Milyon dolarlık sorular



Benzer belgeler
Her piyasa farklı bir dinamikle hareket ediyor

Tahvil piyasası sinyali aldı, döviz beklemede

Yeni iyimserlik dalgası eski ikilemleri tekrar gündeme getirebilir

AB haberleriyle şekillenen bir hafta

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 06 Temmuz 2015, Sayı: 18. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Fırtına sonrası sessizlik ve yön arama dönemi

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Sanayi ihracata çalışıyor, piyasalar tavşan uykusunda

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 06 Ağustos 2013

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

KÜRESEL EKONOMİ GÜNDEMİ

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Kasım 2017, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Sigara zamlarının yanı sıra gıda fiyatlarındaki sürpriz yükselişle Ocak ayında enflasyon %7.31 e yükseldi

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

TÜFE Şubat ayında gıdada sınırlı artış ve giyim kalemindeki düşüşle beklentilerin altında arttı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Turkey Data Monitor Ekonomi Bülteni. 07 Mart 2016 I. KÜRESEL GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Mart 2017, Sayı: 10. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Teknik Bülten 16 Mayıs 2017 Salı

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten. 24 Ağustos 2016 Çarşamba

Günlük Bülten 29 Nisan 2013

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 17 Eylül 2013

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Dalga gitti ama tortusu kaldı

Ekonomi Bülteni. 12 Aralık 2016, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Faiz, piyasalarda istikrarı sürdürmenin bedeli

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

TCMB O/N Faiz Oranları (% ) 70.0% 60.0% 50.0% 40.0% 30.0% 20.0% 10.0% 0.0%

12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00

GÜVEN ENDEKSLERİ. Kaynak: TCMB & TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

Ekonomi Bülteni. 13 Ekim 2014, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AYDIN TİCARET BORSASI

Ekonomi Bülteni. 09 Kasım 2015, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Mayıs 13. Emeklilik Fon Bülteni BNP Paribas Cardif Emeklilik NİSAN AYI PİYASA GELİŞMELERİ BNP PARIBAS CARDIF

Ülke Saat (TSİ) Veri/gelişme ING tahmini Piyasa beklentisi Önceki veri

Ekonomi Bülteni. 10 Nisan 2017, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AYDIN TİCARET BORSASI

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

Ekonomi Bülteni. 12 Ocak 2015, Sayı: 02. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Temmuz 2017, Sayı: 29. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

PİYASA HAREKETLERİ PARA PİYASASI ŞUBAT Faiz Oranı Gelişmeleri. Faiz Oranları(%) 15 Şubat Ocak 2011

AĞUSTOS AYI FİYAT GELİŞMELERİ 6 EYLÜL 2017

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 05 Şubat 2013

Ekonomi Bülteni. 31 Ekim 2016, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten. 09 Haziran 2016 Perşembe

Saman alevi değil ama ne olduğu da henüz bilinmiyor

AYDIN TİCARET BORSASI

2014 TEMMUZ AYI ENFLASYON RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

Transkript:

Türk Ekonomi Bankası Haftalık Ekonomi Bülteni Emin Öztürk (212) 251 21 21 (1671) 19 Haziran 2006 emin.ozturk@teb.com.tr Milyon dolarlık sorular Geçen haftadan iz bırakanlar Geçen hafta gösterge tahvil faizi yüzde 20 nin üzerini gördü, YTL/$ kuru ise Merkez Bankası nın döviz satış müdahalesi ile 1.62 nin biraz üzerinden döndü Hazine nin gösterge tahvil ihalesine çok az talep geldi Para Piyasası Kurulu nun 7 Haziran tarihli toplantısındaki değerlendirmelerin özetinde beklentilerimiz paralelinde görüşler yer aldı TMSF nin döviz satışlarının 2 milyar doları aştığı ifade edildi Mayıs ayı Bütçe sonuçları beklentilerin üzerinde olumlu çıktı Geçen haftanın son gününde Başbakan Erdoğan ile AB ülkeleri liderlerinin karşılıklı demeçleri AB süreci konusunda soru işaretlerinin artmasına yol açtı ABD çekirdek TÜFE enflasyonu beklenenden yüksek çıktı ama hisse senedi başta olmak üzere piyasaların tepkisi sürpriz bir şekilde olumlu oldu Önceki haftanın aksine, Fed Başkanı Bernanke nin geçen hafta Perşembe günü enerji fiyatları ve enflasyona etkileri konusunda yaptığı konuşma piyasalar tarafından olumlu karşılandı Bu haftaya bakış Bu hafta Salı günü Para Piyasası Kurulu olağan toplantısını yapacak; bu toplantıdan faizlerin değişmesi yönünde bir karar çıkma ihtimali çok düşük Yurt dışında özellikle hisse senedi piyasalarının nasıl bir seyir içinde olacağı dikkatle izlenecek; bu hafta açıklanacak veriler piyasalar açısından çok fazla önem taşımıyor Her hakkı saklıdır. İzinsiz çoğaltılamaz. Bu raporda yer alan bilgi ve veriler güvenilir olduğu düşünülen kamuya açık kaynaklara dayanmaktadır. İfade edilen görüşler, tahminler ve beklentiler bu raporun yazıldığı tarih itibariyle yazarın vardığı sonuçları yansıtmaktadır. Türk Ekonomi Bankası nı bağlamaz. Ticari kararlar için veya yatırım tercihi yapmak amacıyla kullanılması durumunda Türk Ekonomi Bankası hiç bir sorumluluk üstlenmez.

