PSK, intra- ve ekstrahepatik safra kanallarının. Kolestatik Karaci er Hastal klar nda Do al Seyir ve Prognostik ndeksler (2) PR MER SKLEROZAN KOLANJ T



Benzer belgeler
Kolestatik Karaciğer Hastalıklarında Doğal Seyir ve Prognostik İndeksler

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

Kolestazis; en küçük safra sekresyon aygıtı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Araştırma Notu 15/177


BÖLÜM 7 BİLGİSAYAR UYGULAMALARI - 1

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Ekstrauterin hayatın ilk 90 günü içinde gelişen direkt hiperbilirubinemidir. Genellikle total bilirubinin % 20 sinden fazla

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

İçindekiler Şekiller Listesi

ARAŞTIRMA PROJESİ NEDİR, NASIL HAZIRLANIR, NASIL UYGULANIR? Prof. Dr. Mehmet AY

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

Alkol-Dışı Yağlı Karaciğer Hastalığı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK. Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Primer Sklerozan Kolanjit

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU

BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI

Binalarda Enerji Verimliliği ve AB Ülkelerinde Yapılan Yeni Çalışmalar

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

2015 OCAK ÖZEL SEKTÖR DI BORCU

MUHASEBE GRUBU ÖĞRETMENİ

FOTOGRAMETRİK DEĞERLENDİRME - ÇİFT FOT. DEĞ. Analog ve Analitik Stereodeğerlendirme. Yrd. Doç. Dr. Aycan M. MARANGOZ

GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

RİSK ANALİZİ VE. İşletme Doktorası

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI DÖVİZ CİNSİNDEN YATIRIM ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

Deprem Yönetmeliklerindeki Burulma Düzensizliği Koşulları

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir?

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU (Tüm tutarlar, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) cinsinden ifade edilmiştir.

1. YAPISAL KIRILMA TESTLERİ

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

Çölyak Hastalığı Serolojik Tanısı DR. BURÇİN ŞENER

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015

PROJE ADI DOĞAL ÇEVRECĠ SEBZE-MEYVE KURUTMA SĠSTEMĠ. PROJE EKĠBĠ Süleyman SÖNMEZ Ercan AKÇAY Serkan DOĞAN. PROJE DANIġMANLARI

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016

ENFLASYON ORANLARI

VERGİ DENETMENİ TANIM

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

1. BÖLÜM: SOSYAL MEDYA

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

ELEKTRONİK VE HABERLEŞME MÜHENDİSİ

Ankara'daki Halk Eğitimi Merkezlerinde Açılan Kurslara Katılanların Özellikleri, Katılmalarını Güdüleyen Etmenler ve Programlara İlişkin Görüşleri

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ. ÇİFT ANADAL ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :22

Cümlede Anlam İlişkileri

İSTATİSTİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Bu konuda cevap verilecek sorular?

Ticaret Unvanı: YAYLA ENERJİ ÜRETİM TURİZM VE İNŞAAT TİCARET A.Ş. Merkez Adresi : Turan Güneş Bulvarı İlkbahar Mah.606.Sok. No : 12 Çankaya / ANKARA

VAKIF MENKUL KIYMET YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. (ESKİ UNVANI İLE VAKIF B TİPİ MENKUL KIYMETLER YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. )

ONKOLOJİDE SIK KULLANILAN İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLER VE SAĞKALIM EĞRİLERİ

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

Transkript:

