Yok mu Türk ü koruyacak?

Benzer belgeler
Oylar bölünmesin Türkiye bölünmesin!..

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Devrim Öncesinde Yemen

Cumhuriyet Halk Partisi

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

"Obama'nın Suriye politikası utanç verici"

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

Kerkük, Telafer, Kerkük...

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

Fransa'da, Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Fransız Dergisi'ne baskın düzenlendi ve 12 kişi öldürüldü.

ACR Group. NEDEN? neden?

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI!

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM YORUMLARI VE SONRASINDA BİZİ BEKLEYENLER

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Kuzey Irak'a harekat

Kazandı ama bu sonuç Erdoğan ı mutlu etmez

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

OYUN İÇİNDE OYUN KERKÜK - Genç Gelişim Kişisel Gelişim OYUN İÇİNDE OYUN KERKÜK ALİ KERKÜKLÜ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. BÖLÜM - IRAK TÜRKLERİ 1 / 14

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ KAMUOYU ARAŞTIRMASI. Ağustos, 2014

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

MUSUL OPERASYONU, IRAK IN GELECEĞİ VE TÜRKMENLER KONFERANSI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.11, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Suriye de çok sayıda ülkenin dolaylı olarak katıldığı büyük bir savaş söz konusudur.

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü. 10 Ağustos için gerçekleştirilmiştir.

Irak taki Gelişmeler ve Türkiye (II) Irak ta Bugünkü Durum

KARARSIZ AK PARTĠ SEÇMENĠ PARTĠSĠNE DÖNÜYOR

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Avrupa da Yerelleşen İslam

Samsun daki Pontusçu Faaliyetler

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

DEVLE: TELAFERLİLERİN BİRÇOĞU HERŞEYLERİNİ BIRAKIP ŞEHRİ TERK ETTİLER.



Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Afganistan şimdi Trump'ın savaşı haline geldi

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

Halk Erdoğan'a Ey Tayyip, ananı da al ve git demiştir. Uğur Mumcu yine haklı çıkmıştır.

Siyasette kutuplaşma. Ahval 13/8/2018

Soru şudur: 25 yıldan fazla yaşadığınız bir ülkenin insanı olmaz mısınız?

Kürtler gerçekten de ABD'nin umrunda mı?

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Cumhuriyet Halk Partisi

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

İNTİHAR EYLEMLERİ Kasım 2003 İstanbul Saldırıları HALİM ALTINIŞIK STRATEJİ-GÜVENLİK-YÜZ OKUMA UZMANI

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim CHP

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

15 Ekim 2014 Genel Merkez

PYD, PKK nin Suriye kolu olarak da biliniyor.

Başbakan Erdoğan'ın adaylığı dünya basınında

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

Yine yapmak istediklerimizden birisi olan, spesifik sektörlerde, belki daha az, ama daha etkin iş adamları seyahatlerini önemsiyoruz ve buna

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

Türk Kamuoyunun ABD ye ve Amerikalılara Bakışı Araştırması

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

1979 Kabe Baskını'nın yeni görüntüleri ortaya çıktı

ekonomi olduğu görülüyor. Erken seçim olma ihtimalinin zor olduğu, AKP'nin ekonomide rahatlama yaşatmadan seçimi tekrarlatmasının mümkün olmadığı görü

TURAN: KERKÜK Ü IŞİD TEHDİDİNDEN KORUMAk VE ELİMİZDE KALMASI EN ÖNEMLİ HUSUSLARDIR.

Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler. 15 Ekim 2015, İzmir. Sayın Bakanlarım, Valim. Sayın MV'lerim,

Yaz l Bas n n Gelece i

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

MİLLETLERARASI İLİŞKİLER VE GÜVENLİK AÇISINDAN MEDENİYET SÖYLEMİNİN PSİKOLOJİK ANALİZİ

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

SAYIN BASIN MENSUPLARI;

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

BALYOZ ZULMÜ KARŞISINDA SUSUP SİNENLER UTANSIN

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

10SORUDA AİLE SİGORTASI

frekans araştırma

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

Fırat Kalkanı harekatı Başladı

Transkript:

2 Unutulmaz Kapaklar Yok mu Türk ü koruyacak? İÇİNDEKİLER UNUTULMAZ KAPAKLAR BAŞYAZI Gökçe Fırat Ortadoğu nun haritası yeniden çizilirken Türklerin, Kürtlerin ve Arapların geleceği GÜNDEM Özgür Erdem Çatı Aday da bütün muhalif kesimler birleşmeli Ali Özsoy Tayyip in teröristleri Türkmenleri katlediyor 8 Hazar Arısoy Tayyip in Türk süz Kuzey Irak planı 10 Erkan Karaarslan İçimizdeki IŞİD çiler: Türk medyası 12 Tamer Işıtır Erdoğan Kut Savaşı ndan haberdar mı? 14 Feyzullah Budak PKK destekçileri 16 ŞİİR Ozan Baraklı Hunlar 17 2 3 6 11 yıl önce ABD nin Irak işgali başladığı zaman ABD saldırısıyla birlikte Peşmergeler de fırsatını kolladıkları zamanı bulmuş ve Türk Kerkük te, Türkmen katliamına başlamıştı. Gazetemizin 38. sayısında kapaktan Kerkük te susan Diyarbakır da susar! Yok mu Türk ü koruyacak? demiştik. Çünkü akan Türk kanı, sadece Kerkük le sınırlı kalmayacaktı... 11 yıl önce Türkler katlediliyordu... Aradan 11 yıl geçti, bir şey değişmedi. Aynı coğrafyada Türkler yine katlediliyor... Kadın erkek, genç yaşlı... Hem de iktidardaki Türk düşmanının besleyip büyüttüğü IŞİD isimli kan içiciler tarafından Büyük Osmanlı hayalleri içinde kimse sabrımızı zorlamasın demekten başka bir şey yapmayan Türk düşmanı, Türkmenlerin katledilişini izliyor, tıpkı bayrağımızın indirilişini izlediği gibi Gazetemizde 11 yıl önce şöyle yazmıştık: Türkiye bugün saldırı altında. Bu saldırıdaki konumumuzu, yaşadıklarımızla birleştirerek ifade edersek, kan kaybediyoruz. Türk varlığını temel alan bir politikada, kan kaybıyla toprak kaybı arasındaki ilişki çok açıktır. Türk kan kaybederken, Türk düşmanı bunu susarak izlemekte ve Türkleri daha beterine doğru sürüklemektedir. Türk düşmanı yazmayın, çizmeyin, konuşmayın dese de her Türk de ne olup bittiğini gayet iyi biliyor. Türk, canına kasteden düşmanlarına karşı Yok mu Türk ü koruyacak diye isyan ediyor... Türk düşmanı akıttığı Türk kanında boğulacak! GÜNDEM Hüseyin Adıgüzel Cumhurun başkanı mı devletin başkanı mı? 18 Bünyamin Aka Yaşadıklarımız, işgal altında ve diktatörler ülkesinde olur 20 ARAŞTIRMA Kaya Ataberk Doğuda devletin tasfiyesi, aşiret-tarikat rejiminin yeniden kuruluşu 22 GÖKÇE FIRAT TAN HAFTANIN TWEET LERİ 24 ARAŞTIRMA Tuğrul Çelik Türk tarihinde kurt izleri (III): Bozkurt un çocukları: Türkler 26 Mustafa İzberk Anacım!.. Anadilim?!. ULUSKENTLİ Dr. Özer Bostanoğlu BOP ve İstanbul daki çılgın projelerdeki çılgınlık 30 TARİHSEL STRATEJİ Prof. Dr. Şener Üşümezsoy Kuzey Ege fay sistemi, Güney Ege fay sistemi ve Midilli fay sistemini nasıl ektiler? 32 MAYA Ünal Yaltırık Genel Kurmay Başkanları TARİHİN ARKA SOKAKLARI D. Ahsen Batur Böyle inanırdı eskiler ŞİİR Murat Haydaroğlu Bayrağım 37 28 35 36 TÜRKSOLU Haftal k Siyasi Gazete Y l: 12 Say : 453 22 Haziran 2014 Fiyat : 5 TL Sahibi ve Sorumlu Yaz iflleri Müdürü: leri Yay nc l k Reklamc l k Ltd. fiti. ad na Fehmi Özgür Erdem Genel Yay n Yönetmeni: Ali Özsoy YÖNET M YER : stiklal Cad. mam Adnan Sok. Ça atay flhanı. No: 11 D: 38 Beyo lu - stanbul stanbul rtibat: (0212) 292 65 26-28-29 Ankara rtibat: (0312) 438 00 70 e-posta: iletisim@turksolu.com.tr Internet adresi: www.turksolu.com.tr Abonelik Kifliler: 300 TL Kurumlar: 600 TL Yurtd fl : 250 euro / 350 $ Abonelik servisi: abone@turksolu.com.tr Bas ld Yer: İstiklal Matbaası Yıldız San. Sit. Kat:3 Cevizlibağ - İstanbul Tel: (0212) 481 92 57 TÜRKSOLU nda ç kan tüm yaz lar n haklar sakl d r. zin al nmadan ve kaynak gösterilmeden ço alt lamaz, da t m yap lamaz. Yay n türü: Yayg n süreli. Yazılarınızı yayınlanması için yazi@turksolu.com.tr adresine gönderebilirsiniz. YAYIN KURULU Gökçe Fırat Özgür Erdem Ali Özsoy Kaya Ataberk Serap Yeşiltuna Okan İşbecer Nur Bostancıoğlu Tuğrul Çelik Kuzey Fırat Hazar Arısoy İsmail Bostancıoğlu Tamer Işıtır GERÇEĞİN İÇİNDEN Ali Rıza Safa Evrensel tuzak: Kur an ın öğrenilmesini engellemek HAFTANIN GÜNDEMİ Okan İşbecer HAFTANIN ÖZETİ Kuzey Fırat OĞLUMA MEKTUPLAR Serap Yeşiltuna Babamız Atatürk ve Türk İstikbalinin evladları GENÇ TÜRK 38 40 42 44 46

