BALIKLARDA PSEUDOMONAS İNFEKSİYONLARI. Yüksel DURMAZ Uzman Veteriner Hekim



Benzer belgeler
Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri

SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI

BEYAZ BENEK HASTALIĞI ( İCHTHYOPHTHİRİOSİS)

Bir Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss) Üretim Tesisinde (Elazığ) Görülen Motil Aeromonas Septisemi

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

ÇOKLU TÜP FERMANTASYON YÖNTEMİ İLE TOPLAM KOLİFORM TAYİNİ. Koliform Bakteri Grubunun Tanımı

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz

Asist. Dr. Ayşe N. Varışlı

Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması

Staphylococcus Gram pozitif koklardır.

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Enzimlerinin Saptanmasında

Su Mikrobiyolojisi 02

MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARINDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR

7.EKMUD Kongresi,Antalya-Türkiye GÜNAYDIN

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

Takım: Bacillales Familya: Staphylococcaceae Genus: Staphylococcus

İzolasyon ve İdentifikasyon

YGS ANAHTAR SORULAR #3

SALMONELLA ARANMASI. a. GENEL ÖZELLİKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.

KANATLI HAYVANLARDA AVIAN INFLUENZA (=TAVUK VEBASI)

Mikobakterilerin İdentifikasyonu M. tuberculosis ve tüberküloz dışı mikobakteri infeksiyonlarında i artış nedeni ile; bakterilerin adlandırılması gere

laboratuar muayeneleri esastır.

Gökkuşağı Alabalıkları (Oncorhynchus mykiss, Walbaum 1792) nda Vagokokkozise Karşı Etkili Antibakteriyel Tedavinin Belirlenmesi

Enterobakteriler. Dr. Kaya Süer. YDÜ Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Termofilik kampilobakterler

Kültür Gökkuşağı Alabalıklar (Oncorhynchus mykiss, Walbaum 1792) ından İzole Edilen Gram-Negatif Bakterilerin Antibiyotik Duyarlılığı

SU ÜRÜNLERİİŞLEME TESİSİNDEKİ MİKROBİYAL FLORANIN DEĞİŞİMİNDE TİCARİ DEZENFEKTANLARIN ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI. Aysu BESLER

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

Yılları Arasında Üretilen Salmonella İzolatlarının Antibiyotik Duyarlılık Sonuçları

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI

NOCARDIA Türlerinin Laboratuvar Tanısı. Uzm. Dr. Ayten Coşkuner İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Pastırmada Enterokoklar

Kanatlı. Hindilerde salmonellanın başarıyla azaltılması

1. Giriş. Fatma Yaman 2, Selçuk Seçer 3, A. Kadir Halkman 4

VİBRİONACEAE FAMİLYASI. Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ D.Ü TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ A.D

HAYVANSAL GIDALARDA LISTERIA TÜRLERİNİN VARLIĞININ KONVANSİYONEL VE İMMUNOLOJİK YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI

Laboratuvarda Tularemi Örnekleriyle Çalışma Rehberi

Hollanda da Avian Influenza nın İzleme (Monitoring) ve Sürveyansı. Ruth Bouwstra DVM PhD GD Animal Health

Petrifilm Maya ve Küf Sayım Plakalarında maya ve küf kolonilerini birbirinden ayırmak için aşağıda belirtilen genel özelliklere dikkat edin: MAYA

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

ALABALIKLARIN ÖNEMLİ BAKTERİYEL HASTALIKLARI

Y. pestis, Y. pseudotuberculosis, Y. enterocolitica

Kuşlarda Psittacosis. Veysel TAHİROĞLU

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

OLGULARLA PERİTONİTLER

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır.

Klostrodiol Gıda Zehirlenmesi

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR.

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

Mycobacterium. Mycobacterium hücre duvarının lipid içeriği oldukça fazladır ve mikolik asit içerir

İnfeksiyöz laringotraehitis

BALIK HASTALIKLARININ KONTROLÜ

TÜBERKÜLİN DERİ TESTİ (TDT)

Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

SALMONELLA İNFEKSİYONLARI

Petrifilm 2000 Serisi Hızlı Koliform çoğalmasının erken sayımı bakterilerin tipine, metabolik bağlıdır.

