Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi S:2013-4 İklim Değişikliği ve Çevre Temmuz Bülteni Hazırlayan: Ali Osman KILINÇASLAN ETK Uzman Yardımcısı
İçindekiler Obama, İklim Değişikliği Planını Çin Olmadan Neden Başaramaz?... 3 Dünya Bankası Kömür Santrallerinin Finansal Desteğini Sınırlıyor... 4 Çin in Karbon Emisyonları 2025 te Zirve Yapabilir!... 4 Fatih Birol a Göre İklim Değişikliğinin Avrupa nın Gündeminde Alt Sıralara İnmesi Kötü Bir Haber... 5 Havacılık emisyonlarını azaltma anlaşması görüşmelerinde sona geliniyor... 6 2
Obama, İklim Değişikliği Planını Çin Olmadan Neden Başaramaz? Habere göre; ABD dünyanın en fazla karbon salan ülkelerini ikna etmediği müddetçe, ABD nin emisyonları azaltma yönünde çabaları çok fazla anlam ifade etmeyecektir. Obama Kongrenin yardımı olmadan iklim değişikliği ile mücadele edebilmek için bir iklim değişikliği planı dizayn etti çünkü kongre cap and trade mevzuatı konusunda tartışmalar ile tv reklamları gibi sürekli kesintiye uğratılıyor olsa da, belki bu konuda Capitol Hill de geçici bir çözüm bulunabilecekken ne yazık ki Çin için aynı şey söylenemez. Acı gerçek ise dünyanın en çok emisyon salan ülkelerinin bir birlikteliği olmadan, ABD nin küresel ısınmayı engellemek adına yapacağı çalışmaların çok fazla önemi olmayacağıdır. Hızlı ekonomik büyümesini bol miktarda kömürle güçlendiren Çin, 2011 için ABD Enerji Bilgi İdaresine (U.S. Energy Information Administration ) göre toplam küresel emisyonların çeyreğinden daha fazlasından sorumludur. 2011 yılı Küresel Karbon Dioksit Emisyonları (U.S. Energy Information Administration ) ABD emisyonları 2005 yılından itibaren azalırken, Çin emisyonları, artan fabrikaları ile doğru orantılı olarak artmaya devam ediyor ve Rhodium Grubunun tahminine göre geçen sene yaklaşık yüzde 3,4 artış oldu. Enerji den Kaynaklanan CO2 Emisyonları.(Milyar Ton) (Çin ve ABD karşılaştırması) 3
Bu nedenle Obama nın İklim Değişikliği Planı nın uluslararası bir anlaşmaya ihtiyacı olduğu kesindir. Çin ve en az onun kadar hızlı gelişen başka bir ülke olan Hindistan ı ikna etmek emisyonları azaltmak için ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir yere sahipken bu noktada gelişen dünyanın kendini petrol ve kömürden arındırmasına ikna edilmesi de oldukça önemlidir. Böyle bir anlaşma ise 2015 yılında Paris te gerçekleşebilir. Obama Kongre konuşmasında Bizim ihtiyacımız olan bunu başarma hırsı olan bir anlaşmadır şeklinde konuşurken, tabii ki yapılacak bu anlaşmanın esnek olmasının gerektiğini bunun nedeninin ise farklı ülkelerin farklı ihtiyaçları olduğunu da eklemeyi unutmadı. Dünyanın Çin i bir an önce durdurması gerekiyor böylece bizde (ABD olarak ) Obama nın planına tekrar geri dönebiliriz. Uluslararası bir anlaşma yapma konusunda son çabalar, ülkelerin dürüst davranmaması ve buna ABD nin kendi enerji savurganlığını dizginlemek istememesi de dahil olunca iyice raydan çıktı. Biz (ABD olarak ) önemli bir gelişmeyi yurt içinde başlatabilsek Çin in bizim çabalarımızı küresel manaya taşımakta yardım etmeyeceğini düşünmek için ortada bir sebep görülmektedir. Dünya Bankası Kömür Santrallerinin Finansal Desteğini Sınırlıyor Dünya Bankası dünyada iklim değişikliğine dikkat çekmek için kömür santrallerine olan finansal desteğini sınırlamayı planlıyor. Bu hamle 39 sayfalık bir Strateji Belgesi ile ayrıntılı bir rapor haline getirildi. ABD başkanı Obama ise, İklim Önemler paketinin bir parçası olarak ABD nin deniz aşırı ülkelerindeki kömür santrallerine olan yatırımlarını azaltacağını ve çok taraflı bankaların da aynısı yapması konusunda çağrıda bulundu. Rapora göre Dünya Bankası müşterilerine kömür santrallerinden sürdürülebilir enerjiye geçiş için alternatifler sunarak onlara yardımcı olacak. Banka kömür santrallerine olan desteği azaltacak fakat özel durumlarda yani başka enerji kaynağı mümkün değilse ya da temel enerji ihtiyaçları karşılayacak