Yusuf GENÇ 1 İsmail BARIŞ 2 YAŞLI BAKIM HİZMETLERİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIM: KURUMSAL BAKIM YERİNE EVDE BAKIM HİZMETLERİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ



Benzer belgeler
Almanya da ve Türkiye de Yafll Hizmet Zinciri

YAŞLILARA YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

EVDE BAKIM HİZMETLERİ. Ayşe Güler Aralık 2004

Sosyal devlet anlayışı içinde toplumsal refahın artırılması amaçtır. Bu amaç, bireylerin maddi ve manevi olarak gelişmeleri ve korunmaları için gerek

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ KADIN SIĞINMA EVİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİĞİ BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLERİ

PALYATİF BAKIMIN EVDE BAKIMA ENTEGRASYONU

Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Yerel Yönetimlerin Yafll larla lgili Politikalar

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

M-CARE. Anket Sonuçları Raporu - Yönetici Özeti

Engelleri Kaldıralım. Sağlık Kurumlarının Engelli Hastaların Bakımındaki Rol ve Sorumlulukları

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ ÖZÜRLÜ HİZMET BİRİMLERİ YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: BİRİNCİ BÖLÜM

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre,

tarili ve 03 No.lu Senato kararı ile HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ ENGELLĠ ÖĞRENCĠ BĠRĠMĠ YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM

Yaşlılık kaçınılmaz ve geri dönülmez bir süreç olup,

HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE BİRİMİ YÖNERGESİ

Ders İzlencesi Konu 2: Sosyal Rehabilitasyonun Tanımı ve Amacı. 1. Rehabilitasyonun tanımı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EVDE VE HASTANEDE EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNERGESİ. (03/02/2010 tarihli ve 4 sayılı Makam Onayı )

SOSYAL HĠZMETLER DAĠRESĠ BAġKANLIĞI SOSYAL YARDIM ĠġLERĠ ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE

BAKIM HİZMETLERİ STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI ( )

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU GENEL SAĞLIK SİGORTASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK FİNANSMANINDA 2023 VİZYONU

SAĞLIKLI ŞEHİR YAKLAŞIMI

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

Sigorta Sektörünün Sağlık Finansmanı Politikalarındaki Yeri ve Önemi M. Akif EROĞLU Genel Sekreter

SAĞLIK TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI VE POLİTİKALAR. Dr. H. Ömer Tontuş Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi

GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE

ALMANYA DA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SEÇKİN KESGİN

AĠLE VE SOSYAL POLĠTĠKALAR BAKANLIĞININ TEġKĠLAT VE GÖREVLERĠ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME (1)

SOSYAL HİZMETLERİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI. Doç.Dr.Ertan Kahramanoğlu Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümü

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Anadolu Üniversitesi

Tokat Kırılgan Gruplar (Kırsalda Yaşayanlar, Engelliler, Kadınlar, Yaşlılar, Göçle Gelenler, Mülteciler, Mevsimlik İşçiler)

Stratejik Plan

Grup 3 EGE BÖLGESİ. İzmir-Kütahya

T.C. MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KADIN DANIŞMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

KONYA KARAMAN ÇOCUK EYLEM PLANI

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIGI NA

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Hasta Hakları ve Tıbbi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı

2. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE HİZMET TÜRLERİ. Abdullah ATLİ

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

Türkiye de Erken Çocukluk Eğitimi. Temel Eği)m Genel Müdürlüğü. Funda KOCABIYIK Genel Müdür

Hastane. Hastane Grupları 19/11/2015. Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar

BELGESİ. YÜKSEK PLANLAMA KURULU KARARI Tarih: Sayı: 2009/21

Sevgili Beyoğlulular,

A1 : Alanya da yaşayan her bireyin daha sağlıklı ve daha huzurlu yaşaması.

HEMODİYALİZ HASTALARINDA SOSYAL HİZMET GEREKSİNİMLERi VE MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM DİYALİZ TEKNİKERİ SEMA KAYA

ÜNİTE SOSYAL HİZMET MEVZUATI İÇİNDEKİLER HEDEFLER YAŞLILIK MEVZUATI. Doç. Dr. Tarık TUNCAY

HİZMETLERİ YÖNETİMİ SOSYAL DESTEK. Hizmetler. Eğitim Hizmetleri. Edindirme Hizmetleri ve Çevre Düzenlemeleri. Hizmetler. n Yaşlılara Yönelik Hizmetler

SAĞLIK HİZMETLERİ YÖNETİMİ. Sağlık Hizmetleri. Hizmetleri. Hizmetleri. n Destek Sağlık Hizmetleri. n Veteriner Halk Sağlığı

Bu faaliyet sonucunda, yaşlı ve hasta hizmetleri alanında yer alan meslekleri

Aile Hekimlerinin ve Aile Sağlığı Elemanlarının Kanser Taramalarındaki Rolü ve Önemi

T.C. KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

HASTA BAKIMININ ORGANİZASYONU. Öğr. Gör. Sultan TÜRKMEN KESKİN

GRUP 5 ÇANKIRI KASTAMONU ZONGULDAK

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

İŞ YERİ HEKİMİ. (A) İş yeri hekimi, işyerinde bulunması halinde diğer sağlık personeli ile birlikte çalışır.

AFYONKARAHİSAR VALİLİĞİ SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKFI. Ocak 2016 Sayı: 4

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU ASG 109 SOSYAL GÜVENLİĞE GİRİŞ DERSİ. Öğretim Görevlisi Yusuf Can ÇALIŞIR

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI MEDİKO-SOSYAL VE GENÇLİK DANIŞMA MERKEZİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

İŞYERİ HEKİMİ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

ÜNİTE. SOSYAL HİZMET MEVZUATI Doç. Dr. Tarık TUNCAY İÇİNDEKİLER HEDEFLER ENGELLİLER MEVZUATI

Tarımın Anayasası Çıktı

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ

Araştırma Geliştirme ve Proje Dairesi Başkanlığı

İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Ulusal ve Uluslararası Kuruluşlar / Uluslararası Sözleşmeler

Yaşamdan Çekilme/Kopma Kuramı Yaşamdan kopma/çekilme kuramına göre; yaşlılık bireyin fiziksel, psikolojik ve toplumsal açıdan dünyadan adım adım

SİMAV BELEDİYE BAŞKANLIĞI KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE ÇALIŞMA ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

Nüfus Projeksiyonlarında Yaşlı Nüfus ve Yaşlılara Yönelik Sosyal Politikalar

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği nin

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

SAĞLIK NEDİR? Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ);

ÖĞRENCİLERE ENGELLİLER İLE İLGİLİ TOPLUMSAL BİLİNÇ OLUŞTURULMASI

ENGELLİLERE YÖNELİK İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÇALIŞMALARI İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÖRNEĞİ

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İTFAİYE DAİRE BAŞKANLIĞI GÖNÜLLÜ İTFAİYECİLİK YÖNETMELİĞİ

HASTA VE YAŞLI HİZMETLERİ ALANI HASTA VE YAŞLI HİZMETLERİ AMAÇ

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

6322 SAYILI YASA ile GELİR VERGİSİ KANUNU NUN 89 UNCU ve 5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU NUN 10 UNCU MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

YAŞLI İHMAL VE İSTİSMARI. Prof. Dr. Aliye Mandıracıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I: GERONTOLOJİ: YAŞLILIK BİLİMİ...1

SAĞLIK YÖNETİMİ SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÖZELLİKLERİ, SINIFLANDIRILMASI VE FONKSİYONLARI

Ders İzlencesi 2016 / 2017 Eğitim Yılı ve Bahar Dönemi Program adı: Sosyal Hizmetler

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ŞEYMA GÜLDOĞAN

Yaygın Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü TÜRKİYE DE YAYGIN EĞİTİM

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Rehabilitasyon Hizmetleri

Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

RG Sayı: Aralık 1991

Dönem: 22 YY: 3 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ Dilekçe Komisyonu Genel Kurulu Kararı

Transkript:

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 10, Mart 2015, s. 36-57 Yusuf GENÇ 1 İsmail BARIŞ 2 YAŞLI BAKIM HİZMETLERİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIM: KURUMSAL BAKIM YERİNE EVDE BAKIM HİZMETLERİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ Özet Bu çalışma; bakım hizmetlerinde daha çağdaş ve etkin bir model olan evde bakım modelinin gerçekleştirilmesi ve uygulanmasına yönelik teknik, mesleki ve yasal güçlendirmeyi kapsamaktadır. Yaşlı nüfus oranının her geçen gün arttığı Türkiye de engellilerde olduğu gibi yaşlılara yönelik bakım hizmetlerinin önemi giderek artmaktadır. Aile bağlarının zayıflaması ve demografik yapıdaki değişimler, bakım hizmetlerinin güçlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bakım hizmetleri kurum bakımı ve evde bakım olmak üzere ikiye ayrılır. Kurum bakım hizmetlerini gündüzlü-yatılı, süreli-süresiz, özel-kamu olarak ayırmak mümkündür. Kısaca bireylerin bakım ihtiyaçlarının ev ortamında karşılanması olarak tanımlanan evde bakım hizmeti, bakıma muhtaç kişilerin yakınları ve profesyonel bakım elemanları tarafından verilmektedir. Bakım hizmetinin evde bakım hizmeti olarak verilmesi, bireylerin rutin yaşam tarzlarını sürdürülebilmelerini ve kendi sosyal ortamlarında bakım alabilmelerini mümkün kılan, daha çağdaş ve daha insani bir yaklaşımdır. Bakım hizmeti; tıbbi, sosyal ve manevi bakım modellerinin ekip ruhuyla bir arada uygulanmasıyla başarılı olabilir. Sosyal refah devleti anlayışına göre bakım hizmetine erişimi sağlamak amacıyla çağdaş bakım sigortasının zorunlu hale getirilmesi ve giderlerin bu kalemden karşılanması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler; Yaşlı, Kurum Bakımı, Evde Bakım, Bakım Hizmetleri, Bakım Sigortası 1 Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü, ygenc@sakarya.edu.tr 2 Yrd. Doç. Dr., Üsküdar Üniversitesi, Sosyal Hizmet Bölümü, ismail.baris@uskudar.edu.tr

37 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi A CONTEMPORARY APPROACH IN ELDERLY CARE: STRENGTHENING THE HOME CARE SERVICES INSTEAD OF INSTITUTIONAL CARE Abstract This study includes the actualization of the technical, occupational and legal strengthening of home care which is more contemporary and more effective care model. In Turkey, where the elderly population rate has been increasing, elderly care services gain importance as is also the case with the services provided for the disabled. Strengthened care services have become compulsory while family ties are weakening and the demographic structure keeps changing in the country. Institutional care services are defined by two categories called institutional care and home care. Institutional care can be divided as daycare and boarding, permanent and temporary, private and public. Briefly, home care is a care model where needs of a person are satisfied by relatives or care professionals in his/her home. As a more contemporary and humanistic model compared to the institutional care, home care makes it possible for people in need to maintain their daily routines in their familiar social environment. A care service can work out with a combined application of the medical, social and moral provisions. According to the social welfare state understanding, a contemporary care insurance must be applied and costs must be met from that budget Keywords; Elderly, Institutional Care, Care Services, Home Care, Care Insurance GİRİŞ Teknolojik alanda yaşanan gelişmelere paralel olarak ortalama yaşam süresinin artması, düşük doğum ve ölüm hızı, halk sağlığı hizmetlerinin yaygınlaşması dünya nüfusunun giderek yaşlanmasına ve yaşlanma süreci ile birlikte kronik hastalıkların görülme sıklığının artmasına neden olmaktadır. Günümüzde aile kurumunun geleneksel rollerini gün geçtikçe yitirmesi yaşlı bireylerin bakım sorununun daha da ağırlaşmasıyla sonuçlanmaktadır ( Danış, 2006). Yaşlanma üzerine dünya çapında politika ve programların oluşturulması amacıyla 1982 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilk Uluslararası Yaşlanma ile ilgili Hareket Planı onaylanmış ve bu plan daha sonra Viyana Planı ya da Uluslararası Plan olarak anılmıştır. Bu plan, araştırma, veri elde etme, eğitim ve öğretim konularını da içeren toplam 62 öneriden oluşmaktadır. Planın onayından 9 yıl sonra 1992 de BM Yaşlı İnsanlar için Birleşmiş Milletler Prensiplerini oluşturmuştur (United Nations, 2000). Bu prensipler bağımsızlık, katılımcılık, bakım, kendini gerçekleştirme ve itibar olmak üzere 5 ana başlık altında 18 maddeden oluşmaktadır. 1999 yılının Dünya Yaşlılar Yılı olarak ilan edilmesi de bu prensiplerin gerçekleştirilmesi hedefinin bir uzantısı olmuştur (United Nations, 2000). Yine uluslararası düzlemde Dünya Sağlık Teşkilatı, sağlıklı yaşlanmanın tüm dünyada mümkün olabilmesi için 1995 yılında Yaşlanma ve Sağlık programını onaylamıştır. Bu program hem ileri yaş, hem de yaşlanmayı kapsamlı olarak ele almakta, yalnızca yaşlanmanın

