T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Türk Dünyası Araştırmaları Anabilim Dalı Türk Halk Bilimi Bilim Dalı



Benzer belgeler
Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

1891 MANASTIR SALNAMESİNDE MANASTIR VİLAYETİ

TARİH BOYUNCA ANADOLU

KAYACIK KÖYÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kayacık Köyü nün isminin kaynağı hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir.

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

İSTANBUL TİCARET ODASI AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Gezi, 4 gece konaklama 5 gündüz şeklinde olacak. Gidiş: Havayolu ile İstanbul - Bosna, Dönüş; Üsküp - İstanbul olacak. 5 Ülke 12 vilayet gezilecek.

1.Gün İstanbul- Belgrad

Samaruksayı Seyir olarak bilinen köyün eski adı, Cumhuriyetin ilk yıllarında,

Osmanlı nın ilk hastanesi:

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN AZİZ HATIRASINA

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI

YUNANİSTAN MAKEDONYA KOSOVA VE BULGARİSTAN GEZİSİ PROGRAMI 30 NİSAN - 08 MAYIS 2014

MAKEDONYA MUSLUMANLARI KASIM 2014 MAKEDONYA MÜSLÜMANLARI 1

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

AKSARAY Aksaray ın Tarihçesi "Şehr-i Süleha"

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

PROGRAMLAR. Türk Din Musikisi Lisans Programı

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

Diyalog İçin Halk Bilimi Projesi Ankara Etkinlik Haftası Çerçevesinde BALKANLAR VE TÜRKİYEDE HALK KÜLTÜRÜ KONFERANSI

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KURALLARI

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

Urla / Klazomenai Kazıları

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

Ölülerinizi onların iyilikleri ile yâd edin (anın). Onların kötülüklerini anlatmayın. Hadis-i şerif.

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

Yardım kuruluşlarının kurban bedelleri

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

Yard. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

TÜRK TURİSTİN İLGİSİNİ ÇEKEN OSMANLI MİRASINA SAHİBİZ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

5 GECE 6 GÜN - BALKAN ÜLKELERİ GEZİ PROGRAMI

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' "-==~~="" -~~..,_.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

KURU MEYVE VE MAMULLERİ İHRACATI

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

BOSNA HERSEK VE SIRBİSTAN 4 GECE 5 GÜN

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

ŞANLIURFA YI GEZELİM

GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI

GÖÇ DUVARLARI. Mustafa ŞAHİN

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

BULDAN ÖRNEĞİNDE DENİZLİ YÖRESİ ALEVİ-BEKTAŞİ KÜLTÜRÜ

Transkript:

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Türk Dünyası Araştırmaları Anabilim Dalı Türk Halk Bilimi Bilim Dalı MAKEDONYA DA ADAK VE ZİYARET YERLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Emine Hilal ERCAN DANIŞMAN Yard. Doç. Dr. Rabia UÇKUN İZMİR-2006 I

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V KISALTMALAR...XI GİRİŞ... I. MAKEDONYA TARİHİ...1 II. MAKEDONYA DA YAŞAYAN TÜRK NÜFUSUNUN BUGÜNKÜ DURUMU VE KÜLTÜREL SORUNLARI...5 III. BALKANLARIN İSLAMLAŞMASINDA DERVİŞLERİN ROLÜ...8 IV. ADAK VE ZİYARET YERLERİ İLE İLGİLİ BAZI TEMEL KAVRAMLAR...14 1.1. ADAK...14 1.2. ABA...16 1.3. ANA-BACI...17 1.4. AYAK MÜHÜRLEMEK...17 1.5. AYİN...17 1.6. BABA...17 1.7. BİAT...18 1.8. DEDE...18 1.9. DERVİŞ...19 1.10. EVLİYÂ...19 1.11. GÜLBANG...20 1.12. HALÎFE...20 1.13. HALVET...20 1.14. HÂNKÂH...21 1.15. İCAZET...21 1.16. KERÂMET...21 1.17. MÜRÎD...21 1.18. MÜRŞİD...22 1.19. PÎR...22 1.20. POST...22 1.21. ŞEYH...23 1.22. TÂC...23 1.23 TEKKE...23 1.24 TÜRBE...24 1.25. TÜRBEDAR...24 1.26. YATIR...24 1.27. ZİKİR...25 1.28. ZİYARET...25 1.29. TARÎKAT...25 1.29.1. KÂDİRÎ TARÎKATI...26 1.29.2. RİFÂÎ TARÎKATI...27 1.29.3. HALVETÎ TARÎKATI...28 1.29.4. NAKŞİBENDİYE...31 1.29.5. BEKTÂŞÎ TARÎKATI...32 1.29.6. MEVLEVÎ TARÎKATI...34 1.29.7. SÂDÎ TARÎKATI...35 1.29.8. MELÂMÎ TARÎKATI...37 II

BİRİNCİ BÖLÜM: MAKEDONYA DA ADAK VE ZİYARET YERLERİ...40 2.1. DEBRE (DEBRE-İ BÂLÂ) ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...41 2.1.1. Hünkâr Camii Türbesi...41 2.1.2. Kılıç Baba Türbesi...42 2.2. GOSTİVAR ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...42 2.2.1. Arslan Dede Türbesi...43 2.2.2. Loçlar Türbesi...43 2.2.3. Negotina Halvetî Türbesi...45 2.2.4. Vurtok Cafer Baba ve Hıdır Baba Türbesi...46 2.2.5. Vurtok Halveti Türbesi...48 2.3. İŞTİP ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...51 2.3.1. Abdi Baba Türbesi...52 2.3.2. Gani Baba Türbesi - Tekkesi...57 2.3.3. Meydin Baba Türbesi...58 2.3.4. Sadık Baba Türbesi...58 2.3.5. Sabırsız Baba Türbesi...59 2.3.6. Hasan Baba Türbesi...60 2.3.7. Mehmet Baba Türbesi...62 2.4. KIRÇOVA ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...64 2.4.1. Hayâtî Baba Türbesi-Tekkesi...64 2.4.2.Çullu Baba Türbesi -Tekkesi...66 2.4.3.Şeyh Selim Türbesi-Tekkesi...67 2.4.4. Bektaşi Tekkesi...68 2.5. KOÇANA ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...69 2.5.1. Memet Baba Türbesi...69 2.5.2. Sefer Baba Türbesi...70 2.5.3. Pamuk Baba Türbesi...72 2.6. KUMANOVA ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...73 2.6.1. Musli Dede Türbesi...74 2.6.2. Sersem Baba Türbesi...74 2.6.3. Orak Baba Türbesi...75 2.6.4. Şükrü Baba Türbesi...76 2.6.5. Sopot Köyü Türbesi...78 2.6.6. Osman Baba Türbesi...79 2.7. MANASTIR ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...81 2.7.1. Tez Baba Türbesi...82 2.7.2. Hasan Baba (Kesikbaş) Türbesi...83 2.8. OHRİ ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...84 2.8.1. Mehmed Hayâtî Baba Türbesi -Tekkesi...85 2.8.2. Ak Baba Türbesi...87 2.8.3. Haydar Paşa Türbesi...88 2.8.4. Âşık Çelebi (Kale) Türbesi...90 2.8.5. Aziz Naum Kilisesi (Sarı Saltık Türbesi)...90 2.9. PİRLEPE ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...92 2.9.1. Dikmen Baba Bektaşi Türbesi -Tekkesi...92 2.9.2. Kurd Dede Türbesi...94 III

2.10. RADOVİŞ ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...95 2.10.1. Koca Babalar Türbesi...95 2.10.2. Çam Baba Türbesi...97 2.11. RESNE (RESEN) ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...97 2.11.1. Sali Baba Türbesi...97 2.12. STRUGA ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...99 2.12.1. Hasan Baba Türbesi -Tekke...100 2.13. TETOVA ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...101 2.13.1. Alaca Camii (Hurşide ve Mensure Hanımlar) Türbesi...102 2.13.2. Harâbâti Baba (Sersem Baba) Türbesi-Tekkesi...102 2.13.3. Koyun Baba Türbesi...105 2.13.4. Bogovin Mehmet Baba Türbesi-Tekkesi...107 2.14. ÜSKÜP (SKOPJE) ŞEHRİ VE CİVARINDAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ...108 2.14.1. Kırmızı Baba Türbesi...110 2.14.2. Şeyh Lütfullah Efendi Türbesi...111 2.14.3. Yeşil Baba Türbesi...111 2.14.4. Beyhan Sultan Türbesi...112 2.14.5. Huma Şah ve Oğlu Hüseyin Şah Türbeleri...113 2.14.6. Meddah Baba (Yiğit Bey) Türbesi...114 2.14.7. Kral Kızı Türbesi...115 2.14.8. Altı Ayak Türbesi...117 2.14.9. Rifai Türbesi-Tekkesi...119 2.14.10. Pîr Vefa Baba Türbesi -Tekke...123 2.14.11. Gazi Baba (Âşık Çelebi) Türbesi...126 2.14.12. İshak Bey Camii Türbesi...128 İKİNCİ BÖLÜM: MAKEDONYA DAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİ ÜZERİNE TASNİF VE DEĞERLENDİRME...129 3.1. MAKEDONYA DAKİ ADAK VE ZİYARET YERLERİNİN SINIFLANDIRILMASI.129 3.1.1. Mekânlara Adını Veren Kişilerin Unvanına Göre Ziyaret Yerlerinin Sınıflandırılması...130 3.1.2. Mekânlara Adını Veren Kişilerin Kerametine Göre Ziyaret Yerlerinin Sıınıflandırılması...131 3.1.3. Mekânların Adında Yer Alan Kutsal Sayılara Göre Ziyaret Yerlerinin Sınıflandırılması...132 3.1.4. Adak ve Ziyaret Yerlerinin İşlevlerine Göre Sınıflandırılması...133 3.2. ADAK VE ZİYARET YERLERİ ÜZERİNE TAHLİL VE DEĞERLENDİRME...133 3.2.1. Adak ve Ziyaret Yerlerinin Yapısal Özellikleri...134 3.2.2. Adak ve Ziyaret Yerlerinin Ziyaret Zamanları ve Nedenleri...138 3.2.3. Adak ve Ziyaret Yerlerinin İşlevleri...139 3.2.4. Adak ve Ziyaret Yerlerindeki Yasaklar:...143 3.2.5. Adak ve Ziyaret Yerlerinde Yapılan Uygulamalar:...145 SONUÇ... 159 KAYNAKLAR... 165 DİZİN... 184 EKLER... 188 ÖZGEÇMİŞ... 192 ÖZET... 195 ABSTRACT... 196 IV

