MOBİLİTE ve PERİODONTAL TEDAVİ



Benzer belgeler
FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç

PALATİNAL KÖKÜNDE DİŞETİ ÇEKİLMESİ BULUNAN ÜST BİRİNCİ BÜYÜK AZI DİŞLERİNİN OKLUZAL TEMASLARININ İNCELENMESİ

Periodontoloji nedir?

FLAP OPERASYONU SONRASI PERİYODİK KONTROLLARIN ETKİNLİĞİNİN UZUN SÜRELİ DEĞERLENDİRİLMESİ* GİRİŞ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI

Prof. Dr. Gökhan AKSOY

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI

diastema varlığında tedavi alternatifleri

FORAMEN APİKALE'NİN DİŞ KÖKLERİNİN ANATOMİK APEKSLERİYLE İLİŞKİSİ. Tayfun ALAÇAM*

Periodontoloji nedir?

Biyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

Periodontal hastalığın başlıca nedeni mikrobiyal dental plaktır. Mikrobiyal dental plak zamanla matris oluşturarak diştaşını meydana getirmektedir.

Adres : BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ/DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ/KLİNİK BİLİMLER BÖLÜMÜ/PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI/

F. Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Periodontoloji 1

ERİŞKİN PERİODONTİTİSLİ BİR OLGUDA ORTODONTİK TEDAVİ

Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri. Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Periodontoloji Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu

MANDİBULA HAREKETLERİNİN OKLÜZAL MORFOLOJİYE ETKİLERİ

Prof. Dr. Yaşar AYKAÇ

F. Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Periodontoloji (PER 401)

«ORTODONTİK DÜZENSİZLİKLERİN CEP DERİNLİĞİNE ETKİSİ»

PERİODONTİTİSLER I- KRONİK PERİODONTİTİS

MAKSİLLER ANTERİOR SEGMENTAL OSTEOTOMİ İLE KLAS II ANTERİOR OPEN-BİTE TEDAVİSİ. Orhan GÜVEN*, Ahmet KESKİN**, Adnan ÖZTÜRK*** ÖZET

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi

Furkasyon problemleri teşhis ve tedavileri. Prof.Dr.YAŞAR AYKAÇ

İMPLANT. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu

ESERLER. A. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanan makaleler :

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

BİR OLGU NEDENİYLE CLEIDOCRANIAL DYSOSTOSIS

ÇEŞİTLİ YAŞ GRUPLARINDA FURKASYON PROBLEMLERİNİN GÖRÜLME SIKLIĞI FREQUENCY OF FURCATION INVOLVEMENTS IN VARIOUS AGE GROUPS

SİTRİK ASİDİN ATAŞMAN ÜZERİNE ETKİSİ GÎRİŞ

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı

DERİN KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ. Derin Örtülü Kapanışın Tanımı ve Etyolojisi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Sabit Protezler BR.HLİ.011

PERİODONTAL HASTALIK VE TEDAVİSİNİN DİĞER DİŞ HEKİMLİĞİ ALANLARI İLE İLİŞKİSİ PERİODONTOLOLOJİ-PROTEZ

İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Bitirme Tezi Yazım Kılavuzu

Sıklık oranlarına göre çenelerde gömülü kalma sıralaması

OKLÜZYON KUVVETLERİ DR. HÜSNÜ YAVUZYILMAZ

AÇIK KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ

ORTODONTİ ANABİLİM DALI

T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK***

DENEYSEL, KRONİK PERİODONTİTİSLİ DİŞLERE UYGULANAN MEKANİK SEMENT KÜRETAJLARININ PULPA DOKUSUNA ETKİSİ*

ÖZGEÇMİŞ. Adres: İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla/

PERİODONTAL CERRAHİDE KURON BOYU UZATMA OPERASYONLARININ ENDİKASYONLARI VE UYGULAMA YÖNTEMLERİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Y. Lisans Diş Hekimliği Ankara Üniversitesi

ORTODONTİK DİŞ HAREKETİYLE KEMİK DOKUSUNUN ŞEKİLLENDİRİLMESİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: GÖKÇE AYKOL ŞAHİN. İletişim Bilgileri: Adres: Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

Putty Formundaki Demineralize Kemik Matriksi ile Tedavi Edilmiş İnsan Horizontal Kemik Defektinin Histopatolojik Olarak İncelenmesi: Bir Olgu Raporu

PERİODONTOLOJİ. Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Atilla Berberoğlu

DENTAL RESTORASYONLARIN PERİODONSİYUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN KLİNİK ARAŞTIRILMASI

OKLÜZAL TRAVMA OCCLUSAL TRAUMA: A REVIEW

Bicon Kısa İmplantlar implant konumlandırma imkanlarını azamiye çıkarır ve greft işlemi ihtiyacını asgariye indirir. 6.0 x 5.7mm. 4.5 x 6.

Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı

BİR PSEUDOPROGNATİ VAKASININ PROTETİK YOLLA TEDAVİSİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Pedodonti Anabilim Dalı

BETATOM EMAR GÖRÜNTÜLEME VE TANI MERKEZİ DENTO MAKSİLLO FASİYAL RADYOLOJİ BİRİM

KLAS II FURKASYON DEFEKTLERİNE UYGULANAN DEĞİŞİK MATERYALLERİN, CEP EPİTELİ PROFİFERASYONUNA ETKİLERİ

ARAYÜZ BAKIMI VE PERİODONTAL SAĞLIK* Nurdan ÖZMERİÇ**, Betül GÖFTECİ**, Bülent KURTİŞ**, Belgin BAL***

Periodontal Kemik İçi Defektlerin Tedavisinde Mine Matriks Proteini ve Otojen Kemik Grefti Kombinasyonu Kullanımı

ÜST ÇENE ÖN BÖLGEDE TEK DİŞ EKSİKLİĞİNDE İMPLANTLARIN YERİ VE ÖNEMİ

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

SİGARA KULLANAN VE KULLANMAYAN BİREYLERİN PERİODONTAL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM

Taner Arabacı, Alper Kızıldağ, Oğuz Köse. Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Periodontoloji AD, Erzurum - Turkey