Bir kaç hafta öncesine kadar olmaz denilen şeyler geçen hafta birer birer gerçekleşti. Geçen hafta gösterge tahvil faizi yüzde 20 seviyesinin üzerini gördü; YTL/$ kuru 1.62 düzeyini aştıktan sonra ancak Merkez Bankası tarafından yapılan döviz müdahalesi ile 1.59 civarına geriledi; bir önceki hafta boyunca düşüş kaydeden IMKB-100 endeksi Pazartesi ve Salı günleri de düşmeye devam ederek 32.000 civarına kadar geriledi. Hafızalar tazelenerek Mayıs ayının ilk yarısında başlayan piyasa türbülansının ilk haftalarındaki tartışmalar hatırlanacak olursa, olacağı öngörülmeyen hatta akla bile getirilmeyen faiz, kur ve endeks seviyelerine geçen hafta ulaşıldığı görülecektir. Bu gelişmeler arasında belki de en sürpriz olanı, 2004 ve 2005 yıllarındaki piyasa dalgalanmaları sırasında son derece dayanıklı görüntüsü veren tahvil piyasasının bu defa derinden sarsılmasıdır. Bu gelişmenin arkasındaki nedene geçmeden önce dikkat çekmek istediğimiz bir nokta, gösterge tahvil faizinin yüzde 13,5 civarından yüzde 20 ye gelmesinin, yani faizlerin 6-7 puan artmasının döviz kurundaki ve Borsa endeksindeki değişime göre daha makul hatta önemsiz gibi görülmesidir. (Örneğin, Başbakan Erdoğan geçen hafta yaptığı bir konuşmada Borsa daki sarsıntının yanında faizlerdeki bir kaç puanlık artışın önemli olmadığını ifade etmiştir.) Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, gösterge tahvil faizindeki oransal artışın büyüklüğüdür. Konuya bir de tahvil fiyatları açısından bakıldığında bu durum daha net anlaşılmaktadır. Örneğin, 107.000 YTL fiyat seviyesinden piyasaya çıkmış olan beş yıl vadeli sabit kuponlu tahvilin fiyatı 87.000 YTL civarına inmiştir. Bir başka deyişle, Lira nın dolar karşısındaki değer kaybı ile söz konusu tahvilin değer kaybı benzer oranlardadır. Daha önceki bir bültende değinildiği üzere, tahvil piyasasının daha önceki türbülanslara göre bu defa çok daha fazla olumsuz etkilenmesinin önemli bir nedeni, Nisan ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte enflasyonun görünümü konusunda ciddi soru işaretlerinin doğmuş olmasıdır. Daha sonra Mayıs verilerinin açıklanmasıyla bu olumsuz görünüm iyice pekişmiştir. Kendi payımıza, YTL/$ kurunun 1.50 seviyesinin üzerine yerleşmiş olmasını da dikkate alarak, yeni bir olumsuz dalga gelmemesi ve döviz kurunun mevcut düzeylerde kalması varsayımı altında, enflasyonun yüzde 12-13 düzeyine çıkabileceğini hesaplamıştık. Buna ilave olarak, en iyi dönemde bile yüzde 5 in altına düşmemiş olan reel faizin de en az yüzde 7-8 olabileceğini düşünüldüğünde nominal faiz düzeyinin yüzde 19-20 civarına ulaşmasını öngörmek çok zor değildi. Nitekim, geçen bir kaç haftada görülen gelişmeler bu öngörüyü doğrulamıştır. Özetle, Mayıs enflasyon verilerini gördükten sonra tahvil piyasasının da hızla bu noktaya geldiğini, 1.50-1.60 arasındaki bir kur düzeyinde yüzde 12 civarında bir enflasyonu ve yüzde 7-8 civarında bir reel faizi fiyatladığını düşünmekteyiz. Merkez Bankası nın döviz satış müdahalesi tam zamanında ve yerinde bir eylemdi. Yukarıdaki analiz çerçevesinde faizlerin gelecekteki seyrine ilişkin bir tahmin yapılacak olsa, temel parametreler kur düzeyi ve büyük ölçüde buna bağlı olarak enflasyon beklentisi olacaktır. Dolayısıyla, kur düzeyinin iç ya da dış dinamiklerin etkisiyle yeni bir platoya (örneğin 1.60-1.70 aralığına) çıkması ve bir müddet orada kalması durumunda önce enflasyon beklentileri daha sonra da faizler yukarı yönde etkilenmeye başlayacaktır. Bu açıdan bakıldığında Merkez Bankası nın 13 Haziran Salı günü YTL/$ kuru 1.62 nin üzerinde iken yapmış olduğu döviz satış müdahalesi son derece doğru bir hareket olmuştur. Aksi durumda, yani müdahale edilmemesi ve kur düzeyinin 13 Haziran dan beri 1.60 ın üzerinde yeni bir platoya yerleşmiş olması halinde, bugün yapılacak enflasyon tahminlerinin yüzde 15-16 civarında, nominal faizin de yüzde 20 nin bir kaç puan üzerinde olması beklenebilirdi. Merkez Bankası yaptığı müdahale ile beklentilerin daha da kötüleşmesini engelleyerek kur, enflasyon ve faizler arasında oluşan faiz fasit dairenin ikinci halkasını en azından şimdilik engellemiştir. Önceki cümledeki en azından şimdilik ifadesi ise kurların, enflasyonun ve faizlerin muhakkak yukarı gideceği şeklinde kesin bir öngörüye değil, mevcut iç ve dış şartlar dikkate alındığında bu ihtimalin göz ardı edilmemesi gerektiğine işaret etmeyi amaçlamaktadır.

