BAĞLANMA. Konuşmacı: Dr. Şebnem Soysal Yer: Atılım Üniversitesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu Tarih: 22.04.2009



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER

TC KİMLİK NO 1-Adı ve Soyadı. 2-Cinsiyeti. 2-Doğum yeri ve tarihi

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi


Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır.

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

ISBN :

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

1 of 5 14/10/2010. Stresle Başa Çıkma

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA ANAOKULLARI ÇOCUK BİLGİ FORMU. 2) Az sorunlu ya da çok sorunlu geçtiyse bu sorunların neler olduğunu kısaca yazınız:

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD

ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ. İLETİŞİM ve SÜRECİ

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Kadın sağlığı konusunda küçük bir rehber

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş HOŞGELDİNİZ. Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT)

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

İletişim, hem güçlerimizin farkında olmak, hem de zayıflıklarımızın üstesinden gelmek demektir.

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

1. Hafta İlişkilerin Önemi

Danışman Olarak Hemşire

Diğer: Diğer:... Diğer:...

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

SINIRLARIMIZ SINIRLARINIZ SERT Mİ, YUMUŞAK MI?

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

'Yaşam, seçimler üzerine kurulu'

hamilelik ayrılma Aile arabuluculuk evlilik boşanma yasal birlikte yaşam eş çocukların karşılanması doğum

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

Özel Amerikan Robert Lisesi Eğitim Yılı. Çocuk İnceleme Merkezi Değerlendirme Anketi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

İletişimin Bileşenleri

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül :41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül :10

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

BEBEĞİNİZİN BİR SORUNU VAR

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Tarihsel Süreç İçinde Baba Olma Kavramı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

36-48 AY GELİŞİM DEĞERLENDİRME FORMU

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir.

9. Sigarayı bırakma zamanı

PROJENİN BAŞINDAKİ VE ŞUANDAKİ SİMULTANE UYGULAMALAR, BAKIM UYGULAMALRI VE SOSYAL İLİŞKİLER YÖNETİMİ

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

Testversion Ej för ifyllnad

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir.

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

Transkript:

BAĞLANMA Konuşmacı: Dr. Şebnem Soysal Yer: Atılım Üniversitesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu Tarih: 22.04.2009 Dr. Şebnem Soysal: Kurum bakımında kalan çocuklar çok iyi bakılıyorlar, yediriliyorlar, içiriyorlar, onlarla çok ilgilenen insanlar var. Bu ay ki ölçümlerini alıyoruz. Sonra anne ve babalarının yanında yaşayan çocukları alıyoruz. En çok sosyo kültürel düzeyde yetişen çocuklara göre onların birazcık daha bizim Türk çocukları standardının altında olduğunu görebiliyoruz. Bunun nedeni sadece temel bakım hizmetlerinin yetersiz karşılanması değil, yeterli birebir etkileşimle ilişkisi de yok. İnsan topluluk halinde yaşayan bir varlık bir organizma öyleyse bu kaçınılmaz durum yani insanları bir arada bulunduruyor, öyle bir eğilim var, öyle bir gereksinim var, bu gereksinimin sonucunda ortaya çıkan şey bağlanma. Şimdi çok kritik bir şey söyleyeceğim. İnsan doğumdan ölüme kadar ötekine muhtaç. Reklamlarda da var; işte güzel bir denizkızı geliyor, o Robinson değil bu şimdi öteki varlıklara ve nesneye muhtaç olduğunuz şey. Niye? Mesela ben şimdi kendi yüzümü görmeyi çok isterdim. Çünkü koşa koşa geldim aklımda bir sürü şey var ama kendi yüzümü bir ayna olmadan göremiyorum. Benim aynam sizsiniz. Mesela jestinizle mimiğinizle bakışlarınızla bana o aynayı siz tutuyorsunuz bu öteki kavramı gerçekten çok önemli. Mesela ben sesimin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum sadece bağırdığım zaman, o da gecikmeli olarak kendi fizyolojimden dolayı hissedebiliyorum ya da ses tonumu alçalttığım zaman ama perdesiyle ilgili olan bilgileri yine bana siz veriyorsunuz. Tenimin de kokusunu bilmiyorum bir parfüm varsa söylüyorum ya da siz bana geliyor diyorsunuz ki çok güzel kokuyorsun bugün çok kötü kokuyorsun. İşte bütün bunlarla ilgili olarak benim kendimle ilgili bilgileri alabilmem adına kendi farkındalığım adına kendimi bilebilmem adına ötekine yani size ihtiyacım var. Peki, şimdi ötekiyle bağlanma ilişkisine geldiğimiz zaman özellikle insanları konuşuyorsak yaşamın ilk günlerinde başlıyor bu. Ama ben buna katılmıyorum. Yaşam nerede başlıyor anne karnına düştüğümüz andan itibaren mi başlıyor dünyaya geldiğimiz andan itibaren mi başlıyor? Duygusal yönü ağır basıyor olması gereken beklenen bir durum çünkü benim yaşamımı sürdürebilmem için, ayaklanabilmem için, kendimi ifade edebilmem için bir başkasına bağlanmam gerek. Bağlanma Kuramı; ben onun üstünde durmayacağım. Doğru ya da arkadaşlar ya da çağdaşlar ya da bu konu üzerinde duran insanlar siz zaten bunu okudunuz biliyorsunuz ya da okunabilir bilgilerinizi güncellenebilirsiniz. Bağlanma Kuramı dediğimiz şey aslında çok kritik bir zamanda ortaya çıkmış insanların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ortaya atılmış bir kuram. II. Dünya Savaşı ndan çıkılmış her yer yıkık dökük işte bir sürü sakat insan var annesiz babasız kalmış çocuklar var bu noktada acaba ilişki, dünya, hayat nereye gidiyor düşüncesiyle kahraman bir adam çıkıyor çağdaşların tam aksi yönde başka bir iş yapıyor işte ben bu insana kahraman derim. Ortalama bir insan kahraman bir insan çünkü her şeye rağmen yaşamaya çalışıyorsunuz. Anne ve bebek arasındaki bağ işte bu nedenle çok önemli çünkü yaşamak zaten başlı başına böyle bir şey eğer bu bağ herhangi bir şekilde kesintiye uğrarsa mesela diyelim ki siz evlendiniz doktora yapıyorsunuz çok harika bir fırsat çıktı. Bebeğiniz de 4 aylık, annenize bıraktınız anneniz hadi git çocuğum ben buna bakacağım diyor. Siz eşyanızı topluyorsunuz 6 aylığına gidiyorsunuz. Bu da öyle bir şey oluyor ki ekonomik kriz de var, bakıcı da tutamayacaksınız. Anne ve babanız da başka bir şeyle uğraşıyor. Çocuğu aldınız götürdünüz. Hele bazen rahatımıza o kadar çok düşkün oluyoruz ki 1 hafta boyunca çocuğumuz anne ve babamızda ya da bakıcı da kalıyor. 1

