Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU FAALİYET RAPORU (01.01.2011-31.12.2011 DÖNEMİ) I.GENEL BİLGİ Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş. nin kurucu, HSBC Portföy Yönetimi A.Ş. nin portföy yöneticisi olduğu fon, 27 Ekim 2003 tarihinde halka arz edilmiştir. Fonun 100.000.000 (yüzmilyon TL) lık fon başlangıç tutarını temsilen 10.000.000.000 (onmilyar) adet 1 inci tertip fon payları 17/10/2003 tarih itibariyle EYF.35-1/1237 nolu belge ile 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre Kurul kaydına alınmıştır. Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş. emeklilik planları kapsamında katılımcılara sunulan fon, Karma Plan, 006 nolu Plan ve Genç Plana dahildir. Fon ayrıca, Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş. nin gruplara yönelik planlarında da yer almaktadır. Fonun stratejisi, yapısı gereği, içtüzüğündeki yatırım sınırlamaları dahilinde, piyasalardaki fırsatları yakalayarak sermaye kazancı elde etmektir. Şirket'in ortaklık yapısındaki değişiklik sonucu Koç Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş. olan ünvanı Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş. olarak değiştirilmiş olup; Sermaye Piyasası Kurulu ndan alınan 31/12/2008 tarih ve 15 1207 sayılı izin doğrultusunda değişikliğine ilişkin ana sözleşme tadil metni 06/01/2009 tarihinde Ticaret Sicili ne tescil ve 09/01/2009 tarih ve7224 sayılı TTSG de ilan edilmiştir. Sermaye Piyasası Kurulu ndan alınan 15/06/2011 tarih ve 15 594 sayılı izin doğrultusunda; 01/07/2011 tarihinden itibaren fon portföy yönetimi Yapı Kredi Portföy Yönetimi A.Ş. den HSBC Portföy Yönetimi A.Ş. ne devredilmiştir. Yapılan bu değişikliğe ilişkin içtüzük ve izahname değişiklikleri 20/06/2011 tarihinde Ticaret Sicili ne tescil ve 24/06/2011 tarih ve 7844 sayılı TTSG de ilan edilmiştir. Fon İçtüzüğü ne göre fon portföyünde yer alacak para ve sermaye piyasası araçları ve limitleri aşağıdaki gibidir: VARLIK TÜRÜ EN AZ % EN ÇOK % Türk Hisse Senetleri 0 100 Devlet İç Borçlanma Senetleri 0 100 Yabancı Borçlanma Senetleri 0 50 Yabancı Hisse Senetleri 0 50 Türk Özel Sektör Borçlanma Senetleri 0 100 Ters Repo 0 100 Repo 0 10 Vadeli Mevduat (TL) 0 20 Vadesiz Mevduat (TL) 0 10 Vadeli Mevduat (Döviz) 0 20 Vadesiz Mevduat (Döviz) 0 10 Borsa Para Piyasası İşlemleri 0 20 Yatırım Fonu Katılma Belgeleri 0 10 Gayrimenkule Dayalı Sermaye Piyasası Araçları 0 100 Opsiyon Sözleşmeleri 0 20 Gelir Ortaklığı Senetleri 0 20 Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler 0 100 Vadeli İşlemler Sözleşmeleri 0 20 Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı 0 20 1
31.12.2011 itibariyle fon portföyüne ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir: Fon Portföy Değeri : 46.992.325,02 Fon Toplam Değeri : 48.130.883,50 Toplam Pay Sayısı : 10.000.000.000 Dolaşımdaki Pay Sayısı : 1.319.106.162,54 Fonun Birim Pay Fiyatı : 0,036487 II. PİYASA DEĞERLENDİRMESİ 2012 yılına girerken, piyasalara yön veren en önemli gündem maddesi Avrupa daki borç krizi olmaya devam ediyor. Aralık ayındaki AB zirvesinden sonra politika yapıcıların bir mali birlik olma yolunda ilk adımları attıklarını görüyoruz. Borç krizden çıkış için bir yol haritası hazırlanmış olsa da, somut detaylar ve hızla alınan önlemler görmek isteyen piyasalar hala tedirgin. Avrupa daki borç krizinin derinleştiği bir durumda Türkiye nin yüksek cari işlemler açığı çok önemli bir kırılganlık. Bankacılık sektörünün yurtdışından aldığı kısa vadeli borçlar ve portföy yatırımları, Ekim ayı itibariyle 65 milyar dolara ulaşmış olan cari açığın %37 sini finanse ediyor. Eğer bu finansman aniden kesilirse, ekonomi de hızla daralabilir. Borç krizinin çözümü için Avrupa Merkez Bankası nın kısa vadede piyasalara likidite sağladığı ve bu sayede risk iştahının güçlendigi daha iyimser bir senaryoda ise Türkiye ekonomisinin 2012 yılında bir yumuşak iniş yapması mümkün olabilir. 