Enerji ve Gaz Raporu, 2011



Benzer belgeler
ÜNĠVERSiTESĠ ULAġTIRMA VE LOJĠSTĠK BÖLÜMÜ LOJĠSTĠK KULÜBÜ 7.LOJĠSTĠK ZĠRVESĠ. 10 Mayıs Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Nabucco Boru Hattı Projeleri

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

PETFORM Üyesi 34 Enerji Şirketi

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

European Gas Conference 2015 Viyana

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Arama Üretim Sektörü & Doğalgaz Piyasasına İlişkin PETFORM Önerileri

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

Bölgesel Güç Olma Yolunda Türkiye nin Enerji Görünümü ve Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

AVRUPA ENERJİ BORU HATLARI

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

ABD Shale Gas Devrimi Işığında Türkiye İçin Politika Önerileri

Dünyada Enerji Görünümü

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

PETFORM üyelerinin 2 ana faaliyet alanı: Arama Üretim Sektörü Doğalgaz Piyasası

PETFORM Hakkında 2000 yılında kurulan PETFORM, geçtiğimiz 9 yılda tüm enerji mevzuatı değişikliklerinde (Doğalgaz Piyasası Kanunu, Petrol Piyasası Kan

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

2015 de enerji tüketimi yavaşladı, dünya daha düşük karbonlu yakıtlara yöneldi

PETROL VE DOĞALGAZ ZENGİNİ ÜLKELER ORTASINDA TÜRKİYE

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Türkiye nin Bölgesel Piyasalara Entegrasyonu Kısa Sorular

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Kasım2015 N201534

Dünyada Enerji Görünümü

ICCI 2016 TÜREB Özel Oturumu Yenilenebilir Enerji Yatırımlarının Ülke Ekonomisine Katkısı

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

Basın Toplantısı 12 Eylül 2006

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

HAZAR COĞRAFYASI RAPORU (İRAN AZERBAYCAN KAZAKİSTAN TÜRKMENİSTAN ÖZBEKİSTAN)

AYGAZ Şirket Sunuşu. Kasım 2013

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

2014 İKİNCİ ÇEYREK ELEKTRİK SEKTÖRÜ. Tüketim artışı aheste, kapasite fazlası sürüyor. Yael Taranto

Türkiye nin Enerji Geleceği İklim bileşenini arıyoruz

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015

Enerji ve İklim Haritası

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

NABUCCO: ZORLANAN ENERJİ PROJESİ VE TÜRKİYE YE NE VAAT ETTİĞİ

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

Türkiye Elektrik Sektörü Serbestleşen bir piyasa için gelecek senaryoları. Mayıs 2012 Uygar Yörük Ortak I Danışmanlık I Enerji ve Doğal Kaynaklar

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1

Yenilenebilir Enerji Kaynakları

TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ POTANSİYELİ

Dünyada ve Türkiye de Enerji Görünümü Selahattin İncecik. İstanbul Teknik Üniversitesi

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

DOĞALGAZ PİYASASI HUKUKİ VE GÜNCEL GELİŞMELER AVUKAT MEHMET YILMAZER LL.M.

Araştırma Notu 15/179

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2013 HAZİRAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

TÜRKİYE DOĞALGAZ İHTİYACINDA BAĞIMLILIKTAN, ÇEŞİTLİLİĞE ULAŞABİLECEK Mİ? LNG İTHALATI BİR ÇÖZÜM MÜ? Mehmet ÖZÇELİK

Çimento Sektörü ve 2010 Beklentileri

Doğal Gaz Piyasası Sektör Raporu / 2015

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

DOĞALGAZ TEDARİĞİ İÇİN KİLİT BAĞLANTI. Karadeniz den Geçecek Güney Akım Deniz Doğalgaz Boru Hattı

Basit rafineri niteliğindeki ATAŞ, 2004 yılı sonlarında dönüşüm ünitesine yönelik yatırımın maliyetini yüklenmeyerek,

TÜRKİYE DOĞAL GAZ MECLİSİ KIŞ DÖNEMİ DOĞAL GAZ GÜNLÜK PUANT TÜKETİM TAHMİNİ VE GELECEK YILLARA İLİŞKİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

Türkiye nin Doğalgaz Tedariki ve Enerji Arzındaki Yeri

Yakın n Gelecekte Enerji

OSB lerin Elektrik ve Doğalgaz Piyasasındaki Sorunları ve Çözüm Önerileri

ÇEŞME YARIMADASI RÜZGÂR SANTRALLERİNİN İLETİM SİSTEMİNE BAĞLANTISI

Türkiye Doğal Gaz Piyasası

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013

BOTAŞ BORU HATLARI İLE PETROL TAŞIMA A.Ş YILI SEKTÖR RAPORU BİLKENT ANKARA

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

Doğal Gaz Piyasasındaki Hedef Model Ne?

TÜRKİYE ELEKTRİK PİYASASI (Piyasa Yapısı ve Yatırım Fırsatları)

KIRŞEHİR ULAŞTIRMA RAPORU

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar Kasım 2014

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

SOCAR TÜRKİYE Türkiye de Entegre Enerji

DÜNYA ENERJİ SEKTÖRÜNDE 2040 A BAKIŞ

Ön Değerlendirme Raporu 16/04/2010. halka arz

DOĞAL GAZ PİYASALARINDA ARZ GÜVENLİĞİ

ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN VE YAKIT ETKİNLİK POLİTİKALARININ PETROL FİYATLARINA ETKİSİ

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

Dünya Birincil Enerji Tüketimi Kaynaklar Bazında (%), 2015

TÜRKİYE DOĞAL GAZ PİYASASI GENEL GÖRÜNÜMÜ

Türkiye de Yenilenebilir Enerji Piyasası. Dünya Bankası Shinya Nishimura 28 Haziran 2012

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

Küresel Enerji Trendleri Işığında İklim Değişikliği ve Doğalgaz

NABUCCO PROJESİ, 28 MART 2009, ODTÜ MEZUNLARI DERNEĞİ NABUCCO PROJESİ

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

2014 ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ELEKTRİK SEKTÖRÜ. Tüketim Yavaş, Kapasite Hızlı Artıyor. Yael Taranto

Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması. Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK

Lojistik. Lojistik Sektörü

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN

Sektör eşleştirmeleri

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Transkript:

Enerji ve Gaz Raporu, 2011 İçindekiler BosphorusGaz'ın Önsözü 1 Türkiye Enerji Sektörüne Genel Bakış 2 Dünyada Enerjiye Bakış 4 Türkiye de Enerjiye Bakış 7 Genel olarak Enerji 7 Transit ülke olarak ve enerji "hub" olarak Türkiye 10 Türkiye de Doğal Gaza Bakış 14 2011 Gündemi 14 Üretim 15 İthalat 16 İletim 19 Depolama 22 Toptan Satış 26 Dağıtım 27 Önemli gelişmeler 29 BosphorusGaz Corporation A.Ş. Seba Center Darüşşafaka Caddesi 45 İstinye Mahallesi Sarıyer, İstanbul 34460 Tel: +90 212 335 09 00, 345 01 31 Fax: +90 212 335 09 20 email: contact@bosphorusgaz.com

BosphorusGaz Önsözü BosphorusGaz Corporation Bu rapor, 2010 yılında dünyada ve Türkiye de enerji sektöründeki gelişmeleri ve gelecekteki beklentileri ortaya koymakta, enerji alanındaki karar vericilerin önümüzdeki yıllarda karşılaşacağı ana konular ile ilgili bilinçli bir değerlendirme sunmayı hedeflemektedir. Önceki yıldaki gerilemenin ardından 2010 da hızlı bir toparlanma görülmüştür. 2009 da dünya enerji talebindeki %1.1 lik düşüş, 1980-82 yıllarında yaşanan İkinci Petrol Şoku ndan bu yana gözlemlenen ilk düşüş olmuştur. Bugün beklentiler, dünya ekonomisi toparlanmaya devam ettikçe, petrol ve gaz fiyatlarının tekrar yükselerek, yüksek enerji maliyetlerinin olduğu bir dönemi başlatacağı yönündedir. Bütün bu gelişmeler, politika yapıcıları, arz güvenliğini sorgulamaya ve mevcut yaklaşımlarına alternatifler aramaya yöneltmiştir. Enerjisini ve doğal gazını az rastlanır şekilde çok çeşitli kaynak ve güzergahlardan tedarik eden Türkiye de, nükleer gücün kullanılmaya başlanması hakkında da bir tartışma başlamıştır. Aynı zamanda, ülkenin, en kısa zamanda, karbon dioksit ve diğer sera gazlarının emisyonu ile ilgili politikaları uygulamaya geçirmesi gerekecektir. Çoğu kişi, bütün bu gelişmeleri takiben, tüketiciye en iyi hizmetin liberalleşmiş enerji piyasalarında oluşacak rekabet yoluyla verilebileceğine inanmaktadır. Fakat Türkiye de hala buna karşı tezler öne sürülmekte ve BozphorusGaz Corporation olarak görmek istediğimiz ilerleme geciktirilmektedir. Şirketimiz, Türkiye nin doğal gaz ve enerji piyasalarının liberalleşmeye başlaması ile ortaya çıkan fırsatları değerlendirmek amacı ile 2003 yılında kurulmuştur. 2004 yılında, gaz kullanıcılarını tedarikçilerle yakınlaştırmanın avantajları gözönünde bulundurarak, dünyanın en büyük gaz ihracatçısı Gazprom Export iştiraki olan Gazprom Germania ile ortaklık kurmuştur. Gazprom Export, 2008 de 21 Avrupa ülkesinin yanı sıra eski Sovyetler Birliği ülkelerine 287 milyar metre küpten fazla gaz ihraç etmiştir. Gazprom Germania bugün BoshorusGaz da %71 hisseye sahiptir. BosphorusGaz gaz tedarik zinciri içinde, ithalatçı ve toptan satıcı olarak hizmet vererek dünyanın en temiz, en rahat ve en verimli yakıtlarından biri olan doğal gazı müşterilerine ekonomik ve güvenilir olarak arz etmekte kararlıdır. Ocak 2009 da BoshorusGaz, Rusya dan yıllık 750 milyon metreküp gaz ithal etmeye başlamıştır. BosphorusGaz, BOTAŞ ın doğal gaz sektöründe attığı güçlü temelleri geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu kitapçığın, sayıları giderek artmakta olan müşterilerin enerji ihtiyacını gidermeye hizmet edecek çerçevenin, yetkililer ve sektördeki diğer oyuncular tarafından şekillendirilmesine katkıda bulunacağını ümit ediyoruz. Yönetim Kurulu Başkan Ali ŞEN Başkan Yardımcısı Dietmar Axel SCHULZ-ORAL Üyeler Adnan ŞEN Metin ŞEN Genel Müdür Hakan Wolfgang BERGEMANN Genel Müdür Yardımcısı Felix Erik STREHOBER Onur KIZILOT Rodney Simon HODGES 1