Biz ne yapıyoruz hafta sonları gidiyoruz onu alıyoruz, anne ve babalık yapıyoruz. Yapmasınlar değil mi? Anne baba ehliyeti olmayan insanlar anne baba olmamalı. Böyle ÖSS gibi falan bir sınav olmalı değil mi? Yukarıdan öyle sınav yapılmalı sen ol sen ol diye. Ya da öyle bir şey oluyor ki anne ya da babadan bir tanesi vefat ediyor olmadı baba askere gidiyor, ya da boşanıveriyorlar. Sonuç olarak bağ bir şekilde zedeleniyor. Şimdi bu kuram sanki tek taraflıymış gibi duruyor, diyor ki herhangi bir şekilde ben aslında güvenli bir ilişki kurmak istiyorum. Ama kurmak istediğim bu ilişki bir şekilde kesintiye uğruyor. O zaman ortaya çıkan şeyle bebek nasıl baş edecek nasıl tepkiler ortaya koyacak? Yani ağırlıkla kayıp durumlarında ortaya koyduğumuz tepkisizlikler, tepkiler, kaygılar, kızgınlık, depresyon, yeme bozuklukları bunların hepsini biz bir ele alalım bakalım altta yatan şey nedir diyorlar. İçimizde anne olanlar var Allah tan bunu en iyi onlar anlayacaklar. Aslında evlat olmak da başlı başına zor bir iş değil mi? Anneniz size diyor ki şu köprüden git karşıya geç sen hep geçmek istiyordun ya, bir ara bakalım etrafında ne var ne yok, ondan sonra sana mutlu mesut bir şekilde bak istiyorsan şu taşa da çıkabilirsin derenin içine de girebilirsin ama senin için ben bir köprü yaptım bir şekilde geri dönebilirsin; bağlanma kuramı işte böyle bir şey. Çocuğu serbest bırakıyorsun ama saldım çayıra gibi bir şey değil, gözüm ruhum çocuğun üstünde ama bu onun davranışlarına sosyal yaşama uyum becerilerini kısıtlayacak ortadan kaldıracak bir şekilde de değil, burada o kadar ince bir ayar var ki onu yakalayabilmek çok önemli. Hani Üstün Dökmen Hoca diyor ki biz harika anne babalarız yani çocuğumuzun yerine oyun da oynarız, onun yerine de düşeriz diyor bu değil, ya da ben o kadar rahat bir anneyim ki bıraktım, komşular da diyor ki yani ev yerle yeksan oldu bu da değil. Efendim çocuğun kendini ifade edebilmesi kendini yaşayabilmesi için güvenilir bir ortam hazırlamamız gerek. Yol boyu gördüğünüz fotoğrafların hepsi Özgür Çopur a ait kendisi bağlanmayla ilgili olarak özel bir potpuri hazırladı eylül gibi sanırım Ankara da da sergisi olacak onun fotoğraflarından alıntılar var burada. Bağlanma Kuramına göre hepimizin değil mi birine böyle dokunma hissetme yapışma ihtiyacı var ama bunun ne derece sağlıklı olabileceği çok önemli. Yani ben o köprüden gideceğim ama sürekli arkama bakarak da anneme baka baka da gidebilirim hiç annemin yanından ayrılmaya da bilirim. Anneyi birincil bakım veren kişi olarak aklımızda tutalım. Ama bir şekilde de gönlüm hep o taşın üzerine çıkmakta bir gideyim oraları keşfedeyim ne oluyor, ne bitiyor diye bir bakayım. Hem anneyle yakınlığı koruyacak hem de bir şekilde kendi ihtiyaçlarını da karşılayacak. Bu nasıl bir duygu ne kadar zor bir şey yani korkacağım korkmayacağım, bağlanacağım bağlanmayacağım nasıl bir şey. Bağlanma bireyler arasında çok özel bir durum dedik. Bunun da belli aşamaları var onlara bakalım daha doğrusu hatırlayalım hep birlikte. Duygusal bağı kuran kişinin yeri bir başkasıyla doldurulamaz. Şunu düşünün biz ataerkil bir topluluğuz. Hala geniş ailenin baskın olduğu bir topluluğuz. Sadece şehirleri düşünmeyin. Şehirlerde bile ayrı ayrı evlerde yaşayıp aslında sanki hep birlikte yaşıyormuş gibi davranan insanlar var. Genellikle çocuklar anneleri, büyükanne ya da büyükbabaları, halaları, teyzeleri tarafından da büyütülüyorlar. Ama öyle bir şey olur ki küçük bir bebek bile annesinin sesini duyduğu andan itibaren öbürlerini atarak ve direkt olarak ona döner ve anne kucağına aldığı zaman rahatlar bu birincil bağ ilişkisini anneyle kurulduğunu ama diğer insanlarla ilişkiler açısından bağlandığının ne kadar geniş olduğunu bize gösterir. Duygusal bağ kurulduğunda çocuklar bilinçsiz ayrılıklara çok tahammül edemezler. Çalışan anne baba olmak bu nedenle çok zor, çünkü siz de çocuğunuzdan ayrılmak istemezsiniz. Sabahleyin çocuğu uyandırmak, giydirmek kreşe veya başka bir yere götürmek çok zordur bu gönülsüz bir durumdur ve tek taraflı değildir. 2

Dikkat edin bağlanma ilişkisi tek taraflı bir durum değil iki tarafı da anlamak lazım bu anlamda kuram belki tamamlayıcı. Duygusal bağ süreklilik gerektirir. Kurumda kalan çocukları düşünün bir gün geldi Ayşe Teyze baktı öbür gün geldi Mehmet Ağabey baktı. Bir sürü arkadaşları geldi onlara teyzeleri için de başka şeyleri için anket doldurdu 10 gün ilgilendi. Sonra başka bir teyze geldi, onlara çikolata getirdi. Sizce bu ilişki ne kadar sabit durur? Sürekli yaşantıda biri gider biri gelir yaşamda da süreklilik çok önemli. Mesela duygusal bağı ve bu yakınlığı herkes sürdürmeli değil mi? Mesela sevgilinizden ayrıldığınız zaman çok üzülüyorsunuz. Çünkü siz buna hazır değilsinizdir gelen ipuçlarını belki biliyorsunuz hissediyorsunuz, belki de bilmiyorsunuz. İnsanlar bir yolda aynı anda yürüyorlar ama aynı anda bir ilişkiyi başlatmaya ya da bitirmeye hazır olmuyorlar değil mi? Yani hani siz o sosyal psikoloji anlamındaki şeyleri benden çok daha iyi biliyorsunuz benim o bilgilerim o kadar taze değil. Hani farkındalıklarınız birbirinden farklı ben birini fark edeceğim ondan sonra onunla ilişkisizliği yaşayacağım sonra ilişkiye gireceğim ilişki yaşayacağım. Yani ölüm sürecine kadar giden bir durum ama hiçbir zaman aynen ya da çok nadiren ya da hiçbir zaman olmaz demeyelim. Çünkü doğada her şey olmaz diye bir şey yok aynı anda olmuyor. Şimdi anne çocuktan ayrılmaya hazır ama çocuk değil çocuk hazır anne değil. Dikkat edin okul önlerinde okul korkusu yaşayan çocuklar annelerine bir bakın bakalım ne yaparlar? Canım hoşça kal sakın düşme hareketlerini takip edin acaba kimin sıkıntısını yaşadığını bir sorun var altta yatan bağlanma ilişkisi nasıl? Bence Bowlby çok şanslı bir bilim adamı niye çok şanslı bir bilim adamı çağdaşlarını düşünecek olursak Harlow gibi biriyse birlikte üstelik de arkadaşı onu da düşünelim. Psikoloji Biliminde hayvan çalışmalarının ne derece önemli olduğunu da biliyoruz. Şimdi birazcık bağlanma konusunda sadece ve sadece bilgilerinizi tazeleyeceğim. Psikolojiye Giriş kitaplarının favori çalışmalarından bir tanesidir o her okuduğumda beni çok heyecanlandırır. Hem deneysel kurgu açısından yani bir deneysel psikolog gözüyle baktığım zaman çok hoşuma giden bir şey bu. 1958 de maymunların anne yoksunluğunu çalışmış Harlow. İki tane telde maymun figürü var bunlardan bir tanesinde bir örtü takılıyor yumuşak, sıcak bir görüntüsü var bir tanesinde de telde bir maymun onda da sadece biberon içine süt konulmuş. Şimdi nerede dururdunuz açıkçası bunu bir düşünün. Gün boyunca oynuyor, eğleniyor, gülüyor işte anneyle beraber kumaşa, anneye sarılıyor. Ama karnı acıkınca ne yapacak yazık gidecek sütünü içecek ama hiçbir şekilde o kumaştan ayrılmıyor. O tensel temas ne kadar çok önemli değil mi? Besleniyor, ondan sonrasında oraya geliyor. Diyorlar ki birincil ihtiyaçlar tamam çok önemli besle giydir altını temizle ama hani burada tensel temas ve rahatlık ne kadar önemli ne kadar somut bir şekilde bize bunu gösteriyor. İkinci çalışmaya geldiğimiz zaman şimdi tamam hani yumuşaklık çok önemli ama bir sıcaklık vardır. Çoğumuz hani aşırı sıcağı sevmeyiz ama o dokunuşu, o sıcaklığı hissederiz. Gel öyleyse koşulları eşitleyelim. İki tane şöyle anne yapalım. Ama bunlardan bir tanesini ısıtalım diğeri de soğuk kalsın. Bir de o soğuk olanı kumaşla kapatalım bakalım ne olacak tabii kumaş yumuşak vs ama soğuk. Soğuk da kalabiliyor musunuz? Hepsi sıcak olan anneyi tercih ediyorlar. Sonra bu zeki adam o kadar hoş sonuçlara varıyor ki, biz gelirken onu konuştuk. Gazetelere baktığımız zaman bir tane iç açan haber var mı? Ekonomiyi, politikayı, Ergenekon u onu bunu bir köşeye bıraktığımız zaman bir tane iyi anne baba ilişkisi görüyor musunuz? Hep örselenen çocuk, dayak yiyen çocuk, tecavüze uğrayan çocuk, niye bütün bunları biz konuşuyoruz niye olumlu keyifli şeyleri paylaşmıyoruz? Hep olumluyu kendimize saklıyoruz, olumsuzu yansıtıyoruz. Ne olur birazcık bu anlamda düşünün olur mu bunu? Şimdi bağlanma kuramında bağlanmanın kurulmasında fizyolojik ihtiyaçlar tek başına yeterli değil. Adam bunu hep söyledi başından beri dört temel sonuca vardı. 3

