BİLİM TARİHİ III. BÖLÜM: HELENİSTİK ÇAĞ DA BİLİM



Benzer belgeler
BİLİM TARİHİ I 8.ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eskiçağ da Bilim Hellenistik Dönem

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

Hellenistik Dönem ve Büyük İskender Hellenistik Dönem de Bilimler ve Bilim Adamları

ASTRONOMİ TARİHİ. 3. Bölüm Mezopotamya, Eski Mısır ve Eski Yunan da Astronomi. Serdar Evren 2013

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

17. yy. Dehalar Yüzyılı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 4 Antik Yunan ve Helenistik Dönemde Bilim

MATE 417 MATEMATİK TARİHİ DÖNEM SONU SINAVI

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6

ASTRONOMİ TARİHİ. 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış. Serdar Evren 2013

Biyomekanik Newton Hareket Kanunları

ÖZEL EGE LİSESİ EGE BÖLGESİ OKULLAR ARASI MATEMATİK YARIŞMASI 1.AŞAMA KONU KAPSAMI

DENEME SINAVLARI KONU DAĞILIMI MATEMATİK. TURAN GÜNEŞ BUL. NO: 23 ÇANKAYA - ANKARA

9. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI / DİL VE ANLATIM

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

YGS PİANALİTİK KONU TESTLERİ KONU BAŞLIKLARI COĞRAFYA KONU TESTİ. 1. Doða ve Ýnsan. Göçlerin Nedenleri ve Göç Türleri. 2.

Hellenistik Dönemde Bilim

GÜNEŞ SİSTEMİ. SİBEL ÇALIK SEMRA SENEM Erciyes Üniversitesi İstanbul Üniversitesi

Matematik Ve Felsefe

Ürün Detayları EHO DES 9. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI. Eğitim doğamızda var

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. Görünüşler - 1

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. FEN LİSESİ 11.SINIF MATEMATİK DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLLIK PLANI 11.SINIF KAZANIM VE SÜRE TABLOSU

Ossmat.com Matematik-Fizik-Kimya-Biyoloji Hakkında Herşey (ana sayfaya git)

GÖKYÜZÜNDE HAREKET. Ünal Ertan Sabancı Üniversitesi. 19 Şubat 2011

G D S MART. Sınıf Ders Ünite Kazanım. 9. sınıf Dil ve Anlatım Türkçenin Ses Özellikleri 1. Türkçedeki seslerin özelliklerini açıklar.

EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI TED KDZ EREĞLİ KOLEJİ ORTAOKULU MATEMATİK 8.SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANDIR.

DÜNYA NIN ŞEKLİ VE HAREKETLERİ

KE YT 9. SINIF MÜFREDATI, YAPRAK TEST ve B LG DE ERLEND RME SINAVLARI L STELER

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon

ASTRONOMİ TARİHİ. 4. Bölüm Kopernik Devrimi. Serdar Evren 2013

ASTRONOMİ VE UZAY BİLİMLERİ SINAVI SORULARI VE CEVAPLARI (Şıkkın sonunda nokta varsa doğru cevap o dur.)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. ANADOLU LİSESİ 11.SINIF MATEMATİK DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLLIK PLANI 11.SINIF KAZANIM VE SÜRE TABLOSU

Iþýk. Iþýðýn Farklý Maddelerle Etkileþimi

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

KİMYA -ATOM MODELLERİ-

9. SINIF KONU TARAMA TESTLERİ LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

Fezalar Eğitim Kurumları MSO Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı 9. SINIF AÇIKLAMALAR. Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır.

OPTİK Işık Nedir? Işık Kaynakları Işık Nasıl Yayılır? Tam Gölge - Yarı Gölge güneş tutulması

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

Mühendislik Mekaniği Statik. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

PERGEL YAYINLARI LYS 1 DENEME-6 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 1 MATEMATİK TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR

11. SINIF. No Konular Kazanım Sayısı GEOMETRİ TRİGONOMETRİ Yönlü Açılar Trigonometrik Fonksiyonlar

KE DS 9. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DA ILIMLARI

2. Kuvvet kazancı, yükün kuvvete oranı olarak ifade edilir. Yük kuvvet ile dengede ise,

12. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

1- Matematik ve Geometri

MAT 103 ANALİTİK GEOMETRİ I FİNAL ÇALIŞMA SORULARI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF MATEMATİK DERSİ KONULARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ ALT ÖĞRENME. Örüntü ve Süslemeler

Datum. Doç. Dr. Saffet ERDOĞAN 1

Test. Yerküre nin Şekli ve Hareketleri BÖLÜM 4

WINTER. Template EL-HAREZMİ

Dişli çark mekanizmaları en geniş kullanım alanı olan, gerek iletilebilen güç gerekse ulaşılabilen çevre hızları bakımından da mekanizmalar içinde

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

ANKARA ÜNİVERSİTESİ RASATHANESİ AY

Tanımlar, Geometrik ve Matemetiksel Temeller. Yrd. Doç. Dr. Saygın ABDİKAN Yrd. Doç. Dr. Aycan M. MARANGOZ. JDF329 Fotogrametri I Ders Notu

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Fizik ve Ölçme. Fizik deneysel gözlemler ve nicel ölçümlere dayanır

Çoklu Zeka Kuramı - Zeka Tipleri

FİZİK. Mekanik İNM 103: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar

KAYNAK: Hüseyin (Guseinov), Oktay "Skaler ve Vektörel Büyüklükler."

MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ (STATİK)

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

Kütlesel çekim kuvveti nedeniyle cisimler bir araya gelme eğilimi gösterirler, birbirlerine

GÖKYÜZÜNDE HARKET. Ünal Ertan Sabancı Üniversitesi. DAY - Galileo Öğretmenler Ağı Çalıştayı Ağustos 2009

Yrd. Doç. Dr. Aycan M. MARANGOZ. BEÜ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ GEOMATİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ JDF329 FOTOGRAMETRİ I DERSi NOTLARI

12. ÜNİTE IŞIK KONULAR 1. IŞIK VE IŞIK KAYNAKLARI 7. IŞIK ŞİDDETİ, TAYİNİ VE AYDINLATMA BİRİMLERİ 9. ÖZET 10. DEĞERLENDİRME SORULARI

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

4. Çok büyük ve çok küçük pozitif sayıları bilimsel gösterimle ifade eder.

PROJE ADI: PARALEL AYNALARDA GÖRÜNTÜLER ARASI UZAKLIKLARININ PRATİK HESAPLANMASI

CK MTP21 AYRINTILAR. 5. Sınıf Matematik. Konu Tarama No

2010 / SINIF DENEME SINAVI FORMATI

7. SINIF KONU TARAMA TESTLERİ LİSTESİ / TÜRKÇE

6.12 Örnekler PROBLEMLER

BÖLÜM 3: MATEMATİKSEL KARTOGRAFYA - TANIMLAR

OPTİK. Işık Nedir? Işık Kaynakları

Hareket Kanunları Uygulamaları

AN EKER. Prof.Dr.Ayşeg AN EKER

9. SINIF DENEME SINAVLARI DAĞILIMI / DİL VE ANLATIM

ESKİÇAĞ DA BİLİM HİNT MEDENİYETİ

Dokuz Eylül Üniversitesi Đnşaat Mühendisliği Bölümü YAPI MALZEMESĐ I DERSĐ MEKANĐK. Doç. Dr. Halit YAZICI.

FİZİK. Mekanik İNM 221: MUKAVEMET -I. Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır.

