40 national geographic ocak 2010 lidya 41



Benzer belgeler
ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 4 LYDİALILAR 2

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

Lidyalılar Batı Anadolu'da hala etkin olan Kimmerleri Kızılırmak'ın ötesine sürerek bu tehlikeye kalıcı olarak son vermişlerdir.

LİDYA DEVLETİ VE LİDYA (KARUN) HAZİNELERİ

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

MÜZİK ALETLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIR

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.


İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

AHIRIN İÇİNDEKİ SARAY 300 Ispartalı filmini hatırladınız mı?

Urla / Klazomenai Kazıları

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor?

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

DÜNYANIN ÇÖZEMEDİĞİ GİZEM: GÖBEKLİ TEPE

Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

AYDIN SULTANHİSAR NYSA ANTİK KENTİ VE SU TÜNELİ 08 AĞUSTOS 2013 MEHMET BİLDİRİCİ

SAGALASSOS TA BİR GÜN

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

BUNLARI BiLiYOR MUYDUNUZ

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

Aspendos Antik Kenti Sponsorluk Dosyası

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-II 7.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski DOĞU: Anadolu Lydialılar-Lidya Uygarlığı


ŞANLIURFA YI GEZELİM

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir.

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

HACIBAYRAMLAR 1 NO.LU YAPI ASLANLI YANAL SİMA PLAKALARI

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

2500 YILLIK YERLEŞİM YERİ: AVŞAR AVŞAR DA ÖREN YERLERİ

THE ENGLISH SCHOOL GİRİŞ SINAVI Süre: 1 saat ve 30 dakika

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı

Prof. Dr. Fahri Işık Hekatomnos Lahdini Akademia Vakfı için anlattı

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

Hırkatepe Köyü-Beypazarı (30 Kasım 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

BATI ANADOLU KORE VE KUROSLARI

İLK ELEKTRON SİKKELER. KLA 206 Yunan Numismatiği

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Eski Mısır Tarihi Kaynakları

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

AKDENİZ İN KUCAĞINDAKİ TARİH ;MAMURE Kapıdaki gişeye yaklaşıp kaleye girmek için ücret ödemek istedim. O sırada gişede oturan hanım görevlinin

Kars Fethiye Camii önünde

Yunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde etkili olmuştur.

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 10. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER KLA ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİ Ege Göçleri Dor Göçleri

KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM ve İLKELERİ

titi fer Dünyanın en güzel N efertiti nin Tüm Zamanların En Güzel Kadını:

TÜRK-ALMAN EGITIM PLATFORMU 1. `EGITIM FUARI BASARILI GEÇTI

Senin güzeller güzeli kızını bir yılan sokup öldürecek.

BASIN METNİ BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica!

MUHSİN ERTUĞRUL MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ TAKI TARİHİ SORULARI 1) Yapılan kazılarda takılarla ilgili ilk bulgular hangi döneme aittir?

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. İSKENDER Gençlik yılları

- Nasreddin Hoca'nın mezarı Eskişehir Sivrihisar'da bulundu.

TARİH 1.

Bilgiye Erişim Merkezi

Sikkeler, Devletler, Hükümdarlar: Eskiçağda Anadolu da Paranın Siyasal, Kültürel ve Ekonomik Rolü

Salihli I Sardes I Gölcük I Birgi

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki XIII numaralı plaka Katalog 23

Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ Y. Lisans Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Doktora Selçuk Üniversitesi. Arkeoloji

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN

Katılabileceğiniz 4 Gizli Örgüt : Nasıl İlluminati Üyesi Olabilirsiniz?


MOĞOLİSTANDA YENİ BULUNAN DONGOİN ŞİREEN ANITLARI ÜZERİNE MÖNHTULGA RİNCHİNHOROL İLE SÖYLEŞİ *

BERGAMA [PERGAMON] DOSYASI

Başlangıç Meridyeni ve Greenwıch - İstanbul

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-III 4.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski BATI SOSYAL ve SİYASAL YAŞAM

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ

Bir hedef seçtiğiniz zaman o hedefe ulaşmanın getireceği bütün zorluklara katlanmanız gerekir. Her başarım bana ayrı bir heyecan, ayrı bir enerji

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

Transkript:

ANADOLU UYGARLIKL ARI Lydia Karun gibi zengin krallar, çıkardıkları altını dünyada ilk kez paraya dönüştüren bir halk ve bu zenginliği korumak için üç ayrı duvarla çevrili bir kent, Sardes. Batı Anadolu dan Kızılırmak a kadar uzanan bir etkiye sahip Lydia Krallığı nı anlayabilmenin yolu Manisa nın Sart köyünden geçiyor. Tapınak mimarisini anımsatan bir yapı içinde, kanatlı güneş kursu altında, birbirine dönük insan başlı kanatlı aslanlar, Lydia da Pers satraplık dönemini yansıtıyor. Altın yapraktan aplike olarak hazırlanmış ince altın levhanın kenarındaki delikler olasılıkla üst düzey bir kişinin giysisi üzerine dikildiğini gösteriyor. 40 national geo graphic o cak 2010 lidya 41

Lydia nın altın sikkeleri İÖ 6. yüzyıldan itibaren üretilmeye başlandı. Dünyanın bilinen bu ilk altın sikkeleri, İstanbul Arkeoloji Müzeleri ndeki altın, gümüş ve elektron Sardes sikkelerinin bir kısmı müze salonlarında teşhirde. lidya 43

