TÜRKİYE DE KIRSAL EKONOMİK KALKINMADA TARIM VE HAYVANCILIĞIN YERİ VE ÖNEMİ VE YENİDEN YAPILANMADA ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER



Benzer belgeler
Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Tarımın Anayasası Çıktı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

AB İLE MÜZAKERE SÜRECİNDE TÜRKİYE HAYVANCILIĞI

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Nilay PANCAR Tarımsal Desteklemeler Dai. Bşk. Çözümleyici 24/09/2014. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ TÜRK EKONOMİSİNİN NERESİNDE

Doç. Dr. Birgül GÜLER 1. DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

İşbirliği Yapılacak Kurum/Kuruluş. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar. GTHB Meslek Kuruluşları Üniversiteler

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

DOÇ. DR. MEHMET BOZOĞLU DOÇ.DR. KÜRŞAT DEMİRYÜREK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ 18 EYLÜL 2012 MERZİFON

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

AKTÜEL. Küresel Kriz ve Hayvancılık

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Trakya Kalkınma Ajansı. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

GİTES TEKSTİL VE DERİ EYLEM PLANI

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2010 YENİ GIDA YASASI VE 12. FASIL MÜZAKERE SÜRECİ. Fatma CAN SAĞLIK Tarım ve Balıkçılık Başkanı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği

Kurumlar, Kurullar. Haldun DARICI *

TEKLIF ÇAĞRILARI SIVIL TOPLUM DIYALOĞU (CSD-IV) AB VE TÜRKIYE ARASINDA KAPSAMINDA YAYIMLANAN. Fikirden Projeye. Hazırlayan: Öğr. Gör.

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

T.C. Kalkınma Bakanlığı

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR

Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi. Sonuç Raporu

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

SAĞLIK HİZMETLERİNİN FİNANSMANI

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

AB - Türkiye: Dönüşüm Süreci ve Odalar. Güven SAK İzmir, 18 Temmuz 2005

BVKAE

GIDA GÜVENLİĞİ VE YENİ TARIM POLİTİKASINA İLİŞKİN ÖNERİLER

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

SAKARYA DA TARIM VE HAYVANCILIK SEKTÖR ANALİZİ VE ÖNERİLER RAPORU PROJESİ SAHA ARAŞTIRMA ÇALIŞMASI SONUÇLARI

BÖLÜM 1 TARIM EKONOMİSİNE GİRİŞ

T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları

Türkiye Hayvancılık Sektöründe Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri

TARSUS TİCARET BORSASI

ULUSAL SÜT KONSEYĠ ARAġTIRMA VE DANIġMA KURULU SÜT SEKTÖRÜ 2010 YILI GENEL DEĞERLENDĠRME RAPORU 2.ÜLKEMĠZ SÜT HAYVANCILIĞINDA MEVCUT DURUM

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

YENİ EKONOMİ PROGRAMI YAPISAL DÖNÜŞÜM ADIMLARI 2019

Cumhuriyet Halk Partisi

KURUL KARARI ORTA VADELİ MALİ PLAN ( )


BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARIM SEKTÖRÜ GZFT ANALİZİ

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK REKABET GÜCÜ TEMEL BULGULAR. ekonomiye Umut Sofradan, Can Topraktan gelir

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

Koyun ve keçi sütü ve ürünlerinin üretiminde karşılaşılan temel sorunlar ile muhtemel çözüm önerileri

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Dünya Ekonomisinde Tarımın Rolü

Türkiye Arıcılığının Yapısı, Sorunları ve Sürdürülebilir Arıcılık Açısından Değerlendirilmesi. Yrd. Doç. Dr. Ayhan GÖSTERİT

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI TR 2 BATI MARMARA BÖLGESI TARIM MASTER PLANI

SÜS BİTKİLERİ SEKTÖRÜ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Bölüm 5 ARZ VE TALEP UYGULAMALARI

T.C. KIRIKKALE VALİLİĞİ İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ ARALIK 2013 KIRSAL KALKINMA YATIRIMLARININ DESTEKLENMESİ PROGRAMI

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

Sektörün İtici Gücü: Tarımsal İşletmeler. Dedeman Oteli 18 Nisan 2012

BÜTÜNLEŞİK SU YÖNETİMİ İÇİN YEREL ÇERÇEVENİN PLANLANMASI PAYDAŞLAR ÇALIŞTAYI. GAP Tarımsal Sorunlar, Çözüm Önerileri ve GAP TEYAP

