AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ MÜRSEL EREN TÜRKİYE DAVASI



Benzer belgeler
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. MÜRSEL EREN - TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG. 7 Şubat 2006

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MEHMET SELÇUK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 13090/04 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

A V R U P A K O N S E Y Đ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. MEHMET YILDIZ vd.-türkiye DAVASI (Basvuru no:14155/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAMAN VE BEYAZIT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 73739/01) KARAR STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE S.S. BALIKLIÇEŞME BELDESİ TARIM KALKINMA KOOPERATİFİ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

COU N CI L OF KONSEYĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

İKİNCİ DAİRE BİL BELGİN İNŞAAT ŞTİ / TÜRKİYE. (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 1 Ekim 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. TACİROĞLU - TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 2 Şubat 2006

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZÖHRE AKYOL/TÜRKİYE (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 4 Kasım 2008

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ADNAN ÖZDEMĐR -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:4574/06)

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE TOK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:37054/03, 37082/03, 37231/03 ve 37238/03 )

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KANĐOĞLU VE DĐĞERLERĐ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:44766/98, 44771/98 VE 44772/98)

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2014/9315 Karar No : 2015/9212

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ÇATAK TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 26718/05) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

KLİNİK BİYOKİMYA UZMANLARI DERNEĞİ

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YILDIZ YILMAZ/TÜRKİYE (Başvuru no /01) KARAR STRAZBURG. 11 Ekim 2005

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ DAİRE. Gümüşten -Türkiye Davası (Başvuru no: 47116/99)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MENEMEN MİNİBÜSÇÜLER ODASI -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 44088/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SEBAHATTİN EVCİMEN TÜRKİYE. (Başvuru no /06) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE EVRENOS ÖNEN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 29782/02) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2007

ĐKĐNCĐ DAĐRE FETHULLAH AKPULAT - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 22077/03) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2011

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ UYGULAMA TALİMATI 1 ADİL TAZMİN TALEPLERİ

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE EYÜP AKDENİZ -TÜRKİYE DAVASI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

CON S EI L D E KONSEYĐ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE EDĐP USLU -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:43/02) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

Sirküler Rapor /108-1

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Daire), şu kişilerden oluşmaktadır:

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No. 4062/07) KARAR STRASBOURG. 28 Ağustos 2012

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE BEK -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:23522/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

T.C. D A N I Ş T A Y. Vergi Dava Daireleri Kurulu

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE CANPOLAT TÜRKİYE. (Başvuru no /00) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

T.C İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2012/4000 KARAR NO : 2012/4285 YARGILANMANIN YENİLENMESİNİ İSTEYEN (DAVACI) :

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SERİN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:18404/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

(Başvuru no: 42422/04, 2102/05, 18194/05, 18772/05, 33222/05, 36990/05 ve 37050/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

A V R U P A K O N S Đ E Y

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ DAİRE NACARYAN VE DERYAN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:19558/02 ve 27904/02 )

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE PARSIL/TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 39465/98) KARAR STRAZBURG. 26 Nisan 2005

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM MELDA AKPINAR VE DĠĞERLERĠ / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru No /06) KARAR STRAZBURG.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR ŞEHRİBAN COŞKUN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası:2014/11376)

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KADRĐYE YILDIZ VE DĐĞERLERĐ- TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 73016/01)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YAVUZ ve diğerleri -TÜRKİYE DAVASI

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. İKİNCİ DAİRE KANAT ve BOZAN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:13799/04)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Transkript:

