ALKOL BAĞIMLILIĞI ve PSORİASİS ALCOHOL DEPENDENCE and PSORIASIS



Benzer belgeler
KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

A RESEARCH ON THE RELATIONSHIP BETWEEN THE STRESSFULL PERSONALITY AND WORK ACCIDENTS

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

SPOR YAPAN VE YAPMAYAN BAYANLARıN

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Yıldım Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimari Tasarım Sorunları Bilim Dalı

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

HATHA YOGANIN VE KALiSTENiK EGZERSiZLERiN STATiK DE GE ÜZERiNDEKi ETKiLERi

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

Yarışma Sınavı A ) 60 B ) 80 C ) 90 D ) 110 E ) 120. A ) 4(x + 2) B ) 2(x + 4) C ) 2 + ( x + 4) D ) 2 x + 4 E ) x + 4

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

SĠSTEMĠK ĠZOTRETĠNOĠN TEDAVĠSĠ ALAN AKNE VULGARĠSLĠ HASTALARDA SERUM B12 VE FOLĠK ASĠT DÜZEYLERĠ

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

ALMANYA DA YAŞAYAN TÜRK EROİN BAĞIMLILARININ ÖZELLİKLERİ

A.Evren Tufan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi

T.C. İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

MELLİTUS HASTALIGI VE HEMŞİRELİK BAKıMı

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

KLİNİĞİMİZDE YATARAK TEDAVİ GÖREN YURTDIŞINDA YAŞAYAN TÜRKLERDE MADDE KULLANIM PROBLEMLERİ VE KÜLTÜREL ÖZELLİKLERLE İLİŞKİSİNİN SAPTANMASI

GATA HASTANESİ 2001 YILI MALİGNİTE OLGULARININ İNCELENMESİ

Hasta Çalışan Güvenliğinde Enfeksiyon Risklerinin Azaltılmasına Yönelik Đstatistiksel Kalite Kontrol Çalışmaları

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ALKOL VE MADDE KULLANIM BOZUKLUKLARI BİRİMİNE BAŞVURAN HASTALARIN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

12-15 YAŞ ARASI ANTRENMANLI ÇOCUKLARDA CiNSiYET VE YAŞıN LAKTAT VE KALP ATIM HIZI CEVAPLARINA ETKisi

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

KKTC YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ANAOKULU ÇOCUKLARlNDA LOKOMOTOR. BECERiLERE ETKisi

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

:35 CBU TIP FAKÜLTESİ ADLİ TIP ABD 2

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ İLE KLİNİK DURUM ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI*

Sizofrenide Yasam Kalitesi. Prof. Dr. Köksal Alptekin, Dokuz Eylül Univ. Tip Fak. Izmir-TURKEY (SAYKAD 2004)

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

Okul Öncesi (5-6 Yaş) Cimnastik Çalışmasının Esneklik, Denge Ve Koordinasyon Üzerine Etkisi

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

NADİR HASTALIKLAR VE ORPHANET-TÜRKİYE sonrası. Prof.Dr. Uğur Özbek Orphanet-Türkiye Koordinatörü İstanbul Üniversitesi, DETAE

3. Ulusal Bağımlılık Kongresi Poster Ödülleri Birincilik: Mır sal, H., Ö.A. Kalyoncu, Ö. Pektaş,

Cukurova Medical Journal

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

Pazartesi İzmir Basın Gündem

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

WEEK 11 CME323 NUMERIC ANALYSIS. Lect. Yasin ORTAKCI.

Yardımcı Doçent Psikoloji Haliç Üniversitesi 2000 Yardımcı Doçent Psikoloji FSM Vakıf Üniversitesi 2011

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

KRONİK SOLUNUM HASTALIKLARINDA PSİKOSOYAL DEĞERLENDİRME VE TEDAVİ

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA SOSYODEMOGRAFİK DEĞİŞKENLER, KLİNİK ÖZELLİKLER VE TEDAVİ SONUÇLARININ CİNSİYETLER ARASINDAKİ FARKLILIKLARININ İNCELENMESİ*

BİR OLGU NEDENİYLE CLEIDOCRANIAL DYSOSTOSIS

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

HÜRRİYET GAZETESİ: DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ TAŞINMAZ DEĞERLEMEDE HEDONİK REGRESYON ÇÖZÜMLEMESİ. Duygu ÖZÇALIK

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

Transkript:

ALKOL BAĞIMLILIĞI ve PSORİASİS ALCOHOL DEPENDENCE and PSORIASIS Doç. Dr. Can Tuncer, Dr. Çetin Ersül, Dr. Mansur Beyazyürek, Dr. Ayhan Kalyoncu, Dr. Nihat Beşikçi ÖZET: Psoriasis gerek etyolojisi, gerekse tedavisi yönünden günümüzde üzerinde en çok konuşulan hastalıklardan biridir. Etyolojide çeşitli görüşlerin yanı sıra otoimmünite ve psikosomatik teoriler üzerinde de durulmaktadır. Çalışmamızda da hastanemiz alkol ve uyuşturucu madde bağımlıları merkezinde yaşları 24-60 arasında olan 7 psoriasis olgusu tesbit edilmiştir. Vakalarımızın hepsi ortalama 11.3 yıldan beri psoriasis belirtileri göstermektedir. Hastalarımızda ortalama içkiye başlama yaşı 17.7 dir. Bir hastamız hariç hepsi sabah içmeleri tarif etmektedir. Gerek tedaviye karşı olumlu cevap, gerekse alkolün ve diğer muhtemel faktörlerin etyopatogenezdeki önemi, literatür verilerinin ışığı altında tartışılmış ve yorum getirilmeye çalışılmıştır. SUMMARY: Psoriasis is one of the most interesting diseases when both the etiology and therapy are considered. In etiology, autoimmunity and psychosomatic theories are also important. In our study at Bakırköy Mental Hospital Alcohol and Substance Treatment and Research Center 7 psoriasis cases have been investigated between ages of 24-60. The cases have shown the signs of psoriasis since the avarage of 11.3 years. The average onset of alcohol is at age. 17.7. Both the positive results of therapy and the importance of other possible features at etiology have been evaluated considering the literature. ALKOL BAĞIMLILIĞI VE PSÖRİASİS GİRİŞ:Psöriasis gerek etyolojisi gerekse tedavisi yönünden günümüzde en çok konuşulan hastalıklardan birisidir. Psöriasis genellikle 10-40 yaşları arasında başalayan, yaklaşık % 1.4 sıklıkla görülen, etyolojisi tartışmalı bir hastalıktır. Etyolojiside otoimmünite ve psikosomatik teoriler üzerinde de durulmaktadır. Otozomal ve dominant geçiş genellikle kabul edilen bir olgudur. Lipoid ve karbonhidrat metabolizması bozukluğu etyolojisi de rol oynayan faktörler arasında kabul edilir. (1,2,3)

