HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 21 24 Kasım 2013 / SAMSUN Grup Adı Grup Konusu Grup Başkanı Grup Sözcüsü Raporlama Heyeti : 2. Daire : Danıştay 2. Daire Konuları : Ercan AHİ (Danıştay Üyesi) : Harun TEKİN (Danıştay Tetkik Hâkimi) : Ercan AHİ (Danıştay Üyesi) Vahit KINALITAŞ (Danıştay Tetkik Hâkimi) Harun TEKİN (Danıştay Tetkik Hâkimi) Sercan Coşkun KULAK (Kayseri İdare Mahkemesi Üyesi) TOPLANTI RAPORU TARTIŞILAN KONULAR : A) UZMAN ÖĞRETMENLİK: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca verilen Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra yasal bir düzenleme yapılmamış olmasının bu konuda boşluğa neden olduğu ve bu boşluğun yargı içtihatlarıyla da doldurulmasının mümkün olmadığı, bu konunun yasama organınca yeniden düzenlenerek çerçevesinin belirlenmesi halinde başarı sıralamasına ilişkin ölçütlerin alt düzenlemelerde yer alması gerektiğinden, söz konusu yasal boşluğun uzman öğretmenlik unvanı verilmesi hakkını doğurmayacağı yönündeki kararı doğrultusunda oluşan Danıştay 2. Dairesinin yeni içtihadı müzakere edilmiştir. 1
B) SİCİL UYUŞMAZLIKLARI KAPSAMINDA: 1- Orta ve iyi sicillerde başvuru yolu; Orta ve iyi olarak düzenlenen sicil ve başarı değerlendirmesi raporlarında doğrudan dava açılması gerektiği yönündeki Danıştay içtihadı değişmiş olup, bu hususta 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuru yapılabileceği yönündeki yeni içtihadı paylaşılmıştır. 2- Mülki İdare Amiri Değerlendirme Raporu; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ve Danıştay 2. Dairesince mülki idare amiri değerlendirme raporunun kesin ve yürütülebilir bir işlem olduğu kabul edilerek tek başına dava konusu edilebileceğine ilişkin yeni içtihadı değerlendirilmiştir. 3- Performans Değerlendirme ve Geliştirme Formu; Performans değerlendirme ve geliştirme formunun; denetlenen hâkim ve savcıların denetim dönemi içerisindeki performanslarının değerlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik belge olduğu, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yönetmeliğinin Performans değerlendirme ve geliştirme formunun düzenlenmesi başlıklı 34. maddesinde Performans değerlendirme ve geliştirme formunun düzenlenmesinde; mükemmel, beklenenin üstünde, beklendiği kadar, gelişme gerekli ve yetersiz şeklindeki beşli ölçek sistemine göre değerlendirme yapıldığı, Objektif ölçüler içinde kalınarak, edinilen veri ve bilgilerin ciddi ve titiz bir şekilde tetkik ve analiz edilmesi suretiyle, performans değerlendirme ve geliştirme formunun düzenlenmesi; gelişme gerekli veya yetersiz seçeneklerin işaretlenmesi suretiyle olumsuz değerlendirme yapılan her hane bakımından mutlak surette dayanağın ortaya konulması gerektiği, Bu bağlamda, Performans Değerlendirme ve Geliştirme Formu gelişme gerekli veya yetersiz olarak değerlendirilen ilgili hakkında tavsiyeler listesinin dışında düzenlenmesi gereken dayanak belgenin de getirtilmesi suretiyle yargısal denetimin daha sağlıklı yapılacağı değerlendirildi. 2
C) ATAMA : 1- HİZMET GEREĞİ ATAMA Hakkında yapılan soruşturma sonucunda getirilen teklif doğrultusunda görev ya da görev yerleri değiştirilen personel tarafından açılan davalarda; atama koşulları ile disiplin ve ceza yargılaması ilkeleri farklı olduğundan, ilgilisi hakkında verilen disiplin cezası ya da açılan kamu davası ile doğrudan bir ilişki kurmaya gerek bulunmadığı, (atama işleminin kendi koşulları içerisinde) isnat edilen eylemin niteliği ile yapılan görevin önem ve özelliği gözönünde bulundurularak kamu yararı ve hizmet gerekleri ölçütleri çerçevesinde işlemin yargısal denetimi yapılarak bir hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan soruşturma sonucunda sabit görülen fiil nedeniyle ilgili kamu görevlisine disiplin cezası verilmiş olmasının, doğrudan atanma sonucunu doğurmayacağı gibi disiplin cezası verilmemiş olmasının da atama işleminin iptal edilmesi sonucunu doğurmayacağı belirtilmiştir. 