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ MÜRSEL EREN TÜRKİYE DAVASI (Başvuru No: 60856/00) STRAZBURG 7 Şubat 2006 Hazırlayan: Yücel BULMUŞ * OLAYLAR Başvuran 1972 doğumludur ve Ankara da ikamet etmektedir. 1993 yılında liseden mezun olmuş ve1994 yılında üniversite sınavlarına girmeye başlamıştır. Söz konusu tarihte, Türkiye de üniversite eğitimi alabilmek için öğrencilerin Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yılda bir defa yapılan çoktan seçmeli sınava girmesi gerekli idi. Sınavın birinci basamağında başarısız olan öğrenciler, ikinci basamak sınavına giremezlerdi. Başvuran, 1994 ve 1996 arasında ilk üç denemesinde üniversiteye giriş sınavının birinci basamağını geçememiştir. Dolayısıyla, bu süre zarfında ikinci ve son sınava girmesine izin verilmemiştir. Başvuran, 1997 yılındaki sınavlara hazırlanmak için Ankara da özel bir dershaneye devam etmiştir. Bu sırada çok çalıştığını ve zaman zaman deneme sınavlarında sınıfta en yüksek puanları aldığını ifade etmiştir. 1997 yılında yapılan sınavların birinci basamağında, başvuran, 131 puan almıştır. İkinci basamağa girmesi için gerekli olan asgari puan 105 idi. İkinci basamaktan sonra ise, başarılı olduğunu ve başvuru formunda seçtiği üniversite programlarından birine girmesini sağlayacak puanı alacağını düşünmüştür. Sınav sonuçları açıklandığında başvuran üniversiteye girmeye hak kazananlar arasında isminin olmadığını görmüştür. ÖSYM ile irtibata geçtiğinde, ikinci sınavda 493 puan aldığını öğrenmiştir. * Ankara Bölge İdare Mahkemesi Üyesi 1

11 Ağustos 1997 tarihli bir yazı ile, başvuran, aldığı yüksek puana rağmen seçtiği üniversite programlarından birine neden yerleştirilmediğini ÖSYM ye sormuştur. ÖSYM, 12 Ağustos 1997 tarihli cevabında, başvuranın ikinci sınava giren öğrenciler arasında en yüksek puanlardan birini aldığını, ancak sınav sonuçlarının, üç profesörden müteşekkil bir akademik konseyin, bu başarısının geçmiş yıllardaki düşük puanları dikkate alındığında bu başarısının izah edilemediği yönündeki görüşü üzerine iptal edildiğini başvurana bildirmiştir. ÖSYM nin yazısında, başvuranı herhangi bir uygunsuz davranıştan şüpheli bulan bir ifade bulunmamaktaydı. İDARİ YARGI YERİNDEKİ YARGILAMALAR 27 Ağustos 1997 tarihinde, başvuran, bir avukat aracılığıyla Danıştay a başvurmuş ve emsali olmayan bu ÖSYM kararının durdurulması ve iptalini talep etmiş, aksi takdirde üniversite eğitimi hakkının ihlal edileceğini ifade etmiştir. Eski sınav sonuçlarının iyi olmamasının, sonraki sınavları asla geçemeyeceği anlamına gelmeyeceği ileri sürmüştür. Davaya bakan Danıştay tetkik hâkimine göre, ÖSYM nin kararı tamamen varsayıma dayalıydı ve herhangi bir yasal dayanağı olmadığından iptali gerekliydi. Ancak, 10 Ekim 1997 tarihinde, Danıştay Sekizinci Dairesi, ikiye karşı üç oy çokluğuyla, eski sınavlarda çok düşük puanlar alan bir öğrencinin sonraki sınavlarda bu derece başarılı olmasının izah edilemeyeceğini tespit ederek ÖSYM kararının iptali başvurusunu reddetmiştir. Azınlık ise, muhalefet şerhlerinde, yetkililerin sınavları usulüne uygun yapma görevleri olduğunu ve kopya gibi uygunsuz bir davranışı yeterli kanıtlarla ispatlamanın onların sorumluluğu olduğunu belirtmiştir. Başvuranın 30 Ekim 1997 tarihli temyiz başvurusu, 28 Kasım 1997 tarihinde Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu nda beşe karşı on oyçokluğu ile reddedilmiştir. Başvuran, belirli olmayan bir tarihte, Danıştay Sekizinci Dairesi ne yaptığı diğer başvurusunda, ÖSYM kararının iptal edilmesini talep etmiştir. 5 Kasım 1998 tarihinde, talep, davanın esaslarını inceleyen aynı mahkeme tarafından, bire karşı dört oy çokluğuyla reddedilmiştir. 30 Aralık 1998 tarihinde, başvuran, temyize gitmiş ve temyiz incelemesi devam ederken, ÖSYM kararının yürütülmesinin durdurulmasını talep etmiştir. 29 Ocak 1999 tarihinde Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu başvuranın yürütmenin durdurulması talebini incelemeye almış, ancak konuyu temyiz sonuçlanıncaya kadar ertelemeye karar vermiştir. 2

