OBEZİTENİN FARKLI ALT-TİPLERİ VE YENİ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI



Benzer belgeler
BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI BESLENME: GLİSEMİK İNDEKS NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?

DOÇ. DR. HALİL COŞKUN SHOW TV ANA HABER / VOLKAN AKYILDIZ DOÇ. DR. HALİL COŞKUN SHOW TV ANA HABER / KELEBEK BİRİCİK

BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

OBEZİTENİN FARKLI ALT-TİPLERİ VE YENİ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

DOÇ. DR. HALİL COŞKUN SHOW TV ANA HABER / KELEBEK BİRİCİK OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

TİP 2 DİYABETİN TEDAVİSİNDE MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ

OBEZİTE CERRAHİSİ, BESLENME VE SAÇ DÖKÜLMESİ

BARİATRİK CERRAHİ İLE BESLENME KOMPLİKASYONLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

DİYETLE OBEZİTEYİ YENMEK MÜMKÜN MÜ?

DOÇ. DR. HALİL COŞKUN - KANALTÜRK ANA HABER - VBLOC UYGULAMASI

PSİKİYATRİ UZMANI: YRD. DOÇ. DR. GÜZİN M. SEVİNÇER

SAĞLIKLI BESLENMEDE ENERJİ DENGESİ: AKŞAM GAZETESİ

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

KORKUTAN GERÇEK! OBEZİTE ORANLARI TÜM DÜNYADA YÜKSELİYOR

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA GEBELİK VE SONUÇLARI

BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA GEBELİK VE SONUÇLARI

KORKUTAN GERÇEK! OBEZİTE ORANLARI TÜM DÜNYADA YÜKSELİYOR

Gastrik Bypass Ameliyatını Takiben Kilo Kaybının Mekanizması

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

GLİSEMİK İNDEKS (Gİ) NEDİR? AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA GEBELİK VE SONUÇLARI

Vitaminlerin yararları nedendir?

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

GASTRİK BYPASS NEDİR? NASIL KİLO KAYBEDİLİR? GASTRİK BYPASS AMELİYATI HANGİ DURUMLARDA YAPILIR?

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA KALSİYUM, B1 ve B2 VİTAMİNİ ALIMININ ÖNEMİ

Kocaeli İlinde Obezite ve Bir Tedavi Alternatifi Olan Obezite Cerrahisi Farkındalığının Değerlendirilmesi

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

1 gr yağ: 9 kilokalori, 1 gr protein ve karbonhidrat: 4 kilokalori, 1 gr alkol 7 kilokalori verir.

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI GÜNLÜK KAÇ KALORİ ALMALIYIZ? OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR: BALAYI PERİYODU

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

BARİATRİK CERRAHİ SONRASI YEME BOZUKLUKLARI: GENEL YAKLAŞIM

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Diyabette Beslenme. Diyabet

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

Kanser tedavisi sırasında sağlıklı bir diyet hemen hemen başka zamanlardakiyle aynıdır. Her gün çeşitli gıdalar yemeniz gerekir.

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI ÇAPRAZ BAĞIMLILIK NEDİR?

KİLO KAYBI AMELİYATI VE ÇAPRAZ BAĞIMLILIK: AŞIRI YEME BOZUKLUĞUNA BİR BAKIŞ

METABOLİK-BARİATRİK CERRAHİDE BESLENME YAKLAŞIMI VE BARİATRİK CERRAHİ DİYETİSYENLİĞİ KURSU

METABOLİK CERRAHİ İLE TİP 2 DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR? (VİDEO) OBEZİTE CERRAHİSİ TİP 2 DİYABETİ TEDAVİ EDEBİLİR!

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ

DİYABET CERRAHİSİ NEDİR? NE DEĞİLDİR?

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

DİYABET DİYETİ * Diabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline dayanmaktadır. Size önerilen miktarlardaki yiyecekler günlük protein,

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME

Obezite ve Yeme Alışkanlıklarının Psikolojik Temelleri

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

Sporcu Beslenmesi Ve Makarna. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı

OBEZİTE CERRAHİSİ VE RAMAZAN AYI ÖNERİLERİ

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Damar Tıkanıklığı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir?

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

BARİATRİK CERRAHİDE EKİP ÇALIŞMASI NEDEN ÖNEMLİDİR?

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI

TÜRKİYE DE EKMEK TÜKETİMİ VE SAĞLIK İLİŞKİSİ Dyt. Elvan Odabaşı Kanar

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI SAÇ DÖKÜLMELERİ BARİATRİK BESLENME UZMANININ BARİATRİK TAKİPTEKİ YERİ VE ÖNEMİ

HIZLI ZAYIFLAMAK MÜMKÜN MÜ?