Diyor ki düzgün bağlanma ilişkisi kuramayan ya anneler çocuklarına fiziksel şiddet uyguluyorlar. Maymunlar onları örseliyorlar ihtiyaçlarını istedikleri zamanında karşılamıyorlar. Anne canı istediği zaman bebeğini besliyor. Erkekler çiftleşmekte zorlanıyorlar, belki de hiç çiftleşemiyorlar bakın ne kadar önemli. Şimdi bunu 1958 lerde söylüyorlar bir sürü zaman geçiyor ve şunu düşünün bebeklikteki bağlanma ilişkiniz acaba ilerideki eş seçimi üzerinde ne derece etkili olabilir. Lorenz i biliyorsunuz onun kuşları varsa bizim de kuşlarımız var yine bağlanmayla ilgili. Lorenz in çalışmaları bize şunu gösteriyor ki bağlanma deneyiminden yoksun olma acaba bu yoksunluğun süresi ve niteliği sonraki ilişkilerimizi de nasıl etkiler? Çalışan annelerin bir kısmı da mesela kendilerini bebeklerini bırakıp gitmiş olarak algılıyorlar. Acaba bunlarda bir bağlanma sorunu olabilir mi? Ayrılık dediğimiz şeyin bir tanımı var mı? Süresi hangi zaman diliminde gerçekleştiği anne ya da çocuğunun buna hazır olup olmaması şimdi bir yandan bağlanma yükümlülükle değerlendirirken neler yapıyoruz onu konuşurken bunların yanıtını vereceğim. Klasik olarak hadi gelin şimdiye kadar yaptıklarımızı bir özetleyelim. Ne dedik bakım verenin yokluğuna karşı gösterilen tepki dürtüsel ve hayatta kalma hesabı az önce söylediklerimizi tekrarlayalım. Belirli bir kişiye olumlu tepki vereceksiniz. Eğer çocuk içeriye giren herkese sarılıp öpüyorsa annesi dışarı çıktı hiç umurunda değilse annesinin kim olduğunu bilmiyorsa düşüneceğimiz birkaç tane belirgin psikopatoloji var. Tepkisel davranma bozukluğu bunlardan bir tanesi olabilir. Gelişimsel bozukluk şemsiyesi altındaki hastalıkları düşünebilirsiniz. Hiperaktivitenin daha çok aşırı düzeyde olduğu durumlarda değil mi çocuklar koşup birilerine sarılırlar ama onlar da anneyi bulamama gibi bir durum söz konusu değildir. Bunların hepsi çok hızlı bir şekilde aklınızdan geçebilir. Şimdi çok korktum kime giderim? 14 yaşındaki bir kıza 75 yaşındaki bir adam tecavüz etti. Değil mi? Hüseyin Üzmez olayını siz biliyorsunuz. O da gitti bunu annesine söyledi. Annesi dedi ki bak o adam öyle bir şey yapmaz bize ekonomik olarak da destek veriyor. Şimdi ne yaptı bu çocuk gitti en korktuğu insana bunu söyledi insan da dedi ki yok böyle bir şey çocuğa inanmadı altını deşmedi, tekrar onu oraya gönderdi. Korktuğun zaman gittiğin kişiden ihtiyacını karşılayacak tepkiyi alamazsan o zaman ciddi anlamda bir geri çekilme yaşarım. Şimdi ben gittim anne mutfakta yemek yapıyor. Annemin başka bir ihtiyacı var ben de diyorum ki beni kucağına al beni rahatlat ve ihtiyaçların karşılanması çift taraflı olması gerekiyor. Yani her iki tarafın da verilen mesajları anlaması gerekiyor. Anne mesela çocuğu öteliyorsa sen git oyun oyna, sen git oyun oyna çocuk ne yapar ya da sen salona git ben birazdan geleceğim. Tepkisi daha artar yani süreci birlikte paylaşmak ve dahil olabilmek bu anlamda çok önemli. Şimdi en sevdiğim şeyi anlatacağım ben size. Yeni doğan dönemi yaklaşık 12 yıldır yeniden bebekleri izliyorum ben. Yüksek lisansım bu yönde acaba erken doğan bebeklerde bağlanma örüntüsü nasıldır diye. Anne karnındayken bir hastalık nedeniyle müdahale edilen bir bebek var, cerrahlar annenin karnını açtığı zaman cerrahın elini yakalıyor ne kadar özel bir şey bu yani ilk andan itibaren bağlanmak. (izle dakika 18.52) Hamilelik sürecinde anneyi, doğum öncesi sürecini ya da doğumu çok iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Mesela biz hep sorarız planlı bir gebelik miydi ve insanlar da yüzümüze bakar bunun altından ne çıkacak diye. Gebeliğini önceden planlanmış olması beraberinde iki şeyi getirir. Bir beklentimiz artar o kadar çok hazırlanırsınız ki daha ortada çocuk yoktur ama hayatınız atasözlerinde gezinir, doğmamış çocuğa don biçersiniz her şeyi alırsınız, odasını yaparsınız. Anne ve baba aslında bunun için bir hazırlık süreci yaşarlar. Birden şok olmazsınız bizim çocuğumuz olacakmış eyvah ne yapacağız diye. Siz biliyorsunuz değil mi karın ağrısı nedeniyle hastaneye getirilip de hamile olduğunu öğrenen bir sürü ergen var nasıl bir travma nasıl bir şok. 4