5 Kasım 1998 tarihli karara ilişkin temyiz, 15 Mart 1999 tarihinde, Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu nda yediye karşı sekiz oyçokluğu ile reddedilmiştir. Çoğunluk, başvuranın, bu sonucu kendi bilgi ve yeteneğiyle elde etmediği sonucuna varmıştır. Azınlık ise, muhalefet şerhlerinde, üniversite giriş sınavlarının ve bir üniversiteye yerleştirilmeye giden aşamaların usulüne uygun yapılmasını sağlamada, ÖSYM nin önlem alma görevinin bulunduğunu ifade etmiştir. Yeterli kanıt üzerine dayandırılmış ise, ÖSYM nin kanun ve kuralları ihlal eden adayları cezalandırma yükümlülüğü yetkisi bulunmaktadır. Azınlığa göre, ÖSYM kendi noksanlıklarının sonuçları yüzünden, başvuranı sorumlu tutamazdı. ÖSYM, yalnızca usullerini yeniden gözden geçirebilir ve bu tür durumların tekrarlanmaması için önlem alabilirdi. 8 Haziran 1999 tarihinde, başvuran, 5 Kasım 1998 tarihli kararın düzeltilmesini talep etmiştir ki bu idari konularda, Türk hukukunda nihai hukuk yoludur. Karar düzeltme talebi 9 Kasım 1999 tarihinde, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından reddedilmiştir. Bu karar, yediye karşı sekiz oy çokluğu ile alınmış ve başvurana 30 Aralık 1999 tarihinde bildirilmiştir. İLGİLİ İÇ HUKUK VE UYGULAMA Türkiye Cumhuriyeti Anayasası nın 42. Maddesine göre, hiç kimsenin eğitim ve öğretim hakkı elinden alınamaz. 1981 tarihli Yüksek Öğretim Kanunu nun 10. Maddesine göre, ÖSYM, Yükseköğretim Kurulunun tespit ettiği esaslar çerçevesinde yükseköğretim kurumlarına öğrenci alınması amacıyla gerçekleştirilen ve test sonuçlarını öğrenci adaylarının tercihlerine göre değerlendirerek başarılı öğrencilerin üniversitelere ve diğer yükseköğretim kurumlarına yerleştirilmesini sağlayan bir kuruluştur. 1981 tarihli Yükseköğretim Kanunu nun 45. Maddesinin ilgili bölümlerine göre, Öğrenciler Devlet Yükseköğretim Kurumlarına, esasları Yükseköğretim Kurulu tarafından tespit edilen sınavla girerler. Sonuçların değerlendirilmesinde adayların ortaöğretimdeki başarıları dikkate alınır 3

HUKUK 1 NO LU PROTOKOL ÜN 2. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI Başvuran, ÖSYM nin sonuçlarını keyfi olarak iptal etmesinin 1 no lu Protokol ün 2. Maddesi kapsamındaki eğitim hakkını ihlal ettiğini ileri sürerek şikâyetçi olmuştur. Bu maddenin ilgili bölümlerine göre: Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz AİHM DEKİ SAVUNMALAR (ÖZET) Başvuran; Başvuran, akademik kurulun tavsiyesine dayalı olan ÖSYM kararının herhangi bir yasal dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürmüştür. Uygunsuz bir davranış söz konusu olmadan sınavı başarıyla geçmiş olarak, üniversiteye giriş şartlarını yerine getirmiş olduğunu, ancak bu konuların mahkemeler tarafından dikkate alınmadığını iddia etmiştir. Başvuran, Devlet in ona üniversite eğitimi sağlamak konusunda kesin bir yükümlülük altında olduğu şeklinde bir iddiası olmadığını vurgulamıştır. Bunun yerine, iç hukuka uygun olarak eğitim hakkı elde etmiş olduğunu ve bu hakkın kanuna aykırı olarak ihlal edilmemesi gerektiğini iddia etmiştir. Başvuranın görüşüne göre akademik kurulun kararı keyfi bir karardır ve 1 No lu Protokol ün 2. Maddesinin anlamı dâhilinde eğitim hakkını ihlal etmiştir. Hükümet; Belçika da Eğitimde Kullanılan Diller Hakkındaki Kanunların Belli Yönlerine İlişkin Dava-Belçika (Belçika Dil Davası) kararına atıfta bulunan Hükümet, 1 No lu Protokol ün 2. Maddesinin anlamı dâhilinde eğitim hakkının, belli bir zamanda mevcut olan eğitim imkânlarından yararlanma hakkını kapsadığını belirtmiştir. Hükümete göre, bu hak, tüm eğitim düzeylerini ilgilendirmektedir. Ancak Hükümet, eğitim hakkı kapsamının, ülkeden ülkeye farklılık gösterebileceğini ve gelişmelere tabi olduğunu ileri sürmüştür. Sözleşmeye taraf ülkelerden birinde, eğitimin yeni bir dalı veya yeni bir türü sağlanmaya başlanırsa, giriş koşullarını karşılamaları kaydıyla, o ülkedeki insanların buna erişim hakkı vardır. ÖSYM Kılavuzu nun 3. Bölümü cevapların değerlendirilmesi üzerinedir. Kılavuz un 3. Bölümünün 6. Maddesi, sınav sırasında bir adayın kopya çektiğinden şüphelenilmesi durumunda, o aday tarafından verilen cevapların, farklı üniversitelerden gelen üç profesörden oluşan Akademik Konsey tarafından inceleneceğini öngörür. 4