Yapılan müdahalenin miktarı kesin olarak bilinmemekle birlikte bir kaç yüz milyon doları aşmadığı tahmin edilmektedir. Dolayısıyla, döviz satış müdahalesinin maliyeti, sağladığı istikrara yönelik faydanın yanında son derece düşüktür. Bu da müdahalenin zamanlamasının doğru olduğunu göstermektedir. Kaldı ki, Merkez Bankası görevi kar etmek olan değil başta fiyat istikrarı olmak üzere mali piyasalarda istikrar sağlamak olan bir kurumdur. Dolayısıyla, müdahale öncesinde ve sonrasında gerek piyasada gerekse basında sıkça rastlanan tartışmaların anlamsız olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca, Merkez Bankası nın satmış olduğu dövizin geçtiğimiz aylarda ve yıllarda ağırlıkla daha düşük kur seviyelerinden piyasadan satın alındığı da hatırlanmalıdır. Dolayısıyla, illa ki bir kar zarar hesabı yapılacaksa ortada bir kar söz konusu olabilir. Benzer şekilde, dövize müdahalenin yabancı yatırımcıların daha az zararla çıkması anlamına geldiği ve dolayısıyla yapılmaması gerektiği argümanı da yersizdir. Bir merkez bankasının müdahale yaparken bu eylemin yabancı yatırımcıların lehine ya da aleyhine oluşuna göre değil, kendi amacına ve ülkenin çıkarına olup olmadığına bakması gerekir (ki, bunların başında da fiyat istikrarı gelmektedir). Aksine davranış ise ancak pire için yorgan yakmak olarak nitelendirilebilir. Yurt içine para girişi sağladıkları dönemde enflasyonun ve faizlerin düşmesine katkıda bulundukları için baş tacı edilen yabancı yatırımcıların iç ve dış gelişmelerden ürkerek çıkmak istediklerinde düşman ilan edilmeleri de ayrıca anlamsızdır. Zaten Merkez Bankası nın övünç ve güven kaynağı olan döviz rezervleri de yabancı sermaye girişleri sayesinde biriktirilmiştir ve böyle günlerde kullanılmaları da son derece doğaldır. Döviz müdahalesini hem içerik hem de zamanlama açısından doğru bulduğumuzu belirttikten sonra iki noktadaki eleştirilerimizi iletmekte de yarar görmekteyiz: Birincisi, bizce kur düzeyine yönelik olduğu açıkça görülen bir müdahalenin aşırı dalgalanmayı önlemek amacıyla yapıldığının söylenmesidir. Kanımızca bu söylem inandırıcılığını uzun zaman önce yitirmiştir ve ısrar edilmesi faydadan çok zarar getirmektedir. İkinci olarak, TMSF tarafından yapılan ve 2 milyar doları aştığı söylenen döviz satışlarına göre Merkez Bankası nın yaptığı bir kaç yüz milyon dolarlık müdahalenin daha etkili olması son derece öğreticidir. Bir tarafta, Merkez Bankası nın yaptığı müdahalenin piyasa üzerinde ciddi bir sinyal etkisi vardır. Diğer tarafta ise bugüne kadar her fırsatta dalgalı kur rejimine sadık olduğunu söylemiş bulunan ekonomi yönetiminin mahcup bir şekilde TMSF kanalıyla dolaylı olarak döviz piyasasına müdahale etmeye çalıştığı algılaması vardır. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu açıklaması beklentilerimiz paralelinde oldu. Geçen haftaki bültenimizde Para Politikası Kurulu nun 175 baz puanlık faiz artışının arkasından yapılan kısa açıklamada yakın vadede yeni bir artış olmayacağı sinyalini vermiş olmasına rağmen bu ihtimalin yine de var olduğunu belirtmiştik. Aynı bültende Para Politikası Kurulu nu gelecek aylarda tekrar faiz arttırmak zorunda bırakacak iki etkenin Haziran ve Temmuz ayı enflasyon verileri ile dış piyasalardaki gelişmeler olabileceği vurgulanmıştı. Geçen hafta Çarşamba günü açıklanan Para Politikası Kurulu Değerlendirmeleri Özeti nde yer alan şu cümle bu tahminin ikinci kısmı ile paraleldir: Önümüzdeki dönemde global risk iştahının daha da azalması ve gelişmekte olan piyasalardan fon çıkışının artarak sürmesi halinde, Merkez Bankası orta vadeli enflasyon bekleyişlerini kontrol altına alabilmek amacıyla gerekli politika tepkisini vermekte tereddüt etmeyecektir. Diğer taraftan, PPK nın kur artışlarının enflasyon üzerindeki doğrudan etkisinin Haziran ve Temmuz aylarında gerçekleşmesini beklemesi de dikkat çekicidir. Dolayısıyla, 3 Temmuz ve 3 Ağustos ta açıklanacak Haziran ve Temmuz verileri kritik hale gelmiştir. Ancak, piyasaların son günlerde görece sakin oluşu ve faiz artışının yapıldığı 7 Haziran tarihli toplantıdan sonra enflasyon konusunda yeni bir veri çıkmamış olması nedeniyle, Para Politikası Kurulu nun bu hafta Salı günü yapacağı toplantıdan yeni bir faiz artışı çıkmasını beklemiyoruz. Ayrıca, toplantı sonrasında yapılacak kısa açıklamada ve daha sonraki günlerde çıkan değerlendirme özetinde de piyasaya öncekilerden farklı bir mesaj verilmesini beklememekteyiz.