AVIAN TUBERCULOSIS (KANATLI TÜBERKÜLOZU) Etken: Mycobacterium avium

HEMAGLUTİNASYON (HA)

ETKEN BELİRLEMEDE KLASİK YÖNTEMLER, MOLEKÜLER YÖNTEMLER. Doç. Dr. Gönül ŞENGÖZ 9 Mayıs 2014

Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Gram (-) Bakterilerde Duvar Yapısı Lipopolisakkaritin Önemi

KULLANMA TALİMATI. Bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Hatice YILDIRAN. Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ

ALABALIKLARIN ERKEN YEMLENME HASTALIKLARI

Kanatlı Kesimi Prof. Dr. Ali AYDIN

Prof. Dr. Ahmet Özbilgin Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı,Manisa

Bimes Biyomedikal Sistemler ve Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti Çetin Emeç Bulvarı 6. Cad. 64/ A.Öveçler ANKARA Tel: (0 312) Fax: (0

III. ULUSAL LİMNOLOJİ SEMPOZYUMU AĞUSTOS 2008 URLA, İZMİR

KULLANMA TALİMATI. SİSTRAL Krem. Cilt üzerine, haricen uygulanır.

İLKYARDIM.

EYLÜL 2010 S0461&S0462

Prof.Dr. Meltem Yalınay Çırak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. SALGINLARIN İZLENMESİ VE MOLEKÜLER

Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ

Clostridium. Clostridium spp. Clostridium endospor formu. Bacillus ve Clostridium

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

VOGES PROSKAUER TESTİ

AMİNOGLİKOZİD ANTİBİYOTİKLER Aminoglikozid antibiyotikler Streptomyces veya Micromonospora türü mikroorganizmalardan elde edilirler.

Mikroorganizmalar gıda üretiminde en önemli tehlike veya tehlike kaynaklarıdır. Hayatımızda da önemli yere sahip olan bu canlılar hakkında genel

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Verem Savaşı Daire Başkanlığı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim

GIDALARDA ÖNEMLİ MİKRO ORGANİZMALAR: Gıdalarda önem taşıyan mikroorganizmalar; bakteriler, funguslar (maya-küf) ve virüslerdir.

Kan Kültürlerini Nasıl Değerlendirelim? Rehber Eşliğinde. Dr. Banu Sancak

BEEBOOK & BAL ARISI (Apis mellifera L.) MİKROFLORASI

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir tablet 2 mg loperamid e eşdeğer 2,16 mg loperamid HCl içerir.

Transkript:

BALIKLARDA PSEUDOMONAS İNFEKSİYONLARI Yüksel DURMAZ Uzman Veteriner Hekim Pseudomonas ailesi içinde sınıflandırılma yapılmış ve 25 tür kapsadığı görülmüştür. Patojen olan ve olmayan Pseudomonas türleri balıkların yumurtaları üzerinden, derisinden, solungaçlarından ve bağırsaklarından izole edilmişlerdir. Pseudomonas genusundan 5 tür, balıklarda hastalıklara neden olan etiyolojik etken olarak tanımlanmıştır. Bu türler; Pseudomonas anguilliseptica, Pseudomonas chlororaphis, Pseudomonas fluorescens, Pseudomonas pseudoalcaligenes ve Pseudomonas putida dır. Bunlara ilaveten isimlendirilmemiş Pseudomonas türleri de bildirilmiştir(bunlar P. fluorescens e benzemektedirler). Bu türlerden P. putida nın sadece tesadüfi infeksiyonlara neden olabildiği konusunda veriler elde edilmiş olup, bu durumun ileriki araştırmalarda gözden uzak tutulmaması gereklidir. PSEUDOMONAS ANGUİLLİSEPTİCA Bu etkenin oluşturduğu hastalık Kırmızı benek hastalığı olarak bilinir. Bu hastalık ilk olarak Japonya da havuzlarda yetiştirilen yılan balıklarında 1972 yılında tanımlandı. O zamandan bugüne kadar hastalık Japonya da yılan balığı çiftliklerinde tehlikeli bir boyutta yayılım göstermiştir. Hastalığın Avrupa da ve İskoçya da ise 1981 yılında tanımlanması yapılmıştır. Bu durum doğal ortamlarda yaşayan yılan balıklarının göçü ile hastalığın dünyanın diğer bölgelerine taşındığını düşündürmektedir. Hastalığın epizootiyolojisiyle ilgili fazla yayın bulunmamaktadır. Hastalığın tanımlamasıyla ilgili az tuzlu sularda, su ısısının 20-27 C ler arasında olduğu dönemlerde çalışmalar yapılmıştır. Elde edilen en son bilgilere göre ciddi salgınlar sıcaklığın yüksek olduğu dönemlerde ortaya çıkmaktadır. İskoçya da oluşan böyle bir salgında 67.000 yılan balığı yavrusu ölmüştür. Araştırmacıların yaptıkları genel bir gözlemde; hastalık çıkan çiftliklerde büyük erişkin anaç balıkların, yetişkinlerden daha kötü durumda olduklarını gözlemledi. Yavru balıklarda ise daha büyük kayıplar gözlemlenmiştir. Bu hastalığın bir çiftlikte çıktıktan sonra kontrol altına alınmasına kadar, işletme balıklarının %14 ü ölebilir. Yatırımcılar için bu durum potansiyel bir risk oluşturmaktadır.

