Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 46

Benzer belgeler
Arazi verimliliği artırılacak, Proje alanında yaşayan yöre halkının geçim şartları iyileştirilecek, Hane halkının geliri artırılacak, Tarımsal

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN

İZMİT KÖRFEZİ SULAKALANI. Hazırlayan : Bahar Bilgen

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR

BİRLİKLERDE VETERİNER HİZMETLERİ VE 2013 YILI DEĞERLENDİRME ÇALIŞTAYI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

TEKİRDAĞ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TESKİ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN

in Acigol Basmakci on the morning of October 3, nature lovers have met at events organized for this special day.

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

TOPRAK VE SU KAYNAKLARINDA COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ VE UZAKTAN ALGILAMA UYGULAMALARI

Doğayla Uyumlu Yaşamın Adresi:

DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN

Besin Zinciri, Besin Ağı ve Besin Piramidi

ANAHTAR KELİMELER: TKDK, kalkınma, kırsal, destek, hibe, proje, Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 50

Biyolojik Çeşitlilik

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton)

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

T.C. ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ BİGA MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ DERS İÇERİKLERİ

ORGANİKÇİ AMCADAN GELECEĞİN BÜYÜKLERİNE

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir.

Türkiye Tarımında Enerji Tüketimi

ONUNCU KALKINMA PLANININ ( ) ONAYLANDIĞINA İLİŞKİN KARAR

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

Yazar Abdullah KURHAN Cumartesi, 04 Nisan :29 - Son Güncelleme Pazartesi, 19 Nisan :15

ARAŞTIRMA PROJESĐ SONUÇ RAPORU

BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

AÇLIĞIN ÖNLENMESĠ ve GIDA GÜVENCESĠNĠN SAĞLANMASI

MANİSA TİCARET BORSASI

AYDIN İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ OCAK 2016 KAYE EĞİTİM TOPLANTISI SEDA EMİNE PAYIK TEKNİK İŞLER ŞUBE MÜDÜRÜ

2013 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

Düzenlenmesi. Mehmet TOPAY, Nurhan KOÇAN BARTIN.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza

Gıda Güvenliği, GDO lar ve Sağlıklı Beslenme. Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami TANER (Ph.D.)

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

Tarım alanlarının bölünmesi 50 bin kişiye sorulacak

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 49

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

Pamukta Muhafaza Islahı

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi

PROJE KAPANIŞ KONFERANSI

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TARIMSAL HİZMETLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR STRATEJİK PLANI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YAVRU VATAN ANAOKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI YILLIK EYLEM PLANI

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

BİYOLOG TANIM. Canlı türlerinin tanımlanması, sınıflandırılması, yaşamı ve evrimini etkileyen koşullar üzerinde araştırma yapan kişidir.

Basın Bülteni Release

RES Projelerinin Değerlendirilmesinde Yer Seçiminin Önemi ve Dikkate Alınacak Ekolojik Parametreler

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

Basın Bülteni. BASF, 3. çeyrekte satış hacmini artırdı

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET

2014 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

Organik Meyve Yetiştiriciliğinin Temel Esasları

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

ÇÖLLEŞME/ARAZİ BOZULUMU İLE MÜCADELE RAPORU

Dünya Bankası nın Kırsal Kalkınma Yaklaşımı ve Türkiye Deneyimleri. Halil AGAH Ankara, 2012

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

MNHRP - Aralık TUB Çalışma Raporu

KARBON SALINIMI ve TOPRAK YÖNETİMİ. Bülent Sezer Uluslararası Tarımsal Eğitim Merkezi Müdürlüğü

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

ERZURUM İLİ TARIM SEKTÖRÜ EYLEM PLANI

BAHAR YARIYILI VİZE TARİHLERİ

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

Çevre İçin Tehlikeler

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRÜF ORMANI

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Dicle Vadisinde Pamuk Üretimi Yapan İşletmelerin Mekanizasyon Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Çalışma

8Çevre Tanzimi ve Ağaçlandırma Çalışmaları

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 47

TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ KURSU. Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü Osmanbey Kampüsü, Şanlıurfa

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM Yrd.Doç.Dr. Okan Fıstıkoğlu DEÜ, SUMER

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 23

Oluşumuna ve etkenlerine göre erozyon çeşitleri. Erozyon ve Toprak Korunması

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

talebi artırdığı görülmektedir.

