İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN MEDYA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ



Benzer belgeler
İLETİŞİM VE TOPLUM B A H A R D Ö N E M İ N İ S A N D E R S S U N U M U

1.Bireyden Kitleye. 2.Habere İlk Adım: Gazete. 3.Her Yerdeki Ses: Radyo. 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema. 5.Evdeki Dünya Televizyon

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

Sütlüce YERLEŞKESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ. Halkla İlİşkİler Bölümü Görsel İletİşİm Tasarımı Bölümü Medya ve İletİşİm Sİstemlerİ Bölümü Reklamcılık Bölümü

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU. MEDYA VE İLETİŞİM PROGRAMI YENİ MEDYA IV. HAFTA Öğr. Gör. TİMUR OSMAN GEZER

HALKLA İLİŞKİLER VE ORGANİZASYON HİZMETLERİ

I. Bölüm REKLAM(CILIK) Advertising. Doç. Dr. Olgun Kitapcı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Zirve&Üniversitesi& Sanat&ve&İletişim&Hakemli&Dergisi& ZİRV7E&Ekim&2015&Sayı:&1&& & & Uluslararası İletişim ve Reuters Haber Ajansı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU ULUSAL AKADEMİK AĞ VE BİLGİ MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

Basın ve Yayın Bölümü

İletişim Kuramı. Umut Al BBY 166, 28 Şubat 2014

5.SINIF SOSYAL BİLGİLER GERÇEKLEŞEN DÜŞLER TESTİ. Teknoloji ve sanayinin hızla gelişmesi, çevre sorunlarının artmasına sebep olmuştur.

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

GRAFİK VE FOTOĞRAF A. ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU. MEDYA VE İLETİŞİM PROGRAMI YENİ MEDYA I. HAFTA Öğr. Gör. TİMUR OSMAN GEZER

İletişim Kuramı. Umut Al BBY 166, 22 Şubat 2018

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Gazetecilik Lisans 2011 Yılı Müfredatı. Genel Toplam Ders Adedi : 60 T : 158 U : 5 Kredi : 113 ECTS : 240 T+U : 163

Bölüm I Bilişim Teknolojilerine (BT) Giriş

İnternet Teknolojisi. İnternet Teknolojisi. Bilgisayar-II - 4. Hafta. Öğrt. Gör. Alper ASLAN 1. Öğrt. Gör. Alper Aslan. İnternet Nedir?

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

12. yıl. Reklam. Kiti 09

ÖĞRENME FAALİYETİ 31

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

BASIN, YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

Medya Kit / İnsan Kaynakları ve Yönetimi konusunda Türkiye nin ilk dergisi

SPİKER TANIM A- GÖREVLER. Spikerleri, radyoda ve televizyonda görev yapanlar olarak iki gruba ayırabiliriz.

Temel Gazetecilik. Medya İletişim Ön Lisans Programı TEMEL GAZETECİLİK

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Araştırma ve Geliştirme Dünyasında Klinik Araştırmalar ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri

CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

ÇÖZÜM HIZLI, KÖKLÜ VE NITELIKLI DEĞIŞIM İÇIN; E-DEVLET. Yahya ARIKAN*

Bilgi Teknolojisinin Temel Kavramları

PROJEYE ORTAK KURULUŞLARINA AİT BİLGİLER

Girişimcinin İş Kurma Sürecindeki Temel Adımları. Yrd.Doç.Dr. Levent VURGUN Turgut Özal Üniversitesi

Prof.Dr.Çiler DURSUN. A.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Tezsiz Uzaktan Eğitim YL Programı /Haberi Anlamak/ Prof.Dr.

HALKLA İLİŞKİLER. HALKLA İLİŞKİLERDE FAYDALANILAN YÖNTEM ve ARAÇLAR - 2. Yrd.Doç.Dr. Özgür GÜLDÜ

Pazarlamanın Önemi. Toplumsal açıdan önemi. İşletmeler açısından önemi. Para Uzmanlık Pazar - 1. BBY 465, 6 Ekim 2015

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

İnternetin Gerçekleştirdiği Dönüşümün Sonucunda Şeffaflık ve Bilgi Kirliliği Arasında: Yurttaş Gazeteciliği

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

* Toplantıya katılanların isimleri üniversitelere göre alfabetik sırada verilmiştir.

İnternet Nedir? 1. İnternet Teknolojileri. İçerik. İnternet Nedir? 2. Ders 1

İnternet Teknolojileri. Ders 1

Deneme. Doç.Dr. Güner Gürsoy. BASIM ve YAYIN TEKNOLOJİLERİ (YGS-5)

HALKLA İLİŞKİLER: TEORİK ÇERÇEVE...

RADYO-TELEVİZYON MUHABİRİ

İlgi: B.06.1-ABG / Sayılı, tarihli Mektubunuz

ÜNİTE - 1 İŞLETMENİN TEMEL KAVRAMLARI

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

Planlama Nedir? Planlama Ne Değildir? Başarılı Bir Plan Pazarlama Planlaması

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU. MEDYA VE İLETİŞİM PROGRAMI YENİ MEDYA VI. HAFTA Öğr. Gör. TİMUR OSMAN GEZER

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ REKLAM TASARIMI VE İLETİŞİMİ BÖLÜMÜ

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

İLETİŞİM TASARIMI UZMANI

SAĞLIK HİZMETLERİNDE HALKLA İLİŞKİLER

YURTTAŞLIK EĞİTİMİ GİRİŞ

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Pazarlama: Tanım, Tarihçe, Kavramlar

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Farklı Kütüphane Türlerine Yönelik Pazarlama Stratejileri

GAZETECİLİK ALANI. Bu faaliyet sonucunda gazetecilik alanındaki meslekleri tanıyabileceksiniz.

Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh

YERLİ OTOMOBİL PROJESİNDE SON NOKTA: ELEKTRİKLİ OTOMOBİL

Üsküdar Üniversitesi. İletişim Fakültesi YENİ MEDYA VE GAZETECİLİK BÖLÜMÜ

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

Pazarlama Taktikleri

TIP SÜRELİ YAYINCILIĞINDA BİR ELEKTRONİK DERGİ : KBB-Forum (

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU. MEDYA VE İLETİŞİM PROGRAMI YENİ MEDYA II. HAFTA Öğr. Gör. TİMUR OSMAN GEZER

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

İŞ YERİNDE GELİŞİM. Yeni, gelişmiş iletişim teknolojilerine adapte olma

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Müşteri taleplerini genişletir ve projenin her aşamasında hem müşteriye hem de kullanıcıya fayda getirecek yenilikleri kurgular ve uygular.

