Ekonomi II 20.Para Teorisi ve Politikası Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır.
20.1.Para Teorisi Para miktarındaki değişmeler ekonomide üretimi ve fiyat düzeyini etkiler. Fakat hangisini daha fazla etkileyeceği tartışmalıdır. Klasik iktisatçılar fiyatın esnekliği nedeniyle ekonomide her zaman tam istihdam düzeyinde üretim ve gelir sağlanacağını ve bu nedenle para miktarındaki değişmenin gelir düzeyini etkilemeyeceğini, fiyat düzeyini değiştireceğini savunmuşlardır. 1936 yılında yayınlanan İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi adlı kitabında Keynes, ekonomide durgunluk olduğunda para miktarının arttırılmasının fiyatları değil üretim ve geliri arttıracağını savunmuşlardır. 2
3 20.1.Para Teorisi Keynes in yanı sıra Milton Friedman nın parasalcı görüşleri de ilgi çekmiştir. Yine Yale Üniversitesinden Irving Fisher tarafından klasiklerin öne sürdükleri para miktarı ile fiyat düzeyi arasındaki ilişki bir denklem ile gösterilmiş, daha sonra Değişim (Fisher) Denklemi halini almıştır. Bu denklem, klasiklerin para miktarı ile fiyat düzeyi arasında oransal pozitif bir ilişki olduğunu belirten Miktar Teorisi nin yanı sıra Keynes in öne sürdüğü para miktarı ile gelir düzeyi arasında pozitif bir ilişki olduğunu öne süren görüşü de anlamamıza yardımcı olmaktadır.
4 20.1.1.Değişim Denklemi MV=PY olup, M=Para miktarı, P=Fiyat düzeyi, Y=reel GSYİH ve V=paranın dolaşım hızını (Velocity) ifade etmektedir. V, paranın bir yıl içinde mal ve hizmet alımında ortalama olarak kaç defa el değiştireceğini gösterir. MV, ekonomide nihai mal ve hizmetler için yapılan toplam harcamaları, PY ise bu nihai mal ve hizmetler için yapılan toplam harcamalar sonucunda firmaların eline geçen toplam parayı ifade eder. Toplam Harcamalar=Toplam Para
5 20.1.2.Klasik Görüş (Miktar Teorisi) Klasikler, paranın ekonomi üzerindeki etkisi ile ilgili görüşlerini Miktar Teorisi ile ifade ederler. Buna göre, fiyat düzeyi ile para miktarı arasında orantılı bir ilişki olup, para miktarındaki artışlar fiyat düzeyinde aynı oranda artışlara neden olur. Klasikler Y nin sabit olduğunu, uzun dönemde paranın dolaşım hızının da sabit olduğunu varsaymışlar ve değişim denklemini; P=(V/Y)M şeklinde göstermişlerdir.
6 20.1.2.Klasik Görüş (Miktar Teorisi) Para arzında bir artış toplam talebi arttıracak, Y nin ve parasal dolaşım hızının değişmeyeceği varsayımı altında talep edilecek mal ve hizmet miktarı arz edilecek mal ve hizmet miktarından fazla olacaktır. Dolayısıyla P1 düzeyinden P2 düzeyine çıkacaktır.
7 20.1.3.Keynesyen Görüş Ekonomide durgunluk varsa, para miktarının arttırılması fiyatları değil üretim ve geliri arttırır. Ancak tam istihdam düzeyindeki gelire ulaşıldığında, para miktarının artmaya devam etmesi, klasiklerin belirttiği gibi fiyat düzeyinin artmasına neden olur. Ekonomide durgunluk olduğunda, paranın dolaşım hızının (V) yanı sıra fiyat düzeyi (P) de sabit olarak ele alınmakta, para miktarında (M) artışlar reel GSYİH da (Y) artışlara neden olacaktır. Bu durumda değişim denklemi; Y=(V/P)M şeklinde gösterilebilir.
