uygulama Kılavuzları ve Standart Geliştirme. 42 1.5.4 Meslekî Yeterlik ve Yetkin Mühendislik. 42 1.5.5 Teknik Eğitim.. 43 1.5.6 Meslek-İçi Eğitim 43 1.5.7 Halk Eğitimi 43 KAYNAKLAR. 44 Ek-E1

2.1. BETONARME BİNALAR 2.1.1. Güçlendirme İlkeleri 2.1.2. Güçlendirme Yöntemleri 2.1.2.1. Sistem Davranışı İyileştirmeye Yönelik Yöntemler 2.1.2.1.1. Yanal Rijitlik Kazandıran Elemanlar Oluşturulması 2.1.2.1.2. Yerinde Dökme Betonarme Dolgu Duvarları 2.1.2.1.3. Tuğla Dolgu Duvarlarının Güçlendirilmesi (CFRP) 2.1.2.1.4. Tuğla Dolgu Duvarlarının Güçlendirilmesi (Önüretimli Beton Panel) 2.1.2.1.5. Çelik Çaprazlar Kullanılması 2.1.2.1.6. Öngerilme (Ard Çekme) Uygulamaları 2.1.2.1.7. Yapı Dışında Yeni Bir Yapı Kurulması 2.1.2.1.8. Deprem Etkilerinden Uzaklaştırma 2.1.2.1.9. Taban Yalıtımı (Base İsolation) 2.1.2.2. Eleman Güçlendirmeye Yönelik Yöntem Ve Teknikler 2.1.2.2.1. Kolonların Güçlendirilmesi 2.1.2.2.2. Betonarme Manto 2.1.2.2.3. Çelik Manto 2.1.2.2.4. Kritik Bölge Sargılaması (Çelik Plaka) 2.1.2.2.5. Kritik Bölge Sargılaması (CFRP) 2.1.2.2.6. Kirişlerin Güçlendirilmesi 2.1.2.2.7. Betonarme Katman Eklenmesi 2.1.2.2.8. Betonarme Manto 2.1.2.2.9. Yeni Donatı Eklenmesi (Çelik Plaka) 2.1.2.2.10. Yeni Donatı Eklenmesi (CFRP) 2.1.2.2.11. Yeni Donatı Eklenmesi (Çekme Çubuğu) 2.1.2.2.12. Döşemelerin Güçlendirilmesi 2.1.2.2.13. Betonarme Katman Eklenmesi 2.1.2.2.14. Temellerin Güçlendirilmesi

2.1.2.2.15. Temel Genişletme 2.1.3. Uygulama Önerileri 2.1.4. Güçlendirme Stratejisi Seçimi 2.1.5. Güvenlik Düzeyi Seçimi 2.1.6. Uygulanacak Güçlendirme Tekniğinin Seçimi 2.1.6.1. Basit Hesap Yöntemi Kullanılması 2.1.7. Kaynaklar 2.2. YIĞMA BİNALAR 2.2.1. Yurdumuzdaki Durum 2.2.2. Sınıflandırma 2.2.3. Deprem Yönetmeliğinde Yığma Yapı 2.2.4. Güçlendirme Güvenlik Seviyesi 2.2.5. Deprem Güvenliği Yetersizlik Türleri 2.2.6. Güçlendirme Malzemeleri 2.2.6.1. Hazır Tamir Harçları 2.2.6.2. Püskürtme Beton 2.2.7. Eleman Güçlendirme Yöntemleri 2.2.8. Taşıyıcı Sistem Güçlendirme Yöntemleri 2.2.8.1. Basitleştirilmiş Güçlendirme Yöntemi 2.3. TARİHİ YAPILARIN ONARIM VE GÜÇLENDİRİLMESİ 2.3.1. Giriş 2.3.2. Mevcut Durumun Tespiti 2.3.3. Onarım Ve Güçlendirme Nedenleri 2.3.4. Onarım Ve Güçlendirme Projesi 2.3.5. Onarım Ve Güçlendirme Uygulaması 2.3.6. Onarım Ve Güçlendirme Önerileri 2.3.7. Yapının Kısmen Veya Tamamen Yenilenmesi

2.3.8. Onarım Ve Güçlendirme Malzemeleri 2.3.9. Yerel Güçlendirme 2.3.9.1. Püskürme Beton Ve Donatı Uygulaması 2.3.9.2. Serbest Kolon Ve Minarelerin Onarım Ve Güçlendirilmesi 2.3.9.3. Ahşap Döşemelerin Onarım Ve Güçlendirilmesi 2.3.9.4. Kemer, Tonoz Ve Kubbelerin Onarım Ve Güçlendirilmesi 2.3.9.5. tle Ve Rijitlik Düzensizliğinin Giderilmesi 2.3.9.6. Temellerin Ve Zeminin Onarım Ve Güçlendirilmesi 2.3.9.7. Kaynaklar 2.4. ÖNÜRETİMLİ YAPILAR 2.4.1. Güçlendirme İlkeleri 2.4.2. Güçlendirme Yöntemleri 2.4.2.1. Sistem Davranışı İyileştirmeye Yönelik Yöntemler 2.4.2.1.1. Yanal Rijitlik Kazandıran Elemanlar Oluşturulması 2.4.2.1.2. Yerinde Dökme Betonarme Perdeler Oluşturulması 2.4.2.1.3. Önüretimli Betonarme Perdeler Oluşturulması 2.4.2.1.4. Çelik Çaprazlar Kullanılması 2.4.2.1.5. Yanal Rijitlik Dağıtan Elemanlar Oluşturulması 2.4.2.1.6. Tavan Düzeyinde Çelik Çaprazlar Kullanılması 2.4.2.2. Eleman Güçlendirmeye Yönelik Yöntemler 2.4.2.2.1. Endüstri Yapılarında Mesnetlerin Ve Bağlantıların İyileştirilmesi 2.4.2.2.2. Kiriş Mesnetlerinde Yeterli Bağlantı Sağlanması 2.4.2.2.3. Kayar Mesnetlerin Basit Mesnete Dönüştürülmesi 2.4.2.2.4. Kısa Konsollar 2.4.2.3. Çok Katlı Yapılarda Bağlantıların Güçlendirilmesi 2.4.3. Uygulama Önerileri 2.4.3.1. Güçlendirme Stratejisi Seçimi 2.4.3.2. Güvenlik Düzeyi Seçimi

