Ekmelüddîn Bâbertî yi Keşif Yolunda I.Ekmelüddîn Babertî Sempozyumu

Benzer belgeler
KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Sosyal Bilimler Enstitüsü

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

- kalp ile tasdikte. Abstract

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

T.C. VELÎ SEMPOZYUMU. Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN KASTAMONU

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Nübüvvetin Tanımı ve Vehbîliği Meselesi

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

SELEF VE SELEFİLİK Perşembe, 02 Mayıs :01

Kâşif Hamdi OKUR, Ismanlılarda Fıkıh Usûlü Çalaışmaları: Hâdimî Örneği, İstanbul: Mizah Yayınevi, 2010,

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Ekmelüddîn Bâbertî yi Keşif Yolunda I.Ekmelüddîn Babertî Sempozyumu

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

ﺐ ﺋﻟﺬﺮﻟ ﻼﺻ ﺔﻋﺪ ﺑ «ﺔﻴ ﻟ ﺘﺮ ﺔﻐﻠﻟﺎ ﺑ» ﺪﺠﻨﻟﻤ ﺢﻟﺎﺻ ﺪﻤﻣﺤ ﺪﻤﻣﺤ ﻴﻦﻫﺎﺷ ﻢﻠﺴﻣ ﺔ : ﺟﻤﺮﺗ ﻞﻴﺒﻧ 1 2 ﺔ:ﻌﺟ ﺮﻣ

HİZMETE ÖZEL. T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

وجوب معرفة العقيدة الا سلامية

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞI EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DERSLER KATALOĞU. Dersin Optik. Kredi AKTS. Ulus.

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Kelâm ve Mezhepler Tarihi II

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ

görüşüyle Maturidi'den ayrılmış olmaktadır. Zira Maturidi, Allah'ın bir ilim

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ GÜZ DÖNEMİ SINAV PROGRAMI

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :27

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

İLETİŞİM BİLGİLERİ EĞİTİM BİLGİLERİ AKADEMİK GÖREVLER

Ders Kodu Kredi AKTS Ders Adı Sınıf Dönem Grup Ders Tipi DERS DÖNEMİ - 1.YARIYIL (GÜZ YARIYILI)

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Transkript:

Ekmelüddîn Bâbertî yi Keşif Yolunda I. Ekmelüddîn Bâbertî Sempozyumu 28-30 Mayıs 2010 Editör Selçuk Coşkun BAKÜTAM Bayburt Kültürü ve Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi

2014 Bayburt Üniversitesi Rektörlüğü Bu eserin tüm yayın hakları, Bayburt Üniversitesi Rektörlüğüne aittir. Yayıncının yazılı izni olmadan kısmen veya tamamen basılamaz, çoğaltılamaz ve elektronik ortama taşınamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Bu kitapta yer alan tüm yazıların dil, bilim ve hukuk açısından sorumluluğu yazarlarına aittir. ESER ADI : Ekmelüddîn Bâbertî yi Keşif Yolunda I.Ekmelüddîn Babertî Sempozyumu BAYBURT ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI NO : 5 ISBN NO : 978-605-61893-5-7 Tasarım : Muhammet S.KARACA Baskı : Zafer Ofset Yenikapı Caddesi No.1 25100 Yakutiye / ERZURUM 0442 234 22 85

BİR MÜTEKELLİM OLARAK EKMELÜDDİN EL-BÂBERTÎ VE TAHAVİ AKİDESİ ŞERHİNİN DİĞER ŞERHLERLE MUKAYESESİ İbrahim Coşkun Giriş Ekmelüddîn Muhammed b. Muhammed el-bâbertî, muhtemelen 710/1310 dan sonraki bir tarihte doğmuştur. Memle keti olan Bayburt a (Arapça kaynaklarda Bâbirt) nisbetle Bâbertî, Anadolu ya nisbetle Rûmî, Mısır da (Kahire) vefat etmiş olması sebebiyle de Mısrî nisbeleriyle anılmaktadır. Âlimlerden bazılarının onu Bağdat yakın larındaki Bâbertâ köyüne nisbet etme leri, buradan yetişen âlimlerin de Bâber tî nisbesiyle anılmış olmalarından kaynaklanmaktadır. Rûmî nisbesi de onun Bâbertâ ya değil Bayburt a nisbet edil mesi gerektiğini teyit etmektedir. Bâbertî tahsil hayatına Anadolu da başlamış, daha sonra Halep te ve Kahire de sürdürmüştür. Bâbertî Kahire de Ebû Hayyân el-endelüsî, Mahmûd b. Abdurrahman el-isfahânî, İbni Kudâme el- Makdisî ve Kâkî gibi meşhur âlimlerden ders almıştır. Fıkıh ilminde ders aldığı hocaların silsilesi Ebû Yûsuf a kadar uzanmaktadır. Kaynaklarda onun Seyyid Şerif el-cürcânî, Molla Fenârî ve Bedreddîn Simâvî gibi tanınmış âlimlere ders verdiği anlaşılmaktadır. 1 Bâbertî, sağlam ve tutarlı bir âlim kimliğine sahip olmuştur. Kendisine defalarca yapılan kadılık tek liflerini reddetmesine rağmen devlet yö neticileriyle 1 Katib Çelebi, Mustafa bin Abdullah, Keşfü z-zünûn an Esâmi l-kütüb vel-fünûn, Daru l-kütübi l-ilmiyye, Beyrut, 992, s. 1247; Taşköprüzade, Miftahu s-saadeh ve Misbahu s-siyadeh f î Mevzuati l-ulûm, Kahire 1968, II,269-270.

