HALİME YÜCEL 1994 ten bu yana çalıştığı Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi nde doçent olarak görev yapmaktadır. Reklam, siyasal reklam, göstergebilim, imge ve söylem çözümlemeleri alanında birçok çalışması, iletişim alanında kitap çevirileri bulunmaktadır. Michel Bourse ile ortak kaleme aldığı İletişim Bilimlerinin Serüveni adlı kitabı Ayrıntı Yayınları ndan çıkmıştır.
Ayrıntı: 709 ScholaAyrıntı Dizisi: 14 İmgeden Yoruma Halime Yücel Halime Yücel, 2013 Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak İllüstrasyonu Rekha Garton / Flickr Getty Images Turkey Kapak Tasarımı Gökçe Alper Dizgi Hediye Gümen Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No.:244 Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım: 2013 Baskı Adedi: 1000 ISBN 978-975-539-741-2 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.:3 Cağaloğlu İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr
İmgeden Yoruma Halime Yücel
ScholaAyrıntı Dizisi Romantik Muamma Besim F. Dellaloğlu Doğu Mitolojisinin Edebiyata Etkisi Editör: Mehmet Kanar Medya Mahrem Editör: Hüseyin Köse Tıbbileştirilen Yaşam Bireyselleştirilen Sağlık Dr. Deniz Sezgin Uç(ur)amayan Balon Derleyen: Hayri Kozanoğlu Nefret Söylemi Derleyen: Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu Marx ve Weber de Doğu Toplumları Lütfi Sunar Benjaminia: Dil, Tarih ve Coğrafya Besim F. Dellaloğlu Ortak Benlik Nörofelsefi Temellendirme Tahir M. Ceylan Kamusal Alan Der. Éric Dacheux İletişim Bilimlerinin Serüveni Michel Bourse-Halime Yücel Varlık Tutulması Ahmet Bozkurt Nesne Benliği Psikofelsefi Bütünleştirme Tahir M. Ceylan
Annem Gülçin Yücel e
Bir ev yanıyor ama kimseyi ilgilendirmiyor. Buna karşılık elli metre ötede, bir mağazanın vitrininin önünde, televizyon ekranında evlerin yanışı izleniyor. Gerçeği orada, iki adım ötede ama onu küçük ekranda izlemek yeğleniyor: Bu size gösterilmek için seçildiğine göre, yanı başınızda yanan evden daha iyi olsa gerek. İmge uygarlığı doruğunda Romain Gary, Chien Blanc, (Gallimard, Paris, 1970, s. 83.)
İçindekiler Giriş...11 1. İmge Kavramı...15 İmgenin Tanımı...15 İmgeyle Bağıntının Kısa Tarihi...27 İmgenin İşlevleri...37 İmge ve Gerçeklik...43 2. İmgenin Yorumu...68 İmgeye Göstergebilimsel Yaklaşım...76 İmgenin Göstergeleri...92 Örnek Çözümlemeler...191 Plastik Göstergeler...191 İkonik Göstergeler...194 9
Plastik Göstergeler...197 İkonik Göstergeler...198 Sonuç...200 Kaynakça...204 Dizin...213 10
Giriş Günümüzde hepimiz birer imge tüketicisiyiz. Ekranlar, kitaplar, basın, müzeler, reklam, bizi her gün imgelerle karşı karşıya getiriyor. Bu imgeler çoğunlukla ilk anlamlarıyla, bir başka deyişle düz anlamlarıyla tüketiliyor. İmgelerin yoğunluğu, yolda yürürken ya da taşıttayken karşımıza çıkma hızları düşünülürse olağan bir durum bu. Örneğin en sık karşımıza çıkan imgelerden olan reklam imgeleri, çabucak görülüp algılanıyor, üzerinde düşünülmesi için fazla zaman harcanamıyor. Böylece bilinçaltında gerekli iletiler gönderilebilirken, imge tüketicisi her zaman bunun farkına varamıyor. Wittkover in belirttiği gibi her gün üzerimize gelen görsel iletilerin büyük bölümüne körüz biz. 1 Bunda da şaşı- 1. Wittkover, Allegory of the Migration of Symbols, Thames and Hudson, Londra, 1977. 11