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

KARBONHİDRAT SAYIMI 1. BASAMAK. Uz. Dyt. Ceren Yolaçan İşeri

Tarifname OBEZİTEYİ ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ BİR KOMPOZİSYON

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI REAKTİF HİPOGLİSEMİ VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

BESLENME. Doç. Dr. Ferda Gürsel

OBEZİTE CERRAHİSİ, BESLENME VE SAÇ DÖKÜLMESİ

Klinik Beslenme Günleri II-Diyabet Karbonhidrat Sayımı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

UZMAN GÖRÜŞLERİ. Tavuk Etinin Optimal Beslenmedeki Yeri ve Önemi

YETERLİ DENGELİ BESLENME

DiYABET VE BESLENME N M.-

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!

OBEZİTEYE BAĞLI UYKU APNESİNE ÇÖZÜM CERRAHİ! AKŞAM GAZETESİ

Transkript:

OBEZİTENİN FARKLI ALT-TİPLERİ VE YENİ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI Farklı obezite tipleri için farklı şekilde tedaviler gerekli olabilir. Tıp dünyası obezitenin bir hastalık olduğunu daha yeni yeni kabullenmeye başladı. Ama bütün meslek hayatlarını obeziteye adamış olan bilim insanları bu arada yollarına devam ettiler ve obezitenin farklı alt-tiplerinin büyük bir olasılıkla farklı tipte tedavi gerektirdiğini anlamaya çalışıyorlar. Alison Field ve meslektaşları Journal of the American Medical Association (JAMA) da bu çabalara ilişkin düşündürücü bir bakış açısı yayınladılar. Obezitenin farklı alt-tiplerini tanımlama ve anlama konusunda henüz işin çok başında olsalar da, Field ve arkadaşları bunlardan birkaçını belirledi: 1. 2. 3. 4. 5. 6. Yüksek insülin Salgılama: İnsülin salgılaması obezite tedavisinde kişinin düşük yağ içeren bir beslenme rejimine gösterdiği tepkiyle ortaya çıkıyor. Yüksek insülin salgılayan kişilerin, yağ oranı düşük tutulan bir diyette kilo kaybına karşı daha fazla direnç gösterdikleri anlaşıldı. Karın tokluğuna karşı düşük bir tepki: FTO geni ile ilişkili en düşük obezite riski olan çocukların bu genin yüksek riskli tipleri olan çocuklara kıyasla, tokluk sinyallerine daha iyi tepki gösterdikleri anlaşıldı. Bu şekilde, bu genin düşük riskli tipi, aşırı yemeye karşı koruma sağlıyor. Bu korumaya sahip olmayan insanlarda, özellikle telafi edici tedaviler yararlı olabilir. Yiyecekle ilgili işaretlere yüksek tepki verme: Yiyecek görüntüsü ve kokusu, obeziteye karşı direnci olan kişilere kıyasla aşırı kilolu bazı insanlarda daha yüksek tepki oluşturur; yeme arzusu ve ağız sulanması gibi. Abur cubur yemek için öğrenilmiş tercih: Kalorisi, yağ, şeker ve tuz oranı yüksek abur cubur yiyecekler için öğrenilmiş tercihler, insan hayatının erken döneminde gelişir. Bu risk faktörünü ele alırken kişiye özel davranışla ilgili müdahaleler yararlı olabilir. Aşırı yeme veya Yemek Bağımlılığı: Aşırı yeme veya yemek bağımlılığı, etkilenen kişilerin ihtiyaçlarına göre özel tedavi gerektiren, obezite ile ilişkili iki birbirinden bağımsız ama muhtemelen ilişkili durumdur. Faaliyetlerden Kaçınma veya Dinlenme İsteği: Fiziksel aktivite ve hareketsiz faaliyetlerle ilgili elde edilen güç ve destek değerinin, kişinin fiziksel aktiviteye katılımı ve obezite riski üzerinde önemli ölçüde etkisi olduğu gösterilmiştir. Fiziksel aktiviteden elde edilen güç ve destek doğal olarak kişiden kişiye değişmektedir. Kırk yıldan daha uzun bir süre önce, Kansere Karşı Savaş ın başında, onkoloji uzmanları farklı tipte kanserler ve aşamaları hakkında bilgi sahibiydiler. Kanserin alt-tiplerini anlayabilme, o günlerden beri patlama gösterdi ve genomik veya kişiselleştirilmiş tıbbın ortaya çıkmasıyla gelişmeye devam ediyor. Benzeri yaklaşımlar, diğer kronik hastalıklarda da benzeri yaklaşımlar daha etkili tedavilerle sonuçlandı ama obezite için henüz aynı şeyi söylemek mümkün değil. Obezite Ameliyatlarının Longutidinal Değerlendirmesinden Veriler (LABS) çalışması bazı kişilerin obezite ameliyatlarına tepkilerinin diğerlerine kıyasla çok daha iyi olduğunu gösteriyor. Şimdi sorun, tepki gösterenlerin kimler olduğunu, neden tepki verdiklerini anlamak ve daha iyi sonuç alabilmek için tedavileri kişiselleştirebilmek. Bu konuyu hakkındaki çalışmalar tüm hızıyla devam etmektedir.

