CILIZ ÞAMPÝYON ÇOCUK ROMANI. Ahmet YOZGAT



Benzer belgeler
Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

A y þ e S a r ý s a y ý n Kuþlarla Giden

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne

A t t i l â Þ e n k o n

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Kavruk Kýna. Gündüzleri, aþaðýda herkes benim için ayný; hepsi de anadan doðma elimin altýndan geçip

Bettina Knab Tel: / Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

Ali Çolak. Bir Bahçe Düþü

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR :

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Ö. Ç. BİLFEN ANAOKULU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Etkinliğin; Etkinlikte kullanılan. Tırmanılan Rotada TIRMANIŞ:

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Her þeyin azý karar çoðu zarar derler. Ahmet Arif'in dizelerindeki gibi "Zemheri de uzadýkça uzadý"

17 ÞUBAT kontrol

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

HİTİTLİ PATTİYA İLE PALLİLİ

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI

DİL VE ANLATIM 10. SINIFLAR ( ORTAK ) B GRUBU 20 Kasım 2014

Nihat Ziyalan GÜNEÞLE DAMGALI

İLK OK UMA KİT APLARI

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

Motivated SİZE İLHAM VERECEK BİR DERGİ

HAZİRAN 2014/2015 ANASINIFI BÜLTENİ. Haziran 2015 Bülten

2005/2006 Sezonu Yeþeren Kabare Türk Tiyatrosu 7.Türk Dünyasý Tiyatro Ödülleri

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ...

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK PITIRCIK SATRANÇ OYNUYOR. Çeviren: Vivet Kanetti. 23. basım.

4 YAŞ EKİM AYI TEMASI

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda...

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

Bu kitabın sahibi:...

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

5. SINIF 1. BÖLÜM: HER BÝR DOÐRU CEVAP 1 PUAN DEÐERÝNDEDÝR.

Yaþlanma ile birlikte ortaya çýkan iþitsel ve görsel

Merkez Mah. (Yenibosna) Yılanlı Tepe Sok. No:3 Bahçelievler / İSTANBUL Tel: Fax:

Fatih Baþtürk DÖNEMEM SANA. sevdim yürekten anlamadýn sen. dur gitme dedim dinlemedin sen. yalvara yalvara geriye dönsen

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk

LYS MATEMATÝK II Soru Çözüm Dersi Kitapçýðý 5 (MF-TM)

7AB 2 nd SEMESTER TURKISH FINAL REVIEW PACKET. 1. A: Adın ne? B:... a) Adım Alex b) Adın Alex c) Adımız Alex d) Adları Alex

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

============================================================================

FAALİYET RAPORU. kış yürüyüş ve kampçılık malzemeleri. 1 tam dry ip, çeşitli boylarda buz vidaları ve sikkeler. 3K, kişisel emniyet alma malzemeleri

Copyright Sürat Basým Reklamcýlýk ve Eðitim Araçlarý San. Tic. A.Þ.

============================================================================

Kanguru Matematik Türkiye 2015

EĞİTİM SEVGİYLE BAŞLAR...

Alman Çoban Köpeği (Alman Kurdu) Irk Standartları AlmanKurtlari.com. SempatiVeteriner tarafından yazıldı.

Emekli Assubaylar-ArsivSite1. Kayýt Tarihi: Mar 2004Nerede: istanbul, kadiköy, Türkiye.Ýletiler: 6.220

ABD'DE ÝÞ SAÐLIÐININ YÜKSELÝÞ VE DÜÞÜÞÜ*

Makbule Haným Atatürk'ü Anlatýyor

Kraliçe Lob'un maiyetiyle birlikte yaptýðý geçit törenini izlemek için çýkýn dýþarýya!

BA CILAR BELED YES KÜLTÜR YAYINLARI ÛRASI

SINIRLARIMIZ SINIRLARINIZ SERT Mİ, YUMUŞAK MI?

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

FAALİYET RAPORU. 2 Murat Yıldırım 6 Günay Aydos. 3 Bora Akdeniz 7 Burcu Karabulut. 4 Mehmet Karaalp 8 Turgay Türkoğlu

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI TEMEL EĞİTİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI PAMUK ŞEKERİM I (Kavram Eğitimi Kitabı)

============================================================================

Yahya Kemal Beyatlı 100. Yıl İlkokulu Gazetesi. Okulumuzdan Haberler

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

3 YAŞ EKİM AYI TEMASI

JULIUS SU YÜZÜNE ÇIKIYOR

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

(01 EKİM-31EKİM 2013)


Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

4. I. Komþulardan yardým istedi.

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

MERAKLI KİTAPLAR Kavramlar

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE


Transkript:

CILIZ ÞAMPÝYON ÇOCUK ROMANI Ahmet YOZGAT

CILIZ ÞAMPÝYON ADSIZ ADINDA BÝRÝ Küçük adsýz çok üzüntülüydü. Ufak eline, ince bileðine ve zayýf bacaklarýna baktý bir kez daha. Sonra yüzünü buruþturdu. Elinden gelse bu cýlýz þeylerin hepsini söküp atacaktý. Oturduðu yerden aniden kalktý. Yalnýz olduðu çadýrýn içinde bir aþaðý, bir yukarý hýzlý hýzlý gidip gelmeye baþladý. Eli çenesinde, iþaret parmaðýnýn yaný diþlerinin arasýndaydý. Pek de düzgün olmayan diþleriyle parmaðýný geviyor ama hiçbir acý hissetmiyordu. Ne zaman düþünceli ve caný sýkkýn olsa böyle davranýrdý. Bu yüzden parmaðýnýn yanýný nasýr tutmuþtu. Oda içindeki dolaþma iþlemi dakikalarca sürdü. Sonunda Adsýzýn baþý döner gibi oldu. Üstelik çok yorulmuþtu. Ýnce bacaklarý aðrýmaya baþlamýþ ve yürümez olmuþtu sanki. Bu yüzden durdu adsýz. Sonra da tahta kerevetin üzerine oturdu. Suratý ekþi elma yemiþ gibi buruþuktu. Durumuna bir çözüm bulamamýþtý anlaþýlan. Hýrsla diþlerini sýktý ve gýcýrtýlý tahtalara birkaç yumruk attý. Ardýndan yüzükoyun uzanýp için için aðlamaya baþladý. BAÐ BOZUMU YARIÞMALARI Ertesi gün bað bozumu þenlikleri baþlýyordu. Bu þölen, obada her yýl yapýlýrdý. Ýnsanlar, þenlik süresince yer, içer doyasýya eðlenirdi. Sonbaharýn gelimiyle yazlýk iþlerini bitiren oba halký, kýþa girmeye hazýrlanýrken eðlenerek sevinç depolardý. Kadýnlar ve erkekler en iyi elbiselerini giyerlerdi. Çocuklar baþlarýna ve bellerine püsküller takarlardý. Boyunlarýna sardýklarý uzun kefiyeler bayrak gibi eserdi. Sabahýn erken saatlerinde meydana dökülürler, gecenin geç saatlerine kadar evlerine girmezlerdi. Törenleri obanýn lideri olan çeribaþý yönetirdi. Þaman ise ona yardým ederdi. Bað bozumu þenliklerinin gençlerin yaþamýnda önemli bir yeri vardý. Oba geleneðine göre, çocuklara doðum sonrasý isim konmazdý. Bu iþ için aileler, çocuklarýnýn büyümesini beklerdi. Adsýz olarak çaðrýlan çocuklar, on beþ yaþýna geldikleri yýl ad koyma yarýþýna katýlýrlardý. Bu yarýþmalar, gençlerin yaþamýnda zor bir aþamaydý. Kazanmak için güçlü kaslara ve keskin zekâya gerek vardý. Bu yüzden her genç yarýþmalarda baþarýlý olup ad alma hakký kazanamaz, elenirdi. Amacýna ulaþmak için ertesi yýlý beklemeye baþlardý. Yarýþmada elenmek, oba halký için pek önemli deðildi. Ancak isim hakký elde edemeyen çocuk için yýkýmdý. Yaþýtlarý arasýnda alay konusu olan adsýzlar çok üzülürlerdi. ADSIZIN ÝÇÝNDE KOPAN FIRTINA Bizim adsýz, ad alma yarýþlarýna iki yýl katýlmýþ ama baþaramamýþtý. Bu yýl üçüncü kez deneyecekti þansýný. Eðer bu yýl da baþaramazsa ömür boyu adsýz kalacaktý. -Bu kez de bir isme sahip olamazsan ne yaparým ben, diye geçirdi içinden. Adsýz, bir süre çok kötü þeyler düþündü. Bu kez de bir isme sahip olamazsa belki de kendisini obanýn kenarýndaki kayalýktan aþaðý atardý. Adsýz, aniden ayaða kalktý. Hýzlý adýmlarla çadýrdan dýþarý çýktý. Adsýzýn babasý oralarda bir yerdeydi. Altýna serdiði koyun postunun üzerine oturmuþ, kalbur örüyordu. Saðýnda, solunda kasnaklar, sýrým parçalarý, bizlengiçler ve daha bir sürü þey vardý. Bir köpek artan deri parçalarýný geviyordu. Baba, oðlunun çadýrdan çýktýðýný görünce: -Nereye kopil, diye sordu. Fazla uzaklaþma obadan. Annenin gelme saati yaklaþtý. Belki yiyecek bir þeyler getirir. Adsýz oðlan, babasýna yanýt vermedi. Kuru otlarý eze eze yürüyüp oradan uzaklaþtý. Oba tenhaydý. Kadýnlar, at arabalarýna binip köylere daðýlmýþtý. Babalar çadýr önlerinde oturmuþlardý. Sele, sepet örüyorlar; kasnaklara kalbur örgüsü geriyorlardý. Bazýlarý da derilerden incecik sýrýmlar

