Çevre Dergisi EKOLOJİK DENGE VE YOK OLAN DEĞERLERİMİZ Ak.Uzm. Süleyman BAŞLAR - Nurettin ŞAHİN D.E.U. Buca Eğt. Fak. Biyoloji Anabilim Dalı, İZMİR Anahtar Kelimeler: Ekolojik Denge, Biyolojik Çeşitlilik ÖZET Ülkemiz, Dünya coğrafyasındaki yeri,iklim ve topoğrafik özellikleriyle çoğu kendine has birçok bitki ve hayvan türünü içinde barındırmaktadır. Günümüzde giderek bozulan ekolojik denge ile birlikte bu türlerin habitatları da bozulmuş, bazılarında ise tamamen yok olmuştur. Bu makalede ülkemiz flora ve fauna'sında yer alıp nesli tükenmiş veya tükenme tehlike sindeki türler ele alınmıştır. GİRİŞ Yerkürede tahrip olan ekolojik denge ile birlikte, içinde barındırdığı değerler de yok olmaktadır. Bir canlının doğal olarak yaşayıp çoğaldığı, neslini devam ettirdiği yer, o türün habitatıdır. Günümüzde bu alanların bozulması ile içindeki canlı türlerinin de nesli tükenmektedir. Dünyadaki bütün türlerin bir çeyreği önümüzdeki 30 yıl içinde tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bunun en önemli ve başlıca nedenlerinden birisi de pek çok türün habitatmın tahrip edilmesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, Amazon Ormanları dünyadaki türlerin yarısından fazlasını barındırmaktadır. Böyle bir tropik ormanda yapılacak hatalı ve plansız bir faaliyet burada bulanan türlerin 30 yıl içinde yüzde 5-15'inin tamamen yok olmasına neden olacaktır 1. Biyolojik çeşitliliğin azalmasının bir diğer sebebi ise türlerin ticari değerlerinin olması ve bu doğrultuda tüketil-
Ekoloji meşinden ileri gelmektedir. Balinadan fillere kadar bir çok tür, ticari çıkarlar uğruna tehlikeye sokulmuştur. Diğer taraftan sanayi ve tarım faaliyetlerinin kirlettiği toprak, hava ve su da pek çok türün sayısının azalmasına neden olmuştur. Biyolojik varlıklar, içinde yaşadıkları ekolojik çevreden soyutlanamazlar. Dolayısıyla tür ve çeşitlerin korunması sorunu aslında doğal alanların korunması sorunudur. Türlerin yaşamı, içinde bulundukları habitatın sağlıklı bir şekilde korunmasına bağlıdır. Korunacak çevre içinde daha başka bitki ve hayvan türleri de bulunacaktır. Bu bitki ve hayvan grubu, ekolojide "tür toplulukları" denen bir bütün oluşturur. Bu bütünün belli doğal sınırları varsa, örneğin bir dağ veya bir ova gibi, o zaman korunacak doğal alana "ekosistem" denir. Türkiye, coğrafi yapısı, konumu ve çeşitli ekolojik şartlarıyla önemli özellikler taşımakta, bu özelliği ile büyük bir kıtanın belirgin karekterini, küçük ölçekte de olsa toprakları üzerinde bulundurmaktadır. Diğer taraftan coğrafi konumu nedeniyle kıtalar arasında tabii bir köprü durumunda olan Türkiye'nin fauna ve florası büyük zenginlik göstermektedir. Ülkemiz, sahip olduğu iklim, topoğrafik özellikleri ve korunmuş alanlarıyla bu bölgelere has, dünyada sadece ülkemizde bulunan ve endemik tür olarak tanımlanan binlerce canlı türünü barındırmakta birçok canlı türü içinde hayatını sürdürebileceği son merkez olmaktadır. Yüzyılımız özellikle kuş türlerinin neslinin azaldığı bir dönemdir. Bu makalede hergün sayısına bir yenisi daha eklenen ve özellikle ülkemiz fauna ve flora'sında yer alıp nesli tükenmiş veya tükenme tehlikesindeki türler tanıtılmıştır. HAYVANLAR ALEMİ TATLI SU BALIKLARI Amik Gölü'nün kurutulmasıyla birlikte birçok endemik tür yok olmuştur. Abant Gölü'ndeki bazı dereler üzerinde Gök Kuşağı Alabalığı (Salma gairdneri) üretiminin yapılması, burada endemik olarak yaşayan Salma trutta abanticus'un toplu ölümlerine sebep olmaktadır. Aynı şekilde, Orta Anadolu Bölgesi'nde Hoyran ve Eğridir göllerine aşılanan Sudak (Lucioperca lucioperca) da buradaki tabii türlerin yok olmasına sebep olmuştur 2. TUZLUSU BALIKLARI Engraulis