ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ FARKLI KULUÇKA UYGULAMALARININ ÇIKIŞ GÜCÜ VE BROİLER PERFORMANSI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ



Benzer belgeler
Broiler Damızlık Sürülerinde Kümesler Arasında Horoz Değişiminin Döllülük Oranı Üzerine Etkisi *

ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

Farklı Kuluçka Uygulamalarının Etlik Piliçlerde Kuluçka ve Saha Performansı Üzerine Etkileri #

Damızlık Yetiştiriciliğinde Kuluçka Aksaklıkları

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

Broiler Civcivlerin Karın Bölgesinde Görülen Tüylenme Bozukluğunun Performansa Etkisi

Yer Yumurtasının Kontrolü Ve Çözüm Önerileri. Dr. Tolga Erkuş Ross Breeders Anadolu

Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Beyaz Yumurtacı Ebeveynlerin Çeşitli Verim Özellikleri

Kanatlı Hayvan Hastalıkları

Serpil AKÇAY 1 Ramazan YETİŞİR 2

ÖZGEÇMİŞ DERECE (*) ÜNİVERSİTE ÖĞRENİM ALANI ÜNVAN ÜNİVERSİTE BÖLÜM Yard. Doç. Ankara Üniversitesi, Ziraat F. Zootekni


Japon Bıldırcınlarında (Coturnıx coturnıx japonıca) Kuluçkalık Yumurtaların Anaç Yaşı ve Depolama Süresinin Kuluçka Sonuçlarına Etkisi

YYU Veteriner Fakultesi Dergisi, 2010, 21 (2), ISSN: ; e-issn:

Profoks Cihazından Üretilen Gazın Yumurtacı ve Etçi Tavuk İşletmelerinde Kullanılmasının Etkileri

HİNDİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi

Civciv Kalitesini Etkileyen Etmenler ve Değerlendirme Yöntemleri

Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Beyaz Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri

ARAŞTIRMA. F.Ü.Sağ.Bil.Vet.Derg. 2009: 23 (3): Ü. Gülcihan ŞİMŞEK Murad GÜRSES Nihat YILDIZ

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIÐI

ZZT424-Kanatlı Hayvan Besleme Ders Notları Prof.Dr.Necmettin Ceylan Ankara Üniversitesi-Ziraat Fakültesi-Zootekni Bölümü

GİRİŞ I. PROJE ÖZETİ Projenin Genel Tanımı Giriş Projenin Amacı Projenin Kalkınma Planı ile İlişkisi...

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU

The Effects of Turning Frequency in Incubatıon and Storage Duration on Hatching Results in Turkey Hatching Eggs

Japon Bıldırcınlarında Sürü Yaşı ve Kuluçkalık Yumurta Depolama Süresi: 2. Kuluçka Sonuçları Üzerine Etkileri

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

Güz Döneminde Besiye Alınan Hindilerde Askorbik Asit Uygulamasının Besi Performansı ve Bazı Karkas Özelliklerine Etkileri

Japon Bıldırcınlarında Kuluçkalık Yumurta Ağırlığı ve Depolama Süresinin Kuluçka Özellikleri ve Civciv Çıkış Ağırlığı Üzerine Etkileri

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Ebeveyn Sürüsü 2. Basım

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri

Meyve ve Sebze Depolanması ve İhracatında Kullanılan Modifiye Atmosfer Ambalajlarındaki Gelişmeler Doç. Dr. Fatih ŞEN

ÖZET Doktora Tezi SENTETİK BİR BROİLER DAMIZLIK HATTININ ORİJİNAL DAMIZLIK SÜRÜ İLE KULUÇKA VE BROİLER PERFORMANSI YÖNÜNDEN KARŞILAŞTIRILMASI Farshid

Ruminant. Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim

Yerli ve Dış Kaynaklı Kahverengi Yumurtacı Hibritlerin Verim Özellikleri Bakımından Karşılaştırılması *

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Abalım bir markasıdır

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU TARAFINDAN DESTEKLENECEK KANATLI ETİ ÜRETEN TARIMSAL İŞLETMELERDE AB STANDARTLARI DENETİM FORMU

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

Derleme (Review) Yumurta kalite özelliklerinin kuluçka sonuçlarına etkisi. İsmail DURMUŞ

ZOOTEKNİ (VETERİNER) ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yavrularının İlk Dönemlerde Büyüme Performansı ve Ölüm Oranı Üzerine Tuzluluğun Etkisi

TÜRKİYE DE SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ

SANTRALLERİ SICAK SULU ISITMA DENGELENMESİ. üçüka Dokuz Eylül Üniversitesi Makina Müh. M

AB. SÜRECİNDE HİNDİ SEKTÖRÜNDE BAŞARININ YOL HARİTASI

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

SİVAS İLİNDE TAVUKÇULUĞUN DURUMU

Geliştirilmekte Olan Yerli Ticari Yumurtacı Hibritlerin Verim Özelliklerinin Belirlenmesi

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Geliştirilen Kahverengi Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri

KULUÇKAHANE ve DAMIZLIK İŞLETMELERİNİN SAĞLIK KONTROL YÖNETMELİĞİ Yetki Kanunu 3285, 441 Yayımlandığı R.Gazete 14 Eylül 1998, 23463

Yeni Teknoloji, Saglıklı Üretimin Hizmetinde...

Önemli bir yem hammaddesi: Mısır

TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA DEVEKUŞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

YENİLENEBİLİR ENERJİ İLE KÜMES ISI POMPALARI

Bolu, Ankara &Sakarya

Zeynep Gamze MERT Gülşen AKMAN Kocaeli Üniversitesi EKO- ENDÜSTRİYEL PARK KAPSAMINDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ

DAMIZLIK ROSS 308. BROYLER DAMIZLIK Karma Yem Besin Madde Değerleri 2016

Tavuk Yetiştirme Tekniği

Akvaryum suyunda ph yı düşürmek ve bikarbonatları ortamdan uzaklaştırmak için filtre ortamında torf ve tampon tuzlarının kullanımı tavsiye edilir.

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

Mustafa DUMAN Yüksek Lisans Tezi Zootekni Anabilim dalı Doç. Dr. Ahmet ŞEKEROĞLU 2010 Her hakkı saklıdır

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GIDA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Dr. Nahit YAZICIOĞLU Daire Başkanı

KULUÇKAHANE VE DAMIZLIK İŞLETMELERİNİN SAĞLIK KONTROL YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Eser Kemal GÜRCAN 1*, Özden ÇOBANOĞLU 2

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

«Maça Üretim Parametrelerinin Standartlaştırılması»

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME


ÜRÜNLERİN SOĞUKTA MUHAFAZASI VE NEMLENDİRMENİN ÖNEMİ

SUMAE YUNUS Araştırma Bülteni, 4:3, Eylül 2004

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

MANİSA TİCARET BORSASI

KATALOG Küplüpınar Mah. İstanbul Caddesi No:15 Osmangazi/BURSA Tel Website.

Mark Climate Technology Form Endüstri Tesisleri

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

TEKRAR DOLAŞIMLI ÜRETİM SİSTEMLERİNDE SU KALİTESİ ve YÖNETİMİ

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ DEMOGRAFİK GÖSTERGELER

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği.

Aydın İlindeki Bazı Süt Sağım Tesislerinin Teknik Özellikleri. Technical Properties of Some Milking Parlours in Aydın Province

Üniversitesi, Ziraat Fakultesi, Bahçe Bitkileri Bolumu Balcalı, Adana. (Sorumlu Yazar)

Yumurta sektörünün en önemli özelliği canlı materyal ile üretim yapmasıdır. Yumurta üretimine başlama aylık bir süreçte gerçekleşebilmekte ve

SERBERT OTLATMALI (FREE RANGE) SİSTEMDE YUMURTA TAVUKÇULUĞU

TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM ÜRÜNLERİ İTHALATINA UYGULANAN KORUNMA ÖNLEMLERİ 2 YILLIK DEĞERLENDİRME

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

KAYA KEKLİĞİ (A. graeca) YUMURTALARINDA FARKLI DEPOLAMA SÜRESİNİN KULUÇKA SONUÇLARI ve BAZI YUMURTA KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

Transkript:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ FARKLI KULUÇKA UYGULAMALARININ ÇIKIŞ GÜCÜ VE BROİLER PERFORMANSI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Nezih OKUR ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI ANKARA 2008 Her hakkı saklıdır