3 BAŞYAZI Ortadoğu nun haritası yeniden çizilirken GÖKÇE FIRAT Türklerin, Kürtlerin ve Arapların geleceği gokcefirat@turksolu.com.tr Bugün Kerküklü Türkmen, katledilirken ağıdını Türkçe yakmaktadır. Ağıt Türkçe olduğu sürece, Türkmen ölür ama Türkmenlik yaşar. Bir ulusu güçlü kılan şey öncelikle onun kültürüdür. Kurulan her ordu dağılır. Her silahın devri geçer. Her komutan ölür. Ama kültür hep kalır. Ölüye ağıt yakarsınız ama yaktığınız ağıt, onu öldüren kurşundan da düşmandan da çok daha güçlüdür, yüzlerce yıl yaşatır ölenin milletini. Araplar Ortadoğu da yolun sonuna gelindi. IŞİD in devreye sokulması, haritalara artık son halinin verilmesi anlamına geliyor. Irak ve Suriye, zaten yapay birer devletti, Osmanlı yıkılırken İngiliz-Fransız projesi olarak hayata geçirilmişti. Görüyoruz ki bu iki devlet de, 100 yıllık bir geçmişe rağmen aslında birer devlet olamamış. Ve artık yıkılacaklar. Yapay devletlerin yıkılması, yapay sınırların silinmesi anlamına geliyor. O zaman da bir devlete dayanak olacak etnisite, dil, din ve mezhep unsurları devreye giriyor. İşin esası, Arap diye bir milletin olmaması. Bugün bizim Arap dediğimiz toplum, farklı Bedevi yani göçer kabilelerin tümünü kapsıyor. Oysa Bedeviler, Kuzey Afrika dan Kızıldeniz kıyılarına, oradan Arabistan Yarımadası na kadar uzanan bölgenin yerleşik göçerleri. Dilleri bir olsa bile, İslamiyet ten önce, hiç bir araya gelmemişler, hatta konfederal örgütlenmelere bile gitmemişler. Dikkat edilirse insanlık tarihinde, kabilelerin kavimlere ve milletlere evrilmesinde önemli unsur, bir araya gelmektir. Ama bu Bedevi kabileler hiçbir zaman bir araya gelememiştir. Tam tersine Türk halkları ise, farklı kabileler olarak farklı dilleri konuşsalar bile, hep bir lider tarafından birleştirilmişler ve böylelikle milletleşmişlerdir. Arapların ilk siyasal ve askeri birliğini kuran Hazreti Muhammed dir. O nedenle Arapların etnik kökeninden daha güçlü olan şey, dindir. Ama bu dini de bölmeyi ve parçalamayı başaran Araplar, Sünni ve Şii olarak iki kola ayrılmışlardır. Enteresan bir şekilde bunlar kendilerine Arap demezler, Arap dilli halk da demezler ve elbette Müslümanız da demezler; kendilerini mezhep kimlikleri ile tanımlarlar. Bir Sünni, Arap değildir, Müslüman da değildir; Sünni dir. O kadar ki kendisi ile aynı dili konuşan Şii Arap ı değil, Afgan Sünni yi kendinden görür. Bir Şii, yine aynı şekilde Arap değildir, Müslüman değildir; Şii dir. O da kendisi ile aynı dili konuşan Sünni Arap ı değil, Farsi Şii yi kendinden görür. Bu kimlikleri birleştiren asıl güdü ise, bugün adına cihad denilen kavramdır. Her iki mezhebin de temel direği, karşı mezhebe karşı savaştır. Ortak paydaları sadece ve sadece diğerini yok etmektir. O kadar böyledir ki, her iki mezhep de, karşıtına karşı Amerikalı dan Rus a, İngiliz den Fransız a, herkesle çok rahatlıkla işbirliği yapabilmiştir. Zaten cihad özünde ve son kertede hile demektir! Bu kavramsal sapkınlık, Arap kökenli her iki mezhepte de, en köktenci Şii ve Sünni yorumları ortaya çıkartmıştır. Kavramsal radikalizmi besleyen şey,