Yani sadece kendi isteğiyle birlikte olmayıp tecavüze uğrayan birçok çocuk bu anlamda ergenleri geçtik bir sürü de değil mi insan var, bunu yaşayan ama bu nasıl bir farkındalık düzeyi. Gebelik sürecinin nasıl geçtiği çok önemli bugün psikoloji dersinde siz bu şeyi görüyorsunuz. Son zamanlarda sizin yaşantınızı etkileyen çok kritik bir yaşam olayı var mı? Hepimizin yaşamında bir kriz var daha o gelecek diyorlar. İşte Amerika Allah tan artık Irak ı, İran ı vurmuyor ya da herhangi bir başka bir şey olabilir ve başka ne krizi olsun diyelim ki yakınlarınızdan biri vefat etti işsiz kaldınız bambaşka krizler ya da hiçbirinizin farkında olmadı ama sizin içinizde yaşadığınız krizler olamaz mı? Şimdi bir aileyle görülüyorsanız eğer bu anlamda öncelikli olarak son bir yılı konuşun bakalım ne olmuş hayatlarında. Önceki gebelik öyküleri çok önemli. Seren Serengil ne kadar bağırıyor. Üç bebeğimi de kaybettim doktor kocamı da beni de öldür buna nasıl dayanırım ben; ne kadar zor bir şey tekrardan toparlanması beden olarak ruhsal olarak tekrar bebek sahibi olmaya çalışması hepsini böyle düşünün bakalım. Bundan sonraki adımda kaldığı hamileliklerde müthiş bir çaba gösterecek, onu tutayım benden ayrılmasın gitmesin diye. Ailelerle konuşurken düşük tehlikesi ölü doğum, erken doğum, doğum sonrası kayıpların mutlaka bağlanma ilgili konuşuyorsak çalışıyorsak konuşmanız gerek. Şimdi sosyal desteğin niteliği çok önemli Ardahan ın bir köyünde bir kadın hamile gidiyor tarlada doğuruyor, göbek bağını kendi kesiyor. Ondan sonra kalkıyor ne yapıyor orakla ekin biçiyor. Burada ne oluyor Recep Akdağ bağırıyor yaptığı şey yanlış da demeyelim. O kadar fazla sezaryen doğum var ki doktorlarımız bir süre sonra normal doğum yapamayacaklar doğaya aykırı bir şey diyor haklı. Sezaryen doğum yapanla normal doğum yapanların bağlanma süreci aynı mı acaba? Anne o kadar acı sıkıntı yaşarken bir taraftan da hemşire emzir emzir derken, öbür taraftan anneanne babaanne başka bir şey yaparken başında bir sürü insan destekçisi olan biri de günlük hayatını sürdürmek zorunda olan, bağlanması arasında fark var mı acaba? Şimdi kritik bir şey konuşacağız; annelik donanımını edinmek. Bir şeye hazır olmak mesela bu toplantıyı siz belki iki üç gün öncesinde duydunuz. Ajandanıza baktınız bir yerinize yerleştirdiniz. Hazırlıklı bir şekilde de buraya geldiniz. İşte bir grup orada sınav oluyor bir taraftan off ne zor soru ya da bitse de gitsek evimize diyor yağmur da yağıyor falan gibi düşünüyorum ben de. Şimdi annelik donanımı dediğimiz şey gebelik öncesinde başlıyor. Her kadın anne doğuruyor mu? Mesela bu salonda şunu söyleyebilecek biri var mı? Ben çocuk sahibi olmak istemiyorum. Yok. Bunu söylemek cesaret işidir çoğu zaman toplantılarda hiç kimse el kaldırmaz belki bunun nedenlerini konuşmak ve düşünmek lazım. Büyük oranda bu sözel olmayan bir ilişki biçimidir dokunuşla çok yakındır. Böyle ilk bebek olan anneler falan çok keyiflidir. Anneyle arasında çok müthiş bağımlı bir melodi vardır böyle o uyumu o senfoni çok hissedersiniz çok başka bir şeydir o. Acaba gerçekten ben anne olmaya hazır mıyım? Gerçekten fiziksel olarak ruhsal olarak yaptığım işler açısından anne olmaya hazır olabilir miyim bakın burada konuşulacak olan şey bu. Anne bir iş yapıyordu birden hamile kaldı tek başıma ne yapacağım işte benim hayat planlarım da şunlar şunlar yani bir nedenle böyle bir şey oldu. Mesela kemoterapi görürken hamile kalan kadınlar var bakın ne kadar zor bir karar bu. Tedavisini yarım bırakıp bebeğini doğuran insanlar var. Kendi hayatı mı bir bebeğin hayatı mı ne kadar böyle farklı bir seçim yapmak zorundasınız. Yani bunların hepsini düşünün çünkü böyle hastalarınız olabilir karşınıza farklı nitelikte farklı sorunları olan insanlar gelecektir. Mesela annenin bebeğe nasıl davrandığı da çok önemli şimdi ben buraya gelmeden önce bir radyo programına katıldım orada bana dediler ki konu da yine kitaplarla ilgiliydi. İşte herkesin bir hayali var masalı var onu gerçekleştiremediysek şimdi gerçekleştirelim. Her çocuğun kendi hayali var. 5

Siz hayallerinizi zamanında gerçekleştiremiyorsanız onları şimdi biçim değiştirerek gerçekleştirmeye çalışın. Öyle bir şey oluyor ki herkesin kafasında olan bir şey var düş kurduğu, umut ettiği, gözleri Ahmet e benzeyen de oğlum olsun mesela, ya da öyle korkular var ki ya yine düşerse yine bu bebeği ben kaybedersem. Toplumsal yükler var çok önemli yaşam deneyimlerimiz var ve güncel birtakım baskılar var değil mi? One minute olayından sonra ne oldu Filistin deki herkes çocuğunun adını Tayip ve Emine koymaya başladı nasıl bir aile baskısı bu yani. Yani hiç kimse ayakkabısını çıkarıp atan adamın adını bilmiyor onu öyle ezberledik, ismini hatırlamıyorum demek ki onun da adını koyan birisi yok. Klinik değerlendirme de bebeklerle ilgili çalışma sonrası annelik donanımı mutlaka iletmek zorundasınız mutlaka çalışmak zorundasınız. Anne bebek sahibi olacağını nasıl öğrendi? Bakın bu çok kritik bir şeydir mutlaka konuşmalı bağlanmaya çalışıyorsunuz. Bebek sahibi olacağını ilk kiminle paylaştı? Anne 6 aylık hamile, sonrası kendi annesine söylemedi başka bir şeyleri yaşıyor. İlginç değil mi benim gördüğüm böyle bir aile var mesela. Annenin çocuğundan beklentileri ne, onun hayallerini gerçekleştirmesi mi, kendini ifade etmesi mi, çocuğu nasıl ağlıyor nasıl ifade ediyor? Mesela sıpa, eşek aslında bir hayvan ismi ben bunu söylediğim zaman çok hoş karşılanmaz değil mi? Ama bir şekilde Anadolu da o kadar güzel severler ki çocuklara böyle isimler ve lakaplar takarlar aslında o ifadelendirmeyle o seslendirmeyle ne kadar değiştiğini görüyorsunuz. Mesela çocuğu anlatırken hangi sözcükleri seçiyor bu yönden çok önemli mesela ben bunu hep vurguluyorum. Zamirleri hep kullanıyor; bu da hep böyle yapar. Bakın kimlik gelişimini isim kullanma da o kadar önemli bir şey ki dikkat edin Türkiye de biz insanlara ismiyle hitap etmiyoruz çocuklarımızı ismiyle çağırmıyoruz bu çok yeni yeni başlayan bir şey. Oysa biz gelişim testlerinde soruyoruz değil mi? Çoğu psikopatoloji elde etmek için çok önemli bir şey bakın seslendiğimizde ismiyle söylediğimiz zaman dönüp bakıyor mu diye. Ama biz onu ismiyle çağırmıyor ki canım diyorum, oğlum diyorum, yavrum diyorum ya da başka bir şey söylüyorum ya da öyle bir şey oluyor ki anne diyor ki işte oğlumun adı Ulaş olsun, baba diyor ki hayır babamın adı Abdulbaki olsun, ikisinin dediği olmuyor. Bambaşka bir isimle çağırıyorlar çocuğu önce Ulaş diye çağırıyorlar. Ulaş gibi gökler bakın ne kadar önemli sahiplenmek kendini sahiplenmek anlamında. Bebeğin adını kim koydu çok önemli bir şey mesela o kadar çok şehit evlat oldu ki değil mi? Doğan çocukların hepsinin adı mesela annesinin karnında vefat eden değil mi, babası vefat eden bizim subaylarımız oldu daha çok yeni çocuklara onun isimleri verildi nasıl bir yüklenme? Ya da amcasının dayısının adını aldı. Bunların hepsini siz çalışacaksınız kliniklere gittiğiniz zaman. Çocuklar nasıl gelecekler acaba size? Adın özel bir anlamı var mı adınızın nasıl konulduğunu biliyor musunuz? Bunların hepsi aslında çok önemli. Aile yapısı için bebeğin gelişi ödül. Nasıl? Anne baba tam boşanacaklar anne hamile kaldığında alın size kriz. Kriz illa intihar mı? Bir eşya ne zaman alınır kiminle alındı? Bazen öyle şeyler oluyor ki mesela anne ve baba çok hazırlıksız geliyorlar doğuma. Yani bir zıbını yok, bir doğum eşyası yok, hiçbir şeyi hiçbir hazırlığı yok, yani o bebeği düşünün ya da bazen öyle bir şey oluyor ki biraz öncesinde dediğim gibi doğmamış çocuğa don biçmek. Bakın sarkacın farklı ucu değişik bir tarafları mutlaka görelim onu hissedelim. Bebeğin aile içerisindeki rolü çok önemli. Aile birlikleri açısından hep söylenir ya çocuk anne ve babayı birleştiren mihenk taşı mı acaba aileyi birleştiren bir şey midir? Biçimsel roller ya da kimlik açısından evliliğin sürdürülmesi açısından bebeğin cinsiyeti soyun devamı, ırkın devamı, üç çocuk yapın çok önemli bir şey bu. Hatta onu birazcık daha yükseltin birazcık 5 çocuk yapın durumu yani lütfen bunların hepsini bağlanma açısından değerlendirin. 6

