İÇİNDEKİLER. KENT, MERCAN RESİFİ ve WEB 9 ÇEVRESEL OLANAKLAR 31 AKIŞKAN AĞLAR 51 YAVAŞ ÖNSEZİ 73 TESADÜFİ KEŞİFLER 101 HATA 133. Giriş II. III. IV.



Benzer belgeler
Atoller (mercan adaları) ve Resifler

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

VII. KIYILAR. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

Prof.Dr. Atike NAZİK

GEZİ ÖNCESİ ALIŞTIRMALAR 6-13 YAŞ GRUBU

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

DALGALAR NEDEN OLUŞUR? Rüzgar Deniz Araçları (Gemi, tekne vb) Denizaltı Heyelanları Depremler Volkanik Patlamalar Göktaşları Topografya ve akıntılar

21-30 MART 2015 SİPADAN MALEZYA

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Dersin Kodu

Çevre Biyolojisi

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOGY)

Ağaçların Sosyal Ağı:

Iron Butt Reports - 09 July 2011

Ayxmaz/biyoloji. Öğrencilerin sonuçlarına göre, katalaz hangi ph düzeyinde en iyi çalışır A) 1 B) 4 C) 7 D) 10 E) 14

TSUNAMİ DALGALARI NELER OLUŞTURUR?

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

Yeryüzündeki Cennet Maldivler

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: km2 NÜFUSU: RESMİ DİLİ: İngilizce

DÜNYA VE EVREN 1.ÜNİTE GEZEGENİMİZİ TANIYALIM. 1. BÖLÜM: Dünya nın Şekli. 2. BÖLÜM: Dünya nın Yapısı

e ait Şimdi bazı adalar daha satışa çıkarıldı. Fiyatları da 8 ile 25 milyon dolar arasında değişiyor.

ADI: DÜNYA ĠKLĠMLERĠ

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

SEYŞELLER DENİZ GÜNEŞ KUM & DİNLENCE & DOĞA HER GÜN HAREKET İMKANI

Doğada Keşif Yapıyoruz

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

Tur Programı. Darwin'in Galapagos'u ve Dünya'nın "0" noktasına bir yolculuk

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

BİYOLOG TANIM. Canlı türlerinin tanımlanması, sınıflandırılması, yaşamı ve evrimini etkileyen koşullar üzerinde araştırma yapan kişidir.

Yönler ve Yön Bulma. Yönler ikiye ayrılır.

Kütlesel çekim kuvveti nedeniyle cisimler bir araya gelme eğilimi gösterirler, birbirlerine

Deniz Kaplumbağaları Yeşil Kaplumbağa (Chelonia mydas) Sini Kaplumbağası (Caretta caretta)

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

RÜZGARLAR. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır.

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Fezalar Eğitim Kurumları MSO Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı 9. SINIF AÇIKLAMALAR. Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır.

Nepal Gezisi (Holi Festivali'nde Nepal'e gidiyoruz!)

EKOLOJİK MÜCADELE İÇİN DOĞA İLE EL ELE

COĞRAFYA ANALİZ TESTİ ASF. Biyolojik Çeşitlilik ve Biyomlar Canlıların Yeryüzüne Dağılışını Etkileyen Coğrafi Faktörler

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

Muson Yağmurlarını Atlatmak Kelsey, Dylan, and Trevor Bölüm 1 Fen Bilimleri

Biyolojik Çeşitlilik

Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

Ekosistem ve Özellikleri

Evrim Teorisine Giriş. Evrim çoğunluk tarafından yanlış bilinir, fakat bu durum herkesin evrim hakkında bir fikri olmasını engellemez.

CYANOBACTERIOPHYTA (Mavi-Yeşil Algler)

yerel saat ile 02.05'de Kolomba'ya varışımız sonrası bizi bekliyen yetkililer tarafından karşılanıp 30 dakika uzaklıktaki konaklamamızı

KÜRESEL ISINMA NEDİR?

Turkuazoo Kapıları Açıyor!..

Kerem Efe Ö.: Aydınlık olduğunda çiçekler büyür, karanlık olduğunda da çiçekler büyüyemez. Hep karanlık olursa da hiç çiçek açmaz.