4 köksüzlüktür. Bir insanın tarihi ve kökeni onu oluşturmamışsa, o tarihinin, kültürünün ve halkının evladı olarak ortaya çıkmamışsa, ister istemez reddedici, radikal ve yok edici olacaktır. Bu kadar çok radikal Sünni ve Şii terör örgütünün varlığını doğuran temel budur. Milli oluşum yoksa, yok edici bir terör kendisini var edici, yapıcı olarak sunabilir. Bu durumun bir benzerini Marksist kökenli terör örgütlerinde de görebiliriz. Temel aynıdır, milliyetsizlik. Arap dünyasında birlik girişimleri ve hayalleri hep olmuştur. Hatta Nâsır döneminde Mısır, Suriye ve Irak ı kapsayan bir Birleşik Arap Cumhuriyeti bile kurulmuştur ama tutmamıştır. Çünkü Arap coğrafyası, bir bütün değildir. Arap coğrafyası denilen bölgede, hep farklı kültürler ve bu farklı kültürler tarafından yoğrulmuş farklı etnik gruplar oluşmuştur. Ama din faktörü o kadar baskın gelmiştir ki, milletleşme hiçbir zaman tamamlanamamıştır ve tamamlanamayacaktır da. Şimdi yaşadığımız şey, tarihte ilk kez, siyasal ve kültürel sınırların yerini gerçek mezhebi sınırların almasıdır. Şii ve Sünni devleti demek, Arap denilen uydurmaca kimliğin iflasının tespiti olacaktır. Ama işin garibi Şii ve Sünni denilenleri bugüne kadar birleştiren, öteki mezhebe düşmanlık faktörü ortadan kalkınca, kendi içlerinde savaşmaya başlayacaklardır. Mesela Şii devletinin merkezi neresi olacak, Şam mı, Necef mi, Kum mu? Ya Sünniliğin merkezi? Göreceksiniz, hemen ardından mezhepler içi fraksiyon savaşları başlayacak. Milletleşmenin tamamlanmadığı bölgeler, daima dinler ve mezhepler savaşına sahne olmuştur. Tarihin ilk milletleşen halkı olan Türkler, kendi aralarında bu nedenle bir din ve mezhep savaşına -bir iki küçük istisna dışındagirmemişlerdir. Mezhepleşme ve dinleşme milletleşmeden sonra gelirse, yani temel milletleşme ise, mezhep ve din savaşı oluşmaz. Türk tarihi bunun en güzel göstergesidir. Milletleşmeye geç giren Avrupa da ise durum tam tersidir. Avrupa nın uzun yıllar süren mezhepler savaşını bitiren, milli kimliklerin oluşması idi. Ama bu kimlik Latin ortak paydasında oluşmadı, etnik temelli milli kimlikler ön plana çıktı. Her mezhep birer etnik temel oluşturdu. Türk tarihinde Türklerin pek çok dini ve mezhebi kabul edip Türk kalmalarının sebebi hikmeti buradadır. Tarihin tek gerçek milleti, o nedenle Türklerdir. (Yahudilerin durumu sonuç olarak aynıdır ama temeli farklıdır) Araplara geldiğimizde, Arapların bu şansı da olmayacak, çünkü Araplığın altında gizlenen birer etnik kimlik de yok diriltilecek, binlerce yıllık bir boşluk ve bedevilik kökeni var. Tarihsiz ve talihsiz bir durum. Arabın bu karmaşadan, terörden kurtulma şansı yok. Ta ki Halifelerin bile kurtuluş olarak Türkleri yardıma çağırması gibi bir durum yeniden cereyan edene kadar! Şu anda Ortadoğu da özellikle de Suriye-Irak bölgesinde sınırlar yeniden çizilirken, Şiilik ve Sünniliğin kurucu birer etnik, mezhepsel ve dini rol oynayacağını görmemiz gerekir ama şunu da bilmeliyiz ki, bu kurucu rol, kendi kendini yok edecek bir mekanizmadır. Araplar, bu kurucu aşamayı da deneyecek ve tekrardan Şii-Sünni savaşına, hatta Şii-Şii, Sünni-Sünni savaşına gireceklerdir. Araplar, ister Sünni ister Şii olsunlar, yükselen bir dini, mezhebi veya etnik kimlik taşımazlar, tüketicidirler, kimse geleceğin devletlerinin Şii ve Sünni devletleri olacağını sanmasın. Kurulacak, savaşacak, bölünecek ve yıkılacaklar. Kürtler Tüm bu tablo içinde, en şanslı grup ise Kürtler. Elbette Kürt diye bir millet yok, tarihsel bir uydurma bu. Ama iş güncele geldiğinde, siyaset daha belirleyici olabiliyor. Yaşadığımız olgu, tam da bu siyasetin ve silahın belirleyiciliği durumu. Kürtler, Irak ta kendi tarihsel yaşam alanlarının ötesinde bir yeri işgal etmiş durumdalar. Ama tarihsel varlığın olmadığı bir bölgede, güncel varlık olamaz, olsa bile uzun süre devam ettirilemez. Nitekim Kürtler, ilk başta işgal ettikleri Musul dan çekilmişler ve burayı Araplara bırakmak zorunda kalmışlardı. İşgal ettiğiniz toprağı dolduracak bir nüfusunuz yoksa orada fazlasınız demektir. Şimdi ise, Kerkük ü ellerine geçirmiş durumdalar. Ama Musul için geçerli olan tarihi yasa burada da geçerli. Kürt, Kerkük ü dolduramayacak kadar zayıf yoğunlukta. Kürtlerin benzer bir girişimi Suriye de de gözlemleniyor. Ama biliyoruz ki Suriye de de Kürt, toprağın ürünü değil işgalcisi. Bugün Kürtler açısından, tüm Suriye ve Kuzey Irak bölgesi için, kazanma durumu var ama bu geçici bir kazanç. Arapların 100 yıllık devletleri nasıl bugün kof birer çadır devleti olarak yıkıldı ise, Kürtlerin mevcut terör devletçikleri de kısa süre içinde yıkılacak. Nasıl ki Arap etnisitesi yükselen bir etnisite değilse, Kürtler için de durum aynı. Kürtlerin şansı, güçlü bir milli motivasyon yaratmış olmaları. Silahlı güçlerini ve arkalarına aldıkları büyük devlet güçlerini de hesaba katalım. Ama bunlar yeterli mi? Elbette değil, hâlâ bu Kürtlerin ortak bir dili yok. Ortak dinleri ve mezhepleri de yok. Ortak kültürel geçmişleri de yok. Hatta ortak bir türküleri bile yok. Yani Kürtlerin işgal ettikleri bölgelerde kalıcı devletleşmeleri için gerekli kültürel ve milli zemin yok. O halde gelecekleri de yok. Bugünün şansı tersine döndüğünde, farklı bölgelerdeki Kürt terör örgütlerinin, kabilelerinin, aşiretlerinin birbiri ile savaşı başlayacak. Ve aynı şekilde, baskın bir Kürt milli oluşturucu gücü, etnisitesi olmadığı için, oluşturulmuş yapay Kürt milliyetçilikleri birbiri ile savaşa tutuşacak. Kürtlerin de en büyük şansı, aslında devlet olamamış olmaları. Şu an bunlara bir devlet verilse, bilin ki o devlet etrafında kavgaları ve bölünmeleri başlar. Bunun farkında olan kimi Kürt politikacılar, o nedenle bağımsız bir Kürt devletindense, hazırda kurulu Türk devletini kullanmayı, ele geçirmeyi akılcı politika görüyorlar. Farz edelim Bağımsız Birleşik Kürdistan kuruldu Tarih kitaplarında ne yazacaklar? Dilbilgisi kitaplarında ne diyecekler? Hatta daha vahimi bir Kürt Milli Eğitim Bakanlığı kurulsa ve eğer dedikleri kadar da Kürt varsa, yani 40-50 milyonluk bir devletleri olacaksa, bu kadar nüfusa açacak okulu diyelim ki Amerika inşa etti, bu kadar okula öğretmeni bulabilecekler mi? Diyelim ki öğretmen buldular, o öğretmenlere maaş verebilecekler mi? O kadar büyük bir çıkmaz içindeler ki Şu anda Kuzey Irak ta tek bir üretim yapan fabrika yok. Sanayi sıfır, tarım da sıfır. Aynı şey Güneydoğu için de geçerli, Suriye için de. Bu Kürtlerin ilk milli bütçelerindeki gelir kalemlerini görmek isterim doğrusu! Devlet demek bütçe demektir Ve bu bir kabileyi, terör örgütünü, aşireti beslemeye benzemez. Yol yapman, okul açman, hastane kurman, memur, işçi, bürokrat beslemen gerekir. Şu anda 80 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti nde 5 milyon devlet memuru var. Kurulacak Kürt devletine en az bunun yarısı kadar memur bulmaya kalksanız, nereden bulacak ve parasını nasıl ödeyeceksiniz? Biz az memur besleriz diyorsanız, tıpkı dandik Irak ve Suriye devletleri gibi, ilk çatışmada yıkılıverirsiniz. Devlet demek her köye ulaşmak, her köye jandarma gönderebilmek, elektrik ulaştırabilmek, elektrik