BİLİM TARİHİ IV. BÖLÜM: ROMALILAR DA BİLİM

DEV GEZEGENLER. Mars ın dışındaki dört büyük gezegen dev gezegenler grubunu oluşturur.

Yerel saat ve ortak saat

İktisat Tarihi II

BĐSĐKLET FREN SĐSTEMĐNDE KABLO BAĞLANTI AÇISININ MEKANĐK VERĐME ETKĐSĐNĐN ĐNCELENMESĐ

ÖABT SORU BANKASI. FEN BİLİMLERİ FEN ve TEKNOLOJİ FİZİK ÖABT ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ. Tamamı Çözümlü

RÖNESANS ( yy.)

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU MATEMATİK-IV ÇERÇEVE PROGRAMI. 2. KURUMUN ADRESİ : Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No 79 Fethiye /MUĞLA

Roma İmparatorluğu nda uygulanan taş kaplı yol kesiti A: toprak, B-D: taş katmanlar, E: taş kaplama, F: kaldırım ve G: bordür

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

MÜHENDİSLER İÇİN VEKTÖR MEKANİĞİ: STATİK. Bölüm 1 Temel Kavramlar ve İlkeler

Yrd. Doç. Dr. Aycan M. MARANGOZ. BEÜ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ GEOMATİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ JDF329 FOTOGRAMETRİ I DERSi NOTLARI

Bu konuda cevap verilecek sorular?

Page 1. b) Görünüşlerdeki boşluklar prizma üzerinde sırasıyla oluşturulur. Fazla çizgiler silinir, koyulaştırma yapılarak perspektif tamamlanır.

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar

UZAY VE ZAMAN NEDİR? İnsanın var olduğundan beri kendine sorduğu kendineve evrenedair en önemli soru!

Transkript:

BİLİM M TARİHİ III. BÖLÜM: B HELENİST STİK ÇAĞ DA BİLİMB Yrd. Doç.. Dr. Ayfer KÜÇÜK ÜÇÜK 1

3.HELENİSTİK ÇAĞ'DA BİLİM 3.1.İskenderiye'nin Kurulması Hellen birliğini sağlayan Makedonyalı Philip'in öldürülmesinden sonra yerine geçen oğlu Büyük İskender, MÖ.334-323 yılları arasında bilinen Dünya'nın büyük bir kısmını fethederek Avrupa'dan Hindistan'a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurmuştu. 2

Yunan düşüncesi İskender seferleri sırasında Mısır ve Mezopotamya kültürleriyle geniş ölçüde karşılaşma olanağı buldu. İskender'in yanına aldığı birçok bilim adamı gittikleri bölgeleri çeşitli yönlerden inceleyerek bilgi topluyor, haritalar çıkarıyordu. Bunlar arasında mühendisler, coğrafyacılar ve araştırmacılar vardı. Elde edilen sonuçlar Yunanlıların bilimsel yaklaşımlarında köklü bir değişikliğe yol açtı: Metafizik nitelik taşıyan spekülatif bilimden, gözlemsel incelemeye dayanan ampirik bilime geçildi. Yeni dönem (tarihte "Helenistik çağ" denen 300 yıllık dönem), modern bilim anlayışına çok daha yakın bir bilimsel yaklaşım içindedir. 3

Kuşkusuz, gerek Hipokratla (Hippocrates) gelişen hekimlik, gerek Aristoteles'in biyoloji alanındaki çalışmaları sağlam ve düzenli gözlemlere dayanıyordu. Ne var ki, tüm bu çalışmalara egemen olan görüş bilimsel olmaktan çok metafiziksel nitelikteydi. Hatta Demokritos'un atomsal teorisini bile yeterince bilimsel saymak güçtür. Yunan düşüncesinin gerçek anlamda bilimsel nitelik kazanması ancak bu yeni dönemde olanak bulmuştur. 4

İskender, Mezopotamya'ya girdikten sonra. Yunanlılar, Babil astronomi ve matematiğini tüm ayrıntılarıyla öğrenmede gecikmediler. Kendi sistemlerini bırakıp, altmış tabanlı sayı sistemini kabul ettiler; özellikle Babillilerin geliştirdiği cebirsel yöntemleri ilginç buldular. Gökyüzü cisimlerinin Arz'dan dışa doğru nasıl sıralandığını da Babillilerden öğrendiler. Daha önce Yunanlılar Arz'a en yakın gördükleri Ay'dan sonra Güneş'in, daha sonra gezegenlerin geldiğini sanıyorlardı. Oysa şimdi Ay'dan sonra Merkür'ün, sonra Venüs'ün, sonra Güneş'in, ondan sonra Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenlerinin birbirini izlediğini, en sonunda da sabit yıldızların geldiğini öğrendiler. 5

Л İskender tarafından veya onun anısına na kurulmuş olan ve onun adını taşı şıyan pek çok kent vardır. r. Ancak en önemlisinin, M.Ö. 331 yılında y Nil deltasında kurulan ve bugün n de Dünya'nD nya'nın n sayılı kentlerinden biri olan İskenderiye olduğu u kabul edilir. İskenderiye'nin en önemli yapılar larından biri de, II. Ptolemaios döneminde, mimar Knidoslu Sostratos tarafından limandaki Pharos adası üzerine inşa a edilmiş olan FENERdir dir. 6

Ξ Büyük İskender ölünce, kurmuş olduğu Dünya İmparatorluğu generalleri arasında paylaşılmıştır. Generallerinden Ptolemy, Mısır'ın yönetimini ele almıştır. Ptolemy de İskender gibi Aristoteles'den ders almıştı. Hocasının Atina'daki Lyceum'unu örnek alarak, ama çok daha geniş ölçüde bir öğrenme ve araştırma merkezi olan İskenderiye Müzesi'ni kurdu. Müzede ücretleri devletçe ödenen yüzden fazla öğretim üyesi görevliydi. Müzenin bir kütüphanesi, bir hayvanat bahçesi, bir bitki bahçesi, bir gözetleme evi ve diseksiyon odaları vardı. BÜYÜK İSKENDER 7

Ptolemaios kralları bu kütüphanenin k büyüyebilmesi yebilmesi için i in çok büyük b k bir çaba harcamış ışlar ve bu maksatla, İskenderiye'ye gelen yolcuların n yanlarında nda bulundurdukları kitaplara geçici bir süre s el koyarak çoğalttırmışlardır. r. Böylece buradaki tomar sayısını 400.000'e kadar çıkardıkları söylenmektedir. İskenderiye kütüphanesi pek çok hadiseden zarar görmg rmüştür. r. M.Ö.. 48 yılında y Roma kralı Sezar kütüphanenin k yakınında nda bulunan limanda Mısır M r donanmasını yaktığı zaman, kütüphane k de büyük b ölçüde tahrip olmuştur. 8

Ω İlk iki yüzyy zyılı büyük k bilimsel çalışmalara sahne olan müze, m varlığı ığını altı yüzyıl l sürds rdürmüştür. r. Başlang langıç döneminden sonra gelen yöneticilerin, y giderek Yunan etkisinden çıkıp p Mısır M kültürünün n etkisine girdikleri görülüyor. g Bunun bir sonucu olarak bilime karşı olan ilgi zayıflam flamış,, sonunda Yunan kökenli k kenli bilginler kovulmuştur. Bu dönemde d İskenderiye dışıd ışında başka merkezler de dikkati çekmektedir. Ünlü hekim Galen'in yetişti tiği i ve hayvan derisinden parşömen kâğı ğıdının n yapıld ldığı Bergama bunlardan biri. Bir diğeri de Archimedes'in yaşad adığı Siraküz kenti. 9

