Mustafa Canpolat Armağanı



Benzer belgeler
OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

Central Asian Studies

Türk Dilleri Araştırmaları 1 ı (2001): Zuhal Ölmez. (İstanbul)

Türkçe İlgi Hâli Eki ni n Kökeni Üzerine


Eçi den Ağa ya Gösterenin Değişmesi ve Kısmi Nedenlilik

Bilge Kağan Yazıtındaki Karagan Kısıl Adı ve Yeri Üzerine Düşünceler

3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997.

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

Tuvacanın EskiIiği Üzerine

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

Divanü Lügati t-türk te Geçen baδram ~ bayram Kelimesinin Etimolojisi Üzerine. Mustafa ARGUNŞAH Galip GÜNER

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Dieter MAUE (Bearb.) Alttürkische Handschriften. Teil 19: Dokumente in Brāhmī und

Sayı: 12 Bahar 2013 Ankara

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

TÜRKOLOJİ ÜZERİNE. Prof. Dr. Talât TEKİN ile Söyleşi

DR. MUSTAFA SARI, TÜRKÇEDE ART ZAMANLI DEĞİŞMELER (YÜZ HADİS YÜZ HİKÂYE ÖRNEĞİ), PEGEMA YAYINCILIK, ANKARA 2007, 358 S.

ÇAĞATAY TÜRKÇESĠNDE ESKĠ TÜRKÇENĠN ĠZLERĠ ÖZET THE TRACES OF OLD TURKISH IN CHAGATAI TURKISH ABSTRACT

Meninski'nin Sözlüğündeki "Tartarca" Sözcükler

BİÇİMBİRİMLER. Türetim ve İşletim Ardıllarının Sözlü Dildeki Kullanım Sıklığı. İslam YILDIZ Funda Uzdu YILDIZ V. Doğan GÜNAY

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies

Fuyu Kırgızcası Hakkında Yeni Bilgiler ve Türkolojiye Katkıları * Mehmet Ölmez (İstanbul)

KÖL TĐGĐN VE BĐLGE KAĞAN YAZITLARINDAKĐ AMGA (AMGI) KORGAN ÜZERĐNE

{-MATI(N)} GERUNDİUMU ÜZERİNE

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

Ö Z G E Ç M İ Ş Doç. Dr. Bülent GÜL

MOĞOLCADAKİ ŞAHIS ZAMİRLERİNİN SİSTEMİ * D. TÖMÖRTOGOO

TARİHÎ TÜRK DİLİ ALANINDA UZUNLUK/MESAFE ÖLÇÜMÜNDE KULLANILAN BİRİMLER

Yrd. Doç. Dr. Erhan AYDIN *

ESKİ TÜKÇEDEKİ YAÑŞA- FİİLİNİN YAŞADIĞI BİR ÖRNEK: YENÇELEŞMEK

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) *

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi

Editörler: Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN Yrd. Doç. Dr. Metin ARıKAN

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİNDE ÜNLÜLER

DİL VE EDEBİYAT TÜRKLER VE TÜRKÇE DÜNYADA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ

DEDE KORKUT KİTABI NDA tur- FİİLİ

YÜZÜKOYUN / ŦOPUĶĶOYUN / YÜZÜĶUYUN / / ŦOPUĶĶUYUN

Anahtar kelimeler: küskü, köskü, küsgi, Ardahan ağzı, Eski Türkçe, on iki hayvanlı takvim.

Eski Türkçe kı Ünlemi ve Bunun Anadolu Ağızlarındaki kı/gı Ünlemiyle Karşılaştırılması 1

TEG EDATI VE TÜREVLER TEG PARTICLE AND ITS DERIVATIVES

ÖABT. TÜRK DİLİ ve. SORU BANKASI Tamamı Çözümlü KPSS Editör: Fatih Mehmet Muş. Eğitimde


Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (3)

Irk Bitig de falcılık

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı

HAYRAN HANIM DÜNBÜLİ NİN TÜRKÇE ŞİİRLERİNDE ARKAİZMLER

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü +90(312) ( )

