KADINLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARINDA HİJYENİK ALIŞKANLIKLARLA İLGİLİ RİSK FAKTÖRLERİ



Benzer belgeler
İdrar Yolu Enfeksiyonu Geçiren Yaş Arası Kadınların Perine Bakımı Uygulamalarının İncelenmesi

İdrar Tahlilinde Mitler U Z. DR. B O R A ÇEKMEN ACIL Tı P K L I NIĞI O K MEYDANı E Ğ I T IM VE A R A Ş Tı R MA HASTA NESI S AĞ L ı K B ILIMLERI Ü

Hemşirelik Öğrencilerinin Vulva Sağlığına İlişkin Bilgilerinin Saptanması*

Malatya İli Fırat Sağlık Ocağı Bölgesinde Yaşayan Yaş Kadınların Genital Hijyen Davranışları

Jinokoloji Polikliniğine Başvuran Kadınlarda Genital Enfeksiyon Sıklığı ve Genital Hijyen Davranışları*

GENĠTAL AKINTI ġġkâyetġyle POLĠKLĠNĠĞE BAġVURAN KADINLARIN GENĠNAL HĠJYEN UYGULAMALARI*

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU

Toplum başlangıçlı Escherichia coli

GATA kadın hastalıkları ve doğum polikliniğine başvuran kadınların genital hijyen davranışları ve bu davranışların vajinal enfeksiyona etkisi

EL YIKAMA. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Funda Peker

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Dr. Aysun YALÇI Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi , ANKARA

PERİNE BAKIMI. Perine bakımında amaç; Hastayı gelişebilecek enfeksiyonlardan korumak, hastanın rahatlığını, konforunu, temizliğini sağlamaktır.

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI

Tekrarlayan Üriner Sistem Enfeksiyonlarına Yaklaşım. Dr.Adnan ŞİMŞİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

Tekrarlayan İdrar Yolu İnfeksiyonlarında Saptanan Risk Faktörleri. Risk Factors for Recurrent Urinary Tract Infections

JİNEKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN KADINLARIN GENİTAL HİJYEN DAVRANIŞLARI*

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU

An$biyo$k tüke$minde birinci basamakta sorunlar Aile hekimlerinin yaklaşımı

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

DOĞAL AİLE PLANLAMASI YÖNTEMLERİ

Doripenem: Klinik Uygulamadaki Yeri

Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi/Office Journal of the Turkish Nephrology, Association 1999;2:56-64

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

KADINLARIN GENİTAL HİJYEN DAVRANIŞLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

İdrar Yolu Enfeksiyonu Tanı. Dr. Z. Birsin Özçakar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji B.D.

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Üriner İnkontinans. Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu

Enfeksiyon Hastalıklarının Tanısında Sendromik Yaklaşımlar

ÖZGEÇMİŞ. Görevi Kurum Süre (Yıl -Yıl) Ebe İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Ürojinekoloji Bilim Dalı

KADINLAR VERİLEN PLANLI EĞİTİMİN GENİTAL HİJYEN DAVRANIŞLARINA ETKİSİ*

ISSN: e-journal of New World Sciences Academy 2010, Volume: 5, Number: 4, Article Number:1B0020

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Dr. Derya SEYMAN. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

18-49 Yaş Arası Kadınlarda Genital Hijyen Davranışları İle Genital Enfeksiyon Arasındaki İlişkinin İncelenmesi*

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

Kadın ve Erkek Psikiyatri Kapalı Servislerinde Fiziksel Tespit Uygulamasının Klinik Özelliklerle İlişkisi

Sivas İli Ana-Çocuk Sağlığı Merkezine Başvuran Kadınların Aile Planlaması Yöntem Tercihleri ve Etkileyen Faktörler

Dr. Duru Mıstanoğlu Özatağ DPÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

Servikal smearlerde RİA etkisinin incelenmesi

EL HİJYENİ. Hazırlayan: SELDA DEMİR Acıbadem Fulya Hastanesi 8. Kat Klinik Eğitim Hemşiresi

ARAŞTIRMA (Research Report)

ÖZGEÇMİŞ. 4. Görev Yerleri

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

TARİHÇE. 13 Kasım 1961 de; S.S.Y. Bakanlığı bünyesinde açıldı, 28 Ocak 1975 de; İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi ne

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

S A H A A R A Ş T I R M A S I

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

HASTALARIN HASTA GÜVENLİĞİ KONUSUNDAKİ

ANNELERİN FlTIGI OLAN 0-8 YAŞ GRUBU ÇOCUCA YAKLAŞıMı

BİR SAĞLIK MERKEZİ BÖLGESİNDEKİ GECEKONDULARDA YAŞAYAN KADINLARIN GENİTAL HİJYENE İLİŞKİN UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının

Evli Kadınların Genital Hijyen Davranışlarının Ürogenital Semptomlar ile İlişkisi

İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Hazırlayan: Esin Aydın Acıbadem Bodrum Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi

Hastane Çalışanlarının Cerrahi Alan Enfeksiyonlarının Önlenmesi ve Kontrolüne Yönelik Bilgi Durumunun Değerlendirilmesi

BOR BİLEŞENLERİ KULLANARAK ANTİMİKROBİYAL HİJYENİK YÜZEYLER VE ÜRÜNLER ELDE EDİLMESİ

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

KİŞİSEL HİJYEN VE UYGULAMALARI

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Hemşirelik yüksek okulu öğrencilerinin genital hijyen hakkındaki bilgi düzeylerinin ve davranışlarının değerlendirilmesi

Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi

Uluslararası Pencereden Enfeksiyon Kontrolü

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI. Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK

BEÜ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ENFEKSİYON KONTROL KOMİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ EBELİK LİSANS

İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin.

