.. islam.. ve.. Müslüman.. Kavramları Aç1s1ndan Din-Bilim ve Siyaset ilişkilerinin Anlam

Benzer belgeler
KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

HİTİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2007 VE SONRASI MÜFREDAT PROGRAMI AKTS KODU

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri Tezli Yüksek Lisans Programı Alan Dersleri. I.

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri Tezli Yüksek Lisans Programı Alan Dersleri. I.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

"Medeniyet" Üsküdar'da tartışılacak

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR DKB

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

AKADEMİK YILI

Sosyal Bilimler Enstitüsü

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS EVRENSEL İNSANİ DEĞERLER İLH

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

İç Tehdit ve Riskler Işığında İSLAM DÜNYASININ GELECEĞİ. Hazırlayan Dr. Ahmet Emin Dağ

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

Pa Sa Ça Pe Cu. Öğle Arası. Seminer ve Danışmanlık

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Sayı : Konu: Uluslararası İslam ve Yorum Sempozyumu

TABLO-1 KPSS DE UYGULANACAK TESTLERİN KAPSAMLARI Yaklaşık Ağırlığı Genel Yetenek

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

1- Aşağıdakilerden hangisi suhuf gönderilen peygamberlerden biri değildir?

TEMEL AFET BİLİNCİ, AFET TOPLANMA MERKEZLERİ AFET HAZIRLIK MÜDAHALE KURULU NUN AMAÇLARI VE ÇALIŞMALARI

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUM VE HUKUK

TEFSİR TARİHİ VE USULÜ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Transkript:

'ISLAM' VE 'MÜSLÜMAN' KAVRAMLARI AÇlSlNDAN DIN-BILIM VE SIYASET ILIŞKILERININ ANLAMI.. islam.. ve.. Müslüman.. Kavramlar Aç1s1ndan Din-Bilim ve Siyaset ilişkilerinin Anlam Yrd.Doç.Dr.Talip ÖZDEŞ Cumhuriyet ü. llah'iyat Fakültesi lslamiyet'!n, çoqu defa bizzat kendi müntesipleri tarafndan bile doqru alglandqn söylemek gerçekten zor görünmekte, bu konuda birtakm açmazlar ve tkanklklar yaşanmaktadr. Yanlş alglama, insan-din ilişkisinde yanlş temele oturan düşünce ve davranş bozukluklarn meydana getirerek psikolojik ve sosyal problemlere, çatşmalara yol açmaktadr. Biz bugün çok boyutlu olan bu çatşmalara maruz bulunmaktayz. Insan ve toplumun manevi hayatnn temelini oluşturarak psikolojik ve sosyal hayatn etkileyen "din" gerçeqini gereksiz saymak onu ortadan kaldramaz.. Nitekim pozitif bilimlerin gelişmesiyle kaynaq ilahi olan 'dinler dahil diqer bütün geleneksel diniere insanlarn ihtiyac kalmayacaq şeklindeki paradigma, bilim ve ieknolojideki hzl gelişmelere raqmen bütün dünyada yükselişe geçen dini eqilimler karşsnda önemini kaybetmiş gözüküyor. Ancak şimdilerde önemini kaybetse de bir zamanlar Bat'da ortaya çkan birtakm felsefi düşünce ve hareketlerin din (özellikle Hristiyanlk) konusunda getirdikleri tenkid ve deqerlendirmelerin Müslüman toplumlar üzerinde hala etkili olduqunu farkediyoruz. Halbuki Islamiyel dahil her dini, kendi orijinal kaynaklarna inerek içerisinde doğup geliştiği kendisine özgü sosyal ve tadhi şartlarla beraber ele alp değerlendirmek, birbiriyle ortak yönleri bulunmakla beraber birini diğerinden ayran esasl ve özgün yönlerinin de bulunabileceqini hesaba katmak açk bir lazmedir. Bat kültürü ve tarihindeki bilim-din çalşmasnn, bu çatşmann tarihi seyrinin ve ortaya çkardq sonuçlarn genelierne yolu ile Islam kültürü ve tarihine yanstlmas zihni bir kayma eseridir. Bat 'daki bu çatşmann arkasnda bizi hiç ilgilendirmeyen yüzlerce sebep vardr. Bat'nn dinle hesaplaşmasn Müslüman aydnlar kendi dinlerinde mevcut vehmetmişler ve sonuçta kendine yabanclaşma ve kimlik kayb dediğimiz şey ortaya çkmştr. Bu yabanclaşma aydn-halk, devlet-toplum uyuşmazlğna ve toplumun belli kesimleri arasndaki kutuplaşmaya zemin hazrlamştr. Namk Kemal gibi baz aydnlar bu gelişmeye tepki gösterip yanlşlqa dikkat çekmelerine rağmen 1 Bat'nn bilim ve teknik seviyesine ulaşma özlemi ve gerçekte gösterilmesine ihtiyaç duyulan çaqdaşlaşma gayreti "modernizm" haline gelerek ideolojik bir mahiyet kazanmş ve yanlş bir mecraya sürüklenmiştir. Mehmet S. Aydn'n konuyla ilgili değerlendirmesi, problemin özünü kavrama yönüyle dikkat çekicidir: "Bilindiği gibi bilimsel faaliyet, birbiri ile bağlanfl/1 geniş ve zengin bir beşeri faaliyetler alanmm toplammdan o/uşmaktadtr. Bilginin kaynaği, değeri, yorumlanmas1, üretimi, tüketimi, almmas, safllmast gibi pek çok şey bilimsel faaliyetin içinde yer almaktadff. Bilim kültürün bir parçastdtr. Dolaytsf ile onu öteki kültür unsurlanndan a yumanm mümkün olup olmadtğt ciddi bir problem olmuştur... Az önce de işaret edildiği gibi, bilimsel faaliyet "salt bilgi üretimi"nin d1şmda birçok başka çabalan da içine almaktadff. Bu çabalar, söz ge/imi, Aydnlanma Döneminde ve daha sonraki pozitivist akimlarda hakim duruma gelen bir rasyonellik anlaytşf geliştirmiştir.bu rasyonellik olmast gereken yerde olsaydi, belki ciddi stkmfllar doğurmayabilirdi. Ama öyle olmadt. " 2 Rasyonellikle mübalaoa. akln duygulardan, içgüdülerden ve ruhi enerjiden ayrlarak mütalaa edilmesine, dinamik insan realitesinin statik bir konuma in- 1 Bkz. Namk Kemal, Aenan Müdafaanamesi, (yay. Fuad Köprü1ü), Ankara 1962. 2 Mehmet S. Aydn, 'Türkiye'de Din ve Modernleşme Ilişkisi Üzerine Baz Düşünceler', Türk Vurdu, c. 17, say 116-117, Nisan Mays 1997 o s. 14-15. ISLAMI ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 11, SAYI1-2, 1998 117

