BİLGE KARASU NUN USTA BENİ ÖLDÜRSEN E! ADLI HİKÂYESİNİN İSİM İÇERİK BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ



Benzer belgeler
YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI?

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU :

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

KÜMELER 05/12/2011 0

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

Kırgınlığım anlatılmaz On üç yaģında görücü kesti sözü Karanlıklar doğurdu içime, çürüttü özü.


6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

11-15 OCAK 2016 ÖZEL ASÇAY ANAOKULU. 3 YAġ GRUBU HAFTALIK BÜLTEN

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Renkler hakkında bazı gerçekler.

Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

ÖZEL GELĠġĠM KOLEJĠ REHBERLĠK BĠRĠMĠ

İÇİNDEKİLER. GİRİŞ...1 Bu Kitap Kime Dair...2 Bu Kitaptan Nasıl Yararlanacaksınız...3. Ailelerin Test ve Sınavlarla İlgili Soruları...

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

Bu kitabın sahibi:...

ĠTÜ GELĠġTĠRME VAKFI BEYLERBEYĠ ÖZEL ANAOKULU VE ĠLKÖĞRETĠM OKULU EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 1.VELĠ BÜLTENĠ


G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

Seyahatte Tasarruf Rehberi Yapmanız ve Yapmamanız Gerekenler

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Uzaktangörü (Remote Viewing) Basitleştirilmiş Çizim Taslağı Düzenleme V /02/28

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

semih yalman hayal et ki ol çünkü hayalin kadarsın ve hayalin olacaksın dreamstalk hayal peşinde

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç


KAYNAKÇA 1-Doğan CÜCELOĞLU,Yeniden İnsan İnsana,Sistem Yay.,İstanbul 2-Gary CHAPMAN,5 Sevgi Dili,Sistem Yay.,1996 İstanbul

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

MARKA ŞEHİR ÇALIŞMALARINDA AVRUPA ŞEHİR ŞARTI SÖZLEŞMESİ DİKKATE ALINMALI

Çocuklarınıza sorun çözme becerisi kazandırma konusunda yol göstermeyi amaçlayan bültenimizin sizlere faydalı olması dileğiyle

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

2013 / 2014 SAYI: 5. Haftanın Bazı Başlıkları. Anne Baba Olabilme Gerçeğinde Tutarlılık Uçmak Özgürlüktür. Öğrencilerimiz Tiyatroda

Küçüklerin Büyük Soruları-2

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

Zorunlu çağrıyı doğuran pay edinimlerinden önceki ortaklık yapısı Adı Soyadı/Ticaret Unvanı. Sermaye Tutarı (TL)

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

MEDYATĠK OLAYLARIN ACĠL SERVĠSLERDE BIRAKTIĞI ĠZLER. Dr. Onur Ġncealtın Göztepe Eğitim AraĢtırma Hastanesi Acil Tıp Klinik Ġdari Sorumlusu

Puslu Manzaralar. Yazar Volkan DURMAZ Cuma, 16 Ağustos :35 - Son Güncelleme Cuma, 16 Ağustos :44 1 / 9

ÖĞRENCİ DESTEK PROGRAMI ÖZELLİKLE KIZ ÇOCUKLARININ OKULLULAŞMA ORANININ ARTIRILMASI PROJESİ

ĠÇĠNDEKĠLER. Öğrendiklerimiz ġarkılar öğrendik Oyunlar öğrendik BĠLMECELER ÖĞRENDĠK

EĞĠTĠM VE BĠLĠM. Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

DeğiĢen DavranıĢlar Murad ġahin

ANAOKULU BİRİMİ AY: ŞUBAT YIL: 2017

İ Ç İ N D E K İ L E R

Yenişimdir Sözü Girişimdir Yönü İnsandır Özü:

FARELER VE İNSANLAR ADLI ROMAN ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Fareler ve İnsanlar İnsan ilişkilerine ve alt tabaka insanların umut dolu

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I

HADDİNİ BİLMEMEK YA DA İSTİDRAC

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

TÜRK DİZİLERİ. Türk dizilerinde bu ay konumuz MEDCEZİR KARAKTERLERİMİZ MİRA BEYLİCE SELİM SEREZ ASIM ŞEKİP KAYA BEREN BEYLİCE FARUK BEYLİCE TUĞÇE

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

İ Ç İ N D E K İ L E R ENERJĠ VE TABĠÎ KAYNAKLAR BAKANLIĞI - Petrol ĠĢleri Genel Müdürlüğü - Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ

Hipnoz durumu nedir? H İ P N O Z NE DEĞİLDİR? NEDİR? Uyku Uyanık bir durum. Bilinçsiz bir durum Rahatlama durumu. Aldanma Hayalinizde canlandırma

ilk yar'larımızın sevgili dostları

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

FOCUS ON LANGUAGE and MULTI MEDIA LANGUAGE ASSISTANT

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

DİKKAT VE DİKKAT TOPLAMA ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI

MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI

Sosyal medya üzerinden yapılan kişisel bir bilginin Bir Tıkla paylaşılması ile o bilginin ulaşabileceği kitleler ve hiçbir şekilde silinemeyeceği

ÖZGEÇMİŞ Profesör Dr. Profesör Dr.