Hemşireliğin Kayıtlara Yansıyan Yüzü

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

ÖZGEÇMİŞ. I- Kişisel Bilgiler. II-Yabancı Dil. III-Eğitim: Doğum yeri ve tarihi : Ankara, 7 Şubat : Medical Park Bahçelievler Hastanesi

15-49 YAŞ EVLİ KADINLARIN ÜREME SAĞLIĞINI KORUYUCU TUTUMLARININ BELİRLENMESİ*

İNFEKSİYON KONTROLÜNDE YILIN MAKALELERİ

KESİTSEL ARAŞTIRMALAR

T.C. SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ EBELİK LİSANS PROGRAMI

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

HEMATOPOETİK KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYONUNDA HEMŞİRENİN ROLÜ. Nevin Çetin Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİT Ünitesi

ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ NDE HEMODİYALİZ KATETER ENFEKSİYONLARI

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ESKİŞEHİR ASKER HASTANESİ NDE HASTANE İNFEKSİYONU SÜRVEYANSI

ERGENLİKTE HİJYEN SAĞLIK VE KİŞİSEL BAKIM. Hazırlayan Okul Rehber Öğretmeni İrem YILDIRIM

DİABETES MELLİTUS LU KADINLARIN HİJYENİK ALIŞKANLIKLARI VE ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONU GÖRÜLME DURUMU

Genital hygiene practices of female students at first class in the Faculty of Health Sciences

Üriner inkontinanslı hastaların hastalığıyla başa çıkma yollarının incelenmesi

Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

Antibiyotiklerin Kullanımının Monitörizasyonu

HEMODİYALİZ HASTALARINDA PROKALSİTONİN VE C-REAKTİF PROTEİN DÜZEYLERİ NASIL YORUMLANMALIDIR?

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Transkript:

C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2000, 4 (2) KADINLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARINDA HİJYENİK ALIŞKANLIKLARLA İLGİLİ RİSK FAKTÖRLERİ A. Canan DEMİRBAĞ* ÖZET Bu çalışma, idrar yolu enfeksiyonu (İYE) tanısı konmuş kadınların risk faktörlerini belirlemek amacıyla Şubat-Mart 1998 tarihleri arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları-Doğum ve Üroloji Polikliniklerinde 220 kadın üzerinde yapılmış bir vaka-kontrol çalışmasıdır. Belirtilen tarihlerde polikliniklere başvuran 110 İYE'lu kadın vaka grubunu oluşturmuştur. Kontrol grubu polikliniklere başvuran İYE tanısı olmayan kadınlar arasından olasılıklı örneklem yöntemi ile vaka grubundaki kadınların yaş grubuna uygun olarak seçilmiştir. Çalışmada hasta ve kontrol grupları arasında düşük öyküsü (p=0.0000), kürtaj öyküsü (p=0.0129), iç çamaşırını yıkama türü (p=0.0000), devamlı arabezi kullanma (p=0.0046), idrar sonrası temizlik türü (p=0.0000), taharet şekli (p=0.0011), adet gününde kullanılan materyal (p=0.0163), aile planlaması kullanma (p=0.0060), cinsel ilişki sonrası vajen yıkama (p=0.0000) ile İYE arasında anlamlı bir bağ bulunmuştur. Anahtar Sözcükler: Kadınlar, idrar yolu enfeksiyonu, risk faktörleri SUMMARY Some risk factors related to hygienic habits in urinary tract enfection in women This is a case-control study realised in the Gynecology-Delivery and Urology outpatient clinic of the Medical Hospital of Karadeniz Technical University between February-March 1998. It was designed to determine the factors effecting the risk factors in the 110 women diagnosed urinary tracts infection out of 220 applicants. 110 women with urinary tract infection among those applying to the outpatient clinics it the period above formed the case group. The women in the control group were sellected among women who had applied to polyclinics and did not have urinary tract infection according to probability samples method based on the age of women. In this study, we found a significant relation between urinary tract infection and history of abortion (p=0.0129), washing type of underwear (p=0.0000), continious usage of hand-made material (p=0.0046), cleaning style after urine (p=0.0000), cleaning style of anal region (p=0.0011), used material during mensturation (p=0.0163), using family planning (p=0.006), washing of vagine after coitus (p=0.0000). Key Words: Women, urinary tract infection, risk factors GİRİŞ İdrar Yolu Enfeksiyonları (İYE) dünyanın her yerinde görülen önemli bir sağlık sorunudur. Tüm yaş gruplarında ve her iki cinste de ortaya çıkmakla beraber enfeksiyonun sıklığı yaş, cins ve zemin hazırlayan faktörlere göre değişmektedir (Topçu ve ark. 1996). Ülkemizde idrar yolu enfeksiyonu nedeniyle yılda 5 milyon reçete yazılmaktadır. Yazılan reçetelerin maliyeti sadece antibiyotik maliyeti olarak yaklaşık 500 milyar liradır. İYE görülme sıklığı açısından üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ikinci sırada yer almaktadır (Özsut 1991). A.B.D. de İYE nedeniyle hekime başvuru sayısı her yıl 5 milyon, İngiltere de her yıl 1 milyon civarında artmaktadır (Özsut 1991). Sağlıklı kadınlarda anüs, perine, vajen ve üretra kendilerine has ve birbirinden farklı bir mikrofloraya sahiptir. Birçok kadında seksüel yaşam biçimleri, korunma yolları ve kişisel hijyen ne olursa olsun İYE gelişmemektedir. İYE gelişebilmesi için mikroorganizmaların kolonize olması gerekir (Kunin 1994). Kadınlarda üretra kısadır, vajina ve rektuma yakındır. Bu nedenle mikroorganizmalar kolayca kolonize olurlar ve mesaneye girerler. Kadınların yaklaşık % * Öğr. Gör. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Trabzon 52