ARAŞTIRMALAR YRD.DOÇ.OR.TALIP ÖZDEŞ dirgenmesine, kişiliğin parçalanarak bozulmasna, insan hayatna bağl duygularn, içgüdülerin ve yüksek ideallerin ihmaline yol açmştr; sk soyutlamalar, insan tabiatnn ifrat derecede analiz edilerek bölümlere ayrlmas, hayatn bütün yönlerine şamil din olgusunu gereği gibi kavramaya yeterli olamamştr. 3 Modernleşmenin ideolojik tabiat 4, geleneklerin dşlanmas, din ve maneviyata menf bakş, kaplarn aşkn olana kapatlmas, aklla vahyin birbirine rakip hale getirilerek akln vahye üstün klnmas, ahlaki ve estetik yarglara yan gözle baklmas, Müslüman ülkelerde geniş halk kitlelerinin ve yerli unsurlarn bir tepki olarak devlete ve siyasete, aydnlara scak bakmamalarna, ortaya atlan birtakm projelere gönülsüz bakmalarna yol açmştr. Bu halet-i ruhiyenin yaygn şekilde kendi iç dünyasna dönmeyi, kimliği muhafaza amac ile geleneksel ve tarihi unsurlara sk skya bağlanmay teşvik etmesi anlaşlr bir vakadr. Gelenek ve Din Modernizm karşsnda gelenekçilik, kutuplaşmann diğer ucunu oluşturmaktadr. Gelenekçiliği, dinin, tarihin Ancak çok defa bu etkileşimin, dinin dejenere edilmesi, ilahi mesajlarn beşeri anlayş ve yorumlarn, gelenek ve hurafelerin içerisinde kaybolmas doğrultusunda geliştiği söylenebilir. Tarih, nice ilahi hakikat ve doğrularn mitolojiler içerisinde kayborarak tannmaz hale geldiğine şahittir. Bu değişme ve dejenerasyon, kastl tahrifierin etkisiyle olduğu kadar, insan-din ilişkisinin tabii bir sonucu olarak da ortaya çkabilir. Nitekim Kur'an bu gerçeğe dikkat çekerek daha önce birtakm kavim ve topluluklarn düşünmeksizin körü körüne atalarnn dinine tabi olduklarna, halbuki onlarn peşinden gittikleri atalarnn da yanlş yolda olabileceklerine işaret etmekte ve adeta gelenekçiliğin tenkid snrlarn çizmektedir: "Onlara, 'AIIah'm dinine uyun' denilince, 'Hay1r, biz a talartmtzt yapar bulduğumuz şeye (atalartmtzm yoluna) uyanz' derler. Ya atalan bir şey akledemeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler?'s Aşağdaki ayette de insanlarn din adamlarna, ilim adamlarna ve hatta peygamberlerine sayg ve teslimiyetle çok aşr giderek onlar eleştirisiz bir şekilde mutlak doğru kabul etmelerinin, her şeyin üzerinde yüceltmelerinin yanlşl{jna dikkat çekilmiştir: belli bir döneminde sahip olunan anlayş ve davranş şekilleriyle, "AIIah't blraktp bilginlerini ve ruhbanlarmt ve Meryem kültür yaps ve müesseselerle öz oğlu lsa'yt Rablar edindiler. Halbuki hepsine de tek llah'a deşleştirilmesi, o dönemde dine getirilen yorumlarn ve kulluk etmekten başka bir şey emrolunmadt. O'ndan sahip olunan anlayşlarn mutlak ve değişmez doğrular başka hiçbir ilah yoktur. O, bu insanlarm ortak koşluklan olarak kabul edilmesi şeklinde tanmlayabiliriz. Gele- şeyden uzaktir. 7 nekçiliğin, özünde ahlakilik, marifet ve ftrata uygunluk olan Islam'n evrensel mesajlarnn gölgelenmesinde rol Kur'an vahyini ve lslam', bir zamanlar ortaya çkan oynadğn, önce bu dinin temel kaynağ olan Kur'an'n siyasi, hukuki ve ekonomik sistemlerle, geleneklerle özdeşleştirmenin ve sonra da onu belli. ölçüde.açklayan peygamberi sünnetin._lslam-toplumlarnn - en - önemli- aç- doğru bir şekilde alglanmasna engel teşkil ettiğir:i mazlarndan birini oluşturduğu kanaatindeyiz. Bilgi bisöylemek kanatimizce yanlş olmaz. Aslnda din-insan rikiminin ve nesilden nesile intikal eden beşeri ilişkisinde, dinin insan ve toplum üzerinde etkileri olduğu tecrübenin değerlendirilmesinde ve intikalinde geleneklerin, kadar insan ve toplumun, içerisinde yaşanlan çevrenin, bir zamanlar sahip olunan anlayş ve zih sahip olunan kültür ve geleneklerin izlenen siyasetlerin niyetierin önem taşdğn kabul etmeliyiz. Çünkü gelenekler de din üzerinde etkilerinin olmas tabii karşlanmaldr. 5 bizim üzerinde yürüyebileceğimiz zeminin olu 3 Bkz. Osman Pazarh, Din Psikolojisi, Ankara 1972, s. SB. Ras yonalizmin bu yönunun daha geniş ve felsefi de!jerlendirilmesi için bkz. M. Zaki Kirmani, 'Science and Technology and The Revival of Islam in Contemporary World', Journal of lslamic Science, Vol. 12, No. 1, Jan-June 1996, s. 46-49. 4 Isarn toplumlarnda buyük sarsntlara sebep olan modernizmin Bat'da nasl aglandğ hakknda bkz. Mohammad Mumtaz Ali, "The Concept of Modemization: An Analysis of Contemporary lslamic Thought', The American Journal of lslamic Sciences, Vol. 14, Spring 1997, No. 1, s. 14 19. 5 Bkz. Mehmet Taplamacoğlu, Din Sosyolojisi, Ankara 1968, s. 128 132; Yümni Sezen, Sosyolojide ve Din Sosyolojisinde Temel Bilgiler ve Tartşmalar, lstanbul1990, s. 191-228. şumuna hizmet ederler. Ancak onlarn, ortaya çktklar tarihi dönem ve _şartlarn da göz önüne alnmasyla kritik edilip yeniden yorumlanmalarn1n, bu konuda gerekli ze min ayklamasnn yaplmas bakmndan zaruri olduğunu düşünüyoruz. Böyle bir dikkat veliresinden sonra Islam-bilim ve siyaset ilişkisinin doğru alglanmasnda "Islam" ve "Müslüman" kelimelerinin a-nalizi anahtar görevi yapacaktr. 6 ei-bakara, 21170. 7 et-tevbe, 9/31. ~ i 1 J - 11 118 JOURNAL OF ISLAMI C RESEARCH VOL: 11, NO 1 2, 1998