YAZI: ŞENGÜL AYDINGÜN FOTOĞRAFLAR: MURAT TÜREMİŞ Prof.Dr. Nicholas D. Cahill (Nick), küçük bir kapağı kaldırmış ve ortaya çıkan aralığın içinde kaybolmuştu. Kenara dayanmış metal merdiven uçlarını gördüm, yıllardır arkeolojinin içinde olmuş biri olarak tereddüt etmeden merdiveni kavradım. Nick henüz 8 metre aşağıdaki yer seviyesine inmemiş, basamakları bitirmeye çalışıyordu. Dengemi sağlayıp merdivene bastım ve peşinden inmeye başladım. Girdiğimiz deliğin küçüklüğünden beklenmeyecek kadar geniş ve derin bir yere iniyorduk. Bir tarafta kırmızımsı bir toprak duvar, karşısında ise kaba taşlardan, düzgün bir şekilde inşa edilmiş bir sur vardı. Merdivenden en son inmekte olan California Üniversitesi nden Prof. Dr. Crawford H. Greenewalt Jr. (Greenie) ise 1959 dan beri buradaydı ve 1977 den itibaren 30 yıl süreyle kazı başkanı olarak görev yapmıştı. Nerede olduğumuzu anlayabilmek için Nick e bakıyordum. Halen Wisconsin Madison Üniversitesi nde profesör olan Nick, Sardes e 1979 da öğrenci olarak gelmiş ve görünüşe göre kazıdan bir daha ayrılmamıştı. İki yıl önce Greenie nin emekliye ayrılmasıyla da, Harvard Üniversitesi merkezli Sardes in Arkeolojik Keşfi Heyeti nce yürütülen kazının başkanlığını Nick üstlenmişti. Bir arkeolojik kazı alanını, oraya yıllarını adamış bir kazı başkanı ile gezmekten daha ayrıcalıklı ne olabilir? Tabii ki aynı yere yıllarını vermiş iki kazı başkanı ile gezmek... Nick ve Greenie ile Lydia Krallığı hakkında en fazla bilgiye sahip olabileceğimiz tek kazı alanı olan Sardes teki delikten içeriye girdiğimde ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum. Yerin altında karşımıza çıkan duvar, Lydia dönemindeki kentin duvar sisteminin bir parçasıydı. Greenie, İngilizce olarak anlatırken duvar sözcüğünün arkasındaki çoğul takısının üzerine özellikle vurgu yapıyor ve duvarlar diyordu. İÖ 7 nci yüzyılın sonlarına doğru Lydia- lılar, kenti ve muhtemelen sahip oldukları zenginliği korumak için antik dünyada benzerine az rastlanır 20 metre genişliğinde muhteşem bir duvar inşa etmişlerdi. Ama bunu yetersiz bularak, duvarı güçlendirmek için dışını bir de surla çevirmişlerdi. Duvar da bu yüzden iki, hatta üç kat daha kalın bir hale gelmişti. Ayrıca 7. bu duvarın altında daha önce yapılmış güçlendirilmiş bir duvar daha vardı. Nick, Pers istilasından sonra Lydia duvarının üstüne bir duvar daha inşa edilmiş. Yani burada birbiri ardına inşa edilmiş üç ayrı duvar bulduk diyor. Lydia denince akla, hem gerçek hem masal; Karun un zenginliği ve Midas ın altınları geliyor. Efsane ve masalın gerçeklerle ilişkisini bilmiyoruz ama büyük olasılıkla bir zamanlar bu duvarların bir tarafında çok miktarda altın vardı ve her türlü hırsızı, uğursuzu, yağmacıyı dışarıda tutabilmek için bu kadar güçlü bir savuma sistemine gerek duymuşlardı. Kazı ekibi duvarı bulduktan sonra, hangi tarafın iç, hangisinin dış olduğuna bir süre karar verememiş. Greenie Lydialılar dan günümüze çok az yazılı belge kaldığı için bunu saptamak çok zordu diyor. Var olan belgeler çoğunlukla mezar taşlarına yazılmış, törensel yazılardan oluşuyor. Tüm yazılı tarihsel metinlerin büyük bölümü ise Yunanlılar tarafından, yüzyıllar sonra kaleme alınmış. Bu metinlerden yola çıktıklarında ise kentin tam yeri konusunda bazı karışıklıklar yaşamışlar. Aslında görünen o ki; sorun, Lydialıların yazılı bir tarihe sahip olup olmamaları değil. Greenie, Lydialıların Hititler ya da Mezopotamyalılar gibi kil tabletlere değil parşömenlere yazdıklarını düşünüyor. Mısır çölünün kurak havasında bazı papirüsler günümüze kadar dayanabilirken ve üzerlerindeki bilgileri bize taşıyabilirken Batı Anadolu nun nemli topraklarındaki yazılı metinler çürüyüp gitmiş olabilir. Bu, Lydia dilini çözebilmek açısından oldukça kötü bir durum çünkü şu anda elimizde bulunan metinler ölü bir dili anlamaya yetecek kadar çok değil. Sardes kazılarının son yıllarda en dikkat çekici buluntularından, Pers saldırısı sırasında yıkılan sur duvarlarının altında kalarak hayatını kaybettiği anlaşılan iki Lydia lı askere ait kafatasları. Arkeolog restoratörler dağılmış durumdaki, yaklaşık 2500 yıllık kafatası parçalarını sabırla bir araya getirmeye çalışıyor. Bir gece önce Artemis tapınağının yanında kurulmuş, 50 yıllık geçmişin ihtişamını sergileyen ve kendisi bir tarihi esere dönüşmekte olan kazı evinin bahçesinde sohbet ederken, burada yaptıkları çalışmanın insanlık tarihinde, arkeoloji dünyasında hangi boşluğu doldurduğunu sordum. Arkeologlar, hele bir de yarım asrı tek bir kazıda geçirebilecek kadar bir yere bağlanmış olanları, yaptıkları araştırmanın dünyada tek olduğuna; başka hiçbir yerden gelemeyecek bilgileri, bulguları sağlayacağına gönülden inanmasalar işlerine devam edemezler. Greenie de, Nick de bu düşüncemi destekleyip konuyu Lydialılara ve onların 44 national geo graphic o cak 2010 lidya 45