2 Patojenin gram negatif basillerin oluşturduğu homojen grup içerisinde yer alan ve tek polar flagella ile hareket kabiliyetine sahip bir bakteri olduğu bildirilmiştir. TSA da üreyen 18 saatlik kültürlerin elektron mikroskobik bakısında uzun çomaklar halinde görülürler. Bazı bakteriler ise eğri ve uç kısmı yuvarlak bir hal almış olarak görülür. Basilin büyüklüğü 1,5 5,0 x 0,8 dir. Bakterinin çok sayıda biçimsiz formları da vardır. Geniş kapsamlı olarak yapılan bir çalışmada 96 izolasyon ile yapılan denemelerde bu bakterinin 2 farklı antijenik grubunun varolduğu gözlemlendi. Tip I in antiserumu ısıtıldığında her ne kadar hücrelerde kümeleşme görülse de, 100 C de 2 saat veya 121 C 30 dakika ısıtmadan antiserumun aglutine olmadığı gözlendi. Tip II de ise; ısı ile aglutinasyonun inhibe edilme özelliği yoktur. Isı ile aglutinasyonun değişkenliğine Koliformlarda bulunan K antijenine benzer bir yapının sebep olduğu düşünülmektedir. Etkenin fenotipik özellikleri 1972 yılında tespit edilerek Pseudomonas variyetesi içerisinde 3. veya 4. gruba dahil oldukları açıklanmıştır. Patojen gram negatif, çomak biçiminde, polar flagellası ile hareketli, O/129 a duyarsız, katalaz ve oksidaz pozitif olup, glukozdan asit üretemez. Fluorescent (yaygın) pigment oluşturur. C+G oranı ve içerisine şeker ilave edilmiş peptonlu suda asit üretme özelliklerindeki farklılıklardan, Pseudomonas ve Alkaligenes sınıfının birbirlerinden ayrımında faydalanılmaktadır. Hareket, 37 C de üreme, pigment oluşumu, H 2 S, indol, oksidaz, jelatin kullanımı, O/129 a duyarlılık ve glikoz kullanımı gibi özelliklerin farklılıklarından yaralanarak P. anguilliseptica; P. fluorescens, L. Anguillarum, A. Hydrophila, P. piscicida ve Haemophylus pisciumdan ayırt edilirler. Hastalıkta karakteristik olarak; deri, ağız çevresi, operkulum ve vücudun yan taraflarında tipik hemorajiler görülür. Birkaç haftada kan ve iltihap vücut yüzeyine yavaş yavaş yayılabilir. Vibrio ve Aeromonas hydrophila infeksiyonlarında olduğu kadar yüzgeçlerde ve anüste kızarıklık meydana gelmez. Karaciğer ve peritonda küçük peteşial hemorajiler meydana gelebilir. Karaciğer donuk ve solgun renktedir. Karaciğer damarlarındaki lezyonlar ve midedeki hafif şişkinlik hariç diğer iç organlarda gözle görülebilecek derecede patolojik bozukluklar her zaman şekillenmez. Böbrekler yumuşamış ve erime şekillenebilir.