KRONİK PERİODONTİTİSLİ HASTALARDA KÖK KANAL TEDAVİSİNİN MARJİNAL KEMİK SEVİYESİNE ETKİSİ

PROF. DR. TÜLİN TANER

Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri

Prof. Dr. Bilge Hakan Şen. E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı

Dişhekimliği Uygulamalarında Başarıyı Etkileyen Yeni Yaklaşımlar

PERİODONTİTİSTLİ HASTADA KOMBİNE ORTODONTİK VE PERİODONTAL TEDAVİ (BİR OLGU SUNUMU)

ÖZGEÇMİŞ Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makaleler (SCI & SSCI & Arts and Humanities)

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

DENEYSEL PERİODONTİTlS SONRASI UYGULANAN KÜRETAJ VE SİTRİK ASİT İŞLEMLERİNİN PULPA DOKUSUNA ETKİLERİ*

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

HALİL İ. TAŞER DOÇ. DR.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ. Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ

KOAH Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Endodontik Periodontal Lezyonlu Maksiller Lateral Dişin Yönlendirilmiş Doku Rejenerasyonu ile Tedavisi

Hacettepe Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi Cilt: 34, Sayı: 3-4, Sayfa:

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Arif ŞAYBAK. İletisim Bilgileri. Adres: Toros. M S. Özbey APT K:11 D:11 Çukurova/ ADANA(Aile) Telefon:

EK-3 DİŞ FİYAT LİSTESİ DİŞ TEDAVİLERİ FİYAT LİSTESİ KODU İŞLEM ADI AÇIKLAMALAR FİYAT TL

TEŞHİS VE TEDAVİ PLANLAMASI Ocak-Haziran KDV DAHİL Temmuz-Aralık KDV DAHİL

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Ortodonti ve periodontoloji işbirliği. Modern biyolojik ortodontide periodontal konular

KLİNİK KRON BOYU UZATMA İŞLEMLERİ

KİMYASAL BAKTERİ PLAĞI KONTROLÜNDE FARKLI DEFEKTLERE UYGULANAN «SYNTHOGRAFT»IN KEMİK OLUŞUMUNA ETKİSİ* ÖZET

7tepeklinik ÖZGÜN ARAŞTIRMA

Dental Kemik Cerrahisinde İleri Teknikler. Prof. Dr. Mustafa Sancar Ataç Doç. Dr. Seda Özturan. Kadavra Uygulamalı Dental Cerrahi Kursları DKC 01

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY

Transkript:

T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı MOBİLİTE ve PERİODONTAL TEDAVİ BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Günhan ÖZİLHAN Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Nurcan BUDUNELİ İZMİR - 2008

ÖNSÖZ Mobilite ve Periodontal Tedavi konulu bitirme tezimi hazırlama imkanı verdiği için hocam Prof. Dr. Sayın Nurcan BUDUNELİ ye teşekkürlerimi sunarım. İZMİR - 2008 Stj. Dt. Günhan ÖZİLHAN

İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ ve AMAÇ... 1 2. MOBİLİTENİN TANIMI... 2 2.1. Fizyolojik Mobilite... 2 2.2. Patolojik Mobilite... 2 2.3. Azalmış Diş Mobilitesi... 4 3. MOBİLİTE DERECESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER... 4 3.1. Oklüzal Travma... 5 3.1.1. Oklüzal Travma ile Plağa Bağlı Periodontal Hastalık İlişkisi: Histolojik Değerlendirmeler... 6 3.1.2. Oklüzal Travma ile Plağa Bağlı Periodontal Hastalık İlişkisi: Klinik Değerlendirmeler... 8 3.1.3. Oklüzal Düzenleme Sonrası Mobilitenin Azalması... 9 4. MOBİLİTENİN FARKLI ARAŞTIRMACILARA GÖRE SINIFLANDIRILMASI. 10 4.1. Mühlemann ın Mobilite Sınıflaması... 10 4.2. Miller in Mobilite Sınıflaması... 11

4.3. Darby & Walsh (1994) ın Mobilite Sınıflaması... 11 4.4. Nield-Gehrig & Houseman (1996) ın Mobilite Sınıflaması... 11 4.5. Pattison & Pattison (1992) un Mobilite Sınıflaması... 11 4.6. Perry, Beemsterboer & Taggard (1996) nın Mobilite Sınıflaması... 12 4.7. Wilkins (1994) & Carranza (1996) nın Mobilite Sınıflaması... 12 5. MOBİLİTE BELİRLEME ve DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ... 12 6. ARTMIŞ DİŞ MOBİLİTESİNİN TEDAVİSİ... 16 6.1. Alveol kemik yüksekliği normal, periodontal ligament aralığı genişlemiş mobil dişlerde tedavi... 16 6.2. Alveol kemik yüksekliği azalmış, periodontal ligament aralığı genişlemiş mobil dişlerde tedavi... 17 6.3. Alveol kemik yüksekliği azalmış, periodontal ligament genişliği normal mobil dişlerde tedavi... 17 6.4. Alveol kemik yüksekliği azalmış, periodontal ligament genişliği giderek artan, ilerleyici tarzda mobilite bulunan dişlerin tedavisi... 18 7. GİNGİVİTİS, PERİODONTİTİS TEDAVİSİ ve MOBİLİTE... 18 8. MOBİLİTENİN PERİODONTAL TEDAVİ ÜZERİNE ETKİSİ... 22 9. SPLİNTLERİN MOBİLİTE ÜZERİNE ETKİSİ... 25 10. ÖZET... 27 11. KAYNAKLAR... 28 12. ÖZGEÇMİŞ... 36

GİRİŞ ve AMAÇ Mobilite, dişin alveol soket içerisinde, çeşitli yönlerde gelen kuvvetlerden etkilenerek, yer değiştirmesi veya sınırlı hareketidir. Bu hareketlilik sağlıklı dişlerde az miktarda vardır. Bu normal sayılan hareketliliğe fizyolojik mobilite denilmektedir (1). Periodontal lifler dişe gelen kuvvetleri, şekil değişikliğine uğrayarak karşılar. Karşılayamayacağı kadar büyük kuvvetler geldiğinde dişte anormal hareketlilik gözlenebilir. Bu durum artmış diş mobilitesi olarak isimlendirilir. travmadır. Artmış diş mobilitesine birçok faktör sebep olabilir. Bunlardan biri oklüzal Bazen yüksek yapılmış bir dolgu, bazen yüksek yapılmış kuron restorasyonu, bazen de yanlış ortodontik tedavi sonucu bir veya bir grup dişin antagonist dişle ilişkisinin bozulması sonucu oklüzal travma oluşabilir. Oklüzal travmanın dışında, mobiliteye sebep olan birçok faktörle karşılaşabiliriz. Bu derlemenin amacı; mobiliteyi, mobilite sebeplerini, mobilite sınıflandırılmasını, mobiliteyi değerlendirme yöntemlerini, tedavi yöntemlerini ve plağa bağlı periodontal hastalık ile ilişkisini değerlendirmektir.

