LENFADENOPATİLİ ÇOCUK HASTALARIN GERİYE DÖNÜK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ RETROSPECTIVE EVALUATION OF PEDIATRIC PATIENTS WITH LYMPHADENOPATHIES Mesut KOÇAK, Ali Osman KÖKSAL, Adem Yasin KÖKSOY, Osman ÖZDEMİR 1, Sacit GÜNBEY 1 1 Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Ankara. Özet Çocukluk çağında yaygın görülen lenfadenopati (LAP) normal bir bulgu olabileceği gibi ciddi bir hastalığın belirtisi de olabilir. Bu çalışma; LAP saptanan hastaların sosyodemografik verileri, klinik özellikleri ve özgül tanılarının belirlenmesi için yapılmıştır. Ocak 2009 ile Ocak 2014 tarihleri arasında LAP saptanan 74 hastanın (33 ü kız) dosyaları geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Yapılan incelemede; yaş, cinsiyet, eşlik eden yakınmalar, lenf bezi büyüklüğü ve yerleşim yeri, etiyolojiye yönelik laboratuar tetkikleri, ultrasonografi ve lenf nodu biyopsisi sonuçları kaydedilmiştir. Çalışmaya alınan 74 olgunun en sık başvuru yakınmasının boyunda şişlik (60 olgu, %81) olduğu bulunmuştur. Olguların 43 ünde (%58) bölgesel ve 31 inde (%42) yaygın LAP olduğu saptanmıştır. Hastalardan 11 ine (%15) malign hastalık ve 63 üne (%85) benign bir hastalık tanısı konulmuştur. Malign tanılı olgularda benign tanılı hastalara göre lenf bezi çapının daha büyük olduğu, hepatomegali, mediastinal LAP, yaygın LAP ve anemi sıklığının arttığı görülmüştür. Biyopsi yapılan 18 olgunun (%24) 11 inde (%61) malign ve 7 sinde (%39) benign nedenler saptanmıştır. Lenfadenopati ile başvuran olgularda öykü ve fizik incelemeden sonra LAP ın ciddi bir hastalığın belirtisi olup olmadığı araştırılmalıdır. Tetkik ve başlangıç tedavisi ile tanı konulamayıp LAP boyutunda küçülme olmuyor ve hepatomegali ve/veya anemi eşlik ediyorsa, zaman kaybetmeden kesin tanıyı koymak için lenf nodu biyopsisi yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Benign, boyunda şişlik, çocuk, lenfadenopati, lenfoma, malign. Abstract Lymphadenopathies (LAP) seen in children, can be a normal finding as well as a sign of a serious disease. This study is conducted to identify the sociodemographic data, clinical characteristics and specific diagnosis of patients with LAP.We retrospectively reviewed the medical records of 74 patients (33 female, 41 male) in whom LAP were detected between January 2009 and January 2014. In the evaluation we recorded the ages, genders, additional symptoms, sizes and localizations of the LAPs; etiological laboratory test, ultrasonography, and lymph node biopsy results.among the 74 patients in this study, a lump in the neck was found to be the most frequent (60 patients, 81%) symptom for seeking medical advice. Lymphadenopathy was local in 43 (58%) patients and extensive in 31 (31%). 11 (15%) patients were diagnosed for malignant diseases, while 63 (85%) for benign diseases. Patients diagnosed for malignant diseases had a relatively bigger size of lymph nodes, and a higher incidence of hepatomegaly, mediastinal LAP, extensive LAP, and anemia in comparison to those with a benign diagnosis. 