Sınır doğumdur arkadaşlar 26 hafta normal doğum 40 hafta bebeğin akciğerlerinin gelişimiyle birlikte bu 28 29 haftaya tekabül eder. Akciğerlerin zar arasında sürfaktan ismi verilen bir madde vardır. O ilk olarak 26. haftada oluşmaya başlar. O oluştuğu zaman artık akciğerleriniz birbirine yapışmaz arada böyle havanın geçeceği bir ayrım vardır. Her nefes aldığınızda orası şişer ve yavaşlar. Şimdi o madde artık teknoloji sayesinde 26. haftada doğan bebeklere dışarıdan verilebiliyor. 26. hafta niye kritik biliyor musunuz sadece nefes almak var olmak anlamında değil. Artık bebek olup biten her şeyi o haftadan itibaren hissetmeye başlıyor. Anne baba tartışıyorlar tam ultrason zamanında böyle yüksek tonda bir bağırma var babanın bağırması ve annenin karnındayken fetüsün böyle havalanıp aşağıya indiğini görüyorsunuz çok güzel bir tören çalışsaydı onu izleyecektik beraberce. Yani bakın bağlanma dediğimiz şey ben size dedim ya ön hazırlıklarıyla başlıyor ama kritik zaman dilimi 26. hafta. Burada ne olursa olsun hani diyorlar ya bebeğe müzik dinlettik çok rahat işte benim harika bir hamileliğim geçti şimdi bunlar hepsi aslında doğumla ilgili olan şeyler. Şimdi krizlerden bir tanesi anne için de böyle bebek için de böyle korunaklı harika bir yerden siz dışarı çıkıyorsunuz. Fiziksel görüntüsü tamamen değişmiş, hormon yapısı tamamen değişmiş bambaşka bir hayat üzerine olacak bir kadın her ikisi için de ciddi bir travma doğum nasıl daha uygun olmalı suda mı doğurayım? Fotoğrafçı mı çağırayım? Ondan sonra değil mi doğum fotoğrafları var artık lütfen bu çok ciddi bir sektör bunların hepsini bir düşünün bakalım. Doğuyorsunuz, çip çip birisi fotoğrafınızı çekiyor ne hissedeceksiniz? Doğum sonrasında yaşanan olaylar çok önemli değil mi? Bebek çok da kolay doğabilir hiç ummadığınız bir şekilde sıkıntılar da ortaya çıkabilir. Mesela erken doğum olabilir. Siz 26. haftasındasınız ya da diyelim ki 30. haftadasınız hiç beklemiyorsunuz birden bebeğiniz doğdu. Hiç bir hazırlığınız yok 7. ayın başındasınız. Kocanız yok anneniz yok herkes bir yerlerde tek başınıza kaldınız, filmlerde oluyor genellikle taksi başında doğuruyor sonra oradan hastaneye yetişiyor çok uydurma değiller herhalde. Gebelik türüne çok önem veriyorum. Şimdi son yıllarda hamileliği çeşitli nedenlerle öteliyoruz. Organik yiyecekleri de pazara gidemediğimiz için bulamıyoruz bir sürü sıkıntı yaşıyoruz. Ondan sonra ne oluyor hadi yardımcı üreme teknikleri tüp bebek vs falan bunlar yapılıyor. Şimdi düşünün ilk seferinde çok nadir gibi durum olursa en az üç dört deneme ben biliyorum yirmi iki deneme yapan anneler var yirmi üçüncü çocuğa bu anne sizce nasıl yapışır? Kendiliğinden hamile kalmak bir mucize ve hayatta mucizeleri aramak için böyle çok ötelere gitmenize ya da Nuh u falan hatırlamanıza gerek yok bunların hepsi aslında sağlıklı birey olabilmek sağlıklı çocuk sahibi olabilmek bir mucize. Yirmi yedinci seferinde çocuk sahibi olan annenin o bebeğe olan düşkünlüğü ve bağlanmasını bir düşünün bakalım. Herkesin üstüne yüklendiği şeyi düşünün. Herkes bu farklı doğrultuda o bitti 28. hafta doğdu eyvah ne yapacak şimdi bebek ya ölürse, kör olursa, sağır olursa, kronik akciğer hastası olursa, ne yapacak? Erken doğum beraberinde getirdiği bir sürü sıkıntı var bunlar sadece fiziksel şeyler. Öğrenme güçlüğü olursa ne yapacak? Çocuk 6 yaşına geldiğinde hiperaktivitesi olursa ne olacak değil mi? Zihinsel anlamda gelişimsel gerilikleri olursa ne olacak? Doğum sırasında hiç ummadığınız şeyler olabilir. Mesela Gazi Hastanesinde bir yangın oldu bundan 2 yıl öncesinde o sırada doğum hanede doğum yapan anneler de vardı. Bütün hastane boşaltıldı anne koridorda doğum yaptı ve doğum sonrasında dekanlık binasına taşındı. Bu anneyi de düşün yani her gün kontrole gelmiş ultrason yaptırmış düzenli muayenelerine gelmiş hesapta olmayan bir şey hayatın kontrolleri bizde değil yani sonuç olarak. Çoğul gebelik bekliyorduk bir baktık üçüz oldu, beşiz oldu, yediz oldu eyvah ne yapacağım ben şimdi? 7

Bebeğin ilk görüldüğü andı yani onca acıyı, onca sıkıntı, onca şeye rağmen o an bebeği de sorabilmek. Eli ayağı düzgün mü, parmakları tam mı, ağladı mı, bebekle ilk ne zaman temas kuruldu, ilk emzirme anı, gerçekten çok önemli literatüre açın bakın hocalarınız size anlatıyor. Bununla ilgili tonla yazı bulabilirsiniz. Bunların ne kadar önemli olduğunu burada verdim. Şimdi doğumdan hemen sonra insan yavrusu hemen ne yapıyor ne dedik hayatta kalması için yapışacak birine öyleyse ne yapacak meme arayacak, başını döndürecek, arayacak tarayacak, parmak emecek, yakalayacak anneye yönelecek. Yaşasın Pavlov değil mi? Artık beslenme saatlerini bir süre sonra hatırlayacak ondan sonra sezinleyecek hemen hazırlanacak böyle biberonu gördüğü andan itibaren gülümseyecek, anneyi görünce heyecanlanacak. Yeni doğan dönemi yani ilk 28 gün günlük yaşama uyum becerilerini fiziksel anlamda en tepede olduğu dönem. Şimdi bütün sistemlerimiz alarm halinde harika bir yerden bambaşka bir yere geldiniz solunumumuz düzenli kardiyak sisteminiz beslenmeniz boşaltım sistemi metabolik sistemler, böbrekler, kan, endokrin bütün sistemlerimiz sil baştan yeniden revize edilecek belki formatlanacak dünyaya hazırlanacak. Bu süreç içerisinde acaba bebekler hiç mi bir şey hissetmiyorlar? Böyle bir şey oluyor mu? Her şeyi 26. haftadan itibaren net bir şekilde hisseden bir insan bunları 28 günde hissetmez mi? Uyuduğu zaman değil mi? Günün çok büyük bir bölümü bebekler bu dönemde uyku halindeyken geçiriyorlar. Bir ses olsun uyanıyor. Farkındalığı olmasa uyanabilir mi? Karnı acıktığı için ağlıyor bu mesajları bize veriyor yani. Şimdi yeni doğan dönemi filiz daha; hiç ağaç ya da çiçek ekeniniz var mı? Onun soğanını düşünün. Siz bir yere bir şey koydunuz bakarsan bağ. Şimdi gelişim psikoloji dersi aldınız klinikte konuşuyorsunuz. Gelişimsel Psikopatoloji de belki konuşuyorsunuz. Bu aylarda bir bebek neler yapabilir? Anormali anlayabilmek için önce sağlıklıyı bilmek gerekiyor. Sağlıksız yapıyı tanıyabilmem için sağlıklı ne yapacak onu bilelim ki onu diğerinden ayırt edebilelim. Şimdi burada gördüğünüz her şey ses, çıkarması anneye bakması, memeyi araması vs döneme özgü olan şeyler eğer bunları yapmıyorlarsa bir sıkıntı var. Anne karnesi diye bir şey var. Sağlık Ocaklarında ya da diğer yerlerde başvurulduğu zaman bunları yapmıyorsa bir bebek ciddi anlamda zorluk ve sıkıntıları var demektir. O zaman hadi siz bu çocuk nöroloji kliğine çocuk psikiyatrisi kliniğine ya da daha ileri düzeyde araştırılacak bir kliniğe ya da birkaç ay sonra bize tekrar kontrole gelin belki bir şeyleri doğru yapamıyoruz. İlk bebeğimiz belki onu uyaramıyoruz belki bizim sıkıntılarımız var belki anne depresyonda değil mi bütün bunları telafi edelim birde ondan sonra bakalım diyorlar. Şimdi 0 2 ayı kaplayan dönem bu filizkenlik dönemi çok önemli niye çünkü kişiliğin temellerini atıyoruz. Lütfen demirden ve çimentodan bu noktada çalmayın bu çok önemli. Mesela bu ne? Yasal izin süreleri mesela çok kritik bir şey annelerin büyük bir bölümü 38. haftaya kadar hala işyerlerinde deliler gibi çalışmaya devam ediyorlar ki yasal haklarında iki haftayı da öteleyip doğum sonrasında kullanabilsinler. 36. haftadan sonra bir kadının eğer Hülya Avşar gibi hırsı yoksa çalışması çok zor aynı verimle aynı heyecanla aynı suratla çok zor yani fiziken mümkün değil. Ama insanlar bir sonraki dönemde bebekleriyle süreci yaşayabilmek adına bunu yapıyorlar. Mesela burada en kritik şeylerden bir tanesi kendi bedenine karşı bebekler daha duyarlı hale geliyorlar. Şimdi yeni çıktı değil mi? Masaj yapın, dokunun, öpün bir süre daha altını açık bırakın bebek kendini hissetsin, fark etsin diye. Sözsüz iletişim ne kadar önemli burada sözü edilen bu özelliğinden bakın hiperaktivite semineri bilmeyenler için kulaklarına bir küpe olsun. Yani çocuk bu dönemde yeterince uyaran olursa hani biz sessiz taraf diyoruz erkeklerle çok özdeşleştiriyoruz ya bu tarafın uyarılmasıyla çok ilgili. Sinaptik bağlar bu dönemde çok artıyor. Bu ne demek? Bakın bir sürü psikopatoloji için size anahtar veriyorum ben de artık anahtar dağıtıyorum. 8