ÜNİTE:1. Reklam Nedir? ÜNİTE:2. Bütünleşik Pazarlama İletişimi ve Reklam ÜNİTE:3. Reklamın İletişim Etkileri ÜNİTE:4. Reklamcılık Sektörü ve Kurumlar

Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU

Halkla İlişkilere Yakın Kavramlar Barış Baraz Hakan Yılmaz

KAYNAK: Çınar, İkram "Çocuk Edebiyatı ve Yayıncılığı" Eğitişim Dergisi. Sayı: 22 (Mart 2009).

Sigorta Sektör Raporu- Nisan 2006

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (ÇAKUZEM)

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

İktisat Tarihi

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.

Transkript:

İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN MEDYA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ ASLI YAPAR GÖNENÇ, Ph.D. ayapar@istanbul.edu.tr Istanbul University (Turkey) Abstract There has been a transition from the traditional press to the industrilesed press with the developpement of the communication technologies. Knowledge has transformed to information and his commercial value has increased. In this article we are examining influences of new communication technologies on the medias. Özet İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle geleneksel habercilikten sanayileşmiş basına doğru bir geçiş olmuştur. Basının sanayileşme sürecinde telgrafın bulunuşu ve demiryolu ulaşımının gelişmesinin rolü büyüktür. Daha sonra radyo ve televizyon gibi iletişim araçlarının gelişmesi de basının sanayileşmesinde önemli katkı sağlamıştır. Bilgi bağımsız enformasyona dönüşerek ticari anlamda metalaşmış, telgrafla birlikte, tipografinin yüzyıllar boyunca elde ettiği kazanımlar son bulmuştur. Bilgi toplumsal yapılanmadaki ve bireyin politik duruşundaki temel rolünden uzaklaşmaya başlamış ve okur için satın alınabilir olmak gibi ilkelerin belirleyiciliğinde pazardaki değişim değeriyle ölçülmeye başlanmıştır. Medyanın sanayileşmesi ve büyük holdinglerin tekelleşmeye yönelmesi, akla gazetecilik işinin ne kadar kârlı bir yatırım olduğu sorusunu da getirmektedir. Çünkü kapitalizmin ve serbest pazar mantığının girişimciyi kârlı alanlara yöneltmektedir. Medya plazalar gazetecilik mesleğine bir mekanikleşme getirmiştir. Plazaların yalnızca birer yapı olarak kalmadığı bir yaşam tarzı olarak gazetecilere empoze edilmeye başlandığı ve bunda da başarılı olunduğu açıkça görülmektedir. Türkiye deki verilere bakıldığında medyadaki kâr oranının diğer sektörlere göre oldukça düşük olduğu görülmektedir. O halde medya sektörüne yatırım yapan büyük patronlar piyasanın gerçeklerinden habersizler mi? Kuşkusuz ki hayır. Söz konusu kişilerin medya dışındaki yatırımları ve dördüncü gücü paylaşmanın iktidarı paylaşmak anlamına geldiği toplumsal ve siyasal koşullarda medya en kârlı yatırım olmaktadır. Medyadaki tekelci eğilimler, tüm diğer sektörlerde olduğu gibi küçük ve orta ölçekteki işletmelerin hızla piyasadan silinmelerine ya da büyük şirketlerin empoze ettiği koşullarda yaşama çarpıklığını doğurmaktadır.

İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN MEDYA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ İletişim teknolojilerinin gelişimi ile birlikte geleneksel medyadan sanayileşmiş medyaya, günümüzde ise interaktif medya ortamına geçiş yaşanmıştır. İletişim teknolojileri, kitle iletişim araçlarının yaygınlaştırmanın yanı sıra haber anlayışını da değişikliğe uğratmıştır. Her yeni teknoloji yeni bir iletişim aracının ortaya çıkmasını sağlamıştır. İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte habere ulaşım giderek kolaylaşmaktadır. Özellikle internetin yaygın kullanımıyla birlikte yeni bir iletişim ortamı gündeme gelmiştir. Teknoloji alanındaki hızlı gelişmeler medya sektöründe çalışanların bu yeniliklere ayak uydurmaları gerekliliğini beraberinde getirmiştir. Günümüzde artık, teknoloji sayesinde, bir muhabir, haber ve fotoğrafları dünyanın herhangi bir yerinden bilgisayarlar ile gazetesine gönderebilmektedir. Unutmamak gerekir ki iletişim teknolojileri olmadan haberciliğin bu denli gelişmesi de mümkün olmayacaktır. Biz de bu bildiri kapsamında kısaca iletişim teknolojilerinin neler olduğundan, iletişim teknolojilerinin gelişim sürecinden ve medya üzerindeki etkilerinden söz etmeye çalışacağız. Burada ele alınacak konu iletişim teknolojilerinin teknik boyutundan çok iletişim teknolojilerinin gelişimiyle ortaya çıkan kitle iletişim araçları olacaktır. Bu kitle iletişim araçları arasından da özellikle gazete, radyo, televizyon ve internet üzerinde durulacaktır. İletişim teknolojilerinin medya alanına getirdiği kolaylıklar ve yenilikler yadsınamaz bir gerçektir. Ülkemizde teknolojik açıdan bir sorun yaşanmamaktadır. Yeni çıkan her türlü iletişim teknolojisi ülkemizde de hızla uygulanmaktadır. Ancak kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve giderek yaygınlaşması sonucunda ortaya çıkan medya anlayışı, yani haberin satılacak bir ürün olarak görülmesi bir takım sorunları da beraberinde getirmiştir. Her yeni teknoloji, ama özellikle de iletişim teknolojileri ilk ortaya çıktıklarında genellikle önemli bir umut halesi oluştururlar. Bu umut öncelikle egemenin alternatifi ideolojileri heyecanlandırmış, egemeni de çoğunlukla kuşkulandırmıştır. Genellikle her yeni iletişim teknolojisi egemene alternatif olarak iktidar sırasını bekleyenlerce belirgin bir optimizmle karşılanmıştır. Bu teknolojiperver konum alternatif medya girişimleri açısından oldukça belirgindir. Ancak, yine genellikle, bu optimizm bir süre sonra düş kırıklığına dönüşebilmiştir. Hatta, egemenin alternatiflerinin giderek bu yeni teknolojiye karşı tavır aldığı, egemenlerin ise onu sahiplenerek dönüştürdüğü bir çok durumla da karşılaşılmıştır. (Atabek, 2001:421) İletişim Teknolojileri İletişim teknolojilerinin medya üzerindeki etkisini incelerken, önce iletişim teknolojileri nelerdir, bu teknolojilerin gelişimi hangi etkenlere bağlı olarak gerçekleşmiştir? Kısaca bunlardan söz etmekte yarar var. İletişim teknolojisi açısından atılan ilk büyük adım matbaanın bulunması olmuştur. Basım teknolojisinin gelişimi yazılı basının yani gazetelerin ulusal ve uluslararası alanda önem kazanmasına yol açmıştır. 438

