Mustafa ŞİMŞEK Yeminli Mali Müşavir antalya@ankaymm.com Af Niteliğindeki Yeni Düzenlemeler Hakkında Düşüncelerimiz Sayın Ali Babacan tarafından yapılan basın toplantısı ile kamuoyuna duyurulan af niteliğindeki yeni düzenlemelerin özeti; geniş kapsamlı vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarının bir kısmının tahsilinden vazgeçilerek yeniden yapılandırılması suretiyle tahsilinde ne tür kolaylıkların sağlandığı ve bu kolaylıkların nasıl uygulanacağına dair açıklamalardan ibaret olmuştur. Yeni düzenlemelerin açıklandığı tasarıya göre aşağıda belirtilen aşamalar açısından farklı uygulamalara tabi tutulacağı anlaşılan yeni düzenlemelerin mükellefler tarafından dikkatlice takip edilmesinde fayda vardır. Buna göre; 1- Geçmişte kesinleştiği, ödeme vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş borçlar, 2- Tarhiyat yapıldığı halde dava açma süresi devam eden işlemler, 3- Yapılan tarhiyata geçmişte dava açılarak ihtilaflı hale gelmiş ve ihtilafı devam eden işlemler, 4- İhtilafın ilk aşaması red veya kabul olarak sonuçlanmış, ancak ihtilafın itiraz veya temyiz aşamaları devam etmekte olan tarhiyatlar, (Dava aşaması sonuçlanmamış olanlar) 5- Vergi incelemesi veya Takdir kararı aşaması devam eden işlemler, 6- Uzlaşma süresi bekleyenler ile uzlaşması yapılarak ödeme vadesi bekleyen tarhiyatlar, 7- Uzlaşma sağlanamadığı için Vergi Dairesince ihbarname kuralına göre tarh edilmeyi bekleyen veya tarh edildiği halde tebliğ edilmeyi bekleyen işlemler, 8-2006-2009 yılları için matrah artırımı uygulaması, 9-5811 sayılı Varlık Barışı yasası olarak bilinen yasal düzenlemeden yaralandığı halde yasanın aradığı bazı şartları yerine getirememiş olanlara ek süre verilmesi, Gibi çok sayıda husus hakkında farklı hükümler getirileceği düşünülen bu tasarının mükellefler tarafından dikkate alınması uygun olacaktır. Yukarıda sıralanan hususlar dikkate alındığında, daha önce ödenmiş olan kamu borçlarına bu kanunun uygulanması mümkün görünmemektedir. Tasarı esas itibarıyla bu kapsamda düzenlenen en kapsamlı çalışma olması açısından önem arz etmekte, geçmişin temizlenerek 2010 yılı cari dönemden itibaren daha gerçekçi ve sağlıklı kayıt ve muhasebe işlemleri üzerinden hareket edilmesi gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır.
Sayın Ali BABACAN IN basın açıklamasında da vurguladığı üzere, bu tasarının yasalaşmasından itibaren yararlanma süresi içinde her gerçek kişi veya tüzel kişi mükellefin veya kayıt dışı çalışmakta olan kişilerin bu yasal düzenlemeye icabet ederek artık 2010 yılını başlangıç alacak şekilde işlem yapmalarının uygun olacağı, aksi halde matrah artırımı uygulamasına icabet edecek mükellefler nedeniyle geçmiş yıllara ait vergi incelemesi ve denetim yükü hafifleyeceğinden, Maliye İdaresinin kayıt dışı ile mücadelesi ve kayıt altındakilerin daha hızlı ve cari yıla ilişkin denetlenme ihtimalinin çok yüksek seviyelere çıkacağı düşünülmektedir. Bu durum mükelleflerin geçmişle ilgili risklerini ortadan kaldıracak şekilde matrah artırımı yapmaları ve 2010 cari yıl sonuçlanmadan işlemlerini denetlenebilir hale