2- EŞ, SAĞLIK VE ÖĞRENİM ÖZRÜ NEDENİYLE ATAMA Eş, sağlık ve öğrenim özrüne dayalı yer değişikliği işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Danıştay 2. Dairesince benimsenen görüşler tartışıldı, konuya ilişkin mevzuat hükümleri irdelendi; Bu kapsamda Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmeliğin 9. maddesinde belirtilen zorunlu atamaya tabi personelin eşlerinin, eş özrüne dayalı atama taleplerinin norm kadro sayılarına bakılmaksızın gerçekleştirileceği hususunun ihtilafsız olduğu belirtildi. Sözleşmeli statüde görev yapan personelin eş özrüne dayalı atama taleplerinin de; vizeli olduğu birimde fiilen en az 1 yıl çalışmış olması, geçiş yapacağı hizmet biriminde aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyon bulunması ve kurum personeli olan eşin, kurum içi görev yeri değişikliği mümkün olmayan veya mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan bir görevde bulunması halinde karşılanacağına ilişkin içtihatlar müzakere edildi. Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atanma ve Yer Değiştirilmelerine İlişkin Yönetmelikte yer alan öğrenim özrünün kaldırılarak Devlet memurlarının atama ve yer değiştirmelerine yönelik çerçeve yönetmeliğinde yer alan özür gruplarına uyumlu hale getirilmesi hususu değerlendirilmiştir. 3
Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 13. maddesinde düzenlenen sağlık özrü kapsamında memurun... kendisinin veya kanunen bakmakla yükümlü olduğu kimselerden birinin olması gerektiği belirtilmekle birlikte, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atanma ve Yer Değiştirilmelerine İlişkin Yönetmelikde sağlık özrü kapsamının memurun... kendisi, eşi ve çocuklarının şeklinde daraltılarak diğer bakmakla yükümlü olduğu kimseler bakımından sağlık kurulu raporunda... anne ve babası ile yargı kararıyla vasi tayin edilmesi kaydıyla kardeşlerinden birisi için ise başkasının güç ve yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremez ibaresin bulunması şartının getirilmesine yönelik düzenleme tartışılmıştır. Aday memurların KPSS sınavı sonucuna göre 657 sayılı Yasanın 74. maddesi kapsamında kurumlar arası nakil yoluyla atanabileceği yönündeki Danıştay 2. Dairesinin yeni içtihadı paylaşılmıştır. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ve Danıştay 2. Dairesinin sözlü ve mülakat sınavlarına yönelik teknolojik materyallerin kullanılmasının zorunlu olmadığı, ancak idarenin kendiliğinden mülakat sınavını kamera kaydına alması halinde bunun üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği yönündeki içtihadı değerlendirilmiştir. 3- ROTASYONA DAYALI (ZORUNLU) ATAMA Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 19. maddesinde yer alan 6 yıllık çalışma sürelerinin hesaplanması ile ilgili hususlar; Görev yapılan eğitim kurumunun adının, fiziki yapısının, yerinin ve özelliklerinin değişmesi, birleşmesi, dönüştürülmesi nedeniyle haklarında yeniden kararname düzenlenen yöneticilerin söz konusu değişiklikten önceki ve sonraki çalışma süreleri ile seçimlere katılmak amacıyla istifa eden yöneticinin seçimleri müteakip yeniden aynı okula atanması durumunda istifadan