Hastanın genel durumu ağır artrit ya da eksfoliasyonlar ortaya çıkmadığı sürece normaldir.genellikle yavaş başlar, kronik düzelme ve tekrarlama dönemleri vardır. Lokal travma, güneş yanıkları, tahriş, aşırı soğuk, sistemik kortikosteroid tedavisinin kesilmesi ve stresler alevlendirici etki yapar. Çalışmalar göstermiştir ki, psöriatik gruplarda yüksek düzeydeki duygusal bozukluklar, sosyal stres bozukluklarından daha fazladır. (1,2) Psöriasis genellikle kafa derisi, diz ve dirsekleri tutan kenarları kesin belirli, genellikle kaşıntı yapmayan, eritematöz papul ya da plaklar biçimindedir. Üzerleri parlak pullarla örtülüdür, lezyonlar nedbe bırakmadan iyileşir. Prognoz: Hastalığın ilk baştaki yaygınlık ve şiddet derecesiyle, hastanın o sıradaki yaşına bağlıdır. Etyolojide ve stresin önemli ölçüde pay sahibi olduğu olgularda prognoz stresinbirincil rol oynamadığı olgulara göre 2-3 kat daha kötüdür. Psöristik hastalar derilerinin deforme olmasına aşırı bir üzüntüyle tepki gösterirler ve kendilerini izole etme eğilimine girerler. Bugün uygulanan tedavi yöntemlerinin hiçbiri psöriasisi tam olarak iyileştirememekte, ancak akut nöbetlerin geçmesini sağlamaktadır. Alkol bağımlılığı ile psöriazis arasındaki ilişkiler tartışmalıdır. Literatürde bu konuda ayrıntılı çalışma olmamakla birlikte alkol bağımlısı olgularda psöriazise rastlandığı görülmektedir. (2) YÖNTEM : Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklaı Hastanesi, alkol ve madde bağımlıları araştırma ve tedavi merkezinde (AMATEM) 1986 yılı ve 1987 yılı ilk 6 ayında yatarak tedavi gören 981 hasta arasında 7 psoriazis olgusuna rastlanmıştır. Servisimizde yatarak tedavi gören hastalar içinde cilt bozuklukları gösterenler incelenerek seçilmiş, psöriazis tanısı hastanemiz deri ve zührevi hastalıklar uzmanı tarafından konulmuştur. Çalışmaya alınan hastaların yaşları 29-60 yaş arasında değişmekteydi ve hastalarımız arasında hiç kadın yoktu. BULGULAR : Hastaların yaşları 29-60 yaş arasında değişmekteydi. (Ortalama 43.4) 3 ü ilkokul, 4 ü ortaokul mezunuydu ve 4 ü evli, 3 ü boşanmıştı. Mesleklerine baktığımızda; 3 ünün işçi, 2 sinin memur, 1 inin hiçbir mesleği olmadığı ve 3 kişinin halen işsiz olduğu görülüyordu. İçkiye ortalama başlama yaşı 17.7 iken, alkol bağımlısı oldukları ortalama yaş 24 idi. 6 sı sabahtan başlayarak, 1 i ise akşamları içiyordu. 3 ünün ailesinde alkol bağımlısı varken, 4 ü ailede alkol bağımlısı tanımlamıyordu. Psöriazis hastalığının başlangıç yaşı 19-50 yaşları arasında değişiyordu.(ortalama 32,1) Hepsi alkole psöriazis ortaya çıkmadan başlamışlardı. Ve hepsi alkol bağımlısı olduktan sonra psöriazis tanısı almıştı. Anamnezlerinden 2 sinin depresyon, 1 inin organik hezeyanlı sendrom, 1 inin şizofrenik bozukluk nedeniyle psikiyatrik tedavi gördükleri anlaşılıyordu. Hastaların 4 ünün depresif, 2 sinin anksiyöz, 1 inin künt duygulanım içinde oldukları ve 3 ünün toplumsal uyumlarının bozuk olduğu görülmekteydi.

TARTIŞMA: Hastaların yaş ortalaması Parber a göre 41, bizim araştırmamızda 43.4 idi. Öğrenim düzeylerinin ülke ortalamasının üstünde olduğu ve yine normale göre evlilik sorunlarının fazla olduğu görülüyordu. Yalnızca 1 inin ailesinde psöriazis olgusu varken, 3 ünün ailesinde alkol bağımlısı olduğu görülüyordu. Hepsinin alkol bağımlısı olmaları, psöriazis tanısı almalarından daha önceydi. Alkolü ağır biçimde almalarına emosyonel etken olarak 3 ü eşinden ayrılmasını, 2 si iflas etmesini, 1 i ana-baba ölümünü gösteriyordu. Linford un psöriazisli hastalarda yaptığı bir çalışmada anksiyete ve depresyon eğilimi % 61 olarak saptanmışken, bizim çalışmamızda % 71 olarak bulunmuştur. Çalışmaya aldığımız 7 hastadan 5 i cilt lezyonlarının ortaya çıkmasının depresyonu ve alkol bağımlılığını arttıran bir etken olduğunu belirtmişlerdir. Sıkılganlık, toplum tarafından bulaşıcı olduğu kanısıyla dışlandığı duygusu, içe çekilme gibi düşünce ve duygular tanımlamaktadırlar. Psöriatik hastaların derilerinin deforme olmasının aşırı üzüntüyle tepki göstermeleri ve izole olma eğilimi içinde olmaları diğer çalışmalarda da sık rastlanan bir olgudur. Hastalar servisimizde ortalama 47 gün kaldılar. Alkolü bıraktıktan yaklaşık 17 gün sonra lezyonlarda gerileme başladı ve 1 ay içersinde hemen tümüyle kayboldu. Hastalar hastane dışında cilt tedavisi görmelerine karşın lezyonların daha uzun sürdüğünü ifade ediyorlardı. SONUÇ: Alkol bağımlılığı ile birlikte görülen psöriaziste aralarında doğrudan bir ilişki mi olduğu, yoksa alkol bağımlılığına yol açan stresler, ailesel etkenler ve bunun gibi multifaktoriel etkenlerin mi neden olduğu daha ayrıntılı çalışmalarla gösterilmiştir. KAYNAKLAR 1- Brandrup, F., Hauge, M., Nenningsen, K., Eriksen, B. Psoriasis in an unsel ected series of twins.arch. Dermatol. 1978, 114:874-8 2- Chapul, JC, Poynard, T., Naveau, S., Penso, D., Durrmeyer, O., Suplisson, alcohol and liver disease. Brit Med. J. 1985, 291:25. 3- Kavli, G., Forde, OH., Arnesen, E., Stenvold, SE., Psoriasis: Familial predisposition and environmental factors. Brit. Med. J. 1985, 291, 999-1000.