encrasicolus (Hamsi) Karadeniz ekosistemi içinde çok önemli bir yeri olan hamsinin stoklarında son yıllarda bir azalma ve değişkenlikler olduğu gözlenmektedir. Bunun en önemli nedenlerini ise, düzensiz ve aşırı avlanma ile birlikte Karadeniz ekosistemine yeni dahil olan bir Ctenophore türü (Mnemiopsis mccradyi) oluşturmaktadır 3. AMPHİBİA (AMFİBİLER =KURBAĞALAR) Bombina bombina (Kırmızılı Kurbağa) Adapazarı Sapanca Gölü, Terkos Gölü ve Edirne civarında yayılış gösterir. Yaşadığı suların kirletilmesiyle sayıları azalmaktadır. Mertensiella caucasica (Kafkas Semenderi) Yöresel adı "çiyan" olan ve Kafkas Semenderi olarak bilinen bu tür, akarsu ve göze sularının yakınlarında bulunur. Artmakta olan yerleşim alanları ve doğal biyotoplarının bozulması nedeniyle sayıları giderek azalan amfibi türleri arasındadır 4. Triturus vulgaris (Küçük Semender) Trakya ile Kuzeybatı Anadolu'da yayılmıştır'. Yaşadıkları durgun veya ağır akan suların çeşitli sebeplerle yok edilmesi veya kirletilmesi sonucu, nesli büyük bir hızla azalan bir semender türüdür. Triturus vittatus ophraticus (Şeritli Semender) Şeritli semender olarak da bilinen bu alt tür, Orta Karadeniz Bölgesi'nde Hopa'ya kadar olan sahilden 2800 m'ye kadar (Kafkasya) yaşadığı bildirilmektedir 6. Durgun Sularda yaşar, habitatlarının daralması ve kirlilik nedeniyle nesilleri hızla azalmaktadır 6. Triturus Karelini (Pürtüklü Semender) Karadeniz, Trakya, Kuzeybatı Anadolu ve Ege'de yaşayan bu türün yaşadığı alçak ovalardaki suların kirletilmesi sonucu türün yok olduğu söylenebilir 5. REPTİLİA (SÜRÜNGENLER) Chelonia mydas (Çorba Kaplumbağası) Eti çok makbuldür 5. 1950 yıllarında İskenderun'dan büyük miktarlarda toplatılarak ihraç edilmiştir. Böylece, başlangıçta bitmeyecekmiş gibi
Çevre Dergisi görünen bu türün 6-7 yıllık bir zaman içinde sayısı oldukça azalmıştır. Caretta caretta (Adi Deniz Kaplumbağası) Dalyan'dan Anamur sahillerine kadar yayılış gösteren caretta'lar, yumurtlama alanlarındaki plansız yapılaşma nedeni ile nesileri tehdit altındadır. Nadiren Karadeniz'de rastlanır. Ege ve Akdeniz'den toplanmış kabuk örnekleri vardır 5. Vipera kaznakovi (Hopa Engereği) Yöresel adı "kontra" olan bu tür, Kafkasya'nın batı tarafı ile Suchum civarı ve Hopa'da rutubetli biotoplarda yaşar. Vipera kaznakovi Türkiye'nin zehirli yılan faunasına ait yedi türden birisidir. Son yıllarda ülkemize gelen bazı yabancı misafirlerin bazen de aracılar sayesinde toplatılıp ülkelerine izinsiz götürdükleri derileri çok kıymetli olan bir türdür. Bu nedenle nesilleri giderek azalmaktadır 7. AVES (KUŞLAR) Pelecanus crispus (Tepeli Kutan) Sayıları ancak 300 kadar olan bu tür, Kuş Cenneti, Balık Gölü, ve Ereğli Gölü'nde ürerler 2. Anhinga rufa (Yılan boyun kuşu) Aşırı avlanma ve habitatının tahrip edilmesi sonucu nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. A. melanogaster türünün ise nesli Amik Gölü'nün kurutulması sonucu tükenmiştir 8. Geronticus eremita (Kelaynak) Dünyada yanlızca Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde ve Fas'ın kıyı kesiminde üremektedir 8. Birecik'te üreyen koloni, kışı Afrika'nın doğu kesiminde geçirir. Özellikle tahıla zararlı böceklerle beslenen bu kuşlar 1950'deki sıtma ve çekirge istilasına yönelik ilaçlama çalışlarından etkilenmiş ve populasyonun üçte ikisi ölmüştür. 