İlk yıllarda basım işleri Almanların tekelinde kalmış daha sonra hızla diğer Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Matbaanın kurulduğu başlıca kentler şunlardır: Köln (1464), Basel (1466), Roma (1467), Venedik, (1469), Paris, Nürnberg, Utrecht (1470), Milano, Napoli, Floransa (1471), Augusta (1472), Lyon, Valencia, Budapeşte (1473), Krakov, Bruge (1474), Lüberk, Breslav (1475), Westminister, Rostrock (1476), Cenevre, Palermo, Messina (1478), Londra (1480), Anvers, Laypzig (1481), Odense (1482), Stockholm (1483). (Baldini, 2000:62) Daha sonra telgrafın ve mors alfabesinin bulunmasıyla birlikte mesafeler daha da kısalmıştır. Böylelikle bir yerden bir yere haber göndermek daha hızlı ve kolay olmuştur. 1876 yılında Alexandre Graham Bell in telefonu bulmasıyla sözlü iletişim önem kazanmıştır. Daha sonra 1920 yılında ABD de gerçek anlamda ilk radyo yayınlarının başlamasıyla sözlü iletişim kitleler arasında yaygınlık kazanmıştır. Radyonun bulunuşu gazeteleri bir dönem sarsmışsa da yazılı basan ve sözlü basın birbirinden bağımsız ama birbirlerini bütünler bir biçimde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Uzun yıllar boyunca kitle iletişimi tekelini elinde bulunduran radyo 1936 yılında İngiltere de BBC tarafından gerçekleştirilen ilk televizyon yayınıyla birlikte belli oranda önemi yitirmiştir. Hem görsel hem işitsel olması dolayısıyla televizyon daha çok izler kitlesini kendisine çekmeyi başarmıştır. Televizyona gösterilen ilgi doğrultusunda gerçekleşen teknolojik gelişmeler sayesinde dünyanın bir ucundaki bir olay uydular aracılığıyla canlı olarak ekranlarımızdan evlerimize konuk olmaya başlamıştır. 20. yüzyıla gelindiğinde ise bilgisayar teknolojisi yaşamımızın bir parçası olmaya başlamıştır. Gelişen bilgisayar teknolojisiyle birlikte internetin yaşamımıza girmesi yepyeni bir iletişim çağını açmıştır. Bu teknoloji sayesinde dünyanın bir ucunda yaşanan olaylara anında ulaşmanın yanı sıra o olaylara interaktif bir biçimde katılmak da olanaklı hale gelmiştir. Böylelikle her türlü bilgiye ulaşmak ve o bilgi üzerinde yorum yapmak giderek kolaylaşmaktadır. İnternetin kökeni, Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı tarafından 1969 yılında olası bir savaşa karşı bütün bilgisayarları güvenilir bir ağ ile birbirine bağlamak için başlatılan tasarıya dayanmaktadır. Bu dönemde Panet adlı bir ağ sistemi oluşturulmuştur. Bu bilgi ağı daha sonraları bilimsel ve akademik kullanıma açılmıştır. Böylelikle üniversiteler ve araştırma grupları, yerel alan ağları olarak anılan kurum içi ağlar oluşturmaya başlamıştır. Daha sonraları bu tasarı yaygınlaştırılarak tüm bilgisayar kullanıcıların hizmetinde bir internet ağı yaygınlaştırılmıştır. Bu ağ bilgiye ve hizmete ulaşmayı kolaylaştırdığından zaman içinde tüm dünyada kullanılan ticari hizmet biçimini kazanmıştır. Daha sonrada medya siteminden, bireysel iletişime kadar tüm alanları etkisi altına almıştır. Özellikle teknolojinin giderek ucuzlaması ve daha geniş kitlelere yayılması sonucu dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insan, internette sürekli etkileşim halinde bulunarak bilginin bir yerden başka bir yere anında taşınmasını sağlamaktadırlar. Bu sayede 439

internetin toplumsal yaşamın her anına sızma ve etkileme yeteneğine sahip olması bu kadar hızlı ve geniş alana yayılmasını sağlamıştır. (Güçdemir, 2003: 376) Gazeteler ayrıca politik ve ekonomik alanda etkili bir silahtır. Fakat artık günümüzde gazetecilik mesleğinin gerektirdiği gibi yerine getirilmesi için çok büyük ekonomik kuruluşlara gereksinim duyulmaktadır. Gazetelerinin mülkünün büyük sermaye sahiplerinin elinde bulunması ile geniş halk kitlelerine belirli düşünceleri benimsetmeye çalışmanın olanağı daha da artmaktadır. Teknolojinin ilerlemesi kitle iletişim araçlarını çeşidini de arttırmaktadır. Çeşitleri artan kitle iletişim araçlarının etki alanları da genişlemektedir. Günümüzde, televizyon, gazete, dergi, kitap, broşür, fotoğraf, bilgisayar alanında bir çok teknolojik gelişme kaydedilmiştir. (Dalkıran 1995 s: 26) İletişim ve Kitle İletişim Araçları Günümüzde bir bilim dalı olan iletişim, habercilik açısından ele alındığında, ulusal ve uluslararası alanda insanların birbirleriyle haberleşmesini, kişilerin yaşamını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen yaşamın tüm alanlarında meydana gelen gelişmeler hakkında bilgilenmesini, bu gelişmeleri ve olayları yakından izlemesini sağlayan bir olgudur. İletişim sözcüğü, Latince kökenli communication sözcüğünün karşılığıdır. Birbirlerine ortamlarındaki nesneler, olaylar, olgularla ilgili değişmeleri haber veren, bunlara ilişkin bilgilerini birbirine aktaran, aynı olgular, nesneler sorunlar karşısında benzer yaşam deneyimlerinden kaynaklanan benzer duygular taşıyıp bunları birbirine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk ya da toplum yaşamı içinde gerçekleştirilen tutum, yargı, düşünce, duygu bildirişimlerine iletişim diyoruz (Özçağlayan, 1998:32). İletişim olgusunun öğeleri ise ileti, kaynak, hedef kitle ve kanaldır. İletişim en basit düzeyde bile üç öğeye dayanır. İletiyi gönderen, iletiyi alıp açımlayan ve bu ikisi arasında iletinin gönderilmesinde kullanılacak bir iletişim kodlaması, bir ileti. İletiyi gönderene kaynak, alana hedef kitle, iletişimde gönderilen bildirime de ileti diyoruz. (Oskay, 1994:16) Kitle iletişim terimi ise ilk kez olarak 1940 yılında Horald D. Lasswell tarafından kullanılmıştır. Bu terimin amacı toplumun örgütlenmesini yöneten modern koşulları belirlemek ve siyasal karar alma süreçlerinde bürokrasilerle iletişim teknolojilerinin rolünü vurgulamaktır. Ayrıca bu, toplumsal fenomenlerin çözümlenmesinde iletişimin öneminin de tanınmasıydı. Kitle iletişiminin başlıca özellikleri şunlardı: 440 1. Kitle iletişiminin izler kitlesi görece geniştir. 2. İzlerkitle çeşitli toplumsal kümelerden gelen ve değişik çeşitli niteliklere sahip insanlardan oluşan ayrı türden bir topluluktur. 3. İzlerkitle kimliksiz bir topluluktur, yani izlerkitle ve iletişimci genellikle birbirlerini kişisel olarak tanımazlar. 4. Kitle iletişimi kamusaldır, yani içeriği herkese açıktır.