ÖZET Bu çalışmada günümüzde sık kullanılan psikolojik testlerden MMPI, Rorschach ve Ev-Ağaç-İnsan (EAİ) çizme testi kullanılarak peptik ülserli bir grup hastanın kişilik özellikleri saptanmaya çalışılmış ve bulgular kontrol grubu bulguları ile karşılaştırılmıştır. Bu amaçla peptik ülser tanısı almış 48 hasta ve 50 sağlıklı denekten oluşan iki grup ele alınmıştır. Deneklerin tümüne EAİ çizme testi uygulanmış, hasta grubundan sadece 1 kişi Rorschach testi alamamıştır. Deneklerin bir kısmının okuryazar olmaması nedeniyle de 31 hasta ve 43 sağlıklı deneğe MMPI uygulanabilmiştir. Sonuçların değerlendirilmesinde ki kare ve testi uygulanmıştır. Peptik Ülserli hastaların % 97.87 si Rorschach testine göre nörotik özelliklere sahip bulunmuştur. Kadın deneklerde seksüel problem, erkeklerde ise hipokondriak ve depressif özelliklerde introvert-pasif kişilik yapısı anlamlı farklılık göstermiştir. Hasta grubunda MMPI profillerinin % 48 inde patolojik profil saptanmış, kontrol grubunda ise bu oran % 10 olarak bulunmuştur. Hasta grubu ile kontrol grubunu birbirinden anlamlı düzeyde ayıran alt testlerin, D, Hs, Pt ve si alt testleri olduğu görülmüştür. (p 0.01). EAİ çizme testi bulguları ise hasta grubunda nörotik özelliklerin deha yoğun olduğunu % 83.3 ünün nöroz grubu tanısı aldığını; % 12.5 inde de değişik kişilik yapıları saptandığını göstermiştir. Çizimlerden elde edilen 21 ayrı kişilik özelliği, hasta ve kontrol grubu verileri ile karşılaştırılmıştır. Peptik ülserli hastalar, sağlıklı deneklere göre daha fazla negativist, emosyonları labil, içe dönük ve bağımlı kişiler olarak saptanmıştır. Her 3 testin bulguları ve hastaların klinik bulgu ve tanıları da birbirleriyle paralelite göstermiştir. Ayrıca bu bulgular literatür ile de uygunluk göstermektedir. SUMMARY In this study, we tried to find out the personality characteristics a group of patient with peptic ulcer using the current psychological tests which are MMPI, Rorschach and House-Tree-Person (http) drawing test, and compared the findings with the findings of a control group. With this purpose, we made out two groups, first, consisting of 48 patients diagnosed as peptic ulcer and the second group consisting of 50 healthy control subjects. (HTP drawing test is administered to all subjects, one subject from patient group couldn t receive Rorschach test. Some of the subjects could not read and write; there fore 31 patients and 43 healthy controls have received MMPI. K:Square and test are used to evaluating the results. 97.87 % of the patients with peptic ulcer showed neurotic characteristics according to the Rorschach test. Sexual problems in women and introvert-passive personality

structure and hypocondriac and depressive symptoms in men showed significant differences. 48 % of patients showed pathological MMPI profile and this rate was 10 % in control group. Subtests, which differed patient and control groups were D, Hs, PT and Si (P 0.01). H.T.P. drawing findings showed that neurotic characteristics are more dense in patient group. Of the patient group 83.3 % were diagnosed in neurosis group and 12.5 % showed different structures of personality. The 21 different personality characteristics which we had from drawing were compared with the findings of the patient and control groups. It is found out that patients with peptic ulcer were mote negativist, labile in emotion, introvert and dependent persons when compared to healthy controls. The clinical finding and diagnoses of the patients showed pararelity with the findings of the every three (3) tests. These findings also showed similarity with the literature.