10

3.2.BİLİMLER VE BİLİM B M ADAMLARI 3.2.1.MATEMATİK EUKLEİDES Э Ptolemaioslar, İskenderiye'yi bir kültk ltür merkezi haline getirmek için i in Müze'ye M birçok bilim adamı davet etmişlerdi ve buraya gelenlerden birisi de Eukleides(Öklid klid)'di. M.Ö.. 300 yıllary llarında yaşam amış olan Eukleides hakkında bilinenler çok azdır. Şimdi Lübnan sahil kenti Sur'da doğdu duğu u ve meşhur ELEMENTLER adlı geometri kitabını kırk yaşlar larında iken yazdığı söylenmektedir. Gençli liğinde inde Atina'da, Platon'un Akademi'sinde eğitim e görmg rmüş,, astronomi, aritmetik, geometri ve müzik m konularına na buradayken ilgi duymaya başlam lamıştır. 11

Э Öklid'in Elementler'i, 13 Kitap'tan oluşuyordu uyordu ve sırass rasıyla şu u konuları içeriyordu: I. Kitap: Benzerlik, paraleller, Pythagoras teoremi. II. Kitap: Geometrik cebir, alanlar. III. Kitap: Daire ve açıa ölçümleri. IV. Kitap: çizimi. Daire içine i ine ve dışıd ışına çokgenlerin V. Kitap: Geometrik olarak incelenen orantı, kesirli cebirsel denklemlerin geometrik çözümü. VI. Kitap: Çokgenlerin benzerliği. i. VII., VIII. ve IX. Kitaplar: Aritmetik. X. Kitap : Orantısızl zlık. XI., XII. ve XIII. Kitaplar: Uzay geometrisi. 12

İskenderiye'de yazılm lmış olan Elementler in içeriğinden inden çok, kapsamış olduğu u konuların sunuluş biçimi imi önemlidir; önce bir takım tanımlar, aksiyomlar ve postulatlar verilmiş ve teoremler, bunlara dayanarak kanıtlanm tlanmıştır. Böylece geometri, belirli tanım ve ilkeler çerçevesinde evesinde yapıland landırılmış olmaktadır. 13

Э Aksiyom, doğrulu ruluğu u açık a k ve seçik olan önerme demektir. Öklid'in aksiyomları şunlardır: r: Aynı şeye eşit e olan şeyler birbirlerine de eşittirler. Eşit miktarlara eşit e miktarlar eklenirse, eşitlik bozulmaz. Eşit miktarlardan eşit e miktarlar çıkartılırsa, rsa, eşitlik bozulmaz. Birbirine çakışan şeyler birbirine eşittir. e Bütün n parçadan adan büyüktb ktür. 14

Э Aksiyomlardan sonra da postulatlar verilmiştir. Postulat, ispat edilmeksizin doğru olarak benimsenen önerme demektir. Öklid'in postulatları ise şunlardır: r: İki nokta arasını birleştiren en kısa k yol bir doğrudur. Bir doğru, doğru olarak sonsuza kadar uzatılabilir. Bir noktaya eşit e uzaklıkta kta bulunan noktaların geometrik yeri bir çemberdir. Bütün n dik açılar a birbirine eşittir. e İki doğru bir üçünc ncü doğru tarafından kesilirse, içte meydana gelen açılara ların n toplamının n 180 dereceden küçük üçük k olduğu u yönde y bu iki doğru kesişir. ir. 15

Э Э Bu önermelerden, uzayla ilgili olduğu u halde, Öklid'in açıkça a belirtmediği üç önerme daha çıkarılabilir : Uzay üç boyutludur. Uzay sonsuzdur. Uzay homojendir. Paraleller postulası yerine konulan en tanınm nmış postulatlar şunlardır: r: Bir üçgenin içi açıları toplamı 180 derecedir. Bir doğruya dışıd ışındaki bir noktadan yalnızca bir tek paralel çizilebilir. 16

PERGELİ APOLLONİOS OS Antikçağ matematikçileri ileri arasında seçkin bir yeri olan Apollonios (M.Ö.. 262-200) 200) Archimedes'ten kırk yıl y l kadar sonra Perge'de doğmu muş, İskenderiye'de Öklid'in öğrencileri tarafından yetiştirilmi tirilmiştir. tir. Eserlerinin çoğu kayıpt ptır. En önemli eseri KONİ KESİTLER TLERİ olup, bu çalışmasından dolayı "Büyük Geometrici" unvanıyla anılm lmıştır. Apollonios İskenderiye'de iken Naucrates adında bir geometrici kendisini ziyaret etmiş ve onun isteği üzerine Apollonios konikler üzerine acele bir taslak hazırlam rlamıştı. 17

Apollonios,, ilk defa koni kesitlerini bir ve aynı koniden elde etmiş ve böylece b üç koni kesitini birbirine bağlayabilmi layabilmiştir. Bu koni kesitlerine elips, parabol, hiperbol adlarını veren de Apollonios'dur. Apollonios, Eukleides ve Archimedes ile birlikte geometriyi Hellenistik Çağ'da en yüksek seviyeye getiren matematikçilerdendir. ilerdendir. Her çağda geometricileri meşgul edecek olan koni kesitleri kuramını ilk defa Apollonios oluşturmu turmuştur. tur. 18

3.2.2.ASTRONOMİ SİSAMLI SAMLI ARİSTARKHOS Я Sisamlı Aristarkhos a (M.Ö.. yaklaşı şık k 310-230) göre; g Güneş evrenin merkezinde bulunmakta ve Yer de dahil olmak üzere diğer gezegenler onun etrafında dairesel yörüngeler üzerinde dolanmaktadır. Daha sonra Nikola Kopernik (1473-1543) 1543) tarafından yeniden canlandırılan bu sistem, Hellenistik Dönem'de iki temel nedenden ötürü kabul görmemig rmemiştir: 19

Güneş'in her gün g n doğudan doğup batıdan battığı ığını, Yer'in ise hiç hareket etmediğini ini gözlemliyoruz. Şu u halde, bunun aksini iddia etmek gözlemlerimizle g elde ettiğimiz imiz bilgiyi inkar etmek olacaktır. Yer'in merkezde olduğu u ortak merkezli küreler k sistemi, gözlemlerimize g ve sağduyuya uygun düşen Aristoteles fiziği i tarafından desteklenmiş olduğu u halde, GüneG neş merkezli sistem böyle b bir destekten yoksun kalmış ıştır. 20

Ay ışığını Güneş'ten 'ten alır. Yer, Ay küresinin k merkezinde bulunur. Yarımay zamanında, nda, Ay'ın n aydınl nlık k yüzeyi y ile karanlık yüzeyini ayıran düzlem d gözden g geçer. er. Yarımay zamanında, nda, Ay'ın n GüneG neş'e 'e olan uzaklığı 87 dir dir. Yer'in gölgesi g (tutulma döneminde) d iki Ay çapına eşittir. e ittir. Ay'ın çapı 2 dir. Bu temel postulatlara dayanarak Aristarkhos, önce iki yarımay arasındaki fasılay layı ölçer ve 30 gün g n olarak bulur; buna göre g Ay, 30 günde g 360 lik, l günde g ise 12 lik yol kat etmektedir. 21

HİPPARKOS Hipparkhos'un (M.Ö.. 190-120) 120) hayatı hakkında yeterli bilgimiz yoktur. Matematik ve özellikle de astronomiyle ilgilenmiş ve matematik alanındaki ndaki çalışmaları sırasında, dairenin çevresini 360, çapını ise 120 birime bölmb lmüştür. Hipparkhos, yıldızların n devinimlerini incelemiş ve kendi gözlemlerini önceki gözlemlerle g karşı şılaştırmak suretiyle, Yer'in dönme d ekseninin çok yavaş biçimde imde bir koni çizmesi nedeniyle oluşan ve ekinoksların n presesyonu olarak adlandırılan periyodik hareketi bulmuştur; ona göre g bu hareketin miktarı, yılda 36" kadardır. r. 22