getirerek korkusuzca ticari hayatlarına devam etmeleri gerekliliğini bu tasarıyla açıkça ortaya koymaktadır. Hükümet bu düzenleme ile geçmişle barışarak, artık ileriye bakmak istediği göstermiştir. Bu nedenle hemen her kesimden mükellefin birçok talebi tasarıda ele alınarak geniş kapsamlı bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. Tasarı ana hatları ile açıklanmış olsa da henüz TBMM ne gönderilen bir tasarı ve ya yasalaşmış bir düzenleme ortada yoktur. Gerek henüz borçlarını ödeyememiş olanlar, gerek haklarında vergi incelemesi, uzlaşma talebi, ihbarname tebliği, dava açma süresi gibi işlemleri devam eden kişi veya şirketlerin yasalaşması beklenen tasarıyı dikkatle takip ederek, gerekirse bu tür işlemler konusunda ehil olduğunu bildikleri kişi veya firmalardan destek almalarının uygun olduğu düşünülmektedir. Kanun çıkıncaya kadar ödenmiş olan kamu borçlarına bu kanunun uygulanması mümkün olmadığından vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş kamu borçları için bu yasal düzenlemenin çıkması beklenmektedir. Bu durumda vergisini vadesinde ödeyen mükellefler için bir düzenleme içermeyen bu tasarının TBMM deki görüşmeler sırasında önergeler ile ssk prim ödemlerinde sağlanan % 5 oranındaki indirim benzeri bir düzenleme yapılarak tasarıdaki eksikliğin giderileceğini ümit etmekteyim. Tasarı Neler Getiriyor: Gecikme Faizi ve Gecikme Zammı Gerçekleşen Enflasyon oranından daha yüksek oranlarda uygulanmakta olan gecikme faizi ve gecikme zammı oranları yerine aşağıdaki tabloda aylık ve yıllık bazda gösterilen 2004 yılında TEFE, ve izleyen yıllarda ÜFE oranlarında yeniden endekslenerek hesaplanacak faiz esas alınacak ve geçmişten itibaren birikmiş olan yüksek tutardaki gecikme faizi ve zamları terkin edilecektir. AYLIK ENFLASYON TEFE ÜFE TÜFE Aylar 2004* 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2004* 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Ocak 2,6-0,41 1,96-0,05 0,42 0,23 0,58 0,70 0,55 0,75 1,00 0,80 0,29 1,85 Şubat 1,64 0,11 0,26 0,95 2,56 1,17 1,66 0,55 0,02 0,22 0,43 1,29-0,34 1,45 Mart 2,10 1,26 0,25 0,97 3,17 0,29 1,94 0,89 0,26 0,27 0,92 0,96 1,10 0,58 Nisan 2,65 1,21 1,94 0,80 4,50 0,65 2,35 0,59 0,71 1,34 1,21 1,68 0,02 0,60 Mayıs -0,03 0,20 2,77 0,39 2,12-0,05-1,15 1,60 0,92 1,88 0,50 1,49 0,64-0,36 Haziran -1,05-0,48 4,02-0,11 0,32 0,94-0,50-0,13 0,10 0,34-0,24-0,36 0,11-0,56 Temmuz -1,52-0,74 0,86 0,06 1,25-0,71-0,16 0,22-0,57 0,85-0,73 0,58 0,25-0,48 Ağustos 0,79 1,04-0,75 0,85-2,34 0,42 1,15 0,58 0,85-0,44 0,02-0,24-0,30 0,40 Eylül 1,85 0,78-0,23 1,02-0,90 0,62 0,51 0,94 1,02 1,29 1,03 0,45 0,39 1,23 Ekim 3,23 0,68 0,45-0,13 0,57 0,28 1,21 2,22 1,79 1,27 1,81 2,60 2,41 1,83 Kasım 0,75-0,95-0,29 0,89-0,03 1,29 1,54 1,40 1,29 1,95 0,83 1,27 Aralık 0,13-0,04-0,12 0,15-3,54 0,66 0,45 0,42 0,23 0,22-0,41 0,53
