Ekmelüddîn Bâbertî yi Keşif Yolunda I. Ekmelüddîn Bâbertî Sempozyumu 28-30 Mayıs 2010 Editör Selçuk Coşkun BAKÜTAM Bayburt Kültürü ve Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi
2014 Bayburt Üniversitesi Rektörlüğü Bu eserin tüm yayın hakları, Bayburt Üniversitesi Rektörlüğüne aittir. Yayıncının yazılı izni olmadan kısmen veya tamamen basılamaz, çoğaltılamaz ve elektronik ortama taşınamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Bu kitapta yer alan tüm yazıların dil, bilim ve hukuk açısından sorumluluğu yazarlarına aittir. ESER ADI : Ekmelüddîn Bâbertî yi Keşif Yolunda I.Ekmelüddîn Babertî Sempozyumu BAYBURT ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI NO : 5 ISBN NO : 978-605-61893-5-7 Tasarım : Muhammet S.KARACA Baskı : Zafer Ofset Yenikapı Caddesi No.1 25100 Yakutiye / ERZURUM 0442 234 22 85
BÂBERTÎ NİN TUHFETÜ L-EBRÂR FÎ ŞERHİ MEŞÂRİKİ L-ENVÂR İSİMLİ ESERİNDEKİ HADİS ŞERH METODU Muhammed Beyler I. Giriş Ekmelüddîn el-bâbertî, Anadolu da ilköğrenimini gördükten sonra önce Halep e ardından da Kahire ye gitmiş oralarda bir taraftan devrin önemli ilim adamlarından istifâde ederken diğer taraftan tedris faaliyetlerinde bulunmuştur. Akaid, kelâm, tefsir, hadis, usûl-i fıkıh, fıkıh, Arap dili ve edebiyatı ile biyografi gibi değişik ilim dallarına bu alanlarda eser verecek kadar vakıf olan Bâbertî nin hadis şerhi alanında bilinen tek çalışması Tuhfetü l-ebrâr isimli eseridir. İşte biz bu tebliğimizde, müellifin Ebü l-fezâil es-sâgânî nin Meşâriku lenvâr isimli meşhur hadis kitabının şerhi olan ve henüz yayınlanmamış bulunan bu eseri, yazma nüshasından hareketle genel hatlarıyla tanıttıktan sonra hadis şerh yöntemini ortaya koymaya çalışacağız. Ancak konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olması bakımından şerhin metnini kısaca tanıtmak faydalı olacaktır. II. Sâgânî nin Meşâriku l-envâr İsimli Eseri Lugat, dil, fıkıh ve hadis âlimi Ebu l-fezâil Radıyyüddîn Hasan b. Muhammed es-sâgânî ye (ö. 650/1252) ait olan bu eserin tam adı Meşâriku l-
178 Muhammed Beyler envâri n-nebeviyye min sihâhi l-ahbâri l-mustafaviyye dir 1. Eser daha ziyade kısa ve ezberlenmesi kolay olan ayrıca müellifin sahih kabul ettiği yaklaşık 2500 2 hadisten oluşmaktadır. Hadislerin çoğu Buharî ve Müslim in sahihlerinden, bir kısmı da Kudâî nin Müsnedü ş-şihâb ından ve Uklişî nin en-necm min kelâmi Seyyidi l-arab ve l-acem inden seçilmiş, senetleri hazfedilerek hadisin alındığı kaynağa işaret eden rumuzlar kullanılmıştır. 3 Sâgânî, hadislerin tertibinde daha ziyade gramerle ilgili bazı kelimeleri esas alarak bunları 12 bab ve bu bablar altında ihtiyaca göre açtı!ı fasıllarda toplamı"tır: 1-!"#$!!"