Haziran 2 00.0 Sayı. 485 ISSN 1300-3402 IH TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI AYLIK YAYIN ORGANI. Çcvrc-Encrji



Benzer belgeler
595 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname Üzerine

ODADAN HABERLER 595 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunu Hakkında...

ALEVSĐZ YANMA TEKNOLOJĐSĐNĐN YANMA SĐSTEMLERĐNDE ORTAYA ÇIKAN NOx EMĐSYONLARININ AZALTILMASINDA BĐR YÖNTEM OLARAK KULLANILMASI

TARU ISI POMPALARI Doğadan gelen konfor, doğaya duyulan saygı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MEVZUATINDA ODAMIZIN YERİ VE GÖREVLERİ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

Paket Tip Isı Pompaları

TIG GAZALTI KAYNAK YÖNTEMİNDE KULLANILAN GAZLAR VE ÖZELLİKLERİ PROF. DR. HÜSEYİN UZUN HOŞGELDİNİZ

LÜLEBURGAZDAKİ BİNA DIŞ DUVARLARI İÇİN OPTİMUM YALITIM KALINLIĞININ BELİRLENMESİ VE MALİYET ANALİZİ

Karlı Bir Yatırım Yeni Nesil Caria Serisi

AirMini Serisi kw Isı Pompası Sistemleri

KOMPLE ÇÖZÜM ÇEVRE DOSTU ESNEK ÇÖZÜM. Tekli Uygulama. İkili Uygulama. Montaj Kolaylığı

AirMini kw Serisi Isı Pompası Sistemleri

Karbonmonoksit (CO) Oluşumu

AirMini kw Serisi Isı Pompası Sistemleri

ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE CAM

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

SANAYİ FIRINLARINDA MERKEZİ REKÜPERATÖR, REKÜPERATİF VE REJENERATİF YAKICILAR III. ENERJİ VERİMLİLİĞİ KONGRESİ 01 NİSAN 2011.

WINTREX. TÜM ISITMA ve SOĞUTMA TESİSATLARI İÇİN ISI TRANSFER SIVISI

Binalarda Isı Yalıtımı ile Güneş Kontrolünün Önemi

KONUTLARDA VE SANAYİDE ISI YALITIMI İLE ENERJİ TASARRUFU - SU YALITIMI EĞİTİMİ VE GAP ÇALIŞTAYI

SERALARIN TASARIMI (Seralarda Isıtma Sistemleri) Doç. Dr. Berna KENDİRLİ A. Ü. Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

M 324 YAPI DONATIMI ISITICI ELEMANLAR. Dr. Salih KARAASLAN. Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü

De Dietrich. G Gaz Brülörleri kw GAZ BRÜLÖRLERİ G 100S

Kireç Tabakası kalınlığı (mm) Enerji Tüketimindeki Artış (%)

Gelişmiş olan ülkelere göre Türkiye de kişi başına tüketilen enerji miktarı 1/3 oranında olmasına karşın, ısınma için sarf ettiğimiz enerji 2 kat

Apen Group Form Endüstri Tesisleri

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NA GÖRE İŞVEREN VEYA İŞVEREN VEKİLİNİN KENDİ İŞYERİ İÇİN RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPMASI MÜMKÜN MÜ?

Beşiktaş Residence Tower / Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

ısı pompaları Çevre Dostu Isıtma Çözümleri Faturayı Dünya ya kesmeyen ısıtma sistemleri

T.C. CUMHURBAŞKANLIĞI. İLGİ: günlü, A.01.0.GNS /31448 sayılı yazınız.

YARI OTOMATiK PELET KAZANI. Yeni Nesil Eco Mini Serisi

Nautilus kalıpları, yerinde döküm yapılarak, hafifletilmiş betonarme plak döşeme oluşturmak için geliştirilmiş kör kalıp sistemidir.

Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

ENERJİ YÖNETİMİ ve POLİTİKALARI

ENERJİ VERİMLİLİĞİ EĞİTİM MERKEZİ

Havadan Suya Isı Pompası

RANTEKO ÇAMUR KURUTMA VE YAKMA ÇÖZÜMLERİ. Çamur bertaraf çözümlerimizi 2 bölüme ayırmaktayız

KOJENERASYON. Prof. Dr. İlhan Tekin Öztürk. Kocaeli Üniversitesi

ArGe / ÜrGe? Ürün. Kriter: Yerlileştirme Oranı olabilir. Teknoloji Geliştirme (Ar-Ge) Tasarım. Malzeme. İmalat. Know-How

Binalarda Isı Yalıtımı ile Güneş Kontrolünün Önemi

TOPRAK KAYNAKLI ISI POMPALARI. Prof. Dr. İlhami Horuz Gazi Üniversitesi TEMİZ ENERJİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (TEMENAR)

Mark Climate Technology Form Endüstri Tesisleri

HRV-DX Plus. DX Tavan Tipi Isı Geri Kazanım Cihazı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ EĞİTİM MERKEZİ

ENERJİ VERİMLİLİĞİ EĞİTİM MERKEZİ

TAM KLİMA TESİSATI DENEY FÖYÜ

TAMGA ENDÜSTRİYEL KONTROL SİSTEMLERİ LTD.ŞTİ., ENERJİ YÖNETİMİNDE SINIRSIZ ÇÖZÜMLER SUNAR. HOŞGELDİNİZ

EKONOMİK ISITMA-SOĞUTMA ÇÖZÜMLERİ

bülten YIL: 26 SAYI : 270 Mart/2012

Gaz INOA GREEN EU. ErP uyumlu premix yoğuşma teknolojisi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GAMA MESLEK YÜKSEKOKULU ELEKTRİK VE ENERJİ BÖLÜMÜ ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI TEKNOLOJİSİ ELEKTRİK ENERJİ SANTRALLERİ 2.

NEC Direktifi Emisyon Envanteri, Tasarıların ve Olası Tavan Değerlerinin Tamamlanmasına ilişkin Planlar

ENERJİ TASARRUFUNDA KOMBİNE ÇEVRİM VE KOJENERASYONUN YERİ VE ÖNEMİ. Yavuz Aydın 10 Ocak 2014

ISITMA SU ISITMA YENİLENEBİLİR ENERJİ

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

ENERJİ VERİMLİLİĞİ EĞİTİM MERKEZİ

Türkiye de Kojenerasyon Potansiyeli, Uygulamaları ve Yasal Durum

tmmob makina mühendisleri odası uygulamalı eğitim merkezi Yakıtlar ve Yakıcılar Yavuz TÜTÜNOĞLU Makina Mühendisi Enerji Yöneticisi EEP Eğitmeni

Havadan Suya Isı Pompası (Split Tip) [ Hava ] [ Su ] [ Toprak ] [ Buderus ] Kışın sıcaklığı ve yazın ferahlığı. Logatherm WPLS. Isıtma bizim işimiz

FOSİL YAKITLARIN YANMASI

İÇTEN YANMALI MOTORLAR 2. BÖLÜM EK DERS NOTLARI

ERZURUM DA HAVA KİRLİLİĞİNİ AZALTMAK İÇİN BİNALARDA ISI YALITIMININ DEVLET DESTEĞİ İLE SAĞLANMASI

YARI OTOMATiK PELET KAZANI. Yeni Nesil Eco Mini Serisi

YÜKSEK BĐNALARDA KALORĐFER ve SIHHĐ TESĐSAT ÖZELLĐKLERĐ

YAPI DENETİM KANUNU (Tam Metin)

EKOTEC ISITMA SOĞUTMA ÇÖZÜMLERİ

Aşağıda Tablo 1'de fuel-oil ve doğal gazın yakılması hususuna ilişkin bazı değerler verilmektedir (23).

205 TON/GÜN KAPASİTELİ BİR CAM EŞYASI FIRINI

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAKİNE LABORATUVAR DERSİ. Yakıt Püskürtme Sistemleri Deneyi

Zeynep Gamze MERT Gülşen AKMAN Kocaeli Üniversitesi EKO- ENDÜSTRİYEL PARK KAPSAMINDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ

Topvex ve SoftCooler Modülü

ANTALYA OSB ÇAMUR KURUTMA TESİSİ (ARBYDRY SİSTEM)

HRV-DX Plus. DX Tavan Tipi Isı Geri Kazanım Cihazı

Bölüm 2 Kirletici Maddelerin Oluşumu

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

Mustafa BARAN Ankara Sanayi Odası Genel Sekreter Yardımcısı

Termal Enerji Depolama Nedir

BĠREYLER VE ENERJĠ TÜKETĠMĠ

Yüksek verimli gaz yakıtlı çelik kazan CompactGas

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel: KAPSAM

- GSP 3 Gaz Dedektörü - GSP3-flex

840180YK SANTRAL REGÜLATÖRÜ

Semboller : :Açma kapama alteri :Ate leme butonu :Yardımcı röle :Merkez kontak :Normalde açık kontak :Normalde kapalı kontak :UV.

YERLİ OTOMOBİL PROJESİNDE SON NOKTA: ELEKTRİKLİ OTOMOBİL

Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi

İÇERİK. Amaç Yanma Dizel motorlardan kaynaklanan emisyonlar Dizel motor kaynaklı emisyonların insan ve çevre sağlığına etkileri Sonuç

Gelecek için hazırız.

JEOLOJİ MÜHENDİSİ A- GÖREVLER

2023 e Doğru Kentsel Dönüşüm, Ulusal Çevre Politikaları ve Sektörden Beklentiler. 23 Ocak 2015, İstanbul. Sayın Bakanım,

EKONOMĠDE TEMĠZ UFUKLAR;

DENEYSAN EĞİTİM CİHAZLARI SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

BİNALARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASINDAKİ MEVCUT DAR BOĞAZLAR

Tesisatlarda Enerji Verimliliği & Isı Yalıtımı

KULLANILAN ARAÇ, GEREÇ VE EKİPMAN

TANITIM BROŞÜRÜ POLAR POLİÜRETAN

Bacasız evlerde güvenli ve kaliteli yaşamın kapılarını sizlere açıyoruz. Siz İsteyin Biz Yapalım.