YILLIK ENFLASYON TEFE ÜFE TÜFE Aylar 2004* 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2004* 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Ocak 10,80 10,70 5,11 9,37 6,44 7,90 6,30 16,20 9,23 7,93 9,93 8,17 9,50 8,19 Şubat 9,14 10,58 5,26 10,13 8,15 6,43 6,82 14,28 8,69 8,15 10,16 9,10 7,73 10,13 Mart 7,97 11,33 4,21 10,92 10,50 3,46 8,58 11,83 7,94 8,16 10,86 9,15 7,89 9,56 Nisan 8,91 10,17 4,96 9,68 14,56-0,35 10,42 10,18 8,18 8,83 10,72 9,66 6,13 10,19 Mayıs 9,56 5,59 7,66 7,14 16,53-2,46 9,21 8,88 8,70 9,86 9,23 10,74 5,24 9,10 Haziran 10,53 4,25 12,52 2,89 17,03-1,86 7,64 8,93 8,95 10,12 8,60 10,61 5,73 8,37 Temmuz 9,44 4,26 14,34 2,08 18,41-3,75 8,24 9,57 7,82 11,69 6,90 12,06 5,39 7,58 Ağustos 10,52 4,32 12,32 3,72 14,67-1,04 9,03 10,04 7,91 10,26 7,39 11,77 5,33 8,33 Eylül 12,50 4,38 10,55 5,02 12,49 0,47 8,91 9,00 7,99 11,19 7,12 11,13 5,27 9,24 Ekim 15,48 2,57 10,94 4,41 13,29 0,19 9,92 9,86 7,52 9,98 7,70 11,99 5,08 8,62 Kasım 14,40 1,60 11,67 5,65 12,25 1,51 9,79 7,61 9,86 8,40 10,76 5,53 Aralık 13,84 2,66 11,58 5,94 8,11 5,93 9,32 7,72 9,65 8,39 10,06 6,53 Taksit süresi ve Taksitlendirme faizi Vergi Aslına uygulanacak yeni endeksleme oranından sonra mükelleflerin talep edeceği taksit süresine göre aşağıdaki kat sayı ile çarpılmak suretiyle vadeye isabet eden faiz hesaplanarak iki ayda bir ödenecek taksit tutarları bulunacaktır. Ödeme Süresi Taksit sayısı Süreye İsabet eden Katsayı 12 ay 6 1,05 18 ay 9 1,07 24 ay 12 1,10 36 ay 18 1,15 Örnekle açıklayacak olursak; 2005 yılından gelen 10.000,00 TL vergi aslı borcu+ 18.000,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 28.000,00 TL tutarındaki borçlar yeniden yapılandırıldığında 10.000,00 TL vergi aslı borcu+ 4.000,00 TL tefe-üfe endeksi faiz tutarı olmak üzere toplam 14.000 TL borç 24 ay vadeli 12 taksit halinde ödenmek isteniyorsa 14.000* 1,10=1.400+14.000=15.400,00 TL/12= 1.283,33 TL iki ayda bir ödemeli 12 eşit taksitle borç ödenmiş olacaktır. Geçmişin Temizlenmesi Matrah artırımı Matrah artırımı 2006-2009 yıllarını kapsayacak olup, mali kar olarak beyan edilen vergiye tabi matrahın belli bir oranda arttırılarak beyan edilmesini içerecektir. Bu durumda mükellefler yeni matrah artışı üzerinden vergi ödeyerek o yıllara ait vergi incelemesinden kurtulmuş olacaktır. Matrah artırımı beyan edilen gelir ve kurumlar vergisi beyanlarının yıllar itibariyle belli bir oranı alınırken, bu orana göre hesaplanan matrahın her yıl için belirlenmiş asgari ölçüden aşağıda olmaması istenmektedir. Arttırılacak matrah ölçüleri nedir? Kurumlar Vergisi mükelleflerinde 2006 Yüzde 30 artış Asgari 30 bin lira 2007 Yüzde 25 artış Asgari 36 bin lira 2008 Yüzde 20 artış Asgari 45 bin lira 2009 Yüzde 15 artış Asgari 60 bin lira
Gelir Vergisi mükelleflerinde 2006 Yüzde 30 artış Asgari 10 bin lira 2007 Yüzde 25 artış Asgari 12 bin lira 2008 Yüzde 20 artış Asgari 15 bin lira 2009 Yüzde 15 artış Asgari 20 bin lira Bu artışların ardından mükellefler arttırdığı tutar üzerinden kurumlarda yüzde 20 vergi, gelir vergisinde ise artan tarifeye göre (GVK md.103) vergi ödeyecektir. Ancak asgari arttırılması gereken matrah tutarlarının altında beyan verilemeyeceğinden 2006 yılında 5.000 TL matrah beyan eden şirketin % 30 oranında matrahını arttırması halinde 1.500 TL olması gerekirken, asgari 10.000 TL esas alınacağı için matrahını % 100 artırmış gibi olacaktır. Verdiğimiz örnekte 2006 yılında 5.000 TL matrah beyan eden şirketin 10.000 TL matrah artırımı yapacağını belirlemiştik. 