SINAV KAYGISI NEDİR? SINAV KAYGISI YAŞANMASINDA ANNE-BABANIN ROLÜ NEDİR? 2013-2014 REHBERLİK SERVİSİ BÜLTENİ Merhaba Sevgili Velilerimiz; Öğrencilerimizi okula gönderirken hepimizin ortak beklentisi, çocuklarımızın istedikleri başarıyı elde etmeleri ve mutlu olmalarıdır. Bunun gerçekleşebilmesi, çocuğun iç disipliniyle, verimli çalışma ve öğrenme tekniklerini kullanmasıyla ve bunları motivasyonuyla birleştirebilmesiyle mümkündür Sınavlara hazırlanan öğrenci, başarı durumu ne olursa olsun kendini baskı altında hissedebilir. Sürekli, kendi kendine ya başaramazsam, ya zayıf alırsam sorularını sormaya başlayabilir. Öğrencilerimizin bu süreçte, gerçek performanslarını gösterebilmeleri için kaygı düzeylerinin dengelenmesi önemlidir. Böyle dönemlerde annebabanın sözel-davranışsal tutumları çok daha önem kazanır. Bu bülten siz anne-babalara, sizlerin ve öğrencilerimizin sınavlara hazırlık dönemlerini daha rahat geçirmeniz amacıyla hazırlandı. Şimdi bir yere oturun. Hiçbir şey düşünmemeye ve aşağıdaki metin ışığında, hayal kurmaya çalışın: 12-13 yaşlarındasınız. Önünüzde sizi bekleyen, 2 haftalık bir sınav maratonu var. Bir sabah servise yetişebilmek için hadi geç kalıyorsun!! sesiyle, zorla ama acele olarak yataktan kalktınız. Bir yandan o gün olacak fen sınavını, bir yandan da istemediğiniz ama yapmanız için zorlanan kahvaltıyı düşünürken, bir de buna mideniz eklendi. Müthiş bir şekilde bulanmaya, siz sıkıldıkça ve bunaldıkça, şiddetini gittikçe arttırmaya başladı. Bir şeyler atıştırdıktan sonra servise bindiniz. Okula geldiniz. Herkes sınav hakkında konuşuyor. Gerginliğiniz gittikçe arttı. Ya zayıf alırsanız?! Ailenize ne diyeceksiniz? YA OLMAZSA. Onlar size tüm imkanları sunarak okutuyorken zayıf aldığınızda onların yüzüne nasıl bakacaksınız? Sınava girdiniz, iyi geçti gibi. Akşam yine servis, yollar ve eve vardınız. Ödevler, 2 gün sonraki sınav, öteki sınavlar, testleeerrr!!!... Hepsi sizi bekliyor. Akşam yemeğine kadar çalıştınız. Ara verdiniz biraz. Babanız da gelmiş. Ee, nasıl geçti bakalım sınavın. Başaracaksın nasıl olsa ama. Bak sakın bizim sana olan güvenimizi boşa çıkarma. Kaygınız gittikçe artıyor. YA OLMAZSA. Evet, nereden başlasanız, ödevlerden mi, matematik sınavı mı, fen bilgisi projesi... ve yine ertesi gün... Öğrenciler her gün buna benzer şeyler yaşıyor, düşünüyor ve hissediyorlar. Bunun sonucunda da değişik zaman ve yoğunlukta sınav kaygısı yaşıyorlar. Yu-
SINAV KAYGISI NEDEN ORTAYA ÇIKMAKTADIR? KORKU-KAYGI FARKI: Korkunun nedeni bellidir. Genellikle fiziksel bir tehdit karşısında korkarız. Kaygıda ise geleceğe dönük tasalanma vardır. Genellikle kişiliğe dönük tehditler kaygıyı doğurur. Sınavın kendisi kaygı oluşumundan sorumlu değildir. Çünkü sınava verilen anlam ve yorumlar farklı olduğundan herkes kaygılanmıyor. O zaman, çocuk sınava nasıl bakıyor? Çocuk için sınavın iki anlamı vardır. Belirli bir bilgi düzeyini tutturup sınavda iyi not almak. Bu anlamada sınav bir bilgi ölçümüdür. Başkalarının gözünde var olduğuna inandığı kişilik değerini korumak ya da elde etmek. Bu anlamda sınav bir kişilik ölçümüdür. İşte, gerçekte bilgi düzeyini ölçen sınavlara, aynı zamanda kişilik değerini de ölçtüğü inanışıyla yaklaşan çocukların yaşadığı duygu KAYGIDIR. Herkes başarılı olmak ister. Doğal olarak sizin çocuğunuz da başarılı olmak istiyor. Fakat sınavlar bu isteği tehlikeye sokan durumlardır. Çünkü, başarısız olma riskinin en çok yaşandığı zamanlar sınavlardır. Bunun yanı sıra, kaygı yaratan diğer bazı durumlar arasında anne-baba ve öğretmenlerin beklentileri, daha fazla ders çalışma konusunda yapılan baskılar, sınavda başarılı olma konusunda