Güncel Gastroenteroloji Kolestatik Karaci er Hastal klar nda Do al Seyir ve Prognostik ndeksler (2) Doç. Dr. Ömer fientürk, Uzm. Dr. Süleyman URAZ KOÜ T p Fakültesi ç Hast. Gastroenteroloji BD, Kocaeli PR MER SKLEROZAN KOLANJ T PSK, intra- ve ekstrahepatik safra kanallarının obliteratif inflamasyon ve fibrozisi ile karakterize, intra-ve/veya ekstrahepatik safra kanallarında kolanjiografik olarak striktürler veya düzensizliklerle birlikte a a ıdaki bulguların olmadı ı klinik tabloya verilen addır ( ); Koledokolitiazis Safra kanal cerrahisi PSK in prezentasyonunu takiben -2 yıl içerisinde kolanjiokarsinom geli imi A DS PSK tümüyle bilier sistemi tutabilen, kronik kolestaz, diffüz inflamasyon ve fibrozis ile karakterli etiyolojisi bilinmeyen, sonuçta olarak bilier siroz, portal hipertansiyon ve karaci er yetmezli ine yol açan kronik kolestatik bir sendromdur.her ne kadar önceleri oldukça nadir bir hastalık gibi kabul ediliyor idiyse de, günümüzde tanı yöntemlerinin geli erek yaygınla ması ve de inflamatuvar barsak hastalarının ( BH) bu açıdan daha dikkatli takip edilmesi ve hatta taranması bu hastalı ın daha sık ve semptomsuz dönemde yakalanmasına olanak sa lamı tır (2). PSK Etiyolojisi (3) Bakteri ve toksin teorisi Ülseratif kolit (ÜK) Toksik safra asidleri Proinflamatuvar peptit Bakır Viral infeksiyonlar CMV Familyal ve genetik faktörler HLA doku grupları mmunolojik nedenler Hümoral immün anormallikler p-anca Hücresel immün mekanizmalar CD4/CD8 Hastalı ın etiyolojisi bilinmiyor.psk li olguların %65-86 nın birlikte BH na, tersine ÜK li olguların %2-6 sının PSK e sahip olması ço u ara tırıcıyı portal bakteriyemi veya çe itli toksinlerin enterohepatik sirkülasyonu üzerinde durmasına neden olmu tur (3, 4). Toksik safra asidleri (örn. litokolik asid) ile reaksi- Güncel Gastroenteroloji 7/4 279