18 patient (24%) underwent a biopsy, 11 (61%) of them were diagnosed for malignant etiology and 7 (39%) for benign etiology.patients attending with a lymphadenopathy, after a clinical history and physical examination, should be investigated for serious etiological conditions. If laboratory tests, imaging studies and initial treatments are non-diagnostic; the LAP size doesn t decrease, hepatomegaly and/or anemia is present; a lymph node biopsy should be performed without losing time, for the right diagnosis. Key words: Child, lump in the neck, lymphoma, lymphadenopathy, malignancy. Giriş Lenfadenopati (LAP) vücudumuzun belirli bölgelerinde bulunan lenf nodlarının çeşitli nedenlere bağlı olarak büyümesi olup, çocuklarda ve ergenlerde sık rastlanan bir sorundur. Lenf nodları lenfatik kanallar boyunca belirli bölgelerde yoğunlaşmış olarak bulunan, lenfositlerden ve antijen sunan hücrelerden zengin, fibröz bir kapsülle çevrili anatomik yapılardır. Birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişen boyutlarda, yuvarlak veya oval şekillidirler. İnsan organizmasında yaklaşık 600 civarında fizyolojik boyutlarda lenf nodu olduğu tahmin edilmektedir. Bunlardan submandibuler, aksiller ve inguinal olanlar sağlıklı bireylerde de ele gelebilir boyutlardadır [1-2]. Servikal bölgede büyümüş lenf nodları çocuklarda yaygın olup, sağlıklı normal çocukların %38-45 inde 0,5-1 cm ye kadar ele gelebilir [3-4]. Çocukluk çağında supraklavikuler bölgede 0,3 cm, aksiller, epitroklear, oksipital, postaurikuler bölgelerde 0,5 cm, servikal bölgede 1 cm, inguinal bölgede 1,5 cm, mediastende 1,5 cm ve karın içinde 2 cm büyüklüğe kadar olan lenf nodları genellikle patolojik olarak kabul Osman ÖZDEMİR Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Ankara. E-posta: pedkard@gmail.com Makalenin gönderilme tarihi: 28.12.2014 Makalenin kabul edilme tarihi: 30.01.2015
Anatol J Clin Investig 2015;9(1):221-225 edilmezler [1]. Belirtilen boyut sınırları yaşa göre oldukça değişkendir. Erken çocukluk döneminde, belki de yaygın çocukluk çağı hastalıkları ile sık sık antijenle karşılaşma, antikor ve bağışıklık kazancı nedeniyle, erişkin ve ergenlik dönemlerine göre bu boyut ölçüleri daha esnek olabilir. Çocukluk çağındaki pek çok viral ve bakteriyel enfeksiyonlar lenf nodlarında büyümeye yol açmaktadır [5]. Çocuklarda servikal lenf bezi boyutunun 2 cm çapından büyük olması malignite riskini arttırırken, erişkin ve ergenlerde daha küçük lenf bezleri için bu risk söz konusu olabilir [6-7]. Çocukluk çağında 2,5 cm çapından büyük lenf nodları yakınmaya yol açmasa da biyopsi dahil ileri inceleme gerektirmektedir. Bu çalışma; üçüncü basamak bir çocuk kliniğine LAP tanısıyla yatırılan hastaların öykü ve fizik incelenmeden sonra LAP ın ciddi bir hastalığın belirtisi olup olmadığının araştırılmasına yönelik olarak klinik ve laboratuar bulgularını, etiyolojik dağılımını ve epidemiyolojik özelliklerini belirlemek için yapılmıştır. Gereç ve yöntem Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Servisi ne Ocak 2009 ile Ocak 2014 tarihleri arasında LAP tanısıyla yatırılan ve tüm kayıtlarına ulaşılabilen 74 