Dikkatini ve ilgiyi duyduğun herhangi bir şeye herhangi bir uyarıcıya yönlenebilme yeni bilgileri öğrenebilme sadece çevresel uyaranlara mutlak etkisi altında kalabilme, başkalarını dikkate almama, Orbitofrontal Korteks bozukluklarında karşımıza çıkan psikopatolojiler. 8. haftayla birlikte artık bebek tamamen bakıcısına yönelmeye başlıyor. Ne yapıyor? Gülümsüyor, uzun süre göz ilişkisi kuruyor, bakın ne kadar önemli bu, genellikle ne yapıyor anne babalar? Çocuklarını kucaklıyorlar hep birlikte gidiyorlar. Çocuk dışarı bakıyor anne babanın yüzünü hiç bilmiyor. Konuşurken iletişim halindeyken anne babanın yüzünü görecek şekilde konuşmayı alabilecek şekilde belli bir mesafe dışarıya çıktığımız zaman dış dünyayı görsün ve tanısın niye olduğunu ne bitiyor çevreyi görsün tanısın ama evdeyken o teması, o sıcaklığı yüz ifadelerimizi alsın. Yüz ifadesi bakımından bakın 0 2 ay ne kadar önemli özgül öğrenme güçlüğünde biz biliyoruz ki çocuklar bunu yapamıyorlar değil mi? Yüz ifadelerini anlamlandıramıyorlar yani gelişimsel bozukluklar hastalıkları düşünün bakın ne kadar kritik ne kadar önemli bu. Bakıcıyı görünce daha iyi heyecanlanıyor daha farklı sesler çıkartıyor diye. Şimdi yine bence dünya için çok kritik adamlardan bir tanesi Piaget onun dönemlerinden bir tanesine tekabül eden bir süreç bu yani artık aldığı tepkiyi bebek yansıtmaya da başlıyor. Yani kendi ihtiyaçlarını karşılayana bakın o da tepki vermeye başlıyor. 2. ve 6. aylara geçelim beraberce. Bebek neler yapabiliyor? Biraz daha özgürleşiyor değil mi? Hareket becerileri arttı, ellerini izliyor takip ediyor. Sadece psikiyatrik hastalıklar açısından bakmayın olaya. Diyelim ki doğum sırasında bebek oksijensiz kaldı, bunu hiç kimse fark etmedi ya da dudakları mor oldu ya da başka bir şey oldu. Belki bir tarafını kullanamıyor bunların hepsi 2. ayla beraber hiç fark edilmemiş olabiliyor. Böyle çok çocuk geliyor elleri öyle yumruk halinde kapalı anne baba acaba bu çocuk niye hiç elini açmıyor, niye hiç izlemiyor diye düşünmesi gerekiyor. Mesela eline bir şey verdiğin zaman değil mi otomatiktir artık bizi uyaran bölgemiz 1 2 yaş için bir şeyleri ağzına götürebilir halde olan bebekler bunun hiçbirini yapmıyor. Ya da öyle bir şey ki alır içeri girersiniz baş hareketleri yönünden belirli noktaya odaklanır sizi izler, takip eder oyuncakların, çıngırakların en basitinden her bebeğin çıngırağı vardır, olmasa bile ya da şöyle yaptığınız zaman mesela ama o izleyemiyor illa otizmi düşünmeyin belki bulamıyor başka bir sıkıntı var değil mi? Sağlıkla ilgilenelim ki sağlıklıdan sapmayı takip edebilelim. Şimdi kliniklere çocuklar geliyor çok ağlıyor hiçbir şekilde susmuyor bu bebeğin acaba sıkıntısı nedir? Mesela sırt üstü yatırıyoruz çok huzursuz, yüzükoyun yatırıyoruz kendini kaldıramıyor. Destekli oturmaya daha henüz başlamadı. Bakın bu ayda bebekler yani insan ne kadar çok şey yapabiliyor aslında yapabildikleri ne kadar çeşitlidir. Oturmayı sakın yabana atmayın o kadar zor bir iş ki ayağa kalkıp yürümek ne kadar zor bir iş başka hangi familya bunu yapabiliyor, insandan başka çok yani çok kritik şeyler aslında bütün bunlar. Çok kritik artık ben annemi bir bütünleyeyim ben artık aileyim. Ben bireyim bakın ne kadar erken gelmeye başlıyor. O ve ben aileyim. Sosyal ilişkilerde bir bütünlük ve süreklilik arayışı keşke herkes bunu yapabilse değil mi? Yasa devamlılığı ilkesinin kazanımıyla birlikte artık bebekler bunu yaşamaya başlıyorlar. Karşılıklı iletişim ve oyun; oyun oynamak sadece oyuncaklarla birlikte çocuğa belli komutları verip sen onu yap sen bunu yap demek değil çocuk erkenden başlıyor aslında oyun oynamaya. Oyunların mümkün olduğu kadar çok çeşitlenmesi gerek. Ne dedik? Sözsüz, tensel bazen nidalarla şarkılarla türkülerle ne kadar geniş bir memleket sınırlandırılmış sadece materyale dönmüş bir oyun oynama sistemi. Ne istiyor herkes ben olmak istiyor. İlgiyi üstüne çekmek istiyor sadece seninle olayım tamam işin içerisine bir yabancı girdiği andan itibaren ilk sualde geri dönün ne oluyordu? 9

