Araştırma Notu #055 KOPENHAG YOLUNDA TÜRKİYE NEREDE? Barış Gençer Baykan ve Hande Paker. Yönetici Özeti



Benzer belgeler
2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI SON GELİŞMELER VE ÜLKEMİZİN DURUMU

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

SANAYİ SEKTÖRÜ DEĞERLENDİRMELER , Ankara Canan DERİNÖZ GENCEL ENVE 95-ENVE 98. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Çevre Koordinatörü

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Kopenhag Birleşmiş Milletler Đklim Değişikliği Konferansı (COP15) Genel Değerlendirmesi ve Türkiye ye Yansımaları

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü. ENOFİS 05 Şubat 2009

İşletmelerde Karbon Yönetimi ve Gönüllü Karbon Piyasaları. Yunus ARIKAN REC Türkiye İklim Değişikliği Proje Yöneticisi

BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE

Uluslararası Gelişmeler

Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 5 Aralık 2016, Sabancı Center, İstanbul

Dünyada ve Türkiye de Enerji Görünümü Selahattin İncecik. İstanbul Teknik Üniversitesi

Karar -/CP.15. Taraflar Konferansı, 18 Aralık 2009 tarihli Kopenhag Mutabakatını not alır.

Kadıköy Belediyesi Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ

Atıklardan Enerji Üretiminin Karbon Emisyonu Azaltımı Bakımından Önemi

ĞİŞİKLİĞİ. Prof.Dr.Hasan Z. SARIKAYA Müsteşar. 08 Mart 2010, İSTANBUL LİTİ

ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI

Kyoto Protokolü nün Onanması (Taraf Olunması) ve Uluslararası İklim Rejiminin Geleceği ile İlgili Bazı Politik ve Diplomatik Noktalar

TÜRKİYE VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MÜZAKERELERİ

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

ULUSAL PROGRAMLARA UYGUN AZALTIM FAALİYETLERİ NAMA. Tuğba İçmeli Uzman 17 Şubat

UNFCC VE KYOTO PROTOKOLÜ GEREKLİLİKLERİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

KYOTO PROTOKOLÜ SONRASI KÜRESEL ISINMA ve. Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu(

Marakeş in Kazandırdıkları Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 6 Aralık 2016, Mövenpick Otel, Ankara

21. YÜZYIL UYGARLIĞINI YAKALAMAK; DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİŞTE TEKNOLOJİ, FİNANS ve TEDARİK ZİNCİRİ

ĐKLĐM DEĞĐŞĐKLĐĞĐ, KYOTO PROTOKOLÜ VE TÜRKĐYE

Düşük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi Teknik Yardım Projesi

2023 e Doğru Kentsel Dönüşüm, Ulusal Çevre Politikaları ve Sektörden Beklentiler. 23 Ocak 2015, İstanbul. Sayın Bakanım,

Avrupa da)var)olan)kömürlü)termik)santrallerin)etkileri))

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ, BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ, KYOTO PROTOKOLÜ VE TÜRKĠYE

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI MÜCADELE ADIMLARI

Araştırma Notu 12/124

Türkiye nin Enerji Geleceği İklim bileşenini arıyoruz

KÜRESEL ISINMA ve ENERJİ POLİTİKALARI. Özgür Gürbüz Yeşiller Enerji Çalışma Grubu 8 Ekim İstanbul

DA KÜRESEL ISINMA ĐLE ĐKLĐM DEĞĐŞĐKLĐKLERĐ NEDENĐ OLAN SERA GAZI EMĐSYONLARI HAKKINDA ÇEVRE EYLEM PLANI POLĐTĐKALARI

Kyoto Protokolü; Esneklik Düzenekleri ve Gönüllü Karbon Piyasaları. Dr. Oğuz CAN İSTAÇ A.Ş. Sistem Geliştirme Müdürü

Karbon Emisyonu Nedir?

