PETFORM PANELLERİ II PANEL KONUŞMASI



Benzer belgeler
Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Arama Üretim Sektörü & Doğalgaz Piyasasına İlişkin PETFORM Önerileri

Kasım Ankara / TÜRKİYE

ODTÜ MEZUNLARI DERNEĞİ YENİ PETROL KANUNU PANELİ KONUŞMA METNİ

TUROGE 2008 KONUŞMA METNİ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

2014 Yılı Petrol Arama - Üretim Faaliyetleri

DOĞALGAZ VE ELEKTRİK ARZ GÜVENLİĞİ ZİRVESİ KONUŞMA METNİ

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü GENEL GÖRÜNÜM. Selami İNCEDALCI Genel Müdür

SİRKÜLER 2016/13. : Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesinde Değişiklik Yapan 6676 Sayılı Kanun Yayımlandı.

TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ POTANSİYELİ

PETFORM Üyesi 34 Enerji Şirketi

Türkiye Elektrik Piyasası na Genel Bir Bakış

BÜTÜNSEL DÖNÜŞÜM PROGRAMI BÖLGELERDE ANLATILDI

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ SEKTÖR TOPLANTISI HATAY /

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

SİRKÜLERİMİZİN KONUSUNU AR-GE TEŞVİK DÜZENLEMELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER OLUŞTURMAKTADIR.

DOĞAL GAZ DAĞITIMINDA YASAL DÜZENLEMELER

Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi C Grubu Pay Sahiplerinin Belirlenmesine İlişkin Süreç

6102 SAYILI YENİ TÜRK TİCARET KANUNU NA GÖRE ANONİM ŞİRKETLERDE VE LİMİTED ŞİRKETLERDE GENEL KURUL TOPLANTI VE KARAR NİSAPLARI

"Türkiye'de enerji sektörünün yeniden yapılanması içinde arama ve üretim faaliyetlerinin teşviki için gerekli yasal düzenlemeler"

KANUN NO: 5746 ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN (*) Kabul Tarihi: 28 Şubat 2008

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI AR-GE KANUNU TEŞVİKLERİ. Sadık URANLI Eylül 2012

Bölgeler. 6. Bölge (Şanlıurfa)

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/9

AKFEN HOLDİNG A.Ş. NİN SERMAYESİNİN AZALTILMASINA İLİŞKİN YÖNETİM KURULU RAPORU

Seri:XI, No:29 sayılı Tebliğe istinaden hazırlanmış tarihli Faaliyet Raporudur.

HEDEF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

YATIRIMLARA PROJE BAZLI DEVLET YARDIMI VERİLMESİNE İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI.

BÖLGE YATIRIM TEŞVİKLERİ SİRKÜLERİ (LXIII)

4646 SAYILI DOĞAL GAZ PİYASASI KANUNU NUN İTHALAT VE TOPTAN SATIŞ SEGMENTİNDE UYGULANMASI


YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

ABD Shale Gas Devrimi Işığında Türkiye İçin Politika Önerileri

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) SERBEST BÖLGE TEŞVİKLERİ. Hasan YÜKSEK Eylül 2012

4646 SAYILI DOĞAL GAZ PİYASASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI TASLAĞI İLE ÖNGÖRÜLEN DÜZENLEMELER

Rekabet Kongresi Özel Sektörde Büyüme Dinamikleri Üzerine Bir Tartışma. Cüneyt Türktan

Borçlanma Araçları Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ Taslağı Hakkında TÜSİAD Görüşü

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA)

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

SERBEST BÖLGENİN TANIMI

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı

T. C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AR-GE REFORM PAKETİ

Türkiye: Verimlilik ve Büyüme Atılımının Gerçekleştirilmesi

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 80 İST, GELİR VERGİSİ KANUNU TASARISINDAKİ TAŞINMAZ VE İŞTİRAK (ORTAKLIK) PAYLARI SATIŞ KAZANCI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

qωêâáóéûçé=rcop ìóöìä~ã~ë¼=ó~óö¼åä~ş¼óçê

Arama Üretim ve Doğalgaz Sektörlerinin Sağlıklı Gelişimi İçin PETFORM Önerileri

TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 25 Kasım 2015

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

mali açıklamalar 2012/ Konu: Vergi Kanunlarında ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapıldı

ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI ve ALTYAPI YATIRIMLARININ FİNANSMANI: ALTERNATİF YATIRIM FON VE ORTAKLIKLARI İLE DİĞER SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI

EIS526-H02-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR

Elektrikte bir yıllık 'denge' zararı; 800 milyon YTL

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI

TFRS YORUM 14 TMS 19-TANIMLANMIŞ FAYDA VARLIĞININ LİMİTİ, ASGARİ FONLAMA KOŞULLARI VE BU KOŞULLARIN BİRBİRİ İLE ETKİLEŞİMİ

SERBEST BÖLGELERE SAĞLANAN AVANTAJLAR

SERMAYE PİYASASI KURUMLARI VE ARAÇLARININ KULLANIMI YOLUYLA KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ FİNANSMANI

İşletmelerin Büyüme Şekilleri

MALİTÜRK DENETİM VE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası YENİ TEŞVİK MEVZUATI DESTEKLERİ İÇİN NİHAİ ÖNERİLERİMİZ RAPORU 2012

01 OCAK HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU

Dünya Enerji Görünümü Işığında Türkiye Arama Üretim Sektörü

Türkiye de Yabancı Bankalar *

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor!

Dünya Enerji Görünümü Işığında Türkiye Arama Üretim Sektörüne Yönelik Çözüm Önerileri

Çevresel Altyapı Projelerine Finansman Sağlanmas. lanması

TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş ÜÇÜNCÜ ÇEYREK SONUÇLARINI AÇIKLADI

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Fikirden Üretime Ar-Ge HÜSEYİN KARSLIOĞLU YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/165 Ref: 4/165

STRATEJİ PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. STRATEJİ PORTFÖY İKİNCİ HİSSE SENEDİ FONU (HİSSE SENEDİ YOĞUN FON)

Serbest Bölgeler Kanunu, Yasası sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa SERBEST BÖLGELER KANUNU. Kanun Numarası : Kabul Tarihi : 6/6/1985

STRATEJİ PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. STRATEJİ PORTFÖY BİRİNCİ HİSSE SENEDİ FONU (HİSSE SENEDİ YOĞUN FON)

( Yeniden Yapılanma)

YENİ TEŞVİK YASASININ AVANTAJLARINDAN DAHA YÜKSEK ORANLARDA YARARLANMAK İÇİN SON GÜN

KÜRESEL PAZARLARA GİRİŞ STRATEJİLERİ LİSANSLAMA, YATIRIM VE STRATEJİK İŞ BİRLİĞİ

SERBEST BÖLGE UYGULAMALARI

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Bakanlığımızca Yürütülen Ar-Ge ve Yenilik Programları

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU

TFRS YORUM 14 TMS 19-TANIMLANMIŞ FAYDA VARLIĞININ LİMİTİ, ASGARİ FONLAMA KOŞULLARI VE BU KOŞULLARIN BİRBİRİ İLE ETKİLEŞİMİ

Bölüm 1. Reel ve Finansal Varlıklar. Yatırımlar: Temel Kavramlar. Reel ve Finansal Varlıklar

Ne kadar 2/B arazisi var?

ULUSLARARASI İŞLERDE KARŞILAŞILAN BAZI SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

ARR Bir Hububat Depolama ve Ticaret Şirketi olan ELEWARR ın Neden ve Nasıl Sahibi Oldu?

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Hollanda limited şirketi (Besloten Vennootschap)

Sayı : 2015 / 85 Konu: Bilgilendirme 10 Nisan 2015

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AR-GE REFORM PAKETİ

VİZYON VİZYON VE DEĞERLER DEĞERLER

Hizmetlerini yasaların gerektirdiği standartlar çerçevesinde, günün gereklerine ve sizin şartlarınıza uygun, gerçekçi yöntemlerle sunar.


Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Yeni Yatırım Teşvik Paketinin Bursa ya Getirdikleri...

ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI

T. C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI AR-GE REFORM PAKETİ

HEDEF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

Transkript:

PETFORM PANELLERİ II PANEL KONUŞMASI Tarih : 11.01.2010 Mekân : Sheraton Hotel Ankara Konuşmacı : Murat Yazıcı (PETFORM Yönetim Kurulu Danışmanı) 56 yıldır yürürlükte olan bir yasanın değişikliğini görüştüğümüz bir sırada üzülerek görüyoruz ki, bu konularda bilgili olduğunu varsaydığımız bir çok kişi şoven bir takım yaygaralar kopartmakla meşguller. Milli egemenlik elden gidiyor, TPAO küçülüyor, Devlet hissesi oranları azaltılarak Türkiye yabancı şirketlere peşkeş çekiliyor, artık vazgeçmemiz gereken gereksiz söylemlerdir. Esas değerlendirilmesi gereken nokta, 56 yıldır yürürlükte olan bir kanunun başarısının yorumudur. Türkiye nin tüketimi her geçen gün artarken, üretimi azalmaktadır. 56 yılda toplam 3.000 civarında kuyu açılmıştır; üretim 40 bin varil civarındadır. Bunu başarı diye yorumlamak, Aman her şeyi eskisi gibi koruyalım demek, sadece hiçbir şey yapmadan oturalım demektir. Dar görüşlü yaklaşımlar, eskiyi sorgusuz saklama obsesyonunun sonucu sadece ve ancak ve en fazla eskiden alındığı kadar meyvenin toplanması sonucunu doğurur. 1990 da Sovyet sisteminin çökmesi üzerine, liberal ekonominin getirisi olarak yabancı sermayeye açılan eski Sovyet cumhuriyetlerindeki petrol ve gaz potansiyeli, teknolojinin gelişmesi ile derin denizlerde petrol aramalarının fizibl bir hale gelmesi, İkinci Körfez Savaşı neticesinde iştah kabartan Irak taki büyük petrol sahalarının geliştirilmesi olanağı hem Irak ta hem de Kuzey Irak ta arama projelerinin kapılarını yabancı sermayeye açılması neticesinde ciddi anlamda rekabet edilebilir bir ortamın doğmasına sebep olmuştur. Son yirmi yıldaki gelişmeler, yeni paylaşım modelleri yaratamadı. Dünyada hala Tax & Royalty, PSA, Buyback, Servis Sözleşmesi sistemleri uygulanmaktır. Bunların hepsi bir metodolojidir. Asıl olan, devletlerin sahip oldukları petrol kaynaklarını yönetmeleri için ellerindeki araçtır. Onun için hem hükümetlerin hem de sanayinin finansal düzenlemeleri çok iyi anlaması lazımdır. Bir ülkenin milli kaynaklarını tarif eden 3 faktör vardır. Bunlar: 1) Tabii kaynağın varlığı 2) Piyasanın gerekleri 3) Geçerli olan kurallardır. Bir petrol aramacısı, hangi lisansı seçeceği konusunda lisans öncesi çalışma yapar, sonra arama safhasına (exploration phase) geçer. Ekonomik bir keşif yaptığı takdirde sahayı geliştirir. Sonra üretime başlar ve gelir elde eder. Üretimini artırmak için ilave yatırım yapar ve tüm operasyonların sonunda da terk masraflarını ödeyerek sahayı terk eder. 1

Devletin petrol kaynaklarını yönetmesinin tek amacı vardır: Petrol kaynaklarından doğacak değeri maksimize etmek. Şirketlerin amacı ise, petrol kaynaklarından maksimum net bugünkü değeri (net present value) elde etmektir. Petrol kaynaklarından doğacak değeri maksimize etmek için devletin görevi: 1) Devlete gelir sağlamak 2) Endüstriye yatırım karşılığı geri dönüş sağlamak 3) Spekulasyonlardan kaçınmak 4) Lüzumsuz yönetim ve bürokrasi yaratmamak 5) Sağlıklı bir rekabet ortamı sağlamak 6) Efektif pazar yaratmaktır. Bu doğrultuda devlet; 1) Politikayı tarif etmeli 2) Kuralları koymalı 3) Endüstriyi geliştirmeli 4) Lisans verilmesini düzenlemeli, takip etmeli ve denetlemeli 5) Koşullar gerektirdiğinde kuralları, yine kurallar çerçevesinde ve geçmişten gelen hakları saklı tutarak değiştirmeli 6) İşlemlerin yarattığı tesirleri yönetmelidir. Bunun için devletin sağlam anayasası, kanunları, vergi kanunları, petrol kanunu ve yönetmelikleri ve bunları uygulayacak sağlam organizasyonu olmalıdır. Ama en önemlisi, petrol bulmaları halinde yatırımcının, arama, geliştirme ve üretim masraflarını geri ödenmesini sağlayıp, yatırımcının kârını paylaşmaktır. Kârın paylaşımı ise Devlet Payı (Government Take) ve Yatırımcı Payı (Contractor Take) tarifidir. Yatırımcı için kâr marjı, başarısızlıkları önlemeye yetecek boyutta olmalıdır. Dünyada 10 arama kuyusundan 9 unun başarısız olduğunu unutmamak lazımdır. Bu veriden hareketle, yatırımcıların çok yüksek riskler üstlendiği unutulmamalıdır. Buna karşın devletlerin riski hep daha azdır. Her bir petrol keşfinin bir değeri vardır. Bu değer, vergi sonrası kalan net değerdir. Yatırımcı Payı açısından baktığımızda, örneğin İrlanda daki hukuki rejime göre 25 milyon varillik bir sahadan elde edilen net gelir, Endonezya da ancak 144 milyon varillik bir sahadan elde edilen net gelire eşittir. Bu da açık bir şekilde şunu göstermektedir: Ülkeler, değişik finansal modeller geliştirerek birbirleriyle rekabet etmekte ve arama risklerine göre yatırımcı çekmeye çalışmaktadırlar. Türkiye ye bir göz atarsak; ülkemizde 1954 yılından bu yana uygulanan sistem, Tax & Royalty sistemi olduğunu görürüz. Yeni Türk Petrol Kanunu da aynı konsepte göre düzenlenmiştir. Tax & Royalty nin olduğu ülkelerde Devlet Payı %30 lardan başlayıp %70 e kadar yükselmektedir. 2