2. MOBİLİTENİN TANIMI Mobilite; günümüze kadar birçok araştırmacı tarafından yapılan araştırmanın içeriğine uygun olarak tanımlanmıştır. Mobilitenin günümüze en uygun tanımı dişin alveol soket içerisinde, periodontal dokuların izin verdiği ölçüde dikey ve yatay yönlerde sınırlı hareketidir. Bu hareket bazen dönme şeklinde de olabilmektedir (1). 2.1. Fizyolojik Mobilite Tüm sağlıklı dişlerde sınırlı mobilite vardır (2). Bu mobilite fizyolojik mobilite olarak isimlendirilir. Fizyolojik mobilite, dişe orta şiddette kuvvet uygulandığında periodonsiyumun esnekliği sayesinde dişte gözlenen sınırlı harekettir (3, 4). Fizyolojik mobilite değeri günün çeşitli saatlerinde ve dişin lokalizasyonuna göre değişim gösterir. En yüksek değer sabah saatlerinde gözlenmiştir ve bu değer ilerleyen saatlerde azalma eğilimindedir. Sabahları diş mobilitesinin artışının nedeni uyku sırasında hipofonksiyona bağlı olarak dişlerde yükselme meydana gelmesidir. Yirmidört saat içerisinde gözlenen bu varyasyonlar diş sıkma ve bruksizm gibi oklüzal alışkanlıklara kıyasla daha az mobiliteye neden olur (2). 2.2. Patolojik Mobilite Mobilite fizyolojik sınırın dışına çıktığında anormal veya patolojik mobilite olarak adlandırılır (2). İnsan dişlerindeki mobilite değerleri birçok araştırmacı tarafından incelenmiştir (4-7). Mühlemann (5), yaptığı bir araştırmada dişlere 50 ile 1500 gr. arasında giderek artan kuvvet uygulamıştır. Sonuçta iki farklı kuvvet-yer değiştirme eğrisi elde etmiştir. Bu eğrilerden ilki daha dik şekilde gözlenir ve birincil diş mobilitesi olarak adlandırılır. İkinci eğri ise birinci eğriye göre dik değildir. Bu da ikincil diş mobilitesi olarak adlandırılmıştır (4) (bkz. Şekil 1). 2

Mühlemann (5) 1960 yılında yaptığı bir çalışma sonrasında normal diş mobilitesini kuronuna 500 gr kuvvet uygulanan diş kuronunun bukkolingual yönde toplam yer değiştirmesi olarak tanımlamıştır. Ayrıca bu yer değiştirmenin kesici dişlerde (0,1-0,12 mm), molar dişlere (0,04-0,08 mm) oranla, çocuklarda ve kadınlarda ise yetişkinlere ve erkeklere oranla daha fazla olduğunu bildirmiştir. Kanin dişlerde ortalama değer 0,05-0,09 mm arasında, premolar dişlerde ise 0,08-0,1 mm arasındadır (5). Şekil 1 de görüldüğü gibi birincil mobilite aralığı 100 gr ve altı kuvvetlerin dişe uygulanması sonucu oluşmuştur. İkincil mobilite aralığı ise 100 gr ile 1500 gr arasındaki kuvvetin dişe uygulanması sonucu elde edilmiştir. Birincil mobilite eğrisi ikincil mobilite eğrisine göre daha dik seyreder (2). Maymunlar üzerinde yapılan bir çalışmada, birincil mobilitenin periodontal liflerin tutum değiştirerek gelen kuvveti karşıladığı saptanmıştır. Hareketlilik liflerdeki uzama sonuçlanana kadar devam eder. Bu noktadan sonra marjinal kemik kaybı ve yumuşak doku sıkışmaları gözlenir (8). 3

2.3. Azalmış Diş Mobilitesi Azalmış diş mobilitesi reimplantasyon sonrası ankiloz gelişmesi halinde veya kök yüzeyine otojen greft yerleştirilmesi sonrası gözlenir (9, 10). Bu durumda diş soket içinde hareket edemez, sadece kökte ve alveol kemiğinde elastik deformasyon ile hareket sağlayabilir (11). 3. MOBİLİTE DERECESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Mobilite derecesini etkileyen en önemli faktör dişi destekleyen alveol kemiğinin yüksekliğidir. Alveol kemik yüksekliğini azaltan faktörler, mobilite artmasına yol açabilir (1). Mobilite derecesine etki eden dişlerle ilgili etkenler; kök sayısı, kök şekli, kök uzunluğu, kuron-kök oranı olarak sayılabilir. Tek köklü dişlerde çok köklü dişlere oranla daha fazla mobilite gözlenir. Bu durum çok köklü dişlerde destek dokunun ve periodontal liflerin daha fazla olmasına bağlıdır. Kısa ve sivri köklerde normal boyut ve yuvarlak köklere göre mobilite artması riski fazladır (2). Oklüzal travma da mobiliteyi arttıran bir faktördür. Travmatik oklüzyon sonucu oluşan mobilite kortikal kemik katmanının rezorpsiyonuna bağlıdır. Travmanın etkisi ile periodontal lifler etkilenir ve tepki olarak periodontal ligament boşluğunda genişleme meydana gelir. Oklüzal travma (travmatik oklüzyon) konusu ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Ayrıca, dişin çevre dokularında gözlenen enflamasyon dişin uzamasına ve periodontal ligament aralığının genişlemesine neden olabilir. Bu da mobilite olarak karşımıza çıkar (2). 4