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu

bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

YAġAMSAL GEREKSĠNĠMLERĠMĠZ

İkinci B ö l üm KİŞİLİK VE KARAKTER GELİŞİM SÜRECİ

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone

Transkript:

BİLGE KARASU NUN USTA BENİ ÖLDÜRSEN E! ADLI HİKÂYESİNİN İSİM Özet İÇERİK BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Burak ARMAĞAN 1 Usta Beni Öldürsen E! hikâyesi on iki bölümden oluģan Göçmüş Kediler Bahçesi kitabının yedinci hikâyesidir. Alıntı ve Gönderge Yöntemiyle Yapılan metinlerarasılık tekniği ile -Koncaku Monogatari ġu- Japon Öyküsü, hikâyenin arka planını oluģturur. Buna göre iblisleşivermiş olan bazı ana babalar herkesi ortadan kaldırdıkları gibi çocuklarını da ortadan kaldırırlar. Hikâyede, kiģiliğin oluģumunda en önemli iki etken olan kalıtım ve çevreden kalıtımın ağır basıģı, ustasının tüm çabalarına rağmen çırağının ibliģleģmesinin önüne geçemeyiģi anlatılır. Öykünün isim-içerik iliģkisi iki farklı okumaya da müsaittir. BaĢlığa göre değerlendirildiğinde usta-çırak iliģkisinin ön plana çıktığı görülür. Ancak kelimelerin arka planda yüklendikleri anlamlar da göz önünde bulundurulduğunda hikâye yepyeni bir yapıya bürünür. Buna göre us+ta [us, akıl/zihin; ta, bulunma hali eki] akılda; ben ise vücutta oluģan siyah leke anlamındadır. Hikâyede ben, nefret imgesidir. Kelimelere bu yönleriyle bakıldığında öykü baģlığı zihinde nefreti öldürsene Ģekline çevrilir. Bu bildiride Usta Beni Öldürsen E! hikâyesinin isim-içerik iliģkisi üzerinden tahlili yapılmaya çalıģılmıģtır. Anahtar Kelimeler: Bilge Karasu, us, ben, tahlil. AN EVALUATION OF BILGE KARASU S STORY USTA BENİ ÖLDÜRSEN E IN Abstract THE CONTEXT OF NAME AND CONTENT Usta Beni Öldürsen E! is the seventh story of the book of Göçmüş Kediler Bahçesi which was consisted of twelve chapters. Intertextual technique done by Quote and Referent Method, and a Japanese tale -Koncaku Monogatari ġu- constructed the background of the 1 ArĢ. Gör., Ağrı Ġbrahim Çeçen Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, burak_87_05@hotmail.com Sayfa 1 / 13

story. According to this, some demonized parents annihilate their children as they annihilate everybody. In this story, the dominance of heredity from heredity and environment,the most important elements in the construction of personality, and his master s being unable to prevent his apprentice s demonizing in spite of all the efforts is told. The name-content relationship of the tale is of two different reading. When evaluated according to the tittle it is seen that the master-apprentice relationship come to the front. Yet, once read considering the meaning of the background meanings of the words story is converted into a new structure. So, us+ta [us, in English, mind/ reason; ta, being in somewhere, suffix] in mind; ben is a black spot on the body. In the story, ben symbolizes the hatred. When looking these words from this aspect they are translated as kill the hatred in the mind. In this paper, the story Usta Beni Öldürsen E! is tried to be examined in the context of name-content relationship. Key Words: Bilge Karasu, mind, I/black spot, examine. Yazarın Hayatı ve Eserleri 1930 Yılında Ġstanbul da doğan Karasu, Ġstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü nü bitirmiģtir. 1974 Yılında Hacettepe Üniversitesi nde öğretim görevliliğine baģlayan Karasu nun bu görevi 1995 yılındaki vefatına kadar sürmüģtür. Ġlk yazısı 1950 de, ilk öyküsü de 1952 de Seçilmiş Hikâyeler dergisinde yayımlanan sanatçı, 1963 yılında D.H. Lawrence ın The Man Who Died (Ölen Adam) kitabının çevirisiyle Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü nü, 1971 de Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı nı, 1991 de Gece kitabı ile Pegasus Ödülünü ve 1994 te Ne Kitapsız Ne Kedisiz le Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü nü almıģtır. Bilge Karasu nun eserleri; Troya'da Ölüm Vardı (1963), Uzun Sürmüş Bir Günün Aksamı (1970), Göçmüş Kediler Bahçesi (1979), Kısmet Büfesi (1982), Gece (1985), Kılavuz (1990), Ne Kitapsız Ne Kedisiz (1994), Narla İncire Gazel (1995), ölümünden sonra yayımlanan Altı Ay Bir Güz (1996), Füsun Akatlı tarafından kitaplaģtırılan Lağımlaranası ya da Beyoğlu (1999), Öteki Metinler (1999) ve Serdar Soydan ın derlediği Susanlar (2009) ile birlikte toplam on iki kitaptan oluģur. Göçmüş Kediler Bahçesi adlı eserde yer alan Usta Beni Öldürsen E! hikâyesi, 12 hikâyeden oluģan kitabın 7. hikâyesidir. Sayfa 2 / 13