2.4.3.3. Güçlendirme Tekniği Seçimi 2.4.4. Kaynaklar 2.5. ÇELİK YAPILAR 2.5.1. Mevcut Durum (Malzeme, Eleman, Taşıyıcı Sistem) 2.5.2. Moment Aktaran Çelik Çerçeveler 2.5.3. Çelik Çaprazlı Sistemler 2.5.4. Dolgu Duvarlı Çelik Çerçeveler 2.5.5. Döşemeler 2.5.6. Diğer Çelik Yapılar 2.5.6.1. Çelik Su / Yakıt / Tahıl Depoları 2.5.6.2. Çelik Köprüler Ve Çatılar 2.5.6.3. Çelik Kuleler 2.5.7. Sismik İzolatörler 2.5.8. Kaynaklar 2.6. BİNA DIŞI ÖZEL YAPILAR 2.6.1. Su Yapıları 2.6.2. Depolama Tesisleri 2.6.2.1. Barajlar 2.6.2.2. Göletler, Bentler, Alçak Yükseklikteki Barajlar 2.6.3. İçme Suyu Tesisleri 2.6.3.1. İçme Suyu Arıtma Tesisleri 2.6.3.2. İçme Suyu Depoları, Pompa İstasyonları 2.6.3.3. İçme Suyu İsale Hatları 2.6.3.4. İçme Suyu Dağıtım Şebekesi 2.6.4. Sulama Tesisleri 2.6.5. Diğer Su Yapıları 2.6.6. Atıksu Tesisleri 2.6.6.1. Atıksu Arıtma Tesisleri, Pompa İstasyonları

2.6.6.2. Atıksu Toplayıcıları 2.6.6.3. Atıksu Deniz Deşarjları 2.6.7. Doğalgaz Tesisleri 2.6.7.1. Besleme Merkezleri 2.6.7.2. Regülatörler 2.6.7.3. Ana Dağıtım Hatları 2.6.7.4. Servis Kutuları 2.6.8. Elektrik Şebekesi 2.6.8.1. Enerji Santralları 2.6.8.2. İletim Hatları (Yerleşim Merkezleri Dışında) 2.6.8.3. İndirici Merkezleri 2.6.8.4. Dağıtım Trafoları 2.6.8.5. Havai Hatlar (Yerleşim Merkezleri İçinde) 2.6.8.6. Yer Altı Hatları (Yerleşim Merkezleri İçinde) 2.6.9. Haberleşme Şebekesi 2.6.9.1. Santral Binaları 2.6.9.2. Yer Altı Hatları 2.6.10. Karayolu, Demiryolu Ve Sanat Yapıları 2.6.11. Karayolları 2.6.11.1. Otoyol Köprü Ve Viyadükleri 2.6.11.2. Karayolu Köprüleri 2.6.11.3. Yaya Alt-Üst Geçitleri 2.6.12. Demiryolları, Hafif Raylı Sistemler, Metrolar 2.6.12.1. Ulaşım Hatları 2.6.12.2. Tüneller 2.6.12.3. Köprüler 2.6.12.4. Demiryolu Alt-Üst Geçitleri 2.6.12.5. Hafif Raylı Ulaşım Alt-Üst Geçitleri

2.6.12.6. Metrolar 2.6.13. Limanlar 2.6.14. Hava Meydanları 2.6.15. Petrol Tesisleri 2.6.16. Diğer Tesisler 2.6.17. Sonuç 2.6.18. Kaynaklar 2.7. FİNANSAL KONULAR YASAL ve YÖNETSEL GEREKSİNİMLER : 2.7.1. Finansal Konular 2.7.2. Kaynak Türleri 2.7.2.1. Özkaynaklar 2.7.2.1.1. Bireysel Özkaynaklar 2.7.2.1.2. Kurumsal Özkaynaklar 2.7.2.2. Dışkaynaklar 2.7.2.2.1. Krediler 2.7.2.2.2. Fonlar 2.7.2.3. Ulusal kaynaklar 2.7.3. Genel Bütçeler 2.7.3.1. Özel İdare Bütçeleri 2.7.3.2. Yerel Yönetim Bütçeleri 2.7.3.3. Kaynakların Kullanımları 2.7.4. Sonuç ve Öneriler 3 YAPI DENETİMİ VE SİGORTA 3.1 TARİHÇE 3.2 MEVCUT DURUM 3.2.1 3194 Sayılı İmar Kanununun Uygulanması ve Aksayan Yönleri 3.2.2 595 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında KHK. nin Getirdiği Düzenlemeler ve Aksayan Yönleri

3.2.2.1 595 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında KHK nin getirdiği düzenlemeler 3.2.2.2 595 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında KHK nin aksayan yönleri 3.2.3 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun Getirdiği Düzenlemeler ve Aksayan Yönleri. 3.2.3.1 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun un getirdiği düzenlemeler 3.2.3.2 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve uygulama yönetmeliğinin aksayan yönleri 3.3 YAPI DENETİMİ KONUSUNDA DÜNYA UYGULAMALARI 3.4YAPI DENETİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİN SİSTEMİN UNSURLARI İTİBARİYLE DEĞERLENDİRİLMESİ 3.4.1 Yapı Sorumluları Açısından Değerlendirme 3.4.1.1 Yapı denetim kuruluşları 3.4.1.2. Denetçi mühendis ve mimarlar 3.4.1.3 Kontrol elemanları 3.4.1.4 Yardımcı kontrol elemanları 3.4.1.5 Proje müellifleri 3.4.1.6 Şantiye şefi 3.4.1.7. Yapı müteahhitleri 3.4.1.8. Yapı sahibi 3.4.1.9 Yerel yönetimler 3.4.2 Diğer Unsurlar Açısından Değerlendirme 3.4.2.1 Laboratuvarlar 3.4.2.2 Yapı malzemeleri üreticileri 3.4.2.3 Diğer inşat çalışanları 3.5 DENETİM KURULU VE KOMİSYONLAR 3.5.1 Yapı Denetimi Kurulu 3.5.2. İl Yapı Denetim Komisyonu 3.6. YAPI DENETİM HİZMET BEDELİ 3.7. YAPI DENETİMİNDE SİGORTA SİSTEMİ 3.8. YASAKLAR İLE YAPTIRIMLAR VE CEZALAR 3.8.1.Yasaklar