Doç. Dr. Halil Coşkun OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR! Yeni araştırmalar, kilo kaybı ameliyatının vücut yağlarının beyin üzerindeki olumsuz etkilerini tersine çevirdiğini gösteriyor. Aşırı yağ sadece vücudunuzda değil, beyninizde de ağırlık yapıyor! Obezite vücuttaki çoğu organa zarar veriyor. Yeni araştırmalar bu organlar arasında beynin de olduğunu gösteriyor. Dahası, araştırmacılar aşırı yağlardan kurtulmanın beyin fonksiyonlarını da iyileştirerek aşırı kiloların olumsuz etkilerini tersine çevirdiğini ortaya koydu. Obezite Cerrrahisi geçiren kişiler üzerinde yapılan yeni araştırma, bu prosedürün beyin üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösterdi, ama başka araştırmalar egzersiz gibi daha az invazif kilo verme stratejilerinin de vücut yağları ile ilgili olduğu düşünülen beyin hasarını tersine çevirebildiğini gösterdi. Bu şunun için önemli: Obez kadın ve erkeklerin Alzheimer hastalığına yakalanma ihtimalinin, normal ağırlığa sahip kişilere kıyasla %35 daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Bazı araştırmalar vücut yağlarının beyindeki bazı proteinleri artırdığını, bunun da kişinin bu hastalığa eğilimini artıran bir dizi olayı tetiklediğini gösteriyor; fareler üzerinde yapılan diğer araştırmalar da, yağ hücrelerinin interleukin 1 adında bir madde salgıladığını ve bu maddenin beyinde şiddetli enflamasyon ile birlikte tıkanmaya yol açabildiğini gösterdi. Kısa bir süre önce yapılan bir araştırmada bir araştırmacı ekibi, obezite operasyonu geçirmek üzere olan 17 kadının beynini inceledi ve bu kadınların beyinlerinin, kontrol grubundaki normal ağırlığa sahip kadınların beyinlerine kıyasla daha hızlı metabolize ettiğini buldu. Kadınlara hem operasyondan önce hem de sonra, kognitif fonksiyon testleri yapıldı. Sonuçlar, operasyondan sonra obez kadınların bıçak altına yatmadan önce görülen sorunlu beyin faaliyetlerinde iyileşme olduğunu ve kognitif fonksiyon testlerinde, özellikle planlama ve organizasyon sırasında kullanılan uygulama fonksiyonunda daha başarılı olduklarını ortaya koydu. Bulgular, yağ kaybının, yağların beyin üzerindeki kötü etkileri de tersine çevirdiğini gösteriyor. Yazarlar makalelerinde obez kişilerin uzun vadeli beyin metabolik faaliyetinin, yani beyinlerinin şekeri işleme şeklinin kognitif zayıflamayı hızlandıran veya ona katkıda bulunan yapısal zarara sebep olabileceğini yazıyorlar. Araştırmacılar hâlâ vücut yağlarının beyin üzerindeki tam etkilerini anlamaya çalışıyorlar, ama bir teoriye göre, bu bir olaylar zincirine yol açıyor. Örneğin, ensülin direnci Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklarla ilişkilendiriliyor, çünkü ensülin direnci yağ asitleri, enflamasyon ve

oksidatif stres ile ilişkilendirildi. Ensülin direnci, obezitenin sebep olabileceği bir metabolik bozukluk. Diğer teoriler ise, belli türde yağların etkileriyle ilgili. Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) vücuda en çok zarar veren yağ türü olan iç organ yağlarının kişide ensülin direnci oluşması ihtimalini arttırdığına ve buna ek olarak karın yağlarının kavramayı da engelleyen stres hormonları üretebileceğine işaret ediyor. Diğer araştırmalar, stres hormonlarının açlık sinyallerine bağlı olduğunu ve bu gibi bozulmaların kişinin açlık ve tokluk hissini değiştirerek obeziteye katkıda bulunabileceğini gösteriyor. NIA nın Epidemiyoloji, Demografi ve Biyometri Laboratuvarının Nöroepidemiyoloji bölüm şefi Dr. Lenore Launer bir NIH açıklamasında, Vücut yağları hakkındaki anlayışımız arttıkça, karın yağının tek başına hastalık oluşturan bir organizma olduğu daha açık ortaya çıkıyor, dedi. Enflamasyon, vücut yağı ile beyinle ilgili hastalıklar, hatta depresyon dâhil çeşitli bozukluklar arasındaki ilişkinin sebebi olarak gösterilmeye devam ediyor. Adipoz dokusu olarak da anılan vücut yağının, enflamasyona sebep olan maddeler oluşturduğuna inanılıyor, bu da onun tahriş etmesinin başlıca yollarından biri olabilir. İşin özü, aşırı vücut yağının vücut üzerindeki etkileri uzunca bir liste oluşturuyor ve bunlardan hiçbiri de iyi değil. Ama işin iyi tarafı, bu aşırı vücut yağlarından kurtulmak, onun beyinde bıraktığı olumsuz etkileri de tersine çevirecektir. Ama elbette herkesin bıçak altına yatması da gerekli değil. * Bu makale TIME dergisinden düzenlenerek alınmıştır. Doç. Dr. Halil Coşkun BARİATRİK CERRAHİ İLE BESLENME KOMPLİKASYONLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ Bariatrik cerrahi ameliyatı sonrasında önerilen beslenme kriterlerine uyulmadığında beslenme yetersizliği ile karşılaşalabilir. Vitamin-mineral suplementleri ve besin değeri yüksek besinler, ameliyat sonrası hem kişinin sağlığı açısından hem de başarılı kilo kaybı için oldukça önemlidir. Bariatrik cerrahi hastaları, ameliyattan sonraki süreçte proteinden zengin diyet uygular, hekiminin önerdiği vitamin-mineral suplementlerini kullanır ve rutin tetkiklerini yaptırırsa olası beslenme komplikasyonları ile karşılaşma riskini en aza indirmiş olur. Opreasyon sonrası kişiler, başlangıçta kendilerine önerilen yaşam tarzı değişikliklerini hayatlarına dahil etmek de zorlansalar da; bunu başardıkları takdir de neredeyse tüm sağlık problemlerinin temelinde yatan obeziteyi ortadan kaldırmış olacaklardır. Öneriler ile sağlık için minimum risk, kilo vermede maximum başarı kaçınılmazdır!