Türkiye Enerji Sektörüne Genel Bakış Günümüzde gelişen politik ve ekonomik konjonktürde, enerji haklı olarak bir ulusal güvenlik meselesi olarak görülmektedir. Türkiye, dünyanın başlıca petrol ve doğal gaz üreticileriyle çevrilmiş olması itibarıyla avantajlı bir konumdadır. Bu ülkelerin uluslararası piyasalara ulaşabilmesi için Türkiye önemli bir güzergah oluşturmaktadır. Rusya ve Hazar bölgesindeki petrol üreticileri, dünya üretiminin %1 ini Akdeniz deki tankerlere taşıyan Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattını zaten kullanmaktadırlar. Bu boru hattına Samsun-Ceyhan boru hattının da eklenmesi ile aşırı yoğunluktaki İstanbul Boğazı nın üzerindeki trafik azaltılabilecektir. Azerbaycan, Türkmenistan, İran, Irak ve Mısır daki gaz üreticileri de, Azerbaycan ın halen yaptığı gibi, Türkiye üzerinden Avrupa ya doğal gaz transiti konusunu değerlendirmektedirler. Ancak Türkiye nin petrol ve gaz üretimi sınırlıdır. TPAO, Chevron, ExxonMobil, Petrobras ve Statoil tarafından Karadeniz de yürütülmekte olan arama çalışmalarının, sınırlı yerel üretim miktarına katkıda bulunması beklenmektedir. Fakat üretim rejimindeki belirsizlikler, bu alandaki önemli yatırımları geciktirmiştir. Bu rejimi netleştirmek için yeni bir yasanın çıkarılması da ülkenin enerji güvenliğinin geleceği yönünden kritik önemdedir. Türkiye nin yurtiçi enerji kaynakları sınırlı olduğu için bu gerçek daha da öne çıkmaktadır. Günümüzde ülkenin enerji ihtiyacının %72 si ithalatla karşılanmaktadır ve bu bağımlılığın 2020 lerde %90 a çıkması öngörülmektedir. Birincil enerji kaynaklarının başlıca kullanım alanı elektrik üretimidir. Burada Hükümet, ülkenin linyit kaynaklarının kullanımını maksimize etmeyi amaçlamakta ve hem hidro hem de diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına biyogaz, biyo-kütle, jeotermal, güneş ve rüzgar enerjisine - yatırımı teşvik etmektedir. Bununla birlikte nükleer enerji ülkenin enerji portföyünün önemli bir bileşeni olarak görülmektedir. Fakat bu kaynakların doğal gazın önemini azaltması olası değildir. 2009 da ülkemizde üretilen elektriğin %49 u doğal gazdan üretilmiştir. IBS nin tahminleri, önümüzdeki yirmi yılın büyük bölümünde bu payın %40 ın üzerinde kalacağı yönündedir. Küresel ısınmanın yol açtığı endişelerin artmasıyla birlikte, doğalgazın gelecekte de Türkiye nin ana enerji kaynaklarından biri olmaya devam etmesi kaçınılmazdır. Linyit ya da kömürle üretilen her bir kilovat enerji, doğal gazdan üretilen aynı miktarda elektriğe göre, iki misli karbondioksit salınımına sebep olmaktadır. Doğal gazın, evsel ve endüstriyel tüketimde de kritik öneme sahip olması emisyonların azaltılmasına ciddi bir katkı sağlamaktadır. Yukarıdaki tabloda da belirtildiği gibi doğal gaz, konut ve sanayi kullanıcılarına diğer yakıtlara göre fiyat ve kullanım avantajları sağlamaktadır. Burada özellikle önemli olan, hiçbir Avrupa ülkesinin Türkiye de bulunan kaynak ve arz güzergahı çeşitliliğine sahip olmamasıdır. Türkiye, ihtiyaçlarının büyük bölümünü iki ayrı boru hattı üzerinden - Romanya ve Bulgaristan üzerinden geçen kara hattı ve Rusya ile Türkiye yi doğrudan birbirine bağlayan Mavi Akım hattı üzerinden - Rusya Federasyonu ndan ithal etmektedir. Ayrıca ülkenin diğer tedarikçi ülkelerle uzun vadeli sözleşmeleri bulunmakta ve önemli miktarlarda spot LNG ithal etmektedir. 2 5.0 4.5 4.0 3.5 3.0 2.5 2.0 1.5 1.0 0.5 0.0 $/TEP Nihai Kullanıcı Yakıt Fiyatları, İstanbul Aralık 201 Konut Sanayi Elektrik LPG Motorin Elektrik Fuel Oil Doğal Gaz Linyit Not: Bütün fiyatlar için yakıt verimliliği dikkate alınmıştır. Elektrik üretimi için fiyatlar, sanayi yakıt fiyatları ve elektriğe dönüşüm verimlilik faktörü kullanılarak belirlenmiştir. Sanayi için dökme, konut için tüp LPG fiyatları verilmiştir. Fuel oil, sanayi için Fuel oil -6, konut için Fuel oil-4 tür. Kaynak: Doğal Gaz Dergisi

Türkiye doğal gaz tedariğini boru gazının yanı sıra LNG ile çeşitlendirerek güvence altına alma stratejisini uygulamaktadır. Türkiye nin arz güvenliği 2000 den bu yana çarpıcı bir biçimde gelişmiştir. Buna ek olarak, TPAO nun İstanbul un 100 km batısında işletmeye başladığı yer altı deposu ile, kış aylarındaki günlük talebin yaklaşık %20 si karşılanmaktadır. Doğal gaz tüketicilerine en etkin şekilde fayda sağlanmasının güvence altına alınması, gaz arzı zincirinde daha fazla rekabeti gerektirmektedir. Sağlıklı bir rekabet ortamının oluşabilmesi, gerekli yasal düzenlemelerin yürürlüğe konularak tüm piyasa oyuncuları için adil şartların ortaya konmasına bağlıdır. Bahsi geçen bu rekabet ortamı, henüz Türkiye de tam olarak oluşmamıştır. Bu eksiklik, bütün olarak sektörün geleceğini ve son kullanıcılara sağlanabilecek hizmet kalitesini ve fiyatlandırmayı tehdit etmektedir. 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu, 2009 itibarıyla BOTAŞ ın ithalat payının %20 ye inmesini öngörmüştür. Fakat BOTAŞ halen uzun vadeli ithalat sözleşmelerinin %92 sini kontrol etmektedir. BOTAŞ ın sözleşmelerinden, Gazprom Export ile olan yıllık 6 Bcm lik (milyar m 3 ) sözleşme ve Sonatrach (Cezayir) ile olan yıllık 4.4 Bcm lik sözleşmenin süresi kısa bir zaman içinde sona erecektir. Özel sektörün bu sözleşmeleri devralması kritik önem taşımaktadır. Milyar Cm 3 Türkiye'nin Gaz Kaynakları, 2000-2009 35 30 25 20 15 10 5 0 2000 2005 2009 Türkiye Rusya-Bulgaristan Mavi Akım Cezayir Nijerya İran Azerbaycan Diğer LNG Kaynak: BOTAŞve EPDK Fakat bu bile BOTAŞ ın uzun vadeli ithalat sözleşmeleri içindeki payını sadece %72 ye indirecektir. Bu yönde yeni adımların atılması önem teşkil etmektedir. Aynı derecede önemli olan başka bir unsur da, BOTAŞ ın piyasaya hakim konumunun kötüye kullanılmasına izin verilmemesi gerekliliğidir. Geçtiğimiz aylarda BOTAŞ: Sanayi ve serbest elektrik üretim şirketlerine uyguladığı fiyatları, diğer ithalatçıların rekabet edemeyeceği düzeyde tutabilmek adına, kamu elektrik üreticileri ile birlikte Yap-İşlet ve Yap-İşlet-Devret modelleri altında çalışmakta olan santrallere uyguladığı satış fiyatlarını arttırmıştır. Diğer piyasa oyuncularının iletim ağına erişimini sınırlamış ve iletim hizmet bedelini ciddi oranda yükseltmiştir. TPAO tarafından işletilen, BOTAŞ tarafından tüm kapasitesi kullanılan yeraltı depolama tesisleri üçüncü taraf erişimine açılmamıştır. 3