Geçen haftaki gelişmeler AB nin piyasalar için artık çapa olmadığı şüphesini doğurdu. Geçtiğimiz hafta AB konusunda bir olumlu bir de olumsuz gelişme yaşandı ancak her iki durumda da piyasa tepkisi son derece sınırlı oldu. İlk olarak, 12 Haziran Pazartesi günü Bilim ve Teknoloji konulu başlık altında görüşmelerin fiilen başlaması Kıbrıs Rum Kesiminin limanların açılması konusunda ayak diremesi nedeniyle tehlikeye girdi. Sabah saatlerinde 17 Aralık 2004 ve 3 Ekim 2005 tarihlerindekine benzer şekilde kritik anlar yaşandı. Aynı gün öğleden sonra piyasaların açık olduğu saatlerde Kıbrıs Rum Kesimi nin ikna edildiği ve Dışişleri Bakanı Gül ün uçağının Lüksemburg a hareket edeceği açıklandı. Bu gelişmeler sonucunda AB ile müzakerelerin fiilen başlaması gibi önemli bir habere piyasaların olumlu bir tepki vermemesi bizce ilginçti. 16 Haziran Cuma günü ise Başbakan Erdoğan yaptığı bir konuşmada KKTC üzerinde uygulanan izolasyon devam ettiği müddetçe Türk limanlarının Kıbrıs Rum Kesimi araçlarına açılmasının söz konusu olamayacağını kesin bir dille ifade ederek gerekirse AB ile müzakerelerin durmasının da göze alınabileceğini söyledi. Bu konuşmadan kısa bir süre sonra Fransa Başkanı Chirac ile Avusturya Başbakanı ndan karşı demeçler geldi ve bir gerginlik doğdu. Ancak, buna rağmen piyasa tepkisinin olumsuz yönde de çok sınırlı olduğu gözlendi. Bu gelişmelere bakarak AB müzakere süreci konusunda piyasaların eski hassasiyetini kaybetmiş olduğu düşünülebilir. Tabii ki AB sürecinde bir kopuş olması ve görüşmelerin resmen durması durumunda piyasa tepkisiz kalmayacaktır ancak mevcut durumda olumlu gelişmeler gibi çeşitli gerginliklerin de eskisi gibi dikkatle izlenmediği gözlenmektedir Makyaj silindikten sonra bile Mayıs ayı Bütçe sonuçları olumlu bir görüntü sunuyor. Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre Mayıs ayında Bütçe uzun bir aradan sonra ilk defa fazla verdi (0,3 milyar YTL). Faiz dışı fazla ise rekor düzeyde gerçekleşerek 9 milyar YTL oldu. Ancak, bu olumlu görünüme rağmen piyasa tepkisinin yine son derece sınırlı olduğu görüldü. Bunun muhtemel bir nedeninin piyasa psikolojisindeki bozulma ve enflasyon dışındaki gelişmelere ilginin kaybolması olduğu söylenebilir. Ancak, olası ikinci bir neden de Bakanlık tarafından son yıllarda Bütçe sonuçlarının sunumunda sürekli değişiklikler yapılması sonucunda verilerin sağlıklı bir şekilde izlenmesinin güçleşmesidir. Bütçe Performansı Özeti Aksi belirtilmedikçe milyar YTL Mayıs Mayıs Değişim İlk 5 ay İlk 5 ay Değişim 2005 2006 (%) 2005 2006 (%) Maliye Bakanlığı Tanımı Gelirler Faiz dışı harcamalar Faiz dışı denge 15.5 8.9 6.6 18.3 9.3 9.0 18.3 4.7 36.9 57.2 38.6 18.5 68.8 48.5 20.4 20.4 25.4 10.0 Mayıs ayı sonuçları arasında dikkat çeken bir nokta, kurumlardan alınan verginin yüzde 30 luk eski orana göre tahsil edilmiş olmasıdır. Oysa yeni yasaya göre kurumlar vergisi oranı yüzde 20 ye indirilmiştir. Söz konusu farkın vergi mükellefi şirketlere iadesi ya da gelecekte doğacak borçlarından mahsup edilmesi gerekecektir. Kurumlar vergisinin yeni yasa ile belirlenen orana göre tahsil edilmesi durumunda vergi gelirinin Mayıs ayında 0.9 milyar YTL daha az olacağı ve sembolik bütçe fazlasının açığa dönüşebileceği hesaplanmaktadır. Bütçedeki vergi dışı gelirlerin yüksek oluşu da dikkat çekicidir. Burada kamu bankalarından yapılan kar transferleri ile TMSF tarafından aktarılan bir defalık gelirlerin etkili olduğu göze çarpmaktadır. Ancak, bu tür kalemler hariç tutulduğunda bile gelirlerin kuvvetli oluşu Maliye Bakanlığı nın IMF heyetinin Türkiye ye gelmesi ve piyasaların karışması gibi nedenlere bağlı olarak Mayıs ayında işi sıkı tuttuğu izlenimini vermektedir. Bütçenin harcama tarafında faiz dışı giderlerin yıllık büyüme hızının önceki dört aya göre ciddi ölçüde yavaşlayarak yüzde 4.7 ye düşmesi de aynı izlenimi desteklemektedir.