ÖNSÖZ Balkan Yarımadası nın merkezinde bulunan Makedonya, Doğu ve Batı arasında yer alan konumu itibariyle değişik kültür ve dinleri bir arada barındırmıştır. Doğu ile Batı anlayışı Makedonya topraklarında kendine has bir yorum bulmuştur. XIV. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlının Balkanlara ayak basmasıyla birlikte, Türk kültürü ve İslamiyet de bu topraklara taşınmıştır. Balkanlarda oluşan Türk-İslam sentezi, Makedonya da da benimsenmiş ve bugüne kadar süre gelmiştir. Türk kültürü ve İslamiyet le birlikte Balkanlara gelen tasavvuf ve tasavvuf anlayışındaki derin insan sevgisi, yüksek hoşgörü ve karşılık beklenmeksizin yapılan hizmet, Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında sevgi ve kaynaşma zemininin kurulmasında etkili olmuş, Türklerin ve İslamiyet in bu topraklara yerleşip, kök salmasına hizmet etmiştir. Dervişlerin yol kavşaklarında ve su kenarlarında kurdukları tekke ve zaviyeler, yerleşim yerlerinin kurulmasına öncülük ederek, zamanla etraflarında köylerin oluşmasını sağlamıştır. Tekke ve zaviyelerdeki dervişler, hem yerli halkı, hem de zamanla buralara göç etmesi sağlanan Türkleri İslamiyet, Türkçe, Türk gelenek ve görenekleri ile inanç ve uygulamaları ve hatta edebiyat konularında bilgilendirerek, tekke ve zaviyelerin etrafında oluşan yerleşim yerlerini birer din, eğitim, kültür ve sanat merkezi haline getirmiştir. Bu şekilde, tekke ve zaviyeler kuruldukları bölgedeki yerli halkın Müslümanlaşmasını ve Türkleşmesini sağlarken, aynı zamanda sürekli göçlerle Balkanlara gelen Türklerin dil, din ve kültürünü kaybetmemesini de sağlamışlardır. Çalışmamızın amacı, Makedonya daki dinî ve kültürel hayatın ve burada yaşayan halkın inançlarının ziyaret ve adak yerleri ile ilişkili bölümünü, bu mekânlar ile sosyal, ekonomik ve kültürel yapı arasındaki karşılıklı etkileşimi, yaptığımız saha araştırması ile tespit etmek ve bu mekânların Türk kültürü içinde taşıdığı değeri ortaya koymaktır. Çalışmamızın temelini oluşturacak yazılı, sözlü ve görsel kaynaklara ulaşmak amacıyla, 2005 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında Makedonya ya bir araştırma gezisi gerçekleştirdik. Makedonya da Debre, Gostivar, İştip, Kırçova, Koçana, Kumanova, Manastır, Ohri, Pirlepe, Radoviş, Resne, Struga, Tetova ve V

Üsküp olmak üzere ondört şehirde saha araştırması yaptık. Makedonya da ziyaret ettiğimiz şehirleri tespit ederken iki hususa dikkat edilmiştir. İlk olarak, saha araştırması yaptığımız şehirlerin, günümüzde de yaşamaya devam eden ve kalabalıklar tarafından ziyaret edilen kutsal mekânların bulunduğu şehirler olması göz önüne alınmıştır. Çünkü, çalışmamızın amacı sadece adak ve ziyaret yerlerinin tespit edilmesi değil, aynı zamanda bu mekânlardaki uygulamaların ve bu mekânlara bağlı inançların da tespit edilerek değerlendirilmesidir. Bu şekilde daha fazla inanç ve uygulama tespit etme ve daha fazla ziyaretçi başka bir ifade ile kaynak şahısla görüşme imkânı yaratılmıştır. Şehirlerin tespitinde dikkat ettiğimiz ikinci husus ise, adak ve ziyaret yerlerinin yoğun olarak bulunduğu şehirler olması ve şehirlerin yakın çevre içinde yer almasıdır. Bu hususa dikkat etmemizin sebebi ise, kısıtlı zamanımızı ve paramızı iyi değerlendirme çabamızdır. Makedonya nın ondört şehrinde yaptığımız saha araştırmasında, çalışmamıza esas olacak şekilde, Karşılıklı Görüşme ve Gözlem yöntemleri kullanılmış, ses ve görüntü kayıtları yapılmıştır. Görüşmeleri gerçekleştirdiğimiz kaynak şahıslar hakkındaki bilgiler, çalışmanın sonundaki Kaynaklar kısmında yer almaktadır. Çalışmanın adı Makedonya daki Adak ve Ziyaret Yerleri dir. Kanlı ve kansız kurbanların adak olarak adandığı ve kurbanla bağlı uygulamaların yaşamaya devam ettiği mekânlardır. Büyük baş ve küçük baş hayvan yanında, kümes hayvanlarından horozun kurban edildiği, havlu, baş örtüsü, para, gömlek, çay, şeker, mum vb. gibi kansız kurbanların sunulduğu adak yerlerinin çoğunluğunu türbeler oluşturmaktadır. Tekkeler, zaviyeler, camiler ise ziyaret yerlerini oluşturmaktadır. Mezarlıklar, taşlar, dağ, su kenarı, mağara gibi coğrafî mekânlar da adak ve ziyaret yerleri arasında yer almaktadır. Çalışmamızda ele alınan mekânlar; türbeler, tekkeler ve zaviyelerle, içlerinde türbe bulunan cami ve mezarlıkları sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırmanın sebebi, öncelikle Makedonya da yoğun olarak bulunan adak ve ziyaret yerlerinin türbe, tekke ve zaviyeler olmasıdır. Bununla beraber, hem saha araştırmasının alanını sınırlandırmak, hem de incelemede ele alınacak malzemenin belirli bir zaman içinde değerlendirilmesini sağlayabilmek de ele alınan mekânların bu şekilde sınırlandırılmasını gerektirmiştir. VI

Çalışmamız Önsöz, Giriş, iki Bölüm, Sonuç, Kaynaklar, Terimler ve Özel İsimler Dizini ve Ekler den oluşmaktadır. Çalışmamızın Giriş kısmında, Makedonya nın coğrafî konumu, tarihi, sosyal ve kültürel yapısı, Makedonya daki tekke ve zaviyelere bağlı dervişlerin Balkanların Müslümanlaşmasında ve burada Türk kültürünün yerleşmesindeki rolü ve adak ve ziyaret yerleri ile ilgili olarak hem sözlü hem yazılı kaynaklarda karşılaşmış olduğumuz temel bazı kavramlar ve terimlerin açıklamaları hakkında bilgi vermeyi uygun bulduk. Giriş kısmında yer verilen genel bilginin, Makedonya daki adak ve ziyaret yerlerinin kurulmasını sağlayan, zaman içinde etkileyerek biçimlendiren ve günümüzde de içinde bulundukları tarihi, dinî, sosyal ve kültürel yapının tanıtılmasına ve bu mekânların Makedonya nın ve dolaylı olarak Balkanların sosyal, ekonomik, siyasî ve dinî yapısını nasıl etkilediği sorusunun cevaplandırılmasına yardımcı olacağı kanaatindeyiz. Ayrıca, temel kavramlar ve terimler, adak ve ziyaret yerlerinin tarihî, sosyal işlevleri ve Makedonya daki gelenekselleşmiş dini hayatı anlayabilmemiz için bize değerli ipuçları sunmakta ve ağaç işleyen veya duvar ören bir ustanın aletleri bu işlerin yapımında usta için ne kadar önemliyse, adak ve ziyaret yerleri hakkında yapılan bir incelemede kullanılan terim ve kavramlar da araştırmacı için aynı konumunda bulunmaktadır. Bu düşünceden hareketle çalışmanın giriş kısmında, incelemede kullanılacak olan terim ve temel kavramlar açıklanarak, tartışılmıştır. Bu kısımda ele alınan temel kavramlar içinde en geniş yer, Makedonya da yaygın olan tarîkatlar ve buna bağlı kavramlara ayrılmıştır. Çünkü ele aldığımız ziyaret yerleri içinde tekke ve türbeler çoğunluktadır ve bu mekânları ele almadan önce tekke ve türbelerin bağlı olduğu tarîkatlar hakkında bilgi vermek gerekmiştir. Bu kavramlarla birlikte, Makedonya nın tarîkatlara bağlı din ve inanç yapısı hakkında da bilgi verilmiştir. Makedonya daki Adak ve Ziyaret Yerleri adlı Birinci Bölümde, alan araştırması yaptığımız ondört ayrı şehirdeki adak ve ziyaret yerleri ayrı ayrı ele alınarak değerlendirilmiştir. Bu bölümde, kutsal mekânları tanıtmak amacıyla, öncelikle, adak ve ziyaret yerleri hakkında yazılı kaynaklarda yer alan tarihî bilgiler ve kaynak şahıslardan derlediğimiz genel bilgi verilmiştir. Buna göre; türbeler ele alınırken türbede kabri bulunan kişi ya da kişilerin hem tarihi, hem de menkıbevî hayatı ele alınmıştır. Ayrıca, türbenin VII