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

1. Yarıyıl. Türk Dili ve Edebiyatı Programı Ders Listesi KODU DERSİN ADI Z/S T P K AKTS İNG127 TEMEL İNGİLİZCE I Z

Ders Kod Ders Ad T U L K AKTS DİL

Kıbrıs Türk Ağzı ile Gagauzcada Gereklilik Yapısı

GÖKTÜRK HARFLİ YAZITLARDA gali EKİ ÜZERİNE




İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

The Journal of Academic Social Science Studies

MOĞOLCA İBNİ MÜHENNÂ LÜGATİ BÜLENT GÜL

EKEYLEMİN YAZIMI KISALTMALARIN YAZIMI

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

DOÇ. DR. SERKAN ŞEN İN ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ DERSLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

TÜRKÇEDE ÜÇÜNCÜ GRUP (ARA) EKLER

Feryal KORKMAZ. Feryal KORKMAZ/ Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi Cilt/Sayı: XLVIII

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ADIN TANIMINA YENİ BİR YAKLAŞIM

ALTAY DİLLERİNDE /K/ FONEMİ /K/ PHONEME IN ALTAIC LANGUAGES

ORTA TÜRKÇEDE ZIRH, KALKAN ANLAMI TAŞIYAN BAZI SÖZCÜKLER

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

Türkçedeki Yabancı Sözcüklerin Kullanım Alanı Bilgileri Ve Düşündürdükleri (Sözlükbilimsel Bir Çalışma)

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

GÜNER, G. (2018). Eski Türkçe Bir Etimoloji Denemesi: Ayak Kâse, Kadeh. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 7(2),

Dilbilgisi ve Dilbilim Yazıları Caner KERİMOĞLU

VALEH HACILAR IN DİLİNDE ARKAİK SÖZLER

BURSA YERLİ AĞIZLARINDA BİRİNCİL UZUN ÜNLÜLER ÜZERİNE ON PRIMARY LONG VOWEL IN NATIVE DIALECTS OF BURSA

ISLA- FĐĐLĐNĐN KÖKENĐ ÜZERĐNE Sinan UYĞUR ON THE ETYMOLOGY OF THE ISLA- VERB

T ehlikedeki Diller Dergisi Ağ Sayfası

TÜRK YAZI DİLİNİN TARİHȊ DÖNEMLERİ VE ORTA TÜRKÇENİN YERİ MESELESİ. Mehmet Turgut BERBERCAN

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks ESKİ TÜRKÇEDE İLK HECEDEKİ YUVARLAK ÜNLÜLER MESELESİ VE DĪVĀNU LUGĀT İT TÜRK

ÖABT. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI. Alan Bilgisi Alan Eğitimi KPSS Eğitimde

Hacı TONAK : Eski Türk Runik Yazısı

Bussman, Hadumod (1983). Lexikon der Sprachwissenschaft. Stuttgart.

ANAHTAR KELİMELER sense-, +sa- eki, Türetme, Canlandırma

İÇİNDEKİLER. Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43

İSİ, H. (2018). Kelile ve Dimne de Arkaik (Eskicil) Ögeler. Dede Korkut Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 7/ 16, s

TÜRKÇE DEKİ TERİM SORUNSALI

PROF. DR. AHMET BURAN IN TÜRKLÜK BİLİMİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ ADLI ESERİ ÜZERİNE

TALAT TEKİN VE TÜRKOLOJİ. Editörler: Prof. Dr. Emine Yılmaz Prof. Dr. Nurettin Demir Dr. Öğr. Üyesi İsa Sarı

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

FUNDA KARA VE ZEBÂN-I TÜRKÎ (KÉLÜR-NÂME) İNCELEME-METİN-DİZİN ADLI ESERİ

BALTA KELİMESİNİN KÖKENİNE DAİR

Çağatay Türkçesinin Sözvarlığından Birkaç Sözcük Üzerine

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ BAHAR DÖNEMİ LİSANS FİNAL PROGRAMI SINIF

CÜMLE BİRİMLERİ ANALİZİNDE YENİ EĞİLİMLER

Transkript:

Mustafa Canpolat Armağanı A. Ata, M. Ölmez, Ankara 2003: 135-142 Çağatayacadakl Eskicil Öğeler Üzerine 1. Eskidilik Nedir? Mehmet Ölmez (İstanbul) Öncelikle eskicillik nedir, ne anlaşılmaktadır onu belideyip daha sonra asıl konuma geçmek istiyorum. Burada bir eskilikten, eskicilikten söz etsem de kastettiğim Türkçe Sözlük'teki anlamıyla eskicilik olmayıp dilbilimindeki kullanımıylaeskilik, eskicilliktir. Türkiye'de yaygın olarak kullanılan dilbilimi terimleri sözlüğüne baktığımızda bizi ayrıntısıyla aydınlatacak bir tanımla karşılaşamayız: eskil biçim [Alm. Archaismus] [Fr. archai'sme] [İng. archaism]: Kullanımdan düşmüş bulunan sözlüksel birim,.sözdizimsel olgu, vb. (B. Vardar, 1978: 76) Ben burada eskicillik sözcüğünü yukarıdaki tanımda yer verilen yabancı dildeki terimlerin karşılığı olarak kullandım. Yabancı dildeki terim sözlüklerine baktığımızda ise sözcüğün "eski çağa ait, eskiye ait, eski tarzda; eski moda" anlamlarına gelen Yun. archafos'un (apxaıoç) turevleri olduğunu görürüz. Örneğin hitabette konuşmanın etkileyici olması amacıyla, konuşmanın etkisini artırmak amacıyla eskiye özgü sözcüklerin, eski deyimlerin kullanılmasıdır. Aynı teri m sözlüklerine göre eskicillik aynı zamanda sözvarlığınaait eski öğelerin kullanımı anlamına da gelir, bunun için bak. H. BuBmann, Lexikon der Sprachwissenschaft, 95 b. Türkçe Sözlük'ler de (çeşitli baskıları, TDK, Dil Derneği) sözcüğün benim burada değineceğim anlamına yer vermezler. Örneğin arkaizm maddesinde sözcüğün"2. Kullanıldığı çağdan daha eski bir çağa ait bir biçimin, bir yapının özelliği" olduğu vurgulanır(ts 1983: 70-71,1988: 86; Dil Derneği 1988: 78). Ama konunun biçimbilgisine ve sesbilgisine ilişkin ne bir tanım ne de bir örnek getirilir. TDK'nun yayımladığıgramer Terimleri Sözlüğü de bu konuda aydınlatıcı..' olmaktan uzaktır (1992 ve 2003 baskılarına bak.). Söz konusu terim sözlüğünde