kurduğu uygarlığa getirdiler. Bu büyük uygarlık konusunda Yunan ve Roma kaynaklarından birşeyler öğrenmek mümkündü ama asıl bilgileri ancak burası, Manisa Salihli nin Sart köyünde yapılmakta olan Sardes kazıları sağlıyordu. Bu bilgiler bize Lydialıların bıraktığı ve arkeologların yeniden kazandırdığı mimari eserler, takılar, dünyada bilinen ilk paralar, ölü gömme adetleri, ufku dolduran sayısız tümülüsler, günlük kullanılan kap kacaklarla geliyordu. Lydialıları anlayabilmek için Sardes ten başka hiçbir yer yoktu. Çünkü, Sardes kazıları Lydia dönemini aydınlatan tek bilimsel kazıydı Tabii ki müzelerin, definecilerin açtığı kaçak kazıların ardından kalanı kurtarmak amacıyla yaptığı kurtarma kazılarını saymazsak! Lydia nın komşusu olan Phrygia nın başkenti Gordion da, Kerkenes Dağı ndaki Pteria olduğu düşünülen antik kentte ve de diğer komşu bölgelerde yapılan İÖ 1. bin kültürlerine ait kazılar biraz, Lydia dönemi hakkında bilgi sağlamasına karşın sadece Sardes te,onlarla doğrudan ilgili bulgulara ulaşabiliyoruz. Greenie ve Nick bu durumu anlamakta zorlanıyordu. Kazı çalışmaları ilerledikçe, yeni bulgular ortaya çıktıkça öğrenmek istediklerinin sayısı hızla artıyordu. Ancak Nick, Her iyi arkeolojik çalışma zaman içinde bize aslında ne kadar az bildiğimizi hatırlatıyor. Ama neden hâlâ Sardes ten başka hiçbir Lydia kenti bulunmadığını anlayamıyorum diyordu. İyi bir arkeolojik çalışmanın, bulduğu her yanıta karşı, iki iyi soru üretmesi gerekirdi ve burada da soruların ardı arkası kesilmiyordu. Örneğin, böylesine önemli bir başkentin nasıl organize olduğuna ve Batı ve Orta Anadolu nun neredeyse tamamını etkilemiş böylesine büyük bir imparatorluğu nasıl yönettiklerine dair bazı kanıtlar olsa da Nick, Sardes teki Lydia binalarının pek azı günışığına çıktı ve kentin nasıl organize olduğuna dair bilinenler hâlâ pek az diyor. Greenie, tarihin yazılı döneminde bile bazı konularda olağanüstü büyük boşlukların olduğunu söylüyor ve yeni bilgilere ulaşmanın tek yolunun arkeolojinin sağlayacağı maddi kanıtları ortaya çıkarmak olacağına inanıyordu. Sardes in yönetim binasının, sarayının yeri henüz belirlenememişti. Düşünsenize, belki de içinde saray arşivleri, tahıl siloları, silah depoları, görevli memurların sayısı hakkında fikir verecek idari binaları, bahçeleri ile dev bir saray, sohbet ettiğimiz noktadan biraz ötede, toprağın altında bizi bekliyor olabilirdi. Umuyorum ki onları eski eser tacirlerinden önce bilim insanları bulacaktı. Denizi Samos Ege BITHYNIA Daskyleion Adramytteion Dorylaion Gordion Thyateira LYDIA Silandos Sardes Hypaipa PHRYGIA Ephesos Miletos KARIA Halikarnassos PAMPHYLIA LYKIA Xanthos A k d e n i z Lydia Krall Lydia e emenli indeki bölgeler Lydia yerleşimleri Di er yerleşimler 0 km 200 NG TÜRKİYE Sardes in kuzeyinde en büyüğü Kral Alyattes e ait, yüzlerce büyük boyutlu tümülüs (mezar tepeleri) inşa edilmiş. Bölge bu nedenle Bintepeler olarak anılıyor (en üstte). Gediz ve Küçük Menderes vadilerinde hüküm süren Lydia Krallığı nın etkisi Kızılırmak a kadar uzanıyordu (üstte). 46 national geo graphic o cak 2010 lidya 47