Bu davadaki Akademik Konsey, o yıl sınavın ikinci basamağına katılmış olan başvuran ve bir grup diğer adayın kopya çekip çekmediklerini saptamak amacıyla yukarıdaki maddeye uygun olarak toplanmıştır. Başvuran da dahil olmak üzere on dokuz adayın çok başarılı olmasının açıklaması mümkün değildir, zira, bu adaylar önceki yıllarda sınavlarda kötü sonuçlar almışlardır. Akademik Konsey, ölçme ve değerlendirme bilimi temel ilkesine uygun olarak, bir adayın gelecekteki başarısını gösteren en güvenilir göstergenin geçmiş başarılar olduğunu değerlendirmiştir. Başvuranın geçmiş performansının, 1997 yılındaki sınavın ikinci basamağındaki başarısıyla karşılaştıran akademik kurul, 1997 yılındaki sınavın birinci ve ikinci basamağı arasındaki kısa süre dolayısıyla, başvuranın çok başarılı olmasının açıklamasının mümkün olmadığı kararına varmıştır. Akademik Konsey kararı, ayrıca, 10 üzerinden 5.31 olan diploma notuyla orta öğretimde başarılı bir öğrenci olmamış olan başvuranın, 1994 ve 1996 yılları arasındaki üniversiteye giriş sınavlarını geçememiş olduğu gerçeğini dikkate almıştır. 1997 yılında, başvuran, ancak sınavın ikinci basamağına girmesini sağlamaya yetecek kadar puan almıştır. Hükümet, başvuranın davasında yürütülen değerlendirmenin, ÖSYM nin üniversiteye giriş sınavlarının adaletli oluşunu sağlamak ve başarı olasılığı en yüksek olan öğrencileri uygun yükseköğretim programlarına seçmek ve yerleştirmek şeklindeki temel görevi çerçevesinde yapılmış olduğunu AİHM nin göz önünde bulundurmasını talep etmiştir. Başvuranın sınav sonuçları iptal edilmiş olmasaydı, en başarılı öğrenciler arasında olurdu ve ilk tercihlerinden birine kaydolmaya hak kazanırdı. Bu durum diğer öğrenciler arasında huzursuzluğa sebep olurdu, zira, lisede başarılı bir öğrenci olmamış olan başvuranın üniversiteye girmeyi nasıl başardığına dair şüpheler oluşurdu. Hükümete göre, ÖSYM, öğrencilerin adaletli olarak yerleştirilmesini göz önünde tutarak, başvuranın üniversite eğitimine erişimini reddetme yetkisini kullanmıştır. Hükümet, Mason ve van Zon-Hollanda davasına atıfta bulunarak, ÖSYM nin bu konuda çok geniş yetkiye sahip olduğunu ileri sürmüştür, öyle ki üniversiteye kabul edilmeye ilişkin bir hak kanunda tanınmamıştır. Hükümet, başvuranın, ÖSYM tarafından belirlenen, üniversiteye giriş şartlarını karşılamamış olduğu ve dolayısıyla eğitim hakkının reddedilmemiş olduğu kararına varmıştır. 5