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Kınık Özet Raporu

Transkript:

ÖZET: Türkiye de; yaban hayvanlarının tedavi ve rehabilite edilip, tekrar doğaya salındığı tek merkez olan Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi. Burdur Gölü kıyısında çalışmalarını sürdürüyor. Ülke genelinden yaralı veya zehirlenmiş yaban hayvanları bu merkeze getirilerek tedavi ediliyor. Kara Akbaba merkezi ziyaret eden çocukların en fazla ilgisini çeken hayvanların başında geliyor. Lisinia Proje Koordinatörü Veteriner Hekim Öztürk Sarıca; yakın akrabalarını kanser hastalığından dolayı kaybettiğini, bunun için Lisinia Doğa ve Anti- Kanser Projesi geliştirdiğini söyledi. Proje alanına yurttan ve dünyanın dört bir yanından gönüllü çalışanların geldiğini de ekleyen Veteriner Hekim Sarıca, çok az su tüketen gül ve lavanta ekimi yapmaya başladıklarını belirtti. Sarıca: Destek ve hibe kabul etmeyen bir doğa projesidir. Proje alanımıza geçen yıl 40 binin üzerinde ziyaretçi geldi. Proje alanımız hayvanat bahçesi değildir. Lisinia proje alanımız ve yaptığımız çalışmalarla; kansere, Burdur Gölündeki çekilmeye, kullanılan enerji yöntemlerinin doğaya verdiği zarara, gen muhafazasına, bitkisel tedavi yöntemlerine, doğa dostu tarım projelerine ve zararlı kimyasallara dikkat çektik. dedi. LİSİNİA ABSTRACT: The only center in Turkey where rehabilitate and treat wild animals and let them free afterwards, Lisinia Wild Life Rehabilitation Center continues to its activities around Burdur Lake. Wounded or poisoned wild animals all around the country are brought here for the treatment. Black Vulture is one of the most favourite animals for the children visiting the Center. Lisinia Project Coordinator Vet Öztürk Sarıca said that he developed the Lİsinia Nature and Anti Cancer Project since his closest relatives died of cancer. Voluntary workers are coming to the project area from all over the country and world. Vet Sarıca stated that they started to plant roses and lilacs which requires less water. Sarıca: It is a nature project which does not accept grant or support. Over 40 thousand people visited our project area last year. Our project area is not a zoo. We focused on cancer, water regression of Burdur Lake, harms of energy methods on the nature, gen protection, herbal treatment methods, agricultural projects and harmful chemicals by our Lisinia project area and activities. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 45