önceki ve sonraki hizmet sürelerinin toplanacağı, Kadrolarının bulunduğu eğitim kurumu dışında görevlendirilen yöneticiler bakımından, görevlendirildikleri eğitim kurumunda geçen çalışma süreleri kadronun bulunduğu eğitim kurumunda geçmiş gibi sayılacağı ve kadronun bulunduğu eğitim kurumuna ilk atamadan itibaren sürenin hesaplanacağı, Yöneticinin görev yaptığı eğitim kurumundan başka bir kuruma atamasının yapılması üzerine açılan dava sonucunda verilen iptal kararı üzerine önceki eğitim kurumuna yeniden dönmesi halinde çalışma süresi hesaplanırken, yöneticinin ilk atamadan yargı kararına konu olan 4
atamaya kadar geçen çalışma süresi ile iptal kararı üzerine yeniden aynı okula döndükten sonra geçen çalışma sürelerinin toplanacağı değerlendirmesi yapılmıştır. Kurum tiplerine göre atama; 09.08.2011 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik değişikliği öncesinde, eğitim kurumu müdürünün zorunlu yer değiştirme kapsamında resen aynı veya daha üst tipteki eğitim kurumuna atamasının yapılması gerektiği, alt tipteki eğitim kurumlarına ancak eğitim kurumu müdürünün isteği olması halinde yapılabileceği, müdür başyardımcıları ile müdür yardımcıları için ise, kurum tipi öngörülmediğinden alt ve üst tipteki eğitim kurumlarına atanabildikleri, 04.08.2013 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelikte; hizmet bölgesi olarak (A), (B), (C) ve (D) tipleri öngörüldüğü ve müdür yardımcıları ile müdür başyardımcılarının da kurum tipi kapsamına alındığı, ayrıca hizmet süresine bağlı yer değiştirmede bir alt ve bir üst hizmet bölgesinden 10 tercih yapabileceği belirtilerek bir üst ve bir alt kurum tipine atanma yolunun açıldığı, diğer yandan tercihlerine atanamayan ve başvuruda bulunmayanların kura yoluyla "hizmet bölgelerinden birine" resen atanacağına yönelik yeni düzenlemeler tartışılmıştır. Alan ve aylık karşılığı okutulacak derse göre atama; 09.08.2011 tarihli yönetmelik değişikliğinden önce genel liseler ile ilköğretim okullarına atama yapılabilmesi için söz konusu okulda alanının bulunması veya Talim ve Terbiye Kurulu Kararlarına göre aylık karşılığı okutabileceği dersin bulunmasının gerekmekte olduğu, meslek liseleri bakımından ise, meslek lisesine yönetici olarak atanabilmek için söz konusu eğitim kurumuna atölye, laboratuar veya meslek dersleri öğretmeni olarak atanabileceği bir alan öğretmeni olması gerektiğini, dolayısı ile aylık karşılığı okutulacak dersin bulunup bulunmaması meslek liselerine yönetici olarak atananlar bakımından önem arz etmediği, 09.08.2011 tarihli değişiklikten sonra ise; bütün eğitim kurumlarında atanmak istenilen eğitim kurumuna Talim ve Terbiye Kurulu Kararlarına göre alanı itibariyle öğretmen olarak atanabilecek bir alan öğretmeni olma şartı getirildiğinden, aylık karşılığı okutabileceği dersin bulunması yeterli olmamaktadır. Yani Türkçe Öğretmeni liselere, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni de ilköğretim okullarına yönetici olarak atanmaları mümkün değildir. Ancak Fizik, Kimya, Matematik gibi alan öğretmenlerinin meslek liselerine yönetici olarak atanmalarının önü açıldığı, 5