Hikâyenin Özeti Hikâye, Alıntı ve Gönderge Yöntemi ile yapılan Metinlerarasılık tekniği kullanılarak -Koncaku Monogatari ġu- Japon Öyküsünün bir parçası ile baģlar. Bu parçada belirtilenler hikâyede anlatılmak istenenin arka planını oluģturur. Buna göre iblisleģivermiģ olan bazı ana babalar herkesi ortadan kaldırdıkları gibi çocuklarını da ortadan kaldırırlar. Hatırladığı ilk gün iki yaģında olan (bunu daha sonra annesi söyler) çırak, annesi dıģarı gittiğinde evin içini keģfetmek ister. Evde yatalak hasta olan amcası ve babaannesini bulunur. O güne kadar dikkat etmediğini düģündüğü bir ben amcasının burnunun dibinde belirir, sonraki günler iyice büyür, hayatını kaybettiğinde zeytin iriliğine ulaģır. Sonraları babaannesi ve annesinin de ölümlerine yakın bu ben leri görür. Kahraman ne zaman, kim tarafından, nasıl olduğu belirtilmeyen Ģekilde bir cambaz ustasının yanına verilir ve onun yanında büyür. Cambaz bildiği her Ģeyi ona öğreten kiģidir. Hayatta ayakları üzerinde durmayı bile bilmediği halde cambazdan öğrendikleri ile yaģar hatta incecik bir ipin üzerinde durmayı baģarır. Ustasından öğrendiği en önemli kural iģi ile var olabildiği bu sebeple özellikle iģini yaparken tamamen ona odaklanması, kesinlikle baģka hiçbir Ģey düģünmemesi gerektiğidir. Kurala uymadığı zamanlarda canından olmakla burun buruna gelir, ustası tarafından kurtarılır ancak azar iģitmekten kurtulamaz. Ustası onun hayatta kalması için düģüncelerini, hayallerini, özlemlerini, kafasında iģi haricinde var olan her Ģeyi silmesini istese de düģünmek kahramana cazip gelir ve kendisini düģünmekten alıkoyamaz. DüĢüncelerinde iģinden uzakta su kıyısı, çimenler, yeģillik özlemi çeker, boģ olduğu her anında kendisini buralara atar. Her ne kadar büyük iç çatıģmaları yaģasa da, korkunç fikirlere karģı koymaya çalıģsa da iblis yönü ağır basar ve ustasının ölümünden memnun olacak dereceye gelir. Bir ipin üzerinde iki cambaz oynayamazsa, kendisi de artık usta olmak istiyorsa ustasının ortadan kalkması gerekir. Kafasında büyüyen yasak düģünceler kendini var eden iģini esaret zinciri, çalıģtığı mekânı kafes olarak görmesine neden olur, en sonunda hayattaki tek varlığı olan ustasına da günün birinde bir ben koyar. Son gösterilerinde ustasının açığını fark eder ve açığı telafi edecek ustalığa eriģtiğini göstermek istediği hayallere dalar. Zihnini kemiren bu düģünceler yanlıģ hareket yaparak yere doğru hızla çakılmasına sebep olur. Sayfa 3 / 13

Hikâyede anne, baba, babaanne ve amcanın, çocuğun sağlıklı geliģebilmesi için üzerlerine düģen görevleri yerine getirmedikleri görülür. KiĢiliğin oluģumunda en önemli iki etken olan kalıtım ve çevre den kalıtım ın ağır basıģı, çevrenin (Usta) tüm çabalarına rağmen onu iblisleģmekten, dolayısıyla hayatını kaybetmekten kurtaramaması anlatılır. Vaka zincirinin ortaya çıkmasını hazırlayan sebepleri anne etkisi, ben imgesi, usta etkisi Ģeklinde sıralamak mümkündür. Dolayısıyla inceleme bu faktörler üzerinden yapılacaktır. Anne Etkisi 2 Bu bölümde öncelikle anne arketipi nden bahsedilmelidir. Tüm insan eylemlerinde a priori bir faktör vardır, bu da, psike nin doğuģtan gelen, bu nedenle de bilinçöncesi ve bilinçdıģı olan bireysel yapısıdır. Bilinçöncesi psike, örneğin yeni doğmuģ bir bebeğinki, uygun koģullar sağlandığı takdirde her Ģeyin doldurulabileceği boģ bir levha değildir, aksine son derece karmaģıktır, çok net bir biçimde tanımlanmıģ bireysel bir olgudur ve bize karanlık bir boģluk gibi gelmesinin nedeni, onu doğrudan doğruya göremememizdir. ( ) Örneğin, anne babada da görülen bazı marazi özelliklerin kalıtım yoluyla geçtiğini varsayarız" (Jung, 2009: 19). 2 Bu bölümde yer alan a priori, psike, idea kavramlarının açıklamaları aşağıda verilmiştir. Söz konusu bilgiler Abdülbaki Güçlü-Erkan Uzun-Serkan Uzun-Ü.Hüsrev Yolsal ın hazırladığı Felsefe Sözlüğü nden alınmıştır. A priori; Doğruluğu deneyimlerimize, gözlemlerimize dayanmayan savlara, önermelere, düşüncelere, yargılara a priori denir. (s.1) Psike; İlkçağ Yunan felsefesinde tüm yaşamın temel ilkesi olarak ruh ; bilincin merkezi olarak da zihin anlamında kullanılır. Bu iki ana anlamıyla bağlantılı olarak, terim can, bedene can veren yaşama gücü, yaşam ya da canlılık ilkesi; yaşam soluğu anlamında da kullanılmıştır. (s.1187) Idea; Platon un felsefesinde bize hiçbir zaman mutlak olanın bilgisini veremeyecek olan duyulur nesnelere karşı bilginin saltık, değişmez, saf nesneleri olan düşünülür nesnelere, ancak düşünce yoluyla kavranabilir olan ilkörnek lere verilen ad. Platon İdeaların zihinde ayrı olarak da gerçek bir varoluşa sahip olduklarını, hatta asıl gerçekliğin, aşkın ve ideal gerçekliğin İdealardan oluştuğunu savlamaktadır. (s.712) Sayfa 4 / 13

