www.arsivakurd.org Veger Naverok 1 İçindekiler D Veger*den 3 D NameyenjiXvvendevanan 4



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Dinleme, Okuma, Konuşma, Yazma Kuralları

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X.

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Elişa, Mucizeler Adamı

kovara hunerî, çandî û lêkolînî ya kurdên anatoliya navîn

kovara hunerî, çandî û lêkolînî ya kurdên anatoliyê

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Irmaktan Gelen Prens

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Irmaktan Gelen Prens

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Gidyon un Küçük Ordusu

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Yeşaya Geleceği Görüyor

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Rut: Bir Aşk Hikayesi

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

ISBN :

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Büyük Öğretmen İsa

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Büyük Öğretmen İsa

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM

Şimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki

Diyalog İçin Halk Bilimi Projesi Ankara Etkinlik Haftası Çerçevesinde BALKANLAR VE TÜRKİYEDE HALK KÜLTÜRÜ KONFERANSI

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 4 YAŞ GÖKKUŞAĞI SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI. Tekerlemeler: Kartal ve tırtıl tekerlemelerini öğreniyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

Zengin Adam, Fakir Adam

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Nuh ve Büyük Tufan

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Nuh ve Büyük Tufan

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

AHIRIN İÇİNDEKİ SARAY 300 Ispartalı filmini hatırladınız mı?

Evliliğin Yazısız Kuralları!..

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

* DI REWŞA İRO DE TEVGERA KURDİ DIKARE Çİ BİKE? * Lİ SER ZIMAN ÇEND GOTİN

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ETKİNLİĞİ SANAT ETKİNLİĞİ TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ MÜZİK-OYUN ETKİNLİĞİ. Sevgili Velilerimiz,

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

kovara hunerî, çandî û lêkolînî ya kurdên anatoliya navîn PAYÎZ/2010

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Yahya Kemal Beyatlı 100. Yıl İlkokulu Gazetesi. Okulumuzdan Haberler

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

5/A SINIFI SEÇMELİ DERS PROGRAMI - ÖĞRENCİ BAZINDA ADI SOYADI

frekans araştırma

Transkript:

ur d. ak iv rs.a w w w or g

Veger Naverok 1 İçindekiler Kovam KurdenAnatoliya Navin D Veger*den 3 Genel Yayın Yônetnıenl: D NameyenjiXvvendevanan 4 Murat Alpavut Redaksiybm Abdullah Kaya, All Fuat Gürsel, Murat Alpavut, Roni Yıldınm, Şoreş Reşt, DiLŞaö NOdem D Gelişim Süreci Celal Devranbeyli 6 D Zımani Zıkrnakl Hozan Temeli 9 D Diyarbakır'a Mektup Leman Şahin 13 Adres 1 Navmşaıı D Mitoloji Tarihi ve Kürtler C. Bender 15 Murat Alpavut Frleöhof str. 3 D Zimane Kurden Xorasane Şoreş Reşi 21 47877 Wllll:dl/ Deutschlancl Tei.8Jax: 0049 (2154)814598 D DEHAP Konya İl Başkanı ile söyleşi e-mail: alpavut@t-onllne.de www.vegerderglsl.com A.Fuat Gürsel 31 e-mail: Mtııilvegeröergisi TenısUcililder: D Sürgünde Tercih Muzaffer Ayata 39 Nederlaııd: R. Yıldırım D Qoçgiri Bölgesinde'ki Zeriqller Y. Zeriki 41 Duirıcloom Str. 19-1 1032 cm Aöen D Kilama Qereqışla 51 Ostereich: H; Aktan D Panorama "Diyarbakır Cezaevi* 52 Ausstein Gasse 22-4-21 8020Graz D Sanatçı Reşo ile söyleşi Ro ni Yıldırım 65 Denmark: A,Cıezer D Onların Ülkesi Brusk Baran 68 Sofıawej 56 9000 A Albdrg Denmurk D Çiroka Pire u Ruvi Ahmet Gezer 69 Swissre; İ. candan Ringstr. 7 3052 Zollikofen Bem D Kadın ve Birey Olmak Zeynep Can 70 Sveden: Yusuf Özden Weşarıxane Meclya Box 226 14202 Trangsund Buha 1 Fiyatı 5,- Euro D Köylerimiz "Hacomaro" Mehmet Şeker 72 D Veger Hozan Temeli 74 D Taekvon-do'daki Yüzakımız K. Çelik 75 Konto: D Fin Buzdolabı Kürtlerin Derin Dondurucusu Deutsche Bank Krefela Konto Nr.: 7104953 RebeniCelikan 78 BLZ:32070024 Veger' de yayınlanan yazılar D Başuri Dilşad Nüdem 79 Redaksiyon Kurulu taralindan D "iç Anadolunun ümit veren fırçası" belirlenir. Yaz:ılann sorumluluğu yazarianna aittir. Murat Alpavut 82 Her nlviskar berpfrslyare nivisa xwe ye. Ma~ Redaksiyone heye ku nlvisen ji Vegere re ten, serrast a kurt bike. Nlvisen ku ji Vegere re ten, ger tcap nebin ji li xwedi nayen vegerandin. D Kimliğimizle Başarmak Ömer Yüce 84 D Perkırma Zımane Kurdi Çeto Özel 86 D Vegerspor Fethi Çiya 94 D Etkinlikler 95

Hejmar 6 Veger Yoğun siyasal gelişmelerin yaşandığı bir dönemde, yeni bir sayıyla sizlerle beraber olmanın heyecanı ve mutluluğu ile merhaba. Karakışın yoğunca yaşanacağı önümüzdeki günlerde, sürecin de yoğun olacağı ve istisnasız hepimizi etkileyeceği şimdiden gözlemleniyor. Bu anlamda bizlere de birey ve toplum olarak üzerimize düşeni yerine getirme anlamında önemli sorumluluklar düşüyor. Değerli okurlar, her geçen gün okuyucu sayımız artarken, yazar sayımız da artıyor. Bu sayıda yeni yazar isimleri yer alırken, bundan sonra da yeni yazacaklara açık olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Derginin özellikle Konya yöresine ağırlık verdiği yönünde haklı eleştiriler var. Diğer bölgelerinde işlenmesi bizlerin de hedefi. Ancak okurlanmız takdir ederler ki VEGER de Orta Anadolu Kürtleri gibi bir sürgün dergisi. Daha doğrusu sürgün içinde ikinci bir sürgün. Bu anlamda bölgeye ulaşınada çeşitli sıkıntılar yaşıyoruz. Tüm bunlara rağmen hedefimiz uzun vadede tüm bölgenin tarihine, kültürüne, sanatına, kısaca yaşamına ait ne varsa cevap olabilmek. İnanıyoruz ki sizler de aynı görüştesiniz; Orta Anadolu Kürtlerinin çok zengin bir kültürü ve dili var. Düşününki yüzyıllara tekabül eden sürgüne rağmen zengin kültür ve dil yapılarını, ağır asimile politikalarına rağmen korumuşlar. Çok iyi bilniyor ki güçsüz olan kültürler diğer kültürler karşısında hiçbir direnme göstermeden erir yok olurlar. Bu anlamıyla bile hesaplandığında bunun doğruluğu ispatlanmış olur. Bütün bunlar hesaba katıldığında geçmişin güçlü kültür yapısı açığa çıkarılmadan geleceği doğru kuramayız. Bu vesileyle her sayıda tekrarladığımız gibi siz değerli okurlardan bölgeye yönelik değerlerimizi bizlere ulaştırmanızı rica ediyoruz. Geçen sayıdan bu sayıya kadar geçen süreçte, 'Uiuslararsı!!.Kürdistan Festivali'nden, 'Barış için demokratik çözüm kampanyası',kürt halkının önderi sayın Abdullah Öcalan'ın tutulduğu imralı Cezaevinde İzolasyon ve tecrit politikalarının sağlığı üzerinde- VEGER'den 3 ki olumsuz etkisinden dolayı, esas olarak devletin kendisine yaklaşımının Kürt sorununa çözümsüzlük yaklaşımı olduğunu belirterek avukatlarıyla görüşe çıkmaması, 'Kürtçe isim kampanyası', 'Kürt Edebiyatı ve Orta Doğuda Çok Kültürlülük Konferansı', KADEK in kendisini fesh etmesi, KOGRA GEL'in kurulması, Mardin de 450 asker tarafında tecavüze uğrayan Şükran Esen ve annesinin davasının Türkiye gündemine oturması, Irak'ta Geçiçi Hükümet Konseyi dönem başkanlığı yapan sayın Celal Talabani başkanlığında bir heyetin Türkiye'ye gelmesi ve Istanbul' da bir hafta arayla dört kez düzenlenen intihar eylemleri gibi önemli olaylar ve etkilikler yaşandı. Ama en önemlisi elbette Kürt siyasetinde yaşanan değişiklikti. Yani Kongra-gel'in kurulmasıydı. Eski iki kutuplu dünyada kurulan ve o tarihten beri dünyada yaşanan büyük değişikliklere göre kendisini değiştirebiimiş ve dönüştürebilmiş, en önemlisi dünyadaki bü-yük alt-üst oluşlar karşısında kendisini yeniden konumlandırabilmiş siyasi sürecin son halkası Kongra Gel'i biz de burdan selamlıyoruz. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit politikasının devletin yaşadığı çıkınazı derinleştireceği kesindir. Tecrite son verilmesi, 5 yıldır tek taraflı sürdürülen ve son olarak da Kongra-gel tarafından uzatılan ateşkes sürecine cevap verilmesi, hem Kürd, hem Türk ve hem de diğer bölge halklarının çıkarına en uygun çözüm olacaktır. Istanbul'da yaşanan terorist saldırıları kınarken, saldırıların, olayın faillerinin doğum yerleri itibariyle geçmişteki, 'faili meçhul' kentlerinden olmaları ile geçmişteki 'faili meçhul'lerle ve bu failierden birinin ailesinin kendi bölgelerinde en fazla askeri ihale kazanan aile olması dolayısıyla devletle olan bağlantıianna dikkat çekmeden geçemeyeceğiz. Veger ailesi olarak halkımızın ve diğer halkların yeniyılını kutlar, 2004' ün halkianınıza barışgetirmesini dileriz. VEGER Redaksiyonu Aralık 2003