Yusuf Genç - İsmail Barış 38 getirdiği sağlık problemlerine odaklanmak yerine, öncelikle sağlıklı yaşlanmayı hedefleyen planlama ve araştırmaları önermekte ve desteklemektedir (Aydın, 1999). Toplumların yaşlanması büyük oranda yirminci yüzyılda kullanılmaya başlanan bir kavramdır. Özellikle gelişmiş ülkelerde artan yaşlı nüfus ve ortalama yaşam süresinin yükseltme beklentisi, gelişmiş toplumları sağlık hizmetlerinin sunumundan sosyal güvenlik ve çalışma haklarına kadar doğrudan doğruya nüfusun yaş dağılımının değişmesi ile ilgili çok sayıda sosyo-politik sorunla gelişmiş toplumları yüz yüze bırakmıştır. 2000 li yıllarda da tartışmaların boyutu politik gerçekliği aşarak etik bir gerçekliğe dönüşmüştür. Dünya Sağlık Teşkilatı Genel Direktörü 1997 yılı Dünya Sağlık Raporu ile ilgili basın açıklamasında kronik hastalıklara bağlı toplum ve insan sorunlarının maliyetinin şimdiden gerekli tedbirler alınmadığı takdirde hızla artacağını öngörmektedir. Yaşlıların büyük bir çoğunluğu bu kapsamda değerlendirilebilir. On dokuzuncu yüzyıldan kalan geleneksel kurum bakımı düzenlemeleri köklerini medikal yaklaşımdan almakta (Chapman, 2003), özürlülük, yaşlılık, kronik hastalık bireysel bir sorun olarak görülmekte ve bireyin içinde yaşadığı çevresel sistemlerle olan ilişki ve etkileşimleri göz ardı edilmektedir. Bireyin kendi bünye ve/veya çevre şartlarından kaynaklanan uyumsuzluk ve eksiklikleri bakım sorununa indirgenmektedir. Çözüm, toplu bakım ve yeme, içme anlayışına dayalı kurumsal ve yatılı bakım düzenlemelerinde aranmaktadır. Bireyin var olan ihtiyaç ve problemleri asgari bir yaşam düzeyinde bir kurum çatısı altında çözümlenmeye çalışılmaktadır (Danış, 2004). Oysaki kurum bakımı sabit giderlerinin (personel, bina, mefruşat, toplu yemek, ısınma, elektrik, su, telefon vb.) yüksekliğinin yanı sıra, bireyin yaşamını topluluğa indirgemesinden dolayı (Koşar, 1996) yalnızlık, duygusal ve sosyal izolasyon, istismar, depresyon ve umutsuzluk durumlarının yaşanmasına neden olmaktadır (Sokolovsky, 2000) Geçmişte, yardıma ihtiyaç duyan muhtaç durumdaki bireylerin korunması ve bakımı öncelikli hedef iken, bugün bireyin yaşam kalitesinin geliştirilmesi, sağlıklı ve başarılı bir biçimde yaşlanarak, sosyal yaşama daha aktif bir biçimde katılım sağlaması ve nihayetinde iyilik halinin ilerletilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle, sosyal refah seviyesi yüksek olan ülkelerde ihtiyaçlı nüfus gruplarına yönelik bakım modelleri hızlı bir biçimde gelişmekte, hizmet sunumunda öncelikli olarak bireyin tercihleri göz önünde bulundurulmaktadır (Danış, 2006). Günümüzde gelişmiş ülkelerde sağlık harcamaları milli gelir içerisinde önemli bir yer tutmakta ve giderek artmaktadır (Taylor Ve Dakof, 1998). Son yıllarda bu harcamalara sağlık ve sosyal bakım hizmetleri de eklenince bu alana yapılan harcamalar daha da artmaktadır. Bu ülkeler kamu açıklarını kapatmak için sosyal alandaki harcamalarını giderek kısıtlamalarına rağmen, nüfusun yaşlanması, ileri derecede kronik hastalık ve sakatlıklar, yeni tedavi yöntemleri, tıp teknolojisinin gelişmesi ve artan toplumsal beklentiler nedeniyle sağlık giderleri bir türlü düşmemektedir (Sağlık Bakanlığı, 1998). Toplum temelli bakım bireyin sorun ve ihtiyaçlarına özgü bir bakım konsepti sunduğu için maliyeti düşük, toplumsal çıktısı daha yüksek olan insan odaklı bir hizmettir (Kane, Degenholtz, 1997). Toplum temelli bakım hizmetleri; eve yönelik hizmetler (evde yardım, evde tıbbi bakım hizmetleri, süreli bakım, evlere yemek servisi, evlere bakım ve onarım hizmeti, telefonla yardım servisi vb.), gündüzlü hizmetler (serbest zaman değerlendirme, ulaşım hizmetleri, sağlık, spor, beslenme, rehabilitasyon, diyet, kişisel bakım, hukuksal ve mali müşavirlik, tatil ve piknik organizasyonu vb.) ve tıbbi, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri gibi çok geniş bir alana yayılmaktadır.

39 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Dünyaya gelen her birey için doğumla başlayan yaşlanma süreci, hepimizi, dolayısıyla tüm toplumumuzu ilgilendirdiği bir gerçektir. Türkiye İstatistik Kurumunun 2013 yılı verilerine göre ülkemizde yaşlı (65 ve daha yukarı yaş) nüfus oranı %7,7 olduğu ve 2023 yılında %10,2, 2050 yılında %20,8, 2075 yılında ise % 27,7 ye yükseleceği tahmin edilmektedir. Birleşmiş Milletler in tanımına göre bir ülkedeki yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %8 ile %10 arasında olması o ülke nüfusunun yaşlı, %10 un üzerinde olması ise çok yaşlı olduğu anlamına gelmektedir. Nüfus projeksiyonlarına göre Türkiye nin yaşlı nüfus oranının 2023 yılında %10,2 ye yükseleceği ve çok yaşlı nüfuslu ülkeler arasında yer alacağı tahmin edilmektedir (TUİK, 2014). Yaşlılık yaş sınırı 60 a çekildiğinde bu oranın daha da yükseleceği görülmektedir. Yaşlı nüfusundaki bu artışın yanı sıra; geniş aileden çekirdek aileye geçiş, kırsaldan şehirlere göç, evde bakımda önemli rolü olan kadının iş hayatına katılımı, geleneksel kültür değerlerindeki değişimler yaşlının aile yapısı içindeki eski rolünün de değişmesine neden olmuştur. Günümüzde yaşlılar daha çok devlet desteğine ve profesyonel hizmetlere gereksinim duymaktadır. Türkiye deki devlet politikası, kurumsal bakım hizmetleri yerine evde bakım hizmetleri ve yaşlıların kendi sosyal ortamında yakınları ya da profesyonel bakım elemanları tarafından bakılmasının daha çağdaş ve verimli bir hizmet olacağı yönünde gelişim göstermektedir. Bu makale de teorik verilerden hareketle evde bakım hizmetlerinin önemi, gerekliliği ve yeterliliği tartışılacaktır. 1.BAKIM HİZMETLERİ İlk toplumlardan günümüze kadar toplum içinde her zaman engelli 3 ve yaşlılar var olmuştur. Engellilik süreğen bir hastalığın sonucu oluşan bir durum iken yaşlılık yaşamın bir sonucu ve yaşayan herkesin karşılaşacağı bir olgudur. Her iki olguya muhatap olan insanlar kısmen ya da tamamen başkalarına bağımlı hale gelmektedir. Bu bireyler hayata tutunmaları, durumlarının iyileşmesi ve ihtiyaçlarını kısmen de olsa karşılayabilmeleri için başkalarına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu ihtiyaçların karşılanmasına bakım hizmetleri diyoruz. Bakım; hayatî önem arz eden fizikî, psikolojik ve sosyal aktivitelerin ve fonksiyonların sağlanmasında, yeniden yerine getirilmesinde ve uyumunda bakıma muhtaç kişiye yardımcı olmaktır. Temel ihtiyaçlarını yeterince karşılayamayan, hayat kalitesinden uzaklaşan, kişinin şahsî tercihlerini kullanmada ve hayatının devamının sağlanmasında aile, akraba veya uzmanların desteğine ihtiyaç duymasıdır (Genç ve Danış, 2011). Yaşamın bir gerçeği olarak yaşlanan herkes ömrünün belli bir diliminden sonra bakıma muhtaç hale gelmektedir. Bu ihtiyaç yaşlının bizzat yakınları tarafından ya da özel veya resmi kurumlar tarafından giderilmek durumundadır. Bakacak kimsesi ve ekonomik gücü bakım için yeterli olmayan ve bakıma ihtiyaç duyan tüm yaşlıların; yaşam koşulları ve standartları yükseltilmek ve ömürlerinin son döneminde insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşamak üzere sosyal devlet tarafından bakılması zorunludur. Bu hizmeti; Bakıma muhtaç yaşlıların, fizikîruhî-zihnî engellilerin ve(ya) akut ve kronik hastaların, içinde yaşadıkları meskenlerde bakımlarına yönelik aile fertleri tarafından veya sosyal bakım hizmetleri sunan kurum ve kuruluşların profesyonel bakım uzmanları veya sağlık ekibi tarafından yürütülen hizmetlerin bütünü olarak tanımlayabiliriz (Genç, 2015). 3 Engelli ve özürlü kavramları arasında iki yazar arasında görüş ayrılığı olması dolayısıyla kavram bütünlüğüne zarar vermemek üzere metin içinde her iki kavram da kullanılmıştır.