Hipparkhos,, astronomi tarihinde daha çok Ay ve GüneG neş'in devinimlerini açıklamak için i in kurgulamış olduğu dizgeyle tanınır. Matematiksel düzenekleri gözlemler g ile birleştirmi tirmiş ve GüneG neş ve Ay'ın n devinimlerini matematiksel olarak açıklamaya klamayı başarm armıştır. 23

3.2.3.FİZİK ARCHİMEDES Roma generali Marcellus, Sirakuza'yı kuşatt attığında, Archimedes (M.Ö.287.287-212) 212) adlı bir mühendisin yapmış olduğu u silahlar nedeniyle şehri almakta çok zorlanmış ıştı.. Bunların çoğu u mekanik düzeneklerdi ve bazı bilimsel kurallardan ilham alınarak tasarlanmış ıştı. Örneğin, makaralar yardımıyla yla çok ağıa ğır r taşlar burçlara kadar çıkarılıyor ve mancınıklarla çok uzaklara fırlatf rlatılıyordu. Hattâ Archimedes'in aynalar kullanmak suretiyle Roma donanmasını yaktığı da rivayet edilmektedir. 24

Ancak bütün b n bunlara karşı şın n M.Ö.. 212 yılında y Romalılar lar Sirakuza'yı zapt ettiler ve şehrin diğer ileri gelenleriyle birlikte Archimedes'i de öldürdüler. Söylendiğine ine göre, g bu sırada s Archimedes toprak üzerine çizdiği i bir problemin çözümünü düşünüyormuş ve yanına na yaklaşan an Romalı bir askere oradan uzaklaşmas masını ve kendisini rahat bırakmasb rakmasını söylemiş; ancak asker Archimedes'e aldırmayarak hemen öldürmüş.. Tarihin nadir olarak yetiştirdi tirdiği i bu çok yetenekli bilim adamının öldürülüşüne Romalı generali de çok üzülmüş. 25

Archimedes hem bir fizikçi, i, hem bir matematikçi, i, hem de bir filozoftur. Gençli liğinde inde bir süre s İskenderiye'de bulunmuş, burada Eratosthenes ile arkadaş olmuş ve daha sonra da onunla mektuplaşmış ıştır. Archimedes'in mekanik alanında nda yapmış olduğu u buluşlar lar arasında bileşik ik makaralar, sonsuz vidalar, hidrolik vidalar ve yakan aynalar sayılabilir. Bunlara ilişkin eserler vermemiş,, ancak matematiğin in geometri alanına, na, fiziğin in statik ve hidrostatik alanlarına na önemli katkılarda bulunan pek çok eser bırakmb rakmıştır. 26

İlk lk defa denge prensiplerini ortaya koyan bilim adamı da Archimedes'dir. Bu prensiplerden bazılar ları şunlardır: r: Eşit it kollara asılm lmış eşit ağıa ğırlıklar dengede kalır. Eşit olmayan ağıa ğırlıklar eşit e olmayan kollarda dengede kalırlar. f. a = f 1. b a b f f 1 çalışmalarına dayanarak söyledis ylediği "Bana bir dayanak noktası verin Dünya'yD nya'yı yerinden oynatayım." sözü Bu yüzyıllardan beri dillerden düşmemid memiştir. 27

Archimedes,, kendi adıyla tanınan nan sıvıların n dengesi kanununu da bulmuştur. Bir hayli düşünmd nmüş olmasına rağmen sorunu bir türlü çözemeyen Archimedes,, yıkanmak y için i in bir hamama gittiğinde, inde, hamam havuzunun içindeyken i indeyken ağıa ğırlığının n azaldığı ığını hissetmiş ve "BULDUM, BULDUM - Eureka Eureka,Eureka diyerek hamamdan fırlamf rlamış. Su içine i ine daldırılan lan bir cisim taşı şırdığı suyun ağıa ğırlığı kadar ağıa ğırlığından kaybediyordu ve taç için in verilen altının n taşı şırdığı su ile tacın n taşı şırdığı su mukayese edilerek sorun çözülebilirdi. 28

Archimedes'in araştırmalar rmalarından önce, tahtanın n yüzdy zdüğü ama demirin battığı biliniyordu; ancak bunun nedeni açıklanamıyordu. Archimedes,, yirmi üç yüzyıl önce, modern bilimsel yöntem y anlayışı ışına çok yakın n bir anlayış ışla, bugün n de geçerli erli olan statik ve hidrostatik kanunlarını bulmuş ve bu katkılar larıyla bilim tarihinin en büyük b üç kahramanından ndan birisi olmaya hak kazanmış ıştır. 3 29

3.2.4.COĞRAFYA ERATOSTHENES ASAL SAYILAR CETVELİ Eratosthenes M.Ö.273.273 de Cyrene'de doğmu muş,, Atina'da öğrenim görmg rmüş ve III. Ptolemaios'un daveti üzerine İskenderiye'ye gelerek yaşam amının n geri kalan kısmk smını burada geçirmi irmiştir. İskenderiye Müzesi'nin M hem baş matematikçisi, isi, hem de kütüphanenin müdürüydm ydü. 30

Aynı zamanda fiziksel coğrafyan rafyanın n kurucusu olarak bilinen bu bilgin, arzın n küresel k olduğunu unu öne sürer s ve çevresinin uzunluğunu unu hesaplamakla ün n kazanır. Bulduğu u sonuç, 24.000 mil, bugün n hesaplanan 24.800 mil'den fazla farklı değildir. Eratosthenes, Güneş'in dünyadan uzaklığı ığını da 92 milyon mil olarak bulur; doğrusu 93 milyon mil'dir. Eratosthenes, Güneş'in ve Ay'ın n mutlak boyutlarını bulmak ve bunların n dünyadan d uzaklığı ığını saptamak içini in,, her şeyden önce, Dünya'nın n büyüklb klüğünü ölçmenin gereğini anlar. 31

Dünya'nın n büyüklb klüğünü bulma ise, her şeyden önce çevresini ölçmeyi gerektiriyordu. Eratosthenes bu sonuca şu u yoldan giderek ulaştı: 1. Hemen hemen aynı boylam üzerinde bulunan iki kentin, İskenderiye ile Cyene'nin, arzın n merkezinde meydana getirdikleri açıyıa ölçerek iki kent arasındaki mesafenin Dünya D çevresinin ne uzunlukta bir bölümünü oluşturdu turduğunu, unu, dolayısıyla yla çevrenin tümünü hesaplar. 2. Bu şekilde bulduğu u açının a n Dünya D çevresinin 1/50'si kadar olduğunu, unu, bu açıya a karşı şılık k olan iki kentin arasındaki uzaklığı ığın n ise 5000 stadyumluk (784 km) bir mesafe bulunduğuna una göre, g Yer'in çevresinin 250.000 stadyum, yani 40.000 km olması gerekiyordu. 32

7 12 ARZIN MERKEZİ 7 12 ISKENDERİYE CYENE GÜNEŞ IŞINLARIINLARI CYRENE 7 12 İSKENDER SKENDERİYE Kuşkusuz bu hesaplamada bazı varsayım, gözlem g ve geometrik bilgilere dayanmak gereği i vardır: r: Dünya'nın n küresel k olduğu; u; Daire çemberinin 360 olduğu; u; Yeryüzüne düşen d GüneG neş ışınlar nlarının n daima paralel olduğu; u; Bu ışınlar nların 21 Haziran'da Cyene'e tam tepeden, gölge düşürmeksizin d inerken İskenderiye'de belli bir açı (7 12 ) yla gölge düşürdd rdüğü... gibi. 33