Veger Hejmar 6 NAMEYEN Jİ XWENDEVANAN OKUR MEKTUPLARI ~ CANBEG AŞİRETİ ÜZERİNE ı.:.:=j Yunak Çayırbaşı köyündenirn, 1980 yıllarında Diyarbakır da okudurn, Ornadko dediğim kişi Ahmet Çelik'tir onun türküsünü annem söyler. Köye gideceğim yakında size köyürnün resimlerini çekip gönderecegirn. Babarn onlar Beşışıklı da doğup büyürnüşler, ben ise Çayırbaşı Köyünde doğdum. İlkokul ve ortaokulu Yunak ta, liseyi ise Konya Gazi de okudurn. Okuldan atıldıktan sonra Siverek Lisesinde devarn edip, tekrar Gazi Lisesine ikinci sınıfta okudurn ve üçüncü sınıfı Diyarbakır Lisesinde okudurn. 1986 yıllarınde resmi bir kuruluşta memur olarak işe başladım halen devarn ediyorum. Yaşlılardan öğrediğirn ve araştırdığırn kadarıyla, Canbeg aşiretinin gerçek hikayesi 1700 ile 1800 yıllar arasıda başlar. Malatya'dan göçrnü sürgünrnü bilinmiyar ama çıkıp Adana Ceyhan'a geliyorlar. Ceyhan da Cerit Köyü var Cerit Oğulları da denilir. Orada uzun bir müddet kaldıktan sonra, göç devarn edip Konya Kadınhanı' nı geçtikten sonra Saçıkara da konaklarnışlar. Şimdiki Alibey; Sarıkaya cıvarında kalarak bölgeye dağılmışlar. Beş kardeş, yani Beş ışıklı'nın eski ismi Kışla dır. Kardeşlerin isimleri şöyle: Akkıs, Sım, Gıc, Muri, Hirpo. Alibeg Beş ışıklı Köyüne yerleşmiş, burada Ankara Karataş var, o rasınıdayayla olarak kullanrnışlar. Karataş türküsü var Kırmanci olarak. Canbeg aşireti çok cesur ve asi imiş. Bu bölgede Türkler de varmış ve onlar da Çeltik te kalıyorlarrnış; bir birlerine kız alıp vermişler. Qarnışi Qul destanı diyorlar, o destan kavire kul destanıdır aslında. Bir sülaleyi şöyle sıralayacağırn: 4 Kösemehmet oğlu Mehmet; Mehrnedin oğlu Cigol; Cigolun oğlu Sayda; Saydo'nun oğlu Osman bu aşiretyunak-çayırbaşı Köyündendir. Dündar Okatan, Yılmaz Kaplan bunlar hepsi bir aileden geliyor. Bunlara rnale Hirpe, Male Cigil, Male ido Sayda derler. Birde Male Loze derler, yani Lazoğlu Alibeg, bildiğimiz Sarıkaya Alibeg Köyü ve kuyuları var halen. Alibeg yetirn kalır dayısının yanına gelir dayısı Lazoğludur. Beşışıklı'de büyür, çok yiğit bir delikanlı olur, düğünlerde 'tura' diye bir oyun var, 'qarnçı' da derler, hiç kimse Alibegi yıkarnazrnış. Çeltik Beyliğinde Türkler izin vermişler buna, eşkiya ve bazı güçler bunlara rahat vermemişler sürekli yer değiştirrnişler. Polatlı, Haymana, Cihanbeyli, Karataş buralarda sürekli göçebe halinde yaylalara çıkarlarrnış. Canbeg aşiretine bir de Gavesti derler. 12 aşiret ve hepsi Canbeg tir. Bu bölgelere sonradan gelenler de olmuş ve bölgede halen isimleri Kirman ci olarak okunan yaylalar var, ama şimdi hepsi yayla değil; araziyi ekiyorlar. Bira Bahtir, ina laze, bira Kar, bira Molikine, ina Akkas buralarda çok kalmışlar halen bu kuyular var. Birde Mala Murike var, bunlar Çayırbaşı, Sarikaya, Beşışıklı da halen varlar. Male Müre benim anne tarafıdır, Arnodko lakabı soldiri derler oda benim dedern çok güzel bir aşk destanı var: Birbirlerini sevdikleri halde evlenernernişler, Turunç Hanım fazla yaşarnarnış, kara sevdada ama dedernde yaşıyarnarnış fazla. Çok güzel bir ağıt, yani Kirrnanci olarak çok güzel bir türküsü var, ben tam bilemiyorum onu da önümüzdeki günlerde size yazabilirirn. Cotmeh-MIJdar-KanOn Yunak'ın Canbeg köyleri ve kasabaları şunlar: Yunak ( Böğrüdeli, Gap an, Hacifaklı, Karaman, irnarnoglu Bodan, Karayayla, Koçyazı, Civikan, Sarayköy, Golango, Odabaşı, Holisinan, Hatırlı, Go-

Hejmar 6 Veger me ofe, Ortakışla, Haciomeroğlu, Hacimaro, Sülüklü, Galikan, Çayırbaşı, Sinanlı Sinan, Yeşilyayla, Meşelik, Kurtuşağı Kurdan, Sevinç, Özyayla, Beşışıkli, Kışla. Bunlar şu an Yunak' a bağlı köy ve kasabalardır. Bunlar hepsi Kürttür, Canbegdir ve halen Kirmanci olarak konuşurlar. Çeltik: Kasoren rengan, Adakasim, Sorikan, Büyükhasan, Küçükhasan. Kadınhanına bağlı köyler: Sarıkaya, Örnekköy yani Alibeg, Alibeyin yaylası idi, Sarayönü bağlı köyler: Kadıoğlu, Boyalı. Cihanbeyli'ye bağlı köyler: Bevliova, Xerabe, Korkmazlar, Delala, Turanlar, Yayle Taze, Yünlükuyu, Haciomera, Zaferiye, Kayışoğlu bu saydıklerıının hepsi Canbegtir. Birbirierinden ayrılmışlar. Çok da kan dökmüşler birbirinden. Şöyle bir sözleri vardı büyüklerimizin: 'kana kan, cana can' bu sözün özü kana karşı kesin birini vururlarmış. Kan davası olanın, yada cana can ölen kişinin tarafina bir kız gelin verilir kan davasından vazgeçerlermiş. Bu saydığım bölgelere devlet, yörük, göçmen yerleştirmiş. Kürtlerin yörükleşmesi için çok tatsız olaylar olmuş. Alişer Dündar Yunak Çayırbaşı Köyü ~ Silav u rez ji bo xebatkaren ~ Kovara Veger, Ez wek Kurdeki ji Xorasane pir kefxweşbum ku Kurden me ye li Anatoliya navin kovarek mina Veger derdexinin u li wir balısa Kurden me li Xorasane dikin u ji bo hevale Şoreş ku pe xwe li ser çav me danin u em serwext kirin ku Kurden Xorasane u Konyayeken u ewna 500 sal bere li ba hevbune. Ev tişt wek xelatek heja ji bo me bu ku ev tişta ez pir kefxweş kirim. Reyek nu li ber çave min vekir, ez pir şabum! Nerina min li ser diroka koçherbuna Kurdan bi Xorasan guherand. Li dawi ye 5 ez silava ji xelke me yi ji ela Hevedine ku li Awrupa dijin dikim. Ez bixwe ji aliye bave va Hevedi, ji aliye de va je şadi me. Dawi ez silav u reze xwe ji bo hevale Şoreş u malhata wi dikim. Hevidarim rojeke hevdu bibinin, li ba hev, li bin desthilatdariya Apo de bijin. Diyar Telıran ~Merhaba ~ Değerli Veger çalışarıları Derginiz biraz geç elime geçti. Öncelikle sizleri bu güzel, anlamlı ve tarihi çalışmalarınızdan dolayı kutluyorum. Ben, Kürdistan'dan çalışmak için yıllar önce Orta Anadolu'ya gelmiş bir Kürdistanlı'yım. Orta Anadolu'nun bir çok ilini dolaştım. Onun için orta anadolu Kürtlerini epey tanıdığıını söyleyebilirim. Unutulmaya, unutturulmaya çalışılan bir tarihi tekrar gündeme getirerek, çok önemli bir çalışma yapıyorsunuz. Ama derginizde eksikliğini gördüğüm bir nokta yazıların genelde Konya bölgesine ilişkin olması. Oysa Orta Anadolu Kürtleri Aksaray'dan Eskişehir' e, hatta Karadenize kadar uzanıyor. Bence Veger bu anlamda buraları da kapsamalı. Mesela Şıxbızın Kürtlerinden sanatçı Hikmet Özkan söyleşisi çok güzel di. Bunun yanısıra daha çok araştırma yazıları ve incelemelere yer verilmeli. Dikkat çekmek istediğim bir noktada son yıllarda köy yakmalar vb. nedenlerle milyonlarca Kürdistanlı Orta Anadoluya geldi. Bence onların yaşamları, sorunları, yerleşik Kürtlerle ilişkilerini de derginizin sayfalarına yansıtmanız çok iyi olur. Cotmeh Mijdar-KanOn Çalışmalarınızda başarılar dileğiyle. Hüseyin Özer Polatlı