ISLAM" VE "MÜSLÜMAN" KAVRAMLARI AÇlSlNDAN DIN-BILIM VE SIYASET ILIŞKILERININ ANLAMI Islam ve Müslüman "Islam" kelimesi "s-1-m" kökünden türemiş olup sözlülde başlca "teslimiyet", "boyun e~me", "tevekkül etme", "barşklk" anlamlarna geldi~i gibi Allah'n Hz. Muhammed aracl~ ile bütün insanl~a gö!lderdi~i, onlar dünya ve ahiret mutlulu~una ulaştrmay amaçlayan dinin addr. "Barş" anlamna gelen "silm" kavram ve yine "barş", "sa~lk", "afiyet", "esenlik", "güven", "emniyet" ve " kurtuluş anlamlarna gelen "selam ve "selamet kavramlar da ayn kökten türemişlerdir. Islam'n di~er bir ad da "silm"dir. 8 Islam'n ana kayna~ Kur'an, Hz. Peygambere yaklaşk 23 ylda vahiy yoluyla indirilmiş, daha önce gönderilen bütün peygamberlerin ve kutsal kitaplarn (asli şekilleriyle) do~rutu~unu tasdik eden, zamanmza kadar hiç tahrif olmadan gelmiş kitabn ismidir. Dinin açklanmasnda ve yorumunda kaynak itibariyle Kur'an'dan sonra gelen sünnet ve hadisler ise, Kur'an'a göre izafi bir konumda olup, tarifi, kapsam, boyutlar ve kuwet derecesi üzerinde ihtilaflarn oldu~u. münakaşalarn yapld~ bir alan teşkil etmektedir. subjef<!i!. b}r varl.k _o! up alglama "Müslim" veya "Müslüman" kavramlar ise ayn kökten ism-i fail vezninde gelip kendisine din olarak lslam' seçen, icmai anlamda Allah'a, Hz. Muhammed'e ve başta Kur'an olmak üzere onun Allah'tan getirdi~i şeylere iman eden kimsenin vasfdr. Böylece " lsla~ " kavramnda nesnellik a~rlk kazanrken, "Müslüman" kavramnda öznellik öne çkmaktadr. Yani Kur'an, organizasyonunun Allah tarafndan yapld~ kavram ve ifadelerle mutlak, aşkn ve de~işmez olarak insanlarn gözleri önünde dururken, onun muhatab olan ve onu anla~rr~y.?_ çalş~n _in~an gücü, bilgi vastalar ve kabiliyatleri snrldr. Ayrca insann içerisinde yaşamakta oldu~u co~rafi ve kültürel çevrenin, sosyo-ekonomik ve politik şartlarn, sahip oldu~u mesle~in onun sadece Kur'an ' de~il, sünnet de dahil dinin bütününü alglamasnda ve yorumlarnda etkili oldu~u bilinmektedir. Böylec~ Müslüman-din ilişkisinde Kur'ani kavramlar ayn kalmakla beraber içeri.kleri (onlara yüklenen anlamlar) de~işmektedir. Yazlan yüzlerce tefsirin veya ortaya çkan tefsir ekollerinin varl~ bunun bir kantdr. 9 Buradan hareketle din konusunda beşer 8 Jsram, snm, "selam ve selamet kavra mlann n ihtiva ettikleri anlamlar için bkz. Cemaluddin Muhammed b. Mükerrem b. Manzür, Lisiinu'I-Arab, Beyrut ty., c. 12, s. 289-295; Hans Wehr, A Oictionary of Modem Written Arabic, (Edited by J. Milton Cowan), 3. Bask, Beyrut 1980, s. 424-425; Islam ve "Müslim" kelimelerinin Kur'an'daki kullanmin için aynca bkz. Fazlur Aahman, All ah ' n Elçisi ve Mesaj (çev. Adil Çiftçi), Ankara 1997, s. 4-10. 9 Bu konunun geniş de!jerlendirilmesi için bkz. Celal Krca, Ilimler ve Yorumlar Açsndan Kur'an'a Yöneliş l er, lstanbul1993, s. 1-19. tarafndan getirilen hiçbir yorumun izafilikten kurtulamayaca~n, tarih içerisinde ortaya çkan siyasi, ekonomik, hukuki hiçbir sistemin ve kurumun Islam'la özdeşleştirilemeyece~ini söylemenin yanlş olmayaca~ kanaatindeyiz. Ksaca ifade etmek gerekirse "Islam" teoriyi ihata ederken, "Müslüman" bu teorinin tarihi vetire içinde kazand~ prati~in ismi olmaktad r ve şüphesiz kriter o-larak Müslüman yerine lslam' seçmek daha do ~ru olacaktr. Bütün bu açklamalardan sonra, din (lslam)-bilim ve siyaset ilişkisinin do~ru alglanp de~erlendirilmesinde Kur'an ' n merkeze alnmas gerekli hale gelmektedir. Ancak bu şekilde, zihinlerde bir türlü yerine oturtulamayan, ço~u defa toplumun gündemini oluşturarak üzerinde yerli-yersiz tartşmalarn yapld~ bir konuda, düşünce ve de~erlendirmelerin üzerinde sayretmesi gereken Kur'ani çerçeve ve ana çizgiler belirlenip problemin çözümünde yardmc olunabilir. Konunun do~ru alglanmas, toplumca özlenen uzlaşma zemininin oluşmasna hizmet edecektir. Hatta bu mesele bugün sadece Müslümanlar de~il, bütün bir dünyay ilgilendirmektedir. Islam-B ilim I li şki si "Tevhid" (AIIah'n birli~i) prensibini esas alan Islam, Allah, evren ve insan ilişkisini bu prensibe uygun olarak bütün boyutlaryla ele almakta; böylece madde-mana, ceset-ruh, fert-toplum, dünya-ahiret dengelerini kurmalda ve ayrca epistemolojik olarak vahyin temsil etti~i bilgi çeşidinin yannda akla, duyulara ve ilhama da gerçek de~erini vererek onlar bulunmalar gereken konuma oturtmaktadr. Bunun içindir ki Kur'an, evrende meydana gelen fiziki, biyolojik, psikolojik, sosyal vd. bütün olaylara ve onlarla ilgili genel kurallara, onlarn birbirleri ile olan ilişkilerini koparmadan, genelde ayrnt ve sistematiklerine girmeden işaret etmektedir. Amaç, bütün bu oluşumlarn, her şeyin yaratcs ve düzenleyleisi Allah'la olan ba~lantlarn kurarak düşüneeye yol göstermek ve böylece insanlarn hidayete ulaşmalanna, do ~ru düşünmelerine yardmc olmaktr. Kur'an yer ve göklerde olan her şeyi, meydana gelen hadiseleri ve onlara hükmeden kanuniyetleri, insan Allah'a ulaştran ayetler (işaretler) olarak vasflandrmak suretiyle 10 birçok 10 Mesela bkz. Yunus, 10/6, 67; er-ra'd, 13/3-4; lbrahim, 14/15; en Nahl, 16/12, 79. Aynca bkz. Toshihiko lzutsu, Kur'an'da Allah ve Insan, (çev. Süleyman Ateş), Ankara ty., s. 126-132. ISlAMi ARAŞTIRMALAR DERGISI, CIL T : 11, SAYI 1-2, 1998 119

