Alkol Baðýmlýlýðýnda Relaps



Benzer belgeler
Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Alkol ve Madde Bağımlılığında Remisyon ve Depreşme

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

Erken ve Geç Baþlangýçlý Erkek Alkol Baðýmlýlarýnda Sosyodemografik, Klinik ve Psikopatolojik Özelliklerin Karþýlaþtýrýlmasý

Alkol çok eski zamanlardan beri (M.Ö. 2000) var. Alkol Kullaným Bozukluklarý. Özet

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Mırsal H., Kalyoncu A., Pektaş Ö., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA NÜKS ETME SÜRECİNDE YÜKSEK RİSKLİ DURUMLARIN ETKİLERİ*

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.


Madde Kullanýmý Nedeni Ýle Yatarak Tedavi Görenlerde Ýntihar Giriþimi Öyküsü


Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ

Tedavi Arayýþýnda Olan Eroin Baðýmlýlarýnda I. Eksen Psikiyatrik Komorbidite: Sosyodemografik ve Madde Kullaným Özellikleri Ýle Ýliþkisi

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA NÜKS NEDENLERİ: KESİTSEL BİR ÇALIŞMA*

Alkol/Madde Baðýmlýlarýnda Özkýyým Giriþimi Öyküsünün Klinik Belirtilerle Ýliþkisi

Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý

Motorlu Araç Kazasý Geçiren Kiþilerde Akut Stres Bozukluðu Semptomlarýnýn Deðerlendirilmesi #

Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði

Depresif Duygudurumdan Major Depresyona Klinik Spektrum

EŞIK-ALTI DEPRESYON VE DEPRESİF BOZUKLUK: GENEL MEDİKAL VE MENTAL SAĞLIĞA ÖZGÜ HASTALARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ*

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Aile Hekimliðinde Genogram

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Erciyes Üniversitesi Öðrencilerinde Sigara Ýçme Durumunun Yýllarý Arasýndaki Deðiþimi

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Uçucu Baðýmlýlýðý ve Kötüye Kullanýmý: Epidemiyoloji, Risk Gruplarý ve Önleme Programlarýnýn Gerekliliði

Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir

Bir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda. birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma

Kronik depresyon (distimi) tanýmý güvenilir çalýþmalara

Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir den fazla patojen bulaþabilir.

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Borderline (sýnýrda) kiþilik bozukluðu nevroz ve. Borderline Kiþilik Bozukluðu. Özet

Major depresif bozukluk tam olarak iyileþebildiði

Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarýnda Eþlik Eden Sosyal Fobik Semptomlarýn ve Sosyodemografik Deðiþkenlerin Ýncelenmesi

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG.

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

Yatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi

Psikiyatrik Belirtiler ve Serum Lipid Düzeyleri Arasýndaki Ýliþki

Sýnýrda Kiþilik Bozukluðu Aslýnda Bir Bipolar Spektrum Bozukluðu mudur?

ERGEN RUH SAÐLIÐI AÇISINDAN BÝR RÝSK FAKTÖRÜ: ÝNTERNET BAÐIMLILIÐI

m3/saat AISI

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Huzurevinde Yaþayan Bireylerde Depresyon Düzeyi, Ölüm Kaygýsý ve Günlük Yaþam Ýþlevlerinin Belirlenmesi


TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

TEMÝZLÝK ÝÞÝNDE ÇALIÞAN KÝÞÝLERÝN TEMÝZLÝK VE SAÐLIK DAVRANIÞLARININ DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

Yeme Bozukluðu ve Bipolar Bozukluk Birlikteliði

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü


Anksiyete duyarlýlýðý yüksek kiþiler anksiyetedeki

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi


Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri

Yaygýn Anksiyete Bozukluðu Tanýlý Bireylere Verilen Psikoeðitimin Tedavideki Etkinliðinin Ýncelenmesi

Omurilik Felçli Hastalarda Travma Sonrasý Stres Bozukluðu ve Ýliþkili Faktörler

Klinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri Ýle Ýliþkisi

Affektif bozukluklarýn etiyoloji, taný ve tedavisi

Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

Paroksetinin Sosyal Anksiyete Bozukluðu Tedavisinde Kullanýmý

Sosyal Fobi Hastalarýnda Aleksitimi, Umutsuzluk ve Depresyon: Kontrollü Bir Çalýþma

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Þiddet Ýçeren Suç Davranýþý Öngörülebilir mi? Erkek Mahkumlarda Yürütülen Bir Cezaevi Çalýþmasý

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Þizofreni ve Cinsiyet: Baþlangýç Yaþý ve Sosyodemografik Özellikler

Subklinik Hipotiroidili Hastalarda Tiroid Replasman Tedavisinin Anksiyete ve Depresyon Düzeylerine Etkisi

Cinsel Mitler ve Cinsel Ýþlev Bozukluklarý

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Sosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Bulimia Nervozada Tedavi

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

Cloninger'in Mizaç ve Karakter Boyutlarý ile Kiþilik Bozukluklarý Arasýndaki Ýliþki

Transkript:

Alkol Baðýmlýlýðýnda Relaps Zuhal DOÐRUER*, M. Hakan TÜRKÇAPAR**, Ahmet ÝNCE*** ÖZET Alkol baðýmlýlýðýnýn en önemli özelliklerinden biri süregenleþen ve relapslarla giden doðasýdýr. Bu fenomeni açýklamak için çeþitli modeller ileri sürülmüþtür. Alkolik hastalardan hangilerinde relaps görüleceðinin öngörülmesi, hem klinisyenlerin hem de araþtýrmacýlarýn ilgi alanýdýr. Bu yazýda, ileri sürülen relaps modelleri ve relapsý öngören faktörler ilgili literatür gözden geçirilerek tartýþýlmýþtýr. Sonuçta; relaps olan ve olmayan hastalarýn biyolojik, psikolojik ve sosyal özelliklerinin farklýlýk gösterdiði görülmüþtür. Anahtar Sözcükler: Alkol, baðýmlýlýk, relaps, kiþilik, anksiyete, depresyon. SUMMARY Relapse in Alcohol Dependency One of the most important characteristics of the alcohol dependency is its chronic and relapsing nature. Various models have been proposed to account for this phenomenon. The accurate prediction of which alcoholic patients would relapse concerns both clinicians and researchers. In this review the proposed relapse models and the factors predicting relapse were discussed by reviewing the related literature. As a result what was observed is that the patients who relapse and who do not differ in terms of biological, psychological and social characteristics. * Dr., ** Doç. Dr., *** Uz. Dr., SSK Ankara Eðitim Hastanesi Psikiyatri Kliniði, ANKARA Key Words: Alcohol, dependency, relapse, personality, anxiety, depression. GÝRÝÞ Saðlýkla iliþkili davranýþlar özellikle baðýmlýlýk bozukluklarý ile uðraþan alanlarda relaps problemi önemli bir güçlüktür (Brownell ve ark 1986). Alkol kullaným bozukluklarý uzun süreden beri yinelemelerle giden kronik durumlar olarak bilinmektedir (Chick 2000). 1971'de yapýlan bir çalýþmada alkolizm nedeniyle tedavi edilmiþ kiþiler arasýnda kümülatif relaps oranlarýný 2 hafta sonra %35, 3 ay sonra %58 bulunurken 1978'de relapsý tedavi öncesi içme miktarýna dönüþ þeklinde tanýmlandýðý baþka bir araþtýrmada tedavi sonrasý 12 aylýk izlemde %50 civarýnda bulunmuþtur. Relapsýn bir kez içki tüketimi olarak tanýmlandýðý diðer bir çalýþmada relaps oraný %90 olarak bildirilmiþtir (Connors ve ark 1996). Diðer bir araþtýrmada ise yine alkol ve diðer madde kullaným bozukluðu olan hastalarýn %50-60 veya daha fazlasýnýn detoksifikasyondan sonraki birkaç ay içinde tekrar içmeye baþladýklarý bulunmuþtur. Birçok çalýþmada da kullanýlan maddenin ne olduðu hesaba katýlmadýðýnda madde kullaným bozukluðu tedavisinden sonraki 3-6 ay içinde relaps oranlarýnýn çok yüksek olduðu ve tipik olarak %75 olduðu gösterilmiþtir (Walton ve ark 1994). Görüldüðü gibi relaps için %35 ile %90 arasýnda deðiþen oranlar ileri sürülmektedir. Özgül oranlar tanýmlamak güçtür. Oranlar baðýmlýlýðýn özelliklerine, 43