verilen olumsuz örnekler, başka öğrencilerle yapılan kıyaslamalar sayılabilir. Öğrencileri ve aileleri kaygılandıran diğer bir faktör ise, belirsizlikler dir. Konuların nasıl yetiştirileceği, yapılan çalışmaların yeterli olup olmadığı, yani kısaca ne olacağı tüm bunlar kaygıyı gittikçe arttırmaktadır. SINAV KAYGISI Evdeki sıkı disiplin, kısıtlayıcı ve güven kırıcı ebeveyn tutumları, okuldaki otoriter eğitim-öğretim anlayışı, sınav kaygısının küçük yaşlarda gelişmesine elverişli ortamı hazırlar. Sınav kaygısı yaşayanlarda iki durum göze çarpar: Kuruntu ve heyecanlılık. Kuruntu, bireyin genelde kendisi hakkında olumsuz değerlendirmelerini, başarısızlığına, beceriksizliğine ilişkin olumsuz düşüncelerini ve iç konuşmalarını içerir. Yapılması gerekeni yapacağına, işi başaracağına, karşılaştığı problemi çözeceğine; "ya yapamazsam; ya başaramazsam!" gibi olumsuz düşünceler dikkatin dağılmasına neden olan bir süreçtir. Bu türden iç konuşmalar bireye yarar yerine zarar getirir. Heyecanlı olma, sınav kaygısının fizyolojik yönünü oluşturan otonom sinir sistemi uyarılmasıdır. Hızlı kalp atışları, terleme, üşüme, kızarma, mide bulantıları, gerginlik gibi bedensel yaşantılar... Sınav Kaygısı Envanteri El Kitabı'ndan alıntıdır. Prof.Dr. Necla Öner
KAYGI NEDEN ORTAYA ÇIKAR VE BİZ NE YAPMALIYIZ? Başarısız olan öğrenci sınavlarda çok heyecanlandığını ve bundan dolayı yapamadığını savunurken, anne-babalar çocuğunun başarısız olmasında kaygının etkili olduğunu düşünerek rahatlama ve çocuklarını koruma eğilimindedirler. Oysa sınav kaygısının en önemli nedenlerinden biri doğru çalışmanın bilinmemesi ve anne-baba tutumlarıdır. Ayrıca, daha evvel alınan başarısızlıklar ve bunların yarattığı Nasıl olsa başarısız olacağım önyargısı yeterince çalışmamaya ve buna bağlı kaygıya yol açar. Sınav kaygısını arttırmamak için yüksek beklentiler içinde olmamak, çocuğunuzu başkaları ile değil onun kendi performansı ile kıyaslamak ve kazanamadığı zaman olacaklar ile ilgili tehdit etmemek gerekir. Çocuğunuzun Sınav Kaygısı Yaşayıp Yaşamadığını Nasıl Anlarsınız? Bunu anlamanız bazen çok kolay olmayabilir. Eğer, çocuğunuzun derslerinde belirgin bir düşüş varsa, kaygı yaşayıp yaşamadığı araştırılabilir. Sınavda terleme, kalbin sıkışması, ellerde titreme, ateş basması, heyecanlanma Sınavda sürekli başarısız olacağını düşünme, sınava konsantre olamama, Aşırı gerginlik ve huzursuzluk, tahammülsüzlük, aşırı duyarlılık, dikkatini toplayamama Kendini suçlama, olumsuz olaylardan ve sonuçlardan kolay etkilenme, uykusuzluk, yorgunluk, karın ağrısı, mide bulantısı... vb. psikosomatik belirtiler olabilir. Sınav kaygısı yaşayan öğrenci, kendisi ile ilgili olumsuz değerlere sahiptir. Okuduklarımı anlayamıyorum. Ben zaten beceriksizim. Başaramazsam aileme, öğretmenlerime rezil olurum. Zaten ailem benden utanıyor. Başaramazsam ailem beni sevmez... Bu ifadeler daha da çoğaltılabilir. SINAV KAYGISININ SONUÇLARI NELER OLABİLİR? Sınavda, sorunun cevabını bulmaya çalışan bir öğrenci, bilgisini gösterebilmenin dışında başka endişeler yaşadığında başarısı düşer. Ortalama düzeyde kaygı, öğrenciyi harekete geçirmek için gerekli iken, yüksek kaygı performansı düşürecektir. Öğrenci dikkatini toplamakta güçlük çekebilir. Bunun sonucunda da, soruları yanlış okuyabilir, işlem hatası yapabilir, zamanını iyi kullanamayabilir. Öğrenci, çözemediği bir soruyla karşılaştığında kendini yargılayarak, korkuya kapılır ve diğer soruları da çözemeyeceğini düşünmeye başlar. Sınavda gerçek performansını sergileyemez. Kaygı, zaman zaman anne-baba ile çocuk arasındaki iletişimin gerginleşmesine ve kopmasına neden olabilmektedir.