POPÜLASYON EKOLOJİSİ

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Besin Zinciri, Besin Ağı ve Besin Piramidi

JURA my. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Grup KARDELEN. Grup Üyeleri Menduh ÖZTÜRK (Kocasinan YİBO-Kayseri) Hüseyin YILMAZ (M.100.Yıl YİBO-Ağrı)

Roma İmparatorluğu nda uygulanan taş kaplı yol kesiti A: toprak, B-D: taş katmanlar, E: taş kaplama, F: kaldırım ve G: bordür

KAPADOKYA. Melih ÖZTEKİN. Eralp ÖZYAĞCI. Mert ÇİL. Başak DEMİRBAŞ

Malezya-INCEIF'te İslami Finans Lisansüstü Eğitimi

1)Aşağıdaki konum-zaman grafiğine göre bu hareketlinin 0-30 saniyeleri arasındaki ortalama hızı nedir?

JEOLOJİK MİRAS LİSTELERİ ASYA PASİFİK

JEOLOJİK ZAMANLAR ve FOSİLLER. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü

KENYA ÜLKE RAPORU Temmuz 2013 A.Ç.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA

Araştırma Teknikleri

Datça da bir Yaz. Gün batımında Datça Limanı

3. SINIF FEN BİLİMLERİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

DOĞA VE İNSAN DOĞA VE İNSAN

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Kaya çatlaklarına yerleşen bitki köklerinin büyümesine bağlı olarak çatlak genişler, zamanla ana kayadan parçalar kopar.

yaşam boyu bağlanırsanız.

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Gizli Duvarlar Ali Nesin

Türkiye'nin en iyi 10 dalış noktası

Son 100 yılın en büyük 25 depremi

Bölüm 2. Bir boyutta hareket

Sonsuza Kadar Beraber Sonsuza Kadar Ayrı

Editörden... YGS COĞRAFYA Soru - Cevap

Süha Derbent ile Rwanda da Dağ Gorilleri Çekimi. Kigali (2) / Nyungwe National Park (2) / Volcanoes National Park (2) 6 Gece 7 Gün

KİM OLDUĞUMUZ TEMASI BİLGİ OKURYAZARLIĞI KAZANIMLARI 1.SINIF

Denizlerimizin Sakinleri

Transkript:

İÇİNDEKİLER Giriş KENT, MERCAN RESİFİ ve WEB 9 I. ÇEVRESEL OLANAKLAR 31 II. AKIŞKAN AĞLAR 51 III. YAVAŞ ÖNSEZİ 73 IV. TESADÜFİ KEŞİFLER 101 V. HATA 133 7

STEVEN JOHNSON VI. ARDIL UYARLANIM 153 VII. PLATFORMLAR 179 Sonuç DÖRDÜNCÜ KUADRANT 213 Teşekkürler 247 Ek: Önemli İnovasyonlar Kronolojisi, 1400-2000 251 Notlar ve Okunabilecek Kitaplar 301 Kaynakça 313 8

Giriş KENT, MERCAN RESİFİ ve WEB İnsan, hayalinde nasıl, Hiç görülmedik, bilinmedik şeyleri yaratırsa, Şairin kalemi de onlara biçim verir. Hiçten yararlanır, havayı alır, Bir yer, bir barınak bulur ona, bir ad verir. SHAKESPEARE, Bir Yaz Gecesi Rüyası, Beşinci perde birinci sahne* * Türkçesi: Bülent Bozkurt, Remzi Kitabevi, Ocak 2002, Sayfa 97 9