20 sinin yaşamları süresince en az bir kez İYE geçirdikleri görülmüştür. Hormonal, anatomik değişiklikler, seks yaşamı ve bazı hijyenik alışkanlıklar İYE gelişmesine yol açar (Erdil ve ark.1996). Yaygın olarak kullanılan bazı geleneksel veya yanlış alışkanlıklar (menstruasyon sırasında kullanılan materyal, cinsel ilişki sonrası vajenin temizlenmesi, tuvalet sonrası temizlik vb.) zaman zaman üriner enfeksiyonlara zemin hazırlamaktadır (Czerwinski 1996). Aynı zamanda kadınlarda üretranın erkeklere oranla daha kısa olması İYE riskini artırmaktadır (Özsut 1991). Bu kadar maliyet ve manevi rahatsızlık veren İYE evli kadınlarda daha fazla görülmektedir. Evli kadınların risk faktörleri (cinsel ilişki, coitus sonrası temizlik vb.) daha fazladır (Eşer ve ark. 1994). Sağlık ekibi, özellikle klinik ve sahada kadınlarla iç içe olan hemşireler İYE larının önlenmesine yönelik yapacakları sağlık eğitimi ile toplum sağlığının yükseltilmesine ve İYE larının tekrarlanmasını engellemeye önemli katkıda bulunacaklardır. Bu araştırmada Karadeniz Teknik Üniversitesi (K.T.Ü.) Farabi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği ile Üroloji Polikliniğine muayeneye gelen, idrar yolu enfeksiyonu olan evli kadınların risk faktörleri ile üriner enfeksiyon arasındaki bağlantı araştırılmıştır. YÖNTEM Araştırma, bir vaka-kontrol çalışması olarak 15 Şubat - 15 Mart 1998 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırmaya 220 kişi alınmıştır. Bunların 110'u İYE tanısı almış hasta ve 110'u polikliniklere diğer nedenlerle başvuran kadınlardan oluşmaktadır. K.T.Ü. Farabi Hastanesi Kadın Hastalıkları-Doğum ve Üroloji Polikliniklerine belirtilen tarihlerde başvuran İYE'lu kadın hastaların tümü vaka grubu olarak alınmıştır. Kontrol grubu, aynı tarihler arasında polikliniklere başvuran sosyoekonomik durum, eğitim ve yaş grupları yönünden eşleştirilmiş, İYE olmayan kadınlardan olasılıklı örneklem yöntemiyle vaka sayısına eşit sayıda seçilmiştir. Veriler anket yöntemi ile yüz-yüze görüşülerek toplanmıştır. Anketin dağıtımı öncesinde çalışmaya katılan kadınlardan önce izin alınmış, sonra çalışmaya katılmayı kabul edenlere soru formu uygulanmıştır. Anketteki sorular İYE yönünden risk faktörü olan, adet döneminde kullanılan ped türü, tuvaletten önce ve sonra el yıkama, dış genital organ temizleme şekli, kürtaj durumu, aile planlaması yöntemleri, cinsel ilişki sonrası temizlenme şekli ve çamaşırların yıkanma şekli gibi sorulardan oluşmuştur. Verilerin istatistiksel analizinde Kikare ve Fisher in Kesin Ki-kare testi uygulanmıştır. Ayrıca risk faktörleri için riskler (Odd s ratio) hesaplanmış % 95 güven aralığı ile ifade edilmiştir. BULGULAR Araştırmaya katılan vaka grubundaki hastaların yaş ortalaması 37.5±10.6 ve kontrol grubunun yaş ortalaması 34.6±8.8 dır ve hastaların yaşları 35-54 arasında değişmektedir. Vaka grubundaki kadınların % 56.4 ü 5 yıl ve altında eğitimli, % 14.5 i yüksek eğitimlidir. Kontrol grubunun ise % 50 si 5 yıl ve altı ve % 16.4 ü yüksek eğitimlidir. Eğitim yönünden iki grup arasında fark bulunmamıştır (p>0.05). İdrar yolu enfeksiyonuna yol açan risk faktörleri açısından bakıldığında, hastalarda düşük öyküsü varlığı % 91.8, kontrol grubunda ise % 17.3' dür (Tablo 1). Yani hastalardaki düşük öyküsünün kontrol grubuna göre anlamlı olarak fazla olduğu belirlenmiştir (p<0.001). Buradan çıkarılan istatistiksel sonuca göre, düşük öyküsü olanların, olmayanlara göre 53.8 kat daha fazla İYE'na yakalanma riskine sahip oldukları belirlenmiştir. Aynı durum diğer bir risk faktörü olan kürtaj olma durumunda da görülmektedir. Hastaların % 41.3'ünde kürtaj öyküsü bulunurken, kontrol grubunda ise kürtaj öyküsü oranı % 25.5 olarak belirlenmiştir ve aradaki fark anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Kürtaj öyküsü olanların olmayanlara göre İYE riski 2.06 (güven aralığı) kat daha fazladır. Kürtaj öyküsü olan 45 kadının % 40.0 ı kürtajdan sonra İYE için tedavi gördüklerini, kontrol grubunda kürtaj öyküsü olan 28 kadın ise kürtajdan sonra İYE için tedavi görmediklerini ifade etmişlerdir (p<0.001). Bu sonuçlar, İYE'nun oluşmasında düşük ve kürtajın risk faktörü olduğunu göstermektedir. Araştırmamızda hasta grubundaki kadınların % 60'ı devamlı ara bezi kullandığını belirtirken, kontrol grubunun % 40.9'u ara bezi kullandığını ifade etmiştir. Yani İYE'lu kadınlar anlamlı olarak daha fazla ara-bezi kullanmaktadır (p<0.01). Bez kullananların kullanmayanlara göre İYE riski 2.17 kat daha fazladır (% 95 güven aralığı 1.22-3.85). Her iki grup arasında kullanılan bez türü özelliğine göre anlamlı 53