Anneyle yakınlığı korumak istiyor. Anne baba konuşurlar bebek bir türlü rahat vermez ya da anne der ki emzirirken onunla birlikte olmayı istiyor hiç konuşmamı istemiyor. Acaba neden? Bir düşünün bakalım yabancı kaygısı çok önemlidir aile bu anlamda çok önemlidir. Bir sürü psikopatoloji konusunda bize yardımcı olabilir. 7 15 ayları gibi neler yapabiliyor artık değil mi, hareket kabiliyeti giderek arttı yürümeye başlayacak, desteksiz oturacak ve ilk sesler gelmeye başlayacak. Bizim için kritik olan şeyler ortak dikkat gelmeye başlıyor işaret ediyor, artık hoşça kal bye bye yapabiliyor sorulduğu zaman vücudunun değişik bölümlerini gösterebiliyor. Şimdi kritik olan şeylerden bir tanesi bellekle ilgili olanı değil mi ne var burada? Örtük Bellek artık işin içerisine giriyor yani zorla bir çocuğa bir şey öğretmek zorunda da değilsiniz onun devamı geliyor. Tekrarlayan ilişkilerde belli şeyleri öğrenmeye başlıyor. Artık 25. haftayla birlikte ortak dikkat, ortak niyet ve ortak duygu sistemi artık çalışmaya başlıyor. Yani ben annemden farklı biriyim benim bir öznel kendiliğim var. Sonuç olarak bağlanmanın gelişimiyle ilgili olan sürece şimdi beraberce bir bakalım. Peki, çocuğunun kişilik özellikleri nasıl. Bir aile sistemini bir de sosyo kültürel etken var yani karşınıza bir çocuk geldiği zaman ayrıntılı olarak bunların hepsini konuşmamız gerekmekte. Mutlaka gelişim testlerinden bir tanesini dağarcığınıza katmaya çalışın. Demo Gelişim Tarama Testini Türkçeye kazandıran onun çalışmalarını yapan Birgül Hanım burada bence kendisini gitmeden yakalayın. 4. sınıf öğrencileri bununla ilgili kurstan yararlanabilirler. Bu testlerden bir tanesini mutlaka edinmeye çalışın öğrenmeye çalışın. Mutlaka tuvalet eğitimi ve beslenme alışkanlıkları, uyku sorunları, oyun ve bebeğin yeni bir duruma uyum sağlama becerilerini üzerine mutlaka durulması gerekiyor. Mutlaka yine konuşmamız gereken eğer bağlanmayı konuşuyorsak bebeğin bir günü nasıl geçiyor. Hafta içi veya hafta sonu ayrıntılı olarak anlattım. Bir önceki konuşmayı düşünerek artık bunun nedenlerini çok ayrıtılandırmayacağım. Çocuk ev içerisinde ve ev dışında kiminle beraber ne kadar süre ve neler yapabiliyor? Aile bireyleriyle bir arada olduğunda bu çocuk hangi sıkıntılar yaşayabiliyor, kimin komutlarına uyuyor, kimin yasaklamalarına uyuyor, kimin yanında daha rahat, kimin yanında değil, hükmetme ve yönetme davranışları en çok kimin yanında ortaya çıkıyor? Mesela aile der ki evimize hiç misafir gelmiyor. Çocuk anne ve babadan başka kimseyi görmüyor. Tüm gün boyunca belki anneyle birlikte ama hayatı teğet geçiyorlar. Anne ev işi yapıyor televizyon seyrediyor çocuk kendi halinde. Aşina olduğu bir yere gittiğinde o çocuk anneannesine, babaannesine, halasına, komşuya, markete neler yapıyor? Orada tanıdığı biriyle karşılaştığında neler yapıyor? Hiç tanımadığı insanlar çocuğa dokunduğunda, öptüğünde, sevdiğinde neler yapıyor? Yabancı bir ortama girdiğinde annesinin eteğinin arkasına mı saklanıyor, ipini koparmış birisi gibi hiç sokağa çıkmamış birisi gibi sokağa fırlıyor koşuyor mu, yabancı birisiyle karşılaştığında ne yapıyor? Şimdi aile olayını anne ve çocuğun nasıl algıladığı çok önemli kavuşma sahneleri nasıl anneyle birlikte oyun oynama biçimleri nasıl, bunları bir oyun odası içerisinde çok rahatlıkla gözleyebilirsiniz. Anne ve baba çocuklarını yaşıtlarına göre nasıl değerlendiriyorlar? Bunlara mutlaka bakmamız gerekiyor. Bebeğin tepkilerinin farkına varıp uygun zamanda harekete geçen anne babalar çok önemli, bebeğin ihtiyaçlarını karşılıyor her koşulda bebeği kabul ediyor. İşbirliği yapıyor, güveniyor empati sağlıyor, yeterli ilgi ve sahiplenme gösteriyor. Bebekle bakıcı arasında bir uyum var hani filmlerde olur ya çeviri yaparlar birisi önden ağzını oynatır, arkadan da bir ses gelir hiçbir zaman senkron tutmaz siz o filmi izleyemezsiniz öyle düşünün. Anne ve bebek aynı anda hareket ediyorlar birbirlerine ihtiyaçlarına o şekilde duyarlılar. XVI. yüzyılda biri çıkmış güvenle bağlanmayı çok güzel bir şekilde özetlemiş. 10

Hani platformda konuşursanız bunu oraya adapte etmeniz mümkün bir ben vardır benden içeri. Eğer Deneysel Psikoloji ya da Bilişsel Psikoloji literatürüyle konuşuyorsanız Üst Biliş denen bir şey var Metamemory. Bütün sistemlerinizi kontrol eden her şeyin üstünde bir sistem var biz buna üst biliş diyoruz. Üst Biliş temelde güven ilişkisiyle çok yakından ilgili ne diyeceğiz kendisinin ve başka insanların duygusunun farkında olacak. Kendi hislerinin başka insanların davranışları üzerindeki etkilerini bilecek başkalarının kendisi üzerindeki etkilerini bilecek ve tüm bunların da farkında olacak beni bilecek benin ötesine geçecek bir de bütün bunların farkında olacak. Kaygı ve kaçınma özellikleri gösteren bir anne ve babaya sahip olan bir bebek neler yapıyor? Mesela huzursuz ve endişeli anne babanın bebeğe karşı hiç hoş olmayan davranışları var sürekli azarlıyor sürekli reddediyor. Çocukları bir sorun gibi algılıyor onlar genellikle. Çocuğun duygularını kontrol ederek aslında kendi streslerini en az düzeye indiriyorlar. Öyle bir şey olur ki bebeğe neyi söylemeleri gerektiğini ne hissetmesi gerektiğine dikkat ederler. Mesela çocuk düşer der ki anne baba aaa canın yanmadı ki erkekler ağlar mı? Yani çocuğun o anda ne hissettiğinin çok da önemi yoktur. Birden sonra davranışının hop diye kesilmesi gerekir anne baba onu yapar. Anne baba sürekli ihtiyaçlara duyarsız olduğu için kaçar. Çocuk ne yapar? Anne babanın peşinde koşar daha çok yapışır. Yani hep bize söylenir ya ikili ilişkilerde kaçan kovalanır diye, mantığı buradan geliyor. Hep klasik sorulardır bunlar. Gerçekten her ağladığında kucağa alalım mı hep ağladığında besleyelim mi saatli mi besleyelim acıkınca mı besleyelim biz ne yapalım? Burada sizin ya da benim değil bebeğin ihtiyaçlarına duyarlı olmak çok önemlidir. Az önce söylediğim şey çocuğun anılarını düzenlemeye çalışmak. Anne başkasının duygularını bastırarak aslında kendi stresiyle başa çıkıyor, dedik ya anne genellikle endişeli sürekli çocuğu püskürtüyor reddediyor ve düşmanca davranıyor. Aşırı bir kontrol söz konusu ve sürekli en çok bunu deniz kıyısında görürsünüz yapma, atlama, hoplama, yüzme, bağırma yani çocuk bir süre sonrasında uzaktan kumanda gibi hiçbir şey yapamaz hale geliyor. Anne daha sakin ama çocukla ilgilenmiyormuş gibi algılanıyor. Anne öfkelendiğinde ve komut gösterdiğinde çocukla ilgileniyormuş gibi algılanıyor ne kadar ters bir öğrenme. O nedenle çocuk hiçbir zaman sakin sessiz yeterli bir uyaran veren ortamlarda kalamıyor sürekli uyarıcının en üst seviyede geldiği bir ortamı düşünün. Böyle bir ailede yetişen çocuklar ne yapıyorlar kaygıları arttıkça bağlanma ihtiyacı hissediyorlar. Her terk edildiğinde güç kavgaları oluyor ve her seferinde ayrılmak yerine gidiyor müthiş bir şekilde bağlanıyor yapışıyor asla ayrılmıyor asla terk edemiyor. Yani erişkin davranışı örüntüleri açısından size bir ipucu olsun. Çocuk tüm varlığını anne ve babasına göre ayarlıyor. Öyle ikili ilişkiler vardır ki ilişki tek kişi üzerinden yürür öteki yoktur. O istediği zaman sinemaya gidilir, o istediği zaman yemeğe gidilir, o istediği zaman birlikte olunur her şey onun üzerinden yürür öteki kim kendini karşıdakine göre ayarlar burada da çocuk öyle. Çocuk anne babalarının davranışından asla kontrol edilemeyeceğini düşünür. Kendi hislerinin hiçbir zaman farkına varmadığı için hep başkalarının gözünden dünyayı anlamaya çalışır. Çocuk böyle olduğu zaman değil mi hep başkalarını memnun eden böyle onlara sürekli iltifat eden ne kadar iyi olduğunu söyleyen bazı tipler vardır. Tabii siz de şaşırırsınız ya bu samimi mi değil mi sahtelik ararsınız altta yatan örüntü böyle bir şey. Çocuklarda bilişsel bilgi var ama bunu temelde çözümleyemiyorlar. Annelerle ilişki kuran anne ve babanın davranış örüntüsüne bir bakalım. Bunların hiçbir zaman ne yapacağı belli olmaz. Çocuk düşer onlar güler çocuk uyurken onlar gelir farklı bir davranış ortaya koyarlar, bir kere kararsız ve sebatsızdır bunlar. Hiçbir zaman işbirliğinde senkron yoktur. Çünkü davranışlar arasında bir uyum ve bir denge yok. Bebeklerle çok ilişkili değiller onların ihtiyaçlarını rahatsızlık sinyallerini anlamıyorlar. Genellikle anneler 11