3 Üç günlük kültürlerden hazırlanan süspansiyonun yılan balıklarına i.p olarak enjekte edilmesiyle hastalık oluşturuldu ve doğal infeksiyonlarda gözlemlenen semptomlar gözlendi. Enjeksiyondan sonra balıklar yavaş yavaş hareketsiz hale geldiler ve 6-10 gün içerisinde öldüler. Ölümden önce peteşial hemorajiler meydana geldi. Bu durum kısa süreli bir periyodu göstermekte idi. Verilen etkenler belli dokulara yerleşti. Enjeksiyon sonrasında meydana gelen ölümlerin muhtemelen ekzotoksin ve ekzoenzimlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. P. anguilliseptica nın metabolizması çok aktif değildir. Ancak bakterinin çoğu suşu protein ve yağları kullanmaktadır. Bakterinin protein ve yağ gereksinimi patojenik mekanizma hakkında bize bir fikir vermektedir. Eksrasellüler tabakada öldürücü etkenlerin tespiti bakterinin varlığına kanıt değildir. Yapılan en son araştırmalar P. anguilliseptica nın lam aglutinasyon testiyle hızlı teşhis edilebileceğini göstermiştir. Ancak bu usülle teşhiste önemsiz derecede P. putida ve L. anguillarum dan kaynaklanan kros reaksiyon görülebilir. Eğer antiserum dilue edilirse bu durum ortadan kaldırılır. P. aguilliseptica % 10 At kanı ilave edilmiş NA da veya içerisine % 0,5 NaCI ilave edilerek, ph 7,4 e ayarlanmış NA da, kan, böbrek, dalak kalp ve karaciğer örneklerinden kolaylıkla izole edilebilir. 20-25 C de asgari 3-7 gün inkübasyona bırakılır. İnkubasyon sonunda çapı 1mm den küçük, yuvarlak, kabarık, parlak açık gri renkli koloniler ürer. Etkenin formalinde inaktivasyonu sonucu aşı geliştirme çalışmaları yapılmıştır. Su ısısının 15-28 C ler arasında olduğu dönemde 2 haftalık bir süreçte yılan balıklarına deneysel enjeksiyonlar yapılarak oluşan immun yanıt değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmada 7 haftalık bir periyotta maksimum titre 1/256 olarak bulunmuştur. Havuzların su ısısının 26-27 C ye yükseltilmesiyle beraber hastalığın kontrol altına alınabileceği sonucuna varılmıştır. Bu sıcaklıkta balıklar 2 hafta süreyle tutulularak, 2 haftanın sonunda su ısısı 21 C ye düşürülür ve böylece 5 ay süreyle hastalıktan korunulmuş olunur. Nalidiksik asit ve okzolinik asit tedavide başarı ile kullanılabilir. PSEUDOMONAS CHLORORAPHIS Bu bakterinin balık patojeni olduğuna dair yapılan çalışmalarda şu ana kadar sadece bir vaka bildirilmiştir. Bu vakada; Onchornhycus rhedines türü alabalıklarda Japonya da ağır mortalite görülmüştür. İleriki çalışmalarda bu organizmanın balıklar için önemi ve