Veger Hejmar 6 S Gelişim süreci ve dayattıkları CELAL DEVRANBEYLİ e-mail: Stranl O@hotmail.com on yıllarda dünyamız hızlı bir değişimin cenderesine oturmuş ve bu çok boyutlu değişim hemen hemen tüm toplumların var olan sosyal yapılanmalarını alt üst etmiştir. Hiç bir toplum yirmi yıl önceki yapısını bugün olduğu gibi koruyamamaktadır. Ekonomik, sosyo-kültürel olguların ve en önemlisi de üretim araçlarının, tüketim ve üretim kültürünün değiştiği yada şekil değiştirdiği bir dönemden geçiyoruz. Bununla bağlantılı olarak insanların tavırlarının, ruhsal yapılanmalarının ve ilişki tarzlarının radikal bir tarzda değiştiği bir süreci yaşıyoruz. Bu hızlı ve kökten değişim (gelişim) elbette kimi alanlarda tek tek bireylerin ve sonuçta geniş kitlelerin yaşam koşullarını olumlu anlamda etkilemektedir. Bilim ve teknoloji, eğitim, medya ve iletişim noktalarında günümüz insanlığı kuşkusuz düne göre çok daha ileri bir düzeyi yakalamıştır. Bu anlamda bu muazzam gelişmeyi red etmek elbette saçma ve gerici bir tavır olacaktır. Ancak buna rağmen değişim bizlere bu nimetleri sunarken beraberinde geleneksel toplum dokularınıda bir erozyona uğratmakta ve bizim toplum yada birey olarak sahip olduğumuz birçok değeri tammar etmektedir. Dikkat edilirse değişimden en olumlu bir şekilde etkilenenler değişimin ken- 6 disine yön verenlerdir. Bir başka anlatım ile değişimin (gelişimin) mimarları onu kendi değerlerine, toplumsal dokularına entegre edenlerdir ve bu gerçekten yola çıkarak sancısız, bunalımsız bir bir toplumsal değişimi, dönüşümü gerçekleştirebilmektedirler. Oysa ekonomik gelişimini tamamlayamamış, istenilen düzeyde bir gelişimi özümseyecek alt yapıdan yoksun toplumlar kapılarını bu devasa değişime açarlarken kendilerini bugüne kadar getirmiş bir çok değerden feragat etmek durumunda kalmışlardır. Özeesi değişim kendini bir çok topluma dayatırken (yada dayatılırken) o toplumun altından kolayca kalkamayacağı derin alt üst oluşlarıda beraberinde getirmektedir. Hiç şüphesiz bu radikal alt üst oluşlara karşı hazır olmayan, gerekli alt yapısını yaratamamış (ki kürt toplumu gibi eli kolu zincire vurulmuş bir topluma bu alt yapıyı hazırlama olanağı kendisine bugüne kadar verilmemiştir) toplumumuz özellikle bu noktada büyük bir bunalımı yaşamakta ve adeta depresiv Cotmeh-Mijdar-Kanun bir ruh hali taşımaktadır. Her toplumda olmazsa olmaz türünden ölçüler muhakkak vardır. Toplumları birbirinden ayıran onları çeşitli kategorilere koyan gerçekler vardır. Bir toplumun dili ( ki tartışmassız en önemli ölçüdür), kültürü, edebiyatı, üretim kültürü, folklorü, sosyal şekillenmesi v.s o toplumu diğer toplumlardan ayıran en önemli faktörlerdir. Bu

Hejmar 6 Veger önemli faktörlerin zorla değişime uğratılması henüz uluslaşma sürecini bile tamamlayamamış toplumumuzda derin yaraları açtığı/ açacağı kesindir. Bize empoze edilen, dayatılan birçok değişimin bedelini çok ağır ödediğimiz ortadadır. Elbette burada değişime yada gelişime kendini kapatmak isteniyormuş gibi çarpık sonuç çıkarılmamalı. Böyle bir aymazlığa kimsenin düşeceğini sanmıyorum elbette ancak herşeyin bir gelişim süreci vardır ve böylesi radikal devrimierin ancak toplumaları ona hazırlayarak başarılı olabileceğini tarih bize defalarca çok açık bir şekilde göstermiştir. Çok uzağa gitmeye gerek yok aslında. Tüm bu belirtilenleri teyid edecek en açık örnek kendi bölgemizdir diye düşünüyorum. Gerçekçi bir yaklaşım ile gözlemlersek bize ait birçok değerin kaybolduğunu, düne kadar kimliğimizin en önemli köşe taşlarından birisi oluşturan birçok temel taşının yok olduğunu yada hızla kaybolma sürecini yaşadığını açıkça görürüz. Dilimiz bundan en çok etkilenen faktördür. Bu çok kapsamlı asimilasyon kuşatmasına karşı kendisini koruyacak hiç bir araca sahip olmayan (yada bu araçlara sahip olmaması için tüm direnme yetenekleri zincire vurulan) dilimiz hızla erimekte ve kendi özgün kalıplarını terk etmektedir. Dilimiz bizim etnik kimliğimizin en önemli sütunu olduğuna göre buradan kimliğimizin giderek silikleştiği ve süreç içerisinde kaybalacağı gibi bugünki realite ile çokta çelişmeyecek bir sonuç ortaya çıkarabiliriz. Şu gerçek teslim edilmelidirki bir çok insanımız ve özellikle genç nesil bugünki şartlarda kendilerini kürtçe ifade edememektedir. Belli oranda, insanların gereksinimlerinin geliştiği oysa dilin gerilediği doğrusunun burada 7 elbette payı vardır. Ancak tabioyu tamamen ortaya koyduğu söyelenemez. Bu anlamda dilin küçülmesi heraberinde belkide çoğu zaman soyut olarak duran ancak üzerinde pek d urulmayan bir sürü tahribatı getirmektedir. Küçülen dil kaybolan ağıtlarımızın, artık esamesi bile duyulmayan masal ve hikayelerin, sözlü edebiyatımızın, ninnilerimizin, manilerimizin, bilmecelerimizin, atasözlerimizin ve hatta hayallerimizin, rüyalarımızın zincire vurulmasını beraberinde getirmiştir. Çok kapsamlı ve sistematik bir erozyona uğratılan yukarıda saydığımız olguların, aslında bizi toplum olarak şekillendiren çok önemli değerler olduğunu kim inkar edebilir? Aynı şekillde kaybolan bu olguların aslında bizden kopup giden bize ait büyük oranda bizi biz eden olgular olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Egemen güçlerin asimile olmamız için var olan teknolojik tüm araç ve gereçleri çok yoğun olarak kullandıkları göz ardı edilemez. Bu konuda iletişim araçlarının (görsel va yazılı medya) ve eğitim sistemini ne kadar etkili bir şekilde kullandıklarını hepimiz biliyoruz. Buradan yola çıkarak ortada bir dengesizliğin var olduğundan bahsedebliriz. Zira biryanda elindeki teknik üstünlüğü tüm yönleri ile kullanan bir güç ve diğer yandan bu araçların hepsinden yoksun (yada yoksun bırakılmış) bir toplum var. Bu noktada kantarın topuzunun nereye kayacağını tahmin etmek hiçte zor değil. Kendi etnik ve kültürel kimliğimizi güçlendirecek kurum ve örgütlenmelerden yoksun olduğumuz ortadadır. Eritme Cotıneh-MIJdar-Kaniin politikalarına karşı koyacak araçları geliştirebilmemişiz yada nasıl karşı kayabileceğimiz konusunda bir stratejide ortaya koymamışız.. Belki bu dile getirilenler yerel anlamda fazla realist olmayabilir ancak bunun en azından ge-

