1-28 Milyonluk ET VURGUNU! - AKŞAM 10.11.2014

1-28 Milyonluk ET VURGUNU! - AKŞAM 10.11.2014

2- ÇOBAN MESELSİ MİLLİYET- 09.11.2014

3- Kırmızı Et Tüketimi Düştükçe Ayakkabı Fiyatları Artıyor İstanbul - 09.11.2014

4- Kırmızı Et Tüketmiyoruz Antalya Ekspres- 10.11.2014

5- Palandöken den Ucuz Gıda Uyarısı Sabah Ankara - 09.11.2014

6- Türkiye nin geleceği Sözleşmeli tarım da Çukurova Deltası 01.11.2014

7- Kırmızı Et Üretiminde Azalma Var - Gıda Hattı - 12.11.2014 Kırmızı et üretiminde azalma var TÜİK in belirlemelerine göre Temmuz-Eylül 2014 dönemini kapsayan üçüncü çeyrekte kırmızı et üretimi azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu nun (TÜİK) açıkladığı Kırmızı Et Üretimi, III. Çeyrek: Temmuz - Eylül, 2014 verilerine göre, 2014 yılı üçüncü çeyrekte toplam kırmızı et üretimi bir önceki döneme göre %7,3, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %1,9 oranında azalarak 202 bin 530 ton olarak tahmin edildi. Üçüncü çeyrekte 175 bin 353 ton olarak tahmin edilen sığır eti üretimi, bir önceki döneme göre %7,6, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %1,4 oranında azaldı. Koyun eti üretimi de bir önceki döneme göre %7,8, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %18,1 oranında azalarak 21 bin 631 ton olarak gerçekleşti. Gıdahattı.com/12.11.2014 http://www.gidahatti.com/gida-haber/kirmizi-et-uretiminde-azalma-var

8- Gıdalara ilişkin asılsız İddialarda bulunanlar, stetoskoplarını duvara asmalı - Gıda Hattı 13.11.2014 İstanbul Sağlık ve Beslenme Bienali nde konuşan Prof. Dr. İsmail Çelik, gıdalara ilişkin asılsız iddiaları dile getiren meslektaşlarını, stetoskoplarını duvara asmaya davet etti. Bienalin Değişen Dünya, Gelişen Teknolojiler başlıklı oturumu, Prof. Dr. Murat Baş ve Prof. Dr. Mehmet Demirci moderatörlüğünde yapıldı. Oturumda Değişen Dünya ve GDO lar başlıklı bir sunum yapan Prof. Dr. Selim Çetiner, biyoteknolojinin en geniş anlamıyla canlı organizmaları kullanarak yeni ürünler elde edilmesi olduğunu, GDO ların sağlıkta, gıda üretiminde kullanılan enzimlerin üretiminde, hayvancılıkta, endüstride, çevrede, tarımda kullanıldığını, tarımsal üretimde GDO nun kullanılmasıyla verimin arttığını söyledi. GDO konusundaki endişelerin gıda güvenliği, çevresel etkiler, tekelleşme, ticari kaygılar, ideolojik ve duygusal karşı çıkışlarda yoğunlaştığını vurgulayan Çetiner, her bir GDO nun ayrı ayrı bilimsel analizlerinin yapıldığını, bunların sonucunda onay verilen GDO ların, en az klasik ürünler kadar güvenli olduğunu, uluslararası kuruluşların son 18 yıldır üretilen GDO ların hiçbirisinin bir alerjiye ya da rahatsızlığa yol açmadığını söylediğini kaydetti. AB kamuoyundan gelen baskılar sonucu iki dönem üst üste GDO ların güvenlik araştırmasını yaptırdığını, araştırma sonucunda onay sürecinden geçmiş ürünlerin, diğerleri kadar güvenli olduğunun söylendiğini hatırlatan Çetiner, Türkiye de 2011 yılında yazılı basında çıkan bin 839 yayının tamamının olumsuz olduğu bilgisini verdi. GDO karşıtları tarafından bir korku stratejisi izlendiğine vurgu yapan Çetiner, Biyogüvenlik Kanunu nun AB ile uyumsuz, numune alma uygulamalarının yanlış olduğunu, test yapılan 39 laboratuvarın akredite olmadığını söyledi. Çetiner, Tek çözüm Biyogüvenlik Kanunu nun AB müktesabatı ile uyumlu hale getirilmesidir. Yoksa 2023 te 500 milyar dolar ihracat hayal. dedi. Gıda Prosesleri Gereksiz mi? başlıklı bir sunum yapan Prof. Dr. Aziz Ekşi de, İşlenmiş gıda, hazır gıda, ambalajlı gıda kavramları üzerinden proses karşıtlığı, hem bilim dünyasında hem de medyada dikkat çekilen bir olgu. Gıda prosesleri, gıda güvencesi ve güvenli gıda üretimi açısından önemli. Bu konuda gerçek ve oluşan algı birbirinden farklı. Medya ilgi çekmek istiyor, tüketici ya gerçekse endişesi yaşıyor, buna karşılık uzmanların kanıta dayalı konuşması gerekiyor. Çözüm kanıta dayalı tartışma ve iletişimdir. görüşünü dile getirdi.