Halime Yücel lacak bir durum yok; çünkü imgelerin çokluğu göz önüne alınırsa, bunları her gördüğümüzde incelemenin yaşamımızı olanaksız kılacağı düşünülebilir. İmgelerin anlaşılması gerekliyse de isteğe bağlıdır; ayrıca tek bir imge yorumu da imgenin her içerdiğini, tüm anlamlarını gösteremez, yetersiz kalır. Bu da imgenin tek eş değerinin kendisi olduğunu düşündürür. Bu kitabın amacı da tükettiğimiz imgeleri, çağdaş iletişimin bu önemli aracını daha iyi anlayarak yorumlamaya yardımcı olmak. İmgeleri inceleyip çözümlemek, onlara edilgen olarak maruz kalmamak için gerekli. Ayrıca imgeleri anlamak, günümüzde yaygın görülen imge korkusuna ya da sakınımına bir çözüm oluşturabilir. Bunun için öncelikle konumuzu tanımlamaya çalışacağız, imgenin olası tanımlarını, türlerini inceleyeceğiz. İmgenin bu kadar tartışmalı bir kavram olmasının nedeninin gerçeklikle bağıntısından kaynaklandığı düşüncesinden yola çıkarak, imge konusundaki sakınımlarını dile getiren dinlerin, düşünürlerin savları ışığında imge ve gerçeklik bağıntısını ele alacağız, imge konusundaki güncel sorgulamalara yer vereceğiz. İmgeyi anlamanın, imgenin olası olumsuz etkilerinden korunmanın en iyi yolunun imgeyi çözümlemek olduğu düşüncesiyle imge yorumuna, bir başka deyişle imgeyi okumaya değineceğiz. Bir imgeyi yorumlamak yalnızca gördüğümüzü, düşündüğümüzü belirlemek değil, ona verilen anlamlar akıntısı boyunca yol almaktır. İmge söz dinlemez, izlediği, uydurduğu bir modeli izler. İmgeye girmek, imgeyi anlamak, metni okumak ve anlamaktan daha farklı bir bilişsel etkinlik gerektirir. Bunlar kendine özgü, karşılaştırılamayacak etkinliklerdir kuşkusuz. İmgelerin nasıl bir işlev gördüğünün incelenebilmesi için, kendilerine özgü ilkeler doğrultusunda okunmaları gerekir. Ancak imgenin metin gibi okunması konusu da belirsizliklerle yüklüdür. Bir metnin okunması, keyfi göstergeler bütününden oluşmuş bir dilin ve bir dilsel toplulukça paylaşılan oluşum kurallarının bulunduğunu varsayar. Okuma farklılığının ikinci yönü, yazının okuma düzeninin, metnin kendisince aşılanmasıdır. Bu yolu yazarın önerdiği söz dizimi ortaya koyar. Her okurun sözcükleri, tümceleri, başlıkları atlama olasılığı bulunsa da yazarın yolu ağır basar. Oysa imgenin okunması yolunu, büyük ölçüde bakan özne belirler. 2 İmgenin 2. Groupe Mu, Traité du signe visuel. Pour une rhétorique de l image, Seuil, Paris, 1992. 12
İmgeden Yoruma okunması deyiminden bir nesnenin içeriğini benimseme işlemini anlıyorsak, farklı okuma biçimleri arasında bilişsel benzerlikler bulunduğunu düşünebiliriz. Genelde okunabilir görünebilirle, imge de sözle karşıtlaştırılır. Gerçekten de bir metinle bir imgeye aynı türden bir bakış yöneltmeyiz, bunlar farklı türden zihinsel duruşlar gerektirir. Kimilerine göre bir imgeyi anlamak, bir metni okumaktan daha az çaba ve yeti gerektirir. İmgenin mantıksaldilsel göstergelerin bütününden daha anlaşılabilir ve kavranabilir olduğu düşünülür. İmgenin karşısında düşünce kendini bırakabilir, böylece imge kimi zaman anında bir haz verir. Uyku sırasında bilinçaltının öne çıkması bir imge akınıyla, düşlerle kendini gösterir. Bir imgeye bakıp gözlerimizle taramak bir metni taramaktan farklıdır, imgeyi taramaya istenilen yerden başlanır istenilen yerde bitirilir; oysa metni taramak zorunlu bir okuma yönünü gerektirir: Konuşulan ya da yazılan söylem doğrusaldır. Ancak imgenin iki kutbu vardır, biri andırışımdır, benzerliktir, öteki düzgüdür, keyfi bir biçimde onu bir anlamla birleştirir. Düzgüyü anlamak içinse düzgünün anahtarı gerekir. Biz de bu kitapta, imge çözümlemesinde kullanılabilecek yaklaşımlar arasında, çok anlamlı ve açıklayıcı olduğunu düşündüğümüz bir yöntemi, göstergebilimsel yöntemi, ele alarak imgenin bir söylem gibi okunmasının anahtarlarını sunmaya çalışacağız. İmge çözümlemesini açıkladığımız sayfalar boyunca, göstergelerin değerlendirilmesini somutlaştırmak amacıyla küçük imge çözümlemelerine yer vereceğiz. Son olarak da ayrıntılı iki imge çözümlemesi gerçekleştireceğiz. 13