hastanın yatış dosyaları geriye dönük olarak değerlendirildi. Bu hastaların yaş, cinsiyet, geliş yakınması, LAP ın süresi, gelişimi ve boyutlarındaki değişim (büyüme veya küçülme), lenf nodunda ağrı, geçirilmiş enfeksiyon veya enflamasyon, diş problemi, kilo kaybı, terleme, kaşıntı, ateş, döküntü gibi eşlik eden yakınmalar ve bu yakınmaların süreleri, kedi tırmalaması/hayvan ısırığı/ilaç kullanımı/bcg aşısı/sık enfeksiyon/çiğ süt ve süt ürünleri tüketimine ait öyküler, antibiyotik tedavisi verilip verilmediği, aile öyküsü, LAP ın boyutu, yerleşim yeri, dağılımı ve enflamasyon bulguları ile karaciğer ve/veya dalak büyüklüğüne ait bulgular kaydedildi. Tam kan sayımı, periferik kan yayması, eritrosit sedimantasyon hızı, C-reaktif protein, Epstein- Barrvirusu, sitomegalovirus, Francisella tularensis ve toksoplazma serolojileri, akciğer filmi, batın ultrasonografisi, boyun ultrasonografisi ve lenf nodu biyopsisi sonuçları kaydedildi. Birbirine komşu olmayan iki veya daha fazla lenf bezi bölgesinde LAP saptanması yaygın LAP ve sadece bir lenf bezi bölgesinde LAP saptanması ise lokal LAP olarak tanımlandı. Bir lenf nodu büyümesi dört haftadan daha kısa süreli ise akut LAP ve dört haftadan uzun süreli ise kronik LAP olarak kabul edildi [8]. 62 İstatistiksel değerlendirmeler için SPSS 15.0 for Windows programında sayı-yüzde dağılımları ve ki-kare testi kullanıldı. Değişkenler arasındaki ilişki Pearson korelasyon analizi ile değerlendirildi. İstatistiksel karşılaştırmalarda 0,05 in altındaki p değerleri anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular Çalışmaya alınan 74 hastanın ortalama yaşı 4,1 ± 3,2 yıl ve kız/erkek oranı 33/41 olarak bulunmuştur. Bu olguların en sık başvuru yakınmasının boyunda şişlik (60 olgu, %81) olduğu görülmüştür (Tablo 1). Olguların fizik muayene, laboratuar bulguları, belirti süreleri ve LAP boyutunun malignite durumlarına göre dağılımı Tablo 2 de verilmiştir. Her iki grupta da sırasıyla artmış eritrosit sedimentasyon hızı, C-reaktif protein yüksekliği ve lökositozun en sık saptanan laboratuar bulguları olduğu görülmüştür. Benign hastalığı olanlarda 2,3 ± 1,5 cm, malignensi saptananlarda 3,5 ± 1,8 cm ortalama LAP boyutu olduğu bulunmuştur. Hastalardan 18 ine (%24) biyopsi yapılmıştır, bu olgulardan 11 inde (%61) malign ve 7 sinde (%39) benign nedenlerin LAP a yol açtığı saptanmıştır. Biyopsi sonrası LAP nedenleri Tablo 3 te verilmiştir. Biyopsi yapılan LAP lı hastaların üçte biri Hodgkin dışı lenfoma tanısı almıştır. Lenfadenopatili olguların aldıkları tanılara göre dağılımları Tablo 4 te verilmiştir. En sık (%33) reaktif lenf nodu hiperplazisi tanısı konulmuştur. Malign hastalık tanısı alanlarla benign tanılı hastaların istatistiksel karşılaştırılması da Tablo 5 te verilmiştir. Lokal LAP lar incelendiğinde en sık (28 olgu, %38) submandibuler ve ikinci sıklıkta (15 olgu, %20) servikal bölgede lokal LAP olduğu görülmüştür. Tartışma Bu çalışmanın bulgularına göre, bir yıllık zaman Beş yıllık sürede servisimize LAP tanısı ile yatırılarak tetkik edilen hastaların başvuru yakınmalarının boyunda şişlik