yon sonrası PSK in ortaya çıkabilece i ileri sürülmü. Bu dü ünce hastalıklı kolondan bakterilerin etkisi ile olu an litokolik asidin portal sisteme girerek PSK e yol açtı ından hareketle ortaya atılmı,ancak daha sonraları ispat edilememi tir (3, 4). Yine inflamasyonlu kolonda meydana gelen proinflamatuvar bakteriyel peptidlerin enterohepatik sirkülasyona girmesi ile portal inflamasyonun olu tu u ve sonuçta da PSK in erken dönemdeki lezyonlarına benzer nötrofilik kolanjit olu tu u iddia edilmi tir (3, 4). Bununla beraber iddetli ÜK li olguların PSK geli imi için major bir risk faktörü olu turmadı ı ve esasen PSK li olguların ço unun hafif veya sessiz BH na sahip olması, PSK in ÜK geli iminden önce veya ÜK nedeni ile yapılan proktokolektomiden sonra da geli mesi bu hipotezleri çürütmektedir (3, 4). Bakırın PSK geli iminde rol oynayabilece i dü ünülmü se de, zaten nedenden ba ımsız olarak kronik kolestazlı olgularda bakır birikimi olmaktadır.öte yandan D-penicillaminin de kontrollü klinik çalı malarda faydası gösterilememi tir (PSK lı olgularda) (3, 4). Viral enfeksiyonlar patogenezde suçlanmı, ancak yapılan çalı malarda PSK li olgularda bu enfeksiyonların (hepatit A,B,C, reovirus 3 vb gibi) kontrol grubuna göre fazlalı ı gösterilememi tir (4). CMV, HIV li hastalarda PSK benzeri sendroma yol açabilir. Ayrıca CMV karaci er transplantasyonu sonrası rejeksiyon geli enlerde. "vanishing bile duct syndrome" a yol açabilir.bununla beraber CMV ile birlikte olan tabloda büyük safra kanallarının fibrozisi ve destruksiyonu görülmez, ayrıca da PSK li hastalarda CMV enfeksiyonu için tipik olan inkluzyon cisimleri de gösterilememi tir (3). Familyal ve genetik predispozisyon patogenezde sorumlu tutulmu ve birçok çalı mada PSK ile çe itli HLA haplotipleri arasında güçlü bir ili ki bulunmu tur (4). Çe itli hümöral ve hücresel immün anormallikler PSK li olgularda tanımlanmı tır.hümöral immün anormallikler açısından p-anca üzerinde en çok durulan konudur.ancak p-anca bugün için ne tarama testi olarak ne de hastalı ın klinik, histolojik ve biyokimyasal aktivitesinin belirleyicisi olarak kullanılmamakta, sadece olayın immunolojik yönünü gösterdi i belirtilmektedir (3). Hücresel immün