1 İmge Kavramı İmgenin Tanımı İmge sözcüğü öylesine sık kullanılır ki tüm kullanımlarını kapsayan tek bir tanımını vermek güç görünür. Hem çok farklı alanları kapsar; hem başka düzenden bir olguyla bağlantılı bir sözcük gibidir, insana belirsiz, biraz da uçucu gelir. Çok farklı nitelikteki düşünceleri, olguları ve nesneleri imge diye adlandırırız. Bir çocuk resmi, film, tablo, afiş, grafiti, zihinsel görüntüler, hatta düşler imge sınıfındadır, tüm bu çeşitlilik de tanımlamayı zorlaştırır. Teknik üretim koşulları ve kullanımlarının farklılığı da imgeyi ele almayı karmaşıklaştıran etkenlerdendir. Tablolar, fotoğraflar, dijital imgeler gibi ilk akla gelen imge sınıflarının dı- 15
Halime Yücel şında, MR, ultrasonografi, röntgen filmleri gibi kullanılan kimi tıbbi teknikler de imge niteliği taşır. Marka imajı, kişinin kendi imajı gibi kullanımlar da imgenin salt görüntüye indirgenmesini engeller. Herkes imgeden söz eder, herkes ne olduğunu anlar gibidir; ama tanımı sorulduğunda yanıt vermek çok da kolay değildir. Bu da imgenin çok anlamlı bir terim sayılabileceğini düşündürür. İmgenin heryerdeliğinden, günlük yaşamın çok önemli bir parçasını oluşturduğundan söz edilir. Ancak imge sözcüğünün günlük kullanımının genellikle medyatik imgeye gönderme yaptığını saptayabiliriz. Günümüzde imge, neredeyse reklam ve televizyonun eşanlamlısı gibi anlaşılır; çünkü medyatik imgeler görsel evrenimizin önemli bir bölümünü kaplar. John Berger, en çok gördüğümüz imgenin reklam imgesi olduğunu belirtir. 1 Bu nedenle günlük kullanımıyla imge çoğumuz için reklam, televizyon, daha geniş biçimiyle de ekran imgesi gibi anlaşılır. Böyle olunca imge eleştirisi de medya imgelerinin, reklamların, televizyon programlarının, bilgisayar oyunlarının eleştirisi durumuna gelir. Medyanın ilettiği imgelerin insanları etkileyebileceği ve yönlendirebileceği düşüncesi, günümüzde imgeden sakınımın başlıca nedenidir. Ama tabloların, reklamların, ultrasonografinin, fotoğrafların, çocuk resimlerinin de imge adı altında anılmaları için, kuşkusuz, ortak bir noktasının bulunması gerekir. Bu nedenle güç olsa da imgenin tanımlanması önem taşır. İmge disiplinler ötesi bir nesne olduğundan farklı biçimlerde ele alınabilir. Bir kopya ya da bir benzerlik gibi değerlendirildiği çok olur, bu durumda fizik gerçekliğin yansıması olduğu düşünülür. Kimi zaman algılamanın bir uzantısı, soyut düşüncenin bir aşaması gibi değerlendirilir, kimi zaman da algılama önünde bir engel oluşturduğu öne sürülür. Tüm düşünce sisteminin bir parçası gibi de görülebilir. Bu değerlendirmeler hem bir varsıllık hem bir yanlış anlaşılma ve indirgemecilik kaynağıdır. Elbette imge kavramının birçok tanımı önerilebilir. Tanımların en yaygınlarından biri de imgeyi suretle, temsille özdeşleştirendir. Bu geleneksel tanım kısıtlı da olsa, bizi imgenin kendisinden başka bir varlığı, kavramı, duyguyu temsil etmek özelliğini anımsatır. İmge bu işlevi yerine getirdiğinde orada bulunmayan bir nesneyi var kılar, onun yerini alır. Düşünür Régis Debray e imgenin ölüm- 1. Berger, Görme Biçimleri, Çev. Yurdanur Salman, Metis, İstanbul, 3. Basım 1988, 1. Basım 1986, s. 8. 16