Veger Hejmar 6 nel anlamda böyle olduğu açıktır. Hal böyle olunca yerelden merkeze doğru bir yapılanma kaçınılmaz oluyor. Tam da bu noktada toplum olarak bu kapsamlı eritme cenderesine karşı teknik olanakları kullanarak bir nebze de olsa direnmeyi bir şekilde başıatabilme gerekliliği ile karşı karşıya kalıyoruz. Bazı şeylerin teknik gelişimin gelişen hızı karşısında direnemeyeceğini elbette kabul etmemiz gerekiyor. Örnekleyecek olursak: gelişen halı sanayii karşısında bizim geleneksel halı tezgahlarımızın (tevn) ayakta kalabilmeleri, yayıklarımızın (meşk) varlıklarını sürdürebilmeleri zaten mümkün olamazdı. Gelişen hazır gıda sektörü karşısında mesela yiyecek hazırlama kültürünün silineceğini aniayabilir insan. Bu ve benzeri örnekler istenildiği kadar çoğaltılabilir. Ancak asıl kabul edilemeyen nokta gelişen teknik araç ve gereçleri mevcut egemen güçler bizi toplum olarak asimile etmek için yoğun olarak kullanırken bizim buna seyirci kalmamızdır. Örneğin Avrupa'da bu konuda, eldeki tüm olanaklar seferber edilerek müzeler kurulmuş, genç nesillere geçmişleri ile buluşabilmeleri için gereken alt yapı sağlanmıştır. Bu tarih için böyledirö kültür-sanat için yine böyledir. Oysa aynı yoğunlukta olmazsa bile var olan teknik olanakları kullanarak bizirnde kendimizi ileriye götürmemiz, dünü, bugünü ve yarını gerekli parelellikte koruyup geliştirmemiz hiçte zor değildir diye düşünüyorum. Örneğin masallarımızı, atasözlerimizi, bilmece, mani, klam ve ağıtlarımızı arşivteyerek gelecek kuşaklara bırakamazmıyız? Kasabamızı konu alan tarihsel, kültürel, sosyal ve folklorik araştırmalar yapıp bu araçların sayesinde koruyamaz mıyız? Herkesin bir romanı vardır denilir. O halde her köyün birçok romanı olsa ge- 8 rek. Bu köylerde yaşanan aşklar, trajediler yada bizler ve bizden sonraki nesiller tarafından bilinmesi gerekleri olaylar, tarihi gerçekler yokmudur? Yada neden hep nereden gelmişiz der dururuz da bu soru karşısında kimimiz Adıyaman'lı kimimiz Urfa' lı kimimiz Malatya'lıdır? Neden tarihimiz konusunda herkesin kendisine ait bir araştırma yada tarih versiyonu vardır? Nasıl oluyorda biz 250 yıldır halen köklerimizin nerelerden kopartılıp bugün yaşadığımız coğrafyaya sürüldüğünü araştınp ortaya çıkaramadık? Kanımca bu konuda özellikle Orta Anadolu Kürt aydınının kafa yorması önem arzetmektedir. Koşulların geldiği nokta bizi acilen bölgenin özgün koşularınıda gözönünde bulundurarak ne yapabiliriz yada ne yapılmalı? noktasından hareket ederek ortaya en azından bu aşamada bir fikir platformunu ortaya koymaya zorlamaktadır. Öyle görünüyorki çok kısa süre sonra halkımız kürtçe dil kurslarına kendi dilini yapısal anlamda öğrenebilmek için büyük rağbet gösterecektir. Yine benzeri mevzilerin önümüzdeki süreçte kazanılacağını ima eden birçok belirti var. Biz OrtaAnadolu kürtleri benzeri konularda herhangi bir hazırlığa sahip değiliz. Bununda en büyük nedeni kuşkusuz kendi etnik ve lokal kimliğimizi baz alarak henüz bir örgütlenmeye sahip olmayışımızdır. Kimbilir belki de bu konuda bizim özgüven sorunumuz vardır. İçinde bulunduğumuz koşullar bize en Cotmeh-MIJdar-KanOn azından konu hakkında bir platform oluşmasını dayatmaktadır ve sanıyorum bölge halkının çoğunluğu aynı paralellikte benzeri fikirlere sahipler. Dolayısıyla konu güncelliğini korumaktadır ve öyle görününüyorki önümüzdeki süreçtede konuda hakkında epey yazılar yazılacak tartışmalar olacaktır. 0

Hejmar 6 Veger ZIMANİ ZIKMAKİ 0 V ATlNİYİN ME, HOZANTEMELİ W: eka ku em gihiştik dizanin, iro zarava u devoken Kurdi ji hev gelek dür büyine; se baba yekemin vaye: Kurdi li Baküre Kurdistane qedexeye, bi ser da ji dugela metingehkar ü çepel, dibe ü dide gotin: "Kurdi zirnaneki kevnare, iptidaiye, mirov nikare pe hevdü fehm bike!" Kurdi se car sed peyvin ü hen çi buxtan u teni kirin u her roj u seat-qethejmar ev propaganda-hangeşe te meşandin. Dixwazin miroven me ji est u deruna xwe (me) bi dürxin. Ger kumejili dijive dijminatiyadugel e hinek şor (i kar bimeşan da, ez baverim em ha qest ji xwe bi dür nediketin. Ki çi dibe ba hibe ger ku mirov bizimani zikmaki nepeyvi u ne fikiri e di bin bandora biyaniyan da birnine u ji xwe bi dür keve. Ku em çiqe li bo aliyen abori civaki ramyari-siyasi u tekoşer li b er xwe di din, vatiniye ku em hen zede li bo zimani xwe yi zikmaki hewl bidin cad bikin. Ba tu caran ne ji bir aninder ku mirov bi çi zimani fikri u axift mirov ewe! Em çiqe biben ba em biben, bi kujan zimani li berxwe didin ba bi din, wek zimai ji xwe-tabii bi b an dür ü rast nabe.. Mixabin, iro weke ku berxwedayina şeri u ram yari, zirnan ji peşva here; ezi bawerim, kari leşkeri u ramyari du ca- 9 ran peşva here ü bi serketin e hen zü ü asan be. Ku çi hikmete, miroven ü neteweyen Rojhilate Navin ku de st bi kare ki kirine tim heleke kem bihilin. Ez bawerim ev kevneşopek Erehane ü di meji geriye. HINEK REXNE DUl MIN Gelek yar u heval min rexne dikin, diben: "Tu çima ila pirsa zimen tim dide ber me u dike pirs u giringiya peşi" pir interesan te, hinek ji diben: " Te bere hen acix (aşkere te fehm kirin) deng dikir, me tu anamiş dikir" dixwazin biben: "Me tu fehm dikir, em te digehiştin ü hen çi rexneyen ecep. Li wira ji eşkera dibe ku zimane perwerde çiye, ruh (i meji bi wi zimane te bi xwedi kirin, ku mirov ji kujan witamini xwar bi wi zexm ü hez digire. Ziman ji eyniye. Erne di hev dinirin, her Cotmeh-Mljdar-Kaniin Kurdeki du an ji se siruştan-qerektaran bi xweva dijine (i gelek ji di bin handora wan siruştan da ye. Bandora zimani oli-dini, bandora zimani perwerde, bandora zimani ditinraman (i filezofi, ezendeyi-tekniki, çan di -literatori u zimani rageyi. Sere mirov bi wan geje, ger ku him ji (ko k riçik) ne zexm u mihkeme mirovi lox dibe tere. Bi zedeti ev erdlerzina ku mirov-civat dijin e li nav sin o ren Kurdistane ü Anadaliye ye. Sewas, Qeyseri, Me-

Veger Hejmar 6 reş, Meletye, Ceyhan, Qirikxan u İskenderüne em dikarin nimune bidin. Li sinori bakur ji em dikarin Erzingane, Gumuşxane u wan deran nimune bidin. İro sistema telekominikasyon u peyki em gihşt dibinin, bandor u heze we ji fehm dikin. Dema ku mirov hibe çiye peli bijkoje na. Hemu cihan u heta sterk u rozgeran bi bihs u si zimani ten ekrana venaguheze TV e. Ger ku em li zimane xwe baldar nebun u ku me giringi u girani nedaye zimen serferazi u bi serketine du se cari ji me hen bi dur bikeve, lama dibem giringiya zimen mezin u mihime. Dema ku MED-TV ava u vebu pelda, gelek guharti bun, Gele Kurd u Kurdistani h edi h edi h ev u du nasand, nezigi hev dibe, baveriya miroven me bi hev te, mirov li bo zimani xwe, xwe berpirsiyar dihesibine, hewl dide ku zimani xwe fer be. A ku em beri sifte li ser hiskinin u tim li ber çavan bigrin pirsa zimane. VATINIYEN ME ÇINE? Mirov u şeni normal ger ku giringiya zimen fer nebu u nezani bo neteweti bepirsiyare. Temami pirsan u giringiyan paş guh dike u wek pelen daran xwe tave her ba (i bahoz edi ne zanin ku ewe di kujan kart u her kevir u daran keve u e bi her kijan le keve. Mimkune em hawa ji bihesibinin ku mirov an ji şeni bi zi:tnani xwe nepeyivi raste rast nikare eli bin pirs u mesuliyeta netewi keve. We deme ji mimkune ew mirov an ji civat di her xirabi u xeteran bigere ku hawa bu en cam ji xetere-felekete. Werin va hal u mercan em tu caran ji bira xwe neanin der u temami derfetan bikar binin hen pirr weşanan hen du se MED-TV an ava bikin, hiveşinin ı o u bimeşinin. Bi Kurdi fıkrin, bi Kurdi peyvin, zimani zikmaki ava ko k u ri ciken netewe ye. HERSİVA REXNEVANEN MIN Ez werim babeta rexneyan u arınanca xwe: Weki ku te zanin tu zirnan ji sedi sed temami bi peyven xweyen esli nine, di vir u wir re peyven biyani dikevin nav zimani zikmaki. Kedvan u zanyari heja Celadet Ali Bedirxan jiyana xwe bi temami ji bozimane Kurdi u çan da netewi bi kar ani u rabirt. Dinameyaxweye direje ku jim. Ke malpaşarenivisandiüşandidehadibe je: " Zimani tirkiji zimani Kurdi sezdeh hezar peyv hilgirtiye. Zimani Kurdi ji, 800 peyvgirtiye. Gel ek bahs e din jikirine unimunedayine.dikovarahawarudie din de ji gel ek ni vis e li bo zimen hen e. Çima hinek Kurden me zimani minme anamiş-felım nakin, te nageheşin? Cirki ku ez hatime Almanye virva geşti ku ji deste min hatiye ezi li ser zimani xwe difikirim, dixwinim u dinivisim. Dema ku helbesten xwe dinivisinim dixwazim li şune peyven biyani peyven Kurdi binivisinim. Peyven rast esli-jixwe u peyven biyani ezi ji hev hidiçinim. Ger ku di Kurmanci de peyveke keme ezi ji Sorani an ji ji Dimilki distinim. Lewra zimani Kurdi bi heft zaravayen xwe dewlemend u bi gelek devoken navceyiva deryake. Zirnaneki kur u fere u m eye. Zimani me hem dize, hem ji afrenderiye u zabune vane. Cotmeh-Mijdar-KanOn Arınanca mine rast u esas yek ji va ye, dixwazim devoken Kurmanci bihev bidim mitin u di nav hevda bişun bikim. Dema ku distirem, dipeyivim u dinisinim tu navçe u deweran nafikirim. Çel-çil milyani tinim hembera xwe U. bi hem u netewe va diaxivim. Kurmanciya mine 20 salan bere nikarim pe bi-