#!!"# 6.!"!!" 5.!"!!"# 4.! 3.!"# 2.!"# 7.!"#!!"!!"!!"#$%&'!"#$!!"#!!"#!!"#!!"!!"!"#!!"#$%!!"#$!- Elif lamlı kelimeler ve!"# gibi on be" ayrı kelime. 8- Sayı, yemin, muzârî fiiller. 9- Mâzî fiiller,!", emir fili. 10- #btidâ lâmı ve bir ba"lık altında toplanamayan di!er kelimeler. 11- Kudsî hadisler. 12- Özlü dualar. Müellif bu bab ve fasıllara giren hadisleri kendi içerisinde de alfabetik olarak sıralamı"tır.! Meşâriku l-envâr yazıldığı dönemden itibaren büyük ilgi görmüş, çok sayıda istinsah edilmiş, üzerine pek çok şerh, hâşiye ve ihtisar çalışmaları yapılmıştır. Başta Osmanlı medreseleri olmak üzere İslâm dünyasının çeşitli bölgelerinde ders kitabı olarak okutulmuş olan bu eser erken dönemlerde yayınlanmış, Türkçe ve Urduca gibi diğer dillere tercüme edilmiştir. 4 Kâtip Çelebi çoğu şerh olmak üzere Meşârik etrafında yapılan çalışmalardan yirmiden fazlasının adını vermektedir. Afîfüddîn Muhammed b. 1 Bazı kaynaklarda eserin adı Meşâriku l-envâr fi l-cem i beyne s-sahîhayn şeklinde geçmekte (bkz. Zehebî, Muhammed b. Ahmed, Siyeru A lâmi n-nübelâ, thk. Beşşâr Avvâd Ma rûf-muhyî Hilâl es-serhân, Beyrut 1405/1985, XXIII, 282) ve eser el-cem u beyne s-sahihayn el-buhârî ve Müslim adıyla yayınlanmış bulunmaktadır (nşr. Eşref b. Abdülmaksûd b. Abdurrahîm, Beyrut 1409/1989). Fakat gerek söz konusu eserin Sahihayn hadisleri üzerine bir cem çalışması olmaması (geniş bilgi için bkz. Asse, Asse, Münâ Abdülhakîm, Dirâse ve tahkîki cuz in min mahtûtati Tuhfeti l-ebrâr min varaka (1-65) li l-bâbertî, Câmiatu Dımaşk, Külliyyetü ş-şerîa (yayınlanmamış doktora tezi), s. 25-26) gerekse de bizzat müellifi Sâgânî nin eserime Meşâriku l-envâri nnebeviyye min/alâ sihâhi l-ahbâri l-mustafaviyye adını verdim şeklindeki açık ifadesi (bkz. Bâbertî, Tuhfetü l-ebrâr, Süleymaniye Kütüphanesi, Fatih-987, vr. 8a; İbn Melek, Abdüllatif b. Abdülaziz, Mebâriku l-ezhâr Şerhu Meşâriki l-envâr, thk. Eşref b. Abdülmaksûd, Beyrut 1415/1995, I, 33) adı geçen isimlendirmenin doğru olmadığını göstermektedir. 2 Meşârik şarihlerinden el-kâzerûnî bu sayıyı 2246 olarak verirken (bkz., Katib Çelebi, Hacı Halife Mustafa b. Abdullah, Keşfu z-zunûn an esâmi l-kütüb ve l-funûn, Beyrut 1410/1990, II, 1688), Mebâriku l-ezhâr naşiri Eşref b. Abdülmaksûd son hadisi 2267 şeklinde numaralandırmıştır (bkz. İbn Melek, a.g.e., III, 415). 3 Asse, a.g.e., s. 25-28. 4 Bkz. Hatiboğlu, İbrahim, Meşâriku l-envâri n-nebeviyye, DİA., Ankara 2004, IXXX, 361-362.
