Hukuk, Yol Temizliği ve Yeni Anayasa Toplantısı Sonuç Raporu



Benzer belgeler
SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Yeni CHP'nin yeni anayasa vizyonu

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI!

BASIN AÇIKLAMASI: İnsan Hakları Ortak Platformunun TBMM de yeni Anayasa ile ilgili çalışmaları yürütecek olan Komisyonun işleyişine dair önerileri

ADALET KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ. Adalet yürüyüşü korku zincirini kırdı. Cesaret ve umudu ateşledi.

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

Seçim Beyannamelerinin Değerlendirilmesi

İSİPAB Dördüncü Müslüman Kadın Parlamenterler Konferansı Raporu nun Sunumu

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5-

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Cumhuriyet Halk Partisi

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

KADINA ŞİDDET SAATLİ BOMBA MI? ERAY KARINCA

Konferansa katılan tüm kadın sendikacılar aşağıdaki noktaların altını çizip görüş birliğine ulaşmıştır.

ÜST YARGIYA ANAYASA DARBESİ

Cumhuriyet Halk Partisi

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

NKP

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

Avrupa yı İnşaa Eden Gençler

YENİ BİR PERDE AÇILIYOR

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

DÜNDEN BUGÜNE ÜNİVERSİTELER

GÖREVDAŞLIK VE ARTI GÜÇ ZAMANI

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

KESK'in Anayasa Sürecine İlişkin Raporu!

Etkinlik Raporu AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK YASASI HAZIRLIK SÜRECİNE SİVİL TOPLUM KATILIMI STK ÇALIŞTAYI. 23 Aralık 2014, Ankara

Başbakan Davutoğlu Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısı nda konuştu

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNDE GERİ SAYIM BAŞLADI KAMPANYASI DAHA ADİL BİR DÜNYA İÇİN YANIMDA OL

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

BİLİMİN GÜCÜ KARANLIĞI YENECEK AKP HÜKÜMETİ YAPI ÜRETİM SÜRECİNDE NEYİ HEDEFLİYOR TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Sorunlar ve Çözüm önerileri

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2-

YENİ ANAYASA YAPIMINDA GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLER Doç.Dr. Abdurrahman Eren

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

SDP'nin Yeni Anayasaya İlişkin Görüşleri

GENÇLİK ŞÛRASI ÖN KOMİSYON RAPORU DEMOKRASİ BİLİNCİ VE KATILIM MAYIS 2012

T.C. İZMİR İLİ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

Türk Armatörler Birliği

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni:

MERKEZİ İDARE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ. Erol KAYA Pendik Belediye Başkanı

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı

İSTANBUL SANAYİ ODASI 12. SANAYİ KONGRESİ. 30 Nisan 2014

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Türkiye de Stratejik Araştırma Merkezleri: BİLGESAM Örneği

DİYARBAKIR ÇINAR BELEDİYESİ BELEDİYE MEMNUNİYET ARAŞTIRMASI

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

Türkiye de Kadın Alanındaki Koordinasyon Mekanizmalarının Analizi. Ülker Şener Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Transkript:

Hukuk, Yol Temizliği ve Yeni Anayasa Toplantısı Sonuç Raporu Barışın inşasında hukukun rolü... Hukuk, Yol Temizliği ve Yeni Anayasa başlıklı oturumda yapılan değerlendirmeler ve tartışmalarda şu sonuçlara ulaşıldı: Bugün Türkiye barış ve çözüm sürecinin önemli bir aşamasında bulunuyor. Bu sürecin olumlu şekilde gelişmesi ve barışın tesisi için çoğulcu demokrasiyi bütün kurumlarıyla oluşturmak ve işlerlik kazandırmak kaçınılmazdır. Demokrasi, barış sürecinin güvencesi ve olmazsa olmaz şartıdır. Uluslararası deneyimlerden de bildiğimiz ve bugün Türkiye de de yaşanmakta olan bazı engeller, barış ve demokratikleşme sürecinin karşılıklı güven içerisinde ilerleyebilmesi açısından sorunlar yaratıyor. Bunlar, 1. Hukukun üstünlüğü ve adalet idaresindeki zafiyet, 2. Süregelen insan hakları ihlalleri, 3. Güven artırıcı adımların genel olarak tek taraflılık karakteri arz etmesi, 4. Yargı sisteminin özellikle toplumun belli kesimleri açısından yeterli bir güvence sunmamasıdır. Karşılıklı güvenin sağlanması ve barış sürecinin güçlendirilmesi için yukarıda sayılan engellerin ortadan kaldırılması aciliyet arz ediyor. Çatışma hali yerine çözüme yönelik görüşmeler süreci, desteklenmesi gereken bir politikadır. Bu politikanın güçlendirilmesi demokratikleşme yolunda atılacak adımlara bağlıdır. Bu sayede güven tesisi yolunda da ileri adımlar atılması fırsatı doğacaktır. Bu bağlamda, - Ceza mevzuatının yenilenmesi, Terörle Mücadele Kanunu nun kaldırılması; - Temsilde adaleti engelleyen yüzde 10 barajının değiştirilmesi ve Hazine yardımının bütün partilere yapılması başta olmak üzere Siyasi Partiler ve Seçim Mevzuatı; - İfade ve örgütlenme özgürlüğü ile ilgili mevzuatta köklü değişikliklerin yapılması; - Yargı sistemine hakim olan anlayışın değişmesi sürecin başarıyla devam etmesi için hayati önemdedir. Bugün cezaevlerinde bulunan binlerce siyasi tutuklu ve hükümlünün özgürlüğünden yoksun olması da bu saydığımız mevzuatın ve yargı anlayışının ürünüdür. Aynı çerçevede bir güven mesajı vermek üzere Türkiye nin taraf olduğu, temel hak ve özgürlüklere ilişkin tüm uluslararası anlaşmalardaki çekinceler kaldırılmalıdır. Zira bu çekinceler esas itibariyle ülkedeki farklılıkları, eşit ve demokratik bir ortamda yaşamayı ret eden bir anlayıştan kaynaklanıyor.

Bugün kendi ülkesinde demokratik bir ortamda, ortak ve eşit yaşam koşullarını oluşturmak isteyen, dil, inanç, kültür ve kimlik farklılıklarını bir zenginlik olarak gören ve bunların tümünü anayasal güvence altına almak isteyen bir anlayışın bu çekinceleri korumasının anlamı kalmamıştır. Bu nedenle başta Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere, temel hak ve özgürlüklere dair tüm uluslararası sözleşmelerdeki çekinceler vakit geçirilmeksizin kaldırılmalı; insan ve doğa hakları ile ilgili diğer sözleşmeler de imzalanmalıdır. Bu sayede bir demokrasi için elzem olan çoğulculuğun hukukla korunması yolunda önemli bir mesaj verilmiş olacaktır. Türkiye nin idari yönetiminde her dönem merkezi yönetim ve merkezi vesayet anlayışı egemen olmuştur. Bütçenin en az dörtte üçünün harcama yetkisinin merkezde toplandığı ülkemizde bu yanlışlığın ve adaletsizliğin giderilmesi, ekonomik kaynakların daha adil kullanılması için yerelden ve yerinden yönetim anlayışının geliştirilmesi, kararların yerelde ve yerinde alınması ve uygulanması büyük önem taşıyor. Bu bağlamda dünyanın bütün çağdaş demokrasilerinde geliştirilen adem-i merkeziyetçi yönetim anlayışına geçiş Türkiye için atılması gereken bir adım olmalıdır. Denge ve denetim mekanizmalarıyla güçlendirilmiş kuvvetler ayrılığı ilkesine yeni anayasada yer verilmelidir., Yeni bir anayasa ihtiyacı seçimlere veya başkanlık tartışmalarına bağlanamaz. Bugün askeri darbe döneminin ürünü olan 12 Eylül 1982 Anayasası nı kimi tadilatlarla bir geçiş anayasası haline getirmek suretiyle demokratik bir çözüm üretilemez. 1982 Anayasası referans alınarak yeni bir anayasa yapılamaz. Yapılırsa da bu yeni bir anayasa olmaz. Türkiye nin yeni anayasası tekilleşmeye değil, çoğulculuğa vurgu yapan; insan onuruna, insan ve doğa haklarına dayanan; devlet, ulus ve aileden ziyade bireylerin hak ve özgürlüklerini koruyan, kadınerkek eşitsizliğini ortadan kaldırmayı hedefleyen ve her türlü ayrımcılığı ret eden bir anayasa olmalıdır. Türkiye de yaşayan herkesin buluşacağı bu anayasanın; - Herkesin anadiliyle eğitim gördüğü ve hayatın her alanında anadiliyle yaşadığı; - Farklı dil, kültür ve inançların, inançsızların; cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimlerin eşitlik hukuku çerçevesinde tanındığı ve korunduğu; - Toplumsal cinsiyete duyarlı; - Vicdani ret hakkının tanındığı; - Siyasi katılımı, ekonomide adaleti, çevre ve iklim adaletini esas alan bir anayasa olması hepimizin acil, vazgeçilmez talebi ve ihtiyacıdır. Seçimlerden önce yeni bir anayasa çalışmalarının tamamlanması siyaset kurumunun önünde duran önemli bir görevdir. Barışın hukukunu hep birlikte kurmak, geliştirmek ve etkin olarak uygulanmasını takip etmek kararlılığındayız.