Prof. Dr. Ali Esat Karakaya ise Gıda katkı maddeleri gerekli mi, güvenli mi? sunumunda, Gıda katkı maddelerinden endişe duyanların oranı AB de %67, Türkiye de %77. Eğer popüler olmak istiyorsanız, bilim dışı iddialarda bulunursunuz. Ama bilime dayanarak gerçekleri ortaya koymak gerekiyor. Bir algı sorunu yaşıyoruz. ifadelerini kullandı. Gıda katkı maddelerinin, gıdanın besleyici değerini korumak ve geliştirmek, ürünün kalitesini muhafaza etmek, gıdanın duyusal özelliklerini geliştirmek için kullanıldığını vurgulayan Karakaya, kullanıldığı miktar ve koşullarda insan sağlığına zarar vermemesi gereken gıda katkı maddelerinin belli araştırma ve onay süreçlerinin ardından uygulamaya alındığını söyledi. Karakaya, şöyle devam etti: Algı ne? Rastgele herşey kullanılabilir, endüstrinin gücü var, o dayatıyor ve kullanılıyor deniliyor. Dünya Gıda Güvenli Ağı varken, insan sağlığına zararlı bir şeyi siz içine koyamazsınız. Risk algısı yanlış yönetiliyor. Ben uçak motoruyla ilgili öneride bulunursam komik olurum ama gıdalar ve beslenme konusunda uzmanı olmayanlar rahatlıkla önerilerde bulunabiliyor. Gerçek olmayan risklerin toplumun önüne konulması ile gerçek risklerin göz ardı edilmesi tehlikesi de ortaya çıkıyor. Konunun uzmanı olmayan akademisyenler, kalıcı olmaları mümkün değil ama popüler oluyorlar. Muayenehaneleri, kitapları var, kendilerine göre rasyonel bir eylemin içindeler. Onkolog Prof. Dr. İsmail Çelik in Gıdalar Kanserin Neresinde? başlıklı sunumu da katılımcıların yoğun ilgisini çekti. Medyada yer alan şarlatanlar yüzünden insanlar son raddede bize geliyor. diyen Çelik, kanserin nedenlerinden tütün, diyet, kalori alımı, alkol gibi unsurların unutturulmak istendiğini, beslenmenin öne çıkartıldığını vurguladı. Genetiği değiştirilmiş gıdaların kanser riskini artırdığına, organik gıdaların kanserden koruduğuna dair bilimsel bir bulgu olmadığını kaydeden Çelik, Keşke kanserli hücreye giderek yok eden bir GDO olsaydı da bunu kullansaydık. dedi. Medyada yer alan meslektaşı olan, ancak konunun uzmanı olmayan isimlerin iddialarına atıfta bulunan Prof. Dr. Çelik, Benim meslektaşım da olan arkadaşım adına özür diliyorum. Gıda mühendisliği saçmalık diyen kalp damar uzmanı olana da sosyal medyada cevabı çakıyorlar. Ben bu arkadaşların stetoskoplarını asmalarını tavsiye ediyorum. diye konuştu. Gıdahattı.com/13.11.2014