3.8.2 Yaptırımlar ve Cezalar 3.9. YAPI DENETİM SİSTEMİNİN TÜMÜ İTİBARIYLA DENETİMİ VE SİCİLLERİN TUTULMASI 3.9.1. Yapı Denetim Kurulu nun Denetimi 3.9.2. İl Yapı Denetim Komisyonlarının Denetimi 3.9.3. Yapı Sorumlularının Sicillerinin Tutulması ve Değerlendirilmesi 3.10 YAPI DENETİMİ SÜRECİNDE KULLANILACAK DOKÜMANTASYONUN DERLENMESİ 3.11 EĞİTİM 3.11.1 Üniversitede Mühendislik ve Mimarlık Eğitim Programlarında İyileştirme ve Koordinasyon 3.11.2 Yetkin Mühendislik 3.11.3 Mevcut Personelin Durumunun Meslek İçi Eğitimle İyileştirilmesi ve Sertifikasyonu 3.11.4 Mesleki ve Teknik Liselerde Eğitimin İhtiyaç Odaklı Olarak Yeniden Yapılandırılması 3.11.5 Yapı Müteahhitlerinin Standartlarının Belirlenmesi, Sertifikasyonu ve Oda Kurulması 3.11.5.1 Yapı müteahhitlerinin standartlarının belirlenmesi ve sertifikasyonu.3.11.5.2 Yapı müteahhitleri odası kurulması 3.12 ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 3.12.1 İnşat Üretimi ve Yapı Denetiminde Toplam Kalite Uygulamasının Teşvik Edilmesi 3.12.2 İmar Kanunu Revizyon Çalışmalarının En Kısa Sürede Tamamlanması 3.12.3 İmar Afları ve Benzeri Uygulamaların Ülke Gündeminden Tamamen Çıkarılması 3.12.4 Nitelikli Yapıya Dönük Tüketici Talebinin Yaratılması ve Çeşitli Teşviklerle Desteklenmesi 3.12.5 Yapı Denetimi Sisteminin Geliştirilerek Ülke Geneline Yaygınlaştırılması 3.12.6 Yapıda Kaliteyi Sağlayacak Diğer Hukuki Önlemlerin Alınması 3.12.7 Yapı Üretiminde Kalite Belgesine Sahip Uygulamaların Desteklenmesi 3.12.8 Sigorta Sistemi Esaslarının Uygulanabilir Şekilde Belirlenmesi 3.12.9 Yapı Denetimi Kanununa Uygun Olarak Gerçekleştirilecek Yapılara Sertifika Verilmesi Uygulamasının Yaygınlaştırılması 3.12.10- Türkiye Yapı Denetim Kuruluşları Birliği (Derneği) Kurulması 3.13- SONUÇ EKLER : - KAYNAKLAR :

BİRİNCİ BÖLÜM MEVCUT YAPILARIN ENVANTERİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET Mevcut yapıların envanteri ve incelenmesi ve iyileştirilmesi ihtiyacı; ülkemizin, diğer bazı alanlarda da olduğu gibi, son devirlerde yaşadığı kötü yapılaşma sürecinin, insanının can güvenliğini, sosyal ve ekonomik hayatını ciddî ölçülerde tehdit eder hâle gelmiş olmasından doğmaktadır. Yapılaşmada doğal afetler göz ardı edilerek yapılan uygulamalar, her yıl önemli ölçüde insanımızın can kaybına ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Doğal âfetlerin başında ise, deprem tehlikesi ve bunun yeterince ciddiye alınmaması gelmektedir. Sonuçta, ülkemiz bugün, orta büyüklükteki depremlerin bile can aldığı hâldedir. Yaşanmakta olan sürecin iyiye doğru döndürülebilmesi acilen gereklidir. Bunun için; her şeyden önce, mevcut yapı stokumuza her gün eklenmekte olan yeni yapıların, artık tabiatın ve çağın gereklerine uygun oluşturulmalarını sağlamak, böylece kötü yapılaşmanın en önemli kaynağını kurutmak; sonra, mevcut yapı stokumuzu muhtemel tehlikeleri dikkate alarak incelemek, yetersiz özellikteki yapıları belirlemek, bunları bir tehlike sıralamasına koymak ve bunları iyileştirebilmek; bunun için de, bu konuya ayrılabilecek kaynakları olabildiğince planlı kullanmak gerekmektedir. Bu raporda; ülkenin, özellikle bina türü mevcut yapı stokunun deprem tehlikesine karşı envanteri, incelenmesi ve değerlendirilmesi bağlamında; mevcut durum, sorunlar ve bunları aşabilmek için izlenmesi gereken yollar tartışılmıştır. Yapılaşmada ülkedeki deprem tehlikesi göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Ne yazık ki, yaşanan hızlı ve kötü yapılaşma süreci, birçok doğal afeti ve özelde deprem tehlikesini büyük ölçüde ihmal etmiştir. Bina türü yapı stokunun mevcut yapı stoku içindeki oranı ve deprem tehlikesine karşı aşırı hassas durumda bulunmaları, can kayıplarının en temel kaynağı olmaları nedeniyle, bina türü yapı stokunun öncelikle ve ağırlıklı olarak ele alınıp incelenmesi gerekmektedir. Bu şekilde oluşan bina türü yapı stoku, tekil şehir temelinde bile yüz binleri aşmaktadır; ülke genelinde ise milyonlarla ifade edilmektedir. Ancak, bu amaca uygun bir envanter ve inceleme henüz yapılabilmiş değildir. Envanteri yapılacak bina türü yapı stokunun büyüklüğü karşısında, bu büyük problemle baş edilebilmesi için, pratik ve geçerli bir takım yaklaşımlar geliştirmek ve bunları kullanarak durum belirlemesi yapmak gerekmektedir. Bu amaçla, aynı tehlikeyi yaşayan diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yaptığı gibi, kademeli değerlendirme yöntemleri kullanmak akılcı bir yaklaşım olarak gözükmektedir. Nitekim, ülkemizin dört üniversitesinden (İTÜ, BÜ, ODTÜ, YTÜ) oluşturulan geniş bir bilim heyetinin bir seneye yakın yoğun çalışmaları ile ortaya konulan İDMP (2003) çalışmaları esnasında, bu problem ayrıntılı olarak tartışılmış; sonuçta, kademeli değerlendirme yaklaşımlarının kullanılmasının tek akılcı yaklaşım olacağına karar verilmiştir. Bu konuda kuşkuya yer yoktur.