ve ateş olduğu, en sık bulgularının eritrosit sedimentasyon hızı ve C reaktif protein yüksekliği ile lökositoz olduğu, LAP süresi ve boyutu arttıkça malignite riskinin de arttığı bulunmuştur. Biyopsi yapılan LAP lı olgularımıza en sık lenfoma ve reaktif lenfoid hiperplazi tanıları konulmuştur. Malign hastalık tanısı alan LAP lı hastalarda yaş ortalaması, lenf bezi boyutu, anemi, hepatomegali ve mediastinel LAP sıklığının istatistiksel açıdan artmış olduğu bulunmuştur. Lenfadenopatilerin tanımlanması ve LAP a yaklaşım pediatri pratiğinde sık tartışılan konulardan birisidir. Hasta veya sağlıklı
çocuklarda lenf bezlerinin değerlendirilmesi, genel fizik incelemenin önemli bir parçasıdır. Lenfadenopati, lenf bezlerinin boyut, sayı veya kıvam özelliklerinde anormallik göstermesidir. Diğer belirti ve bulguların bir parçası olabileceği gibi, tek bulgu veya ana yakınma da olabilir. Lenfadenopatiler sıklıkla geçirilmiş viral ya da bakteriyel enfeksiyonlara ikincil bir immün reaksiyon gibi kısmen zararsız nedenlerle oluşabileceği gibi malign hastalıklar, depo hastalıkları ya da infiltratif hastalıklar gibi hayatı tehdit edebilecek önemli hastalıkların da bir belirtisi olabilir. Bu nedenle ayırıcı tanısının doğru yapılması gereklidir (2,9). Lenfadenopatinin yeri, yaygınlığı, kıvamı, palpasyon bulguları, büyüklüğü gibi özellikler benign ve malign hastalık ayırımında yardımcı olmasına rağmen, malign hastalıklara özgü ayırt ettirici spesifik bir LAP bulgusu yoktur (9). Tekgül ün [10] çalışmasında LAP lı olguların %73 ü erkek ve ortalama yaşları 6,9 ± 3,4 yıl, Adesuwa ve arkadaşlarının [11] çalışmasında ise erkek oranı %67 ve ortalama yaş 8,3± 3,1 yıl olarak bulunmuştur. Çalışmamızda ortalama yaş 4,1 ± 3,2 yıl olup olguların %55 i erkekti. Choi ve arkadaşlarının (12) yaptıkları çalışmada ise ortalama yaş 4,7 yıl olmasına rağmen benzer çalışmalardan farklı olarak kızların oranı daha fazla (%53) saptanmıştır. Bizim olgularımızın yaş ve cinsiyet dağılımı literatür ile uyumlu bulunmuş olup cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. Kumral ın [13] yaptığı çalışmada; malignite tespit edilen olguların %75 inde LAP süresinin dört haftanın üzerinde olduğu, malign ve benign hastalık grupları arasındaki süre farkının istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur. Oğuz ve arkadaşlarının [14] çalışmasında malignite tespit edilen hastaların %96 sında kronik LAP olduğu saptanmıştır. Literatürle uyumlu olarak [8] olgularımızın %53 ünde [39] semptomlar kronik, %47 sinde [35] akut başlangıçlıydı. Malignite tespit edilen hastaların %82 sinde kronik LAP vardı. Semptomların sürelerine göre karşılaştırıldığında malignite çıkma oranı kronik LAP ı olanlarda anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Yarış ve arkadaşlarının çalışmasında [15]; olguların %52 sinde lokal, %48 sinde yaygın LAP, Öksüz ve arkadaşlarının çalışmasında [8] ise %57 lokal, %43 yaygın LAP saptanmıştır. Çalışmamızda literatürle benzer şekilde olgularımızın %58 inde lokal ve % 42 sinde yaygın LAP olduğu bulunmuştur. Farklı olarak Oğuz ve arkadaşlarının [14] yaygın