çekiyordu. Sümüklü çocuklar çevreye daðýlmýþ, köpek yavrularýyla þakalaþýyorlardý. Adsýz, kýl çadýrlarýn arasýndan geçti. Obanýn dýþýna çýkmak üzereyken bir kaç yaþýtýyla karþýlaþtý. Çocuklarýn hepsi de güçlü kuvvetliydi. Bizimkini görünce: -Hey adsýz, diye seslendi biri. Nereye böyle? Bu yýlda katýlacak mýsýn yarýþmalara. -Hah hah! -Birinci olursun artýk. -Bizden söylemesi. Bu yýl ne yap, et birinci ol. Yoksa yaþam boyu adsýz kalacaksýn. Adsýz oðlan yanýt vermedi ve ince bacaklarýndaki son güçle ileri atýldý. Sonbahar gazellerini hýþýrdatarak uzaklaþtý oradan. Dalgacý çocuklar onun ardýndan bakýp gülüþtüler. Adsýz oðlan, yorgun düþünceye kadar koþtu. Koca kayalýðýn dibine ulaþtýðýnda soluk soluða kalmýþtý. Öksüre öksüre durdu orada. Kendini yere attý. Aðzýný kapadýðý el ayasýnda bir damla kan vardý. Öksürüðünün sonunda hep böyle olurdu. Elindeki damlayý bir taþla silip attý. Bir süre nemli topraðýn üzerinde oturdu. Soluðunu topladý. Sonra ayaða kalkýp kayalýða týrmanmaya baþladý. GÝZEMLÝ BÝR KAYALIK Yol oldukça dikti. Kývrým kývrým olan bir patika ta doruða kadar uzuyordu. Keçi yolunun iki yaný sivri kayalarla kaplýydý. Kayalarýn üzerinde kuþ gübreleri vardý. Kenara dökülen gübrelerin içinden dikenli otlar fýþkýrýyordu. Arada bir bodur, yabani incir aðaçlarý göze çarpýyordu. Bir süre sonra yolu yarýlamýþtý adsýz. Çevredeki sivri kayalara kartallar tünemiþti. Kuþlar, adsýzý görünce endiþeyle havalandýlar. Kendilerini rüzgâra kaptýrýp uzaklaþtýlar. Adsýz bir vakit arkalarýndan baktý. Sonra yürüyüþünü sürdürdü. Çok geçmeden zirveye ulaþtý. Kayalýðýn üzeri tabak gibi düzdü. Burada da kuþ gübreleri ve kemik parçalarý yýðýlýydý. Yabani bir arsýzlýkla büyümüþ olan dikenlere kuþ tüyleri takýlmýþtý. Tüyler, sert esen rüzgârda gurultuyla çýrpýnýyordu. Adsýz, alanýn orta yerinde durdu. Epey yükseklerdeydi þimdi. Çevreyi süzdü dönerek. Ta uzaklardaki köyler bile görünüyordu. Adsýz kahýrla: -Bu bakýþým son olacak, diye düþündü. Kayalýðýn dibine serpilmiþ oba çadýrlarýna bir göz attý. Yaþam dingin bir biçimde akýyordu aþaðýda. Olaðan dýþý bir þey yoktu görünürde. Haylaz çocuklar, aç köpekler, yorgun babalar Çeribaþýnýn otaðý üzerindeki siyah bayrak tembel tembel sallanýyordu. Onun yanýnda þamanýn çadýrý vardý. Saðýna soluna kaval kemikleri, at kafalarý, aþýk kemikleri ve tüyler asýlmýþtý. Çadýrýn tepesinde yuvarlak bir baca vardý. Bu delikten ince bir duman sýzýyordu. SON ANDA OLAN OLANLAR Adsýz ince bir iniltiyle iç çekti. Sonra aðýr aðýr ilerlemeye baþladý. Kayalýðýn kenarýna kadar geldi. Tam kendini boþluða býrakacaktý ki birden sýrtýndan kavrandýðýný hisseti. Geri dönmeden: -Býrak beni, diye homurdandý. Kendimi atacaðým kayalardan. Cümle âlemin maskarasý olmaktan kurtulacaðým. Býktým adsýz yaþamaktan. Adsýzýn omzunu kavrayan kemikli el bir türlü çözülmüyordu. Genç adam cýlýz vücuduyla ne kadar çýrpýnýrsa çýrpýnsýn, düþündüðünü beceremeyecekti. Sonra uðraþtan vazgeçip geri döndü. Arkasýndaki kiþi obanýn þamanýydý. Þaman uzun beyaz saçý ve beyaz sakalýyla karþýsýndaydý adsýzýn. Derin siyah gözleri birer bilye gibi ýþýldýyordu: -Olmaz evlât, dedi. Yaptýðýn davranýþýn törelerimizde yeri yoktur. Adsýz baþýný önüne eðerek: -Dede can bu yýl benim son hakkým. Ama yarýþmalarý geçmem olanaksýz. Ömrüm boyu adsýz yaþamam kesin. Bu durumda tek seçeneðim kendimi bu kayalardýn atmam, dedi. Þaman derinden gelen buðulu sesiyle: -Dur þimdi. Gel. Önce konuþalým. Sonra yaparsýn düþündüðünü, dedi. Þaman, adsýzýn gömleðindeki kemikli elini çekti. Geri dönüp yürüdü. Adsýz, kayalýktan aþaðý son bir kez daha baktý. Sonra þamanýn ardýndan koþtu.