kimler tarafından, ne zaman, nasıl, ne şekilde ziyaret edildiği üzerinde durulmuştur. Daha sonra ziyaretler sırasındaki uygulamalar hakkında bilgi verilmiştir. Tekkeler ele alındığında ise, tekkenin ne zaman, kim tarafından inşa ettirildiği, ilk postnişinin yani tekkeyi kuran ve zikri yöneten ilk kişinin kimliği ve ilk postnişinden günümüze kadar oturmuş olan postnişinler hakkında bilgi verilmiştir. Tekkenin bağlı olduğu tarîkat hakkında kısa bilgi verilerek, derviş sayısı, zikir şekli, zikirde okunan dua ve ilahiler, giyim şekilleri ve kullandıkları semboller ve kutsal günlerde yapılan uygulamalar ayrıntılı olarak ele alınmış, ziyaretçilerin cinsiyeti, sayısı, yaşı hakkında da bilgi verilmiştir. Bu kısımda yer alan bilgiler saha araştırmamıza dayanmaktadır. Saha araştırması yaptığımız adak ve ziyaret yerlerindeki uygulamalar ve bu mekânlara bağlı inançlara da bu bölümde yer verilmiştir. Burada ele alınan inanç ve uygulamalar, başta türbedarlar olmak üzere, şeyhler, babalar, dervişler, ziyaretçiler ve kutsal mekânın yakınında yaşamakta olan kişilerden derlediğimiz bilgilerdir. Makedonya daki Adak ve Ziyaret Yerleri Üzerine Tasnif ve Değerlendirme adlı İkinci Bölüm; Makedonya daki Adak ve Ziyaret Yerlerinin Sınıflandırılması ve Adak ve Ziyaret Yerleri Üzerine Tahlil ve Değerlendirme olmak üzere iki ana kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda yer alan adak ve ziyaret yerleri ise dört başlık altında tasnif edilmiştir. Bu başlıklar, Adak ve Ziyaret Yerlerine Adını Veren Kişilerin Unvanına Göre, Mekânlara Adını Veren Kişilerin Kerametine Göre, Adak ve Ziyaret Yerlerinin İşlevlerine Göre ve Adak ve Ziyaret Yerlerinin Adında Yer Alan Kutsal Sayılara Göre dir. İkinci Bölümün Adak ve Ziyaret Yerleri Üzerine Tahlil ve Değerlendirme adlı ikinci kısımda ise beş alt başlık bulunmaktadır. Makedonya da tespit ettiğimiz mekânlar, Adak ve Ziyaret Yerlerinin Yapısal Özellikleri, Adak ve Ziyaret Yerlerinin Ziyaret Zamanları ve Nedenleri, Adak ve Ziyaret Yerlerindeki Uygulamalar, Adak ve Ziyaret Yerlerindeki Yasaklar ve Adak ve Ziyaret Yerlerinin İşlevleri şeklinde tasnif edilerek, incelenmiştir. Makedonya da tespit ettiğimiz adak ve ziyaret yerlerinin özellikleri, ziyaret yerlerinde yapılan uygulamalar, ziyaret yerlerine bağlı inançlar, ziyaretçilerin geliş amaçları, ziyaretin sosyolojik boyutu ve ziyaret yerlerinin ekonomik, sosyal ve kültürel etkileri ile ziyaret yerlerinin tasnifi hususunda tahlil ve değerlendirmeye yer verilmiştir. VIII

Adak ve ziyaret yerlerinin incelenmesinde Halk Bilimi yöntem ve kuramlarından yararlanılmıştır. İslamiyet in ve Türk kültürünün Makedonya da yayılması ve benimsenmesi ile inanç ve uygulamaların kökenleri konusunda Tarihî-Coğrafî Kuram, kutsal mekânların tarihî ve kültürel yapıya etkisi ve fonksiyonları hususunda İşlevsel Kuram dan yararlanılmıştır. Sonuç kısmında; Makedonya daki adak ve ziyaret yerleri üzerine hazırladığımız çalışmayla ilgili genel bir değerlendirme yapılarak, çalışmamız neticesindeki tespitlerimiz ve elde ettiğimiz sonuçlara, çalışmanın kısım ve bölümlerin sırasına uygun olarak yer verilmiştir. Diğer bölümlerde yer alan inanç ve uygulamalara değinilirken, Türk Dünyası ve özellikle Anadolu daki inanç ve uygulamalar arasındaki benzerlikler ve farklar da tespit edilmeye çalışılarak, bunların sebepleri tartışılmıştır. Bunun yanında, diğer bölüm ve kısımlarda yer alan tespitler ve elde edilen sonuçlar yeniden ele alınmış ve Türk Dünyası göz önüne alınarak yeniden değerlendirilmiştir. Sözlü Kaynaklar ve Yazılı Kaynaklar olmak üzere iki başlıktan oluşan Kaynaklar kısmında, çalışmada kullanılan sözlü kaynakları oluşturan kaynak şahıslar ve yazılı kaynakları oluşturan makale ve kitapların künyeleri yer almıştır. Sözlü kaynaklar kısmında, saha araştırması sırasında görüştüğümüz kaynak kişilerin alfabetik listesi verilmiştir. Kaynak şahıslarla ilgili yaşı, doğum yeri, eğitimi, medenî durumu, mesleği, yaşadığı yer, bilgiyi edindiği kaynak ve zaman gibi yardımcı bilgiler de bu kısımda yer almıştır. Yazılı kaynaklar kısmında ise, çalışma sırasında yararlandığımız eserler alfabetik sıra ile verilerek, Makaleler, Kitaplar, İnternet Site Adresleri ve Diğer olarak tasnif edilmiştir. Çalışmamızda yer alan terim, kavram ve özel isimler, okuyucuya kolaylık sağlamak amacıyla Terim ve Özel İsimler Dizini nde gösterilmiştir. Çalışmamızı görsel materyalle desteklemek amacıyla çalışmanın sonunda yer verilmiş olan ve Makedonya nın siyasî haritası ile saha araştırması sırasında tespit ettiğimiz adak ve ziyaret yerlerinin, tarafımızdan çekilen fotoğraflarının yer aldığı Ekler kısmı ile çalışma tamamlanmıştır. IX

Çalışmamızın; Makedonya da yaşayan ve azımsanmayacak sayıdaki Müslüman- Türk nüfus açısından değerlendirildiğinde, tarihin hatırlanması ve bugünkü dinî yaşantının tanınması, canlı tutulması bakımından katkı sağlayacağı, Türk kültürü konusunda çalışan bilim insanlarına Makedonya daki adak ve ziyaret yerleri hakkında bilgi vererek, çalışmalarına yardımcı olması ümidindeyiz. Bu çalışmanın hazırlanması sırasında konu ve çalışma alanı tespitinden başlayarak, çalışmamın her alanında daima bana yardımcı olan, bu çalışmanın gerçekleşmesini sağlayan öğrencisi olmaktan onur duyduğum sayın hocam Prof. Dr. Sayın Fikret TÜRKMEN e teşekkürü bir borç biliyorum. Bilgi ve tecrübesini içtenlikle paylaşarak çalışmamıza yön veren ve bizi destekleyen Prof. Dr. Sayın Metin EKİCİ ye teşekkür ediyorum. Öneri ve eleştirileriyle bana yol gösteren, fikir alışverişinde bulunduğum ve kaynak temininde yardımlarını esirgemeyen, bu çalışma boyunca izlediğimiz yolu bilgisiyle aydınlatan ve bize yol gösteren değerli danışman hocam Yard. Doç. Dr. Sayın Rabia UÇKUN a teşekkür ediyorum. Bu çalışma sırasında beni destekleyen Araştırma Görevlisi Sayın Pınar DÖNMEZ-FEDAKAR a, özel arşivindeki bilgi ve belgelerini tüm içtenliğiyle paylaşan Sayın Metin İZETİ ve Necati ÇAYIRLI ya, her konuda bana candan destek olan Ankara Üniversitesi Doktora öğrencisi Sayın Taceddin BÜTÜÇİ ye, Makedonya da faaliyet gösteren resmî kurum ve kuruluşlara, dernek ve vakıflara, ilim adamlarına, aile dostlarıma, tekke şeyhleri ve mensuplarına ve beni ailelerinden bir olarak görüp, yardım eden Makedonya daki Türk kardeşlerimize teşekkürü borç biliyorum. Çalışmamın son aşamasında hayata veda eden ve bugüne kadar beni yetiştirmek için maddî ve manevî desteğini hiçbir zaman esirgemeyen babam Sedat ERCAN ı rahmetle anıyorum. Emine Hilal ERCAN 2006, İzmir X