AİHM NİN DEĞERLENDİRMESİ 1.No. lu Protokol ün 2. Maddesinin uygulanabilirliği AİHM, başvuranın, ilgili giriş sınavlarından sonra, tercih ettiği bir üniversiteye girmek için gerekli puanı almış olduğu gerçeğine rağmen üniversiteye giriş yapamadığı konusunda tarafların anlaştığını gözlemler. AİHM, ayrıca, 1No. lu Protokol ün 2. Maddesindeki güvencelerin Avrupa Konseyi ne üye devletlerdeki mevcut yükseköğretim kurumlarında geçerli olduğunun tartışma konusu olmadığını gözlemler. Bu ilkeyi, son dönemdeki kararlardan Leyla Şahin- Türkiye kararında teyit etmiş, bu kararda, belirli bir zamanda mevcut herhangi bir yükseköğretim kurumuna erişimin, 1 No. lu Protokol ün 2. Maddesinin ilk cümlesinde ortaya konan hakkın ayrılmaz bir parçası olduğu kararını vermiştir Akademik kurulun, başvuranın sınav sonuçlarını iptal etme yetkisi var mıdır? AİHM, Belçika Dil Davası nda, 1 No. lu Protokol ün 2. Maddesinin ilk cümlesi tarafından güvence altına alınan eğitim hakkının, doğası gereği, Devlet tarafından, bireylerin ve toplumun kaynakları ve ihtiyaçları doğrultusunda yer ve zamana göre değişiklik gösterebilecek, bir düzenleme gerektirdiği ne karar vermiştir. Böyle bir düzenlemenin, asla eğitim hakkının esasına zarar vermemesi veya AİHS de yer alan diğer haklarla çelişmemesi gerektiği aşikârdır (yukarıda anılan, Belçika Dil Davası). AİHM, Başlangıçta, başvuranın, giriş şartlarına itiraz etmediğini, ancak o şartları karşılamış olduktan sonra kazanmış olduğu hakkın keyfi olarak reddedildiğini ileri sürdüğünü gözlemler. AİHM ne göre, ÖSYM nin, adayların başarılı olmalarına bir açıklama getirememe gerekçesiyle onların sınav sonuçlarını iptal etme yetkisi için, Hükümet, herhangi bir yasal dayanak gösterememiştir. AİHM, böyle geniş bir yetki tanıyan herhangi bir yasal dayanağın AİHS de belirtilen demokratik toplumun temel ilkelerinden biri olan hukukun üstünlüğü ile uyuşmayan (bkz. Hasan ve Chau- Bulgaristan, no.30985/96 AİHM 2000-XI) veya eğitim hakkının esasına zarar veren, yasal belirsizlik yaratabileceğine karar verir. AİHM bu durumda sınav sonrasında kopya çekerken yakalanan bir adayın sınav sonuçlarının iptal edilmesinin, ÖSYM nin takdirine bırakılan bir mesele değil, Merkez in görevlerinden biri olduğunu vurgular. Bu bakımdan, Akademik Konsey in veya idari mahkemelerden herhangi birinin, söz konusu davada başvuranın uygunsuz bir davranışta bulunduğunu kanıtlayamamış olması dikkate değerdir. 6

