bugün Almanya da ceza soruşturmasının zafiyete uğradığından bahsetmek veya Almanya da soruşturma yürütülemediğini iddia etmek ise mümkün değildir.

Benzer belgeler
ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Yrd. Doç. Dr. Selman DURSUN. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

OHAL KAPSAMINDAKİ SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMALARDA AVUKATLARIN SAVUNMA HAKLARININ KISITLANMASI KONULU ARAMA KONFERANSI SONUÇ RAPORU

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemelerinin Tarihi Gelişimi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR TUNCAY YAZICI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/735)

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

MURAT EĞİTİM KURUMLARI

SEYFULLAH TOSUN ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURUDA MASUMİYET KARİNESİ

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Av. Ülkercan Özbey İlhan Ankara Barosu CMK ve Gelincik Merkezi Üyesi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

5. A. TELEFON DİNLEMELERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

10 Mart 2016 Perşembe Günü Saat 09:30'da Yapılan Mahkeme Toplantısında Görüşülen Dosyalar ve Sonuçları BİRİNCİ BÖLÜM

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

SANIĞIN TEMYİZ AŞAMASINDAKİ TUTUKLULUK HALİNİN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI IŞIĞINDA İFADE ETTİĞİ ANLAM VE BUNUN İÇ HUKUKUMUZDAKİ YANSIMASI:

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA TUTUKLAMA

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

MADDE GEREKÇELERİ MADDE

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

İktisat Bölümü CEZA USUL HUKUKU BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU 2016 / 2017 ÖĞRETİM YILI BÜTÜNLEME SINAVI OLAY ÇÖZÜMÜ

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

1.1 TANIŞMA - DOSYA İNCELEME - GÖRÜŞME

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

TUTUKLULUK TANIMI VE YASAMA DOKUNULMAZLIĞI HAKKINDA BİLGİ NOTU

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

Kanuni (Doğal) Hakim İlkesi Hakimlerin Tarafsızlığı Genel Olarak Hakimin Davaya Bakmasının Yasak Olduğu

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

İKİNCİ BÖLÜM Adayların Çalışma Esasları, Staj Süresi, Staj Mahkemelerinin Tespiti

MADDE 2 : Bu Yönetmelik, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince müdafi veya vekil görevlendirilmesi ile bu kişilere yapılacak ödemeleri kapsar.

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

İstinaf Kanun Yolu ile Temyiz Kanun Yolu Arasındaki Fark Nedir? Hukuk Davası İçin İstinaf Mahkemesine Başvuru Şartları

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR ŞEHRİBAN COŞKUN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası:2014/11376)

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

DERS 15: Adli Bilişim

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

GENEL ANALİZ. Konu: AİHM Demirtaş Kararı. A. Genel Olarak AİHM Kararlarının Niteliği:

İsmail ERCAN THEMIS CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

T.C. HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

BİRİNCİ KİTAP DENETİM MEKANİZMASI (KURUMSAL HÜKÜMLER) BirinciBölüm GİRİŞ

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Yuvarlak Masa Toplantısı: Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruda Öne Çıkan Sorunlar. PROGRAM Ekim 2017 Gaziantep Divan Otel

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI İNCELEMESİ MAHMUT ÖZ-TÜRKİYE DAVASI

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler

İSTANBUL 10. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891)

T U T U K L A M A v e T U T U K L A M A S Ü R E L E R İ

T.C. ANAYASA MAHKEMESİ

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

CEZA MUHAKEMESİNDE SES VE GÖRÜNTÜ BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. (Resmi Gazete: 20 Eylül 2011, sayı: 28060) BİRİNCİ BÖLÜM

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI

Nurcan YILMAZ ÖZEL ADİL YARGILANMA HAKKI KRİTERLERİNİN TÜRK İDARİ YARGILAMA HUKUKU AÇISINDAN MUHTEMEL VE GERÇEKLEŞEN ETKİLERİ

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2014/9315 Karar No : 2015/9212

İsmail ERCAN THEMIS CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

Sayı: 27/2013 İYİ İDARE YASASI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ GENEL KURUL KARAR N.B.B. BAŞVURUSU (2) (Başvuru Numarası: 2014/17143) R.G. Tarih ve Sayı: 22/3/