Yaban hayvanlarının ülkedeki tek Acil Servis ve Müşahede alanı olan Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi çalışmalarına devam ediyor. Akbaba, kartal, şahin, yaban domuzu, leylek gibi pek çok hayvanın tedavi ve rehabilite edildiği merkezde Veteriner Hekim Öztürk Sarıca ile birlikte incelemelerde bulunduk. İnceleme gezimize Afyon dan gelen minik- meraklı öğrenciler ve Veteriner Fakültesi akademisyenleri ile dünyanın dört bir yanından gönüllü olarak gelen gençler de katıldı. Burdur Gölü nün karşı kıyısına yakın bir alanda kurulan ve Karakent Köyü ne yakın mesafedeki merkezde betonarme yapılardan uzak, ahşaptan yapılma teras, kanser evleri, barınak ve kafeslerle rehabilitasyon, iyileştirme ve eğitim çalışmaları yapılıyor. Merkezdeki yaban hayvanlarının, uzman kişiler ve gönüllü olarak gelen gençlerle beslenme ve bakımı yapılıyor. İyileştirilen hayvanlar da getirildikleri, bulundukları yere götürülüp, oralardan doğaya bırakılıyor. Merkezde ayrıca kanser hastaları için yine ahşaptan yapılma kanser evleri (kanser piramitleri) de bulunuyor. Dünyada ilk ve tek olarak hibe ve maddi destek almadan hayata geçirilmiş bir doğa projesinden duyduğu gururu ifade eden Lisinia Proje Koordinatörü Veteriner Hekim Öztürk Sarıca, mevzuat uygulamaları ve diğer gördüğü baskılardan da şikâyetçi. Sarıca, Fransa menşeili verilmek istenen 500 bin Avroluk hibeyi kabul etmediği için bir yıl daha geç hizmete açıldıklarını vurguladı. Destek ve hibe kabul etmeyen bir doğa projesidir. Doğanın ve Lisinia nın yeniden dirilişi ve anti- kanser projesidir. şeklinde Lisinia yı tanımlayan Sarıca; Lisinia nın, Pisidia dönemlerindeki bir şehrin adı olduğunu, bu doğa projesiyle birlikte kanser hastalığı için de anti- kanser çalışmalar başlattıklarını belirtti. Sarıca; tüfekle vurularak yaralanmış bir Yılan Kartalı nı tedavisini sürdürürken Farelerin ölmesi için tarlalara kimyasal zehir atılmış, fare bu zehri yemiş. Sonrasında yılan, zehiri yiyen fareyi yutmuş ve zehrin etkisiyle yavaş hareket etmeye başlamış. Bu Yılan Kartalı da yavaşça hareket eden o yılanı yakalamış ve yemiş. Zehir bu kartala da etki etmiş ve bazı bilinçsiz kişiler de zehirden etkilenen bu kartalı tüfekle yaralamış. diyerek, hayvanla mücadelede her türlü kimyasal ilaca karşı olduğunu, kimyasal ilaçların tarladan yemek sofrasına kadar gelebildiğini dile getirdi. Sarıca, ayrıca sigara ile kanserin bir tutulduğunu, fakat sigaranın kanser oranının %10 dolaylarında olduğunu, kalan %90 lık kısımda kimyasal ilaçlar, fabrikaların takmadığı baca filtreleri, yakılan plastik ve kâğıtlar ile ihtiyaç fazlası tüketilen her bir ürünün yer aldığını vurguladı; damacana sularında ve şehir içme suyu şebeke borularında da kansere neden olan maddelerin bulunduğunu kaydetti. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 46