Haziran ayında TMSF in Telsim in satış gelirinden elde edilen parayı Uzan Grubu nun vergi borcuna karşılık olarak Maliye Bakanlığı na ödemesi beklenmektedir. Dolayısıyla, sadece bu nedenle bile Haziran ayı sonuçlarının da olumlu çıkması söz konusudur. Ancak, Mayıs ayındaki gelir performansının ve giderlerdeki yavaşlamanın senenin ikinci yarısında da sürdürülüp sürdürülmeyeceği merakla beklenmektedir. ABD çekirdek TÜFE enflasyonu beklentileri aştığı halde piyasa tepkisi olumsuz olmadı. Geçen hafta ABD de en fazla merak edilen veri Mayıs ayı çekirdek TÜFE enflasyonuydu. Salı günü açıklanan ve beklentilerden fazla çıkan çekirdek ÜFE enflasyonu gibi Çarşamba günü açıklanan çekirdek TÜFE de beklentilerden biraz yüksek geldi (yüzde 0.2 beklentiye karşılık yüzde 0.3 gerçekleşme). Ancak, bu veriden hemen sonra şaşırtıcı bir şekilde dolar Euro karşısında biraz değer kaybetti, hisse senedi piyasaları da olumlu tepki verdi. Oysa, yüksek enflasyonun faiz artış ihtimalini güçlendirmesi ve dolayısıyla dolar güçlenirken hisse senetlerinin de değer kaybetmesi beklenmekteydi. Piyasa tepkisinin aksi yönde oluşu bu defa buy the rumour, sell the fact (beklentiyi satın al, gerçekleşmeyi sat) ilkesine göre hareket edildiğini düşündürmektedir. Bir başka deyişle, zaten enflasyonun yüksek çıkacağı beklentisi altında oluşturulmuş olan pozisyonların verileri açıklanmasından sonra bozulduğu ve kar realizasyonuna gidildiği tahmin edilmektedir. Diğer taraftan, enflasyonun beklenenden yüksek çıkması nedeniyle gelecek hafta yapılacak Fed toplantısında gecelik faizlerin bir defa daha arttırılarak yüzde 5.25 e yükseltilmesine kesin gözüyle bakılmaktadır. Buna bağlı olarak 10 yıllık ABD tahvilinin faizi beklenen yönde tepki vermiş ve geçen Çarşamba dan bugüne kadar yükselmeye devam ederek yüzde 5 ten yüzde 5.15 e ulaşmıştır. Herkesin aklındaki (cevabı milyon dolar değerinde) sorular: Mevcut seviyeler alım fırsatı mı? Yoksa piyasalara alım geldiğinde satma fırsatı mı? Daha ne kadar beklenmeli?... Geçen hafta Salı günü Merkez Bankası nın döviz müdahalesinden sonra YTL/$ kurunun takip eden üç günde 1.58-1.59 seviyesinde kalması piyasaların toparlanmaya başladığı yönünde bir ümit yarattı. Çarşamba günü gösterge tahvil faizinin yüzde 20 sınırını aştıktan sonra gelen bir miktar alımla biraz düşüş kaydederek yüzde 19.50-19.70 civarına oturması da benzer yorumlara yol açtı. Ayrıca, İMKB de geçen hafta ortasından itibaren ve bu haftanın ilk gününde bir miktar yükseliş gerçekleşti. Bu gelişmelere bağlı olarak haftanın son günlerinde bizim yoğun olarak karşılaştığımız sorular ise yukarıda paragraf başlığında verilen türdendi. Ancak, şu nokta kabul edilmelidir ki, bu tür sorulara kısa ve net cevaplar verilmesi son derece zordur. Zaten ortada cevaplanması kolay bir soru olduğunda piyasa gelişmeleri jet hızıyla gerçekleşmekte ve hakim piyasa görüşü hemen fiyatlara yansımaktadır. Dolayısıyla, başlıktaki soruların şu an için net bir cevabının olmadığı ve piyasaların gidişatının önümüzdeki günlerde ve haftalarda gerçekleşecek iç ve dış gelişmelere göre bağlı olduğu baştan kabullenilmelidir. Bu uyarıdan sonra şunu söylemek mümkün olabilir: Piyasalarda en kötü noktanın artık atlatıldığı, dolayısıyla mevcut seviyelerin bir alım fırsatı olduğu görüşüne en azından şu an için katılmak zordur. Örneğin döviz cephesinde TMSF nin satışlarına rağmen kurun 1.59 civarından aşağıya inememesi ve bu haftanın ilk gününde 1.61 e çıkması suların henüz durulmadığının bir göstergesidir. Benzer şekilde, gösterge tahvil faizinin son 3 gündür yüzde 19.70 ten aşağıya gelememesi de piyasada endişelerin sona ermediğinin bir göstergesidir. Bülten in önceki sayfalarında çizmiş olduğumuz çerçeveye dönecek olursak, yakın vadede piyasaların yeniden karışmasına yol açabilecek en az iki önemli etken bulunmaktadır. Bunlardan birisi gelecek iki ayın enflasyon verileri, diğeri ise dışarıdan yeni bir olumsuz dalga gelmesi ihtimalidir. Bunlara ek olarak, iç siyasette ya da AB sürecinde olumsuz gelişmeler olması ihtimali de vardır. Kötü haber potansiyelinin oldukça yüksek olduğu buna karşılık iyi haber potansiyelinin sınırlı olduğu bir ortamda en azından Haziran enflasyonunu görmeden ihtiyatı elden bırakmak doğru görünmemektedir. Döviz ve tahvil piyasalarının yukarıda değindiğimiz çekingenliği de sanırız aynı düşünceden kaynaklanmaktadır.