bir farklılık ortaya çıkmamıştır (p>0.05). Hastaların % 57.8 i evde dikilmiş bez kullanırken, kontrol grubunun % 42.2 si evde dikilmiş bez kullandığını belirtmektedir. Hastaların % 80.9'u, kontrollerin ise % 58.1 i çamaşırlarını direkt olarak çamaşır makinesinde yıkadıklarını belirtmektedir. Bu durum hastaların İYE'na yakalanmasıyla yıkama şekli arasında anlamlı bir bağlantı olduğunu göstermektedir (p<0.001). Hasta ve kontrol grubunun idrar sonrası temizlenme durumları Tablo 1 de gösterilmiştir. Hastaların % 47.3'ü, kontrollerin % 14.5'i idrar sonrası temizliği için sabun kullanmakta idi (p<0.001). Aynı zamanda taharetlenme şekli de her iki grup arasında anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0.001). Yani hastaların % 45.5'i, kontrol grubundaki kadınların % 24.5'i arkadan-öne doğru taharetlendiklerini ifade etmiştir. İYE'na sahip kadınlar anlamlı olarak daha fazla arkadan öne taharet almaktadır. Çalışmamızda arkadan öne doğru taharet alanların İYE'na yakalanma riski 2.56 kat daha fazla bulunmuştur (% 95 güven aralığı 1.39-4.74). Çalışmada ayrıca hasta ve kontrol grubu arasında tuvaletten önce ve sonra el yıkama yönünden anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür (p>0.05). Hastaların % 68.2'si ve kontrol grubunun % 57.3'ü tuvaletten önce, hastaların % 99.1'i, kontrol grubunun ise % 100'ü tuvaletten sonra ellerini yıkadıklarını belirtmişlerdir. Her iki grup arasında tuvaletten önce el yıkama yönünden anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05). Adet gören kadınların adet gününde kullandıkları materyal ile İYE arasındaki bağlantı incelendiğinde, hasta grubundaki kadınların % 45.3'ünün, kontrol grubundaki kadınların ise % 28.7'sinin adet günlerinde evde dikilmiş bez kullandıkları, geri kalanların ise ped kullandıkları tespit edilmiştir (p<0.05). Adet döneminde bez kullanma İYE riskini 2.05 kat artırmaktadır (% 95 güven aralığı 1.09-3.87). Adet zamanında bez kullanan hastaların % 20 si bezlerini yıkayıp kaynattıklarını belirtirken, % 80.9'u direkt olarak çamaşır makinesinde yıkadıklarını ifade etmişlerdir. Bunun yanısıra kontrol grubunda çamaşır makinesi kullanma oranı % 58.1 olarak görülmüştür (Tablo 1). Çamaşırlarını değiştirme sıklığı ile ilgili olarak, hastaların % 96.5 i, kontrol grubunun % 97.3 ü çamaşırlarını her gün değiştirdiklerini ifade etmişlerdir. Araştırmada hasta ve kontrol grubu arasında herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanma durumuna göre anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir (p<0.01). Hastaların % 63.8'i, kontrollerin % 81.5'i bir aile planlaması yöntemi kullandığını ifade etmiştir. Kullanılan aile planlaması türü yönünden İYE oluşması her iki grupta anlamlı farklılık belirlenmemiştir (p>0.05). Aile planlaması yöntemi kullanan hastaların % 55.2'si kontrol grubunun % 45.5 i geri çekme, hastaların % 14.9'u kontrol grubunun % 15.9 u prezervatif, hastaların % 13.4'ü kontrol grubunun % 20.5 i spiral, hastaların % 11.9'u kontrol grubunun % 6.8 i tüp ligasyon yöntemini kullandığını ifade etmiştir. Araştırmaya alınan hasta grubunun cinsel ilişkiden sonra anlamlı olarak daha fazla vajen yıkadığını ifade etmiştir (p<0.001). Cinsel ilişkide bulunan hastaların % 68'i, kontrol grubunun % 13.6'sı ilişkiden sonra vajenlerini yıkadıklarını belirtmişlerdir. Tablo 1 genel olarak incelendiğinde tuvaletten sonra el yıkama dışındaki faktörlerle İYE arasında bağlantı olduğu belirlenmiş ve bu değişkenlerin İYE nu 2-3 kat artırdığı saptanmıştır. TARTIŞMA Bu araştırma 220 kadın üzerinde uygulanmıştır. Araştırmanın genel popülasyonunu 35-54 yaş arasındaki kişiler oluşturmaktadır. Pinnock ve Marshall (1997) yaptıkları çalışmada İYE'larının en fazla görüldüğü yaş grupları konusunda değişik oranlar belirtmektedir. İdrar yolu enfeksiyonunda farklı yaş grupları yönünden farklılık olmadığını belirtmişlerdir. Gibbons (1990), Stamm ve ark. (1980), Thampson ve Mc Farland (1989) yaptıkları araştırmalarında menopoz, evli olmak, daha önce İYE geçirmiş olmak veya hijyen eksikliği gibi faktörlerin farklı yaş gruplarında idrar yolu enfeksiyonuna neden olabileceğini ifade etmektedirler. Çalışmada düşük öyküsü ile İYE arasında anlamlı bir bağlantı olduğu tespit edilmiştir. Yani düşük öyküsü olanların olmayanlara göre 53.75 kat daha fazla İYE riskine sahip olduğunu belirlenmiştir (% 95 güven aralığı, 21.67-137.87). İYE oluşturan patojenlerin bazı vajinal işlemler sonucu, vajende koloniler oluşturduktan sonra sekonder olarak İYE oluşturdukları bazı çalışmalarda da ortaya konmuştur (Harold 1992, Özsut 1991, Özsut ve Çalangu 1996). 54