Eratosthenes'in başka ka ilginç bir gözlemi g de, fiziksel coğrafya ile ilgilidir. Hint ve Atlas okyanuslarındaki ndaki GEL-GİT olayları arasındaki benzerliğe e bakarak, bu iki denizin aslında birleşik ik olduğu, u, Asya, Avrupa ve Afrika'nın n da bir ada oluşturdu turduğu sonucunu çıkarır. r. Ayrıca, Güney Afrika'dan dolaşarak arak İspanya'dan Hindistan'a gidilebileceğini ini söyler. 34

Öyle görünüyor g ki, Atlantik ötesi yeni kıtank tanın n varlığı ığından da ilk söz s eden o olmuştur. Bilinen dünyand nyanın karşı şıtında, âdeta onu dengeleyen, başka bir dünyadan d bahsettiği söylenir. Bu doğru ise, Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfinden 1.700 yıl y önce dünyamızda daha başka kara parçalar alarının n da bulunabileceği i söz s z konusu edilmiş demektir. 35

3.2.5.TIP Herophilos (M.Ö.280).280) beyni araştırm rmış,, beyin ve beyinciği birbirinden ayırm rmıştır. İnsan beyninin kıvrk vrımlarına dikkat çekmiş ve insanın n daha zeki olmasıyla bu kıvrk vrımların n miktarı arasında bir ilişki bulunduğunu unu belirlemiştir. HEROPHİLOS 36

Erasistratos, omurilikten çıkan sinirleri duyu ve hareket sinirleri olarak iki gruba ayırm rmıştır. Bunlardan ön n kök k k sinirlerinin kaslara gittiklerini ve hareketle ilgili olduklarını,, duyu sinirlerinin ise duyu organlarına na giderek, duyuların n sinir merkezine iletilmesi görevini g yaptığı ığını belirlemiştir. 19. yüzyılda hayvanlar üzerinde deneyler yapan bilginler bu belirlemenin doğrulu ruluğunu unu göstermişlerdir. 37

3.2.6.TEKNOLOJİ İSKENDERİYE MEKANİK K OKULU Hellenistik dönemdeki teknoloji çalışmaları ile ilgili olarak üç ünlü bilim adamından söz s z etmek gerekir: İskenderiyeli Ctesibios, İskenderiyeli Heron ve Bizanslı Philon. Bu bilim adamlarının n oluşturdu turduğu u okul, İSKENDERİYE MEKANİK K OKULU olarak tanınm nmıştır. CTESİBİOS İskenderiye Mekanik Okulu'nun kurucusu olan Ctesibios,, mekanik icatlarını içeren bir kitap kaleme almış ıştır; ancak bu kitap kayıp p olduğu u için, i in, çalışmaları, kendisinden sonra gelen mühendislerden m ve mekanikçilerden ilerden öğrenilebilmiştir. 38

Ctesibios'un en önemli icatları arasında basma tulumba, su orgu ve su saati bulunmaktadır. Basma tulumbalarda üç önemli parçay ayı; ; yani silindir, piston ve valfı bir arada kullanmış ıştır. Basma tulumbalar daha sonra Philon tarafından geliştirilecektir. HİDROLİK adı verilen su orgu bu tulumbaların n bir uygulamasıdır; burada amaç,, aracı çalıştırmak için i in ciğerlerden değil, başka bir araçtan yararlanmaktır. r. 39

Ctesibios daha önce de kullanılm lmış olan su saatlerini geliştirmi tirmiştir. tir. Su saatlerinde karşı şılaşılan en önemli güçlük, delik kaptan akan su miktarının n sabit tutulmasıdır. Ctesibios, bu maksatla bir musluktan sürekli su akışı ışını sağlam lamış ve böylece b ilk güvenilir g su saatini yapmayı başarm armıştır. 40

Ayıca Ctesibios,, su saatlerinde kabın altında bulunan deliğin in zamanla aşınmasını önlemek amacı ile deliği cam ve altınla kaplamış ıştır. Böylece, saatler yoluyla eşit e sürelerin s belirlenmesi mümkm mkün n olacak ve zaman denetim altına alınacakt nacaktır. 41

HERON M. S. 62 yıllary llarında bilimsel etkinliklerde bulunduğu u bilinen İskenderiyeli Heron, İskenderiye Mekanik Okulu'nun diğer bir temsilcisidir. MECHANİCA CA (MEKANİK) K) VE PNEUMATİCA (PNÖMAT MATİK) adlı iki önemli yapıtı vardır r ve bunlarda hava, su ve ateşi i hareket ettirici güçg olarak kullanan çeşitli makinelerin veya otomatların (mesela, içindeki i indeki sıvının s n akışı ışını ayarlayan testiler, buhar gücüyle g döndd ndürülen küreler k veya açılıp p kapanan kapılar ve gök g k saatleri gibi) tasvirini vermiştir. Heron,, optikle de ilgilenmiş ve yansıma konusunda yapmış olduğu u araştırmalar rmalarını CATOPTRİCS CS (YANSIMA) adlı yapıtında toplamış ıştır. Burada, küresel, k düz, d çukur ve tümsek t aynalarda oluşan görüntg ntüleri incelemiş ve gelen ışığın n aynayla yapmış olduğu u açının, a n, yansıyan ışığın n aynayla yapmış olduğu açıya eşit e olduğunu unu belirten birinci yansıma kanununu geometrik olarak kanıtlam tlamıştır. 42

Mekanik yansıma örneklerini kullanan Heron'a göre, bir ışının n hareketi bir taşı şın n hareketine benzer; bir taş, duvar gibi katı bir yüzeye y çarptığında nasıl l geri dönüyorsa, gözlerimizden çıkan ışınlar da parlak nesnelere çarptıklarında, benzer biçimde imde geriye dönerler. Heron'a göre, gözden g çıkan ışınlar bir doğru boyunca yol alırlar; çünk nkü itme kuvveti, ışını mümkün n olan en kısa yoldan götürmek g ister. Görüldüğü gibi Heron bu sonuca ulaşı şırken, doğan anın n gereksiz işlerden i sakınd ndığı ilkesine dayanmaktadır. Bu ilke, daha sonra en az yol ilkesi olarak tanınacakt nacaktır. 43

PHİLON 2. yüzyy zyılda yaşayan ayan Philon, Bizanslı olmasına karşı şın, yaşam amının önemli bir kısmk smını İskenderiye ve Rodos'ta geçirmi irmiştir. Bir askeri mühendistir m ve MEKANİKA SYNTAXİS adında sekiz (veya dokuz) kitaptan oluşan ve yalnızca üçünc ncü kitabı günümüze kadar gelebilen bir yapıt kaleme almış ıştır. Kitap, savaş sanatı (hem savunma hem de saldırı) üzerine yazılm lmış ilk eserdir ve şu u bölümleri b içerir: i 1. Kaldıra raçların n kullanılmas lması. 2. Liman inşas ası. 3. Balistik araçlar ların n inşas ası. 4. Pnömatik matik. 5. Sur ve duvarların n inşas ası. 6. Surların n savunulması. 7. Kuşatma tekniği. i. 44