1977 de bir üretme çiftliği kurularak koruma altına alınmıştır 9. Günümüzdeki sayıları tükenme sınırına gelmiştir. Oxyura leucocephala (Dikkuyruk) Tüm dünyadaki populasyonun 19.000 kadar olduğu tahmin edilmektedir 10. Yaz aylarında 100-150 çifti Orta Anadolu'da üreyen bu tür, kışları Burdur Gölü'nde görülür 2. Aquila chrysaetos (Kaya Kartalı) Yurdumuzun en güçlü yırtıcı kuşudur. Daha çok kemirici hayvanlar, tavşan, karaca hatta tilkiyi bile avlayabilir 11. Son yıllarda tarım ilaçlarının yoğun kullanımı nedeniyle nesli tükenmektedir. Buteo buteo (Şahin) Yurdumuzda nesli tehlike altındaki yırtıcı kuşlarımızdandır. Temel besini tarla faresidir 11. Tarımdaki kimyasal mücadeleden en fazla etkilenen bir türdür. Accipiter gentilis (Çakır Kuşu) Yavruları toplanarak eğitilip avda kullanıldığı için, yurdumuzda son derece azalan bir türdür 1 '. Pandion haliaetus (Balık Kartalı) Sulak alanlarda çok seyrek olarak görülmektedir. Güney Doğu Anadolu dışındaki bütün bölgelerimizde rastlanmıştır''. Alectoris chukar (Kınalı Keklik) Kayalık ya da otluk açık arazilerde bulunur. Tohum ve küçük meyvelerle beslenir. Son yıllarda aşırı avlanma yüzünden sayıları azalmıştır. Phasianus colchicus (Sülün) Çalılık ve ağaçlıklara yakın ekin tarlalarında gezmeyi seven bu tür Orta Karadeniz'in vazgeçilmez av hayvanıdır. Aşırı avlanma sonucu nesli tükenmeyle karşı karşıyadır. Aynı familyadan Turaç'm (Francolinus françolinus) soyu ancak üretme istasyonlarında korunmaktadır. Striqiformes (Baykuşlar) Yurdumuzda bulunan tür sayısı 8'dir. Bunlardan puhu kuşu (Bubo bubo), alaca baykuş (Strix aluco) ve bahkpuhu kuşu (ketupa zeylonensis) nün soyları tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kulaklı orman baykuşu (Asio atus) ve peçeli baykuş (Tyto alba) ise oldukça büyük tehlike altındadır 11. MAMMALİA (MEMELİLER) Castor fiber (Avrupa Kunduzu) Türkiye'de halen varlığına dair kesin buluntular olmadığı konusunda araştırmacılar birleşmektedir. 1963 yılında Ceyhan çevresinde 3-4 tane vurulduğu, l tane canlı yakalandığı, 1959'da Kahramanmaraş yakınında Körsulu Çayı'nda vurulduğu kaydına rastlanmıştır. Her hangi bir müze materyali yoktur 12. Grompus griseus (Karadeniz Yunus Balığı) Üst çenesinde diş bulunmayan bir tür olup küt bir burnu vardır. Karadeniz'de de rastlanır. Açık boz gövdesini kaplayan bıçak yarasına benzer birbirini kesen izler tanınmasını kolaylaştırır 9. Özellikle Karadeniz kıyılarındaki yoğun populasyonun korunabilmesi için balıkçılar avlanma usulleri ve yunus hakkında bilgilendirilmelidir. Felis leo (Kaplan) Son olarak 1970 yılında Güneydoğu Anadolu'da avlanmış, o tarihten sonra herhangi bir kayda
Ekoloji rastlanmamıştır 2. Panthera pardus (Anadolu Parsı) Türkiye'de yakın tarihlere kadar Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Ege Bölgesi'nin güney kesimlerinde ve Akdeniz Bölgesi ormanlarında yaşadığı bilinen bu türün 1974'- ten beri izine rastlanılmamıştır 9. Bu türün korunmasında av yasağı yeterli değildir. Aynı zamanda habitatının korunması gereklidir. Panthera leo persicus (Arslan) Anadolu'nun Batı, Orta, Güney ve Güneydoğu bölgelerinde, 12. yüzyıl sonlarına kadar yaşamıştır. Bazı araştırmacılar, 19. yüzyılın ikinci yarısında, Fırat Vadisi'nin alt kesiminde, Birecik çevresinde arslana rastlandığını belirtmektedirler. (Danford, 1880) Acinonyx Jubatus (Çitah) Kedi familyasından soyu tükenmiş bir türdür. 19. Yüzyıl'a kadar Güney Anadolu'da yaşamıştır 2. Monachus monachus (Akdeniz Foku) Başta Foça, Karaburun ve Anamur olmak üzere Akdeniz kıyılarında yayılış gösterir. Kıyıların kalabalıklaşması, kirlenmesi, balığın tüketilmesi kısacası habitatının insan eliyle bozulması nedeniyle ortadan kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Türkiye'deki populasyonda 1970'li yıllardan günümüze %80 civarında bir azalma gözlenmiştir 13. Elephas maximus asurus (Asya Fili) M. Ö. 1. yüzyılın başına kadar Kahramanmaraş ve Hatay illerindeki göl ve bataklıkların çevreleri ile Fırat ve Dicle'nin Suriye sınırına yakın vadilerinde yaşamıştır 2.