Tuhfetü l-ebrâr Fî Şerhi Meşâriki l-envâr daki Hadis Şerh Metodu 179 Mes ud el-kâzerûnî nin (ö. 758/1354) Metâliu l-envâri l-mustafaviyye fî şerhi Meşâriki l-envâr ı, Mecdüddîn Muhammed b. Yakub Fîruzâbâdî nin (ö. 817/1415) Şevâriku l-esrâri l-aliyye f î şerhi Meşâriki l-envâr in-nebeviyye si ve Osmanlı âlimlerinden Hayreddîn Hızır b. Ömer Atufî nin (ö. 948/1432) Keşfü l-meşârik i tanınmış şerhlerden olmakla birlikte Meşârik şerhlerinin en meşhuru şüphesiz İzzeddîn Abdüllatîf İbni Abdülazîz İbni Melek in (ö. 801/1398) Mebâriku l-ezhâr fî şerhi Meşâriki l-envâr isimli eseridir 5. Ayrıca İbni Kemal Paşa (ö. 940/1534), Vecîhuddîn Ömer b. Abdülmuhsin el-erzincânî (ö.?), İbnü s-sâiğ ez-zümürrüdî (ö. 776/1374), Şeyhzade Muhyiddîn Mehmed (ö. 951/1544) gibi pek çok âlimin de Meşârık üzerine şerhleri bulunmaktadır. 6 III. Bâbertî nin Tuhfetü l-ebrâr İsimli Eseri Gerek bizim esas aldığımız yazma 7 ve gerekse diğer bazı yazmalar 8 yanında biyografisine yer veren pek çok kaynakta 9 Bâbertî nin bu eserinin adı Şerhu Meşârik(i l-envâr) şeklinde verilmekle birlikte Katib Çelebi ve diğer bazı biyografi yazarları bunu Tuhfetü l-ebrâr f î şerhi Meşâriki l-envâr olarak zikretmişlerdir 10. Ayrıca kütüphanelerin yazma listelerinde de bu eserin isminin genellikle Tuhfetü l-ebrâr şeklinde kaydedildiği görülmektedir 11. Muhtemelen başka pek çok eserde olduğu gibi bu eserin de ismi uzun görüldüğü için kısaltmaya gidilerek Şerhu Meşâri l-envar veya sadece Şerhu l-meşarik olarak anılmıştır. 12 5 Habeşî, Abdullah Muhammed, Câmiu ş-şurûh ve l-havâşî, Abudabi, 1425/2004, III, 1705-1711. 6 Bkz. Katib Çelebî, a.g.e., II, 1688-1690; Habeşî, a.g.e., III, 1705-1711. 7 Aşağıda bu yazma hakkında bilgi verilecektir. 8 Bkz. Asse, a.g.e., s. 29. 9 Mesela bkz. İbn Hacer, Ebü l-fazl Şehâbeddîn el-askalânî, ed-dürerü l-kâmine fî a yâni lmieti s-sâmine, Beyrut 1414/1993, IV, 250-251; Ziriklî, Hayreddin, el-a lâm: Kâmûsu terâcim li eşheri r-ricâl ve n-nisâi mine Arabi ve l-müslimîn ve l-müsta ribîn ve l-müsteşrikîn, Beyrut 1989, VII, 42. 10 a.g.e., II, 1688; Kehhâle, Ömer Rızâ, Mu cemü l-müellifîn terâcimu musannifi l-kütübi l-arabiyye, XI, 298. 11 el-fihrusü ş-şâmil li t-türâsi l-arabî: el-hadsü n-nebeviyyü ş-şerîf ve ulûmuhû ve ricâluhû, Amman 1991, I, 332-334. Ayrıca Türkiye Kütüphaneleri Veri Tabanında da (bkz. http://ktp.isam.org.tr/) aynı isimle kayıtlıdır. 12 Ayrıca Bâbertî nin İnâye ale l-hidâye isimli kitabında kendisine ait el-işrâk şerhu Meşâriki lenvâr isimli eserine atıfta bulunduğu görülmektedir (a.g.e., Beyrut 1397-1977, X, 94,). Müellifin bu eserden başka bir yerde söz etmediğini ve kütüphanelerde yazmalarına rastlanılmadığını ifade eden Münâ Abdülhakîm el-asse, bunun şerhin ilk şekli olduğu (evvelî) ve Bâbertî nin bilahare onu gözden geçirerek son şekline Tuhfetü l-ebrâr adını verdiği kanaatine ulaşmıştır (bkz. a.g.e., s. 30-31, 555).