136 MEHMET ÖLMEZ Alm. Arkaismus (ilk baskıda eski yazımla Archaismus) karşılığı yer alan eskicilik "eskiye bağlılık, artık kullanılıştan düşmüş olan eski kelimeleri veya kelimelerin eski biçimlerini kullanma; kalıntı kelimeleri kullanma. bk. ve krş. eskilik, eski kelime" olarak tanımlanır (2. baskı s. 84). Bu anlamda GTS de bizim aradığımız tanımı ve örnekleri vermekten uzaktır. Gerçekte Türkiye'de yayımlanmışdilbilimi sözlükleri tarihsel dilbilimi, tarihsel Türkdilbilimi konusunda terimler, tanımlar ve örnekler açısından eksik ya da yetersizdir. Peki bizim aradığımız tanım ya da örnek nedir? Benim şimdiye değin akademik öğretmenim T. Tekin'den öğrendiğim arkaizm>- arkaiklik veya eskicillik anlayışında, tanımında bir dilde Eski Türkçeyle karşılaştırıldığında, öteki Türk dillerinde bulunmayan ses ve yapı özelliklerinin yanı sıra sözlüksel biçimlerin de Eski-Türkçeye benzer biçimde yaşaması, kullanılmasıdır. Elbette aktardığım bilgi benim derslerde öğrendiklerimden çıkardığım bir sonuçtur. Herhangi bir yanlış anlarnam veya yanlış bilgi aktarmam benim sorumluluğum içerisindedir.. Bir Türk dilinin veya döneminin içerdiği, kullanımda bulundurduğu ses özellikleri, söz türetme ekleri, öteki Türk dillerinde unutulmuş olan sözcükleri yaşatması dolayısıyla "eski", "eskicil", "arkaik" sayılmasına öğrencisi de olduğum Gerhard Doerfer'in çalışmalarında rastlarız. Doerfer Halaççanın Türk dilleri arasındaki yerini belirlemek istediğinde Halaççayı her zaman eskicil bir Türk dili olarak tanımlar. İşte çalışmalarından bir kaçının başlığı: "Das Chaladsch - eine archaische Türkische in Zentralpersien", Zeitschrift der Deutchen Morgenldndischen Gesellschaft, Band 118.1: 79-112. (Türkçesi S, Tezcan, "Halaçça, Orta İran'da Arkaik BirTürk Dili", TTK-Belleten, c. 34, sayı 133: 17-58) "Das Chaladsch, eine neuentdeckte archaische Turksprache", Zeitschrift der Deutchen Morgenldndischen Gesellschaft, Supplementa I, XVII Deutscher Orientalistentag v. 21.-27.7.1968 in Würzburg, Teil2, 719-725 Doerfer'in Halaççayla ilgili çalışmalarında başlıklar "eskicil" ifadesini taşımasa da metin içerisinde Halaççanın eskicil oluşuna, eskicil yönlerine değinir. Doerfer'in ifadesine baktığımızda eskicillik, arkaizm konusunda yukarıdaki terim söz1üklerindeki anlamlara ek olarak benim değindiğim yönleri de kastettiğini, ses yapısı ve diğer konularını görürürüz: "Khalaj Materials s. 165'te (Bloomington, The Hague 1971) Halaççanın h-'yı korumuş olması dolayısıyle, belli bir ölçüde, 'h-'yı pek erken yitirmiş (ya da hiç değilse bu sesi yazıda göstermemiş olan)' 8. yüzyıl Orhon yazıtları Eski Türkçesinden daha da eskicil bir dilolduğuna değinmiştim.

137 MEHMET ÖLMEZ Gerçekten de modern bir dilin, aynı dil ailesinden olan çok daha eski bir dile göre kimi noktalarda daha eskicil olması alışılmadık bir düşünce değildir: Litvanca (Sorabca da öyledir) ikilik şeklini (Dual) korumuştur ve bu açıdan ikilik şeklini erken çağda yitirmiş olan Latinceye göre daha eskicildir." (Doerfer 1974: 1). Doerfer'in eskicillik anlayışıyla benzer görüşleri taşıdığını düşündüğüm hocam T. Tekin de, Doerfer'e dayanarak Halaççadaki eskicil öğeleri aşağıdaki gibi sıralar: "Alman Türkologlarından Gerhard Doerfer'in 1968'de İran'da keşfettiği Halaçça birçok arkaik özellikler taşıyan bir Türk dilidir. Doerfer'in keşfine kadar Halaçça, Kaşkay ve Eynallu lehçeleri gibi, Azeri Türkçesinin bir lehçesi sanılıyordu. Doerfer topladığı zengin malzemeye dayanarak yaptığı araştırmaları ile Halaçça'nın Azeri Türkçesinin bir lehçesi olmayıp birçok arkaik özellikler taşıyan bağımsız bir Türk dili olduğunu ortaya koymuştur. Bu arkaik özelliklerin başlıcaları şunlardır: 1. Eski Türkçe d foneminin korunması: hadaq "ayak", qurduq "kuyruk", kiden "düğün" (MK küden), kideylkideyi "güvey" (ET küdegü), udu- "uyumak", hadru/hadri "ayrı" vb. gibi. 2. Eski Türkçenfoneminin n olarak korunması: qon "koyun" (Orhon qoıiş, kôn-lkisn- "yanmak" (Genel Türkçe köy-), qliani "hangi" (Eski Türkçe qanuş, qiipnaq "kaymak" (MK qanaq/qayaq) vb. 3. Ana Türkçedeki sözcük başı h foneminin korunması: h8 öllhlel "ıslak" (Kklp. höl, Özb. hal, Genel Türkçe öz), hirk- "ürkmek" (Az. hürk-, GT ürk-), harq "dışkı" (MK arq, Orta Mo. hargaz), hiri- "örmek" (Az. hör-, GT 8r-) vb. 4. Birincil uzun ünlülerin korunması. 5. Eski Türkçe ablatif eki -da/-de'nin korunması: hdv-i-dd "evinden" vb. 6. Eski Türkçe -gli/-gli sıfat-fiil ekinin -gulıl-gidi olarak korunması: kdşgüli "geçen" vb. 7. Bazı arkaik sözcüklerin korunması: dağ"değil" (MK dağ), dr "-dır" «ET iirür), baluq "köy" (ET balıq "şehir"), vlia- "bağlamak" (ET ba-) vb. gibi. Bu özellikler Halaçça'nın, Doerfer'in ileri sürdüğü gibi, arkaik bir Türk dili olduğunu kanıtlamaktadır." (Tekin 1995: 79-80, Tekin 2003: 63-65) Ben Alm. Archaismus, Fr. archatsme, İng. archaism terimlerine Doerfer ve

