Türkiye de Erken Çocukluk Gelişimi ve Binyıl Kalkınma Hedefleri Yolunda Gelişmeler Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Yıldız YAPAR 12 Ekim 2010
Sunuş Planı Erken Çocukluk Gelişimi (EÇG) Nedir? Binyıl Kalkınma Hedefleri ve EÇG Binyıl Kalkınma Hedefleri ve Türkiye Türkiye deki Durum Neler Yapmalıyız? Fırsatlarımız, Sorunlarımız ve İhtiyaçlarımız
Erken Çocukluk Gelişimi (EÇG) Nedir? Doğum öncesinden başlayarak sekiz yaşına kadar olan dönemi kapsar, sağlık, beslenme, eğitim, bakım ve koruma gibi çocuğun gelişimini ilgilendiren bir çok alanının birleşimidir. EÇG sadece sağlık ve eğitimden ibaret olmayıp; şartları elverişsiz çevrelerden gelen çocuklar ile şiddet, ihmal ve istismar mağduru çocuklar için ortak bir yetişme zemini temin edilmesi çocuk dostu ve toplumsal cinsiyete duyarlı bildirim ve şikayet mekanizmasının kurulması Çocuklara yönelik risklerin tespiti ve önlenmesi Bu alandaki çalışmaların koordinasyonu, yönetimi, izlenmesi ve sistem geliştirilmesi, gibi alanlarla iç içedir.
Neden Erken Çocukluk Gelişimi? Hayatının ilk yılları insanın büyümesi ve gelişimi için büyük fırsattır: Çocuğun hayatta kalması Sağlık, beslenme ve gelişimi Bilişsel,dil,fiziksel gelişimi Okul başarısı İletişim ve duygusal bağ kurma Sağlıklı ve başarılı yetişkinlik Zihinsel, duygusal ve sosyal yetkinlik Kısaca EÇG yaşam kalitesini, ekonomik katılımı, üretkenliği, yurttaşlığı ve toplumun yapısını etkilemektedir. EÇG aynı zamanda geri dönüş oranı yüksek ve hayatın diğer dönemlerine göre daha maliyet ekin bir yatırımdır.
Binyıl Kalkınma Hedefleri ve EÇG Dünyada; her yıl yaklaşık 11 milyon çocuk beş yaşına gelmeden önce hayatını kaybetmekte on milyonlarcası zihinsel/ruhsal özürle, gelişim bozukluklarıyla karşı karşıya kalmakta ve daha fazla çocuk öğrenme ve diğer güçlükler çekiyor ki Bunların çoğu aslında önlenebilir ve tedavi edilebilir nedenlere bağlı gerçekleşmektedir. Binyıl Kalkınma Hedeflerini gerçekleştirmek için önümüzde sadece 5 yıl bulunmakta ve bu anlamda önümüzdeki süreç kritik bir öneme sahiptir.
Binyıl Kalkınma Hedefleri ve EÇG Binyıl Kalkınma Hedefleri sadece çocukların hayatta kalmalarını değil; sağlıklı olmalarını, iyi beslenmelerini ve eğitim olanaklarına kavuşmalarını hedeflemektedir. Bu hedefler ise öncelikli olarak erken çocukluk dönemine yönelik faaliyetleri gerektirmektedir. Yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması, cinsiyet eşitliğinin sağlanması gibi hedefler de erken çocukluk dönemine yönelik faaliyetlerle ilişkilidir.
Binyıl Kalkınma Hedefleri ve Türkiye Birçok yönden, Türkiye BKH yi başarma yolundadır. Ancak, özellikle sosyo-kültürel yapı ve coğrafyaya bağlı olarak toplumsal cinsiyet ve yoksullukla ilgili sorunlar bulunmaktadır.
Amaç 1: Mutlak Yoksulluk ve Açlığı Ortadan Kaldırmak Yoksulluğun azaltılması BKH nın tamamıyla ilişkili olup, özellikle; eğitim, kadının güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, çocuk ölümlerinin azaltılması, anne sağlığının iyileştirilmesi ve HIV/AIDS, sıtma ve diğer salgın hastalıların yayılmasının engellenmesini öngören hedeflerle çok yakından ilgilidir. Aynı zamanda bu hedeflere ulaşılmasının da önünde belirgin bir engeldir. Yoksulluk bu alanlardaki sorunların ve eşitsizliklerin temel kaynağı olduğu gibi sonucudur da. Bu eşitsizliklerin ömür boyu süren sonuçları olduğunu düşündüğümüzde yoksulluk nesiller arası aktarımı olan bir kısırdöngü haline gelebilmektedir.