Rekabete aykırı olan bu hususların engellenebilmesi için; Doğal Gaz Piyasası Kanunu nda belirtildiği üzere, BOTAŞ ın piyasadaki hakim rolünü rekabet şartlarına uygun olacak şekilde azaltacak reformların yapılması, ve doğal gaz piyasasındaki diğer şirketler için daha adil bir ortam sağlanması, BOTAŞ ın Kanun da belirtilen liberal piyasa ilkelerine bağlı olması ve ticaret, iletim ve depolama faaliyetlerinin ayrı yönetimleri olan, ayrı tüzel kuruluşlar olarak ayrıştırılması, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu nun, piyasa üzerindeki etkisinin güçlendirilerek piyasadaki her türlü yıkıcı faaliyeti önlemek adına, daha hızlı ve etkin müdahalede bulunabilmesi gerekmektedir. 4

Dünyada Enerjiye Bakış, 2010 Enerji kaynaklarının sınırlı olduğu dünyamızda, son yıllarda çalkantılı ekonomik değişimler yaşanmıştır. 2008 sonlarındaki ekonomik kriz çok keskin olmuş, 2009 da küresel ekonomide %2 lik bir daralmaya yol açmıştır. Aynı dönemde, OECD ülkelerinde ekonomi %3.4 daralırken, dünyanın kalan kısmında %2.4 büyüme gerçekleşmiştir. Ekim 2010 da Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel ekonominin 2010 da %4.8 ve 2011 de de %.4.2 büyüyeceği öngörüsünde bulunmuştur. 2009 da yaşanan ekonomik görünüme, genel enerji tüketiminde %1.1 lik bir azalma eşlik etmiş, OECD de %5 lik bir düşüş yaşanırken, OECD dışı ülkelerde %2.4 lük bir artış görülmüştür. Başka bir deyişle bu ekonomik kriz, sanayileşmiş ülkelerde yoğunlaşırken,dünyanın kalan kısmı daha az etkilenmiştir. Sanayileşen Batı ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinin, dünya enerji tüketiminde diğer ülkelerin gerisinde kalması enerji piyasaları için kritik bir önem arz etmiştir. 2007 den bu yana Çin tek başına Avrupa Birliği nin tamamından daha çok enerji kullanmaktadır: 2009 da tüketimi, Amerika Birleşik Devletleri nin sadece %0.2 gerisindeydi. 2008-09 küresel krizi, bu ekonomik güç kaymasını hızlandırmanın yanı sıra aşağıdakileri de beraberinde getirmiştir: Petrol ve gaz fiyatlarında hızlı bir düşüş ve daha sonra yeniden yükselme Enerji yatırımlarında düşüş Kopenhag da 2012 sonrası iklim mutabakatının sonuçlandırılmasında başarısızlık. 2009 da fosil yakıtları, dünya birincil enerji tüketiminin %88 ine karşılık gelmiş, petrol %35 lik bir oranla dünyada en çok tüketilen yakıt olmuş, onu %29 ile kömür ve %24 ile doğal gaz izlemiştir. Dünya ekonomisinin tekrar büyümeye başlaması, Uluslararası Enerji Kurumu nun (IEA), iklim tehdidi hakkında yeni uyarılar yapmasına yol açmıştır. IEA, dünyanın birincil enerji talebinin 2030 itibarıyla %40 artarak, fosil yakıtlarda, özellikle kömürde, talep sıçramasına neden olabileceğini öne sürmektedir. Burada ana etken, gazda da olduğu, gibi elektrik üretimine yönelik enerji ihtiyacındaki karşı konulamaz artıştır. Toplam artışın %28 inin Çin de gerçekleşmesi beklenmektedir. IEA, kömürün elektrik sektörünün temel yakıtı olmaya devam edeceğini, küresel üretimdeki payının bugünkü %41 den, %44 e yükseleceğini; hidro payının ise %16 dan, %14 e düşeceğini; yenilenebilir olmayan kaynakların da 2007 deki %2.5 luk payını 2030 da %8.6 ya çıkaracağını ve rüzgar gücünün de önemli bir pay teşkil edeceğini tahmin etmektedir. Finansal kriz, enerji yatırımlarında azalmaya yol açmış, fakat aynı zamanda hükümetlerin genelde temiz enerjiye destek içeren teşvik paketleri sundukları gözlemlenmiştir. Ancak bugünün enerji rotası, fosil yakıtlarına bağımlılığın artması, enerjiyle ilgili CO 2 emisyonlarında hızlı bir yükseliş ve enerji güvenliği konusunda endişelerin tırmanması anlamına gelecektir. 5

Fiyatlar Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü nün 2008 sonlarında üç defa üretim kesintisi yapmasıyla ve dünyanın tekrar büyüme trendine girmesiyle, petrol fiyatları, 2009 daki varil başına 61.5$ ortalamadan, 2010 da varil başına 80$ düzeyine çıkmıştır ayrıca Orta Doğu daki gerilim petrol fiyatlarını daha da arttırmaktadır. 2009 dan bu yana özellikle kaya gazı ve kömür yataklı metanın toplam üretimin beşte birine karşılık geldiği ABD de, gaz fiyatları petrol fiyatlarından ayrışma konumundadır. Konvansiyonel olmayan bu üretim, yüklü miktarlarda yeni LNG kaynağının devreye girmekte olduğu bir zamanda, ithalat miktarlarında değişime neden olmuştur. Artık LNG, uluslararası gaz ticaretinin %28 ine karşılık gelmektedir. Bütün bunların sonucunda, 2008 sonlarında, liberalleşmiş piyasalardaki gaz fiyatları ham petrol fiyatlarıyla birlikte düşmüş, fakat o zamandan bu yana, ham petrol fiyat artışından daha az olsa da, yükselmiştir. Kuzey Amerika doğal gaz piyasasının temel fiyatlarını oluşturan Henry Hub a göre ABD de doğal gaz fiyatları, 2010 da, 2009 a göre %11 lik bir artış göstermiş, ham petrol fiyatları da %29 yükselmiştir. Avrupa da, uzun dönemli kontratlarda, gaz fiyatlarının ağırlıklı olarak petrol fiyatlarına bağlı olarak belirlenmesine devam edilmektedir. 140 Son iki yılda doğal gaz fiyatları petrol fiyatlarında daha fazla yükseldi 16 120 14 100 12 Brent $ /varil 80 60 10 8 6 Doğal gaz $ /MMBtu 40 20 Brent Henry Hub 4 2 0 2005 2006 2007 2008 2009 2010 0 Petrole endeksli fiyatların 2009 başlarından bu yana spot fiyatların üzerinde kalmasıyla, boru hattı gazı tedarikçileri üzerinde fiyatlarını düşürmeleri yönünde baskı oluşmuştur. 2009/2010 kışında, birtakım Avrupa ülkeleri, kontratlarına göre cezaya giren tutarları yeniden müzakere etmişler veya al-yada-öde miktarlarının teslimatının ertelenmesi konusunda anlaşmışlardır. Şubat 2010 da Gazprom, asgari alyada-öde hacimlerinin üzerindeki her türlü gazı petrol fiyatlarının yerine spot olarak endeksleyeceğini duyurmuştur. Statoil de benzeri tedbirleri uygulamaya geçirmiştir. Kasım 2009 da Uluslararası Enerji Kurumu, birkaç yıl içerisinde gaz arzında belirgin bir doygunluk olacağını öngörmüştür. Ancak 2011 başı itibariyle sonbaharında birçok büyük gaz şirketinin beklentisi 2013 yada 2014 itibarıyla boru hattı gaz fiyatlarının tekrar yukarı yönde baskı altına gireceği yönündedir. 6