DOÐRUER Z, TÜRKÇAPAR MH, ÝNCE A. bireysel deðiþkenlere, tedavi baþarýsýna ve daha fazla birçok faktöre baðlýdýr. Ayrýca relapsýn nasýl tanýmlandýðý da çok önemlidir. Literatürde birçok relaps tanýmý vardýr (Donovan 1996): 1. Madde kullanýmýnýn baþlamasýna tedricen ve gizlice neden olan bir süreç, 2. Maddenin tekrar kullanýlmaya baþlanmasýyla tanýmlanan tek bir olay (lapse=kayma), 3. Madde kullanýmýnýn tekrar ayný yoðunlukta baþlamasý, 4. Birbiri ardýna gelen belli sayýdaki günlerde günlük kullaným, 5. Daha sonra tedavi gereksinimi ile sonuçlanan madde kullanýmýnýn sonucu (Donovan 1996). Marlatt ise kayma ile relaps arasýnda kavramsal bir ayýrým yapmýþtýr. Marlatt'a göre kayma, bir kuru kalma periyodundan sonra maddenin ilk kullanýmýný, relaps ise ilk kullanýmdan sonra süregiden kullanýmý içerir (Marlatt 1996). Webster's New Collegiate sözlüðünde relapsýn iki tanýmý vardýr: Birincisi "bir düzelme periyodundan sonra bir hastalýðýn semptomlarýnýn tekrarlamasýdýr". Ýkinci taným "tekrar doðru yoldan sapma, kötüleþme veya çökme eylemi veya durumudur". Ayný sözlükte "lapse" (kayma) þu þekilde tanýmlanýr: tek bir olaydýr, daha önceki alýþkanlýðýn tekrar ortaya çýkmasýdýr ve relapsa neden oladabilir olmayadabilir. Bireyin bu kaymalara tepkisi relapsýn olup olmayacaðýný belirler. Bu kiþiden kiþiye deðiþir ve algýlanan kontrol kaybý ile en iyi tanýmlanýr (Brownell ve ark. 1986, Marlatt ve George 1984). Yýllarca relaps oranlarýnýn yüksekliðinin farkýnda olunmasýna raðmen bu konuya 1970'lerin sonlarýna kadar gerekli kuramsal ve deneysel dikkat gösterilmemiþtir. Bu tarihten itibaren Litman (Litman ve ark. 1983), Ludwig (Connors ve ark. 1996) ve Marlatt ýn (Marlatt ve George 1984) baþýný çektiði ekipler çalýþmalar yapmýþlar ve onlarýn çalýþmalarý günümüzdeki relapsla ilgili sistematik deneysel araþtýrmanýn temelini oluþturmuþtur. RELAPS MODELLERÝ Relaps modelleri 2 ana baþlýk altýnda toplanýr (Connors ve ark 1996): 1. Psikolojik modeller (1) Biliþsel-davranýþsal model (2) Kiþi-durum etkileþimi modeli (3) Biliþsel deðerlendirme (appraisal) modeli (4) Kendine güven (self-efficacy) ve sonuç beklentileri modeli 2. Psikobiyolojik modeller (1) Karþýt (opponent)-süreçler ve edinilmiþ motivasyon (2) Ýstek ve kontrol kaybý (3) Aþýrý arzular (urges) ve istek (4) Alkol çekilme semptomlarý modeli (5) Post-akut çekilme sendromu (6) Çekilme/Limbik ateþleme PSÝKOLOJÝK MODELLER Bili sel- davran c model; kendine yeterlilik ve güven duygusuna-ki kurukalma ile zaman içinde geliþir, kurukalmayý sürdürmede zorluk yaratan yüksek riskli durumlara ve bu durumlarla baþa çýkma becerileri kullanabilmeye dikkat çeker. Eðer birey yüksek riskli bir durumla karþýlaþtýðýnda etkili bir baþa çýkma davranýþý kullanmazsa sonuç; kendine güven duygusunda azalma ve alkolün bir baþa çýkma mekanizmasý olarak çekiciliðinde artýþ þeklinde olabilir. Dolayýsý ile artýk alkol kullanýmý daha olasýdýr ve kurukalmanýn ihlali etkisi (abstinence violation effect) ile sonuçlanabilir (Beck 1993, Connors ve ark. 1996, Marlatt 1996). Ki i-durum modeli; çeþitli deðiþkenler arasýndaki karþýlýklý etkileþime önem verir. Bu deðiþkenler þunlardýr: relaps için yüksek bir risk, bireyin baþa çýkma becerileri repertuarý ve bireyin bu baþa çýkma becerilerinin özellikle yüksek riskli durumlarda etkinliði ve uygunluðu algýsý. Yüksek riskli durumlar için 4 primer kategori tanýmlanmýþtýr. 1) Olumsuz duygudurum, örneðin depresyon, anksiyete, 2) Daha önceki içme davranýþý ile iliþkili durumlar, 3) Sosyal-kiþilerarasý anksiyete, 4) Azalmýþ biliþsel dikkat ve ilk içkiyi almak için rasyonalizasyonlar. Bili sel de erlendirme modeli; bireyin yüksek riskli durumlarý nasýl algýladýðýna daha çok odaklanýr. Bu modelde karþýlýklý etkileþimin de önemli olduðu belirtilmesine raðmen yüksek riskli durumlarýn kendi baþýna kiþinin deðerlendirmeleri kadar önemli olmadýðý kabul edilir. Alkol baðýmlýlarý için alkol kullanýmý ya olumsuz durumlarla baþa çýkma yolu veya kendi içinde deðerli bir aktivite olarak deðerlendirilebilir. Bireyler olumsuz durumlarla baþa çýk- 44