Tarihin İlk Paraları Paktolos Irmağı ndan koyun postlarının yardımıyla toplanan elektron zerrecikleri Sardes teki arıtma atölyelerinde ayrıştırılarak, altın, gümüş ve ikisinin karışımından oluşan elektron sikkelere dönüştürülüyordu. Paktolos Irmağı (bugünkü Sart çayı) zenginlik ve gücü Lydia krallarının ayağına getirmişti. Kaynağını Tmolos Dağı ndan (Bozdağ) alan ırmak, Lydia nın başkenti Sardes in ortasından akıp giderken alüvyonlarında taşıdığı altın (elektron) zerreciklerinin bir kısmını burada bırakıyordu. Ama Lydia nın zenginliğinde, sadece ırmağın alüvyonlarının değil koyun postlarının da parmağı vardı. Koyun postlarının Paktolos Irmağı na daldırılıp çıkarılması sonucu üzerinde kalan elektron zerrecikleri toplanıyor ve sonra rafineride işleme tabi tutuluyordu. Bu işlem sonucunda ortaya çıkan sikkeler tarihte bilinen ilk madeni paraydı. En eski sikkeler, Lydia kralları tarafından altın ve gümüş alaşımı bir metal olan elektron dan basılmıştı. Doğada bulunan altın, içinde gümüş, bakır ve başka madenleri de barındırabiliyor. Saf hale getirilmesi için işlemden geçmesi gerekiyor. Doğal altın, içerdiği gümüş oranına göre ile elektron olarak adlandırılabiliyor. Eskiçağ dünyasında elektron sikkeler sadece Lydia ya ve Batı Anadolu ya özgüydü. Ancak, birkaç yüz yıl sonra, Phokaia ve Mytilene gibi kentlerde iki metali suni olarak karıştırıp elektron sikke basıldığı biliniyor. Komşularıyla olan ilişkilerinde doğada saf olarak bulunmayan, altın, yani elektron Lydia Krallığı nın prestijiydi. Tarihçi Herodot, Kral Kroisos un (İÖ 6. yüzyıl), dönemin ünlü kehanet merkezi olan Delphoi a 10 talanton ağırlığında beyaz altından (elektron) bir aslan heykeli armağan ettiğini yazıyor. Kroisos un zenginliği ülke sınırlarını aşmış, ünü günümüze kadar ulaşmıştı. Çoğu Doğu toplumlarında Kroisos un adı, Karun olarak biliniyordu. Karun kadar zengin deyimi de ona yapılan bir atıftı. Lydia Krallığı nın değerli madenden kaynaklanan bu zenginliğine bir de egemenliği altındaki Batı Anadolu daki kent devletlerinden aldığı vergileri eklersek, karşımıza çıkan tablonun Lydia krallarının sadece siyasal gücünü değil, aynı zamanda ekonomik gücünü de yansıttığı söylenebilir. Lydia Krallığı elinde bulunan maden zenginliğini sikkeye dönüştürerek insanlık tarihinde bir ilke imza attı. Ancak bu imzada egemenliği altında bulunan Ionia bölgesi kentlerinin (Miletos, Ephesos, Khios, Phokaia, Klazomenai gibi) rolü büyük. Çünkü sikke, ortaya çıktığı yerde, yani Lydia Krallığı topraklarında kalsaydı, münferit ve tekil bir buluş olarak tarihe geçecekti. Fakat öyle olmadı. O dönemde kent-devletleri tarafından gerçekleştirilen kolonizasyon hareketi nedeniyle tüm Ege ve Akdeniz dünyasına yayıldı. Herodot (İÖ 5. yy) ve Polluks un (İS 2. yy) verdiği bilgiler sikkenin icadının Lydia Krallığı yla ilişkisini ortaya koyuyor. Arkeolojik kazılarda ele geçen buluntular da ilk sikkelerin Lydia Krallığı tarafından bastırıldığını kanıtlıyor. Ancak Lydia Krallığı nın ilk sikkeleri kadar önemli bir konu da, sikkelerin metalleri. Sardes te yürütülen arkeolojik kazılarda İÖ 6. yüzyılın ortalarına tarihlenen arıtma atölyeleri açığa çıkarıldı. Günümüzde yapılan laboratuvar çalışmaları, bu atölyelerde elektronun ayrıştırılarak saf altın ve saf gümüş elde edildiğini ve ayrıca altının içinde bulunan bakır gibi adi metallerin de altından ayrıştırıldığını ortaya koydu. Modern analizler, Paktolos un alüvyonlarından elde edilen elektrondaki gümüş miktarının yüzde 20 30 ve altın miktarının yüzde 70 80 olduğu halde, bu elektrondan basılan sikkelerde altın oranının yüzde 55, gümüş oranının yüzde 45 olduğunu gösteriyor. Bu da, Lydialıların elektronun alaşımına müdahale ederek, içerdiği altın miktarını düşürdükleri, buna karşılık gümüş miktarını artırdıkları anlamına geliyor. Söz konusu alaşımda az da olsa bakır da bulunuyordu. Sonuç olarak, Lydia elektron sikkeleri doğrudan Paktolos un alüvyonlarından alınan doğal elektrondan değil, içeriğine müdahale edilmiş elektrondan basılmıştı. Ve bu altın atölyeleri, yılda birkaç yüz kilo altının ayrıştırılıp sikke basımı için hazır hale getirilmesine olanak verecek kapasitedeydi. Lydia Krallığı nın ilk sikkeleri olasılıkla Kral Alyattes (İÖ yaklaşık 610 561) zamanında basıldı. Bu ilk sikkeler elektrondan basılmış olsa da Alyattes in oğlu Kroisos döneminde elektron sikke basımı terk edildi ve hem altın hem gümüşten (iki ayrı metalden) sikkeler basıldı. Lydia Kralı Kroisos zamanında basılan altın, gümüş ve elektron sikkelerin ön yüzünde Lydia Krallığı nın arması olan aslan veya karşılıklı aslan ve boğa başları yer alıyor. 1904 1905 yılları arasında British Museum adına D.G. Hogarth başkanlığında Ephesos taki Artemis Tapınağı nda yürütülen arkeolojik kazılarda çok sayıda elektron sikke ele geçti. Sikkelerden bir kısmının üzerinde hiçbir işaret veya tasvir yoktu; bir kısmının üzeri kazıma çiziklerle kaplıydı; bir kısmında ise hayvan tasvirleri vardı. Ancak hepsinin ortak noktası arka yüzlerinde bir çukurluk bulunmasıydı. Üzerlerinde aslan başı tasvirinin olduğu sikkelerin, aslanın Lydia Krallığı nın arması olması ve Ephesos un Lydia Krallığı nın egemenlik alanı içinde bulunması nedeniyle Lydia Krallığı na ait olduğu düşünülüyor. Lydia Krallığı na ait sikkeler Sardes ve Frig/Phyrg Krallığı nın başkenti Gordion da da ele geçti. Lydialıların kendi sikkelerine verdikleri adı da bilmiyoruz Lydia Krallığı nın aslan başı tasvirli elektron sikkeleri Lydia Milet ağırlık sisteminde basılmıştı. Ana birim 14,1 gram ağırlığındaki stater di. Ele geçen sikkeler, bir staterin yarısı (hemistater, 7,15 gr.), üçte biri (trite, 4,75 gr), altıda biri (hekte, 2,40), onikide biri (1,20 gr.), yirmidörtte biri (0,60 gr.), kırksekizde biri (0,30 gr.) ve hatta doksanaltıda biri (0,15 gr.) kadardı. Günümüze kalan sikkelerden, en fazla basılmış olanın, trite olduğu anlaşılıyor; hatta onun ana birim olduğunu öne süren uzmanlar var. Ufak birimlerdeki sikkelerden çok sayıda bulunması, sikkenin bir kere icat edildikten sonra, günlük yaşamdaki yararlılığının çok çabuk anlaşıldığını ve alıverişlerde ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Kroisos döneminde basılan sikkelerin Pers yenilgisinden (İÖ 546) sonra, Persler tarafından da kullanıldığı kabul ediliyor. Staterlerdeki ağırlık, üslup ve birimlerde görülen farklılık, bir kısmının erken, bir kısmının geç dönem darpları olduğuna işaret ediyor. Böylece Lydia dan çıkan madeni paralar Anadolu ya ve oradan da dünyaya yayıldı... Prof.Dr. Oğuz Tekin 48 national geo graphic o cak 2010 lidya 49