9- TZOB Yönetim Kurulu, Bakan Eker i ziyaret etti - TZOB Web Sitesi 13.11.2014 -TZOB Yönetim Kurulu, Bakan Eker i ziyaret etti -Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker: Enflasyonun asıl sebebinin tarım ürünleri olarak gösterilmesi haksızlık. Enflasyonun sebebi gıda değil çekirdek enflasyondur - Gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir -TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Bakanlığın hazırladığı, gerekli desteği sağladığımız Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nun önümüzdeki yıllarda sektöre faydalarını hep beraber göreceğiz - Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'na ilişkin yönetmeliğin de bir an önce çıkarılmasını talep ediyoruz - Et ve Süt Kurumu nun devreye girmiş olmasından da sektör adına büyük mutluluk duyuyoruz. Bu kanuna da TZOB olarak gerekli desteği verdik - Transit ticaret kapsamında yurtdışına çıkarılması gereken etlerin yüzde 225 vergisini de ödemeden ülke içine kaçak olarak sokulduğu iddiaları var. Bunu çok ciddi buluyoruz - 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek, 2015 yılı ÇKS başvurularının uzatılması yönünde hem üreticilerden, hem de odalardan talep var - Girdi fiyatları üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi gerekir Ankara - 13.11.2014 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığındaki Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu üyeleriyle görüştü. Bakanlıktaki görüşmede, TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarım sektörünün kalkınması için hem Bakan Eker, hem de bakanlık yetkilileriyle uyum içinde çalıştıklarını, bundan dolayı memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Bakanlığın kanun ve diğer çalışmalarına destek verdiklerini, sevgiye, saygıya ve güvene dayalı ilişki kurduklarını, TZOB un çalışmalarına da bakanlıktan büyük destek aldıklarını belirten Bayraktar, olumlu ilişkilerin devam edeceğine inandığını bildirdi. Ziraat Odalarında, Aralık ayı içinde tüm Türkiye'de bütün köy ve mahallelerde delege seçimlerinin yapılacağını hatırlatan Bayraktar, seçimlerin şimdiden hayırlı olmasını temenni etti. -Toprak Koruma Kanunu ve Et ve Süt Kurumu- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın hazırladığı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nu gerekli desteği sağladıklarını, kanunun devrim niteliğinde bir kanun olduğunu ifade eden Bayraktar, önümüzdeki yıllarda bunun sektöre faydalarını hep beraber öreceğiz. Buna ilişkin yönetmeliğin de bir an önce çıkarılmasını talep ediyoruz. Yine Et ve Süt Kurumu nun devreye girmiş olmasından da sektör adına büyük mutluluk duyuyoruz. Bu kanuna da TZOB olarak gerekli desteği verdik. Kanunu çıkardınız. Çok teşekkür ediyoruz. Tarımsal Destekleme Kurumu nun da sektöre zamanında müdahale etmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz dedi.