Darwin Paradoksu Tarih 4 Nisan 1836. Kuzeydoğudan esen sadık muson rüzgarları Hint Okyanusu nun doğu kanadında dingin yaz günlerinin başlangıcını işaret etmekte. Sumatra nın yaklaşık 1.000 km batısında iki ufak atol ve yirmi yedi mercan adasından oluşan Keeling Adaları nı çevreleyen zümrüt rengi deniz sıcak ve durgun edasıyla çok davetkâr gözüküyor. Ufalanmış mercanların oluşturduğu pırıl pırıl beyaz kumlar, denizin rengini daha da bir öne çıkarıyor. Kıyının genellikle daha sert dalgalar alan kısmında sular o kadar durgun ki, Charles Darwin tropikal iklimin o güzelim mavi göğü altında adayı halka gibi kuşatan canlı mercan resiflerinin uç kısmına kadar yürüyor. Saatlerce orada duruyor ve suyun içindeki canlıların geçit törenine tanıklık ediyor. Yirmi yedi yaşındaki Darwin, Londra dan 11 bin km uzaktaki, dipsiz bir denizin içinde yükselen dağın zirvesinde durmakta. Zihninde, bu zirveyi meydana getiren kuvvetlerle ilgili bir fikir şekillenmeye başlıyor. Bu fikir kariyerindeki büyük bilimsel keşiflerin ilkinin temeli olacak. Üzerinde düşünmeye başladığı bir başka fikri daha var. Henüz bir netlik ya da şekil kazanmamış olan bu fikir, entelektüel açıdan ondokuzuncu yüzyılın zirvesine yerleşecek. 11

STEVEN JOHNSON Darwin in etrafı mercan adası ekosisteminin hareketli ve güneş vurdukça pırıldayan canlılarıyla çevrili. Canlıların çeşitliliği başdöndürücü: Kırlangıç balıkları, papaz balıkları, papağan balıkları, Napolyon balıkları, melek balıkları; mercanların karnıbahara benzeyen tepeleri üzerindeki planktonlardan beslenen berber balıkları; deniz şakayıkları ve deniz kestanelerinin diken ve dokungaçları. Bu tablo Darwin için görsel bir ziyafet, ama zihni yüzeydeki görüntünün ardındaki derin gizeme daldı bile. Dört yıl sonra yayımlanacak Beagle gezisi notlarında Darwin şu ifadeyi kullanacaktı: Yaşam açısından olabildiğine cömert olan tropik denizlerin barındırdığı sonsuz sayıdaki organik canlı, insana heyecan veriyor. Mazur görülebilir bir heyecan bu. Yine de itiraf edeyim, denizaltı mağaralarını betimlerken binlerce güzellikle bezeli ifadesini kullanan doğa bilimcilerin taşkın bir üslup kullanmış olduğunu düşünüyorum. İlerleyen gün ve haftalarda Darwin in zihnini meşgul edecek olan bu denizaltı mağaralarının güzelliği değil, barındırdığı organik varlıkların sonsuz sayıda olmasıdır. Keeling Adaları nda karadaki flora ve fauna, eni konu kıymetsizdir. Bitki örtüsü arasında sayılabilecek hindistan cevizi ağaçları, likenler ve yabani otlardan başka pek bir çeşit yoktur. Darwin karada yaşayan hayvan türü sayısı için ise bitkilerden bile fakir ifadesini kullanır: Birkaç çeşit kertenkele vardır, gerçek anlamda kara kuşlarından bahsetmek neredeyse mümkün değildir ve bir de Avrupa dan gelen gemilerin taşıdığı yeni göçmenler olan farelerden bahsedilebilir. Darwin küçümseyen bir ifadeyle Adada domuz dışında yerel bir dört ayaklı türü yok. diye yazar. Ancak bu ıssız habitatın birkaç kilometre ötesindeki mercan resiflerini çevreleyen sularda ancak yağmur ormanlarında rastlanabilecek müthiş bir çeşitlilik vardır. Bu gerçekten de büyük bir gizemdir. Bir atolun kıyısındaki sular nasıl olur da bu kadar çok çeşit canlıya yaşam kaynağı olabilir? Hint Okyanusu nda herhangi bir yerden 300 metre küp su alıp içindeki canlı varlıkların tam bir envanterini çıkartsanız 12