2012 yılı için enflasyon tahminlerimizi güncelledik. TL deki değer kaybı, elektrik, doğalgaz fiyatları ve ÖTV deki artış sonucunda yıl sonunda tüketici enflasyonunun %8 civarında olacağını tahmin ediyoruz. Önümüzdeki yıl için büyüme tahminimiz ise %1.1. Merkez Bankası nın likidite yönetimi üzerine kurulu yeni para politikası TL de bundan sonra gerçekleşebilecek değer kayıplarını sınırlamaya yönelik. Dolayısıyla kısa vadede oynaklık, 2012 nin sonuna doğru ise TL de bir miktar değer kazancı bekliyoruz. Faiz tarafında ise yine Merkez Bankası nın politikası en önemli faktör. TCMB, yılın son çeyreğinde gecelik faiz koridorunu genişletip repo ve döviz satış ihalelerini bir politika aracı olarak kullanmaya başladı. Kısa vadede gecelik faiz oranında ve politika faizinde bir artırım beklemesek de, fonlama miktarı yurtdışındaki gelişmelere bağlı olduğu için faiz piyasalarındaki belirsizlik sürüyor. Ekim ayına 59.693 seviyesinden başlayan İMKB -100 endeksi, dördüncü çeyrek boyunca aşağı yönlü hareket ederek % 14,12 lük düşüşle 51.266 seviyesinden kapattı. Yurtdışındaki borsalar Ekim ayında AB deki borç krizinin derinleşmesine izin verilmeyeceği beklentisinin oluşması ve Amerikan ekonomisinin korkulduğu kadar kötüleşmeyeceği beklentisi sayesinde yükselişler yaşarken İMKB aynı ay içerisinde hem gelişmiş piyasalardan hem de gelişmekte olan piyasalardan oldukça kötü bir performans sergiledi. Enflasyon beklentilerinde bozulmanın başlaması ve Merkez Bankası nın PPK toplantısından bankanın TL deki değer kaybının önüne geçebilmek için gevşek para politikasına son verebileceğinin sinyalinin alınması İMKB nin performansını oldukça olumsuz etkiledi. Kasım ayında ise AB deki borç krizinin derinleşmesinin Avrupa borsalarında yol açtığı satış dalgası İMKB ye de yansıdı, fakat Ekim ayındaki kötü performansının ardından İMKB Kasım ayında yurtdışı piyasalara göre göreceli olarak biraz daha iyi bir performans gösterdi. Kasım ayında enflasyon beklentileri bozulmaya devam ederken Hazine nin de borçlanma maliyetleri artmaya başladı. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Türkiye nin görünümünü Pozitif den Durağan a çekerken kredi notunu BB+ olarak korumaya devam etti. Dünyanın önde gelen merkez bankalarının Fed in öncülüğünde Avrupa Merkez Bankası na swap yoluyla koordineli bir şekilde likidite sağlama kararı almaları sayesinde Aralık ayına yükselişlerle başlayan uluslararası borsalar 8-9 Aralık tarihlerinde borç krizine çözüm bulmak amacıyla toplanan AB Liderler Zirvesi nde alınan kararların piyasalar tarafından tatmin edici bulunmaması sonucunda borsalar tekrar satış baskısı altında kalmaya başladı. İMKB de ay boyunca yurtdışı borsalara çoğunlukla paralel ve aşağı yönlü hareket etti. Merkez Bankası nın esnek para politikası uygulamaya devam etmesi ve bunun 2012 yılında da uygulamaya devam edeceğinin işaretlerini vermesinin piyasalarda yarattığı belirsizlik ve TL deki değer kaybının devam etmesinden dolayı İMKB nin toparlanma çabaları ay boyunca zayıf