Demokrasi ve Barış Konferansı Gerçekleştiriliyor. 25 Mayıs 2013 Yaşar Kemal, Tarık Ziya Ekinci, Vedat Türkali, Orhan Pamuk, Murathan Mungan, Rakel Dink ve Arif Sağ'ın gibi isimlerin çağrıcısı olduğu "Demokrasi ve Barış Konferansı" Ankara Sürmeli Otel'de gerçekleştiriliyor. Konferansta BDP Eş Genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, ÖDP Eş Genel Başkanları Alper Taş ve Bilge Seçkin Çetinkaya, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, HDP eş Genel Başkanları Fatma Gök ve Yavuz Önen, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ve SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan da konferansa katılanlar arasında. Konferansın açılış konuşması BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder tarafından yapıldı. Daha iyi bir dünya fikrine inanan ve bunu kendine dert edinenler olarak burada bulunduklarını ifade eden Önder, büyük bir sürecin temellerini çizmek mutlak olmalı başlıklarını belirlemek için toplandıklarını ifade etti. Önder'in konuşmasının ardından divan seçildi. Divan başkanlığına Prof. Dr. Gencay Gürsoy seçilirken divan üyeliklerine de Bircan Yorulmaz, Garo Paylan, İbrahim Sinemillioğlu, Prof. Dr. Sevilay Çelenk, Prof. Dr. Necla Kurul, Avukat Mehmet Emin Aktar seçildi. Çağıcılardan Arif Sağ ise, uzun zamanlar gülmelerine izin verilmediğini ifade ederek, 20 yıl önce de barış ve demokrasiden bahsettiklerini söyledi. Sağ, barış ve demokrasiden korkulmaması gerektiğini belirterek, Çok fazla laf etmeye, gevelemeye gerek yok. Eğer demokrasi ve barışı algılamıyorsak, biz bütün bu acıları demokrasi ve barışı algılayabilmek için tartışmamız gerekiyor. Bu işi bu barış sevdasını ancak tartışarak kalıcılaştırabiliriz. Bizim elimize verilen barış bir gün tekrar alınabilinir. Biz kendimiz barışı yaratacağız. Bu tartışma kültürüne çağıranlara şunu diyorum; hadi barışı tartışalım diye konuştu. Çağrıcılardan Murathan Mungan, kendilerinden sonraki kuşakların bu konuşulanları konuşmamasını umduğunu kaydederek, toplantıda daha çok barışın konuşulacağını, bu yüzden barış samimiyeti üzerine konuşmasını ayırdığını aktardı. Mungan, barış ve demokrasi kelimelerinin içinin boşaltıldığını dile getirerek, bugün Türkiye nin sınırlarında değil, aklın ve vicdanın sınırının sorumlu olduğunu kaydetti. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, çağrıcılara teşekkür ederek konuşmasına başladı. Katılımcılara da teşekkürlerini ileten Kışanak, bugün ve yarın hep birlikte önemli tartışmalar yürüteceklerini kaydetti. Kışanak ın konuşmasının ardından Orhan Pamuk ve Rakel Dink in gönderdiği mesajlar okundu. Barış İçin Kadın Girişimi adına konuşan Prof. Dr. Nükhet Sirman, savaşın bir cinsiyeti olduğunu gördüklerini ifade etti.