4 patojenitesinin kesin olarak kanıtlanması gereklidir. Şu an için bu bakterinin patojenitesi şüpheli ise hastalıklı çiftliklerde bizzat etken tespit edilmiş veya fırsatçı patojen olarak hastalıkların beklenenden daha hızlı seviyede ortaya çıkmasına neden olmuştur. İzole edilen kültürlerin tanımlanması yapılarak, etkenlerin gram negatif, çomak şeklinde, kolaylıkla ayrılabilen spesifik koloniler oluşturdukları gözlemlenmiştir. Bakteri yeşil pigment oluşturan toplu iğne başı büyüklüğünde kristalize olmuş koloniler meydana getirmektedir. Diğer fenotipik özelliklerin belirlenmesiyle ilgili çalışmalar devam etmektedir. Bu bakteriler göllerde infeksiyon meydana getirmekte, alabalık, yılan balığı ve sazan balıklarında patojen oldukları bildirilmiştir. Hasta ve zayıf balık yavrularının karnında şişme ve karın boşluğunda asidik bir sıvı birikimi ve vücut yüzeyinde hemorajiler görülür. Balık yüzeyindeki lezyonlardan nutrient agara ekim yapılarak 25 C de 5 gün inkübasyona bırakılarak izolasyon yapılabilir. Bu metodla saf kültürlerin elde edilmesi zordur. Çünkü vücut yüzeyindeki ve barsaklardaki kontamine etkenlerde üreyebilmektedirler. İzole edilmiş saf kültürlerden klasik identifikasyon şema ve tabloları kullanılarak teşhis kolaylıkla yapılabilir. Hastalığın kontrolünde geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılmalı, okzolinik asit, oksitetrasiklin ve sülfanomitlerin tedavide etkili olduğu bildirilmiştir. Kontrol amacıyla benzalkonyum klorür ve furanaz ile banyo uygulaması yaptırılır. PSEUDOMONAS FLUORESCENS P. fluorescens; ekosistemde tatlı sularda dominant olarak bulunan bir bakteridir. P. fluorescens in balıklara kontaminasyon sonucu bulaştığı yada fırsatçı patojen olarak yerleştiği (istilacı patojen) balık dokularında primer patojenler kadar bozukluk yaptığı, fakat patojenitesi düşük olan bir etken olduğu yapılan araştırmalar sonucunda ortaya konmuştur. Bu bakteri balık türlerinden bir çoğunda hastalık etkeni olarak bildirilmiştir. P. fluorescens infeksiyonları genellikle su kalitesinin bozulması, yoğun balık stoklama sonucu meydana gelen fiziksel hasar ve yaralanmalarda yada diğer stres faktörleri sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu etkenler balıklarda Bakteriyel Hemorajik Septisemi hastalığına neden olurlar ve bu hastalık Aeromonas septisemileri ile beraber görülür.

5 Bakteri dünyanın her yerinde tatlı ve tuzlu sularda yaygın olarak bulunur. Etken infeksiyon oluştururken canlılara muhtemelen sulardan bulaşmaktadır. Bütün balık türleri bu etkene karşı duyarlıdırlar. Çevre koşulları ve stres faktörlerine bağlı olarak göl ve göletlerde yapılan kültür balıklarında infeksiyon sık sık görülür. Hastalığın kronik ve akut seyrettiği durumlarda klinik semptomlar ile deri ve iç organlarda lezyonlar genellikle görülür. Hemorajik ve septisemik bir klinik görünüm mevcuttur. Teşhis için spesifik ajanın laboratuvarda identifiye edilmesi gereklidir. Hastalık genellikle su sıcaklığının düşük olduğu dönemlerde (10 C civarında) ortaya çıkar. 1982 yılında yapılan bir deneme çalışmasında infeksiyona yakalanan yavru balıkların 10 gün içerisinde hemen hemen % 100 ünün öldükleri gözlemlendi. Hastalıkla ilgili ilk bilgileri bu araştırma sonucunda ortaya kondu. Bu çalışmada populasyonun % 30 unda deride hemoraji oluşumu gözlendi. 7 gün sonra bu balıklar laboratuvara götürüldü ve izlemeye alındı. Ölümler 14. günde başladı ve 2 hafta sonra balıkların % 90 ı öldü. Kışın su sıcaklığının sıfır dereceye yakın olduğu dönemlerde su ısısında oluşan inip-çıkma balıklar üzerinde stres yaratmaktadır. Sazan balıkları için bu streslerden sonra kış boyunca bu infeksiyonun ortaya çıkma ihtimali vardır. Bu durum bu balıklar için önemli bir risk oluşturmaktadır. Gram negatif, oksidaz, ADH ve katalaz pozitif, oksidatif, çomak şeklinde bir basildir. Polar flagellası ile hareket eder. 4 C de ürer. 42 C de üremez. Flouresan pigment oluşturur. ONPG, H 2 S, indol, adenitol, salisin, üre ve VP testi negatif; arabinoz, inositol, mannitol, sorbitol, sukroz, trehaloz ve ksiloz pozitiftir. Bu bakteri balıklarda kuyruk ve yüzgeç çürümeleri ile karakterize geniş bir alanı kapsayan lezyonlar görüldüğünde akla gelir. Yavru balıklarda % 90 a varan mortaliteye neden olabilmektedir. Makroskopik muayenede görülen hastalıkla ilgili esas belirtiler deri ve yüzgeçlerdeki hemorajilerdir. Periton boşluğunda asidik bir sıvı toplanır. Solungaç, karaciğer, böbrek ve ince bağırsakların lümeni ile submukozasında peteşiyal hemorajiler görülür. Balıklarda generalize ve tipik bakteriyel septisemi lezyonları mevcuttur. Bu etkenin Gökkuşağı alabalıklarının solungaç ve yüzgeçlerinde de hemorajik ülserler oluşturduğu saptanmıştır. P. fluorescens, iç organlardan genel besi yerlerine yapılan ekimlerle saf olarak