ayette insan yaratlanlara ve olaylara dikkatle bakp gözlem yapmaya 11, onlar üzerinde tefekkür ederek akl yürütmeye12 davet etmektedir. Kur'an'n indiriliş amac olaylarn ve bilimlerin sistemati!)ine girmek de!)il, insanlara yol göstermektir. 13 Kur'an; Allah'n ilim ve iradesinden insanlarn anlayş ve kavrayş ufuklarna inerken kyamete kadar gelip geçecek bütün insanlara hitabedecek, onlar düşündürup araştrmaya sevk edecek ve yönlendirecek bir üslupla nazil olmuş, ilgi çekici ça!) rşmlarla onlar bilgilendirmeyi amaçlamştr. "Mesela Kur'an'da akti ve aklt kullanmayt öngören ayet/erin saytst 65 kadardtr. Cehaleti, bilgisizliği yeren ayet/erin saytst da 25 kadardtr. Bunlara ilaveten Kur'an, kendisini ilim ve hür düşünce ile çelişmekten uzak tutan birçok genel kurallar da getirmiş, bilgilerin araştm/tp tespit edilme, açtklanp sistemarize edilme işini insanlara btrakmtşttr. " 14 Bu yönlendirmeler sonucudur ki, daha ilk devirlerden itibaren Müslüman müfessirler, özellikle ayet ve hadislerin yannda akla ve tefekkür etmeye büyük önem veren "dirayet tefsirleri", Kur'an'n kozmik alemle ilgili (kevni) ayetleri üzerinde durmuşlar, insanlarn da bir parças oldu!)u evrendeki düzen ve mükemmelli!)e, varlklar arasndaki uyum ve insicama dikkat çekerek bütün bunlar, Allah'n ilminin, irade ve kudretinin snrszl!)n, yaratcl!)nn büyüklü!)ünü gösteren ayetler olarak yorumlamş ve tahkiki iman teşvik etmişlerdir. 15 Sonra lslam'a göre gerçek (tahkiki) iman, marifete (bilgiye) dayal, eşya ve olaylardaki sr ve hikmetleri, ilahi sünnetleri (kanunlar) vahyin yol göstericili!)i, duyular, akl yürütme ve ilham yoluyla kavrayar~k ulaşlan io:a~dr. 1 ~ Insanlarn her devirde Kur'an ayetlerine yaklaşp dini yorumlamlarken o dönemde sahip olunan bilgi seviyesi ile do!)ru orantl davrandklarn vurgulamak da gerekir. Halbuki Kur'an, aşknlğyla, sundu!)u mesajlar ve hedef 11 ei G!şiye, 86/17; ei-a'ra. 7/84, 103; Yunus, 10/39, 73; en Neml, 27/ 14, 51; Ali lmran. 31137, ei En'am, 6/11. 12 ei Bakara, 2173, 76, 242; Ali lmran, 3165, 118; ei-en'am, 6/32, 151; ei A'rat, 7/169; Yusuf, 12/2, 109; er-ra'd, 1313; en-nahl, 16/12. 13 ei Bakara, 2/2. 14 Celal Krca, Kur'an ve Bilim, lstanbul1996, s. 32-33. 15 Mesela zamanmza kadar ulaşan dirayet telsirlerinin ilk ve özgün ör neoini veren boyük TOrk mülessiri ve kelamc SemerkanU Ebu MansOr ei Maturidi (ö. 333/944), Kur'an'n bu tip ayetlerine yaşad~ döneme göre çok tutarl ve rasyonel yorumlar getirmiştir. (bkz. Ebu Mansor Muhammed b. Mahmu~ ei-mlturidi, Te'vilatu'I-Kur'an, (yazma) Selima~a Kütüphanesi no. 40, vr. 76 a 76 b, 103 b-105 b, 205 a, 321 a, 334 a, 423 b, 442 b, 477 b, 560 b, 568 b. 6 Bkz. Ebu Mansür Muhammed b. ei-maturidi, Kitabu't Tevhid, (tahkik ve mukaddime Fethullah Huleyf),lstanbul1979, s. 3 11. 20 ARAŞTIRMALAR YRD.DOÇ.DR.TALIP ÖZDEŞ kitlesi itibariyle sadece gönderildi!)i ça!)n insanna de!)il, daha sonraki bütün ça!)larn insaniarna da hitabeden evrensel bir kitaptr. 17 Kur'ani bilginin sahas ve snr, Kur'an'la snrl olsa da, içeriği çok geniş ve çok yönlüdür. Bu bilgilerin muhatab insan oldu!)u için, başta insan olmak üzere, insann ilişkide bulunduğu bütün varlklarla ilgili bilgiler Kur'an'da mevcuttur. Ancak bunlar, Kur'an'n gönderiliş amacna uygun olarak Allah tarafndan seçilen bilgiler olup genellikle temel ilke ve prensipler halinde ayrntdan ve detaylardan uzak tutulmuşlardr. Yoksa yukarda da ifade ettiğimiz gibi bilim daliarna ait bütün bilgiler ve ayrntlar Kur'an'da mevcut olmadğ gibi, verilen bilgller sistematik de de!)ildir. Bu bilgilere dayanarak sistem kurma görevi ve işlevi insana aittir. Mesela Kur'an'da hukuki hükümler bulunmakla beraber Kur'an sistematik bir hukuk kitab de!)ildir ve diğer ilimler ve sistemler için de ayn şey söylenebilir. Böylece Kur'an vahyi de!)işmeden kaldğ halde bilimlerin sonuçlarna ve seviyesine göre insanlar tarafndan ayatiere yaplan yaklaşmlar ve getirilen yorumlar izafi olup zaman içerisinde Kur'an ' n özüne ters düşmeden değişip gelişmek durumundadr. Bir zamanlar bilim ve teknikle çağna göre ileri bir düzeyde olan Müslümanlarn daha sonra içerisine düştükleri gerileme, Islam-bilim çalşmasyla de!)il, dini yanlş aniayp yanlş yorumlama ve önceleri çok canl bir şekilde devam eden düşünme ve ictihad faaliyetlerinin birtakm nedenlerle kesintiye u!)ramas sonucunda bilirnde taklitçili!)in egemen olmas ile açklanabilir. Islam-bilim ilişkisi ile Müslüman-bilim ilişkisini birbirine karştrmamak gerekir. 18... _:!~laf!!. dqnjiasmqa felsefenifj. v~ bijimin erken denebilecek bir tarihte baş döndürücü bir htzla ilerlemesinde, Kur'ani tutumun tesiri herhangi bir ispat arneliyesini gereksiz ktlacak şekilde gözler önündedir. Bir Baltft yazar şu tespitinde hakltdtr: Battda fikir alanmda yer alan her değişmeda Islam tarihinin derin tesirlerini görmek mümkündür. Fakat bu tesir, modem dünyanm bariz vasftn, gücünü ve kesin zaferinin kaynağmt meydana getiren tabiat ilimlerinde (pozitif bilim/erde) ve bizzat ilmi zihniyette görüldüğü kadar başka hiçbir yerde garü/medi. 19 Bütün bu açklamalarn ş!)nda, daima din-bilim çatşmasna sahne olmuş Bat tarihini, akln ve araş- 17 Sebe, 34128; lbrahim, 14/1; ez- Zümer, 39/41. 18 Konunun geniş bir de~eriendirmesi için bkz. Fazlur Rahman, Tarih Boyunca IslAmi Metodoloji Sorunu, (çev. Salih Akdemir), Ankara, 1995, s. 125-196. 19 Mehmet S. Aydn, Din Felsefesi, 3. Bask, lstanbul1992, s. 281. JOURNAL OF ISL.AMIC RESEARCH VOL: 11, NO 1 2, 1998 I Ei