Tablo 1. Hasta ve kontrol grubu kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu oluşumunda etkili olabilecek bazı risk faktörlerinin dağılımı Risk faktörleri Hasta (n=110) Kontrol (n=110) p Odd s % 95 S % S % ratio Güven Ara. Düşük öyküsü varlığı 101 91.8 19 17.3 53.8 21.7-137.8 Kürtaj öyküsü varlığı Kürtaj sonrası İYE 45 18 41.3 40.0 28-25.5 - <.05 2.06 2.07 1.11-3.83 1.58-2.72 Devamlı ara bezi kullanma Tuvaletten önce el yıkama Tuvaletten sonra elyıkama 66 75 109 60.0 68.2 99.1 45 63 110 40.9 57.3 100.0 <.005 2.17 1.60 0.00 1.22-3.85 0.88-2.90 0.00-7.75 İdrar yaptıktan sonra 52 47.3 16 14.5 5.27 2.63-10.64 sabunla taharet Arkadan öne taharetlenme İdrar kaçırma öyküsü Adet sırasında evde dikilmiş bez kullanma Bezleri çamaşır mak. yıkama Aile planlaması kullanma Geri çekme Prezervatif RİA Tüp ligasyonu Cinsel ilişkiden sonra vajeni yıkama 50 38 43 89 67 37 10 9 8 68 45.5 34.5 45.3 80.9 63.8 55.2 14.9 13.4 11.9 61.8 83 16 29 64 88 40 14 18 6 15 24.5 14.5 28.7 58.1 81.5 45.5 15.9 20.5 6.8 13.6 <.05 2.56 3.10 2.05 3.05 0.40 0.89 0.69 0.46 1.36 10.25 1.39-4.74 1.52-6.38 1.09-3.87 1.59-5.86 0.20-0.79 0.49-1.60 0.27-1.74 0.18-1.14 0.41-4.60 5.03-21.18 Araştırmamızda kürtaj öyküsü ile İYE ilişkisi karşılaştırıldığında, kürtaj olma durumu ile İYE arasında anlamlı bir bağ olduğu ortaya çıkmıştır. Kürtaj sonrası iye geçirme durumu analiz edildiğinde ise hastaların % 40'ı kürtajdan sonra enfeksiyonun geliştiğini belirtmiş, kontrol grubunda ise böyle bir durumun hiç olmadığı belirlenmiştir. Yani, kürtaj öyküsü olanların olmayanlara göre İYE riski 2.17 kat daha fazla bulunmuştur (% 95 güven aralığı 1.11-3.83). Her cerrahi müdahalede olduğu gibi kürtaj sırasında da bir enfeksiyon riski vardır. Yapılan çalışmalar, İYE'nun sebeplerinin vajinaya bağlı işlemler ve bu işlemlerden sonra düzensiz kullanılan antibiyotikler olduğunu ortaya çıkarmaktadır (Stamm ve Hooton 1993). Vajinanın florasında meydana gelen değişiklikler, floranın mikroorganizmaya karşı direncini düşürmekte ve burada kolonize mikroorganizmalara sebep olmaktadır. Kolonize olan bu mikroorganizmalar ise İYE kaynağı durumundadır (Rupp ve ark. 1992, Stamm ve Hooton 1993). Aynı zamanda, İYE sonrası antibiotik tedavisinin doğru olarak kullanılmaması da enfeksiyonun tekrarlanma riskini arttırmaktadır (Topçu ve ark. 1996). Hastaların %34.5 inde, kontrol grubunun ise % 14.5 inde idrar kaçırma problemi olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, idrar kaçıran hastalarda çamaşırların devamlı kirlenmesi ve burada mikroorganizmaların kolayca üremesine ve üretradan yukarı çıkarak idrar yolu enfeksiyonuna neden olması ile ifade edilebilinir. Hastaların % 60'ı devamlı ara bezini geleneksel bir alışkanlık olarak kullandıklarını ve bu ara bezinin de % 73.8'inin evde dikilmiş olduğunu ifade etmişlerdir. Bez kullananların kullanmayanlara göre idrar yolu enfeksiyonu riski 2.17 kat daha fazla bulunmuştur (% 95 güven aralığı 1.22-3.85). İstatistiksel olarak da devamlı bez kullanmanın idrar yolu enfeksiyonu oluşması yönünden önemli bir risk faktörü olduğu bulunmuştur. Kadınlarda anatomik yapı itibari ile anüs, vajen ve üretra birbirine yakındır. Aslında bu üç organında mikroflorası farklıdır ve normalde bu flora kadında hastalık yapmaz. Ancak bu floranın yapısını bozan çeşitli etmenler vardır. Bunlardan en önemlisi hijyenik alışkanlıklarıdır (Smith ve Rancy 1976, Winberg ve ark. 1995). Her gün bez kullanılması normal florayı etkileyebilerek (bezin nemli kalması ve mikroorganizmaların kolayca üremesi gibi) idrar yolu enfeksiyonuna sebep 55