5. Kitle iletişim araçları kaynaktan uzakta bulunan, birbirlerinden de ayrı olarak konumlanmış çok sayıda insanla aynı anda ilişki kurabilir. 6. Kitle iletişimi karmaşık biçimsel kurumları gerektirir. 7. İletişimciyle izler kitle arasındaki ilişki izlerkitlenin kişisel tanışıklığı olmayan, profesyonel iletişimci rolündeki kişiler aracılığıyla kurulur. 8. İletişim geri döndürülemezcesine tek yönlüdür ve izlerkitlenin anında yanıt vermez olasılığını fiilen dışlamaktadır. Böylelikle iletişim sisteminde göndericiyle alıcı arasında keskin bir kutuplaşma söz konusudur. 9. Kitle iletişim araçlarının ürünleri hem fiziksel anlamda hem de bireye maliyetinin oldukça az olması nedeniyle parasal anlamda halkın çoğunluğu için kolayca elde edilebilirdir. (Mutlu, 1994:211-212) Kişiler, iletişim olgusundan varolan tüm araçları kullanarak yararlanırlar. Bu araçlara da iletişim araçları denmektedir. Günümüzde medya olarak adlandırılan basın sektörünün önemli kuruluşları olan gazete, radyo, televizyon (yazılı, görsel ve işitsel yayın organları) iletişim olgusunun en popüler araçlarını oluşturmaktadır. İletişimin diğer araçları olan telgraf, telefon, telsiz, teleks, faks, bilgisayar ise medyanın geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan araçlar olarak görülmektedir. Tüm bu araçlar, medya kuruluşlarının ayrılmaz ve vazgeçilmez son derece önemli parçasını oluşturmaktadır. Örneğin gazeteler açısından olgu ele alındığında, dizgi ve basım makineleri ile ulaşım sektöründeki hızlı gelişmeler, gazetelerin daha hızlı hazırlanmasını ve böylece geniş halk kitlelerine daha çabuk ulaşmasını sağlamıştır. İletişimin kitlelere ulaşmasını sağlayan teknolojilerin bulunuşu ile kitlesel kullanım alanlarına kavuşan kitle iletişimi bu teknoloji sayesinde geniş kitlelere ulaşabilmiş ve kitle iletişim araçları adını almışlardır (Yüksel, 2001 s: 4). Günümüzde kitle iletişim araçlarının en önemlileri gazete, radyo, televizyon, sinema ve internettir. İletişim Teknolojilerinin Gelişim Süreci İletişim araçlarının gelişmesi, Avrupa da 19. yüzyılın ortalarında Sanayi Devriminin başlaması ve başta Amerika olmak üzere tüm batı ülkelerine hızla yayılması ile başlamış ve devam etmiştir. Sanayi Devrimi, insanların kırsal kesimden kentlere akın etmesine, yani kentleşmenin doğmasına ve kentlerde burjuva sınıfının oluşmasına yol açmıştır. Bu gelişme insanların daha çağdaş yaşama konusundaki gereksinimlerini artırmıştır. İşte bu toplumsal gelişme, teknoloji alanında da önemli buluşların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ampulün icadı, elektriğin teknolojik gelişmeler sürecinde kullanılmaya başlanması, telgraf, telefon ve radyonun icadı, buharlı makinelerin kullanılması bu dönemlere rastlamaktadır. Ayrıca matbaanın icadı ve matbaa makinelerinde buharlı sistemin kullanılması gazete basımında önemli bir dönemin başlamasına da yol açmıştır. İletişim teknolojilerindeki gelişmeler, bilimsel çalışmalar ve buna bağlı genel teknolojik buluş ve yeniliklerle sürmüştür. Telgraf, telefon, telsiz, radyo, faks, teleks, internet gibi araçların iletişim sektörüne girmesi ile bu alanda önemli atılımlar meydana gelmiş, medya kuruluşları da bu araçları geniş ölçüde kullanarak, içerik, sayfa adedi ve tirajlarını artırma olanağına kavuşmuşlardır. 441