AİHM, Türkiye de düzenlenen üniversiteye giriş sınavlarında adayların sınav sonuçlarının, çok dikkatli bir biçimde yetkili makamların sınav kâğıtlarını kişisel görüşlerine göre işaretleyerek bilgisayarlı sistemin sonuçlarını değiştirmelerine olanak vermeyecek şekilde hesaplandığını gözlemler. ÖSYM düzenlemelerinin açık üslubu, iyi niyetli (bona fide) bir öğrencinin, sınavda, girmek istediği üniversite için gerekli puanı alarak bu üniversiteye girmesinin gerçekleşeceğine ilişkin meşru bir beklenti içine girmesine izin verir. Diğer bir deyişle, kanunun bir üniversiteye kabul etme koşullarını ortaya koyduğu ve bir adayın, bu koşulları gerçekleştirdiği durumlarda, söz konusu üniversiteye kabul edilme hakkını kazanmış olur (bkz.,mutatis mutandis, De Moor/Belçika, 23 Temmuz 1944 tarihli karar). AİHM, ÖSYM nin düzenlemelerinin, idari makamların, Sözleşme tarafından korunma altına alınmış bir hak olan eğitim hakkına keyfi olarak müdahale etmelerine karşı yasal bir koruma sağladığı kanısındadır. Bu nedenle, idari makamların söz konusu düzenlemeleri göz ardı etmeleri durumunda, yasal koruma zarar görecektir. Başvuranın kopya çektiğine dair bir kanıt- veya bu hususta aleyhine yöneltilen açık bir suçlama- olmadığını ve 1997 senesinde düzenlenen sınava dershaneye giderek hazırlanmış olduğu açıklamalarına da itiraz edilmediğini göz önüne alan AİHM, başvuranın iyi sonuçlar almasının açıklanamaz olduğuna dair Akademik Konsey tarafından varılan sonucun, savunulması mümkün olmadığı kanısındadır. Bu nedenle, AİHM, yerel Mahkemelerce onanan başvuranın sınav sonuçlarının feshetme kararının, yasal ve makul bir temele dayanmadığı ve keyfi olarak varılmış sonuçlar doğurduğu kanısına varır. Yukarda kaydedilenler ışığında AİHM, ÖSYM nin, Akademik Konsey in tavsiyesine dayanarak başvuranın sınav sonuçlarını feshetmesinin, başvuranın eğitim hakkını reddetmek olduğu sonucuna varır. Sonuç olarak AİHS nin 1 No. lu Protokol ünün 2. Maddesi ihlal edilmiştir. AİHS NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI AİHS NİN 41. Maddesi aşağıda kaydedilmiştir. Mahkeme işbu Sözleşme ve protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın tatminine hükmeder. A. Maddi Zarar Başvuran, ailesinin özel ders ücreti ve geçim masrafları için ödediği meblağı talep etmiştir: kurs ücret için 2.000 Euro ve diğer masraflar için ayrıca 2.000 Euro. 7

AİHM, AİHS nin ihlaline neden olduğu sonucuna varılan konu ile - eğitim hakkının reddedilmesi- başvuran tarafından ileri sürülen maddi zarar arasında nedensellik bağı görmemektedir. Sonuç olarak başvuranın maddi tazminat talebini reddeder. B. Manevi Zarar Başvuran, olayın kendisinde şok etkisi yarattığı ve psikolojik sorunlar yaşadığı, çektiği bu sıkıntı nedeniyle toplam 100.000 Euro talep etmiştir. AİHM, ÖSYM nin uygulamasının başvuranın sıkıntıya girmesine neden olduğu kanısındadır. Bu nedenle, bir tazminat ödenmesinin adil olacağı kararına varır. AİHM, başvurana 5.000 Euro ödenmesinin adil olacağı kararına varır. C. Mahkeme Masrafları Başvuran, davayı açarken yapmış olduğu masraf ve harcamalar için toplam 2.755 Euro tazminat talep etmiştir. Başvuran ayrıca yerel mahkemelerdeki davalar sırasında avukatın ödemede bulunmak ve şikâyetlerini yerel mahkemeler huzurunda sunmak üzere yaptığı masraflar için toplam 6.000 Euro harcamış olduğunu ileri sürmüştür. AİHM, başvurana yerel ve AİHM huzurundaki davalarda yaptığı masraf ve harcamalar için toplam 5.000 Euro ödenmesine karar vermiştir. D. Gecikme Faizi Gecikme faizi olarak, Avrupa Merkez Bankası nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranının üç puan fazlası uygulanacaktır. YUKARIDAKİ GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM 1. Bire karşı altı oyla, AİHS nin 1.No.lu Protokolü nün 2. Maddesinin ihlal edilmiş olduğuna, 2. Bire karşı altı oyla, (a) sorumlu Devlet in, kararın AİHS nin 442 Maddesi ne göre kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içerisinde başvurana, ödeme tarihinde uygulanan kur üzerinden Yeni Türk Lirası na çevrilmek üzere 5.000 Euro manevi tazminat ödemesine, (b) masraf ve harcamalar için sorumlu Devlet in üç ay içerisinde başvurana, 5.000 Euro dan adli yardım olarak verilen 630 Euro düşülerek ödemesine, 8

