TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI TAYFUN BAYAZIT IN KÜRESEL KRİZ VE PARA POLİTİKASI KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI



Benzer belgeler
SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN SYMES IN " TÜRKİYE DE ENFLASYON DİNAMİKLERİ: FIRSATLAR VE RİSKLER KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI TAYFUN BAYAZIT IN KRİZ DÖNEMİ POLİTİKALARINA BAKIŞ: GELENEKSEL OLMAYAN PARA POLİTİKALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

FOREKS GÜNLÜK BÜLTEN İÇİNDEKİLER

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Küreselleşme ve Para Politikası

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

ULUSLAR ARASI GELİŞMELER

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Temmuz 2011

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

İSTANBUL EKONOMİK ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ

PİYASAYA BAKIŞ 24 Temmuz 2013

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Küresel Kriz ve Yükselen Piyasa Ekonomileri

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:1

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

8. Finansal Piyasalar. 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

GÜNLÜK BÜLTEN 20 Haziran 2014

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı


7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Eylül Toplantı Tarihi: 14 Eylül 2017

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ö Z E L B Ü L T E N. Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler. Sayı : 2017/229 9 Tarih : YARARLANILAN KAYNAKLAR

Genel Görünüm. Uluslararası piyasalarda 3.çeyrek bilanço rakamlarının açıklanması Ekim ayının hareketli geçmesine sebep olmuştur.

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

7. Orta Vadeli Öngörüler

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

FON BÜLTENİ Ağustos 2012 Sayı 1

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK

Ekonomi Bülteni. 26 Eylül 2016, Sayı: 37. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

%7.26 Aralık

2015 EKİM ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Yeni yıla yüzde 13 seviyesinde başlayan işsizlik. Borsa İstanbul da işlem gören 10

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 28

1- Ekonominin Genel durumu

Zorunlu Karşılıklar ve Diğer Makro-İhtiyati Tedbirler: Gelişmekte olan Ülkeler Deneyimleri Konferansı Açılış Konuşması

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EYF

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

1-Ekonominin Genel durumu

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. Genel Değerlendirme

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Transkript:

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI TAYFUN BAYAZIT IN KÜRESEL KRİZ VE PARA POLİTİKASI KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI 10 Ekim 2011 Ceylan Intercontinental Oteli, İstanbul