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

Transkript:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Başkanlığı nın daveti üzerine Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2282) görüşmelerine Birliğimizi temsilen Hukuk İşleri Müdür Yardımcısı Av. Ekim ERGÜN katılmış ve aşağıdaki görüş sunulmuştur: 6 Mart 2014 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanan, 6526 sayılı Kanunla, müdafiin dosya içeriğini incelemesi ve belgelerden örnek almasının, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebileceği durumlarda sulh ceza hakimi kararıyla kısıtlanabileceğine ilişkin Ceza Muhakemesi Kanunu nun 153. maddesindeki hüküm yürürlükten kaldırılmıştır. Adalet Komisyonu tarafından demokratikleşme ve temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alınması amacının gerçekleştirilmesinde önemli bir aşama olarak görülen bu değişiklik, iddia ve savunma makamları arasında, iddia ve savunma faaliyetinin gereği gibi yapılmasına engel olacak ayırımlar yapılması; örneğin iddia makamının bildiği bir delili savunma makamının bilmemesi, silâhların eşitliği olarak bilinen ilkeye aykırılık teşkil etmektedir. Silâhların eşitliği, savunma makamının bir hukuk devletinde kendisine tanınmış bulunan hakları etkin bir şekilde kullanabilmesi anlamına gelmektedir. Bu ilkenin daha etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesi amacıyla Ceza Muhakemesi Kanununun 153 üncü maddesinde önemli bir değişiklik yapılmaktadır. Söz konusu maddeye göre müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilmektedir. Teklifle, söz konusu hüküm yürürlükten kaldırılmakta ve müdafiin soruşturma evresinde hiçbir kısıtlama olmaksızın dosya içeriğini inceleyebilmesi ve istediği belgelerden örnek alabilmesi sağlanmaktadır. şeklinde gerekçelendirilmiştir. 6526 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten dört ay sonra, 2/2282 Esas Numaralı Kanun Teklifi ile, Ceza Muhakemesi Kanunu nun 153. maddesinin mülga ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının tekrar yürürlüğe girmesi önerilmiştir. Gerekçe ise yürütülen bir soruşturmanın her aşamasında müdafiin bir dilekçeyle tüm dosyanın fotokopisine ulaşabilmesi, yeterli delil toplanmadan dosyadaki tüm delillerin deşifre olması, şüphelilerin kaçması, soruşturmanın sonuçsuz kalması Alman Ceza Usul Kanunu nun 147. maddesinde de bu esasın kabul edilmesidir. 1

Her ne kadar teklifin gerekçesinde soruşturma dosyasındaki tüm delillerin deşifre olduğu bu nedenle soruşturmaların yürütülemediği belirtilmiş ise de, günümüz soruşturmalarında adeta neredeyse tek delil elde etme yöntemi olarak sıklıkla kullanılan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması işlemleri Ceza Muhakemesi Kanunu nun 135. maddesinin 6. fıkrası uyarınca tedbir süresince gizli tutulmakta ve soruşturma dosyasına girmemektedir. Strafprozeßordnung (StPO) siyasal sisteme bağlı olarak geçirdiği değişikliklerle birlikte 1 Şubat 1877 tarihinden bu yana Almanya da yürürlüktedir ve gerçekten soruşturmanın amacının tehlikeye girebileceği gerekçesiyle müdafiin dosya içeriğini inceleme yetkisinin kısıtlanabileceğine ilişkin bir hüküm, StPO nun 147. maddesinin ikinci fıkrasında mevcuttur. Ancak bu hükmün uygulanması bir istisna olup Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin konuya ilişkin olarak vermiş olduğu kararlar neticesinde neredeyse 2001 yılından beri uygulanmamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin Lamy / Belçika kararına göre, olayların gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuata göre tutuklu kişi mahkeme önüne çıkarılmadan önceki iki gün boyunca soruşturma dosyası, mahkeme kaleminde şüphelinin müdafiinin incelemesine açık bulundurulmalıdır. Bu hükme dayanılarak dosya tutukluluğunun ilk 30 günü boyunca Lamy nin avukatına gösterilmemiş, ancak hakkındaki tutuklama kararı gözden geçirilmek üzere mahkeme önüne çıkarılmadan önceki 48 saat boyunca incelemeye hazır tutulmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, mahkemenin tutukluluğun kaldırılması veya devamına karar verileceği yargılamanın bu aşamasında başvurucu tarafından dosya içeriğine erişimin vazgeçilemez olduğu sonucuna varmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne göre dosyadaki belgelerin incelenmesi etkin bir biçimde tutuklama kararının hukuka uygunluğuna itiraz edebilmek için zorunludur. Savcı tüm dosya içeriği hakkında bilgi sahibiyken müdafiin dosya içeriğine duruşmadan kısa bir süre önce ulaşabilmesi silahların eşitliği ilkesine aykırı bulunmuştur ve bu cihetle de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 5-4 ün ihlaline karar verilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin dosyadaki kısıtlılıkla ilgili vermiş olduğu önemli bir diğer karar da Schöps / Almanya kararıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2