ÖZET FARKLI KULUÇKA UYGULAMALARININ ÇIKIŞ GÜCÜ VE BROİLER PERFORMANSI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Nezih OKUR Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Mesut TÜRKOĞLU Broiler yetiştiriciliğinde performansı etkileyen çok sayıda özellik içerisinde kuluçka ile ilgili özellikler önem taşımaktadır. Bu araştırmada damızlık yaşına, damızlık yumurta depolama süresine, gelişim makinesindeki kuluçka programına ve çevirme sıklığına bağlı olarak çıkış gücündeki değişmeler ve bunların broiler performansı üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu amaçla iki deneme yürütülmüştür. Birinci denemede yumurta depolama süresi ve çevirmenin etkisi araştırılmıştır. Çıkış gücü 2 gün depolanan yumurtalarda 10gün depolananlara göre daha yüksek bulunmuştur (P<0,05). Benzer şekilde 2 gün depolanan yumurtalardan elde edilen civcivlerde kesim ağırlığı daha yüksek (P<0,05) olmasına karşın yemden yararlanma oranı/yem değerlendirme sayısı bakımından farlılık görülmemiştir. Çıkış gücü gelişim makinesinde 96 defa/gün çevrilen yumurtalarda 24 defa/gün çevrilenlerden daha yüksek olmuştur (P<0,05). 96 defa/gün çevrilen yumurtalardan elde edilen civcivlerde performans özellikleri daha yüksek (P<0,05) bulunmasına karşın kesim ağırlığı ve yemden yararlanma oranı/yem değerlendirme sayısı açısından farklılık bulunmamıştır. İkinci denemede sürü yaşının ve kuluçka programının etkileri araştırılmıştır. Genç sürüden elde edilen yumurtalarda çıkış gücü yaşlı sürülere göre daha yüksek olmuştur (P<0,05). Genç sürü yumurtalarından elde edilen civcivlerin broiler performansı yüksek olmasına karşın farklılıklar önemli olmamıştır. Yeni kuluçka programına göre çalıştırılan gelişim makinesine konulan yumurtalarda çıkış gücü klasik programa göre çalışan makineye göre daha yüksek (P<0,05) olmakla birlikte farklılık önemli olmamıştır. Ayrıca sürü yaşı ile kuluçka programı arasındaki interaksiyonun etkili olduğu, yaşlı sürülerden elde edilen yumurtalar yeni kuluçka programına göre çalıştırılan gelişim makinesine konulduğunda daha yüksek(p<0,05) çıkış gücü elde edildiği belirlenmiştir. Bununla birlikte yeni kuluçka programına göre çalıştırılan gelişim makinesinden elde edilen civcivlerde broiler performansı kısmen yüksek olmakla birlikte aradaki fark önemli bulunmamıştır (P>0,05). Şubat 2008, 65 sayfa ANAHTAR KELİMELER : Broiler, kuluçka makinesi programı farklılıkları, çevirme sayısı, yumurta depolama, damızlık yaşı, broiler performansı i

ABSTRACT EFFECTS OF DIFFERENT INCUBATION PRACTICES ON HATCHABILITY OF FERTILE EGGS AND BROILER PERFORMANCE Nezih OKUR Ankara University Graduate School of Natural and Applied Science Department of Animal Science Supervisor: Prof. Dr. Mesut TURKOGLU Field performance of chicks has been affected by several properties. In many parameters on broiler growing, hatchery parameters are amongst in most important parameters. In this study, variations in hatchability of fertile eggs depending on breeder age, egg storage time, ventilation program in setter and turning frequency and the effects of these variations on broiler performance were investigated. For this purpose, two study were performed. In the first experiment, effects of egg storage time and turning frequency in setter were investigated. Hatchability of fertile eggs of old flocks stored for 2 days was found higher than the ones stored for 10 days (P<0,05). Although the chicks whose hatched egss stored for 2 days also showed higher slaughtering weight, any difference was seen between feed convertion ratios. Hatchability of fertile eggs turned 96 times/day in the setter was higher thean the ones turned 24 times/day (P<0,05). Although the some field performances of these chicks were also better, any differences were not found for slaughtering weights and feed convertion ratios. In the second experiment, effects of flock age and ventilation program of the setter were investigated. Hatchability of fertile eggs of young flocks were higher then old flocks (P<0,05). Although the broiler performances of chicks produced young flock eggs were partially higher, differences were not important. Although hatchability of fertile eggs derived from old flocks hatched in the setter which were operated on a new ventilation program were found partially higher than setter which were operated on classic ventilation program, differences were not important. Also interaction between flock age and ventilation program were effective, when eggs of old flocks were hatched in setter which were operated to new ventilation program, obtaining higher hatchability of fertile eggs were determined (P<0,05). Although broiler performance of chicks incubated in setter which were operated to new ventilation program were higher, differences were not important. February 2008, 65 pages Key Words: Broiler, setter program differences, turning frequency, egg storage, breeder age, broiler performance ii

TEŞEKKÜR Bu araştırmanın planlanmasında ve çalışmanın her safhasında beni yönlendiren danışman hocam Sayın Prof. Dr. Mesut TÜRKOĞLU na (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi), uygulama ve yazım sırasındaki yardımlarından dolayı Sayın Doç. Dr. Okan ELİBOL a (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi), değerlendirme ve yorumlama konusunda destek olan Sayın Prof. Dr. Musa SARICA ya (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi), araştırmanın yürütülmesi sırasında bana yardımcı olan değerli ekip arkadaşlarım ile araştırmanın yürütülmesi için gerekli her türlü imkanı sağlayan ve her safhada beni destekleyen değerli Genel Müdürüm Sayın Dr. Sait KOCA ya teşekkürlerimi sunarım. Nezih OKUR Ankara, Şubat 2008 iii

İÇİNDEKİLER ÖZET. ABSTRACT.. i ii TEŞEKKÜR.. iii İÇİNDEKİLER. iv ÇİZELGELER DİZİNİ... ŞEKİLLER DİZİNİ. vi vii 1. GİRİŞ. 1 2. KURAMSAL TEMELLER. 4 2.1. Kuluçka Kriterlerine İlişkin Genel Bilgiler... 4 2.1.1. Çıkış gücü.... 4 2.1.2. Embriyonik ölümler... 4 2.2. Kuluçka Sonuçlarını Etkileyen Faktörler... 7 2.2.1. Sürü yaşı.. 7 2.2.2. Yumurta depolama süresi. 2.2.3. Gelişim dönemindeki çevirme sıklığı 9 11 2.2.4. Kuluçka makinesi içerisindeki CO 2 seviyesi..... 2.3. Broiler Performansına İlişkin Genel Bilgiler. 13 15 2.3.1. Ölüm oranı..... 16 2.3.2. Ortalama canlı ağırlık..... 16 2.3.3. Yem değerlendirme sayısı... 17 2.3.4. Verimlilik puanı... 17 2.4. Broiler Performansını Etkileyen Faktörler 18 2.4.1. Sürü yaşı.. 18 2.4.2. Yumurta depolama süresi.. 19 2.4.3. Gelişim dönemindeki çevirme sıklığı. 20 2.4.4. Kuluçka makinesi içerisindeki CO 2 seviyesi..... 21 3. MATERYAL VE YÖNTEM... 22 3.1. Materyal. 22 3.1.1. Genel... 22 3.1.2. Birinci deneme materyali... 23 3.1.3. İkinci deneme materyali 24 3.2. Yöntem... 25 3.2.1. Denemelerin yürütülüşü 25 3.2.1.1. Birinci denemenin yürütülüşü 25 3.2.1.2. İkinci denemenin yürütülüşü. 29 3.3. İstatistik değerlendirme 34 4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA 36 4.1. Birinci Denemeyle İlgili Bulgular ve Tartışma... 36 4.1.1. Kuluçka performansıyla ilgili özellikler 36 4.1.1.1. Depolama süresinin kuluçka performansına etkisiyle ilgili bulgular ve tartışma.. 37 4.1.1.2. Çevirme sıklığının kuluçka performansına etkisiyle ilgili bulgular ve tartışma... 38 4.1.2. Broiler performansıyla ilgili özellikler. 39 4.1.2.1. Depolama süresinin broiler performansına etkisiyle ilgili bulgular ve tartışma... 40 4.1.2.2. Çevirme sıklığının broiler performansına etkisiyle ilgili bulgular ve tartışma... 42 4.2. İkinci Denemeyle İlgili Bulgular... 43 4.2.1. Kuluçka performansıyla ilgili özellikler 43 4.2.1.1. Sürü yaşının kuluçka performansına etkisiyle ilgili bulgular ve 43 iv

tartışma... 4.2.1.2 Kuluçka programının kuluçka performansına etkisiyle ilgili bulgular ve tartışma...... 45 4.2.2. Broiler performansıyla ilgili özellikler 46 4.2.2.1. Sürü yaşının broiler performansına etkisiyle ilgili bulgular ve tartışma... 46 4.2.2.2. Kuluçka programının broiler performansına etkisiyle ilgili bulgular ve tartışma...... 48 5. SONUÇ KAYNAKLAR 49 52 ÖZGEÇMİŞ 58 v

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 1.1. Broiler Üretiminde Sağlanan Gelişme ve Kuluçkanın Payı... 2 Çizelge 2.1. Çizelge 3.1. Farklı Sürü Yaşlarındaki Embriyo Ölümleri, %.... Dönemler itibariyle yumurta depolama süresi ve çevirme sıklığı ile ilgili 6 denemede kullanılan rasyonların ham protein ve enerji içerikleri...... 24 Çizelge 3.2. Dönemler itibarıyle sürü yaşı ve kuluçka programıyla ilgili denemede Çizelge 3.3. kullanılan rasyonların ham protein ve enerji düzeyleri Depolama süresi ve gelişim dönemindeki çevirme sıklığı ile ilgili denemede 25 gelişim makinesinde kuluçkanın 0-18. günleri arasında gerçekleşen sıcaklık, nem, CO 2 ve ağırlık kaybı değerleri. 27 Çizelge 3.4. Çıkış makinesinde gerçekleşen sıcaklık, nem ve CO 2 değerleri... 27 Çizelge 3.5. CO 2 kontrol sistemine sahip olan gelişim makinelerinde klasik ve yeni kuluçka programında kuluçkanın 0-18. günlerinde gerçekleşen sıcaklık, nem ve CO 2, ve ağırlık kaybı değerleri... 32 Çizelge 4.1. 2-10 gün depolanan ve gelişim makinesinde 24 96 adet/gün çevrilen kuluçkalık yumurtalara ait bulgular..... 36 Çizelge 4.2. 2-10 gün depolanan ve gelişim makinesinde 24-96 adet/gün çevrilen kuluçkalık yumurtalardan elde edilen civcivlerin broiler performansları 40 Çizelge 4.3. Genç - yaşlı damızlıklardan elde edilen ve klasik yeni kuluçka programı uygulanan kuluçkalık yumurtalara ait bulgular 44 Çizelge 4.4. Genç - yaşlı damızlıklardan elde edilen ve klasik yeni kuluçka programı uygulanan kuluçkalık yumurtalardan çıkan civcivlerin broiler performansları... 47 vi

ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa No Şekil 3.1. Depolama süresi ve gelişim dönemindeki çevirme sıklığı ile ilgili denemenin uygulama planı.... 26 Şekil 3.2. CO 2 kontrol sistemine sahip olan ve CO 2 seviyesi baz alınarak çalıştırılan gelişim makinesinde kuluçkanın 0-18. günlerinde gerçekleşen sıcaklık, nem ve CO 2 değişimi..... 28 Şekil 3.3. Sürü yaşı ve kuluçka programı ile ilgili deneme nin uygulama planı... Şekil 3.4. Sürü yaşı ve kuluçka programı ile ilgili denemede, CO 2 kontrol sistemine 29 sahip olan gelişim makinelerinde klasik ve yeni kuluçka programında kuluçkanın 0-18. günlerinde gerçekleşen sıcaklık, nem ve CO 2 değişimi 31 vii

1. GİRİŞ Türkiye de broiler yetiştiriciliği 1970 li yıllarda aile işletmeciliği şeklinde, üretim maliyeti yüksek olarak ve sınırlı bir üretim kapasitesi ile faaliyetini sürdürürken, 1980 li yıllarda entegre tesislerin çoğalması ve sözleşmeli üretim modelinin uygulanması ile önemli bir yapısal değişim göstermiştir. 1990 lı yıllarda büyük yatırımlar yapılarak dünya standartları yakalanmış ve üretim sürekli artırılarak bu günlere gelinmiştir. Günümüzde Türkiye deki broiler üretiminin tamamına yakını sözleşmeli üretim sistemleri ile çalışan entegrasyonlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu entegrasyonların büyük kısmı ise gelişmiş ülkelerdekine benzer yüksek teknolojinin kullanıldığı yem fabrikaları, damızlık üretim kümesleri, kuluçkahaneler ve kesimhane tesislerine sahiptir. Bu nedenle ülkemizde üretilen piliçlerin çok büyük bir bölümünün kalitesi, uygulanan sağlık ve çevre standartları gelişmiş ülkelerin bile üzerindedir. Dünya ile karşılaştırıldığında kanatlı sektörünün ülkemizde çok hızlı geliştiği görülmektedir (Anonim 2007 ve Anonymous 2007). Bununla birlikte her alanda olduğu gibi kanatlı üretimi konusunda da ülkemizdeki yüksek enerji ve hammadde girdileri nedeniyle, yurtdışında üretim yapan firmalarla rekabet edebilmemiz için kaynaklarımızı daha verimli kullanmamız ve maliyeti azaltmaya çalışmamız gereklidir. Bu çalışmaların ilk basamağı olan kuluçkacılık; kanatlı üretim zincirinin en fazla yatırım gerektiren ayrılmaz parçalarından biridir ve kuluçkahanede sağlanacak performans artışı civciv sayısını arttırarak gerekli damızlık sayısını, enerji, iş gücü vb. giderleri azaltacaktır (İpek 1997). Ayrıca broiler civcivlerin performans özelliklerini sahada en iyi şekilde görebilmemiz için kuluçkahaneler en fazla dikkat edilmesi gereken yerlerden biridir. Broiler endüstrisinde yüksek verimli ırkların ve hibrit ebeveynlerinin kullanılmasıyla kuluçka 1

ve yetiştirme dönemi performansı arasındaki ilişki (Çizelge 1.1) giderek artmaya başlamıştır (Boerjan 2007a ve Kampschöer 2007). Çizelge 1.1 Broiler üretiminde sağlanan gelişme ve kuluçkanın payı (Boerjan 2007a, Kampschöer 2007) Yıl 1984 2004 2014 (tahmini) 2.000 g canlı ağırlığa ulaşmak için gerekli süre, gün 50 39 32 Dönem (kuluçka+yetiştirme), gün 71 60 53 Kuluçka makinesinde geçen sürenin broiler ömrü içerisindeki payı, % 30 35 40 Kuluçkahanede embriyo gelişim fizyolojisiyle ilgili bilgiler baz alınarak civciv üretimi gerçekleştirilmektedir. Kuluçkada civcivin tüm vücut gelişimi ile bağışıklık sistemi belirlenmektedir ve bu yönden kuluçka, saha performansı ve ölüm oranı üzerinde etkili olmaktadır. Kuluçkahane sonuçları (embriyo ölüm oranları, çıkış gücü, kuluçka randımanı vb.) bütün zincirdeki sonuçları etkilediğinden kuluçkahane sonuçlarının incelenmesi ve iyileştirilmesi önem taşımaktadır (Hill 2002). Kuluçkahane performansı, çıkış gücü ve kuluçka randımanı gibi ekonomik kriterlere göre değerlendirilmektedir. Kuluçkahanede en yüksek performansa ulaşmak ve üniform büyüklükte civciv elde etmek, yumurta kalitesi ile embriyo gelişimindeki sapmaların azaltılmasına bağlıdır. Yumurta kalitesindeki farklılıkları etkileyen faktörler genetik yapı, besleme, sürü yaşı, hastalıklar, ekipmanlar ve özellikle folluklar, yumurta taşıma ve depolama koşullarıdır. Embriyo gelişimini etkileyen faktörler ise kuluçka makinesi içerisindeki sıcaklık, O 2 /CO 2 oranı, nem ve çevirme gibi koşullardır. Yumurta kalitesi ve embriyo gelişimindeki doğal sapmaları tespit etmek ve anlamak için araştırmalar düzenlenmekte, üniform bir kuluçka sağlamak için de ekipmanlar geliştirilmektedir (Boerjan 2007a, b). 2

Kuluçka makinesinde gaz değişiminin en önemli kuluçka faktörlerinden biri olduğu bilinmektedir. Sağlıklı bir civciv gelişimi amacıyla metabolizmayı kontrol etmek için yumurtaya oksijen verilmesi ve atık bir ürün olan karbondioksitin (CO 2 ) uzaklaştırılması gereklidir. Makine içerisindeki CO 2 seviyeleri ile embriyo gelişiminin teşvik edilebileceği düşüncesini temel alan İngiliz Buckeye ve Belçikalı Petersime firmaları infrared CO 2 sensörlerinin de yardımıyla belirli bir süre CO 2 nin yükselmesine izin verilen, daha sonra bu yüksek seviyenin kontrollü olarak azaltılan bir teknoloji geliştirmiştir (Türkoğlu vd. 1993a, 1993b, 1997 ve Anonymous 2000). Embriyo gelişim dönemi başlangıcında doğru CO 2 seviyelerinin sağlanmasının, kan dolaşımı sistemini ve embriyo gelişimini iyileştirdiği tespit edilmiştir. Bu bilgiler arttıkça ve konu ile ilgili diğer ayrıntılar da tespit edildikçe CO 2 kontrollü gelişim ve çıkım makineleri dünyanın birçok yerinde ilk tercih edilen sistemler haline gelmektedir. Üniform bir çıkış gücü sağlamak ve performanstaki sapmaları azaltmak için kuluçka ve saha koşullarında iyileştirmeye yönelik çalışmalar devam etmektedir. Özellikle damızlıktan kuluçkaya ve kesime kadar uzayan süreçte uygulanan bir dizi işlemin ortak etkilerinin belirlenerek çözümler üretilmesi gittikçe önem taşımaktadır. Bu araştırmada CO 2 kontrol sisteminin etkileri, damızlık yaşına göre daha uygun depolama süreleri ve çevirme sayıları belirlenerek daha yüksek çıkış gücü elde edilmesi ve performanstaki sapmaların azaltılması planlanmıştır. Ayrıca kuluçkada yapılan uygulamaların broiler performansı üzerindeki etkilerini tespit etmek amacıyla çalışmanın broiler performansı safhası da araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırmanın kuluçka safhası BEYPİ A.Ş. Bolu Kuluçkahane Tesisinde, broiler performansı safhası Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Broiler Araştırma Kümesi nde ve BEYPİ A.Ş. Araştırma ve Geliştirme Kümesi nde gerçekleştirilmiştir. 3