180 Muhammed Beyler Bâbertî nin bu eseri tam olarak ne zaman yazdığına dair her hangi bir kayda rastlamamakla birlikte Türkiye Kütüphaneleri Veri tabanında kayıtlı en eski yazma 781/1379 yılına ait olduğu 13 göz önüne alındığında bu eserin müellifin vefatından en az beş yıl önce tamamlandığı anlaşılmaktadır. Tuhfetü l-ebrâr ın bol miktarda nüshası bulunmaktadır. İSAM ın Türkiye Kütüphaneleri Veri Tabanı nda yaptığımız taramada İstanbul, Bursa ve Burdur daki değişik kütüphanelerinde toplam 42 nüsha tespit ettik 14. Yine gerek İslâm âlemi ve gerekse Batıdaki pek çok kütüphanede Tuhfetü l-ebrâr ın yazmalarına çokça rastlamak mümkündür. 15 Tebliğimize esas aldığımız nüsha Süleymaniye Kütüphanesi Fatih bölümü 987 numarada Tuhfetü l-ebrar fi Şerhi Meşariki l-envar adıyla kayıtlıdır. Bu nüsha, Kahire Şeyhûniyye medresesinde Zekeriyya b. Yusuf el- Kastamonî tarafından asıl nüshadan istinsah edilmiştir. H. 3 Rebiyülâhır 781/m. 18 Temmuz 1379 Pazartesi günü tamamlanmış olan bu nüsha 365 varaktır. 16 Tuhfetü l-ebrâr üzerine yapılan çalışmaları araştırdığımızda Derviş Ali b. Muhammed el-bosnevî (ö. 1007/1598-99) tarafından yapılan bir hâşiye tespit ettik 17. Ayrıca internette yaptığımız tarama esnasında Suriye Dımaşk Üniversitesi Şeriat Fakültesi nde Bâbertî nin Tuhfetü l-ebrâr ının bir bölümü üzerine mastır çalışması yapıldığı bilgisine ulaştık. Munâ Abdülhakîm el-asse tarafından Nureddîn Itr ın gözetiminde hazırlanan Dirâse ve tahkîki cuz in min mahtûtati Tuhfeti l-ebrâr min varaka (1-65) li l-bâbertî isimli bu tezi temin ettik. Tuhfetü l-ebrâr ın yaklaşık altıda birine tekabül eden ilk iki babının tahkik ve değerlendirmesini içeren ve 650 sayfayı bulan bu çalışmanın tebliğimize katkısını sağladık. 13 Bkz. Bursa bölge Kütüphanesi Ulucami bölümü 000819 numaralı yazma. 14 Nüshaların il ve kütüphanelere dağılım şöyledir: İstanbul da Beyazıd Devlet Kütüphanesi (Beyazıd: 3; Veliyyüddin Efendi: 4), Süleymaniye Kütüphanesi (Aşir Efendi: 1; Ayasofya: 2; Fatih: 7; Hacı Beşir Ağa: 1; Hamidiye: 2; Hekimoğlu: 2; Kadızade Mehmed: 1; Karaçelebizade: 1; Mahmud Paşa: 3; Reşid Efendi: 1; Şehid Ali Paşa: 1; Yeni Cami: 1; Yazma Bağışlar: 1), Nurosmaniye Kütaphanesi (4) Ragıp Paşa Kütüphanesi (1), Küprülü Kütüphanesi (Fazıl Ahmed Paşa: 2), Topkapı Kütüphanesi (Ahmed III. Kit.: 1), Kayseri de Raşid Efendi Kütüphanesi (1) Bursa da Bölge Kütüphanesi (Ulucami: 1) ve Burdur da İl Halk Kütüphanesi (1). Erişim: http://ktp.isam.org.tr, (Erişim tarihi: 23 Mayıs 2010) 15 Bu konuda geniş bilgi için bkz.c. Brockelmann, Geschichte der Arabischen Litteratur, Leiden 1943, I, 443; tez, s. 45-47; El-Fihrusü ş-şâmil, I, 332-334. 16 Bkz. Fatih-987, vr. 365b. 17 Erişim: www.darulhadis.com/icerik.php?id?=76 (Erişim tarihi: 26 Mayıs 2010)
Tuhfetü l-ebrâr Fî Şerhi Meşâriki l-envâr daki Hadis Şerh Metodu 181 IV. Bâbertî nin Tuhfetü l-ebrâr Fî Şerhi Meşâriki l-envâr İsimli Eserindeki Hadis Şerh Metodu Bâbertî eserinin girişinde eseri kaleme alma nedeni, takip edeceği yöntem veya başka bir şey hakkında herhangi bir bilgi vermemiş; besmele, hamdele ve salvele ile yetinmiştir. Hatta metin sahibi Sâgânî yi ihmal ettiği için eleştirdiği 18 ve eski müelliflerin önemsedikleri, eserin amaç ve muhtevası ile ilgili ifâdeler kullanarak güzel bir üslupla başlamak anlamına gelen berâat-ı istihlâl 19 sanatını kendisi de ihmal etmiştir. 