1990 lı yıllardaki Hukuk Devleti ilkesinin zedelenmesine yol açan Petrol Kanunu ndaki yorum farkı nedeniyle kanun hükümlerinin önce idari kararlarla sonra mahkeme kararları ile durdurulması; Demir Perde nin yıkılması ile dünyada ortaya çıkan yeni sahalardaki yatırımlar imkanları ile rekabet edememek, diğer tüm enerji piyasası kanunlarının sırasıyla yürürlüğe girmesine rağmen Petrol Kanunu nun değişen koşullara paralel olarak revize edilmemesi ve Güneydoğu Anadolu da yaşanan terör neticesinde arama faaliyetlerinde %75, üretimde ise %50 düşüş gerçekleşmiştir. 1990 larda başlayan bu duraklama devri, gerileme devrine dönüşmüş ve Türkiye deki üretim en geri noktasına ulaşmıştır. 6326 sayılı Petrol Yasasında TPAO nun yeri nedir? TPAO, işletmeci olarak tarifedilmiş ve devleti temsil eden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü nden ayrılmıştır. Devlet adına hareket eden idari karar alma makanizması olarak işleyen Petrol İşleri Genel Müdürlüğü açısından bakıldığında TPAO ile yerli / yabancı özel şirketler arasında ayrım gözetilmez; eşit yaklaşım vardır. Hem TPAO hem de diğer yerli / yabancı petrol şirketleri sabit Devlet Hissesi (%12,5) öderler. Kanunla tespit edilmiş sondaj mükellefiyetlerini yerine getirirler. Bunun tek istisnası TPAO için getirilmiş olan bir bölge de 12 ruhsat sahibi olmak hakkıdır. Diğer yerli ve yabancı şirketler için bu sayı 8 ile sınırlıdır. Bunların yanında, bugün geldiğimiz noktada yatırımcıya verdiğimiz mesaj, TPAO nun bir nevi National Oil Company statüsüne getirilmesi olmuştur. Her ne kadar 30 Mayıs 1994 de Avrupa Parlamentosu nca kabul edilmiş yönerge, ayrıcalık yaratacak koşulların olmamasını, etkin rekabet ortamının yaratılmasını, böylelikle her ülkenin enerji pazarının bütünleşmesi hususunun güçlendirlmesini zorunlu kılmakta ve bu amaçla konu ile ilgili her türlü yetkilendirme, nesnel ve kamuya açıkca bildirilmiş ilkeler doğrultusunda gerçekleştirilecek olmasını ve bir saha arama ve üretime açıldığı zaman bu sahaya erişim konusunda herhangi bir kurum veya kuruluşun ayrıcalığı olmaması gerekmesine rağmen, TPAO ya de facto ilave ayrıcalıklar tanınmaktadır. Geçtiğimiz 56 yılda TPAO nun üstlendiği öncü kuruluş rolünü ve devletimiz adına başarıyla yürüttüğü misyonu büyük bir takdirle karşılıyoruz. Bu konuda bazı yanlış anlamalar olduğu için sanırım şu noktanın altını çizmekte fayda bulunuyor: Hiçbir özel sektör yetkilisi, TPAO nun mevcut yapısının bölünmesini veya misyonunun sona erdirilmesini kesinlikle talep etmemektedir. Talep edilen tek husus, adil ve şeffaf piyasa mekanizmasının oluşturulması, sektördeki hiçbir aktöre ayrıcalık tanınmamasıdır. Yeni kanunda sağlanan teşvikler sayesinde Türkiye de yatırıma yönelecek bilhassa yabancı şirketler arama riskini paylaşma ihtiyacı karşısında; on yıllara dayanan bilgi birikimine sahip olan (bu yönde herhangi bir yasal zorunluluk bulunmamakla birlikte) önceki yıllarda olduğu gibi TPAO ile ortaklık kurmayı tercih edecekleri öngörülmektedir. Bu türden ortaklıklar neticesinde devletin alacağı pay, TPAO nun payı ile birleşerek yüzde seksenlerin üzerine çıkabilecektir. 3