özgürlüğü kısıtlanan kişinin avukatının müvekkilinin tutuklanmasının hukuka uygunluğuna etkin bir şekilde itiraz etmesi için incelemesi zorunlu olan soruşturma dosyasına erişiminin engellenmesi halinde silahların eşitliği ilkesinden bahsedilemeyeceği sonucuna varmıştır. Özgürlüğün kısıtlanmasının kişinin temel hakları üzerindeki sonuçları göz önüne alındığında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 5/4 kapsamında izlenecek usul, soruşturmanın koşulları elverdiği ölçüde, çelişmeli yargılama gibi adil bir yargılamanın temel gerekliliklerine saygı göstermelidir. Bu sebeple Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, soruşturma dosyasının istediği anda müdafiin incelemesine hazır bulundurulmamasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ne aykırı bulmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin, Garcia Alva / Almanya kararına göre hakkındaki suçlamalar kendisine bildirilen bir kişinin bu suçlamaların dayandığı delillerden haberdar olmadıkça böyle bir karara karşı koyabilmesi olası değildir. Şüpheli, ulaşmak istediği delillerin savunması ile alakası olduğu kanıtlayabilip kanıtlayamadığına bakılmaksızın her türlü beyana ve diğer delillere ulaşabilmelidir. Mahkeme bu kararında ceza soruşturmalarının etkin bir biçimde yürütülebilmesinin soruşturma esnasında elde edilen bilgilerin bir kısmının şüphelilerin bu bilgileri değiştirmesi ve adaletin işleyişini engellemesi tehlikesine karşı gizli tutulabileceğini kabul etmiştir. Ne var ki bu meşru amaca ulaşmak için savunma haklarının özüne dokunan kısıtlamalara gidilemeyecektir. Bu sebeple de tutukluluk halinin hukuka uygunluğunun denetimi için gerekli olan bilgiler, münasip bir biçimde şüphelinin avukatının incelemesine hazır bulundurulmalıdır. StPO m.147/2 ye göre soruşturmanın amacını tehlikeye atacaksa müdafiin dosyayı incelemesi engellenebilirse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, başvurucunun tutuklanmasında esas alınan bir tanığın beyanının meşru kamu menfaati nin bunu gerektirdiğinden ve hile yapılması riski bulunduğundan bahisle gizli tutulmasını ve başvurucuya sadece sözlü olarak bu beyanın içeriğinin bildirilmiş bulunmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.5/4 e aykırı bulmuştur. Bu kararlarla birlikte Alman Ceza Usul Kanunu nda herhangi bir değişiklik yapılmadan, Alman uygulayıcılar, uygulamalarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını esas almışlardır. Hatta bu kapsamda dosya içeriğinin bırakın müdafiden gizlenmesini, soruşturmada savcı ve müdafi bilirkişiyi birlikte seçmekte ve hatta bilirkişiye sorulacak soruları bile birlikte hazırlamaktadırlar. Hal böyleyken 3