Þaman sivri ve geniþ bir kayanýn kuytusuna oturmuþtu. Rüzgârda esen eteklerini altýna topladý. Adsýz onun dizleri dibine kývrýldý. Þaman, kemikli elleriyle adsýzýn omzunu tekrar tuttu. Gözlerinin içine uzun uzun baktý. Adsýz ürperdiðini hissetti. ÇAÐLAR ÖNCESÝNDEN BÝR MASAL Þaman usul usul ve ikna edici tavrýyla: -Þimdi sana bir öykü anlatacaðým, dedi. -Öykü mü? -Evet. Þimdi sus ve dinle! Bir süre düþündü þaman. Anlaþýlan yaþlý zihnini toplamaya çalýþýyordu: -Yýllarca önce, soyumuz henüz Hindistan da yaþýyordu. Topraða baðlý bir ýrktýk. Verimli baðlarýmýz, buralarda kocaman asmalarýmýz vardý. Her asmadan yüz küfe üzüm sarkýyordu. Halkýmýz üzüm bereketini coþkuyla kutluyor, bayram ediyordu. Bu arada genç kýzlar ve bekâr erkekler evlendiriliyor ve yeni aileler kuruluyordu. Ayrýca ergenlere ad konuyordu. Þaman bir süre durdu, siyah ve derin gözlerini ufuklara dikmiþti. Þu anda vücudu buralardaydý ancak ruhunun çok uzaklarda olduðu hissediliyordu. Yaþlý yüzündeki çizgiler gittikçe derinleþiyordu. Gri saçlarý pembe solucanlara dönüyor ve birbirine sarýlýyordu. Adsýz korktu. Hemen buradan kaçýp kurtulmak istedi. Yerinden kalkmaya davrandý ama beceremedi. Sanki elleri ve ayaklarý kendi kontrolünden çýkmýþtý. Bir kez daha sýnadý. Yok. Topraða çivilenmiþti sanki. O sýrada kayalýðýn sivri uçlarýna konmuþ olan kuzgunlar çýðlýk çýðlýða havalandýlar. Þaman ile adsýzýn bulunduklarý alanda küçük bir rüzgâr hortumu oluþtu. Burgaç, yerdeki kuþ gübrelerini ve kurumuþ otlarý toplayýp havalandýrdý. Þaman, hiçbir þey olmamýþ gibi konuþmasýný sürdürdü: -O yýllarýn birinde, bir bað bozumunda aynen senin durumunda olan bir adsýz cüce vardý. Onun da kollarý cýlýz, bacaklarý güçsüz ve vücudu çelimsizdi. Üç yýl üst üste ad koyma yarýþlarýnda elendi. Kabile delikanlýlarý onu küçümsedi, genç kýzlar aþaðýladý. Adsýz cüce canýna kýymak istiyordu. Bunun için hayalet kulesine çýktý. ADSIZ HAYALET KULESÝNDE Oralarda her obanýn ortasýnda bir kule bulunurdu. Bu yerin adýna hayalet kulesi denilirdi. Yaþlý insanlar ölümlerini orada beklerlerdi. Bu dünyadan gitmeye karar veren ihtiyarlar kuleye toplanýr ve bir daha geri dönmezlerdi. O kulenin sivri çýkýntýlarýnda her zaman akbabalar olurdu. Çelimsiz adsýz cücenin kuleye çýktýðýnda da oradaydý bu leþ yiyenler. Ýyice aç olduklarý her hâllerinden belli oluyordu. Bu yüzden cücenin geliþini sevinç çýðlýklarýyla kutladýlar. Çelimsiz, ucu bulutlara eren kulenin tepesindeki düzlükte ölüm uykusuna yattý. Aradan günler geçti. Adsýz cüce daha da ufaldý; güçten, kuvvetten düþtü. Akbabalar sabýrla beklediler sonucu. Çelimsizin yanýnda ne su, ne yiyecek vardý. Bu yüzden bir süre sonra çok acýkmýþtý. Karný karnýna yapýþtý. Susadý. Susuzluktan dudaklarý çatladý. Acý içinde birkaç gün geçti. Sonra çelimsiz çocuðun ne açlýðý ne de susuzluðu kaldý. Çelimsiz, artýk bu dünyadan göçüyordu. Dayanýlmaz bir uyku çöktü üzerine. Gözlerini kapamýþtý ki bir ýþýk denizinin ortasýnda kaldý. Kamaþan gözlerini elleriyle kapamaya çalýþtý, olmadý. Elleri kendisini dinlemiyordu. Iþýðýn içinden beþ adam çýktý. Adamlarýn kafalarýnda metal renkli kasklarý vardý. Üzerlerindeki giysileri gümüþ gibi parlýyordu. Sað ellerinde tuttuklarý yumurta iriliðindeki þeyler çevreye ýþýk saçýyordu. Yok, ýþýðýn kendisiydi onlar. Gümüþ kýyafetli adamlar gelip çelimsizin önünde durdular. Çelimsiz çocuk onlarýn yüzüne daha yakýndan baktý. O zaman þaþkýna döndü. Çünkü insan deðildi bunlar. Birinin yüzü týpký bir pireye benziyordu. Diðeri bir yengeçti. Üçüncüsü daha çok bir mayýs böceðiydi. Sondan bir öncekinin karasineðe benzeyen yüz odacýklý gözleri vardý. Sonuncusu þüphe yok, bir solucandý.

GARÝP YARATIKLARIN GARÝP ÖNERÝLERÝ Þaman sözlerine devam etti: -Garip yaratýklar kendi aralarýnda konuþmaya daldýlar. Çelimsiz cüce, baþta zorlandý ama kýsa sürede anlamaya baþladý konuþulanlarý. Gümüþ giysili yaratýklar kendi aralarýndaki konuþmayý bitirdiler. Daha sonra bizim çelimsiz cüceye döndüler. Yüzü bir pireye benzeyen yaratýk: -Vücut zayýflýðý, boy kýsalýðý ya da organ noksanlýðý hiç önemli deðildir, dedi. Ýnsan özürlü de olabilir, saðlamda. Aslolan onun yetenekleri ve zekâsýdýr. Ve bunlarla ürettikleridir. Eðer kiþi insanlýk için yüksek deðerde þeyler ortaya koyuyorsa engelli olmasýnýn bir kýymetsizliði yoktur. Çelimsiz çocuk ilk kez konuþtu: -Ama ben ne çok yetenekli, ne de pek zeki biriyim. Beynim de vücudum kadar güçsüz, diye yanýt verdi. Yüzü bir pireye benzeyen yaratýk devam etti: -Öyle düþünme genç. Ýnsan isterse küçük veya büyük bir gayretle donanýmýný artýrabilir. Herkesin bilgin veya dünyanýn tanýdýðý bir insan olmasý gerekmez. Obasýnýn bir avuç insanýna hizmet eden kimse de çok deðerlidir ve bütün noksanlýklarýný aþmýþ sayýlýr. Adsýz ve çelimsiz cüce bütün söylenenleri dinlemiþti ancak ikna olmamýþtý. Tekrar yere uzandý. Gözlerini kapadý. PÝRENÝN GÜCÜ Gümüþ giysili yaratýklar kendi aralarýnda bir süre tartýþtýlar. Çelimsiz çocuk bu kez onlarý anlamadý. Çünkü onun bilmediði bir dil ile konuþuyorlardý. Sonra pire kafalý yaratýk tekrar çelimsizle döndü: -Sana bir pirenin yeteneðini vereyim. Ýster misin, diye sordu. Çelimsiz çocuk dudak büktü: -Pire mi? Pire dediðin ne ki? Küçücük bir hayvancýk... Tek týrnak darbesiyle ezilebilen yeteneksiz bir haþarat, dedi. Pireye benzeyen yaratýk elini salladý: -Bak iþte yine yanýldýn. Çünkü þekle bakýyorsun. Görünüþe bakýp karar verenler hep aldanmýþlardýr. Sen pireyi beðenmiyorsun ama bir pire, boyunun iki yüz misli yüksekliðe atlayabilir. Çelimsiz çocuk þaþkýnlýkla gözlerini açtý: -Ýki yüz misli mi, diye sordu. Pireye benzeyen yaratýk güler gibi yaptý: -Evet tam iki yüz... Bir insan yüksekliðinin ne kadarý kadar zýplayabilir dersin? Ýstersin bir dene, dedi. Bu öneri üzerine çelimsiz çocuk ayaða kalktý. Zýplamaya çalýþtý. Ancak boyunun yarýsýna kadar bir yüksekliðe çýkabildi. Yüzü pireye benzeyen yaratýk yine güler gibi yaptý: -Gördün ya ancak boyunun yarýsý, bilemedin boyun kadar... Dünya yüksek atlama þampiyonu bile ancak iki metre on dört santim atlayabilir. Eðer sen bir pire kadar zýplayabilseydin, en yüksek gökdelenleri ya da Eyfel kulesini koyca aþardýn, dedi. Çelimsiz çocuk: -Öyleyse yarýþmadaki direðe týrmanýp salkým kapma yarýþýný kolayca kazanabilirim ben, dedi. Pireye benzeyen yaratýk: -Bunun için týrmanmana gerek kalmaz. O salkýmý bir sýçrayýþta alýrdan zaten. Söyle bakalým bir pire kadar zýplamak ister misin, diye sordu. Çelimsiz çocuk heyecanla: -Evet evet isterim, diye yanýtladý. Pire yaratýk ellerini uzatýp: -Öyleyse sana pirenin gücünü verdim, dedi.