Arz Güvenliği ve Gelecek BP dünya enerjisi hakkında yaptığı son çalışmalarda, kanıtlanmış gaz rezervlerinin 190 trilyon metre küple nasıl zirve yaptığının altını çizmiştir: bu rakam, bugüne kadar üretilen ve kuyu çıkışında yakılan gazın üç mislidir. Bu rezervlerin dörtte üçü Orta Doğu ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinde, ve yarıdan fazlası da Rusya, İran ve Katar da bulunmaktadır. Doğal gaz boru hatları ile ilgili, özellikle büyük tüketiciler için arz güvenliğini geliştirmeyi hedefleyen bir yaklaşım gelişmiştir. Bu, Avrupa için, Orta Asya ve Orta Doğu gibi yeni arz kaynakları arayışı anlamına gelmektedir. Rusya, Baltık üzerinden geçen Kuzey Akım ve Karadeniz den geçmesi planlanan Güney Akım sayesinde Ukrayna ve Belarus gibi sorunlu güzergahlara alternatifler oluşturmayı planlamaktadır. Orta Asya için ise bu yaklaşım, oldukça büyük ve önemli olan Çin piyasasına giden bir boru hattının işletmeye açılması ile kendini göstermiştir. Avrupa Birliği Geçtiğimiz yıllarda dünya enerji tüketimindeki payı dörtte birden altıda bire düştüğü için Avrupa Birliği nin sesi de zayıflamıştır. 2009 da AB, elektrik ve doğal gaz iç piyasaları ile ilgili üçüncü yönergesini çıkarmıştır. Mart 2011 de uygulamaya geçecek olan bu yeni yönergeler, bu piyasalardaki rekabeti daha da ileriye taşımak ve Avrupa yı doğal gaz arzındaki her türlü yeni müdahaleye daha iyi tepki verecek konuma getirmek üzere tasarlanmıştır. 6 ila 20 Ocak 2009 arasında Rusya ile Ukrayna arasındaki bir ticari anlaşmazlık, Gazprom un Avrupa ya giden ana rotalarından biri olan Ukrayna üzerinden yapılan arzın kesilmesine yol açmıştır. Dolayısıyla planlanan yeni transit rotalar dünya enerji gündeminin kritik bir dönemini oluşturmaktadır. Yakın geçmişte yaşanan; OECD ülkelerininnin petrol ve gaz talebinde azalma, doğal gazın artan önemi, gaz piyasalarının küresel entegrasyonu, kömür piyasalarının küreselleşmesi ve yenilenebilir enerjinin artan ağırlığı gibi dalgalanmalar ve değişimler uzun vadeli kilit enerji eğilimlerini değiştirmemiştir Diğer yandan ekonomik gerileme, petrol ve gaz aramalarına, rafinerilere ve boru hatlarına yapılan harcamalarda kısıntıya yol açarken BP nin Meksika Körfezi nde yaşadığı büyük sıkıntı doğal gaz ve petrol piyasalarına gölge düşürmüştür. Kriz, enerji yatırımı finansmanını düzenlenmesini daha zor ve daha maliyetli hale getirmiştir. Küresel gelecek tehlikeye atılmak istenmiyorsa karbondioksit ve diğer sera gazlarının kısıtlanması gerekliliği yönünde genel bir mutabakat bulunmaktadır. Yakın geçmişteki ekonomik daralma, düşük karbon teknolojisine yatırımları yoğunlaştırmak için önemli fakat sınırlı bir fırsat penceresi açmıştır. 7

Türkiye de Enerjiye Bakış Enerji konuları 2008 küresel krizinin ardından Türkiye iyi bir 2010 yılı geçirmiştir. 2010 yılında gerçekleşen GSYİH kaybında toparlanma görülmekte, enflasyon %10 un altında kalmaya devam etmekte, doğrudan yabancı yatırımlar artmakta ve uluslararası rezervler ise 100 milyar $ seviyesini korumaktadır. Bütün bunlar Türk parasının sürekli güçlenmesinde ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ndaki patlamayla yansıma bulmaktadır. Bu ekonomik zindelik Türkiye nin dünya enerji piyasalarındaki zorlu durumdan sıyrılmasına yardımcı olmuştur. Fakat yüksek seyretmekte olan ve daha da yükselebilecek olan uluslararası ham petrol fiyatları, hem evsel, hem de sanayi tüketicileri için petrol ve doğal gaz fiyatlarının arttırılmasını gerektirecektir. Ülkede, doğalgaz, elektrik ve yakıt piyasalarında devam etmekte olan liberalleşme süreci de sübvansiyonlara son verilmesi anlamına gelmektedir. Aslında bugün gündemde olan konulardan birçoğu, Türkiye nin enerji sektöründe sübvansiyonlara son verme ve devlet müdahalesini azaltma kararından kaynaklanmaktadır. Hükümet için liberalleşme, ülkenin doğalgaz ve elektrik ağlarının geliştirilmesi için gereken büyük yatırımların itici güç olduğu bilinçli bir seçimdir. Doğal gaz ve elektrik altyapılarının geliştirilebilmesi için gereken büyük yatırımların gerçekleşebilmesi adına, liberalleşme çok önemli bir unsurdur. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, elektrik tüketiminin yılda %8-9 artacağını öngörmektedir. Bu talebi karşılamak, yılda 4 ila 6 milyar dolar arası yatırım gerektirmektedir ve devlet, özel sektörün bu yatırımlarda önemli bir sorumluluk almasını istemektedir. Türkiye, 1972 ile 2009 arasında yılda ortalama %4 büyüyen ekonomisiyle ve şimdi 76 milyona ulaşmış bulunan ve halen artmakta olan nüfusuyla dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biridir. Dünyadaki gelişen profiline paralel olarak enerji ihtiyacı da artmıştır. Halen kişi başına nispeten az bir miktar enerji kullanmakta fakat gayri safi 8 9.00 8.00 7.00 6.00 5.00 4.00 3.00 2.00 1.00 0.00 Kaynake: IMF ve BP Statistical Review of World Energy, 2010 0.60 0.50 0.40 0.30 0.20 0.10 0.00 Kaynak: IMF ve BP Statistical Review of World Energy, 2010 Kişi başına enerji tüketimi, 2009 TEP/kişi Enerji Yoğunluğu, 2009 TEP/ 000 US$ GSYİH yapılması yurtiçi hasıla başına kullanılan enerji listesinde oldukça yukarılarda yer almaktadır. ABD ve Brezilya ile aynı enerji yoğunluğuna sahiptir, eski Sovyetler Birliği ülkeleri ile Doğu Avrupa nın yüksek enerji tüketen ülkelerinin gerisinde, fakat Batı Avrupa nın sanayileşmiş ülkelerinin yukarısındadır.

Büyümesi üzerinde harici sınırlamalar koymama kararlılığı Hükümetin, OECD ülkelerinin daha sanayileşmiş üyeleriyle aynı sorumlulukları kabul etme isteksizliğini açıklamaktadır. Dolayısıyla Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi - Kyoto Protokolü nü geç imzalamıştır. Ancak bunu, 2012 den sonra, bu konuda yapılacak müzakerelerde yer almak amacıyla yapmıştır. Bu zamana kadar Sözleşme veya Protokole dair herhangi bir yükümlülük üstlenmemiştir. Ankara daki karar organları, yeni düzenlemelerin, Türk sanayisine yönelik potansiyel maliyetinden endişe etmekte ve bu maliyetleri sınırlamak istemektedirler. İklim değişikliği üzerine yapılan tartışmalar, Türkiye nin yakıt politikalarının, karbondioksit ve diğer sera gazları emisyonları üzerindeki etkisinin farkına varmasını ve yenilenebilir enerji kullanımına öncelik vermesini sağlamıştır. Türkiye nin hedefleri arasında yenilenebilir enerjideki kurulu kapasitenin aşağıdaki şekilde arttırılması da bulunmaktadır: Kurulu Kapasite, MW, 2009, 2014 ve 2023 2009 2014 2023 Hidro-elektrik 14,500 19,500* 23,000** Rüzgar 803 10,000 20,000 Jeo-termal 77 300 600 * 2013-sonu itibarıyla ** Türkiye nin toplam ekonomik potansiyeli Kaynak: Enerji Bakanlığı nın 2010-14 Stratejik Planı ve Arz Güvenliği Stratejik Belgesi, Mayıs 2009 Fakat aynı zamanda hükümet yerli kömür ve linyit kaynaklarının kullanımına da öncelik vermektedir. Türkiye nin ilk nükleer tesisinin inşasına 2014 te başlamayı amaçlamaktadır. Aslında Bakanlığın 2010-14 Stratejik Planı ndaki ilk hedef olmasıyla teyit edilen itici güç şudur: Yerel kaynaklara öncelik tanırken enerji kaynaklarının çeşitliliğini güvence altına almak. 2010-14 Stratejik Planı Müteakip Türk hükümetleri, ülkenin yeterli, madden karşılanabilir ve sürdürülebilir enerjiye olan ihtiyacını vurgulamışlardır. Bu bağlamda Enerji Bakanlığı nın 2010 başlarına yayımlanan 2010-14 Stratejik Planı, enerjide yedi hedefe öncelik vermiştir. Bunlar şunlardır: 1. Yerli kaynaklara öncelik verilmek sureti ile kaynak çeşitlendirmesini sağlamak 2. Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı içindeki payını arttırmak 3. Enerji verimliliğini arttırmak 4. Serbest piyasa koşullarına tam işlerlik kazandırmak ve yatırım ortamının iyileşmesini sağlamak 5. Petrol ve doğalgaz alanlarında kaynak çeşitliliğini sağlamak ve ithalattan kaynaklanan riskleri azaltacak tedbirleri almak 6. Jeostratejik konumumuzu etkin kullanarak, enerji alanında bölgesel işbirliği süreçleri çerçevesinde ülkemizi enerji koridoru ve terminali haline getirmek 7. Enerji ve tabii kaynaklar alanlarındaki faaliyetlerin çevreye olan olumsuz etkilerini en aza indirmek 9

