ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI ÜFLEME ÇALGILARDA SESİN OLUŞUMU VE NEFES TEKNİĞİ. Fulya ANIT YÜKSEK LİSANS TEZİ



Benzer belgeler
BATI MÜZİK ÇALGILARI ÜFLEMELİ ÇALGILAR

SES DALGALARı Dalgalar genel olarak, mekanik ve elektromanyetik dalgalar olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Elektromanyetik dalgalar, yayılmak için bi

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI

KLARNET SANAT DALI ORTAOKUL EĞİTİM MÜFREDATI

6. SINIF NAKİL GEÇİŞ SEVİYE TESPİT SINAVI

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

Çalgı Müziği. Çalgı Çeşitleri

Flüt eğitimine yönelik bir etüd analiz modeli. An Etude Analysis Model Related to Flute Education

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

Ses Dalgaları Testlerinin Çözümleri. Test 1 in Çözümleri

Bilal ELÇİ tarafından düzenlenmiştir.

10. Sınıf. Soru Kitabı. Dalgalar. Ünite. 3. Konu. Ses Dalgası. Test Çözümleri. Sismograf

KLARNET SANAT DALI LİSE EĞİTİM MÜFREDATI

Ünite. Dalgalar. 1. Ses Dalgaları 2. Yay Dalgaları 3. Su Dalgaları

HAZIRLIK 1. SINIF. * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI SANATTA YETERLİK GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI

PİYANO ANASANAT DALI PİYANO SANAT DALI 11. SINIFA NAKİL VE GEÇİŞ SINAVLARI

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI SANATTA YETERLİK GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

12. Yürüyüşler 1. İng. sequence; Alm. Sequenz; Fr. marche. Türkçede sekvens ve marş isimleri ile de ifade edilir.

ÖĞRENCİ ETKİNLİKLERİ

A BÖLÜMÜ NÜ DEĞERLENDİRELİM

SINAV HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇİN AŞAĞIDA YER ALAN KAYIT KABUL YÖNERGESİNİ OKUYUNUZ

MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALLARI BAŞLANGIÇ FLÜT EĞİTİMDE KULLANILAN ETÜT VE ESERLERİN İNCELENMESİ 1

Sanatta Yeterlik Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, Genel Başarı Değerlendirmesi ( /Bahar)

SERTİFİKA PROGRAMLARI PİYANO PROGRAMI MÜFREDATI 1. SINIF. * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça

Ses Dalgaları. Test 1 in Çözümleri

Bernoulli Denklemi, Basınç ve Hız Yükleri Borularda Piezometre ve Enerji Yükleri Venturi Deney Sistemi

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 3. ÜNİTE: DALGALAR 3. Konu SES DALGALARI ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

OBUA MÜFREDATI LİSE 1 KONULAR

FEN VE TEKNOLOJİ. İskeletin Görevleri İskeletin Kısımları 4. SINIF. Soru 1: Vücuda şekil veren ve harekete yardımcı olan sert yapılar nelerdir?

SERTİFİKA PROGRAMI VİYOLA PROGRAMI MÜFREDATI 1. SINIF

10141 ETKİLİ VE GÜZEL KONUŞMA

BACH Anna Magdalena Albümü'nden bir eser veya Barok Dönemden düzeyine uygun başka bir eser.

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI LİSANS DÖNEMİ MÜZİK BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖNKAYIT ESASLARI

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

( YAYLI ÇALGILAR ) D.E.Ü. DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK VE BALE ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NAKİL GEÇİŞ SEVİYE TESPİT SINAV İÇERİĞİ

8. Sınıf. ozan deniz ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVI SES. 4. Sesleri birbirinden ayırmaya yarayan özelliğidir. K L M

TEMEL İLK YARDIM VE ACİL MÜDAHALE

MURAT DEVRİM BABACAN, ZEHRA SEÇKİN GÖKBUDAK,

Ders Adı : BİREYSEL ÇALGI VII Ders No : Teorik : 1 Pratik : 0 Kredi : 1 ECTS : 2. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi.

KEMAN SANAT DALI 9. SINIF MÜFREDATI

4. ÜNĠTE : SES. Ses, bir noktadan baģka bir noktaya doğru dalgalar halinde yayılır. Bu dalgalar titreģimler sonucunda meydana gelir.

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır.

ADI SOYADI : OKUL NO : SINIFI : 4/ NOTU : FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI

EL VE EL BĠLEKLERĠ Egzersiz 1

ÖĞRENME ALANI: Kuvvet ve Hareket 2.ÜNİTE: Kaldırma Kuvveti ve Basınç. Kaldırma Kuvveti

1. Sınıf Piyano Eğitiminde Birinci Yıl

MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI SANATSAL GELİŞİMİ DESTEKLEME PROGRAMI FLÜT SINAV REPERTUVARI

1. IŞIK BİLGİSİ ve YANSIMA

4.1. Grafik Sihirbazını kullanarak grafik oluşturma

SES ÇALIŞMA KÂĞIDI. Sadece cetveli aşağıya doğru cetvelin boyunu uzatmalı cetvelin boyunu kısaltmalı daha fazla çekmeli

PİYANO LİSANS GİRİŞ MÜFREDATI

MATEMATİĞİN GEREKLİLİĞİ

NWSA-Fine Arts Received: December 2012 NWSA ID: D0134 Accepted: April 2013 E-Journal of New World Sciences Academy

DÜZENLEME Ders Notu - 1

YAPI FİZİĞİ 1. YAPI AKUSTİĞİ 3. Bölüm. Prof. Dr. Neşe Yüğrük Akdağ. Yıldız Teknik Üniversitesi Yapı Fiziği Bilim Dalı

1.Bölüm Ses, Ses bileşenleri, İnsan kulağının duyarlılığı, İşitsel-Fizyolojik yeğinlik, Grafik gösterme biçimleri Prof. Dr.

HİDROLİK-PNÖMATİK. Prof. Dr. İrfan AY. Makina. Prof.Dr.İrfan AY. Arş.Gör.T.Kerem DEMİRCİOĞLU. Balıkesir

KLASİK DÖNEM MÜZİĞİ. Kazım ÇAPACI

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI

Müziğin Alfabesi Notalardır. =

Km/sn IŞIĞIN KIRILMASI. Gelen ışın. Kırılan ışın

Do sol - re - la ve mi minör gam çalışması yapılır. Çaldığı gam ve makamsal dizilere ait parmak numarası (duate) örneği hazırlamaları istenir

EKSERSİZ PROGRAMLARI

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ

TİTREŞİM. Mekanik bir sistemdeki salınım hareketlerini tanımlayan bir terimdir.

GÜZEL SANATLAR LİSELERİNDE FLÜT EĞİTİMİNDE KULLANILAN ETÜT VE ESERLER (*)


1.ÜNİTE: VÜCUDUMUZ BİLMECESİNİ ÇÖZELİM. Fen ve Teknoloji-4.sınıf

SES BAYRAM DERİN MEHMET AKİF İNAN İLKOKULU 4 A SINIFI ÖĞRETMENİ

TÜRKÇENĐN ÖĞRETĐMĐNDE ÜNSÜZLERĐN SINIFLANDIRILMASI ÖZET ABSTRACT

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar

CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKESTRASI KABUL SINAVI TÜZÜĞÜ

Işığın izlediği yol : Işık bir doğru boyunca km/saniye lik bir hızla yol alır.

Ders Tanıtım Sunumu. Elbistan Meslek Yüksek Okulu Güz Yarıyılı. Öğr. Gör. Murat KEÇECĠOĞLU

Temel Yaşam Desteği. Yetişkinlerde, çocuklarda ve bebeklerde farklı uygulamalar yapılır.

SES Ses Dalgaları : [Anahtar kelimeler : genlik, frekans]

KENDİMİZİ İFADE ETME BİÇİMİMİZ

9. SINIF FİZİK YAZ TATİLİ ÖDEV KİTAPÇIĞI. MEV Koleji Özel Ankara Okulları

SESİN MADDEYLE ETKİLEŞİMİ

Fezalar Eğitim Kurumları MSO Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı 6. SINIF AÇIKLAMALAR. Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır.

İŞYERİ EGZERSİZLERİ. Hazırlayan: Uzman Fizyoterapist Meral HAZIR

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI 1.SINIF ÖĞRENCİLERİNİN BİREYSEL SES EĞİTİMİ DERSİNDEKİ BAŞARILARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

GİRİŞ. Gülriz GERMEN, a.g.e, 1993, s

Voleybolda, rakip sahaya doğru vurularak yapılan bir hücum tekniğidir.

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 6.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Sensörler. Yrd.Doç.Dr. İlker ÜNAL

ÇELĐK PREFABRĐK YAPILAR

Sağlık Bülteni İLK YARDIM BÖLÜM III TEMEL YAŞAM DESTEĞİ

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK VE BALE ORTAOKULU İLE MÜZİK VE SAHNE SANATLARI LİSESİ KAYIT KABULVE NAKİL- GEÇİŞ YÖNERGESİ

12.Patates.. Patates.. Patates yumru olarak ekildiğinden patates ekim makinaları da diğer makinalardan ayrı olarak tasarlanmış özel makinalardır.