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI

İMPLUSLU ARKA MIG/MAG KAYNAĞI

Transkript:

MÜHENDİS MAKİNA Haziran 2 00.0 Sayı. 485 SSN 1300-3402 H TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODAS AYLK YAYN ORGAN â Çcvrc-Encrji

-r^-s.^^'^i.?^."^- 1 " '. ' rh^^m m ;u#)"-ıy«. ". * - ;. sınızı büyütmek için en iyi çozum Artık Çözüm 2000 'in sağladığı bilgisayar teknolojilerini kullanarak rekabet avantajı yaratabilir, işlerinizi daha da büyütebilirsiniz. İhtiyaçlarınıza özel çözümler için en uygun fiyat, en iyi finansman ve uzman bayi kanalı Çözüm 2000'de. r.n7i M E "işletmelerin Rekabet Avantajı' Lider firmaların işbirliğiyle: Danışma Hattı: 021.2-33 66 9 6 6 www.cozum2000.net B6KD BualneasLİne ÇıŞC^SYŞTEMŞ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ TİCARET VE SANA> VESTEL VESU.L BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ SAN. 1 İpjŞjL Microsoft

v'f' '? &?'' "'İ't'H:" ' ^ % Untoetâûi HAR JENERATÖRLERİ Oteller, çamaşırhaneler, konfeksiyon ve triko imalathaneleri, yem sanayii, beton kürleme, kuru temizleme, içecek şişeleme sanayii, buharla yıkama ve temizleme, çorap sanayii ve benzeri endüstriyel tesisler için ideal bir buhar üretecidir. Az yer kaplar ve çok kısa zamanda ekonomik buhar üretir. Ağır hizmet şartlarına göre üretilmiştir. Sert ve bulanık sulardan kolay etkilenmez. Otomatik ve emniyetli çalışır. Ard arda çalışan emniyet sistemlerine sahiptir. Fazla bilgi, bakım ve gözetim gerektirmeden çalışır. Yıllardır Türkiye içinde ve dışında çalışan yüzlerce örneği ile kendini kanıtlamıştır. Buhar Jeneratörü + Brülör ve Dor anımı - konden; Tankı ve Donanımı + Besi Pompası ve Donanımı - Kazarı Armatürleri + Kazan Otomatikleri Emniyet Sistemleri + Otomatik Su Arıtma C ha/:ı ve Donanımı + Su Filtresi + Elektrik Tablosu ve Tesisatı - timvttme Kompakt Buhar Jeneratörü TİP Uzumuk (mm) BnHar dam 2510 Briüönüz Uzunluk (mm) GeimjMi (mm) pompa Be 1570 Yüksek» (mm) Baca 0 (mm) ıgn KR 200 21» 1950 2400: 200 KR 250 250 261lü 2050 1571 2*30 250 KR 300 300 2900 2100 15» mm 250 KR 350 360: 3030 2200 15TO 241X1 250 KR 400 «o 3100 2300 1570 2W 300 KR 500 500 34» 2SM 1670 2500 300 KR 600 em %m 2SÖCE 1771! 2930» KR 750 753 35tQı 2STO S» ma 4» KR 1000 m m 3M0 18» 2» «m KR 1250 1250 «W stm 2000! 27TO W Tip: KBJ KR 1500 1500 4350 3300 2GKK) 2900 KBJ 1750 175i «m 3450i 20TO 29» 4331 KRJ 2000 2» 4gm 3990 22» somu) sm Detaylı bilgi için katalog ısteyiniz.

ti ::: ;f r L ": :' t. zz.i\ıi:l.x. ı suz Tesisat İçin m Armatür, Doğru Seçim NTERVALF www.intervalf.com S* r ıntervalf NTERNATONAL VALVE İRLÜK o:56kit:1 - istanb jl 22 73-410 69(0 77 36 /alf.con arvalf.cı m İZMİR BÖLGE MD. 1202/1 Sk. No: 69 Kat: 6 Daire: 607 Yenişehir-İZMİR Tel-Fax: (0232) 459 90 68 E-mail: izmir@intervalf.com ADANA BÖLGE MD. Kızılay Caddesi 102. Sokak No: 2 Serhan İşhanı No: 2/15 ADANA Tel-Fax:(0322)35216 78 E-mail: adana@intervalf.com BURSA BÖL'CE MD. Gazalar Cad. Şirin Sokak No:10 Karamanoğulları Plazâ Kat: 3 Daire: 20/A BURSA Tel-Fax: (0224) 250 95 61 E-mail: bursa@intervalf.com ANTALYA BÖLGE MD. Adnan Menderes Bulvarı Aitmiş işhanı No:16 Kat:2 ANTALYA Tel-Fax: (0242) 243 90 85 E-mail: antalya@intervalf.com TRAKYA BÖLGE MD. Omurtak Cad. Babadağ Sot Özlem iş Merkezi No: 4/15 ÇORLU Tel: (0282) 652 36 44 E-mail: trakya@intervalf.com

Hazırlayan : Nilgün KARAKUCÜK, Mustafa YAZC MMO Merkez, TCK yeni ürünler RLTERNRTİF ENERJİLERE BİR ÖRNEK Ülkemizde yaygın kullanılan ısı pompaları (split klima, çiller vs.) ısı kaynağı olarak havayı, Thermia toprak-su kaynaklı ısı pompaları ise yeryüzünü kullanmaktadır. Toprak-su kaynaklı ısı pompaları kışın yeryüzünün altında veya yer altı sularında depolanmış ısıyı binaya, yazın ise bina içindeki ısıyı yeraltına taşıyarak doğanın bize verdiği bu avantajı kullanırlar. Kullanılan yöntemler radyatör sistemleri ve yerden ısıtma sistemleridir. sıtmanın yanı sıra soğutma ihtiyacı mevcut ise fan-coil sistemi tercih edilmelidir. Bu ısı pompaları ısıtma, soğutma ve sıcak kullanım suyu ihtiyaçlarını tek bir cihazla karşılayabilmektedir. www.yesilcizgi.com.tr. Çalışma Prensibi 1. Toprak Altı Kollektör Devresi: Kollektör toprak altına depolanmış olan enerjiyi antifriz su karışımı bir akışkanla ısı pompasına taşır. Borular toprağa dikey "sondaj" (1) veya 1-1.5 m derinliğine yatay (serme) (1) olarak yerleştirilir. Kollektör borusu, polietilen esaslı ısı iletkenliği yüksek, üretici firma tarafından 50 yıl garantili enerji borularıdır. 2. Soğutma Devresi: Soğutma Devresi, evaporatör (2), kompresör (3), kondenser (4) ve genleşme valfi (5) olmak üzere dört ana elamandan oluşmaktadır. Devrede dolaşan akışkan ise R 404 A sıvısıdır. Toprak altından 4-5 C'lik bir sıcaklık artışı ile dönen alkol-su karışımının ısısını evaporatörde alarak buharlaşan R 404 A sıvısı, 1.5 bar basınçla girdiği kompresörden yaklaşık 24-28 bar basınç ve 60-65 C sıcaklıkta çıkar. Kondensere gelen R 404 A gazı burada ısısını, bina içi ısıtması ve sıcak kullanım suyu elde edilmesi için bırakıp yoğunlaşarak kondenseri terkeder ve genleşme valfinde basınç ve sıcaklığı düşürülerek tekrar evaporatörde yeni dönüşüm için hazır hale gelir. 3. Bina İçi Tesisat Devresi: İç hacimlerin ısıtılmasında kullanılan ısıtıcı elemanlar farklılık gösterse de temel prensip hep aynı kalır. En sık MOTORLR KONUŞRN BUJİLER Adrenalin Research tarafından geliştirilen Smart Fire, Soğuk başlamada Smart Fire yakıtı plazma arkıyla tutuşturur. karışımı hava-yakıt yüksek enerjiyi kontrol ederek sadece motorun ihtiyacı olduğu durumlarda veren bir ateşleme sistemi. Sistem, ateşlendikten sonra silindir içindeki iyonizasyonu ölçmek için bujiler yoluyla silindire düşük voltaj gönderiyor. Alınan verilere göre bir sonraki çevrim için gerekli olan ayarlar yapılıyor. Smart Fire, geleneksel ateşleme sistemlerine göre daha düşük oranlı yakıt/hava karışımlarını ateşleyebiliyor. Bu, özellikle zengin karışımların gerekli olduğu soğuk başlama koşullarında önemli. Sistem ayrıca motorda azot oksit emisyonlarını azaltan ve yakıt verimini yükselten bir gelişme sağlıyor. - Popular Mechanics - Metal ndustri Dergilerinden çevrilmiştir. Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485 11

yeni ürünler HflUR JENERRTÖRÜ Motorlu bir balon ve yel değirmeninden oluşan Aerial Energy, kıyıdaki rüzgarlardan elektrik gücü üreten yeni bir enerji kaynağı. Aerial Energy, Myriad Technologies tarafından dalga ile çalışan jeneratörlerden esinlenerek geliştirildi. Burada enerji, dalga yerine kıyıdan esen rüzgarın türbinleri çevirmesiyle sağlanıyor. Türbinler ne kadar yükseğe yerleştirilirse, elde edilen enerji de o kadar artıyor. Sistemde dalgaların yaklaşık 60 m. üzerinde yarı rijit, motorlu balon bulunuyor. Bu versiyonda balon 120 m. uzunluğunda ve 36 m. çapında. İçindeki helyum dolu torbalarla kaldırılan balon şeklini iç desteklerden alıyor, iç desteklerden uzatılan çelik halatlar milin tepesine bağlı. 4 adet 1-2 Megavvatlık rüzgar jeneratörleri değişen rüzgarlarda en iyi kullanımı sağlamak için 45 dönebilecek şekilde mile, milin alt kısmındaki ayaklar ise çapalara bağlı. Güç kıyıya normal bir denizaltı kablosuyla iletiliyor. Firma rüzgar tüneli testlerini 1, 2m lik prototiple yapıyor. ÇEURE DOSTU VRNGN KÖPÜĞÜ Bir alevi hiçbirşey yangın köpüğü kadar çabuk söndüremez. Ancak yangından sonra köpük kalıntıları çok uzun süre doğada kalır ve su kaynakları için tehlike yaratır. Fransa'da Bio-Ex firmasındaki kimyacılar çevreye daha az zarar veren köpükler üretti. Bunlardan ikisi Filmoposl 3 ve 3S, yangın üzerinde bir film tabakası oluşturarak havayla temasını kesiyor ve tekrar alevlenmeyi ve toksit gazların çıkışını önlüyor. Daha sonra doğada çözünüyor. Üçüncü tür köpük, Bifor C ise suyu daha "ıslak" hale getiren bir katkı maddesi. www.usmyriad.com 12 Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485

Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK MMO Merkez oda'dan haberler ODAMZN 595 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ /. Anayasaya Aykırılık Anayasa'nın 91.maddesine göre, "Anayasa'nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri " kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez. 595 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "uzman mühendis ve mimar" tanımları, bu yetkilerin elde edilme biçimleri, Anayasa'nın 27.maddesi ile güvence altında bulundurulan "bilim ve sanat hürriyeti" kapsamında kalmaktadır. 595 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin mülkiyet hakkının kullanılmasına getirdiği kısıtlamalar, Anayasanın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkına aykırı düşen düzenlemelerdir. Anayasanın 27, 35 ve 40. maddelerindeki temel hak ve hürriyetlerin korunmasına ilişkin konular, Anayasa'nın 91.maddesine göre Kanun Hükmünde Kararnamelerle düzenlenemeyeceğinden 595 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de ciddi Anayasaya aykırılık durumları söz konusudur. KHK, bazı yasaları uygulanamaz duruma düşürmüştür. Kimini etkisiz bırakmış, bazılarını da alışılanın dışında yeniden yorumlanmaya ve farklı uygulamalara açık konumlara zorlamıştır.. Yasal Çelişkiler: 595 sayılı KHK, 3458 sayılı Mühendisler ve Mimarlar Hakkındaki Yasa, 6235 sayılı TMMOB yasası, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası, 3194 sayılı imar Yasası ile bu konularla bağlantılı birçok yasa ile çelişmektedir. KHK, bazı yasaları uygulanamaz duruma düşürmüştür. Kimini etkisiz bırakmış, bazılarını da alışılanın dışında yeniden yorumlanmaya ve farklı uygulamalara açık konumlara zorlamıştır. Son çıkan yasanın, öncekileri değiştirdiği, aynı konudaki yasaların çelişmesi durumunda yeni yasanın uygulanması gerektiği yolundaki genel hukuk ilkesi, 595 sayılı KHK'nin yaratacağı hukuksal çelişkilerin çözümü için yeterli olmayacaktır. Çok yakın bir gelecekte yapı üretim sürecinde, içinden çıkılması olanaksız yetki karmaşası içine düşülecektir. Konuyla ilgili kurum ve kişilerin yeterince aydınlatılmadığı, KHK'nin öngördüğü yönetmeliklerin henüz çıkarılmadığı gözetilirse, amaçlanan uygulamanın yerleşip oturması oldukça uzun zaman alacaktır. Bu süreçte, KHK'de bazı değişikliklerin yapılması gerekecektir. Geçici 3. Madde ile KHK'nin yayınlandığı 10 Nisan 2000 tarihinden itibaren, yapı ruhsat verme işlemi, yürürlüğe girme tarihi olan 10 Temmuz 2000'e kadar durdurulmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, bu sürecin daha da uzaması söz konusudur. Türkiye'nin iklim koşulları nedeniyle bu süreç yeni inşaat ruhsatlarının en yoğun şekilde alındığı ve temel atıldığı aylardır. Bu madde ile uzun süren bir ekonomik kriz içindeki ülkemizde yapı sektörünün devlet eliyle durgunluğa ve belirsizliğe düşürülmesi, çok büyük ekonomik zararlara ve işsizliğin artmasına neden olacaktır. Yalnız yapı üretimi değil, yapı araç ve malzemeleri üreten işyerleri de duracak ve önemli ölçüde üretimlerini kısacaklardır. Bu sakıncaların giderilmesi ve en aza indirgenmesi açısından, Bakanlar Kurulu'nun geçici 1. Maddedeki yetkilerini kullanarak, pilot bölge sayılarını önemli ölçüde daraltması, geçici ve güncel bir önlem olarak düşünülmelidir. Böyle bir girişim, getirilen değişimlerin anlaşılması, başlangıçtaki yanlışların giderilmesi açısından da yararlı olabilecektir.. Maddelere İlişkin Değerlendirmeler: 1. 595 sayılı KHK'nin 2. Maddesine göre, kamu kurum ve kuruluşları ile devlet yapılarına yeni düzenlemeler uygulanmayacaktır. Böyle bir ayrıma gidilmesi aşağıdaki gerekçelere dayandırılabilir. a) Kamu yapılarının, yürürlükteki yasalara göre yeterince denetlendiği varsayılabilir. 17 Ağustos ve izleyen günlerdeki büyük depremlerde en büyük hasarın kamu yapılarında gerçekleştiği gözetilirse, bu varsayımın tutarlı bir yanı bulunmadığı kolaylıkla görülebilir. Deprem sonuçları ortada dururken, ka- Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485 13

oda'dan haberler mu yapılarının, bu yapılarda çalışan ve yaşayanların güvenliğinin önemsenmediğini düşünmek bile istemiyoruz. b) Yeni düzenlemenin getirdiği maliyet artışlarının kamuya yansıtılmaması amaçlanmış olabilir. c) Yeni düzenlemenin getirdiği maliyet artışlarının, yapı güvenliğini sağlamanın ötesinde, tekelleşme eğilimindeki kuruluşlara kazanç sağlama, iş olanağı yaratma amacına yönelik olduğu düşünülebilir. Yukarıda (b) ve (c) bentlerindeki olasılıklara karşı devlet kendisini korurken, özel kişi ve kuruluşları gereksiz ve yararsız harcamalara zorlamasının akılcı ve devlet ciddiyeti ile bağdaşabilir açıklaması yapılamaz.. Bu çelişkinin giderilmesi gerekir. Yapı denetim kuruluşlarında uzman mühendismimar bulundurma zorunluluğu getirilirken, proje müellifliği için bir zorunluluk getirilmemesi çok büyük bir eksikliktir. Bilindiği gibi imar yasasına sonradan yapılan ilavelerle teknisyen ve teknikerlere proje müellifliği yetkileri tanınmıştır. Denetim sürecindeki mühendis-mimarlarda "uzman" sorumluluğu aranırken teknisyen-teknikerlerin mevcut yetkileri kullanmasına göz yummak çok büyük bir çelişkidir. Bir yapının KHK ile tanımlanan amaçlara uygun olarak tamamlanıp kullanıma sunulabilmesi için ilk ve en önemli etap proje aşamasıdır. Projelerin belli düzeyde ve yeterlilikte yapılabilmesinin temel şartı ise Tekelleşmesi kaçınılmaz olan hizmetlerin de uzman bu 2. KHK'nin 3. Maddesi tanım- denetim kuruluşlarına pazarlı- (yetkin) mühendis ve mimarlara ayrılmıştır. Bu tanımlarda S a a? lfc asgari ücretler belirle- hazırlanmasıdır. Aksi larca bazı önemli yanlış ve eksikler nirken, bu kuruluşlarda çalışatakdirde projelerin incelenve vardır. Şöyle ki; Yapı Hasarı'nda doğal afet ve benzeri etkilerden" ileri gelen hasarlar bu tanımın dışında bırakılmıştır. KHK'nin 1. Maddesinde de doğal afetlerden söz edilmemektedir. 595 sayılı KHK, 17 Ağustos 1999 depreminin hemen ardından çıkarılan 27.08.1999 gün ve 4452 yetki yasasının öngördüğü depreme ve doğal afetlere dayanıklı konut üretimini amaçlaması gerekirken, yukarıda değindiğimiz 1. Madde ve hasar tanımı, bu amaçtan büyük ölçüde uzaklaşıldığını ortaya koymaktadır. Yapı Sorumluları tanımında, kendisi için yapım işini üstlenen yapı sahibine yer verilmemesi önemli bir eksikliktir. Yapı Müteahhidi gerek tanımında gerekse diğer maddelerde günümüzde olduğu gibi başıboş bırakılmış, her isteyenin müteahhitlik yapabildiği denetimsiz koşullar sürdürülmüştür. Proje Müellifi, kişisel ve kişiye bağlı konumdur. Tüzel kişilere yasa ile proje müellifi unvanı eklenmiştir. Yanlıştır. Uzman Mühendis ve Mimar tanımının içeriği, gereken koşullar ve nitelikler, edinilme yöntemleri belirsizdir. Bu belirsizlik; 9. ve bağlantılı diğer maddeler için de geçerlidir. c a k mimar > mühendis ve bu dalların uzmanları için asgari ücre *. güvencesi getirilmemesi ç o k o n e m l t b t r eksikliktir. mesi ve onaylanmasında ciddi sorunlarla karşılaşılacaktır, îmar Yasasının 38. Maddesinin bu doğrultuda değiştirilmesi kaçınılmazdır. 3. KHK'nin 4. ve 2. Maddeleri alanı 180 m 2 'yi geçen ve birden fazla katları olan yapılarda, 3194 sayılı yasanın öngördüğü fenni mes'ul uygulamasına son vermiştir. Artık bu görev, yapı denetim kuruluşları eliyle yürütülecektir. Yapı denetim kuruluşlarının hangi tür tüzel kişiler olacakları belirsizdir. Öngörülen yönetmelik ortada yoktur. 4. Proje müellifleri "yapı sorumlu "lan arasında sayıldığından "her aşamada diğer yapı sorumluları ile birlikte tutanak tanzim etmek, gerektiğinde raporlar düzenlemek ve bunların bir nüshasını ilgili idareye vermek zorunluluğu" ( Madde 4, paragraf 2) ve iş sonuna kadar "yapı ile ilişkisini kesmemek" (Madde 16, paragraf 1) gibi proje mükellifliğinin gerektirmediği yeni ve ilave sorumluluklarla karşı karşıyadırlar. Bu ilave sorumluluklar illa gerekli görülecek ise net olarak tanımlanmalı ve hizmetin bedeli ödenmelidir. 5. KHK'nin 5. Maddesine göre, yapı sorumlularının sicillerini tutacak "ilgili meslek odaları" ifadesi 14 Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485

gelecekte farklı uygulama ve tartışmalara da neden olabilir. Örneğin Ticaret ve Sanayi Odaları, bu yetkinin yasa ile kendilerine de tanınmış olduğunu, ticari şirket biçiminde örgütlenen kuruluşların TMMOB bünyesindeki Odaların yetkisi dışında kaldığını ileri sürebilir. "İlgili meslek odaları" ifadesinin aydınlatılması gerekir. Yukarıdaki açıklamalarımız, 6. Maddede tanımlanan "Yapı Denetim Komisyonları" için de geçerlidir. Bu konudaki yönetmelikde henüz ortada olmadığından, gelecekte nasıl bir uygulamaya gidileceği belirsizdir. 6. Yapı denetimi hizmetinin asgari bedeli, 7. Maddede, yapı maliyetinin %4'ü ve %8'i arasında belirlenmiştir. Asgari ücret, en az ücrettir. %4 asgari ücret ise %8 nedir. Demek ki asgari ücretler bile pazarlığa bırakılmıştır. Aynı maddenin birinci paragrafında ise, herhangi bir üst sınır belirlenmeyen denetim bedelinin taraflar arasındaki anlaşmayla sağlanacağı belirtilmiştir. Tekelleşmesi kaçınılmaz olan kuruluşlarına denetim kuruluşlarına pazarlığa açık asgari ücretler belirlenirken, bu kuruluşlarda çalışacak mimar, mühendis ve bu dalların uzmanları için asgari ücret güvencesi getirilmemesi çok önemli bir eksikliktir. Fenni mesulluğun kaldırılması nedeniyle alışılageldikleri bireysel çalışma ortamından yoksun bırakılacak mühendis ve mimarlar, yapı denetim kuruluşlarından iş almak, bu kuruluşlarda hizmet sözleşmeleri ile çalışmak zorunda kalacaklarından, asgari ücretle birlikte çalışma koşullarının belirlenmemesi nedeniyle, tekelci kapitalizmin insafına bırakılmışlardır. 7. Hizmet bedellerinin, yapı sahibi ve ilgili idarenin onayı ile ödeneceği hükme bağlanmıştır. (Madde 8, paragraf 1) Yapı sahibi işini engellediğini düşündüğü veya olumsuz rapor yazdığına inandığı yapı denetim kuruluşunun ödemesini imzalamazsa yapı denetim kuruluşu hizmetinin karşılığını alamayacaktır. Ödeme işleyiş sistemi yeniden düzenlenmelidir. 8. KHK'nin 10. Maddesi, proje müelliflerini, yapı KHK'nin 12. Maddesi ile yapıların müteahhitler eliyle yapılmasının zorunluluğu, kendi yapılarını üretecek gerçek ve tüzel kişilerin bile müteahhit olmaya zorlanmaları, nedeni ve gerekçesi anlaşılamayan bir buyurganlıktır. oda'dan haberler denetim şirketlerine bağımlı duruma düşürmüştür. Yapı denetim kuruluşlarının " hatalı ve eksik" olarak saptadığı projeler, gerçekte, bilime, tekniğe uygun, sanatsal nitelik taşıyan başarılı tasarımlar olabilir. 10. madde ile, mimar ve mühendislerin mesleki ve bilimsel bağımsızlığı, yerine göre yaratıcılıkları ellerinden alınmaktadır. Ruhsat veren organlara ait bulunan proje denetimi bu düzenleme ile özel şirketlere devredilmiştir. Proje müellifi ile denetim kuruluşu arasında uyuşmazlık çıkması durumunda nasıl çözümlere gidileceği KHK'de yer almamaktadır. Ruhsat organlarına ait yetkilerin özel kuruluşlara dolaylı yollardan da olsa da devredilmesi, yakın geçmişte 3194 sayılı yasanın 24 ve 25. maddelerinde olduğu gibi anayasaya aykırı bir düzenleme olarak değerlendirilebilecektir. 13. Maddenin, yapı ruhsatı alınmasını yapı denetim kuruluşunun iznine bağlaması yukarıdaki düşüncelerimizi pekiştirmektedir. 9. KHK'nin 12. Maddesi ile yapıların müteahhitler eliyle yapılmasının zorunluluğu, kendi yapılarını üretecek gerçek ve tüzel kişilerin bile müteahhit olmaya zorlanmaları, nedeni ve gerekçesi anlaşılamayan bir buyurganlıktır. Üstelik, nasıl müteahhit olunacağı da belli değildir. 10. KHK'nin gerçekten güvenilir yapılar üretmek yerine, kamu gücünü arkasına alan ayrıcalıklı kişi ve kuruluşlara yeni kazanç kapıları açmayı amaçladığı, 18, 19, 20, 21, 22 ve 23. Maddelerde çok belirgin biçimde görülmektedir. Şöyle ki : a) Taşıyıcı sistemlerdeki hasar sorumluluğunu 10 yıl, diğer kısımlardaki hasar sorumluluğunu 2 yıllık sürelerle sınırlandıran 18.Madde, yürürlükteki zaman aşımı sürelerinin bile altında kalmaktadır. Gerçekte taşıyıcı sistemlerdeki sorumluluk, yapının ekonomik ömrüne uygun bir süreye, diğer kısımlardaki hasar sorumluluğu en az 10 yıla çıkarılmalıdır. Proje müellifleri, yapı denetim kuruluşunun onayını almadan projelerini onaya verememektedir. (Madde 4 ve 10) Ancak 18. Maddede 3. Paragrafa göre, onaylanmış projelerde sorumluluk tümüyle pro- Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485 15