Annenin koruyan, hayata hazırlayan, ilgi ve Ģefkat gösteren özellikleri vardır. Çırağın söz konusu özelliklerden hemen hiç birini annesinden görmediğine Ģahit olunur. Yalnızca amcasının ölümü ile korkan kahramanın annesinin yanına gittiği zaman elinin üzerine annesinin elini koyması ile korkuları azalır. Hikâyede annenin yaptığı, olması gereken anne modelinin sergilendiği tek yer burasıdır. Carl Gustav Jung annenin travmatik etkilerini iki gruba ayırır. Bunlardan ilki hikâyeye uygun düģen annenin gerçekten sahip olduğu karakter özellikleri ya da tutumlardan kaynaklanan (Jung, 2009: 23) etkisidir. Zaten Japon öyküsünde verilen ipucundan da bu etki anlaģılabilir. Alıntı yapılan bölümde yaģlanmıģ ve iblisleģivermiģ olan annelerin çocuklarını ortadan kaldırdıklarından bahsedilir. Bu ortadan kaldırıģ elbette karakter, benlik olarak ortadan kaldırmaktır. Doğduğu andan itibaren bir çocuğun alacağı ilk eğitim evde, ailesinden baģlar. Anne veya baba, çoğu zaman her ikisi de, çocuğun karakterinin oluģmasındaki örneklerdir. Irsî olarak zaten ailesine çeken çocuk, taklit ile baģlayan davranıģlarına bir müddet sonra sorgulamadan devam eder. Dolayısıyla anne ve baba çocuğun ideal benliğinin oluģumunda önemli rol oynar. Annemizle iliģkilerimizden öğrendiğimiz kaçınma, denetim, boyun eğme, üstünlük kurma, saldırganlık, aģırı denetim ve güvensizlik kalıpları beyinlerimize kazınabilir. O kalıpları benimsemek ve onlarla yaģamak zorunda bırakılırız. Anababalık budur. Anababalarımızın davranıģlarını içselleģtiririz ve onlara göre yaģarız (Cloud ve Townsend, 2002: 16). Buradan yola çıkarak iblisleģivermiģ annelerin doğal olarak evlatlarının da iblisleģeceği söylenebilir. ĠblisleĢmek; ĢeytanlaĢmak, kendini tüketme demektir. Ġblis; kötü, lanetlenmiģ, hileci [dir]. Kendisine kıyamete kadar, Tanrı ya sadık olmayan kulları sapkınlığa yöneltme gücü ve görevi gibi bizatihî suç olan bir güç ve görev veril[miģtir] (Meydan Larousse, C.6: 155). Onun özelliği kiģiyi doğru yoldan saptırıp her türlü ahlaksızlığı, düģüncesizliği, bencilliği yaptırmaktır. Bir süre sonra ona tâbi olan kiģiler önce kendilerini kendilerine yabancı bulurlar. Kendi egolarını tatmin ile baģlayan maceraları bencillik e varır. YavaĢ yavaģ hem kendilerini hem etrafındaki değerleri tüketirler. Anneden gördükleri kiģiliklerini oluģturan çocuklar da bu sebeple iblisleģmiģ olurlar. Zaten iblisleģmiģ bir annenin cenazesinin törenle kaldırılmıģ olması da çocukların aynı korkunç duyguları paylaģtıklarının, anne etkisinden kurtulamamıģ olduklarının bir göstergesidir. Sayfa 5 / 13