mekanizmaların etiyolojide rol oynadı ı dü ünülmü, CD 8 (supressor/sitotoksik) T lenfositlerinde azalma, sonuçta CD4/CD8 oranında anlamlı artı saptanmı tır (3). PSK in prezentasyon ve klinik seyri oldukça de i kenlik gösterir.sıklıkla erken adult dönemde kolestaz semptomları ile tanınırsa da, infant veya daha ileri ya larda karaci er hastalı ı ile ili kisiz semptomlarla da tanınabilir.bazı hastalar akut kolanjit episodları,bazıları progressif kolestaz belirtileri, bazı olgular sadece karaci er testlerinde anormallik (klinik olarak gayet iyi görünürler) gösterirler ( ). Dickson ve arkada larının yaptı ı bir metaanalizde (5 çalı ma, 426 olgu) ara tırılan hemen hemen tüm de i kenlerin merkezler arasında farklılıklar gösterdi i, hastalı ın do al seyrinin ve prognozunun standardize edilmesinin güçlü ü ortaya konmu tur (5). PSK DE DO AL SEY R Günümüzde tanı kondu unda PSK li hastaların büyük bir kısmının asemptomatik oldu u görülmektedir.çalı maların ço unda hastalı ın progressif bir seyir gösterdi i ortaya konmu tur.gerek semptomatik ve gerekse asemptomatik olgular olsun tüm PSK li olgularda ya am süresi aynı ya, cins ve ırkla kar ıla tırıldı ında oldukça azalmı oldu u görülmektedir. Hastalı ın seyri boyunca PSK li hastaların %7-30 unda kolanjiokarsinom geli mektedir. ÜK in kolonun premalign lezyonu dü ünülmesi gibi PSK de bilier sistemin premalign bir hastalı ı olarak kabul edilmelidir. Tanı konulmasından sonra hastaların ortalama ya am süreleri 9-7 yıl arasında de i mektedir. Tanı konuldu unda asemptomatik olma oranlarının farklılı ı; 1. Semptomların tanımlanması ile ilgili olabilir(örn. Bazı çalı malarda yorgunluk hastalı a özgü bir semptom gibi kabul edilmektedir) 2. Hastalı ın ba lama noktası ne zaman? Bazı çalı malarda BH nın ba langıcı PSK in ba langıç noktası olarak alınmaktadır 3. Tarama programlarının yaygın kullanımı ve yine kolanjiografinin günümüzde hem yaygın ve hem de ba arılı bir ekilde uygulanıyor olması özellikle BH olan hastaların (bunun dı ında da karaci er fonksiyon testlerindeki anormalliklerin) erken tanınması mümkün olmaktadır 4. Son olarak da hastalı ın prognozu gibi prezentasyonunda da bölgesel farklılıklar söz konusu olabilmektedir (5). 280 Aral k 2003