'ISLAM' VE 'MÜSLÜMAN" KAVRAMLARI AÇlSlNDAN DIN-BILIM VE SIYASET ILIŞKILERININ ANLAMI trmann bitti~i yerde saçma (absurd) olana inanmay imann temeli haline getiren Bat 'nn din ve iman anlayşn, bu anlayşn do~al bir sonucu olan din-bilim çatşmasn lslam'a yanstmak ilmi ve objektif bir esastan mahrumdur. Çünkü lsl~m ve Hristiyanlk iki farkl tarihi tecrübe geçirmiştir ve bu tecrübelerin aynileştirilmesi oldukça kaba bir metod hatasdr. Bat, sahip oldu~u birçok paradeksun yannda din (özellikle Hristiyanlk) bilim çelişkisine de sahne olmuş 20, insan ve toplum hayatnda olmas gereken dengeleri bütünlük içerisinde bir türlü kuramamştr. Müslümanla~ 1 açsndan Kur'an'n sadece literal okunmas, eski müfessirleri ve din bilginlerini körü körüne taklit, zamann meselelerini ele almakszn lslam ' sadece ibadetlerin mekanik riyazetine ve birtakm şekillere indirgeme alşkanl~ problemleri çözmeye ve onlar yeniden bilim ve medeniyelin öncüleri haline getirmeye yetmemektedir. Artk bilimlerin "dini olanlar" ve "dini olmayanlar" şeklinde geleneksel bir ayrma tabi tutulmasnn anlamszl~ görülmüş olmaldr. Çünkü hayat ve kainata bakşta Allah' merkez alan bir din, kültür ve dünya görüşü için bütün bilimler bir boyutta mutlaka Allah'la ba~lantl olmak durumundadr. Dünyamzda her alanda meydana gelen olaylar ve gelişmeler, vahyin ş ~nda, akln, sa~lam geleneklerin ve bütün bir b~şeri tecrübenin rehberli~inde ele alnarak yeniden yorumlanmaldr. Islam ancak bu şekilde vadesini doldurmuş birtakm geleneksel ve tarihi unsurlardan ayklanmş canl bir mesaj olarak insanl~a sunulabilir ve tarihte yeni bir ç~r açabilir. Çünkü Müslümanlar böyle bir tarihi tecrübeye sahip bulunuyorlar. Onlar ls!ftm v~_!'yi~in ruhuna sadk kalarak Eski Yunan'n zenginleştirdi~i bilim ve felsefeyi alp özümlemişler, onlar birtakm kültür unsurlar_ndan da tecrit ederek geliştirmişler ve bir insanlk miras olarak Bat'ya sunmuşlardr. Bu mirasn Ronesans ve Reform hareketlerinde ne kadar hayati bir rol oynadklar bilinmektedir. 22 Yukarda işaret edilen dönemde (Ortaça~'da) Islam dünyas vahyi esas alan, akla ve tecrübeye dayal güçlü bir tefekkür zenginli~i ve bilgi birikimi oluşmadan önce, her sahada meydana gelen hzl de~işmelerin de et- 20 Bat'daki din bilim çelişkisi için bkz. E. Boutroux, Çaljdaş Felsefede Ilim ve Din, (çev. Hasan Katiboljlu), Istanbul 1988, s. 1 43; Aydn, a.g.e., s. 263 270. 21 'Müslümanlar' kavram ile siyasi e!lilimleri, dünya görüşl eri, hayata bakşlar, mezhebi ve etnik kimlikleri ne olursa olsun, kendisini Müs lüman olarak kabul edenleri kasdediyoruz. 22 Bkz. Aydn, a.g.m., s. 16; Roger Garaudy, Yaşayan lslllm, (çev. Mehmet Bayraklar), lstanbul1995, s. 23-47. kisiyle şimdilerde oldu~u gibi fikri ve kültürel bir sarsnt içerisine düşmüş, siyasi istikrarn kaybetmiş, birçok meydan okumalarta karş karşya kalmştr. Ancak çok geçmeden, baz sapmalar olsa da, o güne kadar gelen bütün bir bilgi birikimi, felsefi tecrübeler, farkl telakkiier özümlanerek vahyin rşr~r altnda ve di~er bilgi vastalarnn da en verimli bir şekilde kullanlmasyla tekrar yorumlanmş ve böylece hakim bir konuma gelinmiştir. Maturidi (ö. 333/944)'nin, Gazali (ö. 505/1111 )'nin, Fahreddin Razi (ö. 606/1208)'nin, Farabi (ö. 339/950)'nin, lbn Sina (ö. 428/1037)'nn, lbn Rüşd (ö.595/1199)'ün ve burada isimlerini zikretmedi~imiz, her birisi kendi sahasnda otorite olan birçok bilim adamnn yetişmesinde bütün bu çalkanllarn ve meydan okumalarn, beşeri birikimin rolü büyük olmuştur. Garaudy'nin de ifade etti~i gibi 23 yaşayan bir lslam'n, bilimlerin gelişmesi üzerine Kani'tan Bachelard'a, Büyük Batllarn tenkitçi düşüncesi ile, Hind'in Upanişadlar'rndan Tchouang-Tseu'un Taoizmine, Kierkegard'dan Dostoyewski'ye kadar ilahi buiiliar tanyan ruhun büyük kaşifleriyle kendisini zenginleştirmesi, inşanl~: başlangcndan günümüze kadar uzanan süreçteki tevhidi çizginin izlerini yakalamas gerekmektedir. Deriini hayata ve bütün insanl~n manevi hayatna bu şekilde bir açlma, Islam dünyasndaki bilimlerin rönesansnn asli yolu olacaktr. Ancak bu şe kilde "Hikmet mü'minin yitik maldr, onu nerede bulursanz alnrz " 24 hadisinin ruhuna uygun bir şekilde davranmak mümkün olacaktr. Islam-Siyaset Ilişkisi Daha önce de vurgulad~mz şekilde Islam-bilim iliş kisi ile Müslüman-bilim ilişkisi birbirinden farkl olduqu gibi, Islam-siyaset ilişkisi ile Müslüman-siyaset ilişkisi de farkl tabiatta tezahür eder. Ancak çoqu defa bu konularn birbirine karştrrld~na, birinin di~erin in yerine geçirildiqine şahit olunmaktadr. Beşeri zaaflar, yanlş metoda dayal yanlş anlamalar, yanlş yorumlar ve birtakm gelenekler do~rudan Islam'la özdeşleştirilme yönüne gidilmektedir. Müslüman ülkeler için, görünürde dinsiyaset ilişkisinden kaynaklanan baz problemler, tarihte oldu~u gibi günümüzde de gündemin ilk s rasn işgal etmektedir. Bu problemierin ortaya çkmasnda, 23 Bkz. Garaudy, a.g.e., s. 82. başta 24 Bu hadisin b i rvaryant için bkz. Muhammed b. lsa et-nnnizi, Sünen, Ilim, 19; Ebu Abdullah Muhammed b. Yezld b. Mace, Sünen, Zühd, 15 ISLAMI ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 11, SAYI1-2, 1998 121