"Hakikat, Yüzleşme ve Adalet, "Hukuk, Yol Temizliği ve Yeni Anayasa" ve "Barışın Toplumsallaşması ve Demokratik Mücadele" isimli toplantı başlıkları belirlendikten sonra komisyonlar ile ilgili konuşmalar yapılıyor. Ankara'da gerçekleştirilen Barış ve Demokrasi Konferensı'na ÖDP tarafından sunulan metin şöyle: Kalıcı Barış İçin Daha Fazla Demokrasi ve Özgürlük Yıllardır iki halk arasında derin yaralar açarak süren savaşın sona ermesi fırsatının doğduğu önemli bir eşikteyiz. Bu eşiğin aşılarak kalıcı bir barışın tesis edilmesinin yolu ise, demokrasi ve özgürlüklerin kalıcı biçimde geliştirilmesinden geçiyor. Bugünlere elbette kolay gelinmedi. Barış bugün bir ihtimalse bu her şeyden Kürt halkının yıllara meydan okuyan örgütlü mücadelesinin ve her koşulda Kürt halkının demokratik hakları ve bir arada yaşam imkanının yaratılması için mücadele edenlerin eseri olmuştur. Kalıcı barışın gerçekleşmesi de yine mücadeleyle mümkündür. O yüzden bugün tamamlanmış bir süreçten değil, aksine ancak yeni bir başlangıçtan söz edebiliriz. Ateşkesin yarattığı olanaklar içinde haliyle Kürt sorunun demokratik çözümünün imkânları çoğalıyor.

Her şeyden önemlisi, bu topraklar üzerinde yıllardır süren savaşın açtığı onca yara bereye, derin acıya Yeter! diyen halklar artık kucaklaşmak istiyor. Hepimizin öncelikli görevi de halkın bu sağduyulu sesine kulak vermek, barışı demokrasi ve özgürlükle ileri taşımak için inisiyatif almaktır. Barış İçin Başka Bir Yol Mümkün Barış bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da onun uğruna mücadele edenlerin eseri olacaktır ve barış ancak uğrunda mücadele edildiği ölçüde kalıcılaşacaktır. O yüzden bugün AKP nin karanlık stratejilerini öne sürerek barışın olanaklarını göz ardı etmek de, pembe gözlükler takıp AKP nin otoriter eğilimlerini görmezden gelerek rehavete kapılmak da aynı ölçüde hatalı iki tavırdır. Bu iki hatalı tavrın da ülke halklarını kendi özgür gelecekleri için özneleştirmek potansiyeli yoktur. O yüzden biz, barış için başka bir çözüm yolu gerektiğine inanıyoruz! Bu çözüm Kürt halkının demokratik haklarına sonuna kadar sahip çıkmaktan, barışı mümkün kılacak her tür gelişmenin kimden geldiğine bakmaksızın yanında tutum almaktan ve AKP nin barışı kendi iktidarını perçinleme stratejisine alet etme niyetine karşı kararlı durmaktan geçiyor. Bugün barışı yalnızca yukarıdaki müzakerelere havale etmeden, toplumsal zeminlerde yaygınlaşmasına, halkların barış iradesini örecek inisiyatiflerin tabanda geliştirilmesine ihtiyaç var. O yüzden toplumsal barış ve demokrasi için taraf olmak, inisiyatif almak tüm devrimcilerin, sosyalistlerin ve solun farklı kesimlerinin tarihsel sorumluluğudur. Hem Barış Hem Özgürlük AKP nin, güçlü barış özlemini Büyük Türkiye hevesinin uzantısı olarak Ortadoğu da üstlendiği aktif taşeronluğu meşrulaştırmak ve yeni Anayasa ile kendi iktidarını güçlendirmek için malzeme yapmaya çalıştığı herkesin malumudur.