Ameliyat Sonrası Beslenme Komplikasyonlarını Önlemede Altın Kurallar 1- Vitamin-Mineral Suplementlerini Hergün Düzenli Olarak Kullanın! Hekimin önerdiği besin destekleri önerilen dozda ve düzenli olarak kullanılmalıdır. Unutmayınız ki sadece kilo verme döneminde değil, başarılı kilo kaybı sonrasında da olası sağlık problemlerini önlemek ve enerjik olabilmek için bu destek ürünler yaşamınız boyunca size eşlik edebilirler. 1. Rutin Check-up Yaptırın! Beslenme yetersizliği genellikle kısa sürede kolayca fark edilebilmektedir. Fakat önemsenmemiş yada tedavi edilmemiş beslenme yetersizlikleri ciddi komplikasyonlara ve kalıcı hasarlara neden olabilir. Düzenli olarak randevularınıza (doktor, diyetisyen, psikolog gibi) gitmeli ve rutin tetkiklerinizi yaptırmalısınız. 2. Sağlıklı Diyetinizi Sürdürünüz! Ameliyat sonrası en önemli besin öğesi proteinlerdir. Öncelik her zaman proteinler olmalı, günlük en az 60 gr protein aldığınızdan emin olunuz. Mevsimine uygun sebze ve meyveler, kontrollü olmak koşulu ile tam tahıllı ürünler de günlük beslenmenizde yer almalıdır. 3. Sinyal ve Semptomların Farkında Olun! Eğer kendinizde fark ettiğiniz bir değişiklik/semptom olduğunda mutlaka hekiminizin yorumunu alınız. 4. Sizi Destekleyenler ile Aktif Kal! Sizi anlayabildiğini düşündüğünüz ve sizi destekleyen kişilerle iletişimde kalın. Motivasyonunuz ameliyat sonraki sürecinizde sandığınızdan daha önemli. Düzenli vitamin ve mineral suplementi kullanmak, protein ağırlıklı beslenmek ve rutin check-up yaptırmak, bariatrik cerrahi sonrasında sağlıklı ve fit bir yaşamın temel anahtarlarını oluşturmaktadır. * Bu makale wlshelp.com Kerri Seidler den kaynak alınarak hazırlanmıştır. Uzm. Bariatrik Dyt. Nazlı Acar OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI BESLENME: GLİSEMİK İNDEKS NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR? Ekmek, pirinç, makarna, kahvaltılık gevrekler, süt ve süt ürünleri, meyveler ve sebzeler günlük