Yusuf Genç - İsmail Barış 40 1982 tarihli Birleşmiş Milletlerin Dünya Yaşlılar Asamblesi nde bağımsızlık, katılım, bakım, kendini gerçekleştirme ve itibar diye beş başlıkta sıraladığı yaşlı prensiplerinden bakım ilkesinde yaşlı bireyler için şu öneriler getirilmiştir: 1-Aile ve toplum tarafından desteklenmeli, ihtiyacı olanlara uygun bakım hizmetleri verilmelidir. 2-Her toplumun kültürel değerler sistemine uygun bir biçimde korunmalı ve gözetilmelidir. 3- Asgari düzeyde fiziksel, zihinsel ve ruhsal iyiliği kazandıracak ve sürdürecek sağlık bakımına sahip olmalıdır. 4- Yaşamlarını kendi başlarına sürdürebilecekleri, gereksinim duyduklarında korunabilecekleri ve bakılabilecekleri çeşitli sosyal hizmetlere ve yasal düzenlemelere sahip olmalıdır. 5-İnsana yakışır ve güvenli bir ortamda, sosyal ve zihinsel yönden desteklenecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri, koruma ve rehabilitasyon hizmeti alabilecekleri, uygun kurumsal bakım modellerinden yararlanmalıdır. 6-Bir huzurevi ya da rehabilitasyon merkezinde yaşamaları durumunda; ihtiyaçlarına, inançlarına, haysiyetlerine, özel yaşamlarına (mahremiyetlerine), bakımları ve yaşam biçimleri hakkında kendi kararlarını vermelerine tam olarak saygı gösterilmelidir. 7-İnsan haklarından ve temel özgürlüklerden tam olarak yararlanmalıdır (Birleşmiş Milletler Yaşlı İlkeleri, 2014). Bu ilkelerden de anlaşılacağı üzere, yaşlıların bakım ve rehabilitasyonu ile ilgili olarak dünya üzerinde ortak bir tavır belirlenmiştir. Bu doğrultuda yaşlıların ömürlerinin son bölümlerini sağlıklı yaşlanma ile sürdürmeleri ve iyilik hallerinin geliştirilmesi için farklı bakım modellerinin oluşturulması ve uygulanması için politikalar üretilmesi istenmektedir. 1.1.Bakım Hizmetlerinin Gerekliliği ve Devletin Konuya Yaklaşımı Avrupa da 18. yüzyıldan beri önemsenmekte ve yürütülmekte olan bakım hizmetleri ülkemizde daha yeni bir mesleki uygulama alanı haline gelmiştir. Modern çağın ve küreselleşmenin getirisi olarak bakım hizmetlerinde profesyonel hizmet öne çıkmaktadır. Her toplumda engellilerin varlığı ve yaşlı nüfusun artması bu alanı gerekli kılmıştır. Devletler önceleri kurumsal bakım hizmetlerini desteklemiş ve bu hizmetler için imkânlar oluşturmuş, hizmetin çıktıları değerlendirildiğinde verilen hizmetin yetersiz olduğu kanaatinden hareketle alternatif hizmet olarak evde bakım hizmetlerine yönelmeye başlamışlardır. Demografik ve toplumsal yapıda meydana gelen köklü değişiklikler, uzun süreli kurumsal bakım hizmetlerindeki yetersizlikler, insani gerekçeler, sağlık hizmetleri harcamalarında artan maliyetler, sosyal güvenlik sistemindeki değişikliler, kurum bakımının verimsizliği, yetersizliği, bilim, teknoloji ve sosyal haklarda meydana gelen gelişmeler evde bakım hizmetlerini zaruri hale getirmiştir (Selek Öz, 2010). Türkiye de bakım hizmetleri Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Yerel yönetimler ve özel kuruluşlar tarafından verilmektedir. Sağlık Bakanlığı evde ve kurumda sağlık hizmetleri verirken ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı özellikle dezavantajlı gruplar içerisinde yer alan çocuk, genç, kadın, yaşlı ve özürlü bireylere yönelik koruyucu-önleyici, iyileştirici- geliştirici, tedavi-rehabilite edici hizmetler sunmaktadır. Sorunların ortaya çıkmadan önlenmesi amacıyla çağdaş sosyal hizmet politikaları bağlamında birey, aile ve topluma yönelik sunulan bu üç tür hizmet modelnini uygulamasında daha etkili ve verimli olunabilmesi için dünyadaki çalışmaların, örnek uygulamaların paylaşılması büyük önem taşımaktadır. Devlet kurumsal bakım hizmetlerine öncelik vermiş ve konu ile ilgili yönetmeliklerle kurumlarda yatılı ve gündüzlü hizmetler yürütmektedir. Kurum hizmetlerinin yetersizliği, pahalı oluşu ve bakılan engelli ve yaşlıları yeterince memnun edememesi üzerine batıda olduğu gibi

41 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi çağdaş diye nitelendirebileceğimiz evde bakım hizmetlerine ağırlık vermeye başlamıştır. Türkiye de, devletin bakım hizmetleri sağlamadaki yetersizliği ve bakım hizmetlerini veren kuruluşların maddi açıdan getirdiği ek külfetler nedeniyle yaşlı, özürlü ve kronik hastaların bakımı büyük ölçüde aile üyeleri ve/veya gönüllü bakıcılar tarafından yürütülmekte iken (Oğlak, 2007), günümüzde aile bireyi bakıcılar mali açıdan devlet bütçesinden desteklenmektedirler. Bakıma muhtaç bireylerin evde bakımları, yakınları tarafından ve kurumlar tarafından evde bakılmaları olmak üzere iki ayaklı bir hizmettir. Aile bireyleri tarafından bakılan bakıma muhtaçların yakınlarına devlet evde bakım aylığı adı altında aylık ücret ödeyerek bakılan kişilerin daha kaliteli ve psikolojik açıdan daha rahat bakımlarını hedeflemektedir. Kurumsal bakım hizmetleri ise devlet kurumları ve özel bakım merkezleri tarafından yürütülmektedir. Özel bakım merkezlerinde bakılan engelli ve yaşlılar için ilgili kuruma devlet iki asgari ücret tutarında ücret ödeyerek bakılan kişilerin bakım masraflarını karşılamaktadır. Elbette devletin desteklediği bakıma muhtaç kişiler ekonomik yetersizliği olan bireylerdir. Ekonomik imkânları yeterli olan bireyler ise bakım masraflarını kendileri karşılamaktadır. Bu hizmet ağırlıklı olarak engelli bireylere verilen bir hizmet olmakla birlikle yaşlı olup bakıma muhtaç tüm bireyleri de kapsamaktadır. Toplumun kıdemlileri diyebileceğimiz yaşlıların toplumda iyi yerlere taşınmaları, ömürlerinin son bölümünde refah seviyesi yüksek bir hayat sürmeleri, kendi sosyal ortamlarında mutlu olabilecekleri pozisyonların üretilmesi toplumsal bir görevdir. Bu nedenle yaşlılar korunmaya ve sosyal politikalar aracılığıyla desteklenmeye ihtiyaç duymaktadırlar (Genç ve Dalkılıç, 2013;464). Dokuzuncu Kalkınma Planının 255. ve 257. maddelerinde kadınlar, çocuklar, yaşlılar, özürlüler ve kente göç edenler başta olmak üzere, yoksullara yönelik eğitim, kültür ve sağlık hizmetlerinin arttırılmasına, yaşlı nüfusta gözlenen artış ve aile yapısının değişime uğraması gibi nedenler, yaşlı kesime götürülecek hizmetlerin çeşitlenmesine ve bakım hizmetlerinin genişletilmesinin önemine işaret edilmiştir. Buna bağlı olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu 2010-2014 Stratejik Planında; yaşlılara yönelik evde bakım hizmetlerinin desteklenmesi ve kurumsal bakım konusunda huzurevlerinin sayısı ve kalitesinin artırılması yönünde bir değişime gidilmesi hedeflemiştir. Bu planlama ile yaşlılara yönelik hizmetlerin daha iyi ve kaliteli sunulması, yaşlıların daha uzun ve kaliteli bir yaşam sürmelerinin sağlanması fırsatı doğmuş ve bu düşünce ilgili genel müdürlüğün Bakanlığa dönüşmesiyle hızlı bir şekilde değerlendirilmiş ve evde bakım hizmetleri ekonomik ve sosyal açıdan desteklenmiştir. Bu anlayış aynı zamanda sosyal devletin de hedefleri arasındadır. 2010 yılında konulan hedefle oluşan değişimle huzurevlerine olan ilgi ve talep artmış bu ihtiyaç karşılanmaya çalışılırken hizmetin yönü ve içeriği değişmiş tıbbi, özel bakım hizmetleri talebi/ihtiyacı ortaya çıkmıştır. 10. Kalkınma planı yaşlılara yönelik bakım hizmetlerinin evde bakım olarak güçlendirilmesini ve geliştirilmesini ön görmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 2015 Stratejik Planı da bu doğrultuda görüşler beyan etmektedir. Evde bakım hizmetlerinin sağlık bakımı olarak 2005 tarihli ve 2571 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Evde Bakım Hizmetleri Sunumu Hakkında Yönetmelik ile Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmesi zorunluluk haline gelmiştir. 2006 tarihli Bakıma Muhtaç Engellilerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik, aynı tarihli Bakıma

Yusuf Genç - İsmail Barış 42 Muhtaç Engellilere Yönelik Resmî Kurum Ve Kuruluşlar Bakım Merkezleri Yönetmeliği ve 2010 tarihli Sağlık Bakanlığınca Sunulan Evde Sağlık Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönerge engelli ve yaşlılara evde bakım hizmeti sunumunun hukuki zeminini oluşturmaktadır. Bu yönetmeliklerle evde bakım hizmetlerinin Sağlık Bakanlığı ve ASPB tarafından eşgüdüm halinde yürütülmesi sağlanmış oldu. Ancak bu iki bakanlık arasında tam bir eşgüdüm olduğu söylenemez. Sağlık Bakanlığının evde bakım hizmeti ağırlıklı olarak sağlık bakımı olarak yürüdüğü için evde bakımın önemli bir ayağı olana sosyal bakım hizmetleri eksik kalmaktadır. Bu eksiğin giderilmesi için evde bakım hizmetlerinin mevzuatının yeniden düzenlenmesi ve iki bakanlığın daha yakın bir diyaloğa girmesi gerekmektedir. ASPB Türkiye de yaşlılık alanında sosyal hizmet uygulamaları görevini yerine getirmek amacıyla; sosyal ve ekonomik yoksunluk içinde bulunan yaşlılarla ilgili hizmetleri yürütmekte, yaşlılara yönelik huzurevi ile benzer nitelikteki sosyal hizmet kuruluşlarının yurt sathında dengeli ve ihtiyaçlara dayalı olarak kurulması yönünde çalışma yapmaktadır. Yaşlıların toplum içinde korunmasına ilişkin önlem almakta, kamu kuruluşları ile gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişilerince açılacak yaşlı kuruluşlarının hizmet standartlarını belirleyerek açılış onaylarını vermekte ve denetlemektedir. Evde bakım hizmetleri bakıma muhtaç özürlüye ve bakım hizmeti sunan aile bireyine sağladığı pozitif katkının yanında, sağlık harcamalarını azaltması açısından da giderek tercih edilen bir model olarak Dünya da yaygınlık kazanmaya devam etmektedir (Karataş, 2011) Bakanlığın yeni hizmet anlayışı kurum bakımı yerine yaşlıların kendi sosyal ortamında bakımını veya yaşlılar için oluşturulmuş yaşlı evlerinde yaşlı bireylerin bakımını önemsemekte ve Bakanlık bu konuda yatırım ve çalışmalar yapmaktadır. Bu doğrultuda yakınları tarafından bakılan yaşlıların ekonomik durumlarına göre mali açıdan desteklenmesi sağlanmakta ve bakım hizmetini yürüten bakıma muhtaç yaşlı yakınlarına asgari ücret miktarınca destek olmaktadır. 1.2. Bakım Sigortası Sosyal güvenlik ihtiyacı insanlığın eski ve temel gereksinimlerinden biridir. Bu gereksinim, yarınından emin olma isteğinin neticesidir. Evrensel bir ilkeye dönüşen ve çağdaş uygarlığın simgesi olan sosyal güvenlik kavramı, bireyin karşılaşacağı ve yaşamı için tehlike oluşturan olaylara karşı bir güvence arayışının ürünüdür. Tehlike ile karşılaşan, yoksulluğa düşen ve hayata karşı kırılgan hale gelen bireye asgari bir güvence sağlamak isteği sosyal güvenliğin var oluş nedenidir. Sosyal güvenlik ile toplumdaki her bireyin ekonomik, sosyal, fizyolojik hatta politik risklere karşı korunması amaçlanır ve devletin bu görevi yerine getirmesi beklenir. Sosyal güvenlik sisteminin kapsadığı önemli sosyal risklerden biri yaşlılıktır. Belirli bir süre çalıştıktan sonra emeklilik aylığı almaya hak kazanmış kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanması yaşlıya yönelik hizmetlerin önemli bir bölümünü oluşturur (MEB, 2011;15). Ancak emekli aylığı yaşlılık döneminin artan sorunlarını çözmemektedir. Yaşlılığın belli bir aşamasından sonra bakıma muhtaç duruma düşen bireylerin bakım ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışma hayatında bakım sigortası adı altında bir sigorta yaptırması zorunlu hale gelmelidir. Bakım Sigortası; bakıma muhtaçlık riskinden doğan bedenî-maddî-manevî zararların telâfisini sağlamak maksadıyla sosyal sigorta sistemi içinde tesis edilen bir sigorta türüdür. Bakım sigortası başta Almanya olmak üzere birçok gelişmiş ülkede zorunlu sigorta