Çevre Dergisi Equus hemionus anatoliensis (Yaban eşeği) Bu türün, 12. yüzyıl sonlarına kadar Doğu Anadolu'da Murat, Karasu çevrelerinde yaşadığı belirtilmektedir 2. Bos primigenius Bojanus (Yaban Öküzü) Bu hayvan Anadolu'nun her tarafında M.Ö. l. yüzyıla kadar yaşamıştır 2. Algler BİTKİLER ALEMİ TOHUMSUZ BİTKİLER Cyanophyceae familyasını oluşturan, sularda besin zincirinin ilk basamağı olan algler, tek hücreliden kolonial duruma, iplik biçiminden karışık gelişmiş talluslu yapılara kadar değişik biçimlerde gözlenebilmektedir. M.Ö. 2700'lü yıllardan beri kullanılan bu bitkiler, hem tıbbi hem de ekonomik olarak öneme sahiptirler. Kozmetik sanayii, cam sanayii, kimya sanayii, gıda sanayii, boya sanayii, tekstil, kauçuk, kağıt, inşaat, ilaç sanayiileri gibi pek çok sanayii alanında çok büyük öneme sahip doğal değerlerimizdendir 14. Bu grup, suların kirletilmesiyle birlikte giderek azalmaktadır. Bu olayın büyük boyutlara ulaştığı İzmir ve İzmit körfezleri en çarpıcı örneklerdir. Fungi (Mantarlar) Protein ve vitaminlerce zengin, buna karşılık düşük kalorili olan mantarların ekonomik değeri yüksektir. Bazı mantarlar insan hayatı için tehlikeli olmasına rağmen, ilaç sanayiinde kullanılan önemli türleri de vardır. Özellikle Morchella sp. gibi ekonomik öneme sahip şapkalı mantar türlerinin bilinçsiz toplanılması tabii populasyonu büyük zarara uğratmaktadır. Bunun yanında, özellikle son 20 yılda çevre kirliliğinin ve asit yağmurlarının pek çok mantar türünün tükenmesine etkisi olmuştur. Aslında mantarların insanlar için önemi büyüktür. Kaybolan bu değerler insanlığın kaybıdır. Organik atıkların temizlenmesi, fotosentez için mutlak gerekli olan CO2'in ortama verilmesi ve toprağın humus miktarının artması gibi yaşadıkları ortamda çok büyük faydalar sağlamaktadır. Bunun yanında besin olarak, ekmeğin besin değerini yükselten maya olarak, fermantasyon endüstrisi ilaç endüstrisi ve gıda endüstrisi gibi birçok alanda kullanılmaktadır 15. Gymnospermae TOHUMLU BİTKİLER (Açık tohumlular) Abies nordmanniana (Stev.) Matff. Doğu Karadeniz Göknarı Kafkasya Göknarı olarak da isimlendirilen bu tür, ülkemizde Kızılırmak nehrinden başlayarak Batı Kafkaslara kadar uzanan bir bölgede, genellikle dağların denize bakan kısımlarında bulunmaktadır 16. Picea orientalis (L.) Link. Doğu Ladini Dünya'da yanhzca Türkiye'nin Kuzeydoğu Bölgesi'nde (Ordu-Melet suyu ile Gürcistan sınırı arasında) ve Kafkaslar'da yayılış göstermektedir. Bu ağaç türümüz bazı böcek ve mantar hastalıkları, çok eski zamanlardan beri devam etmekte olan usulsüz ve tekniğe aykırı yararlanmalar nedeniyle ve doğal yapay gençleştirme çalışmalarında yapılan yanlış uygulamalar sonucu gittikçe azalmaktadır 17. Cedrus Hbani A. Rich. Niksar-Erbaa Toros Sediri Sarıçam, karaçam, meşe gibi ağaç türleri ile karışık halde bulunurlar. Bugün özellikle sosyal baskılar sonucu habitatı daralmakta, mevcut genetik rezerv fakirleştirilmektedir. Asıl yayılışı Akdeniz Bölgesi'nde yapan Toros