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ Antalya Devlet Konservatuvarı Müzik ve Sahne Sanatları Lisesi Özel Yetenek Sınavı Yönergesi(1),(2),(3)

Transkript:

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI ÜFLEME ÇALGILARDA SESİN OLUŞUMU VE NEFES TEKNİĞİ Fulya ANIT YÜKSEK LİSANS TEZİ Adana / Şubat 1999

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI ÜFLEME ÇALGILARDA SESİN OLUŞUMU VE NEFES TEKNİĞİ Fulya ANIT Danışman: PROF. CAHİT KOPARAL YÜKSEK LİSANS TEZİ Adana / Şubat 1999

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma jürimiz tarafından Müzik Anasanat Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan Prof. Cahit KOPARAL (Danışman) Üye Prof. Yalçın YÜREGİR Üye Prof. Dr. Kıymet AKSOY ONAY Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.... /... /... Prof. Dr. Mahir FİSUNOĞLU Enstitü Müdürü

ÖZET ÜFLEME ÇALGILARDA SESİN OLUŞUMU VE NEFES TEKNİĞİ Fulya ANIT Yüksek Lisans Tezi Müzik Anasanat Dalı Danışman: Prof. Cahit KOPARAL ŞUBAT 1999, 75 sayfa Bu araştırmada üfleme çalgılarda sesin oluşumu ve nefes tekniği üzerine yönelik yaptığı çalışma aşamaları incelenmiştir. Öncelikle sesin ne olduğundan başlanmış, sesin oluşumu, yapısı, üfleme çalgılarda flüt esas alınarak, tahta ve bakır sazları tanımak, Nefes tekniği, nefes, diyafram, vibrato anlatılmıştır. Sesin oluşumu ve nefes tekniği incelenmiş, ilgili kaynaklar araştırılmıştır. Araştırma bulguları bölümünde, flüt eğitiminin süreç içerisinde hangi noktaya geldiği belirtilmiş ve Prof. Cahit KOPARAL ın dersleri izlenerek aktarılmıştır. Yazar, yaptığı araştırmayla, Flüt Eğitimi alanında yazılı bir kaynak oluşturmanın belki de ilk adımını atarak bu alanda yararlı olduğuna inanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Sesin Oluşumu, Nefes Tekniği, Üflemeli Çalgılar, Sesin Yapısı, Flüt Eğitimi.

ABSTRACT THE CONSTITUTION OF VOICE AND THE TECHNIQUE OF BREATHING Fulya ANIT M.A. Thesis, Music Department Supervisor: Prof: Cahit KOPARAL February 1999, 75 pages In this research, the constitution of voice and the technique of breathing are investigated. Primarily, definition of voice is emphasized and then the constitution of voice, its conformation, handling Flute as a wind instrument, and knowing wood wind and brass instruments, the technique of breathing, breath, diaphram, vibration are explained. Separately, the constitution of voice and the technique of breathing are reviewed, and the sources are investigated. In the section of findings, the process and the end of flute training are stated, and the observation of Prof. Cahit KOPARAL s class works is transmitted. The author, with her attempt to create a new written source in the field of Flute Training, believes this research has been successful and worthwhile. Keywords: The Constitution of Voice, The Technique of Breathing, Wind Instruments, The Conformation of Voice, Flute Training.

ÖNSÖZ 1984 yılında Mimar Sinan Üniversitesi, Devlet Konservatuarı ndan mezun olduktan sonra danışmanım olmadan bireysel Flüt çalışmalarıma devam ettim. Fakat her zaman bir danışmana ihtiyaç duydum. Zaman zaman eksik kaldığım, birilerinin yönlendirmesine, denetlemesine olan gereklilik beni lisansüstü çalışmalarına yönlendirdi. 1996 yılında başladığım yüksek lisans derslerinde Flüt eğitiminin çok hassas bir şekilde uzmanların denetiminde gerçekleşme zorunluluğu olduğunu anladım. Danışmanım Prof. Cahit KOPARAL ın derslerini büyük bir titizlik içinde hem izledim hem de çalıştım. Flüt eğitimine yeni başlayan bir öğrencinin 3 yıl sonra hangi noktaya geldiğini ve ne tür egzersizlerin nasıl yapıldığını, bu çalışılan repertuarlar üzerinde ne gibi olumlu katkıları olduğunu gördüm. Bu amaçla, tez konum olan üfleme çalgılarda Sesin Oluşumu ve Nefes Tekniği ni seçtim ve çalışmaların ne kadar önemli ve gerekli olduğunu yaşadım. Çalışmalarım süresince, her an yardımcı olan ve derslerini bir asistan gibi izlememe izin veren danışmanım Sayın Prof. Cahit KOPARAL a, yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen Ç. Ü. Devlet Konservatuarı Müdürü Sayın Yalçın YÜREGİR e, tezimin yazılmasında sayfa düzenini ve imlalarını kontrol eden, her zaman destek olan sevgili arkadaşlarım Meral SAYIN ve Fırat ÖZGÜL e teşekkürlerimi belirtmeyi bir borç bilirim.

İÇİNDEKİLER İÇ KAPAK i JÜRİ ÜYELERİNİN ONAY SAYFASI ii ÖZET iii ABSTRACT iv ÖNSÖZ v İÇİNDEKİLER vi I. GİRİŞ 1 1.1. Üfleme Çalgılarda Sesin Oluşumu 2 1.2. Ses 5 1.2.1. Sesin Oluşumu 5 1.2.1.1. Sesin Yapısı 7 1.2.1.2. Armonikler ve Aralıklar 8 1.2.1.3. Konsonans ve Disonans 8 II. ÜFLEME ÇALGILARA GENEL BİR BAKIŞ 10 2.1. Tahta Üfleme Çalgılar 10 2.1.1. Blokflüt 11 2.1.2. Flüt 11 2.1.3. Düdükler ve Flütler 12 2.1.4. Yan Flütler 12 2.1.5. Pan Flüt 12 2.1.6. Klarinet 13 2.1.7. Obua ve İngiliz Kornosu 14 2.1.8. Fagot 14 2.1.9. Saksofon 14 2.2. Bakır Üfleme Çalgılar 15 2.2.1. Bakır Üflemelerin Başlangıcı 15 2.2.2. Bakır Üflemelere Genel Bir Bakış 15 2.2.2.1. Trompet 15

2.2.2.2. Trombon 15 2.2.2.3. Korno 16 2.2.2.4. Tuba 16 2.3. Flüt te Kaliteli Bir Ton Elde Etme Yöntemleri 16 2.3.1. Fiziki Yapı 17 2.3.2. Dudak 17 2.3.3. Diş 18 2.3.4. Burun 18 2.3.5. Göğüs 18 III. NEFES TEKNİĞİ 19 3.1. Nefes 20 3.2. Diyafram 21 3.3. Vibrato 22 IV. BULGULAR VE YORUM 26 V. SONUÇ, YARGI VE ÖNERİLER 33 KAYNAKLAR 34 EKLER 36 ÖZGEÇMİŞ 75

I. GİRİŞ Üfleme çalgıların tarihi insanlığın tarihiyle birlikte başlar. İnsanlar araçlar la ses çıkarmayı buldukları an, ilk üflemeli çalgıyı da icat etmiş oldular. Tabii ki bu müzik aleti bir kemik veya kamış parçasındandı. O günden bu güne kadar binlerce yıl üfleme çalgılar birçok gelişmeler kaydettiler. Bugün bizim en eski diyebildiğimiz Pan Flüt, boynuz, düdükler, kavallar, bugüne kadar gelmiş ilkel üfleme çalgılara örneklerdir. Üflemeli çalgılar zaman içinde bugün her evresini bilemeyeceğimiz kadar çok aşamalardan geçmiş, bunun sonucu bazı özellikler kazanmış, bu özelliklerden ötürü sınıflara ayrılmış, isimlendirilmiş, ve müziğin hizmetine sunulmuştur. Tabii ki bu gelişmede amaç her tür üfleme çalgıda daha geniş bir ses sınırı elde etmek, daha gür ve kaliteli bir ton çıkarmak, teknikte ve ajilitede kolaylık sağlamaktır. Binlerce yıllık gelişme sonunda çalışmalar meyvesini vermiş 1794-1881 yılları arasında yaşayan Theobald BOEHM bütün tahta nefesli çalgılara uygulanan, delikleri parmakla değil, perdelerle (kapaklarla) kapatan sistemi bulmuştur. Üfleme çalgılar mekanik olarak, şekil olarak ne kadar değişirse değişsin, ne kadar tekamül ederse etsin değiştirilemeyecek bir tek yanı vardır o da nefestir. Çalgıda ne gibi bir gelişme olursa olsun Nefes, Üfleme hep aynı kalacaktır. Kesin olan üfleme konusunu seçmemim sebebinin bu olduğunu söyleyebilirim. Faydalı olmak en büyük dileğimdir.

1.1. ÜFLEME ÇALGILARDA SESİN OLUŞUMU Üfleme çalgılarda sesin oluşumunu gözle takip edemeyiz. Bunun için iki nokta arasına gerilmiş bir teli örnek almak istiyorum. Biliyorsunuz gerili bir telden parmakla, mızrapla, tokmakla veya yayla titreştirilip bir ses elde edebiliriz. Kulağın duyduğu bu sesin en önemli özelliği tabii ki sesin tizliği, pesliğidir ki bu da telin saniyedeki titreşim sayısına göre değişir. İşte sesin saniyedeki titreşim sayısına göre müzikte bir isim verilmiştir (yani nota adı). Bu tabiatın bir kuralı değil insanların kendi aralarında oturup kararlaştırdıkları bir uygulamadır. Aynı uzunluk ölçüsü nota, zil, vb. gibi. Bu titreşime isim verme tamamen ayrı bir konu olduğu için ton olayında buna değinmeyeceğim, çünkü ton bütün titreşimleri içine alır. Ton her titreşimde nasıl güzel olabilir ben onu ele almak istiyorum. Tampere sistemde bugün la sesi 440 titreşim olarak kabul edilmiştir. Biz bu tele 440 titreşimi yayla, tokmakla, mızrapla, parmakla, neyle yaptırırsak yaptıralım tel hep la 440 titreşim sesini verir. Bu durumda madem tel titreşimi aynı kalıyor güzel, yumuşak, kaliteli bir ton hangi fiziksel etkenle meydana geliyor? Burada anlatmak istediğim bugüne kadar kolayca cevabı verilemeyen bu konudur. Ses forte, piyano, sert, yumuşak, hafif özetle bütün nüanslarda madem aynı titreşimde kalıyor, öyleyse ton kalitesi telin sallanım düzeninden meydana geliyor. (Burada kesin olarak akustik kurallara girmiyoruz, çünkü iyi bir kemandan her çalıcı değişik tonlar çıkarır.)