Ancak zorlayıcı metodlarla yabancı şirketler ile TPAO arasında ortaklık kurmaya çalışmak yerli ve yabancı yatırımcılar açısından teşvik edici değil köstekliyici olabilir. Karasuları dışındaki hukuki rejim Bakanlar Kurulunca tespit edilmektedir. Yeni Kanunda da bu konsept korunmuştur. Halen Bakanlar Kurulu kararları ile TPAO ya çok uzun süreli ruhsatlar verilmiştir. Bu ruhsatların süreleri 20 yılı aşmıştır. TPAO nun sürenin sonuna gelmiş ruhsatta bile Nasılsa süreler Bakanlar Kurulu nca uzatılır beklentisi ile uzun dönemli farm out ihaleleri yapması; amacını aşan bir şekilde TPAO ya tanınmış ayrıcalıktır ki yeni kanundan beklediğimiz şeffaf, eşitlikçi ve teşvik edici ruha aykırıdır. TPAO nun Bakanlar Kurulu kararları ile 20 yılı aşkın süredir sahip olduğu ruhsatlarda yaptığı farm out anlaşmaları ile TPAO ile ortak olacak yatırımcılara yasal mükellefiyetlerin yanında sözleşmesel mükellefiyetler getirerek bir nevi National Oil Company konsepti ile hareket etmekte, devletin temsilcisi olan Petrol İşleri Genel Müdürlüğü nün görev ve yetkilerini üstlenmiş hale gelmektedir. Dolayısıyla Türkiye nin de taraf olduğu Avrupa Enerji Şartı Antlaşması nın da öngördüğü üzere adil, şeffaf ve rekabetçi bir enerji piyasasının oluşturulması, bu doğrultuda ayrıcalık yaratacak koşulların olmaması, etkin rekabet ortamının yaratılması gerektiğine dair şartlar zedelenir hale gelmektedir. Halbuki kanunun özel sektör yatırımlarını teşvik eden, Türkiye nin dünya petrol arama ve üretimi alanındaki rekabet avantajını yükselten ve şeffaf ve rekabetçi bir piyasa oluşmasını sağlayan içeriğinin muhafaza edilmesi büyük önem arz etmektedir. Doğal olarak, ülkeler devlet güvenliği açısından diğer ülkeler veya diğer ülkeler tarafından yönetilen kuruluşların kendi sınırları içindeki faaliyetlerini ret etme hakkına sahiptirler. Şeffalığın sağlanabilmesi amacıyla, üye ülkeler ruhsat ve / veya yetkilendirme işlemleri sırasında tüm olası ilgilenenlerin başvurabilmesine olanak tanımalıdır. Netice olarak, çok az aranmış olan Türkiye deki mevcut sistem, hidrokarbonların aranmasında Türkiye nin gereksinim duyduğu yabancı sermayenin bu konuda yatırım yapmasını teşvik edecek yapıda olmamasının yanı sıra ilgili kamu kuruluşunu da gözetir niteliktedir. Türkiye deki rezervlerin riskli ve göreceli olarak küçük olması, denizlerde çok derin sularda sondaj zorunluluğu, Güneydoğu Anadolu bölgesinde uzun sure yaşanan terör, dünya genelinde etkinliklerin daha az riskli ülkelere yönelmesi, Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonra Hazar Bölgesi nde ortaya çıkan petrol ve gaz potansiyelinin çekiciliği, arama üretim etkinliklerine oranla, pazarlama etkinliklerinin daha çok özendirilmesi, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar ile caydırıcı bürokrasi yabancı yatırımların ülkemizi zaman içinde terk etmesine yol açmıştır. Bir diğer gerçeklik ise, yabancı şirketlerin, tescilli sermayelerinin kur garantili transferinin 1997 yılında idari karar ile durdurulması ve bunun kazanılmış hakları da etkilemesi, ticari nedenlerle yeni sermaye girişini durdurduğu gibi, yasal altyapının güvenilirliğini de olumsuz etkilemiş olmasıdır. 4