Telefon, bilgisayar ve uydu teknolojisinin hızla gelişimi habercilik alanındaki engelleri bir bir kaldırmıştır. Portatif bilgisayarlarla birlikte muhabirlerin yine de güvenilir telefon hatlarına ihtiyaçları bulunmaktadır. Tüm dünyadaki telefon hizmeti ağı bir felaket anında ortadan ortadan kalkabilmekteydi. Ancak uydu telefonları sayesinde artık böyle bir tehlike bulunmamaktadır. Telefon ağlarında bir doğal felaketle birlikte meydana gelecek kesintiyi, uydu telefon bağlantısı ortadan kaldırmıştır. Bu tür, deprem, sel, hortum, gibi doğal felaket haberlerinin tanıdık cümlesi haber alınamıyor artık tarihe karışmıştır (Rigel, 2000:112). Televizyon ise medya kuruluşları arasına katılan 20. yüzyılın ilk yarısındaki önemli teknolojik gelişme olarak kendisini göstermiştir. Son olarak çağımıza damgasını vuran bilgisayar ve internet, iletişim ve medyanın en önemli araçlarından biri, hatta en başta geleni olarak, iletişim bilimi içindeki yerini almış, bilgisayar çağının başlamasına yol açmıştır. Sanayi ve teknoloji alanlarında meydana gelen gelişmeler, medya kuruluşlarının gelişmesine yol açarken, gazetecilik alanında da sanayileşmenin ilk adımları atılmıştır. 19. Yüzyıl başlarında kentleşmenin giderek yaygınlaştığı ve burjuva sınıfının topluma hakim olduğu dönemlerde, telgraf gazetelerin daha hızlı hazırlanması, demiryolu gazetelerin halka ulaştırılması, radyo ise haber ve bilgilerin geniş halk kitlelerine anında ulaşmasını sağlama yolunda önemli araçlar olarak ortaya çıkmıştır. İletişimin güçlükle sağlandığı bu dönemde birçok ülkede fiyatlarının pahalı olduğu görülmektedir. Gazete ancak sınırlı bir seçkinler topluluğuna ulaşabilmekteydi. Ancak belirli bir vergi ödeyen yurttaşlara tanınan oy hakkına sahip kesim gazete okuyabilmekteydi. Yani yalnızca burjuva sınıfını oluşturan kişiler gazete alabilmekteydi. Gazete üretimi de oldukça yavaştı. En popüler gazete ancak bin nüsha satabilmekteydi. Telgraf ve demiryolunun toplumun hizmete girmesiyle gazeteler de bu olanaklardan yaralanmaya başlamışlardır. Böylelikle haberin toplanmasının, gazetelerin içeriğinin daha hızlı oluşturulmasının ve yayın organlarının geniş halk kitlelerine ulaşmasının yolu açılmıştır. Buna radyonun icadı da eklenince, iletişim alanında engellenemez bir gelişme sağlanmıştır. Böylece demokrasinin temel öğesi olan halkın bilgilendirilmesi yolunda son derece önemli adımlar atılmıştır. Haberleşme hakkı Anayasal güvence altına alınmıştır. Kısaca iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle geleneksel habercilikten sanayileşmiş basına doğru bir geçiş olmuştur. Basının sanayileşme sürecinde telgrafın bulunuşu ve demiryolu ulaşımının gelişmesinin rolü büyüktür. Daha sonra radyo ve televizyon gibi iletişim araçlarının gelişmesi de basının sanayileşmesinde önemli katkı sağlamıştır. Telgraf ve demiryolu haberin iletimini, radyo haberin çok sayıda insana anında ulaştırılmasını, televizyon ise habere görsel unsurun girmesini sağlamıştır. Bilgi, 1832 yılında ilk haber ajansı olan Havas ın kurulmasıyla birlikte, Associated Press, Reuter vb. ajanslar tarafından satın alınabilen bir ticari mal haline gelmiştir. Rotatifler, linotipler, gazetelerin basım süresini hızlandırmış ve üretim maliyetlerini düşürmüştür. Girişimciler, hem ilân verenlere hem de okuyuculara satarak gazete fiyatlarını 442

düşürmüşlerdir. Popüler basın, eğitim düzeyinin artmasıyla okuyuculara sadece siyasal enformasyon değil aynı zamanda eğlence de götürmüştür (Ponthier; 1992 s: 196). 1860 lı yıllarda Penny Readings denilen ve 1 Penny olması nedeniyle herkesin alabileceği kadar ucuz olan gazeteler kitleler arasında yaygınlaşmaya başlamıştır. Aynı dönem eğlence ve serbest zaman olanaklarının rasyonelleştiği, ticari bir meta olarak alınıp satılmaya başlandığı dönemdir (Aydoğan; 2000,s: 104-105). Bilgi bağımsız enformasyona dönüşerek ticari anlamda metalaşmış, telgrafla birlikte, tipografinin yüzyıllar boyunca elde ettiği kazanımlar son bulmuştur. Bilgi toplumsal yapılanmadaki ve bireyin politik duruşundaki temel rolünden uzaklaşmaya başlamış ve okur için satın alınabilir olmak gibi ilkelerin belirleyiciliğinde pazardaki değişim değeriyle ölçülmeye başlanmıştır (Postman; 1994, s: 78-80). 1870 yılların başından I. Dünya Savaşı na kadar olan süreç gazetelerin temellerinin güçlendiği dönem olmuştur. Bu dönem için batı dünyası basınının altın çağı demek doğru olacaktır. Daha sonraları, yazı makinesindekine benzer bir klavyede tuşlamayı sağlayan linotipler ortaya çıkmıştır. I. Dünya Savaşı ndan hemen önceki dönemde kaydedilen bir başka ilerleme ise klişelerin telgraf hattından iletilmesidir. Diğer yandan makinelerin gelişmesiyle birlikte sayfa sayılarında da artış gözlemlenmektedir. Fransa da günlük gazeteler 4 sayfadan 6 sayfaya çıkmıştır. Amerika da ve Büyük Britanya da bazı gazeteler 20 sayfaya kadar çıkmıştır. Bu dönemin en son ve en önemli olayı ise haber pazarının genişlemesi olmuştur. Türkiye de ilk matbaa Avrupa dan 250 yıl sonra işlerlik kazanmış olmasına karşın, Cumhuriyet dönemindeki hızlı atılımlara paralel olarak gazetecilik alanında da teknolojiye önem verilmiş, teknolojinin en son ürünü olan rotatifler ithal edilerek kullanılmaya başlanmıştır. Önceleri 6 sayfadan 12 sayfaya çıkarılan gazete sayfaları, 1970 li yıllardan sonra daha da artırılarak günümüzdeki boyutuna yani 42-46 sayfa olarak yayınlanmasına ulaşmıştır. Bu gelişme gazete maliyetlerini artırmış, ancak tirajların da yüksek seviyelere ulaşmasına, daha çok haber, daha çok röportaj, araştırma ve inceleme, daha çok ekonomi haberi, ayrı spor sayfası, magazin haberleri ile köşe yazılarının artmasına yol açmıştır. Ortalama eğitim düzeyinin yükselmesi ve okuma-yazma bilenlerin oranının artması insanları okumaya yöneltmiş ve gazeteler halk kesiminden okuyuculara daha fazla yaklaşmışlardır. İki dünya savaşı arasındaki dönem radyonun bulunuşuna tanıklık etmiştir. O zamana dek egemenliğini sürdürmüş olan yazı, radyonun bulunuşuyla bu iktidarı paylaşmak zorunda kalmıştır. Radyonun doğurduğu rekabet ortamı ve radyonun II. Dünya Savaşı nda iç kamuoyunu yönlendirmede kullanılması iletişim araçlarının bir savaş oyununda ne kadar tehlikeli bir silah olabileceğini göstermiştir. Televizyon ise başlangıçta radyonun bir uzantısı olarak doğduysa da savaş başladığında ülkelerin işine yarayacak kadar gelişmiş değildi. Yıllar geçtikçe televizyon ilerleme kaydetmiş ve evlere girmiştir. 443