Hikâyede de Japon öyküsünde yer alan tüketme eylemi söz konusudur. Çocuğunu tüketmiģ olan anne yüzünden çırak ta da tüketme güdüsü baģlar. Tüketme, etrafında görmek istemediği, kafasından sildiği, kurtulmak istediği kiģilere zihninde ben koyarak iģaretlemesi olarak görülür. Ġlk olarak amcasına konulan bu ben daha sonra anneye, babaanneye, diğer çıraklara ve en sonunda usta ya konulur. Annesi kahramanın evde olmasına müsaade etmez. Elbette bunda babaannesinin ve amcasının hastalıklarının payı vardır ancak bu durum gittikçe çocuğu evden soyutlama halini alır. Amcasının ölümü üzerine korkan çocuk annesinin yanına gelir: Anasının eli şakağından inip elini örtünce korkusu gitmişti (s.110). Anne korkulardan kaçıģ için güvenli bir sığınaktır. Onun yanında huzur, refah bulunur. Çocuk içinde güveni değil tehlikeyi barındırır. Güveni yalnızca annesinde ya da kendisine annelik yapan kiģide bulabilir (Cloud ve Townsend, 2002: 22). Ancak tüm hikâye boyunca annenin çocuğuna sağladığı tek güven ânı bu andır, çocuğunun korkusunu giderir. SakinleĢtirme anne ile çocuk arasında bir alıģveriģtir. Çocuk korkmuģtur, yalnızlık çeker ve kendisine acı veren duygularla yüklüdür. Bu duygular ona kaldıramayacağı kadar ağır gelir. Anne çocuğunu kucağına aldığı zaman onun bu duygularını anlar ve kabul eder. Annesi çocuğun bu duygularını aktarabileceği, onlardan korkmayan bir kiģidir. Acı veren duygularını annesinin sakinliği ve sevgisiyle değiģtirir (Cloud ve Townsend, 2002: 57). Hikâyede çocuğun korktuğu zamanlarda annesi tarafından yatıģtırılmasına rastlanmaz. YatıĢtırma, beraberinde sevgi, merhamet ve ilgiyi getireceğinden onlar da görülmez. Hatta çocuğun herhangi bir arkadaģının varlığından da söz edilmez. Bu durum, çırağın iliģki, dostluk, alaka gibi kavramların ne ifade edebileceğini bilmediğini gösterir. Ustasının ona karģı yaptığı davranıģlarda yakınlık bulur, ancak anne ve arkadaģ arasındaki yakınlık iliģkisinden habersiz olduğu için bunu bir anne sevgisi olarak kabul eder. Ailesinde yer alan kiģiler herhangi bir sorumluluklarını yerine getiremedikleri için, ona yakın davranan ustası ailesinin yerini tutar ve ona ana olur. Çırağın tek korkusu yalnız kalmaktır. Annesi gibi gördüğü ustasının yaģlanmıģ, ölüme yaklaģmıģ olduğunu sırf yalnız kalmaktan korktuğu için istemez. Ġyi bir annenin yol göstericiliğinde yaģama güvenle baģlamak, yetiģkinlik dönemimizde iyi iliģkiler kuracağımız zamanı beklerken yaģayabileceğimiz yalnızlıklara katlanmamız için gereklidir (Cloud ve Townsend, 2002: 26). Annesinden aldığı güveni yalnızca amcasının ölümünden hemen sonra elini tuttuğu anda alan çırak için anne olgusu hemen hemen yok gibidir. Kendisini iyice bildiği dönem ustasının yanında iģe ve hayata atıldığı zamanlara denk geldiği için çocuğun Sayfa 6 / 13

korku ve güvensizlik içinde geçirdiği bir hayli zaman olduğu söylenebilir. Bu da gelecekte yaģayacağı korkusunun yalnızlıktan ileri geldiğinin bir göstergesidir. Ben İmgesi Kahramanın çocukluktan baģlayarak insanların yüzünde gördüğünü zannettiği bu noktalar ölümün hazırlayıcısı olarak sunulur. Ortaya çıkan ben ; kibir, nefret düģünceleriyle imgeleģir. Ben nefretle gelen ölümün hazırlayıcısıdır. Ölüm imgesinin Bilge Karasu metinlerindeki ekseni göçmek düģüncesi üzerine kurulmaktadır. ( ) Göçmek, var olan yaģantıdan kopuģun bir göstergesidir. Karakterlerin yaģadığı ne tam bir ölüm ne de bir yeniden doğuģtur. Tam olarak trajik bir sondur (BaĢokçu, 2005: 124). Kahramanın geçmiģte yaģamıģ olduğu annesizlik, ait olamamıģlık, kiģiliğinin oturmamıģ hali ileride hep karģısına çıkar. Her zaman bu ben den kurtarmak ister kendini ancak bilinçaltından gelenler buna izin vermez. Çırak, çocukluğunda anne Ģefkati ve koruyuculuğuna sahip olmadığından savunmasız, sevgisiz ve ilgisiz büyür. Ġçinde kalıtım yoluyla var olan ya da sonradan oluģan nefret duygusunu insanların yüzlerine ben koyarak ortaya çıkarır. ĠĢareti kendisi koyduğu halde yine kendisinin bunu görmekten korktuğu görülür. Bu noktada benlik çatıģması içerisine düģtüğünü söylemek mümkündür. Ġki parçaya ayrılmıģ benliği iyi ve kötü benlik olarak düģünüldüğünde kötü benliği, ben in oluģup diğer benliğe de üstün geldiği ve çırağın ölümüne sebep olduğu taraf olan iblisleģen benlik iken, iyi benliğini ustasının onu hayata bağlamaya çalıģan gayretleri, öğütleri ve davranıģları oluģturur. Usta Etkisi Usta, bir sanat veya zanaat dalında iģinin ehli olan kiģiye verilen addır. Hikâyedeki usta, metrelerce yüksekte bir ipin üzerinde akrobatik hareketler yapan bir cambazdır. Bu hüneri elde edebilen usta hayatın çetin yollarından geçmiģ, belki birçok ölüm tehlikesi geçirmiģ ama her fırsatta ölüme karģı galip gelebilmiģ kiģidir. Zaten çırağın zihninden geçen usta tanımı da bu Ģekildedir: Usta, bir yerde, yaşamanın yolunu da bulmakta ustalaşmış değil midir ki? (s.107). Mademki ustası bu günlere kadar yaģayabilmiģ, bir yaģama yolu bulmuģ, o zaman bunu çırağına da aktaracak, ona da öğretecektir. Zira bunu da öğrettiği görülür. Usta, kafasını saran düģüncelerden kahramanı vazgeçirerek yalnızca iģine odaklanmasını ister. ĠĢi, kendilerini bugüne kadar getirmiģ ise sadece onunla var olduklarına Sayfa 7 / 13