Türkiye nin yeterli derecede arandığını, artık Türkiye de petrolün olmadığını, ithal etmenin daha akıllıca olacağını söyleyen bir görüş var. Bunu kabul etmek olanaksızdır. Türkiye de petrol olmasa, bu kadar üretim de olmazdı. Az aranmış olmasına karşın bu kadar üretim varsa, belki de aranırsa bulunacak yeni sahalar da var demektir. Herhangi bir yatırımcıyı, iyi ve gelişmiş teknoloji ve finansal gücü olan büyük ve orta boy şirketleri Türkiye ye çekebilmek için, başka ülkedeki o şirketlere verilen avantaj veya menfaatlerle rekabet halindeyiz. Yani yatırımcı, dünyanın başka herhangi bir ülkesindeki riski Türkiye deki riskden az görüyorsa yatırımı orada yapıyor. Bu noktada bütün dünyayla rekabet edebilecek bir politika gütmek ve devletin alacağı payla, şirketin eline geçecek menfaatin belli bir dengede tutmak gerekir. Küçük sahaların üretim açısından teşvik edilmesi gerekir; zira daha fazla üretim, daha fazla katma değer demektir. Bu daha fazla katma değerin de Türkiye de oluşması lazım. Burada tek başına devlet hissesinin yüzde 2, 3 veya 10 olması değil, toptan gelirden devlet hissesi ve vergi olarak devlete kalacak pay önemlidir. Türkiye nin bugün içinde bulunduğu jeolojik, ekonomik ve stratejik konum nedeni ile, arama ve üretimin özendirilmesi yönünden devlet hisselerinin marjinal üretimler için azaltılması ve buna karşın, üretim önemli miktarlara eriştiğinde kademeli olarak arttırılması doğru ve en mantıklı yaklaşımdır. Türkiye aranmamış ve teknik olarak bir takım zorlukları olan bir bölgedir. O halde devlet, yabancı yatırımı teşvik edecekse, ülke ve yasal düzenlemenin riskinin sıfır olması, bunun yanında, yatırımcıya sadece teknik riskin bırakılması gerekir. 5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu Yeni yasadaki temel felsefe, eski felesefe ile aynıdır: Yerin altındaki petrol devletindir. Devlet, petrolünü çıkarması için şirketlere bir imtiyaz vermektedir. Bu imtiyaz, tamamen devletin takdirindedir. Çeşitli nedenlerle veya takdirine bağlı olarak bunu vermemezlik hakkına da sahiptir. Her başvuranın, önceden saptanmış koşulları yerine getirmesi kaydıyla Ben ruhsat alırım diyebileceği bir piyasa faaliyeti değildir petrol aramak imtiyazı; olmayacaktır da. Devlet her zaman petrol arama faaliyetleri için takdir yetkisini saklı tutacaktır. Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti nin hiçbir yasasının milli çıkarlarımıza aykırı tasarrufu onaylaması olası değidir ve bu mantıkla ulusal çıkarlara aykırı olan her tür başvuru veya işlemi, yürütme erkinin reddetme hak, yetki ve olanağına sahiptir. Yeni kanun, dünyadaki standart petrol kanunlarından çok farklı değildir. Bütün petrol yasalarında var olan temel prensiplerden; önce ruhsata hak kazanmak, sonra ruhsat için yeterliliği olmak, ve o rusattaki etkinliklerin tanımlanması ve taahhüt etmesi hususları Yeni Petrol Kanunu nda da yer almaktadır. 5