oda'dan haberler jeciye rücu edilebilmektedir. Bu takdirde yapı denetim kuruluşlarının projeleri incelemesi ve onaylaması gereksiz, dolayısıyla özen gösterilmeyecek bir formaliteye dönüşecektir. Doğru yaklaşım onaylı proje hatalarında sorumluluğun proje müellifi ve yapı denetim kuruluşu arasında yarıyarıya paylaşılması olabilir. b) 19 ve 20. Maddelerdeki tanımlar, yapı denetim kuruluşlarına sorumluluktan kurtulmalarını sağlayacak çeşitli olasılık ve bağışıklıklar öngörmektedir. Yıkılma, ağır ve orta hasarlar dışındaki hasarlardan, denetim kuruluşları sorumlu tutulmamaktadır. 20. Maddenin son paragrafında önlem alınmadığı için hasar oluşturabilen "çığ düşmesi, kaya düşmesi, sel baskını" gibi olasılıklarda yapı sahiplerinin uyarılması durumunda denetim kuruluşlarının sorumluluğu kalkmaktadır. Gerçekte bu konularda gereken önlemleri aldırmak, önlem alınmayan yapıların KHK'nin 15. Maddesine göre durdurmak, doğrudan doğruya yapı denetim kuruluşlarının görevine girmektedir. Yalnız bir uyarıda bulunan ve işi izlemediği için önlem alınmasını gerçekleştirmeyen kuruluşlara, sorumluluktan kurtulma yolu açılmıştır. 21. Maddenin 2.Paragrafında yer alan izinsiz değişikliklerden yapı denetim şirketlerinin sorumlu tutulmayacağına ilişkin düzenlemenin başına, bu olasılığın yapı kullanma izninin alınmasından sonraki değişikliklere ait olduğunun özellikle belirtilmesi gerekmektedir. Bu maddede "yapı sahibi, yapı kullanma izni aldıktan sonra idareden izin almadan, yapıda, yapının taşıyıcı sistemini etkileyici değişiklik yapamaz." denilmektedir. Bu ifadeler KHK'nin yalnızca inşaat mühendisi" bakış açısıyla yazıldığını göstermektedir. Yapı sahibinin, tesisat sistemlerinde yapacağı izinsiz değişiklerle yapıya ve yapıyı kullananlara vereceği hasar ve zarar unutulmuş görülmektedir. Yapı denetim kuruluşlarının tekelleşmesi kaçınılmazdır. Uzmanları proje üretmeye başlarlarsa karşılıklı olarak birbirlerinin projelerinin uygulanmasını denetleme durumuna geleceklerdir. Bu koşullarda güvenli bir denetim yapılamayacağı gibi, proje üretiminde de tekelleşme durumu doğabilecektir. c) KHK'nin "Tazminat dışında kalan yapı hasarları" başlıklı 20. Maddesi, eğer bir yazım ve anlatım yanlışlığı yoksa, " beklenenin ötesinde etkilerle oluşan " ve " beklenen doğal afetlerden dolayı meydana gelen yapı hasarlarından " yapı denetim kuruluşlarının sorumlu tutulamayacağı anlamını vermektedir. KHK çıkarmak için Bakanlar Kurulu'na yetki veren 4452 sayılı yasanın temel amaç ise, doğal afetlere karşı kolayca yıkılmayacak dayanıklı yapılar üretilmesidir. Eğer beklenen ve beklenenin ötesinde gerçekleşen doğal olaylar karşısında yapıların çökmesi ya da ağır hasar görmesi durumlarında, yapı denetim şirketlerinin bir sorumluluğu olmayacak ise yürürlükteki fenni mesul uygulamasını kaldırmakla, bu kuruluşlara iş olanakları yaratmanın ötesinde, hangi kamusal yararlar sağlanmış olmaktadır. 11. Yapı denetim kuruluşlarının, denetimlerini üstlendikleri yapıları sigortalamak yükümlülüğünü getiren 22.ve 23. Maddelerde de önemli boşluklar ve çelişkiler bulunmaktadır. Şöyle ki; a) Sigorta kapsamı, yapıların taşıyıcı sistemleri ile sınırlı tutulmuştur. Taşıyıcı sistemleri etkilemeyen zararlar sigorta kapsamı dışında bırakılmıştır. Neden? b) Mali mesuliyet sigortasının taraftarı, yapı denetim kuruluşları olmaktadır. Yani öncelikle korunan, denetim şirketidir. Ancak, 23. Maddede, yapıdan zarar görenlere de talep ve dava hakkı tanınmaktadır. Bu düzenleme, trafikte uygulanan mali mesuliyet sigortasını anımsatmaktadır. Mali mesuliyet sigortasının, yapı denetim kuruluşlarının ödemek zorunda kalacakları hasar bedelini karşılaması nedeniyle, sigorta primlerini de bu kuruluşların karşılaması gerekmektedir. Ancak bu konu 22. Maddede açıkça belirtilmediğinden, uygulamada prim yükümlülüğünün yapı sahiplerine yansıtılması olasılığıyla karşılaşılacaktır. c) Sigorta güvencesinin, 18. Maddeleri 10 yıllık sorumluluk süresiyle sınırlı tutulması da yetersizdir. 16 Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485

d) Bu konunun kapsamlı değerlendirilmesi, 22. Maddede yer alan "tarife ve talimatlar"ın belirginleşmesinden sonra yapılabilecektir. 12. KHK'nin 24. Maddesinin 2 paragrafında, denetim etkinlikleri geçici olarak durdurulan kuruluşların yöneticilerine getirilen başka ad altında denetim yapamama yasağı, yerinde bir düzenlemedir. Ancak bu kuruluşta çalışan tüm uzman mühendis ve mimarların aynı yasak kapsamına alınmaları yanlıştır. Sözü edilen mimar ve mühendisler, bizzat denetledikleri yapılar ile ilgili görevlerini yerine getirmemişlerse, böyle bir yatırım ve önlem kapsamında düşünülmelidir. 13. Madde 25 ile Bakanlığa sınırsız denetim yetkisi tanınmakta Bakanlığın denetim yetkisi açık ve net ifadeler ile belirlenmelidir 14. Geçici 4. Madde ile ilgili Odaların oniki yıllık mühendis ve mimarlara uzmanlık belgesi vermemeleri durumunda, uzmanlık belgelerinin Bakanlıkça verilmesi öngörülmektedir. Kim, nasıl uzman yetkisini elde edecek? Ortada, oniki yılık süreden başka somut bir ölçüt bulunmamaktadır. Özellikle makina mühendisliği gibi birbirinden çok farklı alanlarda uzmanlaşma olanağı bulunan dallarda gerçek bir uzmanlık ayrımına gidilmeden uzmanlık belgesi verilebilir mi? Meslek Odaları'nın bu konuda çalışma yapmaları, ölçüler saptamaları, daha sonra ulaştıkları sonuçların mühendislik ve mimarlık hakkındaki yasaya aktarılması gerekmektedir. Geçici 4. Maddedeki koşullarda bile olsa, bakanlık odaların yerine geçerek uzmanlık belgesi vermemelidir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olarak TMMOB'nin bağlı odaların kararlan idari yargının denetimi altındadır. Eğer yanlış bir işlem yapılırsa, mahkemeler bu kararları iptal eder. Henüz nasıl çözümler üretileceği bilinmeyen bir ortamda Bakanlığa yargı kararlarının bile ulaşamayacağı işlem kurma yetkisinin tanınması yanlış ve hukuk düzenine aykırıdır. 15. KHK de örtülü bir biçimde korunan önemli bir Kim, nasıl uzman yetkisini elde edecek? Ortada, oniki yılık süreden başka somut bir ölçüt bulunmamaktadır. Özellikle makina mühendisliği gibi birbirinden çok farklı alanlarda uzmanlaşma olanağı bulunan dallarda gerçek bir uzmanlık ayrımına gidilmeden uzmanlık belgesi verilebilir mi? oda'dan haberler çelişki de, yapı denetim kuruluşlarında çalışan uzmanların, denetimini üstlenmedikleri yapılarda proje müellifi olma olanaklarının açık tutulmasıdır. 4. Maddeye göre, bu kuruluşlar " Münhasıran" yapı denetimini üstleneceklerdir. Münhasıran sözcüğü, bir başka iş yapamayacakları anlamına gelmektedir. 17. Maddede bu konu daha ayrıntılı olarak düzenlenirken, yapılamayacak işler "denetim hizmeti verdiği işlerle" sınırlanmaktadır. Maddenin 2.paragrafında ise denetim kuruluşunun uzman mühendis ve mimarların, proje yapma olanaklarına sınırlama getirilmemiştir. Uzman mühendis ve mimarların çalıştıkları denetim kuruluşlarının dışında bireysel olarak ya da bir başka kuruluşun çatısı altında proje üretmelerine herhangi bir engel bulunmamaktadır. Böylece getirilen düzenlemelerin amaçlarıyla bağdaşmayan ve çok sakıncalı konumlar oluşturulmaktadır. Proje üretmek yapı denetim kuruluşu denetçileri olma niteliği ile bağdaşmamaktadır. Bu durum, menkul kıymetler borsası görevlilerinin amaçların kendi hesaplarına hisse senedi alıp satmalarına benzemektedir. Anılan kuruluşlara ve personeline, kamusal etkinliklerine kendi yararlarına kullanmaları sonucunu verecek bu tür olanaklar tanınmamıştır. Yapı denetim kuruluşlarının tekelleşmesi kaçınılmazdır. Uzmanları proje üretmeye başlarlarsa karşılıklı olarak birbirlerinin projelerinin uygulanmasını denetleme durumuna geleceklerdir. Bu koşullarda güvenli bir denetim yapılamayacağı gibi, proje üretiminde de tekelleşme durumu doğabilecektir. Böyle bir gelişme, serbest çalışan mimar ve mühendislerin, ekonomik ve mesleksel çökümü getirmeye elverişlidir. SONUÇ : 595 sayılı KHK'nin henüz yürürlülüğe de girmediği gözetilerek yukarıda değinilen ve kapsamlı bir inceleme sonucunda saptanacak sakıncalarının giderilmesi için yeniden düzenlenmesi yararlı olacaktır. Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485 17 1-3 Haziran 15-17 Haziran 29-30 Haziran-01 Temmuz 1 Araç-îmal-Tadil-Montaj MYK 8-11 Haziran Merkez Merkez Merkez Merkez Dönüşümü. Arac-îmal-Tadil-Montai. Asansör *. D S? la tç Tesisat MYK v it _!