Sediri bu ana yayılışından başka Erbaa-Niksar dolaylarında doğal olarak yetişmektedir 18. Alan kazanmak amacıyla yapılan orman tahripleri ile doğal veya yapay gençleştirme ve ağaçlandırma çalışmalarında yapılan yanlış uygulamalar sonucunda mevcut gen havuzu hem daraltılmakta hem de genetik kirlenmeye sebep olmaktadır. Anqiospermae (Kapalı Tohumlular) Tıbbi ve kokulu bitkiler uzun zamandan beri, özellikle geçen yüzyılın ortalarından itibaren, tabiattan toplanarak yurt dışına satılmaya başlanmış, ayrıca dünyada gittikçe yaygınlaşan tabii bitkilerin, hastalıkların tedavisinde kullanılmasına paralel olarak yurt içinde de kullanılmaları gittikçe ağırlık kazanır olmuştur. Bu grup bitki türlerinin çeşitli organlarının, özellikle kök ve rizomlarının, bilinçsiz ve aşın toplanmaları sonucu, bazı bitki türlerinin nesilleri oldukça azalmış, veya ortadan kalkacak hale gelmiştir. Anemone L. (Dağ Lalesi) Dik duruşlu çok yıllık otsulardır. Dip yapraklan parçalı, çiçek aktinomorf ve 5- çok tepalli. Akenler çok sayıda. Ülkemizde 7 türü vardır.
Ekoloji Cyclamen L. (Siklamen) Yumrulu çok yıllık otsular. Yapraklar uzun saplı ve kordat. Çiçekler tek, korolla tüp şeklinde, lopları geriye doğru kıvrık duruşludur. Ülkemizde 10 türü bulunur. Bunlardan 4 türü yanlız Anadolu'da yayılış gösteren endemik türlerdir. Glycyrrhiza glabra L. (Meyan) Çok yıllık bir bitkidir. Çiçekler yaprak koltuklarında kimoz veya rasemuz durumda, korolla mavi veya menekşe rengindedir. Meyvası kırmızımsı -kahverengi yuvarlak bir legümendir. Köklerinden meyan balı (succas liquinitiae) elde edilir ve bu madde eczacılıkta kullanılır 19. Son zamanlarda oldukça bilinçsizce toplanması bitkinin neslini tüketmektedir. Lilium L. (Zambak) Soğanlı çok yıllık otsulardır. Soğanlar pulsu yapılarla örtülmüştür. Yapraklar çok sayıda, çiçekler tek veya rasemuz veya şemsiye durumunda. Peri ant parçaları serbest ve kuvvetli geriye kıvrılmış. Ülkemizde 5 türü vardır. Süs bitkisi olarak yetiştirilir. Kolayca çoğalabilmesine rağmen Lilium candidum (Ak Zambak) Türkiye doğasından kaybolmak üzeredir. Galanthus L. (Kardelen) Soğanlı çok yıllık otsulardır. Yapraklar kaidede ve iki adet, çiçekler tek, aşağı sarkık duruşlu ve beyaz renktedir. Ülkemizde 9 türü bulunur. G. elwessi Hooker Batı Anadolu'da yayılış gösteren endemik bir türdür. Türkiye her yıl 30 milyon kardelen ihraç etmektedir. Orchis L. (Sahlep) Yumrulu çok yıllık otsulardır. Yapraklar değişik şekillerde, beneksiz. Ülkemizde 20 türü vardır. Gıda sanayi'nde kullanılır. Bu bitki türü de yok olmaya yüz tutmuştur. Bunların yanında bilinçsiz otlatma, tarla açma, orman yangınları, fabrika artıklarının sebep olduğu kirlilik bitki türlerinin neslini hızla azaltmaktadır. Buna en çarpıcı örnek, Murgul'daki fabrika bacasından çıkan gazların çevredeki tüm bitki türlerini yok etmesi olayıdır. SONUÇ Ekolojik bir sistemde bir canlı türünün neslinin tükenmesinden en çok etkilenecek varlık, yine insan olacaktır. Çünkü tabiatta mevcut