PETFORM, yeni yasada yer alan birçok hükmü çeşitli toplantılar ve makaleler aracılığı desteklemiş ve genel olarak görüşlerini ayrıntılı olarak yetkili makamlara iletmiştir. Ruhsat bölgelerinin kaldırılarak yeni ruhsat düzeninin sağlanması, arama iş programının belirlenmesi ve iş programındaki doğacak geçikmeler nedeni ile gerekirse önceden sunulan teminatın nakte çevrilmesi ve giderek ruhsatın iptali; arama üretim yapacak şirketlere mali teşviklerin sağlanması ile ilgili düzenlemenin getirilmesi; arama sonunda elde edilecek hidrokabonlar üzerinde devlet ile petrol şirketinin paylaşımı sırasında hem Türkiye de yatırımların sürekliliğinin sağlanması, hem de diğer ülkelerle rekabeti sağlayacak koşulların oluşturulması açısından gerekli düzenlemelerin yapılması yeni yasada yer almıştır. Türk Petrol Kanunu daki temel değişiklik olan ruhsat sahibinin kanunda yazılı mükellefiyetleri yerine getirmesi prensibinin yerine ruhsat sahibinin, o ruhsatı almak için yarıştığı sırada kendi teklif ettiği programını uygulanması tarafimizdan desteklenen bir anlayıştır. Belli aralıklarla ruhsat ya da bölge bazında sondaj mükellefiyeti yerine ruhsat taliplerinden uygun teminata bağlanmış bir Asgari İş Programı nın uygulamada esas alınması yeni yasanın en onemli prensiplerinden birisidir. Yeni yasanın yukarıda belirttiğimiz noktalar dışındaki yenilikleri ise; 1) Arama üretim şirketlerinin vergi ve Devlet Hissesi (Royalty) yükünün bir tavan (%55) ile sınırlandırılması 2) Yine arama üretim faaliyetlerine ilişkin sözleşmelerin Damga Vergisi nden muaf olması 3) Petrol faaliyeti sırasında elde edilen bilgilerin belirli bir süre sonra açık hale gelmesi ve açık hale gelen bilgi ve verilerin ilgilenenlere ücret karşılığı verilmesini sağlamak üzere bir arşiv sistemi öngörülmesi 4) Petrol Hakkı Sahiplerinin yabancı personel çalıştırmalarına Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı izni ile olanak sağlanması ve Türk personelin de petrol konusunda eğitilmeleri yükümlülüğü 5) Kabotaj Kanunu ndan kaynaklanan kısıtlamaların deniz aramalarını kolaylaştırmak amacıyla kaldırılmasıdır. Yeni yasanın yürürlüğe konmasından önce göz onune alınması gereken hususlar arasında; keşif ile üretime başlanması arasındaki sürede KDV muafiyetinin sağlanmaması dolayısıyla üretime başlama yatırımlarının en az %18 oranında ilave külfet getirebileceği tehlikesi; yeni kanunun uygulanmasında ve özellikle yönetmeliğin yapılandırılması aşamasında sivil toplum örgütleri ile birlikte çalışılması; yurtdışında arama üretim faaliyeti yapan Türk şirketlerin de yatırım indirimi gibi mali teşviklere tabi olmaları gibi hususları sayılabilir. Kalkınmada Öncelikli Yöreler de yapılan yatırımlara verilen ve zaman zaman günün koşullarına göre yeniden düzenlenen teşviklerin petrol arama ve üretim yatırımları için, coğrafi sınır gözetmeksizin, yurt genelinde uygulanmasının sağlanması gibi hususlar yeni yasal düzenlemelerdeki beklentilerimizin bir başka kısmıdır. Ancak başlıca beklentilerimizi, bir an önce yeni bir yasal düzenlemenin yürürlüğe konulması; yasalarda muktesep haklar saklı kalmak kaydı ile yapılacak değişiklikler dışında, 6

idari kararlarla değiştirilme uygulamalarının sona erdirilmesi; yeni arayıcıları, devlet şirketi ile ortaklık zorunluluğu olmaksızın, devlet şirketinin bilgi birikimi, deneyimi göz önüne alınarak yabancı petrol arama şirketleri tarafından tercih edileceği bir sistemin sağlanması hususlarının Türkiye nin petrol potansiyelini ortaya çıkartacağı düşüncesi ve umudunda olduğumuzu belirtmek isteriz. Avrupa Topluluğu pratiklerinin de aynen yasaya aktarılması gerekliliğinin tartışılmayacağı belirgindir. PETFORM talepleri, tüm sektör oyuncularının hiçbir ayrıcalık tanınmadan eşit rollere sahip olması; TPAO ya herhangi bir ayrıcalık tanınmaması; herhangi bir yapılanmanın pazarda hakim durumda olmasının engellenmesinin sağlanmasıdır. Yeraltındaki petrolün devletin olması nedeniyle bir devlet kontrolu, bunun EPDK gibi bağımsız bir düzenleyici kuruldan ziyade Enerji Bakanlığı, dolayısıyla Petrol İşleri Genel Müdürlüğü gibi bir devlet kurumu tarafından düzenlenmesi, ruhsatlarının verilmesi, kontrolu ve takibi şarttır. Bunun iki tarafı vardır: Birincisi yatırımcının kendi programını uygulamasına imkan verecek düzenin sağlanması ve ikincisi bu düzenin kontrolüdür. Düzenin kontrolü için de Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ne çok görev düşmektedir. Hele hele bu yeni kanunla, eskisinden daha fazla görev düşmektedir. PİGM in bu görevi yerine getirebilecek vasıflara sahip personeli bünyesinde bulundurabilmesi lazımdır. Eğer bulunduramazsa, yeni kanunun işleyişinde de çok büyük problemlerle karşılaşacağımız muhakkaktır. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü nün, bugünki genel bütçeli bir kurum olması dışında bir özel bütçe ile yönetilen yapıya kavuşturulması, hem yatırımcıyı teşvik edecek, hem de arama ve üretim konusunda Türkiye nin kazancının artmasına sebep olacaktır. Dünya enerji kaynaklarına sahip ülkeler ile tüketici konumunda bulunan ülkeler arasında önemli bir jeopolitik konumda bulunan Türkiye nin önümüzdeki dönemde birçok ulusal ve uluslararası petrol ve doğalgaz boru hattı projesine ev sahipliği yapacağı açıktır. Bu projeler öncesinde Türk Petrol Kanunu çerçevesinde yasal altyapının oluşturulması, hem devletimizin çıkarlarına uygun bir strateji olacak, hem de yatırımcılara mevcut piyasa koşullarını göstererek yol gösterici olacaktır. Bunların yanında arama faaliyetlerini teşvik amacıyla bölgesel teşvik mekanizmalarının yasaya yansıtılması ve 1970 lerden kalan 20 Sayılı Fon uygulamasının sona erdirilmesi de yeni yasaya yansıtılmalıdır. Eskiden var olan ve petrol şirketlerine belirli haklar veren belli yasa maddelerinin uygulanmasının önce idari kararlarla, sonra mahkeme kararları ile durdurulması dolayısıyla yabancı sermayenin veya yerli yatırımcının güvenini kaybettiğimiz dönemin kesinlikle bitmiş olduğunu varsayiyoruz. Umariz ki bu dönem bitmiştir ve artık hukuki stablizasyonu olan bir döneme başlamış bulunuyoruz. Bu varsayımdan hareket ettiğimiz zaman, Türkiye ye değişik tür yatırımcılar çekeceğimizi düşünüyoruz. 7