Literatürde bildirilen birkaç çalı manın dı ında hemen tamamında PSK in progressif seyirli bir hastalık oldu u gösterilmi tir (6-0). Progressif olmadı ını ifade eden (, 2) çalı malardaki bu farklı sonuçlar muhtemelen daha önce de belirtildi i gibi; -ba langıç noktası olarak alınan zamanın uygun olmayı ından, -hastaların takiplerinin iyi yapılamamı olmasından veya da -bu grupta sıklıkla birlikte varolan BH dan kaynaklanıyor olabilir. Di er yandan bu çalı malarda olgu sayılarının azlı ı ve çalı maların retrospektif olarak yapılması di er önemli noktaları olu turmaktadır. Hastalık yıllarca sessiz ilerleme gösterir, dolayısıyla da progresyonun saptanması ancak prospektif olarak yapılan karaci er fonksiyon testleri ve karaci er biyopsisi ile mümkün olabilir. PSK in erken saptanması ortalama ya am süresini olumlu yönde etkilemektedir. (Örn. BH olan hastalarda PSK in saptanması gibi). Dolayısıyla bu tür çalı malar (tarama veya minimal karaci er test anormalli i gösteren BH olan hastaların saptandı- ı çalı malar) daha yüksek sürvi oranına sahiptirler. Paroyka ve ark nın (7) 45 asemptomatik olgu üzerinde yaptıkları çalı mada PSK in progressif bir seyir gösterdi i görülmektedir.ortalama 75,2 ay takip edilen hastaların %3 inde karaci er yetmezli- i geli ti i, %76 sında karaci er hastalı ı progresyon gösterdi i ortaya konmu tur. Sürvi analizinde bu grubun kontrollere göre %2 daha az oldu u (%96 ya %75) bulunmu tur. Çalı manın sonucu olarak semptomu olmayan hastaların 3/4 ünde klinik, biyokimyasal, radyolojik ve/veya histolojik bulgulara göre hastalı ın progresyon gösterdi i, /3 hastada ise karaci er yetmezli i (ölüm veya transplantasyon) geli ti i belirtilmi tir. Angulo ve ark.nın ( 0) yaptı ı ve 07 olgunun toplam 200 kez histolojik olarak de erlendirildi i ba ka bir çalı mada evre I den itibaren olguların histolojik progresyon gösterdi i bulunmu tur. Asemptomatik olguların progresyonunda univariate analizde birçok faktör etkiliymi gibi görünmesine kar ın, multivariate analizde fizik muayene bulgularının anlamlı olmadı ı, laboratuar bulgularından ise sadece AST ve alkalen fosfataz düzeylerinde artma ile albümindeki azalmanın progresyonu göstermede anlamlı olabilece i bulunmu tur (7). Hastalı ın seyri boyunca olguların %7-30 unda kolanjiokarsinom geli ir.bunun tanınması zordur. Çünkü klinik ve radyolojik olarak kolanjiokarsinom benign inflamatuvar striktür gösteren durumlara oldukça yakın benzerlik gösterir.ayrıca uygun serolojik markırın bulunmaması, bilier sitolojik ve histolojik çalı maların da ço u olguda erken tanı koymada yeterli hassasiyeti göstermemeleri nedeniyle tanıda gecikmeler olmaktadır.bunlara ilaveten PSK li hangi olguların kolanjiokarsinom geli imi için risk ta ıdı ı da bilinmemektedir. Her ne kadar ba langıçta uzun süreli ÜK ve sirotik dönemdeki PSK li hastalarda kolanjiokarsinomun daha sık olarak geli ti i ileri sürülmü ise de sonraki çalı malarda bu do rulanamamı tır. CA 9-9 kolanjiokarsinomun varlı ında tanıda faydalı ise de, PSK li hastalar için kolanjiokarsinomun erken tanı ve taranmasında herhangi bir faydası yoktur. PSK ile beraber kolanjiokarsinom olan olgularda 2 yıllık sürvi % 0 un altındadır (, 3, 4). PROGNOST K MODELLER Klinik, biyokimyasal ve histolojik özellikler temel alınarak sürvinin tahmin edilmesi hem etkili bir tedavinin yapılması ve hem de karaci er transplantasyonunun planlanması bakımından oldukça önemli bir noktayı olu turur. leri istatistiksel yöntemler kullanarak çe itli klinik de i kenler dikkate alınmak suretiyle de i ik klinikler farklı prognostik modeller geli tirmi lerdir.bu de i kenlerle risk skorunun iddeti belirlenebilir ve sonuçta hastanın hastalı ının herhangi bir döneminde sürvi açısından durumu ortaya konabilir.a a ıdaki tabloda de i ik merkezlerin bu amaçla kullandı ı de i kenler görülmektedir. Mayo Clinic (6) King s College (8) Multicenter (5) Swedish (9) (n=174) Bilirubin Histolojik Evre Hemoglobin nflam. Barsak Hast. (n=126) Hepatomegali Histolojik Evre Splenomegali Alkalen fosfataz (n=426) Bilirubin Histolojik Evre Splenomegali (n=305) Bilirubin Histolojik Evre Tablodan da anla ılaca ı üzere tüm modellerde histolojik evre kullanılan parametrelerden birini olu turmaktadır ki bunun için karaci er biyopsisine gereksinim vardır.bu ise invaziv bir i lem olup GG 281