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND

PARİS ANLAŞMASI: İÇERİĞİ VE TÜRKİYE ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Enerji ve İklim Haritası

Kyoto Protokolü. Nurel KILIÇ

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ

Grafik 16. Türkiye de elektrik üretiminin kaynaklara dağılımı

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ

DÜNYA ENERJİ SEKTÖRÜNDE 2040 A BAKIŞ

Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Beklentiler. İbrahim TURHAN Başkan 12 Nisan 2012

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ?

KÜRESEL ISINMA HAKKINDA ULUSLARARASI DÜZENLEMELER

Sürdürülebilir kent yönetimi, Yeşil İstihdam, Teknoloji yenileme, Emisyon kontrolü, İklim dostu teknoloji üretimi, Temiz ürün tasarımı ve Düşük

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER

Güney Afrika 2011 Durban Küresel İklim Değişikliği Zirvesi

SERA GAZI EMİSYON AZALTIMI SAĞLAYAN PROJELERE İLİŞKİN SİCİL İŞLEMLERİ TEBLİĞİ

Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 30 Mart 2016, Swiss Otel, İstanbul

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

DÜNYADA DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN SON GÖSTERGELER I. Dünya Üretimi

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ENERJİ KONFERANSI

İklim Hareketine Geçmenin Yan Faydaları: Türkiye İklim Taahhüdünün Değerlendirmesi 20 Ekim 2016, Ankara

Küresel Karbon Salımları ve Küresel Karbon Ticareti

Rüzgar Gücü işe yarıyor - Her gün CO 2 kısıtlaması

ENERJİ VERİMLİLİĞİ. Etüt Çalışmaları ve Yasal Durum. Erdal ÇALIKOĞLU Sanayide Enerji Verimliliği Şube Müdürü V.

DEĞİŞEN İKLİMLER, ENERJİ VE TÜRKİYE. Barış Gençer Baykan. Yönetici özeti

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

İSTİHDAMA KATKISI. Tülin Keskin TMMOBMakine Mühendisleri Odası

TÜRKİYE TAKIM TEZGAHLARI ALT SEKTÖRÜ

Birey ve toplum olarak küresel ısınmaya ve onun istenmeyen sonuçlarını önleyebilmek için ilk adımları bizlerin atması gerekmektedir.

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Avrupa Birliği AB Küresel İklim Değişiklikleri Politikaları Belirsizliği ve AB Emisyon Ticareti Sistemi AB ETS Marketi Fiyaskosu

SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER ve TÜRKİYE. Rifat Ünal Sayman Direktör, REC Türkiye SBE16 Swissotel, İstanbul 14 Ekim 2016

Esneklik Düzenekleri

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Enerji Ajansı: Ġklim düzensiziliğinden Enerji Sektörü Sorumlu

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

ÇİMENTO SEKTÖR NOTU. 1. Dünya Çimento Sektörü

Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi S: İklim Değişikliği ve Çevre Temmuz Bülteni. Hazırlayan: Ali Osman KILINÇASLAN ETK Uzman Yardımcısı

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

TÜRKİYE DE BU HAFTA 7 11 EYLÜL 2015

S: Sayı. İklim Değişikliği ve Çevre Bülteni Ocak Sayısı ENERJİ VE ÇEVRE YÖNETİMİ DAİRE BAŞKANLIĞI

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI

HALI SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE TÜRKİYE

Türkiye nin Endüstriyel Emisyonlar Direktifine Uyumu: Enerji Sektörü Üzerindeki Muhtemel Maliyetler

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ŞEHİRLER

Transkript:

Araştırma Notu #055 04 Aralık 2009 KOPENHAG YOLUNDA TÜRKİYE NEREDE? Barış Gençer Baykan ve Hande Paker Yönetici Özeti 7-18 Aralık 2009 tarihlerinde 192 ülkeden 15 bin delege, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMDİÇS) 15. Taraflar Konferansı nda bir araya geliyor. Danimarka nın Kopenhag kentinde düzenlenecek zirvede küresel seragazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyumda finansal ve teknolojik yardım konularında bağlayıcı bir anlaşmaya varılması için müzakereler yürütülecek. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında kimin hangi sorumlulukları alacağı sorusu tartışmalara damgasını vuracak. Birçok ülke 2020 yılı için seragazı azaltım hedeflerini açıkladı. 1990-2007 yılları arasında seragazı salımları yüzde136 lık artışlık gösteren Türkiye nin Kopenhag da salımlarından yüzde11 oranında artıştan azaltım hedefini müzakere edecek. Bu rakam Türkiye ile benzer pozisyonunda olan ülkelerden oldukça düşük. Gerek toplam gerekse kişi başına düşen seragazı emisyonları hızla artan bir ülke olarak Türkiye kendi emisyon salımlarını yüzde 25-30 seviyesinde azaltma hedefini benimsemeli ve uluslararası topluluğun bağlayıcı bir anlaşmaya varması için çaba göstermeli. İklim rejiminde dönüm noktası:kopenhag İklim Zirvesi Uluslararası toplum, iklimin geri dönülemez bir noktaya gelmemesi için seragazı salımlarının azaltılmasında bağlayıcı bir hedef konulması, iklim değişikliğinden etkilenen ülkelerde yaşayanların korunması ve gelişmekte olan ülkelerin değişikliklere uyumu konularını müzakere etmek için 7-18 Aralık 2009 tarihleri arasında Kopenhag da geçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMDİÇS) 15. Taraflar Konferansı nda (COP 15) bir araya geliyor. 192 ülkeden 15 bin delegenin katılacağı tarihi zirvede şu konuların müzakere edilmesi bekleniyor: 1) Gelişmiş ülkeler seragazı emisyonlarını ne kadar indirecekler? 2) Çin ve Hindistan gibi başlıca gelişmekte olanlar ülkeler emisyonlarını kısıtlamaya ne kadar gönüllü olacaklar? 3) Gelişmekte olan ülkelerin emisyonlarını azaltmaları ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum için ihtiyaç duydukları yardım nasıl finanse edilecek? 4) Bu finansman nasıl yönetilecek? İlk iki konu, müzakerelerin hemen öncesinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin açıkladığı karbon azaltım hedefleri ile şekillenmeye ve tartışılmaya başlandı. Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), gelişmiş ülkelerden ve gelişmekte olan ülkelerden farklı sorumluluklar almalarını bekliyor. Panel, sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutabilmek için küresel karbon emisyonlarınının 2050 yılı itibariyle yarıya indirilmesini tavsiye ediyor. Gelişmiş ülkeler için 1990 ı baz yıl alarak 2020 yılı için yüzde 25-40 lık bir azaltımı, gelişmekte olan ülkeler için yüzde 15-30 lik bir azaltımı öngörüyor. Kyoto Protokolü 1 sürecinde liderlik gösteren Avrupa Birliği 1990 ı baz yıl alarak 2020 yılı için yüzde 30 luk bir azaltıma gideceğini açıklayarak diğer gelişmiş ülkelerin de benzer oranlarda azaltıma gitmesinin önünü açma çabasında. Tek taraflı bir anlaşma halinde ise AB, azaltım oranlarını yüzde 20 ile sıınırlayacak. ABD Başkanı Obama, sera gazı emisyonlarının 2020 yılına kadar yüzde 17, 2025 yılına kadar yüzde 30, 2050 yılına kadar ise yüzde 83 oranında azaltılmasını önereceklerini açıkladı. Araştırma Görevlisi Barış Gençer Baykan, betam, baris.baykan@bahcesehir.edu.tr Yrd. Doç. Dr. Hande Paker, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi, hpaker@bahcesehir.edu.tr 1 İklim değişikliğinin önüne geçebilmek amacıyla, BMİDÇS'de kabul edilen ilkelerin, yaptırım içeren uygulamalarla hayata geçirilmesinin ilk somut adımı olan Kyoto Protokolü, BMDİÇS Ek-I Listesi olarak adlandırılan sanayileşmiş ülkeler ve Avrupa Birliği'ni kapsayan 39 taraf ülkenin sera gazı salımlarının, 2008-2012 yılları arasında 1990 yılına göre toplam yüzde 5,2 azaltılmasını öngörüyordu. ABD, Kyoto Protokolü nü reddettikten sonra, karbon salımlarını 1990 yılına göre yüzde 20 arttırdı. Avrupa Birliği ülkeleri aynı süre içinde salımlarını yüzde 2 düşürdüler. www.betam.bahcesehir.edu.tr 1