başka bir enerji kaynağı yoksa destek verebilecek. Dünya Bankası yazıya göre kendini Uluslararası Elektriğe Ulaşım ve Güvenli Konut Yakıtları, Küresel Enerjide Yenilenebilir Enerjinin iki kat artırılması ve Enerji Verimliliğinde gelişimin iki kat artırılması Substanible Energy For All (SE4ALL) (Herkes için Sürdürebilir Enerji ) hedeflerine yardım etmeye adamış durumdadır. Rapora göre eğer kömür devreden çıkartılabilirse doğalgaz bu süreçte önemli bir rol oynayabilir. http://www.theatlantic.com/business/archive/2013/06/why-obamas-climate-change-plan-ishopeless-without-china/277220/ http://www.business-standard.com/article/international/world-bank-plans-to-limit-financing-ofcoal-fired-power-plants-113062700090_1.html Çin in Karbon Emisyonları 2025 te Zirve Yapabilir! Bir grup önde gelen Çinli İklim Değişikliği uzmanına göre Çin in emisyonlarını ekonomiye herhangi bir zarar vermeden 2025 yılında pik noktasına ulaşmasını garanti etmesi gerekiyor. İklim Politikası nda yayınlanan bir makaleye göre; Çin eğer kirliliği önlemek için ek adımlar atarsa 2009 yılında dünya liderleri tarafından tartışılan 2 derece hedefi hala başarılabilir. Çin küresel sera gazı emisyonların %24 ünden sorumlu ve GSMH sı 2030 yılından önce ABD nin GSMH sını geçmesi bekleniyor. 2 derece hedefinde ulaşmak için ülkenin emisyonlarını 2050 yılında 2020 yılına göre %70 oranında azaltması gerekiyor. Yenilenebilir enerjiye ve verimliliğe büyük bir yatırıma ek olarak, yazarlar ileriki yıllarda ekonomiye zarar vermeyecek, sürdürülebilir ülke çapında karbon fiyatlandırma şemasının oluşturulması öneriyorlar. 4
Sonuçlar gösteriyor ki son günlerdeki ve devam teknolojik gelişmeler Çin in CO2 emisyonlarını sınırlamasını ve 2025 yılından önce zirve yapmasını sağlayabilir. Yazıya göre yenilenebilir enerji, verimlilik, nükleer enerji ve karbon yakalama ve tutma teknolojilerindeki yüksek seviyelerdeki istekler, kömür ve gaz kullanımdan artan emisyonları düşürebilir. Yazarların ek düşük karbon senaryosuna göre; 2050 yılında yenilenebilir enerji toplam elektrik üretiminde %48 paya sahipken, Güneş Santralleri 1040GW, Rüzgar Santralleri ise 930GW ile bu senaryoya dahil olmalı. Gerekli büyüklükte bir azalma, eş zamanlı ve başarılı bir şekilde düşük karbon teknolojilerinin mümkün olması ile ve uluslararası bir işbirliği ile mümkün olabileceğini söyleyen yazarlar Çin in enerji verimliliğini artırmasının ekonomik rekabetinin yükselteceğini de ekliyorlar. http://www.rtcc.org/chinas-carbon-emissions-could-peak-in-2025/ Fatih Birol a Göre İklim Değişikliğinin Avrupa nın Gündeminde Alt Sıralara İnmesi Kötü Bir Haber Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol 19. kez düzenlenen ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ile Konferansında bir konuşma yaptı. Konuşmasında dünyadaki enerji denkleminin değiştiğini ifade eden Birol bu değişimin üç nedenden kaynaklandığını söyledi. Fatih Birol bu nedenleri, Amerika, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerin hızla artan petrol ve doğal gaz üretimi, Fukuşima sonrası Avrupa ülkelerinin nükleer enerji politikalarını değiştirmeleri ve enerji verimliliği ile ilgili ciddi uygulamaların hayata geçmesi olarak sıraladı. Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Birol bununla birlikte iklim değişikliğinin ise yavaş yavaş Avrupa ülkelerinin gündemindeki üst sıradaki yerini kaybederek alt sıralara inmesini ise oldukça kötü bir haber olarak niteledi. Birol konuşmasında kaya gazından önce Avrupa ve Amerika daki doğal gaz fiyatlarının birbirine hemen hemen eşit olduğunu fakat artık Avrupa daki doğal gaz fiyatının Amerika dan beş kat, Japonya da ise Amerika'dan sekiz kat daha pahalı olduğuna dikkat çekti. Kaya gazının diğer bir etkisi olarak ise ABD nin daha önce elektrik üretiminin yüzde 50 sini sağlayan kömürün payının yüzde 35 e düşmesi ile ABD nin Avrupa ya kömür ihracatını artırmasına neden olduğuna