Adsýz sevinçle ayaða kalktý. Kulenin dört bir yanýný koþa koþa dolaþtý. Bir kaç kez havaya zýpladý. Her seferinde eli ta bulutlara deðdi. Kulenin dibindeki çadýrlar nokta kadar kaldý. Onun bu hâlini gören akbabalar korkup kaçýþtýlar. YENGEÇ GÜCÜ Adsýz son kez kuleye inince gümüþ yaratýklardan yengeç kafalý olan onu durdurdu: -Ben de yengeç gücünü vermek istiyorum sana, dedi. Adsýz yüzünü buruþturdu. Oldum olasý o yampiri hayvanlardan hoþlanmazdý. Yüzü bir yengece benzeyen yaratýk: -Tamam, bizi de beðenmiyorsun ama bir yol dinle. Bir yengecin iki yüz gramlýk çekme gücüne sahip olduðunu biliyor musun, diye sordu. Çelimsiz cüce umursamadý bile: -Yoo bilmiyorum, dedi. Yengece benzeyen yaratýk: -Sen bunu beðenmedin ama bu aðýrlýk yengecin aðýrlýðýnýn otuz mislidir. Yetmiþ kiloluk bir insan sað eli ile bir þeyi itse kaç kilogramlýk baský yapar biliyor musun, diye sordu. Çelimsiz cüce bunu denememiþti. Ama þimdi sýnayabilirdi pekâlâ. Yanýndaki taþlardan gövdesi kadar olan birini itmeye çalýþtý. Ama yerinden kýpýrdatamadý. Ondan vazgeçti. Daha küçük birinin baþýna geçti. Bu taþ, adsýzýn kafasýndan biraz daha iriceydi. Onu pek zorlamadan itti. Yüzü bir yengece benzeyen yaratýk: -Genç adam, yetmiþ kiloluk bir adamýn gücü ancak elli kilogramdýr. Bu sayý kendi aðýrlýðýnýn üçte ikisine eþittir. Eðer senin sað elin, yengecin iki kýskacý kadar güçlü olsaydý, iki bin kiloluk bir enerjiyle at arabasýný bir vuruþta ezer, bir yumrukta duvarlarý yýkabilirdin, dedi. Yüzü bir yengece benzeyen yaratýk bir süre sustu. Sonra çelimsiz çocuða: -Þimdi söyle bakalým. Böyle bir enerjiye sahip olmak ister miydin, diye sordu. Çelimsiz çocuk heyecanlanmýþtý: -Hem de çok isterim, dedi. Yengeç yaratýk kancalý elini iki yana açýp: -Peki, sana bu yengeç gücünü veriyorum, dedi. Çelimsiz adsýz, cýlýz kaslarýnda bir canlanma hissetti. Sonucu merak ediyordu. Gücünü hemen denemek istedi. Daha önce itemediði taþý tek eliyle ileri itti. Taþ pamuk yýðýný gibi kaymýþtý. Adsýz cüce bu iþi o kadar kolay yapmýþtý ki sevinçle haykýrdý: -Yaþa aðam! Yarýnki yarýþmada üzeri çuvallarla dolu olan arabayý yokuþ yukarý kolayca itebileceðim artýk, dedi. MAYIS BÖCEÐÝNÝN GÜCÜ -Tamam, tamam diye öne çýktý mayýs böceði. Çelimsiz çocuk kafasýný yana çevirerek elini salladý: -Hayýr, artýk baþka güç istemiyorum. Bu kadar yeter, dedi. Yüzü bir mayýs böceðine benzeyen yaratýk: -Beni bir dinel hele. Dinleyince vazgeçersin belki kararýndan, dedi. Çelimsiz cüce kararlý edasýný sürdürerek: -Hayýr. Senden alacaðým güç ile tezekleri mi parçalayacaðým, diye sordu. Mayýs böceðimsi yaratýk ciddileþerek: -Konumuz tezek parçalama deðil, yük taþýma. Bir mayýs böceði, aðýrlýðýnýn altmýþ altý mislini taþýyabilir. Bunu biliyor muydun? Güçlü bir insan ise yüz kiloluk yükü zor taþýr. Sen, mayýs böceðinin gücüne sahip olsaydýn dört bin beþ yüz kiloluk yükü taþýyabilirdin. Bu tam dört buçuk ton eder, dedi. Çelimsiz çocuk þaþkýna döndü: -Ne? Dört buçuk ton mu, diye sordu. Mayýs böceðine benzeyen yaratýk güler gibi yaptý:

-Ya! Bu güç ile sýrtýna yüklenen bu kuleyi bile kolaylýkla taþýyabilirdin. Þimdi söyle bakalým, böyle bir güce sahip olmak ister misin, diye sordu. Çelimsiz çocuk heyecanla atýldý: -Ýsterim isterim, diye karþýlýk verdi. Mayýs böceði elindeki ýþýklý yumurtayý ileri uzatarak: -Öyle ise bu gücü sana veriyorum, dedi. Çelimsiz adsýz, o anda vücuduna bir rüzgârýn dolduðunu duydu. Hemen eðildi. Az önce kenarý ittiði taþý tek eliyle kavradý ve havaya kaldýrdý. Sonra elindeki kayayý bir fýndýk gibi fýrlattý. Kuleden aþaðýya attý. Sonra dönüp mayýs böceðine: -Teþekkür ederim, dedi. Seni küçümsediðim için kusura bakma. SÝNEK GÜCÜ Çelimsiz adsýz kenarda bekleyen sinek kafalý yaratýða döndü: -Ya siz? Bana ne vereceksiniz, diye sordu. Yüzü bir sineðe benzeyen yaratýk: -Sana sinek gücünü veriyorum ben de. Bir sinek üç parmak uzunluðu ve yüksekliðindeki tahta parçasýný taþýyabilir. Sen de bu hâlinle bacaðýnýn kalýnlýðýnda ve iki, üç katý uzunluðunda bir aðacý kaldýrýp götürebilirsin. Eðer bir sinek gücüne sahip alabilseydin bir insan kalýnlýðýnda ve altý, yedi insan uzunluðunda bir kütüðü taþýman hiç de zor olmazdý, dedi. Çelimsiz çocuk memnun memnun gülümsedi: -Bak bu güzel! Yarýþmada taþýnacak kütükleri kaldýrmam çok kolay olacak. Teþekkürler sinek kardeþ, dedi sevinçle. SOLUCAN GÜCÜ Son olarak solucan ileri çýktý: -Ben de sana bir solucan gücü vermek istiyorum, dedi. Çelimsiz çocuk biraz meraklanarak, biraz da küçümseyerek: -Bir solucanýn ne gücü olabilir ki, diye sordu. Yüzü bir yengece benzeyen yaratýk: -Bak yine þekle göre karar verdin dostum. Hani yeteneklerin dýþ görünüþle pek ilgisi olmadýðý konusunda anlaþmýþtýk, dedi. Çelimsiz çocuk yaptýðý hatayý anlamýþtý: -Özür dilerim, dedi utanarak. Yüzü bir solucana benzeyen yaratýk konuþmasýna kaldýðý yerden devam etti: -Sen solucanlarý çok basit görüyorsun ama doðduklarýnýn ilk aylarýnda boylarý bin misli uzayan yaratýklar solucanlardýr. Eðer sen de onlar kadar çabuk boy atsaydýn bir ayda beþ bin metreyi geçerdin, dedi. Çelimsiz çocuk hayret dolu bir çýðlýk attý: -Ne beþ bin metre mi, diye sordu. Yüzü bir solucana benzeyen yaratýðýn yüzü iyice pembeleþti: -Evet, bu beþ kilometre eder, dedi. Bizimki þaþkýn bir durumda: -Peki, bu gücü nerede kullanacaðým ben, diye sordu. Solucana benzeyen yaratýk: -Cüce olan boyunu uzatabilir, kaslarýný güçlendirebilirsin, diye mýrýldandý. O sýrada çelimsiz cüce ile gümüþ elbiseli yaratýklarýn üzerinde durduklarý platform þiddetle sallanmaya baþladý. Cücenin gözleri yuvalarýndan fýrlamýþ gibiydi: -Heey! Neler oluyor burada? Bu da sizin bir baþka numaranýz mý, diye sordu. Döþemeyi kaplayan taþlar kabarýyordu. Çelimsiz cüce iyiden iyiye telâþlýydý, neler olduðunu bir türlü anlayamamýþtý. Ama yaratýklarda herhangi bir þaþkýnlýk iþareti yoktu. Çok geçmeden zemin yarýldý ve ortaya