Kopenhag'daki zirve öncesi, sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları giderilebilmiş değil. Gelişmekte olan ülkeler, sanayileşmiş ülkelerin, sera gazı salımlarını daha yüksek oranlarda azaltmaları gerektiğini vurguluyor. Sanayileşmiş ülkeler ise, hızla büyüyen ekonomilerin de seragazı emisyonlarını azaltmalarını talep ediyor. Zirve öncesi son müzakerelerin yapıldığı Barselona daki toplantılar, ABD ve diğer zengin ülkeler seragazı emisyonlarını az gelişmiş ülkelerin talepleri doğrultusunda kısıtlamaya yanaşmadıkları için kilitlenme noktasına gelmişti. Tablo 1: Bazı gelişmiş ülkelerin Kopenhag Zirvesi öncesinde açıkladıkları karbon emisyon indirimleri Ülke Başlangıç Yılı Varış Yılı Seragazı indirim oranı (%) Japonya 1990 2020 25 Norveç 1990 2020 40 İsviçre 1990 2020 20 İngiltere 1990 2020 34 Avrupa Birliği 1990 2020 30 Rusya 1990 2020 20-25 Yeni Zelanda 1990 2020 10-20 Kanada 2006 2020 20 ABD 2005 2020 17 2025 30 2030 42 2050 83 Çin ve Hindistan, karbon emisyonlarında indirime gitmek yerine karbon yoğunluğu 2020 yılına kadar belirli oranlarda azaltacaklarını açıkladılar. Çin, 2020 yılına kadar gayri safi milli hasılada birim başına düşen karbondioksit salım yoğunluğunu 2005 seviyesine göre yüzde 40-45 oranında azaltacağını ilan etti. Birleşmiş Milletler iklim yetkililerinin resmi olmayan hesaplamalarına göre Çin in bu önerisi, hiçbir değişiklik yapılmadığı takdirde (Business As Usual) tahmin edilen emisyon seviyesinden yüzde 13 azalmayı getirecek. 2 Çin in hemen ardından açıklama yapan Hintli yetkililer de 2020 yılına kadar karbon yoğunluğunu 2005 seviyesine göre yüzde 24 oranında azaltmayı müzakere edeceklerini bildirdiler. Tahminlere göre bu oran, 2030 yılında karbon emisyonlarını 2005 seviyesine göre yüzde 37 azalacağı anlamına geliyor. 3 Brezilya 2020 yılına hiçbir değişiklik yapılmadığı takdirde tahmin edilen emisyon seviyesinden yüzde 36, Endonezya da aynı şekilde 2020 için yüzde 26 oranında indirim öngörüyor. Gelişmekte olan ülkelerin emisyon azaltımlarında ve iklim değişikliğine uyumda ihtiyaç duydukları fon miktarının ne olacağı ve nasıl yönetileceği sorusu müzakerelerin diğer önemli başlıklarından. Çin ve Hindistan gibi ülkeler ile küresel iklim değişikliğinden çok ciddi şekilde etkilenecek olan Afrika Birliği ve Küçük Ada Devletleri İttifakı, gelişmiş ülkelerin GSYH lerinin yüzde 0,5 ila yüzde1 ini iklim değişikliği ile mücadele ve uyum için gelişmekte olan ülkelere aktarılmasını savunuyorlar. BM Kalkınma Programı nın açıklamasına göre fakir ülkelerin iklim değişikline uyum gösterebilmeleri için 2020 yılına kadar yıllık 75-100 milyar dolara ihtiyaçları var. Sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki bu çekişme, aslında çok eskiye dayanıyor. Çevre sorunları ve neler yapılabileceği ile ilgili dünya çapında (1972 de) yapılan ilk toplantıdan beri bu çelişki sürüyor çünkü gezegenin kaynaklar ve kirlilik açısından sınırları olduğu gerçeği ve dolayısıyla, sınırsız ekonomik gelişmenin gerçekleşemeyeceğinin fark edilmesi aynı zamana rastlar. İnsan faaliyetinin doğa üzerindeki yıkıcı etkisinden doğan çevre sorunlarının çözümü, kalkınma ve çevre ilişkisinin yeniden düzenlenmesine bağlıdır. 1987 de yayınlanan ve geniş etkiye sahip Brundtland raporu tam da bunu yapar (Our Common Future, Ortak Geleceğimiz, Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Raporu). Önerilen sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı, ilerlemeyi bir kaç yıl boyunca birkaç yerde sağlamayı değil, uzun bir süre için bütün dünyada gerçekleştirmeyi hedefler. Sürdürülebilir kalkınma, ekonomik gelişme ve çevre korumayı aynı anda mümkün kılar. Ancak, sürdürülebilir kalkınma kavramı bir takım seçimler 2 U.S., China list emission targets www.northjersey.com/news/international/asia/76920122.html 28/11/2009 3 India's provisional CO2 cut target at 24 pct by 2020 www.alertnet.org/thenews/newsdesk/sp402484.htm www.betam.bahcesehir.edu.tr 2