2. KURAMSAL TEMELLER 2.1 Kuluçka Kriterlerine İlişkin Genel Bilgiler Kuluçka performansı; döllülük oranı, çıkış gücü ve kuluçka randımanı kriterlerine göre belirlenmektedir Akbay 1985, Erensayın 1990, Altan 1995 ve Türkoğlu vd. 1993a, b ve 1997). Bu araştırma çıkış gücüne göre planlandığı için çıkış gücü ve çıkış gücünü etkileyen kriterler baz alınmış ve araştırma sonucunda gruplar arasındaki farklılıklar bu kriterler bakımından performanslar karşılaştırılarak belirlenmiştir. 2.1.1 Çıkış gücü Genç damızlık sürülerden genellikle daha düşük çıkış gücü, daha uzun kuluçka süresi ve daha düşük kaliteli civciv elde edildiği bildirilmekte (Bruzal et al. 2000) ve % 97 döllülük ile % 93,5 kuluçka randımanı pik olarak kabul edilmektedir (Butcher 2004). Çıkış gücü, çıkan civciv sayısı döllü yumurta sayısına bölünerek bulunmaktadır (Anonymous 2003a) ve bu araştırmada da aynı şekilde bulunmuştur. 2.1.2 Embriyonik ölümler Broiler damızlık sürülerinde embriyo ölümleri belirli bir grafiğe göre meydana gelmektedir ve yapılan bir araştırmada bu kayıpların % 42 döllülük, % 28 erken dönem, % 6 orta dönem, % 24 geç dönem embriyo ölümlerinden kaynaklandığı belirlenmiştir (Branwell 2002). 4

Hayatını sürdüremeyen embriyolar öldüğünden ölüm oranı ilk dönemlerde (0-6gün) yüksektir. Daha sonra nispeten sabit olan orta dönemi (7-18gün), civcivler çıkıma hazırlandığı için ölüm oranının yeniden yükseldiği son dönem (19-21) takip etmektedir (Wilson 2007 ve Bakst et al. 1998). Genellikle embriyo ölümleri ilk ve son dönemlerde % 4-5 arasında değişirken orta dönemde % 1 den az olmaktadır (Meijerhoff 2004). Erken dönem embriyo ölümlerinin en önemli kaynağı depolama sırasında ve depolama koşullarında ortaya çıkan eksikliklerdir (Hodgetts 1993). Yapılan bir araştırmada erken dönem embriyo ölüm oranının genç sürülerde % 3, yaşlı sürülerde ise %5 ile 7 arasında olduğu bildirilmiştir (Mc Daniel 1995). Orta dönem embriyo ölümleri genelde yetersiz beslenme veya kontaminasyondan kaynaklanır ve özel bir sebep olmadığı sürece diğer dönemlere göre daha düşüktür (Hodgetts 1993). Son dönem embriyo ölümleri genelde kuluçka makinesi ve çıkımla ilgilidir. İlk aşamalardaki bazı eksikliklerin etkisi de son dönemi etkilemektedir. Yumurtaların uzun süre bekletilmesi çıkışı geciktirmekte ve kabuk altı ölümlerinin artmasına sebep olmaktadır (Hodgetts 1993). Bu dönemdeki ölümlerde de hayvanların yaşı etkin bir faktör olup son dönem embriyo ölüm oranının genç sürülerde % 2, yaşlı sürülerde ise % 2 ile 4 arasında olduğu bildirilmiştir (Mc Daniel 1995). Farklı sürü yaşlarında farklı dönemlerdeki embriyo ölüm oranları da farklı olmaktadır (Çizelge 2.1). Erken dönem embriyo ölümlerinin genç sürülerde, son dönem embriyo ölümlerinin ise yaşlı sürülerde daha yüksek olduğu bildirilmektedir (Bruzal et al. 2000). Gerçekleşen embiyo ölüm oranları ve hedeflenen embriyo ölüm oranlarının yaklanıp yakalanmadığı belirlenen sayıda çıkım tepsisindeki çıkım olmayan yumurtalar kırılarak 5

kontrol edilir. Kontrol sırasında tespit edilen çıkım olmayan yumurtaların sayısının çok farklı (en kötü tepside en iyi tepsinin iki katı gibi) olması, hem depolama hem de kuluçka koşullarının iyi olmadığını veya örnek tepsilerde yıkanmış yumurtaların veya yer yumurtalarının bulunduğunu gösterir. İyi bir kuluçka randımanı (%87) için sürü bazında hedef embriyo ölüm oranlarının yakalanması gereklidir. (Bakst et. al 1998, Anonymous 2003a, Anonymous 2003b ve Wilson 2007). Çizelge 2.1 Farklı sürü yaşlarındaki embriyo ölümleri, % (Anonymous 2003b) Damızlık Yaşı Genç (25-30hf) Pik (31-45hf) Pik Sonrası (46-50hf) Yaşlı (51-60hf) Dölsüz İlk Dönem (0-5gün) Orta Dönem (6-17g) Son Dönem (18-21g) Kabuğu Kırmış Toplam 6 4,5 2,5 10 1 24 3 2,5 1,5 3,5 0,5 11 4 2,5 1,5 3,5 0,5 12 8 4,5 1,5 2,5 0,5 17 Kuluçkalık yumurtaların depolanması ve depolama süresinin artmasıyla birlikte çıkış gücü azalmakta ve embriyolarda çeşitli anormalliklere daha sık rastlanmaktadır (Mayes and Takeballi 1984). Broiler damızlık yumurtalarında depolama süresinin embriyonik ölümler ve çıkış gücü üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülen bir çalışmada, 3-7, 9-11 ve 11-18 gün süre ile depolanmış kuluçkalık yumurtalarda çıkış güçlerinin sırasıyla % 87.4, % 77.2 ve % 73.2, erken dönem embriyo ölümlerinin % 3.65, % 4.98 ve % 12.85, geç dönem embriyo ölümleri ise % 4.71, % 7.78 ve % 8.82 olduğu bildirilmiştir (Altabari and Kunodi 1989). 6

2.2 Kuluçka Sonuçlarını Etkileyen Faktörler Kuluçka kriterleri genetik, sürü yaşı, hava basıncı, oksijen ihtiyacı, sıcaklık, nem, çevirme, depolama süresi ve koşulları, damızlıklardaki bakım ve besleme koşulları, hastalık vb. faktörlerden etkilenmektedir (Akbay 1985, Altan 1995, Erensayın 1990, Türkoğlu vd. 1993a, b ve 1997). Bu araştırmada sürü yaşı, depolama süresi, gelişim dönemindeki çevirme sıklığı ve kuluçka makinesi içerisindeki CO 2 seviyesi incelendiği için değerlendirmede de bu faktörler üzerinde durulmuştur. 2.2.1 Sürü yaşı Sürünün yaşı sadece yumurtlayan hayvan sayısını ve yumurta sayısını değil, yumurta kalitesini de etkiler. Artan sürü yaşı ile birlikte yumurta büyüklüğü de artar. Ancak yumurta kabuğunun kırılmaya karşı direnci azalır. Bu da yumurtanın depolanma ve kuluçka işlemi sırasındaki iç kalite problemlerine ve sonuçta çıkış gücü ve kuluçka randımanının azalmasına sebep olmaktadır (Mc Daniel 2000). En yüksek çıkış gücü ve kuluçka randımanı 30 ile 55 haftalık yaşlar arasında elde edilmekte, çok genç ve çok yaşlı sürülerde daha düşük sonuçlar görülmektedir (Anonymous 1999). Farklı yaş gruplarındaki damızlıklarda çıkış güçleri ve kuluçka randımanları arasında belirgin farklılıklar görülmekte ve yaşlanmaya bağlı olarak çıkış gücü ile kuluçka randımanı da azalmaktadır (Smith and Bohren 1975). 50-52 haftalık yaştan itibaren görülen bu azalma ile yumurta ağırlığı arasında pozitif bir korelasyon olduğu bulunmuştur (Reinhardt and Hurnik 1984). Genç sürüler, albümin kalitesi daha iyi yumurta verirler. Albümin kalitesi ve blastodermin yumurta kabuğuna olan mesafesi, genç sürülerden elde edilen 7

yumurtalarda uzun süre korunurken, yaşlı sürülerde bu süre daha kısadır. Bu yüzden yaşlı sürü yumurtalarının fazla bekletilmeden kuluçkaya konulmaları gerekmektedir (Brake 1996 ve Mc Daniel 2000). Ayrıca yaşlı sürülerden elde edilen yumurtalarda ovipozisyon sırasında embriyo daha ileri bir yaşta olduğundan kuluçka süresi de daha kısa olmaktadır (Mayes and Takeballi 1984). Genç sürü yumurtalarında hava boşluğunda bulunan CO 2 seviyesi, yaşlı sürü yumurtalarına göre daha düşük, O 2 seviyesi ise daha yüksektir. Hava boşluğunda bulunan CO 2 ve O 2 seviyeleri arasındaki bu farklılık genç sürü yumurtalarında hava geçirgenliğinin daha düşük olduğunu göstermektedir (Tullet and Noble 1988). Bu nedenle sürü yaşı ile birlikte kabuk geçirgenliği ve dolayısıyla nem kaybı da artmaktadır (Sinclair et al. 1990). Bu durum, özellikle çok girişli makinelerde veya makine içi koşullar çok iyi kontrol edilmediği taktirde tek girişli makinelerdeki yaşlı sürü yumurtalarında çıkış gücü ve kuluçka randımanının düşmesine sebep olmaktadır. Sürü yaşının çıkış gücü ve kuluçka randımanı üzerindeki etkisi depolama süresi uzadıkça çoğalmaktadır (Demircioğlu 1994 ve French 1997). Depolama ile çıkış gücü arasındaki ilişkiyi sürü yaşı bakımından ele alan bir araştırmada, 29 ve 42 haftalık yaştaki Hybro damızlık sürülerinden elde edilen kuluçkalık yumurtalarda depolama süresinin kuluçka randımanı üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. Yaşlı anaçlardan elde edilen yumurtalarda depolama süresinin 5 günü geçmesi durumunda çıkış gücünde düşme olduğu belirlenmiştir (Anonymous 1981). Ayrıca Tona et al. (2004), yumurta kalitesi, çıkış gücü, civciv kalitesi ve broiler canlı ağırlığı üzerinde sürü yaşı ve depolama süresinin interaksiyonun etkili olduğunu, farklı yaşlardaki sürülerden elde edilen kuluçkalık yumurtalarda depolama süreleri farklı olduğunda, yumurta kalitesi, çıkış gücü ve broiler performansının farklı şekilde 8

