Uzmanlar hükümetler için çalýþtý: Ýklim kýlavuzu hazýr deðiþen iklim senaryolarý anlatýlýyor.



Benzer belgeler
135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.


haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.


SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

ÖDP : Maraþ'ý unutmayacak unutulmasýna izin vermeyeceðiz

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

AKP nin Türbanlý Anayasasý tamamlandý

35 YKR. ABD li turistler Ýlicek Köyünde. Muhtar Özdoðan (Saðda) Turistlerle

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI


3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk

Balta: Tüm vatandaþlara

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

Eczacýlardan Artýk Yeter

ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

HAK ARAMA SÜRECÝNDE YASAL UYGULAMALAR HAKKINDA TUTUMLARI ARAÞTIRMASI. Giriþ. Örneklem ve Yöntem

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ

============================================================================

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

FOTOÐRAFLAR VE TAZÝYE DEFTERÝ

Yerelnet te belediyeler ve Hacýbektaþ Belediyesi

AKP Hükümetinin eðitim hedefleri hiç gerçekçi deðil!

T.C ÇANKIRI VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü

Alevilik en tehlikeli dönemini yaþýyor

Sayın Bülent SOYLAN Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı)

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

4 DE 2 DE 7 DE 3 DE Devamý 2 DE 8 DE 3 DE 7 DE 7 DE 5 DE 6 DA

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ÇEVREMDE SAÐIM SOLUM SORUN


Halil Kurt'tan Esnafı Sevindirecek Talep

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

A t t i l â Þ e n k o n

Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý

Türkler ve Kürtler þehitler için aðladý. Aleviler hem Þiiliðin hem þeriatýn kýskacýnda

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89

Ýl Özel Ýdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Konusunda Yapýlan Yeni Yasal Düzenlemeler

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ

Yahya Kemal Beyatlı 100. Yıl İlkokulu Gazetesi. Okulumuzdan Haberler

*** TOSYA KENT REHBERİ ***

Cumhuriyet Halk Partisi

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI!

Vahþi kapitalizm bir köyü nasýl mahvetti?

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

A R A Þ. G Ö R. B A H A D I R B U M Ý N Ö Z A R S L A N

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

Çek Kanunu neleri getiriyor? Gönderen : abana - 21/03/ :39

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ...

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)


Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

Bettina Knab Tel: / Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

KARİKATÜRİST VE RESSAMLAR, ARTIK AYA NİKOLA KİLİSESİNDE

Ali Çolak. Bir Bahçe Düþü

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

============================================================================

KENTSEL KALKINMA ve YAÞAM KALÝTESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Muhtar Özdoðan Küresel ýsýnma yaðýþlarý etkiliyor

35 YKR. Cumhuriyet Savcýsý ndan. ders gibi karar!


DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

EKİM 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

11 EKÝM 2007 PERÞEMBE. Dosteli Baþkaný Tütek: Hediyeleþmek bizim geleneðimizde var

AKSARAY (68) 1510 AKSARAY -68- MERKEZ. AKSARAY BELEDİYESİ Arsa m 2 Değeri. Mahalle

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Transkript:

Uzmanlar hükümetler için çalýþtý: Ýklim kýlavuzu hazýr deðiþen iklim senaryolarý anlatýlýyor. Raporun önsözünde, iklim deðiþikliðinin varlýðýndan artýk þüphe duyulamayacaðý belirtilirken, küresel ýsýnmadan en çok fakir ve Hacýbektaþlýlar projesi Radyo yaþlýlarýn etkileneceði, açlýk ve hastalýk salgýnlarýnýn yayýlacaðý, kuraklýk ve sellerin dünyanýn en fakir bölgelerinde sýklaþacaðý, hayvan ve bitki türlerinin de olumsuz etkileneceði söyleniyor. Kýlavuzun Kyoto Protokolü'nün devamý niteliðinde bir anlaþmanýn gelecek ay tartýþýlacaðý Bali zirvesine katýlacak hükümet yetkililerini internet üzerinden tüm dünyaya sesleniyor bilgilendirmesi amaçlanýyor. Çevre gruplarý raporun kendinden emin, güçlü kelimeler kullanýlarak yazýlmýþ olmasýný vurgularken, Bali'deki Fakir ve yaþlýlar ilk sýrada Kýlavuz ve raporda, iklim deðiþikliðinin kanýtlarý, insanlarýn ürettiði sera gazlarýnýn küresel iklime etkisi ve alýnacak önlemlere baðlý olarak Kültür Evi açma konusundaki giriþimlerinden dolayý, Gençliðe sahip çýkan Siyasi parti ilçe örgütleri ve Avanos halkýndan insanlarýn, Kýzýlýrmak Kültür Evinin açýlmasýnda emeklerini ve katkýlarýný esirgemediði belirtildi. Emekli öðretmen Mehmet Tuð un babadan kalma evini Kültür Evi olarak gençliðin hizmetine sunduðu öðrenildi. Açýlýþa davet edilen misafirlere çay, kola ve fantanýn yanýnda pasta ikram edildi. Bir gurup gençliðin türküleri eþliðinde halaylar çekildi. Kýzýlýrmak Kültür Evinin açýlýþ konuþmasýný yapan, Nevþehir Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eðitim Fakültesi 4 cü sýnýf öðrencisi Cemil VARICI þunlarý söyledi. Sevgili dostlar, arkadaþlar, canlar; Bu gün bizler için çok büyük ve önemli bir gün, karanlýða karþý çaktýðýmýz kývýlcýmýn mum alevine dönüþtüðü bir gün. Varoþlar Kamil ÖNTAÞ Kamilontas@mynet.com Çöpçü Musa...Rüyalarý kaçýyordu, Ýstanbul a gidecek orada çöpçülükte olsa bir iþ olup çalýþacaktý, parasýný Ýstanbul dan kazanacak, þehirli olmuþ demeleri O nun için çok önemliydi. Göçünü topladý, otobüse bindi, seyrettiði filmlerden etkilenmiþti, varsa yoksa Ýstanbul. Hem oranýn kadýnlarý da bakýmlýydý, hepsi uzun boylu,. Ýstanbul otogarýna indiðinde çantasýyla bilmediði koca bir þehri adýmlamaya baþladý. Baþta en çok para kazananlarý gözlemlemeye baþladý, sonra yapacaðý iþi seçmeye yer kalacaktý. Unkapaný ndaki müzik þirketlerinin önünden geçerken tanýdýðým türkücüyle karþýlaþýrmýyým diye uzunca bir süre gözlerini ÝMÇ bloklarýndan ayýramadý. Her geçen dakika Çöpçü Musa için yeniydi. Ne iþ olursa olsun çalýþacaktý, çöpçülükte olsa. >3 DE Recai Aksu recaiaksu@aol.com Birlikleri Konfeerasyou Genel Baþkaný Turgut Öker ile yapýlan röportajýn geniþ özetinin ikinci bölümünü yayýnlýyoruz. Ulusoy larýn evinde cem yapýlýyor, yüzlerce insan Urfa dan Tokat tan geliyor. Ne anlamda söylüyorsunuz? Resmi anlamda söylüyorum. Bu ülkede Alevilerin inanç zirve öncesinde tüm yetkililerin raporu inceleyerek bilgilenmeleri gerektiðini söylüyor. Avanosda Kýzýlýrmak Kültür Evi Açýldý Gazeteci Recai Aksu nun Milliyet Gazetesi Avrupa Baskýlarý için hazýrladýðý Alevi Dosyasý yazý dizisinde yer alan Avrup Alevi >8 DE 6 DA Alevi toplumu uyandý merkezinin cem evleri olmasý gerektiði mücadelesinin yürütüldüðü bir dönemde, Aleviliðin anayasal olarak tanýnmasý mücadelesinin yürütüldüðü bir dönemde, Hacýbektaþ cem evi inþa etmede bunun öncülüðünü yapmasý gerekir. Hacýbektaþ toplumsal olaylarda, Aleviliði ilgilendiren sorunlarda öncülük yapmasý gerekir. Burada yaþayan insanlarýn kendi tarihsel misyonlarýna uygun davranmasý lazým. 4 DE Ahmet Tulgar ahmettulgar@birgun.net Sosyalistler tarih için sokaða çýkarken Baþkalarý için günlük politika, reel politika, politik manevra; yani önü sonu "politika" olan þey, sosyalistler için "politika"nýn çok ötesinde bir þeydir. Hümanizmdir mesela. Felsefedir... Tarihtir... Tarih yazýmýdýr. Ve insan olmanýn gereðidir. Baþkalarý için "politika" yani taktik olan þey; sosyalistler için hayati bir stratejidir. Sosyalistler politika yaparken, politika üretirken; günün koþullarýndan ve gereklerinden çok daha uzun vadeli ilkelere (de) baðlý olduklarý için, ayný zamanda felsefe (de) yaptýklarý için bir de, kendilerini insanlýk tarihi denilen süreçle bu denli baðlantýlandýrdýklanndan, bu sürecin bir yerine koyduklarýndan yani; tarihsel bir görev de yerine getirirler. Tarih önünde bir görev. Tarihin onlarýn önüne koyduðu bir görev. >7 DE Plastik Poþet Hem Saðlýða Hem Doðaya Zararlý Çevre Ve Tüketici Haklarýný Koruma Derneði (ÇETKODER) Genel Baþkaný Mustafa Göktaþ toplumsal kalkýnma, bilinçlenme ve mutabakat adýna yaptýklarý çalýþmalar sýrasýnda ülkemizde kullanýlmakta olan siyah poþetler baþta olmak üzere naylon poþetlerin saðlýða zararý olduðu kadar, çevreye ve doðaya da zararý olduðunu zaman zaman dile getirdiklerini ancak halen naylon poþet kullanýmýnýn hýzla devam ettiðinin altýný çizerek Kamuoyunda yapýlan araþtýrma ve açýklamalardan sonra sadece Büyük çekmece belediyesi siyah poþet kullanýmýný yasakladý. Ardýndan Belediyeler birliði bir karar aldý. Ancak yurt geneli pazarlarda halen ucuz diye siyah poþet kullanýmý devam ediyor. Halkýn saðlýðý bu kadar ucuz mu? dedi. >7 DE HACIBEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 35 62 Ev Tel: 441 31 75