ALKOL BAÐIMLILIÐINDA RELAPS mak için daha uygun baþa çýkma becerileri geliþtirmektense alkol kullanýmýný alýþkanlýk haline getirdiklerinde problemler doðar. Bu mekanizma, alkol kullanýmýnýn devamýnýn ve relapslarýn altýnda yatan mekanizmadýr. Kendine g ven ve sonu beklentileri modeli; kendilik etkinliði ve kendine güven modelinden doðar. Kiþinin özel bir davranýþla ilgili sonuçlarýn olasýlýðýný tahmini ve kiþinin davranýþý yerine getirebilme yeteneðinin tahmininin altýný çizer. Hem olumlu ve olumsuz sonuçlar ve hem de kendinin yeterliliði beklentileri karþýlýklý etkileþerek tedaviden sonraki relaps sürecini etkiler. PSÝKOBÝYOLOJÝK MODELLER Kar t s re ler ve edinilmi motivasyon: Bu modele göre; vücut yeni bir uyarý formu ile karþýlaþtýðýnda bu uyarýnýn etkilerini hafifletmeye çalýþýr. Ýlk uyarý özel bir emosyonel duruma (A) neden olan bir süreci (a) tetikler. Ancak bu süreç de karþýt bir (b) sürecini tetikleyerek A durumunu etkisiz hale getiren veya hafifleten bir B emosyonel durumuna neden olur. Sonuçta bireyin yaþadýðý emosyon A ve B durumlarýnýn toplamýdýr. Bir uyarýya tekrarlayan maruz kalmalar sonucunda yani uyarý gittikçe "daha az yeni" hale geldiðinde A durumu yoðunluðunu kaybeder ve B durumu arasýndaki latans kýsalýr ve yaþanan emosyonu belirlemede B durumu daha baskýn hale gelir. Alkol kullanýmýna uyarladýðýmýzda alkol ilk uyarý olarak hareket edecektir ve süreci baþlatacaktýr. A durumu hoþa giden, rahatlatýcý, B durumu depresif, irritabl duygudurumu içerir. Hafif içiciler veya sosyal içiciler için A durumu yaþanan duyguduruma daha fazla katkýda bulunacaktýr. Ancak alkol baðýmlýlarý alkol almayý sürdürmediðinde B durumu baskýn olacaktýr. Dolayýsýyla kiþi olumsuz duygudurumu iyileþtirmek için veya olumlu duygudurum yaþamak için relaps olacaktýr. stek ve kontrol kayb : Bu modelde kurukalmakta olan alkolikte isteðe içsel ve dýþsal hatýrlatýcýlar (cue) neden olmaktadýr. Dýþsal hatýrlatýcýlar alkolün varlýðýný, stresli bir durumu ve kiþinin yaþamýnda bir baþarýsýzlýðý içerebilir. Ýçsel hatýrlatýcýlar, olumsuz duygudurum durumlarýný (depresyon, anksiyete gibi) veya alkol çekilmesinin fiziksel belirtilerini içerebilir. Ýstek bu içsel ve dýþsal hatýrlatýcýlarlardan kaynaklanan uyarýlma hislerine atfedilen biliþsel bir etiket olarak görülür. Bireyin bu uyandýrýlma hislerini nasýl yorumladýðý "istek" yaþayýp yaþamamasýný belirler. A r arzu ve istek modeli: Bu modelin odak noktasý otomatik ve otomatik olmayan biliþsel süreçlerdeki farklýlýktýr.. Madde kullaným davranýþlarýnýn çoðu otomatik süreçlerle kontrol edilir. Aþýrý arzu ve istekler ya madde çekilmesi ya da maddelerin olumlu güçlendirme etkileri ile oluþur. Tekrarlayan maruz kalmalar otomatik tepkiye neden olur. Bu modele göre madde baðýmlýsý bir bireyin kurukalma giriþimleri son derece güç olacaktýr ve efor gerektirecektir. Kökleþmiþ otonomik süreçler bireyi kullanma davranýþýný baþlatmasý için etkileyecektir. Maddeden uzak durma giriþimleri istemli, otomatik olmayan süreçlere baðlýdýr. Çeþitli içsel ve dýþsal uyarýlar, bilinçli bir niyet olmaksýzýn madde-kullanýmý eylem planý adý verilen duruma neden olan otomatik biliþsel süreçleri tetikleyebilir. Bu otomatik eylem planýný atlatmak için birey otomatik olmayan biliþsel süreçlerini kullanmayý öðrenmelidir. Eðer bireyin otomatik olmayan biliþsel metotlar repertuarý yetersizse veya baþka eylemler için kullanýlmaktaysa relaps olasýlýðý yüksektir. Alkol ekilme semptomlar modeli: Bu modele göre anksiyete subakut alkol çekilme sendromunun bir parçasýdýr ve alkol isteði ile iliþkilidir. Hiperventilasyon alkol kullanýmýnýn fizyolojik bir sonucudur ve anksiyete ve panik gibi organ sistemlerinde semptomlara neden olur. Alkol bu semptomlardan kurtulmak için kullanýlýr. Mossberg ve arkadaþlarýna göre akut çekilmeyi takip eden 4-8 haftalýk dönemde anksiyete, uyku semptomlarý, otonomik bozukluklar, depresif semptomlar, konsantrasyon güçlükleri ve bellek problemleri yaþanýr. Bu 4-8 haftalýk dönemden sonra 1-3 haftalýk duygudurum deðiþikliði periyodlarý yaygýndýr. Bu periyodlar alkol çekilmesinin neden olduðu düþünülen relapsýn oluþtuðu periyodlardýr. Post-Akut ekilme sendromu: Bu model alkolün fizyolojik ve nörolojik etkilerine odaklanýr. Alkolik kiþi alkolü kestiðinde bir çekilme periyoduna girer. Bu süreci post akut çekilme sendromu (PAW) adý verilen sendrom takip eder, kesilmenin 1.-2. haftasýnda baþlar ve 1.5-2 ayda pik yapar ve daha sonraki 3 ay içinde azalýr. PAW primer olarak yüksek seviye biliþsel iþlevselliði (soyut düþünme, bellek gibi) etkiler ve emosyonalitenin yüksek seviyeleri ve strese aþýrý tepki ile baðlantýlýdýr. Bu modele göre ilk olarak birey kendinin iyilik hali ve kurukalma becerisini sorgulamaya baþladýðýnda tutumu deðiþir. Olumsuz emosyonel sonuçlarla sonuçlanan maladaptif baþa çýkma metodlarý kullanmaya baþlar. Bu sürecin sonucu içmeye tekrar baþlanmasýdýr. 45