etkilendiğini ve depo süresi sürü yaşı interaksiyonunun göz önüne alınması gerektiğini bildirmişlerdir. 2.2.2 Yumurta depolama süresi Depolama piyasa ve makine kapasitesine göre yeterli sayıda yumurta biriktirmek için yapılır. 0-7 gün depolama kısa, 8-14 gün depolama normal, 15-21 gün depolama uzun süre depolama olarak kabul edilmektedir (Butcher 2004). Yumurta akında ph değerinin çözünmüş CO 2, bikarbonat, karbonat iyonu ve protein arasındaki dengeye bağlı olduğu bilinmektedir. Depolama sırasında porlar vasıtasıyla gerçekleşen nem ve CO 2 kaybı nedeniyle yumurtanın ph değerinde ve dolayısıyla kimyasal yapısında da değişiklikler olmakta ve bu durum çıkış gücü ve kuluçka randımanını etkilemektedir. CO 2 ile ph arasında yakın bir ilişki vardır ve CO 2 kaybında sarı ile akta ph yükselmesi olmaktadır (Shkeir 1970). Ovipozisyon sonrası yumurta akındaki ph değeri 7,6 ile 7,9 arasındayken depolamayla birlikte 9,7 ye ulaşmaktadır (Powrie 1973, French and Tullet 1991). Yapılan bir araştırmada % 4 CO 2 ve 3 hafta depolamada ak ph sının 7.5 a, % 2 CO 2 ve 3 hafta depolamada sarı ph sının 8.4 e yükseldiği hatta 37,5ºC de 24 saat depolamada ak ph sının 0 a düştüğü bulunmuştur (Becker et al. 1968). Başka bir araştırmada yumurtada CO 2 kaybı çok düşük tutulduğunda ak ph sındaki değişimin çok az olduğu ve taze veya kısa süre depolanmış yumurtalara benzer seviyelerin görüldüğü tespit edilmiştir (Decuypere et al. 2001). Uzun süre depolanan yumurtalarda gelişim daha yavaştır (Fasenko 1996). Uzun süre depolama, embriyonun biyolojik kalitesini düşürmekte ve metabolizmanın verimliliğini azaltmaktadır (Christensen 2001). 9

7 güne kadar olan depolamalar çıkış gücünü etkilememektedir (Mayes and Takebelli 1984 ve Meijerhoff 1992). Depolama süresi arttıkça çıkış gücü önemli (P<0.05) ölçüde düşmektedir (Ayorinde 1987, İpek 1997). Yapılan bir çalışmada 1 ve 14 gün depolanan yumurtalarda çıkış güçleri sırasıyla, % 90 ve % 78.3 olarak hesaplanmış ve uzun süre depolamanın çıkış gücü üzerine olumsuz bir etkisi olduğu belirlenmiştir (Ateş 2004). Başka bir araştırmada 3, 6, ve 9 gün süre ile depolamış broiler damızlık yumurtalarında çıkış güçlerinin sırasıyla % 90.29, % 83.58 ve % 80.56 olduğu bildirilmiştir (Rao 1989). Depolama süresinin embriyonik ölümler ve çıkış gücü üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülen benzer bir çalışmada ise yumurtalar 3-7, 9-11 ve 11-18 gün süre ile depolanmış, depolama sürelerine göre çıkış güçleri sırasıyla % 87.4, % 77.2 ve % 73.2 olarak saptanmıştır (Altabari and Kunodi 1989). Yapılan araştırmalarda kuluçka öncesi 7 günden fazla depolamanın kuluçka randımanını düşürdüğü (Waite 1919, Scott 1933 ve Funk 1934) ve 4-7 gün depolamadan sonra, ilave her gün için kuluçka randımanının % 0.5-1.0 civarında azaldığı bildirilmiştir (Dakessian 2005). Başka bir araştırmada azalmanın 10 güne kadar % 0,7/gün, daha sonra %1,2/gün olduğu tespit edilmiştir (Longeley 2005). Kuluçka randımanında meydana gelen düşüşün depolamanın 3. gününden itibaren hızlı bir şekilde artış gösterdiği bildirilmiştir (Bohren et al. 1961, Byng and Nash 1962 ve Erensayın 1990). Sürü yaşı arttıkça kuluçka randımanı da oransal olarak düşmektedir (Brake 1996 ve Lapao et al. 1999). Bu konuda yapılan bir araştırmada 1-3, 4-6, 7-9 ve 10-12 gün depolanmış 32 ve 56 haftalık yaştaki sürülerden elde edilen kuluçkalık broiler yumurtalarında uzun süre depolamanın kuluçka randımanı üzerindeki olumsuz etkisinin yaşlı sürülerde genç sürülerden daha fazla olduğu bildirilmiştir (Meijerhof 1995). Depolama süresinin artmasının, genç sürü yumurtalarına göre yaşlı sürü yumurtalarında, çıkış gücü ve civciv kalitesini daha fazla düşürdüğü ve bunun depolanan yaşlı sürü yumurtalarında albümin kalitesinin daha çabuk bozulmasından kaynaklandığı bildirilmiştir (Brake et al. 1997 ve Tona et al. 2004). 10

Bazı çalışmalarda özellikle genç sürülerde 1-2 gün depolanan yumurtalarda depolanmayanlara göre daha yüksek çıkış gücü elde edildiği bildirilmiştir (Funk 1934, Brake et al. 1993, Brake 1996, Brake et al. 1997, Reis et al. 1997 ve Elibol vd. 2000). Bu nedenle yaşlı sürü yumurtaları hemen, genç sürü yumurtaları 1-2gün depolandıktan sonra kuluçkaya konulmaktadır. Depolama süresi uzadıkça ölü ve anormal embriyo sayısında da artış olmaktadır(mather and Laughin 1976, 1977, 1979, Reinhardt and Hurnik 1984). Depolama süresinin artmasıyla çıkış gücü azalmakta, embriyolarda çeşitli anormalliklere daha sık rastlanmakta (Mayes and Takeballi 1984) ve civciv kalitesi düşmektedir (Mather and Laughlin 1976, Tandron et al. 1987, Butler 1991 ve Fasenko et al. 1992). 2.2.3 Gelişim dönemindeki çevirme sıklığı 1930 da Olsen in tavukların yumurtalarını günde yaklaşık 96 kere çevirdiklerini gördüğü bildirilmiştir (Landauer 1967). Günümüzde 4 çevirme/saat olacak şekilde 96 çevirme/gün e kadar çevirme yapabilen makineler kullanılmaktadır (Türkoğlu vd. 1993a, 1993b ve 1997). Çevirme işlemi makine içindeki sıcaklık yükselmesini ve erken dönemde embriyonun yumurta kabuğuna yapışmasını önlemekte, yumurta sarısı kesesi ile korio-allontois keselerinin gelişimlerine yardımcı olmaktadır. Gelişim dönemindeki çevirme sıklığına bağlı olarak kuluçkadaki embriyo ölümlerinde azalma görüldüğü ve azalmanın en çok 18-21 gün arasındaki son dönem embriyo ölümlerinde olduğu bildirilmiştir (Robertson 1961b). Normal koşullarda son dönem embriyo ölümlerindeki yüksekliğin çevirme yapılmaması nedeniyle chorrioallontoic zar gelişimindeki gecikmeye bağlı olabileceği bildirilmiştir (Deeming 1989). 11

