1. abduct: adam kaçırmak (kidnap) 2. abstain from: --- den uzak durmak 3. access: erişmek, ulaşmak 4. accumulate: topla(n)mak, birik(tir)mek, 5. acknowledge: doğruluğunu kabul etmek 6. activate: faaliyete geçirmek, etkinleştirmek 7. administer: (1) yönetmek, idare etmek (2) (ilaç) vermek, iğne yapmak 8. admonish: azarlamak 9. affect: etkilemek 10. aggravate: kötüye gitmek (deteriorate) 11. alleviate: yatıştırmak, dindirmek 12. allow: izin vermek 13. amplify: (ses vb) arttırmak, çoğaltmak 14. amputate: ameliyatla (organ vb) kesmek 15. anticipate: (1) beklemek (2) önce davranmak 16. appear: görünmek 17. appoint: (1) atamak (2) tayin etmek 18. approach: yaklaşmak 19. arrange: ayarlamak 20. assemble: bir araya gelmek/toplamak 21. assure: temin etmek, garanti vermek 22. avoid: kaçınmak 23. banish: kovmak, sürgüne yollamak (exile) 24. bear: (1) doğurmak (2) meyve vermek (3) tahammül etmek, katlanmak (tolerate) 25. bend: (1) eğ(il)mek (2) bük(ül)mek 26. betray on: ihanet etmek 27. board: (uçağa, gemiye vb) binmek 28. boost: (1) arttırmak (2) teşvik etmek 29. bounce: zıplamak, zıplatmak 30. bury: gömmek 31. calculate: hesaplamak 32. cancel: iptal etmek (call off) 33. captivate: büyülemek (fascinate) 34. caress: okşamak (stroke) 35. carve: (1) (tahta vb) oymak (2) (et vb) kesmek 36. cater for: özel bir gün için yiyecek sağlamak, bazen de servis yapmak 37. censor: sansürlemek (film/haber vb) 38. challenge: (1) meydan okumak (2) gaza getirmek, teşvik etmek (encourage) 39. characterize: tanımlamak (describe) 40. charm: (1) neşelendirmek (2) büyülemek 41. cherish: (1) bağrına basmak, benimsemek (2) el üstünde tutmak 42. choose: seçmek 43. circumcise: sünnet etmek 44. clarify: açıklığa kavuşturmak (elucidate) 45. clench: sıkmak, sıkıca kavramak 46. combat: mücadele etmek 47. compete with: yarışmak 48. comply with: (1) uymak (2) itaat etmek 49. conceive: düşünmek 50. condone: göz yummak (overlook) 51. confide in: birine sırrını açmak 52. conflict with: (1) çatışmak (2) anlaşamamak 53. congratulate sb on: tebrik etmek 54. conquer: (1) fethetmek (2) galip gelmek 55. conspire: komplo kurmak 56. contain: içermek 57. contract: (1) hastalık kapmak (2) büzülmek 58. convey: (eletrik, mesaj vb) iletmek 59. correspond to: denk gelmek, tekabul etmek 60. create: yaratmak 61. damage: zarar vermek (harm) 62. dazzle: göz kamaştırmak 63. decay: çürümek (decompose, rot) 64. decipher: şifresini çözmek 65. decompose: çürümek (rot, decay) 66. defeat: bozguna uğratmak, yenmek 67. define: tanımlamak 68. delay: (1) geciktirmek (2) ertelemek 69. delight at: yapmaktan keyif almak 70. demobilize: askerden terhis etmek 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 1 - www.sistemdil.com
71. demoralise: moralini bozmak (dishearten) 72. deploy: mevzilenmek, plana göre yerleşmek 73. desire: arzulamak 74. destroy: tahrip etmek, yıkmak 75. deteriorate: kötüleşmek (worsen) 76. devastate: yıkmak (destroy) 77. die: ölmek (pass away) 78. discharge: (1) yük boşaltmak (2) taburcu etmek (3) akıtmak, fışkırtmak 79. discover: keşfetmek 80. discuss: tartışmak 81. disguise: maskelemek, gizlemek 82. disintegrate: parçalanmak 83. disown: (evlat, mal vb) reddetmek 84. dispense with: --- den vazgeçmek 85. dispose of: -den kurtulmak, çöpe atmak 86. disrupt: huzur bozmak 87. divert: yönünü değiştirmek, saptırmak 88. donate: bağışta bulunmak 89. drift: sürüklenmek 90. ease: (ağrı trafik vb için) hafifle(t)mek 91. educate: eğitmek 92. elect: (başkan vb) seçmek 93. elucidate: açıklığa kavuşturmak (clarify) 94. embellish: (1) süslemek (adorn) (2) ballandırarak anlatmak (exaggerate) 95. emerge: ortaya çıkmak (appear) 96. employ: (1) işe almak (2) uygulamak 97. enclose: ilişikte göndermek 98. endeavour: çok çalışmak, gayret etmek 99. enhance: artırmak, geliştirmek (improve) 100. enlighten: aydınlatmak, bilgilendirmek 101. enrich: zenginleştirmek 102. envision: gözünün önüne getirmek 103. erode: erozyona uğramak 104. establish: (1) kurmak (2) ispatlamak 105. evaluate: değerlendirmek 106. exaggerate: abartmak (embellish) 107. exchange: takas etmek, değiştirmek 108. excrete: (dışkı, vb) çıkartmak, boşaltmak 109. exhibit: sergilemek, göstermek 110. expect: ummak 111. experiment with: deney yapmak 112. explain: açıklamak 113. exploit: sömürmek, kendi çıkarı için kullanmak 114. extend: uzatmak 115. fade: (ses/renk vb) solmak 116. fake: (1) (para vb) sahtesini çıkarmak (2) numara yapmak (pretend) 117. fancy: arzu etmek, istemek 118. favour: kayırmak, desteklemek 119. fetch: gidip getirmek 120. float: su üstünde yüzmek 121. fluctuate: dalgalanmak, 122. foresee: öngörmek 123. forgive: affetmek 124. foster: (1) (bebek vb) beslemek, büyütmek (2) tetiklemek, teşvik etmek (trigger, encourage) 125. frustrate: üzmek, hüsrana uğratmak 126. gamble: kumar oynamak 127. generalize: bir durumu genellendirmek 128. glide: havada süzülmek 129. gossip: dedikodu yapmak 130. grind: (1) öğütmek (2) bilemek (3) gıcırdatmak 131. halt: durdurmak, bitirmek (stop) 132. happen: meydana gelmek 133. harmonize: uyum sağlamak, bağdaştırmak 134. haunt: (cin, peri vb için) musallat olmak, sık uğramak, taciz etmek 135. hide: saklamak 136. hint: ima etmek (imply) 137. hospitalize: hastaneye kaldırmak 138. identify: teşhis etmek, belirlemek, kimliğini saptamak 139. illuminate: ışıklandırmak, aydınlatmak 140. imagine: hayal etmek 141. implant: (pil, işitme cihazı vb) yerleştirmek 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 2 - www.sistemdil.com
142. impress: etkilemek 143. improvise: doğaçlama yapmak 144. increase: artmak, arttırmak 145. inflame: tutuşturmak, alev almak 146. inform: bilgilendirmek 147. injure: (1) yaralamak (2) sakatlamak 148. inspect: teftiş etmek, didik didik aramak 149. instruct: talimat vermek 150. intend to do: yapmaya niyetlenmek 151. interpret: (1) yorumlamak (2) tercüme etmek 152. interview: mülakat/ropörtaj yapmak 153. invalidate: geçersiz kılmak 154. involve: (1) gerektirmek (require) (2) kapsamak, içine almak (include) 155. jail: hapse atmak (imprison) 156. judge: yargılamak 157. kick: (1) tekme atmak (2) kovmak 158. knit: örgü örmek 159. lament: yas tutmak (mourn) 160. laugh: gülmek 161. leave: terk etmek 162. lengthen: (saç vb) uzatmak 163. liken: birini/birşeyi başkasına benzetmek 164. loosen: (ayakkabu bağı vb) gevşetmek 165. manage: idare etmek, işletmek 166. match: eşleştirmek 167. mature: olgunlaşmak 168. meet: (1) buluşmak (2) (ihtiyaç vb) karşılamak 169. mention: bahsetmek 170. misfire: ıskalamak, hedefi tutturamamak 171. mismanage: yüzüne gözüne bulaştırmak 172. misplace: yanlış/olmadık yere koymak 173. mistreat: (1) kötü muamelede bulunmak (2) yanlış tedavi etmek 174. navigate: deniz/uçak yolculuğu yapmak 175. neglect: ihmal etmek (ignore) 176. notify: bilgilendirmek 177. oblige: zorlamak (compel) 178. obtain: elde etmek (bilgi, veri vb) 179. offend: gücendirmek, kalp kırmak 180. order: (1) sipariş vermek (2) emretmek 181. outshine: gölgede bırakmak 182. overflow: (nehir, su bardağı