ÖMER ŞENGÜLER. İstanbul, 27 Haziran 2007

İZMİR İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZASYON ŞEMASI

TÜRKİYE DE ATÇILIĞIN DESTEKLENMESİ. Erdal Celal SUMAYTAOĞLU Yüksek Komiserler Kurulu Başkan Yardımcısı 20 Temmuz 2012

Türkiye Tarımında Enerji Tüketimi

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI EĞİTİM YAYIM VE YAYINLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI Kırsal Kesimde Kadın Kooperatifleri

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ. Zeytinyağının Ülkemiz Ekonomisine Katkıları, Sorunları ve Beklentileri

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

Yahya Arıkan: Rekor kıran ihracatın şifresi; ithalat

EĞİTİM / DENEYİM TABLOSU

T.C...İLÇESİ SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKFI BAŞKANLIĞI KOYUNCULUK PROJESİ

MANİSA TİCARET BORSASI

Tarım Ekonomisi. viii

Türkiye nin Tarımsal Ürün İthalatı-İhracatı ve Hedefleri

BİRLİKLERDE VETERİNER HİZMETLERİ VE 2013 YILI DEĞERLENDİRME ÇALIŞTAYI

TÜRKİYE DE EKONOMİK KRİZLER VE TARIMA YANSIMALARI

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ

HALK ELİNDE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN ISLAHI ÜLKESEL PROJESİ. Dr. Bekir ANKARALI Daire Başkanı

Transkript:

TÜRKİYE DE KIRSAL EKONOMİK KALKINMADA TARIM VE HAYVANCILIĞIN YERİ VE ÖNEMİ VE YENİDEN YAPILANMADA ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

2 TÜRKİYE DE KIRSAL EKONOMİK KALKINMADA TARIM VE HAYVANCILIĞIN YERİ VE ÖNEMİ VE YENİDEN YAPILANMADA ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER Tarım ve hayvancılık ülkemizin ulusal beslenmesi ve kalkınması için hayati öneme sahip sektörlerdir. Sektörler, zorunlu ihtiyaç malı üretmesi ve bu mallara ilişkin sürekli talebinin bulunması sanayi ve hizmetler sektörüne girdi sağlaması ve sektör içinde istihdam yaratarak gerek sektörler gerekse bölgeler itibariyle dengeli kalkınma hedefine ulaşılması için de önemli iktisadi fonksiyonlar yüklenmiştir. Bu özellikleri nedeniyle gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun hiçbir ülkenin vazgeçemeyeceği sektörler konumundadır. Aynı şekilde ne olursa olsun tüm ülkelerde devlet tarafından prim, destekleme alımları, ucuz kredi politikalarıyla yoğun bir şekilde destek görmektedir. Ne var ki devlet desteğiyle de olsa azgelişmişlerin güçlü tarım ve hayvancılık ülkeleri olarak uluslar arası piyasalarda rekabeti yakalama şansları zordur. Zira, sanayi ürünlerine göre düşük katma değerli olan tarım ürünlerinin, uluslar arası piyasalarda fiyatları her zaman sanayi ürünlerinin altında oluşmaktadır. Bu nedenle, tarım ürünlerine dayanarak ihracat gelirlerinin artırılması çoğu ülke için söz konusu değildir. Gelişmekte olan ülkelerde teknoloji yoğun üretime geçiş için gerekli altyapı donanımının olmaması, bunun için gerekli sermaye birikiminden de yoksun olması, yabancı sermayenin ortaklığını gündeme getirmektedir. için; Tarım ve hayvancılık politikalarında köklü ve yapısal bir değişim gerçekleştirmek Rekabet edebilir sektörlerde üretim yapılması Tarımda istihdam edilen nüfusun azaltılması Piyasaların düzenlenmesi Üretimin yapıldığı işletmelerde getirilecek yapısal reformlar. hedeflenmelidir. Türkiye de bugün tarım ve hayvancılıkta gelinen durum yeniden bir yapılanmayı zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda tarım ve hayvancılık sektörlerin de yapısal bir dönüşüme 2