Renkli televizyon ise ABD de 1953 te, Kanada da 1956 da Japonya ve Avrupa da 1960 lı yıllarda ortaya çıkmıştır. Ardından da doğrudan ve dolaylı yayın yapan uyduların dönemi başlamıştır. Bundan sonra da görüntünün sağladığı tüm olanakları kullanan televizyon medya krallığı tahtını hiç bırakmamacasına ele geçirmiştir. Internet ise günümüzde giderek yaygınlaşmaktadır. Bu yeni iletişim sistemi sayesinde yazı, ses, görüntü üçlüsü bir araya gelmekte yani hem yazılı hem görsel-işitsel basının yerini doldurmaya aday bir iletişim teknolojisi karşımıza çıkmaktadır. Bu teknoloji sayesinde bir metni, bir sesi ya bir görüntüyü bir ortamdan başka bir ortama taşımak için artık farklı teknolojik sistemlere başvurulması gerekmemektedir. Tek bir taşıyıcı sistem bu farklı üç göstergeyi bir ortamdan bir başka ortama ışık hızıyla taşıyabiliyor (Romanet, 1997:87). İletişim Teknolojilerinin Medya Üzerindeki Etkileri İletişim teknolojilerinin ve kitle iletişim araçlarının gelişimi gazetecilik açısından habere hızla ulaşma kolaylığını getirirken daha önceden de değindiğimiz gibi bir takım sorunları da beraberinde getirmiştir. Prof. Dr. Nurdoğan Rigel iletişim teknolojilerinin gazetecilik boyutunu nasıl değiştirdiğini vurgulayarak yaşanan sorunları şöyle dile getirmektedir: Uluslararası haber gönderiminin birim maliyeti, dünya haber sisteminin artmasıyla birlikte, düşecektir ancak etkinlik ve hızı artacaktır. Teknoloji dünyanın her tarafından haber alımı ve gönderimini mümkün kılmaktadır. İki yönlü iletişim sayesinde ve iletişim uydularıyla kişisel bilgisayarlar arasında bağlantı sağlanmakta ve haber tüketicileri pasif izleyicilerden farklı olarak bilgiyi kullanmaya başlayacaklardır. Teknik ilerlemeler sayesinde bilgi kaynaklarının potansiyel sayıları sınırsız olmaktadır. İletişim ve bilgisayar teknolojisiyle bilim ortaklaşa bir çabanın içine girmektedir. Kişisel iletişim ortamındaki etkinlik, genel olarak kitle iletişim araçlarını kontrol altına alma eğiliminde olan hükümetlere karşı bir güç olarak ortaya çıkmaktadır. Teknoloji sayesinde evinden uzaklarda da bilgi akışı içinde olan birine karşı Orwell ın Big Brother ının (Büyük Birader) yapacağı bir şey kalmamaktadır. İletişim devrimi Batı da, özellikle ABD, Japonya ve Batı Avrupa da başlamıştır. Bu bilgi toplumlarının hepsinin ortak özelliği zengin ve endüstrileşmiş kuzey yarım kürenin ülkeleri olmalarıdır. Bu toplumların Üçüncü Dünya ülkeleriyle aralarında zaten var olan bilgiye sahip olma farklılığı teknolojik üstünlük ile daha da artmıştır. Yüksek derecede endüstrisini tamamlamış olan Japonya, yeni teknolojiyi, örneğin Cezayir den daha hızlı kullanmaktadır. Bunun sonucunda Üçüncü Dünya ülkelerine karşı bir bilgi fazlalığının yarattığı üstünlüğe sahip olmuşlardır. Daha yoksul ülkeler de yeni iletişim teknolojilerini kullanmak isterler ancak bunun için gerekli olan sosyal ve ekonomik temellerden yoksundurlar. Pahalı elektronik sistemler yoksul ülkeler için ulaşılması zor teknolojilerdir. 444

Bu faktörler dünya üzerinde bazı şeylere sahip olanlar ile bunlara sahip olmayanlar arasında derin uçurumlar yaratır. Bunun sonucunda çok büyük global sorunlar ortaya çıkacaktır (Rigel, 1993: 65-166). Medya ve iletişimden söz ederken liberal ve çoğulcu yaklaşımdan söz etmek gerekmektedir. Bu yaklaşım adını liberalizmden ve onun laissez-faire laissez-passer (Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler) felsefesinden almaktadır. Liberal çoğulcu yaklaşım toplumu, bütünüyle hiçbirinin hakim olmadığı rekabet halindeki grup ve çıkarlardan oluşan bir karmaşık yapı olarak görmektedir. Medya örgütleri, devletten, siyasal partilerden, baskı gruplarından büyük ölçüde bağımsız kendi içinde sistemlerdir. Medyanın kontrolü yine büyük ölçüde özerk bir yönetici elitin elindedir. Bunlar medya profesyonelleri olan gazetecilere önemli olarak özerklik sağlamaktadırlar. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak medya kuruluşları hedef kitleye ulaşmak için büyük bir rekabet içine girerken, bir yandan da sanayileşme sürecini tamamlamaya çalışmışlardır. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın ortalarına kadar olan süreç içinde medya kuruluşları sanayileşme sürecini tamamlamışlardır. 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde dünyada ve Türkiye de basın sektörü tam sanayileşmiş kuruluşlar konumuna gelmişlerdir. Bunun sonucu olarak, yani teknolojinin yarattığı sanayileşme ve bunun etkisi ile, basın sektörünün dışındaki iş dünyası ve holdingler, basın sektörüne yönelmiştir. Bugün dünyada ve ülkemizde basın sektörünü elinde bulunduran holdinglerin, medya dışında da yatırımları ve sanayi kuruluşları bulunmaktadır. Sorun, sermaye güçlerinin yalnızca medya hakim olmayıp medya dışındaki pek çok alana ait işleri de ellerinde bulunduruyor olmalarından da kaynaklanmaktadır. Örneğin ABD de NBC televizyonunun sahibi General Electric aynı zamanda elektronik eşya, askeri sanayi, sağlık teknolojisi nükleer santraller, gibi alanlarda çalışmaktadır. Bütün bu alanlarda kıyasıya bir rekabet yaşanmaktadır. Bu holdinglere ait medyanın yalnızca doğruyu söylemekle yetinmeyeceğini anlamak zor olmasa gerek. Bütün bu göstergeler, medya kurumlarının medya dışındaki gruplar tarafından kontrol edildiğini açıkça ortaya koymaktadır. İletişim pazarları iletişim özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Pazara girmek isteyenlere karşı engeller koyarak tekellerin gelişmesi için uygun ortamlar yaratmaktadırlar. Enformasyon üretim ve dağıtım alanını ellerinde tutanlar, hangi ürünlerin kitlesel çapta üretileceğini yayın öncesinden belirlemekte ve hangi görüşlerin fikirler pazarrında gireceğini kararlaştırmaktadırlar. Ülkemizde ise 1980 Askeri Darbesinden sonra basın alanında liberalleşme ve sermayenin basın alanına yaptığı yatırımlar daha da artmış, yazılı basının yanı sıra televizyonların da tekelden çıkıp özelleşmesiyle birlikte medya kartelleri ya da holdingleri oluşmaya başlamıştır. Böylece devlet tekelinden kurtulan basın, bu kez medya kartellerinin tekeline girmiştir. Medya ve iş dünyasının iç içe girmesiyle ortaya çıkan bu yeni yapı basın alanında tekelleşme ve gruplaşma sorunsalını gündeme getirmiştir. Medyanın sanayileşmesi ve büyük holdinglerin tekelleşmeye yönelmesi, akla gazetecilik işinin ne kadar kârlı bir yatırım olduğu sorusunu da getirmektedir. Çünkü kapitalizmin ve serbest pazar mantığı girişimciyi kârlı alanlara yöneltmektedir. 445