43 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi kapsamındadır. Toplumların yaşlanması, ailelerin küçülmesi, sosyo-demografik yapıdaki değişimler evde bakım hizmetlerinin bakım elemanları tarafından verilmesini elzem kılmaktadır. Evde bakım hizmetleri, sağlık ve sosyal hizmetlere olan hızlı talep artışını karşılamaya alternatif olmasının yanında bazı hastalıklarda sağlık harcamalarını azaltan, birey memnuniyetini sağlayan, insanların özellikle tercih ettikleri bir hizmettir. Bu hizmet birçok ülkede ciddi anlamda yataklı tedavi kurumlarına alternatif olarak görülmekte ve bakım sigortası kapsamında evde bakım hizmetleri uygulamalarına yer verilmektedir (Oğlak, 2007:103). Türkiye de henüz sosyal sigortalar çatısı altında ihdas edilmiş bir bakım güvence sistemi bulunmamaktadır. Evde bakım hizmetleri Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri, İl Sağlık Müdürlükleri, yerel yönetimler, özel sektör ve gönüllü kuruluşlar tarafından primsiz model çerçevesinde verilmektedir. 2007 yılında yapılan Özürlüler Şurası nda bakım sigortasının kurulmasına yönelik bir karar alınmış ancak halen uygulamaya konulamamıştır. Hizmetlerin dağınıklığı, belli standartlardan yoksunluğu ve her kesime ulaşamaması bakım sigortasının bir an önce çıkarılmasını gerektirmektedir (Seyyar ve Selek Öz, 2010). Ankara, İstanbul Kocaeli ve Konya Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere bireylerin belediyelerin verdikleri evde bakım hizmetinden yararlanmaları için bulundukları belediye sınırları içinde ikamet etmek, 60 yaş ve üzeri olmak ve bakıma muhtaç olma şartlarını taşımaları gerekmektedir. Ancak bu durum evde bakıma muhtaç olan ve ekonomik imkânları olmayanlar için yeterli bir güvence değildir. Çünkü bu imkânlar her ilde yoktur ve pahalı bir hizmet olduğundan belediyeler bu hizmeti sunmaktan vazgeçmektedirler. Bakım hizmetleri sosyal güvenlik kapsamına alınmalı ve herkesin bu fırsattan yararlanması için primli sistemde yerini almalıdır. Aynı zamanda evde bakım hizmeti kısa süreli bir hizmet değildir, yaşlı ve engelli için süreklilik arz eder. Dolayısıyla bireysel imkânlarla bu hizmet yürütülemez. Sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak toplumun her ferdinin sosyal hizmetlerden adil bir şekilde yararlanması gerekmektedir. Sosyal hizmetler içerisinde önemli bir yeri olan evde bakım hizmetleri açısından, yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü, Türkiye de büyük bir eşitsizliğin söz konusu olduğu gayet açıktır. Üstelik evde bakım hizmetleri, yaşlanan Türkiye nüfusu için büyük önem ve aciliyet arz eden bir konudur. Dolayısıyla Türkiye nin bir an önce evde bakım hizmetleri sistemini düzenleyen, eşitsizlikleri ortadan kaldıran bir yapı inşa etmesi gerekmektedir. Bu yapının inşası da ancak ve ancak sosyal bakım sigortasının kurulması ile mümkün olacaktır. Ekonomik açıdan zayıf ve güçsüz olan bakıma muhtaçları kapsayan mevcut evde bakım sisteminde en büyük eksikliği oluşturan bakım sigortasının kurulması ile orta gelir mensubu bakıma muhtaçların da evde bakım hizmetlerine erişmesi mümkün hale gelecektir. Böylece toplumun tüm fertleri bakım güvence sistemi çatısı altında yer almış olacaktır (Seyyar ve Selek Öz, 2010). Bakım hizmetlerinin sigorta kapsamında değerlendirilmesi ve uygulamasının nasıl olacağı bir diğer tartışma konusudur. Avrupa da birçok ülkede hemşirelik bakımı saat üzerinden hesaplanmaktadır. Örneğin, Almanya ve İsrail de günde en fazla 2 saat ev hemşirelik hizmetleri karşılanırken, Hollanda da en fazla 3 saat olabilmektedir. Almanya bakım sigortasında, en alt düzeyde sunulan bakım, gereksinim duyulan bakımın % 37 sini oluştururken, en üst düzey sunulan bakım gereksinimi duyulan ihtiyacın % 44 ünü oluşturmaktadır. İsrail de l. derecede bakım için, haftada 17,5 saat gerekmesine karşın yalnızca haftada 10 saat sunulmaktadır. Buna göre yaklaşık %57 si bakım sigortası tarafından karşılanmaktadır. Japonya da bakım gereksiniminin karşılanmasında kapsam daha geniş tutulmuştur (Oğlak, 2007; 104). Türkiye de

Yusuf Genç - İsmail Barış 44 öncelikle bakım sigortası hayata geçmeli, sonra bakım ünitesi içinde bakım ekibi kararıyla bakılan kişinin ihtiyaçlarının saati belirlenmeli ve hizmetin tamamının sigorta kapsamına alınması gerekmektedir. Çünkü kapsam dışı tutulan bakım için ailenin harcama yapmaya yönlendirilmesi, hizmette verimliliği düşüreceği gibi birçok karmaşaya da sebebiyet verir. Bakım sigortası evde bakımın tamamını karşılamalıdır. Çünkü bu hizmet kısa vadeli olmayan sürekli bir hizmettir. Bakıma muhtaç bireyler kendi imkânlarıyla bakım maliyetini karşılayamayacağı gibi profesyonel bakım hizmeti de alamayacaktır. Ayrıca Türkiye de uygulanmakta olan engelli ve yaşlıların bakımını üstlenen aile bireyi yakınların yaptığı hizmet, iş olarak tanımlanmalı ve iş sigortası kapsamında güvence altına alınmalıdır. Aksi halde yakınını baktığından dolayı vatandaşa ücret ödeyip, başka işte çalışmasını engelleyip, bu işin sigorta kapsamına alınmaması kayıt dışılığı körüklediği gibi devleti de zor duruma sokabilir. Hizmetin verimliliğinin artırılması ve bakıcıların sosyal haklarının korunması için yaşlı veya engelliye bakan yakınının vasıflı hale getirilmesi ve gerektiğinde hizmet içi eğitim programları ile donanımlarının artırılması sağlanabilir. Aile yakınlarının yaptığı bakım hizmeti dâhil bu alan ileri aşamada kayıtlı bir hizmet sektörüne de dönüşebilir. Sosyal güvenlik sistemi açısından bakıma muhtaçlık bir sosyal risk olarak algılanmadığı için, özürlüler dışında kalan bakıma muhtaç bireylerin bakımı güvence altına alınmamıştır. Bu durum, özellikle sosyal bakım güvence kapsamı dışında kalan aile bireylerini sosyal ve ekonomik yönden etkilemeye devam edecektir. Hangi nedenden dolayı olursa olsun, bakıma muhtaç duruma düşmüş bireylerin sosyal koruma altına alınması ve bir sosyal hak olarak ülkelerin kendi şartlarına uygun olarak oluşturacakları bakım sigortası sistemi içinde yer almaları, sosyal güvenliğin temel hedeflerindendir (Oğlak, 2007). 2. KURUMSAL BAKIM HİZMETLERİ Yaşlıları koruma hizmetini veren ilk kurum Selçuklular döneminde 11. Yüzyılda kurulmuştur. Osmanlılar döneminde imarethaneler, aşevleri ve tekkelerin muhtaç yaşlılara hizmet verdikleri bilinmektedir. Sosyal hizmetler 19. yüzyıla kadar vakıf kuruluşları tarafından veriliyordu. Bu alanda hizmet veren kamu kuruluşları ve hayır kurumları 19.yüzyılda kurulmaya başlamıştır. 1868 yılında kurulan Kızılay Derneği ve 1895 yılında açılan Darülaceze, Osmanlılar döneminde kurulup günümüze kadar hizmetlerini devam ettiren kurumlardır. Darülaceze nin amacı din ve ırk ayrımı gözetmeden düşkünleri barındırmak, ümitsizlikten kurtarmak ve onlara rahat bir yaşam sağlamaktır (MEB, 2011). Cumhuriyet döneminde 1930 tarihinde yürürlüğü giren 1580 sayılı yasa ile ilk defa kamu kuruluşu olan belediyelere bakıma muhtaç kişilerin (yaşlıların) korunması, yaşlı evleri yapma ve yönetme yükümlülüğünün getirilmesi üzerine değişik illerde aceze evleri, güçsüzler yurdu, düşkünlerevi ve huzurevi adı altında yatılı yaşlı kuruluşları açılmıştır. Korunmaya muhtaç yaşlı, çocuk ve özürlülerin bakımı, yerleştirilmesi ve rehabilitasyonunu sağlamak üzere 1963 yılında, 3017 sayılı Sağlık Sosyal Yardım Bakanlığı Teşkilat Kanunu nun 17. maddesine istinaden 225 sayılı Kanun un 4. maddesi ile Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü kurulmuş ve bu kuruma bağlı ilk huzurevi 1966 da Konya da, ikincisi ise Eskişehir de açılmıştır. 2828 sayılı Kanun un 4. maddesinde belirtilen genel esaslar dâhilinde muhtaç yaşlıların tespiti, korunması, bakımlarının sağlanması ile ilgili hizmetleri yürütmek, bu hizmetler için