Bir teoriye göre Sardes te yaşayanlar hep oradaydı ve Lydia dan sonra Pers, Hellen ve Roma hâkimiyetine girdiler. Hellenistik dönemde yapımına başlanan Artemis Tapınağı da burada yaşayan Lydialıların torunları tarafından yapılmış olabilir. lidya 51

Altın zemin üzerine turkuvaz, beyaz ve kırmızı damarlı akik ile kahverengi damarlı akik yanında metamorfik taşların kakıldığı kanatlı güneş kursu biçimli kolye ucu. Tipik bir Pers motifi olan bu eser, Türkiye ye dönen Karun Hazinesi nin parçaları arasında. Biz arkeologlar için birkaç giysi ve yiyecek tasviri bile eski yaşamlar hakkında öğrenmek istediklerimiz için yeterli ipucu olabilirdi; sosyal durumları, statüleri, gelenekleri... Pahalı ve şık bir giysi her zaman prestij ve güç simgesidir. Kazı evinin gölgesinde, asırlık ağaçların altına kurulu masanın etrafındaki beş Amerikalı arkeoloğu giysileri, oturuşları, çaya bandıkları sıradan bisküvilerden değerlendirmeye kalkanlar eğlenceli sonuçlara ulaşabilirler. Eski başkan Prof.Dr. Greenewalt açık sarı, kolları kıvrılmış gömleği, bej rengi hafif solmuş pantolonu güneş ve rüzgârdan yanmış yüzü ile bir istisna oluşturmuyordu ama sözcükleri tane tane seçerek yaptığı itinalı konuşması, seçkin ifade tarzı her şeyi değiştiriyordu. Greenie ye, Lydialıların çevre devletlerin arşivlerinde iz bırakmış olmaları gerektiğini sormuştum. O da Lydia Kralı Gyges in Asur Kralı Asurbanipal a gönderdiği heyetten söz etmişti: Asurlular, batıdan gelen bu insanların ülkesi Lydia yı ilk kez duyuyorlar ve dillerini hiçbir şekilde anlamıyorlardı. Sonunda resmi heyetin derdi bir şekilde anlaşılmış ve de Lydialıların Kimmerlere karşı istedikleri yardım gönderilmiş. Lydia Asur dan aldığı demirin bedelini de Kimmerli esirler vererek ödemiş. Üç nesil sonra ise Kroisos un babası Alyattes, Medler le savaşmış ve güneşin tutulduğu savaştan sonra barış anlaşmasında aracılık yapmaları için Babillileri ve Kilikyalıları davet etmiş ve aradaki ilişkiler çok daha ileri bir düzeye ulaşmış. Biraz önce gazetede okuduğumuz devlet büyüklerinin adları gibi Lydia yı yönetenlerden söz ediyorduk. Bu insanların adı gerçekten Gyges, Ardys, Sadyattes, Alyattes, Kroisos muydu? Ülkelerine Lydia mı diyorlardı? Lydia nın adının geçtiği en eski metin olan Asurbanipal in yazısında ülkenin adı, Lu ud du şeklinde geçiyordu. Diğer kral isimleri ise hep daha sonraki Yunan ve Roma metinlerinden geliyordu. Lydialıları anlamaya çalışmak için belki başka izlere bakmak gerekiyor. Örneğin, en çok yaptıkları ve öyle kolay kolay kaybolmayacak olan izlere; tümülüslere... Sardes in çevresinde yer alan tümülüsler, içlerine gömülen çok değerli ölü hediyeleri ile birlikte daha tarihin en eski çağlarından başlayarak mezar soyguncularının dikkatini çekmiş ve tamamına yakını açılıp boşaltılmıştı. Ama Antik Çağ ın en başarılı soyguncularının ya da günümüz hırsızlarının bile çalamayacakları bir şey vardı: Tonlarca ağırlıktaki tümülüsler ve yükseldikleri yerler. Sadece Lydia tümülüslerinin en büyüğü olan Alyattes Tümülüsü nde bir milyon tondan fazla toprak var. Ama bu tümülüsler de define avcıları veya tarım için alan açmak isteyenler tarafından tahrip ediliyor. Masamızda sessiz bir şekilde oturan ve yine Sardes kazılarına yıllarını vermiş Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Andrew Ramage ın öğrencisi Prof.Dr. Christopher Roosewelt, İÖ 7 4 yüzyılları kapsayan Lydia ve Pers yönetimi dönemle- 52 national geo graphic o cak 2010 lidya 53