oda'dan haberler UÇAK-HAVACLK-UZAY MÜHENDİSLERİNE AÇK ÇAĞR... Oda Yönetim Kurulumuz bu çalışma dönemi içerisinde Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisi üyelerimiz ile henüz Odayla buluşmamış meslektaşlarımıza yönelik örgütlenme ağının güçlendirilmesi, geliştirilmesi ve genişletilmesine yönelik yoğun bir r*a1ıcma aı-rııcıı irpr\einr!f>hir A/tavıs 90(10 itiharı ilp oda yayınları İS SAĞLĞ VE GÜVENLİĞİ KONFERANS BİLDİRİLER KİTAB Kitapta 27-28 Kasım 1999 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen îş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı'nda sunulan bildiriler yer alıyor. Bildiri başlıkları şöyle: - Kimyasal Maddeler, Riskleri, Kullanımı, Depolanması ile İlgili Yaptırımlar ve Türkiye Uygulamaları - Japonya'da Kobe Depremi Sonrasında Gaz Tesisatlarının Yeniden Devreye Alınmasında Gaz Dedektörlerinin Kullanımının Önemi ve Cosmos Gaz Dedektörleri - Tünel Kalıp Sistemi ile Konut Yapımı Sırasında Oluşan Kazalar ve Önlemleri - İş Kazalarının Maliyeti - Vibrasyon ve İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri - Endüstride Gürültü ile Oluşan İşitme Kayıpları ve Alınacak Önlemler - BS 8800 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Rehber Standardı - 2000 Yılına Girerken İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uygulamalarının Gerçek Yüzü - Elektromanyetik Radyasyon Zararları Televizyon ve Bilgisayarlarda Ekran Radyasyonu - İş Kazalarının Oluşumu ve iş Kazalarının Sınıflandırılması - İSEÇ Yönetim Sistemleri ve Kurulmasında Ana Adımlar - Yangın ve Endüstride Yangın Güvenliği - Küçük Ölçekli İşletmelerde işyeri Hekimlik Hizmetleri - Türkiye'deki iş Kazalarına Genel Bir Bakış - Doğalgaz Güvenliği - Türkiye'deki işçi Sağlığı ve iş Güvenliği (SG Sorununun Geniş Ölçekteki Çözümüne Yönelik Grafiksel Model - Mevzuat - iş Güvenliğinde Oda Politikaları Yayın No : 239, 196 sayfa Fiyat : Üye-Öğrenci : 3.000.000 TL Diğer : 4.000.000 TL V tmmob,j mtktn* mfih*nd)i)«ri odası A istmbtri fum»i İ? SAĞLĞ VE GÜVENLİĞİ taş adayı öğrencilerimizin öğrenimleri sırasında karşılaştıkları sorunların paylaşılması ve çözümlerinin bulunması, çabalarını ısrarla sürdürecektir. Ayrıca, UHUM-MEDAK'ın alacağı kararlar doğmll-ıısnnha TTralr Hflvarılılr TT^av MıihpnHisi ı'ivp. Hazırlayan : Nügün KARAKÜÇÜK MMO Merkez "SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ TEKNOLOJİLERİNDEKİ GELİŞMELER VE TÜRKİYE'DEKİ UYGULAMALAR" KONFERANS BİLDİRİLER KİTAB Kitapta 3-4 Nisan 1999 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen konferansta sunulan bildiriler yer alıyor. Konu başlıkları: Enerji Sektöründe Karar Vermede Bilginin Yönetimi ve Doğal Çevrede Enerji Üretimi Sürdürülebilir Enerjiler ve Almanya'da Enerji Optimizasyonu Dikkate Alman Projelerden Örnekler Ekolojik Mimari ve inşaat Teknikleri ile Enerji ihtiyaçlarının Minimize Edilmesi Toprak-Su Kaynaklı sı Pompaları Rüzgar Enerjisi Rüzgar Enerjisi Teknolojisindeki Gelişmeler Alternatif Enerji Kaynaklan Güneş Enerjisi Teknolojisindeki Gelişmeler Biogaz Teknolojisindeki Gelişmeler ve Türkiye'deki Uygulamaları Çöplük Gazlarından Elektrik ve sı Üretiminde Gaz Motoru Teknolojisi Türkiyedeki Jeotermal Enerji Uygulamalarının Ekonomisi

Makale ALEVSİZ YANMA TEKNOLOJİSİNİN YANMA SİSTEMLERİNDE ORTAYA ÇKAN NOx EMİSYONLARNN AZALTLMASNDA BİR YÖNTEM OLARAK KULLANLMAS /. Bedii Özdemir * Ömsıtma ile gerçekleştirilen yanma süreçlerinde ortaya çıkan NO emisyonunun azaltılması, doruk sıcaklıkların düşürülmesi veya yüksele sıcaklıklı bölgelerdeki oksijen derişiminin ya da buralarda kalınma sürelerinin azaltılması yöntemleri ile gerçekleştirilebilmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar atıkgaz geri besleme yöntemlerinin doruk alev sıcaklıklarının düşürülmesinde oldukça etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Atıkgazlarm alev yukarısına üçüncü bir tepkime bileşeni olarak katıldığı bu yöntemde, işlem sıcaklıkları kendi kendine tutuşabilirlik sıcaklığının üstüne çekilebilirse, geri besleme oranları yüzde yüzün üstünde büyüklüklerde gerçekleştirilebilmektedir. Bu koşullarda alev yakıcıdan ayrılıp uzaklaşmasına rağmen, tepkime ışımasız olarak ve yakıcının oldukça aşağısında gerçekleşebilmektedir. Bu durum birim hacimdeki yanma şiddetini azaltırken, yanmaya bağlı sıcaklık artışını da kimyasal kinetikten bağımsız kılabilmektedir. Bütün bunlar bir yandan önısıtmanın doruk alev sıcaklıkları üzerindeki olumsuz etkilerini azaltırken diğer yandan ısıl NO oluşumunun verimlilik artışı üzerindeki smırlayıahk etkisini de tümüyle ortadan kaldırmaktadır. Anahtar Kelimeler' Alevsiz yanma, NO x çıktısı azaltılması, Aerodinamik yakıcılar. The methods to reduce NO emission are, therefore, based on sehemes to reduce either peak flame temperature or the residence time and oxygen concentration in zones with bigh temperature. Recent studies have shouın thatflue gas redrculation is indeed the most successful seheme to reduce peak flame temperature. İn this method, flue gases are introduced upstream as a third component to dilute thefuel/air mbdure. When process temperatures are above the şelf ignition temperature, rate of flue gas redrculation can be pushed up to a value as high as 100%. Under this condition, flame is lifted off but combustion reaction can stili continue further doumstream with quite diminished visibility. This also leads to the reduetion of burning intensity, resulting in temperature rise due to reaction less dependent on chemical kinetics. Vith the elimination of the adverse effects ofpreheating on the peak flame temperatures, the thermal NO formation becomes no longer a proviso for improuing the thermal efficıency. Keywords:Flameless combustion, NO x reduetion, Aerodynamic burnersj Prof. Dr. S.T.Ü. Makina Fakültesi GÎRİŞ Doğal kaynakların sınırlı olmasına bağlı sık sık yaşanan enerji darboğazlarının ulusal ekonomilere verdiği zararlar ve yanısıra yanma çıktılarının küresel iklimde neden olduğu değişiklikler, fosil bazlı yakıtların yaygın kullanımı için geliştirilmiş teknolojileri tartışılır hale getirmiştir (Bowman 1992; Chomiak vd. 1992). Özellikle son yıllarda gittikçe bilinçlenen kamuoyu, verimlilikleri arttırılmış çevre dostu yanma sistemlerinin geliştirilmesi istemleriyle yakıcı ve yanma odası tasarımcıları üzerindeki baskılarını arttırmaktadır. Atıkgazlardaki kullanüamayıp atılan enerjinin bir kısmının yanma havasının önısıtılması yoluyla geri kazanılmasının özellikle yüksek sıcaklıklı işlemler gerektiren endüstriyel uygulamalar ve fırınlarda verimliliği büyük ölçüde arttırarak enerji tasarrufu sağladığı bilinmektedir (Hanby 1994; Tanaka 1995). Ancak önısıtmanın artması ile iyileşen verimliliğe karşı, artan yerel doruk sıcaklıklar ve alev kararsızlıkları, ısıya dayanımlı malzemelerde ısıl yorulma türü sorunlar yaratmakla kalmayıp, yanısıra NO oluşumunu da kabul sınırlarının üstüne çıkarmaktadır (Flamme 1994; Milani 1994a). Kısacası, verimliliğin arttırılması ve NO v oluşumunun önlenmesi ilk bakışta birbirleriyle çelişir gözükmektedir (Bell ve Warren 1983). NO x OLU SUMU VE AZALTLMAS ÎÇÎN KULLANLAN YAYGN YÖNTEMLER Hidrojen ve doğalgaz gibi temiz sınıflandırılan yakıtların yanmasında bile açığa çıkıyor olması nedeniyle, nitrikoksit çevre kirletici gazların başlıcalarından sayılmaktadır (Hayhurst ve Lawrence 1992). Yanma ortamında nitrikoksitlerin temelde üç ana süreç yoluyla oluştuğu bilinmektedir (Miller ve Bovvman 1989; Turns 1995). Bunlar; 1) Yakıt bazlı NO oluşumu, 2) Kimyasal NO oluşumu ve 3) İsıl bazlı NO oluşumu. Nitrikoksidin açığa çıktığı başlıca süreç olan ısıl-no oluşumunda, havadaki oksijen, yakıt ile değil yine havadaki nitrojen gazı ile yüksek sıcaklıklarda Zeldovich süreci (Zeldovich 1946) olarak bilinen yolla tepkimeye girmektedir. Bu süreçte yanma ürünlerinin 1600 C ve üstü sıcaklıklarda birkaç saniye, 2000 C ve üstü sıcaklıklarda birkaç milisaniye kalması yeterli olabilmektedir (Wünning ve Wünning 1997). Bu nedenle, ısıl-no oluşumu özellikle önısıtmaya bağlı gelişen yüksek yerel sıcaklıklarda ağırlık kazanmaktadır. NO gazı çıktısını düşürebilmek amacıyla uygulanan yöntemler genelde ortam içinde belirli noktalarda oluşan doruk sıcaklıkların düşürülmesi, bu bölgelerde kalınma sürelerinin kısaltılması veya bu bölgelerdeki oksijen derişiminin azaltılması yollarını seçmektedir (Garg 1994; Wood 1994). Su veya su buharı püskürtülerek veya soğutma Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485 21