45 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi gerekli sosyal hizmet kuruluşlarının tesisi ve işletilmesi ile ilgili görevleri yerine getirmek görevi Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Bu görevler doğrultusunda bakım hizmetlerine yönelik kurumlar açılmaya başlanmıştır. 2011 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kurulması ile bu kuruluşlar ilgili bakanlık tarafından işletilmektedir. Bunun yanında kuruluş izni ve denetimi ASPB nın kontrolünde olan özel bakım merkezleri de halen hizmetlerini yürütmektedirler. Kurum bakımı, korunmaya ve bakıma muhtaç yaşlıların sağlık, sosyo-ekonomik ve psikolojik gereksinimlerinin yetişmiş kişilerce karşılandığı, onların refah ve mutluluğunu temel alan bir hizmet türüdür. Kurum bakımı, hukuki düzenlemelerin çizdiği çerçeve içinde, devlet, yerel yönetimler, gönüllü kişi ve kuruluşların işbirliği ile yürütülmektedir. Kuruluş ve işletme giderleri oldukça yüksektir. (Altan ve Şişman, Erş. Tar. 17.06.2011). 2.1.Huzurevleri Huzurevleri; sağlıklı yaşlıları huzurlu bir ortamda bakmak ve korumak, psikolojik, sosyal, fiziksel ve moral ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişileri tarafından kurulan ve yirmi dört saat yatılı hizmet veren sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Türkiye'de huzurevi olarak adlandırılan kuruluşlar, daha fazla kendi başına evde kalmakta zorlanan yalnız, kimsesiz, yardıma muhtaç, 60 yaşın üstünde olan sağlıklı (yani bakıma muhtaç olmayan) yaşlıları kabul etmektedir (SHÇEK, 2008). Ülkemizde kamu kurum ve kuruluşlarına, dernek ve vakıflara ve özel kişilere bağlı olarak açılan huzurevleri de bulunmaktadır. Tüm huzurevlerinin açılması için gerekli olan şartları yönetmelikler halinde düzenleme, ruhsat verme ve denetleme yetkisine sahip resmî kurum ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı dır (Genç, 2011). Ayrıca bazı illerde huzurevlerine bağlı olarak yaşlı yaşam evleri uygulaması başlatılmış olup uygulamalardaki sorunlar nedeniyle sayıları artırılamamıştır. Farklı yaşam tarzlarına alışmış ve alışkanlıkları değişmez duruma gelmiş yaşlıların aynı ev ortamında ortak bir yaşam tarzı oluşturmaları oldukça zordur. Çocuk evlerinden alınan verim yaşlı yaşam evlerinden alınamamıştır. 2.2.Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri; yaşlı kişilerin yaşamlarını sağlık, huzur ve güven içinde sürdürmesi, kendi kendilerini idare edebilecek şekilde rehabilitasyonlarının sağlanması, tedavisi mümkün olmayanların ise sürekli olarak özel bakım altında bakılmasını sağlamaya yönelik yatılı sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Bu merkezlerde, tek başına ihtiyaçlarını gideremeyen, bir başkasının bakımına ve yardımına ihtiyacı olan bakıma muhtaç yaşlılara; aktif sosyal bakım hizmetleri, psiko-sosyal ve tıbbî rehabilitasyon programları ve geniş kapsamlı bakım tedavi hizmetleri sunulmaktadır. Rehabilitasyon; doğuştan veya sonradan her hangi bir hastalık ya da kaza sonucu kalıcı veya geçici olarak bedensel ve zihinsel yeteneklerini değişik derecelerde yitiren yaşlıların, mevcut fonksiyon kapasitelerinin belirlenerek tedavi edilmesi, geriye kalan güç ve yeteneklerinin geliştirilerek fiziksel, psikolojik sosyal ve ekonomik yönden kapasitelerinin desteklenmesi ve günlük yaşamda bağımsız duruma gelmelerine yönelik çalışma ve yardımların tümünü kapsamaktadır (SHÇEK, 2001). Özel bakım hizmetleri; ruh sağlığı yerinde olup, bulaşıcı hastalığı olmayan, yatağa bağımlı ya da fiziksel ve zihinsel gerilemeleri nedeniyle özel ilgi, destek ve koruma gerektiren yaşlılara verilen hizmetleri kapsamaktadır. Yönetmeliğin 72. ve 73. maddeleri

Yusuf Genç - İsmail Barış 46 gereği, huzurevinde iken, zaman içerisinde bedensel ve zihinsel yeteneklerini değişik derecelerde yitirerek rehabilitasyona, sürekli ve özel bakıma gereksinim duyar hale gelenlere ve evlerinde iken bu duruma gelip, aile yanında bakımı güçleşenlere, her huzurevi bünyesinde tesis edilmesi zorunlu olan özel bakım bölümlerinde ve Sürekli Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinde hizmet verilmektedir. Bu bölümlere 60 yaş ve üzerinde, ruh sağlığı yerinde, bulaşıcı bir hastalığı bulunmayan, yatağa bağımlı, felçli, bedensel, görme ve işitme özürlü, demanslı yaşlılar kabul edilmektedir. Huzurevinde iken sürekli ve özel bakıma gereksinim duyan yaşlılar, özel bakım bölümlerine öncelikli olarak yerleştirilmekte, huzurevi olanakları göz önüne alınarak, özel bakım bölümleri ayrı bir birim olarak düzenlenmekte, binanın giriş ya da birinci katında yer almasına özen gösterilmektedir. Özel bakım bölümleri kapasitesi yaşlılara sağlıklı hizmet götürülmesine olanak tanıyacak şekilde ve ihtiyaçlar göz önüne alınarak bakanlığın onayı ile saptanmaktadır. 2.3.Yaşlı Hizmet Merkezleri Yaşlı Hizmet Merkezi; yaşlı bireylerin hayat kalitesinin arttırılması maksadıyla gündüzlü bakım ve evde bakım hizmeti sunmak üzere açılan ve faaliyet gösteren merkezlerdir. Yaşlı Hizmet Merkezleri aracılığı ile sunulacak Gündüzlü Hizmetler, Gündüzlü Bakım Hizmetleri ve Evde Bakım Hizmetlerinin hayata geçirilebilmesi için, Yaşlı Hizmet Merkezlerinde Sunulacak Gündüzlü Bakım İle Evde Bakım Hizmetleri Hakkında Yönetmelik hazırlanmış olup 07.08.2008 tarih ve 26960 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu merkezler, yaşamını evinde sürdüren yaşlılara boş zamanlarını çeşitli aktivitelerle değerlendirme, sosyal ilişkilerini arttırma ve günlük yaşam aktivitelerini geliştirmelerini destekleyerek, yaşam kalitelerinin yükseltilmesine, kendi sosyal ortamlarından kopmadan sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmelerine yardımcı olmaktadır. Yaşlı bakım merkezleri tarafından verilen evde bakım hizmeti; akıl ve ruh sağlığı yerinde olan, tıbbi bakıma ihtiyacı olmayan ve herhangi bir özrü bulunmayan yaşlılara sunulan bir hizmettir. Bu hizmetler, hane halkının tek başına veya komşu akraba gibi diğer destek unsurlarına rağmen yetersiz kaldığı durumlarda yaşlılara evde yaşamlarını devam ettirebilmeleri için yaşam ortamlarının iyileştirilmesi, günlük yaşam faaliyetlerine yardımcı olunması amacıyla sunulan sosyal, fiziksel ve psikolojik destek hizmetleridir (Genç, 2011). Bu merkezler 2013 yılında çıkarılan sosyal hizmet merkezleri yönetmeliği ile kapatılmış verdiği hizmetler Sosyal Hizmet Merkezlerine aktarılmıştır. Ancak sosyal hizmet merkezi ek binası şeklinde hizmet sunan yaşlı hizmet merkezleri de vardır. 2.4.Yaşlı Dayanışma Merkezleri Yaşlı dayanışma merkezleri, evlerinde yalnız yaşayan ya da aileleri ile birlikte yaşayan 60 yaş ve üstündeki yaşlı insanların sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını gidermede destek hizmetleri sunan gündüzlü kuruluşlardır. Yaşlı danışma merkezlerine üye olan yaşlılara psikolojik danışmanlık, çeşitli konularda rehberlik, el becerilerine yönelik faaliyetler, basit sağlık yardımları gibi hizmetler sunulmaktadır. Ayrıca, bu merkezlerde yaşlılar için sohbet ve eğlence toplantıları da düzenlenmektedir. Merkezler, yaşlı insanların bir araya gelerek sohbet etmeleri, ortak alan ve sorunlarını paylaşabilmeleri, sorunlara yönelik birlikte çözüm yolları aramaları, boş zamanlarını verimli bir şekilde geçirmeleri, yalnızlık duygusu hissetmemeleri için uygun bir ortam hazırlamakta ve yaşlıların sosyalleşmesini kolaylaştırmaktadır (Seyyar ve Genç, 2010: 841).

47 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Yaşlılara sunulan hizmetlerin çeşitlendirilmesi, yeni hizmet modellerinin uygulama geçirilmesi, mevcut hizmetlerin iyileştirilmesi, yaygınlaştırılması, yaşlılık alanında uluslararası düzeyde alınan kararların uygulanmasında koordinasyonun sağlanması çalışmaları, sağlıklı yaşlanma ve yaşlılıkta yaşam kalitesini artırma amacı doğrultusunda yürütülmektedir. Yaşlılara yönelik hizmetler daha çok kurumsal bakım üzerinde yoğunlaşmaktadır. Huzur evleri ile yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezleri; yaşlıları huzurlu bir ortamda korumak ve bakımlarını sağlamanın yanında maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesi, ihtiyaçlarının karşılanması, sosyal sorunlarının çözümlenmesi ve hayat standartlarının iyileştirilmesi amacı taşımaktadır (Genç, 2011). 3.KURUM BAKIMININ ÇARESİZLİĞİ/YETERSİZLİĞİ Yukarıda özetle açıklanan bakım hizmeti sunan kurumların kurgulanan faaliyetleri planlama olarak profesyonel gözükmekle birlikte uygulamalara bakıldığında hizmet verilen yaşlı ve engelli bireylerimizi memnun edememektedir. Ömrünün büyük bir bölümünü kendi sosyal ortamında geçiren, birçok alışkanlıkları kronikleşen ve sabitleşen yaşlıların; belli bir dönemden sonra dar bir ortama alışması, kışla tipi büyük binalarda; kişisel ihtiyaçlarını giderdikleri alanların ortak kullanıma açık olması, yemek yatmak, sosyal aktiviteleri yerine getirmek gibi ihtiyaçlarını zamana bağlamak gibi sabit yaşam tarzına alışmalarını sağlamak oldukça zordur. Yaşlılara hizmet sunulan kurumlar her ne kadar geniş imkânlara ve profesyonel bakım elemanlarına sahip olsa da yaşlılar tatmin edilememektedir. Her ne kadar Türk aile yapısı hakkında ortak bir şablon çizilebilse de her ailenin kendine özgü bir yaşam tarzı vardır. Kendi kurgusu üzerine bir yaşam tarzına alışmış yaşlılar, alışkanlıklarından kolay vaz geçememektedir/geçmemektedirler. Ailevi sorunlardan, çocuklarının ilgisizliğinden, barınma sorunundan veya başka bir sebepten kendi sosyal ortamından koparak kurum bakım hizmeti alan yaşlılar her zaman geçmiş yıllarını hatırlamakta, gençlik arkadaşlarını aramakta ve özel anılarını canlandırmaktadırlar. Ayrıca kurumlarda, kendilerini işe yaramaz, kimsesiz ve terk edilmiş hissetmektedirler. Yaşlı ve diğer bakıma muhtaçların, yaşadığı çevreden soyutlamadan, değişik yaş gruplarındaki bireylerle iletişim içinde ve aileleri ile birlikte olabilecekleri şartların oluşturulması, onların yaşam kalitesi ve onurlu yaşamaları için çok önemlidir (Kahramanoğlu, 1999). Bakıma ve barınmaya muhtaç kişilerin ihtiyaçlarını temin etme görevi sosyal devletin ödevleri arasındadır. Bakıma muhtaç ve kendi imkânlarıyla bu hizmeti almayı başaramayan bu insanlara devlet, kurum hizmetleri dâhil fırsat oluşturmak zorundadır. Ancak kendi sosyal ortamında yaşama ve bakılma fırsatı olan yaşlıların kendi ortamlarına çekilerek ihtiyaç ve hizmetleri evde bakım hizmeti kapsamında alabilmesi çağdaş bir uygulama olarak tüm dünyanın yeni hizmet anlayışını ifade etmektedir. 4.ÇAĞDAŞ BAKIM MODELİ: EVDE BAKIM VE GEREKLİLİĞİ Evde bakım kısaca; bireylerin bakım ihtiyaçlarının ev ortamında karşılanması (Karahan ve Güven, 2002: 156) şeklinde tanımlanabilir. Evde bakım hizmetleri genel olarak, kurum bakımının yerini alan, kurumlarda kalış gereksinimi azaltan ya da geciktiren hizmetler olarak ifade edilmektedir (World Health Organization, 1999:2). Evde bakım; kişilerin tek başlarına ya da evde bulunan aile bireyleri tarafından gideremedikleri ihtiyaçlarının çeşitli hizmetlerle