kaldı. Önümüzdeki dönemde ise Merkez Bankası nın izlediği para politikasının sorgulanmasının, enflasyon ve faiz oranlarında artış eğiliminin sürmesinin, cari açığın finansmanı sorununun uluslarası sermaye akımlarında düzelme olmadıkça önemli bir risk unsuru olarak algılanmasının devam etmesini ve bunun sonucunda İMKB ye yönelik önemli bir beklentinin bulunmaması da gözönünde bulundurulduğunda İMKB nin toparlanma çabalarının sınırlı kalmasını bekliyoruz. Yılın son çeyreğinde, Avrupa Bölgesi ndeki kamu borç krizini önlemek amacıyla somut adım atılmasında yaşanan gecikme ve krizin yayılma ihtimali, global piyasalarda risk iştahını olumsuz yönde etkiledi. Söz konusu gelişme Türk Lirası nın değer kaybını hızlandırırken, bono faizlerinde de yükselişe sebep oldu. Bununla birlikte, Hükümet tarafından yapılan zamların da etkisiyle enflasyon beklentilerin üstünde yükselerek yılsonunda %10 seviyesinin üzerine ulaşmıştır. Merkez Bankası Ekim ayında yaptığı toplantıda, kurdaki değer kaybının enflasyon görünümünü etkilemesini önlemek amacıyla borç verme faizini %8 seviyesinden %12,5 ye yükseltme kararı verdi. Diğer taraftan piyasayı haftalık olarak repo yoluyla fonladığı miktarı düşürerek gecelik faizlerin %11 seviyelerinde oluşmasını sağladı. Merkez Bankası nın 2
sıkılaştırıcı politikaya geçmesi sonucu, gösterge tahvilin faizi %8,5 seviyelerinden %11 seviyesinin üstüne kadar yükseldi. Alınan tedbirlerin kurdaki yükselişe etkisinin sınırlı olması ve enflasyon tarafında beklentilerin yükselmeye devam etmesi sonucu Merkez Bankası döviz satışlarıyla piyasaya müdahale etti. Merkez Bankası yılın son haftasında, politika faizinden yapılan fonlama miktarını geçici bir süre azaltacağını ilan ederek ek sıkılaştırmaya gitme kararı verdi. Alınan bu tedbirler her ne kadar uzun vadede enflasyon tarafında olumlu olsa da, kısa vadede Türk Lirası tarafında dalgalanmanın devam etmesi ve enflasyona ilişkin artan endişeler, piyasa faizleri üzerinde baskıyı arttırmaktadır. Önüzümdeki dönemde Merkez Bankası nın uygulacağı politikalar ve enflasyon verileri, tahvil faizlerinin seyrinde etkili olabilir. Yılın son çeyreğine TCMB nin agresif döviz satım ihaleleriyle birlikte değer kazanarak başlayan Türk Lirası, daha sonra Avrupa da mali krize ilişkin risklerin yeniden belirginlesiyle birlikte değer kaybederek yılın son çeyreğini, başladığı yerlere yakın bir seviyede bitirmiştir. Merkez Bankası nın satım ihaleleri yoluyla ve doğrudan satım yoluyla müdahelelerinin toplamının 11 milyar ABD Doları'na ulaştığı bu dönemde Türk Lirası %50-50 Dolar-Euro sepeti karşısında değer kazanamamıştır. Dış dengesizliklerin finansmanının Türk Lirası'nın değeri üzerinde ne denli büyük bir baskı yarattığını bu dönemde çok net görme fırsatı bulduk. Bunun bilincinde olan Merkez Bankası, hem kısa vadeli faizleri yükselterek hem de doğrudan satımlarla Türk Lirası ndaki değer kaybını frenlemeye çalışmıştır. Avrupa kaynaklı yurtdışı piyasalardaki belirsizliklerin devam etmesi, dış dengelerin beklentilerden daha yavaş düzelmesi ve ekonomik büyümede sert yavaşlama beklentileri Türk Lirası nın bir süre daha değer kazanmasını engelleyecektir. Yurtdışındaki risklerin azalması ve Türkiye ekonomisinin iç ve dış dengesini bulması yönünde gelecek sinyallerin ortaya çıkmasıyla birlikte 2012 yılının 2. çeyreğinden itibaren Türk Lirası yeniden değer kazanma eğilimine girebilir. Yılın son çeyreğine girilirken Avrupa'daki finansal krizin derinleşmesi ve etkilerinin