440 440 F P UZUNLUK AYNI KALINLIK AYNI HALİTA AYNI TİTREŞİM AYNI Keman veya telli bir çalgıda kolayca görülür ki telin salınımı genişledikçe ses kuvvetlenir forte olur, salınım alanı daralırsa piyano olur. Tele yapılan baskı düşünülürse arşe, mızrap, çekiç ne olursa olsun telin salınım alanı daralır. Keman da denerseniz görürsünüz ki bir gıcırtıdan başka ses çıkmaz. Tele dokunum telden çıkacak sesin salınımına uygun olmalı (Bu yalnız hissedilir). Bir örnek vermek gerekirse orkestra şefinin sert veya yumuşak sesler elde etmek için vuruşlarını istediği tona göre ayarlamasıdır. Ses devam ederken tele uygulanan güç, titreşime uygun ve ahenkli olmalıdır. Bir kasın kasılmış olması dahi ses üzerinde etken olur.

Ton üzerinde tabi ki çıkan sesin doğal armoniklerinin de büyük etkisi vardır. Telin kalitesi, halitası, armonikler, akustik olayları toplu olarak sesin kalitesini oluşturur. Tiz ses Pes ses Forte tiz Forte pes Forte kalitesiz tiz Forte kalitesiz pes Şekillerle gösterdiğim gibi görülüyor ki telin titreşim genişlikleri tabi ki her derecede farklıdır. Tele baskı hangi nokta dan yapılıyorsa ses ona göre oluşur. Bütün bu fiziksel olaylar üfleme çalgılarda da tamamen geçerlidir. Sese geniş bir salınım alanı, sesin salınımına uygun bir üfleyiş tekniği, sert basmalar, kasılmalar üfleme çalgılarda da aynıdır.

1.2. SES Ses kulağın işitebildiği titreşim sınırları içinde havada oluşan basınç değişimleridir. 1 İnsan kulağı 16 Hz ile 20.000 Hz. arasındaki titreşimleri duyabilir. Yine bu titreşimlerin genliğinin de 0 ile 120 db arasında olması gerekmektedir. Havasız ortamda ses oluşmaz ve yayılmaz. Bu nedenle sesin kaynağından yayılabilmesi için mutlaka gaz, sıvı ya da katı ortamların bulunması gerekmektedir. Gündüz sıcak ortamda zemin ısındığından ses dalgaları yukarı doğru yükselecektir. Gece ise hava sıcaklığı değiştiğinden ses dalgaları gündüze oranla daha uzağa gidecektir. Sakin deniz de ses, yansıtıcı bir yüzey gibi davranarak ses dalgaları daha uzaklara yayılabilmektedir. Rüzgarlı bir ortamda, rüzgar ses kaynağının arkasından geliyorsa ses dalgaları zemine doğru, karşısından geliyorsa yukarı doğru yükselecektir. 1.2.1. Sesin Oluşumu Ses, karın kasları, diyafram, akciğerler, kaburgalar, nefes borusu, gırtlak ve içindeki ses telleri, frekans, ağız ve burun boşluklarının ortak bir disiplin içinde aynı anda çalışarak havayı titreştirmesiyle oluşur. Bu başka bir anlatımla kasıklardan dudakların ucuna kadar olan bölgedeki hemen hemen tüm organların, sesi oluşturmak için birbirlerini destekleyerek uyum içinde çalışmaları demektir. Müzik sanatının temel yapı malzemesi ses tir. 1 Ahmet SAY, Müzik Ansiklopedisi, Cilt 4, s. 1125

Bu açıklamalara dayanarak seslerin konuşma ya da başka bir deyişle ifade biçimlerini de incelememiz gerekir. Sesin bir noktadan bir noktaya gitmesi bir güçle meydana gelir ve bu güç hangi şiddet ve nitelikte olursa olsun sesin sürati saniyede 340 metredir. Yalnız tiz sesler yukarı doğru pes sesler aşağı doğru giderler. Havanın yoğunluğu sesin dağılması üzerinde çok etkilidir. Ses dalgalarını yayılması dairesel değil tam küreseldir. Sesin yayılması mekanlarda tabii ortam içinde akustik olayının kesinlikle etkisi altındadır. Burada en basit örnek olarak bilardo topunu gösterebiliriz. Istaka ile vurulan bilardo topu masanın bandına çarptığı zaman ivme olarak geldiği açıda güçlenerek hareketine devam eder. Ses de çarptığı yerden ivme alır. Ses dalgalar şeklinde yer değiştiren basıncın bir çeşitlemesidir. Bu dalgalar için yayılma ortamlarındaki maddesel parçalar dayanak oluşturur (müzik için hava). Yer değiştiren madde değil enerjidir. Dalga boyu, birbirini izleyen iki sıkışma arasındaki uzaklıktır ve ters orantılı olarak sesi değiştirir. Müzik sanatının yapı malzemesi olan sesin üç temel koşulu vardır. Sesin meydana gelebilmesi için, havanın mevcut olduğu bir ortamda; 1. Kulağı uyarabilecek nitelikte etkenler 2. Etkenleri kesintisiz ve yeterli şiddetle ileten ortam veya ortamlar 3. Etkenleri değerlendirecek nitelikte kulak ve beyin olması gerekiyor. Şimdi bu şıklara kısaca açıklık getirelim. 1. Kulağı uyandıran etkenler demekle, tabii ki kulağa gelen hava titreşimleri kastediliyor. Havayı titreştirmeden yapılan bütün hareketler ses niteliği taşıyamazlar. Ayriyeten kulağın algılama kapasitesi dışında gelen titreşimlerde insan kulağı için ses kabul edilemez.

2. Titreşimleri ileten havanın her ortamda aynı iletkenliğini korumaması tabiidir. Mesela rutubet nisbetleri değişik havalarda iletişim oranları değişik olur. Ayrıca havanın titreşimlerinin çarptığı düzeylerde değişik yansıma gücüne sahip olması sesin kulağa geliş gücünü, niteliğini değiştirir. Mesela pamuk bir kumaşa çarpan bir titreşimle beton bir duvara çarpan sesin yansıması tamamen değişiktir. 3. Bütün bu etkenlerin yanında tabii ki bu etkenleri beyne iletecek kulak vardır. Her insanda bu sistemin hassasiyeti eşit olmamaktadır. Mesela bir kulak 440 titreşimli bir ses ile 560 titreşimli bir ses arasında hiçbir ayrım bulamamaktadır. Bazı kulaklar tek olarak verilen bir sesi tekrar edemezken en az dört sesten başlayıp altı, yedi, sekiz sese kadar aynı zamanda duyabilen kulaklar da vardır. Bunun nedeni yalnız eğitim değil tamamen Tanrının verdiği bir haslettir. Bundan da öte, işitecek bir insan var olsa bile, işitilecek sesleri yorumlayacak ve ondan bir mesaj algılayabilecek eğitilmiş bir insanın var olması müzik için bir ön koşuldur. Aksi durumda, algılanan titreşimler bir ses olgusudur, bir anlam taşımayan sesler yumağıdır. Burada kısaca: 1. Sesin oluşumu ve yapısı 2. Armonikler ve Aralıklar 3. Konsonans ve Disonans dan bahsetmek istiyorum. 1.2.1.1. Sesin yapısı: Sesin üretilebilmesi için öncelikle titreşim yapabilecek elastik bir cisme gereksinim vardır. Örneğin bu gergin bir tel olabilir. Sesin tizliği veya pesliği, söz konusu elastik bir cismin uzunluğuna, gerginliğine bağlıdır. Cismin bir saniyede yaptığı titreşim sayısına frekans denir. Gerginlik f (frekans) = k Uzunluk x Kütle (k, cismin elastik özelliklerine bağlı bir katsayıdır.)

Frekans arttıkça ses tizleşir, azaldıkça pesleşir. Özetle sesin tizliğini frekans, sesin gürlüğünü ise, frekansı oluşturan titreşimin yüksekliği belirler. 1.2.1.2. Armonikler ve Aralıklar Gergin bir tel, tüm boyunca titreşim içinde olduğu sırada, 1/2, 1/3,1/4 gibi oranlarda küçük parçacıklar olarak da titreşimini sürdürür. Tüm boyunun titreşimi ile ürettiği ses, ana sesi, diğerleri de armonikleri oluşturur. = Ana Ses = İki yarım parça olarak titreşim (ana sesin bir oktav tizi) = Üçte birlik parçalar olarak titreşim (ana sesin 12 li aralıkta tizi) 1.2.1.3. Konsonans ve Disonans Müzik teorisinde yüzyıllar boyunca var olan, tartışılan uyumlu ve uyumsuz gibi dilimize çevrilebilen terimlerdir. Çağdaş kompozitörler A. Schoenberg, geçmiş yüzyıllarda armonik dizinin başlarındaki aralıklar (1 den 6 ya kadar olanlar bir arada işitildikleri taktirde) konsonant (=uyumlu) olarak yorumlanırken, tonalite kavramının aşılması üzerine oluşan aşırı kromatizmden sonra gelen atonalite ile, armonik dizide ana sesten daha uzak armoniklere de kulağın alışkanlık kazanmasını, disonansın artık hazırlıksız ve çözümlemesiz kullanılmasını disonansın bağımsızlığa kavuşması olarak nitelemiştir.