Kur'an olmak üzere Islami kaynaklara atomik (parçac) ve pragmatist bir metodla yaplan yaklaşmlarn rolü ofdu~u kadar, kabilecifk anfayşfarnn, sahip olunan kültür ve siyasi geleneklerin etkisiyle özgün bir siyasi yapnn ofuşturufamamasnn da etkili ofdu~u kanaatindeyiz. Din-siyaset ilişkisinde dinin aleyhine, siyasetin lehine oluşabifen dengesizlik sadece Islam için de~il, di~er büyük dinler için de problem olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Musa peygambere gönderilen ve özünde insanl~ tevhid'e ça~ran birdinin bazfarnn elferinde Yahudi rkçl~na ve Siyonizme dönüşmesinin; Hristiyanl~n. içerisinde dünyevi çkarlar, sömürü istek ve arzufarn barndran Haçl Seferlerine veya daha modern bir görünüm içerisinde Oryantalizm'e tahvil olmasnn, toplumfar ve dinler arasnda kurulmas gereken uzlaşma zeminini ortadan kaldrarak menf tesirleri hala devam adegelen nice büyük fefaketfere, yknt ve katliarniara yol açt~ herkesin mafumudur. Kur'an, Yahudi ve Hristiyanfarn her iki grubuna da (biri iman, takvay, bilgi ve barş, güzel ahlak öne çkararak Allah'n rzasn arayan grup; di~eri menfaatçf~. kin, düşmanlk ve fitne politikalarn dini bir görünümle gerçekleştirmeye çalşan grup) göndermeler yapmaktadr. 25 Müslümanfar açsndan, Hz. Peygamber'in 632'de Medine'de vefatndan günümüze kadar devam adegelen tarihi süreç içerisinde problem olan bu messlenin çözümünde, bir bütün olarak vahyi, akl, bilgi ve ahlak siyasete egemen klmann, mutfak ve evrensel olanla olmayan birbirinden ayrmann, geleneksel ve beşeri olanla dini özdeşleştirmemenin çkş noktasn oluşturdu~unu düşünmek mümkündür. Aksi- halde-siyasetin bütün bir dini anlayşn, _yorum ve hayatn merkezine alnmas, dinin özünden uzaklaşlarak onun evrensel ve ahlaki boyutunun geri plana itilmesini beraberinde getirebilir. Mesela günümüzün Afganistan öme~i ile, özünde tek ve. aşkn olana iman, adaleti, güzel ahlak ve bilgiyi esas alan, barş öne çkararak Müslümanlar birbirlerinin kardeşleri olarak vasrtlandran lslam' do~ru alglamak zor gözükmektedir Bir dönemin anlayş ve uygulamalar, o uygulamalarn dayand~ izafr yorumlar; bütün hayata onlarla baklan ve mutfak do~rufar olarak kabul edilen ideolojiler haline dönüştürüldü~ünde, özü iman, bilgi ve ahiakla dü~ümlenen bir din siyasi bir ideoloji gibi sunuldu~unda, en büyük zarar, o dine karş olan düşünceler dem ayn dinin bizzat kendisi çekmektedir. 25 Mesela bkz. ei Bakara, 2/62; ei Mc1ide, 5/69; ei Bakara, 21109-114, 120. 122 ARAŞTIRMALAR YRD.DOÇ.DR.TALIP ÖZDEŞ "Tarihin bize öğrettiği şudur. Büyük dinler kendi mensuplarm m ihtilaf/armdan, özellikle din-siyaset bağlammda ortaya Çlkmasma sebep olduklan ihtilaflardan çektikleri kadar kendi muhaliflerinden çekmemişlerdir. n2 6 Felsefi yönü aqr basan Mu'tezile 27 de dahil Islam düşünce tarihinde ortaya çkan birtakm ekolleri, salt dini ve felsefi oluşumlar olarak görmek aldatc olabilir. Tekamüfleri zaman içerisinde oluşan Şia 28, Haricili~ 9 Mu'tezife gibi Islam tarihinde çok önemli rol oynayan her ekofün doquşunun, ya do~rudan do~ruya, ya da a~rlkl olarak siyaset ve imarnet gibi nedenlerden kaynakland~n söylemek yanlş olmaz. Nitekim olaylarn, fikri ve ilikadi oluşumlarn tarihi seyirleri içerisinde incelenmesinden, siyasi ve ilikadi ekofferin, dini sebepler ve insanlarn kendilerinden kaynaklanan sebepler yannda, kendilerini ortaya çkaran sosyo-kültürel, sosyoekonomik ve politik şartlarn ürünü olduklar ortaya çkmaktadr. Yönetim ve siyasi otorite meselesi Hz. Peygamber'in 632 ylnda vefat ile beraber hemen Müslümanlarn gündemine girmiş, tartşma ve ihtilaffara neden olmuş,. gayet tabii olarak asrlar boyu zihinleri meşgul etmiştir. Hz. Ebubekir'in Medine'de halife seçilmesiyle beraber baz kabhelerin merkezi hükümete zekat vermek istememesi (Ridde olaylar) ve birtakm yalanc peygam_berlerin ortaya çkmas gibi baz olaylar dini içerikli olduqu kadar, aslnda merkezi otoriteye karş tavr alma ve karş çkş olarak da de~erlendirilebilir. 30 Hz. Osman 26 Aydn, a.g.m., s. 18. 27 Mu'lezile, Emeviler döneminde ortaya çkan, fakat asl etkisini AbMsiler döneminde gösteren ekallerden biridir. Mu'lezile mensuplar Müslümanlar arasnda Islam rasyonelislieri olarak tannrtar. Onlara göre akl her şeyin ölçüsüdür. Şayet aklla nakli çelişirse, nakil te'vil edilir. lik defa Yunan Felsefesinden nakiller yapan ve onu Islamiyel boyas ile boyayan Mu'tezile olmuştur. (bkz. Celal Krca, Ilimler ve Yorumlar Açsndan Kur'an'a Yönelişler, Istanbul 1993, s. 115.) 28 Şia, imametin (devlet başkanl~nn) Hz. Peygamber'den sonra gizli veya açk bir nassla Hz. Ali'ye geçti~ine inanan ve ona tabi ol duklarn söyleyen siyasi grubun addr. Islam'n politik yönünün, özellikle devlet başkanl~ görevini ön planda tutan ve sistemini buna göre kuran Şia, imamet, velayet ve masumiyat teorilerini geliştirmişlir. Bumin karşsnda Sünni yöneliş hilafe, biat ve icma te orilerini geliştirmiştir. Şia iç bünyesinde birçok gruplara ayrlmştr.bunlann içerisinde en önemlisi lmamiye'dir. (Geniş bilgi için bkz. Krca, a.g.e, s. 89; Neşet Ça~aay-Agah Çubukçu, Islam Meih epleri Tarihi, Ankara 1965, s. 48-61.) 29 Haricilik, Islam tarihinde ilk defa merkezi otoriteye başkaldran ve kabilecilik ruhunu (bedevili~i) tekrar hakim klmak isteyen siyasi an layş n dini bir kisveye bürünerek ortaya çkmas ve kendisini yöne time sahip çkan büyük kitleden ayrma hareketidir. (Krca, a.g.e., s. 103.) 30 Bkz. A. Aziz Duri, lik Dönem Islam Tarihi, (çev. Hayretlin Yücesoy), Istanbul 1991, s. 85; Ahmet Akbulut, Sahabe Devri Siyasi Hadiselerinin Kelami Problemlere Etkileri, lstanbul1992, s. 71. JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH VOL: 11, NO 1-2, 1998 I ~