DOÐRUER Z, TÜRKÇAPAR MH, ÝNCE A. ekilme / Limbik ate leme modeli: Alkol kullanýmý inhibitör nörotransmitter olan GABA'nýn benzodiazepin reseptör kompleksine etkisini güçlendirir. Alkol kesildiðinde ani disinhibisyon, alkol çekilme sendromu ve diðer bazý semptomlarla iliþkili fizyolojik deðiþikliklere neden olur. Tekrarlayan çekilmeler gittikçe artan fizyolojik deðiþikliklere ve semptomatolojiye neden olur. Bu modele göre tekrarlayan çekilme epizodlarý "uzun süren limbik aþýrýuyarýlýrlýða" neden olur. Çekilmedeki birey çeþitli hatýrlatýcýlara tepki olarak spontan bir þekilde fizyolojik çekilmeler yaþayabilir ve bu semptomlar anksiyete olarak yorumlanabilir. Birey daha sonra istek yaþayabilir ve bu anksiyete semptomlarýný geçirmek için içmeye motive olabilir ve relaps böylece oluþur (Connors ve ark. 1996). RELAPSI BELÝRLEYEN VE ÖNGÖREN FAKTÖRLER Relaps kompleks bir süreçtir (Marlatt 1996). Relaps riski bireysel, durumsal ve fizyolojik faktörlerin karþýlýklý etkileþimi ile belirlenir (Brownell ve ark. 1986). Shiffman 1989'da potansiyel relaps öngörücülerini deðerlendirmek için çok-deðiþkenli, çok-seviyeli bir yaklaþýmýn anlamaya yarayan bir modelini sunmuþtur (Shiffman 1989, Donovan 1996). Shiffman'a göre relaps olasýlýðýný yeterince öngörebilmek için 3 seviyede deðerlendirme yapýlmalýdýr. Birinci kategori göreceli olarak uzun süredir varolan, süregiden, deðiþmeyen uzak kiþisel özellikleri içerir. Ýkinci kategori, zaman içinde dalgalanan fakat bunu göreceli olarak tedricen yapan ara arkaplan özellikleri içerir ve artmýþ relaps olasýlýðýna azçok katkýda bulunur. Üçüncü kategori yakýn nedenleri içerir kayma sýrasýnda veya hemen öncesinde ortaya çýkarlar; göreceli olarak geçicidirler ve bir yüksek risk durumu baðlamýnda ortaya çýkarlar. Shiffman'ýn belirtmediði ancak önemli olan diðer bir kategori geçiþ deðiþkenlerini içerir. Kaymadan relapsa geçiþe aracýlýk ederler. Bu kategoriler arasýnda kayma olabileceði ve farklý kategorilerdeki deðiþkenler arasýnda etkileþim olabileceði belirtilmiþtir. Bu kategoriler; Uzak kiþisel faktörler Ailede alkolizm öyküsü Alkolizmin tipi Ek psikiyatrik bozukluklarýn doðasý/þiddeti Ek madde kullaným bozukluklarýnýn doðasý/þiddeti Biliþsel bozulmanýn ve azalmýþ problem çözme yetisi Alkol baðýmlýlýðýnýn þiddeti Alkolü hatýrlatýcýlara koþullu tepki Yakýn hazýrlayýcý faktörler Yüksek riskli durumlar Biliþsel uyanýklýk ve içsel dialog Emosyonel durumlar Mizaç-baþa çýkma becerileri Durumsal tepkinin etkinliði Hatýrlatýcýya koþullu tepki Maddeden istenilen ve beklenen etkilerin belirginliði Ýstek Kuru kalma sözü Ara arkaplan faktörleri Önemli yaþam olaylarý Devam eden yaþam güçlüðü Günlük yaþam problemleri Sosyal ve çevresel destek Stresle baþa çýkma becerileri Kendine güven duygusu Maddenin etkileriyle ilgili genel beklentiler Kendini iyileþtirmek için motivasyon Geçiþ faktörleri Kuru kalmanýn ihlali etkisi Emosyonel durumlar Atýfsal eðilimler Onarýcý baþa çýkma becerileri Kuru kalma durumuna dönme sözü Uzak Kiþisel Faktörler Bu kiþisel arkaplan özellikleri kiþinin daha büyük alkol problemlerine maruz kalmasýna ve relaps olmasýna neden olan davranýþ paternleri göstermesine neden olabilir. Örneðin ailede alkolizm öyküsü olup olmamasý bireyin alkole verdiði tepkiyi farklýlaþtýrýr. Benzer þekilde aile öyküsünün olmasý, içmeye baþlama yaþý, kiþilik özelliklerinin örneðin dürtüsellik ve risk alma kombinasyonuna dayanan alkolizm alttipleri de süreci etkiler. Alkol baðýmlýlýðýnýn aðýrlýðý, ciddi ve aðýr ek psikiyatrik bozukluklarýn bulunmasý, ek ilaç kullanýmý, bozulmuþ kiþilerarasý ve biliþsel problem 46