5 faturasını gönderebilmek ve onu tahsil edebilmektir. Yapabilecek misiniz? Bence, Kürtlere böyle bir imkan verip, heveslerini almaları bile denenebilir! Bırakın böyle bir devletin onlara, anahtarını teslim edin, bir yıl sonra gelip Türklere yalvarırlar! N olur biz size tabi olalım derler. Çünkü Kürt, milletleşememiş o nedenle asla devletleşemeyecek bir topluluktur. Kimi halklar devlet kurabilir kimileri kabile olarak kalır. Tarihin yasasıdır bu. O nedenle geleceğin Ortadoğu sunda Kürtlerin bir devleti olmayacaktır. Kürtlerin Araplara göre şansı var çünkü silahları ve milli bir motivasyonları var demiştik. Ama bu aynı zamanda bir dezavantaj. Bedevi Araplar, hiçbir zaman milletleşemedikleri gibi asla asimile de olamazlar. Onlar milletleşemeyecek kadar düşük bir uygarlık aşamasında oldukları gibi, asimile olamayacak kadar da geri bir seviyededirler. O nedenle Bedevi kalacak ve hep de olacaklardır. Ama Kürtlerin durumu farklıdır. Kürt, milli değil siyasi bir oluşumdur. O nedenle siyaseten güçlü oldukları anda -şimdiki gibimilletleşme aşamasının eşiğine kadar gelebilirler. Fakat tarihin yasası işler, siyaset değil kültür belirleyici olur. Siyasal Kürtçülük hiçbir şekilde Kürt milli kimliğini yaratamaz. Milletleşmenin sınırında oluşan bu halk kütlesi, devletleşme adımında başarısız olacak, milletleşme için yeterince gelişememiş kalacak ama asimile olacak olgunluğa da erişmiş olacaktır. Kürt, bugün vardır yarın yoktur. Tümü birden çok kısa sürede asimile olacaktır. Türkler Bölgenin en şanssız milleti ise Türkler. Türkiye, Anadolu da zor günler yaşıyor. Güneydoğu neredeyse Türklerin hakimiyetinden çıkmış durumda. Suriye ve Irak taki Türkmenler zor günler yaşıyor; on yılık savaş boyunca hep yerlerinden yurtlarından sürüldüler, katledildiler. AKP iktidarı, Türk milleti kavramını aşındırdı, Kürtçülük, Ermenicilik yükseltildi. Türkiye nin kırmızı çizgisi denilen Kürt devleti fiilen kuruldu. Nereden bakarsanız bakın, bölgenin en kaybeden unsuru Türkler. Ancak, haritaya, tarihe ve geleceğe bütünlüklü bakalım. Şu anın en kaybedeni olan Türkler, bizce yarının tek ve en kazanan unsuru olacak. Ortadoğu haritasının değişmesi, yeni bir Kürt devletinin kurulacak olması, Şii ve Sünni devletlerinin ortaya çıkması, bu oluşumların kalıcılığı anlamına gelmiyor. Siyasal konjonktürden, oldu bittiden, silahtan güç alan bu devletçiklerin yaşama şansı yok. Araplar ve Kürtler için tarihi ve adeta genetik olan dezavantaj, milletleşememe. Tarihsel birer millet olmama hali. Türkler içinse tam tersi bir durum var. Türkler sadece bölgenin değil, dünyanın en köklü ve kökü kurutulamayacak, kendini her tarihte, her coğrafyada, her koşulda yeniden var eden milleti. Bugün Balkanlar dan Doğu Türkistan a, Kırım dan Türkmeneli ne geniş coğrafyada Türkler hâlâ yaşıyor. Balkanlar da, Bulgaristan da, hatta Romanya da, Macaristan da, Bosna da, Osmanlı bakiyesi Türk nüfus, hâlâ diri. Uzun bir komünist asimilasyon sürecinden sonra, Türk nüfusu, benliğini yitirmeden ayakta kalabildi ve şu anda Balkanlar ın en canlı etnik grubu. Aynı durum, Orta Asya için de geçerli. Bugün bağımsız birer cumhuriyete sahip olan Orta Asya Türkleri, nerdeyse 200 yıllık Çarlık, 100 yıllık komünizm döneminin, katliamlarından, asimilasyonundan, dipdiri çıktılar. Bugün işgal altındaki Çin in sömürgesi Doğu Türkistan da da benzer bir gerçeklik yaşanıyor. Nüfus kısıtlamasına rağmen Türk yok olmuyor. Ve Türk olarak varlığını sürdürüyor, Çinlileşmiyor. Kuzey Irak ve Suriye için de durum aynı. 100 yıllık Arap hakimiyeti, Türkleri yok edemedi. Bu bölgelerde yaşayan Türkler, mezhepleri Şiilik olmasına rağmen, Araplaşmadılar. Tüm bu olgular, tek bir şeyi ispatlar, tarihi millet, silahla ve siyasetle değil, kültürle var olur. Türk kültürü, bölgenin en güçlü varlığıdır ve hâlâ canlıdır. Bugün Kerküklü Türkmen, katledilirken ağıdını Türkçe yakmaktadır. Ağıt Türkçe olduğu sürece, Türkmen ölür ama Türkmenlik yaşar. Bir ulusu güçlü kılan şey öncelikle onun kültürüdür. Kurulan her ordu dağılır. Her silahın devri geçer. Her komutan ölür. Ama kültür hep kalır. Ölüye ağıt yakarsınız ama yaktığınız ağıt, onu öldüren kurşundan da düşmandan da çok daha güçlüdür, yüzlerce yıl yaşatır ölenin milletini. Türk dili, kültürü, sanatı ve en önemlisi bilinci yepyeni bir gelişme dönemine hazırdır. Geçtiğimiz yüz yıl boyunca, sadece Anadolu da canlı olan Türklük, esaretten kurtulmuş, yeni gelişme ve üreme dinamikleri edinmiş, sürece uyum sağlamış, güçlenmiştir. 30 yıl önce sadece Anadolu da 50 milyonluk bir nüfusun ruhu olan Türklük, bugün hemen hemen tümü bağımsız yaşayan 200 milyon Türk te yeniden mayalanmakta ve yeni bir şekil almaktadır. Bu bakımdan Türklük ve Türk dünyası, en şanslı dönemini yaşamaktadır. Türk ün gücü, tek bir merkeze toplanmaktan gelmez. Türk, geniş coğrafyanın insanıdır. Onu tek bir bölgeye sıkıştırırsanız, o güç merkezi bir süre sonra parçalanır. Çünkü Türk ün yüksek kültürünün ve örgütlenme, savaşma gücünün yarattığı gerilimi, dar coğrafya taşıyamaz. Bu yüksek gerilim geniş bir bölgeye yayılmalı ve her bir Türk grubu kendi yolunu bulmalıdır. Bu bakımdan, yüzyılın başında tek bağımsız Türk toprağı olan Anadolu, Balkanlar, Orta Asya ve Ortadoğu daki esir Türk nüfusu bağrına basamamışsa, yardım edememişse, onlara uzak kalmışsa, sonuçta bu hayırlı olmuştur. Şu anda tüm bu bölgelerde, acı çekmiş ama kendi milli kimliğini direnerek yaşatmış Türkler var. Aksi olsa idi, şu an Türklük sadece Anadolu da sıkışmış kalmış olacaktı. Şu anda Balkanlar da ve Orta Asya da gelişim halindeki Türklük, özellikle Ortadoğu da kriz ve yok alma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kürtler ve Araplar arasında sıkışan, katledilen Türkmenlerin durumu içimizi kanatsa da, Türkmen bu acıyı çekmeli, toprağına tutunmalı, toprağında ölmeli, esir olmalı ama asla ve asla Anadolu ya sığınmamalıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun esir Türk e yapılacak yardım, ona kucak açmak değil, onu gerekirse acısıyla baş başa bırakmaktır. Ancak böylece bir milletin sadece kültürle ve şuurla değil, silahla, örgütle, devletle var olabileceği anlaşılacaktır. Türkler silahlanmak, siyasileşmek, mücadele etmek, savaşmak, ölmek ve öldürmek zorundadır. Çok uzun yıllardır bunları yapmayarak kendi varlığını tüketen bir milletiz. Kendimizi yeniden var etmek ancak mücadele ile olacaktır. Türkler silahlanmak, siyasileşmek, mücadele etmek, savaşmak, ölmek ve öldürmek zorundadır. Çok uzun yıllardır bunları yapmayarak kendi varlığını tüketen bir milletiz. Kendimizi yeniden var etmek ancak mücadele ile olacaktır.