Yusuf Genç - İsmail Barış 48 karşılanarak, yaşlıyı sosyal çevresinden ayırmadan yaşamını evinde devam ettirebilmesini sağlayan bir destek sistemi olarak tanımlanabilir (Genç ve Alptekin, 2013:77). Evde bakım ünitesinde hekim, hemşire, psikolog, diyetisyen, fizyoterapist, sosyal çalışmacı, ev ekonomisti ve bakım destek elemanı gibi farklı meslek ve branş üyelerinin işbirliği ve eşgüdümü ile sürekli, kapsamlı ve organize bir biçimde koruyucu ve tedavi edici hizmetler sunulmaktadır (Aksayan ve Cimete, 1998: 5). Güven ve Hazer in (1998) belirttiği üzere; bu kapsamda verilen hizmetler: evde kişisel bakım, evde öğün hazırlama, kişisel acil müdahale, bireylerin tek başına gerçekleştiremeyeceği ağır işler, arkadaşlık, ulaşım, beslenme desteği, finansal danışmanlık, eğitim, ruh sağlığı, rehabilitasyon, infüzyon/ onkoloji ve yara bakımı gibi uygulamalar şeklinde sayılabilir. Evde bakım hizmetlerinin amacı, hizmetten yararlanan bireylere kaliteli, ihtiyaca uygun ve düşük maliyetli bakım hizmetleri sunarak, onların bağımsızlıklarını sağlamak, yaşam kalitelerini yükseltmek (Havens, 1999) ve bakıma muhtaç bireyin ihtiyaçlarını karşılayarak aileyi desteklemek, ailenin ve aile üyelerinin işlevselliğine katkı sağlamaktır. Evde bakım hizmetleri, farklı meslek ve branş üyelerinin işbirliği ve eşgüdümü ile sürekli, kapsamlı ve organize bir biçimde sunulan koruyucu ve mümkünse tedavi edici hizmetlerdir (Seyyar ve Genç, 2010). Bu hizmetlerin ekip çalışmasıyla yürütülmesi verimliliği artıracaktır. Evde bakımın en önemli faydaları, sağlık harcamalarında tasarrufa gidilmesi ve kişinin kendi sosyal ortamından ayrılmadan hizmet almasıdır. Ayrıca kişiye özel bakım sağlaması, aileyi bir arada tutması, yaşam kalitesini yükseltmesi gibi beraberinde birçok fayda da sağlamaktadır (Cindoruk ve Şen, 2009: 110). Ülkemizde ilk defa 1994 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından sosyal bakım ağırlıklı olarak uygulanmaya başlayan evde bakım hizmetleri Batı da 1950 lerden sonra uygulanmaya başlamış ve halen dünyada çok yaygın olarak farklı yöntemlerle uygulanan bir hizmet haline gelmiştir. Ülkemizde öncelikle belediyeler tarafından başlatılan bu hizmet pahalı olması ve yeterli kanuni alt yapısı olmaması dolayısıyla 2009 yılından sonra Sağlık Bakanlığı tarafından daha çok sağlık bakımı olarak verilmektedir. Küreselleşme ile modern çağın getirisi olan demografik, toplumsal ve ekonomik nedenlerle evde bakım hizmetleri zaruret haline gelmiştir. Yapılan pek çok araştırma, evde bakım hizmetleri ile bireylerin ev ortamında kendilerini daha iyi hissettiklerini/daha çabuk iyileştiklerini göstermiş, yaşlıların kurum bakımı yerine evde bakım hizmetini tercih ettiklerini ortaya koymuştur (Davey and Patsios, 1999: 277). Yaşanmakta olan sosyo-demografik ve ekonomik değişimler, ailelerin evde bakım hizmetlerine destek verilmesine yönelik taleplerini artırmaktadır (Hellström vehalberg, 2001). Bilimsel ve teknolojik atılımlar, sosyal hakların gelişmesi ve yaygınlaşması, uzun süreli kurumsal bakım hizmetlerindeki yetersizlikler, sağlık hizmetleri harcamalarında artan maliyetler evde bakım hizmetlerini gündeme taşıyan diğer faktörler arasındadır. Tüm dünyada yerinde yaşlılık anlayışının yaygınlık kazanmasıyla evde bakıma duyulan ihtiyaç giderek daha da artacaktır (Sims-Gould ve Martin-Matthews, 2010). Evde bakım hizmetlerinin, birey merkezli bakım hizmeti olması yanında, sağlık harcamaları ve maliyetler yönünden de kurumsal bakım hizmetlerine göre birçok üstünlüklerinin olması, bireyler ve hükümetler tarafından tercih nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır (Oğlak, 2007:100). Özellikle kendi sosyal ortamına alışmış, alışkanlıkları oturmuş ve yerleşmiş yaşlı bireylerin kışla tipi, ortak kullanım alanlı, düzenli zaman ayarlı, istediği gibi davranamadığı ortamlara alışması ve bunu o yaştan sonra yaşam tarzı haline getirmesi çok

49 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi zordur. Verilen hizmetlerin kaliteli oluşu ve ihtiyaçlarının fazlasıyla karşılanması yaşlıları memnun etmeye yetmemektedir. Evde bakım hizmetinin verimi az ve ünitesi eksik bile olsa daha çağdaş ve daha memnuniyet verici bir hizmet olduğu görülmektedir. Evde bakım hizmetlerinde en etkin rol bakım elemanları üzerindedir. Çünkü bakım elemanı bakıma muhtaç kişi ile en fazla zaman geçiren kişidir. Bakım hizmetinin verimliliği için hizmeti verenlerin sorunlarının en aza indirilmesi de çok önemlidir. Bakım elemanları bakım psikolojisi baskısıyla ciddi bir tükenmişlik sendromu yaşamaktadırlar. Bakım psikolojisi; bakım uygulamalarında ruhî (psişik) problemlere yol açan alanları inceleyen, problemlerin sebepleri ve çok yönlü etkileri ile çözüm yollarını araştıran, bakıma muhtaç kişiler ile bakıcı personel arasında sağlıklı ve verimli bir uyum sağlamayı hedefleyen, bu yönde bilgi üretimi için gayret gösteren bir bilim dalıdır. Bu süreçten geçen bakım elemanı bakım uygulamalarından kaynaklanan psiko-sosyal problemleri (bakım sorunlarını), fert bazında çözümlemekten ziyade, bakım (bakıcılık) şartlarını değiştirmek suretiyle, iş stresine ve dolayısıyla psikolojik problemlere yol açan faktörleri belirleyerek bunların ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirler alır ve uygular (Genç ve Danış, 2011). Bakım elemanları psikolojik olarak bu hizmete ne kadar çok motive edilirse hizmetin verimliliği o derece artar. 4.1.Evde Bakımın Hedef Kitlesi Bakıma muhtaçlık; bedensel, zihinsel, ruhsal engellilik veya sorunlar nedeniyle günlük aktivitelerin devamlı veya minimum altı ay boyunca, bireyin kendisi tarafından yapılamaması, bunlar için yardıma ihtiyaç duyması durumudur (Keller, 2002). Evde bakım hizmetlerinden kronik hastalar, yaşlılar ve özürlüler olmak üzere üç grup insan uzun süreli olarak yararlanmaktadır. Bunun yanında doğum sonrası ya da taburcu sonrası (nekahet dönemi) bakıma ihtiyaç duyan kimselere de geçici bir süre evde bakım hizmeti verilmektedir Evde bakım hizmetlerinin yöneldiği yaş grupları, ağırlıklı olarak 65 yaş ve üzerindeki kronik ve uzun süreli bakımı gereken yaşlı hastalar olsa da bunların yanı sıra kronik hastalığı olan her yaş grubu, bebek ve çocuklar da çok yönlü bakım hizmetlerini güvenli ev koşullarında alabilmektedirler. Avusturya da 1998 de hizmeti alanların %83 ünü, Almanya da %78 ini, ABD de %63 ünü, 65 yaş ve üstündekileri oluşturmaktadır (Thome, Dykes, Hallberg, 2003;872). Terminal dönemdeki kanserli yetişkin ve çocuk hastaların da onur ve saygınlığını korumak, yaşamlarının son günlerini daha sevgi ve şefkatle geçirilmesini sağlamak amacıyla bakım hizmetlerini evde almaları sağlanmaktadır. Ayrıca, tedavisi imkânsız ve ilerlemiş olan birçok hastanın ölümüne kadar bakımlarının evlerinde verilmesi tercih edilmektedir (Akt: Oğlak, 2007, 101) 4.2.Evde Bakımda Model Arayışları Evde bakım hizmeti sadece sağlık bakımı değildir. Evde bakım üçayağı olan dinamik bir kavramdır. Bunlar; tıbbi hizmetleri kapsayan sağlık bakımı hizmetleri, sosyal hizmetlerle bütünleşen sosyal bakım hizmetleri ve toplumun değerleriyle örtüşen manevi bakım hizmetleridir. Bu üç unsurdan bir tanesinin eksik olması hizmetin verimliliği ve kabiliyetini zayıflatır. Türkiye deki evde bakım hizmetlerinde henüz bu üçayak tamamlanabilmiş değildir. Sağlık bakımı yönetmelik gereği Sağlık Bakanlığı ve sosyal bakım da Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından verilmektedir. Manevi bakımın kurumu belli olmadığı gibi gerekliliği tartışılmaktadır. Sağlık bakanlığının evde bakım ekibinde sosyal bakım ünitesi yoktur. ASPB ise sosyal bakım için ayrı bir ünite henüz kuramamıştır. Manevi bakım ise, literatür ve mevzuatta

Yusuf Genç - İsmail Barış 50 henüz yerini alamamıştır. Ancak batı ülkelerinde moral bakım hizmetlerinden oldukça verim alındığı bilinmektedir. Bakım modelleri hedef kitle açısından sorun olarak görülmektedirler. Medikal model özürlü bireyleri hasta olarak gördüğü için, onları sorunlu ve yetersiz kişiler olarak damgalamaktadırlar. Sosyal model özürlülüğü kurumsal ayırımcılığın ve sosyal dışlamanın bir biçimi olarak değerlendirmektedir. Medikal model sorun sosyal model çözüm üzerinde odaklanmaktadır. Bakım modeli olarak önce medikal model literatüre girmiştir. Özürlülüğü hastalık olarak değerlendirip tedavi etmeye çalışmış, bakımın sosyal ve manevi ayakları eksik kalmış ve yeterince başarı gösterememiştir. Özürlü bireyler çeşitli engelleri ve yetersizlikleri dolayısıyla toplumda normal bireylerden farklı yorumlanmışlar ve kendilerini ilgilendiren konularda kendilerinin karar vermeleri gerektiği düşünülmüştür (Arıkan, 2002). Medikal model, yaşlılık ve özürlülükleri olan bireylere ve onların ailelerine pek çok imkân da sağlamıştır. Sözgelimi tanı, tedavi, bakım ve izleme programlarının güçlendirilmesi, önleme programlarının dikkatle hazırlanması özürlü bireylerin ve onların yakınlarının yaşam kalitelerini yükseltmiştir. Yaşam kalitesinin yükseltilmesinin özürlülerin en doğal ihtiyacı ve hakkı olduğu bilinmektedir (Cılga, 2001). Sosyal model özürlülüğü, bireyler arasındaki fiziksel, zihinsel gibi farklılıkların bir yansıması olmaktan çok toplumdaki ayırımcılığın, önyargının ve dışlamanın bir ürünü olduğunu savunur ve bunu ortadan kaldırmayı hedefler. Bunun sonucunda sosyal bakım ön plana çıkar (Arıkan, 2002). Sosyal bakım hizmetleri ADLs (Activities of Daily Living) olarak adlandırılan yemek yeme, banyo, tuvalet, giyinme, soyunma, hareket etme gibi günlük yaşam aktiviteleri ile IADLs (Instrumental Activities of Daily Living) olarak adlandırılan ev işleri, yemek yapma, alışverişe gitme gibi yardımcı günlük yaşam aktivitelerini kapsamaktadır. 4.3.Evde Bakım Nerde Konuşlanmalı, Nasıl Verilmeli Evde bakım hizmetlerinin nerede ve nasıl konuşlanması hususu tartışma konusudur. Bu hizmetin başlangıcı sosyal bakım ağırlıklı olarak öncelikle 1994 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından verilmeye başlandı. 2001 yılında İstanbul ve 2006 yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyeleri bu hizmeti sağlık ayağı daha güçlü olarak vermeye başladı. Evde tıbbi ve sosyal bakım hizmetleri yerel yönetimler tarafından verilmeye devam ederken 2005 yılında Sağlık Bakanlığınca çıkarılan Evde Bakım Hizmetleri Sunumu Hakkında Yönetmek kapsamında evde sağlık hizmetleri o tarihten beri bu bakanlık tarafından verilmektedir. Günümüzde birçok belediye kendi çapında ve kendi koymuş olduğu kriterlerle evde bakım hizmeti vermeye devam etmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bakıma muhtaç engelli ve yaşlılardan şartları uygun olanlarının aileleri yanında bakımlarını sağlamak amacıyla bakımı üstlenen yakınlarına mali destek sağlamaktadır. Bütçesinden önemli bir bölümünü evde bakım hizmetlerine harcayan ASPB yaşlı ve engellilere evde bakan yakınlara sadece para ödemekte olup onların vasıflarını artırıcı, profesyonel bakım elemanı seviyesine çıkarıcı bir uygulama henüz başlatamamıştır. Ailelerin parasal olarak desteklenmesi önemli bir hizmet olmakla birlikte bakım elemanlarının kapasitelerinin artırılamaması, yeterli ve gerekli denetimlerin yapılamaması eşdeğer önemde bir sorun olarak gözükmektedir.