ALKOL BAÐIMLILIÐINDA RELAPS çözme yetilerinde relaps riskini artýrmaya katkýda bulunur. Ara arkaplan faktörleri Shiffman'a göre uzak kiþisel faktörlerle ara arkaplan faktörler kiþiyi relapsa birlikte hazýrlar. Ortalama faktörlerin etkisinin kümülatif olduðu düþünülmektedir. Nadir görülen önemli yaþam olaylarýna, devam eden yaþam güçlüklerine ve günlük yaþam problemlerine sýkca maruz kalma stresin seviyesini arttýrarak içmeye dönme için kritik eþik seviyesine gelir. Ancak deðiþkenler bireyin sosyal ve çevresel destekleri, genel kendine güven hissi veya algýlanan kontrol duygusu, stresle baþa çýkma becerisi ile birlikte deðerlendirilmelidir. Stres seviyesinin kiþinin baþa çýkma becerisini aþtýðý ve alkolün umulan faydalarý daha fazla olduðu noktada relaps riski yüksektir. Yakýn Hazýrlayýcý Faktörler Marlatt'a göre yüksek riskli durumlar relaps belirleyicisi olabilir. Alkolün etkilerine dair olumlu beklentileri olan, kendine güven duygusu düþük olan ve yüksek riskli durumlarla baþa çýkma becerileri kýsýtlý olan kiþilerde relaps riski yüksektir. Marlatt relaps belirleyicilerini 2 sýnýfa ayýrmýþtýr: kiþilerarasý ve kiþisel belirleyiciler. Kiþilerarasý belirleyicileri bireyin dýþýndaki yüksek riskli olaylar olarak tanýmlamýþtýr. Bu dýþsal olaylar kiþilerarasý etkileþimi içerebilir ve baðýmlý kiþinin alkol kullanýmýna dönmesini tetikleyebilir. Kiþisel belirleyiciler bireydeki yüksek riskli durumlarý içerir, örneðin olumsuz emosyonel durumlar. Bu durumun elementleri içme-iliþkili hatýlratýcýlara koþullu bir tepki verilmesine ve alkolden beklenen etkilerin artmasýna neden olur. Geçiþ Faktörleri Marlatt (Marlatt 1996) ve Saunders&Allsop (Saunders ve Allsop 1987) baþlangýçtaki kaymayý tetikleyen faktörlerin devam eden içmeye, uzamýþ relapsa katkýda bulunanlarla ayný olmadýðýný ileri sürmüþlerdir. Marlatt'ýn modeli, relapsýn sorumluluðunu kiþiye (içsel atýf) ve suçluluk, depresyon, öfke gibi olumsuz emosyonlara yüklemeye odaklanýr. Ancak bireyin olumsuz sonuçlar ve emosyonlarla baþa çýkma becerileri, aile ve arkadaþlarýn reaksiyonu ve kurukalmaya dönme sözü de önemlidir (Donovan 1996, Marlatt 1996, Strowig 2000, Miller ve ark. 1996). Hangi hastanýn relaps olacaðýný ve ne zaman olacaðýný bilebilmek klinik açýdan önemlidir. Böyle bir bilgi ile relaps önleme stratejileri geliþtirilebilir ve uygulanabilir (Janowsky ve ark. 2001). Shiffman'ýn modelinde sunulan faktörlerin relapsý belirleme ve öngörmedeki önemleri 1970'lerden bu yana bir çok kez çalýþýlmýþtýr. Bu çalýþmalardan sosyal stabilite göstergeleri dýþýnda prognozun tedaviden baðýmsýz deðiþmeyen genel göstergelerini belirlemeye yönelik çalýþmalar sonuçsuz kalmýþtýr. Sonucun genel öngörücülerini belirleyememe, prognozun hasta ve tedavi deðiþkenlerini içerdiðini düþündürür. Hastalarýn biyolojik, psikolojik ve sosyal özelliklerinin prognozu etkilediði gösterilmiþtr. Örneðin stabil evlilik, yüksek sosyoekonomik durum ve ileri yaþýn olumlu, nöropsikolojik bozulma alkol baðýmlýlýðýnýn derecesinin aðýr olmasý ve psikiyatrik semptom seviyesinin yüksekliði olumsuz etkiyle iliþkili bulunmuþtur. Donovan'ýn yaptýðý bir çalýþmada 6 aylýk izlemde demografik deðiþkenlerin sonucu öngörmede etkisiz olduðu, daha önceki hastaneye yatýþ sayýsýnýn yüksekliði ve uzun zamandýr alkol kullanýyor olmanýn kurukalmayý olumsuz etkilediði bulunmuþtur (Ito ve Donovan 1990). Yapýlan bir çok çalýþmada alýnan sonuçlar þu þekilde özetlenebilir: Yüksek sosyoekonomik durum ve sosyal stabilitenin kurukalma oranlarýnýn %32-68 bulurken, meyhane ve sokak alkoliklerinde oran %0-18 bulunmuþtur (Sandahl 1984). 758 alkoliðin 4 yýl izlendiði bir çalýþmada baðýmlýlýk derecesi yüksek ve genç olanlar, baðýmlýlýk derecesi düþük ve yaþlý olanlarda evli olanlarýn prognozlarýnýn daha iyi olduðu, evli olmayanlarýn ise sadece hafif içici iseler prognozlarýnýn iyi olduðu gösterilmiþtir (Sandahl 1984). Saunders çalýþmasýnda baðýmlýlýk þiddetinin düþüklüðünün, evli ve iþ sahibi olmanýn kuru kalmayý sürdürmede etkili olduðunu bulmuþtur (Saunders ve Allsop 1987). Baþka bir çalýþmada nörofizyolojik testlerdeki yüksek skorlar daha düþük relaps, daha uzun kurukalma periyodu ve daha düþük alkol tüketimi oranlarý ile iliþkili bulunurken çok çeþitli sosyal, demografik ve psikolojik özelliklerin karþýlaþtýrýldýðý bir çalýþmada da biliþsel disfonksiyonun sonucun iyi öngörücüsü olduðu bulunmuþtur (Sandahl 1984). Litman ve arkadaþlarý biliþsel kontrol ve baþa çýkmadaki esnekliðin relaps olmayanlarda belirgin özellikler olduðunu göstermiþlerdir (Litman ve ark. 1983). 47