(c) yukarıda sözü edilen üç aylık sürenin bitiminden ödeme gününe kadar, Avrupa Merkez Bankası nın gecikme süresince uyguladığı faiz oranına üç puan eklenerek oluşacak faiz oranı üzerinden basit faizin yukarıdaki miktarlara uygulanmasına karar vermiş, başvuranın adil tazmin talebinin kalan kısmını oy birliğiyle reddetmiştir. KARARIN SONUÇLARI VE GENEL DEĞERLENDİRME AİHM nin üye ülke mahkeme kararlarının sözleşme veya ek protokollere aykırılığının tespiti halinde, üye ülkelerin bunu bir yargılamanın yenilenmesi sebebi kabul etmelerini, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 19 Ocak 2000 tarih ve R(2000)2 sayılı kararla üye ülkelere tavsiye etmiştir. Komiteye göre,, mağdurun, ulusal mahkeme kararı nedeniyle mağduriyetinin devam etmesi ve bu mağduriyetin tazminatla giderilemeyecek olması halinde, yargılamanın yenilenmesi veya kararın düzeltilmesi yoluna gidilebilir. AİHM nce verilen ihlal kararlarının idari davalar bakımından Türkiye de yargılamanın sebepleri arasına girmesi, 19.07.2003 günlü Resmi Gazete de yayımlanan 4928 sayılı Kanun ile olmuştur. Anılan Kanun un 6. Maddesi ile, kesinleşmiş hükmün İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, AİHM nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması durumunda, yargılamanın yenilenmesinin istenebileceği belirtilmiş ve bu durum, İdari Yargılama Usulü Kanunu nun yargılamanın yenilenmesi konusunun düzenlendiği 53. Maddesinin (1) numaralı fıkrasına (ı) bendi olarak eklenmiştir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler üzerine başvuran 2006 yılında yeniden yargılama talebi ile Danıştay a başvurmuş, davayı görüşen Danıştay 8. Dairesi 19.01.2007 günlü, E:2006/4857,K:2007/69 sayılı kararı ile, yargılamanın yenilenmesi talebini kabul ederek, işlemin dayanağını oluşturan komisyon raporunun olasılık ve tahminlere dayalı olduğu, davacının sınavda elde ettiği başarının gerçeği yansıtmadığını kanıtlayan hukuken geçerli somut bir tespit de bulunmadığından, Anayasa da güvence altına alınmış olan eğitim- öğretim hakkının ihlali sonucunu doğurduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Bu karar sonucu başvurucu üniversite eğitimine başlamıştır. Davalı ÖSYM tarafından bu karar temyiz edilmiş, temyizi görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 04.12.2008 günlü, E:2007/274, K:2008/2221 sayılı kararı ile, yeniden yargılama yapılabilmesi için AİHM nin ihlal kararından sonra yeni bir maddi olgunun ortaya çıkması gerekliliği bulunduğu gerekçesine dayalı olarak Halkın Emek Partisi nin kapatılmasıyla ilgili yargılamanın yenilenmesi talebini reddeden Anayasa Mahkemesi 9

kararına atıf yaparak, AİHM nce tartışılan olgular ve maddi olayın, yargılamanın yenilenmesine esas olan dava ile aynı olduğu, davacının yargılama aşamasında elinde olmayan bir nedenle hakkını kanıtlayamaması gibi bir durumun bulunmadığı, hükmü değiştirecek yeni bir delilin ortaya çıkmadığı; ayrıca yargılamanın herhangi bir aşamasına ilişkin olarak da adil yargılanma hakkının ihlalinin tespit edilmediği, söz konusu ihlal kararında, Danıştay Sekizinci Dairesi ve Danıştay İDDK tarafından karara esas alınan olgular yeniden değerlendirilerek hüküm kurulduğu, dolayısıyla yargılamanın yenilenmesini gerektiren bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle Danıştay 8. Dairesinin iptal kararının bozulmasına 2 ye karşı 21 oyla karar verilmiştir. Başvurucu tarafından bu kararın düzeltilmesi talebi üzerine, konuyu yeniden ele alan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 23.12.2010 günlü, E:2009/1188, K:2010/2507 sayılı kararı ile, başvuranın karar düzeltme talebini kabul ederek, yargılamanın yenilenmesi istemini kabul edip, işlemin iptali yolunda verilen Danıştay Sekizinci Dairesi kararını 9 a karşı 29 oyla onamış ve karar kesinleşmiştir. Mürsel Eren davası AİHM nin tespit ettiği bir ihlal kararının ardından yeniden yapılan yargılama sonucunda ihlalin sonuçlarının başvurucu nezdinde ortadan kaldırıldığı önemli bir örnektir. 10