İDMP(2003) de öngörülen kademeli değerlendirme yöntemlerinin ve/veya uygulamalarda öne çıkabilecek olanların, başta büyük şehirler ve şehirlerde olmak üzere, bütün ülkede kullanılmak üzere geliştirilmesinin gerekli ve yeterli olabileceği düşünülmektedir. Dünyada ve bugüne kadar kısıtlı da olsa ülkemizde kademeli değerlendirme uygulamalarında, esas olarak üç kademe söz konusudur: Birinci kademe değerlendirmede; binalar hakkında, uzman bir gözün dıştan görerek toplayabileceği bazı özellikleri toplanıp değerlendirilerek, yapıların tehlike sıralamasının yapılması, böylece önceliklerin belirlenmesi öngörülmektedir. Önceliklerin belirlenmesi ise, sayıları onlarca, yüzlerce binlerle ifade edilen yapı stoklarının incelenebilmesinin ilk ve en önemli adımıdır. İkinci kademe değerlendirmede; belirlenen öncelikler dahilinde, bina içlerine girerek, kritik katları için çıkarılacak mimarî ve yapısal rölöveler dahil, toplanan yapısal bilgilerden hareketle yapılar tek tek incelenmektedir. Dünyada ve ülkemizde bu bağlamda önerilen yaklaşımlar, genelde sadeleştirilmiş yapısal analize ve bir takım performans endekslerinin deprem ve yapısal girdilerden hareketle tahmin edilmesine dayanır. Yöntemler içinde, yapı davranışını etkileyen başlıca parametrelerin gözlemlere dayalı istatistik değerlendirilmesine dayalı olarak geliştirilmiş olanları da mevcuttur. Bu kademede amaç; yıkılma ihtimali olan yapıları belirlemektir. Böylece, üçüncü kademe değerlendirmeye kalacak bina sayısının, teknik iş gücü ve ekonomik bakımdan baş edilir sayılara indirilmesi umut edilmektedir. İkinci kademe değerlendirme ile tespit edilen yıkılma ihtimali yüksek bina dağılımının bir alt bölgede yoğunluğundan hareketle, diğer planlama girdileri de dikkate alınarak, doğrudan kentsel rehabilitasyon uygulamalarına karar verilebileceği, bu yoğunluğun nispeten düşük ve makul gözüktüğü bölgelerde ise, bu nitelikteki binaların, kademeli değerlendirme yaklaşımının mantığı gereği ayrıntılı değerlendirme yapılması gerekeceği düşünülmektedir. Üçüncü kademe değerlendirme, ikinci kademe değerlendirmede yıkılma ihtimali yüksek olarak belirlenen binalardan, kentsel rehabilitasyon dışında kalanlar hakkında kesin karar oluşturmak için yapılacak bir çalışmadır; ayrıca,önemli yapılar (okul, önemli kamu hizmet binaları, santral binaları, vb) ile, birinci ve ikinci kademe değerlendirme yöntemleri ile yeterince hassas değerlendirilmesi mümkün olmayan sekiz ve üzerinde katlı her türlü bina, ayrıntılı değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Birinci ve ikinci kademe değerlendirme için toplanan bilgiler, bu kademe için yeterli değildir. Ayrıntılı incelemede; yapı lokasyonunun sismik verilerine, yapı temel zeminin sismik ve geoteknik özelliklerine, yapı geometrisini tam olarak yansıtan taşıyıcı sistem resimlerine (tıpkı- yapım projeleri bulunmayan yapılar için rölöve planlara), mevcut yapı malzemelerinin özelliklerine ve yapıda dağılımına, varsa yapıda mevcut yapısal ve yapısal olmayan hasar miktarına ve dağılımına dair ayrıntılı olarak düzenlenmiş dokümanlara (proje ve raporlara) ihtiyaç duyulur. Değerlendirme yöntemlerinin esaslarının Deprem Yönetmeliği (2004) revizyonu ile belirlenmesi ve, performans tespitine dayalı olması beklenmektedir. Raporda; envanter ve değerlendirme açısından bakarak, bina ve bina türü olmayan başlıca yapıların bir sınıflandırması yapılmış; bina türü yapı sınıflarının her birinde hangi kademeli değerlendirmelerin yapılması gerektiği, nedenleri ile birlikte işaret edilmiştir.

Bu raporda ayrıca; (1)Mevcut yapı dokümanları ile değerlendirme yapılıp yapılamayacağı da incelenmiş, bu bağlamdaki eksiklerin ve dokümanlar üzerindeki haklı kuşkunun, buna imkân vermediği tespit edilmiştir. Bu durumda, geniş yapı stokunun envanteri için yapılabilecek yaklaşımlar, değerlendirmenin önemli bir ayağı olarak tartışılmıştır. Kademeli değerlendirme yaklaşımları içerisinde geniş bir yelpaze tutan ve İDMP(2003) de önerilen değerlendirme yöntemlerinin tümünün toplam talebini somut olarak ortaya koyan ve anılan planda ayrıntısı ile çalışılarak oluşturulan birinci kademe ve ikinci kademe değerlendirme için gerekli yapısal ve yapısal olmayan envanter bilgileri tabloları, örnek olmak üzere, verilmiştir. (2) İDMP(2003) de, kademeli değerlendirme yöntemi olarak önerilen ve hâlen Zeytinburnu Pilot Projesinde test ve kalibrasyonları süren yöntemlerin esasları özetlenmiştir. Uygulamalarla bu yöntemlerden bazılarının öne çıkması ve en azından ülke çapında kullanılabilecek yöntemlere altlık oluşturması beklenir. Kısıtlı da olsa ülkemizde uygulama alanı bulmuş ve bölgesel bazda da olsa kısmen kalibre edilmiş değerlendirme yöntemlerinden bazıları ek- E1 de özetlenmiştir. Rapor sonunda, bina türü yapıların değerlendirilmesi bağlamında seçilmiş ve bir kısmından bu raporun hazırlanmasında da yararlanılmış geniş bir kaynaklar listesi verilmiştir. 1.1 GİRİŞ Geçmişteki örneklerinin gözlem ve incelemelerine dayanarak büyüklüğü, şiddeti, meydana gelebileceği yerler ve benzeri özellikleri önceden tahmin edilebilmesine karşın ortaya çıkacağı zaman tam olarak kestirilemeyen; insanlar, hayvanlar, yapılar ve tabiat üzerinde önemli ve ânî değişikliklere ve zararlara neden olan tabiat olayları genelde doğal afet olarak anılır. Bunların başlıcaları, ülkemiz için önem sırasına göre; 1. Depremler, 2. Seller, su baskınları, 3. Toprak kaymaları, 4. Çığ düşmeleri, 5. Kasırga olarak nitelendirilebilecek fırtınalar, 6. Yangınlar olarak sayılabilir. Yaklaşık son altmış yılın doğal afet hasarı istatistikleri; yapısal hasarların yarıdan fazlasının depremlerden ileri geldiğini, bunu heyelanlar, seller, toprak kaymaları, yangınlar, çığ düşmeleri ve diğerlerinin izlediğini göstermektedir. Ülke topraklarının %90 nından fazlasının depremden değişik derecelerde etkilenir durumda olması; depremin ülke yaşamındaki önemini yeterince vurgulamaktadır. Dahası; endüstri tesislerimizin yaklaşık ¾ ü, barajlarımızın yaklaşık 1/3 ü birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde yer almaktadır. Hal böyle iken, ülkemiz, yakın geçmişinde yaşadığı kötü yapılaşma dahil, doğaya ve çağa uygun düşmeyen süreçlerin doğal bir sonucu olarak, mevcut yapı stokunun, insanının can güvenliğini tehdit eder hâle düşmüş durumdadır.