peyivim ü bistirem; hewl ü cada min li bo hemü Kurdistaniyane. HINEK NIMUNE JI KEMASIYAN Kemasiya rexnewana min vaye, yek: Kurdiya xwe peşva nabin. Du du; Kurmanciya xwe ya navçeyi ü devoken xwe biçük dibinin, difikirin. Sise: Baweriya wan bi wan nemaye an ji kem büye-kişiye. Çar: Naxwinin ü di malda bi zimanen biyani diaxivin. Penc: Qompleks di siruşta wan de peyda buye. şeş: Ii deruna xwe bi dür dikevin, ve gerin li zora wan te. Heft: Gelekketine le rasti li xwe neynin. Heşt: Şexsi xwe-yane kesatiya xwe li ber ü ser netewa dibinin. Fikra çewtiye " Ii min re çi" ji xwe ra dikin reber-şiar. Nehe: Xwe bi xwe Kurditiya xwe bi çuk dibinin, lewra ketine bin bandora dugeli cepel ü nijad kuje. Dehe: Huyi terali büyine, naxwinin, fere ü kur nafikrin, ji hevdü re hişk,ji neyar re seri nermin, ji bo netewe baweri zebünin. Yanzdehdevyek: Di ferqa bandora zimani zikmaki ü seha-hisa netewi ne ne ü ne di ferqa dewlemendiya zimen da ne. Sehen xwe bi zimani dayike bi xwedi nakin. Duwanzdeh-dewdu: Xwe bi kevneşopen-adeten dixapinin ü ruha xwe bi ruha dujmin avdidin. Ev ji wan li diji wan bi kar tine. Dixwazim li wir, ji bo zimani Kurdi, zarava ü devokan ji çavkaniyekl nimune bidim bi helbesteke bo ku him ji were zanin ev çavkani pirr giringe. Hün xwendewanen heja ba ne ji bir aninder be him tiştek nabe, hime netewa Kurd ji gelek kur ü zexme. Min çima hinek kemasiyen rexnevanen heja rez kirin? Di Kurdi de metelokek ha dibeje: " Bere di pesira xwe bigire" hemher tawanbar ü rexne kirin ıı Hejmar 6 Veger hem kareki başe, hem ji nezaniye. Çima başe? Ger ku rexneyen we ji bo çeyiya hemberi weye va başe. Çima nezanine? Ger ku we rexne kirin ba bi him bin ü ba ji rexneyen we feyde wer girtin, disa ger ku ev sirf rexnene ev hereketa nezanine. Li do re xwe binerin, hemü lekolinvanen Ewropeyi, Rusi ü Emeriqayi hatine li Rojhilata Navin lekolin kirine; bi taybeti ji li Kurdistan ü Mezopotamye. Li ser kok ü riçken civaten vir ü li ser raman ü olan ditinan sekinine. Lekolin lekolin lekolin kirine ü hen ji dikin. Çima? Lewra di vi ali da şehrezayiya MEDYA bilind biye, Babil, Aşür-Asur, Suryani, Keldani, Fars ü nijada Sami gelek hejati çekirine ü ava kirine. Ii sedi nod, din-ol, raman, ditin, fikir, filezofi di virde, li ser van erdan ji civaten ve xake hatine dere. Loma ev erda ü civat ü netewayen vi navçeyi cihane gelek gelek giringin ü mihimin. Navend,a Kurdistane aliyek heta deryaye Ege, aliyek ji ji Hindistan eva radibire ( Şehrezayiya İnka ü Nil e baxse vi babeti nin e le h elbet Şehrazayi-medeniyet dibin bandora hevdü de geş dibin) Enzan-Anzali (3000 sal BM)* Hindi Sanskriti Bengal1 orı:a Ordu Pakistan! Sinhall Gojratı: Manaran As arnı: Pal! Arya-Aryai Parsi Medya- Avesta Cotmeh-Mijdar-Kanün Harwı uıı: Sagh1 Kahlari Kurd1ya Nu-Soran! Pehlew1 Lor1 Dashtry Soranı Dery Kurmancı Zaolly Zaza-Dimill Zanz1 Lo lo * Çavkani: Tarixa Kurd Ct Kurdistan- Tarixa MerdCtx

Veger Hejmar 6 Ji ve dare ji 48 zirnan u zirave hatin der. Ji wan sise wenda bun, 45 jindarin u e ten peyivin. Ezi hejmara bi çukan ( devoken navçeyi) li wir nanivisim. Min na ve h emiyan di helbesteke de nivisi.*(ji ansiklopediya İslam) Plten Kurdi ye bi skaynire tekevin wir (eze skaniya bikim) ANZLİ, ARYA, AVESTA Zimane ewliye, zimane kewne, Zimane dayike, zimane dev me, Neqş u xemiliye, bi me re, tev me Anzli u Ansane him e Aryayi ü Arya ji anye gerdun se zirnan Madi, Avestayi bu dayka Kurdan Kurdya nu u Soraniye wi zernan Bilin d u direj bu de ma Aryayi Persya kevn, Hindi, Sanskrit, yek, dudu, sise Her yeki heft zirnan anin der li re İnsan zanyari bun, nuve kirin pe Jlln da ye jine çema Aryayi Lolo u Dimili-Zaza, Kurmanci Gorani, Lorani, Kelhor u Gili Netewa Kurde camer bi vana xwe di Heta nuha gihand rama aryayi Ji Persya kevn bun sagzi, zaoldü, Darayi, Pehlewi, Paşti, Saghadiyi, Herwyi, ewnane ew heft avayi, Bi van berdewame dema Aryayi Biraye sisemin ji Bavlelisik, ü hatye dinyaye bengali, lisik Ji agire mezin biriqin wek çiq Bi van giştanva xwe ma Aryayi ı ı Drya, Ordu, Pakistan, Pali Asami, Mahrati, Gojrati, Sinhali Hem u ji hevdune, nuha ji ewli Gulye xwe ajotin seva Aryayi Zede b un neviyen Anzli uansan Ji sinare Çine heta Kurdistan Heta çil u pence zarav zirnan Gel ek adaniye ko ma Arayayi Minci u paraci, talişi u Huri Gilaki, Nayni, Tati, Kumzari Vanesti, Şuxni, vanci, hunsari Ew hinek heline xema Aryayi Sangsari, Lazgirti, Mazandarani Bacalan, Talahedeşk, Farizandi Bargasta, Gazaman u Şamarzadi Logar, Kaniguram ava Aryayi Oseti, Yaxnabi, Şugni, Natanzi İşkaşmi, Vahi, Sivandi, Gazi Simnani u soyi, Beluci, Yazdi Ji zirnan en me re torna Aryayi İra hin wendane wek üroşart Bartengi, Roşani, Sarkoli, Tari Yazgulami tune, heye Ormari Se-çarek paline, çema Aryayi Vanane ek min bihistin u xwendin Here hen hene, le nizanim çendin Peywiste lekolin u çav legerandin Paydar u adaniye Aryayi Cotmeh-MIJdar-Kanün Temeli, bipeyve u binlvisin Zimane dayike ji giran vekin Ba Kurdi nepalin u nequrçimin Lewra binge xwe hime Aryayi 1990 0

Hejmar 6 Veger Diyarbakır'a Mektup Sevgili Hevalim; LEMANŞAHİN Buralardan gidişin neredeyse üçüncü yılını buluyor. Gittiğin gün daha dün gibi diyemeyeceğim; zira ardından senin, neler gördük neler, sen bilemezsin. Üzülmeyesin diye anlatmamışızdır sana biz bir çok şeyi, sayılı gün çabuk geçer gelir nasıl olsa diye. Geçmedi ve gelmedin sen oysa. Serince bir Haziran sabahı; sen buralardan giderken en fazla yaz aylarını çıkarır döner gelir denilmişti, kaç yaz geçti aradan? dönmedin. Gittiğinde çok ağlandı ardından senin, kısa zamanda dönmeyeceğin, dönemeyeceğin bilinircesine. Bir nevi sana akan o gözyaşları zaten ne zaman sonra geleceğini söylüyordu uğursuz sessiz akışlarında. Nitekim gelmen; çocuklarımızı göğertecek zamanlara erecek galiba. Sen giderken ardından senin benim ağlamam; bir sana değildi kuşkusuz. O gün ardından senin ben en çok bir yaz sonra dönmeyeceğine, dönemeyeceğine peşin peşin ağlıyordum. O gün ben senin, sizin için zaten yıllardır ağlamış olan ananın gözyaşlarından ziyade bana emanet ettiğin oğlunun da anasının ağlayacağına ağlıyordum. O gün ben bana bıraktığın bu iki emanetle senin sensizliğini onlara fazlaca hissettirmeden bu koca zamanı geçiştiremeyeceğime ağlıyordum. O gün ben ola ki seni bir daha göremeyeceğimizi onlara anlatamayacağıma ağlıyordum. Vel-hasıl bütün 'o gün' ler içerisinde, bütün alacaklara, peşin peşin, ben, benim de anam ağlaya ağlaya ağlıyordum... Değil ki sadece gidişinden ve birtakım emanetlerden dolayı, o günlerde bildiğin ve dahi bilmediğin bir yığın nedenden ötürü, hayatıının en zor günleriydi. Tam da birşeyleri yoluna koymak için; şu yeryüzünde benim için tapılası tek erkek olan oğlumdan bile ayrı kalmayı göze almışken, bana kendi canından içeri iki can, bana kendin için en kutsal erkeği; oğlunu ve kadını emanet edip gitmen olacak iş değildi Hevalım. Bilemiyorum bu gün, belki de olacak olan öyle mi olmalıydı? Belki de bizde emanetin kıyamete dek saklandığını ve sahip çıkıldığını bilemediğinden mi, yoksa bildiğinden mi, bilemiyorum gene... Sana çokca kızdığım o günlerden sonra bu gün ise gene aynı mevzuda belki de, bilemiyorum diyebildiğime göre aradan kızgınlığımı ve öfkemi törpüleyecek çok zaman geçmiş anlaşılan. Gene de seni bu gün o günden daha çok, daha iyi anlıyor olduğumu söyleyemem ama seni bu gün o güne nazaran sadece daha hoşgörüyle karşılıyorum. Belki de zamanın törpüsü asıl böylesi zamanlarda işe yarıyar. Törpülendikçe daha bir hoşgörülü oluyoruz Hevalım. Kısacası yaşlanıyoruz. Görmek istediğimiz, görmeyi umut ettiğimiz ve uğrunda sahip olduğumuz en 13 Cotmeh-MIJdar-KanOn