20.1.3.Keynesyen Görüş Denge gelir düzeyi, AD1 ile SRAS nin kesiştiği noktaya denk düşen Y1 düzeyindedir. Y1<Yf olduğu için ekonomide durgunluk vardır. Para miktarının artması toplam talebi arttırmaktadır. Toplam talebi AD1 den AD2 ye kaydıracak düzeydeki para miktarının artışı, reel GSYİH yı Y1 düzeyinden Yf düzeyine çıkaracaktır. 8
9 20.1.4.Çağdaş Görüş İki görüşte gerçeği yansıtmamaktadır. Klasiklerin iddia ettiği gibi ekonomi kendi kendini tam istihdam düzeyinde üretime adapte edemeyebilir. Ekonomide durgunluk olsa bile para miktarını arttırmak yalnızca reel GSYİH yı değil, fiyat düzeyini de arttırır. Denge gelir düzeyi tam istihdam gelir düzeyinin oldukça altında ise para miktarındaki artış büyük ölçüde üretimde ve gelirde artışa neden olur. Tam istihdam düzeyinde üretimde konjonktürel işsizliğin bulunmadığı, buna karşılık friksiyonel ve yapısal işsizliliğin bulunduğu bir durumdur.
10 20.1.4.Çağdaş Görüş Ekonomide aşırı talep olduğunda, firmalar bu talebi karşılamak için bu kaynakları aşırı kullanmak zorunda kalırlar. Tam istihdam düzeyine ulaşıldıktan sonra para miktarının arttırılmaya devam edilmesi durumunda toplam talep de artmaya devam edecek, kısa dönem arz eğrisi Yf noktasından sonra gittikçe dikleşmekte olduğundan, üretim az ve gittikçe yavaşlayarak, fiyat düzeyi ise gittikçe hızlanarak artacaktır.
11 20.1.5.Faiz Oranının Belirlenmesi Faiz oranı, ekonomide çok önemli bir yere sahip olup, özellikle özel sektör harcamalarını ve dolayısıyla reel GSYİH yı önemli derecede etkiler. Faiz, parası olanlarla paraya ihtiyacı olanları bir araya getiren bir fiyattır. Paraya ihtiyacı olanlar bu fiyatı ödemek suretiyle parası olanlardan borç para alırlar. Faiz oranını neyin belirlediğini ilk defa 19.yüzyılın Klasik iktisatçıları açıklamaya çalışmışlarıdır.
12 20.1.5.1.Klasik Görüş Klasiklere göre tasarruflar yatırımlara gider ve bu ikisi arasındaki eşitlik faiz oranının esnekliği sayesinde gerçekleşir. Denge faiz oranı, ev halkının tasarruf arzı ile firmaların yatırım talebinin kesiştiği noktada gerçekleşir. Faiz oranı, denge faiz oranının üstünde olursa, yatırım için talep edilecek kredi miktarı arz edilecek tasarruf miktarından az olacak ve bu tasarruf fazlalığı faiz oranının düşmesine neden olacaktır.
13 20.1.5.3.Keynes e Göre Keynes, faiz oranının para talebi ve para arzı tarafından belirlendiğini belirtmiştir. Yalnız, Keynes in para talebi ve para arzına ilişkin görüşleri Klasiklerin görüşlerinden farklıdır. Para talebi Keynes e göre, insanlar gelirlerinin bir kısmını likit olarak ellerinde tutmak isterler. Bu şekilde olan talebe likidite tercihi denir. Bunların işlem, ihtiyat ve spekülasyon güdülerinden kaynaklandığını iddia etmiştir.
14 20.1.5.3.Keynes e Göre Para talebi nominal gelirdeki değişmelerden etkilenir. Nominal gelirdeki artışlar para talebinde de artışlara (Md eğrisinin sağa kaymasına) neden olur (Şekil 20.6)
15 20.1.5.3.Keynes e Göre Bu ilişkiyi değişim denklemi ile şöyle gösterilebilir: MV=PY MV=nominal GSYİH M=1/V (nominal GSYİH) Md=k (nominal GSYİH) Nominal GSYİH daki artış fiyat düzeyindeki bir artıştan, Y deki (reel GSYİH daki) bir artıştan veya her ikisinde meydana gelecek artışlardan kaynaklanabilir. Bu denkleme göre, nominal gelirdeki bir artış, para talebinde de aynı oranda bir artışa neden olmaktadır.
16 20.1.5.3.Keynes e Göre Para Arzı Keynes e göre, para arzı merkez bankasının kontrolü altındadır ve miktarı, takip edilecek para politikasına göre azaltılabilir veya arttırılabilir. Merkez bankası, faiz oranlarından bağımsız olarak para arzını belirleyebilir. Onun için para arzı Şekil 20.7 deki gibi dik bir doğru ile gösterilebilir.