3 olanak sağlayacak çalışmalar başlamıştır. Ancak, Şeker Yasası ile başlayan piyasaya açılma süreci Tütün ve Çay gibi benzeri yasalarla devam etmiştir. Fiyatların piyasa koşullarına göre belirlenecek olması tarım ve hayvancılık ürünlerinin sadece uluslar arası pazarlarda değil ülke içindeki rekabet gücünü de olumsuz yönde etkileyecektir. Bu dönüşümden sadece tarım ve hayvancılık kesiminde çalışanlar değil toplumun tüm kesimleri doğrudan etkilenecektir. Dolayısıyla ortaya çıkacak sorunların çözümü zamanında ve doğru bilgi aktarımına bağlı olacaktır. Bilindiği üzere kalkınma teorileri ülkelerin gelişmişliklerini tarımdan sanayie geçişle tanımlamaktadır. Bu teoriler Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, tarım ve hayvancılıktan vazgeçilmesi olarak algılanmıştır. Ülkemizde köylü ailesi ve üretici kesimin birbirine karıştırılması bu dönemde görülmüştür. Ne var ki gelişmiş ekonomilerde tarım ve hayvancılık sektörlerine dönük destekler azaltılmamıştır. Toprak ve nüfus büyüklüğü dikkate alınmadan yapılan karşılaştırmaların gerçekçi olmadığı anlaşılmıştır. Dahası tarım ve hayvancılığın sanayileşmesinin sadece makine aksamı olmadığını, ürünlere dayanıklılık kazandırılmasını, iyileştirilmesi ve yeni ürünleri kapsadığını da öğretmiştir. Türkiye ekonomisinde göreli önemi azalmış olmakla birlikte hayvancılık sektörü yurt içi hayvansal gıda ihtiyacının karşılanması, sanayi sektörüne girdi temini, ihracat ve yarattığı istihdam olanakları açısından büyük önem taşımakla birlikte Avrupa Birliği ne entegrasyonda en kritik sektör olması sebebiyle de önemini korumaktadır. Hayvancılık sektörünün genel sorunları; eğitim ve örgütlenme, ıslah, yem, bakım ve besleme, hastalıklarla mücadele, desteklemelerin yetersizliği, işletme yapılarının irrasyonelliği, pazarlama şeklinde özetlenebilir. Gelişme yolundaki ülkelerde tarımın payının belirli bir miktarda azalması doğal sayılmaktadır. Ancak ülkemizde doğru olmayan durum, tarım nüfusunun bu azalmaya paralel olarak veya daha hızlı azaltılamaması ve tarımın potansiyele uygun geliştirilememesidir. Türkiye de 1998 yılı itibarı ile; aktif nüfusun %41,9 u halen tarım ve hayvancılık sektörlerinde %17,2 si sanayi %40,9 u da hizmetler sektöründe istihdam edilmektedir. 1994 yılında aktif nüfusun kırsal kesimde istihdam edilen nüfus oranı %44,8 iken (8.806 bin kişi), 1998 yılında bu oran %41,8 (8.684 bin kişi)olmuştur. Diğer taraftan aynı dönemde bu kesimin GSMH dan aldığı pay %15 den, %12,7 ye düşmüştür. Bu tespitlerden de anlaşılacağı üzere kırsal kesimi milli gelirden giderek daha az pay almakta, başka bir deyişle kişi başına gelir dağılımı eşitsizlikleri daha büyümüştür. 3