51 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Belediyeler evde bakım hizmetleri dâhil tüm sosyal hizmet uygulamalarının yerel yönetimler tarafından uygulanması gerektiğini savunmaktadırlar. Gerekçesi ise; belediyelerin halka daha yakın olduğu, halkın ihtiyaçlarını en iyi belediyelerin tespit edebileceği, kapasitelerinin buna uygun olduğu olarak belirtilmektedir. Ayrıca hizmetin nasıl olacağını ise merkezi yönetimin belirlemesinin daha isabetli olduğu görüşü hâkimdir. Ayrıca sosyal refah hizmetleri yerel nitelikli hizmetler olarak sınıflandırılmakta, dolayısıyla bu hizmetlerin yerel yönetimler tarafından sunulması gerektiği benimsenmektedir (Seyyar ve Selek Öz, 2010). Dünya ülkelerinde evde bakım hizmetlerini çoğunlukla yerel yönetimler yürütmektedir. Merkezi Hükümet planlama, kaynak aktarma ve denetlemekle yükümlü kılınmıştır. Evde bakım hizmetlerinin belediyeler tarafından uygulandığı ülkelerde merkezi idare ortak yönetim planları ve mali mekanizmalar yoluyla belediyeler arasındaki farklılıkları dengelemeye ve risk ayarlaması yapmaya çalışmaktadır. Çünkü her belediyenin özellikleri aynı değildir. Buna göre kesilen primler ulusal fon havuzunda toplanmakta ve belediyelere, belediyenin nüfus yapısına ve gelirlerine göre, tahsis edilmektedir. Ayrıca belediyelere ciddi bütçe açıklarında yardım etmek amacıyla kurulan ek bir fon bulunmaktadır (Selek Öz, 2010). Evde bakımda sağlığın yanında öz bakım (kişisel bakım), sosyal bakım, moral bakım sunulması ve bakıma muhtaç kişinin psikolojik olarak desteklenmesi literatürde genel kabul görmüş bir görüştür. Bu bakım modelleri irdelendiğinde hizmetin tek bir kuruluş tarafından verilmesinin mümkün olmadığı görülmektedir. Hizmeti yürütecek olan Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve yerel yönetimler arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması, ortak bir noktadan hareket edilmesi hizmetin verimliliği için çok nemlidir. Hizmettin yerelden sunulmasının daha işlevsel olacağı kanaatini taşımaktayız. 4.4.Hizmet Türleri ve İçeriği Evde bakım; hasta bakımı, rehabilitasyon ve kişisel/öz bakım yanında önleyici hizmetleri de kapsayan çok yönlü uygulamalar bütünüdür. Evde bakım hizmeti, hastalık, engellilik, yaşlılık ve analık durumunda bireye ve/veya ailesine verilen her türlü desteği kapsamaktadır. Evde bakım türlerini; hemşirelik bakım hizmetleri, psiko-sosyal destek hizmetleri, ev idaresine yönelik hizmetler şeklinde sınıflandırabiliriz. Uygulamadaki çeşitleri olarak ise; evde bakım, kurum bakımı, tıbbî bakım, sosyal bakım, manevî bakım, kişisel bakım hizmetleri, psiko-sosyal destek hizmetleri olarak kısımlara ayrılabilir. Evde bakım kapsamında verilen hizmetleri şöyle sıralayabiliriz: ev idaresi, kişisel (öz) bakım, evde hemşirelik ve sağlık bakımı (evde tıbbî bakım hizmetleri), beslenme ve sağlık destek hizmetleri, sosyal destek ve danışmanlık hizmetleri, rehabilitasyon, bakım yönetimi, eve yemek götürme hizmetleri, ulaşım, evde sosyal bakım, evde manevî bakım ve manevi rehabilitasyon hizmetleri, evde tam gün bakım hizmetleri, evde yaşlı bakımı, evde yardımcı hizmetler, ev tadilatına maddî yardım, ev tamiri, tadilat ve onarım hizmetleri, psikiyatrik evde bakım (Genç ve Seyyar, 2010). Konunun teorik bazda kalmasını sağlama ve çok uzatmama açısından hizmet türlerinin ayrıntıları açıklanmayacaktır. Daha geniş bilgi için (Genç, 2011) adlı kaynaktan yararlanılabilir. Bu hizmet türleri her evde bakım hizmeti esnasında kullanılamayabilir veya ihtiyaç olmayabilir. Ancak bu alanda verilebilecek hizmetler bu kapsamda değerlendirilir. Bakım ünitesi bu hizmet türlerinin hepsini kapsayacak şekilde bir donanıma sahip olmalıdır. Evde bakım aynı zamanda önleyici hizmetleri de kapsayan çok yönlü uygulamalar bütünüdür.

Yusuf Genç - İsmail Barış 52 Hizmetler ağırlıklı olarak hemşire, psikolog ve sosyal çalışmacı tarafından mesleki uygulamalarla yürütülür. Hemşirelik hizmetleri; ilaç uygulamaları, enjeksiyon, serum takma ve çıkarma, sonda ve katater uygulamaları, kan alma, pansuman ve yara bakımı, infüzyon uygulamaları, hasta ve hasta yakını eğitimi ve danışmanlık, ostomi bakımı gibi hizmetlerdir (Genç ve Seyyar, 2010). Psikolog; yalnızlık, stres, temel yaşam olayları (emeklilik, iş kaybı, yakın kaybı, doğal afetler vb.) sonrası uyum problemleri, iletişim çatışmaları, aile problemleri, uyku problemleri vb. gibi konularda yaşlılara psikolojik destek sağlamaktadır. Bu hizmetten bakıma muhtaç bireyin ailesi de yararlanmalıdır. Sosyal çalışmacı yaşlıyı hizmet alacağı model ve birime yönlendirmekte, verilecek hizmetin takibini yapmakta, bireye hizmetin ulaşıp ulaşmadığını denetlemekte, verilen hizmetten bakıma muhtaç kişinin memnun kalıp kalmadığını öğrenerek, memnun kalmadığı durumlarda gerekli önlemleri almaktadır. Ayrıca; yaşlıların günlük hayatını kolaylaştırırken yalnız olmadıklarını onlara hissettirmek, yaşamın güzelliklerini onlarla paylaşmak amacıyla sosyo-kültürel etkinlikler de düzenlenmektedir (Seyyar ve Selek Öz, 2010). 4.5.Evde Bakımın Geleceği Dünya örneklerinden yararlanılırken uygulamaların birebir transfer edilmesi değil, Türk toplum, aile ve kültür yapısı, inanç sistemine, örf, adet ve gelenekleri, ekonomik yeterlilikleri dikkate alınarak hareket edilmesi gerekmektedir. Bakım hizmetleri pahalı bir hizmet olduğundan bireysel ve özel ekonomik imkânlarla bu hizmetten yararlanmak yaşlılara maddi olarak külfetli geleceğinden bu hizmetin sosyal güvenlik kapsamına alınması gerekmektedir. Çalışma hayatının, sosyal güvenlik sisteminin ve sağlık hizmetlerinin bu kapsamda hukuksal alt yapısının kurulması ve işlevsel hale getirilmesi gerekir. 2050 tahmini verilerine göre, Türkiye de yaşlı nüfusunun % 20 lere ulaşacağı dikkate alınırsa bakım sigortasının çalışma hayatında zorunlu sigorta kapsamına alınmasının geleceğe isabetli bir sosyal yatırım olarak gayet ferasetli bir adım olduğu görülecektir. Kurum bakım hizmetleri tamamen kaldırılamaz. İhtiyaç duyulan ve zaruri olduğu durumlarda kurumsal bakım hizmetlerinden müracaatçıların yararlanması ve bu kurumların da modern şartlarda dizayn edilmesi, sosyal alanlarının çoğaltılması, özel alanlarının genişletilmesi ve uluslararası standartlara eriştirilmesi esas olmakla birlikte bu ünitelerin teşvik edilmemesi ve bakım hizmetlerini daha çok evde bakıma dönüştürerek gerekli altyapı ve devlet imkânları kullanılmalıdır. Demografik, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda meyana gelen değişimlere küreselleşmenin de etkilerini eklediğimizde sosyal devlet olmanın bir gereği olarak yaşlılar ve engelliler için evde bakım hizmetleri her geçen gün ihtiyaç olmaya devam edecek ve zarureti artacaktır. Evde bakım hizmetlerinde verimin artırılması ve bakılan bireylerin mutluluğu için bakım sigortası dahil her türlü donanımın sağlanması ve gerektiğinde evde bakım hizmetlerini özelleştirerek bakım şirketlerinin arttırılması sağlanmalı, kaliteli bakım elemanı yetiştirecek eğitim birimleri açılmalı ve bu hizmet sektörü için gelişmiş ülkelerden örnekler alınarak bu alan güçlendirilmelidir. Evde bakım hizmetleri sağlık bakımıyla sınırlandırılmayarak sosyal ve manevi bakım ünitelerini de devreye sokarak hizmetin tüm ayakları aktif hale getirilmeli ve bakıma muhtaç bireylere hizmet üst seviyede kusursuz verilmeye çalışılmalıdır. Türkiye ve dünyada evde bakım hizmetleri bir sektör olarak meslek haline gelecek ve yeni bir iş sahası açılacaktır. Mesleki yeterlilik kurumu bu alana el atarak standart ve yeterlilikleri oluşturmalı, özel sektöre de fırsat sağlanmalı ve bakımda rekabet artırılmalıdır.