Ekonomi gündemi 19 Haziran Pazartesi Türkiye: Elektrik üretim ve dağıtımı (1. çeyrek, 2006) AB: Euro-bölgesi dış ticaret (Nisan 2006) 20 Haziran Salı Türkiye: TCMB'nin PPK toplantısı ve faiz kararı Türkiye: İşgücü istatistikleri ve işsizlik oranı (Şubat-Mart-Nisan 2006) Türkiye: Konsolide bütçe borç stoku (Mayıs 2006) ABD: Ev inşaatı başlangıçları (Mayıs 2006) ABD: İnşaat izinleri (Mayıs 2006) Almanya: ÜFE (Mayıs 2006) Japonya: BoJ toplantısı tutanakları (14-15 Haziran 2006) 21 Haziran Çarşamba AB-ABD zirvesi Türkiye: Motorlu kara taşıtları (Nisan 2006) ABD: EIA ham petrol stokları (16 Haziran 2006) AB: ECB Başkanı Trichet'nin AB Parlamentosu'ndaki konuşması 22 Haziran Perşembe Türkiye: Tüketici güven endeksi (Mayıs 2006) Türkiye: İmalat sanayiinde kısmi verimlilik endeksleri (1. çeyrek, 2006) Türkiye: TCMB beklenti anketi (Haziran 2006, 2. yarı) ABD: Öncü göstergeler endeksi (Mayıs 2006) ABD: Yeni işsizlik başvuruları (17 haziran 2006) ABD: Devam eden işsizlik başvuruları (10 Haziran 2006) AB: Euro-bölgesi sanayi siparişleri (Nisan 2006) Japonya: Dış ticaret (Mayıs 2006) 23 Haziran Cuma Türkiye: Giriş-çıkış yapan ziyaretçiler (Mayıs 2006) ABD: Dayanıklı tüketim malları siparişleri (Mayıs 2006) Mali araçların getirileri % Yılbaşından Haftalık beri Yıllık İMKB-100 (dolar bazında) İMKB-100 (YTL bazında) Dolar kuru (YTL/ABD$) Kur sepeti (0.5ABD$+0.5Euro) DİBS performans endeksi (15 ay) Eurobond (03/15) -5.02-2.17 3.01 3.03-0.44-1.35-27.46-14.40 18.00 22.46 3.19-6.91 10.04 28.10 16.40 19.29 11.50-3.88 Makroekonomik veriler Cari Fiyatlarla ve Dolar Bazında Milli Gelir Cari fiyatlarla GSMH Dolar bazında GSMH (Milyar YTL) (% değişim) (Milyar USD) (% değişim) 2003 toplam 356.7 29.7 239.2 32.3 2004.I 80.5 19.1 60.3 47.0 2004.II 95.6 21.4 65.7 27.3 2004.III 133.3 17.8 91.0 15.2 2004.IV 119.5 23.0 82.4 22.1 2004 toplam 428.9 20.3 299.5 25.2 2005.I 94.5 17.4 71.3 18.3 2005.II 109.5 14.5 80.2 22.1 2005.III 149.5 12.1 111.4 22.3 2005.IV 132.9 11.2 98.0 18.8 2005 toplam 486.4 13.4 360.9 20.5