4 AB de tarım sektörünün GSMH dan almış olduğu paylar incelendiğinde; 1988 yılında toplam nüfusun %7,4 ü tarım ve hayvancılık sektöründe istihdam edilirken, bu sektörün GSMH da almış olduğu pay %6 civarında olurken, 1991 yılında bu rakam lar %6,3 ve %5 olurken, 1995 yılında ise %5,3 ve %2 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye de kırsal kesimde üretimde bulunan işletme sayıları ve gelişimi incelendiğinde; 1963 yılında tarım sektöründe faaliyette bulunan işletme sayısı 3.101 bin adet iken, bu sayı 1980 yılında %17,73 oranında artarak 3650 bin adet, 1991 yılında da bu oran %31 artarak 4.068.400 adet olmuştur. İşletme sayısındaki bu artışa paralel olarak da işletme ölçekleri de gerek tarım gerekse hayvancılıkta küçülmüştür. Türkiye de kırsal alanda faaliyet gösteren işletmelerin yıllara göre oransal değişimini incelendiğinde; bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte birlikte yapan mikst (polikültür) işletmeler 1970 yılında %83,3 lük bir paya sahiptir. Bu işletmeler 1970 yılına göre 1991 yılında %11,16 azalarak, payı %72,14 e düşmüştür. Aynı dönemde bitkisel üretim yapan işletmelerde % 17,12 artış gösterirken, hayvancılıkta ihtisaslaşmış işletmelerde ise oransal olarak 1970 yılına göre %6 lık bir azalma olmuştur. Bu azalmayı özellikle son 15-20 yılda uygulanan yanlış hayvancılık politikalarına ve yetersiz destekleme uygulamalarına bağlanabilir. Diğer yandan işletme yapılarındaki irrasyonelliği; miras hukuku, gelenekler, hızlı nüfus artışı ve artan nüfusun tarım dışı sektörlerde istihdam olanaklarının büyüme hızının nüfus artışını karşılamada yetersiz kalması vb. nedenler olarak sıralanabilir. Türkiye mevcut büyükbaş hayvanların işletmeler itibarıyla dağılımları incelendiğinde; 1-4 büyükbaş arasında hayvana sahip işletme mevcudunun %71,83 ünü oluşturmakta, 5-9 baş hayvana sahip işletmelerin oranı %20,08, 10-19 büyükbaş hayvana sahip olanların payı ise %6,57 dir. Küçükbaş hayvan sayısındaki dağılım incelendiğinde 50-100 baş arasında hayvana sahip işletmeler mevcut işletmelerin %33,46 sını oluştururken, 1-19 baş işletmeler %31,55 ini, 20-49 baş arasında işletmeler de %26,39 unu oluşturmaktadır. Buna göre ülkemizde 100 ve üzerinde küçükbaşa sahip işletmelerin oranı ise %8,9 gibi düşük bir düzeydedir. Hayvancılık işletmelerinin büyük bir bölümünü aile işletmeleri olup küçük ölçeklidir. Hem büyükbaş hem de küçük baş hayvancılık işletmelerinin çoğunluğunda üretimde geleneksel ve irrasyonel yapı hakimdir. Bu işletmeler ekonomik bilinçlilik ve bilimsellikten 4

5 yoksundur ve bu işletmelerde hayvansal üretimde maliyet fiyat ilişkisi kurmak mümkün değildir. Avrupa Birliğinde ve tüm gelişmiş ülkelerde Türkiye ye nazaran üretimde ihtisaslaşma ve ihtisaslaşmış hayvancılık işletmeleri daha yaygın ve modern yapıda bulunmaktadır. Özellikle domuz besiciliği, et ve süt sığırcılığı ile tavukçuluk ağırlıklı yapıyı oluşturmaktadır. AB de tarım sektöründe üretimde bulunan toplam 7,8 milyon işletme bulunmakta ve bunun yaklaşık %25,64 ünü süt ve sığırcılık işletmeleri oluşturmaktadır. Avrupa Birliği nde 1985-1995 arası dönemde; sığır besi işletmelerinde işletme sayısında %19, süt sığırcılık işletmelerinde %37, domuz işletmelerinde ise %1,27 azalmaya karşılık, aynı zaman sürecinde işletme başına düşen sığır sayısı %22 artarak 44 baş olmuş, süt sığırcılık işletmelerinde 24, domuz işletmelerinde ise 96 başa çıkmıştır. İncelenen dönemde süt ineği sayısı %35 ve domuzda %74 oranında artışlar gerçekleşmiştir. Görüldüğü üzere AB nde üretim alt sektörleri itibariyle hayvancılık işletmelerinin sayısı yıllara göre azalmakta birlikte, işletme başına düşen ortalama hayvan sayısı ise artmaktadır. Aynı süreç tarımsal işletmeler için de söz konusudur. Bu gelişme, tarımsal nüfustaki azalmalar, küçük ölçekli işletmelerin birleştirilmesi ve yapılarının ıslah edilmesiyle sağlanmıştır. İşletme yapılarının iyileştirilmesi daha yoğun ve etkin teknoloji kullanımına ve ihtisaslaşmaya ve dolayısıyla verimlilik ve üretimde artışlara olanak sağlamıştır. Türkiye de, Avrupa Birliği nin tersine ihtisaslaşmış hayvancılık işletmelerinin sayısı oldukça azdır. Bu işletmelerin toplam işletme sayısı içerisindeki oranı sadece yüzde 3,44 tür. Türkiye de işletme yapılarının irrasyonelliği, pazarlama hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesine olanak vermediği için hayvansal ürünlerde verim ve kaliteyi artırmak mümkün olamamaktadır. Diğer taraftan ülkemizde hayvan üreticisinin ürününü daha iyi değerlendirmesi, gelirini artırması, tüketicinin uygun koşullarda hayvansal ürün tüketmesi ancak üretim kesiminin kendi içinde örgütlenmesi ile mümkün olabilecektir. Bu örgütlerin devlet tarafından teşvik edilmesi ve kuruluşlarının kolaylaştırılması gereklidir. 5