göre yalnız o düģünülmelidir. ĠĢ yaparken en ufak bir dikkatsizlik, ilgi kaybı yaģama mâl olacaktır. O halde yaģamak istiyorsa ustasının dediğini yapmak zorundadır. Ustası ona düģünmeyi yasaklar. Çünkü yaptıkları iģ bir anlık dalgınlığı affetmeyen bir iģtir. Onlarca metre yüksekte canlarını hiçe sayarak ekmek parası kazanmaya çalıģtıklarından dalgınlığa müsaade edilemez. Her atlayıģla aslında ölüme giderler ancak her atlayıģta çırağı ölümden kurtaran eller bileklerinden, belinden tutarak onu kurtarır: Onu ölümden kurtaracak eller, belini, bileğini bulmayabilirdi günün birinde (s.110). Çırak ustasını anası gibi görmektedir. Onu doğuran, emzirip büyüten, ona yaşamasını öğreten anasıyla bir tutardı ustasını (s.108). Ancak onun anası doğurup emzirmesi haricinde bir Ģey yapmamıģ, ona en önemli Ģeyi, ayakları üzerinde durabilmeyi, yaģayabilmeyi öğretmemiģtir. Ona hayattaki her Ģeyi öğreten ustasıdır. Bu öğretim o derece ileriye gitmiģtir ki ustasının kendi ölümünün gelebileceğini söylemesi karģısında çırak ne söyleyeceğimi öğretmedin ki, bilmiyorum ne diyeceğimi böyle sözler karşısında (s.118) der. Hayatında ölüm ile ilgili hemen hemen bütün acıları yaģamıģ olduğu halde bu durumlar için söyleyebileceği bir Ģeyinin olmaması da ilgi çekicidir. Ustası onun hayatta kalması için uğraģır. Her ne kadar o çayırı, çimeni özlemiģ olsa da ustası buna itiraz eder. Geçimlerini sağladıkları iģ, insanların toplu olarak yaģadığı yerlerde yapılabilir ve sadece meslekleri ile var olabilirler. Bu yüzden özlem, düģ, hayal gibi her Ģeyin zihinden silinmesi gerekir. Bunların hiçbiri düģünülmemelidir. Varlığını iģine, iģine bağlılığını ustasına borçludur: Cambazlık, insanın -ölmek istemiyorsa- bütünüyle kendini ipe, halkaya, ustaya, adıma, ele- göze vermesini gerektiren bir işti (s.113). Çırağın usu baģka yerlerde gezinmemelidir. BaĢka Ģeyler düģünmemesi gerektiğini anlayamadığı, bunu hala kavrayamadığı için usta değil hala çırak tır: Birkaç kez usunun başka yerlerde gezindiğini, ipten başka sorunlarla uğraştığını fark etmişti ansızın. Böyle şey olmazdı (s.113). Hikâyede ne ustanın ne de çırağın adları verilmez. Sadece yaptıkları iģler ile adlandırılırlar. Ġsmin verilmeyiģi benliğin tam olarak bulunamayıģında bir etkendir. Zira birbirlerine seslendikleri zaman, herhangi bir Ģey söylemeden garip sesler çıkarttıkları görülür. Sayfa 8 / 13