04.08.2013 değişikliğinde ise; başvurulacak eğitim kurumuna alanı itibariyle öğretmen olarak atanabilme veya aylık karşılığı okutabileceği ders bulunma şartı getirildiği belirtilmiştir. Yargı kararının uygulanması kapsamında yapılan atamalarla ilgili olarak, Yapılan atama işlemine karşı açılan davalarda iptal kararı verilmesi durumunda mahkeme kararının gerekçesine göre idarece yeniden işlem tesis edilmesi gerekmektedir. Başka bir ifadeyle mahkeme kararının gerekçesi 6 yıllık sürenin doldurulmadığı yönünde ise önceki okuluna geri döndürülmesi gerekirken, kararın gerekçesi uygun olan kurum tipine atanmadığı veya alanına uygun okula atanmadığı yönünde ise gerekçe dikkate alınarak yöneticinin atanabileceği uygun okul bulunması halinde başka okula atamasının yapılması gerektiği, Başkası tarafından açılan davalar soncunda verilen iptal kararlarının uygulanması nedeniyle atamalar geriye doğru zincirleme olarak iptal edilirken, yargı kararı üzerine dönen şahsın yerine atanan yönetici tercihte bulunmuş ise atandığı tercihten sonra gelen tercihleri varsa o tercihlerinin değerlendirilmesi ve bu tercihlerinden birine atanamaması halinde önceki okuluna döndürülmesi gerektiği hususu vurgulanmıştır. Anadolu lisesine yönetici olarak atanma bakımından; 13.08.2009 günlü 27318 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 09.08.2011 günlü, 28020 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik 8. maddesinin 1. fıkrasının her türdeki Anadolu liselerini kapsamaması nedeniyle eksik düzenlendiğinden bahisle iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Danıştay 2. Dairesi'ce verilen 08.02.2012 günlü, E:2011/8890 sayılı yürütmenin durdurulması talebinin reddine ilişkin kararına yapılan itirazın İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 18.02.2013 günlü, YD İtiraz No:2012/389 sayılı kararıyla reddedildiği, dolayısıyla Anadolu liseleri yöneticiliğine atanma bakımından, Anadolu statülü bir okulda öğretmen olarak görev yapmış olma koşulunun aranmayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Anadolu lisesine öğretmen Olarak Atanma Bakımından; Anadolu Lisesi öğretmenliğine atanabilmek için 2000 yılı ve sonrasında ilgili sınavı kazanmış olmanın gerektiği, 2000 yılı öncesi için ise, matematik ve fen grubu branşlarında Bakanlıkça, diğer branşlarda Valilikçe atananların kazanılmış hakkının olduğu belirtilmiştir. Anadolu Liseleri ile Güzel Sanatlar ve Spor Liselerini kapsam dışına çıkaran Yönetmeliğin ilgili 6
maddelerine yönelik verilen Danıştay 2. Dairesinin 12.07.2011 günlü, E:2011/1486, E:2011/1488 sayılı yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararları değerlendirilmiştir. Diğer yandan, 31.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte yapılan değişiklikler müzakere edilmiştir. D) PARASAL ve ÖZLÜK HAKLARI 657 sayılı Yasa'nın "kapsam" başlıklı 1.maddesinde; bu Kanun'un memurlar hakkında uygulanacağı hüküm altına alındığından, 657 sayılı Yasa'da yer alan maddi hakların "memur" statüsünde olanlar hakkında uygulanacağı, 4/B maddesi kapsamında istihdam edilen sözleşmeli personel hakkında ise, bu maddeye istinaden çıkarılan "Sözleşmeli Personel Çalıştırılması Hakkında Esaslar"da yer alan hükümlerin uygulanacağı hususları müzakere edildi. 657 sayılı Yasa'da yer alan parasal haklardan, görevin önem ve özelliği, eğitim seviyesi, hizmet sınıfı ve kadro unvanı gibi kriterler esas alınarak yasada belirtilen koşulları taşıyan memurların yararlanacağı, parasal konuları düzenleyen kuralların kıyas veya yorum yolu ile kapsamının genişletilmesine olanak bulunmadığı hususu vurgulandı. Bu kapsamda; 2. Dairenin sıkça önüne gelen parasal uyuşmazlıklar üzerinde duruldu. Vekalet aylığına ilişkin olarak; Vekalet aylığına ve vekalet edilen kadronun zam ve tazminatına hak kazanılabilmesi için, 657 sayılı Kanunun 86.maddesinde öngörülen biçimde boşalmış olan kadroya yapılacak atamanın asili atamaya yetkili makam tarafından yapılması