Holdinglerin medya alanına girmeleriyle birlikte basın alanında hızlı bir tekelleşme gözlemlenmeye başlamıştır. Holdinglerin yani sermaye gruplarının basın patronluğuna yönelmelerinin en temel nedeni ise elde edecekleri kar değil, iktidarı ve gücü avuçlarının içine alma arzusu olmuştur. Medya kuruluşları ayrıca politik ve ekonomik alanda etkili bir silahtır. Fakat artık günümüzde gazetecilik mesleğinin gerektirdiği gibi yerine getirilmesi için çok büyük ekonomik kuruluşlara gereksinim duyulmaktadır. Gazetelerinin mülkünün büyük sermaye sahiplerinin elinde bulunması ile geniş halk kitlelerine belirli düşünceleri benimsetmeye çalışmanın olanağı daha da artmaktadır. Hızlı ilerleyen, pahalı teknolojilerin de ancak büyük sermaye sahipleri tarafından satın alınabilmesi kitle iletişim araçlarında bir tekelleşme yaratmaktadır. Ortaya çıkan bu tekelleşme halkın görüşlerinin ve kanılarının tek yönlü oluşmasında son derece etkili olmaktadır (Gönenç, 2003: 34). Türkiye deki verilere bakıldığında medyadaki kâr oranının diğer sektörlere göre oldukça düşük olduğu görülmektedir. O halde medya sektörüne yatırım yapan büyük patronlar piyasanın gerçeklerinden habersizler mi? Kuşkusuz ki hayır. Söz konusu kişilerin medya dışındaki yatırımları ve dördüncü gücü paylaşmanın iktidarı paylaşmak anlamına geldiği toplumsal ve siyasal koşullarda medya en kârlı yatırım olmaktadır. Medyadaki tekelci eğilimler, tüm diğer sektörlerde olduğu gibi küçük ve orta ölçekteki işletmelerin hızla piyasadan silinmelerine yol açmakta ya da büyük şirketlerin empoze ettiği koşullarda yaşama çarpıklığını doğurmaktadır. Medyanın sanayileşmesi sorununun en önemli boyutu ve göstergesi iş örgütlenmesi ve uzmanlaşmanın getirdiği hiyerarşidir. Öncelikle şunu söylemek gerekmektedir; modern medyalar ister kurum ister organizasyon olsunlar tıpkı devlet ya da özel sektördeki bir şirket gibi hiyerarşik bir yapıları bulunmaktadır. Medyada sanayileşmenin ve tekelleşmenin ortaya çıkardığı diğer bir sorun da gazetecilerin çalışma koşullarıyla ilgili sorundur. Gazeteciler çalıştıkları örgütlenme içinde kendilerini özgür hissetmemekte, büyük ölçüde sınırlandırılmaktadırlar. Kendi ideolojik eğilimleriyle özdeşleşmiş medya örgütlerinde çalışan gazetecilerin kendilerini daha özgür hissettikleri söylenebilir. Ama onların da ne yapıp ne yapmayacaklarını çalıştıkları kurum belirlemektedir. Medya örgütlerinin hiyerarşik, bürokratik yapısı içinde üst düzeylerde yer alanların alttakiler üzerende bir hegemonyası olduğu da açıkça görülmektedir (Tılıç, 1998: 222). Basın da dahil olmak üzere tüm kitle iletişiminin tüm dünyada 1980 lerden itibaren köklü bir değişime uğradığı genel olarak bilinmekte ve kabul görmektedir. Kitle iletişim araçlarından (yazılı, görsel-işitsel) basın olarak söz edildiği evreden, medya olarak söz edildiği evreye geçişin de bu döneme rastladığını belirtmek gerekmektedir. Bütün dünyada makineleşme, yalnızca yeni iş ilişkileri yaratmakla kalmamış aynı zamanda makine hızına bağlı olarak uzmanlaşmayı da getirmiştir. Fabrikalar nitelikli yerler haline getirilmiş ve yüzyılın sonlarına doğru fabrikalara işçilerin dinlenebileceği parklar egzersiz yapabileceği salonlar yapılmıştır. İşçilerin yemek gereksinimleri karşılanmaya başlanmıştır. Piknikler, şenlikler, etkinlikler düzenlenmeye başlanmıştır. Ancak bütün bu iyileşmeler işçisini düşünen patronların çoğalmasıyla değil, bu yeni çalışma düzeniyle üretimi arttırmak ve standardizasyonu sağlamak içindir. 446