20 Bu sebeple biz onun hadis şerh metodunu bizzat eserinden hareketle tespit etmeye çalışacağız. Bâbertî hadisleri şerh ederken genellikle önce sebeb-i vurûd ile garîb kelimeleri açıklamakta, sonra hadisin genel anlamını vermektedir. Bundan sonra gramer tahlilleri üzerinde durmakta, ardından müşkilleri açıklamakta ve hadisin İslâmî ilimlerin değişik alanlarıyla irtibatı kurmaktadır. Bâbertî nin şerhte genellikle bu metodu takip etmekle birlikte bazen yukarıda sözü geçen hususların kimini öne alıp kimini de geriye bıraktığı da görülmektedir. Diğer taraftan her hadisin yukarıda sözü edilen hususların tamamını içermeyeceği de açıktır. Bu durumda Bâbertî doğal olarak hadisin içeriğine göre ihtiyaç duyulan hususlara temas etmekte hatta bazen anlaşılır olduğunu düşünerek veya daha önce geçtiğini söyleyerek herhangi bir açıklama yapmaya gerek duymadığı hadisler de bulunmaktadır. 21 Bâbertî hadislerin sebeb-i vurûdunu açıklarken bunu, bazen kendi ifâdeleriyle bazen de ilgili rivayeti aynen zikretmek suretiyle yaptığı görülmektedir. Garîb ve önemli kelimelerin anlamlarını açıklamak, Bâbertî nin şerhinde en çok özen gösterdiği ve üzerinde durduğu konulardandır. Hemen her hadiste 18 Bkz. Bâbertî, a.g.e., Fatih-987, vr. 3b. 19 Ebü l-hasen Seyyid Şerîf Ali b. Muhammed el-cürcânî, et-ta rîfât, y.y., t.y., s. 45; Eyyûb b. Mûsâ el-hüseynî Ebü l-bekâ el-kefevî, Külliyât, nşr. Adnân Dervîş, Muhammed el-mısrî, Beyrut 1413-1993, s. 244; Hacımüftüoğlu, Nasrullah, Berâat-ı istihlâl, DİA, İstanbul 1992, IV, 470. 20 Bkz. Bâbertî, a.g.e., Fatih-987, vr. 1a. 21 Mesela bkz. Babertî, a.g.e., Fatih-987, vr. 25b.
182 Muhammed Beyler izahına ihtiyaç duyulan kelime ve terimleri izah etmiş, birden fazla anlam taşıyabilen kelimelerin muhtemel anlamlarını da verdikten sonra hadisi bu anlamlara göre değişik şekillerde açıklama yoluna gitmiştir. Daha sonra Bâbertî, ma na l-hadîs diyerek hadisin genel anlamını vermektedir. Böylece sebeb-i vurûd ile garîb ve önemli kelimeleri açıklayıp hadisin anlaşılması için gerekli ön hazırlığı yaptıktan sonra, parçaları bir araya getirerek okuyucuya hadisin manasını toplu halde görme imkânı sunmaktadır. Buraya kadar yaptıklarıyla hadisin şerhini belli bir aşamaya getirmiş olan Bâbertî nin bundan sonra hadisteki kimi kelime ve cümlelerin izahı, gramer tahlilleri ile hadisin kelâm, tefsir, fıkıh, tasavvuf ve hadis ilimleriyle ilgili yönlerini açıklamaya koyulmaktadır. Böylece hadisin anlamını genel hatlarıyla ele aldıktan sonra artık detaya girmekte ve hadisi daha derinlemesine incelemektedir. Hadislerde geçen gramer tahlilleri Tuhfetü l-ebrâr da önemli bir yer tutmaktadır. Kelimelerin yapıları, müfret ve cemilik durumları, vezinleri ve babları gibi sarf ilmiyle ilgili açıklamalar yanında bu kelimelerin cümle içerisindeki durumları, irabları gibi nahiv ilmiyle ilgili değerlendirmeler ile kelime ve cümlelerde geçen hakikat, mecaz, kinâye gibi belâgatle ilgili hususlar ve bunların hadisin anlamına etkileri ve yansımaları da incelenmektedir. Şerhi yapılan hadisin kelâm, tefsir, hadis, tasavvuf ve özellikle fıkıh ilmi açısından izahının yapılması Fethu l-ebrâr ın önemli özelliklerindendir. Bâbertî hadislerde geçen kelami konuları genel anlamda ehl-i sünnet, özel olarak da mensubu bulunduğu Maturîdi mezhebine uygun olarak açıklamakta ve zaman zaman diğer fırkaların görüşlerini eleştirmektedir. 22 Hadisleri ayetlerle açıklaması onun sıkça başvurduğu bir uygulamadır. Yine hadislere işârî-tasavvufî yorumlar getirdiği de görülmektedir. 23 Hadis ilmi açısından bakıldığında ise, metinde zaten tek râvî olarak yer alan hadisin, sahabî ravîsi hakkında isim zaptı dışında her hangi bir açıklama yapmadığı gibi, müellif Sâgânî nin hadislerin kaynağını gösterirken düştüğü hatalara da temas etmemiştir. Yine şerh ettiği hadisin rivayet farklılıklarından pek söz etmemiş ve kendisinin zikrettiği hadislerin genellikle kaynaklarını vermemiştir. Söz konusu hadislerin içerisinde sahih ve hasen yanında zayıf hatta 22 Mesela bkz. Babertî, a.g.e, Fatih-987, vr. 25a. 23 Mesela bkz. Babertî, a.g.e, Fatih-987, 54b, 55a.