138 MEHMETÖLMEZ Tekin'in yükledikleri anlamları yükleyerek Tuvacayı ele almış ve Tuvacanın eskicil sözvarlığını kısa bir makale halinde yayımlamıştım: "Tuvacanın Eskiliği Üzerine", TDA, 10 (2000). Yukarıda değindiğim, benim esas aldığım ölçülere göre, gerçekte her Türk dilinde, öteki dillere ve dönemlere göre eskicil yönler, sesbilgisi özelliği, söz yapımı ve sözlük özelliği bulunabilir. Sesbilgisi yönünden bakıldığında, Eski Türkçede söz içi ve söz sonunda bulunan d ünsüzlerinin korunması (örneğin Tuvaca ve Halaççada), çok heceli sözcüklerin sonunda bulunan -g ünsüzlerinin korunması (örneğin Hakasça, Tuvaca vd.) öteki dillere göre bir eskicillik öğesi olarak alınabilir. Yine eski ve yeni Türk dillerine göre daha önceden İlk Türkçe döneminde varoldukları düşünülen f ve [ünsüzlerini sırasıyla r ve 1 olarak koruması dolayısıyla Çuvaşça eskicil bir Türk dili sayılabilir. Eylem çekiminde ET -yllk, -dlmlz eklerini kendi ses yapısına göre yaşatması itibariyle Tuvaca eskicil bir yön gösterebilir. Çoğu Türk dilinde "otur-" ve "öldür-" karşılığı kullanılan eylemleri İslam öncesi Eski Türk diline benzer şekilde olur- "'" olorve ölür- '" ölör- olarak yaşatan Tuvaca ile Yakutça eskicil sayılabilirler. Yine benzer bir görüşle söz başı y- ünsüzünü düzenli olarak koruması itibariyle Oğuz grubu Türk dilleri öteki Türk dillerine göre eskicildir diyebiliriz. Yine sözvarlığındaki öğeler açısından bakıldığında, tek tek her Türk dilinin eskicil öğeler içerdiğini söyleyebiliriz. 2. çağataycanın Eskicilliği Çağataycaya gelince, Çağataycayı kendisinden önceki Harezm Türkçesi ve Karahanlı Türkçesiyle karşılatırdığımızda, Türk dillerinden Özbekçe ve [Yeni] Uygurcanın tarihi bir dönemi olan bu yazı dili, Orhon yazıtlarının dili ile İslamiyet öncesi Uygurca ile örtüşen kimi yönleri açısından eskicil özellikler taşır. Yaygın olarak bilinen ve yinelenen bir özellik, Çağataycada ET'nin söz içi -b- ünsüzünün bir sözcükte -v-'li örneğinin yanı sıra -b- ile de görülmesidir: Eski Uygurca yalbar- = Çağ. yalbar-. Çağataycanın öteki Türk dilleriyle karşılaştırıldığında eskicil sayılmayacak kimi özellikleri Türkiye Türkçesiyle karşılaştırıldığında eskicil görünecektir: barça bütün, hep (BabDiv), çın gerçek (Gedai), kivür- sokmak, girdirrnek (ChagMan), örten- yanmak (ChagMan), yap- kapamak, örtrnek (BabDiv). Ancak benim burada eskicillik örneğı olarak vereceğim örnekler çoğu Türk dilinde de görülebilen bu. tür sözlüksel öğeler olmayıp Çağataycada görülen, dönemi dillerden Osmanlıcada ve günümüz Türk dillerinde görülmeyen ya da yalnızca bir-iki Türk dilinde görülen biçimlerdir:

139 MEHMET ÖLMEZ ağrığ hastalık; ağrı, ağrı sızı (Gedüi). - ET agrığ sözü ile aynı olan bu sözcük çağataycadan daha eski bir dönem olan Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde ve Kıpçakça olduğu belirtilen Tercüman'da ağrı olarak (34 blo), sondaki -g'sini kaybetmiş olarak karşımıza çıkar. asığ fayda, yarar, kazanç, kar (Gedai). - Günümüz Türkdillerinin kimisinde Moğolcadan geri ödünçlenmiş biçimi görülen bu sözcük Çağataycada en eski asığ biçimiyle karşımıza çıkar. Örneğin Tuvaca ajık biçimi bu haliyle (Klasik) Moğolca aşiğ biçimine dayanmaktadır. Bilindiği gibi Moğolcada sı /si-, -sı-/-si- ses grubu bulunmadığı için yabancı dillerden alınan sözcüklerde bu ses grubu şi-i-şi- olmaktadır. Tuvacada ise iki ünlü arasındaki -şünsüzünün -j-'ye dönüşmasi dolayısıyla sözcük artlık/önlük uyumuna da girererk ajık biçimini almaktadır. Sözcük dolayısıyla bak. ED 244 b, TMEN II 480. buş- telaşlanmak, endişeye kapılmak, korkmak (Gedai). - Clausorı'a göre ET'de de bu anlamda kullanılan sözcük Osmanlıcada "korkmak, endişelenmek" anlamlarının yanı sıra "kızmak, öfkelenmek" anlamıyla da yaşar (ED 377 a, TarS i: 719). Clauson, çağatayca için "kızmak; incinmek, zarar görmek" anlamlarını da verir; yine Clauson'a göre sözcük bugün yaşayan çağatay dillerinden Uygurcada puş- olarak görülür (Clauson bu örneğe Shaw 59'a dayanarak yer verir). Ancak günümüz Uygur sözlüklerine baktığımızda sözcüğü tam olarak bu anlamda bulamayız. Uygurcanın Açıklamalı Sözlüğü (UTiL I, 754 a) JWJ.; puşmak eylemini içi puşmak maddesine gönderir. Söz konusumaddenin yer alması gereken ciltte ise (UTiL VI, 176 a) aradığımız sözcüğü bulamayız. Kaynakları ve sistemi değişik olan Schwarz'ın sözlüğünde sözcüğü puş- "mutsuz olmak, endişelenmek" karşılıklarıylabuluruz (UED 134 a). Uygurcanın tek ciltlik sözlüğü de benzer anlama yine iç+i sözcüğüyle yer verir: JWJ.; puşmak Çoğunlukla iç sözünün iyelik ekli biçiminden sonra gelip tit-tit bolmak "endişelenmek",zirikmek, takatsizlenmek anlamlarını vermektedir. (UTiL.K 227 a) tigre çevre (BabDiv) (= ET tegre). - Tarihi dönem Türk dillerinde yaygın olarak görülen sözcük Clauson' a göre bugün yalnız Özbekçede yaşamaktadır(ed 485 b). yolı defa, kere (BabOiv). - Sözcük Clausan'da yer almaz, Clauson sözcüğe yol maddesi içerisinde yer verir; yolı Eski Türk Yazıtlarındaki anlamıyla Babür Divanı 'nda görülür.