20.1.5.3.Keynes e Göre Faiz Oranının Belirlenmesi Para arzı ve para talebi birlikte faiz oranını belirler. Denge faiz oranı, Şekil 2o.8 de görüldüğü gibi, para arzı doğrusu ile para talebi eğrisinin kesiştiği noktaya denk düşer. Faiz oranı, denge faiz oranının üstünde olursa para arzı fazlası söz konusu olacak ve bu para arzı fazlası faiz oranının denge faiz oranı düzeyine düşmesine neden olacaktır. 17
20.1.5.3.Keynes e Göre Faiz Oranında Değişmeler Denge faiz oranında değişmeler para arzı, para talebi veya her ikisinde birden ortaya çıkabilecek değişmelere bağlıdır. Para arzında bir artış, faiz oranında bir azalmaya, nominal gelirdeki bir artış ise faiz oranında bir artışa neden olacaktır. Yalnız, belli noktadan sonra para arzındaki artışlar faiz oranını etkilememektedir. Bu durum, likidite tuzağı (liquidity trap) ile açıklanmaktadır. Buna göre, faiz oranı belli bir düzeye indikten sonra, para arzı ne kadar artarsa artsın, insanlar çok düşük bir faiz geliri yerine paralarını atıl olarak elde tutmayı tercih edeceklerdir. 18
20.1.6.Parasalcıların Para Teorisi Klasiklerin miktar teorisine göre, değişim denkleminde yer alan reel GSYİH (Y) ile paranın dolaşım hızı (V) sabit olduğunda, para arzındaki artışların fiyat düzeyinde aynı oranlarda artışlara neden olacağı görmüştük. Parasalcı görüş (monetarism) klasiklerin para arzındaki artışların fiyat düzeyinde ve dolayısıyla nominal GSYİH da artışlara neden olacağı görüşünü kabul etmekle birlikte parasalcılara göre V kısa dönemde sabit değil, çeşitli faktörlere bağlıdır. En önemlisi ise insanların enflasyon beklentisidir. Enflasyon beklentisi insanlara daha fazla harcama yapıp ellerindeki nakiti azaltmaya yöneltir. Dolayısıyla V artar. Merkez bankasının para miktarını arttırmasının ekonomi üzerindeki etkileri konusunda parasalcı görüş ile Keynesyen görüş arasında da görüş ayrılığı vardır. 19
20.1.6.Parasalcıların Para Teorisi Keynesyen görüşe göre, ekonomide bir durgunluk olduğunda, para miktarını arttırılması faiz oranını düşürür; faiz oranının düşmesi yatırımları artırır; yatırımların artması ekonomide toplam talebin artmasına neden olur; toplam talebin artması da reel GSYİH nin artmasına neden olur. Parasalcı görüşe göre, para arzının artırılması faiz oranını geçici olarak azaltır, toplam talebi artırır; toplam talebin artması da fiyat düzeyini ve nominal GSYİH yi artırır. Enflasyon beklentisindeki artış, ayrıca, harcamaların artışını tetikler; bu da paranın dolaşım hızını artırarak ekonomide istikrarsızlığa neden olur. Enflasyon ve yüksek faiz oranlarının bulunduğu bir ekonomide yatırımlar ve dolayısıyla ekonomik büyüme azalır; istikrarsızlık da devam edebilir. 20
20.2.Para Politikası Ekonomide bir durgunluk veya enflasyon durumu olduğunda, para arzında gerekli ayarlamalar yapmak suretiyle faiz oranını ve dolayısıyla toplam talebi değiştirmek ve bu yoldan ekonomide istikrar ve tam istihdam düzeyinde üretim hedeflerini elde etmeye çalışmaktır. Para politikası hükümetlerle işbirliği halinde merkez bankası tarafından yürütülür. 21
20.2.1.Para Politikası Araçları Karşılık (ihtiyat) oranı, reeskont oranı ve açık piyasa işlemleridir. Karşılık Oranı Merkez Bankası, karşılık oranını artırdığı zaman, bankalar daha fazla rezerv tutmak zorunda kalacak ve bu da bankacılık sisteminde yaratılacak kaydi para miktarını ve dolayısıyla ekonomideki para arzını azaltacaktır. Merkez Bankası karşılık oranını azalttığı zaman, bankaların rezerv olarak tutmak zorunda oldukları mevduat oranı azalacak, borç para isteyenlere daha fazla kredi açılabilecek, bu da bankacılık sisteminde yaratılacak kaydi para miktarını ve para arzını arttıracaktır. 22