Afet; ekonomik ve toplumsal yapıyı etkilerken, ekonomik ve toplumsal koşullar afetin büyük can ve mal kayıpları şeklinde ortaya çıkmasında etken olmakta, deyim yerindeyse, bugün bu bağlamda, ülkede bir kısır döngü hüküm sürmektedir. Mevcut sosyo-ekonomik yapı içinde oluşmuş yapı üretim mekanizmaları, bu bağlamda sürekli sorun üretmektedir. Doğal olarak; yapının elde edilmesi, planlamadan kullanıma geçilmesine kadarki bir süreci kapsamakta; bu süreç, politikalardan, yörenin sosyoekonomik yapısından, değerlerinden, yasa ve yönetmeliklerdeki kusur ve boşluklardan etkilenmektedir. Böylesi bir sistem içerisinde; ulusal gelir düzeyi, çarpık kentleşme, rant mekanizması, uygulanan sanayi, arazi kullanımı, konut politikaları, kanun ve yönetmelikler, halkın eğitim düzeyi, mesleki ve teknik personelin eğitim biçimi, planlama süreci ve yaklaşımları, planlamadan başlamak üzere yapının oluşum sürecindeki her aşamada etkin denetimin sağlanamaması gibi pek çok sorun, afet zararlarının artmasına kaynak teşkil etmektedir. Afet zararlarının azaltılabilmesi, diğer ekonomik ve toplumsal koşulların doğurduğu kısır döngünün kırılmasına da katkıda bulunacaktır. Bu problemler yumağının temeline inmek için, yapı üretim mekanizmalarının, bu mekanizmaların işleyiş biçiminin, bu süreçte rol alan aktörlerin ve yerleşme gelişme biçimlerinin iyi analiz edilebilmesi, problemlerin açık yüreklilikle ortaya konulması, bir başka deyimle problemin tanımının doğru yapılabilme maharetinin gösterilebilmesi gerekmektedir. Her bölgenin ya da yörenin yaşam biçimlerinde, değer yargılarında, teknolojik gelişmişlik düzeyinde, çevre verilerindeki farklılıklar dikkate alındığında, ülkenin tümü için geçerli olabilecek tek bir çözümün olamayacağı açıktır. Burada; bu problemler yumağının sadece bir parçası olan mevcut yapı stokunun oluşturduğu tehlikenin azaltılabilmesi için, bu yapı stokunun envanteri ve incelenmesinin baş edilebilir bir çözümünün yolları tartışılmaktadır. 1.2 MEVCUT DURUM Ülke bazında mevcut yapı stokunun değerlendirilmesinden, yalnız bina türü yapıların anlaşılması eksik bir yaklaşım olur. Bununla beraber, bina dışı yapıların çoğu, Devlet kurum ve kuruluşları hesabına yapılmış her türlü alt yapı tesisleri olmak yanında, yollar, köprüler, viyadükler, sanat yapıları ve limanlar gibi, bina türü yapılara nispetle çok daha yüksek maliyetli yapılar olduklarından; ciddî etütler, planlama ve projeler hazırlanmadan, sıkı bir denetimle inşa edilmeden vücuda getirilmiş olma ihtimalleri yok denecek kadar azdır. Bu nedenle, bu tür yapılar için ciddî inşaat dokümanlarına ve tıpkı yapım (as-built) projelerine ulaşmak, büyük ölçüde, mümkündür. Bununla beraber, bina dışı yapıların da, elbette, inşa edildikleri devirdeki ekonomik güce, malzeme ve inşaat teknolojilerine ve tasarım ve inşaat dokümanlarındaki bugüne nispetle- bilgi eksikliğine bağlı olarak, bugünün bilgi düzeyinde incelenmeleri, varsa noksanlarının ve zaaflarının giderilmesi düşünülebilir. Ancak; bina dışı yapıların, bina türü yapılar için oluşturulacak değerlendirme yöntemleri ile değerlendirilmeleri düşünülemeyeceği gibi, sayı olarak da binalar kadar büyük - devlet yolu, otoyol ve şehir içi ana yollar ve üzerindeki köprü ve viyadükler hariç - ve can güvenliğini o ölçüde tehdit eder yapılar değildirler.

Can güvenliğini doğrudan tehdit eden yapı stokunu, nerdeyse bütünüyle bina türü yapılar oluşturmaktadır. Bu nedenle, üzerine önceden iyi planlanmış, güvenilir, yeterince hızlı sonuç alınacak, ülke ekonomisinin kaldırabileceği paylarla gerçekleştirilebilecek yöntemler geliştirilmesi bina türü yapı stoku için gerekmektedir. Bina dışı yapılar için, yapının önemine göre, özel değerlendirme yöntemleri tasarlanabilir; bunların çoğu, ayrıntılı değerlendirme niteliğinde olacağından, genelde alışılmış tasarım yöntemlerinden de yararlanılabilecek demektir. 1.2.1 İncelenecek Bina Sayısının Yüksekliği Şehirler ve ülke bazında incelenecek bina sayıları hakkında sağlıklı bir kaynak bulunmamaktadır; ülkenin kadastrosu bile tamamlanmış değildir. Çoğu şehirlerimizde bu sayıların yüz binlerle ifade edildiği görülmektedir; İstanbul örneğinde yapı sayısı yaklaşık 1 milyon 200 bin olarak ifade edilmiştir; bunların yarıdan fazlasının, bir şekilde envanterinin yapılması ve incelenmesi gerekmektedir. Devletin ve mahallî idarelerin elindeki bilgi ve belgeler (projeler, tapu kayıtları, vb) çoğu kere, özellikle yapı inceleme bağlamında yetersiz kalmaktadır. İzmir ve İstanbul Deprem Master Planı çalışmalarında ve Zeytinburnu Pilot Uygulama Projesi nde bu yetersizlik had safhada görülmüştür. Diğer şehirlerimizde durumun çok farklı olması için bir neden bulunmamaktadır. Bu yüzden, mevcut yapıların değerlendirilmesi bağlamında, pratik ve gerçeği yansıtan envanter yöntemlerinin tanımlanması, geliştirilmesi ve kullanılmasına ihtiyaç vardır. 1.2.2 Deprem Tehlikesi ve Değerlendirme Yönü Ülke topraklarının yaklaşık %90 ında, deprem, yapılar için etkendir; yaklaşık 2/3 ü ise birinci ve ikinci derecede deprem bölgesidir. Yapılaşmada doğal afetlerin, özellikle deprem tehlikesinin yeterince dikkate alınmaması, her yıl önemli ölçüde insanımızın can kaybına (Cumhuriyet devri ortalaması yaklaşık 1000 can kaybı/yıl) ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır; ortaya çıkardığı diğer sosyal problemler büyüktür. Sonuçta, ülkemiz bugün, orta büyüklükteki depremlerin bile can aldığı bir ülke durumundadır. Deprem tehlikesinin dikkate alınması ihtiyacı, yerleşimlerin tarihi kadar eski olmalıdır. Osmanlı da ilk ciddî incelemelerin 1894 İstanbul Depremiyle gündeme geldiği bilinmektedir. Cumhuriyet devrinde ise, 1939 Erzincan Depremi ni müteakip ülke topraklarındaki deprem tehlikesini belirleme ve yapılaşmada bunun dikkate alınması çalışmaları başlatılmıştır. Deprem Bölgeleri Haritası (1996): Makro-sismik deprem tehlike bölgeleri haritası, bu tarihten sonra birkaç defa revize edilerek, en son hâli ile 18 Nisan 1996 da yayınlanmıştır. Haritaya göre; ülke toprakları, beş deprem riski bölgesine ayrılmıştır. Bu ayırımda, yapı tasarımında dikkate alınacak deprem tanımından hareketle, IX MSK ve üzerinde şiddet beklenen bölgeler 1 inci derece, VIII MSK şiddet beklenen bölgeler 2 nci derece, VII MSK şiddet beklenen bölgeler 3 üncü derece, VI MSK şiddet beklenen bölgeler 4 üncü derece ve, V MSK ve altında şiddet beklenen bölgeler tehlikesiz bölge olarak tanımlanmıştır.