KISALTMALAR age. : Adı geçen eser agm. : Adı geçen makale amlf. : Aynı müellif b. : Bin, ibn bkz. : Bakınız C. : Cilt Çev. : Çeviren Dr. : Doktor hazl. : Hazırlayan Hz. : Hazreti K.K.1. : Kaynak Kişi 1 K.K.2. : Kaynak Kişi 2 vd. M.Ü.S.B.E. : Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ö. : Ölümü S. : Sayı s. : Sayfa SÜSBE. : Selçuk üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü vd. : Ve devamı vs. : Ve saire yay. : Yayınlayan XI

GİRİŞ

I. MAKEDONYA TARİHİ Balkan yarımadasının güney ve orta kesiminde yer alan Makedonya, karışık, türlü, muhtelif parçalardan oluşan, yamalı bohça, sebze ya da meyve salatası anlamına gelen bir ülkedir. 1 Günümüzde Makedonya toprakları, Yunanistan, Bulgaristan ve Makedonya Cumhuriyeti arasında paylaşılmış bir ülkedir. Bugünkü anlamda Makedonya coğrafi bir bölgeden öte XIX. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış siyasi bir terimdir. Ülkenin siyasi sınırları yüzyıllar boyunca birçok defalar değişime uğramış ise de, doğal anlamda Makedonya olarak anılan bölgenin coğrafi sınırlarını doğuda Nesta Nehri ve güneyde Ege Denizi ve Vardar Nehri, batıda Bistrica Nehri, Ohri Gölü, Drin Nehri ve Korab Dağları, kuzeyde Şar ve Osogova Dağları çizer. Bu coğrafi alanda tarih boyunca Makedonya Krallığı; Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Bulgar Krallığı, Kuman (Kıpçak) Devleti, Sırp Krallığı, Osmanlı İmparatorluğu gibi devletler hüküm sürmüştür. 2 Arkeolojik bulgular Makedonya nın ilk yerli ahalisinin, Arnavutların dedeleri olan Pelazglar olduğunu öne sürmektedir. 3 M.Ö. 700 den sonra kendilerine Makedonyalı adını veren Pelazglar, Ali Akman Irmağı üstündeki yurtlarından I. Perdigkaz ve onun soyundan gelen diğer kralların yönetiminde doğuya yönelmiştir. 4 Pelazglar, Kordea yı aldıktan sonra etrafındaki kabilelerin yurtlarını ele geçirerek Edessa yı başkent yapmışlardır. Bundan sonra M.Ö. 359 yılına kadar bu kabileden gelen yöneticiler savaşa katılmış, Yunanlılar ve 1 Tayyib SARAÇ, Büyük Fransızca-Türkçe Sözlük, s. 849. 2 Bugün Makedonya denildiğinde aynı coğrafi alan anlaşılmaktadır. Ancak bugün 3 ayrı devlet arasında bölünmüş olan Makedonya nın kuzey ve batısını Makedonya cumhuriyeti (Vardar Makedonyası) güneyini Yunanistan a bağlı Ege Makedonyası, doğusunu ise Bulgaristan a bağlı Prin Makedonyası meydana getirmektedir. Çalışma konunuzun bir bölümünü teşkil eden Makedonya cumhuriyeti (Vardar Makedonyası) bölgesidir. Yüzölçümü 25.713 kilometrekare olan Makedonya cumhuriyeti kuzeyde Sırbistan doğuda Bulgaristan güneyde Yunanistan batıda Arnavutluk ve Kosova ile çevrilidir. 1991 yılında Yugoslavya federasyonunda ortaya çıkan karışıklıklardan sonra bağımsızlığını ilan etmiştir. Makedonya nın Başkenti Üsküp tür. Tetova (Kalkandelen), Kumanova, İştip, Pirlepe, Ohri, Manastır büyük şehirlerindendir. En büyük akarsuyu Vardar Nehridir. Geniş bilgi için bkz: İsmet GÖRGÜLÜ- Veli YILMAZ- Ali ERDİNÇ, Makedonya, Ankara, 1993, s.7. 3 Nexhat İBRAHİMİ, İslami Në Trojet İliro-Shqiptare Gjatë Shekujve, (Yüzyıllar Boyunca Arnavut-İlirler Bölgelerinde İslam), Shkup, 1419/1998, s. 72. 4 Makedonya da yaşayan ilk ırkın kim olduğu konusunda değişik görüşler öne sürülmüştür. Bazılarına göre Makedonyalılar M.Ö. 2000li yıllarda Anadolu dan, kuzeyden Moravya istikametinden ve Rusya ile Tuna Nehri boylarından inen kavimlerin karışımı olan bir ırktı. Yunan görüşüne yakın tarihçiler de ilk Makedonyalıların Yunan asıllı olduğunu iddia etmektedirler. 1

İlirlerle ittifak yapmışlardır. Ancak M.Ö 359 yılında ülkenin başına Büyük İskender in babası II. Filip geçmiş ve Filip in zamanında krallık büyük bir varlık göstererek Balkanların büyük bir bölümünde üstün bir konum elde etmiştir. 5 Metin İzeti, Balkanlarda Tasavvuf adlı kitabında, Makedonya kralı Filip, büyük bir Balkan devleti kurarak, Yunanistan ı bu devlete katmak istediğini belirtir. 6 Nexhat İbrahimi, Yüzyıllar Boyunca Arnavut-İlirler Bölgelerinde İslam adlı kitabında, M.Ö. 338 de Atina ve Teb şehir devletlerinin koalisyon ordusunun Beoit ya ve Heronea da Makedonya ordusu karşısında darmadağın edildiğini ve Yunanistan ın tamamen Kral Filibin eline geçtiğini yazar. Filip daha sonraki yıllarda Anadolu ya Pers İmparatorluğu üzerine sefer hazırlıkları içerisinde iken öldürülmüş ve yerine oğlu İskender geçmiştir. Makedonya krallığı en parlak dönemini Büyük İskender zamanında yaşamıştır. Büyük İskender, M.Ö. 336-323 babası Filipin in başlatmış olduğu fetihleri devam ettirerek imparatorluğun sınırlarını Hindistan a kadar genişletmiştir. 7 Eski Makedonya krallığında halkın büyük bir kısmı Yunanca, Trakça ve Arnavutça konuşuyordu. M.Ö. II. yüzyılda bir Roma eyaleti haline gelen Makedonya da Latince de konuşulmuştur. IV. yüzyılda Roma İmparatorluğu doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılınca Makedonya Bizans a geçmiştir. 8 Geniş olarak Balkanlarda ve özellikle Makedonya da Türkler iki devrede etkili olmuşlardır. I. devrede Orta Asya dan hareketle Karadenizin kuzeyinden geçip Tuna boyuna ve Balkanlara gelen Avar, Kuman, Uz, Peçenek vs. Türk kabileleri, II. devrede ise Osmanlılardı. 9 M.S. 500-600 yıllarda Avar Türkleri Balkanlardaki yerli kabilelerin bir bölümünü yenerek bazı bölgelere yerleşmişlerdir. Avar Türkleri etrafında muhtelif kavimler toplanmıştır. Makedonya bölgelerine yerleşen Drugovit, Velezegit, Sagudet, Voynut ve Brizit Slav kabileleri Avarların yardımı ve kılavuzluğuyla bölgeyi istila etmişlerdir. 10 5 İBRAHİMİ, age., s. 73. 6 Ayrıntılı bilgi için bkz. Metin İZETİ, Balkanlarda Tasavvuf, Gelenek Yayınları, İstanbul, 2004, s. 34. 7 Ayrıntılı bilgi için bkz. İBRAHİMİ, age., s. 73. 8 İZETİ, age., s. 34. 9 İZETİ, age., s. 34 10 Aleksanda STOJANOVSKİ, Gradovite na Makedonıja Od Krajot na XIV. do XVI vek, (XIV. Yüzyılın Sonlarından XVI. Yüzyıla Kadar Makedonya daki Şehirler) Skopje, 1981, s. 7. 2

XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Bulgaristan ı Türk soyundan Peçenek, Uz ve Kumanlar istilaya başlamışlardır. Özellikle Kumanlar Bulgaristan da Bizans a karşı beliren hareketleri destekleyerek Asen hanedanı idaresindeki Bulgar krallığının sınırları güneyde Filibe yi, Makedonya nın büyük kısmını ve batıda Niş ve Sofya yı içine alacak şekilde genişlemiştir. 1035 yılında Tuna nın donmasından yaralanan Peçenekler, Balkanlara geçtiklerinde Bizanslılar tarafından iyi karşılandılar. Onları Tuna nın kuzeyinden gelecek saldırılara karşı koyma şartıyla Silistre bölgesine yerleştirdiler. Bunlar sonradan Hıristiyanlığı kabul ettiler. Peçeneklerin bir bölümü Balkanları terk etmişler ise de, kalanlar bölge halkı arasında eriyip kaybolmuşlardır. 11 Kumanlar da XI. asrın başlarından itibaren Tuna yı geçerek Balkanlara gelmiş Bizans ile iyi ilişkiler kurmuş ve Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir. XII. ve XIII. yüzyılda Trakya, Makedonya ve Dalmaçya, Kuman Türkleri askeri ve iktisadi şemsiyesi altına girmiştir. Trakya, Makedonya ile Bulgaristan ın dağlık kesimlerinde kalmış pek çok Türk boyu Osmanlıların Balkan fetihleri sırasında kendilerini göstermiş ve orduya katılmışlardır. Kumanlar Bizans İmparatorunun izniyle Vardar Nehri boyunca yerleşip Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir. Ancak âdet ve geleneklerini bırakmadılar. Bizanslılar onlara Vardariot (Vardarlılar) ismini vermişlerdir. 1065, 1123, 1243 yıllarında Balkanlara daha birçok göç dalgası vuku olmuştur. Kumanlar Makedonya ya, Peçenekler ise denize, Adriyatik e indiler. Gelen Türk boylarının bir kısmını Bizanslılar Ohri ovasına yerleştirdiler. 12 Türk boyları ile beraber gelen Slavlar, Makedonya da önemli bir güç haline geldiler. Makedonya ve Kuzey Yunanistan bölgesine yerleşen Güney Slavların bir bölümü Bizans yönetimi altında fakat kendi bölgelerinde ise bağımsız bir şekilde yaşadılar. Güney Slavlar, Bizans ın yoğun asimilasyon ve baskı politikasına rağmen özgün kültür ve dinlerini hiçbir zaman kaybetmediler. 13 I. Bulgar Krallığının X. yılının ikinci yarısında çökmesi üzerine mahalli bir yönetici olan Nikola nın dört oğlundan biri olan Samuil, Batı 11 İZETİ, age., s.36 12 İZETİ, age., s. 36 13 İZETİ, age., s. 36. 3

Bulgaristan diye de adlandırılan bu Balkan yarım adasının büyük kısmını kapsayan krallığını kurdu. Yönetim merkezi Ohri olan bu Makedonya Krallığı bu dönemde büyük bir gelişim kaydetmiş ve Çar Samuil tarafından Ohri başpiskoposluğu kurulmuştur. 14 Büyük Sırp çarı Duşan zamanında (1346) Makedonya, Sırbistan devletinin bir parçası olmuştur. Osmanlılar, Makedonya ya geldiklerinde Makedonya çökmekte olan Sırp devletinin mahalli idarecileri tarafından yönetiliyordu. Bizans ve Sırp derebeyleri yerli halkı tamamen yıpratmış ve sayısız haksızlıklara uğratmıştır. Makedonya da yaşayan halk kendine huzur ve sükûnet sağlayacak bir yönetim arayışı içerisine girmiştir. 15 Mensur Nuredini, Makedonya daki Belli Başlı Ziyaret Yerleri adlı çalışmasında, Makedonya nın Balkan Savaşlarına kadar Osmanlı idaresi altında kaldığını; I. Dünya Savaşından sonra, 1 Aralık 1919 yılında Sırp, Hırvat ve Sloven krallığının kurulduğunu, Makedonya nın da üç kısma ayrıldığını söylemektedir. Bir parçası Yunanistan a (Ege Makedonya sı, halen Yunanistan egemenliği altındadır.), bir parçası Bulgaristan a (Prin Makedonya sı, halen Bulgaristan yönetimindedir), bir parçası da, Sırp, Hırvat ve Sloven krallığına (Vardar Makedonya sı) verilmiştir. 1945 yılından 1991 yılına kadar Komünist Yugoslavya nın altı cumhuriyetinden biri olan Makedonya, 1991 yılında referandum sonucu bağımsızlığını ilan etmiştir. 16 Osmanlılar, inşa ettikleri tekke, cami, medrese, han, hamam, imaret, bedesten vb. yapılarla ve oluşturdukları külliyeler ile Makedonya da Osmanlı hâkimiyetinin ilk yıllarından itibaren şehir anlayışına yeni bir doku kazandırmışlar ve şehirlerin ticaret merkezleri olmasında öncülük etmişlerdir. Osmanlı döneminde inşa edilen bu yapıların büyük bir çoğunluğu günümüze kadar gelmiştir. Tabii afetler yanı sıra I. ve II. Dünya savaşlarında birçok mimari eser yıkılmıştır. Bundan başka değişik dönemlerde siyasi nedenlerle planlı ve programlı şekilde Osmanlı eserleri tahrip edilmiştir. Osmanlı fethinin bir sonucu olarak Makedonya nüfusunun İslamlaşmaya başlamasıyla, halkın hayat tarzında da önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Osmanlı kültürü özellikle şehirli 14 İZETİ, age., s. 36 15 İZETİ, age., s. 36. 16 Ayrıntılı bilgi için bkz. Mensur NUREDİNİ, Makedonya daki Belli Başlı Ziyaret Yerleri, Dinler Tarihi Açısından Bir Değerlendirme, Çabej Baskı, Gostivar 2003, s. 20-21. 4

karakteri ağır basan niteliğe sahipti. Bu özellik bugün bile doğu kültürünün karakteristik unsurlarının sadece Müslümanlar arasında değil, Hıristiyanlar arasında da yaşamasını sağlamaktadır. Hayat tarzı yeme-içme alışkanlıkları, kuyumculuk, halı dokumacılığı ve bazı küçük el sanatlarında bu etki hala görülmektedir. Öte yandan Türkçe, Arapça ve Farsça kelimeler, Makedonca ve Arnavutçaya yerleşmiştir. 17 II. MAKEDONYA DA YAŞAYAN TÜRK NÜFUSUNUN BUGÜNKÜ DURUMU VE KÜLTÜREL SORUNLARI Günümüz Makedonya Cumhuriyeti nin büyük bir kısmı, 1392-1912 yılları arasında Osmanlı Devleti idaresi altında kalmıştır. Bu dönem içerisinde barış ve huzurun hüküm sürdüğü bu bölgelerde din, ırk, mezhep ayrımı yapılmadan bir idarenin hâkim olduğu bir gerçektir. 1392 yılında Osmanlı idaresi altına giren Makedonya toprakları özellikle XV. ve XVI. asırda Anadolu dan seçkin ailelerden oluşan Türk boylarının yoğun bir akınına uğradı. Bu tehcir ve iskân politikası bu asırdan sonra da devam etmiştir. Bu tehcir siyasetiyle Balkanlar ve Makedonya bölgesi Türkleştirilmiş, bölgede İslam, hâkim bir unsur ve kültür haline gelmiştir. Makedonya da yaşayan Türkler ara dönemlerde ister siyasi ister değişik nedenlerden dolayı anavatan Türkiye ve diğer bölgelere göçe zorlanmıştır. Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı ndan sonra bu göç hızlanmıştır. Özellikle Balkan Savaşı yıllarında güç hayat şartları ve siyasi baskılar nedeniyle Makedonya bölgesinde Türk ve Müslüman nüfus azalmıştır. Siyasi istikrarsızlık, Hıristiyan halkın baskısı ve zulmü, ekonomik sıkıntılar ve geçim korkusu, gelecekten umutsuz olmak korkusu vb. nedenler bu dönemde meydana gelen göçlerin sebepleri arasındadır. Sırp Krallık dönemi kısmen rahatlama gibi görünse de II. Dünya Savaşı, Türklere ve Türk kültürüne son darbeyi vurmuştur. Resmi kayıtlara göre bugün, Makedonya'nın toplam nüfusu 2.022.547dir. Yoğun olarak Makedonya'nın batısında yaşayan Türklerin, Makedonya nüfusunun yarısını oluşturduğu söylense de resmi rakamlara göre bu % 33,33 tür. Doğu Makedonya nın kırsal 17 Nimetullah HAFIZ, Kosova Türk Halk Edebiyatı Metinleri, Priştine, 1985, s. 5-10. 5