Philon en önemli bölüm b m olan pnömatikde matikde, önce havanın n bir cisim olduğunu unu ve her yeri kapladığı ığını kanıtlayan deneyler yapar. Boşluk yoktur; bu nedenle bir kaba su dolabilmesi için in havanın n boşalmas alması gerekir. Hava kaptan çıkarken su da hemen onu izler. Burada ilginç olan bir noktaya daha değinir; su havayı izlerken bazen doğas asına ters düşerek d yukarıya ya doğru çıkar. Bu belirleme, çeşitli sifonların n yapımına ve kullanımına na olanak sağlam lamıştır. 45

Philon bu konuda yapmış olduğu u deneyleri çeşitlendirmiştir. tir. Örneğin, bu deneylerden birinde bir kaba bir miktar su, suyun üzerine bir mantar ve mantarın üzerine de bir mum konulup yakılır ve üzerleri bir fanusla kapatılırsa, mum bir süre sonra söner s ve su fanus içinde i inde yükselir. y Philon'a göre bunun nedeni, ateşin havayı tahrip etmesi ve havanın n yerini suyun doldurmasıdır. r. 46

Aristoteles'e göre g boşluk yoktu; oysa atomculara göre boşluk vardı ve atomlar boşlukta hareket ediyorlardı. İskenderiye Mekanik Okulu'nun temsilcileri her iki görüşüg uzlaştırm rmışlardır. r. Onlara göre, büyük b ölçekli boşluk yoktur ama atomlar arasında küçük üçük ölçekli boşluklar bulunmaktadır. Philon bu görüşüg termoskop adı verilen bir araç ile kanıtlam tlamıştır. 47

İki ucu kıvrk vrık k olan borunun bir ucunu kurşun un bir küreye, k diğer ucunu ise ağzıa mantarla kapalı ve içi i i su dolu olan bir şişeye yerleştirir. Kurşun un küre k ısıtıldığında, boru içindeki i indeki suyun seviyesi, şişedeki suyun seviyesinin altına düşer; d küre k soğutuldu utulduğunda unda ise suyun seviyesi yükselir. y Philon bunu, hava atomları arasındaki boşlu luğun un basınç nedeniyle küçük üçülüp büyümesine bağlar. 48

BATLAMYUS İskenderiye okulunun son döneminde ortaya çıkan en önemli bilgin Batlamyus (Claudius Ptolemy,, M.S. 85-165)'dur. O da Öklid ve Eratosthenes gibi İskenderiye'de ders verdi, bilimsel inceleme ve gözlemlerini g orada sürdürdü. ALMAGEST diye bilinen en büyük b k yapıtına bir tür t "Astronomi Ansiklopedisi" demek yanlış olmaz. Bu kitap, Kopernik ve Kepler'e kadar standart kaynak olma niteliğini ini korumuştur. 49

Batlamyus,, bu eserinde ana çizgileriyle göksel g olguları anlamlandırmak maksadıyla kurmuş olduğu u geometrik kuramı tanıtmaktad tmaktadır; Aristoteles fiziğini ini temele alan bu kuramda, evren küreseldirk ve Yer bu evrenin merkezinde hareketsiz olarak durmaktadır. r. Şayet günlg nlük k veya yılly llık k görünümler g Yer'in hareketleri sonucunda meydana gelseydi, her şey uzaya saçılır r ve Yer parçalan alanırdı.. Ay, Merkür, r, Venüs, GüneG neş,, Mars, Jüpiter, J Satürn ve sabit yıldy ldızlar Yer'in çevresinde, muntazam hızlarla, h dairesel hareketler yaparlar. Sabit yıldy ldızlar küresi k evrenin sonudur. 50

ALMAGEST, on üç kitaptan oluşur; ur; Birinci Kitap, kanıtlar tlarıyla birlikte Yermerkezli Düzen'in D ana çizgilerini verir. İkinci kinci Kitap, küresel trigonometri bilgilerini ve bir kirişler tablosunu içerir; i burada örnek problemler de çözülm lmüştür. Üçünc ncü Kitap, Güneş'in hareketini ve yılly llık k süreyi s verir. Dördüncü Kitap, Ayın n hareketini ve aylık k süreyi s konu edinir. Beşinci Kitap, aynı mesafelerini tartışı ışır. konularla ilgilidir, Ay'ın n ve GüneG neş'in Altınc ncı Kitap, gezegenlerin kavuşumlar umları ve karşı şılaşmaları incelenir ve GüneG neş ve Ay tutulmalarına temas edilir. Yedinci ve Sekizinci Kitap, durağan an yıldy ldızlarla ilgilidir, Ptolemaios'un durağan an yıldy ldızlar katalogunu ve bir gök g k küresi k âleti yapabilmek için i in gerekli olan yöntem y bilgisini içerir. i Geriye Kalan Beş Kitap ise, devingen yıldy ldızların, yani gezegenlerin hareketlerine tahsis edilmiştir ve yapıtın n en özgün kısmıdır. 51

Gözlem zlem ile matematiksel yöntemin y birleşmesi, Helenist çağ astronomisinin en belirgin özelliği i sayılabilir. M.Ö.3.y.y..3.y.y. itibaren bazı yeni gözlemler g Eudoxus'tan beri sürüp s p gelen küreler teorisinin yetersizliğini ini göstermeye g başlad ladı. Astronomlar, bazı gezegenlerin (özellikle( Mars gezegeninin) değişiklik iklik gösteren g parlaklıklar klarını fark etmeye ve hareketlerinde belli bazı karmaşı şık k periyodik değişiklikleri iklikleri görmeye başlad ladılar. lar. Ne var ki, eski teorinin açıklamada a yetersiz kaldığı bu gibi olguları açıklamak için i in daha köklk klü bir düşünme değişikli ikliğine ine (örne( rneğin, Aristarkus teorisine) gitmenin gereği i yoktu. Çünk nkü,, yeni bulunan bazı matematiksel yöntemler y yardımıyla yla jeostatik (yani, arzın sabitliği) i) görüşüg bir yana itmeksizin de sözüs geçen en olguları açıklama olanağı vardı. 52

Batlamyus'un orijinal bir sistem kurduğu söylenemez. Eudoxus ve Aristoteles geleneğini yer yer önemli bazı yenilik ve gelişmelerle sürds rdürdüğü görülmektedir. Hipparkus'un gökyüzünde gözlenen g hareketleri açıklamak için i in kullandığı eksentrik ve episikl sistemini bu gelenekle birleştirerek kendi sistemini kurdu. Gökyüzündeki periyodik hareketlerin sayısı bir hayli kabarmış ıştı.. Bunları açıklamak için i in 80 kadar küre veya çemberi içine i ine alan bir sisteme ihtiyaç vardı. 53

Gezegen Taşı şıyıcı Daire Taşı şıyıcı Dairenin Merkezi Dış Merkezli Dairenin Merkezi Gezegen Yer Yer Dış Merkezli DüzenekD Taşı şıyıcı Düzenek Ancak, Yer'in merkezde olduğu u ve gök g k cisimlerinin de onun çevresinde muntazam bir şekilde dolandıklar kları kabul edildiği kuramın n bazı gözlemleri, örneğin Ay ve GüneG neş'in Yer'e yaklaşı şıp uzaklaşmalar malarını,, bazen hızlh zlı,, bazen yavaş hareket etmelerini açıklamak olanaksızd zdı. Bunun için i in Batlamyus Yer'i belli bir ölçüde merkezden kaydırm rmıştır. Klasik astronomide bu düzenek d (eksantrik) DışD Merkezli DüzenekD olarak adlandırılır. r. Gezegenlerin gökyg kyüzünde ilmek atmalarını,, yani durmalarını ve geriye dönmelerini d açıklamak a için i in (episikl)) Taşı şıyıcı Düzenek adı verilen başka bir düzenek d daha kullanmış ıştır. 54