Üretim Yöntemine Göre Milli Gelir ve Sektörel Büyüme Hızları Yıllık % reel değişim 2004 2004 2004 2004 2004 2005 2005 2005 2005 2005 I II III IV Toplam I II III IV Toplam Tarım Sanayi İnşaat Ticaret Ulaştırma ve haberleşme Mali kuruluşlar İthalat vergisi Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Gayri Safi Milli Hasıla 2.7 10.4 12.7 17.9 5.4 0.6 38.1 11.8 13.9 4.3 15.7 6.5 19.7 12.0 1.2 33.2 14.4 15.7-1.4 7.5 3.9 7.7 4.3 1.3 20.8 5.3 5.7 9.1 4.0-0.5 8.9 6.2 1.3 15.7 6.3 6.6 2 9.4 4.6 12.8 6.8 1.1 26.2 8.9 9.9 4,3 6,6 20,6 7,0 6,8 0,7 8,7 6,6 7,5 8,2 3,9 25,4 5,0 4,7 0,3 8,8 5,5 4,7 7,5 5,7 25,6 7,5 8,0-0,5 14,7 7,7 8,0-0,1 10,1 14,8 9,9 15,2-1,2 16,2 9,5 10,2 5,6 6,5 21,5 7,4 8,8-0,2 12,2 7,4 7,6 Milli Gelir Harcama Bileşenlerinin Büyüme Hızları Yıllık % reel değişim 2004 2004 2004 2004 2004 2005 2005 2005 2005 2005 I II III IV Toplam I II III IV Toplam Özel tüketim harcaması Devlet tüketim harcaması Brüt özel yatırımlar Brüt devlet yatırımları Mal ve hizmet ihracatı Mal ve hizmet ithalatı (-) 12.4 2.6 65.5-5.9 10.9 31.3 18.4-7.8 63.1-8.7 17.2 32.7 7.3-7.0 38.9-10.8 8.2 16.1 3.6 11.1 17.7 0.9 14.4 19.6 10.1 0.5 45.5-4.7 12.5 24.7 4.1 4.4 8.8 30.7 14.0 10.6 3.9 4.0 18.4 30.2 6.7 9.1 10.4 3.2 29.0 38.2 3.9 11.2 16.7 0.0 41.6 17.1 10.9 15.3 8.8 2.4 23.6 25.9 8.5 11.5 Dış Ticaret Verileri Aksi belirtilmedikçe milyar USD Nisan Nisan Değişim Ocak-Nisan Ocak-Nisan Değişim 2005 2006 (%) 2005 2006 (%) İhracat İthalat Ticaret dengesi 6.1 9.6-3.5 5.8 11.0-5.2-6.1 14.2 50.0 23.4 35.3-12.0 24.2 40.3-16.1 3.5 14.1 34.9 Yakıt İthalatı ve diğer ithalat Aksi belirtilmedikçe milyar USD Nisan Nisan Değişim Ocak-Nisan Ocak-Nisan Değişim 2005 2006 (%) 2005 2006 (%) Yakıt ithalatı Ara malı ithalatı Toplam ithalat Yakıt hariç ara malı ithalatı Yakıt hariç ithalat 1.6 6.8 9.6 5.2 8.0 2.5 7.8 11.0 5.3 8.4 58.0 14.7 14.2 1.5 5.5 5.8 25.8 35.3 20.0 29.6 8.7 28.6 40.3 19.9 31.7 50.0 10.8 14.1-0.5 7.1 İthalatın Ana Mal Gruplarına Göre Dağılımı Aksi belirtilmedikçe milyar USD Nisan Nisan Değişim Pay Ocak-Nisan Ocak-Nisan Değişim Pay 2005 2006 (%) (%) 2005 2006 (%) (%) Yatırım malları Ara mallar Tüketim malları 1.7 6.8 1.1 1.8 7.8 1.3 7.6 14.7 20.3 16.4 71.2 12.1 5.7 25.8 3.8 6.6 28.6 5.0 16.5 10.8 32.2 16.5 70.9 12.3