kesiminde genelde Yörük Türkleri yaşamaktadırlar. Bu bölgede toplam Türk nüfusunun % 25'i yaşamasına rağmen, fakir, gelişmemiş ve altyapı sorunlarıyla karşı karşıya kaldıkları için gizli göç halen devam etmektedir. 1991 den sonra yıkılan sosyalist rejimin ardından bazı şeylerin değişeceği umudu vardı. Fakat aradan 14 yıl geçmesine rağmen özellikle 1995 ten sonra Makedonya nın tüm bölgelerinde ve büyük kasabalarında Türklere, Türk-İslam eserlerine ve Müslümanlara karşı saldırılar ve baskılar yapılmış, halkın en tabii hakları çiğnenmiştir. Oysaki genelde Yugoslavya nın özelde Makedonya nın I. ve II. Dünya savaşlarında işgalden kurtarılmasına ve bağımsızlığı kazanmasına canıyla, kanıyla en büyük desteği yerli Türk halkı vermiştir. Yüzlerce şehit vermiş bir millet 1950 lerden sonra (özellikle 1951 1965 yılları arasında) zorla Türkiye ye göç ettirilmiş, malları gasp edilmiş ve vatandan uzaklaştırılmıştır. Yüzlerce Türk köyü ve kasabası sahipsiz bırakılmış, yerlerine dağlardan ve farklı bölgelerden insanlar yerleştirilmiştir. Boş ve viran kalan Türk bölgeleri (Ustrumca, Radoviş, İştip, Valandova, Doyran, Gevgeli, Köprülü, Kavadarlı, Eğri Palanka, Resne, Manastır, Pirlepe vs.) sahipsiz kalınca, yöredeki Türk-İslam eserlerine kirli eller bulaşmaya, onları yakmaya ve yıkmaya başladılar. 1912 öncesinde de Osmanlı eserlerinin başına gelen olumsuz şeyler, 1912 sonrası hız kesmeyerek ve de artarak devam etmiştir. 1945 te kurulan ateist/sosyalist Tito rejiminde de durumda bir değişiklik olmamıştır. Bilakis dinî ve millî faaliyetler akâmete uğratılmış, Türk milletini ayakta tutan millî ve mânevî değerlere saldırılarda bulunulmuştur. Günümüzde bu durum hız kesmeden hala devam etmektedir. Devlet ve kanun tarafından koruma altına alınan bazı eserlerin bile hedef tahtası haline getirilmesi, ülkedeki Türk-İslam kültürüne devlet ve gayr-i Müslim halk tarafından takınılan menfi tavrın, ne boyutlarda olduğunu gözler önüne sermektedir. Günümüzde Osmanlı-Türk eseleri arasında sayı bakımından ayakta kalmayı başaran cami ve mescitlerdir. Evliya Çelebi, sadece Üsküp te 120 den fazla caminin olduğundan bahseder. Bugün ise Üsküp te 15 Osmanlı Camisi ibadete açık vaziyettedir. Geriye kalan kısmının çok büyük bir kısmı yıkılmış, diğer kısmı ise yok olmuştur. 1930 lu 6

yıllarda 120 camiden sadece 51 cami kalmışken, günümüzde ise sadece 15 cami ibadete açıktır. 4 cami de kullanılamaz haldedir. Makedonya nın hemen her şehrinde veya köyünde mutlaka birkaç tane de tekke veya zaviye bulunurdu. Ancak bunların sayısı da zamanla azalmıştır. Mekteplerin sayısı da oldukça fazlaydı. Sadece Üsküp te 18 mektep mevcutken şimdi ise hiçbirinden eser yoktur. Bunu yansıra liseler (idadî) de yıkılmıştır. Medreseler açısından zengin olan Makedonya da, günümüzde hiçbir medrese binasına rastlanmaması manidardır. Sadece Üsküp te 12 medrese varken; bugün hiçbiri mevcut değildir. 1912 de Osmanlı Devleti nin bu topraklardan çekilmeden önce 8 medresede eğitim verilmekteyken, aradan birkaç sene geçtikten 1930 lu yıllarda bu medreseler de yıkılmıştır. Makedonya da Türk-İslam eserleri içerisinde en fazla korunabilen eserler hanlar olmuştur. Üsküp te dört tane han kalmıştır. Kapan Han, Kurşunlu Han, Sulu Han ve Kürkçüler Hanı. Bedesten de bu eserlere dâhil edilebilir. Hamamlar, Osmanlı-İslam kültürünün en nadide eserlerinden biridir. Makedonya nın her kasabasında en az ikişer hamama rastlanmaktadır. Önceden Üsküp te 12 hamam mevcutken, günümüzde bu sayı ikiye inmiştir. (Davut Paşa ve Çifte Hamam). Üsküp ün simgesi olan Taşköprü, Sultan II. Murat zamanında inşa edilmeye başlanmış Fatih Sultan Mehmet dönemimde tamamlanmıştır. 2002 yılına kadar üzerinde mihrabı da bulunan köprü, tam anlamıyla Osmanlı-Türk eseridir. Ancak yenileme bahanesiyle yıkılan mihrabı hala inşa edilmemiştir. Türklerin yoğun olarak yaşadığı Gostivar, Kalkandelen, Ohri, Struga, Radoviş, İştip, Manastır, Resne, Pirlepe, Ustrumca, Köprülü (Veles), Kıratova, Debre ve Kumanova da da birçok sayıda Osmanlı- Türk eserleri yıkılmışsa da hala ayakta kalmayı başaran eserlerin sayısı da az değildir. Çok kültürlü ve çok dinli bir ülke olan Makedonya da, Hıristiyan Ortodoksların (%40) yanı sıra, diğer Hıristiyan mezheplere bağlı gruplar da bulunmaktadır. Katolik ve Protestanların sayısı az da olsa etkin konumdadırlar. Ortodoks Makedonlardan sonra en büyük inanç topluluğu ve din İslam dinidir. Müslümanların sayısı % 40 a yakındır. Arnavut, Türk, Boşnak, Çingene ve Torbeşlerden oluşan Müslümanlar, Ehl-i Sünnet inancına bağlıdırlar. Amelde Hanefi mezhebi yaygındır. Son 15 yıldır Suudi Arabistan da 7

okuyan öğrencilerin etkisiyle yayılma fırsatı bulan Vehhabi-Selefi anlayışı son zamanlarda taraftar toplamaya başlamıştır. En yoğun oldukları merkezler Üsküp ve Kumanova dır. Eğitimin Makedonca nın yanısıra, Arnavutça, Türkçe ve bazı bölgelerde Sırpça yapıldığı Makedonya da, Arnavutların % 25, Türklerin % 3.8, Torbeşlerin % 3, Çingenelerin % 2,5 ve Boşnakların sayısı % 2 civarındadır. Türklere anayasada anadilinde eğitim hakkı verilmiş gibi görünse de, uygulamada bu haklara hiç de riayet edilmediği bir gerçektir. Hala bugün bile bu konuda bir gelişme söz konusu değildir. Müslümanların tek resmi dini kurumu Makedonya İslam Dini Birliği dir. İslam Birliği ne bağlı bir medrese (İsa Bey Medresesi/İmama-Hatip Lisesi) vardır. Bu medresede kız ve erkekler eğitim görmektedirler. Aziz Mahmud Hüdayi Vakfının destek verdiği bu medreselerde kız öğrenciler dışardan eğitim görmektedirler. Bunun yanı sıra hem Türkiye den hem de diğer İslam ülkelerinden cemaatler ve tarîkatlar mevcuttur. Özellikle Türkiye den devlet dışındaki kişi veya özel kuruluşlar tarafından kurulmuş olan okullar son zamanlarda faaldirler. Ayrıca Mısır kökenli Ehl-i Sünnet mezhebine bağlı İhvan Grubu da yayınevi başta olmak üzere, pek çok faaliyeti yürütmektedir 18 III. BALKANLARIN İSLAMLAŞMASINDA DERVİŞLERİN ROLÜ Tarîkatların temelinde, insan nefsini terbiye etmek, insan istidatlarına ve tabiatına uygun bir din anlayışı sunmak vardır. Kâinatın sırrı olarak her fert birbirinden farklı mizaca, fikre ve hissiyata sahip olarak yaratılmıştır. İnsan toplum dışı bir varlık değil, sosyalleşmeye muhtaç olan bir varlıktır. İnsan kapasitesinin bu inceliğini çok iyi kavrayan değişik tasavvuf akımlarına mensup şahıslar bir yandan insanın ferdiyetine, diğer taraftan da sosyal yönüne gereken önemi vererek şahıs ve toplumlara uygun bir anlayış sunmuştur. 18 Makedonya Türklerinin Sorunları ve Çözümlerinin Yol Haritası Raporu, Matusiteb tarafından hazırlanmıştır. Üsküp, Makedonya, 2005 8