vb) taşmak 183. overstress: kasmak, fazla zorlamak 184. overwhelm: (1) birine aşırı yüklenmek, bunaltmak (2) birini alt etmek 185. pardon: affetmek (forgive) 186. penetrate: nüfuz etmek, içine girmek 187. perish: (1) telef olmak (1) bozulmak (yiyecek) 188. persevere: sebat etmek, azmetmek 189. persuade: ikna etmek (convince) 190. please: memnun etmek, hoşnut kılmak 191. pollute: kirletmek 192. prefer: tercih etmek 193. prevent: önlemek 194. process: (1) işleme koymak (2) işlemek 195. progress: ilerlemek 196. proofread: metni okuyup hata düzeltmek 197. prove: kanıtlamak 198. prune: budamak (trim) 199. purchase: satın almak (buy) 200. quit: bırakmak, vazgeçmek (abandon) 201. raise: (1) artırmak, yükseltmek (2) (insan veya hayvan) yetiştirmek, büyütmek (3) (konu, fikir vb) ortaya atmak 202. ratify: onaylamak 203. realize: (1) fark etmek (2) gerçekleştirmek 204. rebuke: fırçalamak, azarlamak (scold) 205. receive: almak, kabul etmek 206. recognize: tanımak, fark etmek 207. record: kaydetmek 208. recur: nüksetmek, tekrarlamak (relapse) 209. refer to: değinmek, atıfta bulunmak 210. refuse: reddetmek 211. regulate: düzenlemek, düzenli hale getirmek 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 3 - www.sistemdil.com
212. release: (1) serbest bırakmak (2) salmak 213. rely on: bel bağlamak, güvenmek 214. remember: hatırlamak (recall, recollect) 215. remind sb of sth: çağrıştırmak 216. renew: yenilemek 217. repel: püskürtmek 218. reply: cevaplamak 219. repress: bastırmak (duygu, his vb) 220. reproach: sitem etmek 221. resemble: benzemek 222. rest: dinlenmek 223. reveal: açığa vurmak 224. revise: tekrar etmek, gözden geçirmek 225. reward: ödüllendirmek 226. ruminate: geviş getirmek 227. sacrifice: kurban etmek (slaughter) 228. satisfy: (1) tatmin etmek (2) (ihtiyacını, talebini vb) karşılamak 229. schedule: program hazırlamak/çizmek 230. score: gol atmak, puan almak 231. scratch: (1) kazımak (2) tırmıklamak 232. sedate: yatıştırmak, sakinleştirmek 233. select: seçmek (pick out) 234. serve: (1) hizmet etmek (2) servis yapmak 235. shake: sallamak 236. shrink: büzülmek, çekmek 237. slander: iftira etmek 238. sneeze: hapşırmak 239. sprinkle: serpmek 240. stay: kalmak 241. stabilize: denge sağlamak, sabit hale getirmek 242. stipulate: şart koşmak 243. strengthen: kuvvetlendirmek 244. struggle: mücadele etmek 245. subtract: (matematikte) çıkartma yapmak 246. suck: emmek 247. suffocate: havasızlıktan boğulmak 248. support: desteklemek 249. surmise: tahmin etmek, çıkarsama yapmak 250. surrender: teslim olmak 251. survive: sağ kalmak 252. sweat: terlemek (perspire) 253. sympathise with: acısını/derdini anlamak 254. tear: yırtmak 255. tempt: baştan çıkarmak, aklını çelmek 256. thrive: yeşermek, çoğalmak (flourish) 257. topple: tahttan/makamından devirmek 258. train: (1) eğitim görmek (2) eğitmek 259. trim: budamak, kırkmak (prune) 260. undergo: (ameliyat vb) geçirmek başından geçmek (experience) 261. undertake: (ameliyat vb) üstlenmek, yapmak 262. urge: teşvik etmek (encourage) 263. validate: geçerli kılmak 264. vary: değişmek, farklılık göstermek 265. visualize: gözünde canlandırmak 266. vote: oy kullanmak 267. wander: gezinmek (roam, stroll) 268. wear: giymek, takmak 269. whip: kırbaçlamak 270. wipe: temizlemek, silmek 271. withdraw: (1) geri çekilmek (2) para çekmek 272. worry: endişelenmek 273. wound: yaralamak (injure) 274. yell: bağırmak (shout) 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 4 - www.sistemdil.com