hýzla büyüyen bir aðaç çýktý. Cüce, þaþkýnlýkla bakakaldý ortaya çýkan bu aðaca. Kýsa bir süre içinde, zeminden çýkýp hýzla büyüyen aðacýn dallarý kývrým kývrým kývrýlmaya baþladý ve birer kol þeklini aldý. Gövdesindeki kalýn kabuklarý çatladý. Yere dökülen kabuklarýn altýndan bir yüz ortay çýktý. Bu aðzý, burnu ve gözleriyle týpký bir insana benziyordu. Adsýz cücenin þaþkýnlýðý daha da artmýþtý. Dili tutulmuþ, önünde deðiþime uðrayan aðaca öylece bakakalmýþtý. Aðacýn dudaklarý kýpýrdadý: -Deminden beri sizi dinliyordum. Konuþmalarýnýzýn hepsine tanýk oldum. Ben bir sekoya aðacýyým. Binlerce yýldýr yeraltýnda sürgün hâlinde yaþýyordum. Yeryüzüne çýkmam bugüne kýsmetmiþ. Belki de bunu sizlerin çevreye yaydýðýnýz pozitif enerjiye borçluyum. Her neyse, bu günün anýsý olarak delikanlýya ben de bir güç baðýþlamak isterim, dedi. Çelimsiz çocuðun korku ve þaþkýnlýðý geçmiþti ama bu kez de meraký artmýþtý: -Nedir bu güç, diye sordu. Sekoya aðacýnýn dudaklarý kýpýrdadý: -Binlerce yýl yaþayabilme gücü... Ýster misin bunu? YOKSA ÞAMAN O MU? Þaman sözlerini burada kesti. Cýlýz adsýz merakla ona bakýyordu. Ama þaman onun merakýný gidermedi. Ufuklarý gözleyen yaþlý gözlerini bir süre kapadý. Anlaþýlan çok yorulmuþtu. Çünkü derin derin soluyordu. Sonra bir sekoya aðacýnýn dalýndan yontulmuþ olan asasýna dayanarak ayaða kalktý. Sýrtýndaki yamalý paltosunu ve baþýndaki uzun, beyaz saçlarýný savura savura yürüdü. Kayalýktýn aþaðýya inen patikaya girdi. Cýlýz atsýz, þamanýn arkasýndan uzunca bir süre bakakaldý. Sonra merakýný yenememiþ olacak ki: -Ama öykü tamam olmamýþtý daha, diye mýrýldandý. Þamanýn arkasýndan koþmaya baþladý. Þamanýn en az beþ dakikada indiði yolu bir kaç adýmda almýþ olmasýnýn farkýna varmadan kendisini aþaðýda buldu. Yaþlý adamýn önüne geçti. Kollarýný iki yana açarak: -Ne oldu sonunda, diye sordu. Çelimsiz cüce yarýþlarý kazanýp bir ad sahibi oldu mu? Þaman, adsýzý tepeden týrnaða süzdü. Sonra asasý ile onu yana iterek ilerledi. Birkaç adým sonra dönüp: -Çelimsiz cüce yarýþlara katýlmadý, dedi ve tekrar dönüp yürüdü. Cýlýz adsýz oðlan böyle bir son beklemiyordu. Hayretler içinde þamanýn ardýndan bakakaldý. Nice sonra kendi kendine: -Ama neden, diye mýrýldandý. Bu kadar gücü boþ yere mi topladý bedeninde? Ah o güçler bende olacaktý ki... ADSIZ OÐLANIN GÜCÜ Çadýrlarýn arasýna akþam karanlýðý çöküyordu. Gölgeler uzuyor ve birbirine karýþýyordu. Ortalýkta bir telâþ vardý. Çadýr kadýnlarý, at arabalarý ile þehirden dönüyordu. Gün boyu topladýklarý þeyler arabalarýn sandýklarýna doldurulmuþtu. Ortalýkta dolaþan çocuklar ve köpekler tekerlek sesleriyle canlanmýþlardý. Sevinç ve merak karýþýmý duygularla koþuþup arabalarý karþýladýlar. Anneler koyunlarýna sakladýklarý þeker, meyve ve kýrýk oyuncaklarý yavrularýna verdiler. Köpekler birkaç kýrýntýyla yetinmek zorunda kaldýlar. Babalar ellerindeki kasnaklarý çadýr direklerin asýp iþi paydos ettiler. Obaya dönen kadýnlarýný karþýlamaya çýktýlar. Cýlýz adsýz oðlan ise kadýn, erkek, çocuk ve köpek cümbüþünün ortasýndan sessizce geçti. Onu fark eden kimse çýkmamýþtý. Sanki o yoktu. Öyle ki adsýz, kendi çadýrlarýnýn önünden bile geçti. Babasý arabanýn yanýndaydý, atý çözüyordu. Annesi diðer iki kardeþini kucaðýna almýþ, seviyordu. Cýlýz adsýz orada durdu. Bir süre ailesine baktý. Gözleri hüzünle kýrpýþtý. Sonra ardýna dönüp ilerledi.