Makale ALEV SEYRELTİLMESİ YÖNTEMİ VE ALEVSİZ YANMA Şekil 1. Alevin İçine Yerleştirilen Çubuklarla Soğutulması çubukları (Şekil 1) ile yanma ortamından enerji çekilmesi ilkesine dayanan ve alev soğutma olarak tanımlanan yöntemlerde bir yandan ortam sıcaklıkları düşürülürken, bir yandan da buralarda kalınma süreleri azaltılmaktadır (Teng ve Huang 1996). Ancak yanma tepkimesinin tamamlanamaması sonucu istenmeyen oranda CO açığa çıkması, NO x oluşumunu azaltmak uğruna uygulanmasına rağmen bu yöntemin getirdiği yeni bir olumsuzluk olmaktadır. Aşamalı yanma, NO salgılanmasını azaltma yönünde kullanılan bir başka yöntem olup, birincil yanma bölgesinde yakıt/hava karışımı yakıt-fazla olacak biçimde hazırlanır. Yanma ürünlerinin atıkgazların geri beslenmesi ile veya taşınımla soğutulmasının ardından ikincil yanma bölgesinde düşük sıcaklıklarda yakıt-eksik karışım yakılır. Aşamalandırmanın hem hava (Spliethoff vd. 1996), örneğin şekil 2, hem de yakıt (Smart ve Morgan 1994) sunumu üzerinden yapılabildiği bu yöntemde, son derece karmaşık ve pahalı araçların kullanımı gerektiği için, iyileştirme amacıyla da yapılsa, yatırımların geri ödenme süresi uzamaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, örneğin Mastorakos vd. (1993), "atıkgazlarının geri beslenmesi" uygulamalarının doruk alev sıcaklıklarının düşürülmesi ve böylece NO oluşumunun önlenmesi açısından en etkili yöntem olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yöntemde, inert özellikteki aükgazlar alev içine doğrudan kanştınlmak yerine alev yukarısındaki taze hava/yakıt karışımına üçüncü bir bileşen olarak katılırlar. Bunun sonucu gelişen yanma, temelde üç bileşenli bir tepkime olup, yerel alev sıcaklıkları, atıkgaz geri besleme oranının artmasıyla azalarak 1200 C düzeyine kadar düşebilmektedir. Bu yöntem, atıkgazların alev gerisine katılma yöntemine bağlı olarak dıştan veya içten geri besleme olarak sınıflandırılmaktadır. İçten geri besleme, yakıcının ve ortamın akış özellikleri kullanılarak sağlanır ve bu uygulama ek bir düzenek gerektirmemesi nedeniyle verimliliği olumsuz etkilemez. Gerek önkarışımlı ve gerekse önkarışımsız yanmada, kararlı alev için gerekli koşulların akış ve alev hızları arasındaki hassas denge ve yakıt derişimi ile ilintili olduğu bilinmektedir. Akış alanında helisel döngü veya küt cisimle sağlanan durgunluk bölgelerinde elde edilebilen bu koşullar (şekil 3), yakıcı tasarımları için belirleyici olmaktadır. Ancak alev kararlılığının yalnızca yakıcıdan kaynaklanan akış niteliklerinin değiştirilmesi ile sağlanması, yakıcı yakınlannda çok yüksek yerel sıcaklıkları ve bunlara bağlı ısıl-no oluşumunu da beraberinde getirmektedir. Üstelik, örneğin doğal gaz yanma odalarında, ortam sıcaklığının 750 C'nin alanda olduğu değerlerde yakıcı tarafından hazırlanan yakıt/ Birincil Hava Sunumu Yakıt AtıkGazlann Geri Beslenmesi Şekil 2. Hava Sunumunun Aşamalı Yapıldığı Yanma Şekil 3. Küt Cisimler Arkasında Oluşturulan Durgunluk Bölgelerinin Kullanıldığı Yakıcı Kafası 22 Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485

Makale hava karışımının düzenli yanmak yerine parlama rürü bir tepkime ile ısı açığa çıkardığı ve bunun da yanma odasında ciddi titreşim ve gürültü sorunları yarattığı bilinmektedir (Lang vd. 1987; Mcmanus vd. 1993). Oysa ki, eğer işlem sıcaklıkları kendi kendine tutuşma sıcaklığının üstünde sıcaklıklara çekilebilirse (Flamme ve Kremer 1995) yanma, yakıt ve hava dışında, geri beslenen atıkgazın üçüncü bileşen olarak kaüldığı bir ortamda, patlama ve yakıcı yakınında kararlı alev olmaksızın da gerçekleşebilmektedir. Yanmanın çok yüksek atıkgaz geri besleme oranları ile bile gerçekleşebildiği bu durumda, alev kararsızlığı sorun olmaktan çıkmaktadır (Wünning 1991). Hızla geliştirilmekte olan bu türden alev seyreltme yöntemleri, özellikle ölçeklendirilmiş geri-kazanımlı doğalgaz yakıcılarında büyük başarı sağlamıştır (Dupontw/. 1993; Milani 1994 ). Alevsiz yanma olarak da tanımlanan bu yöntem sayesinde yüksek sıcaklık gerektiren ısıl işlemlerde %50'ye varan yakıt tasarrufu sağlanabilmektedir. Burada "alevsiz yanma" deyimi, tepkime bölgesinde morötesi de dahil gözle görünür bir ışıma olmamasından kaynaklanmaktadır (Telger ve Roth 1995). Alevli yanmada, tutuşabilirlik limitleri ile %30 dolaylarında sınırlanan içten geri besleme oranları (Zabetakis 1965), kendi kendine tutuşabilirlik sıcaklığının üstünde sıcaklıklarda gerçekleşen alevsiz yanma durumunda %100'ün üstünde değerlerde gerçekleştirilebilmektedir. Yüksek geri beslemeli alevsiz yanmadaki en önemli teknolojik kazanım birim hacimdeki tepkime şiddetinin alevli yanmaya oranla çok düşük olmasıdır. Böylesi bir tepkime sonucu gelişen sıcaklık artışları, kimyasal kinetikten bağımsız ve birkaç yüz Kelvin ile sınırlı kalmaktadır. Önısıtmanın yerel doruk sıcaklıklar üzerine etkisinin azalmasıyla ısıl-no oluşumunun verimlilik artışı üzerindeki sınırlayıcılığı ortadan kalkmaktadır (Wünning ve Wünning 1992). Bu nedenle içten geri besleme alevsiz yanma yönteminin belkemiğini oluşturmaktadır denebilir. Kaldı ki, alev yüzeyinde bulunan HC köklerine bağlı gelişen kimyasal NO oluşumu da alevin ortadan kalkmasıyla büyük oranda azalmaktadır (Heard vd. 1992; Kohse-Höinghaus 1994). Bütün bunların sonucu, alevli yanmada en iyi olasılıkla 60 ppm olabilen NO x derişimi, alevsiz yanmada 6 ppm değerlerine düşebilmekredir (Wünning ve Wünning 1995). Ayrıca alevli yanma durumunda kullanılabilir işlem sıcaklıkları yanma ortamındaki doruk sıcaklıklardan çok düşük gerçekleşirken, alevsiz yanmada yakıcı ekseninde yerel sıcaklıklar, atıkgaz sıcaklığından düşük kalmakta ve en önemlisi sistem çıkışında CO'e rastlanılmamaktadır. Alevsiz yanmada görünür alev olmadığı için kararsızlığı da söz konusu değildir. Bu nedenle alev kararlılığı nedeniyle yakıcı tasarımı ve yanma üzerine getirilen sınırlamalar büyük ölçüde kalkmakta ya da azalmaktadır. Öyle ki, düşük sıcaklıklarda yakıcıya bitişik veya hemen yakınında kararlı hale getirilmeye çalışılan alevin, çok miktarda atıkgazın bileşen olarak tepkimeye girdiği alevsiz yanma yönteminde yakıcıya değer durumda veya yakınında olmasından kaşıdı olarak kaçınılmaktadır. Bu nedenle alevli yanmanın tersine, alevsiz yanmada alevdeki kararsızlıklara bağlı gelişen gürültü tamamen ortadan kalkmaktadır. İçten geri beslemeli bir sistemde, alevin yakıcıya bitişik veya yakınında ayrık durumda oluştuğu yanma durumlarında sırasıyla 92 ve 98 db(a) olabilen gürültü düzeyinin, alevsiz yanmada 82 db(a) değerine kadar düşebildiği görülmüştür (Plessing vd. 1998). Sistemde yanma olmaksızın yalnızca hava akışına ait gürültü düzeyinin 78 db(a) olduğu göz önüne alınırsa, alevsiz yanma ile elde edilen kazanım daha açık görülebilmektedir. ALEVSİZ YANMA İÇİN YAKC/YANMA ODAS TASARMLARNDA AERODİNAMİĞİN ÖNEMİ şıma tüplerinin yaygın kullanımı, bu tüplerin içindeki yanma olayının daha yakından incelenmesi gereğini ortaya koymuştur. Ters reaktör olarak sınırlandırılabilecek bu tür yanma ortamlarında, tepkime bileşenlerinin sunumu ve atıkgazların ortam dışına atılmaları yanma odasının aynı tarafından ve geometrik olarak iç içe konumdaki aralıklardan yapılmaktadır. Son derece hassas bir aerodinamik tasarım gerektiren bu tür yanma odalarında, hava/yakıt sunumunun merkezde ve birden fazla noktadan yapılmasıyla yakıcının hemen aşağısındaki akış daha da karmaşıklaştırılmakradır. Ancak, çalkantı düzeyinin büyük ölçekli yapılar ağırlıkta olacak şekilde arttırılmasıyla bu bölge ve etrafında karışım verimliliği de artmakta ve sonucunda, yanma odası dışına atılmak üzere tüp çeperini yalayarak bu bölgeye ilerleyen atıkgazları merkezdeki yakıt/hava sunum akışı içine çekilmeleri kolaylaşmaktadır. Özetle, alevsiz yanma uygulamalarının uc-uz tutulabilmesi için atıkgaz geri beslemesinin içren yapılması gereklidir ki, bu da ancak titiz bir aerodinamik tasarımla gerçekleştirilebilir. Sözü edilen sistemlere tipik bir örnek şekil 4'da verilmektedir (Özdemir 1999). Dikey konumlandırılmış yanma odası, tabandaki çok noktadan sunumlu yakıcı kafasından değişik uzaklıklarda açılmış quartz pencereleriyle optik incelemeyi olanaklı kılmaktadır. Yakıcı ekseni boyunca yükselen akış, tavandan dönerek yan duvarlar üzerinden tekrar tabana yönelmekte ve buradan ortam dışına atılmaktadır. Yüksek önısıtmayı olanaklı kılan bu sistemin çok-sunumlu yakıcı kafası alevli ve alevsiz yanma durumlarında şekil 5'de görünrülenmiştir. Bu resimler açıkça ortaya koymaktadır ki, alevli yanmada alkor halini almış yakıcı kafası (şekil 5.a), tepkimenin yakıcı aşağısında ve alevsiz gerçekleştiği durumda soğumakta ve gözle görülebilir bir ışıma olmaması nedeniyle kendi renginde algılanmaktadır (şekil 5.b). Alevsiz yanmada görünür alev olmadığı için tepkime bölgesinin özellikleri ancak yanma sonrası açığa çıkan OH derişimi ile araştırılabilmektedit. Şekil 6'daki resimler yakıt/hava denklik oranının ((p ) 1 olduğu önkarışımsız bir yanma durumu için yakıcı aşağısında değişik ^ yüksekliklerinde 35x25 tnm'lik Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485 23