Amaç 1: Mutlak Yoksulluk ve Açlığı Ortadan Kaldırmak Hedefler: 1990 ile 2015 yılları arasında günlük geliri bir doların altında olan nüfusu yarıya indirmek Kadınlar ve gençler de dahil olmak üzere, herkes için insan onuruna yaraşır iş yaratmak ve tam ve verimli istihdama ulaşmak. 1990 ile 2015 yılları arasında açlıkla karşı karşıya olan nüfusun oranını yarıya indirmek.
Amaç 1: Mutlak Yoksulluk ve Açlığı Ortadan Kaldırmak 28,3 Grafik 1: Farklı Metodolojiler Kullanılarak Tanımlanan T ür k iye'dek i Yok sulluk Or anlar ı ( % ) 26,96 28,12 25,6 20,5 17,8 17,8 17,1 Günlük geliri bir doların altında olan nüfusun oranı: 1994 %1,1 2002 % 0,2 2006 0 Gıda yoksulluğu oranı: 2002 % 1,35 2008 % 0,54 2,9 1,35 1,29 1,29 1,1 0,2 0,01 0,02 0,010,87 0 0,74 0 0,48 0 0,54 1994 (1) 2002 (2) 2003 (2) 2004 (2) 2005 (2) 2006 (2) 2007 (2) 2008 (2) Mutlak Yoksulluk (Uluslararası Standart) (Mevcut SGP göre kişi başına günde bir dolar) Gıda Yoksulluğu (En ucuz gıda yerel maliyeti) Yoksulluk açığı oranı : 1994 %1,54 2002 % 0,26 2008 % 0,21 Transfer öncesi göreli yoksulluk oranı (2003) Türkiye %30, AB- 25 %26 Transfer sonrası göreli yoksulluk oranı (2003) Türkiye %26, AB-25 %16 Gıda ve Gıda Dışı Yoksulluk (Gıda-dışı dahil temel ihtiyaç sepetinin yerel maliyeti) Kaynak: (1) TÜİK ve Dünya Bankası, Ortak Yoksulluk Değerlendirmesi Raporu, 2004 (2) TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketleri, 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008
Amaç 1: Mutlak Yoksulluk ve Açlığı Ortadan Kaldırmak Türkiyede yoksulluğa yönelik politikalar 1990 lı yılların ortasından itibaren önem kazanmıştır. Yedinci, Sekizinci ve Dokuzuncu Kalkınma Planlarında stratejik amaç gelir dağılımındaki eşitsizlikleri kalıcı olarak azaltmak ve mutlak yoksulluğu ortadan kaldırmak tır
Amaç 1: Mutlak Yoksulluk ve Açlığı Ortadan Kaldırmak İlerlemeler Bu rakamlar yoksulların büyük bir bölümünün gıda yoksulluk sınırına yakın olduklarını ve dolayısıyla küçük bir gelir transferiyle yoksulluktan kurtulabileceklerini de göstermektedir. Son dönemdeki ekonomik büyüme, yoksul grupların refah artışından daha fazla istifade etmesini sağlamıştır. Gelir dağılımına ait veriler incelendiğinde, ilk üç yüzde 20 lik grubun toplam gelirden aldığı pay artarken, beşinci yüzde 20 lik grubun aldığı payın sürekli bir düşüş eğiliminde olduğu görülmektedir. Buna paralel olarak, Gini katsayısı düşmüştür. (0,41) Sorunlar Ancak, Türkiye de yoksullara yönelik sosyal transferlerin etkinliği henüz istenilen düzeyde değildir. Bu gelişmelere karşılık, en zengin yüzde 20 lik kesimin tüketim düzeyi en yoksul yüzde 20 lik kesimin tüketim düzeyinin yaklaşık dört katıdır. Türkiye hala OECD ülkeleri arasında gelir Dağılımı en adaletsiz ülkelerden biriddir. Gelir dağılımında bölgeler arası önemli farklılıklar bulunmaktadır. Türkiye de gelir sadece ülke genelinde değil, bölge ve yerleşim yeri düzeyinde de dengeli dağılmamaktadır.
Amaç 1: Mutlak Yoksulluk ve Açlığı Ortadan Kaldırmak İlerlemeler Türkiye açlık sorunu ile karşı karşıya olan bir ülke değildir. Bununla birlikte, yıllardır yoksulluktan kaynaklanan ve özellikle çocukların karşı karşıya oldukları yetersiz beslenme sorunu ile mücadele etmektedir. Sorunlar Yoksul hanehalkları gelirlerinin önemli bir bölümünü gıdaya harcamaktadır. Türkiye, AB üyeleri ve OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu ülkedir.( 0-15 yaş nüfusu için % 24,4) Toplam yoksul nüfus içerisinde çocuk sayısının göreli olarak fazla oluşu, çocukların, yoksulluk açısından dezavantajlı kesimlerden biri haline geldiğini ortaya koymaktadır. Yoksulluk nedeniyle hanehalkının toplam harcama düzeyi azaldığından, çocuklara yönelik yapılan gerek zorunlu harcamalar (gıda, giyim gibi) gerekse eğitim, sağlık gibi harcamaların payı da düşebilmektedir.