6 Türkiye, hayvan üreticisi ve besicisinin teknik ve ekonomik örgütlenme sorununu çözmek zorundadır. Avrupa Birliği nde hayvansal ürünlerin pazarlamasında kooperatiflerin büyük yeri vardır. 1980 yılına kadar Tarım Bakanlığı tarafından yönlendirilen hayvancılık hizmetleri o yıldan itibaren kamu adına en az 15 değişik birim tarafından programı, amacı ve politikası pek de belirgin olmayan bir sistem içerisinde kısa vadeli günlük politikalarla yürütülmeye ve yönlendirilmeye çalışılmıştır. Üretimden pazarlamaya, girdi temininden kredilendirmeye, eğitimden örgütlenmeye ve nihayet ihracattan ithalata değin bir çok kuruluş tarafından yönlendirilmeye çalışılan bir sektörde arzu edilen üretim hedeflerine ulaşılması beklenmemelidir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının, kuruluş ve görevleri ile ilgili 441 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca gerçekleştirilmiş olan bugünkü örgütlenme yapısı; çağdaş plan anlayışı, uluslararası antlaşmalar (Cenevre Antlaşması gibi) ve globalleşme kavramı ile bağdaşmamaktadır. Bu husus, Hükümetin Acil Eylem Planı kapsamında da yer bularak, T.K.B. nın hizmetlerini daha etkin, düzenli, süratli ve verimli bir şekilde yürütmesi aynı zamanda AB ülkelerine uygun bir yapılanma sağlanması için yeniden teşkilatlandırılması ve görevlerinin günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi ifadeleri ile en çarpıcı şekilde belirtilmiştir. Bu tespit, Bakanlığın bugünkü kamu örgüt yapısının, Türkiye tarım ve hayvancılığının sorunlarını çözmekten uzak olduğunu isabetle onaylamaktadır. Tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi ve üreticiye hizmetlerin etkin biçimde götürülmesi amacıyla 1984 yılında yapılan reorganizasyon sonucunda oluşturulan kamu örgütlenmesi, 12 eylül 1980 Askeri Müdahalesi nin yarattığı olağanüstü bir dönemin ürünüdür. Yaklaşık 20 yıldan beri bu yapı, Türkiye de yapısal bir dönüşüme ve rasyonelleşmeye imkan vermemiştir. Bunun sonucu olarak, kırsal ekonomik yapıyı oluşturan tarım ve hayvancılık sektörlerinde de hizmetler etkin ve verimli olarak, üretici kesime götürülememiş; bu da üretimde önemli gerilemelere yol açmıştır. Sonuçta, kaynakları kendi kendine yeten 7 dünya ülkesinden biri olarak nitelendirilen Türkiye, tarımsal ve hayvansal ürünlerde dışa bağımlı hale getirilmiştir. Bu olumsuzluğun gerçek nedeni, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatının organizasyonunda, daha önce ana faaliyetlerin belirlenmesinde kullanılan, Atatürk döneminde 1937 yılında 3202 sayılı Ziraat Vekaleti Vazife ve Teşkilat Kanunu ile bu bakanlık bünyesinde Ziraat İşleri, Veteriner İşleri ve Orman Genel Müdürlükleri oluşturulduğu; 6