Dünyadaki petrol fiyatlarının değişmesi ve belli seviyeye yükselmesi, o seviyede de belli bir süre kalacağının düşünülmesi dolayısıyla, eskiden o kadar da ekonomik olmayan arama sahaları aranmaya değer bulunacaktır. Çünkü eskiden şirketler riski küçültmeye çalışıyor ve haklı olarak daha iyi sahaların peşinde koşuyorlardı. Şimdi biraz daha riski fazla olan sahaların da aranabileceğini veya daha önce keşfedilmiş sahaların ikincil yöntemlerle üretiminin arttırılması olasılığının doğacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla bu yeni kanunun, orta seviye diye düşünebileceğimiz petrol şirketlerinin Türkiye ye yatırım yapmasını teşvik edeceği inancındayız. Hukuki istikrarın gelmesi herşeyi etkileyecektir. Bu olumlu noktaları düşündüğümüz zaman, yine 1960 lardaki ve 1980 lerdeki heyecana çok kısa bir sürede ulaşırız. Yabancı ve yerli şirketlerin, yeni yatırımları servis şirketlerin gelmesine yol açılacaktır. Yeni, yatırımcılar ve servis şirketlerinin gelmesi çok sayıda insana iş olanağı yaratmaktadır. Bu olanakların sonunda Türk lerin dünyanın çeşitli yerlerinde istihdamı mümkün olacaktır. Sektörel gelişmenin yarattığı katma değer inanılmaz boyutlara erişecektir. Son olarak şunu da belirtmek gerekir ki Türkiye, bugüne kadar hiç olmadığı kadar önemli bir yatırım çekme imkanına sahiptir. Şu anda varil başına 80 dolar seviyesine ulaşan petrol fiyatları, marjinal sahalarda düşük üretim yapılan ve rafinaj maliyetleri daha yüksek olan ağır petrol çıkartılan Türkiye deki gibi üretim sahalarını dahi cazip hale getirmektedir. Hem arama riski hem de varil başına üretim maliyeti dünya standartlarının çok üzerinde olan ülkemizde mevcut sahaların işletilmesi veya yeni sahaların açılmasının dünya piyasalarında petrol fiyatı arttıkça çok daha ekonomik hale geleceği aşikârdır. Ancak teknolojik gelişmeler ve yüksek petrol fiyatları, Türkiye ye yatırımları tek başına çekmeye yeterli değildir. Türkiye, dünya petrol şirketlerinin yatırımlarını çekebilmek veya yerli yatırımcıları teşvik edebilmek için, kendisiyle benzer riskleri taşıyan, rezerv ve yatırım imkânlarına sahip ülkelerle rekabet edebileceği ekonomik ve hukuki altyapıyı sunmak zorundadır. Bir yatırımcının, Türkiye ile aynı arama riski grubundaki ülkelerden birine yatırım yapacağı zaman, bir başka ülke çok daha uygun koşullar sağladığında yatırımlarını o ülkeye kaydıracağı açıktır. 5574 sayılı Türk Petrol Kanunu üzerinde küçük veya büyük çaplı revizyonlar ile sektörün en kısa sürede güncel bir kanuna kavuşturulması, bu sayede yatırımcının hangi koşullara göre fizibilite hesabı yapacağının netleştirilmesi şarttır. Teşekkür ederim 8