Klinik olarak sıkça izlediğimiz ve belirgin bir şekilde gözlenen bir başka artmış mobilite örneği ise periodontal cerrahi operasyon sonrası ilgili dişte gözlenen fizyolojik sınırlar dışındaki hareketliliktir. Diş mobilitesi gebelikte daha fazla artış gösterir. Bu durum menstrual döngü veya doğum kontrol ilaçlarının kullanımı ile ilişkilendirilmiştir. Bu kişilerde periodontal hastalığa eşlik eden veya etmeyen artmış diş mobilitesi gözlenebilir. Bu durum periodontal dokulardaki fizikokimyasal olaylar ile açıklanabilir (2). Osteomyelitis ve ağız bölgesi tümörleri gibi patolojik hastalıklar da mobilite artışına sebep olabilirler (2). 3.1. Oklüzal Travma Stomatognatik sistemin fonksiyonları büyük ölçüde oklüzal stabiliteye bağlıdır. Oklüzal stabilitenin bozulması sonucu periodontal dokularda hasar meydana gelir. Aşırı oklüzal kuvvetler oklüzyonu bozar (12, 13). Bu ilişki bozulduğu zaman pek çok akut ve kronik karşıt reaksiyon oluşur. Bu karşıt reaksiyonlarda doku yıkımı ortaya çıkabilir ve bu yıkım oklüzal travmadır (1, 2). Kısaca oklüzal travma; oklüzal kuvvetlerin sonucu olarak periodonsiyumdaki doku değişiklikleri ile sonuçlanan doku yıkımı ve/veya yaralanma olarak tarif edilmiştir (2, 14). Glossary of Periodontic Terms isimli sözlükte; oklüzal travma, aşırı oklüzal kuvvetlerin ataşmanda oluşturduğu hasar şeklinde tanımlanmıştır (15). Oklüzal travma varlığında pasif ve fonksiyonel mobilite, aşınmış tüberküller ve genişlemiş periodontal ligament aralığı benzer araştırmalarda yayınlanmıştır (16, 17). 5

Köpeklerde ve maymunlarda yapılan çalışmalar, oklüzal travma varlığında periodontal dokularda kantitatif ve kalitatif değişimlerin olduğunu göstermektedir (18-24). Histolojik bulgular sonucu değişimler şu şekilde özetlenebilir: 1) Periodontal ligament aralığının genişlemesi 2) Osteoklastik alveol kemiği yıkımı 3) Periodontal ligamentte damarsal değişim ve bozulma 4) Kollagen lif sayısında azalma Oklüzal travma herhangi bir zamanda ve çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir (1). Oklüzal kuvvetler ile periodontal yıkımın başlaması ve ilerlemesi arasındaki ilişki uzun zaman tartışılmış, bu yüzyılın başında aşırı oklüzal kuvvetlerin periodontal yıkım için bir ana sebep olduğu kabul edilmiştir (1). 3.1.1. Oklüzal Travma ile Plağa Bağlı Periodontal Hastalık İlişkisi: Histolojik Değerlendirmeler Karolyi (25) 1901 yılında yaptığı çalışmada, ilk defa, aşırı oklüzal kuvvetler ile periodontal yıkım arasında ilişkinin var olduğunu göstermiştir. Stillman (26) aşırı oklüzal kuvvetlerin periodontal hastalığın esas sebebi olduğunu ve periodontal hastalığın kontrolünde oklüzal tedavinin şart olduğunu belirtmiştir. Buna karşın, oklüzal kuvvetlere periodonsiyumun cevabını açıklamak için koyun ve maymunlar üzerinde yapılan çalışma sonucunda periodontal hastalığın oluşmasında en az etkili faktörün oklüzal travma olduğu gösterilmiştir (27). Orban ve Weinman (28) periodonsiyum üzerine gelen aşırı oklüzal kuvvetlerin değerlendirilmesi için kadavralar üzerinde çalışmalar yapmış ve oklüzal kuvvetlerin 6

periodontal yıkımı etkilemediğini, destek kemik içine yayılan enflamasyonun yıkıma neden olduğunu ileri sürmüşlerdir. Oklüzal kuvvetlerin periodontal yıkım üzerindeki etkilerini araştırmak için yapılan hayvan deneylerinin hiçbiri, oklüzal kuvvetlerin, periodontal yıkımın esas nedeni olduğu fikrini desteklememiştir (27). Glickman (29) köpek ve maymunlarda yaptığı çalışmada aşırı oklüzal kuvvetlerin dişlerde periodontal yıkımın yön ve yolunu değiştirdiğini belirtmiştir. Yine Glickman (29) yaptığı kadavra çalışmasında, aşırı oklüzal kuvvetlerin, periodontal ligament liflerinin dizilimini değiştirdiğini ve dikey yönde kemik yıkımına neden olduğunu iddia etmiştir. Waerhaug (30) çok sayıda kadavra çalışması sonucunda oklüzal kuvvet ve kemik yıkımı arasında bir ilişki olmadığını, kemik kaybına subgingival plağın neden olduğunu bildirmiştir. Prichard ve Manson un (31, 32) bulguları da bu görüşü destekler niteliktedir. Bazı araştırmacılar, Glickman ın oklüzal travmanın periodontal hastalığı kötüleştirici etki yaptığı fikrini desteklerken, bazım araştırmacılar ise Waerhaug un oklüzal travma ile periodontal dokuların yıkım dereceleri arasında bir bağlantı bulunmadığı fikrini kabul eder (29, 30). Köpekler ve maymunlar üzerinde yapılan çeşitli araştırmalarda, aşırı oklüzal kuvvetler kaldırıldığında histolojik iyileşmenin olduğu gösterilmiştir (27, 33, 34). Bu çalışmalarda uygulanan kuvvet ve üzerinde çalışılan hayvan türü farklılık göstermekle beraber, mikrobiyal plak yokluğunda aşırı oklüzal kuvvetlerin kemikte yoğunluk kaybı ve dişte mobilite oluşturduğu, fakat bu kuvvetlerin tek başına ataşman kaybının sebebi olmadığı sonucuna varılmaktadır. Aşırı oklüzal kuvvetlerin 7