20.2.1.Para Politikası Araçları Reeskont Oranı Ticari bankaların merkez bankasından aldıkları borç para için Merkez Bankasına ödeyecekleri faiz oranıdır. Merkez Bankasının ticari bankalara vereceği borç paranın faizini, vereceği borçtan düşmesi (iskonto etmesi) ve borç parayı faizi en baştan ödenmiş haliyle ticari bankalara vermesidir. Ticari bankalar merkez bankasından alacakları bu borç paranın bir kısmını zorunlu karşılık oranı olarak saklayıp geri kalanını müşterilerine kredi olarak borç vereceklerdir. Merkez bankasının uygulayacağı reeskont oranı ne kadar düşük olursa ticari bankaların merkez bankasından borç para alıp bunu müşterilerine kredi olarak aktaracakları para miktarı da o derece fazla olacaktır. 23
20.2.1.Para Politikası Araçları Ticari bankaların bu şekilde müşterilerine daha fazla borç vermeleri bankacılık sistemindeki ve dolayısıyla ekonomideki para arzını artıracaktır. Merkez bankasının uygulayacağı reeskont oranı ne kadar yüksek olursa, ticari bankaların merkez bankasından talep edeceği borç para o kadar az olacak ve dolayısıyla ticari bankaların bu yolla müşterilerine sağlayacakları kredi azalacaktır. Bunun sonucunda da bankacılık sisteminde ve dolayısıyla ekonomideki para arzı azalacaktır. Merkez bankasının ticari bankalara borç vermesi uygulamada şöyle olmaktadır: 24
20.2.1.Para Politikası Araçları Ticari bankalar nakit sıkıntısına düştüklerinde ellerindeki müşteri senetlerini merkez bankasına götürüp iskonto ettirerek merkez bankasına devrederler ve bu şekilde temin edecekleri parayı kredi olarak müşterilerine verirler. Merkez Bankasına devredilen bu senetlere uygulanan iskonto (reeskont oranı) ne kadar düşük ise ticari bankaların müşteri senetlerini merkez bankasına iskonto ettirip nakit elde etmeleri ve elde edecekleri parayı müşterilerine kredi olarak borç vermeleri o derece cazip olur. 25
20.2.1.Para Politikası Araçları Açık Para İşlemleri Merkez bankasının para ve sermaye piyasalarına girerek hazine bonosu ve devlet tahvili gibi menkul değerler alması veya satması açık piyasa işlemleri diye adlandırılır. Merkez bankası, para arzını arttırmak istediği zaman bu değerli kağıtlardan satın alır, para arzını azaltmak istediği zaman bu değerleri kağıtlardan satar. Merkez bankası para ve sermaye piyasalarından değerli kağıtlar satın aldığı zaman, bu değerli kağıtları satanların daha fazla paraya sahip olurlar ve dolayısıyla ekonomideki para arzı artar. 26
20.2.1.Para Politikası Araçları Diğer Bazı Araçlar Merkez bankası ayrıca, disponibilite oranı, ithalat teminat oranı ve ticari bankaları ikna gibi kullanacağı bazı para politikası araçları vardır. Disponibilite oranı: bankaların vadesiz mevduat gibi taahhütlerine karşı bünyesinde bulundurmaları gereken nakit veya kolaylıkla paraya çevrilebilir değerler oranını ifade eder. Merkez bankası disponibilite oranını azaltmak suretiyle ekonomideki para artmasını sağlayabilir. 27
20.2.1.Para Politikası Araçları İthalat teminat oranı: ithalatçıların ithalat lisanslı alabilmek için ithal edecekleri malın TL karşılığının, teminat olarak ticari bankalar aracılığıyla Merkez Bankası na yatırmak zorunda oldukları kısmını ifade eder. Bu oranın artırılması para arzını azaltıcı bir etki yapar. Ticari bankaları ikna:merkez Bankası, ticari bankaların açacağı kredilerin sektörel dağılımını ticari bankaları ikna yoluyla etkileyebilir. Ve telkinlerde bulunabilir. 28
29 İletişim Bilgilerim: Doç.Dr.Tufan BAL Süleyman Demirel Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü ISPARTA baltufan@yahoo.com http://tufanbal.net