140 MEHMET ÖLMEZ 3. Çağataycada Ödünç Eskicil Biçimler Çağataycaya özgü eskicil sanılan kimi öğelere gelince, biraz da bunlar üzerinde durmak istiyorum. Bunların arasında ET adak, soyurga- ve kudug sözcükleri sayılabilir. Biraz aşağıda değineceğim kudug sözcüğünde olduğu gibi ET adak sözcüğünün de Çağataycada d ile yaşıyor olması bana göre eskicillik örneği değildir. Bu dönemde ET'nin d ünsüzünün Çağataycada çoktan yolması gerekirdi. Burada eski biçimi koruma söz konusu olmasa gerek. Her iki sözcüğün de Moğolcadan geri ödünçleme yoluyla çağataycanın söz hazinesine girdiğini sanıyorum. Sözcük ilkönce adak olarak Moğolcaya girmiş, buradan da tekrar Ortaasya ve Güney Sibirya Türk dillerine yayılmış olmalı. Eckmann bu biçimi archaic olarak niteler: "adaq 94:4 and adaq (both archaic for ayaq foot 81:4,220:5,221:6." (Gedai: 259); Lutfi: adak "ayak" '"" ayak 39,94882, 1630, 2368. Moğolcada özellikle "son" anlamıyla yaygın olarak görülen sözcüğe P. de Courteille'in sözlüğündeüç örnekte yer verilir (s. 9). Sözcük bu haliyle y'li birdilolan Altaycadada görülür: adak "posledniy; men'şiy" (ORS 12 b) Yine çağatayca için eskicil bir biçim olarak düşünülen yalbar- eylemi de aynı eylemin Moğolcaya geçmiş olan b'li biçiminin etkisiyle Çağataycada yine b'li kullanılmışolabilir, krş. Mo. calbari- Lessing 1030 b. soyurğa- şefkat göstermek; bağışta bulunmak (Gedüi), - Eskicil bir öğe gibi görünen bu eylem Çin. ci ~ sözünden ve ET {+(X)(r)ka-} ekiyle türemiştir (Çince oluşu ci ~ oluşu konusunda bak. AtG 344 a). ET'de yaygın olan biçimi ts- ile tsoyurka- 'tır, s- ile soyurka- olan biçim Moğol dönemine 1200'lü yılların sonrasınaaittir, dolayısıyla bu biçim Çağ. için Moğolcadan geri ödünçleme olmalıdır (bak. OTWF 463 ve benzer görüşler için ED 556 a-b). ~udu~ kuyu. - Değineceğim son örnek olan kuduğ'«gelince, bence yine adak'ı» olduğu gibi Eski Türkçesi d'li bir sözcüğün Çağataycada yine aynı şekilde yaşaması için inandırıcı bir açıklama gereklidir. Bu sözcük de Moğolca yoluyla geri ödünçlenmiş bir biçim olmalıdır, krş. kuduğ, kudduğ Lessing 980 b. Bunun güzel bir kanıtı da ET d sesini y ya da z olarak koruyan Türk dillerinde sözcüğün bugün d ile kullanılmasıdır. Fuyu Kırgızcası cudulı "kuyu", burada beklenen şekil kudug'dur (Ölmez 2001: 147 a) İkinci bir kanıt da yine çok hecelisözcüklerin sonunda, ET'de olduğu gibi -g sesini bulunduran dillerde bu sözcüğün -k ile bulunmasıdır. Örneğin Tuv. kuduk, yine Fuyu Guduh, Mo. -ğ (yazıda) > Tuv. -k, öyleyse Mo. kuduğ (yazıda) > Tuv. kuduk, ayrıca krş. YUyg. kuduk UES 649 b; ayrıca krş. ED.598 b; Çağatayca örnekler için krş. ŞTerakime: kudık 103a-5.