Sarıca projelerine örnekler verdi ve Burdur Gölü nün çekilmesi ve proje alanında, suyun tasarruflu kullanılması, içme sularındaki zararlı kimyasallar üzerine proje, Kullanılan enerji yöntemlerinin doğada yaptığı zararlı etkiler ve yenilenebilir enerji yöntemleri, Zararlı kimyasallar ve kansere karşı proje, Doğa dostu tarım uygulamaları projesi, Yaban hayatı rehabilitasyon merkezi projesi, İnsanlık ve yaşanılabilir bir dünya için her tür kansere karşı savaş açan proje, Doğa eğitimi projesi, Yöresel hayvan ve bitki türlerinin üretimi ve gen muhafazası projesi, Bitki, hayvan ve insan hastalıklarında homeopati ve bitkisel tedavi yöntemleri projesi geliştirdiklerini söyledi. Nesilleri katletmek istemiyorsak kanserojen maddelerden uzak yaşayalım Sarıca: Her geçen gün doğa ve insanlar hızla bozuluyor; hayvanların ve de bitkilerin yaşam alanları yok oluyor. Dünya, kimyasallarla kirletilmiş durumda. Bunlardan dolayı sağlıklı yarınlar için kansere karşı savaş açan projeler hazırladık. Günümüzde maalesef kanserojen madde içermeyen hiçbir şey kalmadı. Mümkün olduğu kadar bunların bilinciyle, doğala ve doğal hayata yakın yaşamak kanserden biraz daha uzak tutacaktır. Kanserden korkmalıyız, insanlar korkmadan tedbir almaz. Vücudumuzda bizi kansere karşı koruyan çok güçlü bir sisteme sahibiz. Eğer böyle olmasaydı günümüzde maruz kaldığımız yüzlerce kanserojen maddeden herhangi biri bizi kanser hastası yapmaya yetebilirdi. Bundan sonra şansımızı daha fazla zorlamamalıyız. Çünkü savunma sistemimiz de yorgun düşebilir ve üzerindeki baskısı artabilir. Bir karar vermeliyiz: ya bol kanserojen maddeli kısa ömür ya da az kanserojen madde ve uzun ömür. Bizler eğer gelecek nesillerin katili olmak istemiyorsak kanserojen maddelerden uzak yaşamalı ve yaşatmalıyız. Unutmamalıdır ki kanser yarın sizin de kapınızı çalabilir. Ben; iki dedemi, babamı ve çok sayıda arkadaşımı kanserden kaybettim ve annem de kansere yakalandı. Üniversite hayatım boyunca almış olduğum Toksikoloji ve Çevreye ilişkin derslerle ve de doğanın hızlı bozulmasına ilişkin teşhislerle bu proje hayat buldu. Kansersiz Gelecek Elimizde projesinin temel eylemlerinden biri kanser konusundaki farkındalığı gelişmiş, bilinçli bir yaşam sürerek, olabilecek riskleri en aza indirmektir. Göller Bölgesigöller Aylık bölgesi Hakemliekonomi Ekonomive vekültür Kültürdergisi Dergisiayrıntı/ Ayrıntı/47