diyetin bileşenleridir. Bu bileşenlerin her biri karbonhidrat içerir ve enerji sağlar. Fakat bazı karbonhidratlar vardır ki en iyiler olarak belirtilebilir. İyi karbonhidratlar ile beslenmek kilo kontrolüne yardımcı olduğu gibi kronik hastalıkların (diyabet, kalp hastalıkları ve bazı kanser türleri) riskini de azaltmaktadır. İyi karbonhidratları almanın en iyi yolu GLİSEMİK İNDEKSİ düşük besinleri seçebilmekten geçer. GLİSEMİK İNDEKS; tüketilen besinin referans olarak alınan (glikoz) besine göre kan şekerine olan etkisidir. Besinin glisemik indeksi ne kadar düşükse, kan şekerine olan etkisi o kadar yavaştır. Glisemik İndeks, yenilen besinlerin kan şekerini ne kadar arttırdığı ile ilgilenmektedir. Harvard Medical School uzmanları glisemik indeks katogorilerini bilmek sağlıklı bir yaşam sağlayabileceğini vurgulamaktadırlar. Diyette glisemik indekse dikkat etmek sağlığımızı pek çok açıdan olumlu yönde etkileyebilmektedir. Düşük glisemik indeks; kilo kontrolüne yardımcı olur Yüksek glisemik indeks; meme, prostat, kolorektal ve pankreatik kanser riskini arttırmaktadır Yüksek glisemik indeks; diyabet ve kardiovasküler hastalık riskini de arttırmaktadır Glisemik İndeksi Anlamak! Karbonhidratlı yiyecekler kan şekerini ve insülin seviyesini arttırırlar. Örnek 1: Bir porsiyon pirinç pilavı neredeyse basit şekerlerden glikoz gibi aynı etkiyi gösterir. Kan şekerini ve insülin seviyesini hızlıca arttırır. Örnek 2: Bir porsiyon mercimek yemeği daha yavaş ve daha uzun süreli etkiye sahiptir. Böylelikle kan şekerine ve insülin seviyesine etkisi daha geç olmaktadır. Glisemik İndeksi Kullanmak! Glisemik İndeksi (Gİ) kullanmak çok kolaydır, yüksek Gİ li besinler yerine düşük Gİ li besinleri tercih etmek gerekmektedir. Neler Tercih Edebiliriz? 1. 2. 3. Düşük Gİ besinler (Gİ<55): Pek çok meyve, sebze, kuru baklagiller, az yağlı süt ve süt ürünleri, fındık, bezelye Orta Gİ besinler (Gİ=56-69): Patates, mısır, tam tahıllı kahvaltılık gevrekler, makarna, kuskus Yüksek Gİ besinler (Gİ>70): Pirinç, beyaz ekmek, pek çok kahvaltılık gevrek, simit, hamur işleri, pek çok kraker, patates, mısır Herşeyin Ölçüsü Önemlidir! Gİ, sağlıklı besin seçimi için oldukça yararlıdır ancak düşük glisemik indeksli besinleri seçerken miktar kontrolünün de olması gerekmektedir. Örneğin; kepekli makarnanın glisemik indeksi 42 dir, eğer ki makarnayı glisemik indeksi düşük besinlerden diyerek büyük bir porsiyon yenirse kan şekerinin hızlıca yükselmesine neden olur. Ayrıca şunu da bilmeliyiz ki her glisemik indeksi düşük besin, sağlıklı besin değildir! Örneğin Cola nın glisemik indeksi 63 dür.

Aldığınız karbonhidratların Gİ değerlerini internet ortamından araştırarak rahatlıkla bulabilir ve seçimlerinizi sağlıklı ürünler yönünden yaparak beslenmenizi planlayabilirsiniz. * Bu makale Harvard Medical School Health Letter, 2012 kaynak alınarak hazırlanmıştır. Uzm. Bariatrik Dyt. Nazlı Acar BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ Saç dökülmesi de bariatrik cerrahi hastalarında sıklıkla karşılaşılan bir sorundur. Saç dökülmesi kişiyi ciddi şekilde etkiler. Kişinin daha agresif olmasına, özgüvenin azalmasına, psikolojik problemlere ve depresyona neden olabilir. Ayrıca saç dökülmesi kişi için ayrı bir stres faktörüdür. Saç Dökülmesinin Nedenleri ve Tedavisi Saç dökülmesinin yaş, cinsiyet, hastalık ve genetik faktörler gibi birçok nedeni olabilir. Bariatrik cerrahi durumu ile ilişkilendirildiğinde ise; operasyonu olmuş olan kişi vitamin ve mineral suplementlerini önerildiği şekilde ve dozda kullanmamışsa, hızlı kilo kaybetmişse, sıvı-yumuşak-katı diyet geçişlerinde zorlanmış ve uzun süre tolerasyon problemi yaşamışsa, uzun süre yeterli protein alamamışsa ciddi saç dökülmesi ile karşı karşıya kalabilir. Bariatrik cerrahi ameliyatından 3 ile 6. ay sonrası saç dökülmesi meydana gelebilir ve ameliyat sonrası 6-12 aya kadar devam edebilir. İlk 6 ayda bu esas sorun fark edilip, yapılan müdahale ile bu durum tersine çevrilebilir. Özellikle 6.ay sonrası yetersiz beslenme saç dökülmesine sebep olabilir. Yapılan müdahale saç kökleri için çok yararlı olamasa da en azından saçın tekrardan büyüyebilmesi için yardımcı olmaktadır. Saç dökülmesi ile özelikle protein, demir, çinko, elzem yağ asitleri, B12 vitamini ve biotin ilişkilendirilmektedir. Protein Protein-Enerji yetersizliği saç dökülmesini arttırmaktadır. Protein yetersizliği; hipoalbuminemi, kas kitlesinde azama, güçsüzlük ve kellik ile doğrudan ilgilidir. Bariatrik cerrahi ameliyatı geçirmiş olan kişiler ilk bir yıl en fazla 800 kalori tüketebilmektedirler. Dolayısı ile alınan enerjinin az oluyor olması kişileri en kaliteli protein alımına yönlendirmelidir. Bariatrik cerrahi hastaları en az 60 gr yüksek kalitede protein almalılardır. Bu protein miktarı ilk ayından sonra arttırılmalı kadınlarda günlük en az 80 gr, erkeklerde ise 100 gr protein olmalıdır.