'ISLAM" VE "MÜSLÜMAN' "KAVRAMLARI AÇlSlNDAN DIN-BILIM VE SIYASET ILIŞKILERININ ANLAMI döneminde ortaya çkan ve halifenin katedilmesine ka dar varan fitne hareketleri, Hz. Ali ile Muaviye arashdaki yönetim ihtilaf, Cemel ve Sffin olaylar, Tahkim (ha kemlik) meselesi, Hz. Ali'nin şehid edilmesi, Kerbela olay gibi baz müessif hadiseler Şia ve Hariciliğin ortaya çkmasnda, Mürci~' 31 nin oluşumunda en önemli sebeplerdendir. Temelde bütün bu trkalarn ortaya çkşnda başta etnik ve kabilevi nedenler olmak üzere, sahip olunan siyasi zihniyet ve geleneklerin, düşünce alşkanlklarnn, bilgi seviyesinin etkin olduğu görülmektedir. Emevi döneminin sonuna doğru Mu'tezile ortaya çkmş, asl etkisini Abbasiler döneminde göstermiştir. Hariciler, Şia ve Mürcie rasnda tartşmalarn iyice genişlediği bir srada Mu'tezile de bu tartşmalara katlmştr. Doğrudan veya delayl bir şekilde siyasi olarak ortaya çkan her frkann, kendisini hakl göstermek için Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'in sünnetinden deliller aramas, hareketlerin fikri ve felsefi zeminlerinin oluşmas belli bir seyir takip etmiştir. Siyaseti düşüncesinin ve sistematiğinin merkezine yerleştiren her oluşum ve ekolün ortak bir yönü vardr: Bu oluşumlarn düşünce ve sistematikleri, Kur'an'n dşnda geleneklere, kabilevi kültüre ve düşünce alşkanikiarna göre şekillenmiş, ancak gerektiği zaman kendisini hakl göstermek ve meşruiyetini ispatarrak için Kur'an ve sünnetten deliller aranarak ayetler, Kur'an bütünlü!]ü ile hiç de bağdaşmayacak şekilde te'vil edilmiş, Hz. Peygamber'in vefatndan ksa bir zaman sonra Arabistan'da ortaya çkan ve siyasi yönü ağr basan Haricilik hareketi, siyaseti din, hatay küfür (dinden çkma), günah ise Allah'a şirk koşma şeklinde aniayarak insanlara bu ilkelere göre davranmş ve birçok nahoş olaylarn ve sonuçlarn ortaya çkmasna neden olmuştur. Halbuki böyle bir anlayşn, ne Kur'an'n ruh ve manas ile, ne dinin genel amaçlaryla ve ne de Nebevi sünnetle bağdaşmas mümkün olamaz. Bu, onlarn tümüyle haksz olduklar anlamna da gelmez; mesela yönetim meselesinde ilk defa Müslümanlar arasnda demokrasiye benzer görüşleri savunanlar da Hariciler olmuşlardr. Tarih içerisinde ortaya çkan birtakm yönetimleri halka meşru gösterebilmek için parçac bir yöntemle yanlş yorum ve te'villere konu olan Islam'n ana kaynağ Kur'an, evrensel mesajlar, insana tandğ düşünme ve araştrma yapma hürriyeti ile, hukuk, ekonomi, politika dahil bütün sahalarda her zaman için insan ve toplumlara yol gösterebilecek bir mahiyettedir. Gelişme yolunda ortaya çkan tkanma ve krlmalar, diğer sebepler yannda daha çok yöntem ve düşünce yanlşlklarnn bir sonucu olarak karşmza çkmaktadr. Yönetim konusunda Kur'an, temel ve evrensel ilkeleri vererek birçok alanda olduğu gibi bu sahann da sistematize edilmesini beşerin aklna ve tecrübesine terk etmiştir. Yani Kur'an, insan ve toplurnlara sisternalize edilmiş bir siyasi sistem, devlet şekli sunmaz ve sun gerekirse hadis uydurma yönüne de gidilmiştir. 32 Bütün mas da onun evrensel ilkeleri ile bağdaşmaz. Ancak, bu gelişmeler içerisinde Dört Halife Devri, bütün eksikliklerine Kur'an'n bu alandaki evrensel prensipleri esas alnarak ve aksamalara rağmen, kabile geleneğine, değişik zamanlarda farkl coğrafyalara, kültürlere ve to bedevi z.ihniyetle yönetme ve yönefilme anlayşna sahip olan bir toplum için siyasi sistem oluşturma yönünden plumlara göre birbirinden farkl turulabilir. siyasi sistemler oluş ileriye do!jru atlmş bir adm olarak kabul edilebilir. Yöntemin yanlşlğ, yani felsefe ve sistemaliğin ilmi Daha önce de belirttiğimiz gibi Kur'an, yönetim konusunda hiçbir kimseye, snf ve zümreye üstünlük tanmadğ değeri olmayan, ancak ideolojik bir şekilde mutlak doğru gibi, onu sadece ruhhaniara (din adamlarna) kabul edilen birtakm anlayş ve gelenekler üzerine ku- veya bilim adamlarna da tahsis etmemektedir. Kur'an, rulduktan sonra sadece delil aramak için parçac bir yön- amanetierin ahillerine verilmesini, yönetilenler arasndan temle Kur'an'a ve sünnete gidilmesi, sonuçta bir sürü. seçilen yöneticiye (mutlak itaati değil} şartl itaati, inyanlş anlamalara, yorum ve uygulamalara yol açarak sanlar arasnda adaletle hükmedilmesini emretmekmenf tesirleri hala zamanmza kadar gelen birçok üzü- tedir.33 Ayrca yönetirnde ve işlerin idaresinde getirmiş cü olayn meydana gelmesine sebep olmuştur. Mesela olduğu "şüra"3 4 ve biat 35 prensipleriyle herhangi bir snf, 31 Mürcie, Hz. Ali ile Muaviye hakknda, aralarnda meydana gelen müessif hadiselerden dolay yargda bulunulmamasn, hüküm ve rilmemesini savunmuştur. Onlara göre küfürle beraber itaat nasl lay da vermezse, imanla beraber günahkarlk da zarar vermez. (bkz. Muhammed Ebu Zehra, Islam'da Siyasi ve ilikadi Mezhepler Tarihi, (çev. Ethem Ruhi FO ial Osman EskicioOiu), Istanbul 1970, s. 166 167.) 32 Bkz. AmmAra, a.g.e. s. 112; Fazlur Aahman, a.g.e., s. 65-79. etnik yap ve cinsiyet ayrm yapmakszn insan ve top- 33 en-nisa, 4/58 59. 34 Bir mesela üzerinde karar verilmeden önce grubun veya daha geniş anlamda toplumun görüşüne sunulmas, üzerinde tartştp müzak.ere edilmesi (bkz. Ali lmran, 31159, eş-şüra, 42138.) 35 Yönelimle ilgili bir konuda toplumun onaynn (oyunun) bir yolla aln mas, yöneliellere ilaatin sunu l mas. (bkz. ei Mümtehine, 60/12). ISLAMi ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 11, SAYI1-2, 1998 123