Makale Şekil 4. Aerodinamik Tasarımlı Yakıcı ve Yanma Odası O»- Yakıt a) b) Şekil 5. Çok Noktadan Sunumlu Yakıcı Kafası Görünüşü; a) Tepkime Yakıcıya Bitişik ve Alevli Gerçekleşirken, b) Tepkime Yakıcıdan Uzak ve Alevsiz Gerçekleşirken. 24 Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485

Makale pencerelerden Laser İnduced Predissociative Fluorescence (LPF) olarak adlandırılan yöntemle çekilmiş morötesi ışık saçılımı görüntüleri olup bu bölgelerdeki anlık iki boyutlu OH derişimi dağılımlarına karşılık gelmektedir. Buradaki bir dizi anlık görüntünün ortaya koyduğu eğilim yakıcının =112 mm akış aşağısında başlayan yanma sürecinin gittikçe şiddetlenerek 2=312 mm uzaklıkta en belirgin düzeyine ulaştığı yönündedir ki, aynı yöntemle elde edilen birçok anlık görüntünün verdiği ortalama izlenim de bunu doğrular niteliktedir. Ağırlıklı olarak yakıcı ekseni yakınında siniri ı bir bölgede gerçekleşen tepkimenin, akış içindeki büyük ölçekli çalkantı yapılarıyla arasıra eksen dışına taşındığı gözlemlenmektedir. Ayrıntılı çalışmalar yukarıda tanımlanan tepkime sürecinin yakıt/hava denklik oranının birden küçük veya büyük oluşuna göre aşağıya ya da yukarıya ötelendiğini, ama her durumda yakıcı kafasından uzaklarda oluştuğunu göstermiştir; diğer bir deyimle yakıt-eksik durumda tepkime yakıcı kafasına daha yakın başlarken, yakıt-fazla durumda tepkime kafadan uzaklaşmaktadır. Alevsiz yanma teknolojisi yakıt/hava sunumunun önkarışımlı olarak gerçekleştirildiği durumlarda da uygulanabilir olmakla birlikte, tepkime bölgesi önkarışımsız aynı (p değerleri için bulunduğu konumdan yakıcıya daha yakın gerçekleşmektedir. Tepkime bölgesinden LPF ölçümleri ile eşzamanlı olarak Rayleigh Saçılımı yöntemi ile elde edilen iki boyutlu sıcaklık dağılımları daha düzgün yani, yerel yüksek sıcaklıkların olmadığı bir görünüm ortaya koymaktadır. Kısacası atıkgazların yanma öncesinde tepkimeye giren bileşenlere katılmasıyla birim hacimde gerçekleşen yanma şiddeti alevli yanmaya oranla büyük ölçüde azalmakta ve dolayısıyla yanma sonucu sıcaklık artışları oldukça sınırlı kalmaktadır ki, ısıl-no oluşumunun azalmasındaki gizem de burada yatmaktadır. SONUÇ VE DEĞERLENDİRMELER 100 150 200 250 300 350 OH derişim renk göstergesi (birimsiz) Şekil 6. Önkanşımsız <p= 1 Yanma Durumu İçin LPF Yöntemi ile Saptanan Tepkime Bölgesinin Yakıcı Aşağısındaki Gelişimi 2=412 mm z=312 mm z=212 mm z=112 mm Eritme süreçlerinin çok büyük hassasiyet gerektirdiği özellikle demir-çelik ve cam endüstrilerinin ısıl işlem fırınlarının yüksek sıcaklıklarda çalışmakta oldukları bilinmektedir. Atıkgazların doğal olarak yüksek sıcaklıkta olduğu bu birimlerde kirlilik yaratmak kaygılarıyla önısıtma yapılmazsa işlem enerjisinin büyük kısmı baca gazlarıyla kullanılmadan atılarak verimlilik büyük oranda düşmekte, bu da işletme giderlerini katlayarak arttırmaktadır. Konuyla ilgili çalışmalar göstermektedir ki, sözü geçen endüstrilerde, alevsiz yanma yönteminin kullanımı halinde işletme giderleri %50'ye varan oranlarda azalabileceği gibi NO^ çıktısı da tek haneli rakamlara düşebilecektir. Öte yandan enerji gereksinimini karşılamak üzere yüzünü Orta Asya doğal kaynaklarına çeviren ülkemiz, özellikle son yıllarda, buralardan boru hattlarıyla taşınacak doğalgaz ile enerji üretimi stratejisi geliştirmektedir. Kurulan doğalgaz çevrim santrallerinin yakın gelecekte çevresel endişeler nedeniyle ağır kamuoyu baskısına maruz kalabilecekleri göz önüne alınırsa, zaman içinde gelişebilecek sorunlara çözüm bulabilmek amacıyla gaz türbinleri konusunda yerli teknolojinin hızla geliştirilmesi ve bu konuda üzerinde çalışılan yeniliklerin yakından takip edilmesi büyük önem arzetmektedir. Bu alanda yakıt-eksik ve önkarışımlı yanma, özellikle gaz türbinleri için son yıllarda tercih edilir olmuştur (Saul ve Altemark 1991; Döbbelling vd. 1996). Yanmanın soğutmasız ve neredeyse adyabatik koşullarda gerçekleştiği bu durumda karışımın kendi kendine tutuşma ve alevin geriye yürümesi riskleri büyüktür ve bu nedenle çok fazla önısıtma yapılamamaktadır (Mcvey vd. 1993). Son yıllarda yapılan araştırmalar, alevsiz yanmanın önkarışımsız durumda olduğu gibi önkarışımlı durumda da başarıyla uygulanabileceğini (Özdemir 2000) ve yöntemin bu yönüyle gaz türbinleri uygulamalarında da sorunsuz kullanılabileceğini göstermektedir. Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485 25

Makale KAYNAKÇA firing, COMETT-CALENER Short Course, Brussels and Milan, October-November. 1. Bell, C. T. & Warren, S. 1983 Experience with burner NO x reduction, Hydrocarbon Processing, September, 145-147. 19. Miller, J. A. & Bowman, C. T. 1989 Mechanism and modeling of nitrogen chemistry in combustion, Prog. Energy 2. Bowman, C. T. 1992 Control of combustion-generated nitrogen oxide emissions: technology driven by regulation, 24th Symposium on Combustion, July 25-30, Sydney, Australia. 20. Combust. Sri., 15, 287-338. Özdemir, î. B. 1999 Reduction of NO x emission with strong internal flue gas recirculation as an application of flameless 3. Chomiak, J., Longwell, J. P. & Saroflm, A. R 1992 Combustion of low calorific value gases, problems and oxidation, Alexander von Humboldt vakfı tarafından desteklenen araştırma projesi. prospects, Prog. Energy Combust. Sri., 15, 109-129. 21. Özdemir, 1. B. & Peters, N. 2000 Characteristics of the 4. Döbelling, K., Knöpfel, H. R, Polifke, W., Winkler, D., Steinbach, C. & Sattelmayer, T. 1996 Low-NO x premked combustion of Mbtu fuels using the ABB double cone burner (EVburner),/ EngineeringFor GasTurbinesandPower, 118,46- reaction zone of a combustion flow with reduced flame visibility, Experiments in Fluids Dergisinde yayınlanmak üzere sunulmuş makale. 22. Plessing, T., Peters, N. & Wünning, J. G. 1998 Laseroptical. 53. investigation of highly preheated combustion with strong 5. Dupont, V., Pourkasharuan, A., Williams, A. & Wooley, R. 1993 The reduction of NO in natural gas burner flames, exhaust gas recirculation, 28th nternational Symposium on Combustion, 2-7 August, Boulder, USA. FW, 72,497-503. 23. Saul, A. & Altemark, D. 1991 Lean-burn premixed 6. Flamme, M. 1994 NO output from industrial burners using combustion air preheating or oxygen enrichment, RoundTabk combustion in gas türbine combustors, Gas Warme nternational- 40, 336. Committee F, 19th World Gas Conf., Milan, June. 24. Smart, J. P. & Morgan D. J. 1994The effectiveness of multifuel reburning in an internally fuel-staged burner for NO x 7. Flamme, M. & Kremer, H. 1995 NO x -reduction potential of high temperature processes, nternational Gas Research reduction, Fuel, 73,1437-1442. Conference, Cannes, France. 25. Spliethoff, H., Greul, U, Rüdiger, H. & Hein, K. R. G. 1996 Basic effects of NO 8. Garg, A. 1994 Specify better Low-NO x burners for furnaces, x emissions in air-staging and reburning at a bench-scale test faciüty, Fuel, 75, 560-564. Chem. Eng. Prog,, January, 46-49. 26. Tanaka, R. 1995 New progress of energy saving technology 9. Hanby, V.. 1994 Combustion and Pollution Control in Heating toward the 21 st century: frontier of combustion and heat Systems, Springer-Verlag, Berlin. transfer technology, 11th FRF Members Conference, June. 10. Hayhıurst, A. N. & Lawrence, A. D. 1992 Emissions of 27. Telger, R. & Roth W. 1995 Betriebserfahrung beim Einsatz nitrous oxide from combustion sources, Prog. Energy Combust. von Brennern mit flammloser Oxidation, Gas Wdrme Sri., 18, 529-552. ntemational-44, 332-337. 11. Heard,D. E.Jeffries,J. B., Smith, G. E &Crosley, D. R. 28. Teng, H. & Huang, T-S. 1996 Control of NO 1992 LİF measurements in methane/air flames of radicals x emissions through combustion modifications for reheating furnaces in important in prompt-no formation, Combust. F/ame, 88,137- steel plants, Fuel, 75,149-156. 148. 29. Turns, S. T. 1995 Understanding NO 12. Kohse-Höinghaus, K. 1994 Laser techniques for the x formation in nonpremked flames: Experiments and Modeling, Prog. Energy quantitaüve detecüon of reactive intermediates in combustion Combust. Sri., 21,361-385. systems, Prog. Energy Combust. Sri., 20, 203-279. 30. Wood, S. C. 1994 Select the right NO x control technology, 13. Lang, W., Poinsot, T. & Candel, S. 1987 Active control of Chem. Eng. Prog., January, 32-38. combustion instabilities, Combust. Flame, 70, 281-289. 31. Wünning, J. 1991 Flammenlose Oxidation von Brennstoff 14. Mastorakos, E., Taylor, A. M. & Whitelaw, J. H. 1993 mit hochvorgewârmter Luft, Chem.-ng.-Tech., 63,1243-1245. Turbulent counterflow flames with reactants diluted by hot 32. Wünning,J.A.&Wünning,J.G. 1992Burners forflameless products, Joint Meeting of the British and German Sections, The oxidation with low NO x formation even at maximum air Combustion nstitute, Cambridge. preheating, Gas Wârme ntemational-41,10, 438-444. 15. Mcmanus, K R., Poinsot, T. & Candel, S. M. 1993 A review of active control of combustion instabilities, Prog. Energy Combust. Sa., 19, 1-29. 16. Mcvey, J. B., Padget, E C, Rosfjord, T. J., Hu, A. S., Peracchio, A. A., Schlein, B. & Tegel, D. R. 1993 33. Wünning, J. A. & Wünning, J. G. 1995 Regenerative burner using flameless oxidation, nternational Gas Research Conference, v Cannes, France. 34.,Wünning, J. A. & WünningJ. G. 1997 Flameless oxidation to reduce thermal NO-formation, Prog. Energy Combust. Sri., Evaluation of low-no combustor concepts for 23, 81-94. Aeroderivative gas türbine engines, /. Engineering For Gas Turbines and Pomer, 115, 581-587. 35. Zabetakıs, M. G. 1965 Flammability characteristics of combustible gases and vapours, Bulletin 627, Bureau of Mines, 17. Milani, A. 1994<7 NO x emissions from gas fired reheating USA.. furnaces for steelmakingplants, RoundTabk CommitteeF, 19th World Gas Conf, Milan, June. 36. Zeldovich, J. 1946 The oxidation of nitrogen in combustion and exp\osions, Açta Physiochimica U.K J".J.,XX(4),Academy 18. Milani, A. 1994b NO emission reduction in the E. C: Gas Science of the USSR. i-. 26 Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485