6 elde edilir. Fluorescens agar, Kanlı agar, TSA ve NA ya ekim yapılarak 22 28 C de 24-28 saat inkübasyona bırakılır. Etken besiyeri yüzeyinde, diffusible kendine özgü karekteristik yeşil sarı bir pigment oluşturur. Stres şartları ortadan kaldırılarak ve su kalitesi yükseltilerek balıkların direnci artırılır. Bu şekilde Pseudomonas infeksiyonlarından korunmaya çalışılır. Tedavide Benzalkonyum klorür ile banyo; 1-2 mg/lt 1 saat, furanaz; 0.5-1 mg/lt 5-10 dakika uygulamak suretiyle klinik belirtiler ortaya çıkmadan önce hastalık kontrol altına alınabilir. Balıklara; kanamisin i.p yolla 25 mg/kg, nalidiksik asit ve oksitetrasiklin 55 mg/kg oranında yeme katılarak verilebilir. Çevre koşullarının iyileştirilmesi hastalığın kontrolünde çok önemlidir. Tedavide antibiyotik terapisinden faydalanılmalıdır. Stok yoğunluğu azaltılarak fiziksel hasar ortadan kaldırılmalıdır. PSEUDOMONAS PSEUDOALCALİGENES İngiltere de 1992 yılında alabalıklar üzerinde yapılan kapsamlı bir çalışmada hasta balıkların vücut yüzeyinde geniş alana yayılmış deri lezyonları ve Yersinia ruckeri infeksiyonlarına benzer belirtiler görülmüştür. Bu balıklardan P. pseudoalcaligenes teşhis edilmiştir. Bu bakterinin oluşturduğu koloniler yapışkan kıvamda ve krem renklidir. Hareketli, oksidatif, gram negatif kısa çomaklar halinde görülürler. ADH, ODC, Katalaz ve Oksidaz pozitif, ONPG, H 2 S, İndol, LDC, TDA negatiftirler. Jelatin ve Tween 80 i kullanır, nişasta ve üreyi ayrıştıramazlar. 15-25 C lerde ürer; 4-40 C de üreyemezler. Glikoz ve sorbitol den asit üretemez. VP testi negatiftir. Tüm vücut derisi üzerinde ve kuyruktan operkuluma kadar yayılan geniş alanlarda deri lezyonları görülür(vücudun yan tarafları dahil). Deri ve karın kaslarında oluşan bu lezyonlar vücut dokusuna 1 mm kadar ilerleyebilir. P. pseudoalcaligenes karışık kültürleri izole edilebilir. Asidik sıvıdan ve yüzeysel lezyonlardan TSA ya ekimler yapılarak 22 C de 3-4 gün inkübasyona bırakılır. Klasik identifikasyon tablo ve şemaları kullanılarak kolaylıkla teşhis edilebilir.