ANNE-BABALAR ÇOCUKLARININ BAŞARISINI ARTTIRMAYA VE KAYGI İLE BAŞ ETMESİNE NASIL YARDIMCI OLABİLİRLER? Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Çocuk kendisine söyleneni değil, gördüğünü uygular. Anne-babalar, bu anlamda öğrencilerin en yakınında olan temel modeller oldukları için, çocuklar ailelerinden etkilenirler. Sınavlara hazırlık döneminde, sakin ve huzurlu bir aile ortamına sahip olan çocuklar, verimli ve sakin bir sınav dönemi geçireceklerdir. Anne ve babaların, bu zorlayıcı sınav döneminde, çocuklarına sakin, huzurlu bir ev ortamı yaratarak onları desteklemeleri oldukça yararlı olacaktır. BİRKAÇ ÖNERİ... Çocuğunuz ve siz, sınavın sonucundan çok, başarıyı arttırmak için bugün ne yapılabilir? diye düşünmelisiniz Çocuğunuzun özgüvenini geliştirmek de önemlidir. Her çocuk diğerlerinden farklıdır ve çocuğunuzdan beklentiniz gerçekçi olmalıdır. Çocuğunuzla ilgili beklentilerinizi kontrol edin ve ideallerinizin onun sınırlarını zorlamasını önleyin. Bunun için onu iyi tanımalı, neyi başarıp neyi başaramayacağını iyi bilmeli, onu kendi kişiliği, becerileri, yetenekleri çerçevesinde değerlendirmelisiniz. Yapılan araştırmalar, anne-babaların çocuklarını yeterince tanımadıklarını ortaya koymuştur. Ülkemizde yapılan bir araştırmada, annelerin çocuklarını genellikle eksik, babaların ise yanlış tanıdıkları sonucu ortaya çıkmıştır. Anne-babanın çocuğunu tanımada yetersiz kalmasının en önemli nedenlerinden biri, onu genellikle "olduğundan daha iyi" görme eğilimde olmalarıdır. Halbuki çocuklarımızın sahip oldukları değerleri bilir, yaklaşımımızı da buna göre ayarlarsak hem onları tanıma konusunda daha başarılı olup hem de beklentilerimizi sağlıklı bir düzeyde tutabiliriz. Motivasyon ve benlik saygısı ya da kendine güven birbirinden ayrı düşünülmemelidir. Motivasyonun artması için aile önce öğrencinin kendine olan güvenini arttırmalıdır. Ailesi ve okulu tarafından destek görmeyen çocuklar kendilerini değersiz olarak görürler. Ailenin beklentilerinin aşırı düşük veya çocuğun kapasitesinin çok üstünde de olması motivasyonu düşürür ve kaygıyı arttırır. Benlik algısının düşük olması da başarıyı etkiler. Aşırı kısıtlılık gösteren ebeveyn davranışları çocuğun kendine güven gelişimini engeller. Benlik kavramı ile sınav kaygısı arasında da bir ilişki olduğu görülmektedir.