Balkanlarda Tasavvuf adlı eserinde Metin İzeti, Osmanlıların Balkanlara yöneldikleri dönemde Hıristiyan Balkan devletleri mezhep ve hanedan kavgalarının yol açtığı siyasi bir kargaşa içerisinde olduğunu; Balkanlarda farklı milli kökenler, örf, âdet ve geleneklere sahip olan yerli nüfusun, Roma, Frank, Macar ve Sırpların zorba ve zalim idareleri karşısında boş ve tenha yerlere yerleşen gezginci dervişlerin sundukları sistemi büyük ölçüde tercih ettiklerini belirtmektedir. 19 Osmanlılar, Balkanlara yerleşmeden önce seyyah dervişler bu bölgelere gelip bir taraftan İslam ı anlatmış, diğer taraftan da adaletsiz bir toplum anlayışı içinde yaşayan topluluklara alışkın olmadıkları alternatif bir hoşgörü politikası sunmuşlardır. 20 Balkanlar Osmanlı ordusu tarafından fethedilmeden önce seyyah dervişler tarafından bir anlamda fethedilmiştir. Diğer bir deyişle Osmanlı Balkanlara geldiğinde yerli halk, psikolojik olarak bu fethe hazır hale getirilmişti. İslam adına gönülleri fetheden dervişlerin oynadıkları rolün önemini, günümüzde dahi yol kavşaklarında bulunan tekkelerin varlığı ile açıklamak mümkündür. (Bu tekkelerin büyük bir kısmı komünist döneminde değişik bahanelerle yıkılmış ise de bazıları yine ayakta kalabilmiştir. Örneğin; Kalkandelen Harabati Baba Tekkesi, Usturga Halveti Tekkesi vs. Balkanlardaki Müslümanların dinî, sosyal ve kültürel yaşayış tarzını incelediğimizde tasavvufî motiflerin belirgin şekilde bulunması, çoğu ailede tarîkat anlayış ve geleneğinin de devam ettiğini göstermektedir). Tasavvuf anlayışındaki derin insan sevgisi, yüksek hoşgörü ve karşılıksız hizmetleri sayesinde tarîkatlar, Balkanlarda İslamiyet in ilk tohumlarını atmışlardır. Bu davranış siyasi ve ideolojik depremler yaşayan halkın dikkatini çekmiştir. Genelde bütün tasavvuf akımları, ilkeleri itibariyle çok geniş ufuklu, insana sevgi ve saygıyı temel olarak almalarıyla, Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında sevgi ve kaynaşma zemininin kurulmasında etkili olmuştur. Tekkelerin iktisadi ve sosyal alandaki faaliyetlerinde din, dil, ırk farkı gözetmemeleri halk tarafından epeyce rağbet görmelerine sebep olmuştur. Dervişler, hangi dinin mensubu olursa olsun halkla karışıp kaynaşarak halk kitlelerini yönlendirmede önemli 19 İZETİ, age., s. 46. 20 John Kingsley BİRGE, Bektaşilik Tarihi (Çev. Reha Çamuroğlu), İstanbul, 1991, s. 57. 9

ölçüde başarılı olmuşlardır. Dervişlerin boş topraklarda kurdukları tekke ve zaviyelerin etrafında zamanla oluşan köyler, buraları birer din, kültür ve sanat merkezleri haline getirmiştir. Genellikle bu tekke ve zaviyeler tarafından oluşan yerleşim birimleri kurucu dervişlerin adlarıyla veya Şeyhler Köyü (Makedonya nın Gostivar şehrinden 5 km. uzaklıkta Vardar Nehrinin kaynadığı yerdir. Bugünkü ismi Vrutok tur. İçinde ise eski ismini Şeyhler taşıyan bir mahalle vardır), Dervişler Köyü (Pirlepe den bir kaç kilometre uzaklıkta bir köydür), Tekke mahallesi (Kalkandelen Harabati Baba Bektaşî Tekkesi civarında bulunan mahalle), Dedeköy (Radoviş şehrinden 7 km. uzaklıkta bir köydür. Türkler bu köyü 1955 yılında boşaltıp Türkiye ye göç ettikten sonra köye yerleşen Hıristiyan ahali bu köyün ismini Radanya olarak değiştirmişlerdir) gibi isimlerle anılmaktadır. Tekke ve zaviyelerin bu dönemlerdeki temel fonksiyonu, boş topraklara yerleşip ekip biçmek suretiyle buraları mamur etmek ve alın teriyle elde ettikleri bu mahsulü etrafındakilere dağıtmaktı. Böylece, sevgi, şefkat ve saygıdan mahrum kalan geniş halk kitlelerini Allah sevgisine dayalı bir sevgi ile İslâm a ve tasavvuf düşüncesine ısındırmaya çalışmaktı. Osmanlılar, Balkanlara gelmeden önce iki asra yakın bir zaman diliminde İslâm ı yayan birçok dervişin ismi meçhul kalmıştır. XIII. asırda Güneydoğu Avrupa nın birçok ülkesinde faaliyet gösteren, kahramanlığı ve veliliği hakkında bir hayli efsanevi rivayetler nakledilen Sarı Saltık ın varlığını ve faaliyetini anlatan Balkan kaynaklı vesikalara rastlanmamaktadır ve genelde vesikalar mahallî ananelere, şifahî rivayetlere dayanmaktadır. Bölgede faaliyet gösteren değişik tarîkatlar, Sarı Saltık ile özdeşleştirilmiştir. Sarı Saltık Bektaşîler arasında şöhret kazanmıştır. Makedonya- Arnavutluk sınırında bulunan Ohri şehrinin Aya Naum Manastırı nda bulunan mezarın da Sarı Saltık a ait olduğu halk tarafından kabul edilmektedir. 21 21 İZETİ, age., s. 48. 10

Osmanlıların Balkanlar a yerleşmeden önce Bogomil 22 faktörünü de göz önüne aldığımızda, seyyah dervişlerin önemli roller üstlendiğini ve din, dil, ırk farkı gözetmeksizin halka dinî, sosyal ve kültürel hizmetlerde bulunmaları yanı sıra, Balkanlarda, VI. asırdan X. ve XI. asırlara kadar Orta Asya dan göç etmiş Avar, Peçenek, Kıpçak, Kuman gibi Türk boylarının henüz kaybetmedikleri örf, âdet ve geleneklerine de katkıları da olmuştur. 23 Naşi Turci Radiça, Yeni Bahar adlı çalışmasında; X- XIV. yüzyıllar arasında Balkanlarda Slav akınlarına ve iki büyük kilisenin baskısına maruz kalan bu Türk boylarının dinlerini ve lisanlarını büyük ölçüde kaybetmişler ise de eski örf, âdet ve geleneklerini devam ettirdiklerini belirtmektedir. Onların bu şekilde örf, âdet ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı kalmaları onların kolayca Osmanlı idaresini ve İslâm dinini benimsemelerine yol açmıştır. Özellikle Pomaklar (Torbeş, Goran) ların İslâmı kabul etmeleri bu sebebe bağlanmaktadır. 24 Bu faktörlerin dışında XIII-XIV. asırda Balkanlarda hüküm süren Bizans ın zayıflamasıyla ortaya çıkan otorite boşluğu, toplumsal kargaşa, yolsuzluk ve bir hayli karışık olayların yaşanması da Osmanlı nın yerliler tarafından kabul edilmesinde etkili olmuştur. Bu kargaşa döneminde Arnavutların baskı ve yağmalarına maruz kalmaları 22 Çoktanrılı inanca sahip olan Arnavutlar Hıristiyan dinine karşı hoşnutsuzluk göstermişlerdir. Kendilerine zorla dayatılan bu dinle beraber Romalılar onları Latinleştirmeye çalıştıklarından dolayı kilise otoritesinden ayrılmak için çareler aramışlar ve bu yolda epeyce mücadele etmişlerdir. Balkanlarda kilise hiyerarşisinin iyice yerleşmesi ancak IX. ve X. asırlardan sonra olmuştur. Fakat oluştuktan sonra yine mahallî piskoposlar merkezden ayrı hareket etmeye çalışmışlardır. Bunun en bariz örneği Bosna Kilisesidir. Balkanların doğu ve güney bölgelerinde, özellikle dağlık yerlerde oturanlar (Arnavutlar ve Boşnaklar) arasında Hıristiyanlığın yayılması yüzeysel ve zayıf olmuştur. Durum böyle iken Anadolu yoluyla doğudan gelen Bogomil hareketi epeyce revaç görmüştür. Bogomilizm müstakil bir din ve siyasî hareket değil, ancak resmî din anlayışına tenkitçi bir yaklaşımın tezahürüdür.. Yani, lüks ve israfa boğulan kilise hiyerarşisine bir reaksiyondur. Hz. Peygamber den sonra ilk zamanlarda Müslümanlarda müşahede edilen inziva hareketinde sosyal bünye içinde bir reaksiyon olarak ortaya çıkmış, daha sonraları ise aksiyon halini almıştır. Bogomil hareketindeki tektanrı inancı, irfan anlayışı, Hz. İsa nın tanrının oğlu değil de bir peygamber olduğu inancı, dinî pratik ile müessese hiyerarşisinde mistik düzenleme daha sonraları İslam ın ve tasavvuf anlayışının kabul görmesinde oldukça etkili olmuştur. Geniş bilgi için bkz: Dragoljup DRAGOLJOVİÇ, Bogomilstvo na Balkanu i u Maloj Aiji i Bogomilski Rodonaçelnici, (Balkanlar ve Küçük Asya da Bogomillik ve Bogomil Kabile ve Reisleri), Beograd, 1974, s. 4; Selçuk ERAYDIN, Tasavvuf ve Tarîkatlar, İstanbul, 1994, s. 58. 23 Çiro TRUHELKA, Joş o Testamentu Gosta Radina i o Patarenima, (Gosta Radina Vasiyetnamesi ve Patarenler Hakkında), Glasnik Zemaljskog Muzeja u Sarajevo XXV, Sarajevo, 1913, s. 374. 24 Ayrıntılı bilgi için bkz. Naşi Turci RADİÇA, Novi Bahar, (Yeni Bahar), Sarajevo, 1940, s. 9. 11