Makro sismik verilerin, oluşan yeni depremler, yapılan yeni araştırmalar ve değerlendirmeler çerçevesinde yeterince sık aralıklarla gözden geçirilmesinde yarar olabilir. Bu bağlamda geniş bir değerlendirme ve yapılması gerekenler, UDK nin Ulusal Deprem Strateji Raporu nda ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Konunun Şura nın ilgili komisyonlarında ağırlıklı olarak ele alınması beklenir. Mikro-sismik Bölgeleme Çalışmaları: Ülke düzeyinde deprem hasarını en aza indirmek amacıyla, deprem özelliklerinin, yerel jeolojik yapı ve zemin koşullarının, farklı ölçeklerde incelenerek tanımlanması; buna göre ülke, bölge ve kent planlamasına yönelik haritaların üretilmesi gerekmektedir. Bu tür çalışmalar, bir bölgede veya yerleşmede meydana gelebilecek bir deprem sırasında oluşacak yapısal ve alt yapı sistemlerindeki hasarları önceden tahmin edebilmenin ve kent ölçeğinde ileriye yönelik olarak yapılaşmada alınacak önlemleri belirleyebilmenin olduğu kadar, mevcut yapı stokunun değerlendirilebilmesi için de gereklidir. Makro bölgeleme haritaları, ülke, bölge, alt bölge ve nazım imar planı ölçeğindeki planlamaları; mikro bölgeleme haritaları ise, başta mevcut yapı değerlendirmeleri dahil, kentsel rehabilitasyon ve imar planlamalarını yönlendirici belgeler olarak algılanmalıdır. Gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar da bu doğrultudadır; değerlendirmede makro sismik verilerle yapılan deprem tehlikesi haritalarının kullanılması, kaba bir yaklaşım sayılır ve büyük ekonomik kayıplara yol açar. Esas itibariyle, UDK Strateji Raporu nda [Nisan 2003] ortaya konulan değerlendirmeler de bu doğrultudadır: Ölçek ve içerik açısından planlama ve uygulama sürecinde, sismo-tektonik harita baz alınarak hazırlanmış Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası, Deprem Tehlikesi Haritası ve Mikro Bölgeleme Haritası olmak üzere üç harita grubuna ihtiyaç duyulmalıdır. En üst ölçekteki makro haritalardan başlayarak imar planlama ölçeğine kadar çeşitli ölçeklerde birbirini tamamlaması ve bir üst ölçek ile uyumlu olması gereken bu haritalardan ülke düzeyinde Deprem Tehlikesinin gösterildiği makro bölgeleme haritası, Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik'te öngörülen 'Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası'dır. Bu haritanın başlıca amacı, yine aynı yönetmelik kapsamında, yapı tasarımı için gereken etkin ivme katsayısının seçimini yapabilmektir. Deprem tehlikesi haritaları, doğal tehlike haritalarının bir altlığı olarak algılanmalı ve yer seçimi aşamasında planlama sürecine veri sağlayan belgeler niteliği taşımalıdır. Mikro bölgeleme haritalarında amaç ise, halen uygulanmakta olan yönetmelikte öngörülen, yapı tasarımı için gereken parametreleri tanımlamak değildir. Bu büyük ölçekli haritalarda amaç, bölge ve kent planlaması yapılırken depremsellik ile yerel jeolojik yapı ve zemin özellikleri arasındaki ilişkileri daha ayrıntılı biçimde tanımlayarak, yerel koşullar açısından daha güvenilir bir bölgeleme yapılması ve buna ek olarak yerleşim birimleri bazında yapılabilecek deprem riski ve hasar görebilirlik haritalarına girdi sağlamaktır. Deprem tehlikesi haritaları ile mikro bölgeleme haritalarının hazırlanması ve gerektiğinde güncelleştirilmesinde kullanılacak veriler ancak 1/25 000 ölçekli baz haritalar ve haritalama ile elde edilir.

İmar uygulamalarına yön verecek olan bu büyük ölçekli mikro bölgeleme haritaları, 1/25 000 ölçekli deprem tehlike veya doğal tehlike haritalarıyla üretilmiş çeşitli bilgileri (yamaç eğimi, jeolojik yapı, kaya türü, fasiyes özellikleri, heyelan, yeraltı su seviyesi, drenaj sistemi, aktif fay ve özellikleri, sıvılaşma potansiyeli vb.) mühendislik jeolojisi, jeofizik, sismik, geoteknik ve laboratuar yöntemleri kullanılarak zeminlerin olası depremlerde beklenen fiziksel davranışlarının ayrıntılı biçimde tanımlandığı, dolayısıyla planlamayı yönlendirici belgelerdir. Bu haritaların ölçeği, planlamanın niteliğine göre 1/10 000 ile 1/1 000 arasında değişebilir. Bu nedenle, mikro bölgeleme araştırmaları, hem depremsellik hem de yerel jeolojik yapı ve zemin koşulları açısından çok daha ayrıntılı çalışmaları gerektirmektedir. Ne var ki, ülkemizde, bölgesel ve mikro-sismik anlamda yapılmış çalışmalar çok azdır; bu bağlamda İzmir Master Planı, JICA-IBB tarafından hazırlanan rapor (2002), İDMP (2003) ve Zeytinburnu Pilot Uygulama Projesi (2004) sayıları az da olsa, bu tür çalışmaların gerekliliğini ve ne derece yararlı olduğunu ortaya koyan örneklerdir. Değerlendirme ve güçlendirme yaklaşımlarında deprem tehlikesinin ayrıca tanımlanmasının gerektiği, FEMA 310 da olduğu gibi, İDMP nda da tartışılmış ve genel kabul görmüş bir düşüncedir. Bununla beraber, Türkiye de, özellikle son büyük depremlerden sonra yapılan mevcut yapı değerlendirmelerinde ve uygulanan güçlendirme kriterlerinde, günümüze kadar, olması gereken birliktelik sağlanabilmiş değildir. Bir başka anlatımla, bugün için, gerek değerlendirmede, gerekse güçlendirmede; Dikkate alınması gereken deprem girdileri; Yapıdan beklenmesi gereken performans (davranış) düzeyleri tanımlanmış ve bir resmî belgeye; yönetmeliğe veya standarda bağlanmış değildir. Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik (kısaca Deprem Yönetmeliği) (1997) nin 5.2.1 maddesi, esas itibariyle yeni yapılacak yapılar için belirlenen güvenlik kriterleri nin onarılacak ve/veya güçlendirilecek yapılar için de uygulanmasını amirdir; bu düzenleme, az da olsa bir boşluğu doldurmakla birlikte, yukarıda ifade edilen görüşlere uygun düşmediği gibi, ayrıca yetersiz kalmaktadır. Bu durumun; yapılan uygulamaların kontrolünü de güçleştirdiği ve ekonomik kayıplara neden olduğu açıktır. Deprem Yönetmeliği (2004) revizyon düzenlemeleri ile bu konulara açıklık ve standart getirilmesi beklenmektedir. Mühendislik Hizmeti Görmüş Yapıların Hasar Tespit Formu: Mevcut yapıların deprem güvenliklerinin incelenmesi; bir şiddetli depremden sonra ya da deprem riski bulunan bir yerde, deprem öncesi yapılabilir. Depreme maruz kalmış yapıların hasar tespiti bağlamında, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı nca bir hasar tespit formu geliştirilmiştir. Mühendislik Hizmeti Görmüş Yapıların Hasar Tespit Formu adı ile yayımlanan, hasar tanımında esas olarak MSK Uluslararası Deprem Şiddet Cetvelini dikkate alan ve son büyük depremlerden sonra sıkça kullanılarak tecrübe edilen bu doküman, önemli bir ihtiyaca cevap vermektedir. Bununla beraber, bu dokümanın