sözkonusu modelin kullanılabilirlili ini kısıtlamaktadır. Di er yandan bu modellerde kullanılan bazı de- i kenler subjektif bir kavram gibi farklı ekillerde yorumlanma potansiyeline sahiptir.örn. splenomegali veya BH gibi.bunların tanımlanmasındaki kriter nedir? Fizik muayene mi?, ultrasonografi mi? veya BH için klinik, endoskopik, radyolojik vs Sonuçta bu kısıtlayıcı faktörler yeni model arayı larını da beraberinde getirdi. Bu amaçla esasen fonksiyonel karaci er rezervinin saptanması için ortaya konan, daha sonra çe itli kronik karaci er hastalıklarının prognozunda da kullanılmaya ba lanan Child-Pugh sınıflamasının PSK li hastaların sürvilerinin de erlendirilmesinde de kullanılabilece i ileri sürüldü ( 5). lk olarak Cleveland Clinic ten Shetty ve ark. ( 5) 208 PSK li hasta üzerinde yaptıkları çalı mada ortalama 70 aylık takip sonrası Child-Pugh sınıflamasının PSK li hastaların sürvilerini do ru bir ekilde tahmin edebilece i ileri sürüldü. Bunun üzerine Child skorunun de erlendirilmesine yönelik di er çalı malar gündeme gelmi tir. Esasen Child-Pugh sınıflaması dekompanse karaci- er sirozu olan hastalar üzerine odaklanmı tır ve ba langıçta varis kanaması gözlenen hastalarda ant operasyonunun de erlendirilmesi amacıyla kullanıma girmi tir.dolayısıyla da temelinde ilerlemi karaci er hastalıklarındaki riski belirlemek yatar.bu nedenle de daha az ilerleme gösteren hastalarda karaci er hastalı ının durumunu göstermede çok faydalı olmayabilir.bu sınıflama ile olguları mortalite riskine göre ayırma oldukça geni bir aralıkta mümkündür, net sonuç vermez.bu durum öyle ifade edilmektedir.bir de i kende bir ünite artma (örn.asit) ba ka bir de i kende (örn.bilirubin) bir ünite artma gibi aynı prognostik öneme sahiptir, ara dereceler yoktur. Dolayısıyla da aynı Child-Pugh skoru olan hastalar farklı mortalite riskine sahip olabilirler. Ayrıca Child-Pugh skoru tedavi ile de i ikli e u rar (örn. Asit veya ensefalopatinin derecesinde azalma Child-Pugh skorunu de- i tirir).son olarak da laboratuarlar arasında standardizasyon olmaması nedeniyle Child-Pugh skorunda farklı sonuçlar ortaya çıkabilir (örn. PT nın farklı tromboplastin reajenleri kullanılması sonucu farklı sonuçlar verebilir) ( 6, 7). Child-Pugh skorunun bu dezavantajlarına kar ın Mayo modeli PSK için bazı avantajlara sahiptir: Mayo modeli hastalı ın iddetindeki geni bir yelpazede ele alınarak olu turulmu tur.dolayısıyla bu model hastalı ın her dönemine uygulanabilir.bu nedenle de Child-Pugh sınıflamasının duyarlı olmadı ı pek fazla ilerleme göstermemi olgularda oldukça faydalı sonuçlar verir. Mayo modeli ara derecelere sahiptir (örn. risk skorunda bir ünite artma mortaliteyi aynı oranda etkiler-hangi risk faktörünün arttı ına bakmaksızın) Child-Pugh skorunun aksine Mayo modelindeki de i kenler tedavi yakla ımlarından oldukça az etkilenirler. Mayo modeli oldukça dar güvenlik aralı ında sürvi tahmini yapabilir ( 6, 8). Child A ve Child B grubundaki hastaların Mayo risk grubuna göre yeniden de erlendirildi i kar ıla tırmalı bir çalı mada Child A ve B deki hastaların bu modele göre birbirinden rahatlıkla ayrılabilen 3 ayrı (farklı prognostik özellikler gösteren) gruba ayrılabildi i gösterilmi tir ( 6). PSK in do al seyrinin belirlenmesinde son olarak Mayo grubu daha önceki çok merkezli çalı manın verilerine kendi serilerini de katmak suretiyle "Revize edilmi yeni Mayo modeli" geli tirmi lerdir.bu modelde; ya, total bilirubin, albümin, AST ve varis kanaması öyküsü anlamlı de i ken olarak bulunmu tur ( 8).A a ıdaki tabloda yeni modele göre de i kenlerin katsayıları ve risk hesaplaması görülmektedir. De i ken Katsayı p 0.03 (0.0-0.05) <.0 Log total bilirubin 0.54 (0.30-0.77) <.0 Albümin -0.84 (-.35-0.32) <.0 Log AST 0.54 (0. 4-0.94) <.0 Varis kanaması.24 (0.57-.92) <.0 R=0.03 (ya [yıl] )+0.54 log (bilirubin [mg/dl]) +0.54 logast [U/L]) +.24 (varis kanaması [0/ ]) -0.84 (albümin [g/dl]) Daha sonra bulunan de er "bilinen survival fonksiyon" kullanılarak herhangi bir zamandaki (örn..yıl, 2.yıl gibi) sürvi oranını hesaplamamızı sa lar. t S0 (t) 0.963 2 0.9 9 3 0.873 4 0.833 exp (R-.00) S (t)= S 0 (t) 282 Aral k 2003