Aynı zamanda günümüzde yaşayan insanlar olarak kabullenilmesi gereken gerçeklerden biri, gelecekte tüm bireylerin potansiyel bir kanser hastası olduğudur. Bu kapsamda bu güne kadar proje ile ülkemiz için bir ilk niteliğinde olan Lisinia Doğa alanında Kanser Evi ve Kanser Piramitleri yapılmıştır. Kansere sebep olan özellikle kimyasalların ve kanserin günümüzde insanların üzerindeki etkisinin görseller kullanarak sergilendiği çalışma merkezimiz, ziyaretçileri tarafından ilgi görmekte ve iz bırakmaktadır. Zararlı Kimyasallar ve Kansere Etkileri ana başlığında merkezimiz ziyaretçilerine kanser evi ve piramitleri içerisinde görseller ile desteklenmiş eğitimler verilmekte ve günlük hayatta kullanabilecekleri tedbirler anlatılmaktadır. Bu çalışmalarda ben de yer almaktayım. Lise, ilköğretim okulları ve üniversitelere gidilerek projemizi tanıtılmakta ve farkındalık eğitimleri yapılmaktadır. Bitkisel destekleyici tedavi yöntemlerinin günümüzde en önemli unsurlarından olan homeopati ve fitoterapi yöntemlerinin uzmanı olarak, tarafımdan uygulamalı tanıtımı yapılmaktadır. dedi. Yaşamak İçin Burdur Gölünü Yaşat Sarıca: Burdur Gölü, suyu azaldığı İçin can çekişiyor; Tedbir alınmazsa insanlar kanserojen kimyasallarla karşı karşıya gelecek. Tektonik bir göl olan Burdur Gölü eski çağlarda 200 metre derinliğinde geniş bir su kütlesiyken, günümüzde çok daha az derinlikte olan bir su kütlesi haline gelmiştir. Yerkürenin ısınması, iklimsel değişiklikler sonucu buharlaşmanın çok, yağışın az olması ile birlikte su azalarak günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde ise yine iklimsel değişiklikler, modern tarım uygulamaları, sözde içme suyu göletleri ile göl artık beslenemez duruma gelmiş, 20-30 yıl ömür biçilen bir göl halini almıştır. Burdur Gölü nü bir havza olarak düşünmek gerekmektedir. Göle uzak alanlardaki suyun kullanımı dahi gölü ciddi şekilde etkilemektedir. Burdur ve çevre havza için hayati önem taşıyan gölün kurtarılarak gelecek nesillere aktarılması bölge açısından hayati önem arz etmektedir. Lisinia Doğa olarak Burdur Gölü nün çekilmesine dikkat çekmek ve çekilmenin sonlandırılarak gölün kurtarılmasını sağlamak amacıyla 5 yıl önce başlatılan Lisinia dan Dünya ya; Yaşamak İçin Burdur Gölünü Yaşat! projesiyle merkez bünyesindeki tüm faaliyetlerde, civar Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 48 köylerde ve bölge genelinde örnek bir model oluşturmak ve bu modeli öncelikle bölgeye ve ülkemize sonrasında ise dünyaya tanıtarak küresel ölçekte su kullanımının doğru yönlendirilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar yürütülmektedir. 2007 yılından itibaren sürdürülen proje kapsamında; Lisinia Doğa Proje alanı içerisinde ve merkeze bağlı olarak farklı projelerde kullanılan arazilerin tümünde (195 dekar) damlama sulama yöntemi ile tarım yapılmaya başlamıştır. Özellikle bölgedeki civar köylerin tümünde kullanılan salma sulama yöntemleri ile normal şartlarda 35 dekar alan sulanmaktayken, geliştirilen sistemle aynı miktardaki su ile 195 dekar alan sulanabilmektedir. Bölgede bir ilk olma özelliği taşıyan bu uygulama projenin önemli kilometre taşlarından olmuştur. Merkezdeki arazilerin tümüne damlama sulama sistemleri kurulduktan sonra, projenin örnek teşkil edilmesi amacıyla, civarda bulunan köyler gezilerek proje anlatılmaya başlanmıştır. Bunun sonucunda merkeze civar köylerden tarımsal alanda faaliyet gösteren yüzlerce köylü ziyaret gerçekleştirmiş, merkezde yapılan uygulamalar ve sağlanan tasarruf ayrıntılı bir şekilde anlatılarak bilinçlendirilmeleri ve teşvik edilmeleri sağlanmıştır. Bu çalışmanın sonunda civarda bulunan tüm köylerde damlama sulama sistemlerinin kullanılmasında yaklaşık %20 lik bir artış olmuş dolayısıyla binlerce metreküp suyun tasarrufu sağlanmıştır. Bu da özellikle Burdur Gölü nün çekilmesindeki en büyük etkenlerden biri olarak karşımıza çıkan bilinçsiz yapılan sondajlar ve yapılan vahşi sulama (salma sulama) yöntemi karşısında göle giden yer altı su kaynaklarının korunması yönünde çok önemli bir adım olmuştur. Gül ve lavanta dikimi Suyun tasarruflu kullanılması ve Burdur Gölü nün çekilmesinin önüne geçilebilmesi adına bölge için yapılacak en gerekli çalışmalardan birisi de az su tüketen ya da sadece yağmur sularıyla yetişen bitkilerin Burdur Gölü havzasında üretiminin yapılmasının teşvik edilmesidir. Bu noktada Lisinia Doğa bölgeye örnek teşkil etmesi bakımından proje alanında kullanılan tüm arazilerde suyu az tüketecek ve bölge halkı için sürdürülebilir gelir modeli oluşturacak ürünler yetiştirmektedir.