2006 yılında 50.000 TL matrah beyan eden bir başka şirket ise % 30 oranında yani 15.000 TL tutarında matrah arttırmak suretiyle daha yüksek matrah beyan etmek durumunda kalacaktır. Buna göre daha önceki yıllarda zarar beyan eden veya düşük matrah beyan eden mükellefler avantajlı duruma geçmektedir. Bu durumda vergisini tam ve zamanında beyan ederek ödeyen mükellefler yine cezalandırılmış olmaktadır. Vergi İncelemesi yapılmayacak mı? Gelir ve Kurumlar vergisi mükelleflerince yapılacak matrah artırımı sonucunda vergi incelemelerine tabi tutulmayacaktır. Ancak matrah artırımında bulunan işletmelerin hiçbir şekilde vergi incelemelerine tabi tutulup tutulmayacağı tam olarak anlaşılamıyor. 5811 sayılı kanunda belirtildiği şekilde diğer sebepler üzerinden vergi incelemesine alınması halinde beyan edilen matrah, incelemede bulunacak matrah farkından mahsup edilecektir. Şeklinde bir düzenleme ile vergi incelemesine tabi tutulmama olayı sınırlandırılmıştı. Bu tasarıda da çok açık hükümler bulunmamakta olup, meclis gündeminde bu eksikliğin tamamlanacağı beklenilmektedir. Ayrıca tasarıda Gelir ve Kurumlar Vergisi açısından tanımlama yapılmakla birlikte katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, damga vergisi, harçlar gibi diğer vergiler açısından tasarıda tanımlama bulunmamaktadır. Bu konunun tasarının Meclis'e sunumunda kesinleşeceği bekleniyor. Dava Aşaması Devam Edenler İhtilafın bulunduğu safhaya göre, alacak asıllarının yüzde 50'si veya yüzde 20'si ödenmek suretiyle işlem sonuçlandırılacaktır. Bu durumda olan alacaklar vergi tutarı mükellefe tebliğ edilmiş olmakla birlikte henüz uzlaşma veya vergi dava açma süresi bulunan işlemleri de kapsamaktadır. Vergi aslına bağlı olmayan cezaların yüzde 25'i veya yüzde 10'u, gecikme faizi veya gecikme zammı yerine güncelleme oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutar, toplanıp ödenecektir. Mükellef bu şartları kabul eder ve davadan vazgeçerse dava ortadan kalkacak. Yapılan vergi incelemesi sonucunda yargıya intikal etmiş olayların bu şeklide çözülmesi amaçlanıyor. Vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalarının tamamı, gecikme cezası, gecikme faizi, gecikme zammı alacaklarından da vazgeçiliyor. Buna göre tasarının henüz yasalaşma döneminde uzlaşma günü verilerek uzlaşmaya davet edilen mükellefler açısından sıkıntılı bir karar aşaması başlamıştır. Çünkü uzlaşmaya girerek uzlaşması halinde vergi aslının tamamı üzerinden borcu kabul etmiş olmakta ve tahakkuk fişi yerine geçen uzlaşma tutanağı düzenlenmekte, uzlaşmayarak dava açma süresini beklemeye başlasa vergi aslının % 50 si oranında ilave bir avantaj yakalamaktadır. Bu konunun maliye idaresi tarafından uzlaşma komisyonlarında vergi aslı indirimi suretiyle telafi edilerek çözümlenebileceği veya tasarının Meclis'e sunumunda görüleceği üzere bu farklılığı ortadan kaldıran ek hükümlerin tasarıya konularak da çözüm üretilebileceği beklentisindeyiz.
