Sunu, MÜCADELE BÝRLÝÐÝ DAÐITIMCILARINA SÝLAHLI SALDIRI! BASINA VE KAMUOYUNA



Benzer belgeler
Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 4. SAYISI ÇIKTI

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Burjuvazi, devrimci iþçi sýnýfý hareketinin olduðu bir

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

KÜRESEL ÝÇ SAVAÞ GÜÇLERÝNÝN DURUMU

BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI

Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal

ULUSAL SORUNA LENİNİST BAKIŞ

ÝÇ SAVAÞ VE TOPLUMUN SAFLAÞMASI

Merhaba, 8 MART A ÇAÐRI LENÝNÝSTLERÝN ÖZGÜRLÜÐÜ BURJUVAZÝYÝ KORKUTUYOR

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 3. SAYISI ÇIKTI

Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ


SINIF ÝLÝÞKÝLERÝNÝ DOÐRU KAVRAMAK

KAPÝTALÝZM ÇAÐININ SONU

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

17. Devlet ve devrim. Marksist Devlet Teorisi'nin yenilenmesi

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN PROLETER KARAKTERÝ

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

Her þey gibi, iþçi sýnýfý da duraðan deðil, sürekli deðiþim

SINIF MÜCADELESÝ KAÇINILMAZ SONUCUNA DOÐRU ÝLERLÝYOR

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý


ünite1 Sosyal Bilgiler

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

YARINA BAKMAK. C. Daðlý

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR!

Dünya iþçi sýnýfý hareketi için

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

TEKELLER TÜM YERYÜZÜNÜ ÝSTÝYOR

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

KOÞULLARI DEÐÝÞTÝRMEK

Simge Özer Pýnarbaþý

Merhaba, YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜMÜZ ÖZGEN ÝÞ TUTUKLANDI. DÜZELTME ve ÖZÜR BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ SOSYALÝST BASIN SUSTURULAMAZ!

Kanguru Matematik Türkiye 2017

SINIF SAVAÞIMI SÝSTEMÝ HER NOKTASINDA SARSIYOR

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI

Burjuvazi kendi çýkarýna olaný;

EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ


1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

KURTULUÞ CEPHESÝ. Tehdit Altýnda Türkiye. Ýç Pazarýn Yeniden Paylaþýmý. Türkiye Laik Kalacak Ama Nasýl? Laikliðin Tarihsel Evrimi ve Þeriatçýlýk


ÝLKER AKMAN MEVCUT DURUM VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ ERÝÞ YAYINLARI

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.


Merhaba Genç Yoldaþlar;

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Merhaba, 1 MAYIS TA 1 MAYIS ALANINA TAKSÝM E. Taksim Meydaný. artýk yalnýzca devrimci 1 Mayýs ta ýsrar etmenin deðil, devrimde ýsrar etmenin

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

Fidel ve Che : Birbirinden farklı iki politika

Merhaba Genç Yoldaþlar

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

Merhaba Genç Yoldaþlar;

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Kanguru Matematik Türkiye 2015

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði


BURJUVAZÝ NASIL AYAKTA KALABÝLDÝ

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

NATO DAÐITILACAK BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ

Merhaba Genç Yoldaþlar;


1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

THKP-C/HDÖ OLÝGARÞÝ NEDÝR? ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Oligarþi Nedir?

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

KI ZIL HA YA LET ÝÇ SA VAÞ TIR


Transkript:

Sunu, Yeni bir dergide okurlarýmýzla buluþmanýn sevinciyle merhaba. Yeni Evrede Mücadele Birliði, bu yeni dönemde adýna uygun olarak sýçramalý bir geliþim gösterecektir. Ýlk sayýmýzý çýkarýrken okurlarýmýzdan birer doðal muhabir gibi davranmalarýný beklediðimizi belirtmek istiyoruz. Bir haberin nasýl yapýlacaðý konusunda elimizde okurlarýmýza sunabileceðimiz hazýr bir reçete yok; sadece þunlarý söyleyebiliriz: Habere konu olan olayýn yeri, zamaný, kimler tarafýndan gerçekleþtirildiði mutlaka yazýlmalý. Olayýn okuyucularýmýz tarafýndan doðrudan aktarýlmasý yerine, kendi yorumlarýyla ve pratik-politik sonuçlar çýkarýlarak, haber-yorum þeklinde aktarýlmasý daha yerinde olur. Yine, eðer olanak varsa olayýn fotoðraflanmasý ve dergimize gönderilmesi çok iyi olacaktýr. Herkesin kendisini devrimci bir yayýn faaliyetini bu tür yazý, resim ve fotoðraflarla beslemek konusunda sorumlu hissetmesi gerekiyor. Ýlksayýmýzýn baþyazýsý Afrika da demokrasi ve sosyalizm mücadelesi üzerine, Afrika, adý açlýk ve yoksullukla anýlan bir kýta.yýllar yýlý emperyalist ülkelerin sömürgeciliði altýnda kalmýþ olan kýta; dünyanýn vicdanýna batmýþ bir diken gibidir. Baþyazý, Afrika nýn kurtuluþunun demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin yükselmesi ve dünya proleter hareketiyle daha bütünlüklü yürümesiyle mümkün olacaðýný vurguluyor. Afrika da sýnýfsal ayrýþmanýn gerçekleþmiþ olmasý, Afrikalý iþçi ve emekçileri proletaryanýn baðýmsýz sýnýf bayraðý altýnda toplanmaya zorluyor. Baþyazýmýz artýk Afrika da mücadelenin ulusal kurtuluþtan farklý olarak toplumsal kurtuluþa yöneldiðinin altýný çiziyor. Bu sayýmýzýn gündemini TC devletinin savaþ ilaný anlamýna gelen Irak a asker gönderme tezkeresinin kabul edilmesi oluþturuyor. Tekelci sermayenin savaþ hükümeti, kan parasý karþýlýðýnda iþçi ve emekçi çocuklarýný savaþa sürüyor. Savaþa karþý barýþ isteminin Lenin in deyimiyle Uysal bir dilek olmaktan öteye gitmeyeceði böylece bir kez daha anlaþýlmýþ oldu. Savaþlarý durdurmanýn tek yolunun devrimleri yükseltmek olduðu açýkça görüldü. Son dönemde öðrenci eylemlerinde bir yoðunluk gözlemleniyor. Bunun sýçramalý bir geliþime yol açacaðýný söylemek gerekiyor. Gençliði üniversite sýnýrlarý içine hiç kimsenin hapsedemeyeceði son eylemlerle daha iyi anlaþýldý. Önümüzdeki süreç, Filistin, Irak, Türkiye... ve dünyanýn her yerinde devrimin kendisini daha yakýcý bir þekilde hissettireceði bir süreç olacaktýr. Yeni yayýn dönemimizde bizler de buna uygun bir yayýn faaliyeti içinde olacaðýz. Bir sonraki sayýmýzda buluþmak dileðiyle. MÜCADELE BÝRLÝÐÝ DAÐITIMCILARINA SÝLAHLI SALDIRI! BASINA VE KAMUOYUNA 5 Ekim 2003 tarihinde Ýkitelli semtinde Mücadele Birliði dergisi daðýtan okurlarýmýza önce resmi polisler fiili olarak saldýrmýþ, saldýrý karþýsýnda okurlarýmýzýn kararlý bir tavýr göstermesi üzerine bu kez sivil ve resmi polisler okurlarýmýz üzerine ateþ açmýþtýr. Bu saldýrýlardan yara almadan kurtulmayý baþarabilen o- kurlarýmýz, sloganlar atarak daðýlmýþlardýr. Ýkitelli semtinde Mücadele Birliði, savunduðu devrimci görüþlerle ve buna uygun devrimci pratikle iþçi ve emekçilerin geniþ sempatisini kazanmýþtýr. Bu, yýllar yýlý süren özverili ve yoðun bir çalýþmanýn ürünüdür. Polis, bölgede daha önce de okurlarýmýza yönelik baský ve tehditlerde bulunmuþ, saldýrýlar gerçekleþtirmiþtir. Bütün bu saldýrýlar karþýsýnda Ýkitelli emekçi halkýnýn büyüyen desteðiyle Mücadele Birliði geliþmiþ ve güçlenmiþtir. Bu tür saldýrýlar devrimin geliþimini engellemeye, iþçi sýnýfý ve emekçilerin sesini susturmaya yöneliktir. Bugüne kadar devrimin canlý geliþimini iþçi ve emekçilere anlatmayý tarihsel sorumluluðu olarak gören Mücadele Birliði, bundan sonra da tüm varlýðýyla bunu yerine getirmenin mücadelesi i- çinde olacaktýr. Okurlarýmýza sýkýlan kurþunlar, tekelci kapitalist sistemin yýkýlýþýný engelleyemeyecektir. O- kurlarýmýza yönelik bu silahlý saldýrý, ne kadar somut bir gerçeklikse, devrim de o kadar somut bir gerçekliktir. BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ BASIN SUSTURULAMAZ! MÜCADELE BÝRLÝÐÝ Yeni Evrede MÜCADELE BÝRLÝÐÝ Dergisi / Onbeþ Günlük Sosyalist Dergi / Yýl: 1 Sayý: 1/ 17-31 Ekim 2003 / Sahibi : Yeni Dönem Yayýncýlýk Basýn Daðýtým Eðitim Hizmetleri Tanýtým Org. Tic. Ltd. Þti. Adýna : Özgen Ýþ / Adres : Sofular Mah. Sofular Cad. No: 52/3 Fatih-ÝSTANBUL / Tel-Fax: 0 (212) 531 44 83 / Sor. Yazý Ýþl. Müdürü: Özgen Ýþ / Genel Daðýtým: DOÐAN PAZ. / Baský Yeri: Özdemir Matbaacýlýk / Avrupa Temsilciliði: Selahattin KARATAÞ / Post Lager 3000 Bern 1 Ann ÝSVÝÇRE / Tel: 0041 319 917 795 / Almanya Temsilciliði: Ahmet AKYÜZ/ Robert Mayer Str. 3 72760 Reutlingen ALMANYA / E-mail Adresi: mucadelebirligi@hotmail.com / Web Adresi: mbirligi.com

AFRÝKA DA DEMOKRASÝ VE SOSYALÝZM MÜCADELESÝ Afrika da emperyalistler arasý rekabetin yoðunlaþmasýyla birlikte, kýta, tarih sahnesinde bir defa daha öne çýkmaya baþladý. Bu, kýta için, tarihsel olarak ilk öne çýkýþý deðil. Afrika, dünya tarihi içerisinde, farklý zamanlarda öne çýktý. Ýlk dönemler sömürgeciler açýsýndan önem kazandý. 20. yüzyýlda kendi insanlarýnýn gözünde önem kazandý. Bunlarýn her biri farklý tarihsel dönemlere denk düþer. Batýnýn gözünde Afrika sömürge olarak önem kazandý. Ama sömürgeciliðe asýl önem kazandýran köleciliktir. Batýlý kapitalistler kýtaya ayak bastýklarýnda özgür insanla karþýlaþýrlar. Özgür insanlar ancak zor yoluyla köleleþtirilebilirler. Burada özgür insanlar zor yoluyla ele geçirildi. Ve köle ticareti batýlýlara büyük kar saðladý. Hem köle ticareti, hem köle emeði kapitalistlere tatlý karlar getirdi. Amerikan tarýmý büyük ölçüde köle emeðine dayanýyordu. Marx ýn belirttiði gibi kölecilik olmasaydý A- merikan pamuðu olmazdý. Köle emeði Güney e öyle tatlý karlar getiriyordu ki, bunu kaybetmemek için Kuzey ile iç-savaþa bile girdi. Afrika nýn özgür insanlarýnýn bir kýsmý ana yurtlarýndan koparýlýp götürüldü, kalanlarý ise sömürgeci yönetimin egemenliði altýna alýndý. Ama bu, uzun süren savaþlara yol açtý. Ýnsanlar özgürlüðü kaybetmemek için her türlü zorluðu ve ölümü göze aldýlar. Köle avcýlarý, köle tüccarlarý zorla ele geçiremedikleri insanlarý hile yoluyla ele geçiriyorlardý. Ýnsanlar, köle avcýlarýna karþý, sömürgecilere karþý özgürlüklerini ve bunun maddi araçlarýný savundular. Taban tabana zýt iki ekonomi tipi karþý karþýya geldi. Ýkisi arasýnda savaþ sürüp gitti. Anti-kapitalist ayaklanmalar her yere yayýldý. Buradaki anti-kapitalizm, insanlarýn, kapitalizmin yýkmaya çalýþtýðý ekonomik temeli koruma mücadelesiydi. Ancak bugün, anti-kapitalizm -proleter mücadele temelindekapitalizmin yerini alacak, daha yüksek bir toplum için mücadele demektir. Kapitalistlerin Afrika da uyguladýðý sömürgecilik, kimi farklýlýklarla modern sömürgecilik örnekleri olan Amerika ve Avustralya da da uygulanýyordu. Kapitalizm gittiði yere kendi üretim iliþkilerini götürür. Kapitalist üretim biçimi, gittiði yerlerdeki eski üretim biçimini önce böler, sonra onun yerine kendi egemenliðini geçirir. Kapitalistler buradaki maddi koþullarý geliþtirirler. Bunu kendi istekleri dýþýnda, halk yýðýnlarýnýn katledilmesi ve sefaleti pahasýna yaparlar. Sonuç olarak sömürgeciliðe son verecek bütün koþullar da yaratýlmýþ oluyor. Ulusal kurtuluþ mücadelesi bu koþullarda doðdu ve geliþti. U- lusal kurtuluþ hareketinin klasik biçimi, ulusal baðýmsýzlýðý hedefleyen hareketlerdir. Bunlar, genel olarak burjuva önderliklidir. Latin Amerika, Asya, Afrika bu hareketlerin klasik biçimlerine sahne olmuþtur. Bir de, proletaryanýn varlýðýna ve proletarya partisinin örgütlenmesine baðlý olarak, klasik örneklerden farklý, baðýmsýzlýk, demokrasi, sosyalizmi hedefleyen Vietnam örneði var. Yani ulusal-sýnýfsal kurtuluþ örneði. Afrika, kapitalizmin farklý farklý geliþmesine ve baþka tarihi nedenlerle mücadelenin farklý örneklerine sahne oldu. Afrika nýn bir çok ülkesinde ulusal kurtuluþun klasik biçimleri görülürken, Güney Afrika da ýrk-ayrýmcýlýðýna karþý mücadele ve proleter sýnýf savaþý iç içe verildi. Burada, kapitalizmin geliþmesine ve proletaryanýn varlýðýna baðlý olarak komünist partisi ortaya çýktý. Irk-ayrýmcýlýðýnýn perdelemesine raðmen, proleter mücadelenin çeþitli biçimleri de ortaya çýktý. Irk-ayrýmcýlýðý resmi politika olarak sona erince proletaryanýn sýnýf savaþý da serpilip-geliþme gösterdi. Angola, Mozambik, Gine Bissau kurtuluþ hareketleri, sosyalist sistemin ve uluslararasý proletarya hareketinin etkisi ve desteðiyle verildi. Bu da, bu ülkelerdeki ulusal kurtuluþ hareketinin, klasik biçimlerinden daha ileri örneklerinin yaratýlmasýna yol açtý. Bu ülkelerde, ulusal kurtuluþun yanýnda, proletaryanýn sýnýfsal kurtuluþ mücadelesi de baþ gösterdi. Kapitalist temelde, bir sýnýfsal ayrýþma gerçekleþti. Sýnýfsal ayrýþma, kurtuluþtan sonra iç-savaþ biçiminde patlak verdi. Bir yandan emperyalizmle iþbirliðine yönelenler, diðer yandan sosyalist sistemle sýký iliþki içinde olmak isteyen devrimci güçler: Bu çatýþma, kendini teori alanýnda da gösterdi. Amilcar Cabral, yürekli, tutkulu bir devrimci olarak, Afrika da, teorisi ile, eylemi ile örgütçülüðü ile derin bir iz býraktý. Sömürgecilik üzerine derinlikli bir kavrayýþý temsil eden F.Fanon yayýnladýðý manifestosunda, sömürgecilikten kurtulmuþ halklara sosyalizme yönelmeleri çaðrýsý yaptý. Bütün bir tarihsel kesit boyunca ve günümüze uzanacak kadar, sosyalizm etkisini her alanda hissettiriyor. Afrika nýn klasik sömürgecilikten kurtulmuþ ülkeleri, maddi temelin ve proletarya hareketinin zayýflýðý, bazý yerlerde ise, böyle bir hareketin olmamasý nedeniyle, burjuva önderliðe baðlý olarak yeni-sömürgecilik iliþkisine giriyor. Bu iliþki altýnda, kapitalizm, bir yandan buradaki maddi koþullarý geliþtiriyor, öte yandan ise, maddi araçlara el koyacak devrimci güçleri de arttýrýp, geliþtiriyor. Emperyalizmin burada iyice yoðunlaþmasý, ekonomik ilhaký sonuna kadar vardýrma çabasý, devrim mücadelesinin bütün kýtaya yayýlmasýný hýzlandýrýyor. Bütün bu geliþmeler sonucunda, buradaki mücadele artýk ulusal kurtuluþtan farklý olarak toplumsal kurtuluþ mücadelesine dönüþmüþtür. Yani artýk buradaki mücadele, demokrasi ve sosyalizm mücadelesidir. Bu yönüyle, dünyadaki proletarya hareketiyle daha bütünlüklü yürüyecektir. C.DAÐLI B a þ y a z ý 3