Armoniklerin, özellikle çalgılarda önemli bir yeri vardır. Aynı frekanstaki bir sesi çıkarmakta olan bir flütün ve bir obuanın birbirinden ayırt edilmesini sağlayan tını veya ses rengi olarak tanımladığımız olgunun ardındaki neden, değişik yoğunluktaki armoniklerdir. Flüt veya obua kendilerine özgü tını ve ses renkleri ile tanınmışlardır. Çağımızda çalgıların tınılarını oluşturan armonikleri, onların birbirlerine göre oransal gürlüğünü saptamak ve kayıt altına almak olanağı bulunmaktadır. La sesini üflemekte olan bir flütün ana sesi ile diğer armoniklerinin oransal gürlüğü bir grafik anlatımla gösterilmiştir. Klavyenin üstünde yükselen çizgiler ana sesin ve armoniklerin gürlüğünü temsil etmektedir. 2 2 Doç. Yalçın YÜREGİR, Orkestra & Çalgıları, sayfa 7-12, Adana, 1997.

II. ÜFLEME ÇALGILARA GENEL BİR BAKIŞ Bu bölümde tahta ve bakır üfleme çalgıları genel olarak tanıtmak istiyorum. Tahta üfleme çalgılar ın tümü aerofon ailesindendir. Anlamı: bir boruya üflenen havanın titreşimiyle sağlanan ses. Bakır üfleme çalgılar la org boruları da aerofon dur. Tahta üfleme çalgıların tarihi yaklaşık 20 bin yıla uzanıyor. İnsanların içi boş bir kemiğe, bir boynuza, bir bambuya, bir büyük kabuklu deniz hayvanı kabuğuna ya da kurutulmuş kabağa üflediklerinde ses üretildiğini anlamalarıyla başlar. Çalgılar ilkel flütlerdi, boş bir şişenin ağzına üflendiğinde ses üretilişi gibi. Daha sonra boruya açılan çentiklerle ton değişimleri sağlanınca denemeler yenilerini getirdi ve blok flüt ün ataları doğdu. Barok bestecileri tahta üfleme çalgıların ses renklerinden pek yararlanamadılar. Bu konuda ilk büyük eğilimi romantik besteciler gösterdiler. 19. yüzyıl da perde sistemi bulundu, bu buluş ve gelişimde Alman flütçüsü Theobald BOEHM (1794-1881) büyük hizmetler verdi. Bütün bunlar orkestra paletinde güzel ayırtıların gerçekleşmesine yaradı. 2.1. TAHTA ÜFLEME ÇALGILARA KISACA GENEL BİR BAKIŞ 1. Blok flüt 2. Flüt 3. Düdükler ve flütler 4. Yan flütler 5. Pan flüt 6. Klarinet 7. Obua ve İngiliz kornosu 8. Fagot

9. Ağaç üfleme çalgısı Saksafon. 2.1.1. Blokflüt Pes sesler için birkaç perde eklenmiş olan türü dışında blok flüt mekanik düzen içermez. Başlıca 6 türü vardır çalgının; sopranina, soprano, alto, tenor, bas, büyük bas tır. 2.1.2. Flüt Modern flütün gelişmiş biçimi 1832 yılında Theobald BOEHM tarafından gerçekleştirilmiştir. BOEHM delikleri akustik yasalarına göre düzenlemiş, delikleri büyütmüş, çalışı kolaylaştırmak için perde ve keçelere yeni bir sistem sağlamıştır. Ağızlığı konik, alt ucu silindir biçiminde düzeltilerek dolu ve yalın ses almayı başarmıştır. Günümüzde flüt maden den yapılmaktadır. Yumuşak ses isteyen bazı flütçüler tahtayı yeğ tutmuşlardır. Flütler do flüt, piccolo flüt (bir oktav tizdir), Alto flüt (aktarımcı bir çalgıdır). Yazıldığından bir dörtlü pes olarak tınlar, en kalın sesli bas flüt ise (bir oktav pestir). Aşağıda flüt ailesinin ses sınırları gösterilmiştir.

2.1.3. Düdükler ve Flütler Düdüklerin ve Flütlerin soluk sesiyle, karışık sesleri, teklifsiz bu çalgılara insanı sarıveren bir nitelik kazandırır. Mozart ın Sihirli Flüt operasında ya da kasabalı çocukları kavalıyla büyüleyerek peşine takan Fareli Köyün Kavalcısı söylencesinde olduğu gibi, bu çok eskiden bu yana özdeşleştirilmesinin nedeni belki de bu olsa gerek. Ses, ya iki ucu açık bir borunun bir ucundan, ya da boru üstündeki havayı harekete geçirerek, onu hoş tatlı bir ton kazandıracak bir şekilde titreştirir; deliğin çevresinden kaçan hava, bu tona kendine özgü bir ıslık sesi katar. Boruya daha hızlı üflemek, daha tiz notalar elde edilmesine neden olur. 2.1.4. Yan Flütler Bir ucundan üflenerek çalınan ya da bir üfleme deliği ile parmak delikleri olan her düdüğe flüt denilebilirse de bu ad genellikle yalnızca, bir delikten üflenerek seslendirilen çalgılar için kullanılır. Bu tür çalgılar yan (ya da yandan) üflemeli flütler diye sınıflandırılır ve yatay tutularak çalınır. 2.1.5. Pan Flüt Tanrıların müziği Panflüt adını Yunan Tanrısı Pan söylencesinden alır. Pan ın sevgilisi olan Nympha, bir kamışa dönüşmüştü; bunun üzerine Pan bir kamışı farklı boylarda keserek bir takım haline getirip, acısını dindirmek için çalmaya başladı. Günümüzde Panflüt çoğunlukla Güney Amerika müziğinde işitilir.

2.1.6. Klarinet Klarinet silindir biçimindedir. Kalak denilen parçayla biter. Çoğunlukla tahtadan yapılan bek te tek kamış bulunur. 1700 yıllarında Alman Johann Christophe Denner (1655-1707) tarafından eski ve ilkel atası chalumeau nun geliştirilmesinden doğmuştur. Perdeler 1842 de Boehm sistemi ne göre düzeltilmiştir. Senfoni Orkestralarında sık kullanılan Klarinet ailesinin ses alanları aşağıda gösterilmiştir. Chalumeau Boğaz Clarino Tiz sesler ses alanı ana sesleri 3. armonik 5. ve 7. armonikler Orkestralarda sık kullanılan klarinetlerin ses sınırları da aşağıda verilmiştir.

2.1.7. Obua ve İngiliz Kornosu Obua konik biçimdedir, ağızlığında çift yapraklı kamış vardır. Obua nın atası Schalmei denilen bir halk çalgısıdır. Obua adı Fransızca Haut Bois dir. Yüksek Tahta (üfleme çalgısın) dan gelir. 1650 yıllarında Fransız Jean Hotteterre adlı bir çalgı ustası tarafından yapıldığı bilinir. Barok çağında obua için pek çok konçertolar yazılmıştır, bu geleneği W. A. Mozart ve yüzyılımızda Richard Strauss sürdürmüştür. 2.1.8. Fagot Fagot un atası da Schalmei sayılır ve çalgı 18. yüzyılda gelişmeye başlamıştır. Çifte kamış içerir, türlü tahta borularla oluşur. Çağdaş perde yenilemeleri ve başka değişiklikler çalgının özel sesini bozmamışlardır. Kontrfagot normal fagota kıyasla bir oktav pestir. Solist çalgısı olarak pek ilgi görmemiş, ancak en pes tahta üfleme çalgı olarak orkestrada daima önemli görev almıştır. 2.1.9. Saksofon İki eski kalıntı, temeli oluşturur saksofon da: obuanın konik gövdesi ve klarinetin tek kamışlı beki. 1840-1845 yılları arasında Belçikalı çalgı ustası Adolphe Sax tarafından madenden yapılmıştır. Dört türü vardır. Soprano (si bemol), alto (mi bemol), tenor (si bemol), bariton (mi bemol). Saksofon, senfonik orkestrada çok az ilgi görmüş, bandolarda ve cazın vazgeçilmez çalgıları arasında yer almıştır.

2.2. BAKIR ÜFLEME ÇALGILAR 2.2.1. Bakır üflemelerin başlangıcı Belli başlı bakır üflemeli çalgılar, sözgelimi trompet, trombon, korno, tuba aslında pirinçten yapılır; temizleme kolaylığı sağlamak amacıyla genellikle ya lake boyayla boyanır, ya da üstü gümüş kaplanır. Oysa bunlar başlangıçta kaplumbağa kabukları, içleri oyularak boşaltılan ağaç dalları ve hayvan boynuzlarından yapılıyordu. Aslında, dudaklarla titreştirilebilen herhangi bir boru, hangi malzemeden yapılırsa yapılsın bakır üflemeli olarak nitelenir. 2.2.2. Bakır üflemelere genel bir bakış 1. Trompet 2. Trombon 3. Korno 4. Tuba 2.2.2.1. Trompet Standart trompetin borusu silindir biçiminde uzar ve huni biçimindeki kalak la sona erer. Çalgı üç pistonludur, tonu la ya dönüşebilen si bemol dur. Ses boyutları zengin ve doyurucudur. Konik biçiminde türlü surdinlerle ses karakteri değiştirilebilir. Trompet özellikle caz da büyük rol oynar, standartdan başka iki türü daha vardır, küçük re trompet büyük mi bemol bas trompet. 2.2.2.2. Trombon Trombon un 2/3 uzunluğu silindir biçiminde olup, (kulis) gene bir kalak la biter. Kulis in hareketi ton değişimlerini ve tatlı bir glissando kayar ses in doğmasını sağlar.