Batlamyus,, coğrafya araştırmalar rmalarına da öncülük k etmiş ve COĞRAFYA adlı yapıtıyla yla matematiksel coğrafya alanını kurmuştur. Bu kitap, Kristof Kolomb'a (1451-1506) 1506) kadar bütün n coğrafyac rafyacılar tarafından bir başvuru kitabı olarak kullanılm lmıştır. COĞRAFYA, sekiz kitaba bölünmb nmüştür r ve matematiksel coğrafya ile haritaların çizilebilmesi için i in gerekli olan bilgilere tahsis edilmiştir; Almagest gibi Coğrafya da derleme bir eserdir; Batlamyus bu kitabı hazırlarken Eratosthenes, Hiparkhos, Strabon ve özellikle de Surlu Marinos'tan büyük ölçüde yararlanmış ıştır. 55

Coğrafya'n rafya'nın; n; Birinci Kitab'ı Yunanlılar lar tarafından bilinen Dünya'nD nya'nın büyüklüğü ve izdüşüm m yöntemleri y hakkında ayrınt ntılı bilgiler verir; İkinci kinci Kitap'la Yedinci Kitap arasında ise tanınm nmış memleketlerdeki önemli yerlerin, yani önemli kentlerin, dağlar ların n ve nehirlerin enlem ve boylamları verilmek suretiyle Dünya'nın n düzenli d bir tasviri yapılır; Enlem ve boylamlardan, söz s z eden ilk bilgin Batlamyus'tur. Batlamyus'un anlatmaya çalıştığıığı Dünya, kabaca 20 Güney'den 65 Kuzey'e ve en Batı'daki Kanarya Adaları'ndan, bunların yaklaşı şık k olarak 180 Doğu'sundaki bölgelere b kadar uzanmaktadır. Bunun dışıd ışında kalan bölgeler b ise Yunanlılar lar ve dolayısıyla yla Batlamyus tarafından tanınmamaktad nmamaktadır. Söz S z konusu tablolar, haritaların çizilmesini olanaklı kılmaktadır r ve nitekim bu haritalar belki de eserin eski nüshalarn shalarında mevcuttur; çünk nkü astronomik bilgileri kapsayan Sekizinci Kitap'ta bunlara belirgin atıflar yapılm lmıştır. 56

Ancak Batlamyus'un coğrafya anlayışı yeteri kadar geniş değildir. İklim, doğal ürünler ve fiziki coğrafyaya giren konularla hiç ilgilenmemiştir. Başlang langıç meridyenini sağlam bir şekilde belirleyemediği i için, i in, vermiş olduğu u koordinatlar hatalıdır. Ayrıca, Yer'in büyüklb klüğü hakkındaki tahmini de doğru değildir. Ancak Kristof Kolomb bu yanlış tahminden cesaret alarak, Batı'ya doğru gitmiş ve Amerika'ya ulaşmış ıştır 57

Aynı zamanda, bu dönemin d önde gelen optik araştırmac rmacılarından olan Batlamyus,, daha önceki optikçilerin ilerin çoğu u gibi, görmenin gözden g çıkan görsel g ışınlar yoluyla oluştu tuğu u görüşünüg benimsemiştir. Ancak, görsel g yayılımın fiziksel yorumunu da vermiş ve bu yayılımın, kesikli ve aralıkl klı bir koni biçiminde iminde değil de, kesiksiz ve süreklilis rekliliği olan bir piramid biçiminde iminde olduğunu unu belirtmiştir. tir. Şayet böyle b olmasaydı,, yani ışınlar gözden g sürekli s bir biçimde imde çıkmasaydı, nesneler bir bütün b n olarak görülemezlerdi. g Buna rağmen, Batlamyus'un görsel piramid fikri, optikçiler iler arasında tutunamamış ve görme g söz s z konusu olduğunda unda daha çok koni göz önüne ne alınm nmıştır. Nitekim kendisinden sonra, İslâm Dünyasında, nda, bilginlerin görsel g koni fikrine dayandıklar kları ve görme geometrisini bunun üzerine kurdukları görülmektedir. 58

Batlamyus, yansıma konusuyla da ilgilenmiş ve yapmış olduğu u ayrınt ntılı deneyler sonucunda üç prensip ileri sürmüştür: r: Aynalarda görünen g nesneler, gözün g n konumuna bağlı olarak, aynadan nesneye yansıyan görsel g ışın n yönünde y nde görünür. r. Aynadaki görüntg ntüler nesneden ayna yüzeyine y çizilen dikme yönünde y nde ortaya çıkarlar. Geliş ve yansıma açılara ları eşittir. (BOT = GOT) 59

GALEN VE TIPTAKİ ETKİSİ Batlamyus, İskenderiye'de astronomi ile uğrau raşırken, tıp t p ve hekimlik alanında nda büyük b k bir gelişmeye tanık olmaktayız. Hipokrat'tan sonra Yunan dünyasd nyasının n en seçkin tıp t bilgini sayılan Galen bu dönemde d ortaya çıkmıştır. Galen, Bergama'da doğdu du (M.S.129); yüzyılın n sonuna dek Roma ve daha başka merkezlerde çalışmasını sürdürdü. 60

Anatomi ve genellikle hekimlikle ilgili bilgileri sistematize etmede, o güne g kadar çeşitli gelişme gelenekleri içinde i inde birbirinden ayrı tıp öğretilerini birleştirmede büyük b k bir başar arı gösterdi. Hayvan kadavraları ve birkaç insan cesedi üzerinde diseksiyon çalışmaları da yapan Galen, anatomi, fizyoloji, patoloji ve tedavi konularında nda birçok yeni bulgular elde etti. Canlı hayvanlar üzerindeki deneysel incelemeleri yoluyla kalbin çalışmasını,, omuriliğin in yapı ve görevini g anlamaya çalıştı. 61

Felsefede Galen dinsel düşünür; d ona göre g her şeyi Tanrı belirler; onun isteği i dışıd ışında hiçbir şey olmaz, örneğin, insan vücudunun v belli bir amaç için in Tanrı tarafından düzenlendid zenlendiğini ini söyler. s Galen'in mistisizmi tıp t p düşüncesini d de etkilemiştir. tir. Ona göre, g vücudun her yanında nda değişik ik ruhlar yer almış ıştır. O, bu görüşle g atomcuların n mekanik dünya d anlayış ışlarına ters düşüyordu. d Yunancadan Latinceye çevrilen "HAYVAN RUHLARI" adlı yapıtının büyük k bir ün n kazandığı ığını,, tıp t çalışmalarını 1.500 yıl y l etkisi altında tuttuğunu unu biliyoruz. Bu etkinin gerçek ek kaynağı ğını Galen'in büyük b gözlem ve deneylerinde gösterdig sterdiği üstün n beceriden çok, onun mistik görüşlerinden son derece ince bir mantıkla çıkarılan birtakım dogmalar oluşturuyordu. Onun temelde dinsel olan bakış açısı,, hem Hıristiyanları,, hem de MüslM slümanları okşayan bir özelliğiydi. iydi. Uzun süren etkisi geniş ölçüde bu özelliği i ile açıklanabilir. a 62