çocukları ağladığında neden ağladığını bilir, altını ıslattı der karnı acıktı der bunların hiç öyle bir bilgisi yoktur bu çocuk niye ağlıyor diye. Mesela çocuk düşmüştür, kolu incinmiştir anne baba onu beslemeye çalışır bilmez dokunduğu zaman acır ama hiç fark etmez ki ne olduğunu bilmez çünkü. Yani anne bebeğin ne reddeder ne kabul eder ortada kalmıştır. Bakım veren kişi çocuğu çevreyi keşfetmeye gittiğinde birinin evine gittiği zaman hemen telaşa kapılır. Mesela komşuyla çocuk çok oynadığında onun evinde yemek yediğinde kıyamet kopar. Hep yasaklıdır değil mi kimseden bir şey alma yemenin ötesinde bir şeydir bu. Çünkü anne der ki eyvah çocuk kendi başına bir şey yaptığı zaman şimdi benden uzaklaşıyor anne o zaman ilgi göstermeye başlar. Şimdi bunları biz aralıklı pekiştirme tarifesi çocuğu diyoruz. O deneyi iyi hatırlayın hep bir kuş vardır ya ne zaman yemin geleceğini bilmez. Beş tane yemden sonra bunu gagalar yemi alır arası açılır on olur yirmi olur bin beş yüz kere gagalayıp gagası yanan kuşlar vardır sadece o yemi almak için işte bu çocuk da böyledir. Anne, anne, anne diye etrafta mızırdanan çocuklar vardır. Tabii markete gittiğiniz zaman sokağa çıktığınızda o çocuklar kendi kendine konuşur. Onu kimse duymaz fark etmez mızıldanır, ağlar o çocuk bir şey söylüyor hep bu kuş gelsin aklınıza. Anneler fiziksel olarak orada ama hiçbir şekilde bilişsel süreçler açısından davranım açısından yok, annenin tepkisini çekmek için çocuklar yere yatar ulur, bağırır, sünger Bob gibi tepinir bir şekilde kendini ortaya koymaya çalışır. Böyle bir ailede yetişen çocuk çok öfkeli ayrılma kaygısını çok yoğun bir şekilde yaşıyor anneye karşı çok öfkeli. Annenin tepkileri çocuğun tepkileri hiçbir zaman uyumlu değil çocuk annenin davranışlarıyla kendi davranışları arasında hiçbir şekilde bir bağ kuramıyor. İki yabancı en güvenilir insan çocuk için en yabancı olan insan ihtiyaçlarının bu kadar duyarsız bu kadar farkındalığı yok. Çocuk şunu öğreniyor ona ne kadar çok bağırırsam yaşasın o kadar çok tepki alırım. Yani olumlu davranışlar her zaman bir ödül değil. Bu bebeklerin bilişsel yapılanmaları bu anlamda yoğun, içi boş yani canlılık bedenini boş bir levha orası karşıdaki ne yapacağını hiçbir zaman anlayamıyor bu şaşkın bu insanlar davranışı yorumlayamadığı için bir sonraki adım ki ikinci eylem planları yok ne yapacaklarını bilmiyorlar. Çünkü karşındakileri asla bir birey olarak algılayamıyorlar. Duyusal ipuçları da okuyamıyorlar. Yani ihtiyaç arzu, öfke arzu kaygı arasında farklı bir bağ kuruyorlar. Şimdi bakın bu algı veren duygular için ne kadar güzel bir şey duvarda ne olur geri dönme orada birbirine böyle sarılmış böyle kucaklaşan bir çift duruyor. Başkaları tarafından sevilebilir mi değer bulabilir mi bu insanlar için çok önemli bir şey bunun için yapmayacakları şey yok sürekli bir kaygı var eyvah ya beni terk ederse ya beni bırakıp giderse mutlu mesut oturmuş kahve içiyorlar. El ele göz göze beni hiç bırakmayacaksın değil mi ya da öyle bir şey oluyor ki çok keyifli çok harika bir ortamın içerisinde sen de zaten ondan da ayrılmıştın kesin beni de bırakırsın. Şimdi ne yapmak gerekir acaba kendini güvende hissetmeyen diğer insanlarla da sürekli yoğun bir şekilde bir arada olmak isteyen biri. Böyle bir bebeğin anne babanın da davranış örgüsü ne olacak? Bir kere burada bir uzanış, bir yas var, bir kayıp var. Bir kere anne ve baba büyük olasılıkla kendi çocukluk yaşantısında bir travma yaşamış büyük olasılıkla bunun bir istismar öyküsü var illa cinsel olmak zorunda değil. Sözel istismarı evde sürekli olarak bağırmıyorlar seni babana söyleyeceğim, seni polise vereceğim, seni sevmeyeceğim, aptal çocuk, yaramaz çocuk, sürekli olarak örselenen bir çocuk var. Bu ülkede sürekli olarak örselenme devam ediyor. Sözel örselenmenin önüne geçirilirse ruh sağlığı inanılmaz derecede kaliteli olan bir topluluk olacağız biz. Onun için mücadelemiz bu aşamada başlamalı ciddi duyguların zorlukları var, bunlarda depresyon alkolizm madde bağımlılığı ve kendileri de istismarcı olmaya. Şimdi bence savunma mekanizmaları eyvahlar olsun. 12

Savunma mekanizması olmaksızın birçoğunu belki fark ederek kullanıyorsunuz. Savunma mekanizmaları olmayan bir bireyi düşünün yaşamla gerçekten bağ kurabilmek gerçekle mücadele edebilmek ne kadar zor. Hiçbir zaman bakıcının davranışlarını anlayamıyor. Üzmez olayını düşünün az önce söylediğim vakayı ve çocuk bakıcısından korkuyor, en güvendiğimiz kişi aslında en çok korktuğumuz kişi sonuç öğretmiş çaresiz. Şimdi sosyal bağlanma örüntülerinin tespiti gerçekten çok önemli bu ama tek başına yeterli değil, mutlaka klinik psikoloji de çalışacaksanız erişkin, ergen, çocuk, bebek fark etmez. Bir kere bu konuya çok ciddi bir şekilde hakim olmamız gerekiyor. Sizin kendinizin terapist olarak bağlanma örüntünüzün nasıl olduğu çok önemli ya siz kaygıdan kaçınansanız karşınıza da organize birisi gelirse nasıl ilişki kuracaksınız siz de insansınız. Önce kendimizi fark edeceğiz önce kendimizi tanıyacağız. Bağlanma örüntüleri çok önemli ilişki kurmak için biçimimizi etkiliyor ama bunlar değiştirilemez kurallarla kanunlarla değil ki terapi de çok önemli ama tek başına yeterli değil. 13