KENT, MERCAN RESİFİ ve WEB listeniz neredeyse Darwin in Keeling deki kara hayvanları listesi kadar fakir olurdu. Şanslı gününüzdeyseniz belki bir düzine kadar balık çıkarırdınız. Resiflerde ise en azından bin balık garantidir. Darwin in ifadesiyle, okyanusun ortasında bir mercan resifindeki ekosistemle karşılaşmak tıpkı çölün ortasında bir vahaya rastlamak gibidir. Besin açısından çok fakir bu sularda yaşayıp, ekolojik açıdan bu kadar farklı görevler üstlenen bu yaşam formu durumuna Darwin Paradoksu adını veriyoruz. Mercan resifleri, dünya yüzeyinin binde birini kaplasa da bilinen deniz canlıları türlerinin takriben dörtte birine ev sahipliği yapmaktadır. Darwin 1936 da lagünün kıyısında etrafını gözlemlerken elinde bu istatistiki bilgiler yoktur tabii, ama Beagle da geçirdiği dört yıl içinde mercan kayalıklarının bulunduğu suların canlılarla dolup taşmasının kendine özgü bir farklılık barındırdığını bilecek kadar da görmüş geçirmiştir. Darwin ertesi gün Beagle ın kaptanı Koramiral James FitzRoy ile mercan adasının rüzgar alan tarafına geçer. Burada koca dalgaların beyaz mercan engeline kuvvetle çarpışını seyrederler. Bu dev dalgaların İngiliz Kanalı nın ya da Akdeniz in sakin sularına alışık sıradan bir Avrupalı gözlemcinin ilgisini çekmesi kadar doğal bir şey olamaz. (Darwin bu dev dalgaların kuvvet açısından neredeyse ılıman kuşakta meydana gelen fırtınaların kuvvetine denk olduğunu ve dur durak bilmediğini gözlemler.) Öte yandan Darwin in dikkatini çeken başka bir şey daha vardır: Bu, şiddetle kabaran dalgalı sular değil; ona karşı koyan bir kuvvet olan resifi meydana getiren minik organizmalardır. Sularını geniş resiflere çarpıp duran okyanus, yenilmez çok kuvvetli bir düşman gibi gözüküyor; ama görülüyor ki kendisine direnilmekte, hatta ilk bakışta çok zayıf ve etkisiz görülen bir güç tarafından fethedilmekte. Okyanusun mercan kayalarını sakındığı yok; resifin üzerinde dağınık hâlde dizilen, sahilde birbiri üzerine yığılı duran ve üzerlerinde uzun hindistan cevizi ağaçlarının bittiği bu 13

STEVEN JOHNSON koca parçalar dalgaların aman vermez kuvvetinin bir kanıtı Buna rağmen mercan adacıkları muzaffer bir edayla ayakta duruyor. Çünkü bu mücadelede karşı bir başka güç daha var. Köpük köpük dalgalarla taşınan organik kuvvetler, kalsiyum karbonat atomlarını tek tek ayırıp onları simetrik bir yapı içinde tekrar birleştiriyor. Kasırgalar isterse koca koca binlerce parçasını parçalasın, aylar boyunca gece gündüz iş başında olan mimarlar ordusunun ortaya koyduğu iş karşısında bunun hiç bir önemi yok. Bu minik mimarlar Darwin in çok ilgisini çeker, çünkü bunların Beagle ı Keeling Adaları na getiren gizemi çözmekte anahtar olduğuna inanmaktadır. Beagle ın 5 yıllık yolculuğunun onaylandığı Deniz Komutanlığı tezkeresinde, temel bilimsel talimatlardan biri atol oluşumunun araştırılmasıydı. Darwin in akıl hocası ve çok başarılı bir jeolog olan Charles Lyell, bir süre önce atollerin yer kabuğundaki kuvvetli hareketler sonucu yukarı doğru itilen denizaltı yanardağları tarafından oluşturulduğu tezini ortaya atmıştı. Lyell in teorisine göre; atolün belirleyici bir özelliği olan çember şekli, mercan kolonilerinin volkanik kraterler etrafında resifler kurması sonucu oluşuyordu. Lyell in jeolojik dönüşümler hakkındaki görüşlerinin Darwin in düşünme biçimi üzerindeki etkileri oldukça derin olmuştur, ama sahilde durmuş mercanlara çarpan dev dalgaları seyrederken akıl hocasının atol oluşumu konusunda yanıldığını düşünmektedir. Darwin, bunun basit bir jeolojik oluşum hikayesinden ibaret olmadığının farkına varmıştır. Bu, yaşamın inovasyon konusundaki ısrarının öyküsüdür. Darwin bu düşüncesini zihninde etraflıca evirip çevirirken yaşamın önemli inovasyonlarına açıklama getirebilecek daha kapsamlı bir teorinin nüvesini de zihninin bir köşesine yerleştirmiştir. Bilinmeyen şeyler zihninde yavaş yavaş şekillenmeye başlamaktadır. Darwin günler sonra Beagle a geri döner, günlüğünü çıkarır ve 14