Veger Hejmar 6 değerli şeyleri feda ve dahi hayatımızı da feda etmeyi düşündüğümüz o düşü, o görkemli geleceği görmek için zamanımız giderek daralıyor. Belki de onun için yaşlandıkça tölerans sahibi oluyor insan, ne dersin?... Sen gideli iyi ve dahi kötü şeylerden çok şey oldu ama görüldüğü üzere kötülükleri hertaraf etmiş olarak, oturmuş sana mektup yazacak kadar iyiyiz. Şimdi biz iki yürekli kadınız, yanyana duran, iki yürekli anne, iki yürekli hacı, zora boyun eğmeyen ve eğmeyecek olan... Iki yiğit aslan parçası, tanrının bize uzanan iki eli gibi, iki oğul büyüttük gelecek büyük serüvene... Artık küçük Agit'in küçük diyemeyeceğin kadar büyüdü. Delikanlı oldu neredeyse. Halen sana çok benziyor. Büyüdükçe siması değişmedi, aksine, daha bir garip benzerlik arzetmeye başladı seninle. Bağrından kopup geldiği topraklara benziyor yüzü. Bozkır bakışlı bir oğlan oldu oğlun, sarı saçlarında altın başak taneleri olan. O senin çocukluğunun tozlu, topraklı sokaklarında oynadığın oyunları bütün bir yaşantına taşıdığın gibi; o da geleceğini, kendine benzeyen küçüklüğünde oynadığı oyunların üstüne kuracak kuşkusuz. İnsan toprağına benzer birazda dedikleri bu olsa gerek. Bir filiz ağaca durur, bir el saza vurur. Çalınan ritim ağıda vurur kendini, kimi zaman bir gelinin ağzından, halaya durur kimi zaman bir genç kızın ayağın dan... Ne kıyamet alametleri, ne de başka bir şey. Gene her zamanki taraftan kalktım yatağımdan ve yazmak geçti içimden sana. Birden aklıma gelen: 'vazgeçirmedi bizi hiçbir şey yolumuzdan, vazda geçiremeyecek' lafın oldu. Filozofik değil ama duygusal bir boyutu var bu lafının yanımda, okul yıllarından kalma... O yılları unutmuş olman mümkün değil Hevalım. Aradan yıllar geçmiş olsun, araya yollar girmiş olsun, aradan her ne kadar zaman geçmiş ise geçsin, unutulmaz öğrencilik anılan, isimleri ve yerleriyle beraber. Köprünün altından ne kadar kan akmış olursa olsun. Kuru kuruya pirinç pilavını ve yeşil salatayı unutmadığını biliyorum ve dahi Baba Hasan'ın başına getirdiğim olmaz işleri. Yazdığım olmadık senaryolar ertesi gün dilden dile dolaşırdı hani gerçekten olmuş gibi ve bu kuru iftiralara maruz kalan o sevgili dostların fellik fellik kimi aradıklarını. Dün gibi aklındadır eminim, aradan geçen onca zamana rağmen. Anılar güzeldir H evalım ve sahiplerini güzelleştirir çoğu zaman güzel olan yanlarıyla. Her ne kadar anarken insanın yüreği sıziasa da o geçip giden gençlik yıllarına. Zılgıtlarla ölen, zılgıtlarla dirilen bir yaşamın içinden gelmişiz birlikte. Ve birlikte durduğumuz halaylar geliyor şimdi aklıma ve birden elimde küçük Agit'in eli yeniden halaya duruyorum. Bu kez onun halasıyım ben, yoldaşı olmaktan ziyade babasının. Agit bana hala diyor ve onun bana her hala deyişinde; senden bir parça buluyorum kendimde ve kızkardeşin oluyorum her seferinde. içim acıyor sonra, ona sensizliği hisettirmemelere ve bir yanım incinik dalaşıyorum her gün. Ama olsun diyorum sonra; bize ineinmek de yakışır, yazdığımız destaniara ineinmek gibi ince bir sızıyla sahip çıkmak da. Bize böylesi yaraşır Hevalım. Yolumuz gelecek ve aydınlık günlere çıksın. Seni Agit ve Zilan için, seni kendim için, seni bütün sevdiklerin için; yattığın zindandan ve bozkır bakışlı gözlerin den öpüyorum. 0 14 Cotmeh-Mijdar-KanOn

Hejmar 6 Veger Mitoloji tarihi ve Kürtler Dr. CEMŞİD BENDER B u yazımızda MİTOLOJi TARİHİ üzerinde durmak istiyoruz. Dünyada her şeyin bir tarihi vardır. Tek bir insanında tarihi vardır, toplumlarında. Ayrıca insanın ve toplumlann yarattıkları, ürettikleri herşeyinde bir tarihi var. Maddi ve manevi değerlerinde bir tarihi vardır. O halde her zaman söylediğim gibi tarih öyle bir güçtür ki kavimlerin dağılıp gitmesini asimile olmalarını engeller. Bir kavmin birliğini, dirliğini korur ve geliştirir. Bakınız bu nasıl olur? Çünkü siyasal bir varlığa ulaşan kavimterin mutlaka sanat, kültür, gelenek, görenek, edebiyat, din, felsefe, folklor, müzik ve benzeri dallarda yazılı yada sözlü ürünleri, birikimleri vardır. Bütün bunlar o kavmin ulusal tarihi içinde yer alır. Yarattığı değer ölçüsünde de evrensel tarihin içinde de kendi patentiyle yer alabilir. Yani bu tür tarihi birikimler o kavmin kimliğini ortaya koyar. Daha doğru bir deyimle bu birikimler o kavme o halka kendine özgü bir kimlik kazandırır. O halde tarih bir kavim için çok önemlidir. Önemlidir çünkü, özgür ol-. manın ön koşulu da Tarih bilincine sahip olmaktan geçer. Bir kavmin bireylerini birbirleriyle kaynaştıran unsur- Cotıneh-MIJdar-KanOn

Veger Hejmar 6 lar bu tarih bilinci dir. İşte emperyalistler başka kavimleri sömürmek, onları kendi egemenlikleri altına almak için, hedef tahtasına aldıkları halklarda ilk önce bu tarih bilincini yok etmeye çalışırlar. Hedefe alınan halkın içinden bazı insanlarda kişisel çıkarları uğruna bu kampanyaya destek vermekten çekinmezler. Bir halkı tarih bilincinden yoksun etmenin en kestirme yolu o halkı başlaması, hayvanlaginlikleri sanat, müzik, edebiyat konferanslarımızda anlatmıştık Ancak bir halkın kültürünü belirleyen Kültür ve uygarlık tarihidir. Yani elimizden çekip alınan tarih işte bu tarihtir. Tarihi verilere baktığımzda Yunanlılar ve İsrailliler aradan 2500 yıl geçtikten sonra tekrar özgürlüklerine kavuşmalarını sağlayan etken kendilerine ait kültür ve uygarlık tarihleri olmuştur. Bizlerde demokratik haklarımızı elde etmek için eşit koşullarda bir arada barış içinde yaşayabilmek için kültür ve uygarlık tarihimizi incelemek, onu öğrenmek ve tanıtınakla yükümlüyüz. Dünyada herşeyin bir tarihi vardır dedik. İsterseniz konumuza açıklık getirmek amacıyla bir kaç örnek sayayım: Edebiyat tarihi, felsefe tarihi, tıp tarihi, spor tarihi, maliye tarihi daha lokal olarak sinema tarihi, pulculuk tarihi Tarııncılığın rın evcilleştirilmesi ve insanın mesken hayatına başlamasımn NEOLİTİK çağda gerçekleştiği bilim çevrelerince tik çağa 'Devrim Çağı' adı veriliyor. Dünyamızın arkeolojik haritasına bakıyoruz. Bu çağın başladığı en eski yöre kendi dilinden koparınakla sağlanır. Zaman içinde bu kavmin diğer tarihi zenvb... Bu örnekleri çoğaltabiliriz. İşte bu çerçevede Biz Kürt Mitoloji Tarihi üzerinde durmak istiyoruz. Ancak şimdi anlatacaklarımı yukarıda yaptığım açıklamaların çerçevesi içine oturtınanızı dilemekteyim. Yoksa doğrudan mitolojik zenginliklerimizi anlatmamızın üzerinizde fazla bir etkisi olmayabilir. Bu olguyu ortadan kaldırmak için ayrıca söyleyeceklerimiz var. O da şu: Bize göre mitolojinin kendisi ve tarihi halkımız açısından çok büyük önem taşımaktadır. Çünkü mitoloji, varlıklarıda çekip elinden alınır. Bu yüzden ezilen halklar için siyasi tarihten önce kültür ve uygarlık tarihi yok edilir. Siyasi tarihte önemlidir. Bunu daha once felsefenin ve dini inançların temel taşıdır. Dini inançların tümünün temelinde mitolojik unsurlar yer almıştır. Felsefe de öyle. Ka kabul ediliyor. Bu yüzden neo livimler neolitik çağda yerleşik düzene geçtiler. Bazı afetlerle (sel baskınları, yangınlar ve depremler) de mücadele etmek zorunda kaldılar. Bu gibi afetler yüzünden yaptıkları evleri yıkıldı. ZAGROS olarak kar- Tarlalarda ki ekinleri 16 yandı yada yada sel götürdü. Bu afetler doğa karşısın da insanı Tanrı inancına götürmüştür. Gökyüzünde şimşeklerin çakması, yıldırımların düşmesi ve toprağın sallanması insanları şu düşüneeye Cotmeh-Mijdar-Kanün götürdü; Bu kainatı yaratan bir sahibi var. Biz ona itaatsizlik etmişiz ki bu kötülüklere müstahak olduk. işte mitoloji bu noktadan itibaren başlar. Yani insanların yerleşik düzene geçmesi, hayvanları evcilleştirmesi ve tarıma başlaması. Tüm bilginler yalnız mitolojinin değil dillerin konuşulmaya başlanmasını da bu faktörlere bağlamışlardır. Buda çok doğaldır. Hem tarım işlerini yürütmek hemde tanrılardan özür di-