-Kaçak et- Bugünlerde gündemde olan kaçak et meselesinin de kendilerini üzdüğünü belirten Bayraktar, söyledi: Özellikle transit ticaret kapsamında yurtdışına çıkarılması gereken etlerin yüzde 225 vergisini de ödemeden ülke içine kaçak olarak sokulduğu iddiaları var. Bunu çok ciddi buluyoruz. Son operasyonu da memnuniyetle karşıladık. Ama bu konuda devletimizin, kurum ve kuruluşların fevkalade dikkatli olması gerekir. Sadece sektörümüze değil, ülkemize zarar verecek bir etkisi olduğunu görüyoruz. Önlenmesi gereken bir durum. -ÇKS başvuruları- 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek, 2015 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvurularının uzatılması yönünde hem üreticilerden, hem de odalardan talep olduğunu vurgulayan Bayraktar, zamanın kısaldığını, Aralık sonuna kadar yetiştirilemeyeceğinin anlaşıldığını bildirerek, bu sürenin uzatılmasını istedi. -Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makas- Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasının açıldığını bildiren Bayraktar, bu konuda ciddi bir çalışma yapmamız lazım. Yüzde 400 farklarla üreticinin ürettiği ürünleri tüketicimiz tüketiyor. Burada bir haksız kazanç görüyoruz. Bu manada bakanlığımızın da bir çalışması olduğunu biliyoruz ama bizim de bu konuda bir katkı vermemiz gerektiğini düşünüyorum. İşin tarafı olarak, mağdur olan kesim olarak. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki farktan mağdur olan üreticidir. Tüketici de mağdur oluyor dedi. Bütçe imkanlarını bildiklerini ama girdiler üzerinde vergilerin yüksek olduğunu belirten Bayraktar, girdi fiyatları üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini talep etti. -Bakan Eker- Ziraat odalarının ve üreticilerin sorunlarını TZOB Yönetim Kurulu üyelerinden tek tek dinleyen Bakan Eker, konuşmasında, enflasyonun sebebi olarak tarım ürünlerinin gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirterek, "Gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir" dedi. Sektör temsilcilerinin desteklerinin kendileri için önemli olduğunu ifade eden Eker, enflasyonun asıl sebebinin tarım ürünleri olarak gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirtti. Gıda ürünlerinde üretici ve tüketici fiyatları arasındaki fiyat farkına da değinen Eker, şunları kaydetti: "Ekonomik Koordinasyon Kurulu nda bu konuyu Merkez Bankası Başkanı na aktardım. Kışın git enflasyonda biberi, soğanı dikkate al, çekirdek enflasyonu dikkate alma, sonra enflasyonun sebebini gıda ürünleri olarak göster. Burada tarıma haksızlık yapılıyor. Asıl problem şu; gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir. Bu durumu ben ilgili kurumlara anlattım. Bunun üzerine Bakanlığımız Müsteşarlığı Başkanlığında 'Tarım Ürünleri Piyasayı İzleme Değerlendirme Kurulu' oluşturuldu. Bu kurul, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın nereden geldiği ve bunların hangi aşamada ne şekilde denetleneceği yönünde çalışacak." -"Tarımda sigortanın önemini çok iyi anlatmalıyız"- Üreticilere sigortanın önemini başta Bakanlık ve sektör temsilcileri olmak üzere çiftçilere her platformda bıkmadan, usanmadan, defalarca anlatmak gerektiğini belirten Eker, TARSİM kapsamında üreticiye sigorta priminin yarısını hibe şeklinde verdiklerini, bu kapsamda 1 milyar 300 milyon liralık sigorta prim desteği ödemesi yaptıklarını, bir sınır bulunmadığını, üretici ne kadar sigorta yaptırırsa onun yarısını ödediklerini, amaçlarının tarımda sigortacılık kültürünü yerleştirmek olduğunu belirtti. Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu için önümüzdeki günlerde ilgili yönetmeliğin çıkarılacağını bildiren Eker, bundan sonra üreticilerin ÇKS de her yıl kayıt yaptırmasına gerek kalmayacağını, sadece arazi büyüklüğü, farklı ürün ekimi gibi hususlar olduğunda üreticilerin bildirim yapması gerekeceğini ifade etti. Lisanslı depoculuğun gelişmesi için yakın zamanda yeni bir uygulamayı hayata geçirdiklerini hatırlatan Eker, "Bundan sonra üretici lisanslı depoları kullandığında her ton için destek vereceğiz. Üretici lisanslı depoculukla ürününün kalitesi düşmeden saklayabilecek" ifadesini kullandı. Eker, sertifikalı tohumun üretimini ve kullanımını kendi hükümetleri zamanında destekleme kapsamına aldıklarını hatırlatarak, "Göreve geldiğimiz günden bu yana sertifikalı tohum üretimini 150 bin tondan 750 bin tona çıkardık. Bu başarı verdiğimiz desteklerle oldu. Tohum satan bayiler ile ilgili şikayetleri bana aktarın. Eğer yanlış yapan bayiler varsa biz gerekeni yaparız ifadesini kullandı. Sığır eti üretimi konusunda Hollanda, Fransa, Yeni Zelanda gibi ülkelerle rekabet etme şansının olmadığını vurgulayan Bakan Eker, Bu ülkelerde yağış miktarı çok fazla. İklim müsait. Bu nedenle çayır alanı da fazla. Hayvanlar devamlı otluyor. Bu ülkelerdeki

üreticilerin yem maliyeti yok. Ancak bizim ülkemizde hayvancılık maliyetlerinin yüzde 70 i yem. Bu nedenle bu ülkelerle rekabet etme şansımız yok. Türkiye coğrafyası koyun coğrafyası. Bu dezavantajlı durumu lehimize çevirmek için öncelikle koyun, keçi sayısını artırmalıyız. İkinci olarak yem bitkilerinin ekiliş alanlarını çoğaltmalıyız. Üçüncü yapmamız gereken şey ise randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz şeklinde konuştu. Hayvancılıkta ülkelerle rekabet edebilmek için öncelikle koyun ve keçi sayısının artırılması gerektiğini belirten Eker, "İkinci olarak yem bitkilerinin ekiliş alanlarını çoğaltmalıyız. Üçüncü yapmamız gerek şey ise randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz" değerlendirmesinde bulundu. Görüşmede TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili M. Nuri Şeyda Sorman, Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa Hepokur, Yönetim Kurulu Üyeleri Bekir Şinasi Özdemir, Mehmet Latif Maskan, Tuncer Başoğlu, Hasan Kozoğlu, Ahmet Bahadır Sezgin, Mehmet Cevat Delil, Nejat Gamzeli hazır bulundu. TZOB Yönetim Kurulu üyeleri, görüşmede bölgeleriyle ilgili sorunları Bakan Eker e aktardı. 10- Mersin Gümrüğünde Düzenlenen Operasyonda 1044 Ton Kaçak Kırmızı Et Ele Geçirildi 14.11.2014 TV HABER http://gold.ajanspress.com.tr/extt/mtcwmtqynzymmiywjjammq==#.vgx20h_fmzu