DOÐRUER Z, TÜRKÇAPAR MH, ÝNCE A. Marlatt çalýþmasýnda her vakada relapsa neden olan özgül durumlar tanýmlanmýþ ve relapslarýn %61'inde kiþisel belirleyiciler, %39'unda kiþilerarasý belirleyiciler bulunmuþ (Marlatt 1996). Sandahl çalýþmasýnda bazý durumlarýn alkolikler için tehlikeli olduðunu ve zeka testlerinde düþük puan alan, kas gerginliði ve somatize anksiyeteye eðilimleri olanlarýn relaps risklerinin yüksek olduðunu ve kendine güven derecesi yüksek olanlarda relapsýn düþük olduðunu bulmuþtur (Sandahl 1984). Birçok çalýþmada fiziksel baðýmlýlýðýn þiddetinin relapsa etkisi olduðu gösterilirken bir çalýþmada fiziksel baðýmlýlýk sonucu olan isteðin neden olduðu relaps sadece %6 ve yine olumsuz fiziksel durumun neden olduðu relaps %7 bulunmuþtur (Brownell ve ark. 1986). Bir çalýþmada, evlilik ve aile baðlarýnýn güçlülüðünün 2 yýla kadar izlemde tedaviye yanýtý güçlendirdiðini bulunurken diðer bir çalýþmada relapslarýn neredeyse yarýsýnýn (%48) kiþilerarasý belirleyicilerle iliþkili olduðunu ve bunun da üçte birinin çatýþmadan kaynaklandýðýný bulmuþlardýr. Dolayýsýyla kiþilerarasý iliþkiler relapsý tetikleyebilir (Brownell ve ark. 1986). Kaymalarýn sosyal, relapslarýnsa bireysel faktörlerle (olumsuz emosyonel durumlar ve stresli durumlar) iliþkili olduðu ileri sürülmüþtür. Shiffman bu durumun artmýþ relaps riskini öngörebileceðini fakat riskin gerçeðe dönüþmesini baþa çýkma becerilerinin belirlediðini ileri sürmüþtür (Shiffman 1989, Brownell ve ark 1986). Yine yakýn zamanlardaki birbirinden ayrý çalýþmalarda baþa çýkma kaynaklarýnýn eksikliði, zayýf sosyal destek, olumsuz baþa çýkma, düþük kendine güven duygusu, dýþ kontrol odaðýnýn relapsý öngörmede etkili olduklarý bildirilmiþtir (Miller ve ark. 1996, Janowsky ve ark. 2001, Ito ve Donovan 1990, Sandahl 1984, Noone ve ark. 1999). Araþtýrmacýlar ayrýca relapsýn eðitim, evlilik ve iþ durumunun da bir fonksiyonu olduðunu göstermiþlerdir. Çalýþmalarda düþük sosyoekonomik durumun, uzun süreli daha aðýr alkol baðýmlýlýðýnýn ve detoksifikasyon için daha önce hastaneye daha fazla sayýda yatmýþ olmanýn, erken baþlangýç yaþýnýn, gelecek amaçlarýnýn yokluðunun, deðiþmeye hazýr olmamanýn, düþük engellenme toleransýnýn, düþük kendine güvenin, sosyal desteklerin yokluðunun, dürtüselliðin, ek psikopatoloji varlýðýnýn, düþük duygudurumun, yüksek riskli durumlardan kaçýnmamanýn, çok sayýda madde kullanmanýn artmýþ relapsý öngördüðünü bulmuþlardýr. Antisosyal kiþilik bozukluðu, borderline kiþilik bozukluðu ve affektif bozukluklarýn ve ciddi kiþiyi zorlayýcý yaþam stresörlerinin sonucun öngörücüleri olduðu da ileri sürülmektedir (Miller ve ark. 1996, Janowsky ve ark. 2001, Noone ve ark. 1999). Baþka bir çalýþmada artmýþ stresin relaps riskini arttýrýrken, bazý baþa çýkma metodlarýnýn, yüksek kendine güvenin, yüksek eðitim seviyesinin azalttýðý bulunmuþtur (Noone ve ark. 1999). Connors ve arkadaþlarýnýn çalýþmasýnda daha önceki yatýþ sayýsýnýn düþüklüðü ve iþ stabilitesinin daha fazla kuru kalýnan gün sayýsý ile iliþkili olduðu bulunmuþtur. Depresyonun þiddeti gün sayýsý ile ters korele bulunmuþ (Connors ve ark. 1996). Alkol baðýmlýlýðý ve depresif bozukluklarýn birlikteliði yaygýndýr. Örneðin ECA çalýþmasýnda yaþam boyu bir alkol kullaným bozukluðu olanlarýn %13.4'ünde ayný zamanda affektif bir bozukluk olduðu bulunurken, Ulusal Komorbidite Çalýþmasý nda (1997) yaþam boyu bir alkol bozukluðu olan erkek hastalarýn %24.3'ünde kadýnlarýnsa %48.5'inde yaþam boyu bir major depresif bozukluk tanýsý bildirilmiþtir (Curran ve ark. 2000). Araþtýrmalar psikiyatrik komorbiditenin genellikle kötü sonuçla iliþkili olduðunu gösterse de birlikte bulunan depresyon ve alkol baðýmlýlýðýnýn sonuçlarý ile ilgili çeliþkili veriler vardýr. Birkaç çalýþmada depresyonlu kadýnlarýn alkol tedavisinden daha iyi sonuç aldýklarý, depresyonlu erkeklerde ise sonucun daha kötü olduðu bildirilmiþtir. Baþka bir çalýþmada yaþam boyu major depresyon tanýsý almýþ olmanýn kadýnlarda ve erkeklerde içme yoðunluðunun azalmasýyla iliþkili olduðu bulunmuþtur. 5 yýllýk bir izlem çalýþmasýnda major depresyonun remisyonunun alkol baðýmlýlýðýnýn remisyonunu öngördüðünü bulunmuþtur (Curran ve ark. 2000, Greenfield ve ark. 1998). Baþka bir çalýþmada depresyonun sonuca etkisi bulunmazken, Strowig'in çalýþmasýnda depresif duygudurumun relaps olanlarda anlamlý olarak yüksek olduðu görülmüþtür (Strowig 2000). Yine bir çalýþmada major depresyon tanýsý daha kýsa ilk içme süresini ve relapsý öngörürken (Greenfield ve ark 1998, Allsop ve ark. 2000) Curran ve arkadaþlarý da depresif semptomatolojinin relaps için risk faktörü olduðunu bildirmiþlerdir (Curran ve ark. 2000). Komorbid anksiyete bozukluklarý alkol iliþkili bozukluklarla sýklýkla birlikte bulunur. %6-33 fobiler, %3-52 yaygýn anksiyete bozukluklarý ve %2-21 panik bozukluklarý için bildirilen oranlardýr. Driensen ve 48