Adsýz, yolda birkaç ergen ile karþýlaþtý. Yarýn yarýþmalara katýlacak olan ergenler her seferinde cýlýz oðlana takýlýrlardý. Bu kez öyle olmadý nedense. Biraz uzaktan geçip gittiler. Bu akþam herkeste bir gariplik vardý. Adsýz oðlan da kendini farklý hissediyordu. Þamanýn anlattýðý antik hikâye onu ferahlatmýþtý sanki. Yarýnki yarýþlarda baþarýlý olamama korkusu kalkmýþtý üzerinden. Ayaklarý bizimkini þamanýn çadýrýna doðru sürüklemiþti. Birden bire kendisini orada bulunca þaþýrdý. Þamanýn çadýrýnýn tepesinde, her zamanki ince duman tütüyordu. Çadýr duvarýna asýlmýþ olan nal, kemik ve aðaç kabuklarý hafif rüzgârda sallanýyordu. Adsýz oðlan, çeribaþýnýn gösteriþli otaðýna doðru yürüdü. Çeribaþý birkaç çerisiyle dýþarýdaydý. Koca býyýklý adamlar orada durmuþlar, güneþin batýþýný izliyorlardý. Son ýþýklar býyýklarýnýn üzerine düþüp þavklanýyordu. Adsýz oðlaný görünce çeribaþý, kehribar tespihli elini kaldýrdý: -Hayrola adsýz, dedi. Yarýnki yarýþmalarý hazýr mýsýn? Cýlýz adsýz yanýt vermedi. Çeribaþý illa ona takýlmaya niyetliydi: -Yarýn sana iltimas geçmemi ister misin, diye sordu. Çeribaþý ile çerileri gürültüyle güldüler. Çerilerden biri hýrýltýlý sesiyle: -Torpil gerekmez buna aðam, dedi. Baksana týpký horozlara benzemiþ. Koltuklarý kabarýk duruyor bugün. Bana sorarsan yarýþlarý kesin kazanýr. Çeribaþý bu sözleri ciddiye alarak: -Var mýsýnýz iddiaya, diye sordu. Çeribaþý ile çeriler iddialaþmaya baþlayýnca cýlýz adsýz oðlaný unuttular. ADSIZ OÐLAN YARIÞ ALANINDA Adsýz oðlan biraz daha yürüyüp yarýþ alanýna ulaþtý. Alanýn ortasýnda upuzun bir direk dikiliydi. Direðin tepesinde yuvarlak, masa geniþliðinde bir tablasý vardý. Yarýnki yarýþmalardan ilki burada yapýlacaktý. Direðin tepesine týrmanýp oraya konacak olan üzüm küfesini alacak olanlar tur atlayacaklardý. Cýlýz adsýz oðlan yarýþma direðinin yanýna kadar ilerledi. Yýllarýn direði týpký yaðlanmýþ gibi kayganlaþmýþtý. Deðil tepesine çýkmak bir metrelik kýsmýna ulaþmak bile baþarý sayýlýrdý. Cýlýz oðlan: -Yine de denemek istiyorum, dedi. Avuçlarýna tükürdü, ulaþabileceði en yüksek yerden tuttu. Sonra kendisini yukarý çekti. O anda da hayretten aðzý açýldý. Çünkü hiç zorluk çekmeden týrmanabiliyordu. Çok sürmedi bizimki iki, üç kulaçta tablaya ulaþtý. Tabiî üzüm küfesi yoktu henüz. Çýkýp oturdu oraya, ayaklarýný aþaðýya sallandýrdý: -Buradan obayý seyretmesi çok güzelmiþ, diye mýrýldandý. Cýlýz adsýz oðlan bir süre çevreyi seyretti. Obaya tepeden bakýyordu þimdi. Ortalýktan el ayak çekilmiþti. Çadýrlarýn cýlýz ýþýklarý yanmaya baþlamýþtý. Ocak ateþleri harlýydý. Anneler akþam çorbasý piþiriyorlardý. Adsýz, þamanýn çadýrýna baktý. Onun dumaný da iyice canlanmýþtý. Cýlýz adsýz oðlan, obayý izlemekten býkýnca þapkasýný çýkarýp tablaya býraktý. Sonra kayýp indi direkten. Ardýndan alanýn soluna yýðýlmýþ olan koca kütüklere doðru yürüdü: -Bakalým bunlarý kaldýrabilecek miyim, diye düþündü. Kütüklerden en üsttekini tuttu. Kütüklerin irilerinden biriydi bu. Adam beli kalýnlýðýnda ve en az üç metre uzunluðundaydý. Onu deðil fýrlatýp atmak, yerinden kýpýrdatmak bile zordu. Ama yine de denemek istedi cýlýz oðlan. Hop! dedi ve yerinden kaldýrýverdi koca kütüðü. Hayret, bu iþi yaparken hiç zorlanmamýþtý. O þaþkýnlýk ve sevinç içinde fýrlattý elindekini. Kütük ta karþý kýyýya kadar uçtu ve tepe üstü yere çakýldý. Cýlýz oðlan heyecanlanmýþtý. Hýzlý hareketlerle tomruklarýn hepsini fýrlattý. Ellerindeki tozlarý çýrpa çýrpa uzaklaþtý. Üzeri taþlarla dolu arabanýn arkasýna geçti. Hemen hemen hiç zorlanmadan ileri itti onu da. Tomruklarýn yanýna kadar götürdü. Oraya býraktý. Ardýndan tozlanan ellerini tekrar temizledi. Yarýþ

alanýndan çýktý gitti. BAÐBOZUMU ÞENLÝKLERÝ BAÞLIYOR Ertesi sabah oba, cümbüþ içinde uyandý. Bað bozumu þenlikleri, ad koyma yarýþlarýyla baþlayacaktý. Kadýnlar, hotozlu baþlýklarýný takýp kabarýk entarilerini giydiler. Çocuklarýný püsküllerle süslediler. Erkekler býyýklarýný mum isi ile boyayýp uçlarýný pekmezle kývýrdýlar. Sarý tespihlerini þýkýrdata þýkýrdata, ailelerini alýp yürüdüler. Oba renk içindeydi. Kýrmýzýnýn, mavinin ve yeþilin her tonu vardý ama sarýnýn tonu tekti: Civciv tüyü. Çeribaþý, çerileriyle alandaki yerini almýþtý. Ama þaman henüz görünürlerde yoktu. Üstelik çadýrýnýn tepesindeki duman da kesilmiþti. Çeribaþý merak ederek: -Þaman nerede kaldý, diye sordu. Ardýndan çerilerinden birini þamanýn çadýrýna yolladý. Çeri, kýsa bir süre sonra yanýnda þaman ile geri geldi. Ama durum bir garipti. Þamanýn ak saçlarý simsiyahtý. Boyu upuzundu, süsleri daha yeniydi. Yüzündeki maske sakalsýzdý. Çeribaþý durumu anlamamýþtý. Bu yüzden dudaklarýný büküp þamana yer verdi. Obanýn manevî lideri, ellerini göðe dikip eski bir Hindistan lehçesiyle bir takým dualar mýrýldandý. Oba sakinleri Âmin! dediler. Duanýn bitiminde çeribaþý, yarýþmalarý baþlattý. Çerilerden biri direðe dayadýðý merdivene týrmanýp bir sele üzümü tablaya býraktý. O sýrada orada bulduðu bir þeyi aþaðý fýrlattý. Bu, bizim cýlýz oðlanýn eski þapkasýydý. Bu sýrada babasý onlunun þapkasýný tanýmýþtý. Merakla çevresine bakýndý ama onu yakýnlarda göremedi. Dönüp hanýmýna sordu. Onunda haberi yoktu. Çok geçmeden yarýþmalar baþladý. Ergenlerin kimisi direðe týrmanýp salkýmý aldý. Kimisi þansýný gelecek yýla erteledi. Çeribaþýnýn aklýna akþam girdiði bahis gelmiþti. Çerilerine: -Cýlýz oðlan nerede, diye sordu. Çevre araþtýrýldý ama cýlýz oðlan bulunamadý. Sonra yarýþmanýn diðer kýsýmlarýna geçildi. O günden sonra bizim cýlýz oðlana rastlayan olmadý.