şimdiye kadar edinilen deneyimler ve dünyadaki gelişmeler dikkate alınarak gözden geçirilmesinde ve yenilenmesinde fayda vardır. Kapsamlı Değerlendirme: Deprem öncesi mevcut bir yapının deprem dayanımının ayrıntılı olarak belirlenmesi yöntemlerinin, hâlen çalışmaları sürdürülen ve 2004 yılı içinde çalışmaları sonuçlandırılarak yürürlüğe girmesi beklenen Deprem Yönetmeliği revizyonu ile düzenlenmesi beklenmektedir. Ancak, hatırlanmasında yarar görülen bir husus; işin tabiatı gereği, kapsamlı değerlendirme yöntem veya yöntemleri tekil bina ve/veya daha genel olarak tekil yapı bazında geçerlidir. Deprem Yönetmeliği revizyonu ile birlikte, kapsamlı değerlendirme yöntem veya yöntemleri belirlilik kazanacak olsa bile; (1) bina türü yapı stokunun kademeli değerlendirme yöntemlerine; (2) bina dışı yapıların kapsamlı değerlendirme yöntemlerine duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmayacaktır. Bölgesel Anlamda Değerlendirme: Geniş alanlara yayılan çok sayıda bina türü yapının deprem güvenliklerinin belirlenmesinde kullanılabilecek bir standardımız, yönetmeliğimiz ve/veya yönergemiz bulunmamaktadır. Deprem Şurası çalışmaları ile ortaya konulacak dokümanlar çerçevesinde, geciktirilmeden bu ve benzeri dokümanların bir an önce hazırlanması önemlidir. Bu bağlamda bu raporla ortaya konulan esaslar ve örnekler, böyle bir standart, yönetmelik veya yönergenin çerçevesini oluşturabilir. Yaşayan Teknik Doküman Oluşturmanın Gerekliliği: Kamuyu ve geniş kütleleri ilgilendiren ve sosyo-ekonomik boyutları olan her ülke sorununun yasa, yönetmelik ve standartlarla çözülmesi her rejim için geçerli ve ideolojik tarafı olmayan teknik bir gerekliliktir. Ancak, şunu da önemle belirtmek gerekir ki; Ne kadar mükemmel standart, yönetmelik veya benzeri doküman hazırlanırsa hazırlansın, bilim ve teknolojideki gelişmelerin hızına ayak uyduracak izleme, düzeltme ve yenileme süreçleri oluşturulamadığı sürece, bu tür dokümanların kısa zamanda geçersiz hâle gelmeleri kaçınılmaz olur. Yaşayan bir teknik doküman için, her standardın veya yönetmeliğin arkasında, daimî bir izleme ve yenileme komitesinin oluşturulması, dünyada bu bağlamdaki gelişmiş yapı dokümanı örneklerine uygun düşmektedir. Diğer taraftan, bu dokümanları uygulayacak elemanların yetiştirilmesi ve onların kalitelerinin güven altına alınması için yapısal bir takım düzenlemeler kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu bağlamda, gelişmiş ülkelerce benimsenmiş ve tecrübeyle geçerliliği ve verimliliği kanıtlanmış yetkin mühendislik sisteminin ülkemizde de hayata geçirilmesi öncelikli bir mesele olarak gözükmektedir. Teknik ve teknolojik gereklere, fizik kurallara ters düşen teknik mevzuat (kanun, yönetmelik, standart) kusurları mutlaka giderilmelidir. 1.2.3 Envanter ve Değerlendirme Yaklaşımları Mevcut yapı stoklarının, özellikle de bina türü yapıların incelenmesi ve değerlendirilmesi ihtiyacı, yalnız ülkemize özel bir durum değildir. Başta Amerika Birleşik Devletleri ve