Bu amaçla; Göller yöresi kültürünü ve gölün ömrünü gülle uzatma projesiyle birlikte gül dikimi yapılmıştır. Projenin devamında lavanta dikimi projesi yapılarak hem ekolojik üretime katkı (yabani ot mücadelesi zararlı böcek mücadelesi) hem de suyu az kullanması itibariyle bu konuyla ilgili ürün deseni gösterime açılmıştır. Yine merkezde yapılan tüm bu çalışmalar civar köylerde anlatılmakta ve merkeze gelen tüm ziyaretçilere uygulamalı olarak gösterilip teşviki sağlanmaktadır. Burdur Gölü nün çekilme nedenlerini incelediğimizde; en önemli sorun bilinçsizce yapılan hayvancılıktır. Yaptığım tespitte, Burdur Gölü havzasında yer alan köylerdeki büyükbaş hayvan sayısının çok ciddi rakamlara ulaştığı görüldü ve havzadaki toplam 145 bine yakın büyükbaş hayvan sayısını göl havzasının toplam su potansiyelinin çok üstünde olduğu sonucuna varıldı. Büyükbaş hayvancılık için bölgede yetiştirilen ve çok fazla suya ihtiyaç duyan bitliklerden özellikle yonca ve mısır yetiştiriciliği için yapılmak zorunda olan sulama havza kapasitesinin çok üstüne çıkmıştır. Akan dereler üzerine göletler yapılmış ve özellikle göle gitmesi gereken yer altı suları sondajlarla bitirilerek bilinçsizce vahşi sulamayla su tüketilmektedir. Buna ek olarak özellikle kamu kurumları tarafından teşvik edilen büyük baş hayvancılık şu an için havzanın kapasitesinin üzerine çıkmıştır. Bu uygulamanın önüne geçebilmek için Lisinia dan Türkiye ve Dünya ya: Yaşamak İçin Burdur Gölünü Yaşat! Projesi kapsamında yetiştirilmesinde özellikle doğadan yararlanılan ve beslenmeleri için çok fazla suya ihtiyaç duyulmayan ve bölgeye özgü cinsleri bulunan keçi ve koyun yetiştiriciliği teşviki çalışmalarına başlanmıştır. Lisinia dan Türkiye ve Dünya ya: Yaşamak için Burdur Gölünü Yaşat! Projesi kapsamında Türkiye nin önemli sulak alanları arasında gösterilen ve aynı zamanda sit alanı olarak ilan edilmiş Burdur Gölü çevresindeki özellikle köylerde yaşayan çocuklara yaşadıkları bölgenin değerini anlatmak ve göl havzasının geleceği adına ne derecede önemli olduğunun küçük yaşta farkına varmalarını sağlamak amacıyla Lisinia Doğa ekibi; Türkiye nin ve dünyanın farklı bölgelerinden gelen Lisinia gönüllüleri ve Küresel Çevre Derneği gönüllülerinin katkılarıyla uygulamalı eğitim çalışmaları yapılmıştır. Eğitimler hem çocukların kendi okullarında hem de merkez bünyesinde uygulamalı olarak verilmiştir. Bu eğitimlerde ailelerinin yıllardır yaptığı hatalı sulama şekillerinin gölün çekilmesine etkisi aktarılmış, gölün geleceğinin kendi ellerinde olduğunun farkındalığı kazandırılmıştır. Suyun tasarruflu kullanımı konusunda pratik bilgiler öğrenen çocukların günlük hayatlarında dikkatli olmaları teşvik edilmiş, hatalı sulama teknikleri kullanan aileleri ile diyalog kurmaları ve bu konu üzerine düşünmeleri sağlanmıştır. Aynı eğitimler alana gelen göl havzasında tarım ve hayvancılık yapan köylülere de verilmiştir. Damlama sulamadaki su, elektrik ve zaman tasarrufu anlatılmış ve gölün çekilmesiyle birlikte ortaya çıkacak olan göl tabanındaki kimyasal ve bazıları kanserojen maddelerin sebep olabileceği hastalıklar ve sağlık sorunları paylaşılmıştır. Proje kapsamında üretilen modelin çarpan etkisinin yaratılması için bu süre zarfında GEO nun (Küresel Çevre Derneği) merkezde yaptığı uluslararası organizasyonlar ile modelin öncelikle Avrupa daki ilgili sivil toplum kuruluşlarına tanıtılması ve uygulamanın farklı ülkelerde de yapılması amacıyla çalışmalar yürütülmüştür. Bu kapsamda Avrupa nın 8 farklı ülkesinden 14 farklı sivil toplum kuruluşu temsilcisi proje kapsamında yapılan etkinliklere dâhil edilmiştir. Aynı zamanda merkezde Türkiye nin tüm bölgelerinden gelen farklı sivil toplum kuruluşlarına çalışmalar anlatılmış ve örnek uygulamaların kendi bölgelerinde sürdürülebilmesi adına alt yapı çalışmalarına başlanmıştır. Süreç içerisinde sosyal medya sayfaları, internet siteleri ve mail grupları aktif şekilde kullanılmış, hazırlanan broşürler bölgede uygulama yapılan okullar, köyler ve Burdur merkezde dağıtılmış ve on binlerce kişinin projeden haberdar olması için çalışmalar yapılmıştır. dedi. Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi Sarıca: Dünyada nesli azalmakta olan Dikkuyruk Ördeklerinin dünya popülasyonunun, yaklaşık yüzde 75 inin kışladığı ve sayıları 11.000 e ulaşan fauna varlığı ile uluslararası kriterlere sahip bir sulak alandır. Özellikle gölün kuzeyinde ve doğusunda yoğunlaşan kuş popülasyonu, kuş gözlemcisi doğa tutkunlarının ilgisini çekmektedir. Bölgede bulunan yaban hayvanları incelendiğinde; kınalı keklik, ördek, kaz, güvercin, tavşan, meke, porsuk, kurt, tilki, çakal, yaban domuzu, sazlık-yaban kedisi karga ve saksağan sayılabilir. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 49