diğer ülkelere sıçrama ihtimalinin artması Türk Lirası cinsi varlıklar üzerinde baskı oluşturmuştur. Merkez Bankası'nın doğrudan satım müdahalelerine rağmen Türk Lirası değer kaybederken, hem kurun hem de vergi ayarlamalarının etkisiyle enflasyona yönelik riskler artmış ve faizler üzerinde yukarı yönlü baskı oluşmuştur. Kredi büyümesinin yeterli düzeyde yavaşlamamasının etkileri de cari açık üzerinde belirginleşmiş ve küresel çapta finansman krizinin yaşandığı bir ortamda Türkiye'nin cari açığı büyük bir problem olarak göze batmaya başlamıştır. Enflasyon ve cari açık risklerine karşı TCMB faiz artırma silahını kullanarak hem tüketim talebini kısmayı amaçlamış hem de Türk Lirası'nın faiz açısından görece cazip bir konuma gelmesini amaçlamıştır. Para politikasındaki bu sıkı duruş kısa vadeli tahvil ve bono faizlerinde sert yükselişlere yol açarken başta bankacılık sektörü olmak üzere hisse senedi piyasalarını olumsuz yönde etkilemiş ve sert satışların görülmesine yol açmıştır. Bütün bu gelişmeler paralelinde AZB fonda hisse senetleri oranı yıl boyunca görülen en düşük seviyelere indirilmiş ve tahvil-bono portföyünde ağırlıklı olarak enflasyona dayalı tahvillere ve uzun vadeli tahvillere yer verilmiştir. Bu portföy stratejisi fonun benzer fonlar arasında performans açısından üst basamaklara tırmanmasını sağlamıştır. III.SATIŞLARA İLİŞKİN BİLGİLER 31/12/2011 tarihi itibariyle katılımcıların elinde bulunan pay adedi 1.319.106.162,54 dür. İlgili dönemde fonun satış adedi grafiği aşağıdaki gibi olmuştur: AZB 1.400.000.000 1.350.000.000 1.300.000.000 1.250.000.000 1.200.000.000 1.150.000.000 1.100.000.000 1.050.000.000 1.000.000.000 03.01.2011 01.02.2011 02.03.2011 31.03.2011 29.04.2011 31.05.2011 29.06.2011 28.07.2011 26.08.2011 29.09.2011 28.10.2011 01.12.2011 30.12.2011 3
IV. KARŞILAŞTIRMA ÖLÇÜTÜ İLE MUKAYESE Aşağıdaki tabloda 01.01.2011-31.12.2011 dönemine ait fon getiri oranı grafiği aşağıdaki gibidir. 01.09.2010 tarihinden itibaren fonun karşılaştırma ölçütü yoktur. 01.01.2011-31.12.2011 döneminde fonun getirisi - %2,45 olarak gerçekleşmiştir. AZB Fon-Benchmark Getiri Karşılaştırma 6,00 4,00 2,00 0,00-2,00-4,00-6,00-8,00 03.01.2011 01.02.2011 02.03.2011 31.03.2011 29.04.2011 31.05.2011 29.06.2011 28.07.2011 26.08.2011 29.09.2011 28.10.2011 01.12.2011 fon getiri 30.12.2011 V. PORTFÖY DAĞILIMI 31.12.2011 itibariyle ve yılbaşından 31.12.2011 tarihine kadar fonun portföy dağılımı aşağıdaki gibidir: AZB 31.12.2011 12 Aylık Borçlanma Senet. 53,43 42,65 Hisse Senedi 13,04 33,70 Repo Ters Repo 8,27 6,35 BPP İşlemi 8,53 1,60 Yabancı Tahvil 0,00 0,00 EuroBond 0,00 0,00 Yabancı Hisse 0,00 0,00 Vadeli Mev.-TL 11,83 10,44 Vadeli Mev.-YP 0,00 0,00 Kıymet.Maden 0,00 0,00 Varant 0,00 0,00 Özel Sektör Tah. 4,90 5,27 Toplam 100,00 100,00 4
31.12.2011 itibariyle ve 01.01.2011-31.12.2011 dönemine ilişkin ortalama portföy dağılımlarını gösteren grafikler aşağıdaki gibidir: AZB 31.12.2011 11,83 8,53 8,27 4,90 53,43 Borçlanma Senet. Hisse Senedi Repo Ters Repo BPP İşlemi Yabancı Tahvil EuroBond Yabancı Hisse Vadeli Mev.-TL AZB 12 Aylık 10,44 1,60 6,35 5,27 42,65 Borçlanma Senet. Hisse Senedi Repo Ters Repo BPP İşlemi Yabancı Tahvil EuroBond Yabancı Hisse Vadeli Mev.-TL 13,04 Vadeli Mev.-YP Kıymet.Maden 33,70 Vadeli Mev.-YP Kıymet.Maden Varant Varant Özel Sektör Tah. Özel Sektör Tah. Solmaz Altın Mali İşler Direktörü Fon Kurulu Başkanı Burcu Uzunoğlu Yatırım Yönetimi Grup Müdürü Fon Kurulu Üyesi 5