6 ozgurerdem@turksolu.com.tr GÜNDEM ÖZGÜR ERDEM Çatı Aday da bütün muhalif kesimler birleşmeli Çatı Aday aslında bir fırsat. Sadece Tayyip i devirmek için değil, Atatürkçüsü, solcusu, milliyetçisi, muhafazakarı, Tayyip karşıtı ve demokrasi yanlısı bütün kesimlerin birbirini anlayabileceği, birbirinin kaygılarına saygı göstermeyi öğrenebileceği, ortak bir hedef için el ele tutmayı başarabileceği bir süreci başlatabiliriz... Cumhurbaşkanlığı seçimi değil rejim krizi Ağustos ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi çok önemli. Sadece 5 yıl boyunca ülkemize Cumhurbaşkanı olacak birisini seçmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti rejimi (eksikleriyle bile olsa) demokrasi olarak kalsın mı yoksa Tayyip Faşizmi ilan mı edilsin, buna karar veriyoruz. Gezi eylemlerinden sonra Türkiye önemli bir dönemece girdi. Tayyip bu süreçte bütün muhalif kesimlere rest çekmeyi tercih etti. Baskıyı, zulmü artırdı. Türkiye Cumhuriyeti adeta bir Polis Devleti oldu. Artık sokaklarımızda gencecik fidanlarımız katlediliyor, her tür muhalefet darbecilikle suçlanıp susturulmak isteniyor... Tayyip Faşizmi sadece demokrasiyi değil Türkleri öldürüyor Sadece bu değil. Türkiye içte ve dışta terör örgütlerinin pençesinde kıvranan, Diyarbakır ve Musul da bayrağının indirilmesini izlemek zorunda kalan aciz bir devlete dönüştü. Gezi direnişçilerine terörist deyip saldıran Tayyip, Türkleri katleden IŞİD, El Nusra, PKK gibi örgütlere bir türlü terör örgütü diyemiyor. Kısacası Tayyip Faşizmi, sadece demokrasiyi öldürmüyor. Ülkemizde ve Ortadoğu da Türk olan herkes artık namlunun ucunda. Ya IŞİD, ya El Nusra, ya PKK, ya da Tayyip in katil polisi... Öldürülen hep Türkler oluyor... Kutuplaşan Türkiye: Tayyip yandaşları ve Tayyip karşıtları Tabii Türkiye de Tayyip faşizmi bu derece gemi azıya almışken, Türk milleti de tepki göstermekten geri durmuyor. Tarihimizde ilk defa bir lider, kendisine oy vermeyen kesimler tarafından bu derece nefret ediliyor. Öyleyse, Tayyip ten bu kadar nefret eden kesimlerin tümünün birden oyunu alabilecek bir adayla Tayyip in karşısına çıkılabilirse, seçim kazanılabilir. Hesap aslında çok basit. Son yerel seçimleri baz alırsak, AKP nin oyu %43. Hilenin oranını bilemiyoruz, ama şimdilik bu sonucu gerçek kabul edelim. CHP ve MHP nin toplam oyu %44. DSP, HEPAR, DP gibi düşük oy alan merkeze yakın partilerin de toplam oyu %3 civarında. BBP ve SP gibi daha sağda yer alan ancak Tayyip i desteklemeyeceğini düşündüğümüz partilerin toplamı ise %5 gibi... BDP ve HDP nin oy oranı ise %5 civarında. Öyleyse, denklem basit. Tayyip BDP nin oylarını almaya çalışacak. Olacak size %48... BBP ve SP li seçmenden hatta MHP li seçmenden %2 oy koparsa seçimi kazanacak... İşte bu tabloda, muhalefetin çok akıllı bir strateji uygulaması gerekiyor. Tayyip karşıtı bütün kesimleri kucaklayabilecek bir adayla Tayyip %48 i bile bulamayabilir. Malum, hem %43 hileli bir sonuç, AKP nin gerçek oyu değil, hem de yerel seçimlerde kerhen AKP ye oy vermiş ancak Tayyip in Cumhurbaşkanı olmasını da istemeyecek bir kesim söz konusu. Çatı Aday siyasal gerilimi azaltabilir CHP ve MHP liderlerinin Çatı Aday olarak Ekmeleddin İhsanoğlu nu açıklamaları, gündeme bomba gibi düştü. Kimsenin tahmin etmediği, siyasetin çok da tanımadığı bir isim. Ancak, ilk söylemleri nasıl bir aday olacağının ve neden aday olarak belirlendiğinin ipuçlarını veriyor: Asırlardır adaletin ve hoşgörünün hakim olduğu topraklarımızın, artık dünyanın barış ve demokrasi merkezi olması gerektiğine inanıyorum. Çok doğru. Son bir iki yıldır Türkiye hep terörün ve diktatörlüğün merkezi olarak görülüyor. Tayyip El Nusra ve IŞİD gibi terör örgütlerini desteklerken, kendi muhaliflerine de görülmemiş bir terör uyguluyor. Tayyip, 2014 dünyasının en tanınan diktatörü durumuna geldi. Siyaset tekrar normal işleyişine dönmeli. Öncelikle siyaset kurumu korkudan arınmalı: Protesto eylemi yapan vurulmaktan, muhalif yazarlar hapse girmekten, muhalif subaylar darbecilikle suçlanmaktan, yolsuzluk operasyonu yapan savcı-polisler paralel likle yaftalanmaktan, muhalif siyasetçiler meydanlarda Tayyip