Japonya gibi ağır deprem etkilerine maruz ülkeler olmak üzere, Dünyada pek çok ülke bu ihtiyacı duymuş ve bu doğrultuda düzenlemeler ve uygulamalar yapmışlardır. 1980 li yılların sonlarından itibaren, başta adı geçen ülkelerde olmak üzere, bu amaca yönelik dokümanlar oluşturulmuştur. ATC nin, FEMA nın ve Japonların geliştirdiği değerlendirme yöntemleri, İDMP (2003) hazırlıklarında da ayrıntısı ile tartışılmıştır. Sonuçta, bunların doğrudan alınıp kullanılabilecek dokümanlar olmadığı, inceleme yapılacak alanın sismik ve yapısal verilerine bağlı bulundukları anlaşılmış; bu yüzden bunların ülke koşullarına adaptasyonu ve yeni yöntemlerin tanımlanması, geliştirilmesi ve kalibrasyonu ihtiyacı duyulmuştur. Bunların bazıları, aşağıdaki paragraflarda kısaca açıklanmış, bazıları ise eklerde daha geniş olarak verilmişlerdir. 1.3 SORUNLAR Mevcut yapı stoklarının incelenmesinde, özellikle de bina türü yapılar söz konusu olduğunda, ülkemiz özelinde karşılaşılan bazı güçlükler bulunmaktadır. Bunların bazıları aşağıda kısaca tartışılmıştır. 1.3.1 Mevcut Yapı Stokunda Sorunlu Büyüme Yukarıda sözü edilen kısır döngünün bir anda durdurulması mümkün olmayacağına göre, mevcut ve kusurlu bina türü yapı stokuna daha bir süre yeni ve kusurlu yapıların eklenmesi kaçınılmazdır. Bu sürecin kısaltılabilmesi için yapılması gerekenler, şüphesiz, Şura çalışmaları arasında önemli bir yer tutacaktır. Bu sürecin birden bire durdurulması mümkün olmadığına göre, önce süreci besleyen kaynaklar akılcı müdahalelerle kurutularak ve yeniden yapılandırılarak gittikçe yavaşlatılması ve durdurulması gerekmektedir. Bu bağlamda, Devletin, eğitim kurumlarının, mahallî idarelerin, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın; kısacası toplumun her kesiminin gayret göstermesi gerekecektir. Mevcut yapı stokundaki sorunlu büyümenin en temel nedenlerinden biri, mevcut yapı mevzuatının sorunlu yapı üretimine, deyim yerinde ise, teşne olmasıdır; çanak tutmasıdır. Örnekse, çıkmalı yapı uygulama, özellikle betonarme kolon-kirişli yapı sistemleri ile inşaatta, teknik uygulayıcıların çoğunun bilerek lâdes! dediği onlarca temel sistem hatasına neden olmaktadır. Sırf bu yüzden her yıl binlerce yapı sakat doğmaktadır; ülkenin her yanında, hiçbir gerekçesi yokken, köyde, kırda, bahçede, tarlada yapılmış çok sayıda yapının çıkmalı yapıldığı gözlenmektedir. Bütün bunlar, mevcut imar mevzuatının yıllardır piyasayı yanlış eğitmiş, hatalı yönlendirmiş olmasından kaynaklanmaktır. Türkiye, mevcut imar mevzuatının teknik açıdan herkesin teslim ettiği bu hatalı yönünü giderebilme maharetini gösterebilmelidir. 1.3.2 Mevcut Yapı Dokümanları Üzerindeki Kuşku İDMP çalışmaları esnasında görülmüştür ki, bina türü yapılar özelinde; (a) her yapının projesi bulunmamaktadır; (b) projesinin bulunduğu iddia edilen yapıların çok önemli bir kısmı da, ibraz edilen projeye göre inşa edilmemiştir; (c) nadiren projesine kısmen uyulmuş, ancak meselâ fazla kat eklenmiştir; (d) daha garibi; yapı iki projelidir; biri Devlet nezdinde resmî işler için kullanılmıştır, diğeri ile inşaat gerçekleştirilmiştir; (e) az sayıda da olsa, mühendislik hizmeti görmüş ancak hukuksal olarak kaçak olan yapılar

da mevcuttur. Bu durumda; kaçınılmaz olarak, doğru-yanlış mevcut yapı projeleri ve inşat dokümanlarının hemen arşivden çekilip kullanılabilmesini imkânsız hale getiren bir kuşku ortamı oluşmuş durumdadır; mevcut yapıları yansıtacak sağlam ve güvenilir yeni veri toplanmasına olan ihtiyaç, keza, kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır. Köprü, viyadük, enerji santrali vb bina dışı sanat ve alt yapı tesislerinde mevcut yapıyı yansıtacak tıpkı yapım (as-built) projelere ve/veya bu anlamda yapı dokümanlarına sahip olunması ihtimali yüksektir. 1.3.3 Ülke ve/veya Bölge/Şehir Bazında Tanımı Yapılmış Değerlendirme Dokümanlarının Bulunmaması Bina türü yapı stokları envanterlerinin ve inceleme/değerlendirmeye esas alınabilecek bilgilerin mevcut yapı dokümanları ile yapılamayacağı açıktır. Bu bağlamda, ne tür yapısal parametrelere ihtiyaç duyulacağının tanımının yapılması gerekmektedir. Ne var ki, yapıları bu açıdan sınıflandıran ve her bir yapı sınıfının, sayısal bir değerlendirme sistemi içerisinde ve aynı önceden belirlenmiş kriterler kullanılarak sıralamasını yapabilecek veya belirli davranış endeksleri verecek değerlendirme yöntemleri tanımlanmış değildir. Deprem Yönetmeliği (2004) revizyonu ile, tekil bina bazında ayrıntılı değerlendirme kriterlerinin ortaya konulması beklenmekle birlikte, çok sayıda binanın incelenmesine yönelik dokümanların tanımlanması ve geliştirilmesinin de gerektiği açıktır. Ayrıca, bina dışı yapıların incelenmesi ve değerlendirilmesi bağlamında, kapsamlı değerlendirme anlamında benzer dokümanlara ihtiyaç vardır. Bina türü yapı stokunun incelenmesi ve değerlendirilmesinin ağırlıklı olarak ele alındığı İDMP (2003) çalışmaları; FEMA, ATC, Japon Sismik İndeks Yöntemi gibi yöntemlerin hiçbir kademesinin, Türkiye ortamında doğrudan kullanılamayacağını ortaya koymuştur; ayrıca UDK (2002) raporunda da bu doğrultuda değerlendirmelere yer verilmiştir. 1.3.4 Yapılara Girilerek Bilgi Toplamanın Pratik ve Yasal Güçlükleri Yine İDMP çalışmaları sırasında bütün ağırlığı ile ortaya çıkan bir husus da; yapılara girilerek gerekli bilgilerin toplanmasında ve rehabilitasyon inşaatlarının yapılabilmesinde birçok yasal ve uygulama engellerinin bulunuyor olmasıdır. Bunların ilgili komisyonlarda açıklığa çıkarılması ve bu tür güçlüklerin aşılması için öneriler getirilmesi beklenir. 1.4 ENVANTER VE İNCELEME YÖNTEMLERİ 1.4.1 Yapıların Sınıflandırılması ve Envanter Kapsamı Yapıların; yukarıda tartışılan pek çok nedenle, depreme dayanıklılık ve risk bağlamında kaynak oluşturma bakımından, bina türü yapılar ve bina dışı yapılar olarak başlıca iki ana grupta mütalaa edilmeleri uygun olabilir. Bununla beraber, envanter ve değerlendirme ihtiyacı, büyük oranda, bina türü yapılar içindir. Bu nedenle, Türkiye genelinde, özelde şehirsel alanlarda bulunan yapıların, envanter ve değerlendirme bakış açısıyla; amacına, yapı tiplerine ve türlerine göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılması amaca daha uygun görülmüştür [İDMP, 2003]: a) 1-7 katlı betonarme binalar b) 1-5 katlı yığma binalar