yapmayı gerektirir ve son kertede bu, kimin ne kadar büyüyeceği ve ne kadar kirleteceği meselesidir. Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı ilk haliyle sınırların varlığını ve sınırsız büyümenin güçlüğünü teslim ederken, 1992 BM Çevre ve Kalkınma Rio konferansıyla başlayarak (Dünya Zirvesi) ekonomik liberalizmin kılıfına uydurulmuş ve sınırlara vurgusunu kaybetmiştir (Carruthers 2005). Tam tersine, sınırsız ekonomik büyümenin çevre sorunlarını çözeceği öngörülmüştür. Sürdürülebilir Kalkınma, bu sulandırılmış haliyle çevre sorunlarını çözmediği gibi, sanayileşmiş ülkeler ve kalkınmakta olan ülkeler arasındaki görüş farklılıklarını da gidermemiştir. 7 Aralık ta başlayacak BM İklim Konferansı nda da asıl çatışma, aslında ekonomik kalkınma ve çevre koruma arasındaki dengenin nasıl kurulacağına ilişkindir. Bu dengenin Türkiye de nasıl kurulacağı sorusu ise iklim müzakerleri çerçevesinde tekrar tartışılmaya başlandı. Kopenhag yolunda Türkiye Türkiye, 1997 yılında BMİDÇS (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) kapsamında imzalanan ve 2005 yılında yürürlüğe giren Kyoto Protokolü ne 2009 yılı Şubat ayında 185. ülke olarak taraf oldu. 2008 yılının ortasında Kyoto Protokolü ne katılımın uygun bulunduğuna dair yasa tasarısı TBMM ye sunulduğunda, Protokol ün imzalanması devletin kurumları arasında bir ayrışmaya neden olmuştu. Dışişleri, Çevre ve Orman, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıkları ve AB Genel Sekreterliği imzadan yanayken, olası yüksek maliyetleri ve kalkınmayı engelleyebileceği endişesiyle DPT, Ulaştırma Bakanlığı ve Sanayi ve Ticaret Bakanlıkları karşı çıkıyordu. 4 Protokolün imzalanmasında TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga nın, taraf olmanın gerekeliliği konusunda bürokrasiyi ikna etme çabaları sonuç verdi. İş dünyasında ise TOBB, sanayinin büyümesini durduracağı; TİSK de ülkenin kalkınmışlık düzeyine ve büyüme ihtiyacına uygun olmadığı için Kyoto Protolü nün imzasına karşı çıkmıştı. Diğer yandan TÜSİAD, AB üyelik çerçevesinde ve 2012 sonrası müzakere sürecinde Türkiye nin etkin olabilmesi için imzadan yana bir tutum almıştı. Kopenhag müzakereleri yaklaşırken Eylül 2009 da yayınlanan Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi nde Türkiye nin iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına yönelik küresel çabalara kendi özel koşulları ve imkânları çerçevesinde katkıda bulunacağı vurgulanmıştı. Özel koşullar arasında Türkiye nin kişi başı GSYİH bazında, Kyoto Protokolü kapsamında sayısal sera gazı azaltım hedefleri bulunan Ek 1 Ülkelerinin tamamı, ekonomileri hızla gelişmekte olan Ek 1 Dışı Ülkelerin birçoğu ile mukayese edildiğinde, görece olarak daha düşük bir refah düzeyine sahip olması ve sanayileşme seviyesi olarak henüz diğer OECD ve BMİDÇS EK-I ülkeleri ile karşılaştırılabilir seviyede olmaması gösteriliyordu. Şekil 1: Türkiye nin 1930-2007 yılları arası seragazı emisyonları 400 350 300 Milyon ton 250 200 150 100 50 0 1930 1937 1944 1951 1958 1965 1972 1979 1986 1993 2000 2007 Kaynak: UNFCCC 5 ;CIADC, populstat, ONU, AFP 6 4 Kyoto, devleti böldü. www.milliyet.com.tr/default.aspx?atype=haberdetay&kategori=guncel&articleid=877306&date=17.06.2008, 17/06/2008. 5 Global Map Annex 1, http://maps.unfccc.int/di/map/ www.betam.bahcesehir.edu.tr 3