Elzem amino asitlerden Lizin yetersizliği de saç dökülmesi ve kellikle ilişkilendirilebilir. Lizinin özellikle demirle birlikte vücutta var oluşu saçların sağlıklı olarak uzamasında önemli rol oynamaktadır. Alınan proteinlerin yüksek kalitede olması saç dökülmesini engellediği gibi eğer ki yetersiz protein alımı gerçekleşiyor ve saç dökülme durumu giderek artıyorsa uzmanınızın kontrolü altında 1.5-2 gr/gün L-lizin takviyesinde fayda vardır. Demir Demir saç dökülmesi ile en ilişkili mineraldir. Obezite cerrahisi ameliyatı sonrasında azalan porsiyonlar ile alınması gereken demir mineralinin yeteri kadar alınamaması, demir emiliminin azalması gibi nedenler saç dökülmesine sebep olabilmektedir. Özellikle kadınlarda demir eksiliği yaygın olarak görülmektedir. Kadınlarda özellikle serum Ferritin düzeyi 40 Ig altında ise ciddi oranda saç dökülmesi görülebilir. Yapılan çalışmalarda düşük serum ferritin düzeyi ve hemoglobin düzeyinin saç dökülmesi ile ilişkili istatiksel açıdan anlamlı bulunmuştur. Yapılan araştırmalarda, serum ferritin düzeyi düşük olan kadınlarda 6 ay boyunca günlük 72 gr demir suplementi ile 1.5 gr L-lizin alımı saç dökülmesinde %39 azalma sağlarken aynı zamanda serum ferritin düzeyinin de yükselmesine yardımcı olmuştur. Saç dökülmesini önlemek için tavsiye edilen demir suplementi: 320 mg Ferrous Fumarate ve Gluconate yada iki günde bir 65 mg elementel demir (yaklaşık olarak intestinal sistemden %25 i emilir). Parenteral infuzyon, demir suplementi kullanmayan, anemi tanısı almış yada hemoglobin seviyesi 11g/dl altında olan inatçı bariatrik cerrahi hastaları için önerilmektedir. Biotin Biotin yetersizliği saçta depigmentasyona yada kelliğe sebep olabilmektedir. Bu vitamin saç kökleri için de önemli role sahiptir. Biotin takviyesinin saç dökülmesini önlediği gibi saçın sağlıklı olarak uzamasına da yardımcı olduğu düşünülmektedir. 2001 yılında Brunginsky nin yapmış olduğu çalışmada obezite cerrahisi geçirmiş 118 kadın hastanın %17 sinde kellik olduğu kanısına varılmış, bu kadınların bazı besin öğelerini (folik asit, retinol, posa, C vitamini ve biotin) yetersiz aldıkları belirlenmiştir. Bu nedenle 30 gün boyunda kadınlara 100 mcg biotin ve vitamin suplenmenti kullanılmış ( folik asit, inositol, kolin, B komplex vitamin). Belirlenen periyod sonunda saç dökülmesinde %100 olumlu sonuç elde edilmiş ve asıl etken maddenin biotin olduğu vurgulanmıştır. Günlük 1-2 mg Biotin takviyesi, saç dökülmesi için klinik çalışmalarla desteklenmektedir. Biotinin güvenilir alım düzeyi ise 2.5 mg/gün dür. Çinko Vücutta yüzlerce fonksiyonu olan Çinko nun saçın sağlıklı olarak uzamasında, saç dökülmesinde yada kellik durumunda da önemli bir etkendir. Çinko yetersizliğinde büyüme geriliği, ishal, kellik, deri lezyonları, iştah kaybı gibi problemlerle karşılaşılabilir. Saç dökülmesi için 15 mg/gün çinko (chelate) takviyesi önerilmektedir. Maximum çinko 40 mg/gün dür. Uzun süre 50 mg ve üzerinde çinko kullanımı bakır yetersizliğine de sebep olabilir.