kaldırılması sonucu kemik yoğunluğunun normale döndüğü iddia edilmiştir. Hayvan modellerinde, aşırı oklüzal kuvvetlerin plak varlığında dişeti enflamasyonu ve alveol kemiğinde daha fazla yoğunluk kaybına neden olduğu gözlenmiştir (27). Wang ve ark. (35) aşırı oklüzal kuvvetlerin mobiliteyi arttırdığını ve furkasyon bölgelerinde daha geniş kemik kaybına sebep olduğunu bildirmişlerdir. McGuire ve ark. (36), ısırma plağı ile tedavi edilmemiş parafonksiyonel alışkanlıklar sonucu oluşan oklüzal travmayı mobilite, kötüleşmiş prognoz, diş kaybı ve ataşman kaybında artış ile ilişkilendirmiştir. 3.1.2. Oklüzal Travma ile Plağa Bağlı Periodontal Hastalık İlişkisi: Klinik Değerlendirmeler Rosling ve ark. nın (37) yapmış oldukları klinik çalışmada mobil dişli ve açılı kemik kaybına bağlı ileri periodontal hastalıklı bireylere antimikrobiyal tedavi uygulanmış, iyileşme; ataşman seviyesi ölçümleri ve radyografik görüntüleme ile değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına dayanarak, lokalize kemik içi cep bulunan artmış mobiliteye sahip dişteki iyileşme derecesinin komşu sağlam dişle aynı olduğu savunulmuştur. Başka bir çalışmada ise Fleszar ve ark. (38) klinik olarak mobil dişteki ceplerin periodontal tedaviye, aynı düzeyde hasarlı stabil diş kadar iyi cevap vermediği kararına varmıştır. Pihlstrom ve ark. (39) oklüzal travma ile periodontitis arasındaki ilişkiyi üst 6 numaralı dişlerde radyografik ve klinik veriler ile değerlendirmiş ve sağlam dişlere kıyasla, artmış mobilite, genişlemiş periodontal ligament aralığına sahip dişlerde 8

daha derin cepler, daha fazla ataşman kaybı, daha düşük kemik desteği olduğunu bildirmiştir. Burgett ve ark. (40) oklüzal düzenlemenin periodontitis tedavisi üzerindeki etkisini, bir grup periodontitisli hastaya kök yüzeyi düzleştirilmesi ve flep operasyonu bir grup hastaya da bu işlemlere ek olarak geniş çaplı oklüzal düzenleme uyguladıkları bir klinik araştırmada değerlendirmiştir. İki yıl sonra yapılan kontrolde oklüzal düzenleme yapılan hastalarda yapılmayanlara kıyasla sondalamada ataşman kazancının yaklaşık olarak 0,5 mm. daha fazla olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak, yapılan çalışmaların çoğunda, oklüzal travmanın periodontal yıkımı başlatmadığı, fakat var olan periodontal hastalığı hızlandırmada risk faktörü olduğu sonucuna varılmıştır (38-40). 3.1.3. Oklüzal Düzenleme Sonrası Mobilitenin Azalması Erken kontakların ortadan kaldırılması sonucu mobilitenin azaldığı veya tamamen ortadan kalktığı ve periodontal ligament aralığının daraldığı gözlenmiştir (16, 24, 41, 42) Vollmer ve Rateitschak (41) gingivitisli ve artmış mobilite olan dişlerde oklüzal travmayı ortadan kaldırmanın etkilerini değerlendirmiştir. Tedavi edilen dişlerin mobilite değerlerinde, dişeti dokusu tam olarak iyileşmeden kayda değer miktarda azalma olduğunu izlemiştir. Polson ve ark. (24) oklüzal travmanın neden olduğu lezyonların geri dönüşünü maymunlarda yapılan bir çalışmada araştırmışlardır. Araştırmacılar ilk olarak dişlerde oklüzal travma oluşturmuş ve mobilite artışı ile birlikte interdental aralıkta 9

kemik rezorpsiyonu oluşmuş, fakat ataşman kaybı oluşmamıştır. Travma yaratan etkenin ortadan kaldırılmasından 10 hafta sonra 1) Normal mobilite, 2) Normal periodontal ligament aralığı, 3) Periodontal liflerin yeniden düzenlenmesi, 4) Alveol kemiği rejenerasyonu gözlenmiştir. Lindhe & Ericsson (42) köpeklerde yaptıkları çalışmada oklüzal travmanın ortadan kaldırılmasından sonra mobilitenin gerilediği ve periodontal aralığın daraldığını öne sürmüştür. 4.MOBİLİTENİN FARKLI ARAŞTIRMACILARA GÖRE SINIFLANDIRILMASI Mobilite günümüze kadar birçok araştırmacı tarafından farklı şekillerde sınıflandırılmıştır. En çok bilinen ve kullanılan sınıflandırmalar Mühlemann (4) ve Miller e (43) aittir. 4.1. Mühlemann ın (4) Mobilite Sınıflaması 0: Normal diş mobilitesi (fizyolojik diş mobilitesi) 1: Algılanabilir mobilite 2: Görülebilen diş mobilitesi ( 0.5 mm ye kadar) 3: Şiddetli diş mobilitesi (1 mm ye kadar) 4: Aşırı diş mobilitesi (dikey diş mobilitesi) 10