Galen'e göre; g kan, karaciğer tarafından, yenen besinlerden yapılır, sonra "doğal ruh"larla birleştirilerek besleyici niteliğini ini kazanır. Böyle oluşturulan kanın n bir bölümüb damarlar yoluyla vücuda dağı ğılır, sonra bir çeşit "gel-git" git" hareketiyle aynı kanallardan kalbe döner. d Geriye kalan bölüm b m ise, kalbin sağ yanından ndan sol yanına na aradaki diyaframın n ince deliklerinden geçer, er, orada akciğerden gelen hava ile karışı ışır. Kalbin sıcakls caklığında "yaşamsal amsal ruh"larla yüklenen y kan daha yüksek y bir "gel git" git" hareketi ile atardamarlardan vücuda v dağı ğılır. Böylece vücudu v oluşturan çeşitli organların n işlevlerini i yerine getirmeleri olanak kazanır. "Yaşamsal amsal-ruh'la yüklü kandan beyinde "hayvan ruhları" " meydana gelir. Bu ruhlar, kandan arınm nmış olarak sinirlerden geçer, er, vücudun hareketini ve yüksek y işlevlerini i sağlar. 63

Üstün n bir zekâ ve sezişin in ürünü olan bu teori gerçeği i doğru ifade etmemekle birlikte, son derece etkili ve başar arılı olmuştur. Ne yazık k ki, yüzyy zyıllarca insanların n gözünde g Galen'in bağı ğımsız düşünme ve araştırma rma tutumundan çok öğrettikleri önemli görünmg nmüş, onun kurduğu u otorite karşı şısında fizyolojide yeni bir atılıma olanak kalmamış ıştı. 64

SİMYANIN (EL-KİMYANIN) ORTAYA ÇIKIŞI Simya, başlang langıçtan itibaren felsefe ve bu arada özellikle astroloji ile yakın n ilişkiler içinde i inde gelişmi miştir. GökyG kyüzü cisimleri belli niteliklerle değerlendirilirdi. erlendirilirdi. Güneş altını, Ay gümüşü, g Venüs s bakırı, Merkür r cıvayc vayı, Mars demiri, Jüpiter kalayı, en uzak ve dolayısıyla yla en soğuk olan Satürn ise ağır r ve mat bir metal olan kurşunu unu temsil ederdi. 65

Simyagerler için i in maddenin kendiliğinden inden önemi yoktu; gerçek ek olan madde değil, maddenin özellikleriydi, insanların n vücutlarv cutları hep aynı nesneden yapılm lmıştır; iyi ve kötük olmaları vücutlarının n değişmesine değil, ruhlarının n değişmesine bağlıyd ydı.. Aynı şekilde, zanaatçılar ların çok iyi bildikleri üzere, metalleri, özelliklerini değiştirerek değiştirmek mümkm mkündü. Tüm m doğa a gibi metaller de daha iyiye, mükemmele m doğru değişme çabasındadır. Onlar için i in ideal hedef altın n olmaktır. 66

O halde onların n bu yoldaki gelişimine imine yardımc mcı olmak zor olmasa gerek. Boyacılıkta kullanılan lan tuzruhunun maden yüzeylerini y kazıdığı ığı biliniyordu. O halde, deniyordu, bayağı metale azıcık k altın n katılırsa, alaşı şım m altın n yüzey y bırakmak b üzere tuzruhuyla kazınır. Yüksek nitelikteki altın, maya etkisi yaparak katıld ldığı metalin bayağı ğılığını giderir ve onu altının n ruhsal niteliğine ine çevirir. "Soylu" sayılan metallerin başta gelen özelliği, i, renklerinde kendini gösterir: g Gümüşün n beyazı, altının n sarısı. Bakıra kimyasal işlemlerle i sarı renk kazandırılabilir; böylece b bakır r altına çevrilebilir. Çevirme süreci, s ya bakırdaki toprak elementi uzaklaştırılarak larak ya da hava ve ateş elementleri artırılarak gerçekle ekleştirilir, ölü madde bu şekilde "renk ruhunu" kazanınca, nca, ruhuna kavuşan an insan gibi, canlanır. 67

El sanatlarına gelince, İskenderiye dahil, birçok Akdeniz kentlerinde kimyasal işlemlere i dayanan bir çeşit endüstri doğmu muştu. Halkın n satın n alamadığı değerli erli ziynet eşyase yasının n taklitleri yapılıyordu, yordu, örneğin, taklit inciler, gümüşg veya altına benzeyen eşya geniş ticarete yol açmışa ıştı. Simya biliminin uygulanmasında nda genellikle şu üç adım m izlenirdi: 1. Kalay, kurşun, un, bakır r ve demir siyah bir alaşı şım m verecek şekilde kaynaştırılırd rdı. Bu kaynaşmada metaller bireysel kimliklerini yitirir, tek türde t birleşirlerdi. irlerdi. 2. Civa,, arsenik veya antimon eklenerek bakır r aklaştırılır, r, gümüşe g benzerlik sağlan lanırdı. 3. Sonra, azıcık k altın n verilirdi; beyaz alaşı şım m kükürt k suyu (yani, kalsiyum sülfat) s veya tuzruhu ile işlem i görerek g altın n rengini kazanırd rdı; ; daha doğrusu İskenderiyeli simyagere göre, g altın n olurdu. Çünk nkü, önemli olan maddenin kendisi veya kütlesi, k fiziksel özellikleri ve kimyasal tepkimeleri değil, renk özelliğiydi. iydi. Örneğin, bir maddeye altın n rengi vermek, onu altın n yapmak demekti. Bize saçma görünen g bu inanç o dönemin d temel felsefesinin bir gereğiydi. 68

İlk El-Kimya dönemine d ait El-Kimya eseri Güney Mısır'da M yetişen en Zosi-mos mos a (M. S. III. yüzyy zyıl) ait bir ansiklopedidir. En eski El- Kimyacı olan Zosi-mos şöyle yazmış ıştır: Deneme: Âdi su açık a k bir kapta kaynatıld ldığında bir hava cismiyle kabın dibinde beyaz bir toz kalır. Sonuç: Su, hava ile toprağa a dönüşmüştür. d 69

Hıristiyanlığın n doğuşundan undan önce gelen yüzyy zyılla Milâdın ilk üçyüz yılı arasına rastlayan bu dönemin d gerçek ek kimyanın n kurulması ve gelişmesinde ihmal olunamayacak derecede önemli bir rolü olduğu u inkâr edilemez. Bu şekilde çalışan El-Kimyac Kimyacıların n faaliyetine Roma İmparatoru Dioklit'in emriyle M.S.299 yılında y son verildiğini ini ve El-Kimyaya ait bütün b n kitapların n yok edildiği i söylenirdi s Bu yangından ndan ancak bir kaç El-Kimya papirüsü zamanımıza kadar kalabilmiştir. 70

Yüzyıllar sonra Araplar ve onları izleyen Avrupalılar lar arasında simya yeniden ortaya çıktığında eski temel felsefesinden, dolayısıyla yla anlamından ndan yoksundu. Kuramsal gerekçesini esini yitirmiş,, birtakım m hazır r reçete ete uygulamasından ibaret olan bu "bilim" düzmece d kimliğini ini kelime oyunları ve mistik bir esrar perdesi arkasında gizlemek zorundaydı artık. Şurasını da kaydetmeli ki, gerek astroloji, gerek simya başlang langıçta, gerçek ek bilimlerde olduğu u gibi, sağlam bazı gözlemlere, hatalı da olsa belli bir rasyonel düşünceye d dayanarak ortaya çıkmış ve gelişmi miştir. Böyle olmasaydı onların n ne rasyonel düşüncenin d parlak dönemini d yaşad adığı Helenist çağda ortaya çıkmalarına, ne de astronomi ve kimya bilimlerinin gelişmelerine geçerli erli bir katkıda bulunmalarına na olanak vardı. 71