dikkat çeken Fatih Birol bu durumun kömürün Avrupa da ucuzlamasına ve kullanımının yaygınlaşmasına neden olduğunu kaydetti. Birol un verdiği bilgiye göre yalnızca Almanya da 6 GW gücünde kömür santrali inşa aşamasında. Konuşmasında hidroelektrik santral yatırımları konusuna da değinen Birol şu şekilde konuştu; Hidroelektrik santraller meselesi bütün dünyada bir sorun, sadece Türkiye de değil. Mevcut projeye göre tartışmak lazım, mevcut projeler mesela bugün Avusturya da, Finlandiya, Norveç te, Kanada da, birçok ülkede HES var, küçük veya büyük, çevreye o bölgeye zarar vermeden ya da zararı belli bir şekilde kompanse ederek bunu başardılar ve şu anda o dediğim ülkelerde, Norveç te yüzde 90 ı elektriğin HES ten geliyor. O bakımdan, ben HES lerde kategorik olarak hayır demeyi, evet demeyi de doğru bulmuyorum. Olumlu olarak yaklaşıp onun yarattığı lokal sorunlar nasıl çözülebilir diye düşünüyorum. Birçoğu ülke ekonomisine ciddi katkılarda bulunabilecek bir yapıya sahip, ama mutlaka negatif etkileri neler olabilir diye de düşünmek gerekiyor. http://www.yesilekonomi.com/iklim-gundemden-dusuyor 5
Havacılık Emisyonlarını Azaltma Anlaşması Görüşmelerinde Sona Geliniyor Tüm dünyada havacılıktan kaynaklanan sera gazı emisyonlarındaki artışın önüne geçmek için süren diplomatik temasların yoğunlaştığı bildirildi. AB ve ABD'li yetkililer, olası bir ticari savaş riskinin önüne geçmeye çalışıyor. Avrupa Parlamentosu'nun Alman üyesi Peter Liese başkanlığındaki bir heyet geçtiğimiz hafta ABD'li yetkililerle görüşmek için Washington'a gitti. Birleşmiş Milletlerin sivil havacılık kurumu Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), Eylül ayına kadar küresel havayolu taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonlarındaki artışın önüne geçmek için piyasa temelli bir teklif sunacak. ICAO'nun girişiminin başarısız olması halinde AB'nin emisyon ticaret sistemini (ETS) tüm dünyadaki havayolu şirketlerine uygulaması tekrar gündeme gelebilecek. AB, ICAO'ya küresel bir sistem hazırlaması için süre vermiş ve 2012'de ETS'nin tüm havayolu şirketlerine uygulanmasını askıya almıştı. Liese, ICAO'nun yasanın tekrar yürürlüğe girmesinin ve ticari savaş tehditlerinin önüne geçecek bir teklifle gelmesine yüzde 50 ihtimal veriyor. Reuters'a konuşan Liese, 'Önümüzdeki altı-yedi hafta içinde ilerleme kaydedemezsek büyük bir sorunla karşı karşıya kalacağız' dedi. Liese, ICAO delegelerinin karar taslaklarını 25 Eylül'de Montreal'de başlayacak toplantılarında değerlendireceklerini, ancak teklifin yeterli derecede iddialı olmayabileceğini söyledi. 'Masadaki teklifin yeterli olmadığını açıkça belirttik' diyen Liese, Avrupalıların ancak 2020'den itibaren geçerli olacak bir uluslararası anlaşmayı kabul edebileceğini ortaya koyacağını söyledi. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), havayollarının emisyon artışını 2020 yılından itibaren diğer faaliyetleri için karbon kredileri alarak telafi etmesini öngören bir öneri sunmuştu. Havacılık sektöründe faaliyet gösteren diğer bazı gruplardan da bu öneriye destek gelmişti. Airlines for America'nın çevreden sorumlu Başkan Yardımcısı Nancy Young, piyasa temelli bir emisyon azaltma planına sektörden gelen desteğin ICAO'ya 'bir anlaşmaya varabilmek için güçlü bir ivme kazandıracağını' söyledi. Young, varılan anlaşmanın detaylı bir çerçeve olmayacağını, ancak 2016 yılında düzenlenecek bir sonraki ICAO toplantısına giden bir yol haritası olacağını belirtti. Liese, ICAO'da olası bir ticari savaşı riskini ortadan kaldırabilecek uluslararası bir anlaşmaya varılamaması halinde AB ve ABD'nin ikili bir anlaşmayı da gündeme alabileceğini söyledi. Ancak Avrupa Komisyonu'nun İklim Eylemi Genel Müdürü Jos Delbeke, Eylül ya da Ekim ayında bir karar çıkacağını düşündüğünü kaydetti. http://www.euractiv.com.tr/ticaret-ve-sanayi/article/havaclk-emisyonlarn-azaltma-grmelerindesona-geliniyor-028153 6