Aynı zamanda Ramsar Alanı olan Burdur Gölü havzası yaban hayatı açısından ülkemizin en önemli alanları arasında bulunur. Dolayısıyla bu alanın korunması ve geleceğe taşınması adına yaban hayatının sürdürülebilirliği çok önemlidir (Yaban hayvanları zararlı kimyasallara çok duyarlıdırlar. Yöresel yaban hayvanları sayısı o yörenin doğallığı ile doğru orantılıdır). Bu amaçla Burdur Gölü Havzası ndaki köylerde ve Denizli, Afyonkarahisar, Isparta illerinin köylerinde de (Bu iller göller yöresine dahil olup; Acıgöl, Salda Gölü, Yarışlı Gölü, Eğirdir Gölü ve pek çok irili ufaklı gölleriyle birlikte kuş göç yolları üzerinde bulunmaktadırlar) yıllardır çalıştım ve sonucunda ülkemizin ilk Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezlerinden biri Lisinia Burdur Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi kurulmuştur. Merkeze gelen özellikle stajyer veteriner öğrenciler ve farklı meslek dallarından gönüllüler tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda; bu güne kadar Burdur Gölü havzasından özellikle avcılar tarafından vurulmuş, kimyasallar tarafından zehirlenmiş ve çeşitli hastalıkları olan yaban hayvanları merkezde tedavi programına alınmakta ve sonrasında tekrar doğaya geri kazandırılmaktadır. Bu şekilde hem bölgenin yaban hayatı popülasyonunun korunması adına somut adımlar atılmakta, hem de yaban hayvanlarının tedavi süreçleri boyunca merkeze gelen binlerce gönüllü tarafından kontrollü bir şekilde gözlemlenmesi sağlanarak farkındalık yaratılmaktadır. Aynı zamanda alana ziyarete gelen çiftçilere yanlış insektisit herbisit fare zehiri (rodentisit) kullanmanın yaban hayatına zararlı etkileri çevre ve ekolojiye zararları, içme sularında ve göl sularındaki yarattığı kirlilik anlatılmaktadır. Rehabilitasyon Merkezimize en az; Pelikan(1), Çeltikçi(2), Sakar Meke(5), Yeşilbaş Ördek(2), Angıt(27), Çakır(4), Yılan Kartalı(3), Leylak(47), Flamingo(3), Kerkenez(24), Kara Akbaba(1), Kızıl Akbaba(1), Kukumav(14), Baykuş(6), Kulaklı Orman Baykuşu(6), Peçeli Baykuş (6), Kocagöz(2), Domuz(2), Gökçe Delice(1), Gökdoğan(8), Atmaca(12), Sülün(1), Kumru(6), Kaplumbağa (9), Gri Balıkçıl(2), Sığır Balıkçılı(4), Alaca Balıkçıl (6), Küçük Beyaz Balıkçıl(1), Güvercin(2), Üveyik(2), Saz Delicesi(1), Tepeli Toygar(2), Serçe(2), Çoban Aldatan (3), Kırlangıç(3), Ebabil(1), Keklik(26), Şah Kartalı(1), Delice Doğan(12), Çakal(1), Martı(2), Şahin(320) getirilmiştir. Yerli Bitki - Hayvan Türlerinin Üretimi ve Gen Muhafaza Sarıca: Ülkemiz dünyada yetişen birçok meyve ve sebze türünün gen merkezi veya gen merkezleri sınırları içinde bulunmakta olup, çok Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 50 geniş bir genetik zenginliğe sahiptir. Araştırmalar sonucunda; florasında 163 familyaya bağlı 1.225 cins ve 9.000 tür bulunan ve bunlardan 3.000 türü endemik nitelikte olan Türkiye nin; 203 familyaya ilişkin 2.500 ü endemik 1.200 türe sahip Avrupa ile karşılaştırıldığında bitkisel gen kaynakları bakımından ne kadar zengin bir ülke olduğu kolaylıkla görülmektedir. Tespitlerle, gen merkezleri incelendiğinde, dünyadaki sekiz gen merkezinden ikisi (Yakın Doğu ve Akdeniz Havzası Gen merkezleri) Anadolu topraklarını da kapsamaktadır. Yapılan kazılar ve çalışmalara göre 4-5 bin yıl önce Anadolu da çoğu meyve türlerinin yetiştirildiği anlaşılmaktadır. Doğal seleksiyonlar sonucu, bazı iyi özelliklere sahip yöresel çeşit ve tipler günümüze kadar ulaşmıştır. Ancak farklı nedenlerden dolayı çok zengin olan meyve-bağ genetik kaynağımız hızlı bir şekilde erozyona uğramaktadır. Araştırmalarla; bu durumun önemini kavrayan Avrupa ve Asya ülkeleri nesli azalan bitkileri muhafaza etmek için gen bankaları ve botanik bahçeleri kurmuşlardır.