her canlı türünün bir görevi vardır. Orman alanlarının tahribi, bilinçsiz zirai mücadele, sanayi artıkları, turistik tesislerin kıyılara yayılması, şehirleşme, sulak alanların kurutulması gibi tabiata yapılan suni müdahaleler mevcut dengeyi bozmakta ve birçok türün varlığını tehlikeye atmaktadır. Günümüzde karşılaşılan bu darboğazların her birine çeşitli teklifler sunulmaktadır. Fakat tüm bu çalışmalarda başarıya ulaşmanın yolu halkımızın çevreye daha duyarlı hale gelmesinden geçmektedir. SUMMARY ECOLOCIGAL BALANCE AND THE EXTINCTION OF OUR VALUES Türkiye, which contains a great number of plants and animal species, has different climate and topographic specialities on earth. Nowadays with deterioration in ecolocigal balance some species had already extinct species ör the danger of the species extinction in flora and fauna in Türkiye. KAYNAKLAR 1) UNEP, Our Planet 1992 Vol. 2 2) Türkiye'nin Biyolojik Zenginlikleri, TÇV yayını. 1990 3) Kideys., A.E., Karadeniz'in Bozulan Ekosistemi ve Hamsi Balıkçılığına Etkisi. 1. Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi Bildirileri 1993 izmir. 4) Tuncer., S., Yılmaz., N., Doğu Karadeniz'in Biyolojik Zenginliklerinden Mertensiella caucasica-triturus Vittatus Ophraticus'un Ekoloji ve Biyolojilerinin Araştırılması IV. Bilimsel ve Teknik Çevre Kongresi Bildirileri 1988 İzmir. 5) Başoğlu, M., Baran, 1., Türkiye Sürüngenleri, Kısım l, Kaplumbağa ve Kertenkeleler, Ege Ünv. Fen Fak., Kitaplar Serisi No: 76, 1977 6) Başoğlu, M., Özeti, N., Türkiye Amphibileri. E.Ü. Fen Fak. Kitaplar Serisi No: 50, 155 s. (1973) 7) Tuncer., S., Doğu Karadeniz Semenderleri ve Hopa Engereği Üzerine Araştırmalar. 1. Uluslararası Çevre Koruma Sempozyumu Bildirileri 1992 İzmir. 8) Türkiye'nin Çevre Sorunları, TÇV. Yayınları 1991 9) Ana Britannica Ansiklopedisi. C. 17, 22 10) IWRB NEWS No: 8, July 1992 11) Kiziroğlu, İ., "Sayıları Giderek Azalan Yırtıcı Kuşlarımız" Bilim ve Teknik 222: 1-4, 1986 12) Demirsoy., A., Yaşamın Temel Kuralları. Omurgalılar / Amniyota C. 111. Kısım 11. Ankara 1992 13) Akı, C., Cirik., S., Akdeniz Foku ve Korunması 1. Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi Bildirileri 1993 İzmir 14) Güner., H., Aşsel., V., Tohumsuz Bitkiler Sistematiği Cilt. l Ege Ünv. Fen Fak. Kitaplar serisi No: 108, 1989 İzmir. 15) Öner., M., Mikoloji 1. Ege Ünv. Fen Fak. Kitaplar Serisi No: 53 İzmir 1980 16) Yahyaoğlu., Z., Demirci., A., Genç., M., Azalmakta Olan Bir Doğal Türümüz. Doğu Karadeniz Göknarı (Abies nordmanniana (Stev.) Matff.) 1. Uluslararası Çevre Koruma Sempozyumu Bildirileri 1992 İzmir. 18) Genç., M., Kalay., H.Z., Orta Karadeniz Bölgemizde Yok Olma Tehlikesi İçindeki Bir Genetik Rezervimiz (Niksar - Erbaa Toros Sediri (Cedrus libani A. Rich.) Bükleri). 1. Uluslararası Çevre Koruma Sempozyumu Bildirileri 1992 izmir. 19) Seçmen., Ö., Gemici., Y., Leblebici., E., Gök., G., Bekat., L., Tohumlu Bitkiler Sistematiği Ege Ünv. Fen Fak. Kitaplar Serisi No: 116 1986tzmir.