Amaç 2: Herkesin Temel Eğitim Almasını Sağlamak Bir ülkenin eğitim sistemi ve bunun ne ölçüde hayata geçirilebildiği kendisini nasıl tanımladığının ve kendisine nasıl bir gelecek hazırladığının en önemli göstergesidir.
Amaç 2: Herkesin Temel Eğitim Almasını Sağlamak İlköğretimde Net Okullaşma Oranı (Net %, 2003-2008)* TÜRKİYE Sanayileşmiş Ülkeler 95 98,2 Gelişmekte Olan Ülkeler 83 En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC) 66 Dünya 84 0 20 40 60 80 100 120 İlköğretimde Okullaşma/Okula Devam Oranı Kaynak: UNICEF Database, Kasım 2009 *Türkiye için 2009-2010 yılı değerleridir.
Amaç 2: Herkesin Temel Eğitim Almasını Sağlamak
Amaç 2: Herkesin Temel Eğitim Almasını Sağlamak Hedef: 2015 yılına kadar dünyanın her yerindeki kız ve erkek çocukların, ilköğretimi eksiksiz olarak tamamlamasını sağlamak İlerlemeler Türkiye genelinde net okullaşma oranlarında önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Son yıllarda erkeklerin ve kızların okullaşma oranları arasındaki fark kapanma eğilimi göstermektedir. Sorunlar Herkes için kaliteli eğitim imkânlarının geliştirilmesi için alt yapı yatırımları ve insan kaynaklarına duyulan ihtiyaç devam etmektedir ortaöğretimde de aynı yönde koyulan hedefe 2015 te ulaşılmasında ise sorunlar bulunmaktadır. Eğitime erişimde toplumsal cinsiyet, ailelerin gelir ve eğitim düzeyi, aile büyüklüğü ve yerleşim yeri gibi faktörler önemini korumaktadır. Doğu bölgelerinde ve kırsal kesimde yaşayan kız çocukları en dezavantajlı grubu oluşturmaktadır.
Amaç 2: Herkesin Temel Eğitim Almasını Sağlamak İlerlemeler Öğrencilerin okula öğrenmeye hazır bir şekilde başlamasını sağlamak için, erken çocukluk eğitimine yatırım yapma gerekliliği kabul edilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı bunu yerine getirebilmek için, bir program başlatmıştır. 48-72 aylık çağ nüfusunun %50 sinin okullaşabilmesi 9. Kalkınma Planı, Hükümet Programında hedeflenmektedir. Sorunlar İlköğretimdeki başarıya rağmen okulöncesi eğitimde birçok ülkenin gerisinde bulunmaktayız. Son on yılda Türkiye de okul öncesi eğitim alanında önemli bir aşama sağlanmışsa da, katılım düşük ve iller arası dağılım eşitsizdir. Erişimdeki farklılığın sebepleri : Sosyo-ekonomik şartlar Çalışan annelerin çocukları için bir bakım hizmeti olarak algılanması ve bu konuda bilincin oluşmamasıdır. Okul öncesi eğitimin kalitesi de oldukça düşüktür.
Amaç 3: Kadınların Konumunu Güçlendirmek ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Geliştirmek Hedef: Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ilk ve orta öğretimde tercihen 2005 yılına kadar ve eğitimin her düzeyinde 2015 yılına kadar ortadan kaldırma İlerlemeler Türkiye ilköğretimde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması hedefine neredeyse ulaşmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi ndeki kadın oranı 16 yıl içerisinde yüzde 1,8 den yüzde 9,1 e yükselmiştir. Ücretli olarak tarım dışı sektörlerde çalışan kadınların tarım dışı istihdama oranı oldukça düşüktür. Sorunlar Kadınların sosyal, ekonomik ve kültürel hayata katılımlarının sağlanmasında yapısal ve kurumsal sorunlar devam etmektedir.