Osmanlı yı bir kurtarıcı olarak görmelerine ve Osmanlı idaresini benimsemelerine sebep olmuştur. 25 Görüldüğü gibi, Türk kültürünün yapı taşlarından birisi ve toplumsal birliğin harcı olan bu kutsal mekânlar, Çin den Balkanlara kadar bütün Türk boy ve topluluklarının yanı sıra farklı kültürlere sahip toplumlar tarafından da kabul görmüştür. Fikret Türkmen, Kazakistan daki Bazı Önemli İnanç Merkezleri ve Bunların Yeniden Keşfedilmesi adlı yazısında, bu mekânların dinî işlevlerinin yanında, burada toplanarak gizli bir ittifak oluşturan toplumun millî kimliğini muhafaza etmesinde de önemli rol oynadıklarını, kutsal mekânların, fertleri toplum yapan bir harç ve manevî güç kaynağı olduklarını; bu itibarla, kutsal mekânların sıradan yapılar olarak görülmesi yerine, toplumun manevî güç kaynağı, birleştirici unsurlarından biri ve toplumsal paylaşımın gerçekleştiği alanlar olarak değerlendirilmesinin daha doğru olacağını belirtmiştir. 26 Ahmet Yaşar Ocak, Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menâkıbnâmeler adlı çalışmasında, eski Türk inançlarının izlerini taşıyan Atalar kültü nün, İslâmiyet'ten sonra, veli kültünün oluşmasında etkili rol oynadığını söylemektedir. Veli kültüyle, Eski Türk inancındaki Şamanların işlevleri arasında benzerlik vardır. İslâm inancına göre evliyalar, keramet sahibi olma hali ne sahiptirler. Bu nedenle, Şamanların, insanları iyileştirmek, çeşitli belaları bertaraf etmek vb. işlevleri ile ataların, yol gösterici ve koruyucu işlevleri benzerlik gösterir. Velilere Allah rızası için dua edilerek, korunma, belaların defi, sağlık vb. dileklerde bulunulur. Veliler de atalar gibi üstün ruhlarla donanmış insan tipidir ve velinin ait olduğu toplumun sosyal, dinî ve ahlaki değerlerinin temsilcisi olduğuna inanılır. 27 25 Galaba PALİKRUŞEVA-Krum TOMOVSKİ, Les Tekkes en Macedonie au XVII e et XIX ciécle (XVII. Yüzyıldan XIX. Yüzyıla Kadar Makedonya daki Tekkeler), Atti del Secondo Congresso İnternationale die Arte Turca (Venezia 26-29 sett.), 1965, s. 22. 26 Ayrıntılı bilgi için bkz. Fikret TÜRKMEN, Kazakistan daki Bazı Önemli İnanç Merkezleri ve Bunların Yeniden Keşfedilmesi, Prof Dr Abdurrrahman Güzel e Armağan, Editör: İsmet Çetin Ankara: Gazi Eğitim ve Kültür Vakfı Yayını:1. Ankara 2004, s. 657. 27 Ayrıntılı bilgi için bkz. Ahmet Yaşar OCAK, Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menâkıbnâmeler, Metodolojik Bir Yaklaşım, TTK, Ankara, 1992, s. 10-13. 12

Kutsal yerlerin, Türk toplum yapısındaki işlevleri, kültür tarihimiz ve inançlarımızın kaynaklarının aydınlatılması bakımından da önemlidir. Ortak kültürel yapımızın ve ortak tarihimizin izlerini yansıtan bu mekânlardan bir kısmı da Makedonya sınırları içinde yer almaktadır. Bizi esas olarak ilgilendiren konu, halk arasında söz konusu olan ve büyüleyici, birleştirici bir fonksiyon icra eden inançlar dır. İnanç kavramı, sözlükte, bir düşünceye gönülden bağlı bulunma; Tanrıya, bir dine inanma, iman, itikat; birine duyulan güven, inanma duygusu; inanılan şey, öğreti anlamlarında kullanılmaktadır. 28 Mensur Nuredini Makedonya daki Belli Başlı Ziyaret Yerleri adlı çalışmasında bu konuyu sosyolojik açıdan ele alarak, inanç, özellikle halk inancı nın toplumsal kabullenme ve benimseme olduğunu belirtmiştir. Bir halkın, bir toplumun sahip olduğu dini, kültürel, geleneksel inançlar söz konusudur. Toplumsal hayatın bünyesinde meydana gelen sosyal bir hadise, geçen tarihi süreç içinde keyfiyet olarak tamamen unutulmuş, ama zihinlerde ve vicdanlarda bıraktığı izler farkında olmadan, zaman içinde halk inançlarını oluşturan bir motif olarak yerini almıştır. Bu sebepten inanç kelimesini, insanın sosyal hayatına yansıyan uygulamalarından kesin çizgilerle ayırmak oldukça zordur. Yani, örf, âdet ve gelenek olarak görülen birtakım uygulamalar, belli bir inancın yansımaları olarak değerlendirilebilir. Bir inancın sosyal hayata birtakım yansımalarının olması kaçınılmazdır. İslam dini açısından tasvip edilmeyen bir takım inançlar, dini hiçbir tarafı olmadığı halde, insanları dini birtakım uygulamalara sevk etmektedir. Bu konudaki inançlar, adet ve geleneklerin örnekleri yöremizde azımsanmayacak kadar çoktur. Aynı zamanda, halk tarafından bilinen birçok adet ve gelenekler vardır ki, dini hiçbir tarafı olmamakla birlikte, bunlar dini inançların yanlış yönlere sapmasına ve bir bakıma, dini olanların yerine, dinin tasvip etmediği adet ve geleneklerin halk tarafından uygulanmasına neden olmaktadır. 29 28 Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1983, s. 529. 29 NUREDİNİ, age., s. 33. 13

IV. ADAK VE ZİYARET YERLERİ İLE İLGİLİ BAZI TEMEL KAVRAMLAR Bu bölüm, adak ve ziyaret yerleri ile ilgili olarak hem sözlü, hem de yazılı kaynaklarda karşılaşmış olduğumuz temel bazı kavramlar ve terimlerin açıklanmasına ayrılmıştır. Bu temel kavramlar ve terimler, adak ve ziyaret yerlerinin tarihî ve sosyal yapısını, Makedonya daki dinî hayatı anlayabilmemize ve değerlendirebilmemize yardım etmektedir. Bu nedenle incelemede kullanılacak olan terim ve temel kavramların açıklanarak, tartışılmasının yararlı olacağı kanaatindeyiz. Burada ele alınan terim ve kavramların tespitinde, çalışma alanımızın Halk Bilimi ve dikkatimizi yönelttiğimiz konunun inanç ve uygulamalar olması birinci derecede etkili olmuştur. Bu nedenle konuya Teolojik veya Sosyolojik olarak bakıldığında kullanılabilecek terimler az, Halk Bilimi yöntem ve kuramları aracılığıyla yapacağımız değerlendirmede bize yardımcı olacak terimlerin ise çok olduğu görülecektir. Bununla birlikte tarîkatlarla ilgili terimlere geniş yer verilmiş olduğu da görülecektir. Çünkü ele aldığımız ziyaret yerleri içinde tekke ve türbeler çoğunluktadır ve bu mekânları ele almadan önce tekke ve türbelerin bağlı olduğu tarîkatlar hakkında bilgi vermenin yararlı olacağı kanaatindeyiz. 1.1. ADAK Ethem Cebecioğlu na göre adak; Allah a ibadet amacıyla ibadet ve taât cinsinden bir şeyin yapılmasını taahhüt etmek demektir. Anadolu da bir isteğin gerçekleşmesi için çoğunlukla türbelere adaklar adanır, o iş gerçekleşince de adak yerine getirilir. Bu bir koyun kurban etmek olduğu kadar, fakirleri doyurmak, fakirlere para dağıtmak şeklinde de olur. 30 Adak, bir işin veya niyetin olması için nezir olunan şey hakkında kullanılan bir tabirdir. Adak ile nezir arasında ufak bir mana farkı olmasına rağmen, Makedonya daki adak ve ziyaret yerlerinde adak ve nezir ayırımı yapılmamakta; ikisi de aynı anlamda 30 Ethem CEBECİOĞLU, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Ankara 2004, s. 31. 14