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye nin 2012 sonrası alacağı yükümlülük üzerine "2020 yılı sera gazı emisyon miktarından yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, nükleer santrallerin kurulması ve demiryolu taşımacılığına geçilmesi gibi sebeplerle yüzde 11 oranında artıştan azaltım yapılabileceğini ifade ettik" açıklamasını yaptı. 7 İklim Değişikliği Sekreteryası nın yayınladığı, Ek 1 ülkelerinin 8 Emisyon Envanterleri Sentez Raporu'na göre Türkiye nin 2006 yılında yaklaşık 332 milyon ton olan seragazı emisyonları, 2007 yılında 372 milyona ulaşmış durumda. 1990-2007 yılları arası gerçekleşen yüzde 136 lık artış, Türkiye yi Ek 1 ülkelerinin içinde emisyonlarını en çok arttıran ülke haline getiriyor. Türkiye yi yüzde 82 ile İspanya ve yüzde 55 ile Avusturya izliyor. Şekil 1 de görüleceği üzere Türkiye nin seragazı emisyonları 80 li yılların ortalarından itibaren hızla atmaya başlamış ve ekonomik krizlerin hissedildiği 1988, 1994,1999 ve 2001 yılları dışında devamlı artmış. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nın modelleme çalışmaları neticelerine göre 2020 yılı sera gazı emisyonlarını 682,7 milyon ton olarak hesaplanıyor. İklim müzakerelerinde bugüne kadar Türkiye nin temel dayanağı, Türkiye nin iklim değişikliğine katkısının gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında çok az olduğu, kişi başına düşen CO2 emisyonlarında Türkiye nin Dünya, OECD ve AB kişi başı ortalamalarının altında olduğu görüşüydü. 1990 yılında kişi başı 3 ton olan emisyonlar ise 2007 yılında 5.3 ton değerine ulaştı. Dünya ortalaması yaklaşık 4 ton iken AB de 10,5 ton seviyelerinde. Seragazı artış oranları bu hızda devam ederse 2012 yılında 6 tona, 2020 yılında ise 9,5 tona ulaşacak. 9 Tüm bu verilerin ışığında Türkiye, Kopenhag İklim Zirvesi nde nasıl bir tutum alacak? Bunun yanıtı uluslararası politikada Türkiye nin kendisini konumlandırdığı yer ile ile yakından ilgili. Marmara Üniversitesi nden Yrd. Doç. Dr. Semra Cerit Mazlum a göre Türkiye, dünyanın gelişmiş ekonomileri içinde yer bulma iddiasında ve Batı bloğuna dahil olarak uluslararası genel bir politika pozisyonu belirliyor ama çevre konusundaki işbirliğine gelince kendini Batı dan gelişmiş ülkelerden ayırıp az gelişmiş ülkelerin yanına koymaya çalışıyor. 10 Sürdürülebilir Kentler Birliği (ICLEI) İklim Merkezi Yöneticisi Yunus Arıkan'a göre, Türkiye'nin kendisi gibi OECD üyesi olan ancak Kyoto Protokolü Ek-B'de yer almayan G.Kore, Meksika, Şili, İsrail gibi ülkelerle bir yükümlülük grubu kurabilir. 