141 MEHMET ÖLMEZ 4. Son Söz çağatayca çağdaşı olan Osmanlıcayagöre devamı sayıldığı Harezm Türkçesine ait, hatta Harezm Türkçesinden de eskisayılabilecek özelliklere, yukarıda 3. maddede değindiğim özelliklere sahip görünebilir. Bana göre çağataycanın eskicil özellikleri söz konusu maddede sayılan özellikler değildir. Eğer çağatayca için bir eskilikten söz edilecekse bunlar 2. maddede değindiğim özelliklerdir. Kaynaklar ve kısaltmalar AtG = Gabain, Annemarie von, Alttürkische Grammatik, Leipzig 1941 (Wiesbaden 31974). BabDiv = Yücel, Bilal, Babür Dtvôni, Ankara 1995. BuBmann, Hadumod, Lexikon der Sprachwissenschaft, Stuttgart 21990. ChagMan = Eckmann, Janos, Chagatay Manual, Bloomington 1966 de Courteille, Pavet, Dictionnaire Turk-Oriental, Paris 1870. Doerfer, Gerhard, "Eski Türkçe ile Halaçça Arasında Şaşırtıcı bir Koşutluk", Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten 1973-1974, 1974: 1-12. -, "Das Chaladsch - eine archaische Türkische in Zentralpersien", Zeitschrift der Deutchen Morgenldndischen Gesellschaft, Band 118.1: 79-112. (Türkçesi S, Tezcan, "Halaçça, Orta İran'da Arkaik Bir Türk Dili", TTK Belleten, c. 34, sayı 133: 17-58) -, "Das Chaladsch, eine neuentdeckte archaische Turksprache", Zeitschrift der Deutchen Morgenldndischen Gesellschaft, Supplementa I, XVII Deutscher Orientalistentag v. 21.-27.7.1968 in Würzburg, Teil2, 719-725. Geddi = Eckmann, Janos, The Dlvôn ofgadii'i, Blooomington 1971. Korkmaz, Zeynep, Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK, Ankara 1992 (22003). Lessing, Ferdinand, Mongolian-EnglislıDictionary, Berkeley and Los Angeles. 1960. Lutfi = Karaağaç, Günay, Lutfi Divanı, Giriş- Metin - Dizin - Tıpkıbasım, Ankara 1997. ORS = Baskakov, N. A. ve T. M. Toşçakova, Oyrotsko-Russkiy Slovar', Moskva 1947. OTWF = Erdal, Marcel, Old Turkic Word Formation. A Functional Approach to the Lexicon. Volume: I-II, Wiesbaden 1991. Ölmez, Mehmet,"TuvacanınEskiliği Üzerine", TDA, 10 (2000): 133-138. -, "Fu-yü Kırgızcası ve Akrabaları", Türk Dilleri Araştırmaları 11 (2001): 137-152.

142 MEHMET ÖLMEZ ŞTerakime = Ölmez, Zuhal Kargı, Ebulgazi Bahadır Han: Şecere-i Terakime. (Türkmenlerin Soykütüğü), Ankara 1996. TarS i = Tarama Sözlüğü, I, A-B, TDK, Ankara 1963. Tekin, Talat, Türk Dillerinde Birincil Uzun Ünlüler, Ankara 1995. Tekin, Talat ve Mehmet Ölmez, Türk Dilleri Giriş, Yıldız: 3, İstanbul 22003 Tercüman = Kitab-ı Mecmü-ı Tercümôn-ı Tiirki ve Acemive Mugali. çevirenler: R. Toparlı, M. S. Çögenli, N. H. Yanık, TDK, Ankara 200~. TMEN = Doerfer, Gerhard, Türkische und mongolisehe Elemente im Neupersisehen, I-IV, Wiesbaden 1963-1975. TS = Türkçe Sözlük, TDK Ankara 1983; Yeni Baskı 1988: 86; Dil Derneği 1988. UED = Schwarz, Henry G., An Uyghur-English Dietionary, Washington 1992. UTİL.K = Uygur Tilining İzahlik Lugiti (Kiskartilmisi), Ürümçi 1999. UTİL I, VI, Uygur Tilining Izahlik Luğiti, Milletler Neşriyati / Minzu Chubansha [Beijing], 1990, Beijing 1998. Vardar, Berke, N. Güz, E. Öztokat, M. Rifat, O. Senemoğlu, E. Sözer, Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK, Ankara 1978.