olabilir. Bez kullanan kadınlar aynı zamanda bezi sık değiştirmez ve kaynatarak temizleme yoluna gitmezler ise İYE olma riski daha da fazla yükselir. Winberg ve ark. (1995) yaptıkları çalışmalarında, kadınlarda meydana gelen İYE'nu kişilerin hijyen alışkanlıkları (el yıkama çamaşır temizliği, banyo ve tuvalet alışkanlığı vb.) ve mikroorganizma arasındaki ilişkiye bağlamışlardır. Mikroorganizmanın kadında kolonizasyonunu sağlayacak bölgeler vajen, rektum ve üretradır. Bu üç bölgenin korunmasını sağlayan iç çamaşırı kullanım şekli kolonizasyonun oluşumunda etkili bir faktördür (Eşer ve Khorsid 1994). Hastaların % 47.3'ü, kontrollerin % 14.5'i idrar sonrası temizliği için sabun kullandıklarını belirtmişlerdir. Bu konuda yapılan bir çalışmada (Çağlar 1986) perine bölgesinde meydana gelen herhangi bir yara veya çatlağın İYE'nu hazırlayıcı bir etken olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Bu yara ve çatlaklar mikroorganizmaların kolonize olabileceği en güzel ortamlardır. Perine bölgesinde bu duruma neden olan etmenlerden biri, perine bölgesinin kuruyarak yapısının bozulmasına ve çatlamasına sebep olan temizlik maddelerinin kullanılmasıdır ki, bunlardan en önemlisi sabundur (Çağlar 1986). Anüs florasında E.coli'nin büyük önemi vardır. Yapılan araştırmalarda (Fihn ve Stamm 1984, Foxman ve Frerichs 1985, Lacy 1978, Litta ve ark. 1995) İYE olgularının % 80'inde etken mikroorganizmanın E.coli olduğu saptanmıştır. Bu da rektumun İYE'nda kaynak olduğunu göstermektedir. Taharetin arkadan öne alınması gibi yanlış uygulamalar E.Coli'yi üretra ve vajene taşıyarak kolonizasyonuna sebebiyet verecektir. Aynı zamanda, üretranın dış üçte birinde daima kalın bağırsak florası bulunur ve kadının üretrasının kısa oluşu bu kolonilerin mesaneye ulaşmasına yatkınlık oluşturur (Dejuana ve Everett 1997, Fihn ve Stamm 1984, Foxman ve Frerichs 1985, Lacy 1978, Litta ve ark. 1995). Çalışmamızda hastaların % 45.5'inin ve kontrol grubundaki kadınların % 24.5'inin taharetlerini arkadan öne aldıkları ve bunun idrar yolu enfeksiyonu oluşmasında bağ olduğu tespit edilmiştir. Adet gününde kullanılan materyal ile İYE arasındaki ilişki analiz edildiğinde, hastaların % 45.3 ü adetliyken evde dikilmiş bez kullandıklarını ve % 80.9'u bu bezlerini çamaşır makinesi ile yıkadıklarını belirtmişlerdir. Parsons ında (1985) belirttiği gibi bazı alışkanlıklar İYE'na neden olmaktadır. Bu alışkanlıkların düzeltilmesiyle hastalık prevelansı azaltılabilir. Araştırmada aile planlaması kullanımı ile İYE arasında anlamlı bir bağlantı bulunmuştur. Hastalarda en çok kullanılan aile planlaması türü (% 55.2) geri çekme, (% 14.9) prezervatif, (% 13.4) spiraldir. Literatürde aile planlaması türü ile İYE arasında bağlantı olduğu bildirilmektedir. Hooton ve arkadaşları (1992) yaptıkları çalışmalarında, İYE'nun en yaygın sebeplerini sırasıyla diyafram, spermisid ve servikal başlık kullanımı olarak belirlemişlerdir. Ancak bizim çalışmamızda bu yöntemi kullananlara rastlamadık. Özsüt ise (1991) yaptığı çalışmada, özellikle aile planlaması yöntemi olarak diaframın kullanımı nedeniyle İYE'larında artış olduğunu, ancak doğru yöntemin (prezervatif, spiral) İYE'nu azalttığını söylemektedir. Çalışmamızda doğru yöntemi kullanan kadın sayısı fazladır. Bu konuda yapılan bir çalışmada (Parsons 1985) cinsel ilişki yoluyla bulaşan birçok hastalıklarda eşleri korumak amacıyla cinsel ilişki sırasında prezervatif önerilmektedir. Prezervatif, enfeksiyon zincirinde bulaşma yolunu engeller, böylece enfeksiyon oluşmaz. Prezervatifin kullanılması ile perinede vajene bağlı kolonizasyon engellenmiş olur. Böylece oluşabilecek İYE olasılığı ortadan kaldırılmış olur (Parson 1985). Bizim çalışmamızda doğru aile planlaması uygulamanın idrar yolu enfeksiyonlarını 0.40 kat azalttığı tespit edildi. Ancak bu koruyuculuğun kullanılan yöntem çeşitine bağlı olmadığı tespit edildi. Bu durum aile planlaması kullananların kişisel hijyenlerine daha çok önem veriyor olmaları ile açıklanabilir. Yapılan çalışmada cinsel ilişki sonrası vajen yıkama oranının hastalarda % 68, kontrol grubunda % 13.6 olduğu görülmüştür. Yaygın olarak kullanılan vajinal lavaj ve vajene kimyasal madde koyma sırasında olduğu gibi vajinal üretral açıklıktan vajen yıkama sırasında da üretral açıklığa ellerin de yardımıyla bakteri taşındığı düşünülebilinir (Bent ve ark. 1983, Schaeffer 1987, Scott ve ark. 1992). Donabedian (1995) yaptığı çalışmada antimikrobial ajanların vajene kullanımı sırasında İYE gelişme riskinin yüksek olduğunu söylemektedir. Shaffer ve ark (1982) İYE'nun oluşması sırasında gerek konağa, gerekse bakterilere ait pek çok faktörün rolü olduğunu unutmamak 56