11 Bu ülkelerin Kopenhag Zirvesi öncesi yaptığı açıklamalara baktığımızda, Türkiye ile benzer pozisyonda olmalarına rağmen öngördükleri indirim oranlarının Türkiye önerdiği yüzde11 lik orandan çok yukarıda olduğunu görüyoruz. Latin Amerika nın Brezilya dan sonra gelen ikinci büyük ekonomisi Meksika, Kopenhag Zirvesi nde uluslararası yardım alması koşuluyla 2050 yılı itibariyle seragazı emisyonlarını yüzde 50 azaltmayı önerecek. 12 Güney Kore, bugünkü politikalarda hiçbir değişiklik yapılmadığı takdirde tahmin edilen emisyon seviyesinden 2020 itibariyle yüzde 30 oranında azaltım yapmayı öngörüyor. 13 İsrail Çevre Bakanlığı da yaptığı açıklamada 2030 yılı itibariyle toplam seragazı emsiyonlarını yüzde 37 oranında azaltacaklarını belirtti. 14 Hükümet dışı aktörlerin emisyon azaltım talepleri Kyoto Protokolü nün imzalanmasından sonra çevre sivil toplum kuruluşları çalışmalarını, 2012 sonrasında Kyoto nun yerini alacak anlaşmada Türkiye nin alacağı sorumluluklar ve müzakerelerdeki pozisyonu üzerine yoğunlaştırdılar. Greenpeace ve Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği nin (EREC) hazırladıkları Enerji (D)evrimi raporunda karşılaştırılan iki senaryonun ilkinde, mevcut eğilim ve politikalar devam ederse 2005-2050 yılları arasında Türkiye de enerji sektöründen kaynaklanan kişi 6 Climat : les émissions de carbone des pays du G20, http://www.lemonde.fr/le-rechauffementclimatique/infographie/2009/11/30/climat-les-emissions-de-carbone-des-pays-du-g20_1272402_1270066.html 7 www.iha.com.tr/haber/detay.aspx?nid=82430&cid=758 8 1992 de OECD üyesi olan gelişmiş ülkelerin yanı sıra geçiş ekonomisine sahip (EIT) Rusya Federasyon, Baltık Devletleri ve bazı Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini kapsıyor. 9 İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu Toplantısı Gerçekleştirildi. www.cevreorman.gov.tr/haber.asp?hid=2060 28/07/2009 10 Kyoto Protokolü ve Türkiye, http://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=22735 23/06/2008 11 Türkiye Kopenhag da masaya doğru argümanlarla oturmalı www.referansgazetesi.com/haber.aspx?hbr_kod=133114&ktg_kod=4, 23/11/2009 12 http://www.news.com.au/perthnow/story/0,21598,26430305-5005361,00.html 13 South Korea pledges 30 percent emissions cut by 2020 http://en.cop15.dk/news/view+news?newsid=2617 14 Israel: Preparing for Copenhagen www.sviva.gov.il/enviroment/bin/en.jsp?enpage=e_blankpage&endisplay=view&endispwhat=object&endispwho=news^l490 2&enZone=e_news 26/11/2009 www.betam.bahcesehir.edu.tr 4