194 İbrahim Coşkun iyi ilişkiler kurabilmiş, Sultan Berkuk ve Emîr Şeyhû dan büyük saygı görmüştür. Emîr Şeyhû tarafın dan, yaptırılan hankâhın (Şeyhûniyye) meşihatlığına getirilmiş olması ve ömrünün sonu na kadar burada öğretim faaliyetlerini sürdürmesi bunun bir delilidir. 19 Ramazan 786 da (4 Kasım 1384) öldüğünde de bu hankâha defnedilmiştir. Bununla birlikte Bay burt yöresi halkı kabrinin Aşağıkırzı (Bay burt) köyünde olduğuna inanmaktadır. 2 Ekmelüddîn Muhammed b. Muhammed el-bâbertî çok yönlü bir İslâm âlimidir. Daha çok Fıkıh, Kelâm, alanında derinleşmiş ve bu alanda pek çok eser telif etmişse de Hadis, Arap Dili ve Beleğatı alanlarında da önemli eserler vermiştir. el-irşad fi Şerhi Fıkhı l-ekber, Şerhu Umdeti l-akaid li n-nesefi, el- Maksad fi l-kelâm gibi itikât ve kelama dair eserlerini dikkate aldığımızda onun Maturidî itikad ekolünün muhakkik ve şârihlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle onun Şerhu Akideti Ehli s-sünneti ve l-cemaati adlı Tahavî akidesi ile ilgili şerhi, büyük öneme haizdir. Bilindiği üzere Selef-i Salihinin metoduna göre İslâm inanç sistemini belirlemede Tahavî akidesinin önemi büyüktür. Zira birçok itikadî ekol, tesis ettikleri metodun Selef in metodu olduğunu söylemekle birlikte bunda isabetli olamamışlardır. İmam Tahavî nin bu konuda daha isabetli olduğu, Selef in büyük çoğunluğunun takip ettiği yola uygun bir metot belirlediği ve buna uygun önermelerde bulunduğu muhakkik âlimler tarafından belirtilmektedir. Tahavî nin bu konumunu bilen pek âlim, onun akait metnini şerh ederek Selef in itikat sistemini açıkladıklarını ifâde etmişlerdir. Bu maksatla Tahavî nin ölümünden sonra başlamak üzere pek çok İslâm âlimi onun akait metnini şerh etmişlerdir. Biz tebliğimizde bir kelâm âlimi olarak Bâbertî nin öne çıkan kimi kelami görüşlerini sunduktan sonra onun Şerhu Akideti Ehli s-sünneti ve l-cemaati adlı şerhi ile diğer şerhleri karşılaştıracağız. 1- Bir Mütekellim Olarak Ekmelüddîn Bâbertî Bâbertî nin Kırkı aşkın eseri bulunmaktadır. En çok fıkıh alanında eserler telif ettiğini dikkate aldığımızda öncelikle O nun bir fakih olduğunu belirtmeliyiz. Fakat o bir Hanefi fakihidir. Hanefi fakihlerinin temel özelliklerinin kitap ve sünnet başta olmak üzere nakli delillere gereken değeri vermekle birlikte naklî delillerin anlaşılmasında akla önemli bir rol vermiş olmalarıdır. İslâm düşüncesinde akıl-vahiy dengesini en iyi bir şekilde Hanefi-Maturidî gelenek içerisinde yetişen âlimler gerçekleştirmişlerdir. Onlar müstakil bilgi kaynağı olarak 2 Arif Aytekin, Babertî, DİA, İstanbul,1991, IV,377-378.

Bir Mütekellim Olarak Ekmelüddin El-Bâbertî 195 akla lâyık olduğu değeri vermişler, Sahabenin son dönemlerinden itibaren İslâm düşünce tarihinde oluşmaya başlayan kûfe merkezli Ehl-i rey ile Medine merkezli Ehl-i hadis kutuplaşmasında Ehl-i rey safında yer almışlardır. Onların Ehl-i rey safında olmaları kelamî konulara uzak kalmadıklarının bir göstergesidir. el-fıkhu l-ekber, Ebu Hanife nin ilk yazdığı risalelerden biridir. Eserin adında fıkıh kelimesi geçse de bu eser akaid ile ilgilidir. Ebu Hanife kelâmı ve fıkhı birlikte tanımlayarak şöyle söylüyor: Fıkıh, kişinin lehindeki ve aleyhindeki itikadî ve ameli hükümleri bilmesidir. Bu hükümlerden itikatla ilgili olanlar el-fıkhu l-ekber dir. Amel ile ilgili olanlar ise fikıh tır. Usulu d-din yani kelâm ile ilgili fıkıh, furu yani ibadet ve amel ile ilgili fıkıhtan daha önemlidir. 3 Ebu Hanife İslâm inançları ile ilgili konulara el-fıkhu l-ekber adını vererek akaid ve kelâm ilminin önemine ve derecesinin yüksekliğine dikkat çekmiştir. Ona göre kelâm ilmi, diğer ilimlerin ötesinde bir fazilete sahiptir. Çünkü fıkhın meşruiyeti kelâm ilmine bağlıdır. Çünkü kelâm ilmi ile Şari/Allâh Teâlâ bilinir. Aynı zamanda bu ilimle mükellefe şeraitin kaynağının Allâh Teâlâ olduğuna inanmanın şart olduğu öğretilir. Böyle olunca kelâm yani el-fıkhu l- Ekber usul/temel, fıkıh ise furu olmaktadır. 4 İyi bir fakih olabilmek için zaten temel kelâmî konuların bilinmesi gerekmektedir. Hüsün- kubuh, illet-malul, sebeb-müsebbeb konuları fıkıh ve kelâmın ortak konularından bazılarıdır. Şafiî gelenekte bu durum böyle değildir. Bunun içindir ki ilk dönem Şafiî fakihlerin eserlerinde yukarıda zikrettiğimiz fıkıh ve kelâmın ortak konuları yoktur. Ancak müteahhirîn Eş arî fakihler bunun büyük bir eksiklik olduğunu görerek bu konuları da kitaplarına dâhil etmişlerdir. 5 Bunda İmam eş-şafiî nin kelâm karşıtı bir söylem geliştirmesinin önemli bir etken olduğunu söylemek mümkündür. Yukarıda adı geçen kelamî konularla fıkıh konularının ayrılmaz bir bütün olduğunu gören Hanefi fakihlerinin büyük çoğunluğu kelamî konularla ilgilenmişler bir kısmı da bu alanda ciddi eserler telif etmişlerdir. Bu gün burada sempozyum vesilesiyle hayır ve rahmetle yâd ettiğimiz Ekmelüddîn el-bâbertî de bunlardan biridir. Telif ettiği kırkı aşkın eserden dokuz tanesinin kelâm ve akaid ile ilgili olması, onun iyi bir mütekellim olduğunun göstergesidir. 3 Kemaluddin Ahmed el-beyadî, İşaratu l-imam min İbarâti l-imam, İstanbul, 1949, s. 28-29 4 Hasan eş-şafiî, el-medhal ilâ Diraseti İlmi l-kelam, Karaçi, 1988, s. 10-11. 5 Bkz. Seffeddin el-amidî, el-ihkâm fi Usuli l-ahkam, Beyrut 1983.

196 İbrahim Coşkun Ekmelüddîn Bâbertî nin Akaid ve Kelâm Kitapları Şunlardır: 1-Şerhu Akideti Ehli s-sünneti ve l-cemaa, Tahkik, Arif Aytekin, Kuveyt, 1409/1989. (Yazma nüshaları: Amucaca Zade 1/212; Esad Efendi, 2/1259; İsmail Paşa 2/689) 2-el-irşâd fi Şerhi Fıkhı l-ekber, (Yazma Nüshalar: Ayasofya 1384; Muhammed Ağa Camii 72; Hacı Mahmut Efendi 1/13) 3- Şerhu Umdeti l-akaid li n-nesefi, (Yazma Nüsha: Amuca zade 2/312) 4- el-maksad fi l-kelâm (Yazma Nüshalar: Ayasofya 1384; Biztu paşa 25/647) 5- Hâşiyetu ala Tecridi l-akaid, (Hediyyetu l-arifin) 6- Akidetu Tusi, (Keşfu z-zunun, s. 1158) 7- Risaltü Ehli l-ehva ve l-bida, (Yazma Nüsha: lale İsmail paşa 18/806) 8- et-takrîr ala Usuli l-pezdevî, (Damat İbrahim Paşa 459, Reisu l-kitab 382, el-fevaidu l-behiyye 195. ) 9- Şerhu Menşeeti Nazar fi İlmi l-hilâf ( Keşfü z-zünûn, s. 1861) Yukarıdaki itikat ve kelama dair eserlerini dikkate aldığımızda Ekmelüddîn Bâbertî nin iyi bir Maturidî itikat ekolü muhakkik ve şârihlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi onun önemli bir mütekellim olduğunu Şerhu Akideti Ehli s-sünneti ve l-cemaati adlı Tahavî akidesi ile ilgili yazdığı şerhini tanıtarak ve yer yer diğer Tahavî şerhleriyle karşılaştırarak delillendirmeye çalışacağız: 2- Bâbertî nin Şerhu Akideti Ehli s-sünneti Ve l-cemaa Adlı Eseri Bâbertî niçin akaid ilmi adına Tahavî nin akaid risalesini seçip şerh etmiştir? Tahavî kimdir? Tahavî nin akaid risalesinin önemi nereden gelmektedir? Bu sorulara cevap vererek konuya girmeliyiz: Ebu Ca fer Ahmed b Muhammed b. Selâme el-ezdî et-tahavî, hicri 239 da Mısır da doğmuştur. O çocukluk döneminden itibaren Kâhire de tahsil

Bir Mütekellim Olarak Ekmelüddin El-Bâbertî 197 hayatını sürdürmüştür. Kahire ye gelen büyük âlimlerle buluşup onların ilimlerinden istifâde etmiştir. 300 den fazla hocasının olduğu söylenmektedir. Hocalarının birçoğu Tahavî ye medh ve senâda bulunmuştur. İmam Tahavî, önceden Şafiî mezhebinde iken, sonradan Hanefî mezhebini tercih etmiştir. Bu tercihinin sebebi, o zamanın cahillerinin Hanefi mezhebine saldırmasıydı deniyorsa da gerçek sebebin Tahavî nin hocası ve dayısı olan İmam Müzenî nin, devamlı İmam-ı Azam Ebu Hanife nin kitaplarına başvurup incelemesinden etkilenmiş olmasıdır. Ancak bu meyl cahilane, taassub içinde ve kuru bir taklit şeklinde değildir. Tahavî fıkıh, akîde ve hadis alanında önemli eserler yazmıştır. Bu eserlerden bir tanesi de Bâbertî nin şerh ettiği akaid metnidir. Tahavî, hicri 321 yılında Kahire de vefat etmiştir. 6 Yazdığı akaid risalesinin önemine gelince; Tahavî bu eserinde Selef-i Salihinin metoduna göre İslâm inanç sistemini belirlemeye çalışmıştır. Bilindiği üzere İslâm tarihide yaşanan bazı üzücü olaylardan sonra pek çok itikâdi ekol ortaya çıkmış fakat, bunların hepsi Selef in metodu takip ettiklerini söylemekle birlikte bunda isabetli olamamışlardır. Bâbertî nin akaid şerhinin kıymetini anlamamız için bu son söylediğimiz konuyu biraz açıklamamız gerekmektedir. Bunu açıklayabilmemiz için de öncelikle selef ile selefiyye kavramlarını izah etmeliyiz. Selef öncekiler demektir. Burada kast edilen ilk Müslüman nesillerdir. Her dinin müntesipleri için, ilk nesillerin ayrı bir değeri vardır. Çünkü onlar kendilerine kadar ulaşan dinin yayılıp gelişmesinde önemli fedakârlıklarda bulunmuşlardır. Bundan dolayı onlara karşı minnet ve saygı duyguları hissedilir. Hz. Peygamber in açıkça övdüğü gibi Müslümanların selef olarak kabul ettiği nesiller Sahabe, Tabiîn ve Etbau t-tabiîn neslidir. Yani Selef ilk üç nesil Müslümanlardır. Selef i faziletli kılan, onların belli bir zaman diliminde yaşamış olmaları değil, nübüvvet nuruna olan yakınlıklarıdır. Fakat fazilete nail olma dereceleri toptan olmayıp kişilere göre ve nübüvvet nurundan yararlanma durumuna göre değişmektedir. Özellikle İlk Nesil Selef in yaşadığı dönemde Arapça nın safiyetinin bozulmamış olması ve Sahabe nin, Hz. Peygamber in yanında yetişmiş olmanın getirdiği bir özellik olarak fıtraten teslimiyetçi bir yaklaşım ile inan- 6 İzzuddin İbn Esir el-cezerî, el-lübab fî Tehzibu l-ensâb, Beyrut, ts. I,99; Muhammed b. Abdurahman el-humeyyis, Akaid Dersleri Tahavî Şerhi, Çev. M. Emin Akın, İstanbul, 1994, s. 14.

198 İbrahim Coşkun maları ve dinî nasları yine Hz. Peygamberden edindikleri anlama kavrayışı ile isabetli bir şekilde çözümlemeleri, onlara aklî prensiplerin devreye girdiği her hangi bir metot kullanmaya ihtiyaç bırakmamıştır. Ancak sonraki dönemlerde durum yavaş yavaş değişmeye başlamış aklî ve felsefî delillerin de devreye sokulduğu metotların kullanılma mecburiyeti hâsıl olmuştur. Özellikle belli bir dönemden sonra mevzu/uydurma hadislerin çoğalması, İslâm a karşı muhalefet gösteren kesimlerin ortaya attıkları batıl düşünce ve inançlarla mücadele edebilmek için aklı devreye sokan metotların kullanılması zorunluluk arz etmiştir. 7 Fakat her toplumda rasyonel düşünme yerine nakle sarılmayı geçmişe bağlanmayı yaşam tarzı haline getirenler bulunmaktadır. İslâm toplumunda Selef sonrası başını Ahmet b. Hanbel in çektiği kendilerini selefiyye olarak tanıtan böyle bir topluluk oluşmuştur. Bunlar Selef içerisinde kendileri gibi düşünen az sayıdaki kişiyi örnek göstererek Selef in tamamının öyle olduğunu iddia etmişlerdir. Selef e olan sevgimiz ve saygımız, akl-ı selimden uzaklaşmamıza sebebiyet vermemelidir. Aşırı sevgi duygusuyla selef içerisindeki kimi âlimlerin uygulamalarının mezhepleştirilmesi, aslında Selef in tebliğ ettiği İslâm anlayışından bir nevi uzaklaşma anlamına gelir. Çünkü onlar yaşadıkları dönemde, dönemin sosyal şartları çerçevesinde İslâm ı evrensel bir din olarak algılamışlar ve ona göre hareket etmişlerdir. Hâlbuki Selefîler, etkili oldukları İslâm toplumlarında Selef in yaşadığı çağdaki uygulamalarını dondurmuşlar, sonra da o uygulamaları mezhepleştirerek İslâm ı bölgesel ve kapalı bir toplumun dini haline getirmeye çalışmışlardır. Allâh ın gönderdiği ayetlerin bir kısmını muhkem bir kısmını da müteşabihtir. Fahreddîn er-râzî nin ifâde ettiği gibi Kur ân ayetlerinin pek çoğunun müteşabih ayetlerden oluşması, Allâh ın insan aklına verdiği değeri gösterir. Âlimler, muhkem ayetlerin ve oluşturdukları bilgilerin ışığında, sürekli müteşabih ayetleri düşünerek yaşadığı dönemde Kur ân ın kendilerine rehber olmasını sağlayacaklardır. O halde Selefiyye nin akla karşı güvensiz davranması, müteşabih ayetleri asla dokunulmaması gereken yasak alanlar olarak değerlendirmesi, kabul edilebilir bir durum değildir. 8 Selefiyye nin ayet ve hadisleri parçacı bir yaklaşım sergileyerek kendilerine göre yorumlamaları sığ bir din yorumuna sebebiyet vermiştir. Özellikle bid at kavramına yükledikleri anlam, kültürden sanata hayatın pek çok alanında 7 Hasan Mahmud eş-şafiî, age., 46-53. 8 Bkz., İbrahim Coşkun, Kelam Karşıtı Ehl-i Sünnetin Usulu d-din Yorumu ve Bu Yorumun Açmazları, Marife Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 3, Konya, 2005.

Bir Mütekellim Olarak Ekmelüddin El-Bâbertî 199 Müslümanları pasif bir hayat anlayışına sürüklemiştir. Selefî düşünce mensupları, zaman zaman İslâm ın iyiliği emretme kötülüğü yasakla ilkesini kendilerince yorumlayarak İslâm ı tebliğ etme, yaşama ve yaşatma adına yasakçı, bazen de şiddete başvuran uygulamalar sergilemektedirler. Bu durum barış dinî olan İslâm ı şiddet dini olarak görmek isteyen çevrelere de fırsat vermektedir. Son zamanlarda ortaya çıkan şiddet olaylarının kimi Müslüman örgütlerle ilişkilendirilmesi, bu örgütlerin fikrî zemininde selefîliğin olduğu kanaatine varılması, son dönemde bu düşünceyi yeniden İslâm ve dünya kamuoyunun gündemine taşımıştır. İmam Tahavî nin akaid metni Selefiyye nin akıl karşıtı anlayışını değil, Selefin büyük çoğunluğunu takip ettiği inanç sitemini ifâde etmektedir. Bu konuda âlimler arasında genel bir kanaatin olduğu bilinen bir gerçektir. Tahavî nin bu konumunu bilen pek çok şârih, onun akaid metnini şerh ederek Selef in itikat sistemini açıkladıklarını ifâde etmişlerdir. Bu maksatla Tahavî nin ölümünden bir müddet sonra başlamak üzere günümüze kadar pek çok şerh yapılmıştır. 9 Yapılan şerhlerin genel olarak iki farklı eğilime göre tezahür ettiğini söylememiz mümkündür. Bunlardan birincisi selefi, ikincisi ise mütekellimlerin eğilimini yansıtmaktadır. Selefîler objektif bir tavır sergilememiş, kendi din yorumlarının geniş kitlelere ulaştırılmasında İmam Tahavî nin akait ile ilgili risalesini meşrulaştırıcı bir araç olarak kullanmışlardır. Mesala Hanefî olarak bilinen İbni Ebi l-izz in Tahavî şerhi bunlardan biridir. İbni Hacer el-askalânî, İbni Ebi l-izz in Hanefî usulünden uzaklaşıp Selefiyyeye yaklaşması nedeniyle dönemin Hanefi âlimleri tarafından eleştirildiğini dile getirmektedir. 10 Ebu l-izz esasen bu yaklaşımını Tahavî akidesine yaptığı şerhte ortaya koymuştur. O, söz konusu şerhi, İbni Teymiye nin Minhâcu s-sunne ile Muvâfakatu sarihi l-ma kul li sahihi l-mankul diye adlandırdığı kitaplarından esinlenerek yapmıştır. Bâbertî nin yaptığı Tahavî akidesi şerhi ise daha çok kelamî bakış açısıyla yapılmıştır. Kanaatimizce Tahavî, yazdığı akait metni ile Selef in çoğunluğunun görüşünü yansıtmıştır. Bâbertî de bu akait metnine yazdığı şerh ile yaşadığı çağda ortaya çıkan bir takım şüpheleri gidermek maksadıyla Tahavî nin akaid metnini esas alarak yeni yorumlar getirmiş ve bazı konularda ilave bilgiler sunmuştur. 9 Yapılan şerhler için bkz., el-kazî el-ecel İsmail b. İbrahim eş-şeybanî nin el-beyan itikadu Ehli s-sünneti ve l-cemaa, giriş s. 10-11. 10 Bkz. İbn Hacer el-askalânî, İnbâi l-ğumri bi Ebnâi l-umri fi t-târîh, 1969-1998, Kahire, II, 96.

200 İbrahim Coşkun Bâbertî nin Şerhu Akideti Ehli s-sünneti ve l-cemaah adlı Tahavî akaidi şerhinin yazma nüshalarına birçok kütüphanede bulmak mümkündür. Eser Arif Aytekin tarafından tahkik edilmiş ve Kuveyt Evkaf Bakanlığı tarafından 1409/1989 yılında basılmıştır. Eser muhakkikin yaklaşık 18 sayfalık takdim yazısıyla birlikte 157 sahifedir. 11 3- Bâbertî Şerhi ile Diğer Şerhlerin Mukayesesi Bâbertî nin akaid şerhini İbni Ebi l-izz in, Şerhu l-akideti t-tahaviyye, el-kazi el-ecel İsmail b. İbrahim eş-şeybanî nin el-beyan itikadu Ehli s-sünneti ve l-cemaa 12 ve Çağdaş Âlimlerden Muhammed b. Abdurrahman el-mümeyyis in Akaid Dersleri Tahavî Şerhi 13 adlı şerhlerle karşılaştırmayı amaçladık. Hicri 629 yılında vefat etmiş Hanefi fakihlerinden biri olan eş-şeybanî ile Bâbertî nin şerhleri birbirine benzediği, el-mümeyyis in Akaid Dersleri Tahavî Şerhi adlı eseri de İbni Ebi l-izz in şerhinin bir özeti konumunda olduğundan biz daha çok Bâbertî şerhi ile İbni Ebi l-izz şerhini karşılaştırmayı uygun bulduk. Bâbertî hicri 712-786 yılları arasında, İbni Ebi l-izz ise 731-792 yılları arasında yaşamıştır. Yani bu iki İslâm âlimi aynı dönemde yaşamışlardır. Fakat onların İslâm ı anlama ve yorumlama metotları biraz farklıdır. Bâbertî, Hanefi- Mâtürîdî çizgidedir. İbni Ebi l-izz ise Hanefi olarak bilinmesine rağmen selefi çizgiye daha yakındır. Bu görüş farklılığını şerhlerde açık bir şekilde görmek mümkündür. Tahavî akidesi metni yaklaşık iki-üç sahifedir. Bâbertî nin buna yaptığı şerh yukarıda iade ettiğimiz gibi yaklaşık 150 sayfalık bir eserdir. İbni Ebi l- İzz in şerhi ise Bâbertî nin şerhine nisbetle yaklaşık üç kat daha hacimlidir. Şârihler bu metni 105-136 arası konu başlığı olacak şekilde bölerek açıklamışlardır. Bâbertî, şerhine usûlu d-din yani kelâm ve akaid ilminin önemine dikkat çekerek başlıyor. Ona göre bu ilim, ilimlerin en yücesi, tahsil edilmesi bakımından en öncelikli ve gerekli olanıdır. Çünkü dinin özünde Allâh inancı vardır. O halde marifetullah ile ilgili ilim, en şerefli ilimdir. Bu konuda farklı anlayışların zuhur etmesiyle birlikte Kuran ve sünnete en uygun yolu Ehl-i sünnet 11 Ekmelüddin el-babertî, Şerhu Akidetü Ehli s-sünneti ve l-cemaa, tah. Arif Aytekin, Kuveyt, 1409/1989 12 Şeybanî, age. 13 Hummeyyis, age.

Bir Mütekellim Olarak Ekmelüddin El-Bâbertî 201 ve l-cemaat âlimleri belirlemişlerdir. Tahavî akidesi bu inanç sistemini derli toplu vermektedir. Kendisi bunu şerh ederek biraz genişletmek istemiştir. 14 İbni Ebi l İzz de usûlu d-din ilminin önemine ve gereğine dikkat çekerek başlıyor; fakat hemen akabinde bu konuda kelâmî konulara girmenin, akla güvenmenin ve tevile yönelmenin doğuracağı tehlikeleri sıralıyor. 15 Bu kelâm karşıtı yaklaşımını Selef ulemasının bütününün görüşü olarak vurguluyor. 16 Hâlbuki bu doğru bir tespit değildir. İbni Ebi l İzz, sadece ayet ve hadislerle farklı din ve kültür mensuplarıyla, felsefi donanıma sahip maniheistlerle ve zındıklarla mücadele edilemeyeceğinin farkında değildir. Kaldı ki Ehl-i sünneti amme yani Eşarî ve Maturidî âlimleri bunun farkına varmışlar Selefiyyenin şiddetle reddettiği mutezilenin o akılcı metodolojisini ıslah ederek kullanmışlardır. İbni Ebi l İz in bu bağlamda tasavvufa da karşı çıktığını hatırlatmalıyız. 17 Daha enteresan olan durum Şârih in Tahavî akidesini kendisi gibi şerh etmeyenleri eleştirmesi ve onları Tahavî nin itikada yönelik görüşlerini istismar etmekle suçlamasıdır. 18 İbni Ebil İzz selefî âlimlerin özellikle hassasiyet gösterdiği konulara geniş yer ayırmıştır. Mesela Allâh ın sıfatları, Allâh ın arşa istiva etmesi, Allâh ın eli, Allâh ın gelmesi vb haberi sıfatlara geniş yer vermekte bu konuları Selefiyyenin görüşleri çerçevesinde detaylı olarak açıklamıştır. 19 Kur ân ın bildirdiği ulûhiyet inancında ıspat ve nefiy dengeli bir şekilde verilirken Selefî âlimler, nefiy ya da tenzihdeki aşırılığı daha tehlikeli gördükleri için mutezile ile Hıristiyanlığı karşılaştırıyorlar, Mutezileyi tenzihte aşırıya kaçmakla suçlayıp onlara muattıla yani Allâh ın sıfatlarını kaldıranlar adını veriyorlar. Hatta bu noktada Hıristiyanların teşbihte vardıkları aşırılığın Mutezileye göre daha hafif kaldığını söylüyorlar. Hâlbuki bu insaflı ve objektif bir yaklaşım değildir. Benzeri bir yaklaşımı İbni Ebi l İzz in Tahavî şerhinde de görmekteyiz. 20 Selefiyye nin hassas olduğu konulardan biri de evliya türbeleri ve peygamber kabirleri yanına yapılan mescitlerdir. İbni Ebi l İzz bunu bir şirk eylemi 14 Babertî, age., s.19-20. 15 İbn Ebi l-izz, age., s. 29 vd., 75, 202-209 16 İbn Ebi l-izz, age., s. 72 17 İbn Ebi l-izz, age., s. 74 18 İbn Ebi l-izz, age., s. 76 19 İbn Ebi l-izz, age., s. 131 vd. 20 İbn Ebi l-izz, age., s. 124 vd

202 İbrahim Coşkun olarak değerlendiriyor ve bunların lanetlendiğini iddia ediyor. 21 Yine İbni Ebi l İzz Kur ân ın mahluk olduğunu iddia eden Mutezileyi eleştirirken bu konuda ortaya çıkan bütün görüşleri verdikten sonra Ahmet b. Hanbel vb. Selefi âlimlerin Kur ân harflerini bile mahluk saymayan görüşleri ön plana çıkarmaktadır. 22 Selefiyye Kur ân ın Mushaflara yazılan harflerin dahi mahluk olmadığını söylüyor. Hâlbuki bu konuda Maturidî mütekellimler başta olmak üzere pek çok âlim kelâm-ı nefsî ve kelâm-ı lafzi ayrımına giderek sesler ve harflerden oluşan Kur ân ın (kelâmı lafzi) mahluk olduğunu, kelâm-ı lafzi ile Hz. Peygambere ve ondan da insanlara ulaşan mananın/kelâm-ı nefsinin ise mahluk olmadığını kabul etmişlerdir. Bâbertî nin bu konularda Hanefî-Maturidî yorumları dikkate aldığını için zaman zaman Haşviyye nin görüşlerini eleştirmektedir. 23 Muteber dil âlimlerinin görüşlerine ağırlık veren Babrertî şerhinde aşırı uç yorumlar hariç, diğer farklı görüş sahiplerine karşı sert bir üslup kullanmazken aynı durumu İbni Ebil İz de görülmemektedir. 24 Sonuç ve Öneri Teşekkülünden itibaren Kelâm ilmi dinamik bir yapı sergilemiştir. İslâm akaidini tebliğ etme ve ortaya çıkan şüpheleri bertaraf etme bakımından bu durum son derece önemlidir. Modern çağda ortaya çıkan ve doğrudan dini inançları etkileyen en önemli konular insanın özgürlüğü ile alakalı konulardır. Ateist düşünce akımları dinleri, insan aklını köreltmek, onun özgürlüğünü kısıtlamak ve pasif bir yaşam tarzına sürüklemekle suçlamışlardır. Bu düşüncelerini geniş kesimlere benimsetebilmişlerdir. Bunun içindir ki tarihin her döneminde marjinal grupların görüşleri durumunda olan ateizm/ilhad modern çağda oldukça yaygın hale gelmiştir. Bu durum esasen Batı toplumlarında yaşanmışsa da kısmen Müslümanlar arasında da etkili olmuştur. Fikren bu durum 20. yüzyılın ortalarından itibaren ateizm zayıflamaya başlamışsa da fiili anlamda devam etmektedir. Seküler hayat tarzının yaygın bir şekilde dünyada kabul görmesi, bu sürecin bir sonucudur. Küreselleşen dünyada ve değer arayışlarının hız kazandığı günümüzde, yukarıdaki problemlere olumlu yanıtlar sunabilecek tarza yeni dini yorumlara gidilmesi bir zorunluluktur. Aslını Kur ân ve sünnetten almak üzere günü- 21 İbn Ebi l-izz, age., s. 82, 162. 22 İbn Ebi l-izz, age., s. 169 23 Babertî, age., s. 29 vd. 24 İbn Ebi l-izz, age., s. 127

Bir Mütekellim Olarak Ekmelüddin El-Bâbertî 203 müzde söz konusu ettiğimiz sahih dini yorumların geliştirilmesinde Maturidi ekolün ve onun en iyi temsilcilerinden biri olan Ekmelüddîn Bâbertî nin düşüncelerinden çokça yararlanabileceğimize inanıyorum. Bu bakımdan İbni Ebi l İz şerhinde görüldüğü gibi İmam Tahavî yi selefî çizgide bir âlim gibi gösterip onun şahsında İslâm ın güler yüzünü gölgeleyen dolaylı olarak da şiddete zemin hazırlayan din yorumlarına karşı İmam Tahavî nin görüşlerini objektif olarak yansıtan Ekmelüddîn el-bâbertî nin Şerhu Akideti Ehli s-sünne ve l-cemaa adlı eserinin tercüme edilerek bu kıymetli eserin daha geniş kesimlere ulaştırılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.