gereği üzerinde önemle durmuşlardır. Çalışmamızda da görüldüğü gibi bu faktörlerden biri de vajen yıkama sırasındaki enfeksiyon zincirinin oluşturulmasıdır. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 1. Düşük yapma ve kürtaj olma ile İYE arasında bir bağ vardır. 2. İç çamaşırlarını çamaşır makinesinde yıkayan kadınlarda İYE na yakalanma daha fazladır. 3. Tuvaletten önce ve sonra el yıkama ile İYE arasında bir bağ belirlenememiştir. 4. Devamlı ara-bezi kullanma İYE'nu 2.17 kat artırmaktadır. 5. İdrar sonrası temizlenmede sabun kullananarın İYE oranı daha fazladır. 6. Rektumdan üretraya doğru taharet alma İYE artırmaktadır. 7. Adet gününde evde dikilmiş bez kullanmanın İYE riskini arttırdığı görülmüştür. 8. Aile planlaması yöntemlerini kullananlarda kullanmayanlara göre İYE riskinin 0.40 kat azaldığı analiz edilmiştir. 9. Cinsel ilişki sonrası vajen yıkama ile İYE arasında anlamlı bir bağ bulunmuştur. Çalışmamızda da görüldüğü üzere, kadınlarda birçok risk faktörü İYE oluşumunda etkili olmaktadır. Bir kez İYE geçiren kadınların tekrar İYE geçirme olasılığı oldukça yüksektir (Özsut 1991). Bu araştırma bize düşük öyküsü, kürtaj öyküsü, iç çamaşırların yıkanması, devamlı ara bezi kullanma, idrar sonrası temizlik, adet gününde kullanılan materyal, aile planlaması, cinsel ilişkiden sonra temizliğin İYE nda risk faktörü olduklarını göstermiştir. Kliniklerde yüksek olan İYE prevalansı kadınlara doğru hijyenik alışkanlıklar kazandırılarak veya başka bir deyişle risk faktörleri yok edilmeye çalışılarak azaltılabilinir. Bu alışkanlıkları kadınlara kazandırmak veya var olan yanlış alışkanlıkları düzeltmek hem halk sağlığı hem de klinik çalışmalar süresince sağlık ekibi tarafından gerçekleştirilebilinir. Özellikle birinci basamak sağlık hizmeti kuruluşlarında çalışan halk sağlığı hemşirleri bu konuda önemli konumdadırlar. Halk sağlığı ekibi içerisinde yer alan hemşireler sağlıklı ve risk grubundaki kadınlara İYE'ndan korunma konusunda eğitim yapmalıdırlar. Ayrıca radyo, televizyon, gazete ve dergilerin İYE ve İYE'ndan korunma konusunda halkı aydınlatacak yayınlar yapmaları başarıyı arttırıcı etkiye sahip olacaktır. KAYNAKLAR Bent AE, Richardson DA, Ostegard DR (1983) Diagnosis of lower urinary tract disorders in postmenapausal patients, Am J Obst Gynecol, 145: 218. Czerwinski B (1996) Adult feminine hygine practices, Nursing Research, 9(3):123-129. Çağlar Ş (1986) Klinik Nefroloji. 2. baskı, Ankara, Medikal Yayınları, s.221-222. Eşer İ, Khorsid L (1994) İdrar yolu enfeksiyonu tanısı konmuş kadınlarda hijyenik alışkanlıkların incelenmesi. 3. Ulusal Hemşirelik Kongresi Kitabı, Cumhuriyet Üniv. Yayını, s.19-29. Gibbons P (1990) Cystitis in the sexually active female, Nursing Times, 86(2):33-35. Harold C (1992) Urinary tract infections, Am J Med, 6 (suppl.):92. Hooton TM ve ark. (1992) A prospective study of risk factors for symptomatic urinary tract infection in young women, North English Journal of Medicine, 335(7):468-474. Dejuana CP, Everett JC Jr (1977) Interstitial cystitis: experience and review of recent literature, Urology, 10:325. Donabedian H ve ark. (1995) Prevention of subsequent urinary tract infections in women by the use of anti-adherence antimicrobial agents, Journal of Antimicrobial Chemother, 35(3):409-420. Erdil F, Elbaş N (1996) Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği, Ankara, Kaya Matbaacılık, s.392. Fihn SD, Stamm WE (1984) Interpretation and comparison of treatment studies for uncomplicated urinary tract infections in women, Am J Medicine, 76(5):148-154. Foxman B, Frerichs RR (1985) Epidemiology of urinary tract infection: diet, clothing and urination habits, Am J Publich Health, 75(11):1314-1317. Kunin C (1994) Urinary tract infections in females, Clinical Infectious Diseases, 18:1-12. Lacy SS (1978) Urinary tract infection. Gynecologic and Obstetric Urology, Philadelphia, WB Saunders, s.301. Litta P ve ark. (1995) Risk factors for complicating infections after cesarean section, Clinic-Exp- Obstetric-Gynecology, 22(1):71-75. 57