Çevirmenin transfer gününe kadar yapılması gerektiği (Deeming 1995), 18. güne kadar çevirme yapılmasının embriyo gelişimini iyileştirdiği (Onagbesan et al. 2005), ancak bu etkinin en çok kuluçkanın 3 ve 11. günleri arasında oluştuğu, 13. günden sonraki çevirmenin etkisinin çok az olduğu bildirilmektedir (Proudfoot et al. 1981). Yumurtaların günde en az 6-10 defa çevrilmeleri gereklidir (North and Bell 1990 ve Türkoğlu vd. 1993a, 1993b ve 1997). Çevirme sıklığı arttırıldığında kuluçka randımanında % 6 artış, 8.güne kadarki erken dönem ölümlerinde %1 azalma, 8. gün sonrasındaki orta ve son dönem embriyo ölümlerinde ise % 5 azalma olduğu bildirilmiştir (Ubbels 1954). Günde 3 defa yerine 24 ve 96 defa çevrilen yumurtalarda kuluçka randımanının arttığı bildirilmiştir (Olsen and Byerley 1936). 96 adet/gün yerine 480 adet/gün gibi daha sık aralıklarla çevirmenin ise randımanı azaltabileceği bildirilmiştir (Robertson 1961a). Birçok araştırmada günde 24 defa çevrilen yumurtalarda daha az çevrilenlere göre daha iyi kuluçka randımanı elde edildiği tespit edilmiştir (Kuiper and Ubbels 1951, Kaltofen and Ubbels 1954, Kaltofen 1955 ve 1956). 96 adet/gün çevirmeyle en yüksek kuluçka randımanı elde edileceği, ancak genellikle 24 adet/gün çevirme yapıldığı bildirilmiştir (Wilson 1991). Normal koşullarda 24 adet/gün den daha fazla çevirme kuluçka randımanını çok az iyileştirdiği için ticari kuluçka makinesi üreticileri makineleri 1 adet/saat çevrilecek şekilde düzenlemektedirler (Freeman and Vince 1974). Ancak broiler damızlıkları ile gerçekleştirilen araştırmalarda bu uygulamanın her zaman en iyi sonucu vermediği görülmüştür. 24 ve 48 çevirme ile karşılaştırıldığında 96 çevirme/gün de kuluçka randımanında artış olduğu ve bu iyileşmenin son dönem embriyo ölümlerindeki azalmadan kaynaklandığı bildirilmiştir (Elibol and Brake 2003). Sürü yaşına bağlı olarak çevirmenin kuluçka randımanını üzerindeki etkisini belirlemek için yapılan bir araştırmada 37, 41, 59 ve 63 haftalık yaştaki broiler damızlık sürülerinden elde edilen kuluçkalık yumurtalar 18ºC sıcaklık ve % 75 nemde 1 ile 2 gün 12

depolanmış ve kuluçkanın 3.gününden 11.gününe kadar günde 24, 48 veya 96 defa çevrilmiştir. Kuluçkada 1. günden 2. güne ve 12.günden 18.güne kadar bütün yumurtalar günde 24 defa çevrilmiştir. Özellikle daha yüksek erken dönemdeki embriyo ölümü nedeniyle 37 ve 41 haftalık yaştaki kuluçka randımanı 59 ve 63 haftalık yaştakine göre daha iyi olmuştur. Sürü yaşı ve depoda çevirme arasındaki interaksiyon kuluçka randımanı veya embriyo ölümü açısından önemli değildir (Elibol and Brake 2003). Depolama süresi artıkça ak ph sının da yükseldiği ve çevirme sıklığı arttıkça özellikle yaşlı sürülerde ilk hafta canlı ağırlığının azaldığı bulunmuştur (Tona et al. 2002). 2.2.4 Kuluçka makinesi içerisindeki CO 2 seviyesi Kuluçkada yüksek sıcaklık değerlerinin metabolik su oluşumunu ve yumurta içerisindeki su buharı basıncını arttırdığı bildirilmiştir (Pringgle and Barrot 1937 ve Lundy 1969). Yüksek kuluçka sıcaklığında, suyun ve CO 2 in yumurtadan hızla uzaklaşması ile birlikte embriyonun hızla gelişimini tamamladığı ve çıkış işleminin daha erken olduğu bildirilmiştir (Swann and Brake 1990). Kuluçkada sıcaklığı yükseltirken nemi de orantılı olarak azaltmak gerektiği (Townsley 1930), bu sayede metabolik su oluşumu ve CO 2 çıkışının karşılıklı olarak gerçekleştiği bildirilmiştir (Swann and Brake 1990). Doğal bir kuluçka işlemi sırasında CO 2 konsantrasyonu % 0,4 civarındadır. Bu, % 0,03 olan doğal ortamdaki CO 2 seviyesinin (Erensayın 1990) yaklaşık 10 katıdır. Önceleri embriyo gelişiminin belirli dönemlerinde farklı düzeylerde CO 2 uygulamanın kuluçka sonuçlarını iyileştireceği savunulmuş ve küçük deneme makinelerinde gerçekleştirilen araştırmalar planlanmıştır. 1-10 gün arası kapalı tutulan makinelerde, ilk dönemde %90 ın altında nispi nem ve % 1 in altında CO 2, 11.günden itibaren ise CO 2 yi % 3 de muhafaza edecek şekilde havalandırma yapılarak kuluçka ve saha sonuçları 13

incelenmiştir. Küçük makinelerde yapılan bu tip çalışmalarda ortalama % 2,5 iyileşen çıkım, daha iyi civciv kalitesi ve yaşlı sürülerde daha fazla ağırlık kazancı elde edilmiştir (Anonymous 2004). Bu araştırmanın gerçekleştirildiği BEYPİ A.Ş. Bolu Kuluçkahane tesislerinde Petersime tarafından üretilen ve tek girişli CO 2 kontrollü Vision ve Focus model makineler kullanılmaktadır. Bu makinelerde endotherm faz olan ilk 9 günlük dönemde % 85 gibi yüksek bir nemlilik, düşük su buharı basıncı farkı ve düşük H 2 O alışverişi ile % 3 ağırlık kaybı, exotherm fazı olan daha sonraki dönemde ise % 30-40 gibi düşük nem ve daha yüksek su alışverişi ile çıkımda %11 ağırlık kaybı hedeflenmektedir (Anonymous 2003b). Gelişim makinesindeki ilk dönemde (endotherrm faz) yumurta ortamdan ısı emdiği için yüksek nem vardır ve çok az havalandırma yapılmaktadır. İkinci dönemde (exotherm) ise yumurta ortama ısı yaydığından düşük nem ve yüksek havalandırma vardır. Bunu gerçekleştirmek için kullanılan CO 2 kontrol sistemi, ilk dönemde makine içerisinde istenen yüksek nem, kontrollü (%0,85 den az) ve istenen yüksek CO 2 birikimi için çok az havalandırma yapılmasını sağlamaktadır. İkinci dönemde ise istenen ağırlık kaybını yakalamak için havalandırma artırılmakta, istenen yüksek nemi sağlamak ve çıkımı kolaylaştırmak için ortama sis şeklinde su püskürtülmektedir. Bunun sonucunda ilk dönemde ağırlık kayıp hızı oldukça düşükken ikinci dönemde kayıp hızı yükselmektedir. Böylece çok iyi gelişen civcivlerin kabuğu kolayca kırdığı, ve farklı sürüler, farklı damızlıklar ve farklı damızlık yaşları için farklı sıcaklık programları ayarlamanın eskisi kadar uzun sürmediği bildirilmektedir (Anonymous 2003b, c, d, e, f, g, h, i ve j). Kuluçka makinelerinde önceleri kullanılan teknolojiye de bağlı olmakla birlikte gelişim dönemindeki CO 2 seviyesinin en fazla %0,3 olması isteniyordu. Buna karşılık, CO 2 seviyesi ile ilgili çalışmalar ilerledikçe, gelişim döneminin ilk 10 gününde havalandırma 14

sistemi kontrol altına alınarak makine içerisindeki CO 2 seviyesinin yükselmesi sağlandığında, kuluçka sonuçlarının iyileştiği tespit edilmiştir (Boerjan 2001). Farklı kuluçkahanelerde CO 2 kontrollü makinelerde 3 milyondan fazla yumurtadan alınan sonuçlar incelendiğinde CO 2 kontrollü makinelerde daha iyi kuluçka randımanı (sırasıyla %84,23 ve 82,35) ve civciv üniformitesi (ortalama civciv ağırlığına göre ±%10 sınırları arasındaki değerlerin ortalaması sırasıyla %85,36 ve 83,14) elde edildiği bildirilmiştir (Anonymous 2005). Benzer şekilde CO 2 birikimli ve birikimsiz makinelere konulan yumurtalarda daha yüksek çıkış gücü (sırasıyla % 92,60/95,04 ve 90,33/95,07) ve daha yüksek kuluçka randımanı (sırasıyla % 92,6 ve % 90,3) elde edilmiş, deneme ve kontrol grupları arasındaki fark istatistik olarak önemli bulumuştur (P<0,05) (Çopur 2003). Ancak CO 2 kontrollü makinelerin kullanıldığı kuluçkahanelerde yapılan bazı çalışmalarda % 0.25 in altında CO 2 seviyelerinin civcivlerin broiler performansını olumsuz etkilediği ve sebebinin araştırıldığı bildirilmektedir. Normal embriyo gelişimi için % 0,4-0,6 lık CO 2 seviyesine ihtiyaç duyulduğu ve CO 2 seviyesinin % 1 i aştığında çıkış gücünde belirgin bir şekilde düşme eğilimi görüldüğü bildirilmektedir (Boerjan 2001). 2.3 Broiler Performansına İlişkin Genel Bilgiler Broiler üretiminde verimlilik, ortalama kesim ağırlığı, yem değerlendirme sayısı, yaşama gücü, verimlilik puanı ve kesim randımanı gibi kriterlere göre belirlenmektedir (Türkoğlu vd. 1993a, 1993b ve 1997). Bu araştırmada ölüm oranı, yem değerlendirme sayısı ve kesim günündeki ortalama canlı ağırlık ve verimlilik puanı değerlendirilmiştir. 15