KiĢiliğini ustasının kiģiliğinde eritmeye çalıģan çırak, düģündüğü, aklından geçen her Ģeyi ustasının da bileceğini, biliyor olduğunu, ondan saklamanın yanlıģ olduğunu anlar: Birliklerinin, birlikteliklerinin bir öğesi olmuştu (s.108). Ustasına söyleyemeyeceği şey zaten içinde, usunda kalamazdı (s.112). Kalsa usda olacaktır. Yani ustası bir anlamda onun belleğidir. DüĢüncelerini, kiģiliğini, her Ģeyi o tayin eder. Çırağın hayatta kalabilmesi için bu Ģarttır. Kahraman kiģiliğinin oluģumu ile ilgili düģüncelere kapıldığı zaman bunda ustasının payı olup olmadığını, kendi benliğinde kendi etkisinin olup olmadığını ustasına sormaya kalksa ondan alacağı cevap bellidir: Senin aklın ermez demeyecekti (s.113). Aklı ererdi mutlaka ancak düģündükçe yeni düģüncelere, hayallere, umutlara yelken açacağından her düģünce onu iģinden uzaklaģtıracaktır. ĠĢinden uzaklaģması kendi olamaması, bu da yaģayamaması demektir. O yüzden ustası ona Düşünme diyecektir. DüĢüncelerini büyütmesi ile ilgili en önemli olay Ģüphesiz Söğüt Ağacı na dayanır. Söğüt, genellikle su kenarlarında iyi yetiģen ağaçtır (Meydan Larousse, C.11: 501). Söğüt ağacının yaprakları çoğu zaman yaģ, canlı, taze durur. Herhangi bir yaprağı alınıp dikilse, kısa bir zamanda fidan olarak büyüdüğü görülür. Buradan hareketle düģünce söğütlüğü kullanımında, her düģüncenin yeni düģüncelere gebe olduğu fikri söylenebilir. BoĢ kaldığı her zaman kendisini suyun kenarında, yeģilliklerde bulması ya da orayı hayal etmesiyle aynı doğrultuda bir kullanımdır. Zaten söğüt de yalnızca suyun olduğu yerlerde bulunur. Hayalinde her zaman canlı olan kır, çimenlik, su kenarı içinde kendisine bir söğüt ağacı oluģturan çırak bunu da düģünceleri ile büyütür: Kendini koyveriyordu soru söğütlüklerinin, soruların yaş otluklarının arasına (s.114). Ustasına söyleyemeyeceği Ģeylerin usunda kalamayacağını anlayıp tüm bunlardan kurtulduğu, bunları unuttuğu vakit önünden geçtikleri bir bahçenin bütün söğütlerinin budanmış (s.112) ancak bunları kaldırıma atılıp, yığılmış Ģekilde bulur. Aslında bu mekân onun zihninin bir tasavvurudur. Aklında soru, düģünce söğütlükleri varken bunların usunda kalamayacağını düģünerek unutmaya çalıģması (unutmaması, sadece tekrar hatırlamak üzere zihninin bir köģesine yığmıģ olması) söğüdün dallarının budanması olarak belirir. Ustası bunlara basmamak için yol kenarından yürüdüğü halde kendisi saygıyla, sevgiyle, ağır ağır, cambaz ayaklarının bütün yeğniliğiyle bu dal yığınlarına basarak (s.112) yürür. Bu bölüm, cambazlıkta ustalığa gittiği yolda, öğrenim hayatında bastırmıģ olduğu düģünceleri çiğnediğini gösterir. Ancak bunlar düģünce söğüdünün budanmıģ dallarıdır. Budanan ağaç her Sayfa 9 / 13

zaman yeni, taze, daha gür yaprak ve daha sağlam dallar verir. Bunlar da düģüncelerin aslında unutulup gitmediğinin, yeni düģüncelerle birleģerek daha güçlü bir Ģekilde geleceğinin habercisidir. Zira hemen bu görüntülerin ardından gelen yeģillik, su kenarı gibi yerleri düģünmek değil, böyle yerlerin özlemini içinde taşımak bile suçtu kendini bilen cambaz için (s.112). Ancak o hiçbir zaman kendini bilen bir cambaz olamaz, budadığı düģünce söğüdü, çok daha gür ve güçlü Ģekilde kendini gösterir. Çırağın ara ara gelen düģünmeme, düģünmek istememe eylemlerindeki gayesi yalnız kalmak istememesi, bundan korku duyuyor olmasıdır. Ustasının öleceği korkusu sardı yüreğini.( ) Bu düşünce ilk olarak gelip yüreğine korku salmıyor muydu? ( ) Bu ölümün başka ölümlere benzemeyeceğini biliyordu, ansızın korkunç bir yalnızlık içinde kalacağını biliyordu (s.119). Çırağın ustasına yardım edeceği gün, ustasının hata yaptığı gün olacaktır. Çırak bu hatayı telafi edebilirse ustasını kurtaracak, kendisi de usta konumuna yükselebilecektir. Ancak ustası bu zamanın gelmesinden, çırağının ona yardım etmesinden korkmaktadır: Yaşamıma yardım edilmesi gerekecek günün gelmesinden korkarım ( ) senin yaşamama yardım etmen gerekecek günün gelmesinden ( ) Yardımsız kalayım ki köpekler gibi öleyim, diyorum arada bir. Diyorum ya, yük olmanın acısı, yapayalnız yaşamaktan kötü mü değil mi, bilemiyorum (s.116). Çırak akrobatik hareketler yaparken, bir yerden bir yere atlayan ustasını yakalamalıdır. Ancak bu durumda tuttuğu ustası ona yük olabilir. Tutmadığı, yardım etmediği takdirde ise ona yük olmaz ancak ustası düģüp ölecektir. Usta hangisinin daha iyi bir seçim olduğunu bilemez; çırağı yardım etse artık onun usta olduğunu kabul edecektir. Usta, çırağının henüz olgunluğa eriģmeden bu durumun gelmesinden korkar. Çırak yardım etmediğinde usta yok olma tehlikesi ile karģılaģacaktır. Usta bunu da içine tam olarak sindiremez. Bu düģünceler içinde çırak artık kararını verir ve nice zamandır uyuyamadığı uykusuna dalar. Ertesi sabah ise ustasında ben i görür. DüĢünmekten kaçar ancak engel olamaz. Gururlanma, kendini büyük görme kibire, kibir de nefrete zemin hazırlar. Zaten ben in çıkmasında asıl etkili olan bu düģüncelerdir. Hikâyenin en baģında bir anlamda özet Ģeklinde verilen bölümde ustasının burnunun sağ kanadının dibinde bir ben görme ihtimali söz konusu edildiğinde O zaman, genç bir cambaz olarak, ne yapmanız gerekebileceği konusunda kapıldığınız düşünceler (s.107) Ģeklinde kurulan cümlede gördüğümüz gerek- ebil- ecek kelimesinde yer alan e bil- eki ile kastedilen yeterlilik, gücü yetme olarak görünse de hikâyenin sonlarında yaģanılan zıt Sayfa 10 / 13