Tuhfetü l-ebrâr Fî Şerhi Meşâriki l-envâr daki Hadis Şerh Metodu 183 vâhî hadisler de bulunmaktadır 24. Bazen de hadisi aslî kaynaklarındaki lafızlarıyla değil Mergînânî nin (ö. 593/1197) Hidâye si gibi kendisinin iktibas ettiği bir fıkıh kitabında geçtiği şekliyle nakletmiştir. 25 Diğer taraftan Bâbertî, hadisde geçen ravînin şüphesinden kaynaklanan lafızlara zaman zaman dikkat çekmiş, nadiren de olsa rivayet farklılıklarını vermiş, 26 birbirine zıt gibi görünen hadisleri tevfik veya te vil yoluyla açıklamış ve hadislerde müphem bir şekilde zikredilen isimlerden kimlerin kastedildiğini belirtmiştir. Fıkıh ilmi açısından bakıldığında ise Bâbertî fıkhî konuların açıklanmasına geniş yer ayırmıştır. Fıkhî meselelerde duruma göre bazen dört mezhebin görüşünü, bazen bir kısmını veya sadece Hanefi mezhebinin görüşünü ve buna bağlı olarak mezhep içindeki farklı görüşleri vermiştir. Tercihlerinde mensup olduğu Hanefî mezhebinin görüşlerini esas almış ve onu diğer mezheplere karşı savunmuştur. Şerh ettiği hadis diğer mezheplere delil teşkil ediyorsa buna işaret ettikten sonra Hanefi mezhebinin dayandığı başka hadis varsa onu zikretmiş yoksa bu hadisi yorumlamıştır. 27 Şerhteki nakilleri ise genellikle denilmektedir ki ( ) şeklinde isim vermeden yapmış nadiren sözün sahibini veya kaynağını zikretmiştir. 28 O hadisleri açıklarken daha çok Nevevî nin Müslim şerhinden istifâde etmekle birlikte bunu da belirtmemiştir. 29 Zaman zaman /, (şayet şöyle denilirse, şu şekilde cevap verilir/cevabı şudur) şeklinde mukadder sorular yönelterek bunlara cevaplar aramakta ve meseleleri tartışmaktadır. 30 Bâbertî nin bütün bu açıklamaları yaparken şerhi uzatmamaya özen gösterdiği görülmektedir. Hadislerde gereksiz izahatlara girmemekte, geride açıklaması yapılmış konu ve hadisleri tekrar açıklamayıp daha önce geçtiği yere havale etmekte, uzun ve tartışmalı meselelere değindikten sonra okuyucuyu geniş kaynaklarına yönlendirmektedir. 24 Daha geniş bilgi için bkz. Asse, a.g.e., s. 35-36. 25 Mesela bkz. Babertî, a.g.e, Fatih-987, 11b; ayrıca bkz. Asse, a.g.e., s. 36. 26 Mesela bkz. Babertî, a.g.e, Fatih-987, 54b. 27 Mesela bkz. Babertî, a.g.e., Fatih-987, 10a. 28 Mesela bkz. Babertî, a.g.e, Fatih-987, 9a. 29 Asse, a.g.e., s. 39. 30 Mesela bkz. Babertî, a.g.e., Fatih-987, 10b, 57b.
184 Muhammed Beyler Sonuç Netice olarak bu eserde genellikle önce sebeb-i vurûd ve kelime izahları sonra hadisin genel anlamı, daha sonra gramer tahlilleri, müşkillerin halli ve dini ilimler açısından izahı şeklinde özetlenebilecek bir şerh metodu takip edilmiştir. Hadis tekniğinden çok hadislerde geçen kelimelerin, gramer tahlillerinin ve fıkhî konuların izahına yer veren bu şerh, ne anlaşılmayacak kadar kısa ne gayeyi aşacak kadar uzundur. İbni Hacer el-askalânî nin de ifâde ettiği gibi orta büyüklükte pek faydalı 31 bir şerhtir. 31 İbn Hacer, a.g.e., Beyrut 1414/1993, IV, 251.