Ayrıca bu sürü yaşı ve kuluçka koşulları ile ilgili bir araştırma yürütüldüğü için değerlendirmede de bu faktörler dikkate alınmıştır. 2.3.1 Ölüm oranı Ölüm oranı, işletmelerde maliyetleri yükselten ve dolayısıyla kârı azaltan çok önemli bir faktördür. Bakım ve çevre koşulları gibi faktörlerden en fazla etkilenen kriterdir. Daha kısa sürede, daha az ölüm oranı ve daha az yemle istenen canlı ağırlığa ulaşılması işletmenin karlılığını önemli ölçüde arttırmaktadır. Ölüm oranı, ticari uygulamalarda sevk edilen toplam civciv sayısı ile kesilen toplam piliç sayısı arasındaki farkın sevk edilen toplam civciv sayısına bölünmesiyle hesaplanır. Bu araştırmada ölen ve ayıklanan piliç sayısının toplam civciv sayısına bölünmesiyle bulunmuştur. 2.3.2 Ortalama canlı ağırlık Broiler yetiştiriciliğinde ve dolayısıyla entegrasyonlarda kâr temelde piliçlerin ortalama canlı ağırlığına bağlı olduğundan piliçlerin ağırlığı her hafta yapılan düzenli ölçümlerle kontrol edilmektedir. Canlı ağırlık artışında başlangıçta yavaş olan, daha sonra hızlanan, son dönemde ise yine yavaşlayan ve lineer olmayan bir değişim görülmektedir. Canlı ağırlık arttıkça yem tüketimi de artmaktadır. Genetik yapı, damızlık ve kuluçka dönemi koşulları, cinsiyet, kesim yaşı, bakım ve besleme koşuları, mevsim, sağlık durumu vb. faktörlere de bağlı olmakla birlikte, dengeli ve etkili bir bakım ve beslemeyle büyümeyi hızlandırmak ve sonuçta daha kısa sürede daha yüksek canlı ağırlığa ulaşmak mümkündür (Türkoğlu vd. 1993a, 1993b ve 1997). 16

Ortalama canlı ağırlık, üretim dönemi sonunda elde edilen toplam canlı ağırlık, piliç sayısına bölünerek hesaplanır ve bu araştırmada da bu şekilde hesaplanmıştır. 2.3.3 Yem değerlendirme sayısı Broiler üretiminde en büyük gider yem giderleridir ve bu nedenle yem değerlendirme sayısı işletmelerde verimliliği gösteren önemli bir kriterdir. Yem değerlendirme sayısı 1kg canlı ağırlık artışı elde etmek için tüketilen yemi göstermektedir. Yetiştirme dönemi boyunca tüketilen toplam yemin dönem sonunda elde edilen toplam canlı ağırlığa bölünmesiyle hesaplanır ve bu araştırmada da benzer şekilde hesaplanmıştır. 2.3.4 Verimlilik puanı Entegrasyonlarda yetiştiricilere civciv, yem, ilaç ve teknik hizmet sağlanmakta, buna karşılık sözleşme koşularına ve performansa göre ücret ödenmektedir. Bir performansının değerlendirilmesi ve diğer yetiştiricilerle karşılaştırılmasında temel kriter verimlilik puanıdır. Verimlilik puanı, genellikle dönem sonunda ulaşılan ortalama canlı ağırlık, yem değerlendirme sayısı, ölüm oranı ve kesim yaşı gibi kriterler kullanılarak hesaplanır. Bu araştırmada da bu şekilde hesaplanmış ve hesaplamada kullanılan formül aşağıda verilmiştir. Verimlilik Puanı = Ortalama Canlı Ağırlık(g) x Ölüm Oranı(%) Kesim Yaşı(gün) x Yem Değerlendirme Sayısı 17

2.4 Broiler Performansını Etkileyen Faktörler Verimlilik, genetik, sürü yaşı, kuluçka uygulamaları, damızlık ve yetiştirme kümesindeki bakım ve besleme koşulları, mevsim, hastalık vb. faktörlerden etkilenmektedir (Akbay 1985, Altan 1995, Erensayın 1990 ve Türkoğlu vd. 1993a, b ve 1997). Bu araştırmada sürü yaşı ve kuluçka uygulamalarından depolama süresi, makinedeki çevirme sıklığı ve kuluçka makinesi içerisindeki CO 2 seviyesi incelendiği için değerlendirmede de bu faktörler dikkate alınmıştır. 2.4.1 Sürü yaşı Damızlık sürünün yaşı, civcivlerin sıcaklığa uyum kabiliyetlerini etkiler. Genç sürülerden elde edilen civcivlerin soğuk stresinde vücut sıcaklıklarını muhafaza etme kabiliyetleri yaşlı sürülere göre daha azdır ve bu durumda yem değerlendirme sayısı değerleri de kötü olmaktadır (Hill 2002). Yaşlı sürülerden elde edilen yumurtalardan çıkan civcivlerin genç sürülerden elde edilenlere göre daha yüksek canlı ağırlık kazancı sağladıkları bildirilmektedir (Christensen et al. 1996). Depolama ile çıkış gücü arasındaki ilişkiyi sürü yaşı bakımından ele alan bir araştırmada, 29 ve 42 haftalık yaştaki Hybro broiler damızlık sürülerinden elde edilen kuluçkalık yumurtalarda depolama süresinin canlı ağırlık üzerine etkili olduğu belirlenmiştir. Yaşlı anaçlardan elde edilen yumurtalarda depolama süresinin 5 günü geçmesi durumunda 1 günlük fazla depolamada canlı ağırlıkta % 0.25 lik bir gerileme görüldüğü belirlenmiştir (Anonymous 1981). 18

2.4.2 Yumurta depolama süresi Depolama süresinin sadece kuluçka randımanı ve kuluçka süresini değil, aynı zamanda civcivlerin ileri dönemlerdeki gelişimini (Kaufman 1939 ve Proudfoot 1969) ve broilerlerin performansını da olumsuz etkilediği bildirmiştir(becker 1956). Yapılan bir araştırmada depolama süresi artıkça ak ph sının yükseldiği ve ilk hafta canlı ağırlığının azaldığı bulunmuştur (Tona et al. 2002). 14 günden daha fazla depolanan yumurtalardan elde edilen günlük civcivlerde çıkış ağırlığının önemli seviyede düştüğü (Merrit 1964), 16-21 gün depolanan yumurtalardan elde edilen günlük civcivlerde çıkış ağırlığının, 8 günden daha az depolananlardan daha düşük olduğu (Kaufman 1957) bildirilmiştir. 1 ve 14 gün depolanan yumurtalardan elde edilen civcivlerde ilk gün canlı ağırlıkları (41.7g ve 41.1g) arasındaki farkın önemli (P<0.05) olduğu tespit edilmiştir (Ateş 2004). Depolama süresinin artmasına bağlı olarak bu yumurtalardan çıkan broiler civcivlerin kesim ağırlıklarının da önemli seviyede düştüğü (Nilipour and Butcher 1998) bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda depolama süreleri farklı yumurtalar birlikte kuluçkaya konulduğunda, örneğin kısa süre depolanan yumurtalardan çıkan civcivlerde çıkış ağırlıklarının yüksek olduğu, ancak birlikte kuluçkaya konulmaları nedeniyle bu civcivlerde dehidrasyon oluştuğu ve canlı ağırlıklarının düştüğü bildirilmiştir (Byerly 1933, Funk 1934, Reis et al. 1997). Başka bir araştırmada, 0 ve 7 gün depolanan kuluçkalık yumurtalardan elde edilen civcivlerde ilk gün canlı ağırlığı bakımından gruplar arasında önemli bir fark tespit edilmediği ve bu durumun 14.güne kadar devam ettiği, ancak 0 gün depolanan kuluçkalık yumurtalardan elde edilen civcivlerde 21. gün ve 42. günlerdeki ortalama canlı ağırlık değerlerinin 7 gün depolananlara göre sırasıyla 45g ve 202g daha yüksek 19

olduğu ve farkın istatistik olarak da önemli (P<0,05) olduğu bulunmuştur. Ayrıca yumurta kalitesi, çıkış gücü, civciv kalitesi ve broiler canlı ağırlığı açısından sürü yaşıdepolama süresi interaksiyonun etkili olduğu, farklı yaşlardaki sürülerden elde edilen kuluçkalık yumurtalarda depolama süreleri farklı olduğunda, yumurta kalitesi, çıkış gücü ve broiler performansının farklı şekilde etkilendiği ve depo süresi sürü yaşı interaksiyonunun göz önüne alınması gerektiği bildirilmiştir (Tona et al. 2004). Benzer şekilde 1 ve 14 gün depolanan yumurtalardan çıkan civcivlerdeki 1, 14 ve 42 günlük yaşlardaki canlı ağırlık değerleri karşılaştırıldığında, 14 gün depolanan yumurtalardan çıkan civcivlerdeki değerlerin daha düşük olduğu ve yumurta depolama süresinin yetiştirme dönemindeki canlı ağırlık üzerine etkisinin önemli (P<0.01) olduğu, buna karşılık yem değerlendirme sayıları bakımından gruplar arası farkın önemli olmadığı bulunmuştur (Ateş 2004). Ancak başka bir araştırmada 3, 4, 5 ve 6 gün depolanmış yumurtalardan elde edilen ve aynı koşullarda yetiştirilen broiler civcivlerin saha performansları arasında bir farklılık olmadığı da bildirilmiştir (Quintana et al. 2000). Civciv çıkış ağırlığı ve ilk gün canlı ağırlığı farklı olmasına rağmen 4. ve 7. haftalarda bu farkın kaybolduğu, civciv ağırlığı ile kesim ağırlığı arasında önemli bir ilişki olmadığı bildirilmiştir (Bowling and Howarth 1981). Benzer şekilde geç çıkan civcivlerde çıkış ağırlığının daha yüksek olduğu (Elibol vd. 1997 ve Ateş 2004), ancak bu farkın daha sonra kapandığı ve bu civcivlerde dönem sonunda daha düşük canlı ağırlık değerleri elde edildiği tespit edilmiştir. 2.4.3 Gelişim dönemindeki çevirme sıklığı Çevirme işlemi makine içindeki sıcaklık yükselmesini ve erken dönemde embriyonun yumurta kabuğuna yapışmasını önlemekte, yumurta sarısı kesesi ile korio-allontois 20