BİRKAÇ ÖNERİ... Henüz yapılmamış olan sınavın sonucu üzerinde çok fazla durmayın. Telaş ve acelecilik de kaygıya yol açar. Bu nedenle, zamanını planlaması konusunda çocuğa yardımcı olabilirsiniz. Anne-baba olarak, çocuğunuzun sınavla ilgili olumsuz düşüncelerini, olumluya çevirmesine, gerçekçi düşünmesine yardım edebilirsiniz. Sınav öncesine koşullar üretmeyin. En az 4 almalısın vb. gibi. Bu koşullar çocuk tarafından tehdit gibi algılanabilir. Koşullar yerine, sınavda uygulanacak stratejiler üzerinde durulabilir. Önce iyi bildiği sorudan başlamak, kontrol yapmak, acele etmeden yanıtlamak... gibi. Aile olarak, çocuğunuzun başarısını arttırmak için yaptığınız davranışlar ve gösterdiğiniz tutumlar, amacınız dışında gelişebilir. Yani, bunlar onun başarısını arttırmak yerine motivasyonunu kırıcı bir rol oynayabilir. Bu çalışmayla başaramazsın, Bak... nasıl çalışıyor gibi ifadeler onun kaygısını artırır. Sürekli eleştiri, yargılama ve kıyaslamalar çocuğunuzu engeller. Bunun yerine, onu cesaretlendirmek, olumlu davranışlarını takdir etmek, ona olan güveninizi ve onu kabul ettiğinizi göstermek, verimli çalışması için ortam yaratmak, kendi gücünün farkına varmasını sağlamak, onun başarısını daha da arttıracaktır. Çocuğunuzu hiçbir zaman başkalarıyla kıyaslamayınız. Hataları büyütüp sorun etmek yerine, çocuğunuzun onları görmesi ve tek rarlamaması için, beraber neler yapabileceğinizi gözden geçirin ve planlayın. Bunu nasıl yaparsın!!!! demek yerine, bunu neden yapmış olabilirsin, tekrarlamamak için ne yapabilirsin? in üzerinde durun. Hata yapmaktan korkan çocuklar, genelde sınav sırasında tek bir soruya takılıp kalmaktadırlar. Bu da zaman kaybına, dikkatin dağılmasına ve motivasyonun düşmesine sebep olur. Sadece başarısızlığı değil, başarıyı da görün ve başarıyı kendi içinde değerlendirin. Başarı, çocuğunuzun dünü ve bugünü arasındaki gelişimidir. Bak 7 soruyu da yanlış yapmışsın demek yerine, evet, 13 soruyu doğru yapmışsın ları biraz çoğaltmalıyız. Çocuk, sadece olumsuz tarafları görüldüğünde, sevilmediğini, kabul görmediğini düşünür. Aynı zamanda, başarısı ile kişiliği arasında gerçek dışı bir ilişki kurarak da olumsuz benlik algısı geliştirir. Çocuğunuzun etkili ve verimli çalışması başarıyı beraberinde getirir. Çocuğunuzun kaç saat çalıştığı değil, çalışmanın içeriği ve kalitesi önemlidir. Yoğun stres, beynin yeterli oksijen almasını önler, verimli düşünme ve konsantrasyonu güçleştirir. Bu nedenle zihinsel ve bedensel gevşeme oldukça önemlidir. Çocuğunuzun uyku ve beslenme düzenine dikkat etmesi, açık hava yürüyüşleri yapması, ders dışı aktivitelerle rahatlaması yararlı olacaktır.
Peki bu sözler size söylense neler hisseder ve nasıl davranırdınız? Çok yavaşsın. Bu gidişle sınavı kazanamazsın. ------- ya giremezsen ------ unut. Yine mi ara verdin??? SON SÖZ Daha önce de söylendiği gibi, kaygı bulaşıcı bir duygudur. Siz veli olarak ne kadar kaygılı iseniz, hiç kuşkunuz olmasın çocuğunuz da en az o kadar kaygılıdır. Sizin sakin, mantıklı ve olumlu tavırlarınız, çocuğunuzun da sakin olmasını sağlayacaktır. Hiçbir şey çocuğunuz ile aranızdaki iletişim ve sevgiden daha önemli değildir. Önemli olan çocuğun, bu sevginin sınavlarda başarısız olsa da süreceğini hissetmesi, kendisine fazla müdahale edilmeden, kendi gücünü sınamasına ve hatalarından ders çıkarmasına izin verilmesidir. Kaynaklar ve İleri Okuma İçin: Doç. Dr. Kadir Özer, Sınav ve Sınanma Kaygısı. Varlık Yayınları, İstanbul 1997. Prof. Dr. Acar Baltaş, Üstün Başarı. Remzi Kitapevi, İstanbul 2003. Swets, P., Ergen Çocuğunuzla Konuşma Sanatı. Varlık Yayınları, İstanbul 1998 Orvin, G., Ergenlik Çağındaki Çocuğunuzu Anlamak. Hyb Yayıncılık, Ankara 1997 www.egitim.com