KENT, MERCAN RESİFİ ve WEB dalgalar ile mercanlar arasındaki büyüleyici çatışma üzerinde düşünmeye koyulur. Ve otuz yıl sonra yayımlayacağı Türlerin Kökeni Üzerine adlı kitabının en ünlü bölümünde yer alacak cümlenin işaretini veren şu ifadeyi kaleme alır: Nedenini açıklamakta zorluk çekiyorum, ama bana kalırsa bu lagün adalarının dış kıyıları açısından çok daha muazzam şeyler söz konusu. Darwin zamanla bunun nedenini de bulacaktır. Süperlineer Kent İsviçreli bilim insanı Max Kleiber, gençliğinden beri gelenekselin sınırlarını zorlamayı severdi. 1910 larda Zürih te üniversite öğrencisiyken ayağında sandaletlerle yaka bağır açık sokakları arşınlardı. Zamanına göre hayli sıra dışı bir giyim tarzı! İsviçre ordusunda askerlik hizmetini yaparken, Birinci Dünya Savaşı sırasında İsviçre nin resmi pozisyonu tarafsızlık olduğu hâlde komutanlarının Almanlarla enformasyon alışverişi yaptığını keşfetti. Dehşete düşen Kleiber, orduya ikinci kez çağrıldığında çağrının gereğini yerine getirmediği için birkaç ay hapis yattı. Ziraat bilimleri alanındaki kariyerine atıldığında ülkesinin dayattığı kısıtlamalardan artık bıkmıştı. İlerleyen yıllar içinde marjinal, savaş karşıtı sayısız sandaletlinin de takip ettiği yolu seçti: Kaliforniya ya taşındı. Kleiber, bereketli Central Valley in göbeğindeki Davis kentinde bulunan Kaliforniya Üniversitesi ne bağlı Ziraat Fakültesi ne girdi. Araştırmaları başlangıçta büyük baş hayvanlar üzerineydi; beden büyüklüklerinin hayvanların metabolizmaları, yani enerji yakma hızları üzerindeki etkisi konusunda çalışıyordu. Metabolizma hızlarının hesaplanması büyükbaş endüstrisi açısından uygulamada büyük önem taşıyordu, çünkü bu çiftçilerin hayvanların ne kadar besine ihtiyacı olduğunu ve kesimden sonra da ne kadar et vereceklerini makul bir 15