duyguların tesiriyle aslında istek de devreye girmiģ olarak düģünülebilir. Bir zorunluluk söz konusu olmaz, olsaydı e bil- kullanılmazdı. Ġsteğin devrede görüldüğü bu kullanım karakterin meslek hayatında rütbe alabilmek için her Ģeyini borçlu olduğu ustasını gözünü kırpmadan harcayacağının iģaretidir. ĠblisleĢen yönünü içeren kötü ben i çırağın ruhunu ele geçirir. Kahraman rahat düģünebilmesini, ustasının ölümüne bağlar. O öldüğünde istediği gibi düģünmekte özgür olacaktır. Bu yüzden sevinebilirdi ancak ustası onun yaģaması için düģünmemesini istemektedir. Nitekim düģündükçe düģüncelerinin saptığı yanlıģ yollardan hoģlanmaz. DüĢünceler her zaman iyi, güzel Ģeyler olmaz elbette. Ama hayattaki tek varlığının ölümünden memnun olacağını bir an bile düģünmesi, ölüm bardağına bir an dolu tarafından bakması kabul edilemez: iblisleģmiģtir. Çırak son gün son oyunda hala iģine kendisine vermeyip düģünmekte dir. DüĢünüyor olduğu halde usta olduğunu zanneder ve bu halde kendisini ustasına ispatlama çabasına giriģir: Ama böyle şeyler düşünmek bile ustalığı daha hak etmediğini düşündürmez miydi? (s.120). DüĢ yoluna girmesi yanlıģ hareket yapmasına ve düģüģüne neden olur. Sonuç Hikâyede çırağın yetiģmesinde en etkili rolü oynayan usta gibi gözükse de aslında annesinin yaptıklarının küçüklükten beynine kazınmıģ olması, çırağın karakterinin geliģiminde önemli derecede pay sahibidir. Kalıtım yoluyla devam eden iblisleģme sürecindeki kahramanın iyi ben ve kötü ben çatıģmaları yaģayarak, hayatta kalabilmeyi zanaat haline getirmiģ usta bir cambaz tarafından nefret, kibir, düģünce fikirlerinden uzaklaģtırarak yaģatmaya çalıģtığı görülür. Usta Ben i Öldürsen E! nin isim içerik iliģkisine bakıldığında usta ; us, akıl, zihin manasına gelirken -da bulunma hal eki almıģ Ģekli ile düģünülmelidir. Bu haliyle usta, zihinde, akılda anlamlarını taģır. Ben akla gelen ilk anlamının dıģında kullanılarak, vücutta oluģan siyah, kahverengi leke anlamındadır. Sayfa 11 / 13

Hikâyenin sonunda var olan düģüģ aslında çırağın hayatının her devresinde iblisleģmekte olan diğer benliğinin vasıtasıyla ustasının yasakladığı düģünme ile oluģur. Her düģ, yeni bir çok düģünceleri beraberinde getirdiği gibi düģüģ ün de hazırlayıcısıdır. DüĢüĢ esnasındaki feryadı hikâyenin isminin sonunda ayrı yazılan E! harfi belirtir. Sürekli çatıģma halinde olan çırak, iyi tarafını oluģturan benliğine seslenir: Us-ta ben i öldürsen e > zihninde nefreti yok etsene Ģekline çevrilir. KAYNAKÇA BaĢokçu, T. Oğuz, (2005), Bilge Karasu Metinlerinde Benlik AnlayıĢı: Ben in KuruluĢunda Nietzsche ci Yansımalar (Yüksek Lisans Tezi), Dan. Prof. Dr. Sedat Sever, Ankara. Cloud, Henry Townsend John, (2002), Anne Faktörü, (Çev. Emel Aksay) Ġstanbul, Sistem Yayıncılık. Çelik, Burçin (2007), Bilge Karasu Öykülerinin Ortak Yapısal Özellikleri (Yüksek Lisans Tezi), Dan. Yrd. Doç. Dr. Nihayet Arslan, EskiĢehir Güçlü, Abdülbaki Uzun, Erkan Uzun, Serkan Yolsal, Ü. Hüsrev, Felsefe Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları. Jung, Carl Gustav (2009), Dört Arketip, (Çev. Zehra Aksu Yılmazer), Ġstanbul, Metis Yayınları. Karasu, Bilge (2012), GöçmüĢ Kediler Bahçesi, Ġstanbul, Metis Yayınları. Sayfa 12 / 13

Meydan Larousse (1979), C.11, Ġstanbul, Meydan Yayınevi. Meydan Larousse (1990), C.6, Ġstanbul, Meydan Yayınevi. Sayfa 13 / 13