leyip onlara ibadet ve dua etmek için konuşmayı öğrenmek lazım. Yani bunların hepsi de birbirine bağlı. Biri olmazsa, diğeride olamaz. Bu bağlamda uygarlığın ne zaman başladığı yada bunun bir ünitesi, parçası olan mitolojik değerlerin ne zaman oluştuğu sorununu çözmek oldukça kolaylaşıyor. Bu özelliklerin yani tanıncılığın başlaması, hayvanların evcilleştirilmesi ve insanın mesken hayatına başlamasının NEOLİTİK çağda gerçekleştiği bilim çevrelerince kabul ediliyor. Bu yüzden Neolitik çağa 'Devrim Çağı' adı veriliyor. Dünyamızın arkeolajik haritasına bakıyoruz. Bu çağın başladığı en eski yöre ZAGROS olarak karşımıza çıkıyor. Demek ki Zagros halkları bu devrim çağını başlatmışlar. Mitolojik verilerde onların ürünleri oluyor. Zagros'un en eski halkı olarakta karşımıza evet en eski kavim olarak Gutiler ve Subariler çıkıyor. Hurrilerde bunların çocukları olarak tarih sahnesinde yer almışlardır. Neolitik çağın başlangıcını, son bulunan HALLAN ÇEM ile isa'dan önce 10.000'li yıllar olarak düşündüğümüzde günümüze göre 12.000 yıl gerilere gitmemiz gerekiyor. Bilinen ve bulunan bundan daha eskisi ortalıkta Neolitik çağı temsil eden bir başka site mevcut değil. Yapılan kazılara göre en eski neolitik çağ yerleri eskilikierine gore once Hallan Çem sonra Nevala Çori ve üçüncü sırada da karşımıza Çayönü çıkmaktadır. Peki bu siteler nerelerde ortaya çıktı? Hallan Çem Silvan'ın kuzeyinde, Nevala Çori Samsat ile Urfa arasında Çayönü ise Amed'in Erganisinde. Yani Kürt yerleşim merkezleri olan Zagros'ta. Hallan Çem için Profesör Dr. Mehrdad İzady, Yurtsever Gençlik dergisinde yayınlanan yazısında, uygarlık beşiği yukarı Mezopotamya son ortaya 17 Hejmar 6 Veger çıkan bu sitesiyle bir ilke daha imzasını attı, diyor. Kültür ve uygarlık verileri böylece bu yöremizde ortaya çıktı ve gelişti. Ancak aradan geçen zaman içinde insanlık sırasıyla Neolitik çağdan Kalkolitik çağa geçti. Kalkolitik çağ ise yerini tunç çağına, Tunç çağı da yerini antik çağın son çağı olan Demir çağına bıraktı. Burada bir parantez açıyoruz. Uygarlığın başlangıcı ile bu uygarlığın daha sonra ki çağlarda elde ettiği kazanımları ve ilerlemeleri bir biriyle karıştıramayız. Semitik halklar tarih sahnesine daha sonraki çağlarda çıkmışlardır. Sümerler ise Zagros yüeeltilerinden aşağı Mezopotamya ya inmişlerdir. Zagros'ta ki var olan kültür ve uygarlığı aşağı kesimlere taşımışlar, Cotmeh MIJdar-Kanün orada uygarlık ünitelerini geliştirmişler ve yaygınlaştırmışlardır. Tarih kronolojisinde Sümerlerin tarih sahnesine çıkışları Neolitik çağdan sonra gelen Kalkolitik çağa rastlar. Şöyleki, Hallan Çem, İsa'dan önce 10.000 li yıllarda var oldular. Oysa Sümerler isa'dan önce 4.000 li yıllarda yaşadılar ve siyasi

Veger Hejmar 6 tarihleri İsa'dan önce 2000 li yıllarda dan yayılmıştır. 1997 yılında da Türk son buldu. Başlangıcından ele alırsak basınında çıkan ve görüşümüzü takviarada 6.000 yıllık bir fark var. Asurlu'la- ye eden perçinleştiren son çalışmalarra gelince bu kavim ise İsa'dan önce dan ortaya çıkan sonuçlarla yukarıda 2.000 li yılların sonlarında ortaya çıktı yazdığımız düşüncelere haklılık kave İsa'dan önce 632 yılında siyasi erkle- zandıran bazı haberler üzerinde durrini yitirdiler. Asur medeniyetinin bü- mak istiyorum. yük bir bölümü Neolitik ve Kalkolitik Görüldüğü gibi sadece 1997 yılı içinve dahi Tunç çağına rastlamaz. En son de yapılan kazılar veya kil tablet çöolan Demir çağına rastlar. Ama bu ka- zümlerinden ortaya böyle sonuçlar vimler kendilerinden önce gelmiş olan çıkmıştır. Kürt yerleşim merkezlerinde kavimlerden mirasladıkları uygarlıkla- yapılan ve yapılmakta olan barajlar alrı elbette ki geliştirmiş ve genişletmiş- tında bine yakın site sular altında kallerdir. Buda aslında çok doğaldır. Bu dı. Bunların çoğu araştırılamadı. Bu noktada akla şu soru gelebilir....-:::;jjjjiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii;::,... arkeolajik çalışmalar ise tesa- Peki bu saydığımız antik düfen kalan bir kaç sitenin çağlar dünya planetinde Neolitik çağda bize sunduğu sonuçlarayrı ayrı coğrafyalarda başlayan etkinlikler dır. Bu açıklamamızdan mı yaşandı? Yani Neoli- Zagros coğrafyasına aittir. sonra şimdide Mitoloji tik çağ Zagros'ta orta- Oradan tüm çevreye deyimi üzerinde durya çıktı da onu takip mak istiyoruz. eden Kalkolitik çağ yayılmıştır. Mitoloji Mitos ve Amerika'da Asya'da Zagrosun ana Logos'tan oluşur. Mi- Afrikalılar'da mı gö- kavimlerinden olan Gutiler'in tos doğaüstü olayları rüldü? Bu sorunun çocukları Hurriler Kalkolitik insan düşüncesinin cevabı hayırdır. Çün- ve tunç çağında aynı çözümleyemediği ve kü Zagros'ta hiç ka- yöreden buzenginlikleri kendi akıl ve mantığıvimler eksik olmadı ve Anadolu'ya na göre yorumlar getirbu kavimler adı geçen aktardılar. diği doğa sorunlarını, Loçağların yenilerini de yine gos da bilgi, bilim, akıl gibi aynı coğrafyada ortaya koy- karşılıkları içerir. Mitoloji domuşlardır. Ancak orta ve yakın ğadaki herşeyi, tüm güçleri birer dönemler ise Aşağı Mezopotamya, Su- tanrı olarak algılar. Bu yüzden Tanrı ve riye, Filistin düzlüklerinde mekan tut- Tanrıça sayısı antik çağda 2400'ü bulmuştur. Her çağın geç orta ve yakın dö- muştur. Bu yüzden Tanrı ve Tanrıçalanemleri olduğunu unutmayalım. Her rm kendi aralarında yada insanlarla antik çağ döneminin başat ve en eski olan ilişkilerinde ki öyküleri anlatır. olanı daima Zagros yüceltilerinde or- Dünyanın yaratılışını, Tanrıların, intaya çıkmıştır. Yani Mitoloji tarihinin- sanların nasıl ortaya çıktıklarını açıklade bir başlangıcı vardır. Bu başlangıç yan efsanelere Mitoloji diyoruz. Mitocoğrafyası da Zagrostur. İlk kaynak bu- loji ayrıca Tanrılada Krallar arasındaki rasıdır. İlk Neolitik çağı takip eden ve öyküleride konu edinir. Efsanevi kahadlarını yukarıda sıraladığımız diğer ramanlara ait öyküler de Mitolojinin çağlarda ilk kez bu yörede yani Zag- malzemesidir. Mitoloji antik çağda inros'ta ortaya çıkmış ve çevreye bura- sanoğluna kainatın sırlarını, insanın 18 Cotmeb-Mijdar-Kanfin