2 DTP Kapatýlarak Sorunlar Çözülemez DTP nin kapatýlmasýna iliþkin açýlan dava ile ilgili olarak Ufuk Uras ýn basýn açýklamasý aþaðýdadýr. Eþit, özgür, laik, demokratik bir ülke dileklerimizle. Þakir Þenol ÖDP Kýrþehir Ýl Baþkaný Basýn Açýklamasý DTP Kapatýlarak Sorunlar Çözülemez Hava deðiþikliði hasta ediyor Yargýtay Baþsavcýsý nýn DTP için kapatma istemi ile Anayasa Mahkemesi nde dava açmasý bir çýkýþ yolu deðildir. Türkiye nin yakýn siyasal tarihi kapatýlmýþ partiler mezarlýðýdýr. Ancak parti kapatma, varolan toplumsal sorunlara çare olmamýþtýr. Yargý yollarýný kullanarak toplumsal ve siyasal sorunlara çare arayan zihniyetler çaðdaþ da, demokrat da deðildir. Yargýtay Baþsavcýsý nýn kapatma davasý açmasý, Türkiye siyaset tarihine yeni bir kara leke düþürecektir. Türkiye de bir Kürt sorunu vardýr ve bu sorunu çözmenin yolu Meclis te diyalogdan ve siyasi çözüm önerileri üretmekten geçmektedir. Kürt sorunu bir asayiþ sorunu deðildir, yargýnýn veya askerin çözeceði bir sorun da deðildir. Kürt sorunu ABD ye ya da Kuzey Irak taki güçlere havale edilerek çözülecek bir sorun da deðildir. Sorun, Türkiye toplumunun sorunudur. Çözüm yeri Meclis tir ve Türkiye dir. Çözüm yolu demokratikleþme ve hoþgörüdür, eþit yurttaþ iliþkilerinin durumunu önceden öðrenip gerekli önlemleri alýn. * Aþýrý rüzgarlý havalardan etkilenmemek için sofranýzda B grubu vitaminleri içeren meyve ve sebzelere yer verin. *Nemli havada kan dolaþýmýný hýzlandýran besinleri sofranýzdan eksik etmeyin. Bu arada melekotu gibi bitkilerle þifalý çaylar hazýrlayýp için. Yað tüketimini en aza indirgeyin. Bol balýk, beyaz et, tahýl ve sebze yiyin. geliþtirilmesidir. DTP, akan kanýn durdurulmasý ve sorunlarýn çözümü için bir þanstýr. Dar görüþlü bir yaklaþýmla DTP nin kapatýlmasý, bu þansýn elden kaçýrýlmasýna yol açacaktýr. DTP ye yönelik linç kampanyasý sona erdirilmeli ve Meclis te sorunlara çözüm yollarý aranmalýdýr. Ölümlerin hepimizde yarattýðý derin acý bizleri saðduyulu düþünmekten alýkoymamalýdýr. Türkiye yi, tüm toplumu derinden yaralayacak ve bölecek bir tahammülsüzlük ve þiddet girdabýna yuvarlamak isteyen zihniyete karþý, tüm demokrat ve barýþçý güçleri birlikte mücadeleye, yasakçý zihniyeti de saðduyuya çaðýrýyoruz. Eþit koþullarda bir arada yaþama iradesinin güçlenmesinin ve þiddetin sona erdirilmesinin yolu budur. Ufuk URAS ÖDP Genel Baþkaný Ýstanbul Milletvekili Ufuk Uras'ýn DTP ile ilgili basýn açýklamasý vücudumuzun, mutluluk hormonu denilen serotonin üretimini düþürüyor. Sonuç olarak depresyon ya da melankoli kaçýnýlmaz oluyor. Sisli ve nemli hava ayrýca adale ve eklem aðrýlarýný azdýrýyor. Ýçinde mikrop gibi maddeleri barýndýran nem damlacýklarý solunum yoluyla vücudumuza girerek enfeksiyon hastalýklarýna davetiye çýkarýyor. Ve sinüzit, rinit, otit ve farenjit gibi hastalýklar ortaya çýkýyor. Nem mide sistemini de bozarak kolite yol açýyor. 2 Temmuz Saðlýðýmýz ile hava durumu arasýnda garip bir iliþki var. Ani deðiþen iklim þartlarýna uyum saðlamakta zorlandýðýmýz için saðlýðýmýz bozuluyor. Havalar en çok kadýnlarý etkiliyor.hele yüksek tansiyon,yorgunluk ve tedirginlikten þikayetçiyseniz,özellikle mevsimin deðiþim dönemlerinde,meterolojiyi izlemenizde yarar var. Þiddetli rüzgarýn getirdikleri... Aniden kuvvetlice esen bir rüzgâr çýktýðýnda; Kalbiniz dýþarý çýkacakmýþ gibi küt küt atýyor. Üzerinizde nedenini bilmediðiniz bir asabilik var. Her þeye çabuk sinirleniyorsunuz. Uzmanlara göre kuru rüzgâr, (saç kurutma makinesinde olduðu gibi) insaný elektriðe kapýlmýþ gibi sarsan, elektrostatik bir enerji birikimine yol açýyor ve cildimizdeki sinirsel alýcýlarý uyararak fiziksel ve beyinsel gerilimlere neden oluyor. Bora gibi çok kuvvetli esen rüzgârlý havalarda atmosfer basýncýndaki þiddetli titreþimler, pek çok insaný etkileyerek baþdönmesi, uykusuzluk, nedensiz baþ, kas veya eklem aðrýlarýna yol açýyor. Eðer kolitten yakýnýyorsanýz þiddetli rüzgârlar rahatsýzlýðýnýzý azdýrabilir. Ne yapmalý? * Rüzgarla gelen fiziksel ya da beyinsel gerilimlerden korunmak için doðal çarelere baþvurup kekik, nane veya papatya çayý hazýrlayýn. 1 fincan kaynar suda 1 tatlý kaþýðý karýþýk þifalý otlarý 10 dakika demlendirin. Süzüp ýlýk olarak için. * Havalara karþý hassas bir yapýnýz varsa ve tatil ya da iþ amaçlý seyahate çýkacasanýz, gideceðiniz yerin hava Dolunayda vajinal mantarlara dikkat... Eðer vajinal mantardan þikayetçiyseniz, dolunayda rahatsýzlýðýnýz artabilir. Uzmanlara göre ayýn deðiþik ritmleri adet dönemlerini uyarýyor, hormon üretimini artýrýyor ve baðýrsak parazitlerinin ya da kadýn üreme organlarýnda yaþayan mantarlarýn üretimini artýrýyor. Güneþ saldýrgan yapýyor... Güneþteki lekeler artýnca sinir sistemimiz alt-üst oluyor. Saldýrganlýk olaylarý ve trafik kazalarýnda hýzlý bir artýþ gözleniyor. Güneþteki fýrtýnalar organizmanýn otomatik reaksiyonlarýndan sorumlu olan sempatik sinir sistemini etkileyerek yüksek tansiyonu azdýrýp kalp ritmini bozuyor. Nemli hava melankoli ve adale aðrýlarýný davet ediyor... Puslu, sisli ve nemli havalar, sinir sistemini alt üst ediyor. Sisli havada nem damlacýklarý güneþ ýþýðýna geçit vermiyor. Bu da saðlýðýmýzý etkileyerek GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 30 09 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 30 18 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 30 52 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73