4.2. Miller in (43) Mobilite Sınıflaması 0: Kuvvet uygulandığında 0.2 mm yi geçmeyen hareket 1: 1 mm den daha az hareket 2: 1-2 mm arasında hareket 3: 2 mm yi aşan, dikey yönde veya dönme hareketi Diğer araştırmacıların mobilite sınıflandırmaları ise şöyledir: 4.3. Darby ve Walsh ın (44) Mobilite Sınıflaması Sınıf 1: Herhangi bir yönde 1 mm ye kadar olan mobilite Sınıf 2: Herhangi bir yönde 1 mm yi aşan dikey mobilitenin olmadığı mobilite Sınıf 3: Yatay ve dikey yönde kombine hareketlilik 4.4. Nield-Gehrig ve Houseman ın (45) Mobilite Sınıflaması N: Normal mobilite (fizyolojik mobilite) 1. derece: Hafif mobilite (1 mm ye kadar bukkolingual yönde yatay mobilite) 2. derece: Orta seviye mobilite (1 mm den fazla yatay yönde mobilite) 3. derece: Şiddetli mobilite (1 mm den fazla yatay ve dikey yönde mobilite) 4.5. Pattison ve Pattison un (46) Mobilite Sınıflaması + mobilite: Fark edilir derecede hareketlilik I mobilite: Bukkolingual yönde toplam 1 mm hareketlilik II mobilite: Bukkolingual yönde toplam 2 mm hareketlilik III mobilite: Bukkolingual yönde toplam 3 mm veya üstü değerde hareketlilik, burada dikey mobilite de izlenebilir 11

4.6. Perry, Beemsterboer ve Taggart ın (47) Mobilite Sınıflaması 0 derece: fizyolojik mobilite ½ derece: Fizyolojik mobiliteden fazla fakat yatay yönde 1 mm yi aşmayan mobilite 1 derece: Hafif patolojik mobilite (yaklaşık 2 mm bukkolingual mobilite) 3 derece: Aşırı patolojik mobilite (2 mm den fazla dikey mobiliteye bukkolingual veya mezyodistal hareketliliğin eşlik ettiği durum) 4.7. Wilkins (48) ve Carranza (2) nın Mobilite Sınıflaması N: Normal mobilite. 1: Hafif mobilite ( fizyolojik mobiliteden büyük) 2: Orta derece mobilite (1 mm den fazla hareketlilik) 3: Şiddetli mobilite (tüm yönlerde hareketlilik gözlenebilir. Hem dikey hem de yatay) 5. MOBİLİTE BELİRLEME ve DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ Klinik olarak mobilitenin tespitine yönelik çeşitli manüel yöntemler uygulanmıştır. Bu yöntemler sübjektif sonuçların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Çeşitli cihazların geliştirilmesiyle manüel yöntemlerin sübjektif sonuçları yerini objektif sonuçlara bırakmıştır. Yatay mobilite ölçümü; iki el aletinin sap kısımlarını dişin bukkal ve lingual yüzüne yerleştirip dişe bu yönlerde kuvvet uygulayarak yapılır (bkz. Şekil 2). Dişin fasiyolingual yönde göstermiş olduğu toplam hareketlilik mobilite değerini verir. Dikey mobiliteyi saptamak için tek alet kullanılır ve aletin sap kısmı dişin oklüzaline dik gelecek şekilde yerleştirilir. Dişin uzun eksenine 12

paralel olacak şekilde kuvvet uygulanır (bkz. Şekil 3). Dişin dikey yönde göstermiş olduğu hareketlilik dikey mobilite değerini verir. Bir başka manüel teşhis yöntemi ise fremitustur. Çeneler oklüzyonda iken alt çene yatay yönde hareket ettirilir ve parmak dişin vestibül yüzüne konarak diş hareketi hissedilir (bkz. Şekil 4). 13

En çok bilinen ve kullanılan mobilite teşhis cihazı Periotest dir (Siemens AG, Bensheim, Germany) (bkz. Sekil 5). Mobilite ölçümünde objektif bulgular elde etmek için tasarlanmış olan bu cihaz 1986 yılında dişhekimliğinde kullanılmaya başlanmıştır (49, 50). Periotest diş kuronuna uygulanan, tekrarlayan darbelere karşı oluşan reaksiyonu ölçer. Periotest değeri bir dereceye kadar diş mobilitesinin miktarına fakat esas olarak periodonsiyumun kuvvetleri karşılama özelliğine bağlıdır ve biyofiziksel bir parametredir (49). Periotest saniyede 4 defa olmak üzere, elektronik kontrollü ucu ile diş kuronuna 16 kez perküsyon yapar. Ölçümün yapıldığı nokta anatomik kuronun ortasıdır (bkz. Şekil 6 ) (49, 50). 14

Vurucu uç dişe temas ettiğinde yavaşlar. Periodonsiyumun stabilitesi ne kadar yüksekse, durdurucu etki o kadar yüksektir. Bu frenleme etkisi vurucu uçtaki akselerometre ile kaydedilir. Diş ile vurucu uç arasındaki kontak süresi (0,3 ile 2 milisaniye arasında değişir) Periotest sisteminde analiz için kullanılan sinyaldir (49, 51, 52). Periotest değerleri -8 den +50 ye kadar sayısal bir indeks üzerine kurulmuştur (49). Sağlıklı dişlerde gözlenen Periotest değerleri Tablo 1 de gösterilmiştir. Tablo 1: Sağlıklı dişlerde gözlenen periotest değerleri Diş no 1 2 3 4 5 6 7 Maksilla kadın 3-13 3-10 0-6 3-10 3-11 1-8 0-10 Mandibula kadın 3-13 3-9 (-) 1-4 0-4 0-7 (-) 2-6 (-) 2-8 Maksilla erkek 1-11 1-9 (-) 1-4 0-9 0-9 (-) 1-7 (-) 2-8 Mandibula erkek 3-10 2-6 (-) 1-4 (-) 1-3 (-) 2-5 (-) 3-4 (-) 2-5 Yaygın olarak kullanılan Miller in manüel mobilite sınıflamasıyla Periotest sınıflamasının karşılaştırması Tablo 2 de gösterilmektedir. Tablo 2: Periotest değerlerinin Miller in mobilite indeksiyle karşılaştırılması Periodontal sağlık durumu Klinik olarak sağlıklı dişler Mobilite İndeksi (Miller) Periotest Değeri (PTD) 0-8 < PTD> +9 Palpe edilebilir mobilite I 10 < PTD> 19 Gözle görülebilir mobilite Dudak veya dil basıncıyla görülen mobilite II 20 < PTD> 29 III 30 < PTD> 50 15