Hem bölgesel gelişmeler hem de yurtiçinde Kürt sorununda şiddet politikalarının sürdürülemez hale gelmesi nedeniyle barışa doğru bir adım atan AKP, şimdi bu sürecin olanaklarını kendi hegemonyasını güçlendirmek için kötüye kullanıyor. Fırsat bu fırsat diyerek neo-liberal ve neo-islamcı yeni rejimi anayasal güvenceye bağlamanın, hatta koşullar izin verirse Başkanlık Sistemi ile tek adam tek parti diktasını kurumsallaştırmanın yollarını arıyor. AKP nin bu otoriter eğilimlerini mahkum etmeksizin gerçek bir barışın kazanılması da mümkün görünmüyor. Bu yüzden bugün hem barış hem özgürlüğü birlikte savunmak gerekiyor. Öte yandan AKP bölgede aktif taşeronluk rolünü layıkıyla yerine getirmek için, Bölgesel Güç sloganıyla halkımızın aklını çelmeye çalışıyor. Reyhanlı da patlayan bombalar AKP nin ülkemizi içine sürüklediği durumu, bölgesel savaş dinamiğinin içsel bir olgu haline geldiğini gösterdi. 21. yüzyılın soğuk savaşının odağı konumuna sürüklenen Suriye de küresel güçlerle birlikte bölgesel güçlerin de devreye girmesiyle bir dehşet dengesi oluşmuş durumda. Anti-emperyalist kararlılıkla, Suriye ve bölge halklarının kendi kaderini belirleme iradesini yok eden bu gelişmelere karşı direnmek, barışın ve halkların özgürlüğünü savunmak görevi önümüzde duruyor. Bu da emperyalist müdahalelere ve onunla işbirliği içinde bölgede daha etkin bir güç olmaya yönelen her tür yapıya karşı mücadele etmeyi zorunlu kılıyor. O yüzden artık, ülkede barış ile bölgede barış kopmaz biçimde birbirine bağlı hale geldi. Kürt Sorunun Çözümü Daha Fazla Demokraside Kürt sorunun çözümü ancak daha fazla demokrasiyle mümkündür. Bugün, artık geri çekilmenin gerçekleşmeye başladığı koşullarda, sürecin barış temelinde gelişmesinin yolu demokratikleşme yönünde adımların atılmasından geçiyor. AKP, bu noktada ipe un sermeden, hiçbir bahaneye sığınmadan acil demokrasi adımları atmalıdır. BDP nin yol temizliği olarak ifade ettiği talepleri karşılayarak güven oluşturulmadan bu sürecin ileri taşınamayacağı ortadadır. O yüzden iktidar üzerine düşeni sorumluluğu artık yerine getirmelidir. Atılacak hiçbir adım bir pazarlık unsuru olarak masaya sürülmemeli, yeni rejimi tahkim etme emellerinin ihtiyaçlarıyla, barış sürecinin gerektirdiği adımlar birbirine karıştırılmamalıdır. AKP nin şark kurnazlığı ile torba düzenlemeler ve yasalarla barışın bedeli olarak önümüze koyacağı her fatura, sonuçta barış ve özgürlüğe hizmet etmeyecektir. O yüzden demokrasinin geliştirilmesi ve barış için demokratik adımların atılması, AKP iktidarının inisiyatifine terk edilemez. Ancak demokratik bir muhalefet ve basınçla bu adımların attırabileceğini bilerek hep birlikte mücadele etmeliyiz.