7 tarafından yuhalatılmaktan, suratına tükürülmeye çağırılmaktan korkmamalı artık... Siyaset, silahların, küfürlerin, hakaretlerin, asılsız suçlamaların havada uçuştuğu değil, fikirlerin tartışıldığı, projelerin ortaya konduğu asıl mecrasına dönmeli. Bunun Tayyip in Cumhurbaşkanı olması durumunda gerçekleşmeyeceği çok açık. Aksine, Tayyip seçimi kazanması durumunda görülmemiş bir tasfiye ve tutuklama operasyonu başlatacak, bu herkesin malumu... Farklı çevrelerden muhalif partilerin, ortak paydalarda birleşerek bir Çatı Aday da birleşmesi, Tayyip in yarattığı gergin siyaset ortamını yumuşatacak bir hava yaratabilir. Çatı Aday hayalimizdeki Cumhurbaşkanı olmayabilir Tabii, Ekmeleddin İhsanoğlu isminin açıklanmasıyla birlikte başını Perinçek in çektiği bir grup hemen Çatı Aday aleyhinde kampanya başlattı. Ama biz bu oyunu biliyoruz. Hapisten çıkmak için Tayyip le anlaşmışlardı, yerel seçimlerde CHP ye karşı çalıştılar, oylarını böldüler, şimdi de Çatı Aday a karşı çalışıp Tayyip in Cumhurbaşkanlığının yolunu açmaları gerekiyor. Ancak samimi ve dürüst Atatürkçülere bir çağrımız olacak. Çatı Aday adı üstünde bir ortak aday. AKP karşıtı bütün kesimlerin üzerinde uzlaşabileceği bir aday olması gerekiyor. Partimize Genel Başkan ya da derneğimize şube başkanı seçmiyoruz. Normal şartlarda Tayyip e asla oy vermeyecek %52-53 lük kesimin tümünün birden oyunu alabilecek bir ortak aday arıyoruz. Bu aday elbette bu %52-53 ün yüzde yüz benimseyebileceği bir aday olamaz. Bunun imkanı yok. Olsaydı zaten muhalefet 5-10 parça değil, yekpare tek bir parti olurdu. Ancak hem bütün muhalefetin hem de Çatı Aday ın üzerinde yüzde yüz uzlaşabileceği bir mesele var: Bu ülke Tayyip Erdoğan dan ve onun siyaset tarzından, onun faşizminden kurtulmalı. İnsanların siyasi doğrularından tavizler verebildiği, farklı düşünenlerle uzlaşabildiği, ortak bir hedef için ortak paydalarda kenetlenebildiği bir Türkiye zaten Tayyip in asla istemeyeceği bir tablo. Tayyip bütün bunların aksine, kutuplaşmış, farklı düşüncelere tahammül edilemeyen, toplumun kenetlendiği değil birbirine düşman olduğu bir Türkiye yarattı ve Cumhurbaşkanı olup bu durumu daha artırmak istiyor. Atatürkçüsü, solcusu, milliyetçisi, muhafazakarı tüm Türkler uzlaşabilmeli Bu yüzden ilk adımı Tayyip in en tavizsiz muhalifleri olarak biz Atatürkçü-Ulusalcılar atmalıyız. Çatı Aday aslında bir fırsat. Sadece Tayyip i devirmek için değil, Atatürkçüsü, solcusu, milliyetçisi, muhafazakarı, Tayyip karşıtı ve demokrasi yanlısı bütün kesimlerin birbirini anlayabileceği, birbirinin kaygılarına saygı göstermeyi öğrenebileceği, ortak bir hedef için el ele tutmayı başarabileceği bir süreci başlatabiliriz. Bir muhafazakar, yıllarca en büyük düşmanı gördüğü bir Atatürkçüyle ortak kaygılar paylaştığını görebilmeli. Bir solcu 80 öncesi anılarını bir kenara bırakıp bir milliyetçiyle el ele faşizme karşı savaşabileceğini görmeli. Bir Atatürkçü, muhafazakar olmanın illa Atatürk karşıtlığı anlamına gelmediğini, birlikte mezhepçiliğe, dinci bağnazlığa ve siyasallaşıp otoriterleşmiş İslam a karşı mücadele edilebileceğini görmeli. Bir milliyetçi, solcunun da bu vatanı sevdiğini anlamalı, Türk düşmanı Tayyip i birlikte indirebileceğini görmeli. Ortak paydalarda yoğunlaşalım, ilk hedefe odaklanalım, öncelikle en büyük tehlikeden kurtulmanın yollarını arayalım. Çatı Aday da el ele, kol kola, omuz omuza birleşelim. Tayyip i en çok korkutan tablo budur. Muhalefetin birleşmiş, uzlaşmış olması bile Tayyip in projesinin bu topraklarda kök salamayacağını göstermektedir... Hele şu ağır aksak bile olsa, sonuçta var olan demokrasimizi Tayyip Faşizminden bir kurtaralım, gerisi çok daha kolay. Cumhurbaşkanlığı seçimini Tayyip kazanırsa bir daha seçim bile yaşamayabiliriz. Hitler in kazandığı 1933 Almanya seçimlerini hatırlatırız... Sadece Almanlar değil bütün dünya Hitler Faşizminden çekmişti... Türkler yüzlerce yıl, Balkanlar dan Ortadoğu ya, Kuzey Afrika dan Kafkaslar a çok geniş bir coğrafyaya barış, hoşgörü, zenginlik ve huzur getirmiş bir millettir. Tayyip Cumhurbaşkanı olursa, bu coğrafya savaş, kan ve gözyaşıyla kaplanacak. Türkiye başta olmak üzere... Durdurmak elimizde... İlk adımı biz atalım...