Elzem Yağ Asitleri Yapılan bazı çalışmalar Gastrik Bypass ameliyatı sonrası elzem yağ asitlerinden Linoleik asit ve Linolenik asidin yetersizliği ile karşılaşabilir olduğu vurgulamaktadır. Özellikle gastrik bypass, duodenal switch ameliyatları sonrasında gün içinde tüketilen yağların %28 i emilebilmektedir. Ameliyat sonrası gastrik bypasslı hastalara 15 ml keten tohumu yağı kullanmaları tavsiye edilmektedir. Linolenik asidin günlük alınması gereken miktarı; günlük alınan enerjinin %0.5-1 i linoleik asidin ise %3-5 idir. Bunlar neticesinde 2 kapsül (1-2 gr) keten tohumu yağı takviyesi ile 2 yemek kaşığı saf zeytinyağı tüketmeniz, almanız gereken elzem yağ asitlerini karşılamanıza yardımcı olacaktır. Vitamin B12 İleumdan emilen ve emilimi için hidroklorik asit ve intrinsik faktöre ihtiyaç duyan B12, özellikle gastrik bypass ameliyatı sonrasında azalan hidroklorik asit ve intrinsik faktör nedeniyle yetersizliği ile karşılaşılmaktadır. Brolin nin yapmış olduğu çalışmada bariatrik cerrahi ameliyatından sonraki ilk bir yıl B12 yetersizliği ile karşılaşılmış. Bu ameliyatı olmuş kişilerin saçlarında pigment değişiklikleri gözlenmiş ve yapılan B12 takviyesi ile de bu problemin ortadan kalktığı gözlenmiştir. Günlük 350-500 Ig/gün oral B12; intramuskuler olarak ise 1000 Ig/aylık B12 takviyesi önerilmektedir. Tavsiyeler Saç dökülmesi şikayetlerinizin azalması yada olmaması için; ameliyat tipinize göre; hekim kontrolünde ameliyattan 6 ay sonra şu protokolü izleyebilirsiniz! Kadınlar 80 gr/gün, erkekler 100 gr/gün protein almalıdır. Bunlara ek olarak 15 mg keten tohumu yağı, 2.5 mg biotin, 1-2 kapsül multi vitamin-mineral suplementi, 350-500 Ig/gün B12 (crystalline), 320 mg ferrum (fumarat yada glukonat) yada 65 mg elementel demir iki günde bir kullanılabilir. (Multivitamin ve mineral içinde çinko olduğu düşünülmüştür) * Bu makale Bariatric Times. 2010;7(11):18 20 yazısı kaynak alınarak hazırlanmıştır. Uzm. Bariatrik Dyt. Nazlı Acar BARİATRİK CERRAHİ SONRASI PSİKİYATRİK PROBLEMLERE GENEL YAKLAŞIM VE ÖNERİLER

Bariatrik cerrahi hastalarında depresyon varlığının cerrahi sonuçları üzerine etkisi ile ilgili araştırmalar bulunmaktadır. Bu çalışmaların pek çoğu cerrahi öncesi depresif semptomların varlığının kısa dönemdeki cerrahi sonrası sonuçlara etkisi incelenmiştir. Sendromal düzeydeki depresyonun ya da diğer psikiyatrik bozuklukların cerrahi sonrası seyri değiştirip değiştirmediği ile ilgili veriler tutarsızdır. Kalarchian ve arkadaşları yaşam boyu duygudurum veya anksiyete bozuklukları varlığının, hastaların cerrahi sonrası kısa dönem izleminde daha az miktarda kilo vermeleri ile ilişkisini ortaya koymuştur. Hastalar cerrahi sonrası belirgin olarak hala kilolu bile olsalar bedenleri ve kiloları ile ilgili olumsuz algıları da azalmaktadır. Ancak bazı hastalar yine de özellikle derideki sarkmalardan dolayı bedenlerine yönelik olumsuz uğraşlarını sürdürebilirler. Popüler bir konu olarak bariatrik cerrahi sonrası bazı hastalarda alkol kötüye kullanımı veya kumar, kompülsif alışveriş veya kompülsif seks gibi bağımlılık ile ilişkili dürtüsel bozukluklarda artış olduğuna dair vaka bildirimleri mevcuttur. Buna rağmen bu konuda kanıta dayalı çalışma henüz bulunmamaktadır. Yine de bariatrik cerrahi sonrası özellikle alkol ve madde bağımlılığının izlenmesini gerekli kılan mantıklı sebepler vardır. Öncelikle bariatrik cerrahi adaylarının alkol ve madde kullanım bozukluklarının yaşam boyu görülme oranları yüksek, fakat cerrahi öncesi mevcut durumdaki oranları ise düşüktür. Bu durum sigorta şirketleri nezdinde alkol ve madde bağımlılığının ameliyat için bir kontrendikasyon kabul edilmesi sebebiyle hastaların durumlarını gizlemeleri ile ilişkilendirilmiştir. Öte yandan bağımlılık pek çok bariatrik cerrahi merkezinde en önemli kontrendikasyon olarak algılanmaktadır. Ayrıca gastrik bypass alkol metabolizmasını değiştirerek alkolün etkilerini arttırabilir, bu da bu grup hastalarda içme davranışını daha yakından izlemeyi gerekli kılmaktadır. Her ne kadar bariatrik cerrahi hastalarının diyabet, kalp hastalıkları ve kansere bağlı nedenlerden ölüm oranları düşükse de bu grup hastaların diğer ağır obezite hastalarına göre daha yüksek oranda intihar ettiği bildirilmiştir. Suisid oranlarındaki bu artış daha önce mevcut psikiyatrik hastalıkların daha yüksek oranda gözükmesiyle açıklanabileceği gibi, bariatrik cerrahinin aşırı obez bireylerin yaşamları üzerine etkisiyle de açıklanabilir. Bu durumun izahı için uzun ve kısa dönemli takip çalışmalarıyla incelenmeye ihtiyacı vardır. Bu bilgiler ışığında bariatrik cerrahi hastalarının gerek cerrahi işlem öncesi gerekse cerrahi sonrası izlemde, yeme bozuklukları, duygudurum bozuklukları, madde kullanım bozuklukları ve diğer psikiyatrik bozukluklar açısından rutin olarak değerlendirilmeleri ve daha ciddi semptom bildiren hastaları değerlendirme ve tedavi için psikiyatriye yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu hastaların psikiyatrik ve psikososyal yönden dikkatle ele alınması, bireysel olarak yaşam kalitesini arttırdığı gibi ameliyat sonrası kilo verme üzerine olumsuz tesirleri engellemesi bakımından da önemli bir husustur. Halbuki uygulamada psikiyatrik değerlendirmelerin pek çok merkezde klinik görüşme ya da çoğu yarı yapılandırılmış ölçeklerle yapıldığı sadece %18 inin yapılandırılmış görüşmeler ve ölçekler kullandığı bildirilmiştir. Bu makale ile bariatrik cerrahi ile psikiyatri ilişkisinde önemli olan unsurlara genel bir bakış sağlanmıştır. Ağır obezitenin gittikçe artan yaygınlığı ve cerrahi dışı kilo verme tekniklerinin yetersiz olması nedeniyle obezitesi olan hastalara cerrahi yöntemlerin uygulanması giderek artmaktadır. Bariatrik cerrahi halen obezite tedavisinde kilo verdirmede en etkili tedavi yöntemidir. Hastaların pek çoğu cerrahi sonrasında dikkate değer miktarda kilo verir ve verdiği bu kiloyu