STEVEN JOHNSON kesinlikle tahmin etme olanağı sağlayacaktı. Kleiber, Davis e geldikten kısa bir süre sonra yaptığı araştırmanın birbirini tekrar eden bir kalıp, gizemli bir örüntü* barındırdığını fark etti. Matematiksel açıdan esrarengiz olan bu örüntü nedeniyle, laboratuvarında çok daha çeşitli türden canlıyı incelemeye başladı: Fareler, boynu halkalı güvercinler, diğer güvercin türleri, köpekler, hatta insanları bu araştırmanın kapsamına aldı. Bilim insanları ve hayvanseverler, canlıların cüsseleri büyüdükçe yavaşladıklarının çok uzun zamandan beri farkındaydılar. Sinekler birkaç saat ya da gün yaşarken filler neredeyse yarım yüzyıl yaşar. Kuşların ve ufak memelilerin kalbi, zürafa ya da beyaz balinaların kalbine göre çok daha hızlı kan pompalar. Ancak, hız ve büyüklük arasındaki ilişki lineer bir ilişki değildi. Bir at bir tavşandan 500 kat ağır olabiliyordu, ama nabzı tavşanın nabzından 500 kat yavaş atmıyordu. Kleiber, Davis deki laboratuvarında çok sayıda ölçüm yaptıktan sonra aradaki ölçeğin şaşmaz bir şekilde negatif çeyrek kuvvet ölçeği adı verilen matematiksel bir kurala uyduğunu keşfetti. Bir logaritmik cetvel üzerinde fare ve tavşanlardan boğa ve hipopotamlara kadar canlıların kütle ve metabolizma hızları işaretlendiğinde, mükemmel düz bir çizgi elde ediliyordu. Fizikçilerin, üzerinde çalıştıkları problemlerin ardında gizli enfes matematiksel denklemleri ortaya çıkardıkları olurdu; ama fiziğe kıyasla daha karmaşık bir alem olan biyoloji alanında zarif bir matematiksel bağlantı nadiren keşfedilirdi. Kleiber ve çalışma arkadaşları inceledikleri tür sayısını artırdıkça buldukları denklem çok daha net bir şekilde ortaya çıktı: Metabolizma hızı kütlenin negatif çeyrek kuvveti (kare kökün kare kökü) kadardır. Aradaki matematiksel ilişki son derece basittir: 1.000 in kare kökünü alırsanız, bu size yaklaşık olarak 31 rakamını verir, sonra 31 in kare kökünü alırsanız bu da size (yine yaklaşık olarak) 5,5 rakamını verir. Yani bir dağ sıçanından yaklaşık bin kat büyük olan bir fil dağ sıçanından ortalama 5,5 kat daha uzun *ç.n-olay veya nesnelerin düzenli biçimde birbirini tekrar ederek gelişmesi 16

KENT, MERCAN RESİFİ ve WEB süre yaşar ve metabolizma hızı (nabzı) da 5,5 kat daha yavaş atar. Bilim kitapları yazarı George Johnson un da gözlemlediği gibi Kleiber yasası; türlerin yaşamları boyunca bedenlerinde atacak kalp atışı sayısında bir fark olmadığını, ancak büyük hayvanların bu kotalarını çok daha uzun zamana yayarak tükettiklerini gösterir. Kleiber yasası ilerleyen yıllar içinde bakteri ve hücre metabolizmalarını da içine alacak şekilde genişletildi ve bitkilerin büyüme şeklinin bile bu negatif çeyrek kuvvet kuralına uyduğu görüldü. Her nerede bir yaşam biçimi belirse, her ne zaman bir organizma enerjisini tüketmenin ve bünyesinde paylaştırmanın bir yolunu bulmak zorunda kalsa, bu canlı formunun izleyeceği gelişim kalıbını negatif çeyrek kuvvet kuralı belirler. Birkaç yıl önce teorik fizikçi Geoffrey West, Kleiber yasasının yaşamın en büyük yaratılarından biri olan insan yapımı tüm süper organizmalar, yani kentler için de geçerli olup olmadığını araştırmak istedi. Kent yaşamının metabolizma hızı kentler büyüdükçe yavaşlıyor muydu? Kentlerdeki büyüme ve yaşam hızıyla ilgili tekrar eden bir kalıp, yani örüntü mevcut muydu? 2009 a kadar da başkanlığını yaptığı efsaneleşmiş kuruluşlardan biri olan Santa Fe Enstitüsü nde çalışan West, tüm dünyadan düzinelerce kentle ilgili veri toplamak üzere uluslararası bir araştırmacılar ve danışmanlar ekibi kurdu. Suç oranlarından, evlerdeki elektrik tüketimine, yeni patentlerden akaryakıt satışlarına kadar her türlü veriyi topladı. Elde edilen rakamları inceleyen West ve ekibi, Kleiber in negatif çeyrek kuvvet yasasının kentlerde enerji ve ulaştırma alanlarındaki büyüme üzerinde de belirleyici olduğunu büyük bir keyifle tespit etti. Benzin istasyonlarının sayısı, benzin satışları, asfaltlanmış yol alanı, elektrik kablolarının uzunluğu gibi kent yaşamına dair pek çok unsur biyolojik organizmaların enerji harcama hızını yöneten kuvvet yasasına aynen uyuyordu. Bir fil ölçeksel olarak nasıl bir fareden büyükse enerji çerçevesinden baktığımızda da bir kent bir filin ölçeksel olarak 17