AKP yıllardır 12 Eylül anayasasını kaldırmak yaftası altında yeni rejimin ihtiyaç duyduğu anayasaya ilişkin bir beklenti yarattı. Bugün de bu beklenti körüklenmeye devam ediyor. Mevcut koşullar ve güç ilişkileri göz önüne alınırsa, bu anayasanın halkların sorununa çözüm sunmak bir yana, tam aksine sermayenin ihtiyaçlarına yanıt vermek amacıyla gündeme getirildiği anlaşılabilir. AKP, Başkanlık Sistemi kapsamında sermayenin sınırsız dolaşımını mümkün kılacak, bütün yaşam alanlarını daha cömertçe sermayenin talanına açacak bir düzenleme yapmayı amaçlıyor. Bürokrasi eleştirisi adı altında gündeme getirilen dinamik devlet demokratik bir yapıya değil, aksine devlet otoritesinin güçlendirildiği ve sermayenin bütün alanlara nüfuz etmesinin önünün açıldığı baskıcı bir devlete denk düşüyor. Bu çerçevede piyasalaşma doğrultusunda bir yerelleşme de gündeme getiriliyor. AKP nin, Bütün Şehir Yasası ile bir adım attığı, Avrupa Özerk Yerel Yönetimler Şartnamesinin üzerindeki şerhin kaldırılması, kimi kesimler tarafından bir tür demokratikleşme olarak sunulmaya çalışılıyor. Neoliberal rejimde yerelleşme, sermayenin sınırsız hareket yetisine uygun şekilde yerel hizmetlerin piyasalaşması ve yerel kaynakların doğrudan sermaye aktarılması anlamına gelir. Bu da demokratikleşme değil, aksine yukarıdan aşağıya yeniden yapılandırılmış bir otoriterizm demektir. Kürt sorununda demokratik adımlardan birisi, kamucu bir anlayış temelinde ülkenin tümünde yerinden yönetim ilkelerinin yerleştirilmesi ve yerel meclislerin yönetsel yetkilerle donatıldığı, vali ve kaymamak gibi idari görevlerin seçimle gelmiş yerel inisiyatiflere devredildiği bir modelin uygulanmasıdır. Ancak böylelikle halkın örgütlü gücüyle kendi demokratik iktidar alanlarını yaratması olanaklı hale gelir. Sorunun çözümü konusunda daha önce de defalarca dile getirdiğimiz önerilerimizi burada bir kez daha yineliyoruz, - Görüşmelerin her aşaması kamuoyuyla paylaşılmalıdır, - Halkın tüm kesimlerinin sürece demokratik katılımı sağlanmalıdır, - Siyasi partiler ve seçim yasası değiştirilmeli, demokratikleştirilmeli; seçim barajı kaldırılmalı, temsilde adalet ve eşitlik sağlanmalıdır,

- Anadilde eğitim talebi karşılanmalı, düşünce, ifade özgürlükleri güvence altına alınmalı, siyasi yasaklar tümden kaldırılmalıdır, - Etnik kökeni, dini, dili, kültürü, mezhebi ne olursa olsun Türkiye de yaşayan herkesin anayasal yurttaşlık temelinde eşit haklara sahip olması sağlanmalı, bu anlamda kendi kültürlerini yaşatmaları ve geliştirmeleri anayasal güvence altına alınmalıdır, - Köyünden göç ettirilmiş olanların köye dönüşünü sağlayacak şekilde yasal düzenlemeler gözden geçirilmeli, göç etmiş olanların yerleştikleri yerlerde insanî yaşam koşulları geliştirilmelidir, - Koruculuk sistemi kaldırılmalıdır, - Kim tarafından yapılmış olursa olsun insan hakları ihlallerinin, insanlık suçlarının açığa çıkartılması için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır, - Toprak reformuyla birlikte, kamu eliyle bölgesel kalkınma planları hazırlanmalı, bölgeye ekonomik, sosyal yatırımlarda öncelik verilmeli, eşitsizliği ortadan kaldıracak önlemler alınmalıdır, - Hem sorunun çözümü hem de Türkiye nin demokratikleşmesine hizmet etmesi açısından yerinden yönetim ilkelerinin doğrudan demokrasi temelinde, kamucu bir anlayışla geliştirilmesini, yerel halk meclislerinin yönetsel yetkilerle donatılmasını amaçlayan ve merkezin yetkilerinin yerel yönetimlere devri kapsamında idari, siyasi düzenlemeler gerçekleştirilmelidir, - Dünya deneyimleri de dikkate alınarak bir silahsızlandırma programı belirlenmeli, herkesi kapsayacak bir genel af ilan edilmelidir.