ALKOL BAÐIMLILIÐINDA RELAPS arkadaþlarýnýn 2001 yýlýnda yayýnlanan çalýþmalarýnda ek anksiyete bozukluðu olanlarýn %69'u, ek mikst anksiyete depresyon bozukluðu olanlarýn %77'sinde relaps olurken ek bozukluðu olmayanlarýn sadece %40'ýnda relaps olduðu bulunmuþtur (Driessen ve ark. 2001). Yine bir çok araþtýrmacý (George ve ark. 1990, Pohorecky 1991, Kushner ve ark. 1990, Davidson ve Ritson 1993) da ek anksiyete bozukluðunun relapsýn öngörücüsü olduðunu bildirmiþtir. Sonuç olarak; relaps olan ve olmayan hastalarýn biyolojik, psikolojik ve sosyal özellikleri farklýlýk göstermektedir. Bu farklýlýk gösteren özellikler relaps olma olasýlýðýný artýrýyor olabileceðinden hastalarýn bu özelliklerine dikkat edilmesi gereklidir. Hangi hastanýn relaps olacaðýný ve ne zaman olacaðýný bilebilmek klinik açýdan önemlidir; relapsla ilgili relapsý arttýrýcý özellikler bilinirse bu özelliklere sahip hastalarýn tedavisinde daha dikkatli ve özel yaklaþýmlar geliþtirilebilir. KAYNAKLAR Allsop S, Saunders B, Phýllýps M (2000) The process of relapse in severely dependent male problem drinkers. Addiction, 95(1): 95-106. Beck TA, Wright FD, Newman CF, Liese BS (1993) Cognitive Therapy of Substance Abuse. New York, The Guilford Press, s. 292-310. Brownell KD, Marlatt GA, Lichtenstein E ve ark. (1986) Understanding and Preventing Relapse. Am Psychol, 41: 765-782. Chick J (2000) Treatment of Alcohol Dependence. New Oxford Textbook of Psychiatry, Gelder MG (Ed), Lopez-Ibor JJ (Ed), Andreasen NC (Ed), New York, Oxford University Press, s. 494-506. Connors GJ, Maisto SA, Donovan DM (1996) Conceptualizations of relapse: a summary of psychological and psychobiological models. Addiction, 91 (suppl.): 5-13. Connors GJ, Maisto SA, Zywiak WH (1996) Understanding relapse in the broader context of post-treatment functioning. Addiction, 91 (suppl.): 173-189. Curran GM, Flynn HA, Kirchner J ve ark. (2000) Depression after alcohol treatment as a risk factor for relapse among male veterans. J Substance Abuse Treatment, 19: 259-265. Davidson KM, Ritson E (1993) The relationship between alcohol dependence and depression. Alcohol&Alcoholism, 28: 147-155. Donovan DM (1996) Assesment issues and domains in the prediction of relapse. Addiction, 91(suppl.): 29-36. Driessen M, Meier S, Hýll A ve ark. (2001) The course of anxiety, depression, and drinking behaviours after completed detoksification in alcoholics with and without comorbid anxiety and depressive disorders. Alcohol&Alcoholism, 36: 249-255. George DT, Nutt D, Dwyer BA ve ark. (1990) Alcoholism and panic disorder: is the comorbidity more than coincidence?. Acta Psychiatrica Scandinavica, 81: 97-107. Greenfield SF, Weiss RD, Muenz LR ve ark. (1998) The effect of depression on return to drinking. Arch Gen Psychiatry, 55:259-265. Ito JR, Donovan DM (1990) Predicting drinking outcome: Demography, chronicity, coping, and aftercare. Addict Behav, 15:53-59. Janowsky DS, Fawcett J, Meszaros K ve ark. (2001) Core heritable personality characteristics and relapse in alcoholics. Alcohol Clin Exp Res, 25: 94-98. Kushner MG, Kenneth MA, Beitman BD (1990) The relation between alcohol problems and the anxiety disorders. Am J Psychiatry, 147: 685-695. Litman G, Stapleton J, Oppenheim AN ve ark. (1983) Situations related to alcoholism relapse. Br J Addict, 78:381-389. Marlatt GA (1996) Taxonomy of high-risk situations for alcohol relapse: evolution and development of a cognitive-behavioral model. Addiction, 91 (suppl.) 37-49. Marlatt GA, George WH (1984) Relapse prevention: Introduction and overview of the model. Br J Addict, 79: 261-273. Miller WR, Westerberg VS, Harris RJ ve ark. (1996) What predicts relapse? Prospective testing of antecedent models. Addiction, (Suppl 91): 155-171. Noone M, Dua J, Markham R (1999) Stress, cognitive factors, and coping resources as predictors of relaps in alcoholics. Addict Behav, 24: 687-693. Sandahl C (1984) Determinants of relapse among alcoholics: A cross-culturel replication study. Int J Addict, 19(8): 833-848. Saunders B, Allsop S (1987) Relapse: a psychological perspective. Br J Addict, 82: 417-429. Shiffman S (1989) Conceptual issues in the study of relapse. Relapse and Addictive Behaviour, 1. baský Gossop M (Ed), London. Routledge, s. 249-277. Strowig AB (2000) Relapse determinants reported by men treated for alcohol addiction the prominence of depressed mood. J Substance Abuse Treatment, 19: 469-474. Walton MA, Castro FG, Barrington EH (1994) The role of attributions in abstinence, lapse, and relapse following substance abuse treatment. Addict Behav, 19: 319-331. 49

DOÐRUER Z, TÜRKÇAPAR MH, ÝNCE A. 50