LAP oranı daha fazlaydı (%58). Literatürde yaygın LAP ı 63 olan olgularda malignite riski yüksekti [8,14,15]. Öksüz ve arkadaşlarının [8] çalışmasında yaygın LAP ı olanların %83 ünde malign, lokalize LAP ı olanların ise %17 sinde malign neden saptanmıştır. Bizim çalışmamızda ise bu oranlar %23 ve %6 olarak bulunmuştur. Literatüre göre oranların düşük olması; kliniğimizde henüz hematoloji-onkoloji bölümü olmadığı için referans merkezi olmayışımız ve başka merkezlerden ileri tetkik için hasta sevkinin az olması ile açıklanmıştır. Hastanemize başvuran hastaların tüm tetkikleri yapıldıktan sonra malignite tanısı konulan hastalar tedavi için referans hastanelere yönlendirilmektedir. Literatürle benzer olarak [8] yaygın LAP ı olanlarda malignite gelişme oranı lokal LAP ı olanlara göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Literatürde lokalize LAP ın en sık yerleşim yeri bazı çalışmalarda [8,14] servikal bölge iken Yarış ve arkadaşlarının çalışmasında [15] ise submandibuler bölgeydi (%37). Bizim çalışmamızda en sık submandibuler (%38), ikinci sıklıkta servikal (% 20) bölge olduğu görülmüştür. Bu durum olguların önemli bir kısmında kötü ağız hijyeni ve diş problemlerinin varlığından kaynaklandığını düşündürmüştür. Olgularımızın LAP boyutları değerlendirildiğinde; %10 unda 1 cm nin altında, %55 inde 1 ile 3 cm arasında ve %35 inde 3 cm den büyük LAP bulunmuştur. Daha önce yapılmış çalışmalarda [8,13,14] LAP çapı 1 cm nin altında olanların oranı %8-%28, 1 ile 3 cm arasında olanlar %32-%59 ve 3 cm den büyük olanlar %30-%46 arasında ve bizim sonuçlarımızla uyumlu olduğu görülmüştür. Bu olguların %15 indemalign ve %85 inde benign nedenler saptanmıştır. Malignite LAP çapı 1 cm den küçük olan bir olguda, 1 ile 3 cm arasında olan iki olguda ve 3 cm den büyük olan 9 olguda bulunmuştur. Literatürde [8,13,14], malignite oranı LAP çapı 1 cm den küçük olanlarda %0-%1 olup çalışmamızla uyumlu iken, 1 ile 3 cm arasında olanlarda bu oran %35 e kadar çıkmıştır. Çalışmamızda bu oranın düşük bulunmasının nedeni kliniğimizin referans merkezi olmayışı ve hasta sayımızın azlığı ile ilişkili olabilir. Çalışmalarda malign olguların %58-%86 sında LAP çapı 3 cm den büyük olarak bulunmuştur [8,13,14]. Çalışmamızda da literatürle uyumlu olarak bu oran %72 olarak saptanmıştır. Öksüz ve arkadaşlarının [8]. çalışmasına benzer olarak; çalışmamızda malign olgularda lenf bezi çapının benign olgulara göre daha büyük olması istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Laboratuar bulgularında; %32 olguda anemi saptanmıştır. Anemi, malign hastalık tanısı alan olguların %55 inde, benign hastalık tanısı alan olguların ise %29 unda gösterilmiştir. Aradaki bu