TÜSİAD Yönetim Kurulu adına hepinizi saygı ile selamlıyorum. TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırmalar Forumu tarafından düzenlenen Küresel Kriz ve Para Politikası konferansına hoş geldiniz. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, bugün burada konularında uzman değerli konuşmacılarımız, küresel kriz ve para politikası konusunda bizlere aydınlatıcı ve derinlikli sunumlar yapacaklar. Sözü konunun uzmanlarına bırakmadan, müsaadenizle ben de, geçmiş tecrübelere dayalı genel bir değerlendirme yapmaya çalışacağım. Bu geçmiş tecrübeye dayalı değerlendirmenin temel odak noktası ise, dünya tarihinde ve bugün, gerek para politikalarının gelişimi gerekse de küresel kriz denildiğinde akla ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri geldiğinden, ABD ekonomisi olacak. Konuyla ilgilenmiş olanlarınız hatırlayacaktır: Amerika Birleşik Devletleri nin 32nci Başkanı Franklin Delano Roosevelt in, 4 Mart 1933 tarihindeki ilk başkanlık konuşmasında Korkmamız gereken tek şey korkunun kendisidir ifadesiyle vatandaşlarını rahatlatmaya çalıştığı günlerde, Amerikan ekonomisi büyük buhranın en ağır aşamasını yaşamaktaydı. İş gücünün dörtte biri işsizdi, sanayi üretimi buhranın başlangıcına göre neredeyse yarı yarıya azalmıştı ve deflasyon tüm kesimleri zorlamaktaydı. Buhranın bu ağır aşamasında, 2 milyona yakın insan evsiz, bankacılık sistemi tamamen çökmüş haldeyken toplumda büyük bir panik hüküm sürmekteydi. Hisse senedi fiyatları, o tarihlerde, 1929 Eylül tepe noktası fiyatlarının %10 una kadar gerilemişti. Ekonominin işleyişi açısından daha da önemlisi, başkanın açılış konuşmasını yaptığı gün itibarıyla 12 Federal Rezerv Bankası ve 37 eyaletteki bankaların çoğu kapılarını kapatmış durumdaydı. Peki bugün bütün birçokları tarafından finansal krizleri anası olarak görülen Büyük Buhran oluşurken ve derinleşirken Fed neler yapıyordu? Kimilerine göre boş boş oturuyordu. Hatta, bazıları 1929 buhranının oluşumunda, başka deyişle diğer türlü sıradan bir resesyon olarak atlatılabilecekken buhrana dönüşümünde, ortabatı Amerika daki ciddi kuraklıklar kadar Fed in politikalarının da rolü olduğunu iddia ediyorlar. Bu iddiaların bazıları ise, 1928 ve 1929 de ABD hisse senedi piyasasında fiyatların ikiye katlanmasına karşılık olarak, Fed in fiyat istikrarına odaklı sıkılaştırıcı para politikaları yoluyla krizi tetiklediği derecesine kadar sertleşmektedir. Hisse senedi piyasasında oluşan balona müdahale etmenin ve sadece fiyat istikrarı odaklı sıkılaştırıcı politikalar sonucu artan faizler ve daralan toplam talebin krizi başlattığını düşünenler, sonraki aşamalarda sisteme gerekli likiditeyi sağlamamanın ve faiz spreadlerini düşürecek gerekli çabayı göstermemenin 1929 buhranın derinliğinde büyük rol oynadığını savunuyorlar. Bugün yaşadığımız, temelde ABD kaynaklı krizde Fed le ilgili değerlendirmeler ne yönde diye sorarsanız, değişen pek fazla bir şey yok. Yine bazı kesimler, Fed i krizin oluşumunda rolü olduğu iddiasıyla suçlamakta. Ancak, bu kez durum biraz farklı, çünkü bu sefer balona müdahale değil balonu yaratmakla suçlanıyor Fed. Özellikle, 2003-2006 yıllarında, Taylor kuralının öngördüğünden daha düşük politika faizi belirlemeye neden olan gevşek para politikasının, konut fiyatları balonunun oluşmasında büyük rol oynadığı iddia ediliyor. Elbette, başta bugünkü Fed Başkanı Bernanke olmak üzere bu iddiaya karşı çıkanlar var ve konut balonunun oluşumunda, Fed in rolü olmadığını savunuyorlar. Bunu söylerken, konut balonu ile ilgili olarak üç neden ortaya koyuyorlar: İpotekli konut kredisi taksitlerini azaltan yeni kredi ürünleri; kredi standartlarındaki gevşemenin konut piyasasına getirdiği yeni alıcı kitlesi; ve son olarak Hindistan ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerden Amerikan ekonomisi yönelen sermaye akımları. Diğer taraftan, bu suçlamalardan bağımsız olarak, krizi yönetmede Fed in 1929 buhranından ders aldığını ve şu ana kadar krizi başarıyla yönettiğini savunanlar

da mevcut. Bu fikrin taraftarlarının temel tespiti 2007-2009 finansal krizinin henüz bir depresyona dönüşmediği, ve dönüşmeyeceği, bu olumlu durumun ise Fed in krizi yönetmedeki başarısının sonucu olduğu yönünde. Belki de yönündeydi demek daha doğru olacak. Sadece ABD için konuşursak, ikinci dip tehlikesinin ortadan kalkmadığı, Rogoff gibi iktisatçıların büyük buhran dan sonra, ikinci büyük daralmadan bahsettiği bir ortamda elbette, bu tespitlerin geçerliliği kısıtlanmakta. Yine de, Fed in kriz yönetimini başarılı bulanların gözlüğünden bakıldığında başarı hikayesi nedir diye sorarsak, geleneksel ve geleneksel olmayan politikaların etkili kullanımı cevabını alırız. Hatırlarsanız, Ağustos 2007 de Fed, ABD ekonomisinin görece güçlü olduğu bir döneme denk gelen krize, politika faizini 50 baz puan indirerek cevap vermişti. Bu ise, canlı bir ekonomi ve artan enflasyon karşısında pek olağan bir durum değildi. Fed, politika faizi indirimlerine, Nisan 2008 deki 200 baz puan indirimin ardından, Aralık 2008 de son verdi. Çünkü artık hedef aralığı %0-%0,25 aralığına gelmişti. Bu durumda bir sıfır-alt-sınır problemi oluştuğu için artık geleneksel para politikasının sınırlarına ulaşılmış oldu. Fed in buna çözümü, geleneksel olmayan para politikasına yönelim şeklinde gelişti. Bu çerçevede, kredi kanalına yönelik olarak miktarsal genişleme sürecini başlattı, beklentiler kanalına yönelik olarak düşük politika faizi uygulamasının uzunca bir süre devam edeceğini her fırsatta kamuoyuna iletmeye başladı ve ayrıca kredi spreadlerini daraltmak amacıyla büyük miktarlarda uzun dönemli tahvil ve özel sektör kağıdı alımına yöneldi. Para politikasında bu uygulamaları yeterli görmediği için de, bunlara ilaveten piyasalara yönelik bir çok likidite kolaylığı yarattı. Tabii, başarılı olduğuna inanılan bu uygulamaları burada sıralarken, bu uygulamaları destekleyen, Amerikan Hükümetinin sorunlu finansal kuruluşlar ve reel sektör şirketlerine yönelik kurtarma operasyonları ve uyarıcı maliye politikalarını da aklımızın bir kenarında tutmak gerek. Tüm bunların sonunda bugün gelinen noktaya baktığımızda, mevcut göstergelerin, para politikalarının krizi yönetmede, elbette agresif maliye politikalarının yardımıyla, başarı sağladığı fikrini desteklediğini görmekteyiz. ABD ekonomisinde büyüme %2 lerin altında seyretmekle ve potansiyel çıktı eğiliminin altında kalmakla beraber, belirgin bir daralma eğilimi henüz gözlenmiyor. Tüketici güveni düşüyor, işsizlik azalmıyor, ancak tüketici harcamaları ve şirket harcama ve yatırımları resesyonu engelleyecek kadar da olsa artmaya devam ediyor. Kredi spreadleri oldukça düşük ve kredi standartlarında gevşeme devam ediyor. Kısaca, Dünya Bankası Başkanı Sayın Zoellick in birkaç gün önce söylediği gibi para politikası, gerçek bir çözüm için zaman kazandırmaya devam ediyor, ki 1929 buhranı ile karşılaştırılınca bu önemli bir başarı. Buraya kadar sorun yok, rahatlıkla diyebiliriz ki, kriz yönetiminde para politikası büyük öneme sahip. Peki küresel krizin bugünkü aşamasında, sorunlar burada bitiyor mu? Maalesef, buna cevabım hayır şeklinde olmak zorunda. Kriz yönetimi açısından bir başarı varsa bile, bugün, sadece ABD ekonomisi perspektifinden bile, birçok problemin önemini koruduğu ve yeni problemlerin oluşmaya başladığı açıkça görülmekte. Bir dolar likidite bin ayıp örter olsa da, altta yatan sorunlar henüz çözülememiş durumda. Hanehalkları, şirketler ve finansal kuruluşların bilançoları tam olarak düzeltilemediği gibi, sorunlar devlet bilançolarına aktarılmış halde. ABD ülke notu 70 yıllık dönemde ilk kez indirilmiş bulunmakta ve üstelik, küresel ekonominin geldiği aşama itibarıyla, AB kaynaklı bir bulaşmanın etkileri öngörülmesi

zor tehlikeler taşıyor. Diğer bir deyişle, krizden çıkış, krizin çözümü için, maliye politikasının yanısıra, para politikasının optimal karışımının işe yaraması umudu pek anlamlı gözükmüyor. Kenneth Rogoff un ifade ettiği gibi, alacaklılardan borçlulara iflas; finansal sistem üzerinde devlet müdahaleciliği; ya da enflasyon yoluyla, servet transferi olmadan küresel ekonomide bu kriz aşamasından kolay bir kaçış görünmemekte. Yine tarihe ve para politikalarının en önemli ilklerine sahip ABD ekonomisine dönersek, 1929 buhranından çıkışı, alınan tüm para ve maliye politikası tedbirlerinin durduramadığı serbest düşüşün çözümünü, Rogoff un sözünü ettiği gibi, yeniden yapılandırma ve finansal yeniden düzenleme yönündeki kararlı ve hızlı tedbirlerin sağladığını açık olarak gözlemleyebiliriz. Büyük buhranın son günlerinde, döneminin ilk 100 gün icraatlarının önemli bir bölümünü bankacılık sistemindeki sorunlara odaklamış bulunan Roosevelt, 6 Mart 1933 te ulusal düzeyde tüm bankalarının faaliyetlerini durduran bir karar yayınlar. Ardından, 9 Mart 1933 te, 24 saatten az bir sürede yasalaşan, acil durum bankacılık yasası 13 Mart 1933 te yürürlüğe girer. Yasa uyarınca, A, B ve C sınıfları olarak tasnif edilen bankalardan sadece A sınıfı olanların yasanın yürürlüğe girdiği tarihte açılmasına izin verilir. B sınıfı bankaların hizmete girmeleri için uzun bir yeniden yapılandırmadan geçmeleri şart koşulur. C sınıfı bankalar ise kapılarını tamamen kapatmak zorunda kalırlar. Böylelikle, makro çerçevedeki ve mikro temellerdeki bozukluk, doğrudan bir müdahale ile düzeltilir ve özellikle para politikasının uzmanlık alanına dönmesi sağlanır. Buradan bugüne taşınabilecek önemli çıkarımlar mevcuttur. Birincisi, para politikası kriz yönetiminde önemli ve etkilidir. Ancak kriz uzun dönemli ve derin nitelikte ise ve makro çerçeve ve mikro temellerden kaynaklanıyorsa, çözüm, vakit kazanmayı vakit harcamaya çevirmeden sadece bu konulara doğrudan müdahale yoluyla sağlanabilmektedir. Elbette, bu tür müdahaleler için gerekli siyasi güce sahip olmak ve gerektiğinde siyasi intihara razı olmak koşuluyla. İkincisi, para politikalarının etkinliği ve kredibilitesi açısından merkez bankası bağımsızlığı önemli ve gereklidir. Özellikle, geçmiş tecrübe, yüksek belirsizlik ortamında fiyat istikrarının sağladığı otomatik dengeleme potansiyeline işaret ettiğinden, bağımsızlık ön koşul niteliğini korumaya devam etmektedir. Üçüncüsü, benzer krizlerin oluşumunu engellemede para politikasının sadece fiyat istikrarını değil, finansal istikrarı da hedeflemesi büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda, para ve kredi alanlarındaki gelişmelerin merkez bankalarının radarında izleniyor olması gerekmektedir ve varlık fiyatı balonlarına, patlamadan, oluşumunu kontrol edici yönde müdahale edilmesinde büyük yarar vardır. Bu tür balonların, patlaması sonucu oluşan krizlerin maliyetleri maalesef halen gözlemlemeye devam ettiğimiz şekilde çok ağır olmaktadır. Bu üç çıkarım açısından baktığımızda, ülkemizde politika yapıcıların, dünyada oluşan tecrübenin ortaya koyduğu bu derslere büyük önem atfettiklerini görmekteyiz. Merkez Bankamızın bağımsızlığı tüm kesimlerce önemsenmekte ve bu konuda herhangi bir geri adım arzu edilmemektedir. Ayrıca, Merkez Bankamız, başarıyla sürdürdüğü fiyat istikrarı odaklı para politikasına, finansal istikrara yönelik unsurları da eklemiş durumdadır. Para politikasının yapısal nedenlere dayalı krizleri çözme yeteneğine ilişkin anlayış açısından mesele baktığımızda ise, 2000-2001 tecrübesinin yansımalarını görmekteyiz. Şu anda, mevcut verilerle, tüm dünyaya başarı öyküsü olarak sunduğumuz ekonomik koşullarda kriz sinyalleri gözükmemekte ve umuyoruz ki gözükmeyecek de. Ancak, kendi kriz tecrübemiz, diğer araçların desteği altında bile, para politikalarına dayalı kısa dönem toplam talep yönetimi yaklaşımlarının, 2000-2001 yıllarındaki türden krizlerden çıkışı sağlayamayacağı dersini

hafızalarımıza kazımış durumda. Bir başka ifadeyle,artık biliyoruz ki, siyasi kredibilitenin, kamu kredibilitesinin sağlanmadığı durumlarda, merkez bankası kredibilitesi krizden çıkışı sağlamıyor. Sonuçta, bağımsız da olsalar, merkez bankaları, kamu politika yapıcılığının bir parçası ve itibarları, gücünü özgür ve demokratik toplumsal süreçlerden alan siyasi otoritenin itibarının bir uzantısı. Bu konulara, bugünkü konferansta, değerli konuşmacılar tarafından daha detaylı ve teknik bir yaklaşımla geniş bir şekilde yer verileceği inancıyla konuşmama son verirken, TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırmalar Forumu tarafından düzenlenen bu konferansın, geniş kesimlerin merkez bankacılığı ve para politikası algılamalarına katkıda bulunacağını ümit ediyor, bizlere bu önemli konuda bilgi paylaşım ve etkileşim ortamı yarattığı için EAF yöneticileri ve çalışanlarına, tüm konuşmacılara ve katılımlarınız için sizlere teşekkür ediyorum.