Hükümet, 2005 yılında yenilenebilir enerjiye yönelik olarak kilovat saat başına 5.5 Euro sente kadar garantili tarifeyi uygulamaya geçirmiştir. Aralık 2010 tarihinde, mevcut mevzuatta değişiklik yapılarak, rüzgar ve hidroelektrik için 7.3 sent/kwh, jeotermal için 10.5 sent/kwh, güneş ve biyokütle için ise 13.3 sent/kwh fiyat belirlenmiştir. Ayrıca yatırımcılar, yerel ekipman kullanımına bağlı olarak ek ödeme alabileceklerdir. Yatırımcıların enerji konusunda karşılaştığı diğer sorunlar arasında şunlar bulunmaktadır: Türkiye nin 45 GW olan elektrik üretim kapasitesinin, uzun süredir tartışılan 16 GW ının özelleştirmesinin ne zaman gerçekleşeceği Kamu elektrik üreticileri ile dağıtım şirketleri arasındaki mevcut sözleşmelerin bitirilmesi ve piyasadaki bu önemli payın ne zaman serbestleştirileceği Enerji Kamu İktisadi Teşebbüslerinin fiyatlarında Temmuz 2008 den bu yana uygulanması amaçlanan Otomatik Fiyatlandırma Mekanizmasının tutarsız ve eksik uygulanmasıyla birlikte yakıt ve elektriğe yönelik fiyat rejimi üzerindeki belirsizlikler. Doğal gaz ile ilgili çeşitli konular, Türkiye nin enerji koridoru ve enerji hub olma potansiyeli de dahil olmak üzere, aşağıda ele alınmaktadır. Petrol sektöründeki temel belirsizlik, üretim rejiminin geleceğiyle ilgilidir. Mevcut Petrol Kanunu, 1954 yılında yayınlanmış ve halen yürürlükte olup, hükümlerindeki belirsizlikler bazı yatırımcıların şevkini kırmıştır. Yeni bir Kanun, 2007 de Cumhurbaşkanı tarafından kısmen veto edilmiş ve hükümet konuyu henüz tekrar ele almamıştır. Şu an için bütün tarafların destekleyebileceği temel politika, enerji kullanımı verimliliğini arttırmaktır. 2009 da toplam nihai enerji tüketiminin %37 si konut ve ticaret sektöründe kullanılmış, bunu sanayi (%32), taşımacılık (%20) ve tarım ve enerji dışı kullanımı içeren diğerleri (%4.8) izlemiştir. Bütün bu alanlarda tasarrufu teşvik etmeye yönelik hükümet politikaları hala nispeten düşük seviyededir ve daha fazla öncelik gerektirmektedir. 10

Transit ülke ve enerji hub olarak Türkiye BosphorusGaz Corporation Türkiye nin bir enerji transit ülkesi olarak profili hızla yükselmektedir. Türkiye nin, Hazar ve Orta Doğu petrol ve gaz alanlarının batısında bulunan başlıca güzergahların ortasındaki konumu, ülkemizi Avrupa için kritik önemde bir potansiyel transit ülke haline getirmektedir. Bu unsur, Türkiye nin de içinde bulunduğu iki transit gaz projesini Avrupa için Önemli Projeler olarak sınıflandıran Avrupa Birliği tarafından uzun süredir kabul edilmektedir. Bu konu, Orta Asya nın yeni bağımsız devletlerinin Rusya üzerinden tek bir ihracat güzergahına bağımlılığını azaltmak amacıyla, Doğu-Batı Enerji Koridoru oluşturma arayışına girmiş bulunan Amerika Birleşik Devletleri için de önemlidir. Bu potansiyel şimdiden gerçeğe dönüştürülmüştür. Hazar petrolü ve gazı, artık, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattıyla ve Güney Hazar gaz boru hattıyla Türkiye üzerinden akmaktadır. Hali hazırda İran dan gaz almakta olan kamu doğal gaz şirketi, BOTAŞ, Suriye üzerinden de Mısır ile bağlantı kurmayı değerlendirmektedir. Aynı zamanda Irak tan da transit gaz teklifi almıştır. Bütün bu projeler, Türkiye nin bölgedeki ve, muhtemelen, Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerindeki konumunu güçlendirecektir. Ancak Hükümetin yatırımcıları çekmek için uygun şartları da güvence altına alması gerekmektedir. Türkiye de petrol ve güvenlik Türkiye için transit konusu, sadece siyasi değil aynı zamanda ekonomiktir. Bununla birlikte petrol geçişi söz konusu olduğunda İstanbul un ve burada yaşayan 12 milyon kişinin güvenliği için de hayati önem taşımaktadır ve petrol ürünlerinin diğer güzergahlara yönlendirilmesi önemlidir. Buradaki ilk başarı, Azerbaycan Uluslararası Petrol Şirketi nin 2.7 milyar $ lık Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol hattının inşa edilmesi olmuştur. Hattın doldurulmasına Mayıs 2005 te ve Ceyhan dan sevkiyatlara ise Mayıs 2006 da başlanmıştır. Hat, halen Hazar dan Akdeniz e yılda 40 milyon ton ham petrol taşımaktadır. Yıllık kapasiteyi 50 milyon tona çıkarmak için geliştirilmektedir. Daha sonra Kazakistan da Atirau ya kadar uzatılabilir ve Azeri petrolünün yanı sıra Kazak petrolünü de taşıyabilir. Hatta 2006 da İsrail tarafından, Azeri ve Kazak petrolünü Asya ya taşıyabilmek için BTC boru hattının Eilat taki Kızıldeniz Limanı na kadar uzatılması önerisi bile yapılmıştır 1. Bu uzatma, Medstream altyapı projesi olarak adlandırılan, fakat bu zamana kadar çok az ilerleme kaydetmiş bulunan ham petrol, doğal gaz, elektrik, su ve telekomünikasyon hizmeti verecek olan bağlantılarla ilişkilendirilebilir. Ceyhan limanı başlangıçta Irak ham petrolünü Musul ve Kerkük ten taşıyan bir petrol hattının terminali olarak kurulmuştu. Bu hat, uzun bir süre Irak ihracatının başlıca çıkış noktası olmuştur, fakat Mart 2003 te Irak ın işgal edilmesinden sonra petrol akışı düzensizleşmiş, hat Irak ta sık sık saldırılara uğramıştır. Hattın yılda 70 milyon tonluk kapasitesi bulunmaktadır, fakat 2009 da bunun sadece üçte biri kullanılmıştır. Hazar dan gelen petrol akışının, Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu nun kapasitesinin yılda 22 milyondan 67 milyon ton ham petrole ve kondaseyte çıkarılması planına bağlı olarak, Boğaz geçişine alternatifler geliştirilmesi gereği Türkiye için daha da önem kazanacaktır. Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna dan başlamak üzere birtakım alternatifler teklif edilmiştir. Ancak Türkiye en sağlam teklifin Karadeniz sahilindeki Samsun dan başlayan ve Kırıkkale üzerinden Ceyhan terminaline giden bir hat olduğuna inanmaktadır. 1 Haziran 2006 da Bakü ye yaptığı ziyaret esnasında Binyamin Ben-Eliezer, İsrail Altyapı Bakanı, şu açıklamayı yapmıştır: İsrail toprakları Türkiye nin Ceyhan Limanı ndan sadece 600 kilometre uzaklıktadır. Bu da Hazar petrolünü Orta Doğu piyasalarına ulaştırmak üzere İsrail boru hattı şebekesinin kullanımını mümkün kılmaktadır. 24 Ekim 2007 de ön çalışma, projenin gerçekleştirilebilir olduğu sonucuna varmıştır. 11