fark istatistiksel olarak anlamlı olup Öksüz ve arkadaşlarının [8] çalışmasıyla uyumluydu. Malign hastalık tanısı alan olguların %55 inde hepatomegali, %18 inde mediastinal LAP, benign hastalık tanısı alan olguların ise %16 sında hepatomegali, %12 sinde mediastinal LAP saptanmıştır. Aradaki bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Literatürde de benzer sonuçlar elde edilmiştir [8,14,15]. Oğuz ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada eritrosit sedimentasyon hızı ve C-reaktif proteinin malign hastalıklarda daha çok yükseldiği bulunmuştur. Çalışmamızda ise bu belirteçlerin hem benign hem de malign hastalık tanısı alan olgularda yüksek bulunması enfeksiyon bulgularının fazla olmasıyla açıklanmıştır. Literatürde lenf bezi biyopsisi sonucunda malignite saptanma oranı %11 ile %80 arasında değişmekte olup benzer şekilde çalışmamızdaki olgulara yapılan 18 biyopsinin %61 inde malign hastalık gösterilmiştir [8,11,16]. Sonuç Lenfadenopati çocukluk çağında yaygın görülür ve normal bir bulgu olabileceği gibi ciddi bir hastalığın belirtisi de olabilir. Lenfadenopati ile başvuran olgularda öykü ve fizik incelemeden sonra LAP ınönemli bir hastalığın belirtisi olup olmadığı araştırılmalıdır. Yaygın LAP bölgesel LAP a göre daha nadirdir ve sistemik hastalıklar sırasında görülür. Etiyolojiyi saptamaya yönelik olarak iyi bir öykü ve fizik muayeneden sonra girişimsel olmayan testler seçilmelidir. Tam kan sayımı ve periferik kan yayması ilk planda yapılması gereken testler olup hastada özgül olmayan enfeksiyon düşünülüyor ise hastaya 7-10 günlük ampirik antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Spesifik bir enfeksiyon düşünülüyor ise bu testlere ek olarak iki yönlü akciğer grafisi, serolojik testler veya hastalığa ait özgül tanı yöntemlerine başvurulmalıdır. Supraklavikuler bölgedeki herhangi bir LAP, servikal bölgede 2-2,5 cm çapından büyük, enfeksiyon bulguları olmaksızın sert ve fiske, dört hafta içinde küçülme saptanmayan, laboratuar tetkiklerinden herhangi bir sonuca varılamayan, konstitüsyonel semptomların eşlik ettiği LAP lara kesin tanı için zaman kaybetmeksizin lenf nodu biyopsisi yapılmalıdır. Kaynaklar 1. Mohseni S, Shojaiefard A, Khorgami Z, Alinejad S, Ghorbani A, Ghafouri A. Peripheral lymphadenopathy: approach and diagnostic tools. Iran J Med Sci. Mar 2014; 39(2):158 70. 2. Camitta BM. The lymphatic system. In: Behrmann RE, Kliegman, RM, Jenson HB, editors. Nelson textbook of pediatrics, 17th ed. Philadelphia: W.B. Saunders Company; 2004. p. 1677 8. 3. Larsson LO, Bentzon MW, Berg Kelly K et al. Palpable lymph nodes of the neck in Swedish schoolchildren. Acta Paediatrica 1994; 83:1091 4. 4. Leungh AK, Robson WL. Cervical lymphadenopathy in children. J Pediatr Health Care 2004; 18:3 7. 5. Friedman AM. Evaluation and management of lymphadenopathy in children. Pediatr Rev 2008; 29:53 60. 6. Lake AM, Oski FA. Peripheral lymphadenopathy in childhood. Ten-year experience with excisional biopsy. Am J Dis Child 1978; 132:357 9. 7. Soldes OS, Younger JG, Hirschl RB. Predictors of malignancy in childhood peripheral lymphadenopathy. J Pediatr Surg 1999; 34:1447 52. 8. Öksüz RY, Dağdemir A, Acar S, Elli M, Öksüz M. Çocukluk çağı periferik lenfadenopatili olguların retrospektif değerlendirilmesi. O.M.Ü. Tıp Dergisi 2008; 25(3):94 101. 9. Olgun N, İrken G, Özkan H. Çocukluk çağında lenf bezleri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğe Giriş Dergisi 1999; 2:10 15. 