öyle bir örnek verilebilir; Örnek. 40 ya ında PSK li hasta, bilirubin 4.6 mg/dl, AST 69 U/L, albümin 3.0 g/dl ve varis kanama öyküsü var. R = 0.03 (40)+0.54 log e (4.6)+0.54 log e (69)+.24 ( )-0.84(3.0) R = 3.00 exp (R-.00) S (t) = S 0 (t) yıllık sürvi: S ( ) exp (3.00-.00) = 0.963 = % 76 exp (3.00-.00) 4 yıllık sürvi: S (4) = 0.833 = % 26 Bu örnek formülle hesaplanabilece i gibi, Mayo klini in web sayfasından yararlanılarak veriler girilip otomatik olarak da hesaplanabilir. Prognozun belirlenmesinde MR kolanjiogarfi de kullanılmı tır. MR kolanjiografinin kullanıldı ı bir çalı mada intrahepatik kanallarda high-grade striktür (>%75) (low-grade göre) 3 yılda % 9 sürvide azalma, intrahepatik kanallarda diffüz striktür (kanalların >25) (lokalize striktüre göre) 3 yılda % 6 sürvide azalma göstermi tir ( 9,20). PSK VE TRANSPLANTASYON Kronik karaci er hastalıklarında karaci er transplantasyonu endikasyonları net olarak belirlenmi olmasına kar ın, bu i lemin zamanlamasına yönelik belirsizlik halen devam etmektedir. Transplantasyonun majör bir cerrahi i lem oldu u dikkate alınırsa erken yapılması durumunda gereksiz erken ölümle (prematüre mortalite) kar ıla ma riski ortaya çıkmakta, i lemin geciktirilmesi durumunda ise bu kez de hastalı ın olu turdu u, altta yatan hastalı a ba lı olarak transplantasyon i leminin yapılamaması durumu ile kar ı kar ıya kalınmaktadır. Dolayısıyla cerrahi i lem için optimal zamanlama çok önemlidir (2 ). Bugün için PSK te transplantasyon a a ıdaki endikasyonlarda yapılmaktadır (2 ): 1. Malignitenin ekarte edilmesinden sonra Mayo risk skoru >4,8 bulundu unda 2. Siroz ve portal hipertansiyon komplikasyonları (varis kanaması, refrakter asit veya portosistemik ensefalopati) 3. Günlük ya amı etkileyen semptomlar (yorgunluk,ka ıntı ve tekrarlayan bakteriyel koloanjit) PSK DE TRANSPLANTASYON SONRASI PROGNOZ PSK için ortaya konmu olan çe itli prognostik modeller incelendi inde (multivariate analiz sonrası) burada kullanılan parametrelerin transplantasyondan sonra sürvi belirlemede etkili olmadıkları saptanmı tır.bu amaçla transplantasyon sonrası sürvi üzerine etkili olabilecek transplantasyon öncesi çe itli de i kenler ara tırılmı ve çe itli merkezlerin yaptı ı çalı malarda farklı parametreler bulunmu tur. (22) (23) (21) BH Renal disfonksiyon Renal disfonksiyon Renal disfonksiyon Asit Child C Child C Safra yolları CA Performans durumu Performans durumu Üst karın cerrahisi Kötü beslenme geçirme Konu ile ilgili Neuberger ve ark.nın (22) yaptı ı son çalı mada BH nın prognoz üzerine (karaci er transplantasyonu sonrası) olan etkisi ara tırılmı tır.bu çalı maya kadar BH nın transplantasyon sonrası sürvi üzerine olan etkisi tanımlanmı de ildir.bununla beraber sadece bir çalı mada transplantasyon yapılan BH lı hastaların iddetli rejeksiyon için daha fazla riske sahip oldukları ve de daha çok yeniden transplantasyona ihtiyaç gösterdikleri bulunmu tur (ÜK ve Crohn ayırıcı tanısı yapılmaksızın) (24). Neuberger ve ark.nın (22) çalı masında ÜK in transplantasyondan sonra daha iyi prognoz gösterdi i, Crohn un ise transplantasyon üzerine etkisinin olumsuz oldu u bulunmu tur.bu farklılı ı hastanın daha önce karın cerrahisine maruz kalma veya farklı anti-inflamatuvar ilaçların kullanılması (transplantasyon öncesi) ile tam olarak izah etmek mümkün de ildir. Belki de ÜK in sadece kolonda sınırlı olması, oysa Crohn un iyile meyi veya immün cevabı etkileyebilecek tarzda genel bir arterit olması nedeniyle olabilir. Transplantasyon sonrası PSK in sonuçları genel olarak di er kolestatik hastalıklarınkinden daha kötüdür (25). GG 283