Rusya Başkanı Vladimir Putin ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi nin Kasım 2005 te yaptığı ziyaret sırasında Türk Hükümeti, ENI, Türkiye ve Rusya nın Samsun-Ceyhan güzergahı hakkında fizibilite çalışması yapılması gerektiğine karar vermiştir. Proje ortaklarının 2014 itibarıyla hayata geçirmek istediği Samsun-Ceyhan boru hattının yılda 50-70 milyon ton petrol taşıyacağı düşünülmektedir. Bu boru hattı, şu anda Irak ve Azerbaycan dan petrol taşımakta olan hatlara eklendiğinde, dünya ham petrol tüketiminin %4 ünü taşıyarak ham petrol için ve eğer dünyadaki rafine hareketleri rafine inşaatına imkan verirse petrol ürünleri için de odak noktası haline gelebilecektir. Doğal gaz ve Avrupa da güvenlik Dünyanın gaz rezervlerinin yarısından fazlası Orta Asya ve Orta Doğu da bulunmaktadır. Bu bölgelerde üretilen gaz boru hattıyla doğuda Çin e, Rusya üzerinden kuzeye taşınabilir yada LNG olarak sevk edilebilir. Fakat AB nin dünya gaz üretiminin dörtte birini kullandığını göz önünde bulundurursak, Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu da üretilen gaz için kritik önemde bir piyasa halini almıştır ve Türkiye de bu gaz için başlıca potansiyel geçiş güzergahı olmuştur. Avrupa için de Türkiye, kilit arz eksenlerinden biridir. Norveç ya da Rusya dan gelenlere göre daha az kritik önemdedir, fakat Türkiye şimdiden geniş bir doğu-batı ağına sahip olmuştur ve bu da AB nin gaz arzı güvenliğini artırmaya yönelik teşebbüslerinin kritik bir unsurunu oluşturmaktadır. Zaman zaman, Rusya nın gazını Türkiye üzerinden İsrail e ve doğu Akdeniz deki diğer ülkelere satmak istediği şeklinde raporlar da gündeme gelmektedir. Half the world s gas reserves* are contiguous to Turkey- and need to reach the markets of Europe 1.5 Tm3 0.6 Tm3 2.2 Tm3 0.9 Tm3 S. Arabia 7.9 Tm3 Source: BP Statistical Review of World Energy 2010 $46 bn 3.2 Tm3 Kuwait 1.8 Tm3 Russia 44.4 Tm3 1.3 Tm3 UAE 6.4 Tm3 Qatar 25.2 Tm3 29.6 Tm3 8.2 Tm3 1.7 Tm3 Reserves in trillion cubic metres 1.8 Tm3 * This share excludes Russia Bilindiği üzere Türkiye, Azerbaycan ve İran dan gaz tedarik etmektedir. Halen Azrebaycan ile Hazar daki Şah Deniz sahasından çıkarılan gaz için yılda 6.6 Bcm lik bir sözleşmesi bulunmaktadır: bunun 1.2 Bcm i, Petkim in, İzmir in kuzeyinde yapılması planlanan, Azerbaycan ın Socar şirketinin başlıca hissedarı olduğu, petrokimya tesisine sevk edilecektir. Aynı zamanda, Şah Deniz in ikinci aşamasının faaliyete geçmesi durumunda, 2017 de ilaveten yılda 2 Bcm, 2018 de 4 Bcm ve sonrasında 2031 yılına kadar yaklaşık yıllık 6 Bcm gaz ithalatı konusunda anlaşılmıştır. 12

Türkiye, İran ulusal doğal gaz şirketi NIGEC ile de yıllık 9.6 Bcm hacminde bir sözleşme yapmıştır, fakat diğer komşu ülkelerden gaz tedariği konusu daha belirsizdir. Muhtemel tedarik kaynakları: Her ne kadar İran ın nükleer enerji programlarıyla bağlantılı problemler ve teknik konular öne çıksa da, İran dan gelecek ilave hacim. İran ın Güney Pars sahasında 20 Bcm/yıl düzeyinin üzerinde üretim yapılmasına ve İran gazının Türkiye üzerinden Avrupa ya ihraç edilmesine dair ön sözleşmeler bulunmaktadır. Türkiye nin 1999 da imzaladığı ve her ne kadar askıda kalmaya devam etse de, 16 Bcm/yıl gaz ithalatına dair sözleşmeyle Türkmenistan dan gelecek hacim Irak üzerinden, Bağdat tarafından Nabucco Projesi için 15 Bcm e kadar yapılan teklifle bağlantılı olarak veya Kürt Bölgesi ndeki Türkiye ye veya Türkiye üzerinden diğer ülkelere ihracat yapmak isteyen üreticiler tarafından getirilecek hacim Her ne kadar sözkonusu hacmin mevcut olması şüpheye açık olsa da Mısır dan Türkiye ye 2-4 Bcm/yıl ve Türkiye den Avrupa ya 2-6 Bcm/yıl taşımak üzere Mutabakat Zaptı imzalayan Mısır dan gelecek miktar Mavi Akım boru hattı mevcut kapasitesinin yıllık 16 Bcm düzeyinden, Karadeniz altından inşaa edilecek İkinci Mavi Akım projesi ile arttırılması ile gelecek hacim. Bu hacimlerin bazıları, Türkiye üzerinden geçen boru hatlarının kapasitesi arttırılarak da sağlanabilir. Fakat, Avrupa için büyük önem taşıyan, Doğu-Batı projelerinden en önemlileri Rusya nın Güney Akım Projesi ve Avrupa nın Nabucco Projesi dir. Bunların yanısıra, Adriyatik ten geçecek ve Türkiye üzerinden transit edilecek gazı kullanacak iki boru hattına dair planlar da mevcuttur: Edison (İtalya)-DEPA nın (Yunanistan) Poseidon projesini de içeren İtalya-Türkiye- Yunanistan Uluslararası Bağlantısı (ITGI). Haziran 2010 da BOTAŞ, DEPA ve Edison bununla ilgili bir sözleşme imzalamıştır. Projenin ilk ayağı olan Türkiye Yunanistan bağlantısı faaliyette olup, BOTAŞ bu hat üzerinden Yunanistan a doğal gaz ihraç etmektedir. EGL ve Statoil in Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP). Nabucco Projesi, Türkiye yi Bulgaristan, Romanya ve Macaristan üzerinden Baumgarten de Avrupa ağına bağlamaktadır. BOTAŞ ın bu projedeki ortakları Avusturya dan OMV Erdgas, Macaristan dan MOL, Romanya dan Transgaz, Bulgaristan dan Bulgargaz ve Almanya dan RWE dir. Temmuz 2009 da toprakları bu projeye dahil olan ülkeler, boru hattının topraklarından geçmelerine izin veren Hükümetler Arası Sözleşme yi (IGA) imzalamışlardır. Bu sözleşme, projenin resmi siyasi şemsiyesini sağlamakta ve proje sponsorlarının boru hattından geçen gazın %50 sine kadarını alabileceğini öngörmektedir. IGA nın, bugüne kadar tartışmalı olan transit düzenlemeler gibi konuları kapsayan ayrıntılı bir sözleşmeyle desteklenmesi gerekmektedir. 13

Mart 2011 deki Nabucco Konsorsiyumu na göre inşaatın 2012 de başlaması ve ilk gazın da 2015 sonunda verilmesi planlanıyor. Nabucco nun kapasitesinin en az %50 si, herhangi muhtemel taşıyıcının gaz sevk etmek için kapasiteyi satın alabilmesi için açık piyasada açık artırmayla satılacaktır. Kalan %50 ise boru hattının sahiplerine ya da onların yan kuruluşlarına ilk tercih olarak verilecektir; bu şirketlerin bu tercihi kullanmamaları durumunda bu kapasite için, açık piyasa teklifleri alınacaktır. 2007 de proje, Avrupa Komisyonu tarafından öncelikli Avrupa Menfaati Projesi olarak sınıflandırılmıştır. Boru hattı için gereken gaz kaynağının sağlanması, projeyi geliştirenler için başlıca endişe kaynağı olmuştur. AB nin İran ın nükleer programından duyduğu endişeler nedeniyle İran ın projenin dışında tutulmasıyla, projenin ilk aşaması için Nabucco nun odak noktası, Azeri gazı olmuştur. Fakat: Şah Denizi nde Gazprom a gaz satma ya da Adriyatik teki iki boru hattı üzerinden satış yapma seçeneği bulunmaktadır. Şah Deniz in muhtemel II. aşaması da maksimum 15 Bcm i ihraç edilebilir kılacak, bu da bütün talebi karşılamakta zorlanabileceği anlamına gelmektedir. Yeni keşfedilen Umid sahasının bu on yılın sonuna kadar gaz üretmesi pek muhtemel değildir. 2009 da Irak Başbakanı al-maliki, Irak gazından 15 Bcm in Nabucco üzerinden sevk edilmesini teklif etmiştir. Türkmen gazı da başka bir uzun vadeli beklentidir. Nabucco Projesi, hala belirsiz bir şekilde de olsa bir ihtimal olarak durmaktadır. Doğrudan söylemek gerekirse, inkar edilse bile, Nabucco ile rekabet edecek olan proje, Gazprom ve ENI tarafından geliştirilmekte olan Güney Akım boru hattıdır. Bu hat, Ukrayna yı atlayarak Güney Rusya dan Bulgaristan a kadar Karadeniz in altından geçecektir. 2009 sonbaharında Türkiye, Türkiye nin Karadeniz deki münhasır ekonomik bölgesinde Güney Akım için Rusya nın jeolojik çalışma hazırlıklarına başlayabileceğini ilan etti. 30 Bcm/yıl gaz taşımayı amaçlayan bu boru hattının maliyeti 9 milyar ya kadar çıkabilir. Proje ciddi teknik zorluklarla karşılaşmaktadır ve hala Türkiye nin geçiş ve vergi muafiyeti mutabakatını beklemektedir. Rusya-Ukrayna ilişkilerinin gelişmesi ve Avrupa da talebin halen zayıf olması, bu projede yatırımlara başlamayı geciktirebilir. Türkiye zaten yılda 0.75 Bcm Azeri gazını Yunanistan a ihraç etmektedir, fakat ülkenin transit rolünün ne zaman gelişmeye başlayacağı hala belirsizdir. Önemli tavsiye Şeffaf bir transit rejimi sağlayacak yasaların çıkartılması Boşluklardan biri, gaz iletimini düzenleyen yasa eksikliğidir. Nabucco Projesi hakkındaki Hükümetler Arası Sözleşme, mesafe-esaslı kapasite tarifelerini içeren ilkeleri ortaya koymaktadır. Ancak bu ilkeler sadece Nabucco Projesi için geçerlidir, diğer hatlar için geçerli değildir. Doğal Gaz Kanunu, önemli taşımacılık ve ihracat imkanları sunmaktadır, fakat transitle ilgili hiçbir hükmü bulunmamaktadır. Bu konu ile ilgili bütün insiyatif Enerji Bakanlığı na bırakılmıştır. Eğer Türkiye şeffaf ve öngörülebilir bir transit rejimi sunarak müzakere sürecini kısaltmak ve ülkenin bölgesel bir transit gücü olma arzusunu gerçeğe dönüştürecek projeleri teşvik etmek amacında ise bu boşluğun doldurulması gerekir. 14