Ülkemizde ise genetik kaynakların toplanması, korunması ve değerlendirilmesi amacıyla, ülke çapında ilk olarak genetik kaynakların belirlenmesi üzerine 1978 yılında çalışmalara başlanılmıştır. Nüfus artışı ve ekonomik baskı geleneksel tarım sistemlerindeki değişimi hızlandırırken, biyolojik çeşitlilik hızla azalmaktadır. Hayvan genetik kaynakları, biyolojik çeşitliliğin bir unsuru olup insanların gıda ve tarım alanında ihtiyaç duyduğu talebi karşılamaktadır. Özellikle çiftlik hayvanları genetik kaynaklarının yok olması doğrudan insan yaşamı ile ilişkilidir ve konunun ekolojik yönü yanında sosyoekonomik yönü de bulunmaktadır. Türkiye, dünyanın en önemli gen merkezlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Arkeolojik kanıtlar, koyun, sığır ve keçinin Anadolu da veya çok yakınında evcilleştirilmiş olduğunu göstermektedir. Günümüzde bu türlere ait ırklara ve özelliklerine dayalı ayrıntılı bir sayım yapılamadığından ırkların bugünkü durumları hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamamaktadır. Ancak, geçen yarım yüzyıl içerisinde ülkemizde çiftlik hayvanları genetik kaynaklarında ciddi kayıplar yaşandığı bilinmektedir. İncelemelerle; Yapılan ıslah çalışmaları ve yetiştirici tarafından yoğun ve bilinçsiz melezlemeler, geçtiğimiz yıllarda yoğun olarak yaşanan hayvan ithalleri ve sığırda yaygın suni tohumlama çalışmaları, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye de de aynı sonucu doğurmuş; hayvan genetik kaynaklarındaki çeşitliliğin azalması veya kaybolması tehlikesini de beraberinde getirmiş, hatta bazı ırklarımız tanımlanıp, kayıt altına alınamadan yok olmuştur. Bu durum ıslah çalışmaları ile genetik kaynakların korunması arasında bir denge oluşturulmasının ne derece önemli olduğunu gözler önüne sermiştir. Merkezimizde yürütülen çalışmalarda çok önemli bir yer tutan yerli bitki ve hayvan ırklarının toplanması ve yetiştirilmesi çalışmalarına merkezin kurulduğu ilk günden itibaren devam edilmektedir. Bu kapsamda; merkezde yetiştirilen tüm ürünler yüzyıllardır bölgede yetiştirilen, yöreye ait tohumlardan üretilmektedir. Bu tohumlar tarafımdan yıllardır bölgenin tüm köylerinde yapılan veterinerlik çalışmaları sonucu köylülerden toplanmış ve merkezde özenle korunarak ekim-dikim çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bölgedeki köylerden toplanan çok değerli tohumların önemi gezilen tüm köylerde anlatılmış ve yerli tohum kullanılması teşvik edilmiştir. Projenin devamında alan içerisine yapılacak merkez ile tohumların uygun koşullarda muhafazasına yönelik bir gen bankasının temelleri atılacaktır. Bölgede yetiştirilmesi uygun bulunan ve korunması gereken keçi, koyun ve karasığır yetiştiriciliği başlayacak ve yöredeki yerel ırkların korunması projesi uygulamalı bir biçimde yöre halkına anlatılmaya devam edecektir. dedi. Lisinia, enerjisini doğadan alıyor Sarıca: Ülkelerin sanayi devrimiyle birlikte başlayan ekonomik kalkınma yarışı, teknolojik gelişmeler, nüfus artışı, insanların daha konforlu yaşam arzusu gibi nedenlerden dolayı özellikle son 50 yılda enerji tüketimi hızla artmıştır. Günümüzde tüketilen enerjinin yaklaşık %90 nını kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil kaynaklar ve nükleer enerji oluşturmaktadır. Fosil kaynakların rezervlerinin sınırlı olması, küresel ısınma, asit yağmurları ve benzeri çevre ve insan sağlığına zararları ile özellikle 1973 te yaşanan petrol krizi gibi sebeplerden dolayı ülkeler bu kaynaklara alternatif olabilecek temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili çalışmalara başlamışlardır. şeklinde konuştu. ANAHTAR KELİMELER: Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi, Veteriner Hekim Öztürk Sarıca, Lisinia, anti kanser, Pelikan, Çeltikçi, Sakar Meke, Yeşilbaş Ördek, Angıt, Çakır, Yılan Kartalı, Leylak, Flamingo, Kerkenez, Kara Akbaba, Kukumav, Kulaklı Orman Baykuşu, Kocagöz, Domuz, Gökçe Delice, Gökdoğan, Atmaca, Sülün, Kumru, Balıkçıl, Üveyik, Saz Delicesi, Tepeli Toygar, Çoban Aldatan, Kırlangıç, Ebabil, Keklik, Şah Kartalı, Delice Doğan, Çakal, Martı, Şahin, gen muhafaza, Burdur Gölü, kanser evi, kanser piramitleri. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 51