Orkestrada genellikle tenor trombone kullanılır, eğer pes sesler isteniyorsa ikili kornoda olduğu gibi bir piston eklenir. Trombon a başka pistonlar eklenmesi törensel tını nın yitmesine neden olur. 2.2.2.3. Korno Orkestrada kullanılan korno yuvarlatılarak toparlanmış bir borudan oluşur, uzun boru kalak la son bulur. Üç piston kromatik dizideki sesleri verir, iki yapışık borulu korno da dördüncü piston pes sesli uzun boru için kullanılır. Borulardan kısası ise tiz seslidir ikili korno. Böylece hem sıcak ama karanlık, hem parlak sesler için kullanılır. Korno çalanlar ellerini kalak içine sokarak sesin karakterini değiştirirler. El içeri girdikçe ton daha hafif daha madensel ve keskin bir karakter kazanır. 2.2.2.4. Tuba Tuba en pes bakır üfleme çalgıdır. Türlü büyüklükte yapılır ve birbirinden ton boyutları ve piston sayıları ile ayrılır. Tuba bir tür müziksel fil dir, biraz zarafet ve esneklikten yoksundur. Çalgı tabla biçiminde bir ağızlıktan üflenir. Wagner ya da ring tubaları. Richard Wagner tarafından sipariş üzerine yaptırılan huni biçiminde bir ağızlıktan üflenir, sesi orman kornosu karakterindedir. 3 2.3. FLÜT TE KALİTELİ BİR TON ELDE ETME YÖNTEMLERİ Bir müzik aleti tabii ki çalıcısına göre değişik gürlükte, renkte, tonda sesler üretir. Bu kişiye özgü olan değişik gürlükte, renkteki sese biz ton diyoruz. Çalgıdan çıkan ton insanın kendi sesi gibi kişisel özellikler taşır. 3 Faruk YENER, Türkiye Otomobil ve Turing Kurumu, Şişli Meydanı 364, İstanbul, s. 134-135

Çalıcının ideali büyük, yumuşak, sempatik bir tona sahip olmaktır, çünkü müzik yapmak için gereken en önemli öğe kaliteli bir tondur. Bütün çalgıları ele alırsak diyebiliriz ki üfleme çalgılarda, sazdan çıkan ses, diğer çalgılara (Piyano, yaylı, vurma sazlar) a göre bir kat daha önemlidir. Çünkü üfleme çalgılarda çalıcı havayı üfleyerek titreştirir ve böylece sesi kendi oluşturur. Piyano ve birçok alette olduğu gibi ses hazır değildir. Bunun için üfleme çalgılarda saza daha başlar başlamaz, çalışmanın aşağı yukarı % 90 ını iyi bir ses çıkarmaya, ayırmaya özen gösteririz. Kaliteli bir ton elde etmek için uzun yılların tecrübe süzgecinden geçmiş olan ana kuralları sıralamak istiyorum. 2.3.1. Fiziki Yapı Her üflemeli çalgıda fiziki yapı aynı değildir. Flüt de, Kamışlı sazlarda, Bakır sazlarda bazı ufak değişiklikler istenir, ama genelde dudak, diş, nefes, burun, geniş bir göğüs kafesi, sağlam bir diyafram, güçlü karın kasları temel fiziki uygunluk olarak kabul edilir. Fiziki uygunluk bakımından diğer üflemeli çalgılara teker teker değinmeyeceğim, bizim konumuz flüt olduğu için yalnız onu ele alacağım. 2.3.2. Dudak Dudak çok kalın olmamalı, füüü diye üflendiği zaman havanın, iki dudak arasından çıktığı delik, bir tane olmalı, yani üst dudağın tam ortasındaki bir meme alt dudağı ikiye bölmemeli. Tabii ağızda bir çarpıklık veya eğrilik, kısaca bir eşitsizlik sakıncalıdır.

2.3.3. Diş Muntazam olmalı, anormal girintiler, çıkıntılar olmamalıdır. Normal dişler çene kapatılıp dişler üst üste geldiği zaman üst çene alt çeneden, veya alt çene üst çeneden çok önde veya geride olmamalı. Bu durum ağız kapatılınca alt veya üst dudağın dişleri kapatamamasından kolayca anlaşılabilir. Denemek için eldeki bir yaraya tentürdiyot sürüldükten sonra acısını dindirmek için nasıl üflüyorsak, öyle üflemeli, bu arada dudakta teşekkül eden hava deliğine bakmalı. Eğer delik muntazam ve tam dudağın ortasında teşekkül ediyorsa; kesinlikle flüt için normal dudaktır diyebiliriz. 2.3.4. Burun Bütün üfleme çalgılardan farklı olarak, Flüt te üflediğimiz havanın büyük bir bölümü boşa gider. Bunun için daha kolay sağlıklı nefes almak ve bu aldığımız havayı daha idareli kullanmak mecburiyetindeyiz. Burunun tamamen açık olması şarttır. Burundaki et, burun kemiğindeki eğrilik, kısaca ağızda veya burunda nefes almayı zorlaştıracak hiçbir arıza olmamalı. 2.3.5. Göğüs Nefesi depo etme bakımından tabii ki geniş bir göğüs kafesi üfleme çalgılar için idealdir. Sağlıklı akciğerlerin gerektiğini elbette ki söylemeye bile gerek yok. Üfleme çalgı çalanlar hayat boyu ciğerlerine çok dikkat etmeli ve solunum yolu hastalıklarına karşı her türlü tedbiri almalıdırlar.

III. NEFES TEKNİĞİ Üflemeli bir sazı çalmak için fiziksel yapısı uygun olan kişinin üfleme gücünü artırıp nefesini istediği gibi kontrol altına alabilmesi için bazı nefes alıştırmaları yapması gerekir. Kısaca: 1. Solunum gücünü artırmak için en kolay çare spor yapmaktır. 1. Koşmak, 2. Tempolu yürüyüş, 3. Yüzme, 4. Oyunlar, 5. Kültür fizik hareketleri sağlıklı insanlar için olduğu gibi üfleme çalgı çalanlar için de önerilir. 2. Karın kaslarını geliştirmek için yere sırt üstü yatıp, ayakları, dizleri kırarak karına çekmek ve tekrar uzatmak çok faydalıdır. Bunu her gün en az 100 defa yapmak gerekir. 3. Duvardan bir karış geride durup karınla duvara yaslanıp karın kaslarıyla kendini geri itmek. 4. Sırt üstü yatıp karın üzerine kitap, ütü gibi ağırlık koyarak diyaframı şişirip indirerek nefes almak. 5. Yüzükoyun yatıp, karın kasları gerilerek ayak ve kolları yukarı kaldırıp indirmek. 6. Diyaframla ciğerleri tamamen doldurduktan sonra çok piyano sıs... sesini çıkararak önce 10 saniyeden başlayıp bir dakikaya kadar bu sesi çıkarmak, böylece nefesi ekonomik kullanmayı öğrenmek.

Bu alıştırma flütte piyano, kolay bir seste de uzun ses olarak çalışılabilir. 7. Bir bardak yarısına kadar su ile doldurulur. Çok ince bir kamış (yahut ince bir boru) ile bardaktaki suya üflenir. Su fokurdatılmaya başlanır. Sonra nefes bitince kısa aralıklarla yanakları şişirip diyaframla ciğerlere hava alınır. Nefes alırken suyun fokurdaması durmamalıdır. Bu çalışmayla diyaframa kumanda etmek kolaylaşır. 3.1. NEFES Bilindiği gibi akciğerlerle solunum yapmamız istenç dışı bir olaydır. Biz istesek de, istemesek de akciğerler otomatik olarak solunum işini yaparlar ve vücudun ihtiyacı olan oksijeni temin ederler. Koşarken, heyecanlandığımız zaman, yani gerektiği zaman vücudun daha çok oksijene ihtiyacı olursa, o zaman yine istenç dışı tempolarını artırır. Gereken oksijeni temin ederler. Üfleme çalgıların arşesi nefesleridir. Üfleme çalgılarda nefes, kemancının arşesi, davulun tokmağı, piyanistin elleri yerine geçer. Ses üretmek tamamen havaya bağlıdır. Kısaca hem yaşamamız için gerekli solunum yapacağız, hem de bir yandan üfleyip çalgımızı çalacağız. Hava alıp vermemiz istenç dışında olunca, üfleme çalgılarda nefes tekniğinin ne kadar zor ve önemli olduğu meydana çıkar. Kısaca ciğerlerimiz bizim, hava pompalarımız. Ama istenç dışı çalışıyor. Biz alınan hava ile vücudumuzun oksijen ihtiyacını karşılayacağız.

3.2. DİYAFRAM Üfleme tekniğinde en büyük etken, vücudumuzu tanıyıp, nefesle vücut arasındaki bağlantıyı iyi kurabilmektir. Bizim için önemli olan, doğal bir şekilde büyük nefes alabilmektir. Bu da vücudumuzun en rahat ve doğal duruş pozisyonu ile elde edilir. Üfleme çalgı çalanlar, tüm havayı ciğerlere almak durumundadır. Ciğerler binlerce küçük torbacıktan oluşmuştur. Bu torbacıklar vücut ihtiyacına göre otomatik olarak çalışmaktadır. Uyurken, yürürken, koşarken ciğerler otomatik olarak, ihtiyaca göre hava sağlar. Göğüs kafesine ve akciğerlere kumanda eden, vücudumuzda bir kas olmadığına göre ciğerleri bir körük gibi kontrol altına almanın tek çaresi diyafram kasını kullanmaktır. Diyafram kullanılmazsa nefes kontrol edilemez. Bu sebeplerden ötürü sağlıklı, güçlü bir diyaframı ve bu diyaframı çalıştıracak güçlü karın kaslarına sahip olunması zorunludur. Burada erkek ve kadınlar arasındaki çok büyük bir yaratılış farkından söz etmek istiyorum. Soluk alıp vermeyi kadınlar doğal olarak göğüsten, erkekler karından yaparlar. Bu durumda erkekler tabii olarak karından nefes alıp otomatik olarak diyaframı kullanırken, kadınlar nefes alıp verme işini hep göğüsten yaparlar. Nefes almaktaki bu farklılık bilhassa Şan ve Flütte çok büyük problem olmaktadır. Kızların, nefes alma alışkanlığını değiştirmek, göğüsten karına aktarmak için çok uzun, sabırlı ve özenli çalışma yapılması gerekmektedir.