başına salım miktarı ikiye katlanacak. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği politikalarının ön planda olduğu Enerji [D]evrimi senaryosuna göre ise, kişi başına salımlar 1,1 tona düşürülüyor. 15 Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu nun Türkiye nin Kopenhag da müzakere edeceği emisyon salım azaltımının artıştan yüzde 11 lik bir oran olarak vermesine karşın Greenpeace, Türkiye nin, 2020 yılına kadar sadece enerji sektöründe bile beklenen artışı yüzde 25 oranında azaltabileceğini öngörüyor. WWF Türkiye, İklim Çözümleri: 2050 Türkiye Vizyonu adlı raporunda Türkiye nin hiçbir değişiklik yapılmadığı takdirde tahmin edilen emisyon seviyesini yüzde 30 düşürmeyi taahhüt etmesini ve aynı zamanda küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin anahtarı olan yeşil ekonomiye geçiş için gelişmekte olan ülkelere sağlanacak fon ve teknoloji transferinden Türkiye nin yararlanması gerektiğini vurguluyor. Küresel Eylem Grubu ise Türkiye nin 2020 ye kadar kişi başı emisyon seviyesini en fazla 6,5 tonda sabit tutma hedefini benimsemesini öneriyor. Yeşiller Partisi, Türkiye nin baz yıl olarak Kopenhag Protokolü nün de başlangıç yılı olan 2012 yi almasını ve salımlarını 2020 ye kadar 2012 seviyesinde sabit tutma hedefi almasını önerisini getiriyor. Söz konusu çevreler sanayileşmiş ülkelerin 2020 de toplam emisyonlarını 1990 seviyelerinin en az yüzde 40 altına düşürme hedefini benimsemesi konusunda ortaklaşıyorlar. 2050 yılı içinse yüzde 80 ila yüzde 100 salım azaltım hedeflerini öne çıkartıyorlar. Türkiye seragazı emisyonlarını yüzde 25-30 azalatabilir Uluslararası topluluk, Kopenhag İklim Zirvesi nde iklim değişikliği ile mücadele ve uyum konusunda müzakerelerde bulunacaklar. Gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler arasında sorumluluk paylaşımında çıkan sorunlar, bağlayıcı kararlar alınmasını engelleyip müzakerelerin 2010 yılında da devam etmesine yol açabilir. Küresel iklim değişikliğinden olumsuz etkilenecek, gerek toplam gerekse kişi başına düşen karbon emisyonları hızla artan bir ülke olarak Türkiye kendi emisyon salımlarını yüzde25-30 seviyesinde azaltma hedefi ile Kopenhag a gitmeli ve uluslararası topluluğun bağlayıcı bir anlaşmaya varması için çaba göstermeli. İklim Zirvesi inden çıkacak bağlayıcı kararlar Türkiye nin karbonsuz ekonomiye geçişinin başlangıcı olabilir. Bunun yanısıra ileri gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere yapacağı yardımlardan, düzenlenecek esneklik mekanizmalarından, temiz kalkınma düzeneklerinden, teknoloji transferinden Türkiye nin nasıl yararlanabileceği de masaya yatırılmalı. AB ye aday bir ülke olarak Birliğin 2020 yılına kadar karbon salımlarının 20 oranında azaltılması ve birlik ülkeleri genelinde tüketilen enerjinin yüzde 20'sinin yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesine yönelik planına Türkiye nin katılması iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adım olacaktır. Kaynakça: Carruthers, D. 2005 (2000). From Opposition to Orthodoxy : the Remaking of Sustainable Development Debating the Earth, Environmental Politics Reader içinde, J. Dryzec and D. Schlosberg (der.), Oxford University Press: p. 285-300. 15 http://www.greenpeace.org/turkey/press/reports/enerji-d-evrimi www.betam.bahcesehir.edu.tr 5