53 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Gelişmiş Avrupa ülkeleri de bakım elemanı alanında sıkıntı yaşamakta ve Uzakdoğu ülkelerinden vasıflı bakım elemanı istihdam etmek üzere çalışmalar ve çağrılar yapmaktadırlar. İlgili bakanlıkların ihtiyaç belirlemesiyle Yüksek Öğretim Kurumuna yapılacak bir teklifle bakım elemanı yetiştirecek meslek yüksekokullarının açılması sağlanmalı ve gelecekteki bakım ihtiyacına karşı personel açığı probleminin çözümüne zemin hazırlanmalıdır. SONUÇ Toplumsal yapıdaki değişime bağlı olarak aile yapısındaki hızlı dönüşüm aileyi küçültmüş, çekirdek ve modern aileye geçişi sağlamış ve aile bağlarını zayıflatmıştır. Buna bağlı olarak engelli ve yaşlı bireylerin bakım hizmetleri ön plana çıkmıştır. Sosyal hizmet mesleğinin uygulama alanlarından biri olan bakım hizmetlerinde; modern çağın getirisi ve uygulaması olan evde bakım hizmetleri her geçen gün Türkiye nin de gündemindeki yerini korumaktadır. Çünkü bakım hizmetleri kurumda ve evde olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Bu alanda ilk bakım üniteleri kurumsal bakım hizmetleri olarak yürütülmektedir. Kurumsal hizmetler kamu, yerel yönetimler ve özel sektör tarafından verilmektedir. Bu hizmet türünde bakılan bireylerin yaşam koşullarında yeterli iyileştirmeler sağlanamamış ve hizmet alanlar mutlu edilememiştir. Bakıma muhtaç bireyin en iyi bakım alanının kendi sosyal çevresi ve evi olduğu kanaatiyle bu hizmetin evde verilmesinin daha etkili olacağı ön görülmüştür. Toplumun hızlı yaşlanması ve engelli birey sayısının artmasıyla bakım hizmetlerine olan ihtiyaçta artmıştır (Genç, 2015). Dünya da bakıma muhtaçların temel ihtiyaçlarını karşılayacak, uygun ve etkili bakım hizmetlerini daha düşük maliyette, etkili, kapsamlı ve aile ile devletin rolü arasındaki dengeyi sağlayacak olan kısa ve uzun süreli evde bakım hizmetlerini geliştirme ve politika oluşturma konusunda çaba gösterilmektedir. Türkiye de bu görev Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından yerine getirilmektedir. Bu konuda üretilen politikalar henüz dünya standartlarını yakalayamamış ve netleşememiştir. Sağlık Bakanlığı tıbbi bakımı ASPB ise sosyal bakımı üstlenmiş, ancak aralarında organizasyon tam olarak sağlanamamıştır. Hatta bakımın üçüncü ve önemli bir ayağı olan manevi bakım henüz kimse tarafından sahiplenilememiş ve uygulanamamaktadır. Gerektiğinde Diyanet İşleri Başkanlığı bu görevi üstlenebilmeli, bakıma muhtaç yaşlı ve engellilerin moral ve manevi destek hizmetlerini yürütmelidir. Bu konuda bir şura yapılmış olsa da çıktıları halen yürürlüğe konulamamıştır. Bakım hizmetlerinde kurumsal hizmetler artık çağ dışı kalmış ve bakıma muhtaç bireyleri memnun edememektedir. Bu hizmetin yerini daha kapsamlı bir şekilde evde bakım hizmetlerinin alması gerektiği ortak kanaat haline gelmektedir. Evde bakımı; hekimlerin önerileri doğrultusunda hasta kişilere, aileleri ile yaşadıkları ortamda, sağlık ekibi tarafından rehabilitasyon, fizyoterapi, psikolojik tedavi de dâhil tıbbi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde sağlık, bakım ve takip hizmetlerinin sunulması olarak tanımlanabilmektedir. Türkiye de ilk defa Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından verilmeye başlanan evde bakım hizmetleri daha sonra İstanbul ve diğer belediyelere de yayılmıştır. Bu hizmetin yerel yönetimler tarafından verilmesinin avantaj ve dezavantajları vardır. Belediyelerin zorunlu bir hizmeti olmadığı için tüm Türkiye de uygulanamamaktadır. Hedef kitleye daha çabuk ulaşması ve sorgulanabilir olması dolayısı ile belediyelerin daha etkin bir yapısı vardır. Bazı belediyeler sağlık bazıları ise sosyal bakımı önde tutarak hizmet vermektedir. Evde bakım hizmetleri, birey ve ailesini fiziksel, duygusal, sosyal, ekonomik ve çevresel tüm boyutları ile ele alınarak ekip ruhuyla verilen bir hizmettir. Ekipte tıbbi, sosyal ve manevi bakım uygulamasında yetkin

Yusuf Genç - İsmail Barış 54 meslek elemanları görev almalıdır ve ekipte kimlerin olacağı tekrar gözden geçirilmelidir. Sosyal hizmet uzmanları engelli ve yaşlılara hizmet verecek kuruluşların etkin ve verimli hizmet sunumundan sorumlu olarak kendi yeterliliklerini ve donanımlarını artırmalıdırlar. Bu hizmetin sunumunda ve veriminde meslek ve bakım elemanları önemli roller üstlenmekte ve zaman zaman ciddi zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Evde bakım konusunda yeterli bilgi ve beceri düzeyine ulaşmamış aile bireyi bakıcılar psikolojik sorunlar ve tükenmişlik sendromu, ekonomik yoksulluk sorunu, fiziksel sorunlar ve sosyal dışlanma sorunu ile karşı karşıyadırlar. Bu elemanlar da özellikle mesleki, sosyal ve psikolojik bakımdan desteklenmelidirler. Yeterli donanıma sahip olmayan bireylere görev verilmemesi konusunda hassas davranılmalıdır. Gelişmiş ülkelerde ağır somatik ve psişik sorunları olan yaşlılar bakımevleri adı altındaki tıbbi refakat ve terapi imkânları bulunan sağlık kuruluşlarında bakım görmelerine karşın ülkemizde bu niteliklere sahip hasta yaşlılar yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde bu hizmeti almaktadırlar. Çok az sayıda olan geriatri birimlerinde kontrol ve tedavi dışında hizmet verilememesi nedeniyle bu tür yaşlılar için sağlık kuruluşları içinde/yakınındaki bakımevlerinde hizmet verilmesinin daha uygun olduğu düşünülmektedir. Türkiye nin sosyal güvenlik sistemine bakım sigortasının dâhil edilmesi gerekmektedir. Bakıma muhtaçlık; bedensel, zihinsel, ruhsal engellilik veya sorunlar nedeniyle yaşlı ve özürlülerin yardıma ihtiyaç duyması durumudur. Sosyal Bakım Sigortası bu insanlara yardım etmek için tasarlanmış bir uygulamadır. Sosyal bakım sigortası, sosyal güvenlik sisteminin bir elementidir. Hastalık, emeklilik, işsizlik sigortalarının ardından devreye sokulması gereken bu sigortaya, sosyal güvenlik siteminin dördüncü sütunu da denilmektedir. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde bu sigortaların dördü de zorunlu sigortadır. Yaşlılık sigortası bakım ihtiyacı doğduğunda devreye girmektedir. Sosyal güvenlik siteminin diğer sigortaları gibi çalışanlardan ve işverenlerden kesilen vergilerle finanse edilmektedir. Dolayısıyla sigortalılığı destekleyen önemli bir özelliğe sahiptir. Toplumsal yaşlanma nedeniyle bakıma muhtaçlık yaşlı kuşak arasında çok önemli bir sorun haline gelmiştir. Sadece yaşlıyı değil, aile fertlerini de pek çok yönden olumsuz şekilde etkilediğini gösteren bulgular vardır. Türkiye nin sosyal güvenlik sistemine bakım sigortasının dâhil edilmesiyle birlikte bu sorunu yaşayan aileler de büyük bir rahatlama sağlanacaktır (Tufan, 2014). Bakım sigortası sadece gelir düzeyi düşük olanlara değil, toplumun tüm katmanlarına uygulanmalıdır. Ancak Avrupa da olduğu gibi ailenin gelir düzeyi bu bakım için yeterli olmadığı durumlarda bakım sigortası kademeli olarak devreye girmeli ve aile gelirinin yetmediği kadarlık bölümü karşılanmalıdır. Bakım hizmetleri dâhil yaşlılıkla ilgili her türlü sorunun tartışıldığı ve çözüm arandığı Yaşlanma Ulusal Eylem Planı nın hayata geçirilmesi öncelikle de Ulusal Yaşlanma Enstitüsünün kurulmasına yönelik çalışmaların bir an önce başlatılması gerekmektedir. Kurumsal bakım hizmetleri yerini evde bakım hizmetlerine bırakmalı, ancak zaruri hallerde ihtiyacı karşılamak üzere kurumlar tamamen kapatılmamalıdır. Gelecek dönemin gözde mesleklerinden olacak olan bakım elemanlarını yetiştirmek üzere mesleki okulların ivedilikle açılması suretiyle evde bakım hizmetlerinde oluşacak eleman açığı problemine önlem alınmalı ve halen hizmet veren bakım elemanları dâhil tüm bakıcıların donanımları güçlendirilmelidir. Sertifika ve benzeri yollarla yetkilendirilen bakım elemanlığı uygulamasına son verilmelidir.

55 Yaşlı Bakım Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşım: Kurumsal Bakım Yerine Evde Bakım Hizmetlerinin Güçlendirilmesi KAYNAKLAR AKSAYAN, S., CİMETE, G., (1998), Evde Bakım Kavramı, I. Ulusal Evde Bakım Kongresi Kitabı, Marmara Üniversitesi, 24-26 Eylül, İstanbul, s. 1-6 ALTAN, Ö., Z. ŞİŞMAN, Y. (t.y.) Yaşlılara Yönelik Politikalar - http://www.kamuis.org.tr/pdf/725.pdf)- (Erişim tarihi: 17.06.2011) ARIKAN, Ç., (2002), Sosyal Model Çerçevesinde Özürlülüğe Yaklaşım, Ufkun Ötesi Bilim Dergisi Cilt 2, AYDIN, D, Z, (1999), Yaşlanan Dünya Ve Geriatri Eğitimi, Turkish Journal of Geriatrics, Geriatri 2 (4): 179-187, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER YAŞLI İLKELERİ, (2014), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlı Yaşlı ve Engelli hizmetleri Genel Müdürlüğü, http://www.eyh.gov.tr/uygulamalar/yasli-bakim-hizmetleri/birlesmis-milletleryasli-ilkeleri, (Erş. Tar. 24.12.2014) CILGA, İ., (2001), "Özürlülerin Yaşam Kalitesi", Ufkun Ötesi Bilim Dergisi 1,1. Mayıs ss. 79-89. CİNDORUK M, ŞEN İ., (2009), Yaşlının Evde Bakımı, Türkiye Klinikleri Dergisi, 29 (Suppl):110-2. CHAPMAN, S. A., N. KEATING, J. EALES. (2003), Client-Centered Community Based Care for Frail Seniors, Health and Social Care in the Community, Volume: 11, Number: 3, 2003: 253-261. DANIŞ, Z, (2006) Küreselleşme Sürecinde Toplum Temelli Bakım Anlayışı Ve Sosyal Hizmet: Türkiye Örneğinde Bir Model Önerisi Küreselleşen Dünyada Sosyal Hizmetlerin Konumu, Hedefleri, Geleceği Sempozyumu, Antalya, 2006 DANIŞ, M. Z, ( 2004), Yaşlıların Evde Bakım Gereksinimleri ve Evde Bakıma İlişkin Düşünceleri: Başarılı Yaşlanma ve Yaşlı Bakım Modelleri, Güç-Vak Yayınları, Sosyal Hizmet Dizisi I, Ankara: Türkiye Güçsüzler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı Yayını GENÇ, Y, (2011), Sosyal Hizmet Bilimine Giriş, 13. Ünite, Atatürk Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Online Yayını, Erzurum GENÇ, Y, (2015), Evde ve Kurumda bakım Hizmetleri Blok Uygulama II (editör Ali Seyyar), 9. Ünite, Atatürk Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Online Yayını, Erzurum GENÇ, Y., DALKILIÇ, P., (2013) Yaşlıların Sosyal Dışlanma Sendromu ve Toplumsal Beklentileri, The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science JASSS- Volume 6 Issue4, p. 461-482, April, Fransa GENÇ, Y., DANIŞ, Z., (2011), "Kurumsal Bakım Elemanlarının Genel Özellikleri ve Yaşadıkları Sorunlar ", Yalova Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt. 21,pp. 170 183,