ARAŞTIRMALAR YRD.DOÇ.OR.TALIP ÖZDEŞ 1 lurnun iradesine değer vermekte, onlarn yönetirnde ve idari işlerde etkin hale getirilmalerini teşvik etmektedir. Kur'an kssalarnda, toplumlar üzerinde mutlak ve haksz hakimiyet kuran, servet ve mevkilerine, kendisini destekleyenlerin çoğunluğuna gururlanarak halklarna zulmeden Firavun ve Nemrut gibi kimseler yeri-lerek her türlü despotizmin reddedilmekte, delayl bir şekilde krallk yönetimlerinin zulüm ve despotluk yönetimi olduğuna da işaret edilmektedir. 36 Sosyal uzlaşmann sağlanabilmesi, kutuplaşmalarn giderilebilmesi, tarihte düşülen hatalara bir daha düşülmemesi için, vahiy, akl, bilimlerin sonuçlar, gelenekler ve yaşanan gerçekler bir bütün olarak değerlendirmelerin içensna sokulmaldr. Ilerlemenin dinamiğin i oluşturan fikir ve proje ayrlklarnn fitneye ve gerginliğe dönüşmarnesi için, doğru dürüst eleştirisi bile yaplmayan kavramiara ideolojik olarak y ::. klaşp onlar mutlak ve değişmez doğrular olarak düşüce ve projelerin merkezine oturtma alşkanlğnn terkedilmesi gerekmektedir. Mesela siyasette bir yönetim metodu ve tavr olarak karşmza çkan "demokrasi" kavramn, mutlak olan Allah ' n egemenliğine bir başkaldr ve şirk olarak alglayp beşeriyetin çağlar boyu büyük faturalar ödeyerek bu alanda katetmiş olduğu yolu ve birikimi değersiz saymak ve onlarla çatşma içerisine girmek ne kadar anlamsz ise, "demokrasi"ye ideolojik anlamlar yükleyip onu bütün dünya görüşünün temeline oturttuktan sonra, Allah ' n egemenliğini esas alan Islamiyel'in demokrasinin gerçekleşmesine engel olduğunu, lslam.iyet'te toplumun iradesine ve halkn egemenliğine bir yer olm~~ği')!_~yle!!l_~-~. v~ ~L!.. Ş~~!!9~_9..i!:J _ v~. man~yi değerlerle çatşma içerisine girmek de o derece hükümsüz kalmaktadr. Kutuplaşmaya neden olan böyle bir konuda biri ontolojik (AIIah ' n mutlak egemenliği), diğeri siyasi (demokrasi) iki kavramn, hiç olmamas gereken bir tarzda birbiriyle karş karşya getirilerek çatşmaya sokulduğuna şahit olmaktayz. Bu, parelel bir şekilde insann bilgi sahibi olmasnn Allah'n ilim sfatna karş çkş ve şirk olduğunu veya da Allah'n mutlak ve snrsz bilgisi yannda insan bilgisine yer olmayacağn söylemek kadar saçmadr. Birbirine zt, birbirini anlamayan ve anlamak da istemeyen her iki yaklaş"mn da yersiz ve hatal olduğu, hiç şüpheye yer brakmayacak şekilde açktr. Halbuki yönetirnde zulmü ve despotizmi, birtakm insanlarn ve snflarn toplum üzerinde mutlak hakimiyet kurmasn yasaklayarak adaleti, merhameti, insanlarn hür iradeleri ile yönetime katlmalarn 36 en N em. 27/34. 124 emredip teşvik eden de Allah'tr. Kur'an ' n ifadesi ile bilgiyi dşiayp zanr1a tabi olmann 37, yanlş bir şekilde toplumun manevi değerfenyle çatşma içerisine girmenin anlamsziiğ gözükmektedir. Değil insann insana zorla ve bask ile itaatini-ki bu bir anlamda insann insana kulluğudur ve Islam ' n temel değerleriyle kesinlikle çatşr-aiiah kendisi hakknda bile zorla iman edilmesini istememekte, insanlar imanlarnda ve düşüncelerinde hür brakmaktadr. 38 Kald ki demokrasi gibi, belki de insanlğn şimdiye kadar bulup geliştirebildiği en ideal kabul edilen bir idare tarz bile, imani ve ahlaki değerlerin iyice zayfladğ, insani fazilet ve erdemierin iflas ettiği bir toplumda tek başna fazla bir kymet ifade etmeyecektir. Manevi ve ahlaki dayanaklardan, onu fonksiyonel hale getirecek dinamiklerden yoksun bir demokrasinin sadece slogan olarak kalmaya mahkum olacağn söyleyebiliriz. Artk "demokrasi" kavram da dahil toplumun gündemini oluşturan ve üzerlerinde biçok ksr çekişmelerin yaplageldiği "laiklik", "şeriat", "çağdaşlk", "modernleşme ", "radikalizm" gibi siyasiboyutlada ilişkili olan ve her biri birer slogan hale gelen kavramlarn ideolojik ve siyasi tasalluttan kurtarlp ilmi boyutta değerlend i rilmeleri gerekmektedir. 21. Yüzyla girerken, daha önce sahip olunan düşünce ve gelenekler, sağclk-solculuk gibi siyasi söylemler ve taraf alşlar, etnik ve mezhebi farkllklar, insanmzn Kur'an'a ulaşmasna, meseleleri akln, bilimin ve sağlam geleneklerin şğnda ele alarak tekrar de!)erlendirmesine ve kendisini yenilemesine engel olmamaldr. KAYNAKÇA Akbulut, Ahmet, Sahabe Devri Siyasi Hadiselerinin Kelami Problemlere Etkileri, lstanbul1992. All, Mohammad Mumtaz, "The Concept of Modernizetion: An Analysis of Contemporary lslamic Thought", The American Journal of lslamic Sciences, Vol. 14, Spring 1997, No. 1, s. 13-26. Ayd n, _ Mehmet S., "Türkiye'de Din ve Modernleşme Ilişkisi Üzerine Baz Düşünceler'', Türk Vurdu, c. 17, say 116-117, Nisan-Mays 1997, s. 14-19.,Din Felsefesi, 3. Bask, lstanbul1992. 37 en Nisa, 4/157; e En'am, 6/116,148. 38 ei Bakara, 21256, Yunus;10/99. JOURNAL OF ISLAM lc RESEARCH VOL: 11, NO 1-2, 1998 :.r:.

_ "ISLAM" VE "MÜSLÜMAN" KAVRAMLARI AÇlSlNDAN DIN-BILIM VE SIYASET ILIŞKILERININ ANLAMI Boutroux, E, Ça~daş Felsefede Ilim ve Din, {çev. Hasan Katipo~lu), lstanbul1988. Çağatay, Neşet-Çubukçu, Agah, Islam Mezhepleri Tarihi, Ankara 1965. Düri, A. Aziz, lk Dönem Islam Tarihi, {çev. Hayretlin Yücesoy), lstanbul1991. Ebu Zehra, Muhammed, Islam'da Siyasi ve Ttikadi Mezhepler Tarihi, {çev. Ethem Ruhi F~lal Osman Eskicio~lu), lstanbul1970. Fazlur Rahman, Tarih Boyunca Islami Metodoloji Sorunu (Salih Akdemir), Ankara 1995., Allah'n Elçisi ve Mesaj, {çev. Adil Çiftçi), Ankara 1997. Garaudy, Roger, Yaşayan Islam, {çev. Mehmet Bayraklar), lstanbul1995. lzutsu, Toshihiko, Kur'an'da Allah ve Insan, {çev. Süleyman Ateş), Ankara ty. lbn Mace, Ebu Abdullah Muhammed b. Yezid, Sünen, ll, Ça~r Yaynlar 2. Bask, lstanbul1992. lbn Manzür, Cemaluddin Muhammed b. Mükerrem, Lisanu'I-Arab, 1-XV, Beyrut ty.,. Kemal, Namk, Renan Müdafaanamesi, (yay. Fuad Köprülü), Ankara 1962. Krca, Celal, Kur'an ve Bilim, lstanbul1996. Klrmani, M. Zaki, "Science and Technology and Revival of Islam in Contemporary World", Journal of lslamic Science, Vol. 12, No. 1, Jan-June 1996, s. 43-45., Ilimler ve Yorumlar Açsndan Kur'an'a Yönelişler, lstanbul1993. Korlaelçl, Murtaza, Pozitivizmin Türkiye'ye Girişi, Ankara 1980. ei-maturidi, Ebu Mansur Muhammed b. Mahmud, Te'vilatu'I-Kur'an, {yazma) Selima~a Kütüphanesi, No. 40., Kitabu't-Tevhid, {tahkik ve mukaddime Fe; thullah Huleyf}, lstanbul1979. Pazarh, Osman, Din Psikolojisi, Ankara 1972. Sezen, Yümni, Sosyolojide ve Din Sosyolojislnde Temel Bilgiler ve Tartşmalar, lstanbul1990. Taplamacoğlu, Mehmet, Din Sosyolojisi, Ankara 1968. et-tirmizi, Muhammed b. lsa, Sünen, 1-V, Ça~r Yaynlar 2. Bask, lstanbul1;992. Wehr, Hans, A Dictionary of Modem Written Arabic, (Edited by J. Milton Cowan), 3. Bask, 1980. Beyrut! ISLAM1 ARAŞTIRMALAR DERGISI, CIL T : 11, SAYI 1-2, 1998 125.. :. : -:- -