Eğer ciğerleri bir körük gibi aşağıdan yukarıya doğru itip bir kuvvet elde edemezsek, güç almak gerektiğinde gayri ihtiyari ciğerle alâkası olmayan bir sürü kası sıkıp, kasılıp kalırız. Basit bir örnek vermek gerekirse, diyaframını bir pompa gibi kullanıp burnundan nefes alarak saatlerce zurnayı çalabilen zurnacıları gösterebiliriz. Türkiye ye gelen yabancı müzisyenlerin zurnacıların nefes tekniğine hayret ettiklerini gördüm. Şimdi bütün üfleme çalgı çalanlara ses devam ederken avurtları şişirip diyaframla ciğerlere kesintisiz hava emme tekniği ile nefes alan zurnacıları tavsiye ederim. Aşağıdaki şekiller nefes alıp verme olayını anlamamıza yardımcı olacaktır. Ciğerlerimizi bir kutu olarak düşünelim. 1. Ölçülü bir nefes alıp verme olayında diyafram şu şekli alır. 2. Gereğinden fazla nefes alışlarda göğüs kafesi genişler ve aşağıdaki şekli alır.

3. Eğer omuzlar kaldırılırsa aşağıdaki görüntüyü verir. 4. Nefes ciğerlere dolacağından, diyaframda herhangi bir genişleme olmaz. 3.3. VİBRATO Uzun bir sesin, dar bir alan içinde kalından inceye, inceden kalına dalgalandırılmasıdır. İnce Ses Kalın Vibrato, 16. y.y. dan itibaren bazı uzun sesleri süslemek amacı ile kullanılmaya başlanmıştır. O zamanlar vibrato için değişik isimler kullanılmaktaydı. Örn; Zittender Wind Martin Agricola 1529 Fl. trav Bebung George Tromlitz 1791 Fl. trav Bebung Kloffen Louis Spohr 1832 Violine

Beben, Kloffen A. B. Fürstenau 1834 Flöte Ünlü flüt ustası J. J. Quantz a göre, flütte üç değişik yoldan vibrato yapılabilirdi; vibrato. 1. Hava basıncını diyafram yardımı ile güçlendirip, azaltma yolu ile yapılan 2. Açık olan perdeleri, parmaklarla kapayıp açarak sesin incelip kalınlaşmasını temin etme yoluyla yapılan vibrato. 3. Gırtlaktan sesi değiştirerek Hi-hi-hi-hi der gibi yapılan vibrato. Ancak 18. y.y. da kullanılan bu vibrato teknikleri ile bugün yapılan vibrato arasında bazı farklılıklar bulunmakla birlikte, vibratonun esası yukarıdaki maddelere dayandırılır. Günümüzde en iyi ve doğal olan vibrato diyafram vibratosudur. 19. y.y. başlarında, müzikal cümlelerin anlamını güçlendirmek ve yorum kolaylıkları sağlamak amacı ile vibrato genel anlamda kullanılmaya başlanmıştır. Bugünün vibratosu eski teknikler gibi vücut dışı hareketlerle değil, vücut içinden gelen doğal hareketlerle elde edilir. Yaylı çalgılarda vibrato, sol el tarafından yapılır. El bilek ve kol kaslarının birleşik olarak kullanılmasıyla, tele basan parmak ucunda oluşur. Flütte ise vibrato, Boehm sistemine geçilmesi ile birlikte gelişimini sürdürmüş, izlenimcilik akımının başlamasıyla, flüt sesinin doğal bir parçası haline gelmiştir.

Vibratoya örnek olarak Ha-ha-ha-ha diye gülmek, veya köpeklerin soluksuz kaldıkları zaman nefesi idare etmek için yaptıkları ve köpek nefesi dediğimiz nefes alma yöntemini örnek gösterebiliriz. Flütte vibrato, yaklaşık olarak saniyede 4 ile 7 titreşim arasında gerçekleşmektedir. Ancak müziğin atmosferine, temposuna ve rejisterine göre sıklaşması veya yavaşlaması, müzikal ifade ve yorum açısından gereklidir. Genel olarak vibrato hiçbir zaman öğretilemez. Flütçünün kendi içinde hissetmesi gereken bir olgudur. Her ülkenin ayrı bir vibrato stili olduğu gibi, her flütçünün de kendine özgü bir vibrato tekniği vardır. Flütte en doğal vibrato diyaframdan alınan nefes ile oluşur. 4 4 GUSTAV, Scheck, Die Flöte und Ihre Music vibrato, s. 78

IV. BULGULAR VE YORUM Bu çalışmaları sıralamak için Flüt e yeni başlayan bir öğrenciyi örnek olarak alıyorum. Çünkü uzun zaman yanlış olarak çalışmış kötü ihtiyatlar edinmiş Flütcüler e uygulanan yöntem tamamen başkadır. Flüte başlarken esas olan tutuş, üfleme, dudak, duruş, nefes durumlarına çok dikkat etmek lazım. Önce parmaklar perdeleri tutmadan flüt ağıza doğru şekilde yerleştirilmeli ve üflemeli, en az bir hafta bu şekilde üflendikten sonra öğrencinin dudak pozisyonu hiç bozulmadan, flütün yatay istikameti değişmeden, parmaklar bilindiği gibi perdelere basılmalı, kesin olarak kollar ve omuz pozisyon değiştirerek flütün dudağa oturuşu değiştirilmemeli. Yani dudak flütün deliğini, yarısını kapatacak şekilde ağız çizgisine tam paralel olarak oturacak, eller bu paralelliği bozmadan yerini alacak. Nefes alırken üflemeyi diyafram yardımı ile yapmamız gerektiğini daha önceden açıklamıştım. Öğrenciye ikinci re sesini bastırmalı ve bu ses diyaframdan itilerek fu diyerek kısa ve uzun zaman olmak üzere üfletilmeli. Bunun için de bir haftalık bir süre uygun olur. Daha sonra sesler kromatik olarak aynı şekilde bir oktav tize, bir oktav pese doğru öğrencinin kapasitesine göre acele edilmeden teker teker çalıştırılmalı. Tabii bu arada dudak ve tutuş kesin olarak bozulmamalı. Bunlar bir düzeyle elde edildikten sonra etüd çalmaya başlıyabilir. Etüdlerde gelen her yeni ses için aynı çalışmalar sabırla tekrarlanmalı.

Bir ses tiz de veya pes te nerede olursa olsun çok rahat ve kolay çıkarılmadıktan sonra yarım ton bile olsa daha tize veya pes sese geçilmemelidir. Burada etüdlerde ve eserlerde gelen bütün problemleri (teknik problemleri, nüansları, ifadeyi, yorumu) ele almak tabi ki mümkün değil. Bunların hepsi tek başına kitaplar dolduracak kadar geniş araştırma alanlarıdır. Yalnız bir eser üzerine birçok kitap yazıldığını unutmayalım. Ben burada en kaba şekliyle flüte başlayan bir öğrencinin kesin olarak uyması gereken bazı temel çalışmaları vermeye çalıştım. Sağlam bir tutuş ve nefes alışkanlığına kavuşan bir öğrenci için Marcel Moyse, W. Stepanow gam ve arpejler, Taffanel, Reichert ve sevgili hocam Prof. Cahit KOPARAL ın gam ve yan flüt için yazmış olduğu alıştırmalar, benim flütçüler in gelişmesi için uygun gördüğüm alıştırmalardır. Ek te sunmuş olduğum flüt dağarından, günümüzde en çok çalınan, etüd, sonat, dinleti parçası, konçertolar, solo flüt için eser yazmış bestecileri flütçüler e yardımcı olmak amacı ile sundum. 1996 yılı Ocak ayından bu yana başladığım Yüksek Lisans derslerimde ve bunun dışındaki Prof. Cahit KOPARAL ın izlediğim flüt derslerinde, Adana Güzel Sanatlar Lisesi nde, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı nda birçok flüt grubundan öğrenci tanıma ve izleme fırsatım oldu. Bu dersleri izlerken sadece Lise 1 ve Lise 2. sınıf flüt öğrencileri varken, bu öğrencilerin 4 yıl sonunda hangi aşamaya geldiklerini gözlemledim. Bu süreç içerisinde izlediğim ve izlerken notlar alıp, zaman zaman açıklamalı ders şekline dönüşülen bu derslerde öncelikle öğrenci-öğretmen ilişkisini gözlemledim. Sevgi ve bunun sonucunda karşılıklı iyi bir diyalog kurmanın gerekli olduğunu düşündüm. Adana ve İzmir deki öğrencileri izlerken gördüğüm en belirgin hata, özellikle kız öğrencilerin flüt çalarken erkek öğrencilere göre diyaframdan nefes alma, burundan

nefes alma işlevini tam yerine getirememesiydi. Bunun cevabı çok açıktır. Fiziksel olarak kadınların göğüsten daha rahat nefes almaları ve özellikle diyaframdan nefes almak için spor yapmak, günlük diyafram egzersizleri yapmak gerektiği kanısına vardım. Flüt öğrencilerini izlerken tutuş, duruş, dudak; parmakların doğru olmasını ve iyi tutuş, kötü tutuş pozisyonlarını, takip eden sayfalarda göstermiş olduğum resimlerle anlatmaya çalıştım. Bunun dışında flüt öğrencileri, kendi bireysel çalışmalarında yapılması gereken egzersizleri eksiksiz uygulamalı. Uzun ses (güzel bir ton için), gamlar, etütler çalışılması gerekmektedir. Önce flütten güzel ses çıkarmayı, diyaframını rahat kullanmayı öğrenmesi şarttır. Bu kurallara uyan flüt öğrencilerin, izlediğim resitallerde, nereden nereye geldiğini açıkça gördüm.