gerektiği, Bunun haricinde, "yetkili kılınma suretiyle" ya da "tedviren" yürütülmesi halinde, vekalet aylığının ödenmesine imkan bulunmadığı hususu vurgulanmıştır. İş sonu tazminatına ilişkin olarak; İş sonu tazminatına ilişkin bulunan ve Türk uyruklu sözleşmeli personele iş sonu tazminatı ödenmesini öngörmeyen 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 7.maddesinin iptaline ilişkin Danıştay 11.Dairesi'nin 25.10.2001 gün ve E:2001/365, K:2001/2335 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2012.2004 günlü, 7
E:2002/75, K:2004/2103 sayılı kararı ile onanması üzerine 2.9.2005 tarih ve 25924 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların 7.maddesi yeniden düzenlenmiştir. Belirtilen duruma göre, sözleşmesi feshedilen veya emekli olan sözleşmeli personele, Danıştay 11.Dairesince verilen iptal kararının uygulanması amacıyla çıkartılan 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca iş sonu tazminatı ödenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, 2005/9245 sayılı Kararın "yargı kararının uygulanması" amacıyla yürürlüğe konulduğu dikkate alınarak, anılan Kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten önce sözleşmesi feshedilen ya da emekli olan personel hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Ek göstergeye ilişkin olarak; Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 7.12.2007 günlü, E:2005/2, K:2007/1 sayılı kararında; 657 sayılı Kanun'un 43.maddesi, ek gösterge konusunda bu Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellere atıf yaptığından, ilgililere uygulanacak ek göstergenin tespitinde sözkonusu cetvellerin yanında 43.maddede yer alan düzenlemelerin de (unvana ilişkin kadroda bulunma koşulunun da) göz önünde bulundurulması gerektiği, buna göre, Devlet memurlarının fiilen görev yapmakta oldukları kadro unvanları için ek gösterge öngörülmesi halinde bundan yararlanacakları, kadro unvanında herhangi bir değişiklik olmadığı sürece, mezuniyet diplomasında yer alan unvan, başka bir anlatımla tahsil durumu dikkate alınarak ek gösterge uygulamasından yararlanamayacakları sonucuna ulaşıldığı belirtilerek, ek göstergelerin ilgililerin işgal etmekte oldukları kadro unvanına göre tespit edileceğine işaret edilmiştir. Belirtilen duruma göre, 657 sayılı Yasaya tabi personelin ek göstergesinin, kadro unvanı esas alınmak suretiyle hesaplanacağı, ek gösterge rakamının öğrenim durumuna göre tespit edilmesine imkan bulunmadığı, E) USULE İLİŞKİN OLARAK: a- Dava açma ehliyetine ilişkin hususlar; 1- Meslek odalarının sadece kendilerine yönelik düzenlemeleri dava konusu edebileceği, üyelerine ilişkin düzenlemelere karşı dava açamayacağına yönelik İdari Dava Daireleri Kurulu kararı değerlendirilmiş olup, Danıştay 2. Dairesi'nin bu görüşü kabul ettiği belirtilmiştir. 8
Öte yandan, bu raporun yazımı aşamasında İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 19.06.2013 günlü, YD İtiraz No:2013/352 sayılı kararıyla meslek odalarının dava açma ehliyetlerinin bulunduğu kabul edilerek dosyanın esastan değerlendirildiği yolundaki bilginin paylaşılmasına ihtiyaç duyulmuştur. 2- Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurulları Yöneticilerinin atanmalarına ilişkin işlemlere karşı bir başkası tarafından dava açılabilmesi için söz konusu yöneticiliğe atanma şartlarını taşıması gerektiği vurgulanmıştır. b- Hataen kamu görevlisine yapılan fazla ödemeler nedeniyle oluşan zararlar; Danıştay 2. Dairesince; -Hataen kamu görevlisine yapılan fazla ödemeler nedeniyle meydana geldiği ileri sürülen zararın 5018 sayılı Kanun kapsamında bir zarar olmadığı, -İşlemin icrai nitelikte olduğu -Uyuşmazlığın 1973 tarihli İBKK doğrultusunda çözümlenmesi gerektiği benimsenmiştir. Ancak söz konusu durumun Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca 5018 sayılı Kanun kapsamında olduğu ve bu nedenle incelenmeksizin red kararı verilmesi gerektiği kabul edilmektedir. c- Diğer usule ilişkin hususlar; 1- Görüşme tutanağı ile gerekçeli kararda yer alan hüküm fıkrasının uyumlu olması gerektiği, 2- Kararlar ve görüşme tutanaklarındaki imza eksiklerine ilişkin hususlarda; tutanak üzerindeki imzalardan birinin eksik olması halinde, karar ve tutanağın UYAP ortamında elektronik imza ile imzalanmış olması durumunda imzanın tamamlanmış olduğunun Danıştay 2. Dairesince kabul edildiği, 3- Özellikle emsal dosyalarda, her dava dilekçesindeki istemin ayrıca kontrol edilerek, dava dilekçesindeki talebe uygun şekilde hüküm kurulması gerektiği, 4- Cevap ve savunmalarda duruşma istenilmesi hususuna dikkat edilmesi gerektiği, 5- Mahkemelerce Danıştaya gönderilen temyiz dosyalarının dairesinin tespitine yönelik bilginin doğru yazılmasında titizlik gösterilmesi gerektiği, 9
6- Danıştay 2. Dairesince, memura aylık ödenmemesi veya eksik ödenmesi hallerinde söz konusu kayıplarının tazmini istemiyle 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde idarelere başvurmak suretiyle talepte bulunulabileceği, talebinin reddi halinde yasal süresi içerisinde dava açılabileceği görüşü benimsendiği, 7- Soruşturma raporlarının sonucunda getirtilen teklifin dava konusu edilip edilemeyeceği tartışılmış olup, dava konusu edilemeyeceği sonucuna varıldığı, ancak dava konusu edilebileceği yönünde görüşler ileri sürüldüğü, 8- Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğinin 4. maddesinde, Atama: Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumları yöneticiliklerine 657 sayılı Yasanın 88. maddesine göre ikinci görev kapsamında yapılan görevlendirmeyi ifade eder. şeklinde tanımlandığı dikkate alındığında, il içinde olmak kaydıyla eğitim kurumu yöneticiliğinden öğretmenliğe atanma, bu görevlere atanmama işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların itirazen Bölge İdare Mahkemesince inceleneceği, 9- Milli Eğitim Bakanlığı'nca düzenlenen Norm Kadro Çizelgesine ilişkin uyuşmazlıkların temyizen Danıştay da, Valilikçe tesis edilen Norm Kadro Tespit işlemi ve buna dayalı atama işleminden kaynaklanan uyuşmazlıkların ise itirazen Bölge İdare Mahkemesince inceleneceği, 10- Alan değişikliğine ilişkin işlemler ile alan değişikliği içeren il içi veya iller arası atamaya ilişkin uyuşmazlıkların temyizen Danıştay da inceleneceği, 11- Öğretmenlere sınıf verilememesi veya koordinatörlük görevi verilmemesi gibi işlemler geçici görevlendirme kapsamında değerlendirilerek bu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar hakkında idare mahkemelerinde verilecek kararların itirazen Bölge İdare Mahkemesince inceleneceği, 12- Esas itibarıyla, tazminat davası niteliğinde olan ve içeriği itibarıyla miktarı tek hakim sınırını geçmeyeceği açıkça belli olan, ancak iptal davası olarak açılmış bulunan davaların Heyetçe değil tek hakim tarafından incelenmesi gerektiği, 13- Bölge İdare Mahkemeleri arasında çıkacak içtihat farklılıklarının giderilmesine yönelik hukuki mekanizma kurulması, ayrıca Bölge İdare Mahkemesi kararlarına karşı ısrar hakkı verilmesi yolunda yasal düzenleme yapılması gerektiği, Usuli bozmaların önlenmesi amacıyla aktarılan hususlar üzerinde durulmuştur. 10