Özsut H (1991) Üriner sistem infeksiyonları: Genel ilkeler ve tanı yaklaşımı, Klimik Dergisi, 4:3. Özsut H, Çalangu S (1996) İnfeksiyon Hastalıkları. Ankara, Nobel Tıp Kitapevleri, s.920-922.parsons CL (1985) Urinary tract infections in female patient, Urology Clinic North America, 12: 355. Pinnock C, Marshall VR (1997) Troublesome lower urinary tract symptoms in the community: a prevalence study, Medical Journal, 167(2):72-75. Rupp ME, Soper DE, Archer GL (1992) Colonization of the female genital tract with S. Saprophytıcus, J Clin Microbiol, 30:2975-2979. Schaeffer AJ (1987) Urinary tract infection, Infection Disease of Clinic North America, 1:875. Scott JR ve ark. (1992) Obstetrics and Gynecology (Çev. S Erez ve R. Erez). İstanbul, Yüce Yayınları, s.1117-1118. Shafer MAB ve ark. (1982) Acute salphingitis in the adolescent female, Journal of Pediatric, 100(339): 50. Smith DR, Rancy FL Jr (1976) Radiculitis distress as a mimic of renal pain, Journal of Urology, 116-269. Stamm WE ve ark. (1980) Causes of the acute urethral syndrome in women, North English Medical Journal, 303-409. Stamm, Hooton TM (1993) Management of urinary tract infections in adults: North English Medical Journal, 1328-1329. Thampson JM, McFarland GK (1989) Urinary Tract Infection. Toronto, The C.V. Mosby Company, s.1107. Topcu A ve ark. (1996) Enfeksiyon Hastalıkları. Ankara, Nobel Tıp Kitapevleri, s.924. Winberg J ve ark. (1995) The PapG-adhes in the tip of P-fimbriae provides E. Coli with a competitive edge in experimental bladder infections of cynomolgus monkeys, Journal Experimental Medicine, 182(6):1695-702. 58