niçin dünyaya geldiğini, ölümün nedenlerini, ahiret fikrini açıklayarak insanları ruhsal ve sosyal yönden rahatlatmaya yaradı. Bilimin o günlerde ne kadar ilkel olduğunu da düşünürseniz bu konuda bana hak verirsiniz. Mitoloji madem ki Tanrılar, Tanrıçalar arasında geçen efsanelere, ayrıca Tanrılarla, Kralların ilişkilerini açıklayan hikayelere dayandığına göre mitolojinin tarihi işte o zaman çok tanrılı dinlerin çıktığı döneme diğer bir deyişle tapınakların ortaya çıktığı tarihe bağlamak zorundayız. İşte bu bulgudan hareket edince mitolojinin, yazımn keşfinden en az 5-6 bin yıl eskilere gittiğini görmekteyiz. Aslında yazının keşfi deyimini kullanmamız yanlıştır. Çünkü yazı bir günde keşfedilmiş bir olay değildir. 2-3 bin yıllık bir zaman sürecine yayılmış ancak yaygın kullamlışı Sümerler zamanına rastlamıştır. Yaygın kullanımda atalarından mirasladığı gelişmelerle bu konuda Hurrilerin de büyük emek ve çabaları söz konusudur. Madem ki mitoloji yazının keşfinden çok önceleri ortaya çıktığına göre en eski mabetierin nerede bulunduğunu araştırmak bizi sağlam sonuçlara götürecektir. İlk malıetin Zagros'ta bulunmuş olduğunu hemen belirtelim. Çünkü Urfa ve Samsat arasında bulunan Nevala Çori'de tannlara kurban adamak için yapılmış bir SUNAK TAŞI ele geçti. Bu sitemiz İsa'dan önce 8600 ve 8200 yıllarına tarihtendiğine göre mitolojinin en eski tarihi bu tarihlerle başlatılabilir. Ancak Hallan Çem ve Demirtepe'de ki kazı sonuçları açıklandığında bu tarih daha eskilere de gidebilir. Yine Neolitik çağın yakın dönemine ait olan Çatalhöyük sitesinde ise 40 tapınak ortaya çıktı. Mabet deyip geçmeyelim, çünkü dinsel törenler, kurban adamalar, ilahi tarzında söyle- 19 Hejmar 6 Veger nen şiirsel yapılı şarkılar mabetierde oynanan oyunlar, danslar, teatral ri tüeller günümüzde ki şiirin, müziğin, raksın, tiyatronun ve diğer edebiyat ile sanat türlerinin ve resim, heykeltraşlık sanatının başlangıcı sayılır. İşte Neolitik çağda })aşlayan bu etkinlikler Zagros coğrafyasına aittir. Oradan tüm çevreye yayılmıştır. Zagrosun ana kavimlerinden olan Gutiler'in çocukları Hurriler Kalkolitik ve tunç çağında aym yöreden bu zenginlikleri Anadoluya aktardılar. Bu konuda Prof. Dr. Ali Dinçal Kuzey Mezopotamya halkı Hurrilerin bu yöreye ait kültür ve sanat etkinliklerini Anadolu toplumuna aktarmada aracı rolü oynadıklarını söylemektedir. Dinçal bununla da kalmaz. Ek olarak 'HURRİ KÜLTÜRÜNÜN HİTİT LER üzerindeki büyük etkilerinin var olduğunu açıklar. Yine aynı bilim adamı HURRİLER'in aktardıklan bazı mitolojik ögelerin YUNAN UYGARLIGI NA DA GEÇTiGiNi söyler. Dinçal bu görüşlerini Ekrem Akurgal başkanlığında çıkarılan 6 ciltlik 'Anadolu Uygarlıkları' adlı ansiklopedinin 1. cildinde açıklamaktadır. Ünlü sanat tarihçisi B. Hrozny'de Yukarı Mezopotamya uygarlığının etki alanının sadece Yunanistan'la sınırlı kalmadığım ASYA'daki indus vadisini yani Hint uygarlığını da etkilediğini şu sözleriyle vurgular 'YU KARl MEZOPOTAMYA'DAN HİNDİS TAN'A DAHA ÇOK TANRI VE TANRI ÇALAR İHRAÇ EDiLDi'. işte, kültürün ve sanatın çıkışı mitolojiyle ilgili olmasına ve içeriğinin de tanrı- tanrıça-kral Cotmeh-Mijdar-Kanun ilişkilerinin ürünü olduğu hatırlandiğında mitolojik ögelerin yalnız Yunanistan'a değil, Asya'da da Hindistan coğrafyasına Zagros'tan ulaştığı ortaya çıkar. Peki B. Hrozny bu konuda ortaya bir kanıt koymuş mu? Çünkü bu görüş çok çok önemli. Evet koymuş. Bu sanat

Veger Hejmar 6 tarihçisi Profesör Suriye'nin kuzeyin- dır. Uzmanlar Subaru-Hurrilerin Meden yani Zagros'tan insanların Hindis- zopotamya'nın en eski halklarından tan'a gitmiş olabileceklerini öne sürer. olduğunu öne sürmektedirler. İlk ihra Bunu kanıtlamak içinde bolluk ve be- ni tarihinde HURRİ unsurların etimoreketi sağlayan pişmiş topraktan yapıl- lojik alanda bu halkın dilini de etkilemış küçük boyuttaki ana-tanrıça hey- diği kesindir. Mezopotamya'lı Hurrikelciklerinin Prota-Hindistan merkez- ler'le ilişkide olmuş halklarca ifade lerinde bulunmuş olmasını örnek gös- edilmiş pek çok ülke adı gibi Kanaan terir. kelimesi küneiform yazıda ki gibi aynı Sanat tarihçisi araştırmacı Burhan takılan almaktadır. Semitik dillerin en Oğuz'da eski Hindistan tanrılarının bir eskisi olan İbranice'de ki tüm mabet çoğunun Hurri kökenli olduklarını dilinde geçen YAHVEF, YAHO'DA, YEaçıklar. HU'DA ADONAİ ve SADDİ gibi keli- Mitolojik ögelerin mabet uygarlı- melerin hepsi HURRİCEDİR. Peyğının Anadolu'ya, Yunanis-...-::::;;;iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii;;;;:~ gamber Musa başta olmak tan'a ve Hindistan'a Zag- üzere ona yakın tüm akraros'tan gitmiş olduğu ke- Peygamber balarının HURRİ isimleri sinleştiğine göre şimdi_ Musa başta olmak taşıdıkları görülmekteyanın etkileme yada balarının HURRİ isimleri ta- YAM, MAR, MiDYAN, de Aşağı Mezopotam- üzere ona yakın tüm akradir. GERSON, MARetkilenme açısından şıdıkları görülmektedir. GERdurumunu JERİCHO, JORDAN incel e- SON, MARYAM, MAR, MiDYAN, ve PARPAR gibi 'böy memize sıra geldi. JERİCHO, JORDAN ve PARPAR gi- lece gerek batıda gerekse Asya'da ve ge Bilindiği gibi bu yö- bi 'böylece gerek batıda gerekse relerde S ümerleri e Asya'da ve gerekse Aşağı Mezosemitik halklar yaşa- po taroya'da Zagros uygarlığıtamya'da Zagros uyrekse Aşağı Mezopomaktaydılar. HURRİ nın ve mitolojisinin büyük garlığının ve mitolojisinin büyük bir etki uygarlığının bu yöreleri de etkilediğini Prof. bir etki yaptığı ortaya yaptığı ortaya çıkıyor. North ile Robert Statlender çıkıyor. Antik çağ tarihçisi Ord. ortaya koydular. Bunlardan, Hurri dili ve uygarlığı alanında çeşitli Prof. Dr. Benno Landsberger de genel hatlarıyla uygarlığın orolarak eserler yazmış Hurroloji uzmanı taya çıkışında ZAGROS YÜCELTİLERİ isim yapmış olan Prof. Dr. R. North şunları söylüyor: İbranice dışında NİNVE BU BÖLGEDEYAŞAMlŞ HAK LARlN ÖNEMİNİ VE ÖNCÜLÜGÜNÜ beni israil'in Mısır'dan çıkışı sıra 'MEZOPOTAMYA'DA MEDENİYETİN sında şaşırtıcı miktarda dil konuştuğu DOGUŞU' adlı araştırmasında ortaya olası görülüyor. Bu karışık soruna Hurrileri göz önüne almadan yaklaşmak olanaklı değil. Bizim Hurri dediklerimiz Akad tabietlerinde SUBARUİ -SUkoymuştur. Baştan beri sözünü ettiğimiz Gutilerle, Hurrilerin Kürtlerin ataları olduğunu da vurgulayarak yazımızı noktalayalım. 0 Rİ diye geçiyor. Tel Arnama tabietleri arasında bulunan bir tanesi SUBARUİ (Bu yazı yazarın 1997 yılında Berlin diliyle yazılmıştır. Bu tabietin yazarı Üniversitesinde yapılan panelde sunduğu TUSRATTA adında ki MİTANNİ kralı- bildiriden alınmıştır.) 20 Cotmeh-Mijdar-Kaniin