KAYNAKLAR 1. Farrant JM. Definition of primary sclerosing cholangitis. J Hepatobiliary Pancreat Surg 1999; 6: 329-332. 2. Majole CBLM, Huibregtse K, Reeders JWAJ. Primary sclerosing cholangitis. Abdom Imaging 1997; 22: 194-198. 3. Menon KVN, Wiesner RH. Etiology and natural history of primary sclerosing cholangitis. J Hepatobiliary Pancreat Surg 1999; 6: 343-351. 4. Lee Y-M, Kaplan MM. Primary sclerosing cholangitis. N Engl J Med 1995; 322: 924-933. 5. Dickson ER, Murtaugh PA, Wiesner RH, Grambsch PM, Fleming TR, Ludwig J, et al. Primary sclerosing cholangitis: Refinement and validation of survival models. Gastroenterology 1992; 103: 1893-1901. 6. Wiesner RH, Grambsch PM, Dickson ER, Ludwig J, Mac- Carty RL, et al. Primary sclerosing cholangitis: natural history, prognostic factors and survival analysis. Hepatology 1989; 10: 430-6. 7. Porayko MK, Wiesner RH, LaRusso NF, Ludwig J, MacCarty RL, et al. Patients with asymptomatic primary sclerosing cholangitis frequently have progressive disease. Gastroenterology 1990; 98: 1594-1602. 8. Farrant JM, Haylar KM, Wilkinson M, Karani J Portmann B, et al. Natural history and prognostic variables in primary sclerosing cholangitis Gastroenterology 1991; 100: 1710-17. 9. Broome U, Olsson R, Loof L, et al. Natural history and prognostic factors in 305 Swedish patients with primary sclerosing cholangitis. Gut 1996; 38: 610-15. 10. Angulo P, Larson DR, Therneau TM, LaRusso NF, Batts KP, Lindor KD. Time course of histological progression in primary sclerosing cholangitis. Am J Gastroenterol 1999; 94: 3310-3313. 11. Helzberg JH, Petersen JM, Boyer JL. Improved survival with primary sclerosing cholangitis: a review of clinicopathologic features and comparison of symptomatic and asymptomatic patients. Gastroenterology 1987; 92: 1869-1875. 12. Aadland E, Schrumpf E, Fausa O, Elgjo K, Heilo A, Aakhus T, Gjone E. Primary sclerosing cholangitis: a long-term follow-up study. Scand J Gastroenterol 1987; 22: 655-664. 13. Snook JA, Kelly P, Chapman RW, Jewell DP. Fibrolamellar hepatocellular carcinoma complicating ulcerative colitis with primary sclerosing cholangitis et al. Gut 1989; 30: 243-45. 14. Thompson HH, Pitt HA, Tompkins RK, Longmire WP. Primary sclerosing cholangitis. A heterogeneous disease. Ann Surg 1982; 196: 127-36. 15. Shetty K, Rybicki L, Carey WD. The Child-Pugh classification as a prognostic indicator for survival in primary sclerosing cholangitis. Hepatology 1997; 25: 1049-53. 16. Kim WR, Poterucha JJ, Wiesner RH, LaRusso NF, Lindor KD, Petz J, Therneau TM, et al. The relative role of the Child-Pugh classification and the Mayo natural history model in the assessment of survival in patients with primary sclerosing cholangitis. Hepatology 1999; 29: 1643-48. 17. Conn HO. A peek at the Child-Turcotte clasification. Hepatology 1981; 1: 673-676. 18. Kim WR, Therneau TM, Wiesner RH, Poterucha JJ, Benson JT, et al. A revised natural history model for primary sclerosing cholangitis. Mayo Clin Proc 2000; 75: 688-694. 19. Craig DA, MacCarty RL, Wiesner RH, Grambsch PM, La- Russo NF. Primary sclerosing cholangitis: Value of cholangiography in determining the prognosis. AJR 1991: 959-64 20. Ismail T, Angrisani L, Powell JE, Hübscher S, Buckels J, et al. Br J Surg 1991; 78: 564-567. 21. Wiesner R, Porayko M, Hay JE, LaRusso N, Steers J, Krom R, Dickson ER. Liver transplantation for primary sclerosing cholangitis: impact of risk factors on outcome. Liver Transplant Surg 1996; 2(Suppl I): 99-108. 22. Neuberger J, Gunson B, Komolmit P, Davies MH, Christensen E. Pretransplant prediction of prognosis after liver transplantation in primary sclerosing cholangitis using a cox regression model. Hepatology 1999; 29: 1375-79. 23. Ricci P, Therneau T, Malinchoc M, Benson J, Petz JL, Klintmalm G, et al. A prognostic model for the outcome of liver transplantation in patients with primary sclerosing cholangitis. Hepatology 1997; 25: 672-77. 24. Narumi S, Roberts JP, Emond J, Lake J, Ascher N. Liver transplantation for primary sclerosing cholangitis. Hepatology 1995; 22: 451-457. 25. Goss JA, Schackleton C, Farmer D, Amaout W, Seu P, et al. Orthotopic liver transplantation for primary sclerosing cholangitis-a 12 year, single-center experience. Ann Surg 1997; 225: 472-481. 284 Aral k 2003