sürdürür. Bu durum hastaların mortalitesini azalttığı gibi gerek fiziksel gerekse psikiyatrik komorbiditeyi de azaltır. Ne yazık ki bu etkileyici sonuçların sağlanamadığı hastalar da olabilmektedir. Özellikle bu grup hastalardaki iyi sonuçlar elde edilememesi durumu cerrahinin başarısızlığından ziyade psikiyatrik ve psikososyal etkenlerle ilişkilendirilmektedir. Bu yüzden ruh sağlığı uzmanları bariatrik cerrahi hastalarının değerlendirilmesinde temel bir role sahiptirler. Cerrahi işlemin başarısının ne ile ölçüleceği üzerine yapılan tartışmalar, artık sadece kilo vermenin tek başına bir kriter olmadığını, hastaların psikiyatrik ve psikososyal durumu ile yaşam kalitesindeki iyilik hallerinin başarının değerlendirilmesinde önemli bir kriter olduğunu göstermektedir. Bir cerrah obezite cerrahisi için hastayı değerlendirirken hastasının genel sağlık durumunu saptar ve ameliyatın hangi hastalar için riskli hangi hastalar için gerekli olduğu konusunda karar verir. Ameliyat öncesi psikiyatrik değerlendirme ise psikososyal risk faktörlerinin belirlenmesine ve bu bilgilerin hem cerraha hem hastaya sunulması ile mümkün olan en iyi sonucun alınmasına yardımcı olur. Cerrahi öncesi psikiyatrik değerlendirmede standart olmadığı gibi cerrahi sonrası yapılacak psikolojik müdahalelerden hangisinin en uygun ve etkili olarak cerrahi sonuçlarını olumlu yönde etkileyeceği ile ilgili fikir birliği bulunmamaktadır. Bununla birlikte ameliyat öncesi değerlendirme sıklıkla, davranışsal bilişsel, duygusal, gelişimsel alanları kapsar. Ayrıca hastanın mevcut yaşam stresleri, ameliyatla ilgili motivasyonu ve beklentileri de değerlendirilmelidir. Ameliyat öncesi sorunlu psikososyal faktörlerin ve psikiyatrik durumların tespit edilmesi ve bu problemli alanların tedavisi veya düzeltilmesi hastanın cerrahiden elde edeceği faydayı arttırmakta etkili olmasının yanı sıra cerrahın da bu durumlarla ilgili farkındalığının artması ile hastayı daha iyi anlaması tedavi sürecini daha olumlu yönetmesini sağlaması bakımından önemli bir durumdur. Problemli alan tespit edildiğinde yapılacak müdahaleler; farmakolojik girişimler, psiko-eğitim, cerrahi sonrası potansiyel engelleri ele almak için psikoterapi, beslenme danışmanlığı, cerrahi sonrası yakın izlem ve obezite cerrahisi destek grubuna katılıma teşvik gibi yöntemlerden biri veya daha fazlası olabilir. Bütün bu durumlar göz önüne alındığında bariatrik cerrahi hastalarında cerrahi öncesi değerlendirme, içinde ruh sağlığı çalışanının da bulunduğu multidisipliner bir ekip tarafından yapılması gerekmektedir. Yrd. Doç. Dr. Güzin Elbüken Sevinçer Neuropsychiatric Research Institute, Fargo, North Dakota, ABD * Bu makale Güzin Sevinçer ve ark. tarafından Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2014; 6(1):32-44 dergisinde yayımlanmış ve buradan alıntı yapılmıştır.