keselerinin gelişimlerine yardımcı olmaktadır. Çevirme sıklığı arttıkça özellikle yaşlı sürülerde ilk hafta canlı ağırlığının azaldığı bulunmuştur (Tona et. al. 2002). 2.4.4 Kuluçka makinesi içerisindeki CO 2 seviyesi Kuluçka makinesi içerisinde % 0.25 in altındaki CO 2 seviyelerinin civcivlerin saha performansını olumsuz etkilediği bildirilmiş (Boerjan 2001), 1-10 gün arası kapalı tutulan makinelerde, ilk dönemde % 90 ın altında nispi nem ve % 1 in altında CO 2, 11.günden itibaren CO 2 yi % 3 de muhafaza edecek şekilde havalandırma yapılarak kuluçka ve saha sonuçları incelenmiştir. Küçük makinelerde yapılan bu tip çalışmalarda ortalama % 2,5 iyileşen çıkım, daha iyi civciv kalitesi ve yaşlı sürülerde daha fazla ağırlık kazancı elde edilmiştir (Anonymous 2004) Farklı kuluçkahanelerde CO 2 kontrollü makinelere konulan 1 milyondan fazla yumurtadan çıkan civcivlere ait saha sonuçları incelendiğinde CO 2 kontrol sistemine göre çalıştırılan makinelerde 39,4 günde daha yüksek canlı ağırlık değerleri (sırasıyla 2.165g ve 2.101g), daha yüksek günlük canlı ağırlık kazancı(sırasıyla 54,96 ve 53,33g), daha düşük ölüm oranları (%4,01 ve 4,24), 2.000g canlı ağırlık için daha düşük yem değerlendirme sayısı (sırasıyla 1,53 ve 1,55) ve daha yüksek verimlilik puanları (sırasıyla 325,7 ve 318,5) elde edildiği bildirilmiştir (Anonymous 2005). 21

3. MATERYAL ve YÖNTEM 3.1 Materyal 3.1.1 Genel Birbirinden bağımsız 2 denemeden oluşan bu çalışmada denemelerin kuluçka aşaması merkezi Bolu da bulunan BEYPİ A.Ş. nin Bolu daki kuluçkahanesinde yürütülmüştür. Bu kuluçkahanede bulunan Petersime marka programlanabilir, tam otomatik 57.600 yumurta kapasiteli gelişim makineleri ve 19.200 yumurta kapasiteli tam otomatik çıkış makineleri bu çalışmada kullanılmıştır. Her iki denemede de aynı entegre firmanın ROSS 308 genotipine ait broiler damızlık sürülerinden elde edilen kuluçkalık yumurtalar kullanılmıştır. Kümeslerden saat 10.00 da çıkan yumurtalar, aynı gün kuluçkahaneye gitmeden önce kümeste fumigasyon dolabında 2/1 oranında 30cc/m 3 formol ve 15g potasyum permanganat ile 15 dakika dezenfekte edildikten sonra kuluçkahaneye gönderilmiştir. Bu yumurtalar gelişim makinesine yüklenmeden önce fumigasyon odasında 3,2g/m 3 seviyesinde paraformaldehit ile 15 dakika ikinci bir dezenfeksiyona daha tabi tutulmuştur. 22

Yukarıda bahsedildiği gibi çalışma birbirinden bağımsız denemeler şeklinde yürütülmüştür. Bu nedenle denemelere ait materyal ve yöntem bölümünün alt bölümlerde açıklanması yoluna gidilmiştir. 3.1.2 Birinci deneme materyali Birinci denemede 60 haftalık yaşta ROSS 308 genotipine ait broiler damızlık sürüsünden elde edilen toplam 12.000 yumurta bu denemenin yumurta materyalini oluşturmuştur. Deneme süresinde sürünün yumurta verimi %43 olarak belirlenmiştir. Bu denemede CO 2 kontrol sistemine sahip 57.600 yumurta kapasiteli 2 adet Petersime marka tam otomatik gelişim makinesi kullanılmıştır. Birinci denemede broiler performansına yönelik tespitler Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Tavukçuluk Araştırma Biriminde bulunan Broiler Araştırma Kümesinde yürütülmüştür. Bu kümeste 1,2x0,8m ölçülerinde 24 adet bölme oluşturulmuştur. Her bölmede yem değerlendirme sayısını hesaplamak için kovalı yemlik kullanılmıştır. Hayvanlara su damlalık (nipel) suluk sistemi ile verilmiştir. Kümeste 23 saat lik aydınlatma programı uygulanmış, ısıtma ise LPG ile çalışan otomatik radyant ısıtıcılar ile yapılmıştır. Birinci denemede ham protein ve enerji içeriği Çizelge 3.1 de verilen rasyonlar kullanılmış ve söz konusu rasyonlar Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma Uygulama Çiftliği Yem Ünitesi nde hazırlanmıştır. 23

Çizelge 3.1 Dönemler itibariyle yumurta depolama süresi ve çevirme sıklığı ile ilgili denemede kullanılan rasyonların ham protein ve enerji içerikleri* Yem Cinsi Yedirildiği Dönem, gün Ham Protein, % Metabolik Enerji, kcal/kg Broiler Civciv Yemi 0 15 23,00 2.950,00 Broiler Yemi 16 35 21,00 3.050,00 * Rasyonlar sindirilebilir aminoasit esasına göre hesaplanmıştır. 3.1.3 İkinci deneme materyali İkinci denemede 32 ve 55 haftalık yaşta ROSS 308 genotipine ait broiler damızlık sürülerinden elde edilen toplam 4.800 yumurta kullanılmıştır. Deneme süresinde sürülerin yumurta verimleri 32 ve 55 haftalık yaştaki sürülerde sırasıyla % 82 ve %49 dur. Bu denemede CO 2 kontrol sistemine sahip 57.600 yumurta kapasiteli 2 adet Petersime marka tam otomatik gelişim makinesi kullanılmıştır. İkinci denemede broiler performansına yönelik tespitler BEYPİ A.Ş. nin Araştırma ve Geliştirme Kümesi nde yürütülmüştür. Bu kümeste 2x6,5m ölçülerinde 60 adet bölme bulunmakta, askılı yemlik ve nipel suluk kullanılmaktadır. Her bölmeye istenen miktarda yemin dağıtılması bilgisayar kontrollü bir dağıtım sistemi tarafından yapılmakta ve dağıtılan yem miktarları otomatik olarak kayıt altına alınmaktadır. Her bölmede sıcaklığın eşit olmasını sağlamak için kümeste ana radyant ısıtıcılar yanında her bölme için özel radyant ısıtıcılar kullanılmaktadır. Tamamen çevre kontrollü bu kümeste minimum havalandırma sistemine göre çalıştırılan bir iklimlendirme programı uygulanmaktadır. 24

İkinci denemede civcivlere ROSS 308 katalog değerlerine göre üretilen broiler yemi yedirilmiş ve bu yem denemenin yem materyalini oluşturmuştur (Çizelge 3.2). Çizelge 3.2 Dönemler itibarıyle sürü yaşı ve kuluçka programıyla ilgili denemede kullanılan rasyonların ham protein ve enerji düzeyleri Yem Cinsi Yedirildiği Dönem, gün Ham Protein, % Metabolik Enerji, kcal/kg Broiler Civciv Başlangıç Yemi 0 12 23,00 3.100,00 Broiler Civciv Yemi 13 28 22,00 3.100,00 Broiler Piliç Yemi 29 35 20,00 3.150,00 Kesim Öncesi Broiler Piliç Yemi 36 41 20,00 3.150,00 3.2 Yöntem Materyal bölümünde belirtildiği gibi kuluçkalık yumurtaların depolanması ve kuluçka koşullarına ilişkin 2 farklı deneme yürütülmüş ve aşağıda her bir denemenin yürütülüşü ayrı ayrı verilmiştir. 3.2.1 Denemelerin yürütülüşü 3.2.1.1 Birinci denemenin yürütülüşü Birinci denemede yaşlı sürülerden elde edilen yumurtalarda depolama süresi ve gelişim döneminde yumurtaların çevirme sıklığının kuluçka ve broiler performans kriterlerine etkileri incelenmiştir (Şekil 3.1). 25