bilgi sayfası TÜRKİYE'DEKİ JEOTERMAL ENERJİ UYGULAMALARNN ÇOK YÖNLÜ ÖNEMİ VE DÜNYADAKİ YERİ Orhan Mertoğlu GİRİŞ Mevcut jeotermal kuyu ve kaynaklarımıza göre kesin ispatlanmış jeotermal potansiyeli 2490 MWt' dir (MTA, 1999). Muhtemel teorik jeotermal potansiyelimiz ise 31.500 MWt' dir. Türkiye'de jeotermal kaynakların değerlendirilmesinde mevcut yasalara göre elektrik dışındaki sahalar fiilen Özel idareler ve Belediyelerin kullanımındadır. Dolayısıyla Özel İdare ve Belediyeler bu kaynakları değerlendirmek üzere merkezi şehir ısıtma sistemleri ve kaplıca gibi tesisler kurmuşlardır. Bu yatırımlar Özel idareler ve Belediyelere önemli bir gelir kaynağı olmuş, bunun yanında da halkın yaşam standardını yükselten bir altyapı ve çevre yatırımı haline gelmişlerdir. Jeotermal akışkanlar sıcaklıklarına göre farklı alanlarda veya birbirine entegre olmak suretiyle değerlendirilmektedir. Lindal diyagramında farklı sıcaklıklardaki jeotermal akışkanların kullanım alanları görülmektedir (Şekil 1) 181 * ÖRME JEOTERMAL A.Ş- 200-5 160-140- 120-100- 80-60 - 40-20 - 0 - Şekil 1. Lindal Kağıt hamuru öğütülmesi Balık yemi kurutulması Bayer işlemi ile {Alumlna) elde edil m Şeker kam iç ı buharlaştırma Buharlaştırma Çimento bloklarıntn kurutulması Zirai ürün kuru tu İm as Depolamada balık kurutulması İsıtma (Bina ve Sera) Soğuk depolama klimlendirme Hayvancılık Toprak ısıtılması Yüzme havuzlan, buz eritilmesi Balıkçılık Diyagramı Elektrik Jretimi İkincil (Binary) Akışkan sı Pompalanyla Alan sıtma ve Soğutma TÜRKİYE'DE JEOTERMAL UYGULAMALAR Türkiye'de jeotermal akışkanların başlıca kullanım alanı merkezi konut ısıtmacılığı ve kaplıca amaçlı kullanımdır. Şu anda Türkiye'de ortalama 51.310 konut eşdeğeri jeotermal ısıtma yapılmaktadır (466 MWt). Ayrıca, 194 adet kaplıcada jeotermal akışkanlar balneolojik amaçlı kullanılmaktadır (327 MWt). Böylelikle, Türkiye'deki jeotermal doğrudan kullanım kapasitesi 793 MWt olmaktadır. Türkiye'nin tek jeotermal elektrik üretim uygulaması ise 20 MWc kurulu güce sahip Denizli Kızıldere Jeotermal Elektrik Santralidir. Bu santrale entegre olarak ve santralın atığı olan karbondioksiti değerlendirerek yılda ortalama 120.000 ton sıvı karbondioksit ve kurubuz üretimi yapan fabrika bulunmaktadır. Bu tesisin önemi dünyada alanındaki ilk ve tek uygulama olmasıdır. Türkiye' de merkezi (bölgesel) ısıtma ancak jeotermal enerji ile yapılabilmiştir ve ekonomik olarak işletilmektedir. Türkiye'de şehir bazındaki mevcut jeotermal merkezi ısıtma sistemleri Gönen (3400 konut, 1987'den beri işletilmektedir, jeotermal akışkan sıcaklığı : Ört. 80 C ), Simav (3000 konut, 1991, -120 C), Kırşehir (1800 konut, 1994, 57 C), Kızılcahamam (2500 konut, 1995, -80 C), İzmir (Balçova + Narlıdere, 10775 konut, 1996, ~120 C), Sandıklı (1600 konut, 1998, -70 C), Afyon (4000 konut, 1996, -95 C), Kozaklı (1000 konut/1996, -90 C), Diyadin (400 konut, 1999, 76 C)'den oluşmaktadır. Jeotermal enerjinin verimli ve yaygın olarak kullanılabilmesinde kabuklaşma ve korozyonu önleyen inhibitör (kimyasal madde enjeksiyonu) uygulamasının başarılı olmasının payı büyüktür. Günümüzde gelişen teknolojik imkanlar sayesinde artık 40-55 C'lerde jeotermal ısıtma yapmak mümkündür. Buna örnek olarak Oruçoğlu Termal Resort (48 C), Haymana'da iki adet camii ısıtması (43 C), Rize-Ayder (54 C) ve Havza Kaplıca ısıtması (54 3 C) verilebilir. İlk yatırım tutarının ekonomikliğinin yanında kurulan sistemlerin işletme maliyetleri de son derece düşük gerçekleşmektedir. sı satış fiyatı fuel-oil ve kömüre göre çok ucuz olmasına rağmen yapılan sistemler 4-8 yılda kendisini geri ödemektedirler. Türkiye şartlarında bir jeotermal merkezi ısıtma sistemi yatırımında genel olarak boru şebekesi %70, ısı merkezi %5, üretim ve reenjeksiyon kuyuları %10, bina adaptasyonu % 10 gibi paylara sahiptir (Şekil 2) Merkezi ısıtmanın yapılabilirliğinde jeotermal enerji ana unsur olmakla birlikte klasik ısıtma sistemleri anlayışının dışında dinamik ısı yüklerine uygun teknoloji seçimi Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485 27

bilgi sayfası Şekil 2. İzmir-Balçova Jeotermal Merkezi sıtma Sistemi Merkez Binası ÜRETİM. REENJEKSİYON KUVULAR 10% BORU ŞEBEKESİ 70% 2. sı aktarıcısı olarak plakalı (plate type) eşanjör kullanılması, 3. Jeotermal suyun taşınmasında ve şehir içi dağıtım hatlarında toprağa doğrudan gömülebilen ön izoleli borulama sisteminin kullanılması, 4. Üretim, terfi ve sirkülasyon pompalarının kademeli veya frekans konvertörü ile değişken devirli olarak kullanılması, 5. Şehir sirkülasyon devresinde gidiş ve dönüş sıcaklıkları arasındaki fark maksimum tutulup ve sabit sirkülasyon debisi değişken çalıştırılarak maksimum verim elde edilmesi, 6. Yüksek sıcaklıkta çalışabilen derin kuyuiçi pompalan ve kuyu elemanlarının kullanılması. Türkiye'de mevcut 381 adet olarak tesbit edilmiş olan jeotermal üretim kuyuları % 65,4 oranında Valilikler, Belediyeler ve şirkeder tarafından finanse edilmiştir. Açılmış olan jeotermal kuyuların fınansör dağılımı Tablo 1 de verilmiştir. Tablo 1. Türkiye'de Açılmış Olan Jeotermal Üretim Kuyularının Fınansör Dağılımı Şekil 3. Jeotermal Merkezi sıtma Sistemi Yatırım Oranları yapılarak gerek ilk yatırım, gerekse işletme giderleri açısından daha ekonomik çözümlerin üretilmesi jeotermal enerji ile merkezi ısıtma sistemlerinin hayata geçirilmesini sağlamıştır. Jeotermal enerji ile yapılan merkezi ısıtma sistemlerinde yapılan teknolojik yenilikler kısaca şöyledir : 1. sı tüketicilerinin ısıl yüklerinin teorik hesaplamalar yerine deneysel sonuçlar ile belirlenmesi, Valilikler, Belediyeler ve Şirketleri MTA Şahıslar Turizm Bakanlığı Üniversiteler Diğer % 65,4 % 17,5 % 11,5 %2,1 % 1,3 %2,1 Türkiye'deki jeotermal merkezi ısıtma sistemlerinin bağlantı miktarlarına göre ortalama yıllık artış oranı 1983'den bu yana ortalama % 23 civarında olmuştur (Şekil 2). Ko nut Ba 5la nlı Mik ta >l - - -ı - - rfllfl n n ıf H ı flr ı-n rt rtl rfl 1983 1985 1986 1987 1989 1990 1992 1993 1994 1995 1996 1997 19981999 OGerçek Bağlantı Kumlu GOç i- Şekil 4. CTP Borunun Şehiriçi Dağıtım Borusu Olarak Kullanılması (Gidiş İzolasyonlu Dönüş İzolasyonsuz) Şekil 5. Türkiye'de Jeotermal Merkezi sıtma Sistemlerinde Konut Bağlantı Miktar ve Oranları. 28 Mühendis ve Makina - Cilt: 41 Sayı: 485