7 böylece kamu hizmetlerinde yasal yetki ve sorumlulukların belirlenerek, ulaştırılacak kamu hizmet verimi artırıldığı, hizmette tekrarlar önlenerek kamu hizmetlerinin maliyeti düşürüldüğü, konu ve ürün bazında (sektörel) oluşturma yaklaşımının terk edilmesidir. Çünkü, 1984 yılında yapılan reorganizasyonda, tarım ve hayvancılığa ilişkin kamu hizmetleri, fonksiyonel bir anlayışla ele alınmıştır. Üretim süreçleri, sorunları ve çözüm yolları farklı yapı gösteren sektörleri tek çatı altında toplayarak, tarım ve hayvancılıkla ilgili sorunlar çözümlenmeye çalışılmıştır. Oysa ki, üretim süreci, işletme mobilitesi vb açılardan yapısal olarak benzerliği olmayan tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde, fonksiyonları dikkate alarak bir organizasyona gitmenin hiçbir bilimsel ve mantıki açıklaması yoktur. Nitekim, getirilen kamu örgüt yapısı, kısa zaman aralıklarıyla, sık sık yeniden düzenleme çalışmalarıyla değiştirilmek zorunda kalınmıştır. 1984 ve sonrası dönemde yapılan bu düzenlemelerde organizasyon ARAÇ değil AMAÇ haline getirilmiştir. Bunun sonucu olarak da Bakanlık, gittikçe büyüyen, hantal, merkeziyetçi ve koordinasyon yetersizliği olan karmaşık bir örgütsel yapıya dönüşmüştür. Oysa ki bilimsel ve çağdaş bir organizasyonun amacı; Sektörlere veya ekonomiye rasyonel yapı kazandırmak, sosyo-ekonomik bünyeye yeni bir dinamizm sağlamaktır. Tarım ve hayvancılıkta son 20 yılda yaşanan olumsuz gelişmelere 1984 yılında yapılan reorganizasyon sonucu oluşturulan çağdışı kamu örgüt yapısının neden olduğu sık sık alanın otoriteleri tarafından dile getirilmiştir. Yukarıda çizilen çerçeveden bakılınca; kamuda bir çağdaş yapılanmayı amaç edinen 58. Hükümetin Acil Eylem Planı kapsamında yer alan Tarım ve Köyişleri Bakanlığının örgüt yapısında yapılacak reorganizasyon çalışmalarının, AB ülkelerine uygun bir biçimde yapılanmanın hedef alınması konusunun çok sevindirici ve umut verici bir yaklaşım olduğu açıkça anlaşılacaktır. Bugünkü hükümetin bu yaklaşımı ile TOBB ve hayvancılıkla ilgili sektöre hizmet veren kuruluşların, hayvancılık sorunlarının çözümüne ilişkin, sektörel bazda yaklaşımlarının örtüşmesi ise hükümetin konuyu ele alışındaki isabeti yansıtmaktadır. Bu yaklaşımla Türkiye tarım ve hayvancılığının temel sorunlarının hızla çözüleceğine inancımız tamdır. Organizasyonda, dünyadaki çağdaş uygulamalar ve AB normları göz önünde tutularak, örgütlenme yapısına ilişkin hususlar aşağıda belirlenmiştir. AB de, devlet veteriner hizmetleri ile ilgili yapılanmada, Tarım Bakanından sahada çalışan veteriner hekime kadar, açık ve etkin bir yetki ve sorumluluk anlayışı hakimdir. Bu yapılanma Türkiye nin AB ile entegrasyonu ve OTP uyum kapsamında getirilen olmazsa olmaz bir koşuldur. AB nin veteriner hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin olarak oluşturduğu bu organizasyon şeması içerisinde mevzuatın çerçevesini yatay ve düşey mevzuat oluşturmaktadır. Canlı 7