Ödemeler Dengesi Özeti Aksi belirtilme dikçe milyar USD Nisan Nisan İlk 4 ay İlk 4 ay Değişim Son 2005 2006 2005 2006 (%) 12 ay Cari işlemler dengesi Sermaye hareketleri dengesi Net hata ve noksan Döviz rezervindeki değişim -2.5 1.9 0.1 0.6-4.1 3.6 1.1 0.5-8.7 11.8 0.6 3.7-12.5 21.6 0.4 9.4 43.3 82.2 --- --- -26.9 53.6 2.2 29.0 Hazine'nin Nakit Akımları Aksi belirtilmedikçe milyar YTL Mayıs Mayıs Değişim İlk 5 ay İlk 5 ay Değişim 2005 2006 (%) 2005 2006 (%) Gelirler Faiz dışı harcamalar Faiz dışı denge 14.2 8.3 5.8 17.9 9.1 8.9 26.7 9.0 52.1 50.3 37.4 12.9 66.7 50.7 16.0 32.6 35.4 24.3 Enflasyon Verileri % Aylık Kümülatif Yıllık (Mayıs) (İlk 5 ay) (Son 12 ay) Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) 1.88 4.53 9.86 (A) Mevsimlik ürünler hariç 0.93 4.11 9.40 (B) İşlenmemiş gıda ürünleri hariç 1.98 3.53 8.72 (C) Enerji hariç 2.07 4.59 9.86 (D) (B) ve (C) 2.24 3.40 8.48 (E) (C) ve alkollü içkiler ile tütün hariç 2.22 4.57 8.62 (F) (E) ve fiyatı yönetilen ürünler 2.24 5.86 10.24 (G) (F) ve (B) 2.48 4.74 8.70 Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) 2.77 7.36 7.66 Tarım 2.72 7.30 8.04 İmalat sanayii 3.00 6.64 7.70 Petrol ürünleri 9.54 29.76 41.34 Petrol ürünleri hariç ÜFE 2.25 5.65 5.09 TÜFE Ana Kalemleri % Aylık Kümülatif Yıllık (Mayıs) (İlk 5 ay) (Son 12 ay) Gıda ve alkolsüz içecekler 0.72 6.50 10.43 Alkollü içecekler ve tütün 0.00 4.84 31.20 Giyim ve ayakkabı 10.88 1.12 0.01 Konut ve kira 0.50 3.86 11.45 Ev eşyası 0.45-0.62 2.12 Sağlık 2.50 4.53 2.22 Ulaştırma 1.53 4.83 9.32 Haberleşme 0.59 1.35 2.15 Eğlence ve kültür 2.70 1.82 4.56 Eğitim 0.28 0.55 8.38 Lokanta ve oteller 2.20 6.50 14.25 Diğer mal ve hizmetler 5.08 11.75 20.91