Kaçak Hazinelerin Dönüşü Köylülerin zengin olmak için yaptıkları kaçak kazılarda buldukları Lydia Hazinesi önce gizlice New York Metropolitan Müzesi kolleksiyonlarına satıldı, sonra mahkeme kararını beklemeden Türkiye ye iade edildi. Yurt dışına kaçırılan ve açılan davalarla Türkiye ye geri getirilen parçalar arasında Aktepe tümülüsünün kireçtaşı blokla örülü mezar odasından, elindeki çiçeği koklayan insan betimli duvar resmi parçası da bulunuyor. Uşak ın Mıdıklı ve Güre köylerinde, 1965 68 yılları arasında, tümülüslerde yapılan kaçak kazılarda bulunan çeşitli yapıtlar, İÖ 6. yy ın ortalarına tarihleniyor. Bu tarihin Lidya Kralı Kroesus un (Karun) dönemine denk düşmesi nedeniyle, bu yapıtlara Karun Hazinesi adı veriliyor. Hazinenin görkeminin ancak çok soylu zenginlere ait olabileceği kanısı da, bu adı pekiştiriyor. Yasal ve bilimsel alanda ise Lidya Hazinesi tanımlaması kullanılıyor. Yöredeki antik nekropol (mezar) alanında, 1965 te bir çobanın sürüsünü otlatırken, bir deliğe giren sopasını geri çektiğinde altından bir yüzük bulmasının ardından köy halkı bu alanda kaçak kazılara başlamıştı. Sardes bağlantılı arkeolojik kazılarda işçi olarak çalışan Mıdıklı lı Ahmet Bülbül, tümülüs kazısının nasıl yapıldığını öğrenmiş, köyünün yakınındaki Toptepe Tümülüsü nü kazmayı kafasına koymuştu. Gözlemleriyle belirlediği noktadan arkadaşlarıyla kazarak bulduğu giriş yolundan mezar odasına ve hazineye ulaşmıştı. Güre köyünden 10 kişi de Mıdıklıların zengin olmasından heveslenerek Haziran 1966 da İkiztepe yi 10 gün süren kaçak kazıyla soymuş ve olağanüstü zenginlikteki hazineyi İzmir de Ali Bayırlar a satmıştı. Ancak bir köylü, Jandarmaya kaçak kazıyı haber verdi. Hazinenin bir bölümü ele geçti. Soyguncular yakalanarak yargılandılar. Bu arada Bayırlar, New York tan İzmir e gelen antika galerisi sahibi John Klejman a hazineyi birkaç aşamada satmıştı. Klejman, New York Metropolitan Sanat Müzesi nin (MET) Yunan ve Roma Bölümü Müdürü Dr. Dietrich von Bothmer e hazineden bazı örnekler gösterdi. Dr. von Bothmer 1966 68 yılları arasında sağladığı bağışlarla koleksiyonun tümünü 1,7 milyar dolara Müze ye kazandırdı. Müzenin deposunda çelik kasalarda saklananan hazinenin MET te olduğunu çok az kişi biliyordu. MET in 100. kuruluş yıldönümünde (1970) hazinenin, sergilenmesine niyetlenilse de, aynı yıl hazinenin izini süren İngiliz Sunday Times Gazetesi muhabiri Peter Hopkirk Ankara ya geldi ve araştırmayı birlikte sürdürdük. Ancak hazinenin izine raslayamadık. Hopkirk, Londra ya dönüşte gazetesinde, Türkler Karun Hazinesini Geri istiyor başlığıyla, dönemin Milli Eğitim Bakanı Orhan Oğuz un Eğer böyle bir hazine Türkiye den kaçırılmışsa Müze yi dava ederiz demecini yayımladı. Güç durumda kalan MET, hazinenin sadece 3 5 parçasını Doğu Yunan kaynaklı olarak sergiledi. O tarihten sonra Manisa ve Uşak yöresinde araştırmalarımı yoğunlaştırdım. Üç kez New York a gittim. 16 yıl süren bilgi, belge toplama ve tanık ifadelerinden yola çıkarak hazırladığım ve hazinenin MET te olduğunu belirten araştırma sonuçlarını Nisan 1986 da Milliyet Gazetesi nde yayınladım. Görkemli hazine, Lidya ve Anadolu da Pers yayılması ile eşzamanlı sanatsal etkileşimi yansıtması açısından benzersizdi. Özellikle yörenin kuyumculuğu ve ayrıca şarap kültürü açılarından da önem taşıyordu. Türkiye, 1987 Haziran ında New York Federal Mahkemesi ne başvurarak hazinenin geri verilmesi amacıyla MET e dava açılmasını istedi. Federal yargıç üç yıllık bir süre boyunca tarafların sunduğu belge, tanık ifadesi ve uzman raporlarına dayanarak 1990 da Türkiye nin dava açılması istemini kabul etti. Güç durumda kalan MET, Türkiye ile iyi ilişkileri olan bazı ünlü Amerikan diplomatlarını aracı olarak kullanıp olayın mahkeme dışında, 363 parçadan oluşan hazinenin paylaşılarak ve karşılığında Türkiye ye bir bedel ödeyerek çözülmesini önerdi. Bu öneriyi açıkladığımda, paylaşım gündemden düştü. MET, davayı yitireceğini anlayınca, mahkeme sonucunu beklemeden 1993 te hazineyi Türkiye ye geri verdi. Hazine bir süre Ankara da Anadolu Medeniyetler Müzesinde sergilendikten sonra tarihinin yaşandığı kendi toprakları olan Uşak Arkeoloji Müzesi ne gönderildi. Dönemin Kültür Bakanları, Uşak a yeni müze yapımı için bütçeye konulan ödeneği kullanamadığı için hazine, hala Uşak Müzesi nde sergileniyor. Koleksiyonun en önemli parçalarından biri olan altından kanatlı denizatı broşun çalınarak sahtesi ile değiştirildmesi ise koleksiyonun iyi korunamadığını gösteriyor. Özgen Acar 54 national geo graphic o cak 2010 lidya 55