Amaç 4: Çocuk Ölümlerini Azaltmak Beş Yaş Altı Çocukların Ölümlerini Azaltmak 300 250 200 150 100 50 0 1000 canlı doğum başına beş yaş ölüm hızı Bebek Ölüm Hızı Kızamık aşısı olan bir yaş altı çocukların oranı Final Hedef % 20.7 17.5 95.0 Nerdeyiz? % 23.9 17.0 97.0 Başlangıç Değeri % (1993) 52.1 43 77.9
Amaç 4: Çocuk Ölümlerini Azaltmak Hedef : 1990 ve 2015 yılları arasında, beş yaş altı çocuk ölümlerinin 2/3 oranında azaltılması. İlerlemeler Beş yaş altı çocuk ölüm hızı %23,9 a düşmüştür. Beş yaş altı ölüm hızındaki azalış eğilimi dikkate alındığında 2015 yılı öncesinde yaklaşık 1.000 canlı doğumda 20 seviyesine düşeceği tahmin edilmektedir. Doğum öncesi bakım alma oranının 2012 yılı sonuna kadar yüzde 98 in üzerine çıkarılması hedeflenmektedir. Sorunlar Bölgelerarası dengesizlik devam etmektedir. Annenin doğum öncesi bakım alıp almadığı, annenin eğitim düzeyi ve yerleşim yeri tipine göre belirgin farklılaşma göstermektedir.
% Amaç 4: Çocuk Ölümlerini Azaltmak 120 100 80 73 92 91,3 79,4 96,7 97 60 40 20 0 gebeliği önleyici yöntem kullanma doğum öncesi bakım eğitilmiş sağlık personeli tarafından yaptırılan doğumlar doğumdan sonraki iki gün içinde bakım yapılan çocuk bir süre emzirilen çocuk kızamık aşısı olan bir yaş altı çocuk Gebelik öncesi Gebelik Doğum Doğum sonrası Çocukluk
Türkiye deki Durum 2015 te 15 ve altı yaş nüfusun toplam nüfusun %25 i olması öngörülmekte Türkiye bir fırsat penceresiyle karşı karşıya Söz konusu nüfus yapısı gerçek anlamda bir fırsat olabilir Ancak genç nüfusa önümüzdeki dönemde kaliteli eğitim sağlayarak temel becerileri kazandıramadığı takdirde, çok büyük sosyal ve ekonomik maliyetlerin ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir. Türkiye de 20-24 yaş arasındaki genç nüfusun yaklaşık olarak % 48 i ne eğitimde ne de işgücünde yer almaktadır. Bu oran, 15-19 yaş grubunda ise yaklaşık olarak %35 tir. Diğer yandan bilgi toplumuna geçişle birlikte eğitimdeki fırsat eşitsizliklerinin telafisi daha da zorlaşmaktadır.
Neler Yapmalıyız? Türkiye bu durumu bütün nüfusa AB deki akranlarla rekabet edeceği düzeyde, aynı kalitede eğitim sağlayarak fırsat penceresine çevirebilir. Bilişsel gelişimlerinin büyük oranda tamamlandığı, 0-6 yaş dönemindeki eğitim ve bakım hizmetleri bu açıdan kritik önem taşımaktadır. Türkiye nin gelecek nesilleri için bu tabloyu muhakkak değiştirmesi gerekmektedir. Bunun için: Gelir dağılımının iyileştirilmesi ve yoksulluğun azaltılmasına yönelik çalışmalara ağırlık verilmeli, Eğitimde fırsat eşitliğine yönelik politikalar Okul öncesi eğitime yoğunlaşmak (sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyinin düşük olduğu illerden başlayarak, zorunlu ve ücretsiz) Eğitim sisteminin dışına çıkma riski bulunan çocuklar izlenmeli Dezavantajlı bölgelere odaklanılmalı, buralardaki çocuklara özel kaynak aktarımı ve destekler sağlanmalı, Bu alanda toplumsal bilinç ve talep geliştirilmeli
Fırsatlarımız Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır. Belirli hedeflere sahibiz. Çok sayıda program ve proje yürütülmektedir.
Sorunlarımız Hizmetlerin dağınık olması ve EÇG nin bütün olarak algılanmaması, EÇG nin çocuk ve anne sağlığı ile eğitimden ibaret olarak algılanması, çocuk koruma alanıyla bağlantısının ihmal edilmesi, EÇG nin önemine ilişkin bilinç düzeyinin buna bağlı olarak da sahiplenmenin yeterince gelişmemiş olması, EÇG kapsamındaki hizmetlerin ve bu hizmetlere erişimin sınırlı olması.
İhtiyaçlarımız -Kalkınma Planlarıyla uyumlu -Zamana bağlı, uygulanabilir ve etkin bütünsel bir yaklaşımla hazırlanmış -Uzun vadeli ekonomik ve sosyal bir politika
Bu politikanın başarısı için; Ulusal sahiplenme, Yeterli finansman, Yeterli insan kaynağı, İhtiyaçlarımız Hizmetlerin çocuk odaklı olarak entegre olması, Hizmet kalitesi, Hizmetlere yönelik izleme ve değerlendirme, Özel sektör, STK lar, üniversiteler ve araştırma merkezleri ile güçlü ortaklıklardır.
Teşekkürler...