Fabrikalardaki bu duruma benzer bir anlayış medyada görülmektedir. Son yıllarda teknoloji ve konforla donatılmış cam gökdelenlerin gazetelerin ve televizyonların yayın yaptığı medya plazalar haline dönüştüğünü görmekteyiz. Bu plazaların iç mimarisi içinde çalışanların nasıl daha fazla verimli olabileceği düşünülerek düzenlenmiştir. Medya plazalar, gazetecilerin çalıştıkları kuruluşlarda (gazete, radyo ve televizyon) daha rahat iş görmeleri, işlerini daha geniş ve çağdaş mekanlarda sürdürmeleri ve tüm teknolojik gelişmelerden yararlanmalarını sağlamıştır. Çağın tüm teknolojik gelişmesinden yararlanan medya kuruluşları, tüm iletişim araçları ile plazalarını donatmışlardır. Medya plazalar gazetecilik mesleğine bir anlamda makineleşme getirmiştir. Medya plazalar, gazeteciliğin daha konforlu ve verimli çalışmasının dışında, bu sektörde çalışanlar için bir yaşam tarzı olmuştur. Ancak, bu teknolojik gelişmelere karşın, cam plazaların ardında yaşanan bir başka gerçek daha vardır. Bu gerçek, insan unsurunun ikinci plana atıldığı gerçeğidir. Basın sektöründe ofset sistemine geçildiği 1970 li yılların ikinci yarısından sonra, teknoloji insan unsuruna tercih edilir olmuş, ofset sistemin gelmesiyle oluşan sistem değişikliği sonucu pek çok basın çalışanı da işini kaybetmiştir. Bu durum karşısında Türkiye Gazeteciler Sendikası, medya kuruluşlarıyla yaptığı toplu sözleşme görüşmelerinde, toplu sözleşmeye, teknolojik gelişmeler karşısında çalışanların işten çıkarılmayacağına ilişkin maddeler koydurarak, çalışanları güvence altına almaya çalışmıştır. Bilgisayara geçiş döneminde ise, teknolojik gelişme basın kuruluşlarında çalışanlara daha farklı boyutlarda yansımıştır. Bilgisayar mühendisleri, programcılar, bu alanda eğitim almış olanlar, sayfa çiziminden haberlerin oluşumuna kadar tüm ünitelerde çalışmaya başlamış, bu sistemin dışında kalan gazeteciler ise işten çıkarılmışlardır. Günümüzde medya kuruluşlarında çalışanların haklarını savunacak güçlü bir örgüt bulunmamaktadır. Türkiye Gazeteciler Sendikası, ülkemizde holding patronlarının elinde olan medya kuruluşlarında çalışanların haklarını savunamamaktadır. Toplu sözleşme yapma dönemi ise basın sektöründe sadece devlet denetiminde olan AA ve TRT dışında hiçbir basın kuruluşunda yapılamamaktadır. Günümüzde medya kuruluşlarında teknoloji ön planda, insan unsuru ise ikinci planda bulunmaktadır. İnsan unsurunun ikinci planda olduğu bir kuruluşta, bir sektörde sağlıklı üretim yapmaktan söz etmek iyimserlik olacaktır. Teknolojik açıdan büyük ilerleme kaydeden Türk medyası yapısındaki bu karmaşa nedeniyle giderek güvenilirliğini yitirmektedir. Bu da medya alanında bir çok sorunun ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Grupların elinde toplanan medya kuruluşları bir anlamda haber akışının tek yönlü olmasını, yani çeşitli fikir ve görüşlerin çok yönü bir biçimde duyurulmasını engellemektedir. Sonuç olarak, günümüzde gazeteciler artık gerçeği yansıtmak ve toplumu aydınlatmak işlevlerinden uzaklaşmışlardır. Şimdi parayı veren kendi gerçeğini yaratıyor; kendi gerçeğini herkesin gerçeği gibi ortaya sürüyor (Olağanüstü Hallerde Yerel Gazetecilik ve Yerel Basın, 1997:69). 447

Artık günümüzde sermayenin medya alanına yatırımı ulusal düzeylerde kalmayıp uluslararası düzeye ulaşmıştır. Büyük sermaye grupları küresel medya ortaklıkları kurmaktadır. Ancak şu bir gerçektir ki, yapısı nasıl olursa olsun, geçmişten günümüze medyanın gücü ve kamuyu oluşumundaki etkisi hiçbir zaman değişmemiştir ve giderek etkin bir biçimde varlığını sürdürmektedir. Günümüzde iletişim teknolojisinin bu denli gelişmiş olması Mc Luhan ın deyimiyle dünyayı evrensel bir köy e çevirmiştir ve teknolojiyi elinde bulunduran bir anlamda o köyün efendisi konumuna gelmektedir. Kaynakça Aydoğan, Filiz. Medya ve Serbest Zaman, Om Yayınları, İstanbul, 2000. Atabek, Ümit. Alternatif Medya ve İletişim Teknolojileri, 2. Ulusal İletişim Kongresi, 23-24-25 Mayıs 2001. Baldini, Massimo. İletişim Tarihi, Çeviren: Gül Batuş, Avcıoğlu Yayınevi, 2000. Dalkıran, Nesrin. Siyasal Reklamcılık ve Basının Rolü, TGC Yayınları, İstanbul 1995. Gönenç, Özgür. Siyasal Yaşamin Belirlenmesinde Kitle İletişim Araçlarinin Rolü, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Sayı: 17, 2003. Güçdemir, Yeşim. Bilgisayar Ağları, İnternetin Gelişmesi ve Bilgi Kirlenmesi, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Sayı: 17, 2003. Keane, John. Medya ve Demokrasi, Ayrıntı Yayınrları, İstanbul,1999. Mutlu, Erol. İletişim Sözlüğü, Ark Yayınevi, Ankara, 1994. Olağanüstü Hallerde Yerel Gazetecilik ve Yerel Basın, Yerel Basın Eğitim Seminerleri Dizisi:2, 14 Kasım 1997, Diyarbakır. Oskay, Ünsal. İletişimin ABC si, Simavi Yayınları, İstanbul, 1994. Özçağlayan, Mehmet. Yeni İletişim Teknolojileri ve Değişim, Alfa Yayınları, İstanbul, 1998. Ponthier, Jean-Luc. Medya Dünyası, İletişim Yayınları, İstanbul, 1992. Postman, Neil. Televizyon: Öldüren Eğlence, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 1994. Rigel, Nurdoğan. İleti Tasarımında Haber, Der Yayınları, İstanbul, 2000. Rigel, Nurdoğan. Kağıt Kaplanlar, Der Yayınları, İstanbul, 1993. Ramonet, Ignacio. Medyanın Zorbalığı, Çeviren: Aykut Derman, OM İletişim Yayınları, İstanbul, 1999. Tılıç, Doğan. Utanıyorum Ama Gazeteciyim, İletişim Yayınları, İstanbul 1998. Yüksel, Erkan. Medyanın Gündem Belirleme Gücü, Çizgi Kitabevi Yayınları, Konya 2001. 448