8 aliozsoy@turksolu.com.tr GÜNDEM ALİ ÖZSOY Tayyip in teröristleri Türkmenleri katlediyor AKP sessiz değil ortak Selefi terörist örgüt IŞİD in Irak saldırısı sonucunda son iki haftadır oluk oluk Türkmen kanı akıyor. IŞİD savaşıyor ama kimle? Önünden herkes kaçmış. Bölgede tamamen savunmasız kalan bir milyona yakın Türkmen e saldırmaya başladılar. Tayyip Erdoğan ın şu sözleri büyük bir uluslararası suçun gözler önüne saçılması sonucunda çaresiz bir çırpınış gibidir: Yaklaşık 100 kadar vatandaşımız IŞİD in elinde. Biz bunları sağ salim kurtarmanın gayreti içindeyken siz tahrik etmek suretiyle ne elde etmek istiyorsunuz? Lütfen yazılı ve görsel medya, şu süreci tahrik ederek değil, yazmadan, çizmeden fazla da konuşmadan devam ettirmenizi istiyoruz. IŞİD i tıpkı PKK yı desteklediği gibi Tayyip Erdoğan destekledi, besledi, silahlandırdı ve bugünlere getirdi. İlk başta bahane Esad ı devirmekti. Ancak bunun büyük bir yalan olduğu ortaya çıktı. Çünkü Suriye de Esad la savaşmayan tek grup IŞİD. Hatta IŞİD ele geçirdiği petrol kaynaklarını Esad rejimiyle birlikte işletiyor. IŞİD önce ÖSO ya daha sonra da Suriye Türkmenlerine saldırmaya başladı. Hem de Tayyip Erdoğan ın desteğiyle. Tayyip ve Bülent gibileri Türk e kurbanlık koyun gibi ölümü beklemeyi akıllılık olarak salık veriyor. Türk koyun değil Allah ın gazabıdır. Yakında öğrenecek gafiller. Tayyip Suriye ye kimyasal madde kaçırılmasına göz yumdu ve hatta örgütledi. Tayyip güya El Nusra ya silah veriyordu. IŞİD ve El Nusra arasındaki çatışmada El Nusra hemen silindi. Aslında silahlar IŞİD e gidiyordu. Bu belli oldu. En nihayetinde Adana da yakalanan meşhur silah dolu tırların sırrı IŞİD saldırısıyla çözüldü. MİT silahları Suriye Türkmenlerine gönderiyorduk dedi. Ancak Suriye Türkmenleri Nerede silah, tek bir mermi bile bize gelmedi. MİT gerçekten çok gizli çalışıyormuş. dedi. Aslında Tayyip ve ekibi IŞİD in çok önceden bildikleri Irak taarruzu için silah kaçakçılığı yapıyordu. AKP Türkmenler katlediliyorken neden sessiz diyenler fazla saf davranıyorlar. AKP katliamın ortağıdır. Şimdi katliama isyan eden Türk halkına susun, tahrik etmeyin 100 kişinin hayatını tehlikeye atmayın diyorlar. Konsolosluk şovu Bir de tabii ki hayatı tehlikedeki 100 kişi meselesi var. Oysa Dışişleri Bakanı Yardımcısı Naci Koru bakın ne dedi: 49 insanın rehin alındığını düşünmüyoruz. Eğer rehin alınsaydı oturulur pazarlık yapılırdı. Karşılığında bir şey istenen insanlar yok. Allah Allah bu adam paralelci mi? Konsolosluk tezgâhını nasıl bu kadar kolay itiraf edebilir? Gerçekten de ortada rehine meselesi falan yok. Göz göre göre IŞİD Musul a girdi. AKP iktidarı ve Konsolos bunu zaten haftalar önce biliyordu. Kendileri de söylüyor istihbarat zaafları yokmuş. Ahmet Davutoğlu nun diğer itirafı; Konsolosa tahliye emri Korkunç bir intikam sonucu ölümle yüzleşince Biravcalı köyünün Türk kadınları gibi cesur değil korkakça can vereceklerine eminiz. verilmemiş. İnisiyatif Konsolosa bırakılmış. Adeta keyfin bilir denmiş. O zaman iki olasılık var. Ya IŞİD ile AKP o kadar iç içe girmiş ki Konsolosa tahliye emri verme gereği bile duyulmamış. Konsolosluğa dokunmazlar diye düşünülmüş. Ya da resmen IŞİD ve AKP rehin alma işini birlikte tezgâhlamışlar. Bu sayede Türkiye hem güya IŞİD in hedef aldığı ülke olmuş olacak, hem de Türkmenlerin katliamına seyirci kalmak için sağlam bir gerekçe yaratılmış olacak. Yüz binlerce Türkmen Türkiye den yardım dileniyorlar. Dünyaya seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Ama neye yarar? Onlar da sussun ve tahrik etmesin. Bir milyona yakın Türkmen in hayatı ve Türkiye nin onuru Ahmet Davutoğlu ve Tayyip Erdoğan ın göz göre göre IŞİD e teslim ettiği 49 kişiden daha önemli mi?