LYDIA NIN HAZİNELERİ Sardes teki kazı açmalarından birinin en dibinde kazı başkanı Nick ve kası ekibi, Lydia dönemine ait duvarları ortaya çıkarmaya çalışıyor (üstte). Lydion geniş ağızlı, küresel gövdeli, konik ayaklı, Lydialılara özgü pişmiş topraktan krem ve parfüm ihraç kabı Manisa Müzesi nde sergileniyor (Altta, başta). İstanbul Arkeoloji Müzesi nde sergilenen gri kuvars aynı zamanda alt kısmı damga mühür olarak da kullanılan altın kulplu kolye ucu (Altta, ikinci). İstanbul Arkeoloji Müzesi nde sergilenen fildişinden büst (Altta, üçüncü) Sardes kazısında ele geçmiş 35 cm. genişliğinde yayvan kap (Altta, sonda). KREM, PARFÜM İHRAÇ KABI ALTIN KULPLU KOLYE UCU FİLDİŞİNDEN BÜST 56 national geo graphic o cak 2010 YAYVAN KAP rine ait yerleşim yerlerini bulabilmek için mevcut tümülüsleri kullanmıştı. 2000 2001 yılları arasında çevredeki en az 510 tümülüsün yerini coğrafi olarak kayıt edip, çevre il müzelerinden çıkan buluntularla birleştirip en az 113 Lydia Pers dönemi yerleşim yeri tespit etmişti Buradaki temel varsayım, eski insanların ölülerini gömmek için bu tümülüsleri çok uzak yerlere değil, yaşadıkları yerleşmelerin yakınlarına yapmış olabilecekleriydi. Zaten değerlendirilen verilerde göze çarpan en önemli özellik, bu insan yapısı tepelerin kendi aralarında kümeleşmiş olmasıydı. Greenie ye göre arkeolojik kazıların bize sunduğu bir başka ilginç nokta, kentin değişik yerlerinde ve duvarlarında rastlanan resimler ve içindeki ithal malı pahalı kap kacaklardı. Geniş alanlarıyla, zengin sayılacak insanlara ait evlerin varlığı da bize Lydia zamanında kentte nasıl bir sosyal düzen olduğuyla ilgili ipuçları sağlıyordu. Acaba çok güçlü merkezi bir otorite ve sefalet içinde yaşayan bir halk mı vardı? Yoksa günümüz burjuvazisini çağrıştıracak, oldukça zengin yurttaşlardan söz edilebilir miydi? Buluntular, bu evlerin özellikle aristokrat bir sınıfa ait olmadığı kanısını uyandırıyor. Ticaretin özgürce yapıldığı, günümüz toplumlarını çağrıştıracak bir sosyo ekonomik yapının izlerini bu zengin evlerinden öğrenebiliyoruz. Anadolu, Asya ve Avrupa yı birbirine bağlayan göç yollarının tam ortasında, kavimlerin bir yerden diğerine gittiği, hatta göçmen kuşların bile güzergâh bellediği bir yer. Bu topraklarda kavimler zaman içinde oradan oraya savrulmuş. Acaba Sardes te yaşayan halkla günümüz Sart ında yaşayanlar arasında kopmadan gelmiş bir bağlantı olabilir mi? DNA testi yaptınız mı? soruma Bu mümkün yanıtını aldım. Pers istilası sırasında yıkılan bir duvarın altında kalan iki askerin (olasılıkla Lydia askerleriydi) kemiklerini bulmuşlardı. O kemiklerden alınacak DNA örnekleri ile günümüzde burada yaşayanlardan alınacaklar karşılaştırılabilir ve belki de 3000 yıldan beri babadan oğula aktarılmış bir süreklilik yakalanabilirdi. Greene gülümseyerek, 2000 li yılların başı- na kadar İzmir i Ankara ya bağlayan ana yolun, şu anda yürütülen bazı kazı açmalarının hemen yanından geçtiğini söyledi. Gerçekten de Ankara dan İzmir e her gidişimizde Sardes harabelerinin hemen dibinden geçerdik. Şimdi ise ana yol, Sardes sit alanının içinden çıkarılmış birkaç yüz metre ileriye alınmıştı. Cumhuriyet döneminde yapılan eski ana yolun asfaltının altında Osmanlı yolu, onun altında Bizans yolu, onun altında Roma, altında da Yunan, Pers ve Lydia yolunun izleri duruyordu. Binlerce yıldır ulaşım hep aynı çizgi üzerinden yapılmıştı. 3000 yıllık bir geleneğin bozulması size kısmet olmuş deyip şakadan bir sitemde bulundum. Greenie pek gülmedi, biraz üzüntülü bir sesle, Biliyor musunuz, bu dediğinizi gerçekten aramızda konuştuk dedi. Hititler, İÖ 2. binde Ege deki Miken Uygarlığı ile tam da bu yoldan geçerek ilişkiye geçmişlerdi; daha Lydia nın ünlü kralı Kroisos un doğmasına bin yıl varken... Kısacası buradaki yerleşim ve kültür varlığı Lydia dan da eskiye dayanıyordu. O dönemlerden günümüze gelene kadar hangi dönemde ne değişti? Neler aynı kaldı? Buradaki bir yerleşmenin sürekli varlığından, yolun hep burada olduğundan, kısacası binlerce yıllık bir kalıcılıktan söz ediyoruz ama acaba aralarda neler değişmişti, bunu henüz bilmiyoruz. Persler in İÖ 6. yüzyılda Sardes i işgal ettiklerinde, yerel bazı idarecilerin gene yönetimde olduğunu düşünmemiz için geçerli nedenlerimiz var. Kısacası bu insanlar Lydia şapkasını çıkarıp Pers başlığı takmış ve kaldıkları yerden devam etmişler. Ama tarihi kayıtlarda karşımıza çıkan tek bir satır farklı yorumlara yol açabilir: Büyük İskender 4. yüzyılda Lydia yı Perslerden aldığında halkın atalarından kalan eski törelerini yeniden uygulayabileceklerini söylemişti. Bu cümle insanı pek çok olasılığı düşünmeye zorluyor. Sardes in en görkemli yapısı Artemis tapınağını, 40 dereceye varan kavurucu öğle sıcağı altında dolaşıyoruz. Prof. Greenewalt un üzerinde dizine kadar çektiği siyah çoraplar, bermuda kumaş pantolonu ve keten gömleği var. Ancak, bu delici sıcakta başında hiçbir koruyucu lidya 57