Kullanım talimatlarına uyulduğu sürece ölçüm hassasiyeti ön dişlerde 1 Periotest değeri (PTD), arka dişlerde 2 PTD dir (49). Carrusa ve ark. nın (53) 95 hastada 2336 kalıcı diş üzerinde yaptıkları çalışmada Periotest cihazının hassasiyeti % 90, kesinliği % 98 olarak açıklanmış ve sonuç olarak bu cihazın hızlı, güvenilir ve kolay kullanılabilen bir mobilite ölçüm cihazı olduğu sonucuna varılmıştır. 6. ARTMIŞ DİŞ MOBİLİTESİNİN TEDAVİSİ 6.1. Kemik yüksekliği normal, periodontal ligament aralığı genişlemiş mobil dişlerde tedavi Uygun olmayan dolgu veya kuron restorasyonları dişlerde aşırı kuvvetlerin oluşmasına yol açabilir. Bu kuvvetler dişlerin periodontal dokularında adaptif değişimlerin gözlenmesine sebep olur. Adaptif değişiklikler periodontal ligament aralığının genişlemesi ve alveol kemiği yıkımıdır. Aşırı kuvvetlerin etkisi ile dişlerde hipermobilite gözlenir. Oklüzal yüzeylerin oklüzal düzenleme ile ideal antagonist uyuma getirilmesi aşırı kuvvetlerin eliminasyonunu sağlar. Bunun sonucunda ise periodontal aralık normal genişliğine geri döner ve diş stabilitesine kavuşur. Sonuç olarak denilebilir ki; oklüzal travmanın neden olduğu alveol kemiği kaybı ve periodontal aralığın genişlemesi oklüzal düzenleme ile geri dönebilir (54). Tedavi edilmemiş, plağa bağlı yumuşak doku lezyonlu dişlerde ise her zaman tatmin edici stabilite artış gözlenmez (55). 16

6.2. Alveol kemik yüksekliği azalmış, periodontal ligament aralığı genişlemiş mobil dişlerde tedavi Azalmış kemik yüksekliği görülen dişler yatay kuvvetlerin etkisi altında kaldığında periodontal ligamentteki iltihabi reaksiyonlara eşlik eden kemik yıkımı meydana gelebilir. Eğer aşırı kuvvetler oklüzal düzenleme ile ortadan kaldırılırsa, kemik yüksekliği travma öncesindeki seviyeye döner, periodontal ligament eski genişliğine kavuşur ve diş stabil hale gelir (54). İlk iki durumun sonucunda, oklüzal düzenlemenin, periodontal ligament genişliğinin artmasıyla meydana gelen mobiliteye karşı etkili bir tedavi şekli olduğu söylenebilir (54). 6.3. Alveol kemik yüksekliği azalmış, periodontal ligament genişliği normal mobil dişlerde tedavi Alveol kemik yüksekliğinin azalmasına bağlı artmış mobilite varlığında periodontal ligamentte genişleme yoksa bu dişe oklüzal düzenlemenin tedavi açısından olumlu bir katkısı olmaz. Normal periodontal ligament genişliği gözlenen dişte alveol duvarlarında kemik apozisyonu oklüzal düzenleme ile sağlanamaz. Mobilite, hastanın çiğneme fonksiyonunun sonucu değilse cerrahi girişim dışında tedavi yapılamaz. Eğer mobilite şiddeti hastanın günlük hayatında rahatsız edici oluyorsa splint uygulanır (54). Sonuç olarak; artmış diş mobilitesi veya köprü mobilitesi kemik yüksekliğinin azalmış olmasından kaynaklanıyorsa, oklüzyonun stabil olması koşuluyla splint uygulamasından kaçınılır. Splint; mobilitenin çiğneme fonksiyonu veya hasta konforunu etkilediği durumlarda uygulanır (54). 17

6.4. Alveol kemik yüksekliği azalmış, periodontal ligament genişliği giderek artan, ilerleyici tarzda mobilite bulunan dişlerin tedavisi Periodontal hastalık ilerleyerek öyle bir seviyeye ulaşabilir ki; bir veya birkaç dişin çekilmesi kaçınılmaz olur. Periodontal tedavi sonrası ileri derecede mobilite veya giderek artan mobilite gösteren dişlerde fonksiyon sırasındaki oklüzal kuvvetlerin mevcut periodontal ligamentte yıkıma sebep olduğu açıkça ortadadır. Bu da dişlerin çekimine yol açar. Böyle bir dişi sadece splint koruyabilir. Böyle olgularda splintin 2 hedefi vardır: 1) Hipermobil dişi hareketsiz hale getirmek 2) Eksik dişi yerine koymak Periodontal destek ileri derecede azaldığında diş mobilitesi giderek artıyorsa, başka bir deyişle fonksiyondaki bir veya birkaç diş karşılayabileceğinden daha fazla kuvvetlerin etkisi altında kalıyorsa splint uygulanmalıdır (54). 7. GİNGİVİTİS, PERİODONTİTİS TEDAVİSİ ve MOBİLİTE Periodontal tedavinin mobilite üzerine etkisi birçok araştırmacı tarafından ele alınmıştır. Donze ve ark. nın (56) yaptığı araştırmada, supragingival diştaşı temizliği ve gingivitis tedavisi yapılan periodontitisli bireylerde mobilitenin gerilemediği gözlenmiştir. Bu bulgu gingivitisin tek başına hipermobiliteye sebep olamayacağı fikrini destekler (57,58). Periodontal dokularda iltihabi süreci kontrol altına alan tedavi işlemleri genellikle artmış patolojik mobilitenin azalması ile sonuçlanır (37, 55, 59-65). 18