V. SONUÇ, YARGI VE ÖNERİLER Bu araştırmada; incelenen kaynaklar, izlenen çalışmalar ve yapılan görüşmeler sonucunda, elde edilen sonuç araştırma bölümünde yazılmıştır. Araştırmacı tarafından elde edilen sonuçlar, uzmanların görüşü ve eleştirileri alınarak, sonuçlar değerlendirilmiştir. Bulgular ve Yorum kısmında, Flüt esasa alınarak Sesin oluşumu ve nefes tekniğinin oluşabilmesi incelenmiş ve şu sonuçlar elde edilmiştir. Bir sesin oluşabilmesi için o ortamın veya ortamların yaratılmış olması gerektiğini, üfleme çalgı çalanların diyaframını kullanmaları, burundan nefes almaları, Spor yapmaları gerektiği doğru bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda ve açıklanan bilgilerde bu incelemelerin yeterli olduğu gözlenmiştir.

KAYNAKLAR 1. AKDİL, M. Sayram; Çalgı Bilgisi Notları, İzmir, 1980. 2. APEL, Willi; Harvard Dictionary of Music, Harvard University, Press 2. Edition, London, 1972. 3. FENMEN, Mithat; Müzikçinin El Kitabı. Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Ankara, 1991. 4. GOMBRICH, E. H.; Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi Yayınları, Ankara, 1992. 5. IRMAK, S. EMİROĞLU, F. GÖKHAN, N.; Fizyoloji, Ar Basım Yayın, İstanbul, 1982. 6. İLYASOĞLU, EVİN; İstanbul, 1996. Zaman İçinde Müzik, Yapı Kredi Yayınları Ltd. Şti., 7. SADİE, Stanley; The New Grove Dictionary of Music and Musicians, Macmillian Publishers Limited, 20 cilt, London, 1980. 8. SAY, Ahmet; Müzik Ansiklopedisi, Uzay Ofset Ltd. 4. Cilt, Ankara, 1985. 9. SCHECK, Gustav; Die Flöte und Ihre Music, B. Schot s Söhne mainz, Germany, 1975. 10. VE MÜZİK; Araştırma ve Yorum Dergisi, Sonbahar/Kış, Doruk Yayınevi, Ankara, 1997. 11. VESTER, Franz; Flute Repertoire Catalogue, Musica Rara W1, London, 1967.

12. WYE, Trevor; Flöte Uben, Practice Book for the flöte Heft. 4: Intonation und Vibrato, Novellou Company Limited, Germany, 1983. 13. WYE, Trevor; Flöte Uben, Practice Book for the flöte Heft. 5: Atmung und Tonleitern, Novellou Company Limited, Germany, 1983. 14. WYE, Trevor; Flöte Uben, Practice Book for the flöte Heft. 6: Für Forgeschrittene, Novellou Company Limited, Germany, 1983. 15. YENER, Faruk; Müzik, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Beyaz Köşk (Müzik Sarayı) Yayınları, No. 1, İstanbul, 1983. 16. YÜREGİR, Yalçın; Orkestra &Çalgıları, Teknik Ofset, Adana, 1997. 17. ZEREN, M. Ayhan; Müzik Fiziği, Pan Yayıncılık, İstanbul, 1997.

EKLER Flüt dağarından, günümüzde en çok çalınan etüt, sonat, dinleti parçası, konçertolar, solo flüt için eser yazmış besteciler, Flüt Repertuarı nda üfleme çalgılarının orkestra eşliğinde çaldıkları Concerto, Concerto Grosso gibi eserleri bir liste halinde flütçülere sunmanın çok yararlı olacağını düşündüm ve tezime ilave ettim.

FLÜT TE EN ÇOK ÇALINAN ETÜT, SONAT, DİNLETİ PARÇASI VE KONÇERTOLAR ETÜTLER ANDERSEN Joachim (1847-1909) - 24 instruktive Ubungen Op. 30 (MC G. and M) - 24 progressive etüden Op. 33 (Andraud) - 26 Kleine Capricen Op. 37 (Hansen) - 18 Kleine Studien Op. 41 (I.M.C. Schirmer) - 24 Etudes techniques Op. 63 (Hansen) ALTES H. (1826-1899) - 26 Selected Studies Op. 21 (Schirmer) BOEHM Theobald (1794-1881) - 24 Etudes 2 vols. Op. 37 (Schott, Leduc 1952) BERBİGUER B. TRANGUİLLE (1782-1838) - 18 Exercises (Fischer-Salabert-Schirmer) DEMERSSMAN, Jules Auguste (1833-1866) - 50 Etudes 2 vols. Op. 4 (Leduc 1937) DROVET, Lois (1792-1873) - 25 Etudes (Leduc 1926) GARİBOLDİ Giuseppe (1833-1905) - 20 Etudes chanantes Op. 88 (Leduc 1947) - Exercises Kournakiers Op. 131 (Leduc 1943) - Etudes mignonners Op. 131 (Leduc 1943) - 30 Leichte und progressive Etuden (Augener, Schott) KÖHLER, Ernesto (1849-1907) - Der Forschritt im flöten spiel Op. 33 (I.M.C Fischer) - 25 Romantische etuden Op. 66 (Z, I.M.C. Fischer) - 22 Vortrags und Etuden Op. 89 (Zimmermann) - 20 Leihte melodische progressive Lektionen Op. 93 (Zimmermann)

MOYSE, Marcel (b. 1889- ) - 20 Etudes Kreutzer (Leduc 1929) - 100 Etudes Leichte u. Progressive Nach Kramer (Leduc) 1933 PRİLL, Emill. (1867-1940 ) - 30 etuden in allen Tonorten Op. 6 (Zimmermann) - Technische Studien Op. 11 (Zimmermann) - 24 etuden Op. 14 (Zimmermann) REİCHERT, M. A. (1830-1870) - 6 Etudes Op. 6 (Cundy Bettone) TAFFANEL, Philippe - 17 Grand Exercises Journalliers de mecanisme (Leduc) 1927 TERSCHAK, Adolf (1832-1901) - Leichte Übüngen Op. 131 (André) - Gross studien Op. 131 (André)

SONATLAR AKSES, N. K. (1908) BACH, J. S. (185-1750) BLAVET, Michel (1700-1768) BOISMORTIER, J. B. (1691-1755) DUTİLLEUX, Henri (1916) DEVİENNE, F. (1759-1803) : Flüt-Piyano sonatı : 1, 2, 3, 4, 5, 6 (Urtext, Peters, Leduc) : Solo Sonat küçük la (Peters-Leduc) : 1, 2, 3, 4 (Ballard, Müller) : Sonat op. 3 (Cons. Paris) : Sonatçık (Leduc) : 3 Sonat op.22 ve op.23 (Preston-Sieker) DUBOIS, P. MAX (1930) : Sonat Büyük Do (Leduc 1959) HASZLER J. W. (1747-1822) : 2 Sonat (Nagel-Peters) HANDEL G. F. : (1685-1759) 7 Sonat op. 1 (Peters) HAYDN F. J. (1732-1809) : 2 Sonat op. 34 (Hummel) : 1 Sonat op. 87 (Peters) HUMMEL J. N. (1778-1837) : 2 Sonat op. 102 (Simrock) : Sonat op. 50 (B&B) HINDEMITH, Paul (1895-1963) : Sonat (Schott 1956) KUHLAU Friedrich (1786-1832) : 3 Büyük Sonat op. 51 (Richauld) : By. Sonat op. 64 (Schmidt) : By. Sonat op. 83 (Schmidt) LECLAİR J. M. (1697-1794) : By. Sonatas op. 79 (Cossallat) : Sonat küçük mi (Schott) : Sonat büyük sol (Schott) LOEİLLET, Jaques (1685-1748) : 6 Sonat op. 5 (Boivin, 1728) LOEİLLEJ, J. B. (1680-1730) : Sonat Büyük Do (Leduc 1928) MOUQUET, J. (1867-1946) : La flute de pan (Lemoine 1906) MOZART W. A. (1791-1844) : 6 Sonat K. V. 13-14-15 (Steiner) MARTİNU B. (1890-1959) : 1 Sonat (A.M.P. Schott) MİGOT, G. (1891) : 1 Sonat (Leduc 1950) NAUDUT, J. C. (1762) : 2 Sonat op. 1 (Author) POULENC, F. (1899-1963) : Sonat op. 5 (Leduc 192) : Sonat Büyük Do (Chester)

PROKOFIEV, S. (1891-1954) REİNEKE, K. (1824-1954) SAMMARTİNİ, G. B. (1700-1775) SCHNEİDER G. A. (1770-1839) SÜNDER, Kemal (1933) STEİBELT, D. (1765-1823) TELEMANN, G. F. (1681-1767) THİLMAN, J. P. (1906) THOMAS, K. (1904) TOMASİ, H. (1901) VİNCİ, L. (1690-1732) WALCKİERS, E. (1783-1866) : Sonat op. 94 (Leeds, Peters, Russ) : Sonat Undine op. 167 (Forberg, Rudoll) : 6 Sonat op. 1 (Publ in London) : Sonat op. 3 (Chevardiere) : Sonat op. 19 (Hofm) : Sonat op. 33 (Peters) : Sonat : By. Sonat op. 44 (André) : 6 Sonat op. 11 (Dale) : Sonat Büyük Sol (Schott) : Sonatçık op. 31 (Müller) : Sonat op. 11 (B&H) : Sonat fl solo (Leduc) : Sonat Büyük re (Reinhardt) : Sonat Büyük sol (Reinhardt) : Sonat op. 89 (Richault) : Sonat op. 92 (Richault) : Sonat op. 98 (Richault) WİLMS JW. (1772-1847) : Sonat op. 109 (Richault) : 3 Sonat op. 15 (Lischke) : 2 Sonat op. 18 (Hofm.)