SAVAŞA SON VEREN GÜNEŞ TUTULMASI Önceleri Gediz ve Küçük Menderes vadilerine sıkışıp kalan Lydia Krallığı, İÖ 600 lerde, ülkesindeki altın madenlerinin verdiği güçle giderek, Kızılırmak a kadar yayılan geniş bir coğrafyaya hükmeder olmuştu. Kral Alyattes, Anadolu yu dehşete düşüren göçebe Kimmer boylarına karşı kazandığı zaferlerle ünlenmişti. Bu sırada Asur İmparatorluğu nun Babil ve Medlerce tarih sahnesinden silinişi (İÖ 612) Yakın Doğu daki güç dengelerini bozmuştu. Medler kısa sürede Kızılırmak a kadar yayılarak Lydialılar la komşu oldular. İranlı Med kabileleri çoğu kez kuzeyli İskitlerle birlikte hareket ediyordu. Herodot a göre, Med hizmetindeki kimi İskitli beylerin Lydia kralına sığınması sorunlara yol açmıştı. Med hükümdarı Kyaksares in İskitliler in teslimi için yaptığı başvurunun reddi üzerine durum gerginleşti ve İÖ 591 de Lydia ve Med orduları Kızılırmak kavsi içinde karşı karşıya geldi. Çatışmalar beş yıl sürdü; o zamanki savaşlar yaz aylarında yapılıyor, kış ayları yaklaştığında hâlâ sonuç alınamamışsa ordular ateşkes yaparak evlerine dönüyorlardı. Savaşın altıncı yılında, çarpışmaların sürdüğü bir sırada, günü aniden geceye çeviren bir güneş tutulması yaşandı. Taraflar bu doğa olayını tanrıların çağrısı olarak kabul etti ve bir dostluk antlaşması imzaladı. Antlaşma, Alyattes in kızı ve Kyaksares in oğlunun evlendirilmesiyle güçlendirildi. İÖ 28 Mayıs 585 te yaşanan bu güneş tutulmasını Miletoslu doğa filozofu Thales önceden hesaplayıp İonialılar a bildirmişti. Prof.Dr. Veli Sevin yok. Aynı şekilde yeni başkan Nick de şapka ya da kazılarda moda olduğu üzere, poşi kullanmıyordu. Greenie ömrünün elli yılının, Nick ise otuz yılının tüm yaz aylarını burada geçirmişti. Her ikisi de incecik ve çok hareketliydi. Nicholas, tapınağın sütunları arasında çekirge gibi dolaşıyordu. Bir an dikkatle Greenie ye baktım. Bu sakin yüzlü adam, yetmiş yaşına gelmiş bir bilim insanı gibi görünmüyordu. Bir gece önce sorduğum sorunun yanıtını ertesi gün vermişti. Sardes te unutamadığı en önemli anısını sormuştum: Burada neden kalmam gerektiğini anladığım anı unutamıyorum. Sardes ten önce Gordion da, Bayraklı da, Pitane Çandarlı daki kazılara katılmıştım. Ancak, Sardes e geldiğimde çözülmesi gereken çok soruyla karşılaştım ve bu soruların çözümüne kendimi adamam gerektiğini kavradım. Kazı bilimi, disiplin ve sabır işidir. Bazen küçük bir sorunun yanıtı yıllarınızı alabilir. Bazen de bu soruların yanıtını siz değil, yerinizi alanlara bırakırsınız. Genç başkan Nicholas, yüksek yamaçtaki kazı açmasında, gelecek beş yılın ağırlığının Lydia dönemi yapılarını aramak olacağını söylüyordu. Sardes ten ayrılmadan hemen önce kazı evinde çay içerken, kazı alanından getirilen iki küçük poşet birden heyecan yarattı. İçlerinde İÖ 6.yy da üretilmiş pırıl pırıl parlayan Lydia nın elektron ve gümüşten iki sikkesi vardı. O gün bulunmuşlardı. Haldun arkeolojideki kuralları bilse de, dünyanın ilk basılı paralarından birinin (sayıları şu anda hiç az olmasa da) kazı başkanları tarafından incelenme anını fotoğraflamak istemişti. (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu na göre, kazıda eserlerin ilk yayın hakları, beş yıllığına kazı başkanına verilmiştir.) Nick, bu istek karşısında, çok benzer (ve daha önce yayınlanmış) başka bir parayı çekmesini teklif ederken, Haldun çoktan vazgeçmişti bile... j Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Şengün Aydıngün, National Geographic Türkiye nin arkeoloji danışmanlarından. Murat Türemiş, NG ye sürekli katkı veren fotoğrafçılar arasında. Profilden uzun saçlı, küpeli, iri gözlü, sivri burunlu, sakallı bir Lydialı. Kazı ekibi bu erkeği feminen, süslü ve narin görüntüsü nedeniyle, eski bir Yunan sözünden alıntı yaparak Lydian Dandy olarak adlandırmış (karşı sayfada). Karun Hazineleri davasından sonra Türkiye ye getirilen Uşak çevresinde yasal olmayan tümülüs kazılarıyla ortaya çıkarılmış insan yüzlü, hayvan gövdeli iki Syphinx den biri. 58 national geo graphic o cak 2010 lidya 59