Rosling ve ark. (37) periodontal tedavi sonrası kemik içi ceplerde kemik rejenerasyonu sağlama olasılığını araştırmışlardır. Optimal plak kontrolü ve dişeti enflamasyonu gözlenen deneklerde 2 ve 3 duvarlı defektler tamamen doldurulmuştur. Tedaviden önce mobilite görülen 37 dişin 25 inin tedaviden 2 yıl sonra sağlamlaştığı gözlenmiştir. Persson tarafından yapılan çalışmalarda (60, 61, 66) farklı periodontal tedavi tekniklerinin mobilite üzerine etkisi araştırılmıştır. İleri ve orta derece periodontitisli bireylerde diş yüzeyi temizliği, kök yüzeyi düzleştirilmesi, gingivektomi ve flep operasyonu şeklinde tedavi teknikleri denenmiştir. Tüm teknikler dişeti dokusunun iyileşmesi ve mobilitenin azalmasıyla sonuçlanmıştır. Lindhe ve Nyman (59) periodontal tedavi sonrası 5 yıl boyunca izledikleri ileri periodontitis hastası 75 bireyde iyi plak kontrolü ile mobilitenin gerilediğini fakat alveol kemik seviyesinde değişiklik olmadığını bildirmişlerdir. Lindhe ve Ericsson un (64) köpekler üzerinde yaptıkları çalışmada köpek dişlerine 9 ay süreyle ligatür uygulanmış ve dişler çalışmanın 6. ve 9. ayları arasındaki 3 ay süreyle oklüzal travmaya maruz bırakılmıştır. Periodontal cerrahi 9. ayda uygulanmış ve plak kontrolüne başlanmıştır. Çalışmanın 9. ayında 6. aydan daha az mobilite belirlenmiş, kemik kaybı ve periodontal ligament genişlemesi her iki ölçümde de gözlenmiştir. Birinci yıl sonunda mobilite derecesi deneysel periodontitis oluşturma döneminin sonunda ölçülen değerden düşük çıkmıştır. Alınan biyopsilerde dişeti dokusunda iltihabi hücre birikimi ve kemik rejenerasyonu gözlenmemiştir. Polson ve ark. nın (65) maymunlarda yaptığı çalışmada 10 hafta ligatür uygulanarak deneysel periodontitis oluşturulan dişlere kök yüzeyi temizliği 19

uygulanmıştır. İyileşmeden 10 hafta sonra periodontal dokuların histolojik ve klinik durumu karşılaştırılmıştır. Deneysel periodontitis oluşturma işlemi; 1) mobilite artışı 2) dişeti enflamasyonu 3) ataşman kaybı, 4) periodontal ligament aralığının marjinal bölümünün de içinde bulunduğu alveol kemik yıkımı ile sonuçlanmıştır. Tedaviden 10 hafta sonra dişeti iyileşmiş, deneysel periodontitis oluşturulan dişlerdeki mobilite gerilemiştir. Biyopsi örneklerinin histolojik analizi yumuşak dokuda iltihabi hücre birikiminin azaldığını göstermiştir. Bu çalışma, patolojik olarak artmış mobilitenin periodontal tedavi sonrası azalmasının periodontal ataşmanın yeniden düzenlenmesine bağlı olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, bu çalışmalar (37, 41, 59, 64, 65); artmış mobilitenin periodonsiyumdaki plağa bağlı lezyonların ortadan kaldırılmasına yönelik tedavi işlemleri sonrasında kısmen veya tamamen ortadan kalkacağını göstermektedir. Baelum ve ark. (67) Kenyalı yetişkinlerde periodontal hastalık şiddet ve sıklığını değerlendirmiştir. Dişlerin % 5 inden azında ileri derecede artmış mobilite gözlenmiş, tüm mobil dişlerde ataşman kaybı 7 mm den fazla bulunmuş, klinik ataşman kaybı 7 mm den fazla olan dişlerin % 65 inin yüksek değerde artmış mobilite göstermediği gözlenmiştir. Sonuç olarak, artmış diş mobilitesi ile şiddetli periodontal yıkımın çok yaygın olmadığı bildirilmiştir. Ismael ve ark. (68) 28 yıl izledikleri 165 hastada, 4 mm üzerindeki ataşman kaybı ile artmış mobilite arasında güçlü bir ilişki olduğunu saptamışlardır. Benzer bulgular Wang ve ark. (35) tarafından da gözlenmiştir. 20

Jin ve Cao (17) ve Philstrom ve ark. (39) klinik olarak artmış mobiliteli, fonksiyonel mobiliteli veya genişlemiş periodontal ligament aralığı bulunan dişlerde bu belirtilerin olmadığı dişlere göre daha derin cep, daha fazla ataşman kaybı olduğunu ve daha az kemik desteği kaldığını belirtmiştir. Ancak bu çalışmalardan, artmış mobilitenin periodontal hastalık nedeni mi yoksa subgingival plak tarafından meydana gelen ileri periodontal yıkımın bir sonucu mu olduğuna karar vermek zordur. Ericsson ve Lindhe (21) köpek dişlerinde yaptıkları çalışmada, stabil ve mobil dişlerin periodontal dokularında deneysel periodontitis oluşturmuştur. Test grubundaki dişler yıkıcı fazın başlangıcında artmış mobiliteye sahip olmasına rağmen periodontal lezyonun ilerlemesi her iki grupta da aynı olmuştur. Bu çalışma plağa bağlı lezyon gelişiminin mobilite derecesi ile ilişkili olmadığı, bu durumda mobilitenin, cep içerisindeki plağın apikal yönde ilerlemesine etki etmediği yönünde sonuçlanmıştır (21). Ericsson ve ark. (69) deneysel bir çalışmada 5 köpeğe ligatür yerleştirmiş ve bir taraftaki dişlere splint uygularken, diğer taraftaki dişlere splint uygulamamıştır. Deney sonucunda splint uygulanan grupta mobilite gözlenmezken, diğer tarafta mobilite gözlenmiştir. Fakat enflamasyonun apikal yayılımı, ataşman ve alveol kemik kayıpları benzer bulunmuştur. Çalışma sonucunda mobilitenin, periodontal doku yıkımının ilerlemesine etki etmediği ileri sürülmüştür. Lindhe ve Ericsson (42) başka bir deneysel çalışmada köpeklere 3 ay süreyle ligatür uygulamış ve molar dişlerde travma yaratarak deneysel periodontitis oluşturmuşlardır. Ligatürler 3.ay sonunda çıkarılmış, fakat test grubunda (tek yarım çenede) jiggling kuvvet kaldırılmamıştır. Test grubunda belirgin şekilde artmış 21