Vergi incelemesi ve Takdir Kararı devam edenler Başlanmış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine devam edilecek. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen verginin yüzde 50'si, gecikme faizinin güncelleme oranı esas alınarak tutar hesaplanacak ve ödenecek. Kalan alacak asılları ile vergi cezaları ile gecikme faizi alacaklarından vazgeçilecek. Yani inceleme ve tarhiyat safhasında mükellefler böyle bir şeye başvururlarsa bu imkânlardan yararlanmış olacaklar. Bilanço Kalemlerinde fiili duruma uymayanların Düzeltilmesi Bugüne kadar yapılan bu tür düzenlemeler de bu hususlar dikkate alınmamıştı. Tasarı bu yönüyle oldukça önemli bir problemi de çözmüş oluyor. İşletmelerin geçmişte yapılan hatalar nedeniyle özellikle kasa ve stoklarında ortaya çıkan uyumsuzluk bu tasarının kanunlaşması halinde çözülmüş olmaktadır. Böylece işletme kayıtlarında görünmeyen para, altın, gayrimenkul, emtia gibi varlıklar belli bir vergi karşılığı kayda alınarak işlem yapılacaktır. Örneğin kayıtta görünmeyen altın varlığı için işletmeler yüzde 2,5 vergi ödeyerek kayıt altına alabileceklerdir. Ya da demirbaş görünüp de gerçekte var olmayan varlıklar için yüzde 10 vergi ödeyerek düzeltme yapma imkânı getirilmektedir. Ancak ülkemizde aile şirketleri olarak sermaye birikimi oluşturamayan birçok tüzel kişiliğin en büyük sorunu olan ortaklar cari hesabında yer alan alacak veya borç bakiyeleri asıl sorunu oluşturmaktadır. Bu cari hesaplar gerçekte kasa hesabı gibi işlem göstermekte olduğundan yılsonlarında kasa hesabında görünen bakiye tutar ortaklar hesabına aktarılmakta, yıl içinde kasa hesabının eksi bakiyeleri ise yine ortaklar cari hesabından kasaya giriş yapılarak muhasebe kayıtları takip edilmektedir. Bu işlemlerin büyük çoğunluğu fiktif hareketler olmasına rağmen Maliye denetim elemanları ile adatlandırma faiz tahakkukları yüzünden karşı karşıya gelmekte olan mükelleflerin bu cari hesap bakiyeleri hakkında da bu tasarıya ekleme yapılmasında fayda olacağı düşünülmektedir. Fiili duruma uymayan bu tür alacaklarında bu kapsama alınması ileride çıkacak birçok ihtilafın önüne geçecektir. Sonuç Bu tasarının Aralık ayında kanunlaşacağı beklenilmektedir. Kanunun Resmi Gazetede yayınlandığı ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar (Aralık ayında yayınlanırsa şubat/2011 sonuna kadar ) mükelleflerin müracaat etme süresi belirlenmektedir. Böylece mükellefler açısından bugüne kadar en kapsamlı düzenleme ile geçmişle barışılarak, ödeme güçlüğüne düşmüş bir çok mükellef rahatlatılacak, vergi yargısında ihtilaflı hale düşmüş on binlerce dava dosyası temizlenecek, bilançoların gerçek durumu gösteren mali tablolar haline getirilmesinde ciddi bir adım atılmış olacak ve Maliye idaresinin geçmiş yılların vergi inceleme yüküyle uğraşmakta olan denetim elemanlarını boşa çıkartarak, cari yıla ait incelme ve denetimleri daha etkin ve etkili bir konuma getireceği düşünülmektedir. Bu tasarı ile iş dünyasının konuyla ilgili birçok talebi gerçekçi bir yaklaşımla çözülmüş görünüyor. Aynı zamanda bu düzenlemeler sayesinde bütçeye çok ciddi kaynak geleceği de açıkça görünmekte olduğundan tasarının bir an önce meclis gündemine alınarak yasalaşmasında fayda olduğu düşüncesindeyiz.