Türkiye de Doğal Gaza Bakış 2011 Gündemi Doğal gaz artık Türkiye nin birincil enerji tüketiminin %30 unu oluşturmaktadır. Ekonominin sağlamlığı, üretimden nihai kullanıcıya kadar gaz tedarik zincirindeki tüm halkaların verimli ve istikrarlı olmasına bağlıdır. Bunun elde edilmesi, 2001 Doğal Gaz Piyasası Kanunu nun temel amacıdır. Fakat tüketicilerin korunması amacı ile zincirin tüm aşamalarında gerçek bir rekabet ortamının tesis edilmesi konusunda, ülkenin hala gidecek uzun bir yolu bulunmaktadır. Başlıca sorun, ithalat ve toptan satışların neredeyse %85 ının tek bir aktörün, kamu şirketi olan BOTAŞ ın elinde olmasıdır. BOTAŞ, nüfusun yaklaşık %97 sine ve sanayinin de nüfus gibi büyük bir oranına ulaşan, sağlam bir iletim sistemi inşa ederek sektöre ciddi bir katkıda bulunmuştur. Kanun, BOTAŞ ın ithalat sözleşmelerinin 2009 itibarıyla %20 ye çekilmesini öngörmüştür. BOTAŞ bunu henüz yapmamıştır. Aksine 2011 de sona eren 6 Bcm hacmindeki Rusya sözleşmesini devam ettirme taraftarı gibi görünmektedir. Bununla birlikte BOTAŞ özel sektöre açık olan piyasada fiyatları rekabet edilemeyecek düzeyde düşük tutarak ve BOTAŞ tan satın almaları zorunlu olan müşteriler için de fiyatları yükselterek, piyasanın diğer oyuncuları için adil olmayan rekabet şartları oluşturmuştur. Bu durum Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı na önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Aynı zamanda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu nun ve Rekabet Kurumu nun da kesin ve kararlı politikalar uygulamasının gereğini ortaya çıkarmaktadır. Ne yazık ki bugüne kadar söz konusu kurumlar sadece piyasayı takip etmiş, fakat gerekli müdahalelerde bulunmamışlardır. BosphorusGaz olarak bizler, eğer tüketiciye fayda sağlayan, rekabetçi bir doğal gaz piyasası oluşturulacaksa, böyle bir yaklaşımın artık makul olmadığına inanıyoruz. Geleceğe yönelik olarak düşünüldüğünde, alınması gereken kritik öneme sahip kararlar arasında şunlar bulunmaktadır: Türkiye nin doğal kaynaklarının tesbiti ve çıkarılması için, bu konuda özel sektör yatırımlarını teşvik edecek bir petrol ve gaz arama yasasının kabul edilmesi BOTAŞ ın ithalat payını sınırlayan ve süresi sona erdiğinde sözleşmelerini uzatmasını engelleyen Doğal Gaz Kanunu nun uygulanması BOTAŞ ın ticaret, iletim ve depolama faaliyetlerinin tamamen farklı tüzel kişiler olarak ayrıştırılması BOTAŞ ın Otomatik Fiyatlandırma Mekanizmasını uygulamasına yeniden tabi olması Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu nun (EPDK) ve Rekabet Kurumu nun BOTAŞ ın fiyatlandırma politikaları ve piyasadaki hakim konumunu kötüye kullanması konusunda yapacağı kararlı bir inceleme EPDK nın diğer şirketlerin gaz iletim sistemine ve depolama tesislerine kısıtsız erişimini ve bu sistemleri kullanan tüm şirketlere eşit ve adil bir şekilde hizmet verilmesini güvence altına alması. Yukarıdaki kararların detayları, aşağıdaki kısımlarda açıklanmıştır. 15

Üretim BosphorusGaz Corporation Yerli üretim, 2009 da arzın sadece %1.8 ini karşılamıştır. Türkiye nin doğal gaz arzının %98 den fazlası ithalatla sağlanmaktadır. Yerli Üretim, 2005 09 Milyon m 3 2005 2006 2007 2008 2009 TPAO 483 307 288 345 137 Amity Oil/TPAO 167 211 182 127 134 TGT, Trakya Havzası 213 356 307 339 284 N.V. Turkse Perenco 33 32 32 32 31 Tiway/TPAO/Stratic/PO (önceden TPAO/Stratic/Toreador) 85 171 143 Toplam 896 906 894 1,014 729 Kaynak: PİGM Üretim, her ne kadar 2009 da 0.7 Bcm düzeyine kadar düşmüşse de, yıllık 0.8 ile 1 Bcm arasında değişmektedir. Bu üretim, büyük ölçüde Trakya da bulunan ve birçoğu düşüş yaşamakta olan sahalardan gelmektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı na göre mevcut kanıtlanmış rezervler toplamda 6.1 Bcm düzeyine ulaşmaktadır. Arama faaliyetlerinde mevcut odak noktası Karadeniz dir. TPAO-Toreador-Stratic in Karadeniz Akçakoca daki bulgusu, 2007 de yıllık 0.1 Bcm dir. Fakat Karadeniz de yapılan sondajlar hala başlangıç aşamasındadır. Kamu petrol ve gaz üreticisi TPAO, Türkiye açıklarında Karadeniz in ortasında Petrobras ve ExxonMobil ile ortak girişim faaliyetlerinden önemli geri dönüşler beklemektedir. Petrobras, açık artırmayla iki araştırma kuyusu açmakta kararlıdır. ExxonMobil, TPAO ile ortak girişimiyle Petrobras ın hisselerinin yarısını satın almıştır. ExxonMobil in 2011 in ilk yarısında Karadeniz in Türkiye ye ait kısmında aramalara başlayacak olan gemisi Karadeniz e ulaşmıştır. Chevron ve Statoil de arama faaliyetlerine başlamıştır. Batı Karadeniz de aramayapmak üzere lisansları bulunan başka şirketler de bulunmaktadır. 000 metre tamamlanmış kuyular 40 35 30 25 20 15 10 5 Doğal Gaz SondajIarı, 2000-2009 0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Kaynak: Petrol İşleri Genel Müdürlüğü 16

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nın yayınladığı rakamlar, 2008 ve 2009 da gaz aramalarının son on yılın en düşük düzeyinde olduğunu göstermektedir. Petrobras, ExxonMobil, Chevron ve Statoil arama çalışmalarına başlarken, bazı şirketler de üretim rejiminin netleşmesini beklemektedir. Yeni Petrol Kanunu, yürürlükteki 1954 yasasının yerini almak üzere 2007 de oya sunulmuş fakat o zamanki Cumhurbaşkanı tarafından kısmen veto edilmiştir. Bakanlık ın revize edilmiş bir yasa sunması gerekmektedir. Önemli tavsiye Bir Petrol Kanunu nun yürülüğe girmesi gerekiyor Mevcut üreticiler, gazlarını satmak için kendi boru hattı ağlarını geliştirmişlerdir. Bazıları doğrudan nihai kullanıcılara satış yaparken, diğerleri de toptancı satış şirketlerine satış yapmaktadırlar. 17

İthalat Tedarik Kaynakları BosphorusGaz Corporation Türkiye 1987 yılında Rusya dan doğal gaz ithalatı yapmaya başlamış ve o zamandan bu yana dört boru hattını - Bulgaristan, Karadeniz, Azerbaycan ve İran üzerinden - ve iki LNG ithalat terminalini kullanarak, geniş bir yelpazede kaynak çeşitliliğini geliştirmiştir. Dolayısıyla Avrupa daki neredeyse her ülkeden daha geniş bir arz çeşitliliğine sahip olup, bu sayede oldukça makul düzeyde bir arz güvenliği sağlamıştır. Buna ek olarak Türkiye ye gelen boru hattı bağlantılarında hala yedek kapasite bulunmaktadır. Türkiye nin ana tedarikçisi Gazprom dur. 2009 da Mn Cm 3 * Gazprom, Türkiye nin satın 40,000 Doğal Gaz Kaynakları, 1987-2009 aldığı gazın %55 ini ve 2010 da ise %47 sini tedarik etmiş, bunun yaklaşık yarısı dünyanın en derin gaz boru hattı olan, Karadeniz in altından geçen, Mavi Akım boru hattı üzerinden 35,000 30,000 25,000 20,000 gelmiştir. BOTAŞ ın 15,000 Cezayir den Sonatrach ve Nijerya LNG ile yapılan uzun vadeli sözleşmeler çerçevesinde 10,000 5,000 yaptığı LNG ithalatı ve yine 0 BOTAS ve EgeGaz ın spot LNG tedariki ile, ülkenin LNG ithalatı toplam gaz ithalatının * 9,000 kcal/m 2009 da %17 sı ve 2010 da kalorifik değer üzerinden Kaynak: BOTAŞ, 2009değerleri IBS tahmini %20 sine karşılık gelmiştir. Bu oranlar, uluslararası normlarda sağduyulu bir yönetime işaret etmektedir.. Rusya (batı hattı) Mavi Akım İran Azerbaycan Cezayir Nijerya Yerli üretim Spot LNG BOTAŞ ın yedisi yürürlükte olan sekiz ithalat sözleşmesi bulunmaktadır. Türkmenistan ile yapılmış olan sekizincisi sözleşme, büyük ölçüde Türkmenistan ile Azerbaycan arasında Hazar konularıyla ve Bakü nün Türkmen gazının geçişine izin vermedeki isteksizliğiyle ilgili anlaşmazlıktan ötürü taraflarca yürürlüğe konulamamıştır. Yürürlükteki sözleşmeler Gazprom Export, ENI (Mavi Akım dan gelen gazın %50 sine sahiptir), Nijerya LNG, NIGEC (İran), Socar/AGSC (Azerbaycan) ve Sonatrach (Cezayir) ile olanlardır. Sözleşmelerin ayrıntıları aşağıda verilmiştir. TÜRKİYE NİN GAZ SATINALMA SÖZLEŞMELERİ VE AL-YADA-ÖDE YÜKÜMLÜLÜKLERİ, 2008-15, Bcm Rusya 1 Rusya 2 Rusya Mavi Akım Cezayir Nijerya İran Azerb aycan Toplam Taahhüt Al-yada-öde yükümlülüğü 2008 6.0 8.0 12.0 4.4 1.3 9.56 3.0 44.3 35.4 2009 6.0 8.0 14.0 4.4 1.3 9.56 5.0 48.3 38.5 2010 6.0 8.0 16.0 4.4 1.3 9.56 6.6 51.9 41.3 2011 6.0 8.0 16.0 4.4 1.3 9.56 6.6 51.9 42.8 2012 * 8.0 16.0 4.4 1.3 9.56 6.6 45.9 38.0 2013 * 8.0 16.0 4.4 1.3 9.56 6.6 45.9 38.0 2014 * 8.0 16.0 3.3 1.3 9.56 6.6 44.8 36.9 2015 * 8.0 16.0 * 1.3 9.56 6.6 41.5 33.9 Kaynak: BOTAŞ internet sitesi 2007, sözleşme miktarları ve al-yada-öde yükümlülüklerinin ticaret görüşmeleri için. * metne bkz 18

Bu sözleşmeler dışında, Mısır, Irak, İran, Azerbaycan, Katar ve Suriye ile yapılmış olan Mutabakat Zabıtları ve/veya ön sözleşmeler de mevcuttur. Mısır ın Türkiye üzerinden satışını planladığı hacimlere sahip olmadığı bilinmektedir. Irak ta merkezi hükümet Nabucco boru hattı üzerinden gaz vermek istemektedir, fakat gelişmeler Bağdat ile Kürt bölgeleri arasındaki petrol ve gaz kaynakları hakkındaki anlaşmaya bağlıdır. İran ile ilgili proje ilerleme kaydedecek gibi görünmemektedir. Yukarıdaki tablodaki rakamlar sözleşmeli tutarlardır. 2012 nin ardından sözleşmeli tutarlarda azalma olması beklenmemektedir. Çünkü Türkiye, Rusya dan her yıl 6 Bcm doğalgazı hazır etmeye devam etmesini istemiştir; sözkonusu miktarlara muhtemelen yılda 4.5-5 Bcm lük yeni al-yada-öde yükümlülükleri eşlik edecektir. Türkiye, Sonatrach sözleşmesi 2014 sonbaharında sona erdikten sonra da Cezayir den belli bir miktarda gaz tedarik etmesini isteyebilir. Buna ek olarak, 2017 den itibaren faaliyete geçmesi halinde Şah Deniz sahasının ikinci aşamasından da gaz almayı planlamaktadır. 2009 da ve 2010 da özel sektör ithalatçıları al-yada-öde yükümlüklerini yerine getirirken, BOTAŞ alyada-öde yükümlülüğünün altında ithalat gerçekleştirmiştir.. Bu durumun ortaya çıkmasında ülke doğal gaz tüketiminin azalmasının yanında, EgeGaz ın yaptığı ciddi miktarlardaki spot LNG ithalatının da gözönünde bulundurulması gerekir. 2009 da EgeGaz 0.4 Bcm civarında ve 2010 da da 2.7 Bcm ithalat yapmıştır. Bütün bunlar sözleşmelerdeki al-yada-öde yükümlülükleri çerçevesinde önemli miktarlarda ödemelerin yapılması gerektiği anlamına gelmektedir. Bu ödemeler, BOTAŞ ın, mevcut al-yada-öde yükümlülüğünü gerçekleştirdikten sonra, parasını ödemiş olduğu mukabil hacimleri önümüzdeki üç ile beş yıl içerisinde almasına imkan vermektedir. Gaz ithalatçıları Türkiye ye ilk doğal gaz geldiğinde, tüm doğal gaz ithalatı BOTAŞ ın tekelinde idi. 2001 Doğal Gaz Piyasası Kanunu, BOTAŞ ın ithalat payını 2009 itibarıyla %20 ye düşürmesini emretmiştir. Kasım 2005 te BOTAŞ kontrat devri ihalesi yapmış ve Batı Hattı ndan, yıllık 4 Bcm doğal gazı, dört özel sektör ithalatçısına devretmiştir. Bu devir Nisan 2009 da tamamlanırken, aynı dönemde, Türkiye nin tek özel LNG terminalinin sahibi EgeGaz da spot LNG ithal etmeye başlamıştır. Ancak yine de BOTAŞ ın 2009 ithalatı içindeki payı %92 ve 2010 da %85 olarak gerçekleşmiştir. Eğer bu durum değişecekse, BOTAŞ ın, süreleri sona erdiğinde, mevcut sözleşmelerini uzatmasına müsade edilmemesi önem arz etmektedir. Dört özel doğal gaz ithalat şirketi, 2009 da 2.3 Bcm ve 2010 da 3.1 Bcm gaz ithal etmişlerdir, fakat bununla birlikte ciddi olumsuz şartlarla karşılaşmaktadırlar. Ortalama gaz maliyeti, Gazprom Export tan gaz satın alan dört şirketin altında kalan BOTAŞ ile doğrudan rekabet etmektedirler. Bunun yanısıra BOTAŞ, özel ithalatçılar için dezavantaja yol açan fiyatlandırma politikaları izlemektedir. 2007 ortalarından bu yana Enerji KİT leri için yürürlükte olan Otomatik Fiyatlandırma Mekanizması nın hükümleri çerçevesinde BOTAŞ her ay fiyatlarını gaz maliyetlerine ve TL/$ kurundaki oynamalara paralel olarak ayarlamalı idi. Ancak Mayıs 2009 dan bu yana özel sektör müşterilerinin fiyatlarını değiştirmemiştir. Artırdığı tek fiyat, BOTAŞ ile uzun vadeli devlet destekli sözleşmeleri olan ve özel sektör şirketinin gaz teklif edemediği elektrik üreticilerinin fiyatlarıdır. Şubat 2011 tarihinde ise Yüksek Planlama Kurulu kararı ile BOTAŞ Otomatik Fiyatlandırma Mekanizması ndan muaf tutulmuştur. Bu gibi politikalar, doğal gaz piyasasında rekabeti teşvik etme ilkesine ters düşmektedir. Aynı zamanda potansiyel olarak piyasaya yeni gireceklerin de isteklerini kırmaktadır. Gaz ithalatçılarının birkaçı, BOTAŞ ın yıkıcı fiyatlandırma yaptığını iddia ederek Rekabet Kurumu ndan durumu incelemesini istemişlerdir. Bugüne kadar Rekabet Kurumu, harekete geçmeyi gerekli görmemiştir. İthalatçılar aynı zamanda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ndan da harekete geçmesini talep etmişlerdir. 19

Önemli tavsiyeler BOTAŞ ın mevcut sözleşmelerini uzatmayacağından ve piyasa payını azaltacağından emin olmak gerekir BOTAŞ ın piyasaya hakim gücünü kötüye kullanmamasını etkin olarak kontrol etmek gerekir Doğal Gaz Piyasası Kanunu, doğal gaz kontrat devirlerinin gerçekleşmesini gerekli kılmaktadır. Ayrıca müteakip hükümetler, bir devlet politikası olarak piyasa yeni giren yatırımcıların desteklenmesi ve rekabetin geliştirilmesini benimsediklerini açıkca beyan etmişlerdir. Yadsınamaz bir gerçektir ki; Doğal Gaz Piyasası nın liberalleşmesi sürecinde piyasaya yeni giren oyuncular, bu ilkelere inandıkları için cezalandırılmışlar ve liberalleşmeyi gerçek kılacak mevzuat korumasından mahrum bırakılmışlardır. 20