bugün Almanya da ceza soruşturmasının zafiyete uğradığından bahsetmek veya Almanya da soruşturma yürütülemediğini iddia etmek ise mümkün değildir. Silahların eşitliği ilkesine göre iddia ve savunma makamlarının eşit haklardan yararlanmaları, taraflardan birine tanınan hakların, diğerine de aynen tanınması gerekmektedir. Bu durum, savunma hakkının gerçekten hakkıyla yapılmasının zorunlu bir gereğidir. Soruşturma aşamasında müdafiin dosya içeriğini incelemesinin engellenmesi savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu nun 153. maddesinin mülga ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükte iken savunma hakkını yok edecek şekilde uygulanmıştır. Soruşturma dosyasında gizlilik kararını sulh ceza hakiminden talep edecek savcının talebinde soruşturmanın amacının neden tehlikede olduğunu gerekçelendirmesi gerekirken, bu gerekçelendirmeyi yapmadan matbu taleplerde bulundukları buna rağmen hakimlerin ise savcı istedi ya da ayıp olmasın gibi nedenlerle dosyalarda kısıtlama kararları verdikleri sıklıkla gözlemlenmekteydi. Ceza Muhakemesi Kanunu nun 153. maddesinin mülga ikinci fıkrasının kötüye uygulandığı çok sayıda örnek olmakla birlikte Reyhanlı patlamalarına ilişkin Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi nin 2013/584 D. İş nolu kararının hüküm fıkrası aynen şu şekildedir: Reyhanlı Cumhuriyet Başsavcılığının TALEBİNİN KABULÜ İLE; 11.05.2013 tarihinde Reyhanlı ilçesinde meydana gelen ve pek çok kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden olan patlama ile ilgili söz konusu soruşturmaya ilişkin ve dosya ve soruşturma kapsamı içinde kalan olay yerine ve olayda ölen ve yaralananlara ilişkin ve olay içeriğine ilişkin her türlü sesli ve görüntülü, yazılı ve görsel medyadaki yayınlar ile internet ortamındaki bu kapsamdaki bilgilerin CMK md. 153 vd maddeleri gereğince YAYINLANMASININ VE GÖSTERİLMESİNİN YASAKLANMASINA, Kamuoyunda ÇHD davası olarak bilinen aralarında Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı nın da bulunduğu ÇHD üyesi 9 avukat, 21 Ocak 2013 tarihinde tutuklanmış, 19 Temmuz 2013 tarihinde ise iddianame mahkeme tarafından kabul edilmiştir. Soruşturma dosyasında gizlilik kararı verildiği için sanık sıfatı taşıyan 9 u tutuklu 22 avukat soruşturma dosyasında yer alan delilleri ancak 19 Temmuz 2013 tarihinde inceleyebilmişler hatta neredeyse 6 ay boyunca 9 avukat neden tutuklu olduklarını bile anlayamamışlardır. 4

Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanunu nun 153. maddesinin mülga ikinci fıkrasında yer alan düzenleme nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye aleyhine çok sayıda ihlal kararı vermiştir. (örneğin Erkan İnan / Türkiye, Sarar / Türkiye kararları) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin Ceviz / Türkiye kararının konuya ilişkin kısmı şöyledir: Sözleşmenin 5. maddesinin 4. paragrafı uyarınca tutukluluğa itirazı değerlendiren mahkemede tarafların, yani savcı ve sanığın eşitliğini teminen tarafların davaya katılma hakkına itina gösterilmesi gerektiğini hatırlatmaktadır. Eğer müdafi, müvekkilinin tutukluluğunun hukukiliğine etkili biçimde itiraz edebilmesi için önem arz eden dosya içeriğini inceleme hakkından mahrum bırakılıyorsa, tarafların eşitliği sağlanmamış demektir (örneğin bkz. Lamy v. Belçika, 30 Mart 1989, paragraf. 29, seri A no 151, Nikolova v. Bulgaristan [BD], no 31195/96, paragraf. 58, AİHM 1999-II, Schöps v. Almanya, no 25116/94, paragraf. 44, AİHM 2001-I, Lietzow v. Almanya, no 24479/94, paragraf. 44, AİHM 2001-I ve Mooren v. Almanya [BD], no 11364/03, paragraf. 124, 9 Temmuz 2009). AİHM, somut olayda hâkimin 29 Mayıs 2007 tarihinde CMK madde 153/2 uyarınca başvuranın ve avukatının dosyaya erişim hakkını soruşturmanın amacına uygun yürütülmesini tehlikeye atmamak için kısıtlama kararı aldığını kaydetmektedir. AİHM, başvuranın inceleme hakkından mahrum bırakıldığını ileri sürdüğü dosya içeriğinin ilgilinin tutukluluğunun hukukiliğine itirazında temel önem taşıdığını kabul etmektedir. Ancak, AİHM, savcı ve sonradan hâkimin ifade almaları esnasında müdafii tarafından nezaret olunan başvurana kaydedilen telefon görüşmeleri, baş şüphelinin ifadeleri ve tutuklanmasıyla sonuçlanan teknik takip hakkında sorular sorulduğunu kaydetmektedir. Benzer şekilde, müdafii müvekkilinin tutukluluğuna yönelik itirazında kaydedilen telefon görüşmelerinin dökümlerinin ve teknik takip tutanaklarının içeriklerine bilhassa atıfta bulunmuştur. Dolayısıyla, buradan başvuranın ve müdafiinin tutukluluğa temel teşkil eden belgelere erişimlerinin olduğu anlaşılmaktadır ki başvuran ve müdafii bu belgelerin içeriğine atıfta bulunmuşlardır. Bu nedenle, AİHM başvuranın ve müdafiinin söz konusu dokümanların içeriği hakkında yeterli bilgiye sahip olduklarını ve tutukluluk halinin gerekçelerine yeterli biçimde itiraz etme imkânını elde ettiklerini kaydetmektedir. Bu kararda ihlal kararı verilmemiştir ancak ihlal kararı verilmemesinin nedeni müdafinin tutukluluğa itirazda telefon görüşmelerine atıf yapılmasıdır. 5

Ceza Muhakemesi Kanunu nun mülga ikinci fıkrası konuya ilişkin hazırlanan çok sayıda raporda eleştirildiği gibi, Avrupa Komisyonu nun ilerleme raporlarında da eleştirilmiştir. Örneğin 2013 yılı ilerleme raporunda bu konu, Hâkimler, savcılar ve savunma tarafı ile ilgili olarak adliyelerde ve duruşmalar esnasındaki uygulamaya yönelik düzenlemeler, silahların eşitliği ilkesi ne saygı duyulmasını veya bu ilkenin var olduğu algısını güvence altına almamaktadır. Bu durum, hâkimlerin tarafsızlığına ilişkin algıyı gölgelemeye devam etmektedir. şeklinde ele alınmıştır. 2012 yılı ilerleme raporunda ise, Uygulamada, ceza adalet sistemine ve özellikle ağır ceza mahkemelerine dair endişeler dile getirilmiştir. Bu endişeler daha çok, savunma makamının savcılık dosyasına sınırlı erişimi, şüphelilere ilişkin tutuklama veya tutukluluk halinin devam etmesi kararları ve yargılama öncesi tutukluluk sürelerine odaklanmıştır. Yargılama öncesi tutukluluk yerine alternatifler yeterince uygulanmamaktadır. Türkiye de, tutukluluğuna karşı itiraz edenlerin taleplerini değerlendirecek ve makul bir başarı beklentisi ile yargılama öncesi tutukluluklarının hukuka uygunluğuna ilişkin itiraz imkânı sunacak etkili bir iç hukuk yolu yoktur. şeklinde ifade edilmiştir. Ceza muhakemesi hukuku, özellikle sanığın yargılamadaki hakları ülkenin hukuk devleti olma yolunda en önemli göstergelerden birisidir. Teklifin gerekçesindeki hususlar, teklife ilişkin karşılaştırmalı hukuk açısından Avrupa İnsan Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, Almanya daki uygulamalar, ülkemizdeki uygulamalar ve ülkemiz aleyhine verilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve konuya ilişkin hazırlanan raporlar kısaca özetlenmiştir. Bu nedenlerle teklifin reddedilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. 6