10. Tekgül H. Çocukluk çağı periferik lenfadenopatileri. Uzmanlık Tezi, Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, 1993. 11. Adesuwa Olu-Eddo N, Egbagbe EE. Peripheral lymphadenopathy in Nigerian children. Niger J Clin Pract 2006; 9:134 8. 12. Choi P, Qin X, Chen EY et al. Polymerase chain reaction for pathogen identification in persistent pediatric cervical lymphadenitis. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 2009; 135(3):243 8. 13. Kumral A. Çocukluk çağı periferal lenfadenopatileri. Uzmanlık Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, 1999. 14. Oğuz A, Karadeniz C, Temel E et al. Evaluation of peripheral lympadenoptahy in children. Pediatr Hematol Oncol 2006; 23:549 61. 15. Yarış N, Çakır M, Sözen E, Cobanoglu U. Analysis of children with peripheral lymphadenopathy. Clin Pediatr 2006; 45:544 9. 16. Spinelli C, Ricci E, Berti P, Miccoli P. Neck masses in childhood. Surgical experience in 154 cases. Minerva Pediatr 1990; 42:169 72. 64
Tablo 1. Başvuruda yakınmalar ve eşlik eden belirtiler. Yakınma ve belirtiler Hasta sayısı Sıklık (%) Boyunda şişlik 60 81 Ateş 42 57 Gece terlemesi 3 4 Kilo kaybı 3 4 Döküntü 2 3 Tablo 2. Bulguları ve malignite durumlarına göre olguların dağılımı. Malign LAP Benign LAP Bulgular n (%) n (%) Toplam n (%) Fizik muayene bulguları Hepatomegali 6 (55) 10 (16) 16 (22) Splenomegali 2 (18) 6 (10) 8 (11) Mediastinal LAP 2 (18) 1(2) 3 (4) Supraklavikuler LAP 1(9) 0 (0) 1 (2) Laboratuar bulguları Anemi 6 (55) 18 (29) 24 (32) Lökositoz 8 (73) 55 (87) 64 (86) Lökopeni 3 (27) 3 (5) 6 (8) Sedimentasyon > 20 10 (91) 57 (91) 67 (91) mm/saat C-reaktif protein > 0,8 mg/dl 8(73) 55 (87) 64 (86) Belirti süresi Akut 2 (3) 33 (44) 35 (47) Kronik 9 (12) 30 (41) 39 (53) En geniş yerinde LAP boyutu < 1 cm 1 (2) 6 (8) 7 (10) 1-3 cm 2 (3) 39 (52) 41 (55) > 3 cm 8 (11) 18 (24) 26 (35) LAP: Lenfadenopati. Tablo 5. Malign ve benign hastalık tanısı alan olguların karşılaştırılması. Özellikler Malign tanılılar Benign tanılılar P değeri Yaş ortalaması 7,4 ± 4,6 4,1 ± 3,6 < 0,05 LAP yaygınlığı Yaygın 9 (%30) 22 (%70) Lokal 2 (%5) 41 (%95) < 0,05 Lenf bezi çapı 3,5 ± 1,8 2,3 ± 1,5 < 0,05 Süre Akut 2 (%3) 33 (%45) Kronik 9 (%12) 30 (%40) < 0,05 Anemi 6 (%55) 20 (%32) < 0,05 Hepatomegali 6 (%55) 10 (%16) < 0,05 Mediastinal LAP 2 (%18) 1 (%2) < 0,05 LAP: Lenfadenopati. Tablo 3. Biyopsi yapılan lenfadenopati olgularının tanıları. Tanılar Hasta sayısı Sıklık yüzdesi Malign hastalıklar Hodgkin dışı lenfoma 6 33 Hodgkin lenfoma 4 22 Yumuşak doku sarkomu metastazı 1 6 Benign hastalıklar Reaktif lenfoid hiperplazi 4 22 Kronik lenfadenit 2 11 Kazeifiye granülamatöz lenfadenit 1 6 Toplam 18 100 Tablo 4. Lenfadenopatili olguların aldıkları tanılara göre dağılımı. Tanı n (%) Hodgkin dışı lenfoma 6 (7) Hodgkin lenfoma 4 (5) Yumuşak doku sarkomu metastazı 1 (2) Reaktif lenf nodu hiperplazisi 25 (33) Kronik lenfadenit 2 (3) Kazeifiye granulamatöz lenfadenit 1 (2) Akut lenfadenit 22 (30) Enfeksiyöz mononükleosiz 5 (6) Sitomegalovirus enfeksiyonu 3 (4) Tularemi 2 (3) Kızamıkçık 2 (3) Kedi tırmığı hastalığı 1 (2) Toplam 74 (100) 65