8 hayvan ve hayvansal ürünler için öngörülen yatay ve dikey yaklaşım; Hayvan Sağlığı, Hayvan Hastalıkları, Hastalıkların Kontrolü, Hastalıklarla Mücadele, Veteriner Halk Sağlığı, Canlı Hayvan ve Hayvansal Ürünler Ticareti, Zootekni, Yem Maddeleri, Gıdalar, Veteriner Tıbbi ve Biyolojik Ürünler, Veteriner Hekimlerin Eğitimi, Hayvan Refahı gibi konuları kapsamakta olup ilişkiler bu çerçevede ele alınmaktadır. AB ye üye ülkelerde, hayvancılık sektöründe açıklanan bu teşkilatlanma yapısına paralel olarak, üretici ve yetiştiricilerin, hayvancılıkla uğraşan birlikler ve kooperatifler bünyesinde, konu ve ürün bazında teşkilatlandıkları görülmektedir. SONUÇ VE ÖNERİLER o Tarımsal ve hayvansal üretimde Avrupa Birliği örneğinde olduğu gibi üretimde ihtisaslaşmayı teşvik eden, işletmeler ve sektörler arası etkileşime imkan vererek kırsal ekonomik kalkınmayı başaracak planlamalara gidilmelidir. o Öncelikle kırsal alanda hem sektörler hem de bölgeler arası dengeli kalkınmayı hedef alan projeler devreye sokulmalı; hayvancılığın kırsal gelirler içindeki payı yüzde 40 lar düzeyine getirecek yapısal değişim planları ve projeleri devreye sokulmalıdır. o Kırsal nüfusu ilk onbeş yılda yüzde 25 e ve 25 yılda ise yüzde 10-15 lere çekmeyi hedef alan ve sanayileşmeyi daha kısa dönemde gerçekleştirmeyi öngören yeni kalkınma stratejileri belirlenmelidir. o Ekonomik olarak yaşama kabiliyeti olmayan işletmeler destekleme ve koruma kapsamından çıkarılarak tarımsal ve hayvansal üretimde optimal ölçekli işletmelerin oluşturulması desteklenmelidir. o Tarımsal ve hayvansal ürünlerde desteklemeleri girdi ve ürün bazında taban fiyatları yardımıyla yapmak yerine, fiyat desteklemeleri ile birlikte piyasaların düzenlenmesi ve yapısal reformlara öncelik vermelidir. o Tarım ve hayvancılıkta destekleme ve korumalar iç tüketim kabiliyeti olan ve dışsatımda rekabet edebilecek ürünlere yönlendirilmeli; yüksek maliyetli stoklama politikalarından vazgeçilerek siyasi amacı ağır basan desteklemeler kaldırılmalıdır. 8

9 o Ürün fazlası veren ürünlerde ekim alanlarının kısıtlanması politikalarına paralel olarak alternatif ürün projesi kapsamında yem bitkileri üretimine ağırlık verilmesi gereklidir. Ayrıca çayır ve mer alarla ilgili çıkarılan Mer a Kanunu nun işleyişiyle ilgili aksaklıklar bir an önce giderilmelidir. o Tarım ve hayvancılıkta destekleme ve korumalar iç tüketim kabiliyeti olan ve dışsatımda rekabet edebilecek ürünlere yönlendirilmeli; yüksek maliyetli stoklama politikalarından vazgeçilerek siyasi amacı ağır basan desteklemeler kaldırılmalıdır. o Hayvancılıkta müdahale kuruluşları olarak görev yapan SEK, EBK (kısmen) ile hayvancılığa girdi sağlayan Yem Sanayi rehabilite edilmeden özelleştirilmiştir. Pazarlamada alt yapı yetersizliği olan hayvancılık sektörü özelleştirmeden olumsuz yönde etkilenmiştir. Et ve süt piyasaları ile ilgili yeni bir yapılanma süreci başlatılmalıdır. o Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nda çağdaş gelişmelerin gerektirdiği sektörel bazda kamusal yapılanmalar gerçekleştirilmeli ve başta Veteriner Teşkilatı olmak üzere Cenevre Antlaşması nın zorunlu kıldığı kurumsal düzenlemeler yapılmalıdır. o Türkiye ve Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliği ne tarımsal ve hayvansal ürünlerin dahil edilmesi halinde bu günkü koşullarda işletme ölçeği, verimlilik, maliyet, kalite ve AB nde korunan üreticinin aldığı destekler dikkate alınınca Türkiye nin net ithalatçı olarak açık bir pazar haline gelme riski yüksek bulunmaktadır. Bu nedenle tam üyelik için süreceği tahmin edilen 5-10 yıllık süreci iyi değerlendirerek sektörde yapısal rasyonelleşme başlatılmalı ve mümkün olursa tarımsal ve hayvansal ürünlerde gümrük birliğine girme konusunda ek süre talep edilmelidir. Sonuç olarak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nda çağdaş gelişmenin gerektirdiği sektörel yapıya dayalı kamu örgüt yapılanması ve buna dayalı olarak izlenecek teknik ve ekonomik politikalar sektörlerarası etkileşimi hızlandıracağı gibi kırsal ekonomik kalkınma ve buna dayalı olarak refahın yükseltilmesini sağlayacak, sanayileşme yolunda Türkiye nin önünü de açacaktır. 9