DİNLETİ PARÇALARI AKDİL, S. (1940) : Üç Flüt ve Piyano için müzik ANDERSEN, J. (1847-1909) : Suite Characteristique op. 16 : Fantaisis Nationales op. 59 (Hansen) BACH, J. S. (1685-1750) : Suit No. 2 Küçük si (Br. & H. Schot Ricordi, I.M.C.) BEETHOVEN, L. V. (1770-1827) : 6 Allemendes (Omega 1956) BOZZA, E. (1905) : Aria (Leduc) : 3 İmpressions (Leduc) : Soir dans les Montagnes (Leduc) BRİCCİALDİ, G. (1818-1881) : İmarge op.38 (Leduc) : Carneval de Venice (Ludwimg, Cundy) : Divermertimento op. 60 (Ricordi) CASELLA, A. (1883-1947) DEMERSSEMAN, J. A. (1833-1866) : Caprice op. 64 (Ricordi) : Barcorelle et Scherzo (Salabert) : Sicilienne et Burlesque (Leduc) : Solo de Concert No.1 op. 19 (Richault) : Solo de Concert No.2 op. 20 (Richault) : Solo de Concert No.6 op. 82 (Richault) : 6 Petites Pieces op. 2 (Costallat) : Air Varie et Polaniese op.8 (Leduc) : Grand Fantezi op.52 (Leduc) DOPPLER, F. (1852-1883) : Fantezi Brillante op. 130 (Leduc) : Airs Valagues op. 10 (Schot) : Mazurka op. 16 (Cranz) : Nocturne op. 17 (Cranz) : Chanson damour op. 20 (Schott) : Fantezi Pastorale Hongroise DEBUSSY, C. A. (1862-1918) ENESCO, G. (1881-1955) op.26 (Schott) : Syrinx, Fl solo (Jobert) : Cantabile et Presto (Enoch) : Introduction et Variations(Enoch)

FAURE, G. (1845-1944) : Fantaisie op. 79 (Hamelle) : Piece (Leduc) : Sicilienne (Leduc) : Pavane (Leduc) FRANK, M. (1890) : Ballade (V.E. 1944) FÜRSTENAU, A. B. (1792-1852) : Fantezi op. 46 (Simrock) : Gr. Fantezi op. 49 (Schlesinger) GRETRY, A. (1741-1813) : Air lent Nr. 29 : Gavotte Nr. 35 : Dance Legere Nr. 40 GAUBERT, P.(1879-1941) : Suite (Heugel 1922) : Berceuse (Enoch 1907) : Nocturne et Allegro Scherzonto (Enoch 1908) : Ballade (vvia McG&M.) : Romance (Leduc) GENİN, P. A. : Petite Fantaisie (Costallat) İLERİCİ, K. : Maya JADİN, L. E. (1768-1853) : 6 Fantaisies (Janet et.c.) JOLİVET, A. (1905) : Chant de Linos (Costallat 1944) KÖHLER, E. (1849-1907) : Serenade op. 59 : İtalienische Serenade op.74 KÖHLER, G. H. (1765-1833) : Andante Varie op. 38 (Schott) : Thema mit Variazionen op.73 : Caprice imprumptu op. 90 (Z) : Suit İtalienne op.186 (Z) LORENZO, L. (1875) : İmproviso op. 72 (Peters-NY 1960) MOLIQUE, B. (1802-1869) : Berceuse op. 22 (Lemoine) : Cinque Pieces Breves op. 39 (Lemoine) MOZART, W. A. (1756-1791) : Andante K. 315 (Schott-Z-Russ) PİERNE, G. (1863-1937) : Noctuene en forme de valse op. 40 (Homelle)

ROUSSEL, A. (1869-1937) SERMON, E. TULUO, J. L. (1786-1865) : Serenade op.7 (Leduc) : Joueurs de Flute op. 27 (Durand) : Petite Piece op. 10 (Brogneaux) : Piece Romantique op. 40 (Brussels) : Fantaisie op. 16 (Richault) : Fantaisie Brillante op.23 (Richault) : Nocturne op. 48 (Schott) USMANBAŞ, İ. (1921) WANHALL, J. B. (1739-1813) WİNKLER, T. (1875) : Theme Varie op. 129 (Leduc) : Flüt 75 (Solo Flüt) : 6 Variator No. 1 (Schott) : Capriccio op. 3 (Z) : Romance op. 4 (Z)

KONÇERTOLAR AMBROSİUS, H. (1897) BACH, J. S. (1685-1750) BOCCHERİNİ, L. (1743-1805) CHAMİNADE, C. (1749-1801) : Concerto (Erdmann) : Suite No. 2 (Ricordi, Schott) : Concerto op.27 Re major (Ricordi) : Concertino op. 107 Re major (Enoch) CİMAROSA, D. (1749-1801) : Concertante Sol major (Andraud 1951) DANZİ, F. (1763-1826) : Concerto op. Sol major (Br.& H.) DEVİENNE, F. (1759-1803) : Concerto op. 42 Re minör (Müller) : Concerto No. 1 Re major (Schmitt) : Concerto No. 2 Re major (Schmitt) : Concerto No. 3 Sol major (Sieber) : Concerto No. 4 Sol major (Sieber) : Concerto No. 5 Sol major (Sieber) : Sinfonia Concertante No. 12 DRESSLER, R. (1784-1835) DROVET, L. (1792-1873) HOFFMEİSTER, F.A. (1754-1812) Flüt Re major (Sieber) : Concerto op. 4 Re major (Br. & H.) : Concerto op. 135 Sol major (Richault) : Concerto No. 4 Re major (Sieber) : Concerto No. 7 Re major (Sieber) GLUCK, C. W. (1714-1787) HAYDN, F. J. (1732-1809) HAYDN, J. M. (1737-1806) İBERT, J. (1890-1962) JUSDORF, J. C. KÖHLER, E. (1849-1907) KROMMER, F.(1759-1831) MERCADENTE, S. (1795-1870) : Concerto No. 8 Sol major (Sieber) : Concerto Sol major (Hug) : Concerto Re major (Leuckart) : Cadanzas by (Johan Feltkamp) : C. Wanauseck : Concerto Re major (Pro musical) : Concerto (Leduc) : Concerto op. 28 Sol major (Spehr) : Concertino op. 97 (Z) : Concerto No. 2 op. 44 (Andre) : Concerto op. 86 Mi minör (Artia) : Concerto (Girard, Nafles)

MOLİQUE, B. (1802-1869) MOZART, W. A. (1756-1731) MÜLLER, A. E. (1767-1917) : Concerto op.63 Re minör (B&B) : Concerto Sol major K.313 (South) : CADANZAS by J. Andeersen : Carl Bartuzat Bozza : George Barrare, Taffanel : Gaubert : Concerto Re major K. 314 (South Ricordi Fischer) : CADENZAS by J. Andersen : C. Bartuzat, P. Müller : Taffanel Gaubert : Concerto fl hp orch K.299 : Concento, Do major (Broekmans) : CADANZAS by M. Flothuis : R. Hahn, P. Müller, C. Reineke : Concerto op. 6 (Nadermann) : Concerto op. 7 (Hummel) NİELSEN, C. (1865-1931) : Concerto (Dania 1952) QUANTZ J. J. (1697-1773) : Concerto Sol major (South M. C. Cundy-Bettoney) : Concerto Re major REİNECE K. (1824-1910) : Concerto op. 283 (Br. H) RİCHTER F. (1709-1789) : Concerto Sol major (Henn 1951) SCHNEİDER G. (1770-1839) : Concerto op.12 Sol major (Gambart) STAMİTZ A. (1753-1820) STAMİTZ J. W. A. (1717-1757) STAMİTZ K. (1746-1801) TELEMANN G. P. (1681-1767) : Concerto op. 100 Fa major (Simrock) : Concerto Sol major : Concerto Re major (Eulenburg) : Concerto op. 29 Sol major (Schott) : Concerto Re major (I. M. C.) : Concerto Re major (I.M.C.) : Concerto mi minör : Concerto Sol major (Bör) TOMASİ H. (e1901e) : Concerto Fa major (Leduc 1946)

TULOU, J. L. (1786-1865) ÜN. E. 2. (1933-1987) VERHEY T. H. H. (1848-1929) VİVALDİ A. (1675-1743) : Concerto No. 1 (Lemonie) : Concerto No. 2 (Lemoine) : Concerto No. 3 op. 10 : Flüt Konçertosu : Concerto op. 43 re minör (z) : Concerto op. 57 la minör(z) : Concerto op. 10 No. 2 sol minör(schott) : Concerto op. 10 No. 3 Re major (Schott) : Concerto op. 10 No. 4 Do major (Schott) VİVALDİ A. : Concerto op. 10 No. 5 Fak major (Schott) : Concerto op. 10 No. 6 Sol major (Schott)