4 BÝR KAÞIK SUDA FIRTINA DEHAP la ilgili bir mahkeme kararýnýn Yargýtayca onanmasý üzerine parlamento ve seçimler üzerine bir fýrtýna koparýldý. Öyle ki, DEHAP ýn oylarýnýn iptali ya da seçimlerin yenilenmesi emekçi sýnýflar ve Kürt halký dahil sanki tüm toplumun en önemli sorunuymuþ gibi yansýtýldý. Sosyal-reformistler ve oportünistler de, burjuva cephede koparýlan bu yaygaraya tam koro halinde katýldýlar. Seçmen oylarýnýn demokrasi baðlamýnda ki faziletleri, seçmen iradesi, oylarýn iptali durumunda demokrasinin alacaðý yara vb. üzerine sayfalarca yazý yazýldý, yüzlerce demeç verildi, açýklama yapýldý. Bütün bu toz-duman içinde burjuvazinin sýnýf çýkarlarý açýsýndan diþe dokunur tek açýklamayý Meclis Baþkaný yaptý. Meclis Baþkaný, Meclisimiz þaibeliymiþ gibi davranýlmasýn diye buyurdu. Ama zaten bu tartýþmaya katýlanlarýn tümü, reformistler dahil, meclisin itibarýný kurtarmayý kendine dert edinmiþti. Yani, hepsinin çabasý, ortaya çýkan durumdan kendi çýkarlarý için yararlanmak yönündeydi. Kimisi, durumu olduðu gibi korumaya çalýþýyor, kimisi ise fýrsattan yararlanýp mecliste birkaç sandalye kapmak istiyordu. Ama her iki taraf da -sosyal reformistler, AKP ile birlikte birinci taraftaydýlar- kendi çýkarlarýný demokrasinin çýkarlarý o- larak toplumun önüne sürüyordu. Tartýþmaya son noktayý Yüksek Seçim Kurulu koydu. Toplam yedi kiþiden oluþan kurul oylarýn iptali istemini reddederek, birincilere göre demokrasi yi kurtardý. Ama, içinde sosyal-reformistlerin bulunduðu cepheye göre demokrasi bu kararla kurtulurken, burjuva sýnýfýn öteki cephesine göre bu kararla demokrasi batmýþtý ve onu saplandýðý bataktan ancak bir erken genel seçim kurtarabilirdi. Yani biz buna Meclis þaibe altýnda kaldý diyebiliriz. Ýþe bakýn ki bir burjuva kurumunu gözden düþürmek burjuvazinin bir fraksiyonuna; itibarýný kurtarmak ise sosyal reformistlere kaldý. Deðersiz Bir Kuruma Atfedilen Önem Gerçekten, DEHAP ýn oylarýnýn var ya da yok sayýlmasý çok mu önemliydi? Kürt halkýnýn fazla itibar etmediði seçimler ve parlamentonun bileþimi Kürt halkýnýn özgürlük mücadelesi baðlamýnda çok mu anlam taþýyorlardý? Þüphesiz, bu devlet ve sistem hakkýnda az çok saðlýklý düþünceye sahip her emekçi Kürt bu sorulara olumsuz yanýt verecektir. Her þeyden önce, parlamentonun, ne bir otoritesi ne de bir deðeri vardýr. Devletin faþist karakterinden kimsenin þüphesi yok. Faþizm ise, biçimde olmasa bile, özde yargý, yasama ve yürütme gücünün tek elde toplanmasýyla siyasal bakýmdan karakterize olur. Tekelci sermaye, kanlý bir diktatörlük o- larak faþizmi uygularken devlet mekanizmasýna ait bu kurumlarý, biçimsel o- larak korusa da, iþlev olarak tek elde toplamaya bakar. Bazen bu kurumlarý, örneðin parlamentoyu kendi eliyle bombalar -Þili de olduðu gibi-, bazen kapatýr -12 Eylül faþizminde olduðu gibi-, bazen de þeklen korusa da tüm yetki ve otoritesini çeþitli biçimlerde kendi eline alýr. Türkiye de tüm önemli toplumsal sorunlarýn çözümünde, tekelci sermaye cephesinde ilk ve son sözü söyleyen parlamento deðil ordu, polis ve devletin üst bürokrasisidir. Bu, o kadar açýk ki üzerinde söz söylemeye bile deðmez. Yine de, düþünebilmeleri için sosyal reformistlere bir-iki örnek verelim. Birincisi 1994 yýlýnda DEP milletvekillerinin baþýna gelenlerdir. DEP milletvekillerinin yaka-paça, tartaklanarak ve

aþaðýlanarak polis þefleri tarafýndan gözaltýna alýnýþlarýný kimse unutmuþ o- lamaz. Bu, tekelci sermaye diktatörlüðü tehlikeye girdiðinde milletvekili dokunulmazlýðýnýn beþ paralýk bir deðeri olmadýðýna iyi bir örnektir. Ýkincisi, Erbakan ýn baþýna gelenlerdir. Ayný tekelci sermaye, komünizm düþmanlýðýnýn bu has adamýný dahi, çýkarlarý gerektiðinde, parlamento filan dinlemeden, generalleri devreye sokarak baþbakanlýktan alabileceðini gösterdi. Elbette, bütün bunlarýn arkasýnda yatan temel olgu iç-savaþ ve devrimci durumdur. Ýç-savaþ ve devrimci durum, tekelci sermayeyi, bütün temsili kurumlarý, göstermelik bile olsalar, bir tarafa itmeye ve diktatörlüðünü en açýk, en yalýn þekilde icra etmeye zorlamýþtýr. Yoksa, katil faþist Mehmet Aðar ýn bin operasyon u nasýl izah edilebilir. Ýç-savaþ ve devrimci durum koþullarýnda toplumun uzlaþmaz karþýt sýnýflarý; ezilenler ve e- zenler önergelerle, yasa tasarýlarýyla deðil, sokak gösterileri diliyle konuþurlar. Tam da bu nedenle, iç-savaþ, devrimci durum koþullarýnda parlamentonun bir deðeri kalmaz. Bunun ilk varan farkýna genellikle burjuvazi olmuþtur. Proletaryayý ve diðer emekçi sýnýflarý kendi denetiminde tutmanýn etkili bir aracý olmaktan çýktýðýný anladýðý anda burjuvazi parlamentoyu daima bir kenara itmiþtir. Parlamento, seçimler, oylar açýsýndan 90 lý yýllarýn baþýndan bu yana süregelen ve gittikçe derinleþen durum budur. Tekelci sermaye, kendi egemenliðini ciddi bir tehdit altýnda gördüðünde, bir temsil aracý olarak deðil ama emekçi sýnýflarýn dikkatini devrimci eylemden, sokaktan çekmek için parlamentoyu araç olarak kullanmýþtýr. Çünkü, tekelci sermaye Süleyman Demirel in sözleriyle ifade edilen þu gerçeðin farkýndadýr: Reformistlerin de desteðiyle seçimler sokaklarý temizler Peki, baþka ne iþe yarar seçimler? DEHAP la ilgili son tartýþma, temsiliyet anlamýnda, hiçbir iþe yaramadýðýný göstermiþtir. Dikkatleri Nereye Çevirmeli? Parlamentonun faþizmin üstünü örten bir incir yapraðý kadar dahi olamadýðýný her gün karþýmýza çýkan sayýsýz olay ve olgu gösteriyor. Irak a asker gönderilmesiyle ilgili son oylama bunun bir baþka örneði olmuþtur. Irak a asker gönderme kararýnýn ABD -Türk ordusu- Türk hükümeti arasýnda çok önceden alýndýðý; parlamentoya alýnmýþ bu kararý onaylamaktan baþka bir iþ düþmediði son örnekten de anlaþýlmadý mý? Ýþte böyle bir parlamentonun seçimi için verilmiþ, sonra da çöpe gitmiþ iki milyon oy un bugün kimin hanesine yazýlaca- ðý Kürt halkýnýn özgürlük savaþý açýsýndan ne önemi var? Hiçbir önemi yok. Fakat, Kürt halkýný sistemle barýþtýrmak, uzlaþtýrmak isteyen Ulusal Kurtuluþ Hareketi ve sosyal reformistlere sorarsanýz önemi çok... Çünkü oy denen þey onlar i- çin en kutsal þeydir; çöpe atýlmýþ olsa da! Oysa, bugün parlamentoda hangi parti bulunmuþ olsa, ABD-TC Ordusu- Hükümet tarafýndan alýnan tüm önemli kararlarý onaylamak, yasalarý çýkarmak durumunda olacaktý. Belli ki, DEHAP ýn ve sosyalreformistlerin tepkisi iþin özüne yönelik deðil. Yani onlar için temel sorun Kürt halkýnýn kendi kaderini tayin etmesi ve bu amaç için etkili yöntemlerin, sonuç alýcý mücadele biçimlerinin bulunmasý deðil. Onlar için temel sorun, çok kutsal saydýklarý oy un kimin hanesine yazýlacaðýdýr. Baþka bir ifadeyle, onlar Kürt halkýnýn özgürlüðü i- le, Kürt halkýnýn kendi kaderini tayin hakkýyla deðil, parlamentonun yapýsý ve oylarla ilgililer. Parlamentoda birkaç sandalye kapmak ve düzenle uzlaþmak; sistemle, egemen sýnýfla barýþmak... Ýþte onlarýn tek derdi budur. Düzene yardýmcý olma vaatleri de bu yüzden. Ýþte bir örnek: Tarihi çözüm anlarý vardýr... Böylesi anlarda düzene, salt muhalefet etmekle yetinmek, politikayý eleþtiriyle sýnýrlamak yeterli deðildir ve istenilen sonucu da vermez. (...) Kürt demokrasi güçlerine düþen görev kaba muhalefet anlayýþýyla sistemi zorlamak deðil, geliþen süreci hýzlandýrmak, pozitif politikalarla sistemin önünü açmaktýr. Bunun koþullarý oluþmuþtur, zemini her zamankinden daha güçlüdür. (Özgür Gündem, 27 Mart 2003) Dün sisteme yardýmcý olacaklarýný böyle ilan edenler, bugün sistemin ö- nemsiz bir uygulamasý karþýsýnda niçin kýyameti koparýyorlar?! Bugün Kürt halkýna hakaret yaðdýran sistem, dün yardýmcý olacaðýnýzý, önünü açacaðýnýzý ilan ettiðiniz ayný sistem deðil mi? Kürt halkýnýn bütün bu tutarsýzlýklarý, özgürlük savaþýna zarar veren bu politikalarý gerektiði gibi deðerlendireceðinden kuþku yok. Özgürlüðü için ayaða kalkmýþ ve çetin bir savaþa girmiþ Kürt halkýnýn devrimci sezgisine güvenilmelidir. Nitekim Kürt halký, uzun savaþýn ürünü devrimci sezgiyle son tartýþmalarýn kendi özgürlüðü açýsýndan önemsizliðini kavramýþ; bu yüzden bu tartýþmalara hiç ilgi göstermemiþtir. Kürt halký, kendi özgürlüðü için dikkatlerini parlamentoya ve orada dönen dolaplara deðil, sokaklara devrimci kitle eylemine çeviriyor. Özgürlük savaþýnýn zaferi için gerekli olan da budur. Parlamentodan reform kararlarý çýksa bile bunlar Kürt halkýnýn özgürlüðü deðil, ezilen u- lus konumunun pekiþmesi iþine yarayacaktýr. Çünkü, reformist bir deðiþiklik egemen sýnýfýn iktidarýnýn temellerini sarsmayan bir deðiþikliktir, aksine bu sýnýfýn egemenliðini koruyarak verdiði bir tavizdir sadece. Devrimci olan iktidarýn temelini sarsar. Kürt halký, özgürlüðü için, iktidarýn temelini sarsan yoldan ilerleyecektir.r 5

BÜTÜN HALKLAR MUTLAKA AYAÐA KALKACAK Dünyanýn bütün dikkatinin Ortadoðu ya ve Filistin devrimine yöneldiði bu günlerde biz de Filistin devrimi, orta-doðunun geleceði,ýsrail in son saldýrýlarý,abd nin Ýsrail e pervasýz desteði konusunda Filistin halkýnýn temsilcisi Filistin Büyükelçisiyle görüþtük. Söyleþi daha çok sohbet ortamýnda dostça geçti ve iliþkilerin sürdürülmesi konusunda karþýlýklý istekler ifade edildi. Bu sohbetin en önemli bölümlerini okurlarýmýzla paylaþmak istedik. Mücadele Birliði: Sayýn Büyükelçi; öncelikle belirtmek isteriz ki, bizim Filistin davasýyla iliþkimiz çok eskiye dayanýyor. Deniz Gezmiþlerden, yani 70 lerin baþýndan beri Filistin le ilgiliyiz. 1982 ve 1986 da Filistin halkýnýn özgürlüðü ve Filistin Devrimi için savaþýrken ölen yoldaþlarýmýz var. Sondan baþlayalým. Ýsrail Suriye ye saldýrdý. Lübnan ý tehdit etti. Filistin deki saldýrýlarý kesintisiz devam ediyor. Bu durumu nasýl deðerlendiriyorsunuz? Büyükelçi: Þu anda en bunalýmlý, en zor dönemimizdeyiz. Sebeplerine gelince En önemli sebep, bize göre, Arap hükümetlerinin aldýklarý tutum. Ýkinci olarak, eskiden Sovyetler birliði vardý. Ýki kutup, iki güç vardý. Þimdi bu denge bozulmuþ durumda. Günümüzün biçimleniþinde bu, çok önemli bir durum. Üçüncü sebep ise, Ýsrail de bulunan sað kesim. Bu, çok gerici, faþist bir güruh. Baþýnda da vampir Þaron bulunuyor. Çevresine topladýklarýyla birlikte, bunlar bir çetedir. Kesinlikle yönetim/hükümet falan deðil. Bir çete. Ne yazýk ki, adýna R ö p o r t a j 6 hükümet denen bu çetenin arkasýnda ABD var. Bunlar, ABD nin koruyucu þemsiyesi altýndalar, ve bu sayede, bugün istediklerini yapabiliyorlar. Örneðin,Ýsrail Suriye ye saldýrýyor; ABD çýkýp Suçlu Suriye dir diyor. Yani Suriye yi suçluyor. Vuraný deðil, vurulaný suçluyor. Mücadele Birliði: Hatta daha da ileri gidersek, Bush un aðzýndan, ben de olsam aynýsýný yapardým diyebilecek kadar pervasýz davranýyor. Büyükelçi: Tabii, çok doðru. Ama tüm bunlara raðmen, Filistin halký mücadelesine devam ediyor. Liderini savunuyor; Yaser Arafat ýn önderliðinde mücadelesini sürdürüyor. Mücadele Birliði: Þüphesiz öyle. Zaferin Filistin halkýnýn olacaðýna yürekten inanýyoruz. Süreci çok yönlü olarak kavramak ve elimizden neler gelebileceðini öðrenmek için soruyoruz ABD nin son tavrý, son saldýrýlarý Ýsrail in yanýnda ilk kez böylesine pervasýz yer alýþý, Irak ýn iþgali, Afganistan, çeþitli ülkeleri tehdit etme tüm bunlarý göz önünde bulundurarak ABD nin III. Dünya Savaþý na doðru gittiðini söyleyebilir miyiz? Büyükelçi: Kiminle savaþ? Karþýsýnda güç yok ki! Sadece tek süper güç ABD var. Mücadele Birliði: Filistin,Irak,Afganistan ve dünyanýn daha pek çok halkýyla ABD arasýnda bir savaþ var zaten.. Büyükelçi: Elbette. Ve umuyorum ki, tüm halklar, bizim gibi ayaða kalkarlar. Eninde sonunda bu olacak. Muhakkak olacak. Þunu söyleyebilirim. ABD, askeri gücüyle savaþ alanýnda kazanabilir ama, barýþ alanýnda asla. Mücadele Birliði: Filistin halkýnýn baþeðmez tutumu, Irak halkýnýn direniþi ve esasýnda Afganistan da da devam etmekte olan direniþ, ve bura da eklemeliyiz, Türkiye de de mayalanan ayaklanma bütün bunlar ABD nin Ortadoðu planlarýný bozacak nitelikte. Bu durum, bizi fazlasýyla umutvar ediyor. Özellikle Filistin halkýnýn uzun yýllardýr Ýsrail siyonizmine ve ABD emperyalizmine karþý verdiði savaþ; bugün Irak halkýnýn verdiði savaþ, bizi ümitlendiriyor. Büyükelçi: Evet, umutluyuz. Sadece Ortadoðu halklarýnýn deðil, tüm dünya halklarýnýn ayaklanmasýný istiyoruz. Böylelikle tek kutuplu denge bozulacaktýr. Özgürlük, türlü yemeðine benzemez. Biraz ordan, biraz buradan özgür olunmaz. Tek bir özgürlük vardýr, o da tümden özgür olmayý ifade eder. Tüm halklar özgür olmalýdýr. Bir Ýspanyol arkadaþým var, kendisi bir yazar. Bir gün þöyle söyledi: Geceleri gözüme uyku girmiyor. Uyuyamýyorum. Çünkü kendimi özgür hissetmiyorum. Neden diye sordum. Çünkü dünyada özgür olmayan pek çok halk var. Bunlarýn baþýnda da Filistin halký geliyor dedi. Bir baþka Ýspanyol arkadaþým ise, þöyle söylerdi: Ben, Filistin halkýný çok kýskanýyorum. Siz kýskanýlacak bir halksýnýz. Çünkü özgürlüðünüz için savaþýyorsunuz. Özgürce, özgürlüðünüz için savaþan tek halksýnýz. Bu yüzden kýskanýyorum. Mücadele Birliði: Biz de bu görüþlere katýlýyoruz. Ortadoðu da bir özgür halk varsa, o da Filistin halkýdýr. Çektiði bunca acýlara raðmen -ki bu acýlarý yüreðimizde hissediyoruzözgürlüðünden asla taviz vermiyor. Bu yüzden, Filistin halkýnýn kendi kaderini gerçekten özgürce tayin edeceðine eminiz. Bize zaman ayýrdýðýnýz için teþekkürler. Büyükelçi: Ben teþekkür ederim.