Kýrþehir'de fare alarmý! Yýlanlar öldürülünce de fareler çoðalýyor" dedi. Çöpçü Musa Kamil ÖNTAÞ Kamilontas@mynet.com Varoþlar...Rüyalarý kaçýyordu, Ýstanbul a gidecek orada çöpçülükte olsa bir iþ olup çalýþacaktý, parasýný Ýstanbul dan kazanacak, þehirli olmuþ demeleri O nun için çok önemliydi. Göçünü topladý, otobüse bindi, seyrettiði filmlerden etkilenmiþti, varsa yoksa Ýstanbul. Hem oranýn kadýnlarý da bakýmlýydý, hepsi uzun boylu,. Ýstanbul otogarýna indiðinde çantasýyla bilmediði koca bir þehri adýmlamaya baþladý. Baþta en çok para kazananlarý gözlemlemeye baþladý, sonra yapacaðý iþi seçmeye yer kalacaktý. Unkapaný ndaki müzik þirketlerinin önünden geçerken tanýdýðým türkücüyle karþýlaþýrmýyým diye uzunca bir süre gözlerini ÝMÇ bloklarýndan ayýramadý. Her geçen dakika Çöpçü Musa için yeniydi. Ne iþ olursa olsun çalýþacaktý, çöpçülükte olsa. Þehir merkezlerinden kilometrelerce uzaðýnda bir eve yerleþti, var olma mücadelesinde olan Varoþlarýn semtiydi burasý. Etrafýndaki insanlardan kim ne kadar daha fazla para kazanýyor sorusu benliðine yerleþmiþti, gözlemliyordu. Yaptýðý deðildi, gazetecinin yanýna gidip bir gazete aldý. Memleketindeki futbol takýmlarýnýn 3 büyüklerini okumaya daldý, sonra da arka kapak sayfalarda hangi futbolcunun kimlerle kýrýþtýrdýðý haberlerini okudu. Futbolcu mu olsaydý acaba? Geldiði yöredeki futbolcularýn yapacaklarý çapkýnlýklar duyulsa, futbol takýmý kapanacaðý gibi futbolcuya da iyi bir dayak atarlar dedi. Bunun düþüncesine daldý birkaç saat, yapacaklarýný yapamayacaklarýný deðerlendirdi. Bu iþi sonrasýna býraktý ve diðer sayfalara göz gezdirdi. Ýstanbul da kullanýlan Türkçenin en güzel Türkçe olduðunu düþündü, sonrasýnda da Ýstanbul basýnýn yazýlarýndaki ahlakta açýcý yazýlarýn ne kadar doðru olduðunu düþünmeye baþladý, okuduklarýnýn hiç birisi karnýný doyurmuyordu, sonra okuduklarýnda insanlar arasý iliþkilerdeki ahlaksýzca davranýþlara yoðunlaþtý, fakat Ýstanbul daki kullanýlan Türkçe en güzel Türkçe dedi. Gazetenin kültür sanat köþesine baktýðýnda çoðunluðunu kadýnlarýn oluþturduðu yarý çýplak fotoðraflarýna dikkatini verdi. Kendisine þu soruyu sordu : Acaba, Ýstanbul da kültürlü olmak için yarý çýplak olunmasý mý gerekir, ya da sanat icra etmek için yýrtmaçlý kadýnlar niçin ön plana çýkartýlýyor, birilerinin bundan çýkarý mý var? sorusuna uzunca bir süre yoðunlaþtý. Sonra bacaklarý ince, çelimsiz insanlarýn sanat sayfalarýnda yer olmadýðýný görünce aynanýn karþýsýna geçti ve sýfatýna baktý. Bu sýfatla sanat ta yapýlmaz, bacaklarýnýn çelimsizliðine bakarak sanat sayfalarýnda da bana yer vermezler, kültürde benim iþim deðil dedi. Ekonomi sayfasýna göz gezdirdiðinde ticaretin merkezinin Ýstanbul olduðunu gördü, ilgili bakanýn açýklamalarýndan tutun borsadaki dalgalanmalara varýncaya kadar bir sürü yazý yazýlmýþtý. ÝTO (Ýstanbul Ticaret Odasý) yetkililerinden gelen açýklamalardan tutun, TÜSÝAD (Türk Sanayicileri ve Ýþ Adamlarý Derneði) yetkililerine varýncaya kadar bir sürü yazý vardý. Asýl aradýðý yazýyý bulamýyordu, TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müþavirler ve Yeminli Mali Müþavirler Odalarý ) yetkililerinden bu zamana kadar hiçbir açýklama yapýlmamýþtý, TÜRMOB UN ekonominin beyni olmasýna karþýlýk niçin ekonomi ile ilgili açýklamalar gazete sayfalarýnda bulunmadýðýný merak ediyordu. Bir süre sessiz odasýnda bu düþünceye yoðunlaþtý. Çöpçü Musa, kendisini toparlayýp benim ekonomim daha önemli dedi. Bu yazýlanlar karnýmý doyurmuyor diye de ekledi. O çöpçü olacaktý. Sinema sayfasýndaki olup biten geliþmeleri takip edebilmek için tanýdýðý simalarýn yanýna eklenen yeni yüzleri inceledi. Hepsi bakýmlýydý, geldiði memleketindeki insanlara hiç biri benzemiyordu. Sayfalara göz gezdirirken bacaksýz dünyada uzun bacaklýlar iþ yapýyor dedi. Beyoðlu nun bir fotoðrafýna yoðunlaþtý, yolunu kaybedip arka sokaklarýndaki görüntülerden eser yoktu. boyanmayan kamera karþýsýna çýkmaz dedi. Sinemacýlýk ta iþi deðildi, sonra tekrar aynanýn karþýsýna geçti, elindeki gazetenin artistleriyle karþýlaþtýrdý, yine sýfatýna baktý, benden sinema artisti de olmaz dedi. Çöpçü olacaktý, bu sefer gazetedeki iþ ilanlarýna göz gezdirdi. Ne iþ olsa çalýþacaktý, namusundan ödün vermeyeceði bir iþ olsunda baþka iþlerde de çalýþabilirdi... Sulucakarahöyük/ KIRÞEHÝR Kýrþehir'de tarým alanlarýnda ortaya çýkan tarla farelerinin, çiftçileri zor duruma soktuðu bildirildi. Kýrþehir'de özellikle 'ýrmak bucaðý' olarak bilenen köylerin tarým arazilerinde, tarla farelerinin artýþ gösterdiði ileri sürülürken, fare zehri satýþlarýnýn da arttýðý kaydedildi. Suyun bol olduðu tarým arazilerinin yoðunlukta bulunduðu Irmak Bucaðý köylerinde, çiftçilerin farelerle etkin bir þekilde mücadele ettiklerini kaydeden Cihanyurdu Tarým Ýlacý Bayisi Tevfik Cihanyurdu, farelerle mücadele sýrasýnda uygulanan yöntemlere iliþkin çiftçileri uyarýrken, "Kýrþehir'de pancar sökümünün yapýldýðý bu dönemde, pancar iþçileri tarafýndan tarlalarda ortaya çýkan yýlanlar öldürülüyor. Bu çok yanlýþ. Çünkü, yýlanlar tarla farelerini yiyerek besleniyor ve dolayýsýyla yaban hayat dengeleniyor. KAYIP ÝLANI Hacýbektaþ Kaymakamlýðý Sosyal Yardýmlaþma Vakfý ndan Aldýðým Yeþil Kartýmý Kaybettim Hükümsüzdür. Ýbrahim Kaygusuz Çiftçilerin ve avcýlarýn, yýlanlarýn yaný sýra tilkileri de öldürmemeleri gerektiðini vurgulayan Cihanyurdu, "Yine yaban hayatý içerisinde farelerin ortadan kaldýrýlmasýnda tilkilerin önemi büyük. Avcýlarýn ve çiftçilerin tilkileri gördüklerinde zarar vermemeleri kendi menfaatlerine olacaktýr. Doða kendisini dengelerken, insanoðlu tekrar kendi eliyle bu doðayý bozuyor. Böylelikle istenmeyen ve zararlý hayvan türlerinin nüfusu artýyor. Fareyle mücadelede kesinlikle önceden tedbir alýnmalý ve hem yýlanlar hem de tilkiler öldürülmemeli. Þu anda farelerle mücadelenin tam sýrasý ve gerekli ilacýn uygun bir þekilde kullanýlmasý gerekiyor" dedi. Farelerle erken mücadele edilmediði taktirde yavrulama döneminin baþlayacaðýný kaydeden Cihanyurdu, "Þu anda farelerin yavrulama dönemi. Mücadele baþlamaz ise farelerin sayýsý daha da artacak ve çiftçilerin tarlasýnda mahsul kalmayacak. Bir diðer önemli konu da, çiftçilerin zehirleyerek öldürdükleri fareleri kesinlikle 3-4 gün sonra toplayýp topraðýn altýna yerleþtirmesi gerekiyor. Aksi taktirde zehirli fareleri yiyen tilki ve yýlanlar ölür" dedi. BAÞSAÐLIÐI Bala Mahallesinden Perihan Ulutaþ Hakka Yürmüþtür. Yakýnlarýna baþsaðlýðý dileriz SATILIK TARLA 250 dekar 8 parça tarla Müracat: satýlýktýr. Hasan Danacý Tel: 0384 441 31 62 HACIBEKTAÞ SATILIK DAÝRE Toki I. Etapta C - 2 kat1. 8 Nolu 3 +1 Daire satýlýk Toki II. Etapla takas olabilir Tel: 0 544 899 56 89

Recai Aksu recaiaksu@aol.com Gazeteci Recai Aksu nun Milliyet Gazetesi Avrupa Baskýlarý için hazýrladýðý Alevi Dosyasý yazý dizisinde yer alan Avrup Alevi Birlikleri Konfeerasyou Genel Baþkaný Turgut Öker ile yapýlan röportajýn geniþ özetinin ikinci bölümünü yayýnlýyoruz. Ulusoy larýn evinde cem yapýlýyor, yüzlerce insan Urfa dan Tokat tan geliyor. Ne anlamda söylüyorsunuz? Resmi anlamda söylüyorum. Bu ülkede Alevilerin inanç merkezinin cem evleri olmasý gerektiði mücadelesinin yürütüldüðü bir dönemde, Aleviliðin anayasal olarak tanýnmasý mücadelesinin yürütüldüðü bir dönemde, Hacýbektaþ cem evi inþa etmede bunun öncülüðünü yapmasý gerekir. Hacýbektaþ toplumsal olaylarda, Aleviliði ilgilendiren sorunlarda öncülük yapmasý gerekir. Burada yaþayan insanlarýn kendi tarihsel misyonlarýna uygun davranmasý lazým. Bu söylediðim bir eleþtiridir. Herkes bunu görüyor. Evlerde de iliþkiniz varsa, orada ceme katýlýyorsunuz. Bütün halka açýk, bütün topluma açýk bir cem evi söz konusu deðil. Önümüzdeki dönemde burada gerçekten bir cem evinin olmasý gerekir. Hacýbektaþ Kültür Derneðinin bu konuda bir giriþimi var. Bu giriþime destek vermeyi düþünüyor musunuz? Bu giriþimi baþlatanlar bu düþüncelerini benimle paylaþtýlar. Bizimde federasyon olarak önceliklerimiz var. Avrupa da yaþayan aleviler olarak sýnýrlý düzeyde bütçemiz ve ekonomik gücümüz var. Halen inþaatý devam eden Sivas cem evi söz konusu. Sivas Cem Evi inþaatý bitmedi mi? Ýçine girdiler, alt katý kullanýyorlar. Avrupa nýn sýnýrlý ekonomik gücü belli önceliklerimize göre harcanýyor. Ekonomik gücümüz çok hayati bulmamýza raðmen bazý projeleri hayata geçirmemize uygun deðil. Avrupa daki ekonominin olumsuz gidiþatý doðal olarak Alevileri de etkiliyor. Bu nedenle doðruluðuna inandýðýmýz birçok projenin bire bir fiili uygulayýcý olamýyoruz. Hacýbektaþ halkýnýn Hacýbektaþ ta bir kültür sitesi, cem evini de içine alan bir projeyi mutlaka hayata geçirmesi gerekir. Ben inanýyorum, Hacýbektaþ merkezli bir proje, dünyada Hacýbektaþ ýn inanç merkezi olmasý dolayýsýyla, duyarlý olan potansiyelde gereken yanýtý bulacaktýr. Yeter ki Hacýbektaþ ta insanlar bunun gerekliliðine inanýp öncülüðünü yapsýnlar. Biz nasýl dað baþlarýna cem evlerinin yapýlmasý için gücümüzü sarf ediyorsak, bu konuda Hacýbektaþ ta yaþayan insanlarýn Hacýbektaþ ýn tarihsel misyonunu kabul etmesi lazým. Devlet neredeyse yedi bakanlýðýn bütçesine denk düþen parayý Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýna ayýrýyor. Devlet vergisini veren, vatandaþlýk yükümlülüklerini yerine getiren Alevilere de bütçe ayýrmasý gerekmiyor mu? Alevi toplumu uyandý Vermesi gerektiði çok açýk, bunu AKP de, kamuoyu da tartýþýyor. Alevilerden de kaynaklanýyor bu sorun. Türkiye de halen mücadele ruhu olan, kendilerine layýk gördüðü haklarýný almak için mücadele eden Alevi potansiyel yok. Bütçe öncesi Türkiye de Aleviler Biz bütçeden para istiyoruz. Diyaneti kurum olarak kabul etmiyoruz ama vergi veriyoruz. Verdiðimiz vergilerin karþýlýðýnda cem evlerimize AKM lerimize bizzat meclisten para istiyoruz mücadelesi vermiþ deðil, kamuoyu oluþturulmuþ deðil. Bütün çaðdaþ ülkelerde de, modern ülkelerde de inanç guruplarý insana dair yürütmüþ olduklarý faaliyetlerin devlet tarafýndan desteðini görürler. Bu bir sadaka deðildir. Bu ülkede aleviler milyonlarý oluþturan bir potansiyele sahiplerse, vergi veriyorlarsa, bunun karþýlýðýnda alevi topluluðunun kendi kültürünü, kendi varlýðýný yaþatmada devletin bu bir görevdir. Bunu kim gündeme getirecek? Aleviler gündeme getirecekler. Hacýbektaþ ta bir kültür merkezi temeli atýldý da, Hacýbektaþ halký bu konuda eylem koydu da, Alevi dünyasý buna seyirce gibi kaldý, ya da baþka bir talebi oldu da, insanlar seyirci mi kaldý? Türkiye de haklarýný arayan bir Alevi potansiyeli yok Aleviler kendi haklarý için mücadele etmiyorlar mý? Sadece cem evleri konusunda deðil, bütün sorunlarda 12 Eylül faþizminin sindirdiði ve korkuttuðu potansiyelin halen daha bugün bu sindirilmiþlikten ve korkudan uzaklaþmadýklarýný, en tabi en doðal haklarý için mücadele etmediklerini görüyoruz. Cem evleri inanç merkezi olsun kampanyasýnda bile bir milyon imzayý zor bulduk. Zorunlu din dersleri kaldýrýlmasý kampanyasýnda 600 bin imzayý zor bulabildik. Henüz daha Türkiye de mücadele geleneði olan mevcut sorunlar karþýsýnda mücadele ederek, Türkiye kamuoyunu, demokratik kamuoyunu arkasýna alabileceðini hesaba katan, bunu gören mücadele ederek haklarýný arayan bir potansiyel ne yazýk ký yok. Alevi hareketinin Türkiye deki en büyük zaafý da bu. Bu zaafý biz ortadan kaldýrdýðýmýzda, mücadele ederek haklarýnýn elde eden bir potansiyel yarattýðýmýzda, zaten bu sorun kýsa sürede çözülür. Sorunun tek kaynaðý bizi inkar eden, yok sayan, asimile eden devlet deðil, bunun karþýlýðýnda hak alma mücadelesi yürütemeyen bunun için sokaða çýkmayan, bunun için bedel ödemeyen bir potansiyel olmasý da süreci uzatýyor. Türkiye deki Alevi örgütlerinin cem evleri, zorunlu din dersleri konusunda kamuoyuna yansýyan çabalarý var Bakýn, 85 yýllýk cumhuriyet sürecinde bile, bu kadar baskýlara, katliamlara maruz kalmýþ bir potansiyelin, iliklerine kadar baskýlara maruz kalmýþ potansiyelin, bir çýrpýda bunlar yaþanmamýþ gibi bunlardan silkinip mücadele ruhuyla bütün haklarýný almalarý gerçekçi deðil. Özlediðimiz bir olay, ama bizim de gerçekçi olmamýz lazým bu süreç belli bir zaman alacak. Umutlu olmak lazým, umutluyum. Beþ yýl içerisinde bile Türkiye de nereden nereye geldiðimizi görüyorum. Dað baþlarýnda Alevilerin durumunu - istediðimiz durum olmasa bile- dünden daha olumlu olduðunu görüyorum. Bu konuda karamsar olmadan gerçekçi olmamýz lazým, ama asla insanlarý mücadele etmekten alýkoyacak, insanlarý kaderciliðe, çaresizliðe sevk edecek söylemlerde bulunmamak lazým. AKP Alevileri asimile etmeyi esas alan bir politika izleyecek Sürekli dile getirilen Alevilerin Asimilasyonu ndan ne anlýyorsunuz? Hacý Bektaþ Veli Dergahý nýn içindeki cami Alevilerin son yüz yýllarda asimile edildiðinin, inanç merkezlerinin iþgal edildiðinin ve Aleviliðin inkar edilerek Alevilerin Sünnileþtirilmesine yönelik çabalarýn somut göstergesidir, Alevilere yönelik asimilasyon anlayýþýnýn bir ifadesidir. Mekke de bir kilise var mýdýr, bir tane sinagog var mýdýr, ya da Vatikan da bir cami var mýdýr? Olmadýðýna göre bu ülkede Alevilere yönelik ne derece bir tahammülsüzlüðün olduðunu gösteriyor. Alevilerin Hak ka uðurlanma merasimlerinde, yani cenaze törenlerinin tamamýyla Sünnilere terk edildiðini görüyoruz. Aleviliðinin en fazla asimile edildiði alan da burasý. Ýnsanlarýn en hassas olduðu alaný, siz cami hocasýna ve Sünni ritüellere teslim ettiðiniz an sizden iflah olmaz. Sizin kendinize özgü deðerleriniz ayakta kalamaz, yaþayamaz. Aleviler geçmiþte dað baþlarýnda bir arada yaþýyorlardý, Sünnilik dünyasý ile onlarýn camisiyle, hocasýyla, zorunlu din dersleri ile muhatap olmuyorlardý, o anlamda da ciddi bir þekilde asimilasyona maruz kalmýyorlardý. Son yýllarda alevi potansiyelinin neredeyse yarýsýnýn bugün Sünnileþmesi, Alevilerin alevi inancýný benimsememesi, Sünnilikte gelecek görmesi, bundan mutlu olmasýndan kaynaklý deðil, ciddi devlet baskýsýndan kaynaklanan bir durum söz konusu. Önümüzdeki dönem iþimiz zor. Çünkü AKP nin önümüzdeki dönemde alevi toplumunu olumsuz yönde etkileyen en önemli politikasý Alevi toplumunun sýrtýný sývazlayan, önceki dönemde olduðu gibi inkârcý yaklaþmayan, alevi toplumunu kucakladýðý þeklindeki sinsi politikasý olacaktýr. AKP nin Aleviler yeter ki dinsel bir yaþam içinde olsunlar, öbür dünya gibi bir dertleri olsun, toplumsal sorunlardan uzaklaþsýnlar, dinsel bir potansiyel olsunlar yaklaþýmý ve hesabý olacaktýr. AKP önümüzdeki dönemde, Alevi toplumuna görünürde daha kucaklayýcý, ama daha sinsi, Alevileri asimile etmeyi esas alan bir politika izleyecek. Alevileri bugün bir merkezin temsil etme imkâný yoktur. Alevi toplumunu özellikle örgütsel düzeyde kucaklamadýðýnýz ifade ediliyor Kim ki bugün Türkiye de Ben alevi toplumunun bütününü teslim ediyorum derse, gerçekleri söylememiþ olur. Alevileri bugün bir merkezin temsil etme imkâný yoktur. Bu ülkede Bu ülkenin bankalarýna muhtaç, bu ülkede burjuva kesiminde yer alan, bu ülkenin hortumlanmasýnda ve sömürülmesinde pay alan alevleri temsil ediyorum iddiasýnda bulunmak, kendimi inkâr etmek anlamýndadýr. Bu ülkede Sünnileþmeden yana gören insanlarý temsil ediyorum iddiasýnda bulunmak insanlarý aldatmaktýr. Sýnýfsal konumlarý gereði gelecek öngörüleri itibarýyla bütün Alevileri bugün bir merkezin temsil etme imkaný yoktur. Nasýl Hýristiyanlýðý tek merkez temsil etmiyorsa, Sünniliði tek merkez temsil etmiyorsa, Alevileri de tek merkez temsil edemez. Þimdi Sünniliði Bahçeli mi temsil ediyor, Mumcu mu temsil ediyor, Yazýcýoðlu mu temsil ediyor, Gülen mi, Erdoðan mý, Erbakan mý temsil ediyor? Kim temsil ediyor. O noktada gerçekçi olmamýz lazým. Hoþgörüden yola çýkarak, ütopyalardan yola çýkarak, gönlümüzdeki güzel duygulardan yola çýkarak, bütün aleviler bir çatý altýnda olsun özleminde bulunmamýz, insanlara sevecen gelebilir kulaða hoþ gelebilir, ama bugün küresel dünyada insanlarýn sýnýfsal konumlarý itibarýyla bu kadar tüketim toplumunun oluþtuðu bir dünyada bu mümkün deðil. Yarýn: Bu yaklaþým Alevilerin bölünmesine, parçalanmasýna hizmet etmez mi?

Enver Gökçe 1920 yýlýnda doðmuþum. Ankara'ya geliþimiz çok soðuk, hemen hemen kýþýn yeni baþladýðý zamana rastlar. O zaman dokuz yaþýndaydým. Yaðmurlu bir günde köyden ayrýldýk. Arapkir'e ordan da Hekimhan, Kangal yoluyla Sivas'a kadar kara yoluyla ve kýþ vaktinde yolculuðumuzu sürdürdük. üyesi olmuþtur. Ve harp sonrasý devresinin bir parçasýdýr. Dernek her türlü anti-faþist ve demokratik fikirli genci bir araya getiriyordu. Derneðin Ankara Denizciler caddesinde bir ahþap evde merkezi vardý. Faaliyetleri arasýnda halka her türlü yardým vardý. Örneðin, halkýn hasatýna bilfiil iþtirak etmek, katýlmak gibi faaliyetler bunlarýn arasýndaydý. Ulaþým yollarý iyi deðildi. Hatta o koþullarla zor ilerliyorduk. Ve hayvanlarla geliyorduk. Hanlarda yata yata. O zaman uzun bir yolculuktan sonra, on bir günde Ankara'ya gelebildik. Hatýrladýðýma göre, o zaman dernek, içlerinde ben de olmak üzere, sekiz on üyesi bir Ýstanbul Ankara arasýnda yürüyüþ tertip etmiþti. Bu Ankara Ýstanbul yolculuðu beþ altý gün sürdü ve tamamlandý. Ankara yeni kurulabilen on beþ bin nüfuslu küçük bir kasaba görünümündeydi. Þehir bugünkü Ulus veulus'taki heykel çevresinde ve Samanpazarý denen yer etrafýnda, Ankara Kalesi'nin çevresinde toplanýyordu.bundan böyle burada yaþayacaktýk. Derken 929 yýlýnda o zamanlar, Ankara'da Hüseyin Avni isminde bir zatýn yönettiði hususi bir ilkokul vardý.oraya paralý girip okunuyordu. Okullar yeni baþlamýþtý. Ben gecikmiþtim zaten. Bu okula kayýt oldum. Ýlk okulu burada okudum ve bitirdim. 935 ve 936 yýllarýnda Cebeci ortaokuluna devam ettim. Lise tahsilime gene Ankara'nýn Gazi Lisesi denen ünlü okulda devam etmiþtim. 939 yýlýnda öðrenimimi tamamladým. Bu yýllarda yeni yeni okuyor, tadalýyor, geliþiyor ve kendimi yetiþtiriyordum. Ta ilkokuldayken bu sevgi içimize atýlmýþtý. Celalettin Tevfik Bey adlý bir öðretmenimiz vardý. Bu öðretmen bana kendi derslerinde eski þairlerden (N. Kemal ve baþka þairlerden) ünlü þiirler okur ve okuturdu. Bana þiirin güzelliklerini anlatýrdý.bu öðretmene karþý, bana okuma sevgisi aþýladýðý için, saygým büyük olmuþtur. Yine Gazi lisesinde edebiyat derslerine Fevziye Abdullah ve Ýsak Refet gelirlerdi. Ýsak Refet edebiyat hocamýz oldu. Bu hocalar beni yönlendirdiler edebiyata. Ben de mümkün mertebe faydalandým. Bu hazýrlýklarla Üniversite yaþamýna baþlamýþ oldum. Dil Tarih Coðrafya Fakültesinde Türkoloji adlý bir bölüm vardý. Burayý seçtim. Ýþte Üniversiteye devam etmem sýrasýnda, daha doðrusu devrimci fikirlere olan yakýnlýðým dolayýsýyla, fakültenin ilk yýllarýnda itibaren, bazý derneklere ve yatýnlara yöneldim. Bunlarla baðlantý kurdum. Ülkü dergisi adlý ünlü Halkevi dergisinde çalýþmaya baþladým. Görevim düzeltmenlik ve dergi çýkarma tekniði üzerineydi. O zaman dergiye Ahmet Kutsi Tecer ve Bedrettin Tuncel yön veriyorlardý. Ýdare kýsmýnda Ahmet Serdaroðlu adlý sevdiðim bir insan çalýþýrdý. Dergiye, Nurullah Ataç, Ahmed Hamdi Tanpýnar, Ahmet Kutsi Tecer zaman zaman uðrarlar ve konuþurlardý. Ben bu arada, gene Ankara'da çýkan bir dergide, bir þiir yayýnlamýþtým. Bu þiir Ahmet Kutsi Tecer tarafýndan görülerek beðenilmemiþ, (bu þiir, "Köylülerime" adlý ve "Dost Dost Ýlle Kavga" adlý kitabýmda yayýnlanan þiirdir.) bana Ahmet Kutsi Tecer tarafýndan þiirin çok kötü olduðu söylendi. Benim þiiri býrakarak düzyazý yazmam istendi. Ben de o zaman, Ahmet Kutsi Tecer'e "ben daha kötüsünü de yazarým" diye güya esprili olarak cevap vermiþtim. Ülkü'de birkaç yeni arkadaþ tanýdým. Bunlardan bir tanesi Sefer Aytekin'di. O zamanlar çok devrimci bir rol oynayan Sefer Aytekin hayatýmda unutamadýðým insanlar arasýndaydý. O zamanlar Ankara'da bulunan Arif Damar (Arif Barikat) ve bugün de edebiyatýmýzýn bilinen kiþilerinden Mehmet Kemal de benim ilk edebiyat arkadaþlarýmdýr. Mehmet Kemal'le ayný mahallede otururduk. Benim ilk arkadaþlarýmdan birisidir. Yine Ceyhun Atuf Kansu'da daha ilkokul çaðýnda, belki de ilk tanýdýðým en eski arkadaþlarýmdan birisidir. Kendisiyle Hususi bizim mektepte beraber okumuþtuk. Bu arkadaþlardan sonra þair Niyazi Akýncýoðlu'nu tanýdým. Bunlar "On Beþinci Yýl" isimli kahvenin devamlý sakinlerindendi. Belirli hocalar dýþýndaki hocalarla iliþkimiz her þeyden önce bir talebe hoca münasebetinin dýþýna çýkmazdý. Yani siyasi bakýmdan yahut diðer yönlerden herhangi bir fikir alýþ veriþinde bulunmak olmazdý. Yalnýz devrimci hocalarýmýzdan, Pertev Naili Boratav, Behice Boran, Niyazi Berkes ve karýsý Mediha Berkes'le aramýz gayet iyiydi. O sýralarda gene dergi ve gazete çýkarýrken bir çok matbacý, mürettip iþçi arkadaþ tanýdým. Bunlardan bir tanesini hiç unutamam. Bu Hasan isimli iþçidir. Ve sonra adýna "Mürettip Hasan" isimli þiiri yazdým. Çok iyi, Anadolu Halkýndan bir gençti Hasan. Hasan'la daha sonra 951 büyük tevkifatta da karþýlaþtýk. Onu da tutup getirmiþlerdi. Zavallý Hasan beþ seneye mahkum olmuþtu ve veremdi de. Sonunda çok yaþamadý zaten. O zamanlar gençtik, sýhhatliydik tabii. Her iþi benimseyerek yapýyorduk. Bu yüzden bizim derginin çýkýþýnda mesela Ant dergisinin çýkýþýnda, ortaya getiriliþinde büyük yararlarýn olduðu doðrudur. Ve bu iþleri hiç bir þey beklemeden, kendiliðinden ve tabii olarak yapýyorduk. Sanatçýlýk iliþkilerimiz geliþmeye baþladý. Ben gençliðimde de kesin olarak içki taraftarý deðildim. Bu yüzden o zamanki ünlü Ankara meyhanelerinden hiç birine gitmedim, gitmezdim. Ve arkadaþlarýmý da bu yerlere gitmekten men ettim. Yine bu devrede ünlü halk ozanlarý, Aþýk Ali Ýzzet, Aþýk Veysel, Habib Karaaslan gibi temiz þairlerin hepsiyle teker teker tanýþtým, ilgilendim. Onlarýn gerçekten temiz bir halk yüzleri vardý. Ve bu taraflarýyla az çok ilgilendim ve temaslar kurdum. O gün iki þey vardý ortada benim için. Bir yanda Garip hasta sanat anlayýþý diðer yanda dinamik halk edebiyatýnýn yüzü. Bunlar karþý karþýya getirilince ben elbetteki kendi sýnýfýmdan gelme halk ozanlarýndan taraftým. Bu yüzdendir ki o devrede bu þairlerin yanýnda olmam. Nitekim halk ozanlarý bu iþte gerçek yerlerini göstermiþler ve her zaman doðrunun ve güzelin yanýnda olmuþlardýr. Biz tavrýmýzý belirlemiþtik. 945 yýlýnda yani Garipçilerin edebiyatýmýza egemen olduklarý bir çaðda dergi yayýnlamaya ihtiyaç duymuþtuk. Bu devre henüz toplumcu akýmý güçlendirmeye çalýþtýðýmýz bir devreye rastlar. Orhan Veli ve arkadaþlarý o zaman devrimci þiirleri yoksayan ve yozlaþtýran bir çalýþma içindeydi. Ve bu sebeple biz Ant çevresine, küçük bir topluluk da olsak, devrimci sanat sorumluluðunu üstlenmiþtik. Daha evvelden Yeni Edebiyat dergisi tarafýndan yürütülen akýmýn mümessili olarak karýnca kaderince çalýþmalarýmýzý sürdürüyorduk. Bu anti-faþist ve devrimci bir gençlik ve onun devrimci sanatý etrafýnda yeni bir akýmýn mümessili toplumcu sanatý ortaya çýkarmayý amaçlayan gençlerdik denebilir. Bizim varlýðýmýz aslýnda önemsizdi, küçüktü, ama doðruydu. Biz bu doðrudan dolayý bir aradaydýk. Bu sýrada Nurullah Ataç ve arkadaþlarý bizim bu tutumumuzdan habersiz gibi görünüyorlardý. Bizim adýmýzý yoksaymak için ellerinden geleni yapýyorlardý. Rahmetli Nurullah Ataç yalnýz kendi dar çevresinde ve Orhan Veli etrafýnda yaygara koparýyordu. Bu devredeki edebiyat çalýþmalarýmýzýn yararlý olduðu kanýsýndayým. Buna raðmen onlarýn bu tavrý yüzünden bir çok yetenekli genç körelip gitti. Hatta denebilir ki Nurullah Ataç ve arkadaþlarý bu devrede bizim bu sýnýfsal karþý koymamýza, güçlenmemize, bilemeden yardým etmiþlerdir. O günkü tavrýmýzýn sadeliði ortadadýr. 948 yýlýnda, o zaman anti-faþist bir dernek kurmuþtuk. Türkiye Gençler Derneði davasý denildi bu davaya. Bu derneðin yüz elli kadar Derneðin bir çok yapýcý iþe yönelmesi, Ankara çevresinde bulunan ýrkçý Turancýlarý rahatsýz etmeye baþladý. Dernek fakülte ve Ankara çevresinde yaygýnlaþmaya baþlamýþtý. Bu nedenle ýrkçý Turancýlar derneðin gidiþine karþý bir takým eylemlere giriþtiler. Gösteri yapmaya baþladýlar. Derneðin yýkýlmasý etrafýnda tehditler çoðaldý. Biz o zaman safça, yirmi otuz kiþi, bir odacýk yerde toplandýk ve elimizde sopalarla gelenleri bekledik. Turancýlýðýn etkinliði çoktu o zamanlar. Turancýlar saldýrdý. Dernek yýkýldý bir kaç saat içinde. Kitaplar yýrtýldý. Sokaklara atýldý. Dernek üyelerinden yakaladýklarý birkaç kiþiyi dövdüler. Fakat dernek faaliyetine devam etti. Dernek etrafýnda bir takým provakasyonlar aldý yürüdü. Sonucunda dernek üyelerinden iki kýz arkadaþ biri Melahat Kürþal, diðeri Nural ve ben, Mehmet Kemal Þevki Akþit tevkif edildik. Gerekçe olarak dernek üyelerinin komünizm propagandasý yaptýklarý ileri sürülüyordu. Bu yüzden tutuklandýk. Ankara cezaevine götürülüp týkýldýk. Üç ay devam eden sorgudan sonra hiç kimseyi mahkum edemediler. Hepimiz beraat ettik. Böylece üç ay boþu boþuna geçti. Bu devre hapishanede bir kaç tane þiir yazdým. "Görüþmeci" isimli þiir bu devrenin mahsulüdür. Görüþmeye arkadaþlarým kendi ailemden kýzkardeþim gelirlerdi. Bu þiiri daha sonra "Görüþ Günü" adýyla yayýnladým.gene bu devrenin anýsý olarak "Fakültenin Önü" adlý þiir, bu gösterilerden sonra yazýlmýþtýr.bu þiirde olaylarý günü gününe yansýtan en iyi bir þiirimdir. Panzerler Üstümüze Kalkar Panzerler Üstümüze Kalkar Armut Çiçeðindeyiz Meðer Sokakta Düþenler Var Ve Okulda Gösteride Ýþkencede Ve Maðarada Kýþda Karda Kýyamette Silahlý Silahsýz Ve Yalnýz... Enver Gökçe Devam Edecek

Avanosda Kýzýlýrmak Kültür Evi Açýldý Sulucakarahöyük: Suavi Cesur HACIBEKTAÞ-Nevþehir Üniversitesinde okuyan bir gurup üniversiteli genç in giriþimi ile baþlatýlan, Avanos da çeþitli siyasi partilerin destek ve katkýlarý ile ortaya çýkan Kýzýlýrmak Kültür Evinin açýlýþý yapýldý. Kültür Evi açma konusundaki giriþimlerinden dolayý, Gençliðe sahip çýkan Siyasi parti ilçe örgütleri ve Avanos halkýndan insanlarýn, Kýzýlýrmak Kültür Evinin açýlmasýnda emeklerini ve katkýlarýný esirgemediði belirtildi. Emekli öðretmen Mehmet Tuð un babadan kalma evini Kültür Evi olarak gençliðin hizmetine sunduðu öðrenildi. Açýlýþa davet edilen misafirlere çay, kola ve fantanýn yanýnda pasta ikram edildi. Bir gurup gençliðin türküleri eþliðinde halaylar çekildi. Kýzýlýrmak Kültür Evinin açýlýþ konuþmasýný yapan, Nevþehir Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eðitim Fakültesi 4 cü sýnýf öðrencisi Cemil VARICI þunlarý söyledi. Sevgili dostlar, arkadaþlar, canlar; Bu gün bizler için çok büyük ve önemli bir gün, karanlýða karþý çaktýðýmýz kývýlcýmýn mum alevine dönüþtüðü bir gün. Kimileri bir mum neye yarar ki? diyebilir, bizler hiçbir zaman böyle düþünmedik, karanlýðýn içerisinde bir mumun en iyi yol gösterici olduðuna inandýk ve bu inancýmýzla 4 ay önce Kýzýlýrmak Kültür Evi için ilk kývýlcýmý çaktýk. Peki, neden ihtiyaç duyduk böylesi bir yere, kýsaca açýklayayým; Dünyada ve ülkemizde kapitalizmin yarattýðý ciddi bir yozlaþma, insan iliþkilerinde bozulma ve seviyesizleþme söz konusu, bu durum haliyle yaþadýðýmýz bölgede de etkisini gösteriyor. Genç arkadaþlarýmýz yaþamlarýný amaçsýz bir þekilde serseri guruplarýn arasýnda, kahve köþelerinde, internet kafelerde ya da yalnýz baþlarýna evlerinde geçiriyorlar. Peki, yaþlarý büyük olanlar onlar farklý mý sanki? Onlarda yine kahve köþelerinde, sayýsal loto, iddia, at yarýþý ve benzeri oyunlara hayatlarýný baðlamýþ, kör bir zengin olma umuduyla yaþayýp gidiyorlar.kendilerine de baþkalarýna da yararý dokunmayan bir ömür sürüyorlar.bu yaþam tarzlarý kimi zaman baþkalarýna zarar vermeye dönüþebiliyor, bir tecavüzcü, bir katil, bir hýrsýz bir uyuþturucu baðýmlýsý bu amaçsýz toplum içerisinden çýkýyor. Kimi durumlarda ise bu amaçsýz insanlar sapkýn bir amaca yönlendiriliyorlar, bir gazeteciyi vatan haini ilan edip sokak ortasýnda kurþuna diziyorlar, bir yayýn evini basýp içerideki insanlarýn gýrtlaklarýný kesiyorlar, üzerlerinde beðenmedikleri bir t-short var diye insanlarý linç ediyorlar, yada etnik kökenleri farklý olan insanlarýn evlerine iþ yerlerine saldýrýyorlar. Tüm bunlarý pervasýzca yapýyor, zehirlerini sürekli yayýyorlar, zehirleyemediklerine korku salýyorlar. Ýþte biz bu korku filmini andýran ortamda düþündük, bu zehir e nasýl bir panzehir buluruz diye günlerce kafa yorduk. Ve sonunda bu zehir in panzehirini bulduk. Panzehir birlik, beraberlik, dayanýþma, üretme, düþünme, paylaþma ve mücadele etmektir. Panzehir oturmak deðil, ayaða kalkmaktýr. Panzehir yol vermek deðil, dur demektir. Panzehir susmak deðil, sessizlik içerisinden çýðlýk atmaktýr. Panzehir sýrtýný dönmek deðil, elini uzatmaktýr. Panzehir savaþ çýðýrtkanlýðý yapmak deðil, barýþ türküleri söylemektir. Panzehir ayrýmcýlýk yapmak deðil, bir arada yaþamý savunmaktýr. Panzehir bu noktada Kýzýlýrmak Kültür Evidir. Bizler bu düþüncelerle Kütür Evi inþa etmeye baþladýk, günlerce emek harcadýk, ter döktük, kafa yorduk, tartýþtýk ve geldik bu güne. Bize size mi kaldý bu iþler, biz de yaptýk bir þey olmadý diyenler oldu. Amerikayý yeniden mi keþfediyorsunuz diyenler oldu, ben bu ekibe güvenmiyorum baþaramazsýnýz, sizden bir þey olmaz diyenler oldu. Ýþte burasý þimdi onlara verilebilecek en güzel cevaptýr. Bize; Size güveniyoruz, her zaman yanýndayýz, böyle bir yer þart, olmalý diyenler oldu, ihtiyaçlarýnýz neyse karþýlarýz, alýn bu bizim evde fazla sizin olsun diyenler oldu, bende bu iþin içerisindeyim, maddi, manevi yanýnýzdayým diyenler oldu. Ýþte burasý onlara teþekkürdür, yanaklarýna yoldaþça bir öpücüktür. Hepsi sað olsunlar. Baþtan beri hep az laf çok iþ, laf deðil eylem, aynasý iþtir kiþinin lafa bakýlmaz dedik, þimdi yine öyle deyip konuþmamý sonlandýrmak istiyorum. Özellikle teþekkür etmek istediðim insanlar var; Avukat Serdar Uzel, Serdar abi, en baþtan beri bizle birlikte oldu, yanýmýzda oldu, bize güç verdi çok teþekkür ediyoruz. Metin Çengel, Metin abi ben baþtan beri bizle birlikte oldu, moral verdi teþekkür ediyoruz. Mustafa Akbel, Mustafa abi bize fikir verdi, sýkýntýlarýmýza çözüm üretti teþekkür ediyoruz. Mehmet Tuð, Mehmet hoca bize evini verdi, emeðini verdi, aramýzdan biri oldu, teþekkür ediyoruz. Ayrýca Metin Özer, Yusuf Döngel, Ýsmet Ýnce, Mustafa Tarlacý, Mükremin Tokmak bizden desteklerini esirgemediler, hepsine teþekkür ediyoruz. Kurumsal anlamda Avanos Özgürlük ve Dayanýþma Partisi, Avanos Emek Partisi, Avanos Cumhuriyet Halk Partisi, Avanos Eðitim ve Bilim Emekçileri Sendikasýna teþekkür ediyoruz. Böyle zamanlarda fazla telaþtan hep birileri unutulur, amacýmýz kimseyi unutmak yok saymak deðil, unuttuðumuz isimlerden özür diliyoruz, Kültür evimizin kurulumuna katkýsý olan herkese teþekkür ediyoruz. Ve tabi bizim arkadaþlar, onlarý unutmak çok büyük haksýzlýk olur, burada emek harcayýp ter döktüler, tozu topraðý ciðerlerine çektiler, koþturdular ve bundan sonra da koþturacaklar. Deðerli Kýzýlýrmak Kültür Evi çalýþanlarý hepinize çok teþekkür ediyorum ve buradaki herkesten sizler için yürekten bir alkýþ istiyorum. Hepiniz çok sað olun.

7 Çetkoder Daha Ne Zamana Kadar Doðayý Ve Saðlýðý Kirleteceðiz Diye Sordu.. Çevre Ve Tüketici Haklarýný Koruma Derneði (ÇETKODER) Genel Baþkaný Mustafa Göktaþ toplumsal kalkýnma, bilinçlenme ve mutabakat adýna yaptýklarý çalýþmalar sýrasýnda ülkemizde kullanýlmakta olan siyah poþetler baþta olmak üzere naylon poþetlerin saðlýða zararý olduðu kadar, çevreye ve doðaya da zararý olduðunu zaman zaman Ahmet Tulgar ahmettulgar@birgun.net Sosyalistler tarih için sokaða çýkarken Baþkalarý için günlük politika, reel politika, politik manevra; yani önü sonu "politika" olan þey, sosyalistler için "politika"nýn çok ötesinde bir þeydir. Hümanizmdir mesela. Felsefedir... Tarihtir... Tarih yazýmýdýr. Ve insan olmanýn gereðidir. Baþkalarý için "politika" yani taktik olan þey; sosyalistler için hayati bir stratejidir. Sosyalistler politika yaparken, politika üretirken; günün koþullarýndan ve gereklerinden çok daha uzun vadeli ilkelere (de) baðlý olduklarý için, ayný zamanda felsefe (de) yaptýklarý için bir de, kendilerini insanlýk tarihi denilen süreçle bu denli baðlantýlandýrdýklanndan, bu sürecin bir yerine koyduklarýndan yani; tarihsel bir görev de yerine getirirler. Tarih önünde bir görev. Tarihin onlarýn önüne koyduðu bir görev. Ve tarih, sadece onu tanýyanlarýn, onu tanýmlayanlarýn; yani tarihsel görevlerini tanýyanlarýn, yaptýklarýný tarihsel bir görev olarak tanýmlayanlarýn önüne tarihsel görevler koyar... Dünyanýn her yerinde, her ülkesinde... Tarih bazen çok zarif, bir sonbahar yapraðýnýn yere deðiþi gibi, bu kadar zarif yani; ama bazen de bir saðanaðýn inmesi gibi ya da daha sabahýn ilk saatlerinde güneþin bütün yakýcýlýðýyla ortada olmasý gibi müthiþ bir þiddetle, bir güçle koyar bu tarihsel görevi onu tanýyanlara. Sosyalistlere. Sosyalistlerin haklýlýðý bu görevi felsefi, felsefeyle tanýmlayýþlarýndan gelir. Sosyalistlerin öngörüsü bu görevi tarihsel, tarih içinde bir yerde durarak tanýmlamalarýndan ve tarih içinde bir yerden harekete geçerek ifa etmelerinden gelir. Ve sosyalistler yaptýklarýnýn felsefi ve tarihsel anlamýný bildiklerinden ötürüdür ki, yaptýklarýnýn felsefi ve tarihsel anlamýndan ötürü yani, yaptýklarýnýn ne olduðunu doðru tanýdýklarýndan, doðru tanýmladýklarýndan ötürü yani... Yaptýklarýný doðru adlandýrýrlar. Yaptýklarýnýn adýný doðru koyarlar. Manifestolarýnda da, programlarýnda da, bildirilerinde de, sloganlarýnda da... Ýþte þimdi bir kez daha... Savaþ tacirleri... Silah komisyoncularý... Emperyalistler... Egemen sýnýflar... Emperyalistlerin iþbirlikçileri... Egemen sýnýf hizmetlileri... Taþeronlar... Lobi beslemeleri... Reel politika fýrsatçýlarý... Kapitalistler... Faþistler... Medya manipülatörleri... Ýhale takipçileri... Bir ülkede... Türkiye denilen bu ülkede... Üstelik artýk kontrollerinden de çýkmak üzere olan bir sürece hâlâ ivme kazandýrmayý sürdürür... Ýnsanlarý birbirinden uzaklaþtýrýr... Koparýrken... Yaralar açar, kalpleri kýrarken... Sosyalistler geliyor. Sosyalistler sokaða çýkýyor. Evet. Bir ülkenin yaralarýna merhem olmaya... Açýlan yarýða harç olup dolmaya... Kendilerini bu ülkenin bütün uçurumlarýna köprü yapmaya... "Bosna Olmayalým" diyerek, "Bosna Olmayalým" kadar açýk, sarih, güncel ve tarihsel bir sloganla yaptýklarýnýn adýný koyarak... Tarihsellikten nasibini almamýþlarýn, almak istemeyenlerin, almak iþlerine gelmeyenlerin günlük politikalarýnýn yol açtýðý bir tehlikenin önüne geçmek için... Tarih önünde bir görevi... Tarihin önlerine koyduðu bir görevi... Tarihi bir görevi yerine getirmek... Getirebilmek için... Bugün sosyalistler sokaða çýkýyor. Plastik Poþet Hem Saðlýða Hem Doðaya Zararlý dile getirdiklerini ancak halen naylon poþet kullanýmýnýn hýzla devam ettiðinin altýný çizerek Kamuoyunda yapýlan araþtýrma ve açýklamalardan sonra sadece Büyük çekmece belediyesi siyah poþet kullanýmýný yasakladý. Ardýndan Belediyeler birliði bir karar aldý. Ancak yurt geneli pazarlarda halen ucuz diye siyah poþet kullanýmý devam ediyor. Halkýn saðlýðý bu kadar ucuz mu? dedi. Büyük Kentlerde Acilen Tedbir Alýnmasýný Ýstedi Büyük kentlerde ve özellikle Adana, Mersin, G.Antep, Diyarbakýr, K.Maraþ, Adýyaman, Þ.Urfa, Niðde, Aksaray, Konya, Antalya, Bursa, Ýzmir, Ýstanbul, Ankara, Balýkesir, Eskiþehir, Hatay, baþta olmak üzere ülke geneli tüm illerde daha fazla önem verilmesini ve iþin takip edilmesini isteyen ÇETKODER Genel Baþkaný Göktaþ Dünyanýn birçok yerinde naylon poþetin her türlüsü, her rengi yasaktýr. Çünkü bunlar sadece insan saðlýðýný deðil doðanýn dengesini de bozuyor. Doðada bu naylon poþetler 100 yýlda kaybolmuyorlar. Büyük bir çevre kirliliðine yol açýyorlar. Dünya bunu gördü ve hiç ummadýðýnýz ülkeler bunu yasakladý dedi. Ýþte Size Yasak Ülkeler ÇETKODER Genel Baþkaný Göktaþ, Bakýnýz: Hindistan, Kenya, Güney Afrika, Uganda, Raunda gibi, size komik gelecek ama, yasak olan bu naylon poþetler bu yýl Ýngiltere de Londra da alýþ veriþ maðazalarýnda da yasaklandý. Hem de, her rengini yasakladýlar. Üstelik Ýngiliz hükümeti naylon poþetin kullanýmýný azaltmak için deðiþik ekonomik ve sosyal yollara da baþvuruyor. Bir kýsým maðazalar orada müþteriden, yani tüketiciden poþet baþýna para alýyor. Bir kýsmý ise poþetlerde kalýcý olsun adý altýnda astronomik fiyat uyguluyor. Sýrf müþteri, tüketici kullanmasýn diye. Ýþin garibi, plastik poþetlere karþý ilk yaptýrýmý 2002 de Ýrlanda yapmýþtý. Poþet baþýna 15 sent vergi almaya baþlayan Ýrlanda, tüketimi böylelikle yüzde 90 düþürmüþ. ABD de ise San Francisco kentinde alýþveriþ merkezleri ve eczanelerde petrol bazlý poþet kullanmak yasaklanmýþ. Bu yýl poþet kullanýmýný baþkent Paris te yasaklayan Fransa ise bu yasaðý 2010 da tüm ülkeye yaymayý planlýyor. Ýtalya da da benzer bir yasaðýn hazýrlýklarý yapýlýyor dedi. Bizde Ýþi, Her Tür Uyarýya Raðmen Ciddiye Alan Yok ÇETKODER Genel Baþkaný Göktaþ, Ama iþ bizim ülkemize gelince bu iþle ilgili ciddi bir çalýþma bulunmuyor. Üstelik bu konuda saðlýða zararlý olduklarýndan dolayý Çukurova üniversitesi hocalarýnýn da araþtýrmalarý var. Bu araþtýrmalarý da kamuoyu ile paylaþtýlar. Bizde fikrimizi söyledik. Günlerce basýnda yer aldý. Halen basýnda deðiþik ve saðlýk açýsýndan ürkütücü haberler çýkýyor. Bizim ülkemizde insan saðlýðý, çevre ve doðanýn saðlýðý bu kadar ucuz mu arkadaþ? dedi. Poþetten Vazgeçilsin, File, Kaðýt Torba Kullanýlsýn ÇETKODER Genel Baþkaný Mustafa Göktaþ, Naylon poþetten vazgeçilmesi kese kaðýdý olarak bilinen geri dönüþümünde sakýnca olmayan kaðýt torbalarýn kullanýlmasýný, file uygulamasýnýn baþlatýlmasýnýn daha doðru olacaðýný, dünyanýn geliþmiþ ülkelerinde de kaðýt torbalarýn kullanýldýðýný, kese kaðýdý olarak bilinen üçüncü hamur kaðýttan yapýlan torbalarýn kullanýlmaya baþlandýðýnýn altýný çizerek Plastik torbalarýn ucuzluðu batsýn. Doðada 100 yýl kaybolmuyor. Etraf plastik torba atýðýndan geçilmiyor. Bunlarýn sadece yüzde 1 nin geri dönüþümü oluyor. Yüzde 99 u ise doðada 100 yýl saðlýk bozuyor, çevre kirliliðine sebep oluyor, ekolojik dengeyi bozuyor dedi. Dünya Tüketimi 1 Trilyon Civarý Dünya genelinde yýllýk plastik poþet üretiminin ise 750 milyar-1 trilyon arasýnda olduðu bildiriliyor diyen Göktaþ, Dakikada 1 milyon poþet üretiliyormuþ. Dört kiþilik bir ailenin bir yýlda kullandýðý poþet sayýsý ise 1460 olarak hesaplamýþlar. Olacak iþmidir bu? þeklinde seslendi. Doðal Denge Bozuluyor Canlýlar Hayatýndan Oluyor Doðada bir çok canlýnýn bu yüzden hayatýný kaybettiðini hatýrlatan Göktaþ, Yapýlan deðiþik araþtýrmalarda her yýl 100 bin kuþ, birçok balina ve kaplumbaðanýn plastik torbalardan yüzünden öldüðünü basýnda okuyor ve görüyoruz. O yüzden ülkemizde de buna acil bir tedbir alýnmasý gerekli hassasiyetin gösterilmesi lazým dedi. Küresel Ekonomi, Çevre Ve Doða Kirliliðinde ABD Gerçeði ÇETKODER Genel Baþkaný önemli bir konuya da dikkat çekti. Göktaþ, Küreselleþen iþlerde, küresel ekonomi dedikleri saplantýnýn içinde, küresel ekonomiye sahip olan bir kýsým ülkelerin oyunlarýna gelinmemesini söyleyerek Sadece ABD'nin cevre sorununa duyarlý olmasý halinde dünyanýn cehresi deðiþir saptamasýný yaptý. Dünya nüfusunun % 5'ine denk gelen Amerika da her yýl dünya kaynaklarýnýn üçte birini tüketilmekte olduðunu söyleyen Göktaþ, Çevreye zararlý kimyasal atýklarýn yarýsý ABD'ye aittir dedi. ABD'deki ailelerin sadece % 25'i her ay 10'ar adet az plastik çöp torbasý tüketse, yýlda 2.5 milyar plastik torba çöpe gitmemiþ olur diyen Göktaþ, bunun yaný sýra, Amerika'da her gün yaklaþýk 140 milyon araç trafiðe çýkmakta ve günde 6.5 milyar km yol alýnmaktadýr. Bu, ortalama, günde 760 milyon litre benzin demektir, diyerek dünyanýn ekolojik dengesi ile nasýl ve kimler tarafýndan oynandýðýnýn ve kendi gelecekleri ile ilgilide Ortadoðu da nasýl hesaplar yaptýklarýnýn altýný çizdi. Her yýl ABD de 50 milyon ton kaðýt tüketildiðini söyleyen Göktaþ, Bu kadar kaðýt için 850 milyon aðacýn kesilmesi gerektiðini biliyor musunuz? diye sordu. Saðlýklý Doða, Saðlýklý Ýnsan Daha sonra Göktaþ, iþte biz ülke olarak bu hassas dengeleri gözeterek, doðayý çevreyi en az bir þekilde kirletmenin yollarýný aramalýyýz ve insan saðlýðýna daha fazla önem vererek, saðlýklý doða, saðlýklý insan diyerek yola çýkmalýyýz. Bunun içinde naylon poþet uygulamasýndan vazgeçilmesi yönünde gayret sarf etmeliyiz dedi.

Yaðýþlý En Yüksek 0 C En Düþük 0 C 13 4 Uzmanlar hükümetler için çalýþtý: Ýklim kýlavuzu hazýr Birleþmiþ Milletler Hükümetlerarasý Ýklim Deðiþikliði Paneli'nin dördüncü raporundan bir de kýlavuz çýktý. Amaç, politikacýlarýn Bali'deki zirveye hazýrlýklý gelmesi... AP - VALENCÝA - Nobel Barýþ ödüllü Bodrum u su bastý Muðla nýn Bodrum ilçesinde, þiddetli yaðýþ yaþamý olumsuz etkiledi. MUÐLA - Sabah saatlerinde baþlayan ve kýsa süre devam eden þiddetli yaðýþ nedeniyle, kent merkezi ve beldelerde, birçok ev ve iþ yerini su bastý. Bazý iþ yerlerinde önemli çapta maddi hasar oluþtu. Þiddetli yaðýþ nedeniyle ilçede bazý dereler taþtý. Hilmi Oran Meydaný, Barlar Sokaðý olarak bilinen Cumhuriyet Caddesi, Sanatokulu ve Üçkuyular caddeleri ile Omurca Dere Sokak ta rögar ile mazgallarýn yetersiz kalmasý nedeniyle su, yaklaþýk 40-50 santimetre yükseldi. Þiddetli yaðýþ, trafikte de aksamalara neden oldu. Yetkililer, kentin bazý bölümlerinde kýsa Birleþmiþ Milletler Hükümetlerarasý Ýklim Deðiþikliði Paneli (IPCC) dördüncü raporunu dün yayýmladý. Günlerdir beklenen raporda Dünya'nýn gittikçe artan hýzda ýsýndýðý, küresel ýsýnmanýn insanlarýn büyük acýlar çekmesine Yükselen okyanus suyu içme suyuna tehdit ve bazý hayvan türlerinin yok olmasýna yol açabileceði söyleniyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun raporun yayýmlanmasý üzerine, "Ýklim deðiþikliðinin muhtemel sonuçlarý o kadar korkutucu ki, ancak acil küresel önlemlerle sonuç alabiliriz" dedi. Panele üye olan bilim insanlarýnýn altý senelik araþtýrmalarýyla, binlerce sayfalýk bilimsel veriyi özetleyen 'sentez raporu'nun hazýrlanmasý altý gün sürerken, bu sene yeni bir uygulamayla politikacýlar ve hükümetler için raporu özetleyen bir kýlavuz da hazýrlandý. Fakir ve yaþlýlar ilk sýrada Kýlavuz ve raporda, iklim deðiþikliðinin kanýtlarý, insanlarýn ürettiði sera gazlarýnýn küresel iklime etkisi ve alýnacak önlemlere baðlý olarak deðiþen iklim senaryolarý anlatýlýyor. Raporun önsözünde, iklim deðiþikliðinin varlýðýndan artýk þüphe duyulamayacaðý belirtilirken, küresel ýsýnmadan en çok fakir ve süreli elektrik kesintileri olduðunu bildirdiler. Bodrum Belediye Baþkaný Mazlum Aðan, þiddetli yaðýþýn Bodrum un Torba mevkisinde bazý ev ve otellerde su baskýnlarýna neden olduðunu, ekiplerin bu bölgede çalýþmalarýný aralýksýz sürdürdüðünü kaydetti. Aðan, Torba da bazý ana ve ara yollarýn suyun yükselmesi nedeniyle trafiðe kapandýðýný, ekiplerin çalýþmasý sonucu bu yollarda trafiðin normale döndüðünü belirtti. Alt yapýnýn yetersiz olduðunu söyleyen vatandaþlar ise ev ve iþ yerlerini basan sularý kendi imkanlarýyla tahliye ettiler. Marmaris te de, öðle saatlerinde baþlayan ve aralýksýz devam eden þiddetli yaðýþ nedeniyle derelerin taþmasý sonucu çok sayýda iþ yerini yaþlýlarýn etkileneceði, açlýk ve hastalýk salgýnlarýnýn yayýlacaðý, kuraklýk ve sellerin dünyanýn en fakir bölgelerinde sýklaþacaðý, hayvan ve bitki türlerinin de olumsuz etkileneceði söyleniyor. Kýlavuzun Kyoto Protokolü'nün devamý niteliðinde bir anlaþmanýn gelecek ay tartýþýlacaðý Bali zirvesine katýlacak hükümet yetkililerini bilgilendirmesi amaçlanýyor. Çevre gruplarý raporun kendinden emin, güçlü kelimeler kullanýlarak yazýlmýþ olmasýný vurgularken, Bali'deki zirve öncesinde tüm yetkililerin raporu inceleyerek bilgilenmeleri gerektiðini söylüyor. Greenpeace yetkilileri, "Bali dönüþünde yetkililerin ellerindeki raporlarýn her sayfasý kývrýlmýþ, satýrlarýn altý çizilmiþ, boþluklara not alýnmýþ olmalý" diyor. Dünya Doðal Hayatý Koruma Derneði yetkilileriyse 'bazý hükümetlerden gelen yoðun baskýlara raðmen' cesur bir rapor yayýmladýklarý için panel üyelerini tebrik ediyor. Radikal su bastý. Ýlçede çok sayýda maddi hasarlý trafik kazasý meydana geldi. Marmaris-Datça karayolunda bulunan tahliye kanallarý ve mazgallar yetersiz kalmasý ulaþýmda aksamalara neden oldu. Ýçmeler mevkiinde meydana gelen heyelan nedeniyle Marmaris-Datça karayolunda ulaþým güçlükle saðlanýyor. Yaðýþlarýn yarýn da devam edeceðini belirten yetkililer, vatandaþlarý tedbirli olmasý konusunda uyardýlar. Ntv Su miktarý sabit ama içme suyu kalitesi azaldý kolay hale getirdiðini vurguladý. araþtýrmacýlar, plaj kumlarýnýn yeraltý "Topraðýn karmaþýk yapýsý tuzlu ve tatlý su karýþýmýný artýrabilir" diyen bilimadamlarýndan Motomu Ýbaraki, araþtýrmalarýn çoðunda kýyý sularýnýn tuzlu suya karýþýmýný falezlere göre daha kolay hale getirdiðini vurguladý. çizgisinin deniz sularýnýn yükselmesiyle 100 metre geriye çekilmesi sonucu tatlý suyun da 100 metre Yeryüzünde su miktarýnýn sabit olduðunu Küresel ýsýnmaya baðlý olarak okyanus sularýnýn yükselmesi yüzünden, içme suyu sýkýntýsýnýn þimdiye dek sanýldýðýndan daha büyük olabileceði bildirildi. Ohio eyalet üniversitesinden araþtýrmacýlar, deniz suyu seviyesinin artmasýyla yeraltý sularýnýn sanýldýðýndan yaklaþýk yüzde 40 daha fazla emilebileceðini gördü. Çok sayýda kýyý bölgesinde deniz suyunun yeraltý suyuna sýzabileceðini ve tuzlu suyla tatlý suyun karýþma düzeyinin kýyý yapýsýna baðlý olduðunu söyleyen araþtýrmacýlar, plaj kumlarýnýn yeraltý sularýnýn tuzlu suya karýþýmýný falezlere göre daha gerilediðinin görüldüðünü, bilgisayar ortamýnda yapýlan bu son araþtýrmanýn da tatlý su kaybýnýn yüzde 40'a varabileceðini ortaya koyduðunu belirtti. Ýbaraki, "yeryüzünde su miktarýnýn sabit olduðunu, ancak içme suyu kalitesinin azaldýðýný" belirterek, "mevcut suyun sadece yüzde 2'sinin içme suyu oluðunu ve suyun büyük bölümünün buzullarda bulunduðunu, dahasý suya talepteki artýþ nedeniyle yeraltý sularýnýn azaldýðýný" söyledi. Endonezya'nýn Bali adasýnda 3-14 Aralýk'ta yapýlacak iklim konulu konferans öncesinde bitirilen araþtýrmanýn bir bilim dergisindeki komiteye sunulmasý ve daha sonra yayýmlanmasý bekleniyor. CNN TÜRK CHICAGO - Küresel ýsýnmaya baðlý olarak okyanus sularýnýn yükselmesi yüzünden, içme suyu sýkýntýsý tahmin edildiðinden daha büyük olabilir. Ohio Eyalet Üniversitesi araþtýrmacýlarý deniz suyu seviyesinin artmasýyla yeraltý sularýnýn sanýldýðýndan yaklaþýk yüzde 40 daha fazla emilebileceðini gördü. Çok sayýda kýyý bölgesinde deniz suyunun yeraltý suyuna sýzabileceðini ve tuzlu suyla tatlý suyun karýþma düzeyinin kýyý yapýsýna baðlý olduðunu söyleyen ancak içme suyu kalitesinin azaldýðýný belirten uzmanlar, "Mevcut suyun sadece yüzde 2'si içme suyu ve suyun büyük bölümü buzullarda bulunuyor, dahasý talepteki artýþ nedeniyle yeraltý sularý da azaldý" diyor. Endonezya'nýn Bali adasýnda 3-14 Aralýk tarihlerinde yapýlacak iklim zirvesi öncesinde bitirilen araþtýrmanýn bir bilim komitesine sunulup yayýmlanmasý bekleniyor. (afp, aa) Radikal