FÝLÝSTÝN DEVRÝMÝYLE DAYANIÞMAYA Geçtiðimiz haftalarda, 27 Eylül de, Filistin deki Ýkinci Ýntifada nýn yýldönümü bütün dünyanýn emekçileri tarafýndan eylemlerle selamlandý. Elli yýlý aþkýn bir süredir, Ýsrail siyonist devletinin iþgaline karþý savaþan bu bir kaç milyonluk halk, tüm dünyaya yenilmez bir dev olduðunu kanýtladý. Sadece Siyonizme deðil, emperyalizme ve bölgenin tüm gerici Arap iktidarlarýna karþý meydan okuyan Filistinliler, dünyadaki milyarlarca emekçinin ve ezilen halklarýn umudunu, coþkusunu ve kendine güvenini ayaklandýrýyor. Buna karþýlýk emperyalizm, Ýsrail devletine her türlü desteði sunmakla kalmýyor, tüm bölgeyi kan ve ateþ içinde býrakacak bölgesel bir savaþ için Siyonizmin ipini serbest býrakýyor. En son, ABD nin Suriye yi açýktan tehdit etmesinin hemen ardýndan, Ýsrail in Þam ý bombalamasý, Filistin devrimi karþýsýnda emperyalist sistemin ne denli dengesizleþtiðini gösteriyor. Her þey, ayaklanmalar, proleter devrimler ve emperyalizmin çöküþünü ifade eden Che Yüzyýlý na uygun bir seyir izliyor. Yenilmez Bir Halk: Filistinliler... Filistin de Ýsrail siyonizmine karþý kurtuluþ mücadelesi elli yýlý aþkýn süredir devam ediyor. Bu uzun dönem içerisinde Filistin halký, nice katliamlar ve nice ihanetler gördü; topyekün sürgün edildiler, mülteci kamplarýnda onyýllar boyunca açlýk ve sefalet içinde kýrýldýlar. Üzerlerine sadece siyonizmin deðil, Ürdün ve Suriye nin bombalarý da yaðdý. Fakat her defasýnda Filistin halký küllerinden yeniden doðmayý bildi. Her defasýnda baþý dik, boyun eðmez, hiç bir zorbadan aman dilemez biçimde ayaða kalktý. Ve her defasýnda bütün dünyaya gösterdi ki, silahlý ve örgütlü bir halk asla yenilmez. Bugün bu gerçeði Ýsrail devletinin en kanlý yöneticileri bile kabul ediyorlar. Artýk direnen Filistin halký deðil, bu büyük halk karþýsýnda daðýlmaya yüz tutmuþ olan Siyonizm, bu bozgununu durdurabilmek için direniyor. Emperyalistler, siyonist Ýsrail devleti ve bölgedeki Arap gericiliði eliyle, Filistin halkýnýn devrimci dinamiklerini yok e- debilmek için her yolu denedi. Katliamlara ve topyekün sürgünlere,diplomatik yollardan devrimi boðma giriþimleri eklendi. Filistin halký 93 yýlýnda Oslo da imzalanan aþaðýlayýcý bir barýþ anlaþmasýnda tam yedi yýl kaybetti. Silahlý ve örgütlü Filistin halký, kendi burjuva önderlerinin de dahil olduðu tüm bu politik oyunlarý her defasýnda bozmayý bildi.bu bilinç ve birikimiyle Filistin halký emperyalizmin Ortadoðu daki varlýðýný ve egemenliðini tehdit eden bir numaralý etken oldu.eðer bugün özellikle ABD emperyalizmi, Ortadoðu nun her köþesinden kendisine yönelen bir öfke dalgasýnýn baskýsý altýnda bulunuyorsa, bunun baþlýca nedeni Filistin halkýnýn savaþýdýr.ortadoðu halklarý kadar, dünyanýn geride kalan tüm emekçileri de, emperyalist-kapitalist sisteme karþý öfkelerini haykýrdýklarý eylemlerde Filistin bayraklarýný en önde taþýyorlar. Filistin in bayraðý, týpký Küba bayraðý gibi, ya da Che nin bayraklara taþýnan silueti gibi, emperyalizme karþý amansýz ve uzlaþmaz bir kavganýn simgesi halini almýþtýr. Filistin halký, bu ulaþýlmasý güç olan büyük o- nuru kan ve can bedeli kazandý. Ulusal Kurtuluþtan Toplumsal Devrime Filistin sorunu önce geçen yüzyýlýn baþlarýnda Ýngiltere emperyalizminin, sonra Ýsrail siyonizminin iþgaliyle baþladý. Daha sonra,iþgale baðlý olarak, çok boyutlu sorunlarla devam etti. Filistin halkýnýn topyekün mülteci konumuna getirilmesi, kamplarda geçen onyýllarýn biriktirdiði sefalet, Filistinli emekçilerin yaþadýðý olaðanüstü yoksulluk, %60 lara varan iþsizlik, su kaynaklarýnýn hemen hepsinin siyonist iþgalciler tarafýndan ele geçirilmesi, yerleþimciler sorunu vb bütün bunlar Filistin halkýný kesintisiz olarak daha derin ve köklü bir hareket içine sürükledi. Bu durum Filistin halkýný sürekli daha radikal konumlara taþýyor. Filistin mücadelesi artýk salt ulusal bir kurtuluþ sýnýrlarý içinde kalamaz. Çünkü bütün bu sorunlarýn çözümü Ýsrail siyonist devletine egemen olan mali sermayenin alaþaðý e- dilmesi ile mümkündür. Böyle bir çözüm yalnýzca Filistin halkýný deðil, Yahudi toplumunun emekçilerini de özgürleþtirecektir. Filistin mücadelesinin toplumsal bir devrime doðru evrilmesi kaçýnýlmazdýr. Ancak bu gidiþin önünde durmaya çalýþanlar ve diðer önemli engelleyici etmenlerin sözünü etmeden geçemeyiz. Bu etmenlerin baþýnda bizzat Filistin in burjuva güçleri bulunuyor. 93 yýlýnda Oslo anlaþmasýyla kurulan Filistin Özerk Yönetimi, Arafat ýn baþkanlýðýnda burjuva kurumlar yarattý.filistin halký, bir de kendi burjuvalarý tarafýndan sömürüldü, a- þaðýlandý, aldatýldý ve baský altýna a- lýndý. FÖY çevresine toplanan burjuvazi Oslo anlaþmasý yürürlükte kaldý- F i l i s t i n 7

ðý süre boyunca, rüþvetçilik ve yolsuzluklarla kendi halkýnýn nefretini kazandý. Oslo anlaþmasýný yýrtýp atan ikinci intifada baþladýðýnda bu konumlarý sarsýlan Filistinli burjuvalar, ayaklanmayý durdurmak için zaman zaman Ýsrail siyonizmiyle iþbirliðine girmekten çekinmediler. Son gelinen aþamada Filistinli burjuva yönetim, halkýn devrimci savaþýný önleyebilmek i- çin olaðanüstü hal ilan etmeye kadar iþi vardýrdý. Burada bir kaç cümleyle Arafat ýn konumuna deðinmek gerek. FKÖ kurulduðundan beri Filistin halkýnýn temsilcisi olarak tüm dünyada kabul gören Arafat, bugün Filistin burjuvalarýnýn çýkarlarýnýn yanýndadýr. Burjuva sýnýf, El-Fetih ve A- rafat aracýlýðýyla Filistin devrimini kendi denetimi altýna almaya çalýþýyor. Esasýnda Arafat, devrim toplumsal bir yönelime girmesin ve diðer Ortadoðu ülkelerine yayýlmasýn diye, bizzat Suudi gericiliði tarafýndan desteklendi. Sýk sýk Ýsrail tarafýndan ölüm ve sürgünle tehdit edilmesi, karargahýnýn kuþatma altýnda tutulmasý, ve bunlar karþýsýnda Arafat ýn teslimiyeti reddeden duruþu, onun sýnýf konumunu u- nutmamýzý gerektirmez.ayný Arafat ikinci Ýntifada baþladýktan kýsa bir süre sonra, bu tür yöntemleri asla onaylamadýðýný söylüyordu.edward Said e göre, Filistin halký, kendisini temsil ettiði için azarlanan, tehditlere maruz kalan Arafat ý, salt bu nedenlerden dolayý sahipleniyor.oysa Arafat Filistin devriminin önündeki en büyük engellerden biridir.filistin halký kendi burjuvalarýndan kurtulmadýkça özgürlük yüzü göremez. Filistin devriminin önündeki bir diðer önemli engel dinci gericiliktir.hamas ýn siyasi kanadý olan Müslüman Kardeþler örgütü geçmiþ yýllarda, Ortadoðu da Arap ulusalcýlýðýnýn ve oldukça etkin olan Sovyetler Birliði sempatisinin önüne geçmek amacýyla bizzat F i l i s t i n 8 emperyalizm tarafýndan finanse edildi. Hamas ýn da MOSSAD ile iliþkileri olduðu biliniyor. Bu gibi örgütler Filistin de tutunabilmek için Siyonizm karþýtý söylem ve hareketlilik i- çine girmek durumunda kaldýlar. Oysa HAMAS, Filistin devriminin belli sýnýrlar içinde kalabilmesi için emperyalizm ve siyonizmin emniyet sübabýdýr. Þu anda derin dinsel çeliþkilerin üzerini örttüðü bu gerçek, Filistin devrimi ilerledikçe daha da açýða çýkacaktýr. Ýþte o zaman Hamas gibi dinci gerici örgütler Filistinli devrimciler ve halkla çatýþmaya baþlayacaktýr. Bütün bu engeller Filistin halký tarafýndan aþýlacaktýr. Bu halkta derin ve hiç bir zaman silinmeyecek bir sosyalizm sempatisi vardýr. En baþta Sovyetler Birliði olmak üzere, geçmiþte sosyalist blok ülkeleri her zaman Filistin halkýnýn yardýmýna koþmuþtur. Sovyetler Birliði, 82 Beyrut kuþatmasýnda olduðu gibi, bir dünya savaþý tehlikesini de göze alarak Filistin halkýnýn yanýnda yerini almýþtýr. Emperyalizm, Filistin halkýyla Sovyetler i karþý karþýya getirebilmek için neler yapmadý ki!yine de baþarýlý olamadýlar. Bugün Filistin topraklarý üzerinde komünist nitelikte gruplar ve önemli bir kitle desteðine sahip Marksist örgütler var. Emperyalizmin Hamas gibi gericileri ön plana çýkartmak için dünya çapýnda sürdürdüðü yoðun propagandaya raðmen, devrim derinleþtikçe Filistin halký bu devrimci örgütlere daha kitlesel destek sunacaktýr. Bugünden bu büyük geliþme yaþanýyor. Komünist ve devrimci savaþçýlar Filistin devriminde öne çýkýyorlar. Emperyalist-kapitalizmin çöküþ yaþadýðý bu yeni evrede Filistin in kurtuluþu i- çin ara yollar artýk ömrünü tüketti: ya emperyalizmle iþbirliðine gidilip kölelik farklý koþullarla devam edecektir, ya da toplumsal devrim yoluyla gerçek kurtuluþ saðlanacaktýr.filistin halký birici yola girmeyecek kadar bilinçli, deneyim sahibi ve savaþçýdýr. Seattle ve Cenova ile baþlayan emekçilerin emperyalizme dünya çapýnda saldýrýlarý Filistin halkýna cesaret veriyor. Dünya emekçileri Filistin halkýndan cesaretin sýnýrsýz olduðunu öðreniyorlar. Filistin Devrimi Ve Bu Topraklar Filistin devriminin derin bir enternasyonalist karakteri vardýr. Çeliþkilerin karmaþýklýðý ve köklü oluþu, bu bölgedeki her geliþmeyi dünya gündemine taþýmýþtýr. Ayrýca onyýllarýný Filistin topraklarý dýþýnda sürgünde geçiren Filistinli savaþçýlar, bu küçük toprak parçasýnýn ateþini tüm dünyaya cesaret dolu eylemlerle taþýdýlar. Filistin halký inanýlmaz vahþilikteki katliamlardan asla yýlmayarak, tüm dünya ezilenlerinin haklý bir desteði ve sempatisini kazanmýþtýr. Filistin halký dünyanýn her bölgesindeki silahlý mücadeleleri destekledi. Filistinli örgütlerin eðitim kamplarý dünyanýn her bölgesinden gelen silahlý savaþçýlar i- çin sürekli yanan bir devrim ocaðý oldu. Hangi parti ya da örgüt silahlý mücadeleye yöneldiyse, ilk adres Filistin topraklarý oldu. Filistin halký da bu örgütlere kucaðýný sonuna kadar açtý. Filistin topraklarý Türkiye Kürdistan devriminin de bir eðitim ocaðý oldu.bu yolu ilk kez 1969 yýlýnda Denizler ve THKO açtý.thko nun açtýðý bu yoldan silahlý mücadeleci baþka örgütler de geçti. Ulusal Kurtuluþ Hareketi ve Kürt halký, Filistin devrimine çok þey borçludur.çok þey verilenden çok þey istenir. Filistin Devrimi en çok bu topraklarýn devriminin desteðiyle zafere ulaþacaktýr. 1996 yýlýnda imzalanan Ýsrail-Türkiye stratejik ittifaký, hem toplumsal devrimler karþýsýnda Ortadoðu da bir karþý-devrim odaðýdýr, hem de emperyalizmin bu bölgedeki varlýðýný ayakta tutan iki sac ayaðýdýr. Ayaklardan biri kýrýldýðýnda diðeri de devrilir. Ýsrail ve Türkiye faþizminin kaderleri bu noktada ortaklaþýyor. Bu nedenle MOSSAD, devrimin bastýrýlmasýnda TC ye yardýmcý olmak için bütün olanaklarýný seferber ediyor. Abdullah Öcalan ýn tutuklanmasýnda MOSSAD ýn ne kadar etkin olduðu biliniyor. 19. yüzyýlda Çarlýk Rusya sýnýn Avrupa için anlamý neyse, bugün de Ýsrail in Asya ve Afrika için anlamý odur. Çarlýk Rusya sý, geliþen devrimler karþýsýnda, yýkýlýp gitmeye yüz tutmuþ feodal gericilik ve proleter devrimden korkan egemen burjuvazi için eski toplumun koruyucu gücüydü. Bu yüzden Çarlýðý yýkan devrim, Avrupa daki bütün taçlarýn kaldýrýmlarda yuvarlanmasýna neden oldu. Bugün Ýsrail, bölgedeki bütün gerici iktidarlar i- çin emniyet sübabýdýr. Ýsrail in yenilgisi ve Filistin halkýnýn zaferi bölgedeki bütün burjuva diktatörlüklerin ardý ardýna yýkýlmasý anlamýna gelecektir. Filistin devrimi, bölge devriminin can damarýdýr. Bütün bu nedenlerden dolayý Türkiye iþçi sýnýfý ve Kürt halký Filistin devrimiyle dayanýþma amacýyla öne atýlmalýdýr. Devrimci proletarya ve gençlik, Filistin devriminin önemini kavratmak konusunda daha ileri görevler ve sorumluluklar almalýdýr. Her yerde Filistin devrimiyle dayanýþmayý öne çýkartmalý, bu konudaki çaðrýlarýmýzý ýsrarla sürdürmeliyiz. Tüm bu çabalar içinde asýl göstermemiz gereken þudur: Filistin halkýyla gerçekten dayanýþmanýn tek yolu, bu topraklarda kendi tekelci burjuvalarýmýzýn iktidarýný silahlý zor yoluyla yýkmaktýr. Bu devrimci yolu pratik politikada yaþama geçirmeyen, geniþ emekçi kitlelerin önüne bugünden devrimci iktidar hedefini koymayanlar, hiç boþuna Filistin halkýyla dayanýþmanýn sözünü etmesin.

Filistin Devrimi... 50 yýlý aþkýn bir süredir emperyalizme-siyonizme ve Arap gericiliðine karþý yenilmez bir halkýn dur durak bilmeden sürdürdüðü bir savaþ, bir destan... Ö- lüm kusan siyonizmin vahþetine, Ramallah ta, Elhalil de, Cenin de bedenlerine sardýklarý ateþ toplarýyla karþýlýk veriyor Filistin halký. Bu savaþ elindeki devasa teknik imkanlara, uzman teknik kadrolara ve tüm emperyalist dünyanýn desteðine raðmen her saldýrýsýnda halklarýn nefretini kazanan ve yok oluþu yakýnlaþan Ýsrail ile, özgürlük mücadelesini ölümü hiçe sayan eylemlerle besleyen Filistin in ve onun küçük generallerinin öyküsüdür... 7 sinden 70 ine, tepeden týrnaða, örgütlü, baþ eðmez bir halk... Ýþte, ellerinde taþlarla küçük generaller! Ýþte gözlerinde yaþlarla deðil, savaþ narasý aðýtlarýyla analar! Ýþte ellerinde silahlarýyla gerillalar! Ýþte dünya halklarýna ve halklarýmýza özgürlüðün yolunu gösteren Filistin Destaný!.. Ariel Þaron bir kasap, bir vampir. Sabra ve Þatilla kamplarýndaki katliamlardan tanýyor dünya onu. Filistin halký çok iyi tanýyor ve hafýzasýna yerleþtiriyor. Ve 27 Eylül 2000 de Þaron un Kudüs ü ziyaretiyle baþlatýyor kavgasýný: Ýntifada! Evet Þaron a ve Ýsrail devletine verilebilecek en büyük cevap bu oluyor. Ýntifada o günden bu güne kadar sayýsýz savaþçýnýn ölümsüzleþmesine raðmen Filistinlilerin özgürlük mücadelesi önüne çýkan bütün engelleri aþarak devam ediyor. Bu süre zarfýnda yalnýz kalmýyor Filistin halký. Dünya halklarýnýn enternasyonal eylemleriyle hayat buluyor. 3 yýlýna giren intifada sürecinde milyonlarca insan Filistin devrimine desteðini yüzlerce eylemde gösterdi. Filistin, emperyalizme ve siyonizme karþý savaþýnda yalnýz deðil. Yaný baþýnda enternasyonalizmi pratik düzeyde örgütleyen milyonlar var. Dünya halklarý Filistin halkýnýn yanýnda. Haklarýmýz, Filistin halkýyla kader birliði yapan, canýný canýnýn yanýna katan yoldaþça bir dayanýþma sergiliyor. Denizlerin açtýðý enternasyonal dayanýþma yolu Teðmen Ali lerin Mustafa Çetiner lerin, Ýmam Ateþ lerin ve sayýsýz devrim savaþçýsýnýn Filistin halkýnýn özgürlük mücadelesinde ölümsüzleþmesiyle doruk noktasýna ulaþtý. Siper yoldaþlýðýna ve halklarýmýzýn kopmaz baðlarla birlikteliðine vardý. Ýþte böylesi bir süreçte 3 yýlýna giren Ýntifadaya desteðimizi göstermek ve Filistin halkýnýn özgürlük mücadelesini selamlamak amacýyla bizler de devrimci gençlik olarak ortak bir eylem düzenledik. Genç Yoldaþ, Devrimci Proleter Gençlik (DPG), Yeni Demokrat Gençlik (YDG), Özgür Eðitim Platformu (ÖEP) ve Kaldýraç ýn yer aldýðý bir eylem örgütledik. Eylemimizin amacý Filistin Devriminin yalnýz olmadýðýný göstermek ve emperyalizmin iþgali altýndaki Irak halkýyla dayanýþmayý yükseltmekti. Eylemin politik ve teknik içeriðine iliþkin ortak noktalar belirlendikten sonra eylemimizi 24 Eylül de,devletin yýllardýr yasaklý ilan ettiði Taksim de gerçekleþtirdik. Balo sokaðýnda toplandýktan sonra Ýntifada Ruhuyla Anti-emperyalist Mücadeleyi FÝLÝSTÝN Ýntifadasýný Taksim den Selamladýk Yükselt! sloganý yazýlý pankartýmýzý açarak eylemimize baþladýk. Yaklaþýk 40 kiþilik gençlik grubuyla beraber Filistin Halký Yalnýz Deðildir, Kahrolsun ABD Emperyalizmi, Irak Halký Yalnýz Deðildir, Filistin Devrimle Özgürleþecek, Yaþasýn Devrimci Dayanýþma, Kahrolsun Emperyalizm Yaþasýn Devrim ve Sosyalizm, Katil ABD Ortadoðu dan Defol sloganlarýný haykýrdýk. Eyleme katýlan kitlede coþku ve kararlýlýk ileri düzeydeydi. Yürüyüþümüzü Ýstiklal Caddesi boyunca sürdürdük cadde boyunca eylemin dýþýndaki insanlardan da alkýþlý destek aldýk. Yürüyüþümüz Mis Sokak önünde çevik kuvvet polisi tarafýndan durdurulmaya çalýþýldý. Taksim Meydaný na yürümekte ýsrarlýydýk. Eylemdeki kararlýlýk ve coþku kendini sloganlar atýlmasýyla gösteriyordu. Polis saldýrmaya baþladý. Çatýþma esnasýnda eylemci kitlede coþku ve kararlýlýk üst safhadaydý. Baskýlar Bizi Yýldýramaz, Filistin Halký Yalnýz Deðildir sloganlarýný haykýrýyorduk. Etrafta biriken insanlar polise Amerikan uþaklarý þeklinde baðýrarak ve bizi alkýþlayarakeylemimize destek verdi. Polis araçlarýnda da eylemimiz devam etti. Vatan Emniyet Müdürlüðü ne götürülene kadar çevik kuvvet arabasý içinde sloganlarla, marþlarla, zafer iþaretlerimizle dýþarýda bizi destekleyen kalabalýða seslendik. Eylemin baþýndan sonuna kadar devrimci dayanýþmanýn ileri örneklerini gösterdik. Gözaltý sürecinde de hücrede üzerimizdeki baskýlar devam etti. Hücrede de Leninistler ve diðer devrimci gruplardan arkadaþlarýmýz ortak bir tavýrla sloganlarýmýzla, marþlarýmýzla baþeðmez tavrýmýzý sürdürdük. Eylemimizin baþlangýcýndan en son sürecine kadar tüm katýlýmcý gençlik örgütleri belirlenen disiplinle ve kararlýlýkla hareket etti. Sonuç olarak þunu belirtmeliyiz ki Filistin intifadasýnýn Irak halkýyla dayanýþma ekseninde geliþen bu ortak eylem birlikteliði, bu ortak devrimci zeminden hareketle daha da nitelikli ve kitlesel biçimler altýnda devam ettirilmelidir. Ýster enternasyonal düzeyde ister kendi coðrafyamýzda faþizmin saldýrýlarýna karþý devrim ve iktidarý hedefleyen ittifaklar hem gençliðin devrimci dinamizmini ileri sýçratýyor hem de devrimci proletaryaya ve halklarýmýza devrime hangi yollardan gidileceðini gösteriyor. Bu tür eylem birlikleri Türkiye ve Kuzey Kürdistan devriminin geleceði konusunda da can alýcý bir noktayý temsil ediyor. Biz Leninistler de devrimin omuzlarýmýza yüklediði sorumluluk bilinciyle hareket ederek devrimimizi ileri taþýyacak birliklerin içinde yer almaya ve bu birlikleri ileri taþýmayý kendimize görev biliyoruz. FÝLÝSTÝN DEVRÝMLE ÖZGÜRLEÞECEK! IRAK TA NAMLULAR ÝÞGALCÝLERE! YAÞASIN DEVRÝMCÝ DAYANIÞMA! E y l e m 9

Filistin in Savaþ Bayraklarý Þiþli de Dalgalandý Filistin de baþlayan ikinci intifadanýn, silahlý intifada nýn 3. yýldönümünde Filistin devriminin yanýnda olduðumuzu bir kez daha gösterebilmek için Þiþli Abide-i Hürriyet Meydaný ndaydýk. Mücadele Birliði pankartýmýzý açarak, alana girmek üzere Perpa önünde toplanmaya baþladýk, kitlelerin Abide-i Hürriyet Meydaný na doðru yürüyüþe geçmesi üzerine biz de kortejde yerimizi aldýk. O sabah yaðmaya baþlayan yaðmur, bizim coþkumuza engel olamamýþtý. Savra Savra Hatta Nasr ve Mücadele Birliði pankartlarýmýzýn yaný sýra Küba ve Filistin bayraklarýmýz, Che, Deniz posterleri ve kýzýl bayraklarýmýzla baþlayan yürüyüþümüzde sýk sýk Savra Savra Hatta Nasr, Ya Devrim Ya Ö- lüm, Bütün Ýktidar Emeðin Olacak, Denizlerin Yolunda Leninist Saflara, Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey E- meðin Olacak, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük, Filistin Devrimi Yalnýz Deðildir, Filistin Devrimle Özgürleþecek, Filistin de Tek Çözüm Ya Devrim Ya Ölüm sloganlarý attýk. Ýstanbul Irak ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu nun düzenlediði bu mitinge çeþitli sivil toplum kuruluþlarý, öðrenci gruplarý, sosyalist dergi çevreleri, siyasal partiler katýldý. Alana geldiðimizde hýzla bildirilerimizi daðýtmaya baþladýk. Platformdan konuþmalar yapýlýr müzik dinletisi verilirken biz de U düzeni almýþ, kýzýl bayraklarýmýz ve Deniz Gezmiþ posterlerimizi dalgalandýrarak, önce ilkokul öðrencisi bir misafirimizin, daha sonra da yoldaþlarýmýzýn okuduklarý þiirleri dinleyerek coþkuyla sloganlarýmýzý atýyorduk. Mitingin genelinde daha önceki eylemlerde görülen coþkunun bulunmayýþý, iki nedene dayanýyor. Birincisi bu eylemin Ankara da miting yapan Barýþ ve Adalet Koalisyonu na inat bir eylem olarak gündeme gelmesi ve E y l e m 10 hazýrlýðýnýn yeterince yapýlmamasýdýr. Ý- kincisi, mitingin organizasyonundaki Özgür-Der gibi dinciburjuva çevrelerin aðýrlýðýnýn olmasýydý. Irak ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu nun düzenlediði eylemde, dincigerici gruplarýn özel bir etkinliði göze çarpýyordu. Oysa ki, bu gruplarýn siyasi niteliði en baþta anti-komünisttir. Bu topraklarda dinci-gericilik, burjuva i- deolojisinin diðer yüzüdür. Faþizmin yedek lastiði bu dinci-gericilerin Filistin e destek eyleminde kürsüde bu derece etkin olmasýnýn nedenini, bu çevrelere karþý son dönemde göze çarpan liberal yaklaþýmlarda aramak gerek. Geçmiþte Maraþ ta ve Sivas ta emekçi halka karþý katliamcý yüzünü göstermekten kaçýnmayan bu gerici çevreler, bugün suret-i haktan görünüyorsa, tek nedeni toplumda yüzlerinin teþhir olmasýdýr. Kendine öncü misyonu biçenlerin bu gerici çevrelerle yolunu ayýrmasýnýn ne derece acil bir sorun olduðu bu mitingde bir kez daha görüldü. Mitingde özellikle yasal-reformist partilerin ve Kürt halkýnýn katýlýmýnýn oldukça zayýf olduðu göze çarptý. Oysa ki, Filistin, Türkiye ve Kürdistan devriminin bir eðitim ocaðý olmuþtur. Filistin halkýyla dayanýþmayý ciddiye almayan her hareket, bu topraklardaki devrim iddiasýný da bir kenara koyuyor demektir. Yasal-reformist partiler için oldukça anlaþýlýr olan bu durum, Kürt halký için anlaþýlýr deðildir.

l olmasý gerektiðinin ele alýndýðý ikinci bölüme geçildi. Bu bölümde Kürdistan Devrimi nin iliþkilerinin, Filistin Devrimi nden çýkarýlmasý gereken derslerin ve Filistin Devrimi yle dayanýþmanýn nasýl Bu konuþmadan sonra panele kýsa bir ara verildi. Sýcak sohbetlerin yapýldýðý aradan sonra, Filistin Devrimi yle Türkiye ve belirtti. kurtuluþa yönelmek zorunda olduðunu söyledi. Bunun önündeki en temel engelin ise siyonizm ve gerici Filistin hareketleri olduðunu bu tarihte Tutsaklara Özgürlük þiarýyla baþlayan eylemlerin intifadaya dönüþtüðünü vurguladý. B.Yaþ, bu bölümde son olarak Filistin deki mücadelenin sadece ulusal bir savaþým olmadýðýný, ayný zamanda sýnýfsal bir mücadele olduðunu ve mutlaka toplumsal konuþmasýnda, I. (1987) ve II. (2000) intifadalarýný da ele aldý ve II.Ýntifada nýn baþlangýcýnýn Eylül ayý deðil, Mayýs ayý olduðunu, Oslo Anlaþmasý nýn Filistin i yavaþ yavaþ iþgal etme anlaþmasý olduðunu ve altýnda Arafat ýn imzasýnýn bulunduðunu söyledi. B.Yaþ ma 70 ler sonrasý özellikle FKÖ de en büyük grup olan El Fetih in görüþlerini deðiþtirdiðini ve Ýsrail in 1967 sýnýrlarý öncesine dönmesini temel politika haline getirdiðini, bu deðiþiklikte El Fetih in burjuva sýnýflara dayanmasýnýn belirleyici olduðunu belirtti. 1993 mücadelesine önderlik eden FKÖ nün sýnýfsal bileþimi üzerinde durdu.fkö nün önce Ýsrail devletini yok etmeyi hedeflediðini a- munun binyýllar önce sürüldüðü topraklara geri dönüþü olarak tanýmlandýðýný ve Ýsrail in Filistin topraklarýný vaat edilmiþ topraklar olarak gördüðünü söyledi. Tüm saldýrýlarýn bu büyük yalana dayandýrýldýðýný söyleyen B.Yaþ, daha sonra Filistin ulusal kurtuluþ Ateþ ve Mustafa Çetine i anarak baþladý. Daha sonra Ýsrail in tüm saldýrýlarýný siyonizme dayandýrdýðýný, siyonizmin, Yahudi toplu- diðini ve Filistin de yaþananýn bundan baþka bir þey olmadýðýný söyledi. Ondan sonra söz alan Baki Yaþ ise konuþmasýna, Filistin de Filistin halkýnýn özgürlük mücadelesine destek vermek için savaþýrken ölümsüzleþen Teðmen Ali (Cevat Saim Çelen), Ýmam Filistinlinin kendi ülke sýnýrlarý dýþýnda yaþadýðýný, Filistin topraðýnýn nasýl bölündüðünü, soykýrýmýn hukuksal olarak ne anlama gel- sýnda daha çok Filistin sorununun hukuksal boyutu üzerinde durdu. Filistin halkýnýn aleyhine ne gibi hukuksal yöntemler geliþtirildiðini anlatan Süleyman Þensoy, iki toplum, iki din anlaþamaz denilerek Filistinlilerin sürgüne gönderildiðini, þu anda 5 milyon Filistin sorunun geliþimini anlatan M. Çelik, silahlý eylemlerden örnek verdi. Ondan sonra söz alan Süleyman Þensoy ise, konuþma- önemli yönünün silahlý direniþ geleneði olduðunu, sorunu Ýntifada ile birlikte ele almak gerektiðini söyledi. Daha sonra, aþama aþama Panel, iki bölüm halinde yapýldý. Birinci bölümde, ilk konuþmacý olarak söz alan Mukaddes Çelik, Filistin Devrimi nin en Serdar ýn okuduðu Filistin i anlatan bir þiirle devam etti. bayraklaþarak topraða düþen savaþçýlar için yapýlan saygý duruþuyla baþlayan panel, hemen arkasýndan, paneli yöneten Vefa Filistin Devrimi süresince ölümsüzleþen ve tüm dünyada Çaðdaþ Hukukçular Derneði nden Süleyman Þensoy katýldý. dergisinden Baki Yaþ, Atýlým gazetesinden Mukaddes Çelik ve 14.00 de baþlayan panele, katýlýmcý olarak Mücadele birliði 5 Ekim 2003 tarihinde, A- yýþýðý Sanat Merkezi Ýkitelli Þubesi nde Filistin Devrimi konulu bir panel düzenlendi. Saat ay içinde Filistin halkýyla dayanýþma amaçlý bir Filistin Gecesi yapýlacaðýný duyurdu. Panel, paneli yöneten arkadaþýn sözleriyle son buldu: Savra Savra Hatta Nasr Devrim Devrim Zafere Kadar. duðunda Ýsrail devleti nin de yýkýlacaðýydý. Böyle geniþ bir konunun ele alýnmasý için zaman yetmemekle birlikte dinleyiciler Filistin Devrimi nin dünü ve bugününe iliþkin oldukça bilgilendiler. Baki Yaþ, önümüzdeki Karþýlýklý soru cevap þeklinde süren panelden çýkan en önemli sonuçlardan biri Türkiye ve Kürdistan da devrim ol- dayanan FHKC ve FDKC gibi devrimci örgütlerin olduðu vurgulandý. 2.Ýntifada da komünist etkilenmenin daha çok görüldüðü belirtildi. Ayrýca proletaryaya deðil ama yoksul emekçi halka merak edilen konu Filistin de komünist bir örgütlenmenin o- lup olmadýðýydý. Filistin de komünist örgütlenmelerin olduðu yükseltmek olduðunu vurgulayarak konuþmasýný bitirdi. Konuþmalar bittikten sonra sorular bölümüne geçildi. En çok olmadýðýnýn anlaþýlmasý olduðunu söyledi. Ve Filistin Devrimi ne bugün verilecek en önemli desteðin kendi devrimimizi listin halkýnda büyük bir sosyalizm sempatisi olduðunu belirtti. Çýkarýlmasý gereken ikinci sonucun özgürlüðün ancak silahlý savaþýmla geleceðinin görülmesi olduðunu, üçüncü sonucun, hiçbir yol haritasýnýn emperyalizmin masada olduðu yerde geçerli ulaþtýðýný, küllerinden yeniden ve yeniden doðduðunu anlattý. Bunda Sovyetler Birliði nin desteðinin önemli bir rol oynadýðýný ve Fi- týðýný ve bu þekilde bir devrim ocaðý haline geldiðini, onun dünya devrimine çok þey verdiðini ve þimdi ondan çok þey istediðini vurguladý. Filistin Devrim inden çýkarýlacak sonuçlarý sýralayan Baki Yaþ, her þeyden önce Filistin Devriminin artýk yenilmez bir güce min Ortadoðu politikalarý önündeki temel engel olduðunu, bu nedenle sadece siyonizmle deðil, bütün olarak emperyalizmle savaþ- nal bir karakter taþýdýðýný, Filistin halkýnýn sadece Filistin de deðil, dünyanýn her yerinde savaþtýðýný, Filistin Devrimi nin emperyaliz- Proletaryanýn önderlik etmediði hiçbir ulusal kurtuluþ savaþýnýn baþarýya ulaþamayacaðýný söyledi. Filistin Devrimi nin enternasyo- burjuvalaþmýþ bir önder olduðunu, II. Ýntifada nýn Arafat a raðmen ortaya çýktýðýný ve Arafat a raðmen zafere ulaþacaðýný vurguladý. ve Filistin halký olduðunu belirtti. Filistin Devrimi nin önündeki en büyük engellerden birinin burjuva önderlik olduðunu, Arafat ýn olduðunu söyledi. Ondan sonra söz alan B.Yaþ, bölgede iki halkýn ulusal-sýnýfsal kurtuluþ mücadelesi verdiðini, bunlarýn Kürt halký her halkýn kendi dinamikleriyle kendi kaderini tayin etme hakký olduðunu, Filistin halký için geçerli olanýn Kürt halký için de geçerli emperyalizmin yönetimi altýnda halkýn kendi çýkarýna bir devlet kurmasýnýn mümkün olmadýðýný, etkisine deðindi. Türkiye den yükselecek eylemlerle Filistin Devrimi ne destek verilmesi gerektiðini belirtti. S.Þensoy ise, bu bölümde verdiði desteðe dikkat çekti, Ýntifadanýn Ýsrail toplumu üzerindeki ulusal kurtuluþu anlamýnda bir çözüm olmayacaðýný, toplumsal devrime yönelmesinin þart olduðunu söyledi. TC devletinin siyonizme idari kimi kararlarla Filistin in yönetildiðini söyledi. Filistin topraðýnýn bölünmüþlüðünün önemli bir sorun olduðunu, Filistin halkýnýn konuþmacý M.Çelik, Filistin de klasik sömürgeciliðin olmadýðýný, ÝKÝTELLÝ DE PANEL Savra Savra Hatta Nasr 11 n e P a

ABD-TC: ÇÖKÜÞ ÝTTÝFAKI G ü n d e m 12 Irak ýn iþgaline ortak olmakla iþbirlikçilikte yeni bir aþamaya varan tekelci sermaye ve Türk devleti, ABD ile kader ortaklýðýna gönüllüdür, isteklidir. Kimi burjuva çevreler, toplumun en geri kesimlerinde bile öfke uyandýran bu ortaklýðý haklý çýkartabilmek için, aðýr borç yükü ve ABD nin oynadýðý Kürt kartý karþýsýnda, Türkiye nin bu iþbirliðine zoraki dahil olduðunun propagandasýný yapýyorlar. Burjuvazinin bakýþýný yansýtan bu ifadeleri, sýk sýk reformist çevrelerden duymak da mümkün oluyor. Geçtiðimiz hafta içinde meclis, ABD ile birlikte Irak iþgaline ortak olmak amacýyla, Irak a asker gönderme iznini onayladý. Türk devleti iþgal altýndaki Irak topraklarýna on bin asker gönderme kararý aldý. Bu, iþbirlikçi tekelci burjuvazinin, uluslararasý ve bölgesel çapta yöneliminin ne olduðuna iliþkin önemli ipuçlarý veren bir karardýr. Bu kararýn nasýl ve kimler tarafýndan alýndýðý gibi sorunlardan çok, bu yönelimlerin neler olduðunu kavramak çok daha önemlidir. Bu topraklarda, emekçilerin ezici çoðunluðu, ne böyle bir savaþa ortak olmayý, ne de Irak taki mevcut iþgali o- naylýyor. Geniþ emekçi yýðýnlarý, bu duygu ve düþüncelerini bir çok kez sokak eylemleriyle dile getirdiler. Savaþýn karþýsýnda emekçilerin tutumlarýný yansýtan eylemler neredeyse bir yýldan bu yana çeþitli biçimlerde sürüyor. Ancak, iþbirlikçi tekelci sermaye ve onun politik temsilcileri olan partiler bu kararý onaylamaktan çekinmediler. Bu durum, iþbirlikçi tekelciliðin söz konusu yönelimlerinin gelip geçici bir karakter taþýmadýðý, aksine, köklü nedenlere dayandýðýnýn bir ifadesidir. ABD nin Kaderine Baðlanmak Meclisten geçen tezkerenin amacý, ne tek baþýna Irak taki zengin petrol yataklarýndan pay kapabilme isteðidir, ne de iþgale ortak olma koþulu getiren 8.5 milyar dolarlýk IMF kredisinin iþtah açýcý hayalleridir. Elbette bunlar da var. Fakat, Türk devletinin yöneticilerinin sýk sýk vurguladýklarý gibi, sorun yalnýzca ekonomik bir sorun deðil. Kaldý ki, bu konuda ABD ile yapýlan pazarlýk görüþmelerinde, petrol yataklarý üzerinde pay sahibi olma isteði kabul görmedi. Ýþbirlikçiler açýsýndan bu ortaklýðýn siyasi anlamý, ekonomik getirilerinden çok daha önemliydi. Meclisin o- nayladýðý tezkereyle birlikte, Türkiye nin iþbirlikçi tekelci sermayesi, bütün dünyaya kaderini ABD ile ortaklaþtýrdýðýný ilan etmiþ oldu. ABD nin kendi eliyle tezgahladýðý 11 Eylül olaylarý sonrasýndan adým adým hayata geçirdiði 3.Dünya savaþýnýn gündemde olduðu böylesi bir dönemde, Türk devletinin ABD ile kader ortaklýðý ciddi bir saflaþmanýn iþaretidir. Hatýrlatalým. Birinci ve ikinci Emperyalist paylaþým savaþlarý öncesinde, bütün kapitalist ülkeler, böylesi kamplaþmalar yaþamýþlardý. Üçüncü dünya savaþýnda, benzer kamplaþmalar kaçýnýlmaz hale geliyor. Bu savaþta, esas hedef dünya emekçi halklarý olmakla birlikte, savaþý yürüten sermayenin emperyalist-kapitalist niteliklerinden kaynaklý olarak kaçýnýlmaz biçimde bu bir paylaþým savaþý niteliði de taþýyor. Paylaþýmýn gündemde olduðu her yerde, saflaþmalar, kutuplaþmalar mutlaka gündeme gelir. ABD, dünya devrim dinamiklerini ezme ve emperyalist-kapitalist sistemin çöküþünü engelleme hedefli bu savaþla, paylaþýmda ön plana çýkmak için, savaþý kendi cephesinden baþlattý. ABD nin paylaþýmdaki temel rakipleri AB ve Japonya emperyalist odaklarýdýr. Rusya-Çin ittifaký da, farklý nedenlerle, ABD nin hegemonyasýnýn önündeki bir diðer engeldir. Ýþte, bu kutuplaþma içerisinde TC, kendi konumunu belirlemiþtir. Bundan böyle TC, ABD nin kendi cephesinden baþlattýðý 3.Dünya Savaþýnda ABD ile ayný kutupta olduðunu ilan etmiþtir. Ayný ittifak gücü içerisinde Ýngiltere, Ýsrail, Ýspanya,Ýtalya var. Bu kutuplaþma, ayný zamanda, 3.Dünya Savaþý sürecinin iþlediðinin bir baþka kanýtýný oluþturuyor. Türk devletinin kendi kaderini ABD ile ortaklaþtýrmasý, o- nunla birlikte yayýlmacý emeller taþýyan nice maceralara giriþmesi demektir. Irak ýn iþgaline ortak olmak, bu tür yayýlmacý emelleri açýða vuruyor. Bu yönelim Türk devletini diðer emperyalist ülkelerle, bölge ülkeleriyle karþý karþýya getiriyor. Bu durum, kendi içinde aðýr ekonomik ve siyasi krizler barýndýran iþbirlikçi

tekelciliði, çok daha farklý karmaþýk ve aðýr çatýþmalarla karþý karþýya býrakacaktýr. Türk devletinin ABD ile kader ortaklýðý, onun AB ile ilgili hedeflerinden tümüyle vazgeçtiði anlamýna mý gelir? Hayýr. Dýþiþleri Bakaný A.Gül sýk sýk Ýngiltere gibi olacaðýz vurgusunu yapmaktan kendisini alýkoyamýyor. Ýngiltere, AB içerisinde, adeta ABD nin gönüllü uþaklýðýný yapan, ABD adýna kaleyi içeriden fethetmeye çalýþan bir konumdadýr. Türkiye, AB ye girmeyi hedefleyen giriþimlerine devam edecektir. Fakat artýk bu hedef içinde kendi misyonunu belirlemiþtir: AB içinde ABD nin truva atý olmak. TC nin Yeni Gelin Nazý Bitti Irak ýn iþgaline ortak olmakla iþbirlikçilikte yeni bir aþamaya varan tekelci sermaye ve Türk devleti, ABD ile kader ortaklýðýna gönüllüdür, isteklidir. Kimi burjuva çevreler, toplumun en geri kesimlerinde bile öfke uyandýran bu ortaklýðý haklý çýkartabilmek için, aðýr borç yükü ve ABD nin oynadýðý Kürt kartý karþýsýnda, Türkiye nin bu iþbirliðine zoraki dahil olduðunun propagandasýný yapýyorlar. Burjuvazinin bakýþýný yansýtan bu ifadeleri, sýk sýk reformist çevrelerden duymak da mümkün oluyor. Oysa TC, mecbur býrakýldýðý için deðil, gönüllü olarak I- rak ýn iþgaline ortak oluyor. Bu durum onun, tarihsel yayýlmacý eðilimlerine uygundur. Asýl önemlisi Türk devleti Irak taki direniþi boðmak için bu ortaklýða girdi. Çünkü, Irak ta ABD iþgaline karþý yaygýnlaþan ve her gün daha büyük güç kazanan direniþ, emperyalizmin bölgedeki bütün varlýðýný tehdit eden bir konuma ulaþtý. En baþta Türkiye iþbirlikçi tekelci sermayesi, varlýðýný bölgedeki emperyalizmin egemenliði sayesinde ayakta tutabiliyor. Kýsaca TC, Irak a ABD adýna deðil, ama kendi varlýðýný ayakta tutmak adýna gidiyor. Bu nedenle gönüllü ve isteklidir. Bu noktada, kimi devrimci çevrelerde sýkça dile gelen, ABD askeri olmayacaðýz! sloganý, bir anlam ifade etmiyor. Türk ordusu Irak a sadece ABD adýna savaþmak ve ölmek için gitmiyor. Eðer Irak taki direniþ zafere ulaþýrsa, bu ABD nin çöküþü demektir. ABD nin çöküþü ise, Ýsrail-Türkiye ittifakýnýn içi boþ bir çuval gibi yýkýlýp gitmesi anlamýna gelir. Türk ordusu, kendi açýsýndan ölüm-kalým meselesi olan bu durumu önlemek i- çin savaþmaya gidiyor. Kaldý ki, gönülsüz de olsa, ABD, Türkiye ye kendi istediðini kabul ettirebilme gücüne sahip. Ekonomik, siyasi, diplomatik ve askeri yollardan ABD emperyalizmine kopmazcasýna baðýmlý olan iþbirlikçi tekelci sermayenin, günümüzde emperyalizmden baðýmsýz hareket etme þansý kalmamýþtýr. Eðer Türkiye gönüllü olmasaydý, ABD az ya da çok zaman içinde, kendi isteklerini kabul ettirirdi. Konunun bu yönünü ayrýca vurgulamak gerek: çünkü emperyalizmle baðýmlý ülkeler arasýndaki iliþki, þu ya da bu kiþinin, partinin veya sýnýfýn temsilcilerinin isteklerine, arzularýna baðlý deðildir. Bu iliþkiye yön veren, ekonomik baðýmlýlýðýn üzerinde yükselen nesnel koþullardýr. Örnek olsun; Irak ýn iþgaline karþý çýktýðýný her fýrsatta söyleyen Bülent Arýnç gibi kiþilerin, genel süreç içerisinde hiçbir kýymeti harbiyesi yoktur. Türk devletinin iþgale gönüllü olmasý, onun ABD karþýsýnda pazarlýklar yürütmesine engel deðildir. Tezkere çýktýðý halde, ABD li yöneticilerle çeþitli düzeylerde pazarlýklar sürüyor. Bu pazarlýkta elini güçlendirebilmek için Türk devleti, geçen yýldan bu yana, yeni gelin nazý ný sürdürüyordu. Yani hem istekliydi, hem de bazý konularda kendisini garantiye almadan kendini teslim etmiyordu: 1 Mart ta mecliste reddedilen tezkere, bu yeni gelin nazý na örnekti. 1 Mart tezkeresinin kabul edilmeyiþinden sonra, meclisin o- nurundan bahsedenler, halkýn iradesinin meclisi teslim aldýðýný söyleyenler, bu yeni durumu nasýl açýklayacaklar? Yeni tezkereyi önemli bir çoðunlukla onaylayan meclis, ayný meclistir. 1 Mart tan bu yana, meclisteki partilerde ve vekillerde herhangi bir deðiþim olmadý. Öte yandan emekçilerin ve devrimci güçlerin eylemlerinde de bir azalma söz konusu deðil. Bu durumda dün Meclisin halkýn iradesini dikkate aldýðýndan söz eden sosyal reformistler son oylamayý nasýl izah edecekler? Özel Hedef: Kürdistan Devrimini Boðmak Emperyalist-kapitalist sistemin çöküþünü hýzlandýracak Irak direniþini boðmak gibi genele iliþkin amaçlarýnýn yaný sýra, Türk devletinin bu savaþa girmekte kendi özel çýkarlarý da ön plandadýr. Bu çýkarlar içinde, Kürdistan devrimini boðmak hedefi özellikle vurgulanmalýdýr. En son kabul gören tezkere için ABD ile yapýlan pazarlýklarýn temel konusunu, bu özel hedefte ABD ile ortaklaþma meselesi oluþturuyordu. KADEK in tasfiyesi ile sýnýrlý kalmayan, güneyde Kürtlere ait bütün kurumlarýn tasfiyesi amacýný da barýndýran bu hedefe u- laþmak, Türk devleti açýsýndan oldukça zordur. Kürt halký, Kuzeyde ve Güneyde, Türk devletinin bu amaçlarýna ulaþmak için atacaðý her adýmýn çok sert cevaplanacaðýnýn iþaretlerini þimdiden veriyor. Ýþbirlikçiliði tescilli Barzani bile, Türk ordusunun I- rak a girmesiyle, geçici hükümetten ayrýlabilecekleri ve bir iç-savaþýn patlak vereceði tehditlerini savurmaktan geri kalmýyor. Tescilli iþbirlikçi Barzani yi böyle sert konuþmalar yapmaya iten neden, Kürt halkýnýn iþgalci Türk ordusuna duyduðu haklý öfkedir. Bu öfke, Barzani yi bile ABD ile ittifaký bozma noktasýna getirirken, KADEK in ABD ile ittifaký gözeten açýklamalarý dikkat çekiciydi. KADEK, kendisine dokunulmadýðý koþullarda ABD ile Türkiye nin Irak ý iþgal etmesine sessiz kalacaðý açýklamalarýyla, Kürt halkýnýn esas duygularýný ifade etmiþ olmuyor. Tersine, Güney de ve Kuzey de Kürt halký, tezkerenin oylanýp kabul görmesini, eylemler ve öfkeli protestolarla karþýladý. Bu nedenle, Türk devletinin Kürdistan devrimini boðma giriþimleri, Irak taki direniþin Kürdistan ýn tümüne yayýlmasýnýn önünü açacaktýr. TC nin bu konuda attýðý her adým, mücadelenin þiddetlenmesine yol açýyor. Türk devleti, Ýsrail le birlikte, Ortadoðu gericiliðinin kalesi ve koruyucusudur. Düne kadar, bu misyonunu belli sýnýrlar içinde oynayan Türk devleti, Irak ýn iþgaliyle birlikte, Ortadoðu nun baþ karþý-devrim odaðý olmak rolüne hazýr bulunduðunu ifade etmiþtir. Türkiye de faþist karakterli burjuva egemenliðin yýkýlmasý, tüm Ortadoðu nun gerici iktidarlarýnýn yýkýmýný getirecektir. Burada, savaþa karþý hareket içinde, kitle eylemiyle hükümeti ve meclisi baský altýna almak gibi sýnýrlý bir hedefin ne denli geçersiz kaldýðýný görüyoruz. Tezkerenin onaylanmasý, böyle bir baskýnýn hiçbir iþe yaramadýðýný gösterdi. Türk devletinin Irak taki iþgale ortak olmasý, proletaryanýn devrimci görevlerini yerine getirmesi için gerekli olan bütün koþullarý olgunlaþtýrýyor. Emekçilerin genel hoþnutsuzluðunun daha güçlü eylemlerle dile gelmesi, Kürt halkýnýn þiddetli çatýþmalarla bu sürece cevap vermesi kaçýnýlmazdýr. Cepheden gelen her yenilgi haberi, burjuva hükümetlerin koltuðunun sarsýlmasýna neden olacaktýr. Ekonomik kriz, savaþla birlikte çöküþü yaþayacaktýr. Kýsacasý, savaþýn sonucunda proletarya, devrim hedeflerine varmak için uygun koþullara sahip olacaktýr. Emperyalist-kapitalist sistemin çöküþünü saðlayan a- nahtar elimizdedir. G ü n d e m 13

ALMANYA DA 1 EYLÜL SELAMLANDI Azgýn dalgalarýn Düþmanlýðýndan çok Cahil kaptanlarýn korkularý Ve en kritik anda Yanlýþ dümen kýrmalarý Tehdit etmiþtir yolculuklarý Yola çýkalý, bu kaçýncý Karaya oturmuþ gemi Yanýndan geçip gittiðimiz Söyle bize deniz feneri Parladýðýn yüz elli yýldan beri Kimler seni dinlemeyip de Karada yürütmeye kalkar gemileri Oysa bilgeliklerinle doludur Bizim kaptanýn seyir defteri Sibel Sürücü 1990 1 Eylülü nde kuruluþunu ilan eden TKEP/Leninist, 14. kavga yýlýna girdi. 13 mücadele yýlý boyunca, Türkiye ve K.Kürdistan topraklarýnda onlarca deðer yaratýldý. Devrimci mücadelede ýsrar ve uzlaþmazlýk bilimsel teorinin ýþýðýnda harmanlandý. Ve Leninist Parti 13 mücadele yýlý boyunca dosta güven verdi düþmana korku saçtý. Sahip olduðu nicel güçle karþýlaþtýrýlmayacak biçimde, ülkelerimiz devrim tarihindeki her sayfada yerini aldý. Ve bugün Leninistler, Leninist Parti nin dostlarýyla birlikte, Denizlerden bu yana yaratýlan geleneðin haklý sahibi olarak, geleceðe yürümenin haklý gururunu yaþýyorlar Bilinç ve yürekle örülen yaþamýn her alanýna, kavganýn her cephesine silinmez izler býrakan bir yürüyüþe tanýklýk ediyor tarih... BÝZÝM YÜRÜYÜÞÜMÜZE Denizlerden 13 Mart Savaþçýlarýna, 13 Mart Savaþçýlarýndan zindanlara, Ölüm Oruçlarýnda fedayý kuþananlarýmýza, Leninist Parti, büyük bir tarihin sahibi olarak geleceðe yürüyor... Proletaryanýn Devrimci Sýnýf Partisi TKEP/LENÝ- NÝST in 14. mücadele yýlý, 5 Ekim 2003 günü Almanya nýn Reutlingen kentinde düzenlenen bir kutlama etkinliðiyle selamlandý. Leninistlerin ve Leninist Parti nin dostlarýnýn katýldýðý etkinlik, örgütlü bir güç olmanýn önemini ve THKO dan bu yana Leninist Parti nin tarihini anlatan metnin okunmasýyla baþladý. Daha sonra, Ölüm Orucu Savaþçýmýz, Güneþimiz, Sibel Sürücü nün, Kartal Zindaný ndan zorla müdahale iþkencesi için hastaneye kaldýrýlmasýný ve buna 14 karþýlýk tutsak leninistlerin direniþini anlatan Dördüncü Kelebek adlý þiirsel bir dinleti sunuldu. Güneþimizin yoldaþlarýna haykýrdýðý sizsiz bir yaþamý asla kabul etmeyeceðim. Sizden asla vazgeçmeyeceðim sözleriyle sona eren dinletinin ardýndan müzik dinletisi verildi. Müzik dinletisi ve okunan þiirlerle devam eden program, Ölüm Orucu eylemi ve Leninist Parti nin bu süreçteki tavrý ile ilgili yapýlan bir konuþmayla devam etti. Etkinlik Ýrlanda da IRA militanlarý tarafýndan yapýlan Ölüm Orucu eylemini konu alan O da Bir Ana adlý filmin gösterimiyle sona erdi. Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her þey Emeðin Olacak! Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük! Yaþasýn Proletaryanýn Devrimci Sýnýf Partisi TKEP/Leninist Almanya dan Leninistler NOT: Elimize e-posta yoluyla ulaþan bu yazýyý haber niteliðinden dolayý yayýnlýyoruz.

SARIGAZÝ DE PANEL: Irak ta Savaþ ve ABD nin Çöküþü Ayýþýðý Sanat Merkezi nin düzenlediði Irak ta Savaþ ve ABD Emperyalizminin Çöküþü konulu panel, 24 Eylül Pazar günü, Sarýgazi Þubesi nde yapýldý. Panele konuþmacý olarak Mücadele Birliði adýna Vefa Serdar, Haklar ve Özgürlükler Cephesi adýna Þadi Özpolat, Yeni Atýlým gazetesi adýna Mukaddes Çelik ve DEHAP adýna M.Yönetim Kurulu üyesi Kudbettin Üþenç katýldý. Panelin ilk bölümünde, ABD emperyalizminin Ortadoðu da izlediði politikalar, Irak iþgali ve halkýn direniþi, iþgalin nedenleri ve ortaya çýkardýðý sonuçlar tartýþýldý. Bu bölümde ilk sözü alan Kudbettin Üþenç, kýsaca, ABD nin Ortadoðu ya yönelik saldýrgan politikasýnýn 11 Eylül sonrasýnda þekillenmediðini: aslýnda 1920 lerden sonra, Truman ve Marshall doktrinleri doðrultusunda tüm dünyada hakimiyet kurmaya çalýþtýðýný belirtti. 11 Eylül ün CIA nýn haberdar olduðu bir komplo olduðunu; bunun ABD nin kendisini meþrulaþtýrmaya çalýþtýðý bir zemin yarattýðýný dile getirdi. Yeni Atýlým adýna konuþan Mukaddes Çelik, Ortadoðu nun sömürgeleþtirilme tarihinden kýsaca bahsederek, bu bölgede dengeleri deðiþtiren olaylarýn, Filistin davasýna ihanet eden Arap rejimlerinin Arap birliðini bozmasý, Ýran da devrim ve sosyalist blokun 89 yýlýndaki çözülüþü olduðunu vurguladý. Bu olaylarla ABD nin, Ortadoðu ya yeni biçim vermeye çalýþtýðýný dile getiren M.Çelik, emperyalizmin doðrudan yönetme durumuna Himayeci sömürgecilik ifadesini kullandý. HÖC adýna konuþan Þadi Özpolat, Amerikan imparatorluðu döneminin ilan edildiðini, ABD nin anti-emperyalist hareketlere, hala sömürge olmayan ülkelere karþý bir saldýrý baþlattýðýný söyledi. Fakat, Irak saldýrýsýnýn büyük bir direniþle karþýlaþtýðýný, bu sayede emperyalizmin yenilmezliði teorilerinin yerle bir olduðunu ekleyen Þ.Özpolat, emperyalizmin demokratik yüzünü keþfedenleri de eleþtirdi Emperyalizmin gücünü yerle bir etmeden, özgürlüðün hayal olacaðýný söyledi. Sözlerini Emperyalizm birleþiyorsa, bizim parçalanma lüksümüz yok, halka karþý sorumluluk taþýmýyoruz demektir diyerek tamamladý. Mücadele Birliði dergisi adýna panele katýlan Vefa Serdar, konuþmasýna, Irak ta ABD nin yalnýzca petrol aramadýðýný, e- linden kaçan dünyayý yeniden egemenliðine almak için iþgale giriþtiðini belirterek baþladý. Emperyalist-kapitalist sistemin derin bir bunalýmda olduðunu, kapitalist geliþmenin sistemi sýçramalý bir çöküþe sürüklediðini söyledi. 11 Eylül olaylarýnýn bizzat ABD tarafýndan hazýrlanan provokasyon olduðunu, ABD nin bu yoldan 3. Dünya savaþýný kendi açýsýndan baþlattýðýný belirten V.Serdar, bu giriþimlerin esas temelinde, emperyalist ilhakýn tamamlanma sürecinin bulunduðunu söyledi. Bununla birlikte, paylaþým savaþýnýn, proletarya ve ezilen halklarýn devrimci savaþý sonucu dünya çapýnda bir iç-savaþa dönüþtüðünü,bunun emperyalist-kapitalist sistemin sýçramalý çöküþünü hýzlandýracaðýný, daha þimdiden Vietnam savaþý döneminde ortaya çýkan gösterilerden daha yaygýn eylemlerin sistemi sarstýðýný belirtti. Panelin birinci bölümü böylece sona erdi. Yarým saatlik ara boyunca, paneli izleyenler konuþmalar üzerinden yorum ve görüþlerini tartýþtýlar. Panelin ikinci bölümünde, Türk devletinin Irak iþgaline asker gönderme niyetleri, bunun sonuçlarý ve devrimcilerin tavrýnýn ne olmasý gerektiði tartýþýldý. DEHAP adýna konuþan K.Üþenç, iþgale yönelik TC nin pazarlýklarýnýn, ABD ye Kürtlere ait ne varsa, benimle beraber imha et! diyerek sürdüðünü, AKP nin þovenist çizgisinin Enverist ve Türkeþçi olduðunu, ABD nin ise Güney de yeni bir Ýsrail oluþturmaya çalýþtýðýný, buna karþýlýk devrimci ve demokratlarýn ilk önce savaþý önlemeye çalýþmasý gerektiðini söyledi. Panelde ayrýca, baðýmsýz-birleþik sosyalist Kürdistan hedefinin stratejik bir hedef olarak korunduðunu, Kürtlerin teslimiyet diye bir þanslarýnýn olmadýðý da dile getirildi. Atýlým adýna konuþan Mukaddes Çelik, Türk devletinin Ortadoðu daki hükümranlýk iliþkilerine dahil olmak istediði, bunun yolunun Kürt sorununun halledilmesinden geçtiðini belirtti. Devrimcilerin esas görevinin halklarýn birbirini boðazlamasýna engel olmak olduðunu, bu anlamda emperyalizm karþýsýnda, Kürt sorunu karþýsýnda ve devrim karþýsýnda tüm çevrelerin tutumunu netleþtirmesi gerektiðini söyledi. Kürt ulusal hareketinin görevle- P a n e l 15

rinden birinin, Türkiye iþçi sýnýfýna güven vermek olduðunu da belirten M.Çelik, þovenizme karþý güçlü mücadelenin asýl olarak ezen ulus proleterleri ve enternasyonalistlerin omuzlarýnda olmasý gerektiði gerçeðini unutmuþ görünüyordu. Þadi Özpolat, panelin bu bölümünde, Türk devletinin pazarlýklarýnýn KADEK ve para üzerinde yoðunlaþtýðýný, fakat iþgale ortak olma kararýný almakta hiç de rahat olamadýklarýný belirtti. Tablonun devrimciler açýsýndan kötü olmadýðýný, geniþleme, yaygýnlaþma olanaklarýnýn arttýðýný belirten Þ.Özpolat, Irak ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu içinde yaþanan bölünmelerden bahsetti. Mücadele Birliði adýna konuþan Vefa Serdar, TC nin asker gönderme isteðinin ardýnda, Türkiye ve Kürdistan devrimini boðma ihtiyacý olduðunu söyledi. V.Serdar sözlerine þöyle devam etti: Ayaklanmalar yüzyýlýnýn kalbinde Türkiye ve Kürdistan yer alýyor. Savaþlar ise ayaklanmalara yol a- çar. Bu nedenle salt barýþ istemek, savaþa hayýr demek, uysal bir dilek olmaktan öteye gitmiyor. Savaþý durdurabilecek tek þey devrimdir; savaþa karþý politikalarda baþa koymamýz gereken, devrimci iktidar mücadelesidir. Böylesi hedefleri olan bir harekete ise reformistler girmezler, kaçarlar. Bu anlamýyla cezaevlerinde geçmiþte etkili olan CMK iyi bir örnektir. Devleti dize getiren, böylesi devrimci birlikteliklerdir. Panelin sonunda, dinleyiciler panelistlere sorular sordular. Dinleyenlerin sorularýnda en çok göze çarpan, Ýslamcý diye adlandýrýlan gerici-burjuva çevrelerle birlik oluþturulmasý oldu. Bu sorulara Þ.Özpolat, Evet, þeriat istiyorlar, bu anlamda gericidirler, fakat egemen konumda deðiller sözleriyle cevap verdi. Dinleyenler, DEHAP ýn savaþ karþýsýndaki ikircikli tutumunu eleþtirdiler. Konuþmacý K.Üþenç bu eleþtirileri, Baðýmsýz bir Kürdistan istemiyoruz. Kürt sorunu, demokratik Türkiye de özgür birliktelikler olarak çözülecek biçiminde ve kendilerinin asla Denizlerin, Mahirlerin yolunu terk etmediklerine iliþkin sözlerle cevapladý. Panelin son bölümleri, devrimci durum tespitlerini, halklarýn af deðil devrim istediðine iliþkin düþünceleri abartýlý buluðunu söyleyen Mukaddes Çelik in sözleri üzerinden tartýþmalarla geçti. Bir dinleyicinin sözleri bu konuda anlamlýydý: Af isteyenler olabilir. Ama bu halkýn öncüsü olduðunu söyleyenler ne diyecek? Panele Sarýgazi den ve Ýstanbul un diðer emekçi semtlerinden, özellikle iþçi gençliðin yoðun biçimde katýldýðý görüldü. DERSÝM DE BÝR GERÝLLA CENAZESÝ H a b e r 16 Kürdistan ve Türkiye topraklarýnda düþen her bir can binlerce filiz verip yeþeriyor; kalplere kopmaz baðlarla baðlanýyor. KADEK gerillasý olarak savaþýrken ölümsüzleþen Hüseyin Gül de bir devrim savaþçýsý olarak Dersim in baðrýnda yeþeriyor. TC devletinin faþist ordusunun kurþunlarý onu fiziki olarak aramýzdan alsa da, o yüzlerce Dersimli gencin ve devrim mücadelesine gönül vermiþ herkesin kalbine kazýndý. Faþist TC ordusuyla Tokat ýn Almus ilçesinde girdikleri çatýþmada katledilen Hüseyin Gül ün cenazesi Tokat tan alýndýktan sonra kendi köyü olan Pertek in Dolamaç köyüne getirilerek, diðer devrim savaþçýlarýnýn gömüldüðü mezarlýkta sonsuzluða uðurlandý. Bazý iþbirlikçi köylüler gençlerin cenaze törenine katýlmalarýný engellemeye çalýþtýlar. Örgütsüz olan ve kendi insiyatifleriyle hareket eden gençler, Munzur kod adlý Hüseyin Gül ü sloganlarla uðurladýlar. Cenazenin kaldýrýlmasýnýn üçüncü günü yapýlan mezarlýk anmasýnda resimler, bayrak taþýnýr gibi göklere yükseltildi. Gençlerin faþizme karþý olan öfkelerini ve intikam yeminlerini haykýrmalarý uzun süre devam etti. Mezarýn baþýnda sýk sýk, Þehit Na Mýrýn, Kürdistan Faþizme Mezar Olacak, Hüseyin Yoldaþ Yaþýyor, Savaþýyor, Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür, Faþizme Karþý Savaþ Baþýna, Baskýlar Bizi Yýldýramaz sloganlarý atýldý. Bölge gençleri; Hepimiz Birer Munzur Olacaðýz, Ýntikamýn Alýnacak, Bayraðýn Yükselecek diye haykýrarak zafer iþaretleriyle geldikleri mezardan zafer iþaretleriyle ayrýldýlar. YA DEVRÝM YA ÖLÜM! ZAFERE KADAR DAÝMA! Ý.Ý Mücadele Birliði Okuru /Dersim

MÜCADELE BÝRLÝÐÝ OKURLARINA SALDIRI! 5 Ekim 2003 tarihinde Ýkitelli pazarýnda dergi daðýtan 20 kiþilik Mücadele Birliði okuru grubuna resmi ve sivil polisler tarafýndan silahlý saldýrýda bulunuldu. Saldýrýda þans eseri ölen ya da yaralanan olmazken Ýkitelli sokaklarý saatlerce sloganlarla çýnladý. Sokak aralarýna barikat kuran dergi daðýtýmcýlarý herhangi bir kayýp vermeden daðýtýmý bitirdiler. Bölgeyi abluka altýna alan polis, emekçi halk üzerinde terör estirerek 180 kiþiyi gözaltýna aldý. Olayla ilgili dergi daðýtýmýný gerçekleþtiren MB okurlarýyla yaptýðýmýz röportajý yayýnlýyoruz. Mücadele Birliði: Dergi daðýtýmý nerede ve nasýl gerçekleþiyordu? MB okuru: Biz Mücadele Birliði dergisinin çýktýðý her 15 günde bir Ýkitelli de pazarda sloganlarla ve ajitasyonlarla dergi daðýtýmýný sürekli ve düzenli bir þekilde gerçekleþtiriyoruz. 28 Eylül de yine sloganlarla pazarda dergi daðýtýmý gerçekleþtirirken bir iþbirlikçi faþist dergi ve dergi daðýtýmcýlarýna yönelik hakarette bulunmuþtu.bunun üzerine bizler; yaptýðýnýn yanlýþ olduðunu anlattýk ve uyardýk. Ancak hakaretlere devam edince cezalandýrdýk. Orada bulunan insanlara, bu cezalandýrmanýn ne için yapýldýðýný Pazar tahtasý üzerine çýkarak yüksek sesle anlattýk.. Diðer okur: Polisin5 Ekim deki abluka ve saldýrýsýnýn sebeplerinden birisi de buydu. Mücadele Birliði: Saldýrýyý anlatýr mýsýnýz? Okur: 5 Ekim de yine sloganlarla pazarda dergi daðýtýmýný yapýyorduk. Bu arada geçen hafta yaptýðýmýz cezalandýrmanýn etkisiyle polis yoðun güvenlik önlemi almýþtý. Biz polisin ablukasýna raðmen pazarýn baþýndan, pazarýn sonuna doðru sloganlar atarak ilerledik. Biri komiser 2 polis bize doðru yaklaþarak daðýtýmý engellemeye çalýþtý. Biz bu daðýtýmýn yasal olduðunu söylediðimiz halde, diðer polislerin harekete geçtiðini gördük. Bu arada pazardan ayrýlmayarak sloganlarla daðýtýma devam ettik. Daðýtým bittikten sonra pazardan çýkarken polis saldýrýya geçti. Biz de bulunduðumuz alanda taþlarla karþýlýk verdik. Polisler ve timler uzun namlulu silahlarla, hedef seçerek ateþ ettiler. Çatýþma artýk Ýkitelli nin ara sokaklarýna yansýmýþtý. Bu arada sloganlarýmýzla Ýkitelli faþizme mezar o- lacak, Faþizme karþý silah baþýna, Ya devrim ya ölüm, e- zilen halklarý intifadaya çaðýrdýk. Diðer okur: Polisin bu saldýrýsýna karþý proletaryaya yakýþýr bir þekilde militanca sokaklarda barikatlar kurarak karþý koyduk. Polis kafasýna yaðan taþlardan dolayý yaklaþmaya cesaret edemiyordu. Tek yaptýklarý þey barikatlar boyunca, bizleri kurþun yaðmuruna tutmaktý. Ama onlar yenildi biz kazandýk. Ýkitelli iþçi ve emekçileri barikatlara gelerek kavganýn ortasýnda yiðitçe mücadele birliði aðýný ördü ve çatýþtý. Devrimcileri halktan ayýramayacaðýný, devlet bir defa daha gördü. Mücadele Birliði: Bu saldýrýya çevredeki insanlar nasýl tepki verdi? Okur: Hem pazarda hem çatýþmanýn olduðu sokaklarda, Ýkitelli halký bizleri en iyi þekilde sahiplendi. Diðer okur: Arkadaþýmýzýn anlattýðý gibi Ýkitelli de halkýn bizleri sahiplenmesi bir tesadüf deðildi. Örgütlü bir halkýn asla yenilmeyeceðini, mücadele birliði aðýyla zafere ulaþacaðýný en iyi þekilde gösterdi. Mücadele Birliði: Saldýrýyý siz nasýl deðerlendiriyorsunuz? Okur: Ýkitelli halký uzun bir zamandan beri zaten yaþamdan hoþnutsuzluðunu bir çok defa eylemliliklerle göstermiþtir. 95 Gazi Ayaklanmasý nda, Gazi halkýna destek için buradan binlerce insan devletin kolluk güçlerinin müsaade etmemesi ü- zerine otobaný keserek Gazi ye kadar yürüdüler. 96 Ölüm Orucu eyleminin zafere ulaþmasýnda Ýkitelli nin büyük bir etkisi vardý. Ayný zamanda 19 Aralýk 2000 Zindan Savaþlarýnda örgütlü bir þekilde davranýlarak birçok eylem gerçekleþtirilmiþ, Ýkitelli sokaklarý alev topuna döndürülmüþtü. Bizler Ýkitelli de 90 lý yýllardan beridir halký, sermaye sýnýfýna karþý örgütlü mücadeleye çekiyoruz. Biz Leninistleri Ý- kitelli halký biliyor, sahipleniyor, destekliyor. Ýkitelli de gittikçe artan bir örgütlü gücümüzün farkýna varan devlet bizlere karþý tüm gücüyle saldýrýyor. Çünkü biliyor ki biz Leninistler, politik iktidar hedefini ezilen halklarýn en önüne koyuyoruz. Ýktidar hedefiyle faþizme karþý her yerde ve her zaman savaþmaya hazýr olduðumuzu Taksim meydanýnda, Ölüm Orucu eylemlerinde kararlýlýðýmýzý ortaya koyduk. Burada çalýþmamýzý engellemek ve halkla baðýmýzý koparmak amacýyla bu ve buna benzer saldýrýlarý özellikle bizlere yöneltiyorlar. Diðer daðýtýmcý: Ýkitelli nin tarihini arkadaþ en iyi þekilde ifade etmiþtir. Buna katacaðým birkaç söz olacaktýr. Ýkitelli halký yýllardýr Türkiye ve Kürdistan devrimine onlarca savaþçý katmýþtýr. Bizim, Ýkitelli de çalýþmalarýmýzýn çok yoðun olmasýndan ve politik iktidar hedefini kitlelere taþýmamýzdan dolayý, bu yoðun saldýrýlar gerçekleþtiriliyor. Burada çalýþma yapan ortalama solu devlet önemsemiyor. Ortalama solun çalýþmalarýna hiçbir þey yapmazken, biz Leninistlere böyle silahlarla saldýrýyorlar. Bizim burada bir güç olduðumuz ortadadýr. Bu saldýrýlara karþý da en iyi cevabý, faþizmin anladýðý tek dilin devrimci þiddet olduðunu gösterdik. Ve her zaman göstermeye devam edeceðiz. Mücadele Birliði: Son olarak neler söyleyeceksiniz? Okur: Ýktidar dýþýnda herþey hiçbir þeydir. Devrimci basýn susturulamaz. Ýkitelli iþçi ve emekçilerine daha yoðun bir þekilde dergi daðýtýmýna hýz vereceðiz. Diðer okur: Bu saldýrýlar bu baskýlar bizleri yýldýrmayacak! R ö p o r t a j 17

ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ AÐINI ÖRELÝM Merhaba Mücadele Birliði okurlarý. Ben 23 yaþýnda bir iþçiyim. Küçük Çekmece semtinde Non-Art Tekstil firmasýnda çalýþýyordum. Þimdi iþsizim, çünkü iþten atýldým. Sizlere iþyerinde yaþadýðým sorunlardan ve iþyerindeki çalýþma koþullarýndan bahsetmek istiyorum. Öncelikle, çalýþtýðým fabrikanýn çalýþma koþullarýnýn çok aðýr olduðunu belirteyim. Sabah 8.30 da iþbaþý yapýyorduk. Akþam ise iþi kaçta býrakacaðýmýz belli deðildi. 14-15 saati buluyordu, hatta sabahlýyorduk. Sürekli mesaiye kalýyorduk. Cumartesi ve Pazar da ayný þekilde çalýþýyorduk. Paydos saatleri ise, çay paydosu 10 dakika, yemek paydosu 40 dakikaydý. Fabrikanýn i- çerisi, her bölümde üçten fazla kamera ile izleniyordu. Ve ayrýca içeride güvenlik elemanlarý dolaþýyordu. Ýþbaþýnda tuvalete gidip sigara içmek yasaktý ve tuvalette 3 ten fazla kiþi olduðu zaman güvenlik elemanlarý hemen gelip, burayý kalabalýk yapmayýn, hemen iþinizin baþýna dönün uyarýsý yapýyordu. Tabi ki bunlarýn hepsi, iþçi sýnýfýna yapýlan bir psikolojik baskýdýr. Ýþçi O k u r 18 sýnýfýný yozlaþtýrmak ve köleleþtirmek istiyorlar. Bir keresinde imalat müdürü bir iþçiye Hey sen çabuk buraya gel diye seslendi. Ýþçi biraz yavaþ adýmlarla müdürün yanýna geldiði için, müdür sinirlenip çok sert bir þekilde þerefsiz, niye çabuk olmuyorsun diye hakaret etti. Ýþçinin sinirlenip müdürle tartýþmasý ve bunun sonunda da müdüre bir yumruk atýp gözünü morartmasý iþçilerde moral yarattý. Bunun sonucu müdür birkaç gün iþçilere baðýramadý. Ancak iþçiyi hemen iþten çýkardýlar. Müdür ise utancýndan 2 gün iþe gelemedi. Bir keresinde ise ben rahatsýzlandým ve o gün iþe gidemedim. Ýþlerin çok sýký olduðundan, iþçileri 10 saat boyunca yemek vermeden, paydos yaptýrmadan çalýþtýrmýþlar. Ertesi gün ben iþe gittiðimde iþçiler bana dünkü çalýþmanýn zorluðunu anlattýlar. Ben de onlara ne gibi tepki gösterdiklerini sordum. Onlar ise hiçbir tepki göstermediklerini, aksi takdirde tepki gösterirlerse iþlerinden olacaklarýný, iþ bulamayacaklarýný ve tazminatlarýný alamayacaklarýný söylediler. Ben de onlara birlikte hareket edersek, birlik olursak, mücadele edersek, her þeyin üstesinden geleceðimizi söyledim. Ben, paydoslarda birlikte oturup, sohbet edip sorunlarýmýzý paylaþmalýyýz dedim. Ýþçilerle aramýzdaki dostluk b Paydoslarda ve iþ çýkýþlarýnda iþçilerle sohbet ediyordum. Bir keresinde sakal uzatmýþtým. Müdür, ustabaþý aracýlýðýyla bana, teröristler gibi kimse bu iþyerinde sakallý çalýþamaz, sakalýný kessin diye haber göndermiþti. Anlayacaðýnýz fabrikada iþçilerin kiþiliðine de karýþýyorlardý. Ýþyerine Mücadele Birliði dergisini götürüp iþçilere daðýtýyordum. Ýþçilerin sürekli okuyup bilinçlenmesi gerekiyordu. Ayný zamanda müdürün ve patronun hedefi olmuþtum. Beni hemen iþten çýkartmak istiyorlardý ve buna da bir gerekçe arýyorlardý. Bir hafta sonu fabrikada her zamanki gibi fazla mesai vardý. Gelemeyeceðimi,çok önemli iþim olduðunu belirttim. Müdürün yanýna gittiðimde iþler çok sýký, herkes gelecek dedi. Ben ise fazla mesaiye gelmeye mecbur deðilim dedim. Müdür ise, Pazar günü iþe gelmeyen Pazartesi iþe gelmesin dedi. Beni tekrar gelmeyeceðimi belirtim ve ertesi gün iþe gitmedim. Pazartesi günü iþe gittiðimde iþbaþý yapýp çalýþtým, 1 saat sonra müdür beni odasýna çaðýrdý ve iþime son verildiðini söyledi. Ben de gereksiz yere neden iþten çýkarýldýðýmý öðrenmek istedim. Gerekçe hazýrdý, fazla mesaiye gelmediðim için iþime son verildiðini söyledi. Müdürle aramýzda tartýþma baþladý. Beni iþten çýkartmakla benden, yani iþçi sýnýfýndan kurtulamayacaklarýný, fabrikada benim gibi onlarca proleter iþçinin olduðunu söyledim. Son olarak sert bir dille hiçbir zaman iþçi sýnýfýna hakaret edemezsiniz, bunun bedeli size aðýr olur, ödeyemezsiniz diyerekten ayrýldým ama iþyerindeki iþçilerle olan iliþkimi bitirmedim, devam ettiriyorum. Bizler, iþçi sýnýfý olarak ancak mücadele birliði aðýný örerek zafere ulaþabiliriz. ZAFER SAVAÞAN ÝÞÇÝLERLE GELECEK! YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! Küçük Çekmece den Mücadele Birliði Okuru Bir Ýþçi

ESKÝÞEHÝR PAÞABAHÇE ÝÞÇÝLERÝYLE RÖPORTAJ Eskiþehir Paþabahçe Ýþçisinin Direngen Mücadelesi Sürüyor Eskiþehir Paþabahçe Þiþe Cam Fabrikasý nda çalýþan kadrolu ve taþeron firma iþçileri toplu olarak, Çimse-Ýþ Sendikasý ndan Kristal-Ýþ Sendikasý na geçmek istediler. Bunun üzerine, Çimse-Ýþ Sendikasý yöneticileri ve iþverenin iþbirliði ile 300 taþeron firma iþçisi iþten çýkartýldý. Bu saldýrýya karþý baþlayan direniþ, 9 Ekim tarihine kadar 42 kadrolu iþçinin daha iþine son verilmesine raðmen tüm karalýlýðý ile sürüyor. 4 Ekim de Eskiþehir üniversiteleri öðrencileri, bir yalnýzlýk fesadý ile baþ baþa býrakýlan Paþabahçe iþçisine destek amacýyla, Eskiþehir Paþabahçe Fabrikasý önünde direniþ halindeki iþçileri ziyaret ettiler. Daha sonra öðrenciler ve Paþabahçe iþçi ve aileleri Vardar Ýþ Merkezi önünde düzenlenen basýn açýklamasýna katýldýlar. Þehir merkezinde yaklaþýk 1.500 kiþinin desteðiyle gerçekleþtirilen eylem ile Paþabahçe iþçisi Eskiþehir halkýna mücadelesine destek verilmesi çaðrýsýnda bulundu. Yerel ve ulusal basýn-medya kuruluþlarý tarafýndan Paþabahçe iþçisinin direniþi, Eskiþehir Paþabahçe iþçilerinin iþten çýkartýlmalarýyla baþlayan direniþin geliþimi ve yaþananlarý, fabrika önünde bulunan iþçilerle, 3 Ekim 2003 tarihinde yapýlan bu röportajda aktarmaya çalýþtýk. Mücadele Birliði: Fabrika içerisinde yaþanan olaylarý ve geliþmeleri anlatýr mýsýnýz? Paþabahçe Ýþçisi: 8.Eylül 2003 tarihinde Paþabahçe Eskiþehir Cam Fabrikasýnda çalýþan 411 iþçi ve sözde taþeron þirket o- lan Metro Temizlik A.Þ. elemanlarý ÇÝMSE-ÝÞ Sendikasýndan Kristal-Ýþ Sendikasý na toplu olarak geçiþ yapmýþlardýr. Daha sonra 27.09.03 tarihinde sözde taþeron þirket olan Metro A.Þ. e- lemanlarýnýn sözleþmesi feshedilmiþtir. Yeni çýkarýlan iþ yasasýna göre fabrikada çalýþan bir elemanýn iþten uzaklaþtýrýlabilmesi için bir ay önceden ihbarname ile iþverene bildirmesi gerekmektedir. Ancak patron ve ÇÝMSE-ÝÞ Sendikasý kendi aralarýnda yaptýklarý gizli anlaþmada yeni iþ yasasýný hiçe sayýp, çiðneyerek, 300 arkadaþýmýzý iþten çýkarmýþtýr. Ýþten çýkartýlan arkadaþlar ve kadrolu elemanlar bu karara karþý gelip, toplu olarak eyleme geçmiþlerdir. Altý gün boyunca iþyeri önü terk edilmemiþ 01.10.2003 tarihinde fabrikada bulunan arkadaþlar polis ve jandarma zoruyla iþyerinden çýkartýlýp savcýlýða götürülmüþlerdir. Sadece iþ ve ekmek için mücadele eden bu arkadaþlar, patronun anayasayý ve hukuku hiçe saymasý ile fabrikadan uzaklaþtýrýlmaya çalýþýldý. Mücadele Birliði: Patronun bu manevrasý karþýsýnda fabrika iþçileri olarak neler yaptýnýz ve bundan sonra nasýl ve ne þekilde hareket edeceksiniz? Paþabahçe Ýþçisi: Patronun yasa tanýmaz hareketi karþýsýnda, iþten çýkarýlan ve kadrolu iþçiler sendika nezdinde bölge mahkemesine baþvurduk. Bizim bu davada haklý olduðumuzu bilen patron, bizi haksýz duruma düþürmek için çeþitli oyunlar çevirmektedir. Þu an altý aylýk stoða çalýþan fabrikadaki iþlerin aksamamasý için çýkarýlan iþçilerin yerine diðer illerden 300 kadar iþçi getirmiþtir. Öyle ki, biz haklý olduðumuz için bu iþçiler günün 24 saati fabrika içerisinde tecrit hayatý yaþamaktalar. Dýþarýya çýkarýlan ve para karþýlýðý dolduruþa getirilen iþçiler, bizlere çeþitli el kol hareketleri yaparak, bizleri galeyana getirmek istiyorlar. Ama bizler þu an iþleyen yasal süreç çerçevesinde alýnacak kararý bekleyecek ve karar alýnana kadar fabrika önünden ayrýlmayacaðýz. Mücadele Birliði: Organize sanayi bölgesindeki diðer fabrika çalýþanlarý ve Eskiþehir halkýndan ne gibi destekler gördünüz? Sizler ne þekilde destek bekliyorsunuz? Paþabahçe Ýþçisi: Bozüyük ve diðer illerden getirilen 300 iþçiden 150 kadarý, fabrika önünde direniþ halinde bulunan iþçilerin haklý davasýna köstek olmamak, iþ ve ekmeklerimizi elimizden almamak için geldikleri yerlere geri döndüler. Bunun ü- zerine patron ayrýlan iþçilerin yerine yenilerini almak için mahalle kahvelerinde insanlara haberler gönderdi. Bizler ise buna karþýlýk Eskiþehir halkýnýn haklý davamýza destek olmasý yönünde bildiriler ve çaðrýlar yaptýk. Organize sanayi sitesi içindeki diðer fabrikalara iþçi aileleri bildiriler daðýttýlar. Ayrýca þu an tüm ülke genelindeki 12 cam üretim iþletmesi çalýþanlarý iþyerlerini terketmeyerek destek vermektedir. Ancak ulusal ve yerel medya bize karþý bir suskunluk içerisine girmiþtir. Bu nedenle tüm Eskiþehir ve ülke halkýndan haklý sesimize kulak vermelerini, bize destek olmalarýný, bekliyoruz. Sizlere de teþekkür ediyoruz. kapitalisti haklý göstermek için taraflý bir þekilde çarpýtýlarak gazete sayfalarýna ve ekranlara taþýnýyor. Buna karþýlýk Paþabahçe iþçisinin mücadelesine devrimci-demokrat basýn ve kuruluþlar destek veriyorlar. Paþabahçe iþçisinin þehir ile baðýnýn kurulmasý önündeki en büyük engel fabrikanýn þehrin dýþýnda bulunmasý. Bu nedenle Paþabahçe iþçisi ailesiyle birlikte bir taraftan fabrika önünden ayrýlmazken, diðer taraftan þehir merkezinde gerçekleþtirdiði eylemlerle sesini daha çok duyuruyor. 8. Ekim de iþçi eþlerinin Vardar Ýþ Merkezi önünde gerçekleþtirdikleri eylem bu amaçlýydý. Ayrýca diðer Þiþe Cam Fabrikalarý nda bulunan iþçiler, arkadaþlarýna destek amacýyla, ziyarette bulundular. Patron ise kapitalist devletten aldýðý güç ile iþçi sýnýfýnýn kararlý ve inatçý mücadeleler sonucu elde ettiði haklarý hiçe sayýyor. Fabrika içerisine noter getirerek, bir kaç iþçi üzerinde oluþturduðu baský ile onlarýn Çimse-Ýþ Sendikasý ndan memnun olduklarýný onaylatmaya çalýþtý. Burjuva yargý organlarý velinimeti olan kapitalisti aklayacak mý, yoksa iþçi sýnýfýnýn beklediði kararý mý verecek? Bu iþçi sýnýfýnýn vereceði inatçý ve kararlý, sonuç alýcý mücadele biçimlerine baðlýdýr. Eskiþehir den Bir Leninist Ý þ ç i 19

ÝÞÇÝ SINIFI TUTSAKLARINI SAHÝPLENMEK ZORUNDADIR FÝLÝSTÝN E ÖZGÜRLÜK IRAK TA ÝÞGALE SON! Eskiþehir de Adalar da Migros önünde gerçekleþtirilen Filistin e özgürlük, Irak ta Ýþgale Son eylemi, Filistin ve Irak emekçi halklarýnýn muazzam direniþlerine enternasyonalist desteði okunan basýn açýklamasýyla sunuldu.50-60 kadar kiþinin katýldýðý eylem, okunan basýn açýklamasýnýn ardýndan sunulan müzik ve þiir dinletisiyle sona erdi. Böylece Ýsrail þovenizmine ve A.B.D. emperyalizmine yaþattýðý gerçek iç savaþa evrilen Filistin Devrimi ni ve Irak iþgali sonrasý emekçi halklarýn baþlattýðý direniþi Eskiþehir den selamladýk. O k u r l a r d a n 20 TEZKERE ÇIKARKEN YÜKSELEN BÝR SES: ESKÝÞEHÝR TC nin burjuva parlamentosundan geçen, Türk askerini Irak a gönderen tezkereye karþý Eskiþehir de de tezkere onaylanýrken bir eylem gerçekleþtirildi.hamamyolu Caddesi nden baþlayýp Adalar Migros önünde basýn açýklamasýyla sona eren eylemde, Katil ABD Ortadoðu dan Defol, Tezkere Çýktý Meclis Gitsin Askere, Irak Halký Yalnýz Deðildir sloganlarý atýldý.akþam ü- zeri de demokrasi platformunun düzenlediði Öðretmenevi nden AKP Ýl Merkez Temsilciliði ne kadar devam e- den yürüyüþ ve oturma eylemiyle, tezkerenin çýkmasý protesto edildi. Mücadele Birliði dergisi okuru bir kadýn iþçi ile zindanlar ve Ölüm Orucu eylemi üzerine bir sohbet gerçekleþtirdik. Bu sohbette tutsaklara yönelik saldýrýlarý iþçilerin nasýl deðerlendirdiðini görmeye çalýþtýk. Mücadele Birliði Ýþçi ve emekçi halklarýn yaþamsal sorunlarýnýn çözümünü sýnýfsýz-sömürüsüz bir dünyada bulan ve bu uðurda yüreklerini, bilinçlerini, canlarýný mücadeleye adayan devrimciler, faþist devlet tarafýndan ya katlediliyor ya da tutsak alýnarak zindanlara atýlýyorlar. Devrimci tutsaklar ise faþist devletin saldýrýlarýna direniþlerle karþýlýk veriyorlar. Bu anlayýþla yaklaþýk 3 yýldýr süren Ölüm Orucu eylemine iþçi sýnýfýnýn dýþarýda tavrý ne olmalýdýr? Kadýn Ýþçi: Zindanlarda faþist saldýrýlar, iþkenceler devam e- derken biz iþçiler dýþarýda bir dizi eylemler düzenlemeliyiz. Bu saldýrýlarý, iþkenceleri halka açýklamalý bununla ilgili görüþlerimizi götürmeliyiz. Ýþçi sýnýfý tutsaklarýný, önderlerini sahiplenmek zorundadýr. Bence iþçi sýnýfý, ekonomik taleplerle sokaða dökülmek yerine tutsaklarýný özgürleþtirmek, zindanlarý boþaltmak için fiili eylemler, direniþler gerçekleþtirmelidir. Tutsaklarýmýz bakanlýklara yazýlan dilekçelerle özgürleþtirilemez! Zindanlarda hala Ölüm Orucu eylemi devam ediyor. Devrim öncülerimiz bedenlerini ölüme yatýrýrken bizler eli kolu baðlý oturamayýz, oturmamalýyýz. Yaþamlarýný iþçi sýnýfýnýn zaferine adayan tutsaklarýmýz için elimizden geleni yapmalýyýz. Konuyla ilgili bildiriler basýp ev ev daðýtmalýyýz, ev toplantýlarý yapmalý, sokak gösterileri düzenlemeliyiz. Bu gösterileri mahallelerimizle sýnýrlamayýp genel eylemler yapmalýyýz. 107 tutsaðýmýz Ö- lüm Orucu eyleminde ölümsüzleþti. Bu direniþ hala devam ediyor. Artýk herkes zincirlerini kýrmalý ve zafere doðru yürümelidir. Kadýnlar evlerinden, öðrenciler okullarýndan, iþçiler fabrikalarýndan çýkmak zorundadýr. Zafer bizim ellerimizle olacaktýr. Bence zafere kadar gidecek ayaklanmalarda önümüze koyacaðýmýz ilk hedef zindanlarý boþaltmak olmalýdýr. Bu da ancak zora dayalý silahlý eylemlerle olacaktýr. Mücadele Birliði:Kadýnlar devrim mücadelesinde nasýl bir rol oynamalýdýr? Kadýn Ýþçi: Yüzyýllardýr hem iþçi olarak, hem de cins olarak iki kere sömürülen kadýnlar artýk mutfaklarýnýn dýþýna çýkmalý ve en ön saflarda yerini almalýdýr. Týpký Ölüm Orucu eyleminde ölümsüzleþen, koskocaman yürekler taþýyan kadýn tutsaklarýmýz gibi. Mücadele Birliði:Bize evinizi açtýðýnýz ve düþüncelerinizi paylaþtýðýnýz için teþekkür ederiz. Kadýn Ýþçi: Kapým sizlere her zaman açýk. Ben teþekkür ederim. Son olarak söylemek istediðim bir þey var: Artýk zincirlerimizi kýrmanýn zamaný çoktan geldi! SÖMÜRÜYE SON VERMELÝYÝZ, BUNA GÜCÜMÜZ YETER Merhaba Yoldaþlar Bu size ikinci mektubum. Uzun zamandan beri Mücadele Birliði okumaya devam ediyorum. Yani yeni kiþiliðimi buluyorum. Daha önceleri türkü dinleyip, bazý kitaplarý okuyunca ben solcuyum, öbürlerinden farklýyým diyordum. Fakat nasýl mücadele edileceðini bilmiyordum, veya düþünmüyordum. Þimdi daha iyi anlýyorum. Bir gýda fabrikasýnda çalýþýyorum. Emeðimin karþýlýðýný alýyor muyum? Hayýr. Bütün emekçiler gibi, aldýðým aylýðý bir günde ödüyorum. Geriye kalan 29 gün kapitalistlerin cebine. Bizim özel bir yaþantýmýz yok. Kalk diyorlar kalkýyoruz, otur diyorlar oturuyoruz. Yaþantýmýzý onlar düzenliyor. Ama bu böyle devam etmeyecek. Artýk duracaklar. Akþam eve geldiðimde suratým asýk olmamalý. Neden sevdiðim insanlarla seve seve sohbet etmeyeyim? Oysa asalak patrona akþama kadar çalýþýyorum. Bir de küçük uþaklar var akþama kadar diþlerini gösterip duruyorlar. Bir gün o diþlerini tek tek sökeceðiz. O gün çok yakýn. Buna tüm yüreðimle inanýyorum. Bu bizim elimizde. Bizler çalýþýyoruz, bizler açýz, onlar yiyor. Dizginleri ele a- lýp onlara diz çökertmeliyiz. Onlar azýnlýk, bizler çoðunluðuz. Onlara izin vermemeliyiz, sömürüye son vermeliyiz. Buna gücümüz yeter. Dünya huzursuzluk içinde. Ortalýkta kýzýl hayalet dolaþýyor